M. Meclisi B : 42 layı muaheze edilmez ve bunun misali bugün siyasi

advertisement
M. Meclisi
B : 42
16 . 2 . 1968
layı muaheze edilmez ve bunun misali bugün
siyasi hayatımızda mevcuttur. Nitekim bir
sayın milletvekili arkadaşımızın makaleleri
Adalet Partisince benimsenmediği için, o ma­
kaledeki fikirler Adalet Partisine maledilmedi.
Siyais hayatımızın mekanizması bugün böyle
işlemektedir. Bu itibarla biz
fikirlerimizi
evvelâ işçi Partisinin tüzüğü ve programına
tevcih ederek, Marks'ın düzeni ile ne dere­
ceye kadar yakın veya uzakta bulundukla­
rını tesbit edelim.
işçi partisinin program ve tüzüğüne baktı­
ğımız vakit bir büyük anlayışta Marks'tan
ayrıldığını görüyoruz, işçi Partisinin progra­
mında ve tüzüğünde aksiyon mevcut değildir.
Marks'ın tesbit etmiş olduğu hareket, ayak­
lanma, ihtilâl aksiyonu mevcut değildir. Bu
görüş işçi Partisinin bahis konusu ettiğimiz
dokümanlarında işçi ve emekçi sınıfına hitabederek, onları örgütleyerek seçim yoliyle
iktidara gelme şekl'nde tecelli etmiştir. Şu
halde büyük bir noktada işçi Partisi Marks'­
tan ayrılmaktadır. Marks'ın -bilimsel sosya­
lizminin aksiyon safhasında Marks'tan ayrıl­
maktadır. Marks'ın aksiyon safhasında Marks'­
tan ayrılan Isci Partisi, bilimsel soyalizmin hangi
noktalarında Marks'a sadık kalmıştır?
Yine, işçi Partisinin elimizde bulunan dokü­
manına göre, işçi Partisinin dokümanlarında
materyalizme mâkes verilmemiştir. Materya­
lizmin esas unsurlarına ve esas tefekkür siste­
mine işçi Partisinin Tüzüğünde ve progra­
mında yer yoktur. Aksine, Anayasanın vicdan
hürriyetine ait hükümleri en tatlı bir ifade
ile cazip bir şekle getirilmek suretiyle o do­
kümana vaz'edilmiştir. Ve bilhassa Dinayet iş­
lerinin vicdani müesseseleri tenvir etme yö­
nünden herkesin hürmetine mazhar olan Diya­
net Teşkilâtı orada tamamiyle Anayasanın
tasvibetmiş olduğu prensiplere uygun bir şe­
kilde tecelli etmiştir.
iktisadi yönden 500 dönüm kadar bir ara­
ziyi kabul etmek suretiyle mülkiyeti kabul et­
miş görünüyor. Bu prensip mevcuttur, fakat
mülkiyet konusuna geldiğimiz vakit de, tüke­
tim araçlarında özel mülk'yet, üretim araç­
larında, istihsal araçlarında kamu mülkiyeti
prensibini benimsemiş olduğunu görüyoruz.
işte bu noktada bilimsel sosyalizmin en esas
O : 1
ekonomik görüşüne sadık bir program olarak
tecelli ediyor.
Şimdi, muhterem milletvekilleri, bu .progra­
mı ve bu görüşleri yüksek müsaadelerinizle eleş­
tirmeye tâbi tutmak isterim.
Evvelâ Türkiye'de muhalefetlerin tabi ol­
dukları birtakım kurallar vardır. Bu kurallar
tesbit edilmiş değildir, kendiliğinden anane
olarak taayyün etmiştir ve yine iktidarla­
rın muhalefetin zıddına olarak iktidarların
tabi oldukları, kendilerini kurtarmaya muvaf­
fak olmadıkları itiyat müesseseleri halinde de­
vam eden birtakım tesir icra editi atmos­
feri vardır, iktidarlar bu
atmosferlerden
kendilerini kurtaramamaktadır ve senelerden
beri iktidar tahavvüllerinde bu tesir yapıcı
ve tutucu atmosfer daimî surette iktidar hava­
sında bir bulut halinde görülmüştür, işte bu
atmosferler yönünden muhalefetler v© iktidar­
lar eleştirilmek gerekir. Plân ve programları
bacınından bu noktada da söylenecek sözler
var. Bu noktada söylenecek sözler istikbâle
muzaf sözler gibi görünse dahi, istikbâle
muzaf olma vasfından çok uzaktır.
Şimdi, muhalefetler son derece cazip olur­
lar. Muhalefetler yüzlerini vatandaşlara tev­
cih ettikleri vakit, en mütebessim bir çehre
ile görünmenin şevki içerisindedirler. Vatan­
dasın her türlü dâvasının yanındadırlar. Plân
vo proflramlannda vatandaşı memnun bırakıcı
bütün hususlara en büyük bir vuzuh ile itina ile
sarılırlar, iktidarlara geldikleri vak't de. unut­
tukları vakit de kendilerine yapılan tarizlere
de son derece kızarlar.
Şimdi, Türkiye'nin bu gerçeği bulunduğu­
na göre, muhalefet olarak böyle bir mütebessim çehreye sahip, iktidara geldiği vakit de
o çehreye, o yüze bakmak dahi istememe gibi
bir itiyat bizim memleketimizin muhalefet ve
iktidar atmosferinde bulunduğuna göre, işçi
Partisinin program ve plânının bir iktidar ha­
linde ne gibi tahavvüllere uğrayacağı hususu
eleştirmeye değer. Ayrıca iktidar bilimsel
sosyalizm tatbikatı geçirmiştir. Bu fikirler
Türkiye'ye İşçi Partisinin iddialı eseri olarak
gelmemiştir. İşçi Partisi bu düzenin kurucula­
rından değildir .Bu düzen dünyanın birçok
yerlerinde tatbikat görmüştür, birçok yerlerde
mahiyetinden kaybederek tecelli etmiştir* Şu
610 —
Download