Danışma Meclisi B : 103 aliyetin içerisinde tam bir organizasyona dahil kılı­ nacaklardır. Daha önceki başıboşluk ve düzensizlik böylece iyi bir netice sağlanmak üzere düzenlenmiş olacaktır. Ben bu Kanun Tasarısını hazırlayan Hükümeti­ mizi ve Sayın Komisyonumuzu içtenl'ikle kutluyor, en derin saygılarımı arz ediyorum. (Alkışlar) BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Aydar. Sayın Koran, buyurun efendim. MEHMET VELİD KORAN — Sayın Başkan, Danışma Meclisinin muhterem üyeleri; Şair şöyle demiş «neler var bu dünyada neler, bir anlık sevinç bir yığın keder». Yıllardır özlemini duyduğumuz, hasretiyle yan­ mış olduğumuz bir Kanun Tasarısı önümüzde bulu­ nuyor. Bütün kederlerimi unutmuşum, şu anda hu­ zurunuza inmiş bulunan bu Kanunun sindire sindire sevincini duymaktayım. Türkiye'de ilk defa insan kanının insan hayatı üzerinde rolünü ve rolünün de­ recesini tespit etmiş bulunan Türk; Kızılay'ı 1957'de Türkiye'nin daha ya'bancı olduğu bu mevzuya eğil­ miş, mütehassıs ekiplerini Belçika'ya gönderip eğit­ miş ve Türkiye'de ilk kan bankasını açmış olan mil­ lî ve milletlerarası iftihar kaynağımız olan müesse­ se tarafından olmuştur. Teessürle belirtmek isterim ki, insan kanının in­ san hayatındaki ehemmiyetini insanoğlu idrak et­ memiş ve Türkiye'de sivil sektör 1957'den bu yana bir türlü kan verme yönüne yönelmemiştir. Türki­ ye'de bugün yıllık ihtiyacı olan 650-700 bin ş'işe kanın dörtte biri kahraman Türk ordusunun men­ supları tarafından verilmekte, belki beşte birine ya­ kın bir kısmı devlet hastaneleri ve üniversitelerdeki kan merkezlerinden temin edilmektedir. Yani demek oluyor ki, Türkiye'de ortalama olarak kan kaybın­ dan 30 bin kiş'i her yıl hayatını kaybetmektedir. Bilahara bunun ticareti yoluna gidilmesi ele alınmış ve insan kanını bir ticaret metaı haline getiren özel kan bankaları türemiştir. Bu özel kan bankaları, Türk Kızılay'ınca vatandaşa en son olarak bin li­ raya intikal ettirilen maliyet zait kâr olmamak şar­ tıyla bin liraya intikal ettirilen insan kanını gece saat 12.00*den sonra altı bin, yedi bin lira civarında imkansız kalan insanlara satmakta asla tereddüt et­ memişlerdir. Sağlık Bakanlığını ve onun insan hayatına ehem­ miyet veren değerli personelini, bu Kanunu huzu­ rumuza getirmekten dolayı hakikaten kutlamak isti— 623 17 . 5 . 1983 O :2 yorum. Bu Kanunla Türkiye hudutları içerisinde grupların, ek grupları tahlil ve tespit edilmeden, si­ cil ıslahı tespit edilmeden, verem mikrobu dahi tes­ pit edilmeden yalnız Rh faktörüne göre uygun olan kanı diğer bir hastaya verip, hastalık enjekte etmek­ ten çekinmeyen insan kanının bezirganlarına son ver­ miş bulunmaktadır; bunu küçümsememek lazımdır. Benden evvel konuşan arkadaşım, kanın insan ha­ yatiyeti üzerindeki ehemmiyetiriin ve bunda Türk Kızılay'ının gayretlerinin ölçüsünü sizlere ifade bu­ yurdular. Ben bunun üzerinde daha fazla söz et­ mek istemem. Yalnız bir önergem vardır, o öner-, gemi verdim, o önergemi sırası geldiği zaman mü­ saade buyurursanız arz edeceğim. Hepinize saygılar sunarım. (Alkışlar) BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Koran. Sayın Bayer, buyurun efendim. MUHSİN ZBKAt BAYER — Sayın Başkan, de­ ğerli üyeler; tnsan Kanı ve Kan Ürünleri1 Kanun Tasarısını Danışma Meclîsine getirdiği için, ben de diğer arka­ daşlarım gibi Hükümete candan teşekkür ederim. tnsan kanının hayatımız üzerindeki önemine değin­ mek istemiyorum. Ancak Kanun Tasarısı üzerinde önemle durduğum bazı noktalara değinmek istiyo­ rum. Birincisi, bu tip Kanun Tasarıları uluslararası düzeydeki anlaşmaları da kapsaması lazımdır. Biz Avrupa Konseyinde bu tip anlaşmalara fiilen imza koyan ve bu imzası ile resmî çalışmalarımızda bu imzaların gerektirdiği mesuliyetleri tekabbül eden bir Hükümetiz, Kanun Tasarısını tetkik ettiğimiz zaman, gerek­ çesinde bu hususta bilgi var; fakat kapsam madde­ sinde, görev maddesinde bu tip uluslararası anlaş­ ma ve ticaret konusunda herhangi bir madde veya­ hut açıklama yok. Birinci konu bu. İkinci konu ise, kan konusunda son zamanlarda bakanlıklarda devamlı bir istişare kurulları kurulu­ yor, bakanlığın kendi görevi bu kurullara veriliyor. Yine bu Kanunda da dördüncü maddede İstişari ma­ hiyette bir kurul kuruluyor. Bu kurulun teşekkürünü tetkik ettiğimiz zaman Ankara mütegallibileri, bü­ rokrasi hâkim oluyor. Türkiye'de 17 tane tıp fakül­ tesi var, yalnız Ankara tıp fakültelerinden temsilci alınıyor, diğerlerinden alınmıyor, neden?.. IDiğer bir konu, cezaî müeyyideler bakımından beşinci maddede yasaklar konusu yalnız özel sek­ tördeki tüzelkişiliğe haiz kan merkezlerini kapatmak­ la kalıyor, bunun cezaî müeyyideleri ne olacak, Türk