Haziran 1989 HAC VE HACCIN HİKMETLERİ Rasim Arslan İzmir Müftüsü ٌ َات بَيِّن ٌ َ۪في ِه ٰاي ات َمقَا ُم اِب ْٰر ۪هي َۚ َم ان ٰا ِم ًۜنا َو ِ ٰ ٰلِلِ َعلَى َ َو َم ْن َد َخلَهُ َك ت َم ِن ا ْستَطَا َع اِلَ ْي ِه ِ اس ِحجُّ ْالبَ ْي ِ َّالن ًۜ سب ٰ ٰ يل َو َم ْن َكفَ َر فَاِ َّن ّللاَ َغنِ ٌّي َع ِن َ۪ ين َ ْال َعالَ ۪م Muhterem Müslümanlar, Dinimizin beş esasından birisi de Hac ibadetidir. Nitekim Cenabı Hak Yüce Kitabımız Kuranı Kerimde: "Ona yol bulabilen herkesin, Kabeyl Haccetmesi insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır. Kim inkar ederse bilsin ki doğrusu Allah alemlerden müstağnidir.Emriyle durumu müsait olan müslümanlara Hac ibadetinin farz olduğunu beyan ederken, Cenabı Peygamberimiz (S.A.V.)'de bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar: "İslam beş şey üzerine bina olunmuştur; Allah'tan başka ilah olmadığına, Hz. Muhammed'in (S.A.V.) Allah'ın Rasülü olduğuna şehadet etmek, Namaz kılmak, Zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmek". Muhterem Müminler, İslam'ın beş temel şartından biri olan Hac ibadeti çok muhteşem bir ibadettir. Şöyle ki her yıl Hac mevsimi geldiğinde dünyanın her bir yanından yollara dökülen müslümanlar "Mikat" denilen belli noktalara geldiklerinde ihrama girerler. Evet ihramın gereği olan elbise... Ne anlamlı bir kıyafet! Adeta insanların ölmeden evvel ölüm kıyafetine bürünmesi. Dünya hayatındaki, malını, mülkünü, makamını, mevkiini, zenginliğini, fakirliğini bir tarafa iterek, insan olarak evet, sadece insan olarak dikişsiz bir elbise ile Beytüllaha, Allah'ın evine doğru yol almaları; "Lebbeyk Allahümme Lebbeyk" nidalarıyla çölleri çınlatan Allah'ın bu imanlı kulları Beytullahın etrafında dönüp tavaf ederlerken, sanki güneş etrafında dönen çeşitli gezegenlerle yarış ederler. Bütün mükevvenatın Allah aşkıyla döndüğünü düşünerek Beytullahın etrafında döne döne tavaf ederler. Aziz Müminler, Arafat vakfesi ise bambaşka bir alemdir. Kurban Bayramı arefesinden bir gün önce Arafat yolarına dökülen erkek, kadın, çoluk çocuk siyah, beyaz dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen bu insanların heyecanı arafat vakfesinde zirveye ulaşır. Beşeri isteklerini bir tarafa bırakan bu insanlar eğlence ve süslenmeden uzak saçı sakalı birbirine karışmış halde, o dehşetli sıcağın altında elleri açık, boyunları bükük bir halde göz yaşlarıyla Cenabı Hakk'a dua ve niyaz ederlerken öyle muhteşem bir görünüm arzederler ki, uzaklardan bu tabloyu görenler sanki melekut alemindeki bütün melekler, arafat dağına inmiş burada bembeyaz kıyafetler içerisinde Cenabı Hakk'a dua ve niyazda bulunduklarını sanırlar. Bu ihtişamlı manzaranın dile getirildiği bir hadisi şerifte Cenabı Peygamber (S.A.V.) efendimiz şöyle buyurmaktadır: "Cenabı Hakkın Arafe gününden daha çok kullarını Cehennem'den azad ettiği hiç bir gün yoktur. Saçlarıbaşları dağılmış; tozatoprağa belenmiş halde Arafat'da toplanıp "Lebbeyk" diye çağrışan kullarına rahmetini indirir; sonra onları meleklerine göstererek; — Bunlar ne istiyorlar? diye meleklere karşı onlarla övünür. (3) Muhterem Müslümanlar, Ömründe bir defa olsun bu arafat cemaatına katılanlara ne mutlu, Hacca gitmeye imkanı olmayan Müminler arefe gününden başlayarak Kurban Bayramı günlerinde getirdikleri "Teşhir tekbirleri"yle gönülden bu tabloyu iştirak etmiş olurlar. Cenabı Haktan dua ve niyazımız odur ki, gidenlere tekrar gitmeyenlere de en kısa zamanda imkanlar bahşederek bu muhteşem ibadeti nasip eylesin. *** (1) Ali imran 97 (2) Tec S Ter C İS. 28 (3) F.ı T.ıc 2 107