T. B. M. M. B : 83 9 . 4 . Komisyonda herhangi bir muhalefet şerhinin olma­ dığını görürsünüz. Sebebi şudur : Orada bazı mese­ leleri geniş geniş, enine boyuna izah etme fırsatı bul­ duğumuz için tereddütleri izale ettik. Ümit ediyorum ki, aynı şekilde şu anda da tereddütler izale olacak­ tır. Evvela bu Sandığın, Dernekler Yasasıyla veya di­ ğer sosyal güvenlik kurumları; yani Emekli Sandığı veya Sosyal Sigortalar Kurumu ile fonksiyon bakı­ mından ilişkisi var; ama* işleyiş bakımından, prose­ dür, bakımından ilgisi yoktur. Mesela, Emekli Sandığının ortakları kendi statü­ lerini belirlemezler. Hepsi memurdur öğretmen gibi; ama kendi statülerini kendileri belirlemezler. Pekâlâ kim belirler? Bu Sandığın statüsünü kim belirliyor ve o yetkiyi kim veriyor? İşte o yetkiyi, 1943 senesinde çıkartı­ lan Kanun veriyor. Çünkü bu Sandık bir ticaret iş­ letmesi değil ki Ticaret Kanununa tabi olsun; bir kooperatif değil ki Kooperatifler Kanununa tabi ol­ sun. Evet özelliği olan, diğerlerine benzemeyen bir tüzelkişilik. Çünkü, tüzelkişilik eğer devlette ise, ki meselâ Devlet Su İşlerinin tüzelkişiliği vardır, yalnız Devlet Su İşlerinin tüm denetimi, geliri, murakabesi devletin elindedir. Kanunlar o şekilde emretmiştir; ama bu kuruluş, öğretmenlerin parasını millî eğitim topladığı halde ve ilaveten de bütçeden yardım ya­ pılacağı konusu kanunda yer aldığı ve bütçeden de yardım yapıldığı halde, yani devlet de bir manada ortak olduğu halde, ki özellikleri buradan geliyor, bir tüzelkişilik; ama özellikleri olan bir tüzelkişilik, statüsünü, kendi ortaklarının da yapması yetkisini bizzat kanun veriyor. Şimdi soruyorum, eğer bu kanun çıktığında bu yetki verilmeseydi ne olurdu? Herhalde, bir sosyal güvenlik kurumuna atıf yapılır veya başka bir mad­ de konulurdu; bir. İkincisi, Sayın Bozkurt'un ifade ettiği gibi - genel olarak son derece doğrudur, katılıyorum - iç organ­ lar, kanunî olarak belirli yerlerde, belirli şekillerde var ise, tabiî ki, iç organların kendi kuralları içinde çalışması gerekir. Yalnız, dikkat buyurunuz bu ka­ nun - neden çıktığını, nasıl çıktığını Sayın Dayı izah ettiler - iç organları tarif etmiyor efendim. Yani, bu bir teknik zarurettir, onu arz etmeye çalışıyorum. Bu Kanun diyor ki, «Sandıktan tediyeleri, Divanı Muhasebat vizesine tabi değildir» Neden bunu yazı­ yor? Devletin bütçesinden para verildiği halde, ora­ ya takılmasın, serbest çalışsın, kendi iradesi içerisin• 1985 O: 1 de doğru dürüst yürüsün diyerekten Divanı Muhase­ bat vizesinden ayırıyor; yani Devletin, bütçesinden para vermesine rağmen. Bu hükmü koymasa, tabiî başka türlü olacak. Onu böylece bertaraf edip, ken­ di içinde işler bir hale getiriyor. Ondan sonra diyor ki,.«Sandıkların idaresi, - ya­ ni organı ne olacak, kim kime yazacak, hangi yet­ kiyi kim kullanacak, işleyiş tarzı ve esasları, ortaklar umumî heyetince hazırlanıp, Maarif Vekilliğince tas­ dik olunacak bir anastatü ile tespit olunur» Yani Emekli Sandığı gibi bir kanuna dayanmıyor, Sosyal Sigortalar Kurumu gibi bir kanuna dayanmıyor ve orada ortaklar statüyü tespit edemiyorlar, burada ediyorlar. Yani bu tamamen, kanunun verdiği • bir özel yetkidir. Diğerleriyle de bunu bağdaştırmak ve­ ya aynı sepete koymak mümkün değildir. Sayın Bozkurt, şimdi bakınız bizim yaptığımız ne; yani esasında çok ıbüyük bir olıay değil, bizim yaptı­ ğımız da şu : Siz de ifade buyurdunuz. Aslında sta­ tüyü... ISA VARDAL (Zonguldak) — Meclise ıbitap ediniz Sayın Bakan. MİLLÎ EĞİTİM GENÇLİK VE SPOR BAKANI M. VEHBÎ DİNÇERLER (Devamla) — özür di­ lerim efendim. Statüyü genel kurul yapıyor ve Millî Eğitim Ba­ kanlığının tasdikine sunuyor. Yalnız içkide hangi or­ gan olacak, genel kurulun yetkileri nedir -bakınız ka­ nunda yok- genel kurul kendi içinden hangi organları kuracak; halbuki bir ticaret şirketi olsa açıktır ka­ nunda, kanun müeyyide koymuştur, anonim şirket şunu şunu şunu yapar, şu organlarla yürür, koope­ ratif sununla yürür, limited şirket sununla yürür di­ yor; burada bu yok, tamamen mesfcût geçilmiş. Şimdi diyeceksiniz ki : Peki siz tasarı olarak iç yapıyı belirten 'bir kanun getirseydiniz. Şimdi onun da cevabını şöyle arz etmek istiyorum : Biz aslında 'bu müessesenin iç işlerine icra olarak karışmak iste­ miyoruz. Bunu komisyonda da sarahatle belirttim. Biz sadece, nasıl yüce Meclis bütün Türkiye'yi ilzam eden kaideleri, kuralları millî iradeye dayanarak koyabiliyorsa, sizin bize verdiğiniz yetkiyle ıbiz sadece bu sandığın işleyişiyle ilgili kaideleri koyalım ve geçmişte söylendiği gibi - biz yaşamadık, duyuyoruz, kayıtlar­ dan bakıp öğreniyoruz - 'birtakım polemiklerin işin içine girmesine mani olalım; yani kaideleri koyalım, ilan edelim, kaideleri biz koyalım, içinde organları 'biz tespit edelim, denetim meselesini, kiımin denetleyece­ ğimi statüye koyalım, ondan sonra da tamamen öğret- — 29