M. Meclisi B : 125 Yalnız iç pazarlarda değil, dış pazarlarda da müstesna bir şöhreti olan Malatya kayısısı veya kayısı üretimi, hükümetlerin ilgisizliği yüzünden gelişememekte, kayısı müstahsilleri istanbul ve izmir'deki büyük ihracatçı fir­ maların insafına terkedilmektedirler. öyle ki, Türk parasının kıymetiyle ilgili son de­ valüasyondan sonra bütün ihraç ürünlerinin, özellikle kuru üzvan, incir, fındık gibi mahsul lerin ihraç fiyatları süratle yükseldiği hal­ de, Hükümetçe gerekli fiyat kontrolü yapı­ lamadığından kayısı ihraç fiyatlarında bir ar­ tış görülmemiştir. Ticaret Bakanlığı, Dış Ticaret Dairesinin bu kcpıudaki önerimize verdiği cevapta bu hu­ sus doğrulanmakta, Kuru Kayısı İhraç Yönet­ meliğinin 14 ncü maddesine göre fiyat kont­ rolü yapılmak suretiyle kayısının ihracı tes­ cile tabi mallar listesine alındığı bildirilmek­ tedir. Bu kadarcık ilgi dahi kayısı ihraç fi­ yatları üzerine etkili olmuştur. Bunu şükranla karşılamaktayız. Ne varki, değerli arkadaşlarım, bu tedbir yeterli değildir, ihraç ürümleri arasında git­ tikçe önemli bir yer tutan kayısının ihraç fi­ yatının asgarî haddinin tespit edilmesi zaru­ reti üzerinde Sayın Ticaret Bakanımızın durması gereklidir. Bunun yajnı sıra, dış piyasalarda aranan bir tüketim maddesi olan Malatya kayısısı ile yetiştiricilerinin yeterli kredi imkânına ka­ vuşturulması, bu ürünümüzün modern pazarla­ ma şartlarına uygun olarak dış pazarlarda rekabet edecek seviyeye ulaştırılması gere­ kir. Ticaret Bakanlığımızın kyıu üzerine ge­ rekli ölçüde eğilmesini bekliyoruz. Kayısı, rakımı yüksek yerlerde, özellikle Doğu ve Güney - Doğu illerinde yetişen bir üründür. Az gelişmiş Doğu illerimizin kalkın­ ması, bütün hükümetlerin, Yüce Meclisimizin üzerinde titrediği önemli bir kofludur. Bu bölgede yetişen mahsulün gerçek değerini bu­ labilmesi, üreticilerinin bazı imkânlara kavuş­ turulması gereğini önemle belirtirken, Yüce Heyetinize ve bu konuda bize söz veren Say*^ı Başkama tefekkürlerimi arz ederim. 2. — Adıyaman Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz'm Adıyaman ilinin sorunlarına dair gün­ dem dışı demeci, 12 . 7 . 1972 O :1 BAŞKAN — Sayın Yusuf Ziya Yılmaz, Adı­ yaman iline ait sorunlarla ilgili olarak gündem dışı konuşmak üzere buyurunuz efendim, YUSUF ZİYA YILMAZ (Adıyaman) — Sa­ yın Başkan, muhterem arkadaşlar; bizim bura­ da yaptığımız gündem dışı konuşmalar Bütçe Komisyonunda bir sene evvel ne söylenmişse, ertesi sene aynı şeylerin söylenmesine benziyor. Meclis tutanaklarını tetkik ederseniz bir sene evvel Bütçe Komisyonunda ne gibi dertler ileri sürülmüşse bir sene sonra yine aynı dertlerin dile getirildiğini görürsünüz. Görülmektedir ki, bakanlık ve ilgililer bu Bütçe Komisyonundaki tenkitlere sureti katiyede önem vermemektedir­ ler. Sanki, bir lâzimeymiş gibi sözcüler orada konuşacaklar, ertesi sene yine bakanlık erkânı gelecek oturacak ve bu sözleri dinleyecek. Devleti idare edenlerin mesuliyeti büyüktür; bu meseleleri bu kadar hafife almamak icabeder. Her sene, «Bir sene evveline göre neler yapılmıştır, neler yapılmamıştır» kritiği yapıl­ malı ve bakanlıklar hesap verebilmelidir. Bizim gündem dışı konuşmalarımız da buna benziyor. illerimize ait dertleri defaatle dile getiririz. Bakanlıkların eskiden bir usulleri vardı, hiç olmazsa «Plana dahil değil, şudur budur» şek­ linde bir cevap verirlerdi. Allâha çok şükür o itiyatlarını da bıraktılar; şimdi cevap vermek tenezzülünde de bulunmuyorlar. Ben yine, vebali ve günahı kendilerine aidolmak üzere, tespit ettiğim kadarıyle cefakâr ili­ min dertlerini dile getireceğim gerisi onlara ait. Adıyaman'ı görenler veya gelip gitmiş olan­ lar Adıyaman'ın yol durumunu bilirler; toz ve topraktan çıkılacak gibi değildir. 64 kilometre­ lik bir vilâyet yolumuz asfaltlanacak diye sene­ ler senesi bekleriz, hâlâ buna tevessül edilme­ di. Bir Tut nahiyemiz vardır, anayola 16 kilo­ metredir. Oranın Mehmet Avşar adında bir Be­ lediye Reisi vardır; çocuk bu yolu dişi ve tır­ nağı ile tamir eder, kazma kürekle işçi çalıştı­ rır. Bu yol için hâlâ 200-300 bin liralık bir onarım parası koparmak mümkün olmadı. Hangisini ele alırsanız alın, Adıyaman'da yol davasının halli diye birşey yoktur. Bir sene çizerler, grayderler gelir, ertesi sene yağmur, kar fırtına onları Fırat Nehrine döker götürür. Bir sene sonra gelirler, geri kalan yerden tek536 —