tc gazi üniversitesi sağlık bilimleri enstitüsü protetik diş tedavisi ana

advertisement
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANA BİLİM DALI
MAKSİLLER ANTERİOR BÖLGEYE UYGULANAN DEĞİŞİK ZİRKONYUM
İMPLANT DESTEKLİ PROTEZLERDE ABUTMENT, İMPLANT VE İMPLANT
ÇEVRE DOKUDA OLUŞAN STRES DAĞILIMLARININ ÜÇ BOYUTLU SONLU
ELEMANLAR STRES ANALİZİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ
DOKTORA TEZİ
Dt. Merve BANKOĞLU GÜNGÖR
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Handan YILMAZ
ANKARA
Ocak 2014
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANA BİLİM DALI
MAKSİLLER ANTERİOR BÖLGEYE UYGULANAN DEĞİŞİK ZİRKONYUM
İMPLANT DESTEKLİ PROTEZLERDE ABUTMENT, İMPLANT VE İMPLANT
ÇEVRE DOKUDA OLUŞAN STRES DAĞILIMLARININ ÜÇ BOYUTLU SONLU
ELEMANLAR STRES ANALİZİ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ
DOKTORA TEZİ
Dt. Merve BANKOĞLU GÜNGÖR
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Handan YILMAZ
Bu tez Gazi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından 03/2011-33
proje numarası ile desteklenmiştir.
ANKARA
02.01.2014
I
İÇİNDEKİLER
Sayfa No:
Kabul ve Onay
I
İÇİNDEKİLER
II
ŞEKİLLER DİZİNİ
GRAFİKLER VE TABLOLAR DİZİNİ
SEMBOLLER VE KISALTMALAR DİZİNİ
VII
X
XIII
1. GİRİŞ
1
2. GENEL BİLGİLER
2
2.1. İmplantın Tanımı ve Tarihi
2
2.2. İmplantların Sınıflandırılması
4
2.2.1. Metal ve Metal Alaşımı İmplantlar
4
2.2.1.1 Titanyum İmplantlar
4
2.2.1.2. Titanyum İmplantların Avantajları ve Dezavantajları
5
2.2.2.Seramik İmplantlar
6
2.2.2.1. Zirkonya İmplantlar
6
2.2.2.2. Zirkonya İmplantların Özellikleri
6
2.2.2.3. Zirkonya İmplantların Endikasyonları ve Kontrendikasyonları
7
2.2.2.4. Zirkonya İmplant Sistemleri
8
2.2.2.4.1. Tek Parça Zirkonya İmplantlar
9
2.2.2.4.2. İki Parça Zirkonya İmplantlar
10
2.3. İmplant Abutmentları
11
2.3.1. Seramik Abutmentlar
12
2.3.1.1. Zirkonya abutmentlar
13
2.4. İmplant Üstü Protezler ve İmplant Üstü Protez Sınıflaması
14
2.4.1. İmplant Üstü Sabit Protezler
14
2.4.1.1. İmplant Üstü Tam Seramik Protezler
15
2.5. Osseoentegrasyon ve İmplant Başarı Kriterleri
16
2.6. İmplant Biyomekaniği
17
2.6.1. Kemik Tipi ve Özellikleri
20
II
2.6.1.1. Kortikal Kemik
21
2.6.1.2. Trabeküler Kemik
22
2.6.1.3. Kemik Kalitesi Sınıflaması
22
2.7. Stres Analizi Yöntemleri
23
2.7.1. Stres Analizlerinde Kullanılan Teknik Terimler
24
2.7.2. Stres Analizi Yöntemlerinin Sınıflandırılması
27
2.8.2.1. Gerinim Ölçer İle Stres Analizi Yöntemi
27
2.7.2.2. Fotoelastik Stres Analizi Yöntemi
28
2.7.2.3. Holografik İnterferometreyle Stres Analizi Yöntemi
28
2.7.2.4. Kırılgan Vernikle Kaplama Stres Analizi Yöntemi
28
2.7.2.5. Termografik Stres Analizi Yöntemi
29
2.7.2.6. Radyotelemetriyle Stres Analizi Yöntemi
29
2.7.2.7.Sonlu Elemanlar Stres Analizi Yöntemi
29
2.7.2.7.1.Sonlu Elemanlar Stres Analizi Yönteminin Avantajları
30
2.7.2.7.2. Sonlu Elemanlar Stres Analizi Yönteminin Dezavantajları
31
2.7.2.7.3.Sonlu Elemanlar Stres Analizi Yönteminde Temel Kavramlar 32
2.7.2.7.3.1. Düğüm
32
2.7.2.7.3.2. Eleman
32
2.7.2.7.3.3. Ağ Yapısının Oluşturulması
33
2.7.2.7.3.4. Sınır Koşulları
33
2.7.2.7.3.5. Geometri ve Katı Modelleme
33
2.7.2.7.3.6. Sonuçların Değerlendirilmesi
34
2.8. Konu İle İlgili Çalışmalar
34
3. GEREÇ VE YÖNTEM
40
3.1. Çalışma Modellerinin Oluşturulması
40
3.1.1. Kullanılacak Maksilla Kesitinin Hazırlanması
41
3.1.2. İmplant ve Abutmentların Modellenmesi
42
3.1.3. Köprü Tasarımlarının Hazırlanması
43
3.2. Çalışma Modelleri
45
3.2.1. Modellerin Katı Cisme Dönüştürülmesi
48
3.2.2. Modellerdeki Yapıların Materyal Özelliklerinin Tanımlanması
48
III
3.2.3. Kemik İmplant Bağlantı Durumu
49
3.2.4. Sınır Koşulları
49
3.2.5. Yükleme Koşulları
50
3.3. Stres Değerlerinin Hesaplanması ve Sonuçların Değerlendirilmesi 52
4. BULGULAR
54
4.1. Yüklemelere Göre Oluşan Çekme, Basma ve Von Mises Stresleri
Bulgularının Değerlendirilmesi
55
4.1.1. Horizontal Yüklemede Oluşan Çekme, Basma ve Von Mises
Stresleri Bulgularının Değerlendirilmesi
55
4.1.1.1. Horizontal Yüklemede Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
58
4.1.1.1.1. Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
58
4.1.1.1.2. Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Çekme
Stresleri Bulguları
60
4.1.1.1.3. Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
62
4.1.1.1.4. Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
64
4.1.1.1.5. Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
66
4.1.1.2. Horizontal Yüklemede Oluşan Basma Stresleri Bulguları
68
4.1.1.2.1. Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
68
4.1.1.2.2. Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Basma
Stresleri Bulguları
70
4.1.1.2.3. Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
71
4.1.1.2.4. Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
73
4.1.1.2.5. Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
76
4.1.1.3. Horizontal Yüklemede Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
78
IV
4.1.1.3.1. Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Von Mises
Stresleri Bulguları
78
4.1.1.3.2. Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Von Mises
Stresleri Bulguları
80
4.1.1.3.3. Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
82
4.1.1.3.4. Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
84
4.1.1.3.5. Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
85
4.1.2. Oblik Yüklemede Oluşan Çekme, Basma ve Von Mises Stresleri
Bulgularının Değerlendirilmesi
87
4.1.2.1. Oblik Yüklemede Oluşan Çekme Stresleri Bulguları
89
4.1.2.1.1. Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
90
4.1.2.1.2. Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
92
4.1.2.1.3. Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda
Oluşan Çekme Stresleri Bulguları
94
4.1.2.1.4. Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
96
4.1.2.1.5. Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
98
4.1.2.2. Oblik Yüklemede Oluşan Basma Stresleri Bulguları
100
4.1.2.2.1. Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
100
4.1.2.2.2. Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
102
4.1.2.2.3. Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan Basma
Stresleri Bulguları
104
4.1.2.2.4. Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
106
4.1.2.2.5. Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
108
V
4.1.2.3. Oblik Yüklemede Oluşan Von Mises Stresleri Bulguları
110
4.1.2.3.1. Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
110
4.1.2.3.2. Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Von Mises
Stresleri Bulguları
112
4.1.2.3.3. Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda
Oluşan Von Mises Stresleri Bulguları
114
4.1.2.3.4. Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
116
4.1.2.3.5. Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
118
5. TARTIŞMA
120
6. SONUÇ
140
7. ÖZET
141
8. SUMMARY
142
9. KAYNAKLAR
143
10. EKLER
158
10.1. Teşekkür
158
11. ÖZGEÇMİŞ
159
VI
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa no:
Şekil 1: Kortikal Ve Trabeküler Kemiğin Modeldeki Görünümü
42
Şekil 2: İmplant Modellerinin Görünümü
43
Şekil 3: Protez Tasarımlarının Bukkalden ve Distalden Görünümü
44
Şekil 4: Kullanılan Tetrahedral Elemanın Tipi
44
Şekil 5: Titan-IPS ve Lava Modelinin Parçalara Ayrılmış Görüntüleri
46
Şekil 6: Zirkon-IPS ve Lava Modelinin Parçalara Ayrılmış Görüntüleri
47
Şekil 7: Sınır Koşulları
50
Şekil 8: Horizontal Yüklerin Uygulama Yönü
51
Şekil 9: Oblik Yüklerin Uygulama Yönü
51
Şekil 10: Sabit Skalanın ve Skala Aralığının Gösterimi
55
Şekil 11: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Çekme
Streslerinin Değerlendirilmesi
59
Şekil 12: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Çekme
Stresleri Dağılımları
61
Şekil 13: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
63
Şekil 14: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Çekme Stresleri
Dağılımları
65
Şekil 15: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Çekme Stresleri
Dağılımları
67
Şekil 16: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Çekme Stresleri
Dağılımları
69
Şekil 17: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Basma
Stresleri Dağılımları
71
Şekil 18: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
73
Şekil 19: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Basma Stresleri
Dağılımları
75
VII
Şekil 20: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Basma Stresleri
Dağılımları
77
Şekil 21: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Von Mises
Stresleri Dağılımları
79
Şekil 22: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Von Mises
Stresleri Dağılımları
81
Şekil 23: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
83
Şekil 24: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Von Mises Stresleri
Dağılımları
85
Şekil 25: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Von Mises Stresleri
Dağılımları
87
Şekil 26: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Çekme Stresleri
Dağılımları
91
Şekil 27: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Çekme Stresleri
Dağılımları
93
Şekil 28: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan Çekme
Stresleri Dağılımları
95
Şekil 29: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan Çekme
Stresleri Dağılımları
97
Şekil 30: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Çekme Stresleri
Dağılımları
99
Şekil 31: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Basma Stresleri
Dağılımları
101
Şekil 32: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Basma Stresleri
Dağılımları
103
Şekil 33: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan Basma
Stresleri Dağılımları
105
Şekil 34: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Basma Stresleri
Dağılımları
107
VIII
Şekil 35: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Basma Stresleri
Dağılımları
109
Şekil 36: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Von Mises Stresleri
Dağılımları
111
Şekil 37: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Von Mises
Stresleri Dağılımları
113
Şekil 38: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan Von
Mises Stresleri Dağılımları
115
Şekil 39: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Von Mises Stresleri
Dağılımları
117
Şekil 40: Oblik yüklemede Veneerlerde Oluşan Von Mises Stresleri
Dağılımları
119
IX
GRAFİKLER VE TABLOLAR DİZİNİ
Sayfa no:
Grafik
1:
Horizontal
Yüklemede
Bulgularının Değerlendirilmesi
Bütün
Yapılarda
Oluşan
Stres
56
Grafik 2: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
58
Grafik 3: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Çekme
Stresleri Bulguları
60
Grafik 4: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
62
Grafik 5: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
64
Grafik 6: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
66
Grafik 7: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
68
Grafik 8: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Basma
Stresleri Bulguları
70
Grafik 9: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
72
Grafik 10: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
74
Grafik 11: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
76
Grafik 12: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Von Mises
Stresleri Bulguları
78
Grafik 13: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Von Mises
Stresleri Bulguları
80
Grafik 14: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
82
X
Grafik 15: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
84
Grafik 16: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
86
Grafik 17: Oblik Yüklemede Bütün Yapılarda Oluşan Stres Bulgularının
Değerlendirilmesi
88
Grafik 18: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
90
Grafik 19: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
92
Grafik 20: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
94
Grafik 21: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
96
Grafik 22: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
98
Grafik 23: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
100
Grafik 24: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
102
Grafik 25: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
104
Grafik 26: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
106
Grafik 27: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
108
Grafik 28: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
110
Grafik 29: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Von Mises
Stresleri Bulguları
112
XI
Grafik 30: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan Von
Mises Stresleri Bulguları
114
Grafik 31: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
116
Grafik 32: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
118
Tablo 1: Araştırmada Kullanılan Setler
41
Tablo 2: Modellere Ait Düğüm ve Eleman Sayıları
48
Tablo 3: Modellerde Kullanılan Materyaller ve Mekanik Özellikleri
49
Tablo 4: Horizontal Yüklemede Oluşan Çekme, Basma ve Von Mises
Stresleri Bulgularının Değerlendirilmesi
Tablo 5: Oblik Yüklemede Oluşan Çekme, Basma
Stresleri Bulgularının Değerlendirilmesi
57
ve
Von
Mises
88
XII
SEMBOLLER VE KISALTMALAR
CAD-CAM: Computer Aided Design-Computer Aided Manufacturing
N: Newton
GPa: Gigapaskal
MPa: Megapaskal
%: Yüzde
g/ cm3: Gram/ santimetreküp
mm: Milimetre
v: Poisson Oranı
0 C:
Santigrat
XIII
1. GİRİŞ
Gelişen teknolojiyle birlikte, dental implantlar diş hekimliğinde
sıklıkla başvurulan bir tedavi yöntemi olmuştur. İmplant tedavisinde,
titanyum yüksek başarı oranlarıyla kullanılmaktadır. Ancak titanyum
implantlar,
estetiğin
önem
kazandığı
bölgelerde
ince
peri-implant
dokusundan yansımakta ve estetik sakınca oluşturmaktadır. Ayrıca metal
allerjisi bulunan hastalarda kullanımları uygun değildir. CAD-CAM
teknolojisiyle birlikte, diş hekimliğinin bir çok alanında kullanılmaya
başlayan zirkonyumun, titanyum implantların dezavantajlarına alternatif bir
implant materyali olarak kullanımı gündeme gelmiştir. İlk olarak tek parça
olarak üretilmeye başlayan zirkonya implantlar, son yıllarda iki parça
olarak üretilmeye başlanmıştır.
İmplant tedavisinde başarının sürdürülebilmesi için, öncelikle
implantların sağlıklı bir şekilde ağızda kalması gerekmektedir. İmplantların
ağızda sağlıklı ve uzun süreli kalması için ise en uygun biyomekanik
koşullar sağlanmalıdır. Kortikal ve trabeküler kemikte oluşan ve kemik
rezorpsiyonuna neden olan stresler, implant materyallerinden, implant
tasarımından,
üst
yapı
materyallerinden,
üst
yapı
materyallerinin
tasarımından ve yükleme koşullarından etkilenmektedir.
İn vivo
çalışmalarla tespit edilmesi mümkün olmayan bu stres değerlerinin ve
dağılımlarının analizi sıklıkla sonlu elemanlar stres analizi yöntemiyle
yapılmaktadır.
Bu tez çalışmasında,
maksiller
anterior
bölgeye
yerleştirilen aynı implant sistemine ait, iki parçalı titanyum ve zirkonya
implantlar üzerine yerleştirilen lityum disilikat ve zirkonya destekli
protezlerde; implant, abutment, implant çevresindeki kortikal kemik ve
trabeküler kemik, alt yapı ve veneerlerde oluşan en yüksek çekme, basma
ve Von Mises stresleri miktarlarının ve dağılımlarının incelenmesi ve
karşılaştırılması amaçlanmıştır.
1
2. GENEL BİLGİLER
2.1. İmplantın Tanımı ve Tarihi
Dental implant, sabit veya hareketli protezler için mukoza
ve/veya periost altına yerleştirilen kemik içinden veya üzerinden proteze
destek ve retansiyon sağlamak için kullanılan protetik, alloplastik materyal
veya materyallerdir1.
Tarih boyunca çekilmiş dişler, fil dişi, kurumuş kemik, altın,
altın teller ve gümüş alaşımları implant materyali olarak kullanılmıştır2,3.
Modern anlamda dental implantların tarihine bakıldığında, geçen yüzyılın
sonları ve bu yüzyılın başlarına kadar olan gelişmelerin, çoğunlukla
transplantasyon ve reimplantasyon şeklinde olduğu görülmektedir. Fakat
transplantasyon
ve
reimplantasyon
işlemlerinin
başarısız
olması,
implantasyon yaklaşımını gündeme getirmiştir. Strock3, ilk defa 1938
yılında
içi dolu vida tarzında implantı ve 1940 yılında ise endodontik
implantı geliştirmiştir. Yine 1938 yılında Dahl3, implantları kemik içine
değil, kemik üzerine yerleştirmek koşulu ile ilk subperiosteal implantı
uygulamıştır. 1947’ de, içi boş vida şeklinde implantlar, 1953’ te ise kemik
içi
implantın
vertikal
yönde
boyunun
uzatılması
ve
vidalarla
sabitleştirilmesi düşüncesiyle transosseoz implantlar geliştirilmiştir2,3. 1961
yılında Tramonte ’nin geliştirdiği içi dolu vida şeklindeki implantlar bugünkü
implantların temelini oluşturmaktadır. 1968 yılında ise, Linkow tarafından
geliştirilen blade implantlar kullanıma sunulmuştur2,3.
Branemark ve arkadaşları,4 osseoentegrasyon kavramını
tanımlayarak, osseoentegre implantlar üzerinde, uzun dönemli yapılan ilk
klinik
çalışmayı
70’
li
yılların
sonlarına
doğru
yayınlamışlardır4.
Osseoentegrasyon kavramıyla birlikte, titanyum implantların, birinci
jenerasyonu olan makineyle işlenmiş düz yüzeyli implantlar, daha sonra
2
ise ikinci jenerasyon olan implantlar geliştirilmiş ve yüzey özellikleri
üzerine çalışılmaya başlanmıştır5,6. Günümüze kadar sürekli geliştirilen
titanyum implantlar, implant destekli protezlerde sıklıkla kullanılmaktadır6.
1960’ lı yılların sonlarında estetiğin geliştirilmesi amacıyla,
titanyum implantlara alternatif olarak seramik implantlar üretilmeye
başlanmıştır. Üretilen ilk seramik implantlar Al 2 O 3 esaslıdır7. Ağız
içerisinde kullanılan ilk seramik implantlar, Sandhaus tarafından üretilen
kristalin vida implantlardır. Sonraki yıllarda Sandhaus, “Cerasand”
implantları piyasaya sürmüştür8. 70’ li yılların sonlarına doğru anterior
bölge uygulamaları için “Tübingen İmplant”(Frialit 1)9, Tübingen implantın
üretiminden yaklaşık 10 yıl sonra “bionit implant sistemi” ve 80’ li yılların
ortalarına doğru ise “ceramic anchor implantlar” geliştirilmiştir10,11.
Polikristalin alüminyum oksit implantların yanında, tek kristal yapıda olan
ve “safir implantlar” olarak bilinen implantlar da implant materyali olarak
kullanılmıştır12. Bu implantların mekanik özelliklerinin arttırılması amacıyla
geniş boyutta üretilmeleri kullanım endikasyonlarını sınırlı kılmıştır. Fakat
yüzey özellikleri gerekli yumuşak ve sert doku iyileşmesini sağlamıştır13.
Alüminyum oksit ya da alümina esaslı implantlar osseoentegrasyon
göstermişler fakat uzun dönem yüklemelerdeki yetersiz mekanik özellikleri
nedeniyle piyasadan kaldırılmışlardır. 21. yüzyılın başlarından itibaren,
estetik özelliklerinin yanı sıra, yüksek dayanıma sahip zirkonya, dental
implant materyali olarak kullanılmaya başlanmıştır7.
Teknolojik gelişmeler, bir çok firmanın biyomateryalleri ve
yüzey işlemlerini kullanarak implant üretmesini sağlamıştır. Bugün farklı
materyallerden üretilen, farklı boyutta, farklı yüzey özelliğine sahip ve farklı
tasarımda 2000’ in üzerinde implant markası bulunmaktadır6.
3
2.2. İmplantların Sınıflandırılması
Çene
kemiğine
yerleştirilen
implantları
yerleştirme
metotlarına göre endodontik, submukozal, subperiosteal ve endosseal
implantlar olarak sınıflayabiliriz14.
1. Endodontik implant: Kök kanalı boyunca ilerleyen, foramen apikaleyi
geçerek kemiğe vidalanan implant çeşididir.
2. Submukozal implant: Özellikle maksillada uygulanan ve total protezlere
tutuculuk sağlamak amacıyla küçük düğme şeklinde müköz membran
altına yerleştirilen implant türüdür.
3. Subperiosteal implant: Aşırı kemik rezorpsiyonu gösteren vakalarda
kullanılmaktadırlar. Alveol kemiğine uyum sağlayacak iskelet yapıların,
bazal kemiğe uygun olarak yerleştirildiği implant türüdür.
4. Endosseal implant: İmplantın tamamının kemik içine yerleştirilerek
tüm
implant boyunca fiksasyonun sağlandığı implant
türüdür. Blade
implantlar ve silindirik implantlar olarak 2’ ye ayrılır. Blade implantlar; distal
serbest sonlu olgularda distal implant olarak veya uzun köprülerde dişler
arası bölgelerde ayak olarak kullanılmaktadır. Günümüzde sıklıkla
kullanılan silindirik implantlar ise, içi dolu vida tarzındadır14.
Kullanılan implant materyallerine göre ise implantlar; metal
veya metal alaşımı ve seramik implantlar olarak 2’ ye ayrılabilir. Metal ve
metal alaşımı implantlar; Ti ve Ti-Al 6 -V 4 , seramik implantlar ise alüminyum
oksit esaslı ve zirkonya implantlardır6,7,14.
2.2.1. Metal ve Metal Alaşımı İmplantlar
2.2.1.1 Titanyum İmplantlar
Günümüzde, titanyum ve titanyum alaşımları, kısmi ve tam
dişsiz
hastaların
tedavisinde
implant
materyali
olarak
sıklıkla
4
kullanılmaktadır5,6,15. Titanyumun implant materyali olarak kullanımını
sağlayan en önemli özelliği; yüzeyinde meydana gelen oksit tabakasının
fizyolojik sıvılarla, proteinlerle, sert ve yumuşak dokularla direkt bağlantı
kurmasıdır16.
Amerikan Test ve Malzemeler Derneği17 demir ve oksijen
içeriğine göre titanyumu 5 sınıfa ayırmaktadır. Tip 1, 2, 3 ve 4 saf
titanyum, tip 5 ise % 6 alüminyum ve % 4 vanadyum içeren titanyum
alaşımıdır (Ti- Al 6 - V 4 ). Tip 1 saflık derecesi en fazla olan sınıftır ve
dayanımı düşüktür. Tip 4 saf titanyum en yüksek dayanıma sahip sınıftır17.
Tip 5, içeriğindeki % 4’ lük vanadyum nedeniyle saf titanyuma göre hem
korosiv, hem de toksiktir ve daha fazla iyon salınımına neden
olmaktadır17,18. Ayrıca titanyum alaşımlarının saf titanyuma göre az kemik
teması oluşturduğu belirlenmiştir. Genellikle diş hekimliğinde Tip 2, Tip 4
ve Tip 5 titanyum implantlar kullanılmaktadır17,18.
2.2.1.2. Titanyum İmplantların Avantajları ve Dezavantajları
Titanyum
implantlar
biyoyumlulukları,
üstün
mekanik
özellikleri ve uzun dönemdeki başarılı sonuçlarıyla diş hekimliğinde altın
standart oluşturmaktadır. Titanyum implantların değerlendirildiği 10 yıllık
çalışmalarda; başarı oranlarının % 86 ve % 95 arasında değiştiği
bildirilmektedir19-21.
Korozyona dirençli olmasına rağmen, bazı çalışmalarda
titanyum implantların etrafındaki dokuda ve rejyonel lenf nodlarında artmış
titanyum konsantrasyonunun olduğu belirtilmiştir22. Ancak bu bulgular
henüz klinik olarak açık değildir. Ayrıca titanyumun tükrük ile temasında
galvanik etkilerinin olduğu bildirilmiştir22,23. Estetik gereksinimlerin yüksek
olduğu vakalarda titanyum implantlar dişetinden yansır ve grimsi renkleri
5
nedeniyle estetik görünümü olumsuz olarak etkilerler24-26. Ayrıca dişeti
çekilmeleri ve peri-implant lezyonların varlığında implantın boyun kısmı
görünür hale gelebilmektedir23,24. Bazı vakalarda titanyum implantların
estetik sakınca oluşturması, diş rengine benzer renkte olan seramiklerin
implant ve abutment materyali olarak kullanımını gündeme getirmiştir.
2.2.2.Seramik İmplantlar
2.2.2.1. Zirkonya İmplantlar
Zirkonyum, doğada zirkonya (ZrO 2 = zirkonyum dioksit =
baddeleyit = zirkonya) ve zirkon (ZrSiO 4 ) mineralleri olarak bulunmaktadır.
Oda sıcaklığında monoklinik fazda olan saf zirkonya, 11700 C ve 23700 C
arasında tetragonal faza geçerek daha yoğun bir yapı göstermektedir.
Daha yüksek sıcaklıklarda ise kübik faza geçmektedir. Zirkonyayı oda
sıcaklığında tetragonal fazda tutmak için içerisine stabilize edici oksitler
(CaO, MgO, CeO 2 ve Y 2 O 3 ) ilave edilmektedir. Zirkonya yüzeyinde dış
streslerin neden olduğu çatlağın ilerlerken seramik grenlerinde meydana
getirdiği stres, çatlak etrafındaki tetragonal taneciklerin monoklinik faza
dönüşmesine sebep olmaktadır. Bu faz değişimiyle beraber zirkonyada %
3-5’ lik hacim artışı meydana gelmektedir27,28. Zirkonyanın diğer
seramiklerde bulunmayan bu özelliği, yüksek dayanıklılığı ve kırılma
dayanımını sağlamakta28 ve implant materyali olarak kullanımına olanak
vermektedir.
2.2.2.2. Zirkonya İmplantların Özellikleri
Zirkonyanın implant materyali olarak kullanılmasını sağlayan
özellikleri aşağıda belirtilmiştir13,23-29.
1. Biyoinert, rezorbe olmayan metal oksittir.
2. Korozyona ve aşınmaya dirençlidir.
6
3. Paslanmaz çeliğe benzer elastik modülü vardır.
4. Yüksek bükülme direnci (900-1.200 MPa), Vickers sertliği (1.200),
Weibull modülü (10-12) ve kırılma direncine sahiptir.
5. Yüksek radyopasite ve düşük ısısal iletkenliğe sahiptir.
6. Makineyle işlenebilir.
7. Biyouyumludur.
8. Titanyumla karşılaştırıldığında daha düşük plak birikimi eğilimine
sahiptir.
9. Doğal diş benzeri rengiyle üstün estetik özelliklere sahiptir.
Biyouyumluluk, materyalin veya materyale ait ürünlerin lokal
veya sistemik olarak dokularda herhangi bir reaksiyona neden olmaması
olarak tanımlanmaktadır29. Yapılan çalışmalarda zirkonyanın biyouyumlu
bir materyal olduğu ve vücutta titanyumdan daha az reaksiyona neden
olduğu gösterilmiştir30,31. İmplant ve çevresindeki kemikte bulunan temas,
klinik başarının bir ölçütüdür. Yapılan in vivo çalışmalarda, zirkonyanın
biyouyumlu bir materyal olduğu ve iyi bir kemik teması sağlayarak kemik
apozisyonu sağladığı belirtilmektedir32-35.
Zirkonya implantların, biyouyumluluğu ve osseoentegrasyonu
üzerine
çok
sayıda
değerlendiren
az
çalışma
sayıda
bulunurken
çalışma
biyomekanik
mevcuttur36-40.
özelliklerini
Ayrıca,
zirkonya
implantlarda yapılan abutment aşındırma işlemlerinin materyalin kırılma
direncini olumsuz olarak etkileyebileceği belirtilmektedir36.
2.2.2.3.
Zirkonya
İmplantların
Endikasyonları
ve
Kontrendikasyonları
Zirkonya implantlar ağız sağlığı ve genel sağlığı yerinde olan
hastalarda,
metal
alerjisi
olan
hastalarda,
tek
veya
çok
üniteli
7
restorasyonlarda ve estetik beklentilerin yüksek olduğu hastalarda
kullanılabilmektedirler35. Ancak çok üniteli veya tüm çene restorasyonların,
tek parça halinde yapılmaması önerilmektedir35. Zirkonya implantların
uygulanabilmesi
engelleyecek
için
öncelikle
sistemik
bir
hastanın
implant
yerleştirilmesini
kontrendikasyonunun
bulunmaması
gerekmektedir. Bunun dışında sigara içen hastalarda, bruksizm gibi
parafonksiyonel alışkanlığı olan hastalarda, aktif periodontitis hastalarında
ve
kemik
kaybının
bulunduğu
hastalarda
zirkonya
implantların
kullanılmaması önerilmektedir35. Zirkonya implant destekli restorasyonlar
ile başarılı estetik sonuçlar elde etmek; doğru hasta seçimine ve
implantların doğru planlanmasına bağlıdır16,33,35.
2.2.2.4. Zirkonya İmplant Sistemleri
Zirkonya implantlar son yıllarda üretilmeye başlanmıştır.
Zirkonya implantlar çeşitli çaplarda, boyutta ve geometrik tasarımda
üretilebilmektedirler. Zirkonya implantların yüzeyleri makineyle işlenmiş,
mekanik olarak aşındırılmış, biyoaktif seramikle kaplanmış, asitlenmiş
veya kumlanmış olarak hazırlanabilmektedir13,24,35.
Zirkonya implantlar tek parça veya çift parça olarak
üretilmektedirler24,35,36,39. Ayrıca immediat olarak yerleştirilen, tam olarak
doku altına gömülmeyen kök analoğu zirkonya implantlar kişiye özel
üretilerek seçili vakalarda kullanılabilirler41. Tek parça sistemlerde implant
ve abutment bir bütün halindedir ve tek aşamalı cerrahi işlemle yerleştirilir.
Çift parça sistemlerde abutment ve implant ayrı ayrıdır ve abutment
osseointerasyonun tamamlanmasından sonra ikinci bir cerrahi işlemle
yerleştirilir42.
8
2.2.2.4.1. Tek Parça Zirkonya İmplantlar
Tek parça zirkonya implantlar diş çekimi sonrasında
immediat olarak veya eksik diş bölgesine uygulanabilirler43. Tek parça
zirkonya
implantlar,
minimal
cerrahi
yaklaşımla
flep
kaldırmadan
yerleştirilirler. Bu özellikleriyle yumuşak dokunun korunmasını sağlarlar26.
Özellikle anterior bölgede istenilen estetik görünümü sağlamak için en
doğru anatomik pozisyonda yerleştirilmeleri gerekir33. En doğru implant
bölgesinin ve açısının belirlenmesi için cerrahi stent mutlaka yapılmalıdır43.
İyileşme başlıklarının yerleştirilmesini kapsayan cerrahi işlemler elimine
edilmiş olur, bu sayede yumuşak dokunun iyileşmesi için beklenecek süre
ortadan kaldırılarak tedavi süresi kısalır44. Ayrıca tek parça zirkonya
implantların yerleştirilmesi için yeterli kemik miktarının olması ve kemikte
defekt olmaması gerekir. Tek parça zirkonya implantların, kemik
augmentasyonu veya rejenerasyonu işlemleriyle kullanılabileceğine dair
veri bulunmadığından implantın yerleştirilmesi sırasında çok iyi primer
stabilite sağlanmalıdır33,42. Kemik miktarının yetersiz olduğu hastalarda
öncelikle kemiğe ait rejeneratif işlemlerinin yapılması ve sonrasında tek
parça implantların uygulanması gerekmektedir35.
Tek parça zirkonya implantların dişeti sınırı ağız içi aşındırma
işlemleri ile yeniden düzenlenebilir33. Ancak aşındırma işlemlerinin Y-TZP
seramiklerin monoklinik faz transformasyonunu etkilediği ve oluşabilecek
mikro çatlakların mekanik özellikleri olumsuz yönde etkileyebileceği
belirtilmiştir26,33,36.
Tek
parça
implantların
kullanımıyla,
implant
vida
komplikasyonları önlenmiş olur. Ancak implantta kırık meydana geldiğinde
implantı onarma ihtimali yoktur ve implantın çıkartılması gerekir26. Tek
parça implantların avantajlarından birisi de implantın yerleştirildiği seansta
9
immediat olarak geçici bir kronla restore edilebilmesidir26. İmmediat olarak
yapılan geçici restorasyonlar oklüzyondan düşürülmelidir35. İmplantın
hareket etme riskini ortadan kaldırmak için geçici restorasyonlar 3 ay
boyunca
çıkarılmamalıdır.
İyileşme
çiğnememesi,
koruyucu
implantlarla
periyodu
stent
boyunca
kullanılması
hastanın
ve
geçici
restorasyonların implantlara gelecek yükü engelleyecek şekilde yapılması
önerilmektedir35. Özellikle estetik beklentinin yüksek olduğu hastalarda
operasyon sonrasında geçici restorasyonun yapılabilmesi hastayı olumlu
olarak
etkilemektedir.
Tek
parça
zirkonya
implantların
daimi
restorasyonunun yapımına, klinik ve radyografik inceleme yapılarak
osseoentegrasyonun
tamamlanmasını
takiben
geçilmelidir.
Osseoentegrasyonun sağlanmasından sonra geçici restorasyonlar çıkarılır
ve ölçü abutment üzerinden alınır43.
2.2.2.4.2. İki Parça Zirkonya İmplantlar
İki parça zirkonya implantların cerrahisi geleneksel olarak
kullanılan titanyum implantların cerrahi prosedürüne benzemektedir. İki
parçalı zirkonya implantlar uygun implant stabilitesinin elde edilemediği
durumlarda tercih edilebilirler. Kemik greftleme işlemleriyle birlikte
kullanılabilirler33,45. Kemik-implant arayüzü kemiğin remodelasyonu için
önemlidir. İmplantın yerleştirilmesi sonrasında kemik-implant ara yüzüne
uygulanacak
olan
kuvvetler
ve
implantta
oluşabilecek
hareketler
remodelasyonu ve osseoentegrasyonu etkileyebilmektedir44. İyileşme
sürecinde olan kemiğe uygulanacak olan kuvvetler, iki parça implantların
kullanımıyla ortadan kaldırılabilmektedir45. İki aşamalı prosedürlerde,
implant osseoentegrasyon süresince kemik içinde olduğundan, oral
mikrobiyal çevreden ayrılır ve enfekte olma olasılığı azalır42.
10
Yapılan çalışmalarda doku içerisinde iyileşen implantlarda
oluşan kemik-implant birleşmesinin daha fazla olduğu belirlenmiştir46.
Osseoentegrasyon süresince doku içerisinde gömülü olarak kalan
implantın, osseoentegrasyon sağlandıktan sonra üzeri açılarak protezin
yapımına geçilir47. İmplantın üzeri açılarak, iyileşme başlığı takılabilmekte
veya doğrudan abutment bağlantısı sağlanabilmektedir. Bu durum seçilen
implant sistemine göre değişmektedir. Abutment bağlantısı, abutmentın
implanta
doğrudan
simantasyonu
şeklinde
olmaktadır.
Genellikle
yapıştırıcı siman olarak rezin simanlar tercih edilmekte ancak yapıştırıcı
siman seçiminde implant firmasının önerilerine uyulması gerekmektedir.
Taşan siman artıkları çok iyi temizlenmeli ve peri-implant dokusunun
iyileşmesini takiben daimi restorasyon için ölçü alınmalıdır47.
2.3. İmplant Abutmentları
Abutment, implant üst yapısına retansiyon sağlayan, implant
sistemine ait bir parçadır1. Abutment materyali olarak genellikle; titanyum
ve titanyum alaşımları ve seramik abutmentlar kullanılabilmektedir15.
Titanyum
ve
titanyum
alaşımı
metal
abutmentları,
uzun
yıllardır
biyouyumlulukları ve yüksek başarı oranlarıyla implant destekli protezlerde
sıklıkla kullanılmaktadır. Fakat gri renkleri peri-implant dokusunda renk
değişikliğine yol açabilmekte veya periimplant dokusunun çekilmesine
bağlı olarak abutmentlar görünür hale gelebilmektedir. Abutmentın görünür
hale gelmesi, özellikle estetiğin ön planda olduğu vakalarda sorun
yaratabilmektedir15,48.
abutmentlarda
bir
Estetiğin
çok
geliştirilmesi
değişiklik
amacıyla,
yapılmasına
rağmen,
titanyum
metalik
abutmentlarla ilgili estetik problemler devam etmektedir48.
11
2.3.1. Seramik Abutmentlar
Son yıllarda, seramik implant abutmentlar estetik ve biyolojik
özelliklerinden dolayı, metal abutmentlara alternatif oluşturmakta ve
sıklıkla kullanılmaktadır49.
Seramik abutmentların kullanımı, doğal yumuşak doku
renginin elde edilmesinde büyük avantaj sağlar49. Estetik avantajlarının
yanı sıra, seramik abutmentların bir kısım dezavantajları da vardır.
Seramik abutmentlar, metal abutmentlara göre daha kırılgandır ve gerilme
kuvvetlerine karşı daha dayanıksızdırlar50. Yüksek dayanıma sahip
seramik abutmentların üretilmesiyle seramik abutmentların, mekanik
dezavantajları ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır49,50.
Seramik abutmentlar, fabrikasyon veya kişiselleştirilebilen
formlarda, dental laboratuvarda teknisyen tarafından veya bilgisayar
destekli tasarım ve üretim yöntemiyle, yüksek saflıkta sinterize alümina
veya zirkonya esaslı olarak üretilmektedirler15,48.
Seramik abutmentlar, dişetinin ince ve şeffaf olduğu, yüksek
gülme çizgisi gösteren, estetik gereksinimlerin ön planda olduğu vakalarda
kullanılabilmektedirler. Seramik
yanında;
çok
iyi
polisajlanabilme
biyouyumluluk, korozyon
Servikal
bölgede
abutmentlar,
direnci
abutmentın
ve
estetik özelliklerinin
özelliklerinden
dolayı
yüksek
düşük plak birikimine sahiptirler.
konturu
dişetine uygun
olarak
şekillendirilebilmektedir51.
Aşırı overbite, bruksizm veya yabancı cisim ısırma alışkanlığı
olanlarda, abutmentın 30 dereceden fazla açılandırılması gereken
durumlarda kullanımları uygun değildir. Seramik abutmentların posterior
12
bölgede köprü ayağı olarak kullanımı ise önerilmemektedir. Metalik
abutmentlarda meydana gelen kırıklar genellikle abutment vidasında
görülmekteyken,
seramik
abutmentlarda
abutmentın
kendisinde
oluşmaktadır. Bu nedenle seramik abutmentlarda meydana gelen kırıkların
tamiri mümkün değildir. Seramik abutmentların diğer bir dezavantajı da
titanyum abutmentlardan daha pahalı olmalarıdır15,48,51.
2.3.1.1. Zirkonya abutmentlar
CAD-CAM sistemlerindeki gelişmelerle birlikte, alümina
abutmentlar gibi estetik fakat daha dayanıklı bir materyal olan zirkonya,
abutment materyali olarak kullanılmaya başlamıştır. Zirkonyanın bükülme
ve
kırılma
dayanımı
alüminayla
karşılaştırıldığında
iki
kat
daha
fazladır15,48.
Zirkonya abutmentlar yapılarına göre, tamamı zirkonya
abutmentlar ve implant-abutment arayüzünde ilave metalik yapı içeren
zirkonya abutmentlar olarak 2’ ye ayrılabilirler15. Aynı zamanda zirkonya
abutmentlar, firmalar tarafından değişik çapta, uzunlukta ve açıda,
standart
olarak
üretilebilmektedir.
veya
CAD-CAM
Bilgisayar
tekniğiyle
destekli
tasarım
kişiye
ve
özel
üretim
olarak
tekniğinin
kullanılması; kişiye özel tasarım yapılmasını, laboratuvar işlemlerinin
azaltılmasını
ve
homojen
materyal
hacminin
elde
edilmesini
sağlamaktadır15,48.
Zirkonya abutmentların mekanik dayanımı, ağız içi aşındırma
işlemlerinden etkilenmektedir. Aynı zamanda aşındırma işlemleri vakit
alıcıdır ve aşındırma materyalin iç yapısında değişikliklere neden olabilir.
Aşındırma işlemleri su soğutması altında elmas frezlerle yapılmalı15 ve
abutmentın aksiyel kalınlığının en az 0.5 mm olmasına dikkat edilmelidir52.
13
Zirkonya su ve sulu çözeltilerde, “düşük ısıda bozunma” olarak bilinen
zamana bağlı yaşlanmaya uğrar. Bu durum tetragonal fazdan monoklinik
faza
geçişle
karakterizedir.
Düşük
ısıda
bozunma,
porselenle
veneerlenmemiş alt yapılarda ve ağız ortamına açılan zirkonya implant
abutmentlarında görülebilmektedir53.
2.4. İmplant Üstü Protezler ve İmplant Üstü Protez
Sınıflaması
İmplant
gereksinimlerini
tedavisinin
karşılayarak,
kişisel
amacı;
isteklerini
hastanın
tatmin
anatomik
edecek
en
öngörülebilir ve ekonomik tedaviyi sunmaktadır. Misch implant üstü
protezler için 5 farklı protetik tedavi seçeneği sunmuştur54. Bu seçenekler;
SP1: Sadece kuronu restore eden doğal diş gibi görünen sabit protezler,
SP2: Kuronu ve kökün bir kısmını restore eden, kuronun konturlarının
oklüzal yarıda normal olduğu ancak gingival yarıda uzatılmış ya da aşırı
konturlanmış olan sabit protezler,
SP3: Eksik kuronu, dişeti rengini ve dişsiz bölgenin bir kısmını restore
eden sabit protezler (hibrit protezler),
SP4: Sadece implant destekli implant üstü hareketli protezler,
SP5: İmplant ve yumuşak doku destekli hareketli protezler olarak belirtilmiştir54.
2.4.1. İmplant Üstü Sabit Protezler
SP1 grubundaki protezler, sert ve yumuşak doku kaybının en
az seviyede olduğu, restorasyonun son halinin büyüklük olarak dişin doğal
konturunu yerine koyan geleneksel protezlere benzemektedirler. Üst çene
ön bölgede en çok istenen restorasyon şeklidir. SP2 protezler; dişin
anatomik kuronuyla beraber kökün bir kısmını restore eden protezlerdir.
14
Bu restorasyonların, dişin mine-sement sınırıyla karşılaştırıldığında kemik
seviyesi daha apikaldedir. Periodontal kemik kaybı ve dişeti çekilmesi olan
dişlerle benzerlik göstermektedirler. SP2 protezlerde, implantlar hijyeni
sağlamak ve kuvvetlerin yönünü tehlikeye atmamak açısından en doğru
pozisyonda yerleştirilmelidir. SP3 protezler ise; kuron ile birlikte bir miktar
yumuşak dokuyu da restore eden protezlerdir. SP3 protezler; metal alt
yapı, yapay dişler ve akrilikten oluşan restorasyonlar ve porselen-metal
restorasyonlardır. Restorasyon tipini etkileyen birincil faktör arklar arası
mesafedir. Kemik ve oklüzal düzlem arasındaki mesafe 15 mm’ den daha
az ise metal-porselen bir restorasyon tavsiye edilir, mesafe daha fazlaysa
hibrit bir restorasyon hazırlanır54.
2.4.1.1. İmplant Üstü Tam Seramik Protezler
Sabit restorasyonlarda daha üstün bir estetik görünümün
elde edilmesi için tam seramik restorasyonların kullanımına ihtiyaç vardır.
Seramik abutmentlar ile birlikte kullanılan tam seramik restorasyonların,
metal abutmentlar ile birlikte kullanılan metal destekli üst yapılardan daha
üstün estetik özelliğe sahip olduğu bilinmektedir51.
Tam
seramik
restorasyonlardaki
gelişmeler,
güçlendirici olarak alüminyum oksiti seramik yapısına
McLean’ın
ilave etmesiyle
başlamıştır55. Sonrasında camın kontrollü kristalizasyonunun sağlandığı
teknik (Dicor) geliştirilmiştir. Aynı yıllarda yeni bir ısıya dayanıklı day
yöntemi olan % 70 alümina (Al 2 O 3 ) içeren sistem (Hi–Ceram) üretilmiştir.
1989’ da, slip casting yöntemi ile elde edilen alümina alt yapının cam
infiltrasyonu ile güçlendirildigi sistem (In–Ceram) kullanıma sunulmuştur.
1990’ ların başında, basınç ile sekillendirilen cam seramikler (IPS
Empress) geliştirilmiştir. Bu döneme kadar kullanılan materyaller ile tam
seramik
kron
restorasyonları
yapılabilmiştir.
1990’
ların
sonunda
15
geliştirilen,
yüksek
kırılma
dayanıklılığına
sahip,
basınç
ile
şekillendirilebilen cam seramik (IPS Empress 2) sistemi ile ikinci premolar
dişlere kadar köprü protezlerinin yapımı mümkün olmuştur. Sonrasında
çok yüksek oranda alümina kristalleri içeren yoğun sinterize (Procera AllCeram) alt yapı seramiği üretilmiştir55,56. Günümüzde IPS Empress 2
sisteminin yerini daha yüksek mekanik özelliklere sahip olduğu belirtilen
IPS e.max Press sistemi almıştır57,58.
Diş
hekimliğinde
materyallerdeki
gelişmeler
sonucu
zirkonyum, tam seramik restorasyonların güçlendirilmesi amacıyla seramik
yapısına katılan son materyallerden biridir. Cam infiltre alüminaya % 35
oranında parsiyel stabilize zirkonya ilave edilmesiyle (In-Ceram Zirconia)
sertliği ve dayanıklılığı yüksek bir alt yapı seramiği elde edilmiştir. Tam
seramik restorasyonlar için alt yapı materyali arayışında gelinen nokta,
itriyum tetragonal zirkonya polikristal (Y-TZP) esaslı seramiklerdir. Diş
hekimliğinde, CAD-CAM teknolojisinin gelişmesiyle, zirkonya esaslı
seramiklerin alt yapı materyali olarak kullanımı artış göstermiştir56,57.
Bugün
bir
çok
firmaya
ait
zirkonya
esaslı
seramik
sistemleri
bulunmaktadır.
2.5. Osseoentegrasyon ve İmplant Başarı Kriterleri
Kemik-implant
temasının
sağlanması
ve
devamlılığının
sürdürülmesi, araya fibröz doku girmeksizin doğrudan implant yüzeyine
kemik apozisyonu ile oluşur. Bu süreç osseoentegrasyon olarak
adlandırılır54.
İmplantlar, bireylerin normal çiğneme fonksiyonu sırasında
oluşan streslere karşı koyabilmeli ve stresleri kemik dokuya fizyolojik
16
sınırlar dahilinde iletebilmelidirler. Uygun yön ve şiddette iletilen kuvvetler,
fizyolojik uyarı yaparak osseoentegrasyonun devamlılığını sağlayacaktır.
İmplant uygulamasının en uygun şekilde gerçekleşmesi implantların
özellikleri, implant-doku bağlantı mekanizması, kemik dokusunun özelliği,
cerrahi disiplin ve iyileşme süresince implantların yüklenmemesi gibi
faktörlere bağlıdır14.
İmplanttaki başarı kriterleri bir çok araştırmacı tarafından
belirlenmiştir54. Günümüzde Albrektsson ve arkadaşlarının,59 yaptığı
implant başarı sınıflaması sıklıkla kullanılmaktadır. Bu sınıflamaya göre
implant başarı kriterleri aşağıda belirtilmiştir.
1. Klinik olarak test edildiğinde implantta mobilite olmamalıdır.
2. Radyografta, implant etrafında radyolüsent bir görüntü olmamalıdır.
3. Dikey kemik kaybı implant uygulamasından 1 yıl sonra, yıllık olarak 0.2
mm’ den fazla olmamalıdır.
4. Baş ağrısı, ağrı, iltihap, nöropati, parastezi ve mandibular kanal hasarı
gibi belirgin semptomlar olmamalıdır.
5. İmplantın yerleştirilmesinden sonra, ilk 5 yıllık izleme süreci sonunda
ağızda kalma oranı % 85, ilk 10 yılın sonunda % 80’ nin üzerinde
olmalıdır59.
2.6. İmplant Biyomekaniği
Biyomekanik; canlı sistemlerde yapı ve fonksiyonun ilişkisini
araştırmak için mühendislik biliminin gereç ve yöntemlerinin kullanılması
olarak tanımlanır. İmplant tedavisinin başarısı, var olan kemiğin, implant
üst yapıları ile yükleme koşullarının, fizyolojik sınırlarda tutulmasıyla
korunması, implantlar ve destekledikleri protezlerin bu yüklere direnç
göstermesi ve biyomekanik şartlar altında bütünlüğünün devamına
bağlıdır54.
17
İmplant ve doğal diş arasında, yapısal olarak ve iletilen
kuvvetlere karşı davranış yönünden farklılıklar vardır. Doğal dişlerde dişe
gelen kuvvet periodontal ligamente iletilerek, lamina durada çekme
kuvvetlerine dönüşür. Doğal dişte periodontal ligament şok (ani kuvvet)
emici
ve dağıtıcı olarak görev görür. Dişin etrafında bulunan ligament
lifleri, oklüzal kuvvetleri destekleyici kemiğe kadar ileterek dağıtır, dişe
uygulanan kuvvetlere bağlı olmaksızın, yük dağıtılmış olur. İmplantlar ile
kemik arasında, periodontal dokulardan farklı olarak sıkı bir bağlantı
vardır. İmplantların çevresinde periodontal ligament bulunmaz bu nedenle
kuvvet, doğrudan çevreleyen kemiğe iletilir. İmplantlarda, şokun etki süresi
kısadır. Ancak, biyomekanik açıdan normal oklüzal kuvvetlerden büyüktür.
Bu nedenle, oklüzyon durumunda implantlarda meydana gelen kuvvet
değerleri normal oklüzal kuvvetlerden çok daha fazladır. İdeal şok
emilimini sağlamak için, maksiller ve mandibular dişler arasında eş
zamanlı temasların sağlanması ve yüklerin tüm implantlara eşit dağıtılması
gerekmektedir. Osseoentegrasyon tamamlandıktan sonra implantların
başarısı, sıklıkla hastanın oral hijyeni veya biyomekanik faktörlerden
etkilenmektedir54,60.
İmplantlarda
meydana
gelen
başarısızlıklar;
abutment
bağlantısı öncesi (erken dönem) veya oklüzal yükleme sonrası (geç
dönem)
başarısızlıklar
olarak
tanımlanabilir.
Erken
başarısızlıklar
genellikle implant yüzeyi ve çevreleyen doku arasında “fibröz skar dokusu
formasyonu’’ na bağlı olarak ilk iyileşme fazında görülür61. Geç dönemde
meydana gelen implant başarısızlıkları, protez kullanımından sonra
gözlenir ve genellikle biyomekanik komplikasyonlarla ilgilidir60. İmplant
destekli protezlere sahip hastalar; doğal diş destekli veya doğal dişli
hastalara benzer çiğneme kası fonksiyonuna sahiptir62 ve kemiğin
mekanik yüklere olan biyolojik cevabı, implantın ömrünü etkilemektedir63.
18
İmplantın boyun bölgesinin tasarımı önemlidir. Oklüzal yükler
boyun bölgesi boyunca kortikal kemiğe iletilmektedir. Ayrıca implant
yüzeyinin pürüzlülüğü kemik-implant birleşimini etkileyerek, arayüzdeki
gerilim ve gerinme miktarını kontrol eder60.
İmplantların sayısı, uzunluğu, çapı ve pozisyonları kuvvet
iletimini ve implantların etrafındaki kuvvet dağılımını etkilemektedir.
Bükülme kuvvetleri altında implantların sayısının, uzunluğunun ve çapının
artması biyomekanik davranışı geliştirmektedir54,60.
İmplantlara uygulanan kuvvetler, implantın dental arktaki
pozisyonuna bağlıdır. Posterior bölgelere yerleştirilen implantlar, daha
yüksek kuvvetlere maruz kalırlar ve daha yüksek risk altındadırlar.
Simante restorasyonların aksine vidalı restorasyonlarda eksen dışı yükler
oluşabilmekte
ve
eksen
dışı
yükler
bükülme
momentlerini
arttırmaktadırlar54,60.
Fonksiyonel yüklerin implant-protez bütünlüğüne iletilmesi
sonucu oluşan gerilim ve gerinimler, implantların çevresinde bulunan
kemiğin yeniden şekillenme sürecini etkiler60. Kemik baskı kuvvetlerine
karşı güçlü, gerilme kuvvetlerine karşı % 30 daha zayıf ve makaslama
kuvvetlerine karşı % 65 oranında daha zayıftır54. İmplantın yüklenmesi
sırasında, yükler hiçbir zaman sadece implantın uzun ekseni boyunca
dağılmaz. Oklüzal yükler çeşitli doğrultularda dağılır ve bir kısmı kemikte
bükülme momenti oluşturur60. Biyolojik çalışmalar implantlardaki aşırı
yüklemenin implant kaybına yol açacağını bildirmiştir. Aşırı yüklemede
2000-3000 mikro gerinimin üzerindeki gerinimler kemikte deformitelere
neden olur64. 4000 mikro gerinimin üzerinde patolojik yükleme oluşur,
gerilim ve gerinim dağılımları kemiğin toleransını aşar ve kemik-implant
19
birleşiminde mikro çatlaklar oluşur60. Bunun dışında sürekli uygulanan
düşük miktardaki yükler, yorgunluk kırıklarına neden olabilmektedir65.
İmplantlar tarafından, implant çevresindeki kemiğe iletilen
kuvvetler implant başarısında rol oynamaktadır66. Stres kaynaklı implant
komplikasyonları; implantın kaybı, erken kemik kaybı, vida gevşemesi,
implant kırığı ve protez kırığı olarak sıralanabilir54. Klinik olarak fonksiyonel
yüklemede, oklüzal kuvvetler öncelikle proteze dağılır sonrasında implant
tarafından kemiğe iletilir. Kemiğe iletilen yükü bir çok faktör etkilemektedir.
Bunlar yükün doğrultusu, miktarı ve tipi, protetik materyal, implant dizaynı,
protezi
destekleyen
implantların
sayısı,
kemik-implant
arayüzünün
mekaniği, kemiğin tipi ve özellikleridir60.
2.6.1. Kemik Tipi ve Özellikleri
Ağız boşluğu içerisinde implantlar, maksiller veya mandibular
kemiğe yerleştirilirler. Mandibuler kemik, maksiller kemiğe göre daha
kompakt yapıdadır. Maksillanın karmaşık yapısı, maksiller kemiğin
biyomekanik özelliklerinin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır54.
Maksilla, tabanı mediale bakan ve nasal fossa ile ayrılan içi
boş, bir çift kemiktir. Septumu ortada olup aşağıda ve her iki yanda oral
kavite ile sınırlanmıştır67,68. Anterior maksilla ve posterior maksillanın
yapısal özellikleri birbirinden farklıdır. İmplantların ağızda kalma süreleri
yerleştirildikleri bölge ile ilişkilidir. Anterior maksilla yeterli dayanıma sahip
yoğun trabeküler kemik etrafında ince kortikal kemik tabakasından
oluşurken, posterior maksilla düşük yoğunlukta trabeküler kemik etrafında,
ince kortikal kemikten oluşur54. Posterior maksillada kemik yoğunluğunun
az oluşu, bu bölgeye yerleştirilen implantlardaki başarısızlık oranını
arttırmaktadır54. Maksiller anterior bölgeye yerleştirilen implantlar ise,
20
mandibular anterior bölgeye yerleştirilen implantlardan daha yüksek
başarısızlık riskine sahiptir69. Bunun nedenleri; maksiller anterior dişlere
uygulanan kuvvetlerin implantların uzun eksenine belirli bir açıyla
uygulanması70 ve maksiller anterior dişlerin mandibulanın protrusiv ve
lateral hareketleri sırasında rehberlik görevi görmesidir71,72.
İmplantları çevreleyen kemik yaşa, foksiyonel duruma ve
hastanın sistemik durumuna bağlı olarak; örgü şeklinde, ince tabakalı,
demet şeklinde veya bileşik kemikten oluşabilmektedir60.
İmplant
yerleştirildiğinde,
implantı
çevreleyen
kemik
tarafından ilk olarak, çok az yük taşıma kapasitesine sahip kallus köprüleri
kurulur. Ortalama 6 hafta içerisinde örgü şeklindeki kemik implant
yüzeyine ulaşır. İmplant cerrahisini takiben 3-6 ay içerisinde, örgü
şeklindeki kemik henüz tam olarak lameller kemiğe dönüşmemiştir54,60.
Makineyle işlenmiş yüzeye sahip bir implantın yerleşimini takiben 1 ay
içerisinde kemik-implant arayüzünde fibröz doku oluşmaktadır. Ortalama
kemik-implant kontaktı 3 ay sonra % 50, 6 ay sonra % 65 ve 1 yıl sonunda
ise % 85’ e ulaşır73.
Kemik, kortikal ve trabeküler olmak üzere iki ana kalsifiye
tabakadan oluşmaktadır.
2.6.1.1. Kortikal Kemik
Kortikal kemik, kemik yapısının dış düzeyini oluşturur.
Trabeküler
kemiğe göre daha yoğun olan kortikal kemiğin yoğunluğu
21
% 1.7- 2.0 g/cm3 arasında değişmektedir74,75. Lamel kemik formunda
kollajen fibril tabakalarından oluşan kortikal kemik, mekanik desteği
sağlamaktadır68.
2.6.1.2. Trabeküler Kemik
Trabeküler kemik, kortikal kemiğin iç kısmında bulunur ve
“kansellöz
kemik”
olarakta
adlandırılır.
kemiğin
Trabeküler
yoğunluğu % 0.23-1.0 g/cm3 arasında değişmektedir74,75. Kortikal kemiğin
sıkı fibrillerine oranla, trabeküler kemik daha gevşek bal peteği
görünümündedir. Metabolik fonksiyonları kontrol etmektedir68.
Dental implantlar ile kemik arasında elastik modül farkı
bulunmaktadır. Farklı elastik modüle sahip iki materyalin, arada herhangi
bir materyal olmadan birleştirilmesi sonucunda, birine yük uygulandığında,
streslerin
iki
materyalin
temas
ettiği
noktada
artış
göstereceği
bildirilmektedir54. Sonlu elemanlar stres analizi çalışmalarında, sentrik
yüklemede kortikal kemikteki en yüksek stres yoğunluğu; implant ve
kemiğin birleşim bölgesinde, trabeküler kemikte ise en yüksek stres
yoğunluğunun implant apeksinin çevresinde görüldüğü belirlenmiştir.
Fizyolojik sınırlar aşıldığında, krette bulunan stresler kemikte mikro
kırılmalara veya patolojik yükleme alanında zorlama ve bölgedeki kan
akımını engelleyerek rezorbsiyona neden olmaktadır54,66.
2.6.1.3. Kemik Kalitesi Sınıflaması
İmplant
tedavisinin
başarısını
etkileyen
en
önemli
faktörlerden birisi, implantı çevreleyen kemiğin kalitesidir. Kemik kalitesinin
veya kemik yoğunluğunun artması kemik-implant arayüzünün mekanik
22
özelliklerini geliştirir, implantlar daha az mikro hareket gösterir, primer
stabilite daha güçlüdür ve azalmış stres dağılımı görülmektedir60.
1985 yılında Lekholm ve Zarb’ ın76 yaptığı sınıflamada kemik,
kalitesine göre 4’ e ayrılmıştır.
Tip 1: Homojen kompakt kemikten oluşur.
Tip 2: Yoğun trabeküler kemik etrafında kalın kortikal kemik tabakasından
oluşur.
Tip 3: Yeterli dayanıma sahip yoğun trabeküler kemik etrafında ince
kortikal kemik tabakasından oluşur.
Tip 4: Düşük yoğunlukta trabeküler kemik etrafında, ince kortikal kemikten
oluşur54.
Tip 2 ve Tip 3 kemik tipi; Tip 1 ve Tip 4’ e göre daha sıklıkla
bulunur. Genellikle mandibulada Tip 2 kemik; maksillada ise Tip 3 kemik
vardır. Kemik kalitesinin en yüksek olduğu anterior mandibuladır, onu
posterior mandibula, anterior maksilla ve posterior maksilla izler54,76.
2.7. Stres Analizi Yöntemleri
Bir cisme uygulanan kuvvetlerin yoğunlaştığı bölgelerin tespit
edilmesini ve cismin uygulanan kuvvetler karşısındaki davranışının
belirlenmesini sağlayan yöntemlere “stres analizi yöntemleri” denir77.
Ağız içerisinde oluşan çiğneme kuvvetleri, implant veya
dişler aracılığla kemiğe ve kemik çevresindeki dokulara iletilmektedir.
Ortaya çıkan streslerin dağılımının ve miktarının saptanması, kullanılacak
malzemenin şekil ve yapısının belirlenmesi, biyomekanik açıdan en uygun
protetik planlamanın yapılabilmesi için önemlidir77.
23
Protezlerin farklı anatomik ve fizyolojik özellikteki dokular
üzerine yerleştirilmesi nedeniyle, çiğneme kuvvetlerinin etkisinin deneysel
olarak gösterilmesi gerekmektedir78.
2.7.1. Stres Analizlerinde Kullanılan Teknik Terimler
Kuvvet: Bir cismin hareketini başlatan, değiştiren veya
durduran etki olarak tanımlanmaktadır. Kuvvetin cisim üzerindeki etkisi
hareket ettirme veya şekil değişikliği olabilir. Cisim basma kuvveti
altındaysa, kuvvet cismi deforme etmekte veya şeklini değiştirmektedir.
Cisim basma kuvveti altında değilse, uygulanan kuvvet cismin hareketine
neden olmaktadır. Kuvvetin; uygulama noktası, miktarı ve uygulama yönü
olmak üzere üç özelliği vardır. Kuvvetin birimi Newton (N)’ dur79.
Gerilme (Stres): Cisme uygulanan kuvvet, cisimde uygulanan
kuvvetin tersi yönünde bir tepki oluşmasına neden olmakta ve meydana
gelen gerilme, birim alan başına düşen kuvvetin miktarı olarak
tanımlanmaktadır. Birimi Paskal’dır (Pa = N/m2). Gerilme = Kuvvet / Alan
olarak ifade edilir. Sıklıkla, birim olarak Megapaskal kullanılır77,79,80.
Bir cisme dışarıdan herhangi bir açıda ve doğrultuda kuvvet
uygulandığında yapının içinde iç gerilmeler oluşur. Bu gerilmeler çekme
gerilmesi,
basma
gerilmesi
ve
makaslama
gerilmesi
olarak
3’e
ayrılmaktadır. Tüm cisimlerde bu üç gerilmenin bileşkesi bulunur54,77,79.
Çekme Gerilmesi :
Bir cismin moleküllerini birbirinden
ayırmaya zorlayan aynı düzlemde, fakat ters yönde iki kuvvetin
uygulanması sonucunda meydana gelen gerilmedir.
24
Basma
Gerilmesi:
Bir
cismin
moleküllerini
birbirine
yaklaştırmaya zorlayan aynı düzlemde, fakat ters yönde iki kuvvetin
uygulanması sonucu meydana gelen gerilmedir.
Makaslama Gerilmesi: Bir cisme farklı düzlemlerde fakat ters
yönde uygulanan kuvvetler sonucunda, moleküllerin cismin yüzeyine
paralel, ters yönde kayması sonucunda oluşan gerilmedir.
Gerinim (Strain): Boyutta meydana gelen değişiminin orijinal
boyuta oranı olarak tanımlanmaktadır. Gerinim (ε) = Deformasyon/ Orijinal
Uzunluk’ tur. Gerinim “%” olarak ifade edilir. Bütün cisimler, uygulanan
kuvvetler altında şekil değişimine yani elastik veya plastik deformasyona
uğramaktadır. Gerilim ve gerinim birbirinden tamamen farklı nicelikler
olmasına
rağmen,
bir
cisim
üzerinde
kuvvet
karşısında
gerilim
oluştuğunda gerinimde oluşmaktadır. Gerilim, büyüklüğü ve yönü olan bir
kuvvet iken; gerinim bir kuvvet değil sadece büyüklüktür77,79,80. İmplantın
yüklenmesi sırasında oluşan ve fizyolojik sınırlardaki yükler karşısında
kemik kendi yapısını değiştirme yeteneğine sahiptir. Trabeküler kemikte
meydana gelen 100 mikro gerinimdeki düşük yükler kemik rezorpsiyonuna
neden olabilir. Fizyolojik yükler ise (100-3000 mikro gerinim) kemiğin
remodelasyonunu sağlar. 3000 mikro gerinimin üzerindeki fizyolojik yükler,
kemik yapısında yıkıcı etkiye sahip olarak “fibrotik remodelasyon” sürecini
başlatır60,64,81.
Elastik Modül: Gerilimin gerinime oranıdır. Birimi GPa’ dır.
Yüksek elastik modüle sahip bir cisim, aynı kuvvetler altında, düşük elastik
modüle sahip bir cisimden daha az deformasyona uğrar77,79,80.
25
Poisson Oranı: Elastik sınırlar içerisinde lateral gerilmenin
aksiyel gerilmeye oranı Poisson Oranı (v) olarak tanımlanır. Çekme
yüklemesinde Poisson oranı, elastik deformasyon esnasındaki uzamanın
çapraz kesit azalmasıyla orantılı olduğunu gösterir. Çapraz kesitte azalma
materyal kırılıncaya kadar devam eder77,79.
Poisson Oranı = Endeki Birim Boyut Değişimi / Boydaki Birim Boyut
Değişimi
Lineer Elastik Cisim: Gerilme ve gerinimin orantı sınırına
kadar doğru orantılı olduğu, sonrasında non lineer özellik gösterdiği
cisimlerdir79.
İzotrop Cisim: Bütün doğrultularda aynı elastik özellikleri
gösteren, elastik özellkleri iki malzeme sabitiyle (elastik modül ve poisson
oranı) ifade edilen cisimlere verilen isimdir66,74.
Homojen Cisim: Cisim içerisinde, noktadan noktaya elastik
özelliklerin değişmediğinin kabul edilmesidir79.
Asal Gerilme (Principle Stres): Üç boyutlu bir elemanda, en
büyük stres değerleri, bütün makaslama stres bileşenlerinin sıfır olduğu
durumda oluşmakta ve oluşan basma ve çekme streslerine “asal gerilme”
denilmektedir. Asal gerilme; maksimum, ara ve minimum asal gerilme
olarak üçe ayrılır. “σ 1 ” en büyük pozitif değeri, “σ 3 ” en küçük değeri ,“σ 2 ”
ise ara değeri göstermektedir. Bu değerler; “σ 1
>
σ2
>
σ 3 ” şeklinde
sıralanmaktadır. σ 1 en yüksek çekme streslerini , σ 3 ise en yüksek basma
streslerini temsil etmektedir67.
26
Von Mises Gerilmesi (Von Mises Stres): Von Mises
gerilmesi; çekilebilir malzemeler için, şekil değiştirmenin başlangıcı olarak
tanımlanır. Bir yapının belli bir bölümündeki iç enerji, belli bir sınır değerini
(Yield noktası) aşarsa, yapı bu noktada şekil değiştirir. Von Mises
gerilmesi, üç asal gerilme değeri kullanılarak aşağıdaki formülle
hesaplanmaktadır67.
σ = [ ( (σ 1 - σ 2 )2 + (σ 2 - σ 3 )2 + (σ 3 - σ 1 )2 ) / 2 ] ½
2.7.2. Stres Analizi Yöntemlerinin Sınıflandırılması
Stres analiz yöntemleri 7’ ye ayrılmaktadır. Bu yöntemler
aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir77,78.
1. Gerilim ölçer ile stres analizi yöntemi
2. Fotoelastik stres analizi yöntemi
3. Holografik interferometreyle stres analizi yöntemi
4. Kırılgan vernikle kaplama stres analizi yöntemi
5. Termografik stres analizi yöntemi
6. Radyotelemetriyle stres analizi yöntemi
7. Sonlu elemanlar stres analizi yöntemi
2.8.2.1. Gerinim Ölçer İle Stres Analizi Yöntemi
Gerinim ölçme cihazları, yük altındaki yapılarda oluşan şekil
değişikliklerinin saptanmasında kullanılan aygıtlardır. In vivo ya da in vitro
şartlarda, statik ve dinamik yüklemeler altında gerinim ile ilgili sonuçlar
elde edilmesini sağlar. Bu metotta incelenecek bölgelere gerinime duyarlı
uçlar yerleştirildikten sonra proteze kuvvet uygulanır78.
27
2.7.2.2. Fotoelastik Stres Analizi Yöntemi
Fotoelastik
kuvvet
analizi
yöntemiyle,
destek
dişlere,
restorasyonlara, kemiğe ve implantlara iletilen kuvvetlerin miktarı ve
fotoelastik
lokalizasyonu,
gözlenebilmektedir.
modelde
Yüklenmiş
kuvvet
modelden alınan
çizgilerinin
ayrımı
kesitler polariskop
cihazında incelendiğinde kuvvete maruz kalan bölgelerde izokromatik
çizgiler denilen, kuvvetin lokalizasyonu ve yoğunluğu hakkında bilgi veren
çizgiler görülür. Çizgilerin sayısı ne kadar fazla ise, gerilim büyüklüğü de o
kadar yüksektir. Çizgiler ne kadar birbirine yakınsa gerilim o kadar
büyüktür. Bu yöntemle elde edilen bilgilerle, muhtemel zayıf noktalar,
kırılma bölgeleri ve kuvvet etkisiyle oluşabilecek biyolojik değişiklik
bölgeleri tespit edilebilmektedir82.
2.7.2.3. Holografik İnterferometreyle Stres Analizi Yöntemi
Holografik interferometri, lazer ışını kullanarak bir cismin üç
boyutlu görüntüsünün holografik film üzerinde kaydedilmesini sağlayan
optik bir tekniktir. Bu yöntem, yüzey deformasyonlarını nanometre
boyutunda algılayıp görünür ışın saçaklarına dönüştürebilen bir metottur.
Test modeli üzerinde tahribat yapmayan, objenin çoğunlukla gerçek
boyutlarında
incelenebildiği,
yüzey
deformasyonlarının
nanometre
boyutunda kaydedilebildiği çok hassas bir kuvvet analizi yöntemidir78.
2.7.2.4. Kırılgan Vernikle Kaplama Stres Analizi Yöntemi
Bu yöntemle analizi yapılacak olan modelin üzerine özel bir
vernik sürülüp fırınlandıktan sonra yüklenmesi sağlanır. Kuvvetlerin yoğun
olduğu
bölgelerdeki
çatlaklar,
kuvvet
hatlarının
doğrultusunu
göstermektedir78.
28
2.7.2.5. Termografik Stres Analizi Yöntemi
Bu yöntemin esas aldığı prensibe göre; homojen, izotropik bir
materyal yüklendiğinde ısıda oluşan periodik değişiklikler materyalin ilgili
noktalarındaki asal streslerin teşhisi ile doğrudan orantılıdır78.
2.7.2.6. Radyotelemetriyle Stres Analizi Yöntemi
Bu metot birleşik bir donanım ve yazılım yardımıyla elde
edilen verilerin, herhangi bir materyale bağlantısı olmadan transferi
üzerine kurulu bir yöntemdir. Yöntemde bir güç kaynağı, radyasyon iletici,
bir alıcı, örneğe yapıştırılmış gerilim ölçerler, gerilim ölçer yükselticisi,
anten ve bir veri kaydedici mevcuttur. Gerilim ölçerde oluşan direnç
farklılıkları
voltaj
düşmelerine
sebebiyet
vermekte
ve
bu
da
radyotelemetrenin frekansını etkilemektedir78.
2.7.2.7.Sonlu Elemanlar Stres Analizi Yöntemi
Sonlu elemanlar stres analizi yöntemi, belirli bir geometriye
sahip yapılarda meydana gelen stresleri analiz eden sayısal bir çözüm
yöntemidir. Canlı dokular ve organların kuvvetler karşısında nasıl bir
davranış sergilediğini tespit etmek, gerilme analizi yapmak çok güç,
maliyeti yüksek, riskli ve bazen de imkansızdır. Bu nedenle stres analiz
çalışmalarının canlı malzemeye ait model üzerinde yapılması zorunlu hale
gelmiştir77,83.
Dijital
anatomik modellere
görüntüleme
tekniklerindeki
gelişmelerle
birlikte,
yakın modellemeler yapılabilmektedir. Bilgisayarlı
tomografi ve manyatik rezonans görüntülerinden elde edilen veriler,
doğrudan iki veya üç boyutlu bilgiye dönüştürülebilmektedir66.
29
Sonlu elemanlar analizi, yapısal mühendislik problemlerinin
çözümünde yıllardan beri sayısal çözümleme amacıyla kullanılmaktadır.
Bu yöntem ilk defa 1960’ ların başlarında havacılık ve uzay endüstrisindeki
yapısal problemlerin çözümü için geliştirilmiş ve o zamandan beri statik
analiz, akışkanlar mekaniği, ısı iletimi ve elektromanyetik analiz gibi birçok
alanda
ve
diş
hekimliğinde
faydalı
ve
başarılı
bir
şekilde
kullanılmaktadır77,84,85. Diş hekimliğinde kullanılan materyallerin mekanik
dayanıklılıklarının arttırılması ve dental yapılarda oluşan gerilmelerin
belirlenmesi amacıyla, bu yapıların stres analizlerinin yapılması son
yıllarda oldukça önem kazanmıştır. Sonlu elemanlar stres analizi
çalışmaları,
materyal
özelliklerinin
kuvvet
altındaki
davranışlarının
incelenmesinde öncül analizleri oluşturmaktadır83.
1976 yılında Weinstein86 ilk kez sonlu elemanlar stres analizi
yöntemini
implant
dişhekimliğinde
kullanmıştır.
Sonrasında
diş
hekimliğinde kullanımı hızlıca artmıştır. Günümüzde, diş hekimliğinde
sonlu elemanlar analizi dental materyaller (diş ve katmanları, amalgam,
kompozit rezinler ve simanlar, metaller ve seramik sistemleri, post ve
kanal dolgusu malzemeleri), oral ve maksillofasiyal yapıların mekaniği ve
cerrahisi (maksilla ve mandibula kırıkları , fiksasyonu ve osteteotomileri,
temporomandibular eklem mekaniği, periodonsiyum, implant materyalleri),
ortodontik tedavi ve apareyler, dental restorasyonlar ve osseoentegrasyon
gibi bir çok alanda kullanılmaktadır77,87.
2.7.2.7.1.
Sonlu
Elemanlar
Stres
Analizi
Yönteminin
Avantajları
1.Karmaşık geometriye sahip katı cisimler modellenebilir.
2. Gerçeğe yakın modeller yazılımlar aracılığıyla oluşturulabilir.
3. İstenilen sayıda malzeme ile farklı modeller oluşturulabilir.
30
4.Gerilme dağılımları ve yer değiştirmeleri hassas bir şekilde elde
edilebilir.
5.Uygulanan kuvvetlerin, malzeme özelliklerinin ve geometrinin kolayca
değiştirilmesi
sayesinde
analizin
kolayca
ve
tekrarlanabilir
olarak
yapılması mümkündür77.
2.7.2.7.2. Sonlu Elemanlar Stres Analizi Yönteminin
Dezavantajları
1. Lineer elastik bir stres analiz yöntemidir. Gerçekte canlı ve cansız
yapılar, yük altında belli bir sınıra kadar elastik, daha sonra plastik
deformasyon gösterirler. Diş hekimliğinde uyguladığımız kuvvet miktarları,
ancak elastik deformasyon oluşturacak sınırlar içerisindedir66.
2. Diş hekimliği alanında yapılan çalışmalarda kullanılan yapılar, homojen
ve izotropik yapılar olarak kabul edilir. İzotropik yapıların özellikleri bütün
doğrultularda aynıdır ve hiçbir materyal % 100 homojen ve izotropik
değildir66,74.
3. Modellemede çözüm sürecini gerçekleştirebilmek için, belirli varsayımlar
yapılması gerekmektedir. Ancak kemik-implant temasının % 100 olduğu
varsayılmaktadır. Ancak histomorfometrik veriler hiçbir zaman kemikimplant temasının % 100 olmadığını belirtmektedir13,32,34. Kemik-implant
teması; implant yüzey pürüzlülüğü ve kaplama tekniği başta olmak üzere
bir çok faktörden etkilenmektedir74.
4. Kemik ve implantlar karmaşık yapılardır ve doğru bir şekilde üç boyutlu
modele aktarılmaları zordur. Üç boyutlu modellemelerde, iki boyutlu
modellemelere göre gerçeğe daha yakın sonuçlar elde edilebilmektedir83.
5. Hesaplanan değerler kesin olarak alınmamalı, yükleme altında,
yapıların gerilme altındaki stres dağılımları değerlendirilmelidir.
31
2.7.2.7.3.Sonlu Elemanlar Stres Analizi Yönteminde
Temel
Kavramlar
Sonlu elemanlar yönteminin daha iyi anlaşılabilmesi ve
uygulanabilmesi için bazı temel kavramların bilinmesi gereklidir. Bir sonlu
elemanlar modeli, iki boyutlu veya üç boyutlu olarak oluşturulabilir. Üç
boyutlu olarak modelleme, dental yapılara ve dokulara ait daha kesin
sonuçlar verdiğinden daha sıklıkla kullanılmaktadırlar60,66,67,77.
2.7.2.7.3.1. Düğüm
Sonlu
elemanlar
yönteminde
modeller,
sonlu
sayıda
“eleman” olarak adlandırılan basit geometrik şekillere bölünür. Bu
elemanlar belli noktalardan birbiriyle bağlanmakta ve bu noktolara düğüm
adı verilmektedir. Düğüm noktalarının belirli noktalardan hareketsiz bir
biçimde sabitlenmesi gerekmektedir67,77.
2.7.2.7.3.2. Eleman
Sonlu elemanlar yönteminde modeller, eleman olarak
adlandırılan basit geometrik şekillere bölünür. Bu elemanlar düğümler ile
birbirine bağlanmaktadır77.
Model ne kadar çok sayıda elemana bölünürse gerçeğe daha
yakın
sonuçlar
elde
edilmektedir66.
Sonlu
elemanlar
yönteminde
elemanlar, geometrilerine göre; üçgen, paralelkenar ve dörtgen olarak,
boyutlarına göre; tek boyutlu, iki boyutlu, üç boyutlu ve izoparametrik
elemanlar olarak sınıflandırılmaktadır66. Eleman ve düğüm sayısının en az
30.000-200.000 arasında ve eleman boyutununda 150-300 µm olması
gerektiği bildirilmiştir. 300 µm ‘den daha büyük eleman boyutunun
kullanımı aldatıcı sonuçların elde edilmesine neden olabilmektedir88-90.
32
2.7.2.7.3.3. Ağ Yapısının Oluşturulması
Düğüm noktaları ve elemanların koordinatları, ağ oluşturma
işlemiyle oluşturulur. Ağ oluşturulması programlar tarafından otomatik
olarak yapılabildiği gibi bilgisayar kullanıcısı da ağ üretebilmektedir.
Bilgisayar kullanıcısı aracılığıyla girilen bilgiye karşılık uygun değer
otomatik
olarak
düğümleri
ve
elemanları
sıralamakta
ve
numaralandırılmalarını sağlamaktadır. Modelin en iyi şekilde elde edilmesi
küçük parçalara bölünmesiyle olmaktadır66,77.
Ağ oluşturmada modeller, sonlu sayıda elemanlara bölünür.
Ağ oluşturma işleminden sonra, cismin hangi bölgeden sabitlendiğini ve
kuvvetin nereden uygulandığını gösteren sınır şartları belirlenir. Eleman
sayısı
arttırılarak,
eleman
tipi
değiştirilerek,
ağ
üretim
yöntemi
değiştirilerek, yeniden ağ oluşturulabilmektedir66,77.
2.7.2.7.3.4. Sınır Koşulları
Modelin hangi bölgeden sabitlendiğini ve kuvvetin modelin
hangi bölgesinden uygulandığını gösterir66,74,77.
2.7.2.7.3.5. Geometri ve Katı Modelleme
Sonlu elemanlar analizinin yapılabilmesi için ilk aşama,
kullanılacak
tüm
modellenmesidir.
materyallerin
bilgisayar
ortamına
aktarılarak
Katı modellemenin ana amacı, görüntünün dışında
cisme ait iç ve dış geometrinin aynı şekilde bilgisayar ortamına
yansıtılmasıdır.
Böylelikle
ağırlık
ve
moment
gibi
değerler
hesaplanabilmekte veya farklı kesitler alınarak cisme ait iç geometrik form
detaylı bir şekilde incelenebilmektedir66,77. Cisimlerin katı modellenmesi
için bilgisayar destekli tasarım programları kullanılır. Modelleme için hızlı
veri, iletişim ve işlem gücüne sahip iyi özellikteki bilgisayarlara gereksinim
33
vardır. Modelleme bir, iki veya üç boyutlu olarak yapılabilir. Üç boyutlu
modelleme ve analiz gerçeğe daha yakın sonuçlar elde edilmesine olanak
sağlamaktadır66,77.
2.7.2.7.3.6. Sonuçların Değerlendirilmesi
Sonlu elemanlar stres analizi çalışmalarında, basma, çekme
ve Von Mises stresleri dağılımı ve miktarlarına bakılarak, değerlendirme
yapılır. En yüksek çekme stresleri maksimum asal gerilmeleri, en yüksek
basma stresleri ise minumum asal gerilmelerini ifade eder. Artı değerler
çekme streslerini, eksi değerler ise basma streslerini belirtmektedir.
Sonlu
elemanlar
stres
analizleri
sonucunda,
sonuçlar
varyansı olmayan matematiksel hesaplamalarla elde edilmektedir. Bu
nedenle istatistiksel analizler yapılmamaktadır. Önemli olan, elde edilen
stres değerlerinin ve stres dağılımlarının nasıl değerlendirileceğinin ve
karşılaştırılacağının bilinmesidir.
2.8. Konu İle İlgili Çalışmalar
Lee ve Lim72, yaptıkları çalışmada, anterior maksillaya
yerleştirilen farklı uzunluklardaki implantların kemikte oluşturdukları stres
dağılımını sonlu elemanlar stres analiziyle incelemişlerdir. 4 mm çapında,
8.5 mm, 10.0 mm, 11.5 mm, 13 mm ve 15 mm uzunluğundaki titanyum
implantlar Tip 3 kemik olarak belirlenen anterior maksillaya yerleştirilmiştir.
Bütün materyaller, homojen, lineer elastik, izotropik olarak ve implantların
100 % osseoentegre oldukları kabul edilmiştir. 176 N’ luk yük, implantın
uzun eksenine 120 derece açıyla abutmentın palatoinsizal bölgesinden
uygulanmıştır. İmplant-kemik arayüzünde meydana gelen Von Mises
streslerinin
implant
uzunluğunun
artmasıyla
azaldığı
belirlenmiştir.
Kemikte meydana gelen yüksek streslerin kortikal kemikte labial bölgede
34
meydana geldiği ve trabeküler kemikte meydana gelen streslerin daha
düşük olduğu belirlenmiştir72.
Sadrimanesh ve arkadaşları91 farklı abutment açılarına sahip,
anterior maksillaya yerleştirilen implantlarda kemikte meydana gelen stres
dağılımını incelemişlerdir. Bu amaçla, düz, 15 derece açılı ve 20 derece
açılı olmak üzere üç farklı abutment açısı kullanılmıştır. İmplantlar 146 N’
luk yük ile insizal kenarın 3 mm altından yüklenmiştir. Labial kortikal
krestal kemikte meydana gelen basma stresleri düz, 15 ve 20 derece açılı
abutmentlar için sırayla 62, 108 ve 122 MPa olarak bulunmuştur. Palatal
krestal bölgede meydana gelen en yüksek basma stresleri ise düz, 15 ve
20 derece açılı abutmentlar için sırasıyla 60, 108 ve 120 MPa olarak
bulunmuştur. Bütün basma stresleri kortikal kemiğin sınır değerinin (169
MPa) altındadır fakat 20 derece açılı abutmentlardaki gerilme stresleri
kortikal kemiğin sınır değeri olan 104 MPa’ yı geçmiştir91.
Saab ve arkadaşları70 yaptıkları sonlu elemanlar analizi
çalışmalarında anterior maksillaya yerleştirilen titanyum implantlarda,
abutment açısının implant çevresindeki kemikte oluşturduğu gerinim
dağılımına etkisini incelemişlerdir. Bu amaçla 4 mm çapında ve 13 mm
uzunluğundaki implantların üzerine düz ve 20 derece açılı abutmentlar
uygulanarak 2 boyutlu modelleme yapılmıştır. 178 N’ luk oblik kuvvet
singulum bölgesinden uygulanmış ve en yüksek gerinim miktarı trabeküler
kemikte; apikal bölgede
çekme streslerinin yüksek değerlerde olduğu
bölgelerde görülmüştür. Trabeküler kemikte meydana gelen gerinim
miktarları 1000-3500 mikro gerinim olarak belirlenmiş ve küçük alanlarda
fizyolojik sınırları aştığı ve düz abutmentlarda % 15 oranında daha yüksek
gerilmelerin oluştuğu belirlenmiştir70.
35
Hasan
ve
arkadaşları92
maksiller
anterior
bölgeye
yerleştirilen titanyum implant destekli protezlerde implant sayısının (iki
veya dört) ve abutment dizaynının (düz veya 20 derece açılı) kuvvet
dağılımına etkisini değerlendirmişlerdir. Bu çalışmada iki implant ve dört
implantla desteklenen modellere toplam 150 N’ luk yük ile singulum
bölgesinden uygulanmıştır. İmplant sayısının arttırılmasının meydana
gelen gerilim ve gerinim değerlerini düşürdüğü bildirilmiştir92.
Chang ve arkadaşları93
iki farklı kemik arayüzü koşuluna
sahip, titanyum ve zirkonya implantları iki farklı üst yapı materyali ile (altın
alaşımı ve zirkonya) destekleyerek üç boyutlu sonlu elemanlar stres
analizi yöntemiyle incelemişlerdir. Maksiller 1. molar diş modellenerek
oblik yük (200 N vertikal ve 40 N horizontal) kronun santral ve distal
fossasına uygulanmıştır. Her iki bağlantı tipinde de, kortikal kemikteki en
yüksek Von Mises ve basma stresleri titanyum implant gruplarına kıyasla
zirkonya implantlarda daha düşük bulunmuştur. Trabeküler kemikte
benzer stres dağılımları meydana gelmiştir. Çalışma sonucunda zirkonya
implantların titanyum implantlara benzer stresler meydana getirdiğini,
estetik bölgelerde alternatif olarak kullanılabileceklerini belirtmiştir93.
Çağlar ve arkadaşları38 üç farklı zirkonya implant sisteminde,
implantlarda ve çevreleyen kemikte meydana gelen Von Mises, basma ve
çekme kuvvetlerini değerlendirmişlerdir. 3 farklı zirkonya implant sistemine
ait (Z- system, Ziterion ve White-Sky), 10 mm uzunlukta ve 4 mm
çapındaki implantlar anterior maksillaya yerleştirilerek modellenmiştir. Sol
santral diş bölgesine yerleştirilen implantlar horizontal ve oblik olarak
(sırasıyla implantın uzun eksenine 90 ve 30 derece açıyla) yüklenmiştir.
Oblik yük 178 N ve horizontal yük ise 25.5 N olarak uygulanmıştır. Oblik
yükleme altında, Von Mises streslerinin tüm implantlarda benzer olduğu
36
fakat horizontal yükleme altında en yüksek Von Mises streslerinin Ziterion
implantların bukkal ve palatinal boyun bölgesinde meydana geldiği
belirlenmiştir. Kortikal kemikte ise en yüksek Von Mises streslerinin Zsystems implantlarda bukkal bölgede meydana geldiği bildirilmiştir. Her iki
yükleme koşulunda, en yüksek çekme stresleri Z- systems implantlarda
görülmüştür. Sonuç olarak, kortikal kemikte, trabeküler kemikten daha
yüksek stres değerleri meydana gelmiştir. İmplant sistemleri arasındaki
stres farklılıklarının farklı gövde ve yiv dizaynından kaynaklanabileceği
belirtilmiştir38.
Kohal ve arkadaşları94 Re-Implant sistemine ait titanyum ve
zirkonya implantlarda meydana gelen stres dağılımını incelemişlerdir. ReImplant sistemine ait implantlar maksiller keser bölgeye yerleştirilerek
çevreleyen trabeküler ve kortikal kemikle birlikte modellenmiştir. Titanyum
implantlar için metal detekli seramik kron ve zirkonya implantlar için
seramik kron modellenmiştir. Stres değerleri Von Mises kriterlerine göre
belirlenmiştir. Yüksek streslerin implantın kemiğe giriş bölgesinde ve
proksimal yüzeylere kıyasla fasiyal ve lingual yüzeylerde meydana geldiği
belirlenmiştir. Sonuç olarak zirkonya ve titanyum implantlarda benzer stres
dağılımlarının oluştuğu belirlenmiştir94.
Çağlar ve arkadaşları37 anterior maksillaya yerleştirilen
titanyum ve zirkonya implantlarda, abutmentlarda ve çevreleyen kemikte
meydana gelen Von Mises, basma ve çekme streslerini ve dağılımlarını üç
boyutlu
sonlu
elemanlar
stres
analizi
yöntemiyle
incelemiş
ve
karşılaştırmışlardır. Bu çalışmada; titanyum implant ve titanyum abutment
(ATt), titanyum implant ve zirkonya abutment (ATz) ve tek parça zirkonya
implant modellenerek, sol maksiller anterior bölgeye yerleştirilerek oblik ve
horizontal olarak yüklenmiştir. Sonuç olarak; ATz modelinde kortikal
37
kemikte ve abutmentta meydana gelen basma ve Von Mises stresleri ATt
modeline kıyasla daha düşük, çekme stresleri ve trabeküler kemikte
meydana gelen stresler benzer bulunmuştur. Ayrıca zirkonya implantların
kortikal kemikte, titanyum implantlara kıyasla daha düşük stresler
oluşturduğu bildirilmiştir37.
Turhan Bal ve arkadaşları40 maksiller anterior bölgeye
yerleştirilen, splintlenmiş veya splintlenmemiş titanyum ve zirkonya
implantlarda, protezlerde ve çevreleyen kemikte meydana gelen stres
dağılımını sonlu elemanlar analizi ile incelemişlerdir. Splintlenmemiş
dizaynda (D1), maksiller sol anterior bölgede santral ve kanin diş
bölgesine iki implant yerleştirilerek üç üye zirkonya destekli sabit protez
modellenmiştir. Splintlenmiş dizaynda (D2), aynı implant ve protez tipleri
sağ
maksiller
bölge
içinde
modellenerek
splintlenmiştir.
Yükleme
horizontal ve oblik olarak uygulanmıştır. Her iki yükleme koşulunda da, D2
implantlarda meydana gelen stresler, D1 implantlardan düşüktür. Stresler
implantların boyun bölgesinde yoğunlaşmakta ve implant tabanına doğru
azalmaktadır.
İmplantlar
splintlendiğinde,
destekleyen
kemikte
ve
implantlarda meydana gelen stresler azalmıştır fakat oblik yüklemede
stres
değerlerinin
konnektör
arttığı
böIgelerinde,
bulunmuştur.
D2
splintlenmemiş
dizayndaki
protezlerde
protezlerde
ise
servikal
bölgelerdedir. Zirkonya ve titanyum implantlar benzer stres dağılımları
meydana
getirmiştir.
Oblik
yükleme
altında,
titanyum
implantlar
kullanıldığında daha düşük stresler meydana gelmiştir40.
Özen ve arkadaşları95 maksiller implant destekli sabit
protezlerde farklı kor materyallerinin meydana gelen basma ve çekme
streslerindeki etkisini sonlu elemanlar analiziyle incelemişlerdir. Bu
çalışmada iki faklı konnektör dizaynına sahip (3.5 × 3.5 mm ve 2 × 2 mm)
38
protezler üç farklı kor materyali (In- Ceram zirkonya, IPS Empress 2 ve
kobalt- krom) kullanılarak modellenmiştir. Kaninden 2. premolara kadar 3
üye olarak yapılan protezler gövdeden 550 N’ luk yük ile korun veya
protezin üzerinden yüklenmiştir. Konnektör kalınlıkları arttırıldığında
basma ve çekme streslerinin azaldığı belirlenmiştir. Stres değerlerinin kor
üzerinden yükleme yapıldığında arttığı saptanmıştır. Her 3 materyalinde
üç üye posterior implant destekli protezlerde kullanılabileceği sadece
konnektör
kalınlığının
azaltıldığı
dizaynda,
yük
korun
üzerinden
uygulandığında, çekme stresleri IPS 2’ nin karakteristik dayanımından
yüksek bulunmuştur95.
Çiftçi ve Canay96 implant destekli sabit protezlerde kullanılan
farklı üst yapı materyallerinin implant çevresinde oluşturduğu stres
dağılımını inceledikleri çalışmalarında porselen, altın alaşımı, kompozit
rezin ve akrilik rezinleri karşılaştırmışlardır. 4 mm çapındaki ve 13 mm
uzunluğundaki implantlar mandibular posterior bölgeye yerleştirilerek
vertikal, horizontal ve oblik olarak yüklenmiştir. Streslerin kortikal kemikte,
implantların boyun kısmında yoğunlaştığı belirlenmiştir. Bu bölgede altın
ve porselen üst yapıları en yüksek stres değerlerine sahiptir. Akrilik ve
kompozit rezinler % 25 ve % 15, sırasıyla daha az stres değerlerine
sahipken, porselen ve altın üst yapılarda lingual kortikal kemikte oluşan
stres değerleri kemiğin en yüksek (ultimate) dayanımına ulaşmıştır96.
Bu tez çalışmasında, maksiller anterior bölgeye yerleştirilen
aynı implant sistemine ait, iki parçalı titanyum ve zirkonya implantlar
üzerine yerleştirilen lityum disilikat ve zirkonya destekli protezlerde;
horizontal ve oblik yükler altında implant, abutment, implant çevresindeki
kortikal kemik ve trabeküler kemik, alt yapı ve veneerlerde oluşan en
yüksek
çekme,
basma
ve
Von
Mises
stresleri
miktarlarının
ve
dağılımlarının incelenmesi ve karşılaştırılması amaçlanmıştır.
39
3. GEREÇ VE YÖNTEM
Çalışma, Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik
Diş
Tedavisi
Anabilim
Dalı’
nda
ve
Bias
Limited
Şirketi’
nde
gerçekleştirildi.
Çalışmada; anterior maksillaya yerleştirilen iki adet titanyum
ve iki adet zirkonya implant üzerine yerleştirilen zirkonya abutmentlar
üzerine, iki farklı üst yapı materyalinden yapılan implant destekli sabit
protezlerin üzerine gelen farklı doğrultudaki yükler altında oluşan stres
dağılımlarının, 3 boyutlu sonlu elemanlar stres analizi yöntemiyle
incelenmesi
amaçlandı.
Bu
amaçla,
implantlarda,
abutmentlarda,
implantların çevresindeki kortikal ve trabeküler kemikte, alt yapı ve
veneerlerde oluşan basma, çekme ve Von Mises stresleri miktarları ve
dağılımları değerlendirildi.
3.1. Çalışma Modellerinin Oluşturulması
Çalışma modeli olarak, bilgisayarlı tomografi yöntemi ile 1
mm’ lik kesitler alınarak oluşturulan maksilla modeli kullanıldı. Model,
JPEG formatında Intel® CoreTM i5 işlemcili 670/ 3,46 GHz, 8 GB Ram,
512 MB NVIDIA NVS420 ekran kartlı, 500 GB 7200 RPM SATA hard-disk
donanımlı bilgisayara (Dell, OPTIPLEX 755, OK, USA) aktarıldı. Ağ
yapısının oluşturulması ve düzenlenmesi için Patran 2008 (MSC Software
Corp., Santa Ana, CA, USA) bilgisayar programı, modelin çözümü ve
sonuçlar için ise Abaqus FEA Version 6.8.1 (Dassault Systems Simulia
Corp., Rising Sun Mills, Providence, RI, USA) programı kullanıldı. Abaqus
sonlu elemanlar stres analizi programında ağ yapısı, kullanılan farklı
materyallere ve bölgelere bağlı olarak setlere bölündü (Tablo 1).
40
Tablo 1: Araştırmada Kullanılan Setler
Trabeküler Kemik
Trabeküler kemik elemanlarının tanımlandığı set
Kortikal Kemik
Kortikal kemik elemanlarının tanımlandığı set
Diş
Dişleri oluşturan elemanların tanımlandığı set
Titanyum İmplant
Titanyum implant ve zirkonya abutmentın tanımlandığı set
Zirkonya İmplant
Zirkonya implant ve zirkonya abutmentın tanımlandığı set
Alt yapı
Köprü protezlerindeki alt yapının tanımlandığı set
Veneer
Köprü protezlerindeki veneerlerin tanımlandığı set
3.1.1. Kullanılacak Maksilla Kesitinin Hazırlanması
Maksiller anterior ve premolar bölgede; yeterli dayanıma
sahip yoğun trabeküler kemik etrafında ince kortikal kemik tabakasından
oluşan Tip 3 kemik bulunmaktadır54. Bu nedenle çalışmada, Lekholm ve
Zarb’ ın76 kemik kalite sınıflaması dikkate alınarak, bu sınıflamada yer alan
homojen Tip 3 kemik özelliğine uygun olacak şekilde maksiller kemik
oluşturuldu. Kortikal kemiğin kalınlığı 0.75 mm olarak belirlendi97. Şekil
1’de trabeküler kemik ve trabeküler kemiğin etrafında yer alan kortikal
kemik yeşil renkte gösterilmektedir.
41
Şekil 1: Kortikal Ve Trabeküler Kemiğin Modeldeki Görünümü
3.1.2. İmplant ve Abutmentların Modellenmesi
Bu çalışmada, Ziterion (Ziterion, Uffenheim, Almanya)
firmasına ait, 4 mm çapında ve 11.5 mm uzunluğundaki iki parçalı
zirkonya implantlar (Zit- varioz), titanyum implantlar (Zit- variot) ve implant
abutmentları olarak, aynı firmaya ait düz (açısız) zirkonya abutmentlar
bilgisayarda modellendi. Kullanılan titanyum ve zirkonya implantların şekli
aynı
olacak
şekilde
seçildi
böylece
implantların
dizaynından
kaynaklanacak faklılıkların ortadan kaldırılması amaçlandı. Titanyum ve
zirkonya implantlar ile kullanılan zirkonya abutmentların abutment ve
basamak yüksekliği ve genişliği aynıdır. Kullanılan implant sistemine
uygun olarak, implant ve abutmentların birleşimi “platform switching”
şeklinde oluşturuldu. İmplant ve abutment birleşimi Şekil 2’ de gösterildi.
42
Maksiller sol anterior bölgeye, santral ve kanin diş bölgesine
iki implant şeklinde yerleştirilen implantlar, modellerde önceden bulunan
diş soketlerinin orta noktalarına gelecek şekilde, birbirlerine paralel olarak
konumlandırıldı.
Modellerin
üzerinde
standart
sağlamak
amacıyla
implantların etrafında çepeçevre en az 1 mm kalınlığında kemik dokusu
kalmasına dikkat edildi.
Titanyum İmplant Modeli
Zirkonya İmplant Modeli
Şekil 2: İmplant Modellerinin Görünümü
3.1.3. Köprü Tasarımlarının Hazırlanması
İmplant üst yapıları,
köprü protezi olacak şekilde her iki
implant tipi için iki farklı üst yapı materyalinden oluşturuldu. Protez
tasarımlarının bukkal ve distal bölgeden görünümü Şekil 3’ te gösterildi.
Üst yapı materyali olarak lityum disilikat (IPS e.max, Ivoclar Vivadent,
Schaan, Lichtenstein) ve zirkonya destekli tam seramik (Lava, 3M ESPE,
Seefeld, Almanya) sistemleri seçildi. Lava frame (alt yapı) ve IPS e.max
Press (alt yapı) için alt yapı kalınlığı 1.5 mm olarak belirlendi. En düşük
konnektör kalınlıkları, lityum disilikat seramikler için oklüzo-gingival olarak
4-5 mm, bukko-lingual olarak 3- 4 mm98, Lava zirkonya alt yapı yapılar
içinse 9 mm2 olarak bildirilmiştir99. Çalışmada konnektör kalınlıkları; bütün
modellerde aynı olacak şekilde 12 mm2 (3mm× 4mm; bukkolingual ×
43
oklüzogingival) olarak seçildi. IPS e.max protezler için; IPS e.max Ceram
(veneer), Lava protezler içinse Lava Ceram (veneer) üst yapı porseleni
modellendi. Gövde şekli ‘ridge lap’ olarak oluşturuldu. Köprü protezlerinin
dış formu ve veneerlerin tasarımı için modeldeki anatomik kron
kısımlarından faydalanıldı.
Şekil 3: Protez Tasarımlarının Bukkalden ve Distalden Görünümü
Bütün tasarımlarda yüzey ağ yapısındaki matematiksel
modellerde dört düğümden oluşan tetrahedral (üçgen piramit) (Şekil 4)
lineer elemanlar kullanıldı. Tasarımlar tamamlandıktan sonra katı cisim
modelleri haline dönüştürülerek son şeklini aldı.
Şekil 4: Kullanılan Tetrahedral Elemanın Tipi
44
3.2. Çalışma Modelleri
Çalışmada 3 üyeli bir köprünün desteği olarak 2 farklı implant
sistemi (titanyum implant, zirkonya abutment ve zirkonya implant, zirkonya
abutment) kullanıldı. Bu kombinasyonlarda implant üst yapısı olarak 2
farklı materyal (IPS ve Lava) uygulandı. Araştırmada bu kombinasyonların
kullanıldığı 4 farklı model oluşturuldu (Şekil 5 ve 6). Modellerde implant ve
abutmentın birbirinden ayrılmadığı varsayıldı. Siman film kalınlıkları göz
ardı edildi.
Model 1: Titan- IPS
Titanyum implant ve zirkonya abutment, IPS e.max üst yapı
Model 2: Titan- Lava
Titanyum implant ve zirkonya abutment, Lava üst yapı
Model 3: Zirkon-IPS
Zirkonya implant ve abutment, IPS e.max üst yapı
Model 4: Zirkon-Lava
Zirkonya implant ve abutment, Lava üst yapı
45
Şekil 5: Titan-IPS ve Titan-Lava Modelinin Parçalara Ayrılmış Görüntüleri
46
Şekil 6: Zirkon-IPS ve Zirkon-Lava Modelinin Parçalara Ayrılmış Görüntüleri
47
3.2.1. Modellerin Katı Cisme Dönüştürülmesi
Dişler, implantlar, abutmentlar ve implant üstü protezlerde
yüzeyler tamamen kapalı olarak modellendi. Kortikal ve trabeküler kemikte
ise implant birleşim bölgeleri ve modelin tüm kenarları kapatılarak ilgili
sete tanımlandı. Bilgisayara setlerle ilgili elastik modülleri ve poisson
oranları girildi. Bu işlemde program kapalı hacim tetrahedron elemanlarla
doldurulmaktadır. Oluşturulan modellerin düğüm ve eleman sayıları Tablo
2’ de gösterildi.
Tablo 2: Modellere Ait Düğüm ve Eleman Sayıları
Düğüm Sayısı
Eleman Sayısı
Titan-IPS ve Titan-Lava
37268
184258
Zirkon-IPS ve Zirkon-Lava
37083
183169
3.2.2. Modellerdeki Yapıların Materyal Özelliklerinin
Tanımlanması
Modellerde
kullanılan
yapıların
materyallerin
özellikleri
homojen, izotropik ve lineer elastik kabul edildi. Bunu tanımlamak için
kullanılan poisson oranı ve elastik modül değerleri Tablo 3’ te belirtildiği
gibi bilgisayar ortamında modellere aktarıldı.
48
Tablo 3: Modellerde Kullanılan Materyaller ve Mekanik Özellikleri
Elastik
Modülü
(E)
Kullanılan Materyaller
Poisson
Oranı
(ν)
Kaynaklar
Kortikal kemik
13.7
GPa
0.30
88,97
Trabeküler kemik
1.37
GPa
0.30
88,97
Dentin
18.6
GPa
0.31
66
Zirkonya implant
200
GPa
0.31
37,38,94
Zirkonya abutment
200
GPa
0.31
37,94
Titanyum implant
115
GPa
0.35
37,88
Lava Frame (alt yapı)
210
GPa
0.30
100
Lava Ceram (veneer)
80
GPa
0.265
100
IPS e.max Press (alt yapı)
91
GPa
0.23
58
IPS e.max Ceram (veneer)
68
GPa
0.24
101
3.2.3. Kemik İmplant Bağlantı Durumu
Kemik ve implantlar arasında tüm arayüz boyunca sıkı bir
bağlantı olduğu ve implantların kemiğe % 100 osseoentegre olduğu kabul
edildi.
3.2.4. Sınır Koşulları
Araştırmada
hazırlanan
modeller
iki
ayrı
düzlemde
sabitlenmiştir. İlk düzlem maksiller kemiğin üst sınırında yer alan
horizontal düzlemdir. İkinci düzlem ise maksiller 1. molar diş bölgesinde
49
yer alan frontal düzlemdir. Bu düzlemler modele desteklik görevi
yapmaktadırlar. Kuvvet uygulandığında, model bu bölgelerden destek
almaktadır.
Destek
düzlemleri
stres
analizinin
değerlendirileceği
bölgelerden uzak olarak belirlenmelidir. Değerlendirilecek bölgeye destek
sistemlerinin yakın olarak belirlenmesi, destekler çevresinde oluşacak
streslerin değerlendirilecek olan bölgenin streslerini etkilemesine sebep
olacaktır.
Şekil 7: Sınır Koşulları
3.2.5. Yükleme Koşulları
Çalışmada, iki farklı ısırma kuvveti uygulandı. Bu kuvvetler;
implantın uzun ekseni doğrultusuna dik olan yatay ısırma kuvveti (Fy) ve
implantın uzun ekseniyle 30 derecelik açı yapan oblik ısırma kuvveti (Fo)’
dır. Oblik yük miktarı 178 N (toplam 534 N) ve horizontal yük miktarı 25.5
N (toplam 76.5 N) olarak, her bir diş üzerine 7 ayrı noddan uygulandı37,38.
Bu ısırma kuvvetlerinin büyüklükleri arasındaki oran, Koolstra ve
arkadaşlarının102 çalışmasına göre saptandı.
50
Fy : Fd : Fo = 1 : 3.5 : 7
Yükler, protezin tümüne (santral, lateral ve kanin) aynı anda
singulumun üzerinden uygulandı (Şekil 8 ve 9).
Şekil 8: Horizontal Yüklerin Uygulama Yönü
Şekil 9: Oblik Yüklerin Uygulama Yönü
51
3.3. Stres Değerlerinin Hesaplanması ve Sonuçların
Değerlendirilmesi
Horizontal ve oblik yüklemeler sonucunda oluşan stresler
arasında çalışmanın amacına uygun olarak, modellerde meydana gelen
en yüksek basma, çekme ve Von Mises stresleri ve dağılımları
hesaplandı.
Üç boyutlu elemanda en büyük stres değeri, bütün
makaslama stres bileşenlerinin “sıfır” olduğu durumda oluşmaktadır. Bir
eleman bu durumda olduğunda basma ve çekme streslerine asal gerilme
(principle stress) denir. Asal gerilme en yüksek, ara ve en düşük olarak
3’ e ayrılır. ơ 1 en büyük pozitif değeri, ơ 3 en küçük negatif değeri ve ơ 2 ise
ara değeri göstermektedir. Bu değerleri sıraya koyacak olursak ơ 1 > ơ 2 >
ơ 3 şeklinde bir sıralama oluşmaktadır. ơ 1 en yüksek çekme streslerini, ơ 3
ise en yüksek basma streslerini temsil etmektedir. 67
Von Mises stresleri; çekilebilir malzemeler için, şekil
değiştirmenin başlangıcı olarak tanımlanır. Von Mises stresleri, üç asal
stres değeri kullanılarak aşağıdaki formül kullanılarak hesaplandı.67
σ = [ ( (σ 1 - σ 2 )2 + (σ 2 - σ 3 )2 + (σ 3 - σ 1 )2 ) / 2 ] ½
Oluşan streslerin karşılaştırılmasını kolaylaştırmak için, her
stres değerinin farklı renklerle gösterildiği bir değer skalası tanımlandı.
Bulguları gösteren tüm görüntülerde; aynı yükleme ve aynı bölgedeki stres
değerlerinin incelendiği şekillerde stres değerleri aynı skalayla gösterildi.
Yüklemelerden sonra oluşan stresleri incelemek için palatinal ve bukkal
yüzden görüntüler elde edildi.
52
Analiz sonucunda elde edilen değerler, varyansı olmayan
matematiksel hesaplamalar sonucu ortaya çıktığı için istatistiksel analizler
yapılmadı. Bu nedenle çalışmada meydana gelen en yüksek stres
miktarları ve dağılımları değerlendirildi.
53
4. BULGULAR
Çalışmada; 4 farklı modelde; horizontal ve oblik olmak üzere
iki farklı yükleme altında, kortikal kemikte, trabeküler kemikte, implant ve
abutmentlarda, alt yapılarda ve veneerlerde oluşan çekme stresleri,
basma ve Von Mises stresleri değerlendirildi. Analiz sonuçlarında; artı
değerler çekme streslerini ve Von Mises streslerini, eksi değerler ise
basma streslerini belirtmektedir. Elde edilen bulgular; ilgili alanlardaki
stresleri gösteren şekiller ve streslerin yoğun olarak gözlendiği alanlarda
belirlenen noktasal değerleri içeren grafiklerle sunuldu. En yüksek stres
değerlerinin belirlenmesi, kullanılan materyallerin yükleme altındaki
dayanımını belirmek açısından önemlidir. İnsan kortikal kemiğinin en
yüksek (ultimate) dayanım kapasitesi, çekme stresleri için 121-135 MPa
arasında, basma stresleri için ise 167-205 MPa arasında değişmektedir.
Trabeküler kemiğin stresler karşısındaki dayanım kapasitesi daha
düşüktür ve 1-20 MPa arasında değişmektedir103,104. Titanyumun dayanım
kapasitesi (endurance limit) 259.9 MPa olarak bildirilmiştir105. Zirkonya ise
bükülme direnci 900-1.200 MPa arasında değişen yüksek dayanıklılıkta
bir materyaldir27. Çalışmada elde edilen en yüksek stres değerlerinin,
kullanılan materyallerin dayanım kapasitesini aşmadığı belirlendi.
Stres dağılımlarını gösteren kesit görüntülerinin sol üst
tarafındaki skaladan (bilgisayar programında, stres miktarlarını kolay
yorumlayabilmek için verilen renk skalası), renklere göre sayısal olarak
stres değerleri görülebilmektedir. Şekillerde her renk bir stres aralığını
(MPa) temsil etmektedir. Skalalar aynı yükleme ve aynı yapı için
sabitlenmiştir (Şekil 10). Skala renk aralıklarının sabit tutulması şekillerin
birbiriyle karşılaştırılmasına imkan vermektedir.
54
Şekil 10: Sabit Skalanın ve Skala Aralığının Gösterimi
Sol üst köşede yer alan skaladaki renklere göre, çekme
stresleri ve Von Mises stres değerleri maviden kırmızıya doğru
artmaktadır. Basma stresleri ise negatif değerler ile gösterilmektedir.
Ancak basma streslerinin mutlak değeri kullanılmaktadır. Basma stresleri
için mavi değerler daha yüksek stresleri belirtmektedir.
4.1. Yüklemelere Göre Oluşan Çekme, Basma ve Von
Mises Stresleri Bulgularının Değerlendirilmesi
4.1.1. Horizontal Yüklemede Oluşan Çekme, Basma ve Von
Mises Stresleri Bulgularının Değerlendirilmesi
Horizontal yüklemede bütün yapılarda oluşan stres bulguları
Tablo 4 ve Grafik 1’ de gösterildi. Horizontal yüklemede bütün yapılarda
oluşan stres bulguları değerlendirildiğinde, kortikal kemikte oluşan
streslerin trabeküler kemikte oluşan streslerden daha yüksek olduğu tespit
edildi. Bütün modellerde en yüksek stres değerlerinin implant-abutment
bünyesinde oluştuğu belirlendi ve
ayrıca zirkonya implant-abutment
bünyesinde oluşan streslerin daha yüksek olduğu saptandı.
55
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Veneer
Alt Yapı
İmplant ve Abutment
Trabeküler Kemik
Kortikal Kemik
Veneer
Alt Yapı
İmplant ve Abutment
Trabeküler Kemik
Kortikal Kemik
Veneer
Alt Yapı
İmplant ve Abutment
Trabeküler Kemik
Kortikal Kemik
Veneer
Alt Yapı
İmplant ve Abutment
Trabeküler Kemik
Kortikal Kemik
80
60
40
20
0
Çekme Stresleri
-20
Basma Stresleri
Von Mises Stresleri
-40
-60
Zirkon-Lava
Horizontal Yükleme
Grafik 1: Horizontal Yüklemede Bütün Yapılarda Oluşan
Stres Bulgularının Değerlendirilmesi
56
Tablo 4: Horizontal Yüklemede Oluşan Çekme, Basma ve Von Mises Stresleri
43.359
14.274
11.013
Titan-Lava
23.649
0.92
43.658
14.799
7.725
Zirkon-IPS
20.41
0.97
55.169
15.2
15.186
Zirkon-Lava
20.132
0.99
55.746
15.578
11.94
Basma Stresleri (MPa)
Titan-IPS
-21.421
-1.223
- 42.689
- 8.928
- 9.163
Titan-Lava
-21.745
-1.226
-42.543
-14.779
-12.334
Zirkon-IPS
-16.841
-1.36
-42.705
-9.35
-9.375
Zirkon-Lava
-17.159
-1.364
-43.119
-14.722
-9.4
Titan-IPS
18.536
1.448
43.801
12.246
10.164
Titan-Lava
18.66
1.452
43.569
15.169
10.005
Zirkon-IPS
17.58
1.66
54.366
11.8
14.401
Zirkon-Lava
17.73
1.665
55.564
14.913
9.784
Çekme Stresleri (MPa)
Veneer
İmplant ve
Abutment
0.9
Alt Yapı
Trabeküler
Kemik
23.953
Model
Kortikal
Kemik
Titan-IPS
Von Mises Stresleri (MPa)
Bulgularının Değerlendirilmesi
57
4.1.1.1. Horizontal Yüklemede Oluşan Çekme Stresleri
Bulguları
4.1.1.1.1. Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, kortikal kemikte oluşan en yüksek
çekme stresleri bulguları Grafik 2’ de gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek
değer Titan-IPS modelinde 23.953 MPa olarak, en düşük değer ise ZirkonLava modelinde 20.132 MPa olarak bulundu. Çekme stresleri bulguları
Titan-Lava modelinde; 23.649 MPa ve Zirkon-IPS modelinde 20.41 MPa
olarak belirlendi. Kortikal kemikte oluşan en yüksek çekme stresleri
miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; Titan-IPS > Titan-Lava >
Zirkon-IPS > Zirkon-Lava şeklinde saptandı.
Bütün modellerdeki, çekme stresleri dağılımları Şekil 11’ de
gösterildi. Bütün modellerdeki, çekme stresleri dağılımlarının bukkal
bölgeye oranla palatinal bölgede yoğunlaştığı belirlendi. En yüksek çekme
stresleri değerinin santral diş bölgesine yerleştirilen implant soketinin
mezio-palatinal bölgesinde oluştuğu saptandı.
MPa
30
20
10
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 2: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
58
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 11: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
59
4.1.1.1.2. Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, trabeküler kemikte oluşan en yüksek
çekme stresleri bulguları Grafik 3’ te gösterildi. Horizontal yüklemede; en
yüksek değer Zirkon-Lava modelinde 0.99 MPa olarak, en düşük değer ise
Titan-IPS modelinde 0.9 MPa olarak bulundu. En yüksek çekme stresleri
miktarı Zirkon-IPS modeli için 0.97 MPa olarak ve Titan-Lava modeli için
0.92 MPa olarak belirlendi. Kortikal kemikte oluşan çekme streslerine göre
modeller arasındaki sıralama; Zirkon-Lava > Zirkon-IPS > Titan-Lava >
Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerdeki, çekme stresleri dağılımları Şekil 12’ de
gösterildi. Bütün modellerde, çekme stresleri dağılımının santral diş
bölgesine yerleştirilen implantın mezialinde ve kanin bölgesine yerleştirilen
implantın distal bölgesinde yoğunlaştığı belirlendi.
MPa
1,0
0,5
0,0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 3: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
60
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 12: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
61
4.1.1.1.3.
Horizontal
Yüklemede
İmplantlarda
ve
Abutmentlarda Oluşan Çekme Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, implant ve abutmentlardaki oluşan en
yüksek çekme stresleri bulguları Grafik 4’ te gösterildi. Bu yüklemede; en
yüksek stres değeri Zirkon-Lava modelinde 55.746 MPa olarak, en düşük
stres değeri ise Titan-IPS modelinde 43.359 MPa olarak bulundu. En
yüksek çekme stresleri miktarı; Zirkon-IPS modelinde 55.169 MPa olarak
ve Titan-Lava modelinde 43.658 MPa olarak belirlendi. İmplant ve
abutmentlardaki en yüksek çekme stresleri miktarlarına göre modeller
arasındaki sıralama; Zirkon-Lava > Zirkon-IPS > Titan-Lava > Titan-IPS
şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, çekme stresleri dağılımları Şekil
13’ te gösterildi. Bütün modellerde, çekme streslerinin palatinal bölgede
implant-abutment birleşiminde ve implantın ilk yivlerinde yoğunlaştığı
belirlendi.
MPa
60
50
40
30
20
10
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 4: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
62
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 13: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
63
4.1.1.1.4. Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Çekme
Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, alt yapılarda oluşan en yüksek çekme
stresleri bulguları Grafik 5’ te gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek stres
değeri Zirkon-Lava modelinde 15.6 MPa olarak, en düşük stres değeri ise
Titan-IPS modelinde 14.27 MPa olarak bulundu. En yüksek çekme
stresleri miktarı; Zirkon-IPS modelinde 15.2 MPa olarak ve Titan-Lava
modelinde 14.8 MPa olarak belirlendi. Alt yapılarda oluşan en yüksek
çekme stresleri miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; ZirkonLava > Zirkon-IPS > Titan-Lava > Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, çekme stresleri dağılımları Şekil
14’ te gösterildi. Bütün modellerde, çekme streslerinin bukkal bölgede
konnektörlerde,
palatinal
bölgede
ise
restorasyonların
basamak
bölgesinde yoğunlaştığı belirlendi. Lava modellerinde; IPS modellerine
kıyasla daha yoğun stresler meydana geldiği ve en yüksek çekme stresleri
değerinin Zirkon-Lava modelinde, bukkal bölgede santral dişe ait
konnektörde olduğu saptandı.
MPa
15
10
5
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 5 : Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
64
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 14: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
65
4.1.1.1.5. Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, veneerlerde oluşan en yüksek çekme
stresleri bulguları Grafik 6’ da gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek stres
değeri Zirkon-IPS modelinde 15.19 MPa olarak, en düşük stres değeri ise
Titan-Lava modelinde 7.725 MPa olarak bulundu. En yüksek çekme
stresleri miktarı; Zirkon-Lava modelinde 11.94 MPa olarak ve Titan-IPS
modelinde 11.013 MPa olarak belirlendi. Veneerlerde oluşan en yüksek
çekme stresleri miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; Zirkon-IPS
> Zirkon-Lava > Titan-IPS > Titan-Lava şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, çekme stresleri dağılımları Şekil
15’ te gösterildi.
Bütün modellerde, çekme streslerinin santral dişe ait
konnektörde daha yüksek olmak üzere bukkal bölgede konnektörlerde ve
palatinal bölgede ise restorasyonların basamak bölgesinde yoğunlaştığı
belirlendi. IPS modellerinde; Lava modellerine kıyasla daha yoğun stresler
meydana geldiği ve en yüksek çekme stresleri değerinin Zirkon-IPS
modelinde bukkal bölgede, santral dişe ait konnektörde olduğu saptandı.
MPa
20
15
10
5
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 6: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
66
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 15: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
67
4.1.1.2. Horizontal Yüklemede Oluşan Basma Stresleri
Bulguları
4.1.1.2.1. Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, kortikal kemikte oluşan en yüksek
basma stresleri bulguları Grafik 7’ de gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek
değer Titan-Lava modelinde -21.745 MPa olarak, en düşük değer ise
Zirkon-IPS modelinde -16.841 MPa olarak bulundu. En yüksek basma
stresleri miktarı Titan-IPS modeli için; -21.745 MPa ve Zirkon-Lava modeli
için -17.159 MPa olarak belirlendi. Kortikal kemikte oluşan en yüksek
basma stresleri miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; Titan-Lava
> Titan-IPS > Zirkon-Lava > Zirkon-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, basma stresleri dağılımları Şekil
16’ da gösterildi. Bütün modellerde, basma streslerinin kortikal kemiğin
bukkal
bölgesinde
yoğunlaştığı
ve
en
yüksek
basma
stresleri
dağılımlarının kanin bölgesine yerleştirilen implant soketinin bukkal
bölgesinde oluştuğu saptandı.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0
-5
-10
-15
-20
-25
Grafik 7: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
68
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 16: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
69
4.1.1.2.2. Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, trabeküler kemikte oluşan en yüksek
basma stresleri bulguları Grafik 8’ de gösterildi Horizontal yüklemede; en
yüksek değer Zirkon-Lava modelinde -1.364 MPa olarak, en düşük değer
ise Titan-IPS modelinde -1.223 MPa olarak bulundu. En yüksek basma
stresleri bulguları, Zirkon-IPS modeli için; -1.36 MPa ve Titan-Lava modeli
için -1.226 MPa olarak belirlendi. Trabeküler kemikteki basma streslerine
göre modeller arasında sıralama; Zirkon-Lava > Zirkon-IPS > Titan-Lava >
Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, basma stresleri dağılımları Şekil
17’ de gösterildi. Bütün modellerde, trabeküler kemikteki basma
streslerinin implant soketinin tabanında yoğunlaştığı ve kanin diş
bölgesine yerleştirilen implantların soketinde streslerin daha yoğun olarak
oluştuğu belirlendi. Zirkon modellerinde; Titan modellerine kıyasla daha
yoğun stresler görüldü. En yoğun stres dağılımın Zirkon-Lava modelinde
oluştuğu bulundu.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0,0
-0,5
-1,0
-1,5
Grafik 8: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
70
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 17: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
4.1.1.2.3.
Horizontal
Yüklemede
İmplantlarda
ve
Abutmentlarda Oluşan Basma Stresleri Bulguları
71
Horizontal yüklemede, implantlarda ve abutmentlarda oluşan
en yüksek basma stresleri bulguları Grafik 9’ da gösterildi. Horizontal
yüklemede; en yüksek değer Zirkon-Lava modelinde -43.119 MPa olarak
en düşük değer ise Titan-Lava modelinde -42.543 MPa olarak bulundu.
Basma stresleri miktarı Zirkon-IPS modeli için; -42.705 MPa ve TitanIPS
modeli
için
-42.689 MPa olarak belirlendi. İmplantlarda ve
abutmentlarda oluşan en yüksek basma streslerine göre modeller
arasındaki sıralama; Zirkon-Lava > Zirkon-IPS > Titan-IPS > Titan-Lava
şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, basma stresleri dağılımları Şekil
18’ de gösterildi. Bütün modellerde, horizontal yüklemede implantlarda ve
abutmentlarda oluşan basma streslerinin bukkal bölgede ve implant ve
abutmentın birleşim bölgesinde yoğunlaştığı belirlendi.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0
-9
-18
-27
-36
-45
Grafik 9: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
72
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 18: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
4.1.1.2.4. Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Basma
Stresleri Bulguları
73
Horizontal yüklemede, alt yapılarda oluşan en yüksek basma
stresleri bulguları Grafik 10’ da gösterildi. Horizontal yüklemede; en
yüksek değer Titan-Lava modelinde -14.779 MPa olarak, en düşük değer
ise Titan-IPS modelinde -8.928 MPa olarak bulundu. Basma stresleri
miktarı Zirkon-Lava modeli için; -14.722 MPa ve Zirkon-IPS modeli için 9.35 MPa olarak belirlendi. Alt yapılarda oluşan en yüksek basma
streslerine göre modeller arasındaki sıralama; Titan-Lava > Zirkon-Lava >
Zirkon-IPS > Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, basma stres dağılımları Şekil 19’
da gösterildi. Bütün modellerde, horizontal yüklemede alt yapılarda oluşan
basma streslerinin bukkalde basamak bölgesinde ve palatinal bölgede ise
konnektör bölgelerinde olduğu belirlendi. Basma streslerinin, Lava
modellerinde belirgin olarak santral diş bölgesine yerleştirilen implantta alt
yapı ile konnektör arasında yoğunlaştığı saptandı.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0
-5
-10
-15
Grafik 10: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
74
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 19: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
75
4.1.1.2.5. Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Basma
Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, veneerlerde oluşan en yüksek basma
stresleri bulguları Grafik 11’ de gösterildi. Horizontal yüklemede; en
yüksek değer Titan-Lava modelinde -12.334 MPa olarak, en düşük değer
ise Titan-IPS modelinde -9.163 MPa olarak bulundu. Basma stresleri
miktarı Zirkon-Lava modeli için;-9.4 MPa ve Zirkon-IPS modeli için -9.375
MPa olarak belirlendi. Veneerlerde oluşan en yüksek basma streslerine
göre modeller arasındaki sıralama; Titan-Lava > Zirkon-Lava > Zirkon-IPS
> Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, basma stresleri dağılımları Şekil
20’ de gösterildi. Bütün modellerde, horizontal yüklemede veneerlerde
oluşan basma streslerinin bukkalde basamak bölgesinde, palatinal
bölgede ise konnektör bölgelerinde, kanin bölgesine yerleştirilen implant
üzerine
gelen
protez
ve
gövdede
kuvvetin
uygulandığı
bölgede
yoğunlaştığı belirlendi. Basma streslerin, Titan-Lava modelinde belirgin
olarak kanin diş bölgesine yerleştirilen veneerde kuvvetin uygulandığı
bölgede yoğunlaştığı belirlendi.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0
-5
-10
-15
Grafik 11: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
76
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 20: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
4.1.1.3. Horizontal Yüklemede Oluşan Von Mises Stresleri
77
Bulguları
4.1.1.3.1. Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, kortikal kemikte oluşan en yüksek Von
Mises stresleri bulguları Grafik 12’ de gösterildi. Horizontal yüklemede; en
yüksek Von Mises stresleri Titan-Lava modelinde 18.66 MPa olarak, en
düşük değer ise Zirkon-IPS modelinde 17.58 MPa olarak bulundu. Von
Mises stresleri miktarı Titan-IPS modeli için; 18.536 MPa ve Zirkon-Lava
modeli için 17.73 MPa olarak belirlendi. Kortikal kemikte oluşan en yüksek
Von Mises stresleri bulgularına göre modeller arasındaki sıralama; TitanLava > Titan-IPS > Zirkon-Lava > Zirkon-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, Von Mises stres dağılımları Şekil
21’ de gösterildi. Bütün modellerde, kortikal kemikte oluşan Von Mises
streslerinin santral diş bölgesine yerleştirilen implantın mezio-palatinal,
mezial ve bukkal bölgesinde ve kanin diş bölgesine yerleştirilen implantın
disto-palatinal bölgesinde yoğunlaştığı belirlendi. En yüksek Von Mises
stresleri dağılımları santral diş bölgesine yerleştirilen implant soketinin
mezio- palatinal köşesinde ve Titan-Lava modelinde saptandı.
MPa
20
15
10
5
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 12: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
78
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 21: Horizontal Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
79
4.1.1.3.2. Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, trabeküler kemikte oluşan en yüksek
Von Mises stres bulguları Grafik 13’ te gösterildi. Bu yüklemede; en
yüksek değer Zirkon-Lava modelinde 1.665 MPa olarak, en düşük değer
ise Titan-IPS modelinde 1.448 MPa olarak bulundu. En yüksek Von Mises
stresleri miktarı Zirkon-IPS modeli için; 1.66 MPa ve Titan-Lava modeli için
1.452 MPa olarak belirlendi. Trabeküler kemikte oluşan Von Mises
stresleri bulgularına göre modeller arasındaki sıralama; Zirkon-Lava >
Zirkon-IPS > Titan-Lava > Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde oluşan, Von Mises stres dağılımları Şekil
22’ de gösterildi. Bütün modellerde, trabeküler kemikte oluşan Von Mises
stres dağılımlarının bukkal bölgede ve daha yoğun olarak implant
tabanlarında meydana geldiği, en yüksek Von Mises stresleri bulgularının
kanin diş bölgesine yerleştirilen implant tabanında ve Zirkon-Lava
modelinde meydana geldiği bulundu.
MPa
2,0
1,5
1,0
0,5
0,0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 13: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
80
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 22: Horizontal Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
81
4.1.1.3.3.
Horizontal
Yüklemede
İmplantlarda
ve
Abutmentlarda Oluşan Von Mises Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, implantlarda ve abutmentlarda oluşan
en yüksek Von Mises stresleri bulguları Grafik 14’ te gösterildi. Bu
yüklemede; en yüksek Von Mises stres miktarı Zirkon-Lava modelinde
55.564 MPa olarak, en düşük değer ise Titan-Lava modelinde 43.569 MPa
olarak bulundu. Von Mises stresleri miktarı Zirkon-IPS modeli için; 54.366
MPa ve Titan-IPS modeli için 43.801 MPa olarak belirlendi. İmplantlarda
ve abutmentlarda oluşan Von Mises streslerine göre modeller arasındaki
sıralama; Zirkon-Lava > Zirkon-IPS > Titan-IPS > Titan-Lava şeklinde
saptandı.
Bütün modellerde, implantlarda ve abutmentlarda oluşan Von
Mises stresleri Şekil 23’ te gösterildi. İmplantlarda ve abutmentlarda
oluşan Von Mises streslerinin bukkal ve palatinal bölgede yoğunlaştığı ve
en yüksek Von Mises stresleri implant ve abutmentın birleşim bölgesinde
meydana geldiği belirlendi.
MPa
60
50
40
30
20
10
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 14: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
82
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 23: Horizontal Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
83
4.1.1.3.4. Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Von
Mises Stresleri Bulguları
Horizontal yüklemede, alt yapılarda oluşan en yüksek Von
Mises stres bulguları Grafik 15’ te gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek
Von Mises stres miktarı Titan-Lava modelinde 15.169 MPa olarak, en
düşük değer ise Zirkon-IPS modelinde 11.8 MPa olarak bulundu. Von
Mises stresleri miktarı Zirkon-Lava modeli için; 14.913 MPa ve Titan-IPS
modeli için 12.246 MPa olarak belirlendi. Alt yapılarda oluşan Von Mises
streslerine göre modeller arasındaki sıralama; Titan-Lava > Zirkon-Lava >
Titan-IPS > Zirkon-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, alt yapılarda oluşan Von Mises stres
dağılımları Şekil 24’ te gösterildi. Bütün modellerde Von Mises streslerinin
bukkal ve palatinal basamak bölgelerinde, konnektörlerde yoğunlaştığı ve
Von Mises streslerinin Lava modellerde daha yüksek olduğu belirlendi. En
yoğun Von Mises streslerinin, Titan-Lava modelinde kanin bölgesindeki alt
yapının bukkal basamak bölgesinde oluştuğu saptandı.
MPa
20
15
10
5
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 15: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
84
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 24: Horizontal Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
4.1.1.3.5. Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan Von
Mises Stresleri Bulguları
85
Horizontal yüklemede, veneerlerde oluşan en yüksek Von
Mises stres bulguları Grafik 16’ da gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek
Von Mises stres miktarı Zirkon-IPS modelinde 14.401 MPa olarak, en
düşük değer ise Zirkon-Lava modelinde 9.784 MPa olarak bulundu. Von
Mises stresleri miktarı Titan-IPS modeli için; 10.164 MPa ve Titan-Lava
modeli için 10.005 MPa olarak belirlendi. Veneerlerde oluşan Von Mises
streslerine göre modeller arasındaki sıralama; Zirkon-IPS > Titan-IPS >
Titan-Lava > Zirkon-Lava şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, alt yapılarda oluşan Von Mises stres
dağılımları Şekil 25’ te gösterildi. Bütün modellerde Von Mises streslerinin
bukkal ve palatinal basamak bölgelerinde, konnektörlerde ve kuvvetin
uygulandığı bölgelerde yoğunlaştığı belirlendi. En yoğun Von Mises
streslerinin, Zirkon-IPS modelinde bukkal bölgede kanin ve gövde
arasında bulunan konnektörde oluştuğu saptandı.
MPa
20
15
10
5
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 16: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
86
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 25: Horizontal Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
4.1.2. Oblik Yüklemede Oluşan Çekme, Basma ve Von
Mises Stresleri Bulgularının Değerlendirilmesi
87
İmplantların uzun eksenine 30 derecelik açıyla uygulanan
oblik yüklemede bütün yapılarda oluşan stres bulguları Grafik 17 ve Tablo
5’ te gösterildi. Oblik yüklemede bütün yapılarda meydana gelen stres
bulguları değerlendirildiğinde, kortikal kemikte oluşan streslerin trabeküler
kemikte oluşan streslerden daha yüksek olduğu bulundu. Bütün
modellerde en yüksek stres değerlerinin implant-abutment kompleksinde
olduğu belirlendi. Zirkonya implant-abutment bünyesinde oluşan streslerin
titanyum implant-abutment bünyesinde oluşan streslerden daha yüksek
olduğu saptandı.
250
200
150
100
50
0
-50
Çekme Stresleri
Basma Stresleri
-100
Von Mises Stresleri
Kortikal kemik
Trabeküker kemik
İmplant ve Abutment
Alt yapı
Veneer
Kortikal kemik
Trabeküker kemik
İmplant ve Abutment
Alt yapı
Veneer
Kortikal kemik
Trabeküker kemik
İmplant ve Abutment
Alt yapı
Veneer
Kortikal kemik
Trabeküker kemik
İmplant ve Abutment
Alt yapı
Veneer
-150
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Oblik yükleme
Grafik 17: Oblik Yüklemede Bütün Yapılarda Oluşan
Stres Bulgularının Değerlendirilmesi
Tablo 5: Oblik Yüklemede Oluşan Çekme, Basma ve Von Mises Stresleri
Bulgularının Değerlendirilmesi
88
Alt Yapı
106.795
47.8
47.77
Titan-Lava
25.96
3.59
109.25
73.03
45.263
Zirkon-IPS
26.18
3.53
152.077
43.6
49.83
Zirkon-Lava
27.09
3.76
156.064
65.0
40.913
Basma Stresleri (MPa)
Titan-IPS
-73.203
-6.49
-109.474
-56.4
-56.369
Titan-Lava
-72.322
-6.43
-105.185
-79.9
-90.422
Zirkon-IPS
-62.399
-6.966
-121.145
-55.5
-77.885
Zirkon-Lava
-61.641
-6.896
-125.475
-81.2
-78.406
Von Mises Stresleri (MPa)
Titan-IPS
51.769
6.565
130.947
76.3
77.945
Titan-Lava
48.846
6.518
135.878
93.6
76.125
Zirkon-IPS
51.28
7.245
201.941
68.8
74.268
Zirkon-Lava
52.686
7.187
209.359
88.3
70.498
Çekme Stresleri (MPa)
Veneer
İmplant ve
Abutment
3.51
Trabeküler
Kemik
25.14
Kortikal
Kemik
Titan-IPS
Model
4.1.2.1. Oblik Yüklemede Oluşan Çekme Stresleri Bulguları
89
4.1.2.1.1. Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Çekme
Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, kortikal kemikte oluşan çekme stresi
bulguları Grafik 18’ de gösterildi. Oblik yüklemede; en yüksek çekme
stresleri Zirkon-Lava modelinde 27.09 MPa olarak, en düşük değer ise
Titan- IPS 25.14 MPa olarak bulundu. Çekme stresleri miktarı Zirkon-IPS
modeli için; 26.18 MPa ve Titan-Lava modeli için 25.96 MPa olarak
belirlendi. Oblik yüklemede, kortikal kemikte oluşan en yüksek çekme
stresleri miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; Zirkon-Lava >
Zirkon-IPS > Titan-Lava > Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, kortikal kemikte oluşan çekme stresleri
dağılımları Şekil 26’ da gösterildi. En yüksek çekme stresleri dağılımının
kanin bölgesine yerleştirilen implant soketinin distalinde meydana geldiği
ve bütün modellerde benzer stres dağılımları gözlendi.
Mpa
28
27
26
25
24
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 18: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
90
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 26: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
91
4.1.2.1.2. Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, trabeküler kemikte oluşan çekme stresi
bulguları Grafik 19’ da gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek değer ZirkonLava modelinde 3.76 MPa, en düşük değer ise Titan-IPS modelinde 3.51
MPa olarak bulundu. Çekme stresleri miktarı Titan-Lava modeli için; 3.59
MPa ve Zirkon-IPS modeli için 3.53 MPa olarak belirlendi. Oblik
yüklemede, kortikal kemikte oluşan çekme stresleri bulgularına göre
modeller arasındaki sıralama; Zirkon-Lava > Titan-Lava > Zirkon-IPS >
Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, kortikal kemikte oluşan çekme stresi
dağılımları Şekil 27’ de gösterildi. Çekme stresleri dağılımlarının, kanin diş
bölgesine yerleştirilen implantın distal bölgesinde ve özellikle santral diş
bölgesindeki mezio-bukkal köşede yoğunlaştığı belirlendi.
Mpa
4,0
3,5
3,0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 19: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
92
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 27: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
93
4.1.2.1.3. Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda
Oluşan Çekme Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, implantlarda ve abutmentlarda oluşan
çekme stresleri bulguları Grafik 20’ de gösterildi. Oblik yüklemede; en
yüksek çekme stresleri miktarı Zirkon-Lava modelinde 156.064 MPa
olarak ve en düşük değer ise Titan- IPS modelinde 106.795 MPa olarak
bulundu. Çekme stresleri miktarı Zirkon-IPS modeli için; 152.077 MPa ve
Titan-Lava modeli için 109.25 MPa olarak belirlendi. Oblik yüklemede,
implantlarda ve abutmentlarda oluşan en yüksek çekme stresleri
miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; Zirkon-Lava > Zirkon-IPS
> Titan-Lava > Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, implantlarda ve abutmentlarda oluşan
çekme stresleri dağılımları Şekil 28’ de gösterildi. Çekme stresleri
dağılımlarının, bukkal bölgede implantların ilk yivinde, palatinal bölgede
implant abutment birleşiminde ve implantların ilk iki yivinde meydana
geldiği belirlendi. Kanin diş bölgesine yerleştirilen implantın ilk iki yivinde
ve Zirkon modellerde daha yoğun çekme stresleri dağılımları saptandı.
MPa
200
150
100
50
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 20: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
94
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 28: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
95
4.1.2.1.4. Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Çekme
Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, alt yapılarda oluşan en yüksek çekme
stresleri bulguları Grafik 21’ de gösterildi. Oblik yüklemede; en yüksek
çekme stresleri miktarı Titan-Lava modelinde 73 MPa olarak ve en düşük
değer ise Zirkon-IPS modelinde 43.6 MPa olarak bulundu. Çekme stresleri
miktarı Zirkon-Lava modeli için; 65 MPa ve Titan-IPS modeli için 47.08
MPa olarak belirlendi. Oblik yüklemede, alt yapılarda oluşan en yüksek
çekme stresleri bulgularına göre modeller arasındaki sıralama; Titan-Lava
> Zirkon-Lava > Titan-IPS > Zirkon-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, alt yapılarda oluşan çekme stresleri
dağılımları Şekil 29’ da gösterilmiştir. Çekme stresleri dağılımlarının,
bukkal bölgede konnektörlerde yoğunlaştığı ve Lava modellerde konnektör
bölgelerindeki çekme stres dağılımlarında belirgin artış olduğu saptandı.
MPa
80
60
40
20
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 21: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
96
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 29: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
97
4.1.2.1.5. Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Çekme
Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, veneerlerde oluşan en yüksek çekme
stresleri bulguları Grafik 22’ de gösterildi. Oblik yüklemede; en yüksek
çekme stresleri miktarı Zirkon-IPS modelinde 49.83 MPa olarak ve en
düşük değer ise Zirkon-Lava modelinde 40.913 MPa olarak bulundu.
Çekme stresleri miktarı Titan-IPS modeli için; 47.77 MPa ve Titan-Lava
modeli için 45.263 MPa olarak belirlendi. Oblik yüklemede, veneerlerde
oluşan en yüksek çekme stresleri bulgularına göre modeller arasındaki
sıralama; Zirkon-IPS > Titan-IPS
> Titan-Lava > Zirkon-Lava şeklinde
saptandı.
Bütün modellerde, veneerlerde oluşan çekme stresleri
dağılımları Şekil 30’ da gösterildi. Çekme stresleri dağılımlarının, bukkal
bölgede konnektörlerde yoğunlaştığı ve aynı implant üzerinde kullanılan
IPS modellerde konnektör bölgelerindeki çekme stresleri dağılımlarında
belirgin yoğunlaşma olduğu belirlendi.
MPa
60
40
20
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 22: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Çekme Stresleri Bulguları
98
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 30: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Çekme Stresleri Dağılımları
99
4.1.2.2. Oblik Yüklemede Oluşan Basma Stresleri Bulguları
4.1.2.2.1. Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Basma
Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, kortikal kemikte oluşan en yüksek basma
stresleri bulguları Grafik 23’ te gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek değer
Titan-IPS modelinde -73.203 MPa, en düşük değer ise Zirkon-Lava
modelinde -61.641 MPa olarak bulundu. Basma stresleri miktarı TitanLava modeli için; -72.322 MPa ve Zirkon-IPS modeli için -62.399 MPa
olarak belirlendi. Oblik yüklemede, kortikal kemikte oluşan en yüksek
basma stresleri miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; Titan-IPS
> Titan-Lava > Zirkon-IPS > Zirkon-Lava şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, kortikal kemikte oluşan basma stresleri
dağılımları Şekil 31’ de gösterildi. Basma stresleri dağılımlarının, bukkal
bölgede implant soketinin çevresinde yoğunlaştığı ve Titan modellerde
basma stresleri dağılımlarında belirgin yoğunlaşma olduğu belirlendi.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0
-20
-40
-60
-80
Grafik 23: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
100
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 31: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
101
4.1.2.2.2. Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, trabeküler
kemikte oluşan en yüksek
basma stresleri bulguları Grafik 24’ te gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek
değer Zirkon-IPS modelinde -6.966 MPa olarak, en düşük değer ise TitanLava modelinde -6.43 MPa olarak bulundu. Basma stresleri miktarı ZirkonLava modeli için; -6.896 MPa ve Titan-IPS modeli için -6.49 MPa olarak
belirlendi. Oblik yüklemede, trabeküler kemikte oluşan basma stresleri
miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; Zirkon-IPS > Zirkon-Lava
> Titan-IPS > Titan Lava şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, trabeküler kemikte oluşan basma stresleri
dağılımları Şekil 32’ de gösterildi. Basma stresleri dağılımlarının, implant
soketinin tabanında ve özellikle kanin bölgesine yerleştirilen implantın
tabanında yoğunlaştığı belirlendi. Modellerde benzer basma stresleri
dağılımları bulundu.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0
-2
-4
-6
-8
Grafik 24: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
102
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 32: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
103
4.1.2.2.3. Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda
Oluşan Basma Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, implantlarda ve abutmentlarda oluşan en
yüksek basma stresleri bulguları Grafik 25’ te gösterildi. Bu yüklemede; en
yüksek değer Zirkon-Lava modelinde -125.475 MPa olarak, en düşük
değer ise Titan-Lava modelinde -105.185 MPa olarak bulundu. Basma
stresleri miktarı Zirkon-IPS modeli için; -121.475 MPa ve Titan-IPS modeli
için -109.474 MPa olarak belirlendi. Oblik yüklemede, implantlarda ve
abutmentlarda oluşan en yüksek basma stresleri miktarlarına göre
modeller arasındaki sıralama; Zirkon-Lava > Zirkon-IPS > Titan-IPS >
Titan-Lava şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, implantlarda ve abutmentlarda oluşan
basma stresleri dağılımları Şekil 33’ te gösterildi. Basma stresleri
dağılımlarının, bukkal bölgede özellikle kanin diş bölgesine yerleştirilen
implant
ve
abutmentın
birleşiminde
yoğunlaştığı belirlendi.
Zirkon
modellerinde daha yüksek basma stresleri dağılımları bulundu.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0
-20
-40
-60
-80
-100
-120
-140
Grafik 25: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
104
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 33: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
105
4.1.2.2.4. Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Basma
Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, oluşan en yüksek basma stresleri bulguları
Grafik 26’ da gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek değer Zirkon-Lava
modelinde -81.2 MPa olarak, en düşük değer ise Zirkon-IPS modelinde 55.5 MPa olarak bulundu. Basma stresleri miktarı Titan-Lava modeli için; 80 MPa ve Titan-IPS modeli için -56.4 MPa olarak belirlendi. Oblik
yüklemede, alt yapılarda oluşan en yüksek basma stresleri miktarlarına
göre modeller arasındaki sıralama; Zirkon-Lava > Titan-Lava > Titan-IPS >
Zirkon-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, alt yapılarda oluşan basma stresleri
dağılımları Şekil 34’ te gösterildi. Basma stresleri dağılımlarının, bukkalde
basamak bölgesinde, palatinal bölgede ise
konnektör bölgelerinde
yoğunlaştığı belirlendi. Lava modellerinde, IPS modellerine oranla daha
yüksek basma stresleri dağılımları bulundu.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0
-20
-40
-60
-80
-100
Grafik 26: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
106
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 34: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
107
4.1.2.2.5. Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Basma
Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, veneerlerde oluşan en yüksek basma
stresleri bulguları Grafik 27’ de gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek değer
Titan-Lava modelinde -90.422 MPa olarak, en düşük değer ise Titan-IPS
modelinde -56.369 MPa olarak bulundu. Basma stresleri miktarı ZirkonLava modeli için; -78.406 MPa ve Zirkon-IPS modeli için -77.885 MPa
olarak belirlendi. Oblik yüklemede, veneerlerde oluşan en yüksek basma
stresleri miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; Titan-Lava >
Zirkon-Lava > Zirkon-IPS > Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, veneerlerde oluşan basma stresleri
dağılımları Şekil 35’ te gösterildi. Basma stresleri dağılımlarının,
palatinalde konnektör bölgelerinde ve kuvvetin uygulandığı bölgede
yoğunlaştığı belirlendi. En yüksek basma stresleri değerleri gövdede
kuvvetin uygulandığı bölgede saptandı.
MPa
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
0
-20
-40
-60
-80
-100
Grafik 27: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Basma Stresleri Bulguları
108
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 35: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Basma Stresleri Dağılımları
109
4.1.2.3. Oblik Yüklemede Oluşan Von Mises Stresleri
Bulguları
4.1.2.3.1. Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan Von
Mises Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, kortikal kemikte oluşan en yüksek Von
Mises stresleri bulguları Grafik 28’ de gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek
değer Zirkon-Lava modelinde 52.686 MPa olarak ve en düşük değer ise
Titan-Lava modelinde 48.846 MPa olarak bulundu. Von Mises stresleri
miktarı Titan-IPS modeli için; 51.769 MPa ve Zirkon-IPS modeli için 51.28
MPa olarak belirlendi. Kortikal kemikte oluşan en yüksek Von Mises
stresleri miktarlarına göre modeller arasındaki sıralama; Zirkon-Lava >
Titan-IPS > Zirkon-IPS > Titan-Lava şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, alt yapılarda oluşan Von Mises stresleri
dağılımları Şekil 36’ da gösterildi. Von Mises stresleri dağılımlarının,
santral diş bölgesine yerleştirilen implantta mezial ve bukkal bölgede,
kanin diş bölgesine yerleştirilen implantta ise bukkal ve distal bölgede
meydana geldiği belirlendi. En yoğun Von Mises stresleri dağılımlarının
kanin diş bölgesine yerleştirilen implant soketinde ve santral diş bölgesine
yerleştirilen implantın mezio-bukkal bölgesinde bulundu.
MPa
60
40
20
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 28: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
110
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 36: Oblik Yüklemede Kortikal Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
111
4.1.2.3.2. Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan Von
Mises Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, trabeküler kemikte oluşan Von Mises
stresleri bulguları Grafik 29’ da gösterildi. Bu yüklemede; en yüksek değer
Zirkon-IPS modelinde 7.245 MPa olarak, en düşük değer ise Titan-Lava
modelinde 6.518 MPa olarak bulundu. Von Mises stresleri miktarı ZirkonLava modeli için; 7.187 MPa ve Titan-IPS modeli için 6.565 MPa olarak
belirlendi. Trabeküler kemikte oluşan Von Mises stresleri bulgularına göre
modeller arasındaki sıralama; Zirkon-IPS > Zirkon-Lava > Titan-IPS >
Titan-Lava şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, alt yapılarda oluşan Von Mises stresleri
dağılımları Şekil 37’ de gösterildi. Von Mises stresleri dağılımlarının, her iki
implantın bukkal bölgesinde ve implant soketlerinin tabanında yoğunlaştığı
belirlendi. Kanin bölgesine yerleştirilen implant soketinin tabanında bukkal
bölgeye yakın kısımda daha yüksek Von Mises stresleri dağılımı bulundu.
MPa
8
6
4
2
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 29: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
112
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 37: Oblik Yüklemede Trabeküler Kemikte Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
113
4.1.2.3.3. Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda
Oluşan Von Mises Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, implantlarda ve abutmentlarda oluşan Von
Mises stresleri bulguları Grafik 30’ da gösterildi. Oblik yüklemede; en
yüksek Von Mises stresleri Zirkon-Lava modelinde 209.359 MPa olarak,
en düşük değer ise Titan-IPS modelinde 130.947 MPa olarak bulundu.
Von Mises stresleri miktarı Zirkon-IPS modeli için; 201.941 MPa ve TitanLava modeli için 135.878 MPa olarak belirlendi. İmplantlarda ve
abutmentlarda oluşan en yüksek Von Mises stresleri bulgularına göre
modeller arasındaki sıralama; Zirkon-Lava > Zirkon-IPS > Titan-Lava >
Titan-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, implantlarda ve abutmentlarda oluşan Von
Mises stresleri dağılımları Şekil 38’ de gösterildi. Von Mises stresleri
dağılımlarının, her iki implantın bukkalinde, implant ve abutmentın birleşim
bölgesinde, implant gövdesinde ve özellikle implantın ilk iki yivinde
meydana geldiği belirlendi.
MPa
250
200
150
100
50
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 30: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
114
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 38: Oblik Yüklemede İmplantlarda ve Abutmentlarda Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
115
4.1.2.3.4. Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan Von Mises
Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, alt yapılarda oluşan en yüksek Von Mises
stresleri bulguları Grafik 31’ de gösterildi. Oblik yüklemede; en yüksek Von
Mises stresleri Titan-Lava modelinde 93.6 MPa olarak, en düşük değer ise
Zirkon-IPS modelinde 68.8 MPa olarak bulundu. Von Mises stresleri
miktarı Zirkon-Lava modeli için; 88.3 MPa ve Titan-IPS modeli için 76.3
MPa olarak belirlendi. Alt yapılarda oluşan en yüksek Von Mises stresleri
bulgularına göre modeller arasındaki sıralama; Titan-Lava > Zirkon-Lava >
Titan-IPS > Zirkon-IPS şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, alt yapılarda oluşan Von Mises stresleri
dağılımları Şekil 39’ da gösterildi. Von Mises stresleri dağılımlarının,
bukkalde konnektör ve basamak bölgelerinde, palatinal bölgede ise
konnektör bölgesinde yoğunlaştığı ve Lava modellerde Von Mises
streslerinin belirgin şekilde arttığı belirlendi.
MPa
100
80
60
40
20
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 31: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
116
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 39: Oblik Yüklemede Alt Yapılarda Oluşan
Von Mises Stresleri Dağılımları
117
4.1.2.3.5. Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan Von Mises
Stresleri Bulguları
Oblik yüklemede, veneerlerde oluşan en yüksek Von Mises
stresleri bulguları Grafik 32’ de gösterildi. Oblik yüklemede; en yüksek Von
Mises stresleri Titan-IPS modelinde 77.95 MPa olarak, en düşük değer ise
Zirkon-Lava modelinde 70.5 MPa olarak bulundu. Von Mises stresleri
miktarı Titan-Lava modeli için; 76.125 MPa ve Zirkon-IPS modeli için
74.268 MPa olarak belirlendi. Veneerlerde oluşan en yüksek Von Mises
stresleri bulgularına göre modeller arasındaki sıralama; Titan-IPS > TitanLava > Zirkon-IPS > Zirkon-Lava şeklinde saptandı.
Bütün modellerde, veneerlerde oluşan Von Mises stresleri
dağılımları Şekil 40’ ta gösterildi. Von Mises stresleri dağılımlarının,
palatinal bölgede kuvvetin uygulandığı bölgelerde özellikle gövdede ve
kanin diş bölgesinde, bukkal ve palatinal bölgede konnektör bölgerinde
yoğunlaştığı belirlendi.
MPa
100
80
60
40
20
0
Titan-Ips
Titan-Lava
Zirkon-Ips
Zirkon-Lava
Grafik 32: Oblik Yüklemede Veneerlerde Oluşan
Von Mises Stresleri Bulguları
118
Bukkal Görünüm
Palatinal Görünüm
Titan-IPS
Titan-Lava
Zirkon-IPS
Zirkon-Lava
Şekil 40: Oblik yüklemede Veneerlerde Oluşan Von Mises Stresleri Dağılımları
119
5. TARTIŞMA
Ön bölge diş kayıplarının protetik tedavisinde sıklıkla,
hareketli ve sabit parsiyel protezler kullanılmaktadır. Ancak, bu tedavi
şekilleri ile her zaman estetik görünümü sağlamak mümkün olmamakta ve
buna bağlı olarak da hasta memnuniyeti azalmaktadır. İmplant destekli
protezler, bu tip hastalarda iyi bir tedavi seçeneği oluşturmaktadır106.
Branemark ve arkadaşlarının4 ossoentegrasyon kavramını
tanımlamasıyla
diş
hekimliğinde
kullanılmaya
başlayan
titanyum
implantlar, yüksek başarı oranlarına sahiptir19-21. İlk yıllarda implant
başarısının; implantların ağızda kalma süresine ve dokuların sağlığına
bağlı olduğu belirtilirken günümüzde bu faktörlerin yanında estetik
faktörlerin de implant başarısında önemli bir rol oynadığı tespit
edilmiştir107. Belser ve arkadaşları108 anterior bölgeye yerleştirilen
implantların, çenelerde başka bölgelere yerleştirilen implantlarla aynı
başarı oranına sahip olduğunu bildirmişlerdir108. Beş yıllık bir çalışmada,
Henry ve arkadaşları109 anterior maksillaya yerleştirilen tek diş implantların
başarısını % 96 olarak saptarken, estetik komplikasyonların da % 9
oranında oluştuğunu belirtmişlerdir109.
Estetik beklentisi çok yüksek olan hastalarda, titanyumun
peri-implant
çekilmesine
dokusundan
bağlı
yansıması
olarak
veya
görünür
peri-implant
hale
gelmesi
dokusunun
sakınca
oluşturmaktadır7,45,106,107. Bu nedenle diş rengine benzeyen aynı zamanda
yüksek mekanik özelliklere sahip daha estetik malzemelerin, abutment ve
implant materyali olarak kullanımı gündeme gelmiştir. Bu materyallerden
biri olan zirkonya, ortodontik braketlerde, kron-köprü protezlerinde alt yapı
materyali olarak, post-kor restorasyonlarında ve abutment materyali olarak
sıklıkla kullanılmaktadır110. Son yıllarda zirkonya, implant materyali olarak
uygulama alanı bulmuştur.
120
Günümüzde, tek ve iki parça olarak üretilebilmekte olan
zirkonya implantlar, ilk olarak tek parça zirkonya implantlar olarak
kullanıma sunulmuştur. Tek parça zirkonya implantlar ile yapılan
çalışmalar genellikle vaka sunumu şeklinde111,112 olup uzun dönemli klinik
çalışma sayısı azdır18,24,113. Yapılan mekanik çalışmalarda ise tek parça
zirkonya implantların anterior dişlerde kullanıldığında, çiğneme kuvvetlerini
karşılayabileceği bildirilmiştir7,18,27. Andreiotelli ve arkadaşları18 tek parça
zirkonya implantların kırılma dayanımını araştırdıkları çalışmalarında,
termomekanik siklusa maruz bırakılan zirkonya implantların kırılma
dayanımı değerlerinin 725 N ve 850 N arasında olduğunu bildirmişlerdir.
Zirkonya implantlar prepare edildiğinde ise kırılma değerleri; 539 N ve 607
N aralığına düşmektedir18. Çalışma sonucunda zirkonya implantların
kırılma
değerlerinin
klinik
olarak
kabul
edilebilir
olduğu
fakat
preparasyonun kırılma değerlerini azalttığı bildirilmiştir18.
Tek parça zirkonya implantlarla ilgili ilk klinik çalışma 2006
yılında Mellinghoff113 tarafından yayınlanmış ve 1 yıllık takip sonucunda %
93 başarı elde edildiği belirtilmiştir. Uzun dönemli yapılan başka bir klinik
çalışmada Oliva ve arkadaşları35 5 yıllık takip süresince tek parça
implantlardaki başarı oranını % 95 olarak bildirmiştir. Ancak tek parça
zirkonya implantların önemli sınırlamalarından biri anterior bölgede istenen
estetik görünüm için en uygun anatomik pozisyonda yerleştirilmeleri
gerekliliğidir33.
Kemik augmentasyonu veya rejenerasyonu işlemleriyle
birlikte kullanılamamaktadırlar. Bu nedenle yerleştirildikleri bölgede kemik
yüksekliğinin ve genişliğinin uygun olması gerekmektedir33,42. Ayrıca
osseoentegrasyon süresince implantlarda meydana gelebilecek küçük
hareketler,
implant-kemik
bütünleşmesini
etkileyebilmektedir45.
Bu
nedenlerden dolayı, iki parça zirkonya implantların kullanımı gündeme
gelmiştir.
121
İki parça zirkonya implantların kullanımında, implantların
osseoentegrasyonu
sağlanmaktadır.
faktörlerden
tamamlandıktan
Osseoentegrasyon
korunmakta
ve
sonra
abutment
süresince
bağlantısı
implantlar,
süreci
osseoentegrasyon
ağız
içi
sonrasında,
implantın ağız içindeki pozisyonuna bağlı olarak uygun açıda abutment
seçilebilmektedir67,114,115. Ayrıca gerekli durumlarda iki parça zirkonya
greft
implantlar,
veya
augmentasyon
işlemleriyle
birlikte
uygulanabilmektedirler33,45.
İki parça zirkonya implantlar ile ilgili yapılan histolojik
çalışmalarda; titanyum implantlar ile kıyaslandığında zirkonya implantlara
ait kemik-implant birleşim düzeyi ve yumuşak doku seviyesi arasında
anlamlı bir farkın bulunmadığı ve zirkonya implantların osseoentegrasyon
gösterdiği belirtilmiştir47,114. Kohal ve arkadaşları47, araştırma için özel
olarak üretilen iki parça zirkonya ve titanyum implantları, maymun
maksillasına yerleştirerek osseoentegrasyon düzeylerini incemişlerdir.
İmplantlar, osseoentegrasyon süresi tamamlandıktan sonra, metal kronlar
ile restore edilmiş ve 5 ay süre ile fonksiyonda bırakılmıştır. Sonrasında
implantlar,
kemik-implant
değerlendirilmesi
amacıyla
kontaktının
ve
periimplant
çevresindeki
kemikle
birlikte
dokuların
çıkarılarak
incelenmiştir. Histolojik analiz sonucunda; osseoentegrasyon ve yumuşak
doku boyutunda anlamlı bir fark bulunmadığı belirtilmiştir. Bir başka
çalışmada Nevins ve arkadaşları114 gönüllü bir bayan hastaya iki parça
zirkonya implant yerleştirmiş ve 6 ay sonra implantı çıkararak histolojik
olarak incelemişlerdir. Çalışma sonucunda, iki parça zirkonya implantın,
yeterli
kemik
iyileşmesini
sağlayarak
osseoentegre
olduğunu
bildirmişlerdir.
İki parça implantlar ile ilgili ilk vaka sunumu 2004 yılında,
Kohal ve arkadaşları115 tarafından yapılmıştır. Fakat iki parça zirkonya
122
implantların klinik kullanımı ve biyomekanik özellikleri ile ilgili çalışma
sayısı azdır39,113-115. Kohal ve arkadaşları39 yapay yaşlandırma sonrası iki
parça zirkonya ve titanyum implantların kırılma dayanımını tespit ederek
karşılaştırmışlardır. Bu çalışmada zirkonya implantlar, zirkonya destekli ve
lityum disilikat destekli protezler ile, titanyum implantlar ise metal destekli
protezler ile restore edilmiştir. Çalışma sonucunda; titanyum implant
destekli restorasyonların kırılma dayanımı en yüksek bulunmuştur. Lityum
disilikat destekli zirkonya implantların ise kırılma dayanımı zirkonya
restorasyonlarla
desteklenen
implantlardan
zirkonya
daha
düşük
bulunmuştur39.
Biyomekanik özellikler, osseoentegre implantların uzun
dönemdeki başarısında en önemli faktörlerdir. Fonksiyonel kuvvetler
sırasında
oluşan
remodelasyonunu
biyomekanik
gerilim
etkilemektedir59,60,66.
başarısında oklüzal kuvvetlere ait
ve
İmplant
gerinimler
destekli
kemiğin
protezlerin
biyomekanik faktörlerin
in vivo
çalışmalarla tespit edilmesi imkansızdır90. Kemikte meydana gelen gerilim
ve gerinim dağılımının sayısal olarak tespit edilebilmesi için stres analizi
testleri yapılmaktadır. Bu amaçla, son yıllarda sonlu elemanlar stres
analizi yöntemi, diş hekimliğinde sıklıkla kullanılmaktadır37,38,40,90. In vivo
ve in vitro çalışmalarda standardizasyonu sağlamak zordur. Sonlu
elemanlar
analizleri
standardizasyonu
sağlamak
için
faydalı
olmaktadır60,66,74,116.
Literatürde iki parça implantların köprü restorasyonlarında
kullanımına ilişkin biyomekanik bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu
çalışmanın amacı, lityum disilikat ve zirkonya esaslı üç üyeli köprü
restorasyonlarıyla desteklenen maksiller anterior bölgeye yerleştirilmiş
titanyum ve iki parça zirkonya implant sistemlerinde; implant çevresindeki
123
kortikal kemik ve trabeküler kemikte, abutmentta ve implantta, alt
yapılarda ve veneerlerde oluşan stres dağılımının incelenmesidir.
Sonlu elemanlar analiz sistemleri 2 veya 3 boyutlu olarak,
üçgensel veya dörtyüzlü elemanlar içermektedirler74. 3 boyutlu modellerin
önemli avantajlarından bir tanesi ise; dokuların ve yapıların daha gerçeğe
yakın modellenebilmesidir60,66. Üç boyutlu ve dörtgensel elemanlar
kullanıldığında daha güvenilir sonuçlar elde edilebilmektedir74. Çalışmada,
lityum disilikat ve zirkonya esaslı protezlerle desteklenen maksiller anterior
bölgeye yerleştirilmiş titanyum ve zirkonya implant sistemlerinde; implant
çevresindeki kortikal kemik ve trabeküler kemikte, abutmentta, implantta,
alt yapılarda ve veneerlerde oluşan stres dağılımı, 3 boyutlu sonlu
elemanlar stres analizi yöntemiyle ve dörtgensel elemanlar kullanılarak
belirlenmiştir.
Sonlu
elemanlar
analizinde
güvenilir
sonuçların
edilebilmesi için, eleman ve düğüm sayısının en az 30.000-
elde
200.000
arasında ve eleman boyutununda 150- 300 µm olması gerekmekte ve 300
µm‘ den daha büyük eleman boyutu, aldatıcı sonuçların elde edilmesine
neden olabilmektedir88-90. Sato ve arkadaşları90 eleman boyutunun
azaltılmasının, üç boyutlu sonlu elemanlar modelinde stres değerlerine
etkisini değerlendirdikleri çalışmalarında; 600, 300, 150 ve 75 µm eleman
boyutlarını karşılaştırmışlardır. 10 N’ luk vertikal yük ile yüklenen kemikte,
Von Mises stres değerleri 600 ve 300 µm eleman boyutunda birbirileriyle
karşılaştırıldığında anlamlı olarak farklı bulunurken, 300, 150 ve 75 µm
eleman boyutları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır90. Eleman
boyutunun azaltılması, eleman sayısının artmasına neden olurken, daha
gerçekçi bir model elde edilmesini sağlamaktadır90. Ayrıca eleman
sayısının arttırılması, çözümleme zamanını arttırmaktadır90. Bu çalışmada
kullanılan eleman ve düğüm sayıları model 1 ve 2 için, sırasıyla; 184.258
124
ve 37.268, model 3 ve 4 için, sırasıyla; 183.169 ve 37.083’ tür ve eleman
sayısının
azlığına
bağlı
hatalı
sonuçların
ortadan
kaldırılması
amaçlanmıştır.
Çiğneme kuvvetleri implant üst yapıları ve abutmentlar
aracılığıyla, öncelikle implantlara, implantlar aracılığıyla ise kemiğe
iletilmektedir83. Bu nedenle implant materyallerinin elastik modülü implantkemik arayüzünü ve kemiğe iletilen stres miktarını etkilemektedir66.
Değişik elastik modüle sahip implant materyalleri, stres iletiminde farklılık
göstermektedir. İmplant materyallerinin, fizyolojik sınırlar dahilinde olan
kuvvetleri, kemiğe iletebilmesi gerekmektedir. İmplant materyallerinin
elastik modülünün, kuvvetlerin kemiğe iletiminde önemli rol oynarak, uzun
dönemde implant başarısını etkileyebileceği bildirilmiştir25,117. Bu nedenle
çok düşük elastik modüle sahip implant materyallerinden kaçınılmalıdır.
İmplant materyalinin elastik modülünün en az 110 GPa olması gerektiği
bildirilmiştir66. Dental implant materyalleri içerisinde titanyum, altın standart
olarak belirlenmiştir. Titanyum implantlara ait yüksek başarı oranları farklı
çalışmalarda
bildirilmiştir19-21.
Bu
nedenle,
yeni
üretilen
implant
materyalleri sıklıkla titanyum implantlarla karşılaştırılmaktadır11,29,34,36,47.
Bu nedenle bu tez çalışmasında, diş hekimliğinde yeni kullanılmaya
başlanan ve zirkonya ve lityum disilikat esaslı protezlerle desteklenen iki
parça zirkonya implantların biyomekanik davranışları titanyum implantlar
ile karşılaştırılmıştır.
İmplant üstü tam seramik restorasyon uygulamalarında,
zirkonya abutmentlar sıklıkla kullanılmakta ve bu bölgedeki fizyolojik
oklüzal kuvvetlerin en yüksek değeri olan 300 N’ luk yüke dayanım
göstermektedirler15. Ayrıca tek üye restorasyonlarda, anterior ve premolar
bölgede
kullanılan
zirkonya
abutmentlarda
başarısızlık
oluşmadığı
bildirilmiştir15,110. Bu nedenle bu tez çalışmasında, maksiller anterior
125
bölgeye yerleştirilen, zirkonya ve lityum disilikat esaslı protezlerle
desteklenen zirkonya ve titanyum implantlarda, abutment materyali olarak
zirkonya abutmentlar kullanılmıştır.
Çalışmada titanyum implantların elastik modülü 115 GPa,
zirkonya implantların ve zirkonya abutmentların elastik modülü 200 GPa
olarak belirlenmiştir. İmplant ve abutmentın birbirinden ayrılmadığı
varsayılmıştır. Yüksek elastik modüle sahip implant materyallerinin kortikal
kemikte daha az veya benzer gerilme oluşturduğu bildirilmiştir66.
Çalışmada, horizontal yükleme altında kortikal kemikte meydana gelen
çekme stresleri miktarları Titan modellerde, Zirkon modellere kıyasla daha
yüksektir. Trabeküler kemikte ise modeller arasında benzer stres
değerlerinin oluştuğu belirlenmiştir. Oblik yükleme altında ise; kortikal
kemikteki basma streslerinin Zirkon modellerde daha düşük olduğu,
kortikal ve trabeküler kemikteki çekme streslerinin ise modeller arasında
benzer olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak, daha yüksek elastik modüle
sahip zirkonya implantların genellikle, implant çevresindeki kemikte daha
az veya benzer stres dağılımı oluşturduğu belirlenmiştir.
İmplant geometrisi (gövde tasarımı, uzunluğu ve çapı)
implantlar aracılığıyla kemiğe iletilen stres miktarını etkileyen önemli bir
faktördür83. Himmlova118 ve Pierrisnard119 ve arkadaşları implant çapı ve
uzunluğunun stres miktarını ve dağılımını etkilediğini bildirmişlerdir. Çağlar
ve arkadaşları38 ise maksiller anterior bölgeye yerleştirilen üç farklı tek
parça zirkonya implant sisteminde (Ziterion, Z-systems ve White-Sky)
meydana gelen stres dağılımını üç boyutlu sonlu elemanlar analiziyle
incelemişlerdir. Farklı implant gövdesi ve yiv tasarımına sahip implant
sistemlerinde farklı stres dağılımı oluştuğunu ve çalışmada yer alan diğer
sistemlerle karşılaştırıldığında Z-systems’ de daha yüksek streslerin
meydana geldiğini bildirmişlerdir. Bu çalışmada implant çevresindeki
126
kortikal kemikte, trabeküler kemiğe kıyasla daha yüksek stresler
oluşmuştur. İmplantların bünyesinde meydana gelen stresler kemikte
oluşan streslerden daha yüksektir. Bu tez çalışmasında; implantların
dizayn farklılığından kaynaklanan stres farklılıklarının önüne geçmek için
aynı implant sistemine ait, aynı boyda, aynı çapta, aynı gövde ve yiv
dizaynına sahip iki parçalı titanyum ve zirkonya implantlar kullanılmıştır.
Çağlar ve arkadaşlarının38 çalışma sonuçlarına benzer olarak; bu
çalışmada kortikal ve trabeküler kemiğe kıyasla implantlarda daha yüksek
stresler meydana geldiği ve trabeküler kemiğe kıyasla kortikal kemikte
daha yüksek streslerin oluştuğu belirlenmiştir.
Sonlu
elemanlar
stres
analizini
dental
implantlara
uygularken, implantların yalnızca vertikal ve horizontal yüklere maruz
kalmadığı ayrıca vertikal ve horizontal yüklerin birleşimi olan oblik
kuvvetlere de maruz kaldığı mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır66. Bu
çalışmada modellere, kemikte daha yıkıcı etkisi olduğu bilinen ağızdaki
fonksiyonel yükleri taklit etmesi amacıyla horizontal ve oblik yükler
uygulanmıştır. Uygulanan yük miktarı ise, Koolstra ve arkadaşları102
tarafından bildirilen oranlara uygun olarak, oblik yüklemede 178 N (toplam
534 N) ve horizontal yüklemede ise
belirlenmiştir.
Aynı
yük
oranları
25.5 N (toplam 76.5 N) olarak
benzer
çalışmalarda
da
kullanılmıştır37,38,40.
Vertikal şekilde birbirine paralel olarak yerleştirilmiş 2
implantın desteklediği protez, gövde bölümünden yüklendiğinde, 2 implant
bu yükü eşit olarak paylaşmaktadır. İmplant üstü protezin sadece bir
bölümünden yüklenmesi bu implantta apikal hareket oluşturarak bükülme
momentine neden olmaktadır60. Bu nedenle çalışmada, implant üstü
protez santral, lateral ve kanin dişlerin singulum bölgesinden, aynı anda
yüklenmiştir. Hasan ve arkadaşları92 maksiller anterior bölgeye yerleştirilen
127
implant
destekli protezlerde implant sayısının ve abutment tasarımının
biyomekanik davranışlarını inceledikleri çalışmalarında, implantları aynı
anda
yüklemişlerdir.
İmplantların
aynı
anda
yüklenmesi,
farklı
araştırmalarda da kullanılmıştır40,95,96.
Hassler ve arkadaşları120 tavşanlar üzerinde yaptıkları
çalışmada kemik remodelasyonunu gerinim ölçer ve sonlu elemanlar stres
analiziyle incelemişlerdir. 0 ve 2.48 MPa arasında değişen basma stresleri
miktarlarının kemik formasyonunu olumlu olarak etkilediğini, 2.75 MPa’
dan daha yüksek değerlerde ise az kemik formasyonu oluştuğunu ya da
hiç kemik formasyonu oluşmadığını bildirmişlerdir. Çalışma sonuçlarına
göre stres değeri 6.9 MPa’ ya ulaşmadıkça kemikte yıkım oluşmamaktadır.
Bu çalışmada elde edilen stres değerleri Hassler ve arkadaşları120
tarafından bildirilen stres değerlerinden daha yüksektir. Bu değer farklılığı,
insan maksillasının elastik modülünün 13.7 GPa, tavşan kalvaryumunun
elastik modülünün ise 0.689 GPa olmasından kaynaklanmaktadır. Kortikal
kemikte meydana gelen ‘en yüksek (ultimate)’ stresler, hastadan hastaya,
bölgeden
bölgeye
veya
yükün
doğrultusundan
doğrultusuna
değişmektedir. İnsan kortikal kemiğinin en yüksek çekme streslerine
dayanımı 121-135 MPa arasında iken, basma streslerine dayanımı ise
167-205 MPa arasında değişmektedir. Trabeküler kemiğin stresler
karşısındaki dayanımı ise daha düşüktür ve 1-20 MPa arasında
değişmektedir103,104.
Bu
tez
çalışmasında,
horizontal
yükleme
ile
karşılaştırıldığında oblik yükleme altında kortikal kemikte oluşan çekme ve
basma stresleri miktarlarının tüm modellerde arttığı belirlenmiştir. Her iki
yükleme tipinde de; kortikal kemikte oluşan çekme ve basma stresleri
miktarları, kortikal kemiğin çekme ve basma streslerine karşı olan
dayanımından düşüktür. Çalışma koşullarında uygulanan yükler altında,
oluşan çekme ve basma streslerinin kortikal kemiğin fizyolojik tolerans
128
sınırlarını aşmadığı ve kortikal kemiğin bu stres değerlerine dayanım
gösterebileceği belirlenmiştir.
Chang ve arkadaşları93 iki farklı kemik-implant arayüzü
koşuluna sahip, altın alaşımı ve zirkonya üst yapı ile desteklenen titanyum
ve zirkonya implantlarda oblik yükleme altında meydana gelen stresleri
inceledikleri çalışmalarında her iki arayüz koşulunda, kortikal kemikte
meydana gelen
Von Mises ve basma streslerini titanyum implantlarda
daha yüksek, trabeküler kemikte meydana gelen Von mises streslerini ise
zirkonya implantlarda daha yüksek bulmuşlardır. Bu çalışmada da, kortikal
ve trabeküler kemikte oblik yükleme altında, benzer Von Mises ve çekme
stresleri gözlenirken, kortikal kemikteki basma streslerinin titanyum
implantlarda daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Çalışmada, horizontal yüklemede kortikal ve trabeküler
kemikte oluşan çekme ve Von Mises streslerinin, santral diş bölgesine
yerleştirilen implantın mezio-palatinal ve kanin diş bölgesine yerleştirilen
implantın disto-palatinal boyun bölgesinde yoğunlaştığı saptanmıştır. Saab
ve
arkadaşları70
anterior
maksillaya
yerleştirilen
farklı
açılardaki
abutmentların kemikte oluşturduğu gerinimleri inceledikleri çalışmalarında;
çekme gerinimlerinin implantın boyun bölgesinde ve palatinal tarafta
yoğunlaştığını belirlemişlerdir. Bu tez çalışmasında; oblik yüklemede
trabeküler ve kortikal kemikte oluşan çekme streslerinin kanin bölgesine
yerleştirilen implantın distal bölgesinde, kortikal kemikte oluşan Von Mises
streslerinin ise santral diş bölgesine yerleştirilen implantın distal ve bukkal
bölgesinde yoğunlaştığı belirlenmiştir. Horizontal ve oblik yüklemede
kortikal kemikte oluşan basma ve Von Mises stresleri ise bukkal boyun
bölgesinde, trabeküler kemikte ise bukkal boyun bölgesinden başlayarak,
özellikle kanin diş bölgesine yerleştirilen implant soketi boyunca ve implant
tabanında yoğunlaşmıştır. Lee ve Lim72 oblik yüklemede farklı implant
129
uzunluklarının trabeküler ve kortikal kemikte oluşturdukları stresleri
inceledikleri çalışmalarında, Von Mises streslerinin bukkal bölgede
yoğunlaştığını ve trabeküler kemikte bukkal boyun bölgesinden başlayarak
implant tabanına doğru devam etmekte olduğunu belirlemişlerdir.
Kohal ve arkadaşları94 titanyum ve zirkonya implantların stres
dağılımlarını sonlu elemanlar stres analizi yöntemiyle incelemişlerdir.
Maksiller keser diş bölgesine, Re-Implant sistemine ait implantlar
yerleştirilerek; kortikal ve trabeküler kemikler ile birlikte modellenmiştir.
Titanyum implantlar metal destekli kronlar ile, zirkonya implantlar ise tam
seramik kronlar ile restore edilecek şekilde modellenerek Von Mises
gerilmesi hesaplanmıştır. Zirkonya implantların, titanyum implantlarla
benzer stres dağılımına sahip olduğu ve anterior maksilla için estetik
restorasyonlarda kullanılabileceği bildirilmiştir. Bu çalışmada yüksek
streslerin implantların kemiğe giriş bölgesinde ve proksimal yüzlere oranla
fasiyal ve lingual yüzeylerde daha çok olduğu bildirilmiştir.
Çağlar ve arkadaşları37 titanyum ve zirkonya implantlardaki
ve çevreleyen kemikteki stres dağılımını inceledikleri çalışmalarında Kohal
ve arkadaşlarının94 elde ettiği sonuçlara benzer sonuçlar elde etmişlerdir.
Fakat oblik ve horizontal yüklemede, titanyum implantların çevresinde
oluşan Von Mises stres değerlerinin zirkonya implantların çevresinde
oluşan streslerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Oblik yükleme
altında kortikal kemikteki, trabeküler kemikteki ve implantlardaki en yüksek
Von
Mises
stres
değerleri
horizontal
yüklemeden
daha
yüksek
bulunmuştur. Bu çalışmada, Çağlar ve arkadaşlarının37 çalışmasına
benzer olarak, horizontal yükleme altında titanyum implantların etrafındaki
stres değerleri zirkonya implantlarla karşılaştırıldığında, kortikal kemik için
daha yüksek bulunmuştur. Kortikal kemiğe iletilen Von Mises gerilmesi,
basma ve çekme stresleri miktarları her iki yükleme tipi içinde trabeküler
130
kemiğe kıyasla yüksek bulunmuştur. Başka bir çalışmada, Turhan Bal ve
arkadaşları40 maksiller anterior bölgeye yerleştirilen splintlenmiş ve
splintlenmemiş zirkonya ve titanyum implantlarda meydana gelen stres
dağılımlarını incelemiş ve karşılaştırmışlardır. Splintlenmiş implantlarda,
kemiğe iletilen stres değerlerinin azaldığı fakat protezlerde oluşan stres
değerlerinin arttığı belirlenmiştir. Zirkonya ve titanyum implantların kemikte
meydana getirdiği stres düzeyleri ve dağılımlarının benzer olduğu
belirlenmiştir.
Bu çalışmada kullanılan zirkonya implantların elastik modülü,
titanyum implantlardan ortalama 2 kat daha fazladır. Zirkonya implantlarda
daha yüksek stres değerleri oluşmuştur. Çağlar ve arkadaşları37 oblik
yüklemede zirkonya implantların etrafında meydana gelen streslerin
(basma stresleri hariç) daha düşük olduğunu bulmuşlardır. Bu çalışmada,
titanyum implantlarda görülen en yüksek stres değeri (Von Mises
gerilmesi) oblik yükleme altında Titan-Lava modelinde meydana gelmiştir.
Bu değer titanyumun dayanabilme değeri olan 259.9 MPa’dan daha
azdır37,105. Çağlar ve arkadaşları37 aynı koşullarla yüklenen titanyum
implantlara ait en yüksek Von Mises stres değerlerinin bu değeri
aşmadığını bildirmişlerdir. Zirkonya implantlarda en yüksek stres değerleri
oblik yükleme altında meydana gelmiştir. Zirkonyanın yüksek fiziksel ve
mekanik özelliklere sahip olduğu bilinmektedir27. Bu nedenle bu çalışmada
kullanılan yük miktarlarında ve koşullarında zirkonya implantlarda herhangi
bir başarısızlık beklenmemektedir.
Protezin
rezorpsiyon
riskinin
zamana
bağlı
başarısını
değerlendirilmesi
etkileyen
biyomekanik
kemik
açıdan
önemlidir54,60,66,74. İmplant yerleşimi ve ilk yükleme sonrasında kemik,
remodelling
ve
rezorpsiyon
sürecine
girmektedir54,60,73.
Abutment
131
bağlantısı sonrasında kemik rezorpsiyonunda artış görülebilmektedir.
Bunun en temel nedeni; abutment-implant bağlantı bölgesindeki biyolojik
aralıkta meydana gelen bakteriyel kolonizasyondur123. Abutment-implant
bağlantısındaki mikron düzeyindeki hareketler ve oklüzal yükleme de
kemik rezorpsiyonunu etkilemektedir. ‘’Platform switching’’ implant ve
abutment birleşiminde implanttan daha dar boyun çapına sahip abutment
kullanılarak implant-abutment birleşiminin krestal kemik bölgesinden
mediale alınarak uzaklaştırılmasıdır121. “Platform switching” tasarımlarında
kemik
kaybının
azalma
nedeni;
mikro
aralığın
lokalizasyonunun
değiştirilmesi veya implant ve kemik arasındaki stres dağılımının
yoğunlaştığı alanın değişmesi olabilmektedir fakat bu bulgular henüz netlik
kazanmamıştır122. Bazı sonlu elemanlar stres analizi çalışmalarında,
geleneksel
implantlarla
uygulamalarının
implant
kıyaslandığında
çevresinde
daha
platform
dengeli
switching
stres
dağılımı
oluşturduğu bildirilmiştir122-124. Canullo ve arkadaşları125 platform switching
uygulamasının implant-abutment arayüzünde meydana gelen stresleri
azalttığını ve streslerin implant çevresindeki kemikten çok, implantın
bünyesinde yoğunlaştığını bildirmişlerdir. Hsu ve arkadaşları124 ise
“platform switching” konseptinin krestal kemikteki gerilmeleri azalttığını
bildirmişlerdir. Bu tez çalışmasında da, kullanılan sistemlerde implant ve
abutmentın
birleşimi
“platform
switching”
şeklindedir.
Çalışmada,
horizontal yüklemede implant ve abutmentlardaki çekme ve Von Mises
streslerinin yükün uygulandığı tarafta (palatinal) yoğunlaştığı ve implant ve
abutmentın birleşiminden başlayarak implantın tabanına doğru azaldığı
belirlenmiştir. Basma streslerinin ise; bukkal tarafta implant-abutment
birleşiminde
ve
implant
gövdesinde
oluştuğu
saptanmıştır.
Oblik
yüklemede de oluşan stres dağılımları benzerdir. Oblik yüklemede yüksek
streslerin
kanin
bölgesine
yerleştirilen
implantta
meydana
geldiği
belirlenmiştir. Benzer olarak; Çağlar ve arkadaşları37 zirkonya ve titanyum
implantları karşılaştırdıkları çalışmalarında, oblik ve horizontal yüklemede
oluşan çekme streslerinin palatinal taraftaki boyun bölgesinde oluştuğunu
132
ve implant tabanına doğru azaldığını, oblik yükleme altında oluşan basma
ve
Von
Mises
streslerinin
ise
bukkal
bölgede
yoğunlaştığını
belirlemişlerdir. Başka bir çalışmada Lee ve Lim72 farklı uzunluktaki
implantlarda oluşan stresleri değerlendirdikleri çalışmalarında, oblik
yükleme sonrasında Von Mises streslerinin palatinal tarafta implantın
boyun bölgesinde yoğunlaşarak, implantın tabanına doğru azaldığını
saptamışlardır.
Boyun
bölgesindeki
kemik
kaybı,
kemik
içi
implant
uygulamalarında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Kemik kaybı genellikle
implantların
boyun
bölgesinden
ve
özellikle
kortikal
kemikten
başlar38,54,60,66,74. Chun ve arkadaşları126 yükleme altındaki implantlarda en
yüksek stres dağılımının implantların ilk yivlerinde meydana geldiğini
bildirmişlerdir. Bu çalışmada implantların ilk iki yivinde yüksek stresler
meydana gelmesine rağmen, implant-abutment birleşiminde daha yoğun
streslerin oluştuğu tespit edilmiştir. Bu bulguların; implant ve abutment
birleşim dizaynından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Von Mises stresleri metaller gibi çekilebilir materyaller için
önemli bir kriterdir. Von Mises stresleri plastik deformasyondan sorumlu
enerjiyle ilişkilidirler. Von Mises stresleri, akma (yield)
noktasını
tanımlamak için kullanılmaktadırlar. Akma noktası aşıldığında, materyaller
elastik özellik gösterememekte ve deformasyon oluşmaktadır67,79. Clelland
ve arkadaşları105 en yüksek stres miktarlarının kemiğin boyun kısmında
meydana geldiğini bildirmiştir. Titanyum implantta meydana gelen stresler,
titanyumun dayanabilme değeri olan (endurans limit) 259.9 MPa’ ı
geçmemiştir. Clelland ve arkadaşları105 normal koşullardaki oklüzal
kuvvetlerin, metalin yorulmasına neden olmadığını bildirmişlerdir. Von
Mises stresleri çekilebilir materyaller için, şekil değiştirmenin başlangıcı
olarak tanımlanır. Basma ve çekme altında, Von mises stresleri akma
133
(yield) değerine eşit veya düşükse; protezde veya protez bileşenlerinde
herhangi bir başarısızlık beklenmemektedir67,79,105. Bu çalışmada ,
titanyum implantlarda meydana gelen stresler bu değeri (endurans limit)
geçmemiştir. Zirkonya esaslı seramikler, 900-1200 MPa arasında değişen
bükülme dayanımına ve yüksek mekanik özelliklere sahip materyallerdir27.
Bu çalışmada, zirkonya implantlarda ve abutmentlarda meydana gelen en
yüksek stres değeri Von Mises stresleri olup oblik yükleme altında, ZirkonLava modelinde 209.359 MPa olarak saptanmıştır. Belirlenen en yüksek
stres değerinde, zirkonya implant-abutment sistemlerinde başarısızlık
beklenmemektedir.
İmplant üstü protezlerde kullanılan restoratif materyaller
oklüzal kuvvetleri implant aracılığıyla implant çevresindeki kemiğe
iletmektedirler. İmplant üstü protez materyali olarak, akrilik rezinler şok
absorbe etme özelliklerinden dolayı tavsiye edilmiştir. Akrilik rezinlerin
reziliensleri nedeniyle kuvvetlerin olumsuz etkisine karşı koydukları
bildirilmiştir. Ancak bunun yanında, akrilik rezinlerin aşınmaya karşı direnci
düşüktür. Protez tesliminden sonra zaman içerisinde aşınma nedeniyle
prematür kontaktlar meydana gelebilmektedir. Altın veya porselen klinikte,
şok absorbe etme özellikleri olmamasına rağmen sıklıkla kullanılmaktadır.
İmplant üstü protezlerde, protez materyalinin seçimi tartışma konusudur,
fakat implant başarısında belirgin etkisinin olmadığı bildirilmiştir54,60,66.
Ancak diğer bir görüşe göre ise, yüksek rijiditeye sahip protetik materyaller
tavsiye edilmektedir. Aynı geometrideki rijit materyallerin kemik-implant
arayüzündeki; daha düşük elastik modüle sahip üst yapı materyallerinden
daha düşük stresler oluşturduğu belirlenmiştir66. Stegariou ve arkadaşları63
kemik, implant ve abutmentlardaki stres dağılımını, porselen ve rezin üst
yapı materyalleri kullanarak sonlu elemanlar stres analizi yöntemiyle
incelemişler ve rezin materyallerinin kullanımının diğer materyallere göre,
benzer yada yüksek stresler oluşturduğunu bildirmişlerdir. Tam seramik
134
restorasyonlar, ışık geçirgenliğini arttırmakta ve estetik restorasyonların
yapımına
olanak
sağlamaktadır55,56,57.
İmplant
üst
yapılarında
kullanılabilen tam seramik üst yapı materyalleri, alumina esaslı seramikler,
zirkonya esaslı seramikler ve lityum disilikat seramiklerdir127. Lityum
disilikat seramiklerin bükülme dayanımı 360-400 MPa arasında iken,
zirkonya
esaslı
seramiklerin
arasındadır27,55,56,127.
tasarlanan,
lityum
Bu
bükülme
çalışmada,
disilikat
ve
dayanımı
maksiller
zirkonya
900-1200
anterior
destekli
sabit
bölge
MPa
için
protezler
kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan, IPS e.max Press, presleme tekniği
için üretilmiş lityum disilikattır. IPS Empress ve IPS Empress 2 ile
kıyaslandığında daha yüksek biaksiyal bükülme dayanımı gösterdiği
bildirilmiştir58. Lava sistemine ait zirkonya alt yapılar ise, translüsent
özellikleri ve yüksek mekanik özellikleri nedeniyle seçilmiştir. Çalışmada,
Lava alt yapılar için elastik modülü 210 GPa100 ve IPS e.max Press alt
yapılar için elastik modülü 91 GPa olarak belirlenmiştir58.
Çiftçi ve Canay96 farklı veneer materyallerinin kemikte
oluşturduğu stres dağılımını implant destekli mandibular protezlerde
değerlendirmişlerdir. Bu çalışmada; Tip 3 altın alaşımı, feldspatik porselen,
ısı ile polimerize edilmiş polimetilmetakrilat, mikrodolduruculu kompozit
rezin ve cam modifiye kompozit rezin olarak farklı elastik module sahip 5
çeşit veneer materyali karşılaştırılmıştır. Diğer materyallere kıyasla daha
yüksek elastik modülüne sahip altın alaşımı ve porselen protezlerde;
akrilik ve kompozit rezinlere kıyasla daha yüksek stresler meydana
gelmiştir. Başka bir çalışmada, Özen ve arkadaşları95 maksillaya
uygulanan farklı kor materyallerinden (In-ceram Zirconia, Co-Cr ve Ips
Empress
2)
oluşan
protezlerde
meydana
gelen
stres
dağılımını
incelemişler ve oblik yüklemede; metal alt yapıda meydana gelen baskı
kuvvetlerinin Inceram zirconia modeli için -93 MPa, Co-Cr modeli için -98
MPa ve Ips Empress 2 modeli için -48.2 MPa olarak bulunduğunu
135
bildirmişlerdir. Bu tez çalışmasında protez materyali olarak Lava Zirkonya
ve IPS e.max Press olmak üzere zirkonya destekli ve lityum disilikat
destekli protezler modellenmiştir. Çalışmada oblik yüklemede elde edilen
en yüksek baskı stresleri, Titan-Ips modeli için -56.4 MPa, Titan-Lava
modeli için -80 MPa, Zirkon-Ips modeli için -55.4 MPa ve Zirkon-Lava
modeli için -81.2 MPa olarak bulunmuştur. Özen ve arkadaşları95 çekme
streslerini In-ceram zirkonya için 93 MPa, Co-Cr için 99.5 MPa ve IPS
Empress 2 için 43.7 MPa olarak belirtilmiştir. Bu çalışmada da oblik
yüklemede meydana gelen, en yüksek çekme stresleri Titan-Ips modeli
için 47.8 MPa, Titan-Lava modeli için 73 MPa, Zirkon-Ips modeli için 43.6
MPa ve Zirkon-Lava modeli için 65 MPa olarak bulunmuştur. Özen ve
arkadaşlarının95 çalışma sonuçlarına benzer olarak daha yüksek elastik
modüle sahip protezlerde, alt yapılarda daha yüksek streslerin meydana
geldiği belirlenmiştir. Aynı implant sistemi üzerine tasarlanan
Ips
modellerde, Lava modellere kıyasla alt yapılarda daha düşük streslerin
oluştuğu belirlenmiştir. Ayrıca aynı implant türü üzerinde kullanılan IPS ve
Lava protezlerde; kortikal kemik, trabeküler kemik ve implantlara iletilen
streslerin benzer olduğu belirlenmiştir.
İmplant üst yapı materyalleri ve implant üst yapılarının
dizaynı yük iletimini ve kemik hücrelerinin fizyolojik adaptasyonunu
etkilemektedir.116
Tam
seramik
restorasyonlar
metal
destekli
restorasyonlara alternatif olarak kullanılmakta ve son yıllarda gelişen
teknolojiyle birlikte daha da popüler hale gelmektedir. Zirkonya destekli
restorasyonların dayanımı yüksektir ancak restorasyonların uzun dönem
başarısı için alt yapının biyomekanik tasarımı son derece önemlidir116. En
düşük konnektör kalınlıkları, lityum disilikat seramikler için oklüzo-gingival
olarak 4 - 5 mm ve bukko-lingual olarak 3 - 4 mm98 Lava zirkonya alt yapı
yapılar için ise 9 mm2 olarak bildirilmiştir99. Çalışmada, modellerde
standart sağlamak amacıyla konnektör kalınlıkları her iki protez materyali
136
için 3 × 4 mm (bukko-lingual × oklüzo-gingival) olarak belirlenmiştir.
Konnektör bölgesinin, kuvvetler karşısında yorulmaya olan dayanımı
konnektörün uzunluğu, genişliği ve yüksekliğine bağlıdır.116 Özen ve
arkadaşları95 konnektör kalınlığı azaldığında kor alt yapıda meydana gelen
streslerin arttığını bildirmişlerdir. 3.5 × 3.5 mm konnektör kalınlığına sahip
alt yapılarda, 2 × 2 mm kalınlığa sahip alt yapılara kıyasla daha düşük
streslerin
meydana
geldiği
belirtilmiştir.
Bu
çalışmada,
kullanılan
konnektör kalınlığı her iki üst yapı materyali için 3 × 4 mm olarak
belirlenmiştir.
Tam seramik restorasyonlar, alt yapı ve veneer porseleni
olmak üzere iki farklı materyalden üretilmektedir128. Tam seramik
restorasyonlarda alt yapı kırığına bağlı başarısızlık meydana gelmediği
bildirilmiştir.
Sıklıkla
rastlanılan
başarısızlık
nedenleri
ise;
veneer
seramiğinde meydana gelen ‘chipping’ veya çatlaklar olarak bildirilmiştir110.
Seramik materyaller, baskı kuvvetlerine karşı daha dayanıklı iken çekme
streslerine karşı daha dayanıksızdırlar56,128. Möllers ve arkadaşları128
veneer materyalinin elastik modülünün azaltılmasıyla alt yapıya iletilen
çekme stresleri miktarının arttığını belirlemişlerdir. Alt yapı ile veneer
porseleni arasındaki elastik modülü farkı arttığında, alt yapıda meydana
gelen çekme stresleri artmaktadır. Bu tez çalışmasında da, her iki yükleme
tipinde IPS modellerde benzer çekme stresleri gözlenirken, Lava
modellerde alt yapı materyallerinde daha yüksek çekme stresleri meydana
gelmiştir.
Çiğneme fonksiyonu sırasında meydana gelen kuvvetler,
konnektör bölgesinin gingivalinde kırılmaya neden olabilecek çekme
streslerine neden olmaktadır116. Sonlu elemanlar stres analizi çalışmaları
oklüzal
yükleme
konnektörlerin
altındaki
gingival
sabit
kısmında
protezlerde
oluştuğunu
yüksek
streslerin
göstermektedir116,128.
137
Çalışmada; horizontal yüklemede alt yapılarda ve veneerlerde çekme
streslerinin yükün uygulandığı palatinal tarafta basamak bölgesinde ve
bukkal tarafta konnektörlerde (özellikle santral ve lateral diş arasındaki
konnektörde) yoğunlaştığı belirlenmiştir. Oblik yüklemede ise çekme
stresleri bukkal tarafta konnektörlerde yoğunlaşmıştır. Horizontal ve oblik
yüklemede; alt yapıda oluşan basma ve Von Mises stresleri Lava
modellerde daha yüksek olmak üzere bukkal bölgede basamaklarda ve
palatinal
tarafta
basamakta,
konnektörlerde,
palatinal bölgede
konnektörlerde
yoğunlaşmıştır.
veneerlerde
kuvvetin
Kırık
ise
uygulandığı
veya
bukkal
bölgede
noktalarda
chippingin
ve
streslerin
yoğunlaştığı bölgelerde meydana gelebileceği, fakat meydana gelen
streslerin materyallerin dayanım kapasitesini aşmadığı belirlenmiştir. Bu
nedenle bu çalışmada kullanılan materyallerde, çalışmadaki oblik ve
horizontal yükleme koşullarında başarısızlık beklenmemektedir. Özen ve
arkadaşları95 maksiller posterior bölgeye yapılan üç üyeli zirkonya, lityum
disilikat ve krom-kobalt destekli pretezlerde alt yapılarda oluşan stres
dağılımını inceledikleri çalışmalarında, protezleri oblik olarak kor üzerinden
ve veneer üzerinden yüklemişlerdir. Her iki yükleme türünde de benzer
stres dağılımları belirlenmiştir. Basma streslerinin, konnektör bölgesinin
palatinal tarafında oklüzal yüzeye yakın ve çekme streslerinin ise
konnektör bölgesinin bukkal tarafında gingival kısıma yakın olduğu
saptanmıştır. Başka bir çalışmada; Turhan Bal ve arkadaşları40 maksiller
anterior bölgeye yerleştirilen üç üyeli zirkonya destekli protezlerde,
veneerlerde
ve
zirkonya
alt
yapılarda
oluşan
stres
dağılımını
incelemişlerdir. Veneerlerde oluşan basma streslerinin ve Von Mises
streslerinin bukkal tarafta basamak bölgesinde, çekme streslerinin ise
bukkal tarafta konnektör bölgesinde yoğunlaştığını belirtmişlerdir. Alt
yapılarda ise; horizontal yüklemede basma stresleri bukkal basamak
bölgesinde,
çekme
stresleri
ise
lingual
basamak
bölgesinde
yoğunlaşmıştır. Horizontal yüklemede oluşan Von Mises stresleri ise;
138
çepeçevre basamaklarda yoğunlaşmıştır. Oblik yüklemede de benzer
çekme ve Von Mises stres dağılımlarının belirlendiği bildirilmiştir.
Osseoentegre implantlardaki gerilim ve gerinim dağılımı bir
çok biyomekanik faktör tarafından etkilenmektedir. Bu faktörler; implant ve
protezin materyal özellikleri, implant geometrisi, yüzey yapısı, çevreleyen
kemiğin
kalitesi, miktarı ve
kemik-implant arayüzünün
yapısıdır83.
İmplantlardaki başarısızlık riskini azaltmak için implant ve kemiğin
biyomekanik davranışının incelenmesi gerekmektedir. Kemik-implant
birleşiminin devamlılığının sağlanmasında biyomekanik faktörler önem
taşımaktadır.
Sonlu
elemanlar
stres
analizi
testlerinin
yapılması,
kullanılacak implant sistemi hakkında bilgi verir fakat sonuçlarının kesin
olarak alınmaması gerekmektedir. İmplant sisteminin başarısını etkileyen
bir çok faktör, bireyden bireye değişmektedir74. Bu çalışmada kullanılan
tüm modeller; homojen, izotropik ve lineer elastik kabul edilmiştir.
İmplantların kemikle bağlantısının % 100 olduğu varsayılmaktadır. Kemikle
implant
arasında
hiçbir
zaman
%
100
bağlantının
oluşmadığını
bildirilmektedir. Bu nedenle çalışma sonuçlarını değerlendirirken sonlu
elemanlar stres analizinin sınırlamaları akılda bulundurulmalıdır.
139
6. SONUÇ
Çalışmanın sınırları dahilinde aşağıdaki sonuçlara ulaşıldı;
1. Her iki implant türünde, oblik ve horizontal yükleme
altında, kortikal kemikte meydana gelen stresler, trabeküler kemikte
meydana gelen streslerden yüksektir. Her iki yükleme tipinde, bütün
modellerde meydana gelen stresler kortikal ve trabeküler kemiğin dayanım
kapasitesini aşmamıştır.
2. Her iki implant türünde, oblik yüklemede oluşan çekme,
basma ve Von Mises stresleri horizontal yüklemede oluşan çekme, basma
ve Von Mises streslerinden yüksektir.
3. Horizontal yüklemede; Zirkon modellerde, Titan modellere
göre kortikal kemikte meydana gelen çekme, basma ve Von Mises
stresleri daha düşüktür. Horizontal yüklemede, Zirkon ve Titan modellerde
trabeküler kemikte meydana gelen çekme, basma ve Von Mises stresleri
benzerdir. Oblik yüklemede; Zirkon modellerde, Titan modellere göre
kortikal kemikte meydana gelen basma stresleri daha düşükken,
trabeküler kemikte meydana gelen stresler benzerdir.
4. Oblik ve horizontal yükleme altında; bütün modellerde ve
stres türlerinde implantlarda meydana gelen stres değerleri, kortikal ve
trabeküler kemikte meydana gelen streslerden yüksektir.
5. Oblik ve horizontal yükleme altında, zirkonya implantlarda
titanyum implantlarla karşılaştırıldığında daha yüksek stres değerleri
bulunmuştur.
6. Her iki yükleme tipinde IPS modellerde veneer ve alt yapı
arasında benzer stres değerleri görülürken, Lava modellerde alt yapılarda
daha yüksek stres değerleri bulunmuştur. Aynı implant türündeki, IPS ve
Lava modellerinde kortikal ve trabeküler kemikte benzer çekme, basma ve
Von Mises stres değerleri saptanmıştır.
140
7. ÖZET
Maksiller
Anterior
Bölgeye
Uygulanan
Değişik
Zirkonyum İmplant Destekli Protezlerde Abutment, İmplant Ve
İmplant Çevre Dokuda Oluşan Stres Dağılımlarının Üç Boyutlu Sonlu
Elemanlar Stres Analizi İle Değerlendirilmesi
Dental implantlar 30 yılı aşkın bir süredir diş hekimliğinde
yaygın kullanım alanı bulmuştur. İmplant materyali olarak titanyum yüksek
başarı oranlarıyla kullanılmaktadır. Fakat titanyum implantların ince
yumuşak dokulardan gri renkte yansımaları estetik problemlere yol
açabilmektedir. Zirkonyumun ise optik özellikleri doğal dişe daha yakındır
ve estetiğin önemli olduğu vakalarda implant materyali olarak daha iyi bir
tedavi seçeneği oluşturmaktadır. Bu çalışmada maksiller anterior bölgeye
yerleştirilen, iki parçalı titanyum ve zirkonya implantlar üzerine yerleştirilen
protezlerde; implant, abutment, kortikal kemik, trabeküler kemik, alt yapı
ve veneerlerde oluşan en yüksek çekme, basma ve Von Mises stres
miktarlarının ve dağılımlarının incelenmesi ve karşılaştırılması amaçlandı.
İki parçalı zirkonya ve titanyum implantlar sol anterior
maksiller bölgeye yerleştirilerek, maksiller kemik homojen tip 3 kemik
olarak, kortikal kemik kalınlığı 0,75 mm olarak belirlendi. Maksiller sol
santral ve kanin diş bölgesine iki adet implant yerleştirilerek, iki farklı üst
yapı materyalinden (zirkonya ve lityum disilikat)
implant destekli sabit
protez modellendi. İmplantlar, oblik (toplam 534 N yük) ve horizontal
(toplam 76.5 N yük) olarak yüklendi.
Çalışma sonucunda kortikal kemikte meydana gelen stresler,
trabeküler kemikte meydana gelen streslerden yüksek bulundu. Oblik ve
horizontal yükleme altında; implantlarda meydana gelen stres değerleri,
kemikte
meydana
gelen
streslerden
yüksektir.
Ayrıca
zirkonya
implantlarda daha yüksek stres değerleri bulundu.
Anahtar Kelimeler: Üç Boyutlu Sonlu Elemanlar Analizi, Stres,
Zirkonya.
141
8. SUMMARY
Evaluation Of Stress Distributions Occuring On Zirconia
Implants, Abutments And Periimplant Tissues At Zirconia Supported
Different Prosthesis In Anterior Maxillary Region With Three
Dimensional Finite Element Analysis
Dental implants are widely used for three decades in
dentistry. Titanium is successfully used as an implant base material.
However, titanium implants may shine through the thin periimplant tissue
because of their greyish color and may impair the esthetic appearence.
Optical properties of zirconia implants are similar to natural teeth and they
may be used for an alternative to titanium in esthetic regarding patients.
In this study, maximum tensile, compressive and Von Mises
stress values were evaluated at abutments, implants and surrounding
tissues which were supported by two piece zirconia and titanium implants
in anterior maxillary region.
Two piece zirconia and titanium implants were inserted in left
maxillary region. Maxillary bone were modeled as type 3 bone and cortical
bone thickness were 0.75 mm. Two implants were inserted into maxillary
central and canine teeth region and were loaded obliquelly (534 N totally)
and horizontally (76,5 N totally).
The results of the study showed that the occured stresses
were higher in cortical bone than trabecular bone. It was observed that the
stresses were higher at implants than cortical and trabecular bone and
also higher stresses were observed at zirconia implants when compared
with titanium implants.
Key Words: Stress, Three Dimensional Finite Element Analysis,
Zirconia.
142
9. KAYNAKLAR
1. The glossary of prosthodontic terms. J Prosthet Dent 2005; 94: 10-92.
2. Güzel KG, Meşe A,
Dündar B.
Tür, form ve materyal açısından
günümüz dental implantlarının tarihçesi. Turkiye Klinikleri J Med Ethics
2006; 14: 41-6.
3. Derome J. A bit of history and dental histology today. Promot Dent
1973; 20: 12-8.
4. Brånemark PI, Hansson BO, Adell R, Breine U, Lindström J, Hallén O,
et al. Osseointegrated implants in the treatment of the edentulous jaw.
Experience from a 10-year period. Scand J Plast Reconstr Surg Suppl
1977; 16: 1-132.
5. Albrektsson T, Sennerby L, Wennerberg A. State of the art of oral
implants. Periodontol 2000 2008; 47:15-26.
6. Jokstad A, Braegger U, Brunski JB, Carr AB, Naert I, Wennerberg A.
Quality of dental implants. Int Dent J 2003; 53: 409-43.
7. Andreiotelli M, Wenz HJ, Kohal RJ. Are ceramic implants a viable
alternative to titanium implants? A systematic literature review. Clin Oral
Implants Res 2009; 20 Suppl 4: 32-47.
8.
Sandhaus
S.
The
Cerasand
endosseous
implant.
Actual
Odontostomatol 1987; 41: 607-26.
9. Schulte W. The intraosseous Al 2 O 3 (Frialit) Tübingen implant.
Developmental status after eight years (1-3). Quintessence Int 1984;
154:1-39.
10. Müller W, Piesold J, Glien W. Stomatol DDR. [Properties and clinical
application of dental implants of Bionit aluminium oxide ceramic]. Stomatol
DDR 1988; 38: 673-8.
143
11. Brinkmann EL. Ceramic anchor implant as a bridge-end abutment
(Brinkmann's Class II)-report of 10 years' experience in clinical use].
Quintessenz 1987; 38: 811-8.
12. Koth DL, McKinney RV Jr, Davis QB. The single-crystal sapphire
endosteal dental implant. A longitudinal human study: one-year results. J
Prosthet Dent 1983; 50: 72-80.
13. Gahlert M, Gudehus T, Eichhorn S, Steinhauser E, Kniha H, Erhardt
W. Biomechanical and histomorphometric comparison between zirconia
implants with varying surface textures and a titanium implant in the maxilla
of miniature pigs. Clin Oral Implants Res 2007; 18: 662-8.
14. Ulusoy M, Aydın K. Diş hekimliğinde hareketli bölümlü protezler. 2.
baskı. Cilt 2. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi; 2005.
15. Nakamura K, Kanno T, Milleding P, Ortengren U. Zirconia as a dental
implant abutment material: a systematic review. Int J Prosthodont 2010;
23: 299-309.
16. Ada Council On Scientific Affairs.Titanium applications in dentistry. J
Am Dent Assoc 2003; 134: 347-9.
17. Elias CN, Lima JHC, Valiev R, Meyers M A. Biomedical applications of
titanium and its alloys JOM 2008; 60:46-49.
18. Steinemann SG. Titanium-the material of choice? Periodontol 2000
1998; 17:7-21.
19. Matarasso S, Rasperini G, Iorio Siciliano V, Salvi GE, Lang NP,
Aglietta M. A 10-year retrospective analysis of radiographic bone-level
changes of implants supporting single-unit crowns in periodontally
compromised vs. periodontally healthy patients. Clin Oral Implants Res
2010; 21: 898-903.
144
20. Karoussis IK, Brägger U, Salvi GE, Bürgin W, Lang NP.Effect of
implant design on survival and success rates of titanium oral implants: a
10-year prospective cohort study of the ITI Dental Implant System. Clin
Oral Implants Res 2004; 15: 8-17.
21. Leonhardt A, Gröndahl K, Bergström C, Lekholm U. Long-term followup of osseointegrated titanium implants using clinical, radiographic
and microbiological parameters. Clin Oral Implants Res 2002; 13: 127-32.
22. Weingart D, Steinemann S, Schilli W, Strub JR, Hellerich U,
Assenmacher J, Simpson J. Titanium deposition in regional lymph nodes
after insertion of titanium screw implants in maxillofacial region. Int J Oral
Maxillofac Surg 1994; 23: 450-2.
23. Özkurt Z, Kazazoğlu E. Zirconia dental implants: a literature review. J
Oral Implantol 2011; 37: 367-76.
24. Oliva J, Oliva X, Oliva JD. One-year follow-up of first consecutive 100
zirconia dental implants in humans: a comparison of 2 different rough
surfaces. Int J Oral Maxillofac Implants 2007; 22: 430-5.
25. Silva NR, Coelho PG, Fernandes CA, Navarro JM, Dias RA,
Thompson VP. Reliability of one-piece ceramic implant. J Biomed Mater
Res B Appl Biomater; 88:419-26, 2009.
26. Andreiotelli M, Kohal RJ. Fracture strength of zirconia implants after
artificial aging. Clin Implant Dent Relat Res 2009; 11: 158-66.
27. Piconi C, Maccauro G. Zirconia as a ceramic biomaterial. Biomaterials
1999; 20: 1-25.
28. Guazzato M, Albakry M, Ringer SP, Swain MV. Strength, fracture
toughness and microstructure of a selection of all ceramic materials. Part 2.
Zirconia-based dental ceramics. Dent Mater 2004; 20: 449-456.
145
29. Hisbergues M, Vendeville S, Vendeville P. Zirconia: Established facts
and perspectives for a biomaterial in dental implantology. J Biomed Mater
Res B Appl Biomater 2009; 88: 519-29.
30. Warashina H, Sakano S, Kitamura S, Yamauchi KI, Yamaguchi J,
Ishiguro N, Hasegawa Y. Biological reaction to alumina, zirconia, titanium
and polyethylene particles implanted onto murine calvaria. Biomaterials
2003; 24: 3655–61.
31. Degidi M, Artese L, Scarano A, Perrotti V, Gehrke P, Piattelli A.
Inflammatory
expression,
infiltrate,
vascular
microvessel
endothelial
density,
growth
nitric
factor
oxide
synthase
expression,
and
proliferative activity in peri-implant soft tissues around titanium and
zirconium oxide healing caps. J Periodontol 2006; 77: 73–80.
32. Gahlert M, Röhling S, Wieland M, Sprecher CM, Kniha H, Milz S.
Osseointegration of zirconia and titanium dental implants: a histological
and histomorphometrical study in the maxilla of pigs. Clin Oral Implants
Res 2009; 20: 1247-53.
33. Wenz HJ, Bartsch J, Wolfart S, Kern M. Osseointegration and clinical
success of zirconia dental implants: a systematic review. Int J Prosthodont
2008; 21: 27-36.
34. Depprich R, Zipprich H, Ommerborn M, Naujoks C, Wiesmann HP,
Kiattavorncharoen S, Lauer HC, Meyer U, Kübler NR, Handschel J.
Osseointegration of zirconia implants compared with titanium: an in vivo
study. Head Face Med 2008; 11: 30.
35. Oliva J, Oliva X, Oliva JD. Five-year success rate of 831 consecutively
placed zirconia dental implants in humans: a comparison of three different
rough surfaces. Int J Oral Maxillofac Implants 2010; 25: 336-44.
146
36. Kohal RJ, Wolkewitz M, Tsakona A. The effects of cyclic loading and
preparation on the fracture strength of zirconium-dioxide implants: an in
vitro investigation. Clin Oral Implants Res 2011; 22: 808-14.
37. Çaglar A, Bal BT, Karakoca S, Aydın C, Yılmaz H, Sarısoy S. Threedimensional finite element analysis of titanium and yttrium-stabilized
zirconium dioxide abutments and implants. Int J Oral Maxillofac Implants
2011; 26: 961-9.
38. Çağlar A, Bal BT, Aydin C, Yilmaz H, Ozkan S. Evaluation of stresses
occurring on three different zirconia dental implants: three-dimensional
finite element analysis. Int J Oral Maxillofac Implants 2010; 25: 95-103.
39. Kohal RJ, Finke HC, Klaus G. Stability of prototype two-piece zirconia
and titanium implants after artificial aging: an in vitro pilot study. Clin
Implant Dent Relat Res 2009; 11: 323-9.
40. Bal BT, Cağlar A, Aydin C, Yilmaz H, Bankoğlu M, Eser A. Finite
element analysis of stress distribution with splinted and nonsplinted
maxillary anterior fixed prostheses supported by zirconia or titanium
implants. Int J Oral Maxillofac Implants 2013; 28: e27-38.
41. Pirker W, Kocher A. Immediate, non-submerged, root-analogue
zirconia implants placed into single-rooted extraction sockets: 2-year
follow-up of a clinical study. Int J Oral Maxillofac Surg 2009; 38: 1127-3.
42. Heydenrijk K, Raghoebar GM, Meijer HJ, Van Der Reijden WA, Van
Winkelhoff AJ, Stegenga B. Two-part implants inserted in a one-stage or a
two-stage procedure. A prospective comparative study. J Clin Periodontol
2002; 29: 901-9.
43. Oliva X, Oliva J, Oliva JD. Full-mouth oral rehabilitation in a titanium
allergy patient using zirconium oxide dental implants and zirconium oxide
restorations. A case report from on going clinical study. Eur J Esthet Dent
2010; 5: 190-203.
147
44. Goiato MC, Pellizzer EP, dos Santos DM, Barão VA, de Carvalho BM,
Magro-Filho O et al. Clinical viability of immediate loading of dental
implants: part I- factors for success. J Craniofac Surg 2009; 20: 2139-42.
45. Esposito M, Grusovin MG, Chew YS, Coulthard P, Worthington HV.
Interventions for replacing missing teeth: 1- versus 2-stage implant
placement. Cochrane Database Syst Rev 2009; (3): CD006698.
46. Stadlinger B, Hennig M, Eckelt U, Kuhlisch E, Mai R. Comparison of
zirconia and titanium implants after a short healing period. A pilot study in
minipigs. Int J Oral Maxillofac Surg 2010; 39: 585-92.
47. Kohal RJ, Weng D, Bächle M, Strub JR. Loaded custom-made zirconia
and
titanium
implants
show
similar
osseointegration:
an
animal
experiment. J Periodontol 2004; 75: 1262-8.
48. Kohal RJ, Att W, Bächle M, Butz F. Ceramic abutments and ceramic
oral implants. An update. Periodontol 2000 2008; 47: 224-43.
49. Leutert CR, Stawarczyk B, Truninger TC, Hämmerle CH, Sailer I.
Bending moments and types of failure of zirconia and titanium abutments
with internal implant-abutment connections: a laboratory study. Int J Oral
Maxillofac Implants 2012; 27: 505-12.
50. Quinn JB, Quinn GD. A practical and systematic review of Weibull
statistics for reporting strengths of dental materials. Dent Mater 2010; 26:
135-47.
51. Firidinoğlu K, Toksavul S, Toman M. İmplant destekli sabit protezlerde
seramik abutment kullanımı. EÜ Dişhek Fak Derg 2007; 28: 145-150.
52. Glauser R, Sailer I, Wohlwend A, Studer S, Schibli M, Schärer P.
Experimental zirconia abutments for implant-supported single-tooth
restorations in esthetically demanding regions: 4-year results of a
prospective clinical study. Int J Prosthodont 2004; 17: 285-90.
148
53. Guess PC, Att W, Strub JR. Zirconia in fixed implant prosthodontics.
Clin Implant Dent Relat Res 2012; 14: 633-45.
54. Misch CE. Dental Implant Prosthetics. St Louis: Elsevier, Mosby, 2005.
55. Raigrodski AJ. Contemporary materials and technologies for allceramic fixed partial dentures: a review of the literature. J Prosthet Dent
2004; 92: 557-62.
56. Seçil Karakoca. Zirkonyum esaslı 3 farklı tüm porselen sisteminde,
yüzey
işlemlerinin,
ortalama
yüzey
pürüzlülüğüne
ve
bükülme
dayanıklılığına etkisinin araştırılması ve x-ray difraktometre yüzey
analizleri ile incelenerek değerlendirilmesi. Doktora Tezi. Ankara: Gazi
Üniversitesi; 2008.
57. Kelly JR, Benetti P. Ceramic materials in dentistry: historical evolution
and current practice. Aust Dent J 2011; 56: 84-96.
58. Albakry M, Guazzato M, Swain MV. Biaxial flexural strength, elastic
moduli, and x-ray diffraction characterization of three pressable all-ceramic
materials. J Prosthet Dent 2003; 89: 374-80.
59. Albrektsson T, Zarb G, Worthington P, Eriksson AR. The long-term
efficacy of currently used dental implants: a review and proposed criteria
of success. Int J Oral Maxillofac Implants 1986; 1: 11-25.
60. Şahin S, Çehreli MC, Yalçın E. The influence of functional forces on
the biomechanics if implant-supported prostheses-a review. J Dent 2002;
30: 271-82.
61. Martin W, Lewis E, Nicol A. Local risk factors for implant therapy. Int J
Oral Maxillofac Implants 2009; 24: 28-38.
149
62. Haraldson T, Carlsson GE, Ingervall B. Functional state, bite force and
postural muscle activity in patients with osseointegrated oral implant
bridges. Acta Odontologica Scandinavia 1979; 37: 195–206.
63. Stegaroiu R, Sato T, Kusakari H, Miyakawa O. Influence of restoration
type on stress distribution in bone around implants: A three-dimensional
finite element analysis. Int J Oral Maxillofac Implants 1998; 13: 82-90.
64. Stanford CM, Brand RA. Toward an understanding of implant
occlusion and strain adaptive bone modelling and remodelling. J Prosthet
Dent 1999; 81: 553–61.
65. Duyck J, Naert I, Van Oosterwyck H, Ronold HJ, Naert I, Vander
Sloten J, et al. The influence of static and dynamic loading on marginal
bone reactions around osseointegrated implants: an animal experimental
study. Clin Oral Impl Res 2001; 12: 207–18.
66. Geng JP, Tan KB, Liu GR. Application of finite element analysis in
implant dentistry: a review of the literature. J Prosthet Dent 2001; 85: 58598.
67. Alper Çağlar. Kısmi dişsizlik vakalarında uygulanan implant destekli
sabit
protezlerde
mesio-distal
olarak
farklı
açılarda
yerleştirilen
implantların stres dağılımına etkilerinin üç boyutlu sonlu elemanlar stres
analizi ile değerlendirilmesi. Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi; 2003.
68. Babbush CA. Dental implants: the art and science. W.B Saunders Co.
Philadelphia, 2001.
69. Lekholm U, Gunne J, Henry P, Higuchi K, Lindén U, Bergström C, van
Steenberghe D.Survival of the Brånemark implant in partially edentulous
jaws: a 10-year prospective multicenter study. Int J Oral Maxillofac
Implants 1999; 14: 639-45.
150
70. Saab XE, Griggs JA, Powers JM, Engelmeier RL. Effect of abutment
angulation on the strain on the bone around an implant in the anterior
maxilla: a finite element study. J Prosthet Dent 2007; 97: 85-92.
71. McHorris WH. The importance of anterior teeth. J Gnath 1982; 1: 1936.
72. Lee JS, Lim YJ. Three-dimensional numerical simulation of stress
induced by different lengths of osseointegrated implants in the anterior
maxilla. Comput Methods Biomech Biomed Engin 2012: 1-7.
73. Johansson C, Albrektsson T. The integration of screw implants in the
rabbit: a 1-year follow-up of removal torque of titanium implants.
International J Oral and Maxillofac Surg 1987; 2: 69–75.
74. Lin D, Li Q, Li W, Swain M. Dental implant induced bone remodeling
and associated algorithms. J Mech Behav Biomed Mater 2009; 2: 410-32.
75. Turner CH, Anne V, Pidaparti RM. A uniform strain criterion for
trabecular bone adaptation: do continuum-level strain gradients drive
adaptation? J Biomech 1997; 30: 555-63.
76. Lekholm U, Zarb GA. Patient selection and preparation. In: Branemak
PI, Zarb GA, Albrektsson T, editors. Tissue integrated prostheses:
osseointegration in clinical dentistry. Chicago: Quintessence; 1985.
77. Adıgüzel Ö. Sonlu Elemanlar Analizi. Dicle Dişhekimliği Dergisi 2010;
11: 18-23.
78. Ulusoy M, Aydın K. Diş hekimliğinde hareketli bölümlü protezler. 2.
baskı. Cilt 1. Ankara: Ankara Üniversiesi Basımevi; 2005.
79. Sakaguchi RL, Powers JM. Craig’s Restorative Materials. 13 th
Edition. Elsevier Mosby, Philadelphia, 2011.
151
80. O’Brien WJ. Dental Materials and Their Selection. 2nd Edition,
Quintessence Publishing Co, New York; 1997.
81. Frost HM. Vital biomechanics: proposed general concepts for skeletal
adaptations to mechanical usage. Calcif Tissue Int 1988; 42: 145-56.
82. Aydın C, Yaluğ S, Yılmaz C, Demirel E. Metal destekli ve desteksiz
porselen köprülerde fotoelastik yöntem ile kuvvet dağılımının incelenmesi.
Atatürk Üniv Diş Hek Fak Derg 1995; 5: 62-4.
83. Van Staden RC, Guan H, Loo YC. Application of the finite element
method in dental implant research. Comput Methods Biomech Biomed
Engin 2006; 9: 257-70.
84. Ergatoudis I, Irons BM, Zienkiewicz OC.Curved, isoparametric,
quadrilateral elements for finite element analysis. Int J Solids Struct 1968;
4: 31–42.
85. Rzemieniecki RJ. Theory of matrix structural analysis. J Sound
Vibration. 1969; 10: 358–359.
86. Weinstein AM, Klawitter JJ, Anand SC, Schuessler R. Stress analysis
of porous rooted dental implants. J Dent Res 1976; 55: 772-7.
87. Mackerle J. Finite element modelling and simulations in dentistry: a
bibliography 1990-2003. Comput Methods Biomech Biomed Engin 2004;
7: 277-303.
88. Teixeira ER, Sato Y, Akagawa Y, Shindoi N. A comparative evaluation
of mandibular finite element models with different lengths and elements for
implant biomechanics. J Oral Rehabil 1998; 25: 299-303.
89. Sato Y, Wadamoto M, Tsuga K, Teixeira ER. The effectiveness of
element downsizing on a three-dimensional finite element model of bone
trabeculae in implant biomechanics. J Oral Rehabil 1999; 26: 288-91.
152
90. Sato Y, Teixeira ER, Tsuga K, Shindoi N. The effectiveness of a new
algorithm on a three-dimensional finite element model construction of
bone trabeculae in implant biomechanics. J Oral Rehabil 1999; 26: 640-3.
91. Sadrimanesh R, Siadat H, Sadr-Eshkevari P, Monzavi A, Maurer P,
Rashad A. Alveolar bone stress around implants with different abutment
angulation: an FE-analysis of anterior maxilla. Implant Dent 2012; 21: 196201.
92. Hasan I, Bourauel C, Keilig L, Reimann S, Heinemann F. The
influence of implant number and abutment design on the biomechanical
behaviour of bone for an implant-supported fixed prosthesis: a finite
element study in the upper anterior region. Comput Methods Biomech
Biomed Engin 2011; 14: 1113-6.
93. Chang CL, Chen CS, Yeung TC, Hsu ML. Biomechanical effect of a
zirconia dental implant-crown system: a three-dimensional finite element
analysis. Int J Oral Maxillofac Implants 2012; 27: e49-57.
94. Kohal RJ, Papavasiliou G, Kamposiora P, Tripodakis A, Strub
JR.Three-dimensional computerized stress analysis of commercially pure
titanium and yttrium-partially stabilized zirconia implants. Int J Prosthodont
2002; 15: 189-94.
95. Özen J, Çaglar A, Beydemir B, Aydin C, Dalkiz M. Three-dimensional
finite element stress analysis of different core materials in maxillary
implant-supported fixed partial dentures. Quintessence Int 2007; 38: e35563.
96. Ciftçi Y, Canay S. The effect of veneering materials on stress
distribution in implant-supported fixed prosthetic restorations. Int J Oral
Maxillofac Implants. 2000; 15: 571-82.
97. Holmes DC, Loftus JT. Influence of bone quality on stres disribution for
endosseous implants. J Oral Implantol 1997; 23: 104–11.
153
98. Sorensen JA. The IPS Empress 2 system: defining the possibilities.
QuintessenceDent Technol. 1999; 22: 153-63.
99. Christel P, Meunier A, Heller M, Torre JP, Peille CN. Mechanical
properties and short-term in-vivo evaluation of yttrium-oxide-partiallystabilized zirconia. J Biomed Mater Res 1989; 23: 45-61.
100. Aboushelib MN, Feilzer AJ, de Jager N, Kleverlaan CJ. Prestresses
in bilayered all-ceramic restorations. J Biomed Mater Res B Appl Biomater
2008; 87: 139-45.
101. Ereifej N, Rodrigues FP, Silikas N, Watts DC. Experimental and FE
shear-bonding strength at core/veneer interfaces in bilayered ceramics.
Dent Mater 2011; 27: 590-7.
102. Koolstra JH, van Eijden TM, Weijs WA, Naeije M. A threedimensional mathematical model of the human masticatory system
predicting maximum possible bite forces. J Biomech 1988; 21: 563-76.
103. Reilly DT, Burstein AH.The elastic and ultimate properties of compact
bone tissue. J Biomech 1975; 8: 393-405.
104. Akça K, Iplikçioğlu H. Finite element stress analysis of the influence
of staggered versus straight placement of dental implants. Int J Oral
Maxillofac Implants 2001; 16: 722-30.
105. Clelland NL, Ismail YH, Zaki HS, Pipko D. Three-dimensional finite
element stress analysis in and around the Screw-Vent implant. Int J Oral
Maxillofac Implants 1991; 6: 391-8.
106. Krennmair G, Seemann R, Weinländer M, Wegscheider W,
Piehslinger E. Implant-prosthodontic rehabilitation of anterior partial
edentulism: a clinical review. Int J Oral Maxillofac Implants 2011; 26:
1043-50.
154
107. Al-Sabbagh M. Implants in the esthetic zone. Dent Clin North Am
2006; 50: 391-407.
108. Belser UC, Bernard JP, Buser D. Implant-supported restorations in
the anterior region: prosthetic considerations. Pract Periodontics Aesthet
Dent 1996; 8: 875-83.
109. Henry PJ, Laney WR, Jemt T, Harris D, Krogh PH, Polizzi G, Zarb
GA, Herrmann I. Osseointegrated implants for single-tooth replacement: a
prospective 5-year multicenter study. Int J Oral Maxillofac Implants 1996;
11: 450-5.
110. Özkurt Z, Kazazoğlu E.Clinical success of zirconia in dental
applications. J Prosthodont 2010; 19: 64-8.
111. Sierraalta M, Razzoog ME. A maxillary anterior partially edentulous
space restored with a one-piece zirconia implant fixed partial denture: a
clinical report. J Prosthet Dent 2009; 101: 354- 358.
112. Aydın C, Yilmaz H, Ata SO. Single-tooth zirconia implant located in
anterior maxilla. A clinical report. N Y State Dent J 2010; 76: 30-3.
113. Mellinghoff J. Erste klinische ergebnisse zu dentalen schrauben
implantaten aus zirkonoxid. Z Zahnarztl Implantol 2006; 22: 288-293.
114. Nevins M, Camelo M, Nevins ML, Schupbach P, Kim DM. Pilot
clinical and histologic evaluations of a two-piece zirconia implant. Int J
Periodontics Restorative Dent 2011; 31: 157-63.
115. Kohal RJ, Klaus G. A zirconia implant-crown system: a case report.
Int J Periodontics Restorative Dent 2004; 24: 147-53.
116. Sannino G, Pozzi A, Schiavetti R, Barlattani A. Stress distribution on
a three-unit implant-supported zirconia framework. A 3D finite element
analysis and fatigue test. Oral Implantol 2012; 5: 11-20.
155
117. Frost HM. A 2003 update of bone physiology and Wolff's Law for
clinicians. Angle Orthod 2004; 74: 3-15.
118. Himmlova L, Dostalova T, Kacovsky A, Konvickova S. Influence of
implant length and diameter on stress distribution: a finite element
analysis. J Prosthet Dent 2004; 91: 20–25.
119. Pierrisnard L, Renouard F, Renault P, Barquins M. Influence of
implant length and bicortical anchorage on implant stress distribution. Clin
Implant Dent Relat Res 2003; 5: 254-62.
120. Hassler CR, Rybicki EF, Cummings KD,Clark LC. Quantification of
bone stresses during remodeling. J Biomech 1980; 13: 185-90.
121. Lazzara RJ, Porter SS. Platform switching: a new concept in implant
dentistry for controlling postrestorative crestal bone levels. Int J
Periodontics Restorative Dent 2006; 26: 9-17.
122. Chang CL, Chen CS, Hsu ML. Biomechanical effect of platform
switching in implant dentistry: a three-dimensional finite element analysis.
Int J Oral Maxillofac Implants 2010; 25: 295-304.
123. Rodríguez-Ciurana X, Vela-Nebot X, Segalà-Torres M, RodadoAlonso
C,
Méndez-Blanco
V,
Mata-Bugueroles
M.Biomechanical
repercussions of bone resorption related to biologic width: a finite element
analysis of three implant-abutment configurations. Int J Periodontics
Restorative Dent 2009; 29: 479-87.
124. Hsu JT, Fuh LJ, Lin DJ, Shen YW, Huang HL. Bone strain and
interfacial sliding analyses of platform switching and implant diameter on
an immediately loaded implant: experimental and three-dimensional finite
element analyses. J Periodontol 2009; 80: 1125-32.
156
125. Canullo L, Rasperini G. Preservation of peri-implant soft and hard
tissues using platform switching of implants placed in immediate extraction
sockets: a proof-of-concept study with 12- to 36-month follow-up. Int J Oral
Maxillofac Implants 2007; 22: 995-1000.
126. Chun HJ, Cheong SY, Han JH, Heo SJ, Chung JP, Rhyu IC et al.
Evaluation of design parameters of osseointegrated dental implants using
finite element analysis. J Oral Rehabil 2002; 29: 565-74.
127. Hegde C, Prasad DK, Deepmala S, Hegde R. Implant restoration
materials: an overview. Int J Oral Implant Clin Res 2010; 1: 43-48.
128. Möllers K, Pätzold W, Parkot D, Kirsten A, Güth JF, Edelhoff D,
Fischer H.Influence of connector design and material composition and
veneering on the stress distribution of all-ceramic fixed dental prostheses:
a finite element study. Dent Mater 2011; 27: e171-5.
157
10. EKLER
10.1. Teşekkür
Doktora
eğitimim
süresince
ve
tezimin
hazırlanması
sırasında bilgi ve deneyimlerini esirgemeyen, yetişmemde emeği ve
katkısı çok büyük olan değerli tez yöneticim Prof. Dr. Handan YILMAZ’ a,
Tezimin başlangıç aşamasından sonuna kadar olan tüm
süreçte emeği geçen bölüm başkanımız Prof. Dr. Cemal AYDIN’ a,
Sonlu Elemanlar Analizi konusunda bilgilerini ve tecrübesini
esirgemeyen Doç. Dr. Alper Çağlar’ a,
Çalışmamın bilgisayar ve analiz kısmında emeği olan Atılım
Eser’ e,
Birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum sevgili asistan
arkadaşlarıma,
Doktora eğitimim boyunca her zaman yanımda olan,
desteğini ve sevgisini hiçbir zaman esirgemeyen anneme, babama,
kardeşime ve eşim Erhan GÜNGÖR’ e teşekkür ederim.
158
11. ÖZGEÇMİŞ
Adı: Merve
Soyadı: Bankoğlu Güngör
Doğum Yeri ve Tarihi: Trabzon, 29/10/1984
Eğitimi (Tarih Sırasına Göre Yeniden Eskiye Doğru) :
2008–2014,
Doktora,
Gazi
Üniversitesi
Diş
Hekimliği
Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı
2003-2008, Lisans, Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
2000-2002, Lise, Trabzon Kanuni Anadolu Lisesi
1995-2000, Ortaokul, Rize Anadolu Lisesi
1995-1990, İlkokul, Rize Kurtuluş İlköğretim Okulu
Yabancı Dili : İngilizce
Bilimsel Etkinlikleri:
Uluslar Arası Dergilerde Yayınlanan Makaleler
1. Bal BT, Çağlar A, Aydın C,Yılmaz H, Bankoğlu M, Eser A. Analysis of
stress distribution by splinted and nonsplinted maxillary anterior zirconia
and titanium implant supported fixed prostheses. Int J Maxillofac Implants
2013; 28: e27-38.
2. Aydın C, Yılmaz H, Bankoğlu M. A single-tooth two-piece zirconia
implant located in the anterior maxilla: A clinical report. J Prosthet Dent
2013; 109: 70-4.
3. Bankoğlu M, Aydın C, Yılmaz H, Gül EB. An overview of zirconia
dental implants: basic properties and clinical application of three cases. J
Oral Implantol 2012. Yayınlanmak üzere kabul edildi.
159
4. Bankoğlu M, Oral I, Gül EB, Yılmaz H. Influence of pigments and
pigmenting methods on color stability of different silicone maxillofacial
elastomers after one-year dark storage. J Craniofac Surg 2013; 24: 720-4.
5. Bankoğlu Güngör M, Aydın C, Yılmaz H, Türkcan İ. Clinical and
radiographic evaluation of immediate loaded one piece zirconia implants
after 18 months function. JIACD 2013; 5: 39-48.
Ulusal Dergilerde Yayınlanan Makaleler
1. Bankoğlu M, Karakoca S. İntraoral implant destekli çene-yüz protezleri.
ADO Klinik Bilimler Dergisi 2010; 3: 466-473.
2. Bankoğlu M, Karakoca S. İntraoral implant planlamasında üç boyutlu
görüntüleme tekniklerinin kullanımı. ADO Klinik Bilimler Dergisi 2010; 4:
564-573.
3. Bankoğlu M, Yılmaz H. Diş Hekimliğinde Zirkonya İmplantlar ve
Protetik Uygulamaları. ADO Klinik Bilimler Dergisi 2011; 5: 958-967.
4. Karakoca Nemli S, Gül EB, Bankoğlu Güngör M. Bilateral ImplantRetained Auricular Prosthesis In A Patient With Treacher Collins
Syndrome: A Case Report. Acta Odontologica Turcica 2013. Yayınlanmak
üzere kabul edildi.
5. Ünver S, Bankoğlu Güngör M, Karakoca Nemli S. Dental İmplantlarda
Protetik Komplikasyonlar. ADO Klinik Bilimler Dergisi 2013. Yayınlanmak
üzere kabul edildi.
6. Bankoğlu Güngör M, Yılmaz H, Turhan Bal, Karakoca Nemli S, Sindel
PT, Aydın C. Effect of Thermal and Mechanical Aging on Fracture
Toughness of Y-TZP Core Materials. Acta Odontologica Turcica 2013.
Yayınlanmak üzere kabul edildi.
Uluslararası Toplantılarda Yapılan Sunumlar
1. Merve Bankoğlu, Cemal Aydın, Handan Yılmaz. Single-tooth two-piece
zirconia implant located in anterior maxilla: a clinical report. Presented at
160
the 35th Annual Congress of European Prosthodontic Association, Bern,
Switzerland, September 2011. Sözlü Sunum.
2.
Merve Bankoğlu, Cemal Aydın, Handan Yılmaz. Santral diş
eksikliğinin iki parça zirkonya implant ile tedavisi: vaka sunumu, 19.
Uluslararası Diş Hekimliği Kongresi, Ankara, Türkiye. 2012. Poster
Sunumu.
3. Merve Bankoğlu, Pırıl Türkan Okyay. Oklüzyon dikey boyutunun
yeniden yapılandırılması: 3 vaka sunumu. 19. Uluslararası Diş Hekimliği
Kongresi, Ankara, Türkiye. 2012. Poster Sunumu.
4. Merve Bankoğlu, Cemal Aydın, Handan Yılmaz, Esma Başak Gül.
Clinical and radiographic evaluation of immediate
loaded one-piece
zirconia implants after 18 months function. 36th Annual Congress of Epa,
Rotterdam, Netherlands. 2012. Poster sunumu.
5. Secil Karakoca Nemli, Merve Bankoğlu Güngör, Esma Başak Gul.
Bilateral Implant-Retained Auricular Prosthesis In A Patient With Treacher
Collins Syndrome: A Case Report. 18th Annual Congress of BASS,
Skopje, Macedonia. 2013. Poster sunumu.
6. Secil Karakoca Nemli, Merve Bankoğlu Güngör, Esma Başak Gul,
Irem Turkcan. Implant-retained maxillofacial prostheses for reconstruction
of the burned patients: A report of two cases.18th Annual Congress of
BASS, Skopje, Macedonia. 2013. Poster sunumu.
7. Seçil Karakoca Nemli, Merve Bankoğlu Güngör, Cemal Aydın, Handan
Yılmaz, İrem Türkcan, Yeliz Kasko Arıcı. Clinical and Radiographic
Evaluation of IDcam™ Dental Implants. 101th Annual World Dental
Congress of FDI. İstanbul, Turkey. Sözlü sunum.
8. Seçil Karakoca Nemli, Merve Bankoğlu Güngör, Cemal Aydın,
Handan Yılmaz, İrem Türkcan, Hişam Demirköprülü. Clinical evaluation of
submerged and nonsubmerged implants for single-tooth replacements.
101th Annual World Dental Congress of FDI. İstanbul, Turkey. Sözlü
sunum.
161
Download