C. Senatosu B : 72 ülkeler vardır. Arayıp bulmak, Hükümetçe te(maslar kurarak bu ülkelere her yıl imkân nisbetinde fazla Türk işçisi göndermenin zorunluğu vardır. Bu suretle yurt içinde işsizliği önle­ mek kısmen de olsun mümkün olacak ve bu suretle ekonomimize dış kaynaklardan katkı yapma imkânını sağlamış olacağız, öğren­ diğimize göre yabancı işçi istiyen ülke­ lerden birisi Güney Afrika Federasyonu­ dur. Bu ülikenıin bir özelliği var, beyaz ırka, beyaz işçiye fazla yer veriyor. Çok yüksek bir geliri bulunan, ücretleri yüksek bu­ lunan bir memleket. Türk işçisini gönderebiliriz ve öğrendiğimize göre bu ülkede işçi noksanı dolayısiyle yıllık kalkınma programlarını gerç eleştiremiyorlar. Bizim hailen Güney Afrika ile doğrudan doğruya diplomatik ilişMlerimiz yok. Fakat temenni ediyorum, Hükümetimiz Ça­ lışma Bakanlığı bir münasebet kursun, uzak b^r ülke sayılmaz uçakla 15 saatlik bir mesafe­ dir. Oraya her yıl 10 bin işçi gönderebilirsek, gidecek isçilerimizin görgüsü, bilgisi açılır ve memlekete fayda sağlarlar. Bu hususta bilhassa imkân aramalarını temenni ediyorum. Avrupa ülkelerinde çalışan işçilerimizin du­ rumu bâzı bakımlardan dikkatimizi çekmekte­ dir. Eğitim yetersizliği dolayısiyle Avrupaya gi­ den işçilerimiz uzun süre intibak edememe sıkın­ tısı çekiyorlar ve içinde çalıştıkları toplumun sosyal kaidelerine, nizamlarına uymamaktan ötürü birtakım nahoş hâdiselere sebeboluyorlar, suç işliyorlar. Türk işçisi hariçte Türk Mil­ letinin temsilcisidir. Onların kötü harektleri milletçe üzüntümüze sebebiyet veriyor. Dışa gidecek işçilerimizi uyarmak, mümkün merte­ be birtakım kurslardan geçirmek, mümkün mer­ tebe çalıştıkları yerlerde kısa konferanslar, se­ minerler tertibederek onları bölgelerinin şart­ ları ile bir araya getirici, öğretici birtakım gay­ retlerde bulunmak zorunluğu vardır. Çalışma Bakanilığı mütehassıs elemanlarını göndererek Avrupa'daM işçi toplululklammızı uyarmalıdır. Kolay anlaşılır, mütehassıs kimseler tarafından 'hazırlanmış broşürler dağıtarak işçilerimizi ken­ di bölgelerinde, çalıştıkları yerlerdeki şartlar­ la, "bilgilerle teçhiz etmeliyiz. Çünkü, bilgisizlik yüzünden çok çeşitli ihtilâflar meydana geli­ yor. Bu arada Çalışma müşavirliklerimiz, bü­ yük çoğunluğu ile, yetersizdir. Lisan bilmiyen kimseler var. Gittikleri yerlerde yeteri kadar, 14 . 5 . 1970 O :1 işçilerle meşgul olamıyorlar. İşçilerin meselele­ rini dirayetle çözemiyorlar. İş, tamamen Dışiş­ leri Bakanlığının teşkilâtı olan konsolosluklara kalıyor. Konsolosluklar da kadroları itibariyle yetersizdir. Burada uzun vadeli düşündüğümüz sürece daha uzan yıllar harice işçi göndermek zorunluğu bulunduğuna göre Çalışma Bakanlığı, teşkilâtını geliştirmek, seçme elemanları bu sa­ hada görevlendirmek mecburiyetindedir. Hariç­ te görevlendirilecek Bakanlık elemanlarının da iyi yetişmiş olması gerkir. Lisan bilmeleri şart­ tır. Bizim sosyal hukukumuzu olduğu kadar vazife görecekleri memleketlerin sosyal mevzu­ atı hakkında da tam bilgileri bulunması şart­ tır. Bakanlık da, yeni yetişen, yeteri kadar kül­ türlü gençlerimiz vardır, bunları bilhassa bu maksat için; ilerde; hariçte görevlendirmek için kendi bünyesinde birkaç senede yetiştirerek dış görevlere gönderebilir. Çok önemli gördüğümüz bu sahaya konuşmamı teksif ettim; Bakanlık Bütçesinin, Bakanlığa ve Yüce Milletimize ha­ yırlı olmasını diler, Yüce Heyetinizi saygiyle se­ lamlarım. (Alkışlar). BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Ağancğlu. Sayın Alpaslan buyurunuz efendim. FEHMİ ALPASLAN (Artvin) — Sayın Baş­ kan, çok değerli arkadaşlarım. Türkiye'nin bütün meselelerinin çözülmesin­ de önemli yer tutan insangiieünü değerlendirici ve insanların sosyal haklarına istikamet verici Çalışma Bakanlığının Bütçesi üzerinde ikinci aefa duruyoruz. Teferruata geçmeden ve ben­ den evvel konuşan arkadaşlarımın değindikleri hususları bir tarafa bırakarak birkaç nokta üze­ rinde şahsi görüşlerimi arz etmek istiyorum. Türkiye'de iş hayatı, işçi hakları, sosyal gü­ venlik tedbirleri bir kaç yıl evveline göre bil­ hassa, yeni Anayasa düzeni içerisinde bir hayli gelişmiş ve her gün biraz daha ileriye doğru gitmektedir. Dünyanın diğer memleketlerinde, bugün çok medeni dediğimiz ülkelerde işçi­ lerin boğuşarak, kan dökerek alabildikleri ve tekâmülünü yüzlerce yıl devam ettirdikleri pek çok hakkı, Türk Devleti, milletinden aldığı ilhamla Türk işçisine kavgasız, gürültüsüz; bir hakkı teslim etmenin mânevi huzuru içerisinde vermiştir. O itibarla Türk işçisinin daha takiLedilecek hakları bulunsa dahi, ki vardır, Türk Devletinin kendisine karşı davranışını bir an-