Arlec 25mg Tablet

advertisement
Arlec 25mg Tablet
28 Tablet
Terapötik Kategori > Kardiyovasküler Sistem İlaçları
FORMÜLÜ :
Her bir Arlec tablet etken madde olarak 25mg karvedilol içermektedir.
FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER :
Farmakodinamik Özellikler:
Karvedilol, alfa-1 reseptörleri bloke edici aktivitesi olan non-selektif beta adrenerjik blokör bir ilaçtır.
Karvedilol periferik damar direncini vasodilatasyona neden olarak ve renin-anjiotensin-aldosteron
sisteminin etkinliğini beta adrenerjik reseptörleri bloke ederek düşürür. Plazma renin aktivitesini
azaltır.
Karvedilolun intrinsik sempatomimetik aktivitesi yoktur ve propranolol gibi membran stabilize edici
özelliği vardır.
Karvedilol iki steriyoizomerden oluşur. Beta adrenerjik reseptör blokör etkisi S(-) enantiomerine
bağlıdır. Buna karşın alfa-1 blokör etki ise, her iki enantiomere bağlı olarak meydana gelir.
Farmakokinetik Özellikler:
Emilim: Karvedilol ağızdan alındıktan sonra hızla emilir. Mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %25’dır.
Steriyoselektif biyoyararlanım; R-formu için %30, S-formu için %15’dir. Oral dozu takiben yaklaşık 1
saatte plazma doruk konsantrasyonuna ulaşır. Doz ve plazma konsantrasyonları arasında doğrusal bir
ilişki vardır. Yiyecekler biyoyararlanımını ve maksimum plazma konsantrasyonlarını (Cmax)
etkilememesine rağmen, maksimum serum konsantrasyonuna ulaşmak için geçen zamanı (tmax)
uzatır.
Dağılım: Karvedilol yüksek oranda lipofiliktir, yaklaşık %98-99 oranında plazma proteinlerine bağlanır.
Dağılım hacmi yaklaşık 2 l/kg dır ve karaciğer sirozu olan hastalarda artar.
Metabolizma: Karvedilol oldukça büyük oranda ilk geçiş etkisi gösterir. Oral uygulanmasını takiben ilk
geçiş metabolizması %60-75’dır. Büyük ölçüde karaciğerde metabolize olur ve temel reaksiyonlardan
biri glukuronidasyondur. Karvedilol ile karşılaştırıldığında daha zayıf vazodilatatör özelliğe sahip beta
adrenerjik reseptör blokör etkinliği olan 3 metaboliti vardır.
Atılım: Eliminasyon yarı ömrü 6-10 saat arasında değişir. Plazma klirensi yaklaşık 590 ml/dk dır.
Eliminasyon başlıca safra yoluyla olur ve dışkı ile atılır. Küçük bir kısmı ise çeşitli metabolit formları
halinde böbreklerden atılır.
Karvedilolun farmakokinetiği yaştan etkilenir. Yaşlı deneklerde, karvedilolun plazma düzeyleri gençlerle
karşılaştırıldığında %50 daha yüksek bulunur. Karaciğer sirozu olan hastalarla yapılan bir çalışmada,
karvedilolun biyoyararlanımı 4 kat, plazma doruk konsantrasyonları sağlıklı gönüllülere göre 5 kat daha
yüksek bulunmuştur. Karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlarda ilk geçiş etkisi azaldığı için
biyoyararlanım %80’e kadar artar. Bu yüzden, karvedilol klinik olarak belirgin karaciğer yetmezliği olan
hastalarda kontraendikedir.
Başlıca karaciğerde metabolize olmasına rağmen, böbrek yetmezliğinde plazma konsantrasyonları
artmaktadır.
ENDİKASYONLARI :
Hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği(ağır kalp yetmezliği ve konjesyone kalp yetmezliği hariç),
miyokart infarktüsünü takiben gelişen sol ventrikül disfonksiyonu ve koroner kalp hastalığı tedavisinde
endikedir.
KONTRENDİKASYONLARI :
Karvedilol, Belirgin sıvı retansiyonu olan ya da intravenöz inotropik tedavi gerektiren kalp yetmezliği
olan hastalarda,
Karvedilol ya da ilacın içerdiği diğer bileşenlere karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda,
Karaciğer işlev bozukluğu olan hastalarda,
Diğer beta blokörlerde olduğu gibi: Bronkospazm ve astım, 2. ve 3. derece A-V blok, şiddetli bradikardi
(<50/dk), kardiyojenik şok, hasta sinüs sendromu, ağır hipotansiyon, metabolik asidoz ve
feokromasitoma öyküsü olan hastalarda kontrendikedir.
UYARILAR / ÖNLEMLER :
Konjestif kalp yetmezliği (KKY): KKY olan hastalarda karvedilolun dozunun arttırılmasına bağlı olarak
kalp yetmezliğinde kötüleşme ve sıvı retansiyonu görülebilir. Bu durumda diüretik dozu ayarlanmalı ve
karvedilol dozu klinik denge oluşana dek arttırılmamalıdır. Bazen karvedilol dozunun azaltılması,
nadiren geçici olarak karvedilolun kesilmesi gerekebilir. Bu tür durumlar karvedilolün sonra başarı ile
uygulanmasına engel oluşturmaz.
Digoksin, diüretik ve/veya ADE inhibitörü kullanan ve kronik kalp yetmezliği bulunan hipertansiyon
hastalarında karvedilol dikkatli kullanılmalıdır. Digoksin ve karvedilolun her ikisi de atriyoventriküler
iletiyi yavaşlatabilir.
Miyokart enfarktüsünü takiben gelişen sol ventrikül disfonksiyonunda tedaviden dışlama kriterleri
şunlardır: Kalp yetmezliğinde olupta intravenoz diüretik veya inotrop kullanan hastalar, unstabil
anjinası olan hastalar, sistolik kan basıncı <90mmHg olan hastalar, kontrolsüz hipertansiyonu olan
hastalar, otururken kalp atım hızı (nabzı) 60vuru/dakikadan az olan hastalar, kontrolsüz tipI diyabetli
hastalar, astımı olan hastalar ve beta bloker kullanan hastalar.
Kronik obstruktif akciğer hastalığı: Bronkospazm gözlenen kronik obstruktif akciğer hastalığı (KOAH)
bulunan ve oral ya da inhalasyon yoluyla ilaç kullanmayan hastalarda karvedilol yalnızca yararı
oluşturduğu riskten fazla olduğunda kullanılmalıdır. Bronkospastik reaksiyonlara eğilimi olan
hastalarda, artmış solunum yolu direncine bağlı olarak solunum sıkıntısı meydana gelebilir. Tedavi
başlangıcında ve doz artışlarında hastalar yakından izlenmeli ve gerekirse karvedilol dozu
azaltılmalıdır.
Diyabet: Diğer beta blokör aktivitesi olan ilaçlarla olduğu gibi, karvedilol de diabetes mellitusu olan
hastalarda akut hipogliseminin erken belirtilerini maskeleyebilir. İnsüline bağımlı hastalarda genellikle
beta blokörlere alternatif olan ilaçlar tercih edilir. Diyabetli hastalarda karvedilol kullanımı kan glukoz
kontrolünü kötüleştirebilir. Bu yüzden diyabetli hastalarda kan glukoz düzeylerinin düzenli izlenmesi
gerekir.
Böbrek fonksiyonlarının geri dönüşümlü kötüleşmesi: Karvedilol kullanan tansiyonu düşük kalp
yetmezliği bulunan hastalarda, iskemik kalp yetmezliğindeki hastalarda, yaygın damar hastalığı olan
hastalarda, ve/veya altta yatan böbrek yetmezliği olan hastalarda gözlenmiştir. Bu risk faktörleri olan
KKY hastalarında böbrek fonksiyonları karvedilol dozu arttırılırken yakından izlenmeli ve eğer böbrek
yetmezliği kötüleşirse ilaç kesilmeli veya dozu azaltılmalıdır.
Periferik damar hastalıkları: Beta blokörler arteriyel yetmezlik semptomlarını arttırabileceğinden
karvedilol periferik damar hastalığı olanlarda (Raynaud fenomeni) dikkatli kullanılmalıdır.
Tirotoksikoz: Diğer beta blokör aktivitesi olan ilaçlarla olduğu gibi, karvedilol de tirotoksikoz
semptomlarını gizleyebilir.
Bradikardi: Karvedilol bradikardiye neden olabilir. Nabız 55 atımın altına düştüğünde karvedilol dozu
azaltılmalıdır.
Aşırı duyarlılık: Aşırı duyarlılık öyküsü olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Psoriazis: Beta blokör tedavisiyle ilişkili psoriasis öyküsü olan hastalarda karvedilol risk/fayda oranı
belirlendikten sonra kullanılmalıdır.
Feokromasitoma: Feokromasitoması olan hastalarda karvedilol dikkatle kullanılmalıdır.
Prinzmetal variant anjina: Prinzmetal variant anjinası olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Kontak lens: Kontak lens kullanan hastalar gözyaşı azalması olasılığına karşı uyarılmalıdır.
Kesilme sendromu: İskemik kalp hastalığı olanlar hastalarda karvedilol tedavisi kademeli olarak (1-2
hafta) sonlandırılmalıdır.
Gebelikte ve Emziren Annelerde Kullanım :
Gebelikte kullanım: Gebelik kategorisi C dır. 2. ve 3. üç aylık dönemde D dir. Karvedilolün gebelikte
kullanımı ile ilgili uygun klinik deneyim yoktur. Karvedilol, gebelerde annelere sağlayacağı yarar fetüs
için taşıdığı risklerden daha fazla olduğunda kullanımı değerlendirilmelidir.
Emziren kadınlarda kullanım:
Anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Ancak bir çok ilaç anne sütüne geçtiği için emziren
annelerde kullanılmamalıdır.
Çocuklarda Kullanım :
18 yaşın altındaki çocuklarda güvenliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır.
Diğer alfa ve beta blokör ilaçlarda olduğu gibi perinatal ve neonatal dönemde bradikardi, hipotansiyon,
solunum depresyonu, hipoglisemi, hipotermi gibi etkileri olabilir.
Yaşlılarda Kullanım :
Yaşlılardaki kullanımı erişkinlerden farklılık göstermez.
Araç ve Makine kullanımına etkisi:
Diğer antihipertansif ilaçlarda olduğu gibi, sersemlik ya da benzeri semptomları olan hastalarda araç ve
makine kullanılmaması önerilmelidir. Bu durum özellikle tedaviye başlarken, tedavi değiştirilmesinde ve
birlikte alkol kullanılmasında söz konusu olabilir.
YAN ETKİLER / İSTENMEYEN ETKİLER :
Konjestif Kalp Yetmezliği (KKY):
Merkezi sinir sistemi: Özellikle tedavinin başlangıcında olmak üzere sıklıkla baş dönmesi, başağrısı ve
yorgunluk görülebilir.
Kardiyovasküler sistem: Sık olarak bradikardi, postural hipotansiyon, hipotansiyon, ödem (genel,
periferik, genital ödem, bacaklarda ödem, hipovolemi ve sıvı yüklenmesi), seyrek olarak senkop ve doz
artırılması sırasında A-V blok ve kalp yetmezliği.
Gastrointestinal sistem: Sıklıkla mide bulantısı, diyare ve kusma.
Hematoloji: Nadiren trombositopeni ve izole olgularda lökopeni.
Metabolizma: Sıklıkla vücut ağırlığında artış ve hiperkolesterolemi. Diyabetes mellitus’u olan hastalarda
hiperglisemi ve hipoglisemi sık görülür.
Diğer: Sıklıkla görme bozuklukları (bulanık görme), nadiren yaygın damar hastalığı, böbrek işlevlerinde
bozukluk olan hastalarda böbrek yetmezliği.
Hipertansiyon ve Koroner Kalp Hastalığı:
Merkezi sinir sistemi: Özellikle tedavinin başlangıcında olmak üzere sıklıkla baş dönmesi, başağrısı ve
yorgunluk, seyrek olarak depresif ruh hali, uyku bozuklukları ve parestezi görülebilir.
Kardiyovasküler sistem: Sık olarak bradikardi, postural hipotansiyon, nadiren senkop, seyrek olarak
periferik dolaşım bozuklukları (ekstremitelerde soğukluk, periferik damar hastalığı, Raynaud sendromu
olan hastalarda semptomların şiddetlenmesi), A-V blok, anjina pektoris, kalp yetmezliği ve periferik
ödem semptomları.
Solunum sistemi: Yatkınlığı olan hastalarda sıklıkla astım ve dispne, nadiren burun kanaması.
Gastrointestinal sistem: Mide bulantısı, karın ağrısı, seyrek olarak kabızlık ve kusma.
Deri: Seyrek olarak deri reaksiyonları (nadiren alerjik ekzantem, dermatit, ürtiker,kaşıntı).
Kan kimyası ve Hematoloji: İzole olgularda ALT, AST ve gama-GT yükselmesi, trombositopeni ve
lökopeni.
Diğer: Sıklıkla ekstremitelerde ağrı, gözyaşında azalma, gözde iritasyon, seyrek olarak empotans ve
görme bozuklukları, nadiren ağız kuruluğu ve idrar yapmada güçlük, izole olgularda alerjik
reaksiyonlar.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ :
Digoksin: Karvedilol ile birlikte digoksin alan hastalarda digoksin plazma seviyeleri yaklaşık %16 artış
gösterebilir. Karvedilole başlanırken veya kesilirken digoksin seviyesinin takip sıklığı arttırılmalıdır.
Karvedilol ve kalp glikozitlerinin birlikte uygulanması A-V ileti zamanını uzatabilir.
İnsülin veya oral hipoglisemikler: İnsülin veya oral hipoglisemiklerin etkisinde artış olabilir. Bu yüzden
kan glukozunun düzenli takibi önerilmektedir.
Karaciğer metabolizmasını indükleyen ve baskılayan ilaçlar: Rifampisin karvedilolün serum düzeyini
düşürebilir. Simetidin ise karvedilolün serum düzeyini artırabilir.
Katekolamin azalmasına neden olan ilaçlar: Beta blokörlerle birlikte rezerpin ya da Monoamin oksidaz
inhibitörü (MAOI) olan ilaçlar birlikte alındığında, hastalar hipotansiyon ve şiddetli bradikardi açısından
yakından izlenmelidir.
Siklosporin: Birlikte kullanıldıklarında gereken doz ayarlaması kişiden kişiye çok değişkenlik
göstermektedir. Bu nedenle birlikte kullanılırken, siklosporin dozu yakından izlenmeli ve gerekli doz
ayarlaması yapılmalıdır.
Verapamil, diltiazem ve diğer antiaritmikler: Karvedilol ve diltiazem birlikte verildiğinde ileti bozukluğu
gözlenmiştir. Bu yüzden diğer beta-blokör ilaçları alanlarda olduğu gibi verapamil veya diltiazem gibi
kalsiyum kanal blokörleri, veya evre I antiaritmik ilaçlarla birlikte uygulandıklarında, EKG’nin ve kan
basıncının dikkatli izlenmesi gerekir. Karvedilol alan hastalarda bu tip ilaçlar intravenöz verilmemelidir.
Klonidin: Karvedilol ve klonidin birlikte kesileceği zaman öncelikle karvedilol tedavisine son verilmelidir.
Klonidin tedavisi ise birkaç gün sonra kademeli olarak sonlandırılmalıdır.
Anestezi ilaçları: Genel anestezi sırasında karvedilol ve anestezik ilaçlar sinerjik negatif inotropik etki
gösterebileceğinden dikkatli olunmalıdır.
Bitkisel ürünler: dong quai, efedra, ginseng ve sarımsak ile birlikte kullanılmaması önerilir.
DOZAJ VE UYGULAMA :
Tabletler bir miktar sıvı ile alınmalıdır. KKY hastalarına karvedilol yiyecek ile birlikte verilmelidir.
Konjestif Kalp Yetmezliğinde kullanım:
Karvedilole, hastanın durumu tahlil edildikten sonra, hastane doktorunun kontrolünde başlanmalıdır.
İlk ve daha sonraki doz düzenlemeleri kalp yetmezliği konusunda uzman bir hekim tarafından
yapılmalıdır. Karvedilol dozu; kalp yetmezliği semptomları son vizitinden bu yana belirlenmeyen
hastada, dekompanse hastada veya unstable kalp yetmezliği olan hastada arttırılmamalıdır. Karvedilol
dozu kişisel gereksinime göre ayarlanmalıdır. Diüretik, digoksin veya ADE inhibitörü alan bütün
hastalarda öncelikle bu ilaçların dozu ayarlanmalıdır.
Erişkinlerde:
Önerilen başlangıç dozu tedavinin ilk iki haftası süresince günde 2 kere 3.125 mg’dır. Eğer bu doz
tolere edilir ise, doz daha sonra arttırılabilir. Doz artım aralıkları iki haftadan daha kısa olmamalıdır. İki
hafta sonra doz; günde 2 kere 6.25 mg, daha sonra günde 2 kere 12.5 mg ve maksimum günde 2
kere 25mg’a kadar arttırılır.
Önerilen maksimum günlük doz 85 kg’ın altındaki hastalar için günde 2 kere 25mg’dır. 85 kg’ın
üstündeki hastalarda günde 2 kere 50mg verilebilir.
Doz arttırımı esnasında sistolik kan basıncının 100mmHg’nın altına düşmesi, renal ve/veya kardiyak
fonksiyonlarda kötüleşme olabilir. Bu yüzden her doz arttırımı öncesinde hastanın fizik muayenesi
yapılmalıdır. Kalp yetmezliğinin geçici olarak kötüleşmesi, vazodilatasyon veya sıvı retansiyonu;
diüretik veya ADE inhibitörü dozunun ayarlanması ile, veya karvedilolün geçici kesilmesi ile tedavi
edilebilir. Karvedilol dozu, böyle bir durum altında, kötüleşmiş kalp yetmezliği semptomları düzelene
veya vazodilatasyon stabil hale gelene kadar arttırılmamalıdır.
Eğer karvedilol tedavisine iki haftadan daha fazla süre ara verilmiş ise tedaviye günde iki defa
3.125mg ile başlanması önerilir ve doz artışı tekrar daha önce önerildiği gibi yapılır.
Hipertansiyonda kullanım:
Günde tek doz kullanım önerilir.
Erişkinlerde:
Önerilen doz ilk 2 gün için, günde tek doz 12.5mg’dır.Daha sonra günde bir kez 25 mg a arttırılır. Her
ne kadar bu doz çoğu hasta için uygun olsa da, eğer gerekirse, önerilen günlük maksimum doz olan
50 mg a kadar tek veya bölünmüş olarak verilecek şekilde arttırılabilir. Doz artım aralıkları iki haftadan
daha kısa olmamalıdır.
Yaşlılarda:
Önerilen doz günde 12.5mg’dır. Bazı vakalarda bununla kontrol sağlanır. Eğer cevap yetersizse,
önerilen günlük maksimum doz olan 50 mg a kadar tek veya bölünmüş olarak verilecek şekilde
arttırılabilir.
Miyokart enfarktüsünü takiben gelişen sol ventrikül disfonksiyonunda kullanım:
Carvedilol tedavisine, hasta hemodinamik olarak stabil olduktan sonra ve sıvı retansiyonu mimimum
iken başlanmalıdır.Başlangıç dozu günde 2 defa 3.125mg - 6.25mg dır. Daha sonra gerekirse doz,
hastanın kliniğine göre, 3 ila 10 gün ara ile kademeli olarak günde 2 kez 25mg a kadar arttırılabilir.
Koroner Kalp Hastalığında kullanım:
Erişkinlerde: Önerilen doz ilk 2 gün için, günde tek doz 12.5mg’dır. Daha sonra günde 2 kere 25 mg a
gerekirse çıkılır.
Yaşlılarda: Önerilen günlük maksimum doz bölünmüş dozlarda verilen 50 mg dır.
Renal yetmezlikte doz ayarlamasına gerek yoktur.
DOZ AŞIMI VE TEDAVİSİ :
Dozaşımı semptomları: Dozaşımında hipotansiyon ve bradikardi gibi büyük kardiyovasküler etkiler
görülür. Ayrıca bronkospazm, kusma, solunum problemleri, bilinç kaybı ve jenarilize kasılmalar olabilir.
Tedavi: İlaç içilmesini takip eden ilk birkaç saat içinde yapılan kusturma ve mide yıkaması faydalı
olabilecektir. Genel uygulamalara ek olarak hayati belirtiler, eğer gerekli ise yoğun bakım şartlarında,
izlenmeli ve düzeltilmelidir.
Hasta ayakları yukarıda olacak şekilde yatırılmalıdır. Bradikardi var ise 0.5-2.0 mg i.v atropin, ve/veya
1-10 mg i.v glukagon verilebilir. Pacemaker tedavisi gerekli olabilir. Aşırı hipotansiyon için intravenöz
sıvı takviyesi uygulanabilir. Ek olarak, 5-10 mcg norepinefrin i.v. ekrarlayan dozlarda kan basıncının
durumuna göre verilmelidir. Bronkospazm salbutamol veya diğer beta-2-agonistlerin aerosol ya da i.v
olarak verilmesi ile tedavi edilebilir. Nöbetler, intravenöz diazepam veya klonazepam ile tedavi
edilmelidir.
Şok semptomları görülen ağır intoksikasyonda, yeterince uzun bir süre destekleyici tedaviye devam
edilmelidir.
SAKLAMA KOŞULLARI :
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
TİCARİ SUNUM ŞEKLİ VE AMBALAJ İÇERİĞİ :
28 tabletlik blister ambalajlarda.
PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK DOZAJ ŞEKİLLERİ :
Arlec 6.25mg Tablet
Arlec 12.5mg Tablet
Arlec 3.125mg Tablet
Hekime danışılmadan kullanılmamalıdır.
Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
Reçete ile satılır.
RUHSAT TARİHİ : 27.11.2006
RUHSAT NO. : 209/70
RUHSAT SAHİBİ VE ÜRETİM YERİ:
ALİ RAİF İLAÇ SANAYİ A.Ş.
İkitelli Organize Sanayi Bölgesi,
Haseyad II. Kısım No.228
34306 İkitelli İstanbul / Türkiye
Prospektüs Onay Tarihi: 28 Kasım 2006
Download