GEÇMİŞİMİ ÖĞRENİYORUM ÜNİTESİ Bölüm 1 : Ailemizin Tarihi Aile Anne, baba ve çocuklardan oluşan topluluğa aile deriz. Her insanın bir ailesi vardır. Aile toplumun en küçük kısmıdır. Aile toplumun özüdür. Ailede yaşayan birey sayısına göre iki çeşit aile vardır Çekirdek Aile Geniş Aile Baba Anne Çocuklar Baba Anne Çocuklar Dede Nine Akrabalardan birisi *Anne, baba ve çocuklardan oluşan aileye ……………………………………… aile deriz. *Anne, baba, çocuklar,dede,nine veya akrabalardan oluşan aileye …………………… aile deriz. Benim ailem ……………………………………… ailedir çünkü ailemde …………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………… beraber yaşarız. Aile Soyağacı Her ailenin geçmişi vardır. Yani her ailenin geçmişte yaşamış üyeleri vardır. Aile büyüklerimizin birçoğunun adını bilemeyebiliriz ama aile büyüklerimizin kimler olduğunu soyağacımızı oluşturarak öğrenebiliriz. Soru : Soyağacı ne demektir? Cevap: Ailemizin yaşayan veya ölmüş bütün üyelerinin belirli bir düzen içinde sıralanmış şekline soy ağacı deriz. Ailemin Soy Ağacı Ailemiz tıpkı bir ağaca benzer. Aynı kökten gelen insanların yeni aile kurmasıyla yeni dallar oluşur.Her aileden yeni aileler ortaya çıkar.Bu şekilde soyumuz devam eder. Unutma:Soy ağacımızdaki herkes akrabamızdır. Aile soy ağacımızı daha da büyütebiliriz. Amcamızı, halamızı , teyzemizi , dayımızı , kuzenlerimizi, babamızın dedesini, babamızın babaannesini, annemizin dedesini, annemizin anneannesini gibi birçok akrabamızı soy ağacımıza yazabiliriz. Aile Soyağacına komşularımız, arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz ve akrabamız olmayan kişiler yazılmaz. Sözlü Tarih Yöntemi Ailemizin geçmişinde bilmemiz gereken birçok önemli olay vardır. Bu olayları öğrenmek için bu olayları yaşamış akrabalarımızdan öğrenebiliriz. Aile büyüklerimizi daha yakından tanımak için, Ailemizin geçmişte yaşadığı önemli olayları öğrenmek için 1- Bu olayı en iyi bilecek kişiyi belirleriz ve görüşmek için izin isteriz, randevu alırız 2- Yapacağımız araştırmada kullanacağımız not defteri, kalem, ses kayıt cihazı, fotoğraf makinesi veya kamera gibi araçları hazırlarız 3- Görüşeceğimiz kişiye araştırdığımız olay hakkında basit ve anlaşılır sorular hazırlarız 4-Görüşmede sorularımızı anlaşılır bir dil ile ve gerektiğinde yüksek sesle sorarız 5- Görüşme sırasında sorularımıza aldığımız cevapları not defterine yazarak ,kameraya çekerek ya da ses kayıt cihazları ile kaydederiz 6- Görüşme bittikten sonra cevapları düzenleriz, kaydettiğimiz bilgileri tekrar yazmak için temiz bir kağıt hazırlarız 7- En sonunda elimizdeki tüm bilgi ve belgeleri kullanarak olayı belirli bir sıraya göre anlaşılır ve akılda kalacak şekilde yazarız Ailemizin tarihi ile ilgili olayları yukarıdaki gibi bir sırayla öğrenmeye Sözlü Tarih Yöntemi deriz. Önemli: Aile tarihimizi öğrenmek için; *eski kitaplar * eski eşyalar *eski mektuplar *eski belgeler * eski diplomalar *eski karneler *madalyalar *fotoğraf albümleri *eski kıyafetler gibi malzemeler de bize bir çok bilgi verebilir. Unutma: Ailemizden bize kalan her eşya her belge çok kıymetlidir mutlaka özenle korumalıyız ve ailemizin tarihini gelecek nesillere aktarmalıyız. Aile büyüklerimizin çocukluk yılları günümüzden çok farklıdır. Örneğin; 1-Geçmiş dönemlerde yokluk ve yoksulluk daha çoktu 2-Elektrik olmadığı için günümüzde kullandığımız teknolojik araçlar kullanılmıyordu 3-Bir çok yerde okul olmadığı için büyüklerimizden bazıları hiç okula gidememiştir 4-Eski dönemlerde radyolardan haber dinlenilirdi, insanların çoğu köyde yaşardı ve çiftçilikle geçinirdi 5-Büyüklerimiz çocukluk yıllarında saklambaç, körebe, uzun eşek, kemik atmaca, çelik çomak,birdir bir, yüksük , seksek, beş taş,gibi oyunlar oynarlardı. Günümüzdeki teknolojik oyunlar oyuncaklar yoktu. Oyuncaklarını kendileri yaparlardı. Önemli: Her dönemde teknoloji gelişir ve hayatımız değişir. Büyüklerimizin çocukluk yıllarında teknoloji çok gelişmemişti. Günümüzde ise teknoloji çok hızlı gelişiyor.50 yıl veya yüz yıl sonra yaşayacak aile üyelerimiz bizim kullandığımız teknolojik araçlardan daha farklılarını ve gelişmişlerini kullanacaklar. İnsanlar her zaman yaşam şartlarını kolaylaştırmak için yeni icatlar yaparlar ve hayatımız daha da kolaylaşır. Sözlü Tarih Yöntemi çalışmam: …………………………………… hayatı hakkında daha geniş bilgi sahibi olmak istiyorum. Öncelikle …………………………………………………… gibi eşyaları hazırlarım ………………………………… e soracağım …………………………hazırlarım. Görüşme sırasında sorularımı ………………………………… şekilde sorurum Aldığım cevapları ………………………………………………………………………… na kaydederim Görüşme bittikten sonra cevapları ……………………………… im …………………………………………in hayatı ile ilgili önemli olayları düzenli ve sıralı şekilde yazarım Sözlü Tarih Çalışmam Sözlü tarih çalışmasındaki amacım: …………………………………………………………………………………………… Sözlü tarih çalışmasında görüşeceğim kişi: ……………………………………………………………………………… Görüşme tarihi ve görüşme yeri:………………………………………………………………………………………………… Kullanacağım malzemeler : …………………………………………………………………………………………………………… Görüşmede sorduğum sorular ve sorularıma verilen cevaplar: Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Ben ……………… Ailenizdeki kişileri söyler misiniz? Ben ……………… Ne zaman ve nerede doğdunuz? Ben ……………… Çocukluğunuzdaki oyunlar nelerdedir? Ben ……………… Hangi okullara gittiniz? Ben ……………… Eşinizle evlenmeden önce nerede Ben ……………… Ailenizle ilgili çok önemli olaylar var mı? Ben ……………… Çocukluğunuzdaki hayat şartları nasıldı? Ben ……………… Hangi şehirlere gittiniz? Ben ……………… Hayatınızda sizi çok üzen bir olay var Ben ……………… Ben ……………… Ben ……………… yaşıyordunuz? Hangi eşyalar kullanılırdı? mıdır? Varsa anlatır mısınız? Hayatınız boyunca yapmak isteyip yapamadığınız şeyler var mıdır? Anne ve babanız ne zaman evlenmişler? Cevaplarımı düzenledim ve ………………………… ile yaptığım görüşmede elde ettiğim bilgilerle şu sonuca ulaştım:……………………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………… Bölüm 2 : Kültürel Öğelerimiz Kültürel Zenginliğimiz Soru : Kültür ne demektir? Cevap: Bir toplumun bir milletin tarihi boyunca ürettiği kendine özgü maddi ve manevi özellikleridir. Her toplumun kültürel özellikleri farklıdır çünkü her toplumun ; kendine göre konuştuğu dili kendine göre kıyafetleri kendine göre ata sporu, kendine göre oyunları kendine göre evleri binaları kendine göre düğünleri kendine göre el sanatları kendine göre yemekleri kendine göre kuralları kendine göre gelenekleri kendine göre görenekleri kendine göre destanları kendine göre bayramları kendine göre törenleri kendine göre ibadetleri kendine göre kahramanları kendine göre liderleri vardır. Yukarıda saydığımız tüm özellikler bir milletin kültürel özellikleridir. Bir milletin kendine göre olan kültürel özelliklerinin hepsine Milli Kültür denir. Milli kültür her toplumu diğer toplumlardan ayıran özelliklerin hepsidir. Bir ülkedeki bayramlar, törenler, düğünler, kıyafetler, yemekler, okunan kitaplar, insanların yaşam biçimi ve toplum içindeki kurallar milli kültürdür. Her ülkenin kendine ait milli kültürü vardır. Bir ülke vatandaşlarını milli kültürleri bir arada tutar. Milli kültür toplumun temelidir. Kültürel özellikler toplumdan topluma değişir. Japon kültürünün özellikleri veya Alman kültürünün özellikleri ile bizim kültürel özelliklerimiz farklıdır mesela bir Çinlinin evi ile bir Afrikalının evi birbirinden farklıdır. Kültürel özellikler zamanla değişebilir. Geçmişteki bazı kültürel özellikler günümüzde değişmiştir. Bunun sebebi toplum içindeki insanların ihtiyaçları her dönem farklılaşır. Örneğin geçmişte birçok insanın yaptığı el sanatları günümüzde hiç yapılmamakta çünkü insanların o ürüne ihtiyacı kalmadı. Kültürler birbirlerini zamanla etkiler. Dünya üzerinde birçok farklı kültür vardır. Örneğin bir kültüre ait olan ata sporu diğer kültüre geçebilir veya bir kültüre ait olan kıyafetler, yemekler başka bir kültüre geçebilir. Soru: Türk milletinin milli kültüründe hangi özellikler vardır? Cevap: Türk milletinin kültürel özellikleri çok zengindir, çok çeşitlidir, çok değerlidir ve çok sağlamdır. Milli kültürümüz dendiğinde aklımıza şunlar gelmelidir: *Dini bayramlarımız *Ata sporlarımız *Yöresel kıyafetleriz *El sanatlarımız * Asker uğurlamalarımız *Göreneklerimiz *Geleneksel halk oyunlarımız *Milli bayramlarımız *Yöresel yemekleriz *Yöresel evlerimiz *Yöresel düğünler *Geleneklerimiz *Destanlarımız hikayelerimiz *Geleneksel çocuk oyunlarımız Kültürümüzü Tanıyalım Geleneklerimiz ve Göreneklerimiz Gelenek : Bir toplumda eskiden kalmış herkesin benimsediği ve nesilden nesile aktardığı alışkanlıklar ve davranışlardır. Görenek: Bir şeyi büyüklerimizden gördüğüz gibi yapmaya devam etmek demektir. Gelenek ve göreneklerimize : bayramda büyüklerimizin elini öpmeyi, askere gidecek gençleri uğurlama törenlerini, düğünlerdeki adetlerimizi, kızların çeyiz hazırlamasını, kına gecelerini , sünnet düğünlerini, misafirperverliğimizi, akraba ziyaretlerini ve hasta ziyaretlerini örnek verebiliriz. Unutma: Her ülkenin her milletin her yörenin her bölgenin gelenek ve görenekleri farklı olabilir.Gelenek ve göreneklerimizi tanımalıyız ve korumalıyız. Dini Bayramlarımız İki tane dini bayramımız vardır. 1- Kurban Bayramı 2-Ramazan Bayramı (Şeker Bayramı) Bayramlarda büyüklerimizin elini öperiz, büyükler küçüklerine harçlık verir, küskünler barışır ve akrabalar birbirlerini ziyaret ederler. Milli Bayramlarımız Dört tane milli bayramımız vardır. 1-23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 2-19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı 3-30 Ağustos Zafer Bayramı 4-29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Milli bayramlarımızı sevinçle kutlarız, evlerimizin balkonlarına bayraklar asarız, okulda törenler yaparız. Ata Sporlarımız Tarihimiz içinde yüzyıllardır yaptığımız bazı spor vardır: Cirit oyunu, Güreş (yağlı güreş,kara kucak güreşi) ,Okçuluk, Binicilik , Avcılık ve Kılıç Kullanma gibi sporlar atalarımız tarafından yüzyıllar boyu devamlı olarak yapılan sporlardır ve günümüzde halen sevilerek yapılır. Her ülkenin, her milletin ata sporu farklı olabilir. Örneğin Japonların ata sporu Sumo Güreşi, Çinlilerin ata sporu Kung-Fu, Amerikalıların ata sporu Beyzbol, Basketbol. Geleneksel El Sanatlarımız Kültürümüzde bazı eşyalar süslenerek daha güzel şekilde üretilir. Geleneklerimizdeki el sanatlarından bazıları şunlardır: Halı ve Kilim Dokumacılığı, El Örgüleri, Çinicilik, Ebru Sanatı , Minyatür Sanatı, Bakır İşlemeciliği,Gümüş İşlemeciliği,Ahşap İşlemeciliği,Toprak İşlemeciliği(SeramikÇömlek), Semercilik, Süpürgecilik,Keçecilik,Lületaşı İşlemeciliği,Oltutaşı İşlemeciliği Geleneksel el sanatlarımızdan bazılarını günümüzde daha az yapılmaktadır. Bunun sebebi günlük hayatımızda kullanılan eşyaların değişmesidir. Yiyecek ve İçeceklerimiz Ülkemizin her yöresinde birbirinden zengin ve birbirinden güzel yemekler yapılır. Yemekleriyle , yiyecekleriyle ünlü şehirlerimizden bazıları: Kahramanmaraş: Dondurma Gaziantep:Baklava Kayseri : Mantı Trabzon: Hamsi Pilavı Adana: Kebap Diyarbakır: Karpuz Şanlıurfa: Çiğköfte Konya : Etli Ekmek Isparta : Elma Yöresel Kıyafetler Ülkemizde bazı yörelerin kendilerine ait kıyafetleri vardır. Yöresel kıyafetlerimizden bazıları şunlardır: Şalvar, Entari , Kuşak, Bindallı, Zeybek Kıyafetleri, Seymen Kıyafetleri, Halay Kıyafetleri, Horon Kıyafetleri. Günümüzde yöresel kıyafetler hala kullanılmaktadır. Yöresel kıyafetlerin birçoğu halk oyunu ekipleri tarafından giyilmektedir. Halk Oyunlarımız Ülkemizde birçok yörenin kendisine has bir halk oyunu vardır. Halk oyunları geçmişten günümüze o yörenin insanları tarafından düğünlerinde törenlerinde oynanmaktadır. Yöresel Halk oyunlarımız şunlardır: Horon, Zeybek , Halay , Çayda Çıra, Atabarı, Kaşık Oyunları, Trakya Karşılaması. Her yörenin birbirinden farklı halayları, kaşık oyunları, zeybek oyunları vardır. Yazılı ve Sözlü Eserlerimiz İnsanlar yaşadıkları duyguları yazılı ve sözlü eserlerle ifade ederler. Kültürümüzde bizim duygularımızı ve düşüncelerimizi yansıtan eserler vardır. Örneğin: Nasrettin Hoca Fıkraları , Keloğlan Hikayeleri, Dede Korkut Hikayeleri, Masallar, Destanlar,Türküler, Şiirler, Tekerlemeler, Maniler, Ninniler kültürümüze ait eserlerden bazılarıdır. Türk kültüründe gösteri sanatlarına örnek olarak Hacıvat ve Karagözü, Pişekar ve Kavukluyu, Meddah gösterilerini örnek verebiliriz. Geleneksel Çocuk Oyunlarımız Büyüklerimizin çocukluklarında oynadığı birçok çocuk oyunu vardır. Bu oyunlar nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar devam etmiştir. Geleneksel çocuk oyunlarımızdan bazıları şunlardır: Mendil kapmaca, Çelik-Çomak , Saklambaç, Bezirgan Başı, Körebe, Topaç Çevirme, Tepük (futbol) , Karaguni ( saklambaç), Yağ Satarım Bal Satarım. Günümüzde ise çocuklar daha çok bilgisayar oyunları oynamaktadır. Geleneksel çocuk oyunlarımızı arkadaşlarımızla sürekli oynamalıyız ve bilgisayar oyunlarını çok fazla oynamamalıyız. Bölüm 3 : Milli Mücadele ve Atatürk Atatürk’ün Hayatı Atatürk’ün Çocukluğu: Atatürk 1881 yılında Selanik’te doğdu. Selanik şehri günümüzde Yunanistan’ nın bir şehridir.Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır.Kız kardeşi Makbule Hanım’dır.Mustafa Kemal küçük yaşta babasını kaybetmiştir. Annesi Zübeyde Hanım ise 1956 yılında vefat etmiştir. Doğduğu Ev Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım Makbule Hanım Atatürk’ün Okul Hayatı 1-Mahalle Mektebi: Atatürk ilk öğrenimine mahalle mektebinde başlamıştır. 2-Şemsi Efendi İlkokulu: Mustafa Kemal mahalle mektebinden ayrılarak Şemsi Efendi İlkokuluna gitmiştir. 3-Selanik Mülkiye Rüştiyesi: Atatürk ortaokul çağına gelince Selanik Mülkiye Rüştiyesi’ne (Orta okul) gitmeye başladı. Mustafa Kemal asker olmak istediği için askeri okul sınavlarını kazanmış ve bu okulu bırakmıştır. 4-Selanik Askeri Rüştiyesi: Mustafa Kemal, Selanik Mülkiye Rüştiyesini bıraktıktan sonra Selanik Askeri Rüştiyesine kaydolmuştur. 5-Manastır Askeri İdadisi ( Lisesi ) :Atatürk, askeri ortaokuldan sonra Manastır Askeri Lisesine kaydoldu ve bu okulu ikincilikle bitirdi. 6-İstanbul Harp Okulu : Mustafa Kemal asker liseden sonra İstanbul Harp Okuluna başladı ve bu okulu başarıyla bitirip teğmen olarak mezun oldu. 7-İstanbul Harp Akademisi: Harp okulunu bitiren Mustafa Kemal daha sonra Harp Akademisine gitmiş ve bu okuldan Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olmuştur. 8-Atatürk 1905 yılında Osmanlı ordusunda kurmay yüzbaşı olarak görev yapmaya başlamıştır. Atatürk’ün Katıldığı Savaşlar 1-Trablusgarp Savaşı:1911 yılında şimdiki Libya ülkesi sınırları içinde olan Trablusgarp şehri bizim topraklarımızdı.İtalyanlar burayı işgal ettiler ve Atatürk Trablusgarp şehrine gizli yollardan İtalyanlarla savaşmış ve başarı kazanmıştır. Mustafa Kemal askerlik hayatındaki ilk başarısını Trablusgarp Savaşı’nda kazanmıştır. 2-Çanakkale Savaşı:1915 yılındaAtatürk Çanakkale Savaşları sırasında albay rütbesiyle Anafartalar ve Conkbayırı cephelerinde düşman ilerleyişi durdurmuştur.Atatürk’ün Çanakkale Savaşlarındaki başarısı Milli Mücadele yıllarında Türk ordusunun komutanı olmasını sağlamıştır 3-Kurtuluş Savaşı: Atatürk yurdumuz düşmanlar tarafından işgal edildiğinde 19 Mayıs 1919’da Samsun’a giderek Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır. Atatürk Milli Mücadele dönemindeki savaşlarda ordumuzu yönetmiştir. Yurdumuzun İşgali Osmanlı Devleti 1299 yılında kurulmuş ve 1.Dünya Savaşı’na kadar yüzyıllarca dünyanın en önemli devletlerinden biri olmuştur. Osmanlı Devleti son yıllarında eski gücünü kaybetmiş ve girdiği savaşlardan yenik ayrılmıştır. 1914 yılında başlayan 1.Dünya Savaşı’na Osmanlı Devleti de katılmıştır. 1.Dünya Savaşı 1914-1918 yılları arasında 4 yıl sürmüştür. 1.Dünya Savaşında Osmanlı Devletinin birlikte savaştığı Almanya,AvusturyaMacaristan İmparatorluğu ve Bulgaristan devletleri 1.Dünya Savaşı’nı kaybetmiştir. 1.Dünya Savaşını kazanan devletler ise İngiltere, Fransa ve Rusya devletleridir. Osmanlı Devleti 1.Dünya Savaşı’nı kaybedince savaşı kazanan ülkeler ile Osmanlı Devleti 30 Ekim 1918 yılında ‘’ Mondros Ateşkes Antlaşması’’nı imzalamıştır. Bu antlaşma Osmanlı Devleti için çok ağır şartlar taşıyordu. Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra yurdumuzu İngilizler, Fransızlar, Ruslar, Ermeniler ve Yunanlılar işgal etmeye başlamışlardır. Mondros Ateşkes Antlaşmasına göre: 1-Düşman devletler gerekli gördükleri her yeri işgal edebilecekti 2-Osmanlı ordusundaki askerler evlerine gönderilecek ve askerlerin silahlarına düşmanlar el koyacaktı 3-Osmanlı devletinin tüm haberleşme ve ulaşım araçları düşman devletlerin eline geçecekti. 4-Çanakkale ve İstanbul Boğazlarını düşman devletler kontrol edecekti. 1.Dünya Savaşında Osmanlı Devletini yenen düşman devletler bu antlaşmaya göre yurdumuzu paylaşmışlar ve bazı şehirlerimizi işgal etmişlerdir. Milli Mücadele Başlıyor Tarihin her döneminde milletimiz bağımsız olarak yaşamıştır. Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra yurdumuz işgal edilmeye başlanınca milletimiz işgalleri kabullenmemiş ve ülkemizin düşman işgaline uğramasına razı olmamıştır. Yurdumuzun birçok yerinde işgallere karşı direniş vardı ama bu direniş düşmanı yurttan atmaya yetmiyordu. Düşmanla mücadele edebilmek için ve yurdumuzu kurtarmak için bütün milletin gücünün birleşmesi gerekiyordu. Ülkemizi düşmanlardan kurtarmak ve bağımsız bir devlet kurmak isteyen Atatürk ve arkadaşları 19 Mayıs 1919 tarihinde Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan deniz yolu ile Samsun’a gitmişler ve Milli Mücadeleyi yani Kurtuluş Savaşımızı başlatmışlardır. Önemli: Milli Mücadelenin başlangıcı Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a gitmesidir. Atatürk’ün ilk amacı Anadolu’da birlik ve beraberliği sağlamaktı. Atatürk halkımızın güçlerini birleştirerek düzenli bir ordu kurulmasını ve düşmanla hep beraber savaşılmasını istiyordu. Bunun için genelgeler yayımladı, çeşitli şehirlerde toplantılar yaptı. İşgallere direnmek için protestolar düzenlenmesini istedi. Toplumun ileri gelenlerinin ve din adamlarının kurtuluş savaşı için halkımızı ikna etmesini cesaretlendirmesini istedi. Milli Mücadele Başlıyor 1-Amasya Genelgesi : Mustafa Kemal 22 Haziran 1919 tarihinde Amasya’ya gelmiş ve burada Amasya Genelgesi’ni yayımlamıştır. Bu Genelgede vatanımızın bütünlüğünün tehlikede olduğu söylenmiştir. Milletimizin azim ve kararlılığı ile vatanımızın kurtarılması gerektiği belirtilmiştir. 2-Erzurum Kongresi: Mustafa Kemal Amasya’dan ayrılıp 23 Temmuz 1919 tarihinde Erzurum’a gelmiştir. Yurdumuzun işgaline karşı düzenlenen ilk toplantıdır. Bu toplantıda işgallere karşı milletimizin birlik olup savaşması gerektiği kararı verilmiştir. 3-Sivas Kongresi:4 Eylül 1919 tarihinde Sivas’ta yurdumuzun her yerinden gelen temsilcilerin katıldığı bir kongre yapılmıştır. Mustafa Kemal’in başında olduğu Temsil Heyeti oluşturulmuştur. Sivas Kongresinde yurdumuzun ayrı ayrı bölgelerinde işgallere karşı çıkan cemiyetlerin birleştirilmesi kararı alınmıştır. 4-Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi ve TBMM’nin Açılması: Atatürk ve Temsil Heyeti üyeleri 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya geldi. Atatürk’ün Ankara’ya gelmesiyle milli mücadelenin merkezi Ankara olmuştur. Atatürk’ün Milli Mücadeleyi başlatmak için gittiği şehirler Yurdumuzun her yerinden gelen milletvekillerinin katılımı ile 23 Nisan 1290 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. TBMM ülkemizin yönetiminde tek söz sahibi olmuştu. TBMM 23 Nisan 1920’de açıldı Atatürk’ün TBMM’deki bir konuşması Mustafa Kemal Paşa TBMM’nin ilk başkanı seçildi. Meclis başkanı Atatürk yurdumuzun kurtarılması için neler yapılması gerektiği hakkında çeşitli konuşmalar yaptı, çareler aradı. Milletimizin elinde ne varsa orduya verilmesi gerektiği kararlaştırıldı ve düşmanla savaşacak Türk ordusu kuruldu. Düzenli ordularımızın kurulması ile Kurtuluş Savaşı başlamıştır. Kurtuluş Savaşımızdaki Cepheler 1-Doğu Cephesi : TBMM doğu cephesi komutanı olarak Kazım Karabekir paşayı görevlendirmiştir. Doğu Cephesi komutanı Kazım Karabekir’dir Kars ve Sarıkamış çevresini işgal eden ermenilere karşı Kazım Karabekir komutasındaki ordumuz yapılan savaşı kazanmış ve ermenileri yurdumuzdan atmıştır. Savaşta yenilen Ermeniler TBMM’den barış anlaşması istemiştir. 3 Aralık 1920 tarihinde Ermenilerle Gümrü Antlaşması imzalanmıştır. Gümrü Antlaşması TBMM’nin ilk siyasi başarısıdır. Doğu cephesindeki savaşa ait bir fotoğraf Doğu cephesi komutanı Kazım Karabekir 2-Güney Cephesi: Mondros Ateşkes Antlaşması sonucunda Fransızlar yurdumuzun güneyinde bulunan yerleri işgal etmişlerdir. Maraş, Antep ve Urfa halkı düşman Fransızlarla mücadele etmiştir. Bu mücadelenin sonucunda Fransızlar topraklarımızı terk etmek zorunda kalmıştır. Fransızlarla Ankara Anlaşması imzalanmış ve yurdumuzun güneyindeki düşman işgali bitmiştir. TBMM verdiği mücadele sonunda Fransızları yenen şehirlerimizin ismini değiştirmiştir. Maraş ‘a ‘’Kahraman ‘’ ünvanı verilerek ismi KAHRAMANMARAŞ olmuştur Antep’e ‘’Gazi’’ ünvanı verilerek ismi GAZİANTEP olmuştur Urfa’ya ‘’Şanlı’’ ünvanı verilerek ismi ŞANLIURFA olmuştur 3- Batı Cephesi : Yurdumuzun batı bölgeleri Yunanlıların işgali altındaydı. Milli Mücadelede en yoğun savaş batı cephesinde olmuştur. Batı cephesinde TBMM’nin kurduğu düzenli ordu savaşmıştır. Batı Cephesi Savaşları 1.İnönü Savaşı: Yunan ordusu Ankara’ya doğru ilerlemişti. Amaçları Ankara’yı işgal etmek ve TBMM’ni kapatmaktı. Eskişehir yakınlarındaki İnönü kasabasında Yunan orduları durdurulmuştur. Batı cephesi komutanı İsmet paşa Yunan ordusunu yenmiş ve Yunan ordusu geri çekilmek zorunda kalmıştır. 2-İnönü Savaşı :Yunan ordusu toparlanarak tekrar saldırıya geçti ama İsmet Paşa komutasındaki Türk ordusu Yunan ordusunu 2. İnöün savaşında da yendi. 3- Kütahya-Eskişehir Muharebesi : Yunan ordusu İngilizlerden silah yardımı alarak tekrar saldırıya geçti. Yunan ordusuna karşı koyamadığımız için Afyon,Kütahya ve Eskişehir Yunanlıların eline geçmiştir. Bu yenilgi Türk ordusunun Yunan ordusu karşındaki tek yenilgisidir. 4-Sakarya Savaşı:TBMM tarafından Mustafa Kemal’e Başkomutanlık yetkisi verilmiştir. Mustafa Kemal önderliğindeki ordumuz 22 gün süren savaş sonucu Yunan ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Yunanlılar geri çekilmek zorunda kalmıştır. Sakarya Savaşı’nı kazanan Mustafa Kemal’e TBMM tarafından Mareşal rütbesi ve Gazi ünvanı verilmiştir. 5-Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşı: Atatürk Sakarya Savaşı’nda yenilen ve geri çekilen Yunan ordusunu son bir darbe ile yurdumuzdan atmak istiyordu. Uzun süren bir hazırlık yapıldı.Ordumuz her yönden en büyük savaşına hazırlandı. Atatürk komutasındaki Türk ordusu 26 Ağustos 1922 tarihinde Afyon yakınlarındaki Kocatepe’den Yunan ordusuna karşı saldırıya geçti. Kaçmaya başlayan Yunan ordusu Dumlupınar’da çember içine alındı. 30 Ağustos günü burada yapılan savaşı Atatürk yönettiği için ‘’Başkomutanlık Meydan Muharebesi’’ denilmiştir. 30 Ağustos 1922 tarihinde Yunan ordusu kesin bir şekilde yenilgiye uğratıldı. İzmir’e doğru kaçan Yunan ordusu 9 Eylül günü İzmir’in kurtarılması ile yurdumuzdan dışarı atılmıştır. Kurtuluş Savaşımız sonunda yurdumuzu işgal eden düşmanlar yenilmiş ve geri çekilmiştir. 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Anlaşması imzalanmış ve ülkemizin bugünkü sınırları çizilmiştir. Lozan Anlaşmasının ardından 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. TBMM de yapılan oylamada Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı olarak Atatürk seçilmiştir.