TBMM B:93 24 . 4 . 2007 O: 4 da kafalarını böyle, saçlarını öne

advertisement
TBMM
24 . 4 . 2007
B:93
O: 4
da kafalarını böyle, saçlarını öne döküp yanlışın yanlış olduğunu... "Biz de yanlış yapmışız" deme­
sini bilmek kadar arif olamaz kişi diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum, hoşça kalınız diyorum. (Anavatan Partisi ve AK Parti sıraların­
dan alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
4'üncü maddeyi okutuyorum :
MADDE 4-5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesinin birinci fıkrası ile son fıkrası aşağıdaki şe­
kilde değiştirilmiştir.
"Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata ay­
kırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden
olunmasıdır."
"Kamu zararının, bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya diğer gerçek ve tüzel kişiler­
den tahsiline ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek.
Sayın Şimşek, buyurun.
CHP GRUBU ADINA BERHAN ŞİMŞEK (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 4'üncü maddesi üze­
rinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Maddede kamu zararı, "kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mev­
zuata aykırı karar, işlem ve eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye ne­
den olunması" şeklinde tanımlanmaktadır.
Mantıken bakıldığında, kamunun ortak yararına olmayan bütün iş ve eylemler kamu zararı ola­
rak tanımlanabilir. Türkiye, yaklaşık elli yıldan beri kamuoyunu, kamuyu zarara uğratan siyasetçi­
ler tarafından yönetilmekte. Özellikle 1980'lerin ortasında başlayan özelleştirme furyası, yine 80'lerin siyaset-ticaret-bürokrasi üçgeni, Türkiye'de kamu zararının artmasına neden olmuştur. Ülkemiz­
de kamunun zarara uğratılması, özel ilişki içinde bulunan ve özel sektör çıkarları ihya edilen kişi ve
kurumların zenginleşmesine yol açarken, büyük kitlelerin fakirleşmesine neden olmuştur. Kamu za­
rarı, kamunun zarara uğratılması, özel kişilere kaynak transferi yapılması demektir. Yoksulluk Tür­
kiye'nin kaderi olmaz ve olmamalıdır. Hükümetiniz döneminde yoksulluğun artarak devam ediyor
olması, aynı zamanda kamu zararının devam ediyor olması demektir.
Bakın, bugün Milliyet gazetesinde "Manisa Modeli'nde geri adım" başlıklı bir haber var. Ma­
nisa Pamuklu Mensucat, Manisa Ortak Girişimi Grubu'na 3 milyon 751 bin dolara satılmıştı. Ma­
nisa Ortak Girişimi Grubu da fabrikanın arazisinin bir bölümünü, özelleştirmeden dört buçuk ay
sonra 13 milyon 750 bin dolara satmıştı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığının metrekaresini 30 dolar­
dan tespit ettiği bu arazinin bir bölümünün metrekaresi 250 dolara satıldı. Burada sormamız gere­
ken: Bu özelleştirme kararını veren Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının altında kimlerin imzası
var değerli arkadaşlarım? Bu arazi kimlerin imzası ile satıldı? Bu değer tespitini kimler yaptı?
Bu özelleştirme süreciyle ilgili inceleme yapan Başbakanlık Teftiş Kurulu satışın iptalini iste­
di. Başbakanlık Teftiş Kurulunun bu talebi, Manisa Mensucat özelleştirmesinde imzası olan herke­
sin, buranın özelleştirilmesine aracılık eden herkesin kamuyu zarara uğratmak için çalıştıklarının bir
göstergesidir.
-365-
Download