BİLİNÇALTI, PSİKANALİZ VE FREUD - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yirminci yüzyılın başlarından itibaren Freud tarafından ortaya atılan psikanaliz, psikolojide önemli bir akımı temsil etmektedir. Psikanalizin dayandığı temel kavramlardan biri “bilinçaltı”, biri “oedipus kompleksi”, biri de “eros” yani cinsiyet öğesidir. Freud, bütün sistemini bunun üzerine kurar. Bunlardan türeyen tali kavramlar da var. Esasen bilinçaltı kavramını Freud bulmuş değil. Bu kavramın üzerinde durarak ona bir içerik oluşturmuş, önemini, çalışmalarıyla kabul ettirmiş ve nevrozların tedavisinde bundan yararlanmıştır. Bu buluşunu hocası Prof. Breuer’le birlikte, nevrozların hipnozla tedavisinde çalışırken yaptı. Nevrozlu hastalar hipnoz altında konuşuyor ve hastalığa sebep olan olayı anlatarak rahatlıyorlardı. Freud’a göre bütün ruhsal rahatsızlıkların sebebi, bilinçaltındadır. Bilinçten doğan sorunları, bilinçte kalarak aşmak mümkün değildir. Eğer rahatsızlığın kökenini bulup ortaya koyabilirsek, kişiyi iyileştirebiliriz. Hasta, bilinçsiz olduğu alanlara ulaşıncaya kadar serbestçe konuşarak rahatsızlığın kaynağını bulacak, onunla yüzleşerek iyileşecektir. Bunda amaç, bilinçsiz olanın bilince getirilmesidir. Rahatsızlığı doğuran sebepler çok derinde ve çocukluk çağında teşekkül etmiştir. Freud’a göre asıl olan bilinçaltıdır; bilinç, arızi bir şeydir. Bilincin içeriğini haz isteği teşkil eder ve o, hiçbir mantık tanımaz. Bilinçaltı irrasyoneldir, çelişkileri içinde taşır. Jung’a göre ise, bilinçaltında iyi şeyler de vardır. Bilinçaltında evrensel insani geçmişimizin izleri, kalıpları vardır ki bunlara “arketip” diyor. Jung’un ideali, bilinç ile bilinçaltının birliğini ve bütünlüğünü sağlamaktır. İnsan ancak bu şekilde sağlıklı olur. Freud’a göre, insanda rahatsızlığa sebep olan temel etken, cinsel gelişimin sağlıklı bir şekilde ilerleyememesi ve bir noktada takılıp kalmasıdır. Çocuk, benliği yani bilinci zayıf olduğundan, uğradığı etkilerin kolayca üstesinden gelemez. Psikanaliz, esas kişinin benliğini güçlendirmeye çalışarak rahatsızlığını aşmasında ona yardımcı olur. Çocuk iki yaşından beş yaşına kadar oedipus kompleksinin etkisindedir. Kız çocuklar babaya, erkek çocuklar anneye düşkündür. Bu devre sağlıklı bir şekilde atlatılırsa hiçbir olumsuzluk görülmez. Ergenlik çağında sağlıklı çocuklar karşı cinse yönelecek ve normal bir cinsel hayat yaşayacaklar. Kompleksi atlatamamış olanlar veya ruhsal gerilemeye uğrayanlar, karşı cinse yönelemeyecektir. Freud, cinselliği geniş anlamda ele alır. Ona göre, haz veren her şey, cinsellik kapsamındadır. 1/3 BİLİNÇALTI, PSİKANALİZ VE FREUD - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Cinsellik, yalnız cinsel organların özelliği ve işlevi değildir. İnsan, bütün bedeni ile cinselliği yaşar. Bebek annesinin memesini emerken, kakasını yaparken ve daha sonra cinsel organlarına dokunarak haz alır. İnsan karakteri de bu safhadaki alışkanlığına göre şekil alır. Freud, kişiliğin oluşum safhalarını oral, anal, fallik, latent, ergenlik olarak beşe ayırır. Her bir safhanın özelliklerini sayar. Cinsel güdüleri tatmin etmenin bir yolu da yüceltmedir. Yüceltme alanları din, sanat, siyaset ve bilim gibi kültürel faaliyetlerdir. Yüceltme yapamayan kişiler, nevrozlara duçar olurlar. İnsanlık, uygarlığın bedelini nevrozlarla öder. Freud’un görüşleri büyük bir muhalefetle karşılaşmıştır. Özellikle cinsel öğeye aşırı önem vermesi yüzünden, en seçkin öğrencileri ve arkadaşları ondan ayrılmışlardır. Freud, görüşlerinde hiçbir esneklik göstermemiş, en ufak itirazı sert bir şekilde reddetmiştir. Gerçi sisteminde daha sonraları bazı değişiklikler yapmışsa da temel görüşlerinde değişme olmamıştır. Freud’un sonradan cinsel içgüdüye ilave ettiği şey, yıkma ve tahrip etme içgüdüsüdür. Buna “ölüm içgüdüsü” diyor. Kişiliğin izahında da topografik görüşün yerini sonra yapısal kişilik almıştır. Freud hiç şüphesiz dâhidir. Otoriter bir kişiliğe sahiptir. En çok sevdiği çocukları, ona en çok itaat edenlerdir. Sanıldığı gibi Freud, cinsel serbestliği savunmaz. Ciddi bir cinsel ve ailesel hayatı vardır, tam bir burjuva aydını gibi yaşamıştır. Hayatın zevklerinden yararlanmayı bilir. Fakat karısını çoğu zaman evde yalnız bırakarak gezintilere çıkar. Freud’da yoksulluğa düşme korkusu vardır. Farklı bir dinden ve soydan gelmesi, onda bir kompleks meydana getirmiştir. * Cuma Özusan 2/3 BİLİNÇALTI, PSİKANALİZ VE FREUD - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Kaynak: Bilgece Yaşamak www.gencgelisim.com 3/3