Âl-I İmran,3/97 HAC Muhterem Müslümanlar! Hac ibadeti, islamın beş temel esasından biridir. Hicretin 9’ncu Yılında farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de: “Gücü yetenlerin kâbeyi ziyaret etmesi, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır”(1) buyurulmuştur. Peygamber Efendimiz de: “İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik etmek, namaz kılmak, zekat vermek, kâbeyi ziyaret etmek ve ramazan orucu tutmaktır”(2) buyurmuşlardır. Muhterem Müslümanlar! Hac ibadeti, belirli zamanda kâbeyi ve etrafındaki bir kısım kutsal yerleri, usulüne uygun olarak ziyaret etmekten ibarettir. Dinimize göre; akıllı, ergin, hür, aslî ihtiyaçları dışında hacca gidip dönünceye kadar kendisinin ve bakmakla yükümlü oldukları kimselerin, geçimlerini sağlayacak ve hac için gerekli olan masrafları karşılayabilecek kadar maddî imkan ve servete sahip olan her Müslüman’ın, ömründe bir defa haccetmesi farzdır. Hac ibadeti, farklı özellikleri bulunan bir ibadettir. Şöyle ki, diğer ibadetler ya mal ile ya da beden ile yapılır. Hac ibadeti ise, hem mal hem de beden ile yapılan bir ibadettir. Hacca giden bir Müslüman, bedenî bir çok meşakkatlere göğüs gerdiği gibi, malının bir kısmını Allah yolunda harcamanın da bahtiyarlığına erişir ve böylece kulluktaki samimiyetini ve Allah’a olan bağlılığını göstermiş olur. Değerli Mü’minler! Hac günleri, dilleri, renkleri, giyimleri ve ülkeleri farklı, ama gayeleri ve yürekleri bir, milyonlarca müslümanın; “lebbeyk, Allahümme lebbeyk / Ey Allah’ım! emrin başım üstüne, emrine itaat etmeye hazırım” diyerek arşı inleten nidalarının yükseldiği günlerdir. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “ Cenâb-ı Hak’kın, Arefe gününden daha çok kullarını cehennemden âzâd ettiği hiç bir gün yoktur. Saçları, başları dağılmış; toza-toprağa bezenmiş halde Arafat’a toplanıp “Lebbeyk…”diye çağrışan kullarına, Allah rahmetini indirir...”(3) Hac ibadeti, müslümanların dertlerini, sıkıntılarını müzakere ettikleri ve çözümler aradıkları bir meşveret meclisi, kardeşliklerin, sevgi ve dostluk bağlarının kuvvetlendirildiği müstesna bir ortamdır. Kur’an ayetlerinin indiği, Hz.Peygamber ve ashabının yaşadığı mübarek mekanları görmek, onların kabirlerini ziyaret etmek insana büyük bir heyecan verir. Manevî enerji depolanır ve müslümanı gayrete sevkeder. Muhterem Mü’minler! Hac ibadeti, kötü huyların bırakıldığı, güzel huyların kazanıldığı, insanlara hoşgörü ve sevgi ile yaklaşmanın telkin edildiği bir ibadettir. Bu sebeple, hacca giden kimsenin günah sayılan davranışlara yönelmekten, başkalarıyla münakaşa etmekten ve başkalarının hatalarıyla meşgul olmaktan sakınması gerekir. Hutbemizi Peygamber Efendimizin bir hadisi ile bitirelim: “Allah katında makbul bir haccın karşılığı ancak cennettir”(4) [1] Âl-I İmran, 3/97. [2] Buhari, İman, 2; Müslim, İman, 5. [3] Et-Tâc, 2/107. [4] Et-Tâc, 2/106.