PH–096 Bazı Toprak Nematodlarıyla İlişkili Fungus Türlerinin

advertisement
izolatının Streptomyces cinsi içerisinde, yeni antibiyotik keşif çalışmaları için potansiyele sahip
yeni bir tür olarak literatüre kazandırılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Tuz Gölü, Streptomyces,16S rRNA gen bölgesi, Sekans,
Teşekkür: Bu çalışma Ondokuz Mayıs Üniversitesi tarafından desteklenmiştir (PYO. FEN.
1901.11.011).
PH–096
Bazı Toprak Nematodlarıyla İlişkili Fungus Türlerinin
Moleküler Karakterizasyonu
Salih Karabörklüa, Uğur Azizoğlub, Semih Yılmazc, Sunay Tekinb,
Enfal Çömlekçib, Abdurrahman Ayvazd, Mikail Akbulutd,
a
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, OSMANİYE,
b
Erciyes Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, KAYSERİ,
c
Erciyes Üniversitesi, Seyrani Ziraat Fakültesi, Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü, KAYSERİ
d
Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, KAYSERİ,
tekinsunay@hotmail.com
Amaç: Adana, Osmaniye ve Kahramanmaraş illerinden alınan toprak örneklerinden izole edilen
bazı nematod türleriyle ilişkili olan fungus türlerinin moleküler teşhisi gerçekleştirilmiştir.
Gereçler ve Yöntemler: Alınan toprak örnekleri içerisine canlı konukçu larvaları atılmış ve ölen
larvalar tuzaklanarak nematodlar izole edilmiştir. İzole edilen nematodların DNA izolasyonları
gerçekleştirilmiş ve 28S rDNA primerleri kullanılarak polimeraz zincir reaksiyonu (PCR)
işlemi sonucunda 28S bölgesine ait DNA’lar çoğaltılmıştır. Aynı primerlerler kullanılarak bu
nematodlarla ilişkili olan funguslara ait 26S rDNA bölgeleri de çoğaltılmıştır. Bu funguslara ait
26S rDNA bölgelerinin nükleotid dizi analizleri yapılmış, gen bankasındaki diğer fungus türleriyle
karşılatırılmış ve her bir fungus izolatı için bir soy ağacı oluşturulmuştur.
Bulgular: PCR işlemi sonrası bu funguslara ait rDNA’lar yaklaşık 600 bç büyüklüğünde bant
vermiştir. Nükleotid dizi analizleri ve filogenetik ağaç sonuçlarına göre Malassezia (Baillon,
1889) ve Davidiella (Crous & Braun, 2003) cinslerine ait dört farklı tür belirlenmiştir. Bu
türlerden birincisi olan Malassezia globosa (Midgley et al., 1996) türünün Acrobeloides (Thorne,
1937) cinsi nematodlarla ilişkili olduğu belirlenmiştir. Bu türlerden ikincisi olan Malassezia
pachydermatis (Dodge, 1935) türünün Steinernema (Travassos, 1927) cinsi nematodlarla ilişkili
olduğu belirlenmiştir. Bu fungus türlerinden üçüncüsü olan Malassezia restricta (Guého et al.,
1996) türünün ise Cephalobus (Bastian, 1865) cinsi nematodlarla ilişkili olduğu, bu funguslardan
dördüncüsü olan Davidiella tassiana (Crous & Braun, 2003) türünün ise hem Cephalobus hem de
Acrobeloides cinsi nematodlarla ilişkili olduğu belirlenmiştir.
Sonuç ve Tartışma: M. globosa, M. pachydermatis, M. restricta ve D. tassiana türlerinin Rhabditida
takımına ait nematodlarla ilişkili olduğu belirlenmiştir. Bu fungusların nematodlarla ilişkisine dair
dört farklı yaklaşım ileri sürülmektedir. Bu yaklaşımlar, 1-Nematodların fungusların predatörleri
olabileceği, 2- Fungusların nematodların paraziti veya predatörü olabileceği, 3-Fungus ve
nematodların bazı bitki ve hayvanlar üzerinde birlikte parazit etki gösterebilecekleri, 4-Fungusların
21. Ulusal Biyoloji Kongresi, 03–07 Eylül 2012, Ege Üniversitesi, İzmir, Türkiye
http://www.ubk2012.ege.edu.tr
1403
nematodları vektör olarak kullanabileceği şeklindedir. Acrobeloides, Cephalobus ve Steinernema
cinsi nematodların doğadaki rolleri düşünüldüğünde fungusların bu nematodları vektör olarak
kullandığı sonucuna varılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Fungus, nematod, 26S rDNA, filogeni, vektör
Teşekkür: Bu çalışma, Bu çalışma Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi
tarafından FBD-10-3267 kodlu proje ile desteklenmiştir.
PH–097
Bazı Kinolin Türevlerinin Antikanser Aktivitelerinin Belirlenmesi
Önem YÜCE ŞAHİNa, Salih ÖKTEN b, Şaban TEKİNa, Osman ÇAKMAKc
a) Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Tokat 60240
b) Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi ABD,
Yahşihan, Kırıkkale, 71450
c) Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Tokat 60240
sabant@yahoo.com
Amaç: Kanser insan sağlığını tehdit eden en önemli hastalıklardan biridir. Günümüzde kanser
tedavisinde kullanılabilecek etkin antikanserojen ilaçların geliştirilmesi için yoğun çalışmalar
yapılmaktadır. Kinolinler alkoloid bileşikler olup, bir çoğu insektisit, antimikrobiyal, antiviral
ve antikanserojenik aktivitelere sahiptir. ve halen ilaç olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada,
6,8bis(methythio)Q (2), 6,8diCNQ (3), 6,8-DiCNTHQ (4) ve 6,8-DiMEO-5-BrQ (5)’in HeLa
(İnsan serviks karsinoma hücresi) tümor hücrelerinin proliferasyonuna olan etkileri araştırılmıştır.
Gereçler ve Yöntemler: Çalışmada kullanılan 6,8bis(methythio) Q (2), 6,8DİCNQ (3),
6,8-DiCNTHQ (4) ve 6,8-DiMEO-5-BrQ (5) bromlama ve yer değiştirme reaksiyonlarıyla
sentezlenmiştir. Bu kinolin türevlerinin antikanser aktivitesi Cell Proliferasyon ELISA
testleri kullanılarak test edilmiştir. Çalışmada bileşiklerin 5, 10, 20, 30, 40, 50, 75, 100 µg/ml
konsantrasyonları hücreler üzerinde test edilmiştir.
Bulgular: Çalışma sonuçlarına göre, 6,8DİCNQ, 6,8-DiCNTHQ,6,8bis(methythio)Q bileşiklerinin
Hela hücre hattı üzerinde herhangi bir antiprolatif etkisine rastlanmazken; 6,8-DiMEO-5BrQ adlı kinolin türevi bileşiğin, HeLa (insan serviks karsinoma hücresi) kanser hücrelerinin
proliferasoyonunu 75-100 µg/ml konsantrasyonda kontrol bileşik 5FU’den daha önemli derecede
inhibe ettiği görülmüştür.
Sonuç ve Tartışma: Bu çalışmada yeni sentezlenen ve antikanser aktivitesinin varlığı ilk defa
test edilmiş 4 tane kinolin türevinden 6,8-DİMEO-5BrQ’in en az kanser ilacı olan 5FU urasil
kadar etkili olduğu anlaşılmıştır. Bu etkisine rağmen bu molekülün antikanser etki mekanizması
bilinmemektedir. Bu çalışma 6,8-DİMEO-5BrQ’in antikanser ilaç potansiyeline sahip kinolin
türevlerinden olduğunu ortaya koymuştur. Bu kinolin türevlerinin antikanser ilaç olarak
kullanılabilirliğinin daha ileri testler ve in vivo çalışmalarla belirlenmesi gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kinolin, antiprolatif aktivite, HeLa
1404
21. Ulusal Biyoloji Kongresi, 03–07 Eylül 2012, Ege Üniversitesi, İzmir, Türkiye
http://www.ubk2012.ege.edu.tr
Download