T.B.M.M. 18 . 5 . 2004 B:90 O: 1 D) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ 1. - İstanbul Milletvekili Kemal Kıhçdaroğlu ve 21 milletvekilinin TMSF ve RTÜK'ün bazı uy­ gulamalarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/190) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Yaşanan ekonomik krizlerin sonucunda, pek çok bankaya, Bankacılık Düzenleme ve Denet­ leme Kurulunca (BDDK) el konulmuş ve doğal olarak el konulan bankaların ortak olduğu şirketler de BDDK bünyesine geçmiştir. Bu kapsamda, halen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bün­ yesinde bulunan televizyon kuruluşlarının durumu ayrı bir özellik arz etmektedir. Çünkü; 1- 3984 sayılı Yasanın 29 uncu maddesinin (a) fıkrasına göre, "...finans kurum ve kuruluşlarına radyo ve televizyon yayın izni verilemez; bu kuruluşlar radyo ve televizyon yayın izni almış şirket­ lere ortak olamazlar." Ancak, TMSF bünyesine alınan kuruluşlarda yasanın bu maddesinin açıkça ihlal edildiği görülmüştür ve saptanmıştır. 2- Aynı yasanın 13 üncü maddesine göre, reklam gelirlerinden ayrılacak payların hangi süreler­ de ödeneceği ve ödenmemesi durumunda Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca hangi işlemlerin yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Yasanın bu emredici hükmü ihlal edilmiş, daha acı olanı ise, bazı özel televizyon kanallarının borcu TMSF tarafından, yasalara aykırı olarak üstlenilmiştir. 3- 3984 sayılı Yasanın 29 uncu maddesinin (e) bendi, radyo ve televizyon şirketlerine sahip ol­ mayla ilgili olarak ortaklık sınırlaması getirmiştir. Örneğin, bir gerçek veya tüzelkişi veya bir ser­ maye grubu, yüzde 50'den fazla hissesine sahip olduğu bir televizyon veya radyonun ortalama iz­ lenme veya dinlenme payının yüzde 20'yi geçmesi halinde, sahip olduğu hisselerinin bir bölümünü halka arz etmek zorundadır. Bugün, bu yasa hükmü açıkça ihlal edilmiştir. 4- TMSF'nin bankalara el koymasının ananedeni, bankacılık sistemini yeniden yapılandırarak, güçlü bir finans yapısı oluşturmaktır. Televizyon, radyo ve gazetelere el koymasının temel gerek­ çesi ise, el konulan bankalarda oluşan kamu zararını el koyduğu şirketleri satarak kapatmaktır; ama, uygulamada bu böyle olmamış, el konulan televizyon ve gazetelerin yönetimlerine de el konulmuş, bazı gazetecilerin işine son verilmiş ve bu yayın kuruluşlarının yayın politikalarına da doğrudan müdahale edilmiştir. Açıkçası, TMSF, medya yöneticiliğine soyunmuştur. Yapılan bu işlemler sonucunda ne kadarlık bir ekzararın oluştuğu ise maalesef bilinememektedir. 5- 5020 sayılı Bankalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa "Fon; dava, alacak, takip, tahsil, yeniden yapılandırma ve diğer faaliyetleri ile ilgili olarak üçer aylık dönemler itibariyle yayımlayacağı raporlarla kamuoyunu bilgilendirir" hükmünü getirmiştir. Söz konusu yasa, 26.12.2003 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir; ancak, yasanın bu açık hükmüne rağmen, bugüne değin, kamuoyunu aydınlatacak "üç aylık dönemsel rapor" maalesef yayımlanamamıştır. 6- Bazı medya kuruluşlarının yönetiminde TMSF doğrudan bulunmamakla birlikte, söz konusu kuruluşların yönetimini lisans, kiralama, işletme ve benzeri hukukî yapılar altında üçüncü kişilere bırakarak, kendi kontrolü altında medya yöneticileri ve sahipleri yaratmıştır. Bu tahsis işlemlerin­ de, objektif ve tarafsız bir seçimin yapılıp yapılmadığı, ilave bir kamu zararına neden olunup olun­ madığı, işlemin temel nedeni olan "kamu alacağını tahsil" amacının gerçekleşme olasılığının bulunup bulunmadığı, tüm bu süreç içinde kamu borçlusunun mal kaçırma işlemlerine göz yumul­ masının söz konusu olup olmadığı TBMM'ce maalesef bilinmemektedir. Doğrudan veya dolaylı olarak kamu yönetimi veya kontrolündeki medya kuruluşlarının demokratik işlevlerini yerine getiremeyecekleri ve bunun demokratikleşme sürecinde ülkemizin geleceğine olumsuz etki yapacağı açıktır. Bu çerçevede bu tür olayların da etraflıca değerlendirilmesi gerekmektedir. -347-