Akciğer Kanseri Nedir

advertisement
Akciğer Kanseri Nedir
http://bitkiseldestek.com/akciger-kanseri-nedir/
Akciğer Kanseri Nedir
Akciğer Kanseri Nedir hakkındaki bilgiler.
Erkeklerde en çok görülen
kanser çeşididir.Kadınlarda ise sigara kullanma oranıyla değişiklik
göstermektedir.Akciğer kanseri nedir hakkındaki makalemiz aşağıda yer
almaktadır.
Akciğer Rahatsızlıklarına Karşı %100 Bitkisel Tedavi Sağlayan Ürünlerimizin Olduğu Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız..
Akciğer kanseri
Erkeklerde en sık görülen kanser
çeşidi olan akciğer kanseri, kadınlarda da sigara kullanımının
artmasıyla beraber giderek daha sık görülmektedir.
Avrupa
Birliği ülkelerindeki tüm kanser olguları içerisinde %21'lik paya sahip
olan akciğer kanseri, aynı zamanda hastalığa bağlı yüksek ölüm oranı
nedeniyle kansere bağlı ölümlerin %29'undan sorumludur. Amerika Birleşik
Devletleri'nde 1991 yılı verilerine göre, kadın ve erkeklerde kansere
bağlı ölümler arasında 1. sırada yer alan bu hastalık, kanser
tedavisinde kaydedilen bütün gelişmelere rağmen önemini ve yerini
korumaktadır. En sık görülen kanser türlerinden biri olan akciğer
kanseri, büyük oranda sigara kullanımına bağlı olarak geliştiğinden aynı
zamanda önlenebilir tek kanser türü olarak tanımlanabilir. Yapılan bir
çok araştırmada sigara kullanımındaki artışa paralel olarak sıklığını
arttıran bu hastalığın, sigara karşıtı kampanyaların başarılı olduğu
ülkelerde sigara kullanımındaki azalma ile birlikte insidansının
azaldığı saptanmıştır.
Akciğer kanseri gelişimi için risk faktörleri
Akciğer kanseri ile ilişkili birçok risk faktörü tanımlanmış olmakla
birlikte bunların en önemlisi sigara kullanımıdır. Akciğer kanseri
olgularının yaklaşık %80-85'inde sigara hastalıktan sorumlu
tutulmaktadır. Özellikle squamous hücreli akciğer kanseri ve küçük
hücreli akciğer kanseri ile sigara kullanımı arasındaki sebep - sonuç
ilişkisi çok iyi tanımlanmıştır. Günlük tüketilen sigara miktarı ve
tiryakilik süresi ile akciğer kanseri olasılığı arasında doğrusal ilişki
bulunmaktadır. Yani daha fazla sigara içenlerde akciğer kanseri riski
sigara içmeyenlere veya az sigara içenlere göre artmaktadır.
Sigara kullanımının dışında bazı metal ve kimyasal maddelere mesleksel
maruziyet, asbest teması, radon gazı, genetik bazı faktörler, radyasyon,
önceden geçirilmiş bazı akciğer hastalıkları ve beslenme alışkanlıkları
da akciğer kanseri için risk faktörleri olarak sayılabilir. Örneğin
ailesinde akciğer kanseri olan bireylerde akciğer kanseri görülme
olasılığı biraz daha fazladır. Özellikle ailede akciğer kanseri öyküsü
ile birlikte sigara kullanımı, riski daha da arttırmaktadır. Yine
akciğer tüberkülozu, interstisyel fibrozis, büllöz amfizem ve doku
harabiyeti ile seyreden diğer bazı akciğer hastalıklarında ortaya çıkan
nedbe dokusu akciğer kanseri gelişimi için bir zemin oluşturabilir.
Mezotelyoma(akciğer zarı kanseri) için bilinen en önemli risk faktörü
olan asbest maruziyeti, aynı zamanda akciğer kanseri riskini de
arttırmaktadır.
Akciğer kanserinin hücre tipine göre sınıflandırılması
Akciğer kanseri, hücre tipine göre küçük hücreli akciğer kanseri (small
cell) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (non-small cell) olmak
üzere 2 temel grupta ele alınır. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri,
squamous, adeno ve büyük hücreli kanser alt gruplarından oluşur. Küçük
hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanserinin seyri ve tedavi
yaklaşımı bazı farklılıklar gösterir (bkz. tedavi). Küçük hücreli
akciğer kanserinin tüm akciğer kanserleri içindeki sıklığı yaklaşık
%15-20 oranındadır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserleri arasında yer
alan squamous hücreli kanser ülkemizde en sık görülen tiptir ve büyük
ölçüde sigara kullanımına bağlı olarak gelişir. Yine aynı grupta yer
alan adeno kanser ise bizde daha seyrek görülmekle birlikte örneğin
ABD'de en fazla görülen akciğer kanseri türüdür. Squamous hücreli kanser
ve küçük hücreli kanser daha çok akciğerin santral bölümlerinde yani
ana bronşlar ve lob bronşlarında yer alırken, adeno kanser çoğu kez
periferik akciğer alanlarından başlar.
Akciğer kanseri belirtileri nelerdir ?
Akciğer kanseri belirtileri lokal belirtiler ve akciğer dışı belirtiler olmak üzere 2 grupta incelenebilir :
Lokal
belirtiler doğrudan akciğere yerleşen tümörün ve onun bölgesel lenf
bezlerine metastazlarının ortaya çıkardığı öksürük, balgam çıkarma,
nefes darlığı, göğüs, omuz, kol veya sırt ağrısı, kan tükürme, ses
kısıklığı, yüz ve boyunda şişme, hışıltılı solunum gibi belirtilerdir.
Ancak hastalığın başlangıç döneminde olguların büyük çoğunluğunda
belirti yoktur. Birçok olguda ise öksürük erken bir belirti olmakla
birlikte hastaların büyük çoğunluğu sigara kullandığından öksürüklerinin
sigaraya bağlı olduğunu düşünerek hekime başvurmazlar. Bu nedenle uzun
süren (3 haftadan uzun) öksürük varlığında veya önceden varolan
öksürüğün karakterinde bir değişme ortaya çıktığında, örneğin öksürükle
birlikte balgamla karışık kan gelmesi gibi durumlarda mutlaka kontrolden
geçmek gerekir.
Akciğer kanserinin akciğer dışı belirtileri,
tümörün diğer organlara metastazlarına bağlı olabildiği gibi tümörden
salınan bazı immünolojik ve hormonal maddelere bağlı da olabilir.
Metastaz belirtileri organa özgü olup örneğin kemik metastazlarında
ağrı, beyin metastazında bilinç bozukluğu, kasılmalarla seyreden nöbet,
görme bozuklukları olabilir.
Metastaz belirtilerinin dışında
iştahsızlık, kilo kaybı, kuvvet kaybı, halsizlik, ateş gibi şikayetler
olguların birçoğunda görülebilir. Ayrıca özellikle küçük hücreli akciğer
kanserinde tümörden salınan bazı hormonal maddelere bağlı olarak
parmaklarda çomaklaşma, deri lezyonları, nörolojik tablolar, kan
tablosunda bozulma gibi bulgular olabilir.
Akciğer kanserinde tanı ve evreleme
Yukarıdaki belirti ve bulgularla hekime başvuran hastalarda
ayrıntılı bir öykü ve fizik muayenenin ardından tanı için atılacak ilk
adım standart akciğer grafisi (2 yönlü) çekilmesidir. Birçok olguda bu
görüntüleme yöntemi ile tümör ya da tümörün oluşturduğu enfeksiyon,
plörezi, atelektazi (akciğerin çökmesi) gibi tablolar saptanabilir.
Akciğer grafisinde tümör ya da tümör ile ilişkili olabilecek diğer
görünümlerin saptanması halinde atılacak 2. adım genellikle akciğerin
bilgisayarlı tomografisinin çekilmesidir. Bilgisayarlı tomografi görülen
lezyon hakkında detaylı bilgi verdiği gibi standart akciğer grafisinde
görülemeyecek kadar küçük olan diğer lezyonların görülmesine de olanak
sağlar. Standart akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografilerin
incelenmesinden sonra hastalığın bölgesel yayılımı ve lokalizasyonu
ortaya çıkar. Hekim bu noktada artık kesin tanı için gerekli olacak
biyopsi yönteminin ne olacağına karar verebilir.
Örneğin cerrahi müdahale düşünülen olgularda ve santral bölgede yer
alan tümörlerde bronkoskopi yapılması hem evreleme hem de tanı için
gerekli iken, bronkoskopi ile ulaşılamayacak periferik bölgelerde yer
alan tümörlerde bilgisayarlı tomografi rehberliğinde iğne biyopsisi
tercih edilebilir. Yine bu ilk incelemelerin sonucunda tümöre cerrahi
bir girişim düşünülmüyorsa tanı için ilk aşamada balgam muayenesi
istenebilir. Bu tür hastalarda balgamın sitolojik incelemesi sonucunda
tanıya ulaşılamaz ise diğer yöntemlere başvurulur.
Akciğer
grafisi ve bilgisayarlı tomografi ile görüntülenen tümörde balgam,
plevra sıvısı sitolojisi, bronkoskopi veya iğne biyopsisi gibi
yöntemlerle hücre tipi tanısı da konulduktan sonra elde edilen sonuca
göre evreleme çalışmalarına başlanmalıdır. Kanserde evreleme hastalığın
seyri ve uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesi açısından son derece
önemlidir ve mutlaka yapılması gerekir.
Küçük hücreli akciğer
kanseri sınırlı ve yaygın evre olmak üzere 2 evrede incelenir. Sınırlı
evrede hastalık göğsün tek bir tarafı ile sınırlıdır, karşı akciğere
veya diğer oraganlara yayılım yoktur. Yaygın evre küçük hücreli akciğer
kanserinde hastalık, akciğer dışı diğer organlara ya da karşı akciğere
metastaz yapmıştır. Sınırlı ve yaygın evrelerde tedavi farklılık
gösterdiğinden küçük hücreli akciğer kanseri tanısı konulan olgularda en
azından beyin tomografisi ya da MR'ı, kemik sintigrafisi ve üst batın
tomografisi veya ultrasonografisi ile uzak organ metastazları
araştırılmalıdır.
Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin erken
evrelerinde cerrahi tedavi sağkalım üzerine en etkili tedavi modalitesi
olduğundan bu hastalıkta evreleme çalışmaları küçük hücreli akciğer
kanserine göre daha detaylı incelemeleri gerektirir. Küçük hücreli dışı
akciğer kanserinde evreleme TNM sistemine göre yapılır. Bu sistemde T
ile tümör boyutu, tümörün komşu doku ve organlarla ilişkisi, tümörün
bronkoskopik görünümü gibi birçok özelliği tanımlanırken, N tümöre ait
bölgesel veya uzak lenf bezlerindeki metastaz varlığını yada yokluğunu
tanımlar. M uzak organ metastazları ile ilişkili olup, M1 olarak
tanımlanan olgular yani uzak organ metastazı saptanan olgular doğrudan
başka bir incelemeye gerek olmaksızın evre IV olarak sınıflandırılır.
TNM sistemine göre akciğer kanseri olguları evre I, evre II, evre III ve
evre IV olarak dört grupta ele alınır. Evre I ve II, erken evre akciğer
kanseri olarak tanımlanır ve bu tür olgularda mutlaka cerrahi tedavi
olanakları araştırılmalıdır.
Akciğer kanseri tedavisi
Akciğer kanseri tedavisi multidispliner bir yaklaşım gerektirir.
Yani akciğer kanserinin tedavisi ve takibi Göğüs Hastalıkları, Onkoloji
ve Göğüs Cerrahisi uzmanlarının işbirliği ile kararlaştırılmalı ve
yapılmalıdır.
Küçük hücreli akciğer kanserinde tedavi
Küçük hücreli akciğer kanserinde seçilecek tedavi yöntemi cerrahi
dışı yaklaşımlar yani kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarıdır. Bu tür
kanserin kombine kemoterapi ve radyoterapiye yanıtı genellikle çok
iyidir ve kısa sürede tümör ve metastazlarının boyutlarında gerileme ya
da radyolojik olarak silinme olduğu görülür. Sınırlı evre küçük hücreli
akciğer kanseri olgularında kemoterapi ile birlikte uygulanan
radyoterapi, sadece kemoterapi uygulanmasına göre daha iyi sonuç
vermektedir. Yine sınırlı evredeki hastalıkta beyne koruyucu radyoterapi
uygulanması da tedavi yöntemleri arasında yer alır. Yaygın evrede ise
seçilecek tedavi yöntemi kombine kemoterapidir ancak beyin metastazı
varlığında buraya radyoterapi uygulanmalır.
Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde tedavi
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanısı konulan ve evre I, II
ve bazı seçilmiş evre III olgularda tercih edilecek tedavi yöntemi
cerrahi girişim olmalıdır. Bu tür olgularda cerrahi sonrası gerekli
görülürse kemoterapi yada radyoterapi uygulamaları da yapılabilir. İleri
evre küçük hücreli dışı akciğer kanserinde ise kemoterapi ve akciğer
dışı beyin, kemik gibi organ metastazları varlığında buraya yönelik
radyoterapi uygulanılır.
Akciğer kanserinden korunma ve erken tanı
Akciğer kanserinden korunmanın en etkin yolu sigarayı
bırakmaktır. Bunun dışında endüstride kullanılan bazı metal ve kimyasal
maddelere karşı tedbir alınması, hava kirliliği ile mücadele, radyasyon
maruziyetinden kaçınma, korunma önlemleri olarak sayılabilir.
Akciğer kanserinde erken tanının önemine ilişkin çok büyük hasta
gruplarını içeren çalışmalar yapılmış ve bu çalışmalarda balgam
sitolojisi, akciğer grafisi gibi tanı yöntemleri tarama testi olarak
kullanılmıştır. Bu çalışmaların sonuçları incelendiğinde ne yazık ki
kansere bağlı ölüm oranlarında tarama testi uygulanan hasta grupları ile
uygulanmayan gruplar arasında önemli bir farklılık görülmediği
saptanmıştır. Bununla birlikte sigara içen 40 yaş üzerindeki bireylerde
en azından yılda 1 kez akciğer grafisi çekilmesi erken tanı için
önerilebilir.
Akciğer Rahatsızlıklarına Karşı %100 Bitkisel Tedavi Sağlayan Ürünlerimizin Olduğu Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız..
Etiketler : akciğer kanser , kanser akciğer , akciğer kanser belirtileri , akciğer hastalığı , akciğer nedir , akciğer iltihabı , akciğer ameliyatı , kanserli akciğer , akciğer enfeksiyonu , akciğer su toplaması , akciğer nodülü , akciğer kanseri evreleri , akciğer kanseri ameliyatı , akciğer görevleri , akciğer filmi , akciğer ağrısı , akciğer kisti , akciğer metastazı , akciğer hastalıkları belirtileri , akciğer
iltihabı tedavisi , akciğer tomografisi , akciğer yetmezliği.
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download