Remzi ÇiFTEPlNAR Uzman EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MiLLETiNDİR TBMM KÜLTÜR, SANAT VE Y AYlN KURULU YA YlNLARI No.: 120 YASAMA SÜRECiNDE PLAN VE BÜTÇE KOMiSYONU'N UN YERİ VE ETKİNLiGi Remzi ÇiFTEPlNAR UZMAN TBMM/Ankara - 2007 ISBN: 975-6226-27-7 ÖNSÖZ Egemenliğin en güçlü şekilde belidendiği yasama görevini Türk Milleti adına yerine getirmekle yetkili organ Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin işlemleri yasama fonksiyonunu oluşturur ve kanun kuvvetine sahiptir. Yasama, TBMM'nin kanun yapma ve parlamento kararı alma yetkisidir. Yasama görevi, özel bilgi ve ihtisas isteyen bir görevdir. Bu görevi yerine getirme yükümlülüğü milletvekilierine aittir. Milletvekillerinin yasama faaliyetleriyle ilgili çalışmalarında kendilerine en önemli destek hizmetini verenler TBMM İdari Teşkilatı yasama uzmanlandır. Uzmanlarımız, yasama ve denetim faaliyetlerine katkıda bulunmakta, milletvekillerinin yasama ve karar alma çalışmalarına destek vermekte, Meclis çalışmaları konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, parlamentoyu ulusal ve uluslararası alanlarda temsil etmektedirler. Özel yarışma sınavı ile TBMM' de görev yapma ayrıcalığını elde eden uzman yardımcılarımız, konusunu görev alanlarına göre seçtikleri tezlerini hazırlayarak TBMM Uzmanlığı Yeterlik Sınavına girmekte ve başarılı oldukları taktirde uzmanlığa yükselmektedirler. Yasama uzmanlarının tezleri Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama faaliyetlerinin bilimsel kriteriere uygunluğunu sağlamakta, ayrıca Anayasa Hukuku, Parlamento Hukuku ve Kamu Hukuku alanlarında kaynak eser niteliği taşımaktadır. Demokrasiınİzin simgesi olan Medisimizi bir karİyer kurumu haline getirme hedefimiz dahilinde uzmanianınıza ve onların çalışmalarına büyük önem vermekteyiz. Bu amacımızın bir göstergesi olarak, 22. yasama döneminde Medisimizde göreve başlayan yasama uzman yardımcılarımızın uzmanlık tezleri, milletvekillerimiz ve TBMM dışındaki kişi ve kurumların istifadesine sunulmak üzere yayın haline getirilmiştir. Değerli uzmanlanmızı çalışmalarından dolayı Bu gayretlerinin ileride de artan bir diliyorum. şevk yürekten kutluyorum. ve heyecanla devam etmesini Bülent ARINÇ TBMM Başkanı III SUNU Ş Yasama organının üç temel görevi; yasa yapmak, hükümeti denetlernek ve bütçeyi onaylamaktır. Bu görevlerin en iyi şekilde yerine getirilebilmesi araştırma ve inceleme safhalarının iyi işlemesine bağlıdır. Yasama organları bu safhaların iyi işlemesini teminat altına almak için kendi içlerinde komisyonlar kurmuşlardır. Komisyonlar, Meclis Genel Kuruluna niyabeten görev yapmaktadırlar ve Genel Kurul 'un küçültülmüş bir şekli gibidirler. İlk parlamentomuzdan bu yana bütün yasama meclislerinde bütçe ve kamu harcama ve gelirlerinde düzenleme yapan konularda görevli olan bir veya birkaç komisyon bulunmuştur. Bugün itibariyle bu görevler Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından yürütülmektedir. Komisyon, tarihsel süreç içerisinde yaşanan gelişmelerin de etkisiyle TBMM'nin en etkin ve önemli komisyonu haline gelmiştir. Bu çalışmada TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun, hukuki düzenlernelerin ve uygulamaların da etkisiyle, önemli ve ayrıcalıklı bir konuma nasıl geldiği ve nasıl etkinlik kazandığı, işleyiş biçimi, görev ve yetkileri, parlamentonun hangi fonksiyonlarının yerine getirilmesine katkıda bulunduğu, mali denetim konusunda üstlenmiş olduğu görevler ve kamu kaynaklarının kullanımındaki rolü gibi hususlar ortaya konmaya çalışılmıştır. V ÖZGEÇMİŞ 1981 yılında Sivas 'ta doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Kayseri' de tamamladı. 1997 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümün ü kazandı ve 2001 yılında mezun oldu. 2002 yılında Bütçe TBMM tarafından açılan uzman yardımcılığı sınavını kazanarak Müdürlüğünde yılında uzmanlığa (Plan ve Bütçe Komisyonu) göreve başladı. 2005 atandı. Halen TBMM Bütçe Müdürlüğünde Uzman olarak görev yapmaktadır. VII İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ ........................................................................................................... III SUNUŞ .............................................................................................................. V ÖZGEÇMİŞ ..........................................•....................................................... VII İÇİNDEKİLER .....•........................................................................................ IX TABLOLAR CETVELİ .....................................•......................................... xv KISAL TMALAR CETVELİ .................................................................... XVII GİRİŞ ................................................................................................................. 1 BİRİNCİ BÖLÜM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARİHSEL GELİŞİM 1.1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ..................................................................... 7 1.1.1. İç tüzük Kavramı .................................................................................... 7 1.1.2. Komisyon Kavramı ............................................................................... 8 1.2. TARİHSEL GELİŞİM ........................................................................... 1o 1.2.1. Ülkemizde İlk Anayasal Gelişmeler. ................................................... 1O 1.2.2. Anayasalar, İçtüzükler ve Kanunlar Işığında Plan ve Bütçe Komisyonu'nun Tarihsel Gelişimi ................................................................ 12 ı .2.2. ı. Birinci Meşrutiyet Dönemi İçtüzükleri ........................ ı 4 ı .2.2. ı. ı. ı 3 Mayıs ı 877 Tarihli Heyet-i Mebusan Nizarnname-i Dahilisi ....................................... ı4 1.2.2.1.2. 20 Eylül I 877 Tarihli Heyet-i Ayan Nizarnname-i Dahilisi ............................................................. 16 1.2.2.2. İkinci Meşrutiyet Dönemi İçtüzükleri .......................... ı 6 1.2.2.2. ı. 20 Eylül ı 877 Tarihli Heyeti Ayan Nizarnname-i Dahilisi 'nin Tadil ı .2.2.2.2. ı 3 Mayıs Edilmiş Şekli 1877 Tarihli Heyet-i Mebusan Nizarnname-i Dahilisinin Tadil Edilmiş ı.2.2.3. ı920-ı960 .. 16 Şekli .. ı 7 Dönemi ...................................................... ı.2.2.3.ı. ı920-1927 ı9 Dönemi .......................................... ı9 IX 1.2.2.3.2. 2 Mayıs ı 927 Tarihli TBMM Dahili Nizamnamesi .................................................. 22 ı .2.2.4. ı 960-6 ı Dönemi ......................................................... 29 1.2.2.4.1. T.C. Milll Birlik Komitesi İçtüzüğü (ı961) ... 29 1.2.2.4.2. Temsilciler Meclisi İçtüzüğü (ı 7.01.196 ı) .... 30 1.2.2.4.3. Kurucu Meclis İçtüzüğü (19.0ı.196ı) ............ 31 ı .2.2.5. ı 961- ı 980 Oönemi ..................................................... 32 1.2.2.5.1. 1961 Anayasası. .............................................. 32 1.2.2.5.2. 77 Sayılı Kanun .............................................. 34 ı .2.2.5.3. 27 Aralık ı 963 Tarihli Cumhuriyet Senatosu Içtüzüğü .......................................................... 36 TBMM Birleşik Toplantısı İçtüzüğü (17.2.ı965) ...................................................... 38 ı .2.2.5.5. Millet Meclisi İçtüzüğü .................................. 38 1.2.2.6. ı 980- ı 982 Ara Dönemi ............................................... 4 ı ı.2.2.6.1. TCMGK Yasama Görevleri İçtüzüğü ............ 42 1.2.2.6.2. Danışma Meclisi İçtüzüğü .............................. 43 ı.2.2.7. 1982 ve Sonrası ........................................................... 44 1.2.2. 7.ı. 1982 Anayasası. .............................................. 44 ı .2.2. 7.2. 3067 Sayılı Kanun .......................................... 46 1.2.2.7.3. İçtüzükte 1996 Yılında ve Sonraki Tarihlerde Yapılan Değişiklikler ...................................... 47 ı .2.2.5.4. İKİNCİ BÖLÜM YASAMA SÜRECiNDE PLAN VE BÜTÇE KOMiSYONU 2.1. KOMiSYON'UN YAPISI .•..••.........•••........•••......................•......•...•.•••... 53 2. 1. 1. Komisyon 'un Oluşumu ....................................................................... 54 2.1. 1. 1. Komisyon Üyeliği ........................................................ 54 2. ı. 1.2. Komisyon Üyelerinin Seçimi. ...................................... 59 2.1.1.3. Komisyon'un Üye Kompozisyonu ve Önemi .............. 65 X Sav(a 2. ı .2. Üyeliğin Sona Ermesi .......................................................................... 67 2. ı .3. Komisyon'un İç Örgütlenmesi ............................................................ 70 2.2. HAVALE İŞLEMLERİ .........•...................•........•...................•..........••... 74 2.2. 1. Kanun Tasarı ve Teklifleri ile KHK'lar ............................................ 75 2.2. ı .ı. Havale Prosedürünün Dayandığı Düzenlemeler ......... 75 2.2.ı.2. Komisyon' a Havalesi Yapılan İ şler ............................ 77 2.2.2. Havalede Esas Komisyon-Tali Komisyon Ayrımı ............................ 86 2.2.2.ı. Tasarı ve Teklifterin Çoğunun Havalesinin Plan ve Bütçe Komisyonu 'na Yapılmasının Nedenleri ......... 87 2.2.2.2. Komisyonların Hava le Sürecine Katılmalan .............. 9ı 2.3. HA.. VALEDEN RAPORLAMAVA KOMiSYONUN ÇALIŞMA . YONTEMI .............•.•••...............••..........••..............•..................•..•••••••.... 92 2.3. ı. Tasarı ve Teklifterin Komisyonlarda Bekleme ve ineelenme Süresi .. 92 2.3.2. Toplantı Çağrısı ................................................................................... 94 2.3.3. Toplantılara Katılma ............................................................................ 96 2.3.4. Komisyon Toplantıları ......................................................................... 99 2.3.4.1. Toplantı 2.3.4.2. Komisyonların 2.3.4.3. Görüşme Konuları ...................................................... ıo2 2.3.4.4. Görüşme Yeri ve Zamanı. ........................................... Yönetimi. ........................................... Usulü .......................................................... ıoo ıoı ıo3 2.3.4.5. Komisyonda Yeniden Görüşme ................................. ı 07 2.3.4.6. Toplantılarda Düzen ................................................... ı 08 2.3.5. Alt Komisyon Çalışmaları ................................................................. 108 2.4. KOMiSYON RAPORU ........•.•...........•.......••.........•..............••••.•......... 114 2.5. KOMİSYONLARA DEVAM .................••............••.•..•....................... 117 2.6. KOMiSYONLARlN DIŞ İLİŞKİLERİ. ..............•.••...............•.......... 119 2.7. BASKI VE ÇlKAR GRUPLARININ ETKİLERİ .........•...•....•....•.•.. 120 2. 7. I. Baskı ve Çıkar Gruplarının Tanımı ................................................... ı 20 2.7.2. Baskı ve Çıkar Gruplarının Etkileme Yöntemleri ............................. ı24 2.7.3. Parlamentoda Lobi Faaliyetleri ......................................................... ı25 XI Savfa 2.8. KOMiSYON-GENEL KURUL İLiŞKİLERİ ..................................... 129 2.8.1. Komisyonların Genel Kurul'da Temsili ....................................... ~ .... 129 2.8.2. Görüşmelerde Komisyonların İşlevleri ............................................. 130 2:8.3. Komisyonca Metnin veya Maddenin Geri istenmesi ........................ 133 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KOMiSYONUN PARLAMENTER DENETİM SÜRECiNDEKi ROLÜ 3.1. PARLAMENTONUN İKİNCİ FONKSİYONU: DENETİM ........... 135 3.1.1. Parlamenter Denetimin Çerçevesi ..................................................... ı 36 3. ı .2. Kanunlar Üzerinden Denetim İşievi .................................................. 139 3.ı.3. Demokrasi Açısından. Parlamento Denetiminin Önemi .................... ı4ı 3.2. MALİ DENETİM ARAÇLARI: BÜTÇE VE KESiNHESAP ........ 143 3.2.1. Bütçenin Tanımı ................................................................................ ı 43 3.2.2. Bütçe Hakkının Gelişimi ................................................................... ı 44 3.2.3. Bütçenin Nitelik ve İşlevleri .............................................................. ı 46 3.2.4. Bütçe Aracılığıyla Yapılan Parlamento Denetimi ............................. ı 48 3.2.5. Bütçe Görüşmelerinde Parlamento Denetimi ...................... :............. 149 3.2.5.1. Plan ve Bütçe Komisyonu Aşaması .......................... 155 3.2.5.2. Bütçenin Reddi ve Geçici Bütçe Uygulaması. .......... 167 3.2.6. Bütçe Uygulam.ası Esnasında TBMM'de Yapılan Denetim ...... ~ ...... ı 72 3.2.7. Bütçe Uygulaması Sonrası Denetim: Kesinhesap ............................. 175 3.2. 7. 1. Kesinhesap Kanunu Tasarıları .................................. 175 3.2. 7.2. Kesinhesap Kanununun İşievi ................................... 178 3.2.7.3. Ödenek Üstü Harcamalar .......................................... 182 3.2. 7.4. Kesinhesap Kanunu Tasarılarının Görüşülmesi ........ 184 3.2.7.5. Bakan Kesinhesabı veya Kesinhesap Kanunu Tasarısının Red di ...................................................... 186 3.2.8. Bütçe Denetim İşievini Yerine Getirebilİyor mu? ............................. 187 3.2.8. ı. Bütçe Disiplininin Bozulması ve Bütçenin Denetim İşievinin Zayıflaması ......................................................... ı 87 XII Savfa 3.2.8.2. Fon Uygulamasının Denetimi Zayıftatıcı Etkileri ..... 197 3.2.8.3. Bütçe Disiplininin Sağlanması ve Parlamentonun Etkinliğinin Artırılması ............................................. 201 3.3. SA YIŞTAY DENETİMİ ...................................................................... 203 3.3.1. Sayıştay Denetimi Demokrasi ilişkisi ............................................... 204 3.3.2. Dış Denetimin Çerçevesi ................................................................... 204 3.3.3. Sayıştay Denetiminin Önemi.. ........................................................... 205 3.3.4. Meclis-Sayıştay ilişkisi ..................................................................... 208 3.3.5. Sayıştay Tezkereleri .......................................................................... 212 3.4. KALKlNMA PLANLARI .................................•.................................. 215 3.4.1 Kalkınma Planları ve Parlamento ....................................................... 217 3.4.1.1. Kalkınma Planlarının 3.4.1.2. Kalkınma Planlarının Değiştirilmesi Kabulü ve Onaylanması. ........ 217 ve Güven Sorunu ....................................................................... 219 3.4.1.3. Yıllık Programların Kabulü ve Onaylanması. ............ 222 3.4.2. Planlamanın Hukuki Düzeni ............................................................. 223 3.5. KOMİSYONA KANUNLARLA VERiLEN BİLGİ EDiNME YOLLARI ...........•..•...........•.......•••..•...............••••.....•............••.............. 226 3.6. 5018 SAYILI KANUN'UN GETİRDİGİ YENİ MALİ SİSTEMİN YASAMA SÜRECiNE YANSIMASI ................................................. 229 3.6.1. Uluslararası Gelişmeler ve Ülkemizde Yapılan Düzenlemeler ... 229 3.6.2. Bütçe Kapsamı ve Bütçe Süreci ........................................................ 233 3.6.2.I..Stratejik Plan ve Performans Esaslı Bütçe ................. 235 3.6.2.2. TBMM'ye Sunulacak Bütçe Dokümanları ................ 237 3.6.3. Kesinhesap ........................................................................................ 238 3.6.4. Parlamentonun Denetim Kapsamı ............................................... 241 SONUÇ .....................................................•.................................................... 245 KA YN AKÇA ....................................................•.•••........................................ 263 XIII TABLOLAR CETVELİ Tablo 1.1. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun Görevlerini Yürüten Komisyonlar ............................................................................ 51 Tablo 1.2. 1876 Anayasası 'ndan itibaren Çıkarılan İçtüzükler ................. 52 Tablo 2.1. 20. Dönem 3. Yasama Yılı Komisyonun Üye Dağılımı (29 .11.1997 Tarihi İtibariyle) ................................................. 63 Tablo 2.2. 21. Dönem 4. Yasama Yılı Komisyonun Üye Dağılımı (21.11.200 1 Tarihi İtibariyle) ................................................. 64 Tablo 2.3. 22. Dönem 2. Yasama Yılı Komisyonun Üye Dağılımı (27.07.2004 Tarihi İtibariyle) .................................................. 64 Tablo 2.4. 22. Dönem 3. Yasama Yılı Komisyonun Üye Dağılımı (26.03.2005 Tarihi İtibariyle) .................................................. 65 Tablo 2.5. Komisyon Üyelerinin Mesleki Dağılımı ................................... 67 Tablo 2.6. 22. Yasama Döneminde Esas Komisyon Olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'na Havale Edilen Tasarılan Hazırlayan Bakanlıklar (30.03.2005 Tarihi İtibariyle) ............................................. 76-77 Tablo 2.7. 21. Yasama Döneminde Esas Komisyon Olarak Komisyonların Karara Bağladığı Tasarı ve Teklifler...................................... 82 Tablo 2.8. 22. Yasama Döneminde Esas Komisyon Olarak Komisyonların Karara Bağladığı Tasarı ve Teklifler (25.03.2005 Tarihi İtibariyle) ................................................................................. 83 Tablo 2.9. Plan ve Bütçe Komisyonu'na Esas Komisyon Olarak Havalesi Yapılan Tasarılar ..................................................................... 89 Tablo 2.10. Plan ve Bütçe Komisyonu'na Tali Komisyon Olarak Havalesi Yapılan Tasarılar ..................................................................... 90 Tablo 2.11. Plan ve Bütçe Komisyonu'na Esas Komisyon Olarak Havalesi Yapılan Teklifler ..................................................................... 90 Tablo 2.12. Plan ve Bütçe Komisyonu 'na Tali Komisyon Olarak Havalesi Yapılan Teklifler..................................................................... 90 xv Sav(a .Tablo 2.13. Plan ve Bütçe Komisyonu 'na Havalesi Yapılan Toplam Tasarı ve Teklifierin Esas ve Tali Komisyon Olarak Dağılımı. ........ 9ı Tablo 2. ı 4. Plan ve Bütçe Komisyonu nda Görüşülen Bazı Tasarılarının Görüşmelerine Katılan Katılımcı Kanun Listesi ......... ı 28 Tablo 3.1. ı 999-2005 Mali Yılları Bütçe Kanuniarına Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda Verilen Değişiklik Önergeleri .................... ı 62 Tablo 3.2. ı999-2005 Yılları Arasında Bütçe Ödenekleri nde Komisyon' da Yapılan Değişiklikler ........................·............................. ı 63- ı 64 Tablo 3.3. ı9. Yasama Döneminde (ı99ı-ı995) Verilen Denetim Amaçlı Önergeler ve Bütçeyle İlgili Olanla~ ..................................... ı 73 Tablo 3.4. Temsili Demokrasi lerde Asil-Vekil ilişkisi ve Sorumluluk Zinciri .................................................................................... ı 90 Ta? lo 3.5. 20. Bütçe Dışı Faaliyetler............ _. ...................................._....... ı 93 Tablo 3.6. 20. Hükümet Biçimleri ve Bütçe Sürecin4eki Aktörler Arasında Güç Dağılımı ......................................................................... ı 94 Tablo 3.7. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda Kalkınma Planlarında Yapılan Değişiklikler .......................................................................... 22 ı XVI KISALTMALAR CETVELİ AB : Avrupa Birliği ABD : Amerika Birleşik Devletleri ABGS : Avrupa AKP : Adalet ve Kalkınma Partisi AMKD : Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi ANAP :Anavatan Partisi AİTİA : Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi AÜ : Ankara Üniversitesi AÜHF : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi AÜSBF : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi AÜSBE :Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü a.g.e. : Adı geçen eser APK : Araştırma Planlama ve Koordinasyon AY. :Anayasa B. : Birleşim BASK : Bağımsız Kamu Görevlileri BBP : Büyük Birlik Partisi BDDK : Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu bkz. :Bakınız BMKGM : Bütçe ve Mali Kontrol Genel C. : Cilt CHP : Cumhuriyet Halk Partisi es : Cumhuriyet Senatosu Birliği Genel Sekreterliği Sendikaları Konfederasyonu Müdürlüğü XVII CSTD :Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisi esi : Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğü çev. :Çeviren D. :Dönem DİSK : Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DN. : Dahili Nizarnname DP : Demokrat Parti DPT :Devlet Planlama Teşkilatı DSİ : Devlet Su İşleri DSP :Demokratik Sol Parti DTP : Demokratik Türkiye Partisi DYP : Doğru Yol Partisi E :Esas ed. :Editör EAÜİİBF :. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi EİTİA :Eskişehir İk~isadi ve Ticari İdari İlimler Akademisi GFS : Government Finance Statistics ESA : European System of lntegrated Economic Accounts GUB : Genel Uygunluk Bildirimi GÜİİBF : Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi GÜSBE : G.azi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü HMND :Heyet-i Mebusan Nizarnname-i Dahilisi HANDTEŞ : Heyet-i Ayan Niza~na~e-i Dahilisi 'nin Tadil HÜİİBF : Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi HYP : Halkın Yükselişi Partisi içt. : İçtüzük XVIII Edilmiş Şekli iü : İstanbul Üniversitesi İTİA :İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi K. :Karar KESK : Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu KHK : Kanun Hükmünde Kararname k.t. :Karar Tarihi KİT :Kamu İktisadi Teşebbüsleri KMİ : Kurucu Meclis İçtüzüğü MBK : Milli Birlik Komitesi md. :Madde MGK : Milli Güvenlik Konseyi MHP : Milliyetçi Hareket Partisi MM : Millet Meclisi MMİ : Millet Meclisi İçtüzüğü MMTD : Millet Meclisi Tutanak Dergisi MSB : Milli Savunma Bakanlığı MTA : Maden Tetkik Arama MÜİİBF : Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi OECD : Organisation for Economic Co-operation and Development RG : Resmi Gazete PUMA : Public Management Service RP : Refah Partisi S. :Sayı s. :Sayfa s.k. : Sayılı Kanun SS. : ss. :Sayfalar Sıra Sayısı XIX TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi TBMMDN : Türkiye Büyük Millet Meclisi Dahili Nizamnamesi TBMM İ : Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü TBMMTD :Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi TBMMZC : Türkiye Büyük Millet Meclisi TC : Türkiye Cumhuriyeti TC MBK :Türkiye Cumhuriyeti Milli Birlik Komitesi TCMBKİ : Türkiye Cumhuriyeti Milli Birlik Komitesi İçtüzüğü TCMGK : Türkiye Cumhuriyeti Milli Güvenlik Konseyi Zabıt Ceridesi TCMGKYGİ : Türkiye Cumhuriyeti Milli Güvenlik Konseyi İçtüzüğü TEMA : Türkiye Erozyonla Mücadele Varlıkları Ağaçlandırma ve Koruma Vakfı TES EV : Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı TİD :Türkiye İktisat Dergisi· TMİ : Temsilciler Meclisi İçtüzüğü TMMOB : Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği . TODAİE :Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü TTK : Türkiye USA : United States of America vb. :ve benzeri vd. : ve Vol. : Volume Y. :Yıl YY. : Yasama yy. :Yüzyıl xx Taşkömürü diğerleri Yılı Kurumu Birliği Doğal GİRİŞ Günümüz öncesine çağdaş parlamentolarının dayanmaktadır. Kralın temsilcileri nüveleri yaklaşık vergi toplama yetkisi tarafından kullanılacak bütçe yedi yüz sınırlandırılarak hakkı kavramı yıl halk ve temsilsiz vergi olmaz ilkesi bu dönemde ortaya çıkmıştır. Zamanla bütçe hakkı kavramı gelişmiş ve bu hakkın ilk ortaya çıktığı İngiltere başta olmak üzere bütün Kıta Avrupasında parlamentolar oluşmaya başlamıştır. Montesquieu 'nun birlikte yasama, yürütme ve yargı erkleri birbirlerinden bağımsızlaşmış, anayasal devlet sistemleriyle bu ayrım erkler ayrılığı düşüncesiyle teminat altına alınmıştır. Bütün dünya Kurul parlamentolarında olduğu gibi TBMM'de de Genel olmak üzere komisyonlar oluşturulmuştur. dayanan daimi komisyon sistemi esasına çalışmalarına yardımcı TBMM' de uzmanlık 87. maddesinde kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak, Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek, bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek, TBMM'nin benimsenmiştir. Anayasa'nın görevleri arasında sayılmıştır. Komisyonlar kanun tasarı ve teklifleri ile kendilerine havale edilen diğer işleri görüşüp karara bağlamak ve Genel Kurul'a sunmakla görevlidir. Ancak kanun yapma sürecinin dışında bulunan komisyonlar da bulunmaktadır. Meclis Başkanlığı 'nca Komisyonlar TBMM'nin görevlerinin eksiksiz ve en iyi şekilde yerine getirilmesinde TBMM'ye yardımcı olmaktadır. Kanun tasarı ve tekliflerinin araştırma ve inceleme safbalarının ayrıntılı olarak yürütüldükleri yer uzmanlık zaman komisyonlardır. ve teknik bilgi isteyen darlığı hem de Kalabalık Genel Kurul 'un, konuları görüşüp görüşülen konuların karara bağlaması birbirlerinden çok çoğu hem farklı olması nedeniyle mümkün değildir. Bunun yerine belli bir alanda uzmanlaşmış ve bazı bakanlıkların görev alanlarıyla karşılıklı olarak kurulmuş komisyonlar kendi ihtisas alanlarındaki işleri görüşüp karar vermesini karara bağlayarak Genel Kurul 'un kolaylaştırmaktadırlar. Parlamentoların doğuşuna göre parlamentolar da doğal hakkı olarak bu kurulması amaçlarlar. Bunun için de hakkı olduğuna neden olan olay bütçe en iyi şekilde kullanmayı gerekli olan ilk ve öncelikli komisyon Bütçe Komisyonu' dur. Gerek dünya parlamentoianna gerekse bakıldığında günümüze ülkemiz parlamentoianna Bütçe Komisyonları bulunmuş, az veya çok parlamento içinde önemli bir konuma sahip içinde Plan ve Bütçe Komisyonuna yapılmış, kanunlarla düzenlemeler uygulamaların gerekse ilişkin ilk geçmişten kuruluştan ayrıcalıklı itibaren düzenlemelere ve olmuşlardır. Tarihi gelişimi olarak anayasa, içtüzük ve Komisyon gerek bu düzenlernelerin etkisiyle hem fiilen hem de hukuken komisyonlardan üstün hale diğer gelmiştir. Bütçe (Plan ve Bütçe) Komisyonu, daimi ihtisas komisyonları içinde Anayasa' da düzenlenen tek komisyon olma özelliğine sahip bulunmaktadır. Komisyon'un kuruluşu ve görevleri ilk defa 1961 düzenleme konusu etmiştir. iş ihtiyacından Komisyon'un ve bütçe olması programını organında verilmiş ve bu gelenek 1982 Anayasalarda düzenleme konusu görme ve yasama yapılmış fazla görüşmeleri Bütçe iktidar Anayasa da devam hükümetin temel olan bütçe kanununun kabul edilmesini hükümleri sağlamak incelendiğinde grubu/gruplarına tanınan sayısal üstünlük açıkça kanunları değişiklik yapma konusunda daha yetkili kılınmış ortaya koymaktadır. için Anayasayla sağlanan bu ayrıcalık dışında Komisyon yine anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen hususlara olarak ayrıcalıklı düzenlemelere konu Planlarının Yürürlüğe Konması 2 bir için Komisyona Genel Kurul' dan daha fazla zaman ve Komisyon 'un bu durumu aracı değişikliğe uğramadan kaynaklanmıştır. Anayasası 'nda yapılmış olması, hayata geçinnesinin kuruluşunda Anayasası'nda ayrıntılı ve olmuştur. 3067 ilişkin sayılı Kalkınma Bütünlüğünün Korunması Hakkında Kanun' da, kalkınma planlarıyla harcama ve gelirlerinde artış ilgili kanun veya tasarı azalış ve teklifleriyle, kamu öngören kanun tasarı ve tekliflerinin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi öngörülmüştür. Böylece bu Kanun belli ölçülerde Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görev alanını da belirlemiştir. 1982 Anayasası döneminde bütçe ve planının aynı komisyonun görev alanına girmiş olması Bütçe Komisyonu olmuştur. adı Plan ve Kanun'da geçmiş, nedeniyle komisyonun Bu isim ilk önce 3067 sayılı 1996 yılında yapılan İçtüzük değişikliğiyle bu Kanuna uyum sağlanarak Komisyon 'un adı değiştirilmiştir. Plan ve Bütçe Komisyonunun yasama organının hem yasa yapma hem de denetim fonksiyonuna yönelik görevleri bulunmaktadır. Mali nitelikteki bütün kanun tasarı ve teklifleri ile yeni bir teşkilat kurulması, kaldırılması, teşkilat kanunlarında değişiklik yapılması, kadro ihdas ve iptal, sosyal güvenlik ve özelleştirmeye ilişkin kanun tasarı ve teklifleri, kısacası içinde para bulunan bütün kanun tasarı ve teklifleri Komisyon 'un görev alanında bulunmaktadır. Pek çok kanun tasarı ve teklifinin de mali nitelikte hükümler içermesi Komisyon 'un görev alanının oldukça genişlemesine ve neredeyse diğer görüşmesine ihtisas komisyonlarının toplamı kadar kanun tasarı ve teklifi neden olmuştur. Komisyon 'un denetime ilişkisinden kaynaklanmaktadır. görevleri ise daha çok bütçeyle olan Bütçe yasama organının yürütme organını ilişkin denetlernek için kullandığı en etkin mali denetim aracıdır. Bu bütçe hakkının kullanılmasının en doğal sonucudur. Komisyon'da denetim gerek bütçe görüşmelerinde gerekse gelir, gider, ek ödenek, olağanüstü ödenek ve bölümler arasında ve tekliflerinin sadece ilgili aktarma mali nitelikteki kanun tasarı gerçekleşmektedir. Yapılan denetim yapılmasına ilişkin görüşülmesi sırasında tasanların kapsamıyla sınırlı kalmamaktadır. Bu görüşmeler hükümetin maliye ve ekonomi politikaları masaya yatırılmakta, hükümet programıyla uygulanan politikalar arasında karşılaştırmalar esnasında 3 yapılarak, sapmaların sorgulanmaktadır. nedeni denetim, hükümet biçimlerine göre az veya çok şekilde yapılmamaktadır. yasama organının Ancak gerçekleştirilen değişmekle birlikte etkin bir Bu, gerek komisyonun yapısı gerekse genel olarak yürütme organı karşısında bağımlı hale gelmiş olmasının bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma yapılırken anayasalar, içtüzükler ve kanunlar başta olmak üzere, komisyonlara, Komisyonu'na alanında ilişkin yasama yerli ve denetimine ve özel olarak Bütçe yabancıliteratür taraması yapılmıştır. Yasama pek çok kaynak bulunmakla birlikte Bütçe Komisyonu özelinde bulunmaktadır. ancak birkaç tane kaynak ayrıcalıklı durumunu ortaya koyabilmek Bu nedenle Komisyon 'un amacıyla mümkün bir zaman dilimini kapsayan Tutanak Dergilerinden olduğunca geniş yararlanılmıştır. Komisyon işleyişine ilişkin olarak İçtüzükte ayrı bir düzenleme bulunmadığı için incelenen metinlerden Komisyona aktarılmış eski içtüzüklerle Komisyonu'na ilişkin uygulamada ortaya Kararları araştırılmış çalışılmıştır. hükümlerinin sorunlara ve bu kararlar Bu temel materyaller ilişkin diğer bunların ayıran Çalışmanın kaydıyla, ilk parlamentodan uygulamadan kaynaklanan açıklanmıştır. ilişkin birinci bölümünde, bütçe itibaren hem önemli bir Komisyonu olması en belirleyici niteliklerinden biri nedeniyle çalışmanın parlamenter denetime çok. ağırlık verilmiştir. ve çözümler ortaya konmaya gelişmiş uygulamaların Komisyon'a olan etkileri komisyonlardan yorumlanmasında dışında çalışmanın şekillenmesinde, olmuştur. Uygulamanın nasıl yürütüldüğü, sorunlar ve Plan ve Bütçe olarak Anayasa Mahkemesi ışığında hukuki düzenlemeler hem de teamüllerle yeri düzenlemeler seçilerek karşılaştırmalar yapılmıştır. İçtüzük çıkan ilişkin üçüncü bölümüne daha komisyonları ağırlıklı bugünkü Plan ve olmak Bütçe Komisyonu 'nun görevlerini yerine getiren komisyonlar, komisyonlara ilişkin 4 düzenleme içeren anayasalar, içtüzükler ve kanunlar esas alınmak suretiyle incelenmiştir. Böyle bir inceleme yapılmış olmasının amacı, geçmişinin böylesine önemli görevleri yerine getiren Komisyon'un aydınlatılması, ayrıcalıklı hem de geçirmiş olduğu değişikliklerin ve önemli bir konuma hem gelmiş olmasında tarihsel olarak destekleyici biçimde ortaya konmasıdır. İkinci bölümde Komisyon 'un oluşumu, işleyiş biçimi, görüştüğü işlerin nitelikleri ve bunların diğer farklılıkları komisyonlardan Anayasa, 3067 sayılı Kanun, İçtüzük ve uygulama esas alınarak ayrıntılı bir biçimde incelenmiş, ayrıcalıklı olduğu görüştüğü işlerin araştırılmıştır. geniş araştırma ve Komisyon 'un üye kompozisyonundan çıkar gruplarının bir yelpazede bu alanı komisyonlardan daha etkin ve nitelik ve nicelikleri, kamu etkinliğinden baskı kadar diğer Komisyon 'un neden çalışılmış ortaya konmaya ortaya koyacak çalışmasının Komisyon 'un etkin yasama sürecine müdahalesine farklılıklar farklılığı bu kaynaklarının dağılımındaki şekilde önündeki engeller ve belirlenmiştir. aktarılarak çözüme yönelik öneriler geliştirilmiştir. Üçüncü bölümde ise genel olarak parlamenter denetim ve Komisyon 'un parlamenter denetim sürecindeki yeri ve önemi ile denetim sürecine ne nasıl şekilde yerine açıklanmış, ve hangi boyutta katıldığı getirildiği bütçe hakkının gereği yasama denetiminin benimsenerek 1050 1050 sayılı yeniden ayrı bir başlık altında olanaklı kullanılabilmesi adına sayılı kaldıran, şu an kıldığı daha etkin bir öneriler sunulmuştur. bir soyutlama düzlemi aksaklıkları eleştiri bu sistemin 5018 Denetimin Muhasebei Umumiye Kanunu'yla Kanun 'u yürürlükten yapılandıran gibi denetimi ilişkin açıklamalar yapılırken sayılı alınmış, araçların nasıl yapılabileceğine ilişkin Bütçe ve mali sisteme sistem esas ve hangi incelenmiştir. kurulmuş konusu olan yapılmıştır. mali sistemi ve bütçe sürecini Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu incelenmiştir. 5 Denetim işlevi gören bütçe, kesinhesap ve kalkınma planlarının bu işlevlerini nasıl yerine getirdikleri ortaya konmuş ayrıca, Sayıştay tarafından yapılan parlamentonun dolaylı denetimine değinilmiştir. Sayıştay denetiminin kapsamı yerine getirip eleştirel bir incelenmiş ve Sayıştay' ın getiremediği sorgulanmıştır. yaklaşımla ele alınmış ve bu bu denetimi etkin bir şekilde Meclis ve Sayıştay ilişkileri ilişkilerin geliştirilmesine yönelik önerilerde bulunulmuştur. Kamu mali yönetim sistemini ve bütçe sürecini değiştiren 5018 sayıl~ Kanun 'un, mali sisteme ve bütçe sürecine yönelik olarak getirdiği yeniliklerin parlamentoya yansıması, uluslararası alanda yürütülen reformlar da kısaca belirtilerek denetimine ilişkin hakkının gereği değerlendirilmiştir. boyutu ele alınarak, Kanun'un bütçe süreci ve yasama eksiklikleri ortaya konmuş, bütçe gibi yerine getirilmesi için bu Kanun' a uyum çerçevesinde parlamentoca neler yapılması gerektiğine ilişkin öneriler sunulmuştur. 6 BİRİNCİ BÖLÜM KAVRAM SALÇER ÇEVE VE TARİHSEL GELİŞİM 1.1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1.1. İçtüzük Kavramı Parlamento içtüzükleri; parlamentoların çalışmalarını düzenleyen metinlerdir, şeklinde tarif edilebilir. Yani parlamentonun toplanmasını, gündemini, gündemdeki konuların tartışılıp karara bağlanma yollarını ve anayasa tarafından parlamentoya verilmiş diğer görevlerin yerine getirilme 1 yöntem ve biçimini gösteren hukuk kaynaklarıdır. Bilindiği gibi yasama fonksiyonunun yerine getirilmesinde önemli görevleri yerine getiren komisyonlara ilişkin düzenlemeler de parlamentoların çalışmalarını düzenleyen hukuki metinler olan içtüzüklerde yer almaktadır. İçtüzükler yasama meclislerinin örgütlenmesi ve işleyişiyle ilgili düzenleyen esas metinlerdir. Anayasa, kanunlar, eski içtüzük metinleri, parlamento kararları, yönetmelikler, gelenek ve görenekler ve mahkeme kararları gibi öteki yasal belgeler de TBMM'nin iç kurallarının 2 oluşumunda ikincil kaynaklar olarak kabul edilmektedirler. kuralları parlamenter uygulamada anayasa ve organik 3 kanunlardan daha çok, yasama meclislerinin içtüzüklerinde düzenlendikleri görülse de çalışmanın ilerleyen bölümlerinde de değinileceği üzere anayasa koyucu önem verdiği, uzmanlık ve teknik bilgi gereksiniminin öne çıktığı bazı konuların, bütçe ve plan gibi, görüşüleceği komisyonların, anayasada ve diğer temel kanunlarda yer almasına özel önem vermiştir. Komisyonların, 1 2 3 İhsan Ezherli, Türkiye Büyük Millet Meclisi (1920-1998) ve Osmanlı Meclisi Mebusanı (1877- 1920), TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınlan, Ankara, 1998, s. 113. Bkz. Rona Aybay, Yasama Meclislerinin içtüzükleri, Türk Parlamentocu/uğunun İlk Yüzyılı, Ajans-Türk Gazetecilik ve Matbaacılık Sanayi, Ankara, 1976, ss. 283-326; Erdoğan Teziç, Türk Parlamento Hukukunun Kaynakları ve İlgili Anayasa Mahkemesi Kararları, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1980; Ezherli, a.g.e., s. 128. Aynntılı bilgi için bkz. Hüseyin Hüsnü Uğur, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Komisyonlar, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1983. 7 1.1.2. Komisyon Kavramı toplumsal ve siyasal yaşamın pek çok alanında karşımıza çıkınakla birlikte, bu çalışmayı yasama faaliyetlerine dönük olan yönü ilgilendirmektedir. İngilizce'de "commission" olarak ifade edilen komisyon kelimesi, "tayin etmek, atamak; vazifelendirmek, 4 görevlendirmek, memur etmek" gibi anlamlara gelmektedir. Komisyon kavramının özünde, başka bir kişi ya da organ tarafından belli bir konu üzerinde görevlendirilmişlik anlamı yatar ve bu, komisyon denilen topluluğun kendisine verilen görevi yerine getirerek sorumlu ya da bağlı olduğu kişi ya da organa sonucu rapor etmesini de gerektirir. 5 Bu tanım, tam da bu anlamıyla yasama meclisierindeki komisyonları tarif etmiş olur. Yasama meclisierindeki komisyonlar Genel Kurul adına hareket etmekte ve varmış olduğu sonucu bir rapor halinde Genel Kurul'a sunmaktadır. Komisyon kavramı, · Dünya parlamentolarında "commission" kelimesi yerine 6 "committee" kelimesinin tercih edildiği görülmektedir. Committee; "komite, komisyon, meclis ya da herhangi bir kurnitayda kimi konuları inceleyerek, varılan sonuçlan tartışmak için Genel Kurula getirmekle görevli, üyeler arasından oluşturulan alt kuru1'' 7 anlamına gelmektedir. Bu tanım yukarıdaki tanımla birlikte yasama meclisierindeki komisyon kavramına karşılık gelmektedir. Komisyon kavramı, yasama meclisi içerisinde "komisyon", "komite" ya da ülkemizde parlamenter sisteme geçişle birlikte ilk içtüzüklerde geçen "encümen" kavramlarının bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi 'nde kullanılan karşılığıdır. Komisyonlar, kendilerini kuran, onlara görev ve yetkiler veren bir ana organa bağlıdırlar. Bu ana organ yasama· meclisleridir. Gerçekten 4 5 6 7 8 Ingilizce-Türkçe Redhouse Sözlüğü, ı 1. Baskı, İstanbul, Redhouse Yayınevi, ı984, s.l89. Muhammet Boz, TBMM Yasama Sürecinde Daimi Komisyonlar, Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, ı 994, s. ı O. Bkz., Avustralya Parlamentosu, http://www.aph.gov.au/coınmittee/index.htm; İngiltere Parlamentosu, http://www.parliament.uk/parliamentaıy coınmittees/parliamentaıy committees 16.cfın; Fransa Parlamentosu, http://www.assemblee-nat.fr/english/8af.nsp; Kanada Parlamentosu, http://www.parl.gc.ca/Cornınon/Cornnıittee SenList.asp?Language=E&Pari=38&Ses= 1; Portekiz Parlamentosu, http://www. parlamento. pt/i ngles/i ndex. html; Almanya Parlamentosu, http://www. bundestag.de/htdocs e/legislat/index.html, ABD Parlamentosu, http://thomas. !oc. gov/; Japonya Parlamentosu, http://www.sangiin.go.jp/cnır/guide/f c 3.htm. Oxford Resimli Ansiklopedik Sözlük, C. ı, Sabah Gazetesi Yayınları, İstanbul, I 990, s.337. komisyonlar kural olarak tabi bir durumdadır, asli yetkilere sahip bulunınamaktadırlar. Çünkü komisyonların yetkileri bağlı bulundukları ana organdan kaynaklanan ikincil nitelikteki yetkilerdir. Yasama organların da, Genel Kurul' da görüşmelerin tıkanabileceği, yasama faaliyetinin sağlıklı bir şekilde işlemeyip konular üzerinde gereken titiz çalışmaların yürütülemeyeceği, görev ve yetkilerin genişliği ve işlemlerin sayıca çokluğu, önem taşıyan inceleme aşamasına yeterince 8 zaman ayırma imkanının bulunmaması gibi pek çok neden komisyon şeklinde çalışmayı zorunlu kılmaktadır. Gerçekten komisyonlar; her şeyden önce kanun koyma faaliyetlerinin, inceleme safhasında görev yapmaktadırlar. İnceleme safhası ise, kanun koyma işlerinin en karışık safhasıdır. Yasama meclisleri bu karışık inceleme satbalarının düzgün bir biçimde yürütölmesini sağlamak amacıyla komisyonları teşekkül ettirmişlerdir. 9 Komisyon şeklinde çalışmanın en önemli nedenlerinden biri de yasama organının ilgilenmek durumunda kaldığı konuların çoğunlukla uzmaniaşmayı gerektirmesidir. Yasama organının tümünün, sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel vb. birçok alanda uzmanlaşmış ve doğru kararları verebilecek bilgi düzeyine sahip üyelerden oluşmuş olması beklenemez. Özel nitelik taşıyan konularla ilgilenen komisyonlar zamanla belirli konularda uzmaniaşarak daha kolay ve doğru karar verme olanağı elde ederler. 10 Bu kararların verilmesinde, komisyonların sahip olduğu üye kompozisyonunun da büyük payı vardır. Genel Kurul' da gerçekleştirilen görüşmelerin aksine komisyon görüşmeleri siyasi etkilerden ve kaygılardan önemli ölçüde uzak, teknik düzeydeki katılımın daha ön plana çıktığı bir ortamda cereyan etmektedir. Meclis'te üyesi bulunan siyasi partiler bu hususu göz önünde bulundurmaktadır. Komisyonlara üye seçiminde milletvekillerinin almış olduğu eğitim ve mesleki formasyonları, hangi komisyonlara üye olacaklarını önemli ölçüde etkilemektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu, yapısı, görüştüğü tasarı, teklif ve diğer işler dikkate alındığında uzmaniaşmanın ve yasama çalışmalarına teknik düzeyde katılımın ne kadar 8 9 10 Fahri Bakırcı, TBMM'nin Çalışma Yöntemi, imge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2000, s. 310. Uğur, a.g.e., s. 4. Bakırcı, a.g.e., s. 311. 9 yerinde ve gerekli olduğunun en önemli örneklerinden biridir. Yapısı ve görüştüğü işlerle bağlantılı olarak da daha çok mali konularda eğitim almış veya bu konularda mesleki tecrübesi bulunan milletvekilleri Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda oransal olarak ağırlıkta bulunmaktadır. ı ı 1.2. TARİHSEL GELİŞİM 1.2.1. Ülkemizde İlk Anayasal Gelişmeler Ülkemizde ilk içtüzük, meşruti monarşiyi öngören ve ilk Osmanlı Anayasası olan 23 Aralık 1876 tarihli Kanun-u Esasi 'nin yürürlüğe girmesinden sonra çıkarılmıştır. 19. yüzyıl boyunca çeşitli fikir akımlan ve davranışlarıyla sürüp gitmekte olan anayasal sürecimiz, siyasal alanda ilk olumlu ve nesnel sonuçlarını meşrutiyet dönemlerinde vermiştir. İlk yazılı anayasamız ve buna bağlı olarak ilk parlamentomuz bu dönemde ortaya çıkmıştır. 1876 Kanun-u Esasisi yasama işlerini görmek üzere erkek Osmanlı vatandaşları tarafından seçilen Mebusan ve padişah tarafından seçilen Ayan meclislerinden kurulu bir Meclis-i Umumi öngörmüştü. 19 Mart 18 77 tarihinde İstanbul' da toplanan bu ilk Osmanlı Parlamentosu' nda, tayinle gelmiş 25 üyeden oluşan bir senato (Ayan Meclisi) ve resmi baskılar, genel bir kayıtsızlık ve 1876 Anayasası 'na aykırı bir uygulama ile saptanan seçmenlerce seçilmiş 120 kişilik bir Mebusan Meclisi bulunuyordu. 12 Senato üyeleri padişah tarafından tayin edilen ve üyelikleri yaşam boyu süren kişilerden oluşuyordu. Sayıları, mevzuat gereği, seçimle gelen üyelerin oluşturduğu Mebusan Meclisi 'nin 113 'ünü aşamıyordu. 13 Padişahın gölgesinde çalışmalarını sürdüren Birinci Meclis, varlığını ancak 1877 yılının Aralık ayına kadar sürdürebilmiştir. Birinci Meclis'in dağıtılmasında, Meclis'teki konuşmalar, özellikle bütçe görüşmeleri sırasında ciddileşen eleştiriterin II. Abdülhamit ve hükümeti ürkütecek dereceye varmış olmasının da etkisi vardır. 14 Bu tarihte yapılan seçimler 11 12 13 14 10 Bu konulara ilişkin istatistiki bilgiler bir sonraki bölümü daha çok ilgilendirdiği için bu bilgilere orada yer verilecektir. Ahmet N. Yücekök, Türkiye'de Parlamentonun Evrimi, AÜSBF Yayınlan, Ankara, l 983, s. 77. Sacit Karaibrahimoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ege Matbaası, Ankara, 1968, s. 1O. Bkz. Recai Galip Okandan, Amme Hukukumuzun Ana Hatları (Türkiye'nin Siyasi Gelişmesi) 1. Kitap (Osmanli Devletinin Kuruluşundan Yıkdışına Kadar), İÜ Hukuk Fakültesi Yayını, No: 2195/496, İstanbul, 1977, ss. 175-187. sonrası İkinci Mebusan Meclisi kurulmuştur. Ancak bu Meclisin de varlığı ve ilk seçim kanununu çıkaran Meclis olmasına rağmen padişah tarafından feshedilmiştir. Böylece Anayasa resmen yürürlükten kaldırılmamakla beraber, hükümleri uygulanmamak suretiyle fiilen yürürlükten kaldırılmıştır. Bu tarihten 1908 yılına kadar ülke 31 yıl 15 meclissiz yönetilmiştir. uzun sürmemiş Bu kesintili dönem 1909 yılında sona ermiştir. Bu yıl, 1876 Anayasası 'nın köklü değişikliklere uğratıldığı,. parlamenter rejime ayak uydurulabilmesi için yoğun çabaların sarf edildiği, yasama ve yürütme 16 güçleri arasında denge ve uyum sağlandığı bir yıl olmuştur. Yapılan değişikierin sonucunda parlamenter rejimin ilk defa Il. Meşrutiyet ile gerçekleştirildiği söylenebilir. İlk parlamenter deneyimimizde, komisyonlara ilişkin düzenlemeler, genel olarak yukarıda da belirtildiği üzere parlamentoların çalışmasını düzenleyen hukuki metinler olan içtüzüklerde, o zamanki adıyla, nizarnname-i dahililerde, yer almaktadır. Dönemin Avrupa devletlerinin anayasa ve parlamento içtüzükleri de incelenerek 1877 yılında Heyet-i Mebusan için ı 05, Heyet-i Ayan için 74 maddeden oluşan nizarnname-i dahililer hazırlanmış ve her ikisi de ı 877 yılında yürürlüğe konulmuştur. Ancak, Osmanlı Parlamentosu, açılışının üzerinden bir yıl geçmeden, 1878'de kapatılmış (toplantıya çağrılmamış), ancak 30 yıl sonra, II. Meşrutiyetin ilanının ardından tekrar toplanabilmiştir. Dolayısıyla, bu kadar uzun süre boyunca nizarnname-i dahililer işlevsiz 17 kalmıştır. Parlamentonun açılmasıyla birlikte gereksinmeleri karşılamadığı gerekçesiyle, içtüzükler çeşitli tarihlerde tadil edilmek suretiyle uygulanmıştır. 18 Heyet-i Mebusan Nizarnname-i Dahilisi tümüyle değiştirilmek istenmiş ancak bazı değişiklikler yapılabilmiş, değiştirilen 19 Heyet-i Ayan Nizarnname-i maddeler 1915'te yürürlüğe girmiştir. 15 16 17 18 19 Karaibrahimoğlu, a.g.e., s. ı ı. Emin Fersoy, Yasama Denetimi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1984, s. 32. Nahit Yüksel, '"'Muvazene-i Maliyye Encümeni"nden "Plan ve Bütçe Komisyonu"na", Maliye Dergisi, S: 133, Ocak-Nisan 2000, s.S0-51 Ayrıntılı bilgi için bkz. Servet Annağan, Memleketimizde İçtüzükler, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1972. a.g.e., s. 36. ı ı Dahilisi ile ilgili değişiklikler ise 1916 'da tamamlanmıştır. 20 II. Meşrutiyet döneminde ( 1908-1920), İçtüzüğü yenileme yolunda birçok adım atılmıştır, ancak eski metinterin değiştirilmesiyle yetinilmiştir. 21 1876 tarihli Kanun-u Esasİ, içtüzük çıkarılması gerektiğine ilişkin bir zorunluluk öngörmemekle birlikte, çalışmaların bir içtüzüğe (Nizamname-i Dahili) göre yapılması. gerektiğini do lay lı olarak anlatmaktadır? 2 Kanunu Esasi'nin dokunulmazlığa ilişkin 47. maddesinde yer alan; " ... Meğerki meclisin nizarnname-i dahilisi hilafında hareket etmiş ola, bu takdirde nizarnname-i mezkur hükmünce muamele görür." hükmünde görüldüğü üzere içtüzüğe bir gönderme vardır. Bununla birlikte, birçok madde (m. 49, 51-59, 64, 77-80) içtüzük niteliğinde hükümlerdi. Böylece, günümüze değin süren anayasaların yasama meclislerinin iç işleyişini düzenleme geleneği de başlatılmıştır. 23 1.2.2. Anayasalar, İçtüzükler ve Kanunlar Işığında Plan ve Bütçe Komisyonu'nun Tarihsel Gelişimi Plan ve Bütçe Komisyonu'nun tarihsel gelişimi incelenirken, bu Komisyon 'un yapı ve işleyişini düzenleyen hukuki metinler esas alınmıştır. Bu hukuki metinlerden de, komisyona ilişkin en ayrıntılı düzenlemelere yer vermesi nedeniyle ağırlıklı olarak içtüzükler, ardından anayasalar ve son olarak da kanunlar incelenmiştir. Dolayısıyla düzenlernelerin normlar hiyerarşisi içindeki yerini değil, komisyona ilişkin düzenlernelerin ağırlığını esas alan bir yöntem belirlenmiştir. Komisyon ilk olarak ı 961 Anayasası'nda yer almakla birlikte Komisyon'un oluşumuna dayanak teşkil eden bütçeye ve plana ilişkin hükümlere yer vermesi ve Meclis çalışmalarına ilişkin kimi hükümler içermesi nedeni ile ı 96 ı Anayasası öncesindeki anayasalara çalışmanın gerektirdiği oranda yer verilmiştir. 20 21 22 23 12 a.g.e., ss. 26-27. Ömer Faruk Gençkaya, "Türkiye'de Parlamento Reformu: Tarihsel Bir Değerlendirme" Parlamentonun Etkinliği Semineri, TESEV-Avrupa Birliği Temsilciliği, Bilgi Üniversitesi, İstanbul, Ekim 1999, s. 5. Suna Kil i, A. Şeref Gözübüyük, Türk Anayasa Metinleri, Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara, 1985, s. 36. Gençkaya, a.g.e, s. 4. Bu çalışmada asıl olarak üzerinde durulacak olan komisyon; Bütçe Komisyonu' dur. Burada bu komisyonun incelenmesinin nedeni, nedeni olan bütçe hakkının kullanımında varlık parlamentoların parlamentoya yardımcı olan ve her dönemde varlığını sürdüren bir komisyon olmasıdır. Bugün için de Komisyon'un asıl varlık sebebi, bütçe hakkının kullanımında ve parlamenter denetimde parlamentoya yardımcı olmasıdır. Plan ve Bütçe Komisyonu bugün itibariyle bütçe, plan ve mali konular başta olmak üzere pek çok konunun görüşüldüğü bir komisyon haline gelmiştir. Bugünkü yapısı göz önüne alındığında, Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun, Bütçe Komisyonu dışında kalan birkaç komisyonunun da halefi olduğu görülmektedir. Bu nedenle, bu komisyonlar da Komisyon 'un tarihi arka planı içinde değerlendirilmiştir. Bu inceleme yapılırken incelenecek bir diğer metin, kanunlardır. Komisyon 'un kanunlarda yer alması I 960 dönemi sonrasına rastlamaktadır ve Komisyon çoğunlukla anayasalarda kanunla düzenlenmesi öngörülen 24 hususlara ilişkin olarak düzenleme konulan arasında yer almıştır. Bu üç temel metin çalışmanın ana gövdesini oluşturmuştur. Ancak, bu metinterin çoğunda, özellikle içtüzüklerde, üzerinde durulan komisyonlar çoğunlukla diğer komisyonlarla birlikte ele alınmış ve farklılıklar çarpıcı bir şekilde ortaya konmamıştır. Dolayısıyla bu metinler üzerinden yürürken genel olarak komisyon sistemi esas alınmış, Bütçe Komisyonu başta olmak üzere, Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun selefi olan komisyonların diğerlerinden farkları vurgulanarak, bu komisyonlara ilişkin farklı düzenlernelerin ön plana çıkarılmasına özen gösterilmiştir. Bölüm içerisinde yapılan dönemleştirmede ise esas olarak belli bir tarihsel gerçekliğe denk düşen siyasi kırılmalar baz alınmıştır. Ancak içtüzüklerin uygulama dönemleri ve geçirdikleri önemli değişikler de bu dönemleştirmede etkili olmuştur. 24 Kalkınma planlarının hazırlanması, TBMM'ce onaylanması, uygulanması, değiştirilmesi ve bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esasların kanunla hükme bağlayan 1982 Anayasası 'nın 166. maddesine dayanılarak çıkarılan 3067 Kanun buna örnek olarak gösterilebilir. Bunlara ilişkin ileride ayrıntılı açıklamalar bütünlüğünü düzenleneceği ni sayılı yapılacaktır. 13 1.2.2.1. Birinci Meşrutiyet Dönemi İçtüzükleri 1.2.2.1.1. 13 Mayıs 1877 tarihli Heyet-i Mebusan Nizarnname-i Dahilisi Ülkemizde ilk içtüzük düzenlemesi 13 Mayıs 1877 tarihli Heyet-i Mebusan Nizarnname-i Dahilisi (HMND)'dir. 16 fasıl 105 maddeden oluşan bu Nizamnamede komisyonlar "Şube ve Encümenlerin Suret-i Teşekkül ve Vazife-i Memuriyederi Beyanındandır" başlıklı ve 13-25. maddeleri kapsayan üçüncü faslında düzenlenmişti. HMND Heyet-i Mebusan'a havale olunan tasarı ve teklifierin incelenmesi için üyeleri, 2. madde doğrultusunda üye dağılımının kurayla yapıldığı, birinci, ikinci, üçüncü, vb. diye anılan, 25 5 şubenin üyeleri arasından 26 seçilen, encümenlerin oluşturulmasını öngörmüştü. 27 Encümenler her şubeden bir üye alınmak üzere, eşit sayıda beşer üyeden oluşmaktaydı. Ancak konunun önemine göre ve Heyeti Umumiye'nin kararı ile on veya on beş üyeden oluşabilmekteydi. 28 Komisyon üyelerini yalnız şubeler değil, üyelerden biri teklif ettiği takdirde Meclis Genel Kurulu da seçebilmekteydi. 29 (Bir üye en fazla iki encümene üye olabilmekteydi, ancak komisyon raporunu sunmuş ve son bulmuşsa üyeler başka bir komisyona üye olabilmekteydi.)30 HMND hükümleri doğrultusunda bu dönemde; Müvazene-i Maliyye (Bütçe), Orman ve Maadin ve Ziraat (Orman, Madenler ve Tarım), Evkafve Defter-i Hakani (Vakıflar ve Devlet Gayrimenkulleri), Arzuhal (Dilekçe), Ticaret, Dahiliyye (İçişleri), Hariciyye (Dışişleri), Rüsumet (Vergi ve Gümrük), Sıhhiyye (Sağlık), Adliyye (Adalet), İlmiyye (Din İşleri), Kavanin-i Maliyye (Mali Kanunlar), Layiha (Tasarı), Maarif (Eğitim) ve Nafia (Bayındırlık) adlarında her yasama yılı için Meclis-i Mebusan'a tevdi edilen kanun tasarılarının incelenmesi için her şubeden seçilen üçer üye olma~ üzere toplam on beşer üyeden oluşan daimi encümenler 25 Bir zamanlar bürolar sistemi Avusturya'da, Almanya'da, İtalya'da ve bizde uygulanmıştır. Mebusan Meclisi İçtüzüğü'nde ise "Bureaux"ya "şube" rlenmiştir. Bkz. M. Tuncer Karamustafaoğlu, Yasama Meclisinde Komisyonlar, Ajans Türk Matbaası, Ankara, 1965. 26 HMND md. 2. 27 HMND md. I 6. 211 HMND md. 16. 29 HMND md. 18. 30 HMND md. 24. 14 oluşturulmuştur. 31 HMND'de, Arzuhal, Layiha ve Muvazene-i Maliyye encümeni olmak üzere, yalnızca üç komisyon ismen zikredilmişti. Muvazene-i Maliyye Encümeni'nin oluşumu ve görevleri müstakil bir maddede düzenlenmişti. "Muvazene-i Maliye Encümeni Yirmi Birinci Madde: Her sene muvazene-i maliye kanunu layİhasının tetkiki için azası şubelerden intihab olunmak üzere on beş azadan mürekkep ayrıca katiyye kanunu varidat ve bir encümen mesarifat-ı intaç edecek hususata dair kanun encümenine havale edilir." teşkil olunur. Muhasebe-i devletin tezyid ve tenkisini layihalarının cümlesi muvazene HMND'de özel olarak, inceleme konusu komisyonlara ilişkin başka bir düzenleme bulunmamakta, daha sonraki maddelerde genel olarak komisyonların işleyişi ve Genel Kurul ile olan ilişkilerine yönelik düzenlemeler yer atmaktaydı. 21. maddede zikredilen Muvazene-i Maliye encümeni ise madde metninden de anlaşıldığı üzere bütçe, kesinhesap, devlet gelir ve giderlerinin artışına veya azalışımı neden olacak kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi için oluşturulan bir encümendi. Günümüzde bu nitelikteki tasarılar Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görüştüğü işlerden yalnızca birkaç tanesidir ve bugün itibariyle Komisyon 'un görev alanı oldukça genişlemiştir. Mali hükümler içeren kanunların (özellikle vergi kanunları) da hemen hemen tamamının, Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından görüşüldüğü dikkate alındığında, Kavanin-i Maliyye Encümenin de bugünkü Plan ve Bütçe Komisyonunun görevlerinden birini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. 31 32 32 Armağan, a.g.e., s. 60 Bundan sonra yapılacak açıklamalarda, sürecin değerlendirmeler ve karşılaştırmalar yapılacaktır. daha iyi anlaşılabilmesi için benzer 15 1.2.2.1.2. 20 Eylül1877 tarihli Heyet-i Ayan Nizarnname-i Dahilisi ll fasıl, 1 madde-i mahsusa ve 74 maddeden oluşan bu Nizamnamede encümenlere ilişkin hükümler, 7-ll. maddeleri kapsayan "Encümenlerin Suret-i Teşkiliyle Vazife-i Memuriyetleri" başlıklı ikinci fasılda düzenlenmişti. Heyet-i Ayan'a havale edilen tasarı ve evrakların öncelikle, Heyet'in oyuyla bir encümene havalesi yapılmaktaydı. Encümenler eşit sayıda, beşer üyeden oluşmakta, ancak işin önemine göre Heyet'in kararıyla 7 veya 9 üyeden de oluşabilmekteydi. Encümen üyelerinin seçimi 5. maddede başkan, başkanvekili ve katip üyelerin seçilmelerindeki yönteme göre yapılmaktaydı. 33 Nizamnamede encümenlere ve hangi işlerin hangi encümenlere havalesinin yapılacağına ilişkin ayrıntılı düzenlemeler mevcut değildi ve hangi encümenlerin kurulacağı Heyet'in kararına bırakılmıştı. Dolayısıyla Bütçe Komisyonu 'nun kurulması da Nizarnname' de düzenlenmerniş, Heyet' in kararına . bırakılmıştı. Bütçe komisyonlarının kurulması, bütçe hakkının gelişimine paralel olarak ortaya çıkmış olan parlamentolar için bu hakkın gereği gibi kullanımı noktasında vazgeçilmezdir. Bu Dahili Nizarnname en azından bir yasama dönemi kadar uygulanma fırsatı bulsaydı şüphesiz Bütçe Komisyonu kurulurdu. 1.2.2.2. İkinci Meşrutiyet Dönemi İçtüzükleri 1.2.2.2.1. 20 Eylül 1877 Tarihli Heyeti Ayan Nizarnname-i Dahilisi'nin Tadil Edilmiş Şekli 14 fasıl ve 132 maddeden oluşan Heyeti Ayan Nizamnamesinde, komisyonlar 12-30. maddeleri kapsayan "Şubeler ve Encümenler" başlıklı üçüncü fasılda düzenlenmişti. Ayan Meclisi 'nin kurayla iki şubeye ayrılması öngörülmüştü. Bu Dahili Nizarnname' de encümenler muvakkat, daimi ve encümen-i mahsuslar olmak üzere üç türe ayrılmış, encümen isimleri tek tek sayılmış ve Maliyye Encümeni daimi encümenler arasında yer alrnıştır. 34 Daimi encümenlerin süresi yasama yılının sonunda sona 33 34 16 HAND md. 7. HANDTEŞ md. 15. ermekteyken, Maliye Encümeni 'nin süresi bu durumdan ıstısna tutulmuştu. 35 Nizarnname 'de yalnızca Maliye Encümeni üyelerinin Genel Kurul 'da seçileceği, diğer encümenlerin üyelerinin şubelerce menasıbeten 36 (eşit oranda) seçileceği öngörülmüştü. Encümenlerin üye sayısı 6'dan IO'a kadar olabilecekti, ancak Nizamnaınenin 22. maddesinde Maliye Encümeni 'nin 1O üyeden oluşacağı belirtilmişti. Yine aynı maddede Maliye Encümeni, genel bütçe kanun tasarısı ile kesinhesabı ve çeşitli mali kanunları incelemekle görevli kılınmıştı. Bütçe Encümeni burada isim değiştirerek Maliye Encümeni olmaktadır. Ancak, anlaşılacağı üzere görevleri Heyet-i M ebusan Muvazene Encümeni 'ninki ile aynıdır. Üyeler her yasama yılı sonunda Genel Kurul' ca gizli oyla seçilmekte ve Encümen'in görevi bir sonraki yasama yılının başında yenisi seçilene kadar devam etmekteydi. üzere Maliye Komisyonu ayrıcalıklı düzenlemelere konu olmuştur. Bu durum, komisyonların ülkemizdeki tarihsel gelişimleri içinde, önemleri gereği bütçe ile ve diğer mali işlerle ilgilenen komisyonların, hep farklı ve ayrıcalıklı düzenlemelere konu olmasının ve hukuki bakımdan da diğer komisyonlardan daha güçlü bir dayanağa sahip olmasının başlangıçtan itibaren bir kanıtı niteliğindedir. Hukuken bu şekilde örgütlenen bu komisyonlar, ak çalı işlerin yönlendirilmesindeki etkileri nedeniyle zaman içerisinde fiilen de diğer komisyonlardan ayrıcalıklı bir konuma sahip olmuşlardır. Bu konunun ayrıntıları ilerleyen bölümlerde ele alınacaktır. Görüleceği 1.2.2.2.2. 13 Mayıs 1877 Tarihli Heyet-i Mebusan Nizarnname-i Dahilisinin Tadil Edilmiş Şekli 20 fasıl, I fasl-ı mahsus ve 190 maddeden, oluşan Heyet-i Mebusan Nizarnname-i Dahilisi'nin tadil edilmiş şeklinde komisyonlara ilişkin düzenlemeler 8-14. maddeleri kapsayan "Şubeler ve Encümenler" başlıklı 2. fasılda düzenlenmişti. Burada da kura ile oluşan ve ertesi yıl sonuna kadar 37 devam eden 5 şube bulunmaktaydı. Her biri 15 üyeden oluşan ve bir yasama yılı için üyeleri şubelerde seçilen 16 daimi komisyon kurulmakta ve 35 36 37 HANDTEŞ md. ı 7. HANDTEŞ md. ı 9. HMNDTEŞ md. 8. 17 Kavanin-i Maliyye (mali kanunlar) ile Muvazene-i Maliyye Encümeni (Bütçe), sayılan bu 16 encümen arasında yer almaktaydı. 38 Genel Kurul, lüzum gördüğü hususlarda ve tasarıların görüşülmesinde encümenlerin üye sayısını artırabildiği gibi encümenlerin ortak çalışabilmesine de karar verebilmekteydi. 39 Daimi encümen üyeleri ikiden fazla encümene üye 4 olamamaktaydı. ° Kavanin-i Maliyye ve Muvazene-i Maliyye encümenin oluşumu ve çalışma yöntemine ilişkin ayrıca bir düzenleme öngörülmemişti fakat Muvazene-i Maliyye Encümeni'nin görüşme konuları bütçe görüşmelerini düzenleyen ayrı bir maddede belirtilmiş böylece görevlerine açıklık kazandınlmıştı. Bu düzenleme Nizamname'nin 83-89. maddelerini kapsayan ve "Bütçe Müzakeratı ve Hesab-ı Kat'i" başlıklı dokuzuncu faslında yer almaktaydı. "Muvazene Encümenince Tetkik olunacak Hususat Madde 83.- Muvazene Encümeninin tetkine havale olunacak .husüsat berveçh-i atidir. 1- Meclis-i Meb'usan Muvazenesiyle hakkındaki kanun layihaları, tahsisat-ı munzamesi 2- Muvazene-i Maliyye kanunu, 3- Tahsisat-ı munzame ve olan kanun layihaları, tahsisat-ı fevkalade talebini havi 4- Varidat ve mesarifat-ı Devletin tezyid ve tenkisini intaç edecek her nev' i kanun layiha ve teklifleri." Bu maddede belirtilen tasarı ve teklifler, Heyeti Mebusan tarafından, incelemesi gerekli görülen daimi komisyonlara da havale edilebilmekteydi. Bu encümenler tasarının tümü üzerinde karar alabilir ancak ödenek artışını öngören değişiklik yapamazlardı. Komisyonlar tasarıyı kabul ettiği takdirde, raporlarını Bütçe Encümeni 'ne sunardı. 41 Buradan çıkan sonuç ise ödenek artışını öngören hususların Bütçe Komisyonu'nda karara bağlanacağıdır. Ancak diğer komisyonlar tarafından kabul edilen maddeler hakkında değişiklik yapılıp yapılamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. 38 39 40 41 18 HMNDTEŞ HMNDTEŞ HMNDTEŞ HMNDTEŞ md. md. md. md. 12. 13. 19. 84. 1.2.2.3. 1920-1960 Dönemi 1.2.2.3.1. 1920-1927 Dönemi Bilindiği gibi, Osmanlı Devleti'nin hukuki varlığının halen devam ettiği bir zamanda, Ulusal Kurtuluş Savaşımıza nüve teşkil edecek siyasal bir kurum olarak, 23 Nisan ı 920 tarihinde toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi çok önemli iç ve dış meselelerle karşı karşıya bulunmaktaydı. Bu dönemin en önemli özelliği, yasama-yargı ve yürütme güçlerini elinde bulunduran Büyük Millet Meclisi 'nin en üstün güç olduğu, Meclis Hükümeti Sistemi'nin uygulanmasıdır. 42 Bu tarihi Meclis'in, her şeyden önce iç yapısında bir düzenin kurulması ve kalabalık Genel Kurul 'un çalışmalarına bir yön verilmesi gerekmekteydi. O sıralarda Meclis, kendisinin düzenlediği, kendine özgü bir içtüzükten yoksun 43 bulunmaktaydı. İçinde bulunulan koşullar da göz önünde bulundurolmak suretiyle, ilk TBMM açıldıktan sonra da Heyeti Mebusan Nizarnname-i Dahilisi'nin 26 Nisan ı 920 tarihinde alınan 7 sayılı Kararla44 değiştirile re k uygulanması öngörülmüştü. Ancak bu Karar'ın hangi teklif üzerine alındığı hakkında aydınlatıcı bilgilere rastlanmamaktadır. Bu kararın alınması için iki teklif yapılmış, esas itibariyle iki teklif de kabul edilmiştir. HMND'nin hangi hükümlerinin tadil edildiği, diğer bir deyişle TBMM tarafından uygulanan HMND'nin hangi hükümlerinin tadil edildikten sonra uygulandığı tespit edilememiştir. 45 Konuyu ayrıntılı bir şekilde incelemiş olan Armağan, Meclis zabıtlarında da bu konuda aydıntatıcı bilgi bulunmadığını belirtmektedir. 46 Osmanlı Devleti dönemine ait bu düzenleme, bazı değişiklik ve yorumlara tabi tutularak, Cumhuriyetin dördüncü yılına, 2.5. ı 927 tarihli Dahili Nizarnname yürürlüğe girene kadar uygulamada kalmıştır. Bu yeni dönemde meclis üyelerinin bilgilerinden yararlanmak ve yasama işlerinin verimli bir şekilde yürütütınesini sağlamak amacıyla 42 43 44 45 Mümtaz Soysal, Anayasaya Giriş, AÜSBF Yayınları, Ankara, 1968, s. 157. Volkan Has, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Komisyonlar, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2003, s. I4. Bkz. TBMM Zabıt Ceridesi, Devre ı, İçtima Senesi ı, C. ı, 26.04. ı 920, s. 77. 26.4.1336 (1920) tarihli Karar ile daha sonraki kararlarla HMND'de gerekli değişiklikler yapılmıştır. 46 Bkz. Armağan, a.g.e., s. 203. ı9 uzmanlık komisyonları kurulmuştu. O zamanki İcra Vekilleri Heyeti'nin görevleriyle karşılıklı olarak on adet komisyon oluşturulmuştu. Meclis katibince adları okunan komisyonlar; Adliyye, Dahiliyye, Hariciyye, İktisat, Maarif, Maliyye, Müdafai Milliyye, Nafia, Sıhhiyye ve Şer'iyye encümenleridir. 47 20. ı. ı 92 ı tarihli ve 85 sayılı Teşkilatı Esasiye Kanununu oluşturan 23 asıl ve bir "madde-i münferide"de komisyonlara ve mali nitelikli ve bütçe ile ilgili hükümlere yer verilmemişti. Muvazene Encümeni Azalarının Yirmi ye ibiağına Dair 79 sayılı ve 6 Mart ı 924 tarihli Kararla; 48 Muvazene Encümeni 'nin, 1923 birinci yasama yılında olduğu gibi ı 924 ikinci yasama yılında da yirmi üyeden oluşması ve birinci ve dördüncü şubelerden bu encümene birer üye daha seçilmesi, beşinci birleşimin birinci oturumunda kararlaştırılmıştı. 49 Görüldüğü üzere Bütçe Encümeni, adları okunan komisyonlar içinde yer almamasına rağmen varlığını devam ettirmiş ve yine önemine binaen ayrı bir karara konu olmuştur. Daha önce söz edildiği üzere ı877 tarihli HMND'nin tadil edilmiş şeklinde Muvazene Encümeni'nin diğer daimi encümenlerde olduğu gibi ı 5 üyeden oluşması öngörülmüştü. Ayrıca, alınan bu Kararla üye sayısının artırılması Komisyon 'un ve bütçenin o günkü şartlar içinde dahi önemini ortaya koymaktadır. Bu dönemde, meclis üyelerinin iki komisyona katılabilmeleri mümkündü. Böylelikle üyelerin kendi uzmanlık alanına giren başka bir encümene de girebilmeleri ve orada da yararlı olmaları düşünülmüştü. 50 Bu uygulama ilk içtüzük düzenlemesinden bu yana süregelmekteydi. Ancak, ileride değinileceği üzere ı 927 tarihli yeni TBMM Dahili Nizamnamesi ile Bütçe Encümeni için bu uygulama sona erdirilmiş, günümüze kadar da devam etmiştir. Günümüzde de İçtüzükte, Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin diğer komisyonlara üye olması yasaklanmıştır. sayılı 47 48 49 50 20 Cumhuriyet Dönemi'nin ilk Anayasası olan 20.4.1924 tarih ve 49ı Teşkilatı Esasiye Kanunu'nda da komisyonlara ilişkin düzenleme Karamustafaoğlu, a.g.e., s. 44. Bkz. TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 2, İçtima Senesi ı, C. 7, 6.03. ı 924, s. ı 54. 6 mart ı 340 tarihli ve 79 sayılı Muvazene Encümeni Azalarının Yirmi ye ibiağına Dair Kararla bu değişiklik gerçekleştirilmiştir. Bkz. TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 2, İçtima Senesi ı, s. 483. Uğur, a.g.e., s. 9. Ancak, bu Anayasa' da bütçeye ilişkin hükümlere yer verilmişti. 26. maddede Türkiye Büyük Millet Meclisi 'nin yasama fonksiyonu niteliğindeki görevleri arasında kanun koymak, kanunlarda değişiklik yapmak, kanunlan yorumlamak ve kanunları kaldırmak yetkisi ile kanunlara ilişkin bu fonksiyonların yanı sıra, devletin bütçe ve kesinhesap kanunlarını incelemek ve onaylamak yetkisi de Meclis'in görevleri arasında 51 sayılmıştı. Meclis görüşme lerini, içtüzük hükümlerine göre yapa caktı. Bu düzenlemeyle bütçe ve kesinhesap kanunlarının diğer kanunlardan ayrılan özel bir kanun türü olduğu ilk olarak bu Anayasa'da ortaya konmuştur. Çünkü; bütçe ve kesinhesaplar için kanun koymak değil "incelemek ve onaylamak" tabiri kullanılmıştır. Ancak, hazırlanışı bakımından bütçe kanunları ile diğer kanunlar arasında bir ayrıma gidilmemiş, içtüzüğe atıfta bulunulmakla, konunun içtüzükle düzenleneceğinin belirtilmesi ile 52 Bilindiği gibi bundan sonraki anayasalarda bütçenin yetinilmiştir. hazırlanması ve görüşülmesi ayrıntılı bir şekilde tarif edilmiştir. Nitekim 1924 Anayasası'nın görüşmeleri sırasında da bütçe kanunlarıyla diğer kanunlar arasında bir ayrım olmadığı ve konunun içtüzükte düzenleneceği Çorum Mebusu İsmet Bey'in yaptığı şu açıklamayla ortaya konmuştur: bulunmamaktaydı. "Muvazenei maliye kanunu yukardaki kavaninin vazi, tadili şeklinde bir kanun kanunu Meclisin layihasıdır .... Şu yapacağı halde muvazenei umumiye kavanini sarenin nizamnamei dahilide tayin edilmiştir. " aynıdır ve sureti tetkikatı 53 95. maddede, bütçelerin en geç hangi tarihte Meclise sunulması gerektiği düzenlenmişti. Maddenin ilk halinde, en son sunulma tarihi olarak "Teşrin-i Sani iptidası" (Kasım başı) gösterilmiş iken, 10.12.1931 tarih ve 1883 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle mali yıl başından en az üç ay önce sunulması ilkesi benimsenmişti. 97. madde ise bütçelerin yıllık olma ilkesini düzenlemekteydi. 54 51 52 53 54 20.4.1924 tarihli ve 49 I sayılı Teşkilatı Esasiye Kanunu, md. 2 ı. Yüksel, a.g.e., s. 53. A. Şeref Gözübüyük, Zekai Sezgin, 1924 Anayasası Hakkındaki Meclis Görüşmeleri, AÜSBF Yayını, Ankara, 1957, ss. 467-468. Ayrıntılı bilgi için bkz., Erdoğan Öner, Mali Olaylar ve Düzenlemeler Işığmda Osmanlı Imparatorluğu ve Cumhuriyet Döneminde Mali Idare, Maliye Bakanlığı APK Kurulu Başkanlığı Yayını, No: 2001/359, Ankara, 2001. 21 1920'li yılların bütçe açısından en önemli gelişmesi ise, ilk defa 1910 yılında kabul edilen, Muhasebei Umumiye Kanunu Muvakkatı'nın, birkaç değişiklikten sonra, 1927 yılında da Muhasebei Umumiye (Genel Muhasebe) Kanunu olarak kabul edilmesidir. Bu Kanun, devletin her türlü malvarlığı ile gelir ve giderinin idare ve muhasebesinin düzenlendiği 55 kanun dur. 1.2.2.3.2. 2 Mayıs 1927 Tarihli TBMM Dahili Nizamuarnesi 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanı ve ll Mart 1924'te Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun kabulünden sonra, TBMM Genel Kurulu'nca 11 Kasım 1924 'te yeni bir İçtüzük Komisyonu kurulmasına karar verilmişti. Komisyon 'un teklifi I 6 Aralık 1925 'te görüşütıneye başlanmıştır. 56 Görüşmeler 36. maddeye kadar ilerlemiş ancak, komisyon TBMM kararıyla teklifi geri almıştır. İki yıl sonra komisyon yeni bir teklif hazırlayarak 19 Mart 1927'de TBMM'ye sunmuştur. Bu teklif de verilen çok sayıdaki değişiklik önergesi nedeniyle geri çekilmiş, Genel Kurul' da bundan sonra hazırlanan teklif görüşülmüştür. 57 M ebusan Meclisi İçtüzüğü, Türkiye Büyük Millet Meclisi 'nde 1927 yılına kadar uygulanmıştır. 2 Mayıs 1927' de Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu yeni içtüzüğünü kabul etmiştir. 25 bab ve 236 maddeden oluşan yeni içtüzüğün 234. maddesiyle eski Mebusan Meclisi İçtüzüğü resmen yürürlükten kaldırılmıştı. 58 55 56 57 58 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanun'unun bazı maddeleri (bütçenin hazırlanmasına ilişkin olanlar) halen yürürlüktedir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile birkaç istisna dışında 2005 yılında yürürlükten kaldmiması öngörülen bu Kanun'un söz konusu maddeleri, 5018'in özellikle bütçeye ilişkin maddelerinin uygulanmasına yönelik hazırlık çalışmalan henüz tamamlanmamış olduğundan, muhtelif kanunlarda I 050 sayılı Kanun 'un bu hükümlerinin yüıiirlük tarihleri uzatılmıştır. Son olarak da 5018' in bütçenin uygulanmasına ilişkin hükümlerinin 2005 yılında uygulanması 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu ile ertelenmiştir. Bu konuya ileriki bölümlerde değinileceği için burada ayrıntıianna girilmemiştir. Türk Parlamento Tarihi Araştırma Grubu, Türk Parlamento Tarihi, TBMM- Il. Dönem, 19231927, C. 2, Ankara, 1996, ss. 125-132. Armağan, a.g.e., s. 39. Bundan sonraki bölümlerde de bu Dahili Nizamname'nin çalışmayı ilgilendiren maddeleri ele alınacaktır. 22 Komisyonlar, bu Nizamnamede 22-65. maddeleri kapsayan 59 "Encümenler ve Parti Grupları" başlıklı üçüncü bapta yer almıştı. "Madde 22.- Her İçtimaın başlangıcında, vazifeleri ertesi içtimaa kadar devam etmek ve azası Umumi Heyetçe izafi reyle intihabolunmak üzere, 20 encümen kurulur. Siyasi partilerin yalnız mebuslardan kurulan ve Büyük Millet Meclisi içinde onun çalışmaları ile alakah faaliyette bulunan Meclis grupları vardır. Meclis vazifeleri ile mütenazır encümenler: ı. Arzuhal Encümeni ( 25 aza, iki muvazzaf ka tip); 2. Divanı Muhasebat Encümeni ( 20 aza, bir muvazzaf katip); ıO aza, bir 3. Meclis Hesaplarının Tetkiki Encümeni ( muvazzaf katip); 4. Meclis Kütüphanesi Encümeni (5 aza, bunlardan birini Riyaset Divanı, İdare Amirleri arasından ayırır. Bu Encümene Kütüphane Müdürü katiplik eder); 5. Teşkilatı Esasiye Encümeni ( 20 aza, bir muvazzaf katip); Dahili Nizarnname işleri bu encümene havale olunur. Bütün Hükümet hizmetleri ile 6. mütenazır encümenler: Bütçe Encümeni (35 aza, bir kalem müdürü ile muavini, bir baş katip, muavini ve bir memur); Bu Encümen kendine bir de Reisvekili intihabeder. Umumi bütçe mazbatasının yazılması ve müdafaası ile mükellef bir mazbata muharririnden başka bu Encümen bir veya muhtelif dairelerin bütçe mazbatasını yazmak ve müdafaa etmekle mükellef husus i mazbata muharrirleri dahi intihabedebilir. Vekaletlerle 7. 59 mütenazır encümenler (Alfabe sırasıyla) Adiiye Encümeni (25 aza, bir muvazzaf ka tip); Çalışmayı ilgilendinnesi ve bundan sonra yapılacak açıklamalara kaynak teşkil edeceği gerekçesiyle Dahili Nizamname'nin 22. maddesinin yürürlükteki son halinin tam metninin verilmesi yararlı görülmüştür. 23 8. Çalışma 9. Dahiliye Encümeni (30 aza, bir muvazzaf ka tip); Encümeni (15 aza, bir muvazzafkatip); Bu Encümen lüzum görüldükçe bir reisvekili intihabeder. 1O. Gümrük ve İnhisarlar Encümeni (20 aza, bir muvazzaf katip); 11. Harici ye Encümeni (20 aza, bir muvazzaf ka tip); 12. İktisat Encümeni (20 aza, bir muvazzaf katip ); 13. MaarifEncümeni (20 aza, bir ınuvazzafkatip); 14. Maliye Encümeni (20 aza, bir ınuvazzafkatip); 15. Milli Müdafaa Encümeni (25 aza, bir muvazzafkatip); 16. Münakalat Encümeni (20 aza, bir muvazzaf ka tip); 17. Nafia Encümeni (25 aza, bir muvazzaf ka tip); 18. Sıhhat ve İçtimai Muavenet Encümeni (20 aza, bir muvazzafkatip); 19. Ticaret Encümeni (20 aza, bir muvazzaf ka tip); 20. Ziraat Encümeni (25 aza, bir muvazzaf ka tip); icabında encümenlerin azası Umumi Heyetçe daha çok veya daha az adedde seçilir. Yukarıdaki encümenlerle karşılanamayan dairelerle alakah layiha ve teklifler, mali işlerden iseler, Bütçe ve Maliye encümenlerinde, bundan başka bütün layiha ve teklifler, Dahiliye Encümeninde görüşülür. " 60 Maddenin düzenieniş biçiminden de görüleceği gibi Bütçe Encümeni diğer bütün encümenlerden ayrılmış durumdadır. Bütün hükümet işleriyle karşılıklı encümen olarak yalnızca Bütçe Encümeni'nin sayılmasında en büyük etken muhakkak ki bütçeyle olan ilişkisidir. Bütün bakanlıklar, görev alanı ve hizmet gereklilikleri açısından değil, kaynak tahsisi noktasında, yani bütçe kanunu tasarılarının bu Encümen' de görüşülüyor olması nedeniyle bu Encümene karşılık getirilmiştir. Bakanlıklada karşılıklı 60 24 Maddenin ilk halinde madde başlığı; "Daimi Encümenlerin Müddetleri, İntihapları ve Bazı Ahkam" adını taşımaktaydı. Siyasi partilerin meclis gruplarına ilişkin olan ikinci fıkra ile encümenlerin aza sayısının artırılınasına ilişkin olan 6. fıkra maddenin ilk halinde mevcut bulunmamakta ve ı 7 adet daimi komisyon zikredilmekteydi. Yeri geldiğinde, Bütçe ve Maliye encümenlerinin geçirdiği değişikliklere ilişkin daha ayrıntılı bilgi verilmesi yanı sıra diğer değişikliklere ilişkin bilgilere de yer verilecektir. Maddenin ilk hali ve görüşme tutanakları için bkz. TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 2, İçtima Senesi 4, Ci lt 3 ı, (1927), ss. 248-249. encümenler içinde sayılan Maliye ve İktisat encümenleri de görev alanı ve hizmet gereklilikleri itibariyle Plan ve Bütçe Komisyonu'nun selefieri durumundadır. Bugünkü içtüzükte bu şekilde bir gruplandırma yapılmamış olmakla birlikte örgütlenmede komisyonların çoğu bakanlıklada karşılıklı olarak tanzim edilmiş durumdadır ve bu durum isimlerinden açıkça anlaşılmaktadır. Plan ve Bütçe Komisyonu yine genel yetkili (mali konularda) komisyon olarak tanzim edilmiş durumdadır. Ancak bugünkü İçtüzükte mali ve ekonomik politikaları yürüten kamu kurum veya kuruluşlarının (Maliye, Hazine, DPT gibi) karşılığı olan ayrı bir komisyon yoktur. Plan ve Bütçe Komisyonu bu açıdan da sözü edilen kurum ve kuruluşlara karşılık gelmektedir. Nizamname'nin on birinci babında bütçe görüşmeleri anlatılmış 61 ve Bütçe Komisyonu'nun bütçe ile ilgili görevleri sayılmıştı. "Madde ı 26.- Bütçe Encümeninin tetkik edeceği işler şunlardır: ı. Meclis ve merbutatı (bağlı kuruluşları) bütçesi ile munzam tahsisatı (ek ödenek) hakkındaki kanun layihalan; 2. Muvazenei Umumiye Kanunu; 3. Munzam tahsisat, fevkalade tahsisat (olağanüstü ödenek), ve fasıllar arasında münakale (aktarma) talebin havi kanun tasarıları; 4. (gelirlerinin) veyahut masarifatının veya eksiltilmesini intac edecek her nevi kanun layiha ve teklifleri, Devlet varidatının artırılınasını 5. Muvazenei Umumiye kanunianna ve dördüncü fıkradaki kanunlara müteallik bütün tefsir taleplerinin tetkiki." Bu maddeden anlaşılacağı üzere Bütçe Encümeni esas itibariyle bütçe kanunu tasarılarını görüşmektedir. Ancak devlet gelir ve giderlerinde artış veya azalış meydana getirecek kanun tasarıları da bu E ncümen'de görüşülmektedir. 61 TBMMDN md. 126-130. 25 Bu Nizamnameyle, görevleri ertesi yasama yılına kadar devam eden ve üyeleri yasama yılının başlangıcında Genel Kurul' ca izafı oyla seçilen 20 encümenin kurulmasının öngörülmesi suretiyle sürekli komisyon sistemi benimsenmişti. 1927 tarihli Dahili Nizamname'nin komisyonlara ilişkin 22. maddesi, 7.4.1928 62 , 10 Sonteşrin (Kasım) 1932,63 13.3.1935,64 16.7.1943,65 tarihlerinde değişikliğe uğramış tır. Teşkilatı Esasiye Kanunu 'nun 10.1.1945 tarihli ve 4695 sayılı Kanunla sadeleştirilmesinin ardından Dahili Nizarnname de TBMM'nin 11.4.1945 tarihli oturumunda Türkçeleştirilmiş (sadeleştirilmiş), kabul edilen yeni metnin66 234. maddesi ile 2 Mayıs 1927 tarihli Dahili Nizarnname yürürlükten kaldınlmıştır. 67 Ancak, yapılan değişiklikler; "Dahili Nizamname" sözcüğü yerine "İçtüzük" sözcüğü, "Encümen" sözcüğü yerine de "Komisyon" sözcüğünün konulması çerçevesinde gerçekleşmiş, içeriğe ilişkin bir değişiklik yapılmamıştır. Benzer şekilde aynı dönemde yasama organına da "Kamutay" ismi verilmeye çalışılmış, bu kelime çok kısa süre kullanılmış ancak sonuç olarak 62 63 64 65 66 67 26 Bu değişiklikle Ticaret ve Ziraat Encümenleri, İktisat Encümenine dahil edilmiş ve komisyon adedi 17'den 15'e düşmüştür. Ayrıntılı bilgi için bkz. TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 3, İçtima Senesi ı, Cilt 3, (1928), s. 106-107. 1928'de 15'e indirilen encümen adedi tekrar ı7'ye çıkarılmış ve bu encümenlerde görevlendirilecek aza ve katipler konusunda değişikliğe gidilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 4, İçtima Senesi 2, Ci lt lO, ( l 932), ss. 15- ı 7. Encümenlerin üye sayılannda değişikliğe gidilmiştir. 1943 yılında Bingöl Mebusu Feridun Fikri Düşünsel 8.6. ı 943 tarihinde Dahili Nizamnamenin 22 ve ı26. maddelerinin değiştirilmesi ve Muvakkat Madde Konmasına dair teklifinde Bütçe ve Maliye encümenlerinin görevlerinin çok defa birbirine karışmakta olduğu gerekçesiyle Bütçe ve Maliye encümen vazifelerinin birleştirilmesi ve bu encümenin Maliye Encümeni olarak adlandırılması, bu doğrultuda da Bütçe Encümeninin tetkik edeceği hususları düzenleyen Nizamnamenin ı 26. maddesinin de birleştirmeye uygun olarak değiştirilmesi hususu da yer almaktaydı. Ancak, Teşkilatı Esasiye Encümeni, Bütçe ve Maliye encümenlerinin birleştirilmesini doğru bulmamış ve adı geçen teklif sahibinin bu konudaki isteği yönünde bir değişikliğe gidilmemiştir. Ancak, sözü edilen değişiklik teklifındeki diğer hususlar dikkate alınarak, Teşkilatı Esasiye Encümeninin de görüşleri doğrultusunda Münakalat (Ulaştırma) ve Ticaret Encümenleri tesis edilerek Encümen sayısı l9'a yükseltilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz., TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 7, İçtima Senesi I, Cilt 3, (1943), s. 120. SS. 113., ayrıca bkz. Bedi N. Feyzioğlu, Nazari, Tetbiki, Mukayeseli Bütçe, Filiz Kitabevi, İstanbul, 198 1, s. 24 1. Dahili Nizamnamenin ı26. maddesi yukanda sözü edilen itirazı, yani Maliye ve Bütçe encümenlerinin görev alanlarında çakışma olduğu itirazını haklı çıkaracak niteliktedir. Örneğin vergi yasalan konusunda böyle bir çakışma olması durumu kaçınılmazdır. Ayrıntılı bilgi için bkz., TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 7, İçtima Senesi 2, Cilt 14, (1945), s. 37-64, ss. 68. Uğur, a.g.e., s. 1O. 69 68 bu girişim başarısızlığa uğramıştır. Bu değişikliğin ardından 15.5.1946 70 ve 18.7.194 7 tarihlerinde değişiklikler yapılmış, ancak, 1950 sonrasında anayasa dilinin 1945 'teki değişiklikten önceki haline dönüştürülmesinin ardından, 1927 tarihli Dahili Nizamname, 12 Şubat 1954 tarihinde 22, 23, 24, ve 85. maddeleri değiştirilmek suretiyle, bu maddeler dışındaki maddeler ll Nisan 1945 tarihine gelinceye kadar yapılan değişikliklerle 71 Encümenlerin üye sayısının birlikte, yeniden yürürlüğe konmuştur. Umumi Heyetçe daha çok veya daha az olarak seçilebileceğini öngören yeni bir fıkra da altıncı fıkra olarak 22. maddeye eklenmişti. Bu değişiklikten sonra, Nizamnamedeki en kapsamlı değişiklik 28 Aralık 1957 tarihinde "TBMM'nin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Nizamname"yle gerçekleştirilmişti. Bu değişikliklerle siyasal muhalefeti kısıtlayıcı ve 72 1957 yılında yapılan demokratik olmayan hükümler getirilmiştir. değişiklikler 1961 Anayasası 'nın Geçici 3. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış ve Dahili Nizamname'nin 1957 değişikliğinden önceki hali yeni içtüzüğün yürürlüğe girdiği 1973 yılına kadar (Millet Meclisi için) 73 uygulanmıştır. Bu dönemde maddelere açıklık getiren toplam 207 adet 74 "uygulama notu" geliştirilmiştir. Türk parlamento geleneğinin oluşmasına önemli katkıda bulunan bu notlar, 1973 'te yapılan içtüzük değişikliğinin ana 75 kaynakları arasında yer almıştır. 1957 yılında değiştirilen maddeler içinde bu çalışma açısından önem arz eden ve komisyonlara ilişkin hükümler içeren maddeler 22 ve 26. maddelerdir. 76 22. maddedeki en önemli değişiklik ise encümenleri bentl er 68 69 70 71 72 73 74 75 76 Rahmi Kumaş, Parlamentonun Boyutları, Çağdaş Yayınları, İstanbul, ı 985, s. 70. 1946 yılında yapılan değişiklikle, mevcut komisyonlara Çalışma Komisyonu da eklenmiş ve komisyon sayısı 20'ye ulaşmıştır. Bilindiği gibi, 1946 yılında Demokrat Partinin kurulması ve aynı yılda ilk çok partili seçimlerin yapılmasının ardından, biri CHP diğeri de DP olmak üzere, İki Parti Meclis'te grup kurmuştu. Bu doğrultuda da TBMM İçtüzüğünde değişiklik ihtiyacı doğmuş ve 22. maddeye siyasi partilerin meclis gruplarına ilişkin düzenleme içeren ikinci fıkra ilave edilmiş, madde başlığı da "Encümenler ve Parti Grupları" şeklinde değiştirilmiştir. İçtüzüğün 23, 24, ve 85. maddeleri de yapılan bu değişiklik doğrultusunda yeni duruma uyarlanmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz., TBMMTD, D. 8, Toplantı 1, C. 6, (1947), s. 387 vd., SS. 222. Karamustafaoğlu, a.g.e., s. 45 Aybay, a.g.e., ss. 301-302. ı 965 yılında ise bir değişiklik daha geçirmiştir, bkz. Bakırcı, a.g.e., s. 57. Türk Parlamento Tarihi, ss. ı 72-203. Gençkaya, a.g.e., s. 6. Değişiklikler için bkz. Armağan, a.g.e., ss. 278-285. 27 şeklinde sıralayarak sayma yönteminden vazgeçilmesi ve encümenlerin tek bir paragraf içinde düzenlenmesi ile encümenlerin üye sayılarının Nizamnamede gösterilmesinden vazgeçilerek, üye sayılarına Başkanlığın teklifi üzerine Genel Kurul' ca karar verileceğine ilişkin hükümdü. 26. maddede yapılan değişiklik ile de Bütçe Encümeni 'nde bir kalem müdürü ile yardımcısı, bir başkatip ve yardımcısı ile lüzumu kadar memurun çalıştırılabilmesi mümkün hale gelmişti. Süreç içerisinde 1957 yılına kadar yapılan değişikler doğrultusunda, madde metninden de görüleceği üzere, Bütçe Encümeni, "Bütün Hükümet Hizmetleri ile Karşılıklı Encümen" başlığı altında düzenlenmişti. Encümen; 35 üyeden 77 oluşmaktaydı. Diğer encümenler için başkanvekili seçilmesi öngörülmemiş iken 78 Encümen kendisine bir de başkanvekili seçmekteydi. Encümen bütçe tutanaklarının yazılması ve müdafaasından sorumlu bir sözcü ile başka bir veya daha çok dairenin bütçe tutanaklarını yazmak ve müdafaa etmekle yükümlü özel sözcüler de seçebilmekteydi. Bütçe encümeni dışında, bakanlıklarla karşılıklı encümenler arasında sayılan Maliye Encümeni ise 20 üye ile bir muvazzaf katİpten oluşmaktaydı. Sayılan encümenlerle karşılanamayan dairelerle alakah tasarı ve teklifler mali konularla ilgili ise Bütçe ve Maliye encümenlerinde görüşülmekteydi. Bir milletvekilinin ikiden fazla encümene üye olması yasaklanmışken, Bütçe Encümeni üyesi olan bir milletvekilinin başka bir encümene üye olması yasaklanmış tt. 79 Böylece Bütçe Encümeni üyelerinin başka encümenlere üye olmasını yasaklayan düzenlemeler ilk defa İçtüzük metinlerine girmiş ve günümüze değin çıkarılan bütün içtüzük metinlerinde (şu an yürürlükte olan içtüzükte de bu hüküm bulunmaktadır) yer almıştır. Ancak Bütçe Encümeni, kurulması Genel Kurul' ca kabul edilen geçici komisyonlara üye verebilmekteydi. 80 77 Maddenin ilk halinde Encümen 25 üyeden oluşmakta iken ı 943 yılında yapılan değişiklikle üye sayısı 35'e yükseltilmiştir. Bkz. TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 7, İçtima Senesi 1, C. 3, (1943), s. 78 22. maddenin ilk halinde yalnızca Dahiliye Encümeni için lüzum görüldüğü takdirde, bir başkanvekili seçilmesi hükme bağlanmıştı. ı 957 yılında yapılan değişiklik ile Adalet, İçişleri ve Anayasa komisyonlanna da bu hak tanınmıştı. TBMMDN md. 39. Bkz. Armağan, a.g.e., s. 225, 9. dipnot, s. 228, ı9. dipnot. ı20,SS. ıiJ. 79 80 28 1.2.2.4. 1960-61 Dönemi 1960 tarihli askeri müdahalenin ardından yasama organının işleyişi askıya alınmıştı. Milli Birlik Komitesi ı924 Anayasası'ndaki TBMM'nin yerini almış ve yetkilerini kuşanmıştı. 81 Geçici olan bu dönemde yasama görevi, Milli Birlik Komitesi, Temsilciler Meclisi ve her ikisinin birlikte toplanmasıyla oluşan Kurucu Meclis tarafından yerine getirilmiştir. Ancak her meclis/kurul ayrı çalıştığından, çalışma yönteminin belirlenmesi gereksinimi doğmuş ve üç ayrı içtüzük çıkarılmıştı. 82 Bu içtüzüklerin dayanağı ı3 Aralık ı960 tarihli ve ı57 sayılı "ı924 tarih ve 49ı sayılı Teşkilatı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkındaki ı2 Haziran ı960 tarihli ve ı sayılı Geçici Kanuna Ek Kurucu Meclis Teşkili Hakkında Kanun"un 25. maddesidir. 83 Bu madde uyarınca, MBK ve TM çalışmalarını kendi içtüzüklerine göre yapacaklar; Kurucu Meclisin birleşik toplantıları içinse ayrı bir içtüzük yapılacaktı. Yeni içtüzüklerde hüküm bulunmayan hususlarda, eski TBMMİ'nin uygulanmasına devam edilecekti. Yeni çıkarılan içtüzükıerin hiçbiri Resmi Gazetede yayımlanmamış, TBMM 84 matbaasında basılmıştır. 27 Mayıs 1.2.2.4.1. T.C. Milli Birlik Komitesi İçtüzüğü 85 (1961) 20 bölüm ve ı46 maddeden oluşan bu İçtüzükte, komisyonlar; "Komisyonlar" başlıklı 6-36. maddeleri kapsayan ikinci bölümde ele alınmıştır. Milli Birlik Komitesi dört komisyon halinde çalışmaktaydı 86 ve bunlardan birisi de ı O üye li İktisat Komisyonu 'ydu. Komisyon; Maliye, Sanayi, Tarım, Ticaret, Gümrük ve Tekel Bakanlıklarının hizmetlerinin güdümü ve denetlenmesi ile görevli kılınmıştı. Dağıtılan TBMM Bütçe ve Sayıştay komisyonlarına kanunlarla verilmiş olan görevlerle, bütçe ve iktisadi kamu kuruluşları ile ilgili ve Sayıştay Başkanlığı 'nın çalışma konusuna giren işleri yapmak üzere de bu Komisyon görevlendirilmişti. 87 Bülent Tanör, Osmanh-Türk Anayasal Gelişmeleri, 9. Baskı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2000, s. 368. 82 Bakırcı, a.g.e., s. 59. ID RG: 16.12.1960/10682. 84 Bakırcı, a.g.e., s. 60. 85 Milli Birlik Komitesi İçtüzüğü'nün ne zaman çıkanldığına ilişkin kayıt bulunamamıştır. Dolayısıyla kesin bir tarih vermek söz konusu değildir. Bkz., Bakırcı, a.g.e., s. 60. ıı 6 TCMBKİ md.6. ıı? TCMBKİ md. 8. 81 29 Dolayısıyla Komite'nin yetki alanına giren görevlerde Plan ve Bütçe Komisyonu'nun bugünkü görevlerinin bu Komisyon'ca yürütüldüğünü söylemek yanlış olmaz. Ayrıca İktisat Komisyonu'nun kendi içinden seçtiği üç üye TCMBK bütçesiyle Devlet Başkanlığı ve Sayıştay bütçelerinin uygulanmalarını gözetmekle görevlendirilmişti. 88 Kesinhesap kanunu tasarıları ile genel uygunluk bildirimlerini, dairelerin harcamaları ve yüklenmeleri hakkında her üç ayda bir Sayıştay'ca verilecek raporlarla Yüksek Murakabe Heyeti'nce üç ayda bir verilecek raporları incelemek de Komisyonun görevleri arasındaydı. 89 1.2.2.4.2. Temsilciler Meclisi İçtüzüğü (17.01.1961) 12 bölüm ve 63 maddeden oluşan bu İçtüzükte, komisyonlar 7-23. maddeleri kapsayan "Komisyonlar" başlıklı ikinci bölümde düzenlenmişti. 13.12.1960 tarihli ve 1924 tarih ve 491 sayılı Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkındaki 12 Haziran 1960 Tarihli ve 1 Sayılı Geçici Kanuna Ek "Kurucu Meclis Teşkili" Hakkında ı 57 sayılı Kanun' da; ı 961 yılına ait bütçe kanunu tasarısı ile katma bütçelerin, Milli Birlik Komitesi ile Temsilciler Meclisi'nden seçilecek onar üyeden kurulu bir Bütçe Komisyonu'nda incelenerek Kurucu Meclis'in birleşik toplantısında görüşülüp kabul edileceği belirtilerek Bütçe Komisyonu kurolacağına ilişkin bir düzenleme yer almış, İçtüzüğün 8. maddesinde de bu Kanuna atıf yapılarak, söz konusu Komisyon'a katılacak üyelerin gizli oyla ve seçim sonucunda en fazla oy alanlar arasından sırası ile seçileceği, bu seçimin ilk toplantıdan itibaren en geç üç gün içinde yapılacağı ve isiınierin MBK'ya bildirileceği hükme bağlanmıştı. Böylece, demokrasinin kesintiye uğradığı olağanüstü bir dönemde bile Bütçe Komisyonu'nun kurulması hükme bağlanmıştır. Temsilciler Meclisi'nde bunun dışında ı6 ·adet komisyon vardı ve Maliye Komisyonu sayılan bu komisyonlar arasında yer almaktaydı. Sayılan bu komisyontarla karşılanamayan dairelerle ilgili teklifler, mali işlerden ise Maliye Komisyonu ile Kurucu Meclis Bütçe Komisyonuna seçilen temsilci üyelerden oluşan Karma Komisyon' da görüşülecekti. 90 88 89 90 1960 ihtilali ardından 1961 yılı bütçesi; 10 üyesi Temsilciler Meclisi'nden, 10 üyesi MBK'dan olmak üzere, 20 üyeden kurulu, Kurucu Meclis'in Bütçe Komisyonu tarafından incelenmiş ve zamanında onanınası sağlanmıştır. Bu komisyon; başkan, başkanvekili, sözcü ve iki katİpten meydana gelen bir bir başkanlık divanına ve ek olarak seçilmiş sözcülere sahipti. Bkz. Feyzioğlu, a.g.e., s. 243. TCMBKİ md. 40. TMİ md. 9. 30 1.2.2.4.3. Kurucu Meclis İçtüzüğü (19.01.1961) 5 bölüm ve 59 maddeden oluşan Kurucu Meclis İçtüzüğünde komisyonlar, 17-25. maddeleri kapsayan "Bütçe Komisyonu ve Diğer Komisyonlar" başlıklı üçüncü bölümde ele alınmıştı. Bu bölüm de kendi içinde; "A) Bütçe Komisyonu ve 1961 Bütçesinin Kabulü", "B) Diğer Ko~isyonlar" başlıklarıyla iki alt bölüme ayrılmıştı. Bütçe Komisyonu I O üyeden oluşmakta ve üyeleri Temsilciler Meclisi tarafından gizli oyla seçilmekteydi. Bu seçimin Anayasa ve Seçim Kanunu Komisyonları 'nın seçiminden sonra, en az bir gün önce gösterilecek adaylar arasından yapılacağı öngörülmüştür. 91 Bütçe Komisyonu'nda, bütçenin tümü ile Bakanlık ve katma bütçeli daireler bütçelerinin tümü üzerindeki görüşmelerin tutanakları tutulmakta, diğer görüşmelerin tutanakları ise aksi kararlaştırılmadıkça özet olarak tutulmaktaydı. 92 Bu hüküm bugünkü uygulama ile de örtüşmektedir. Ancak bugünkü uygulamada bütçe görüşmelerine ilişkin özel bir düzenleme öngörülmemiş, tüm komisyonlar için TBMM İçtüzüğünde, görüşmelerin tutanak özetinin komisyon katibince düzenleneceği ve komisyon başkanı ile birlikte imzalanacağı (md. 33/1) veya komisyonun karar vermesi halinde tam tutanak tutulacağı (md. 33/3) genel bir düzenleme olarak hükme bağlanmıştır. 93 Bütçe Komisyonu, Bütçe Kanunu ile ona bağlı bakanlık bütçelerini ve Kurucu Meclis'in süresi .içinde gelecek olan kesinhesaplarını inceleyip karara bağlamakla görevlendirilmişti. 15.7.1960 tarihli ve 23 sayılı Sermayesinin Tamamı Devlet Tarafından Verilmek Suretiyle Kurulan İktisadi Teşekküllerin Teşkilatı ile İdare ve Murakabeleri Hakkındaki 3460 91 92 93 KMİ md. ı 7. KMİ md. ı 9. Düzenlemeler bu şekilde olmasına rağmen uygulamada komisyonlarda tutanak özeti tutulmamakta, yalnızca karar alınması halinde tam tutanak tutulmaktadır. Plan ve Bütçe Komisyonunda ise yalnızca Bütçe görüşmeleri süresince veya çok önemli tasarı veya tekliflerio görüşülmesi sırasında tam tutanak tutulmaktadır. Bütçe görüşmelerinde tutanak tutulmasına yönelik uygulama ise teamül gereği, Maliye Bakanı 'nın bütçe sunuş konuşmasından önce Komisyon kararlarıyla gerçekleşmektedir. 31 Sayılı Kanuna Ek Geçici Kanunun 1O. maddesi gereğince Yasama Organı Başkanlığı'na verilen raporları da bu Komisyon incelemekle görevliydi. 94 22, 23 ve 24. maddelerde bütçenin görüşülme usulü ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş, daha sonra bu hükümler Anayasaya ve daha sonra çıkarılacak olan içtüzüklere dayanak teşkil etmiştir. 1.2.2.5. 1961-1980 Dönemi 1.2.2.5.1. 1961 Anayasası 1921 ve ı 924 Anayasaları 'nın Meclisi ön plana çıkararak kurduğu parlamenter sistem, tek parti döneminde ve 1946 yılı sonrası yaşanan çok partili dönemde ciddi bir sorunla karşılaşılmamasından dolayı mevcudiyetini 1960'lı yıllara kadar sürdürmüştür. Bu dönemde herhangi bir anayasal düzenleme yapma gereği duyulmamış, mevcut düzenlemelerle yetinilmeye çalışılmıştır. 95 Ancak askeri müdahalenin ardından geçmiş dönemde yaşanan sıkıntılar ve tecrübeler de dikkate alınarak yeni bir Anayasa yapılmıştır. Bu Anayasa'ya göre yasama organı olan TBMM 1924 Anayasası döneminden farklı olarak, genel oyla seçilen 450 milletvekilinden oluşacak "Millet Meclisi"96 ve genel oyla seçilen ı 50 üye ile Cumhurbaşkanınca seçilen 15 üyeden oluşacak "Cumhuriyet Senatosu"97 adı altında iki Meclisten oluşacaktı. ı 961 Anayasası'yla getirilen çift meclisli sistemle uyumlu olarak ·Cumhuriyet Senatosu'nun ve Millet Meclisi'nin ayrı ayrı içtüzükleri ve bu doğrultuda komisyonları oluşturulmuştur. Ancak 196 ı Anayasası'nın geçici 3. maddesi uyarınca TBMM'nin, Millet Meclisi'nin ve Cumhuriyet Senatosu 'nun toplantı ve çalışmaları için, kendi içtüzükleri yapılıncaya kadar, TBMM'nin 27 Ekim 1957 tarihinden önce yürürlükte olan içtüzük hükümlerinin uygulanması hükme bağlanmıştı. Geçici 7. maddeye göre ise Meclis İçtüzüklerinin en geç iki yıl içerisinde çıkarılması 94 95 96 97 32 KMİ md. 21. Benzer bir uygulama ileride değinileceği üzerinde yine bir ara dönemde, 1980 askeri darbesinin ardından iki sene uygulanmış, KİT bütçelerinin denetimi bu dönemde kurulan Bütçe Komisyonu 'nca yerine getirilmiştir. Cem Eroğul, Demokrat Parti: Tarihi ve Ideolojisi, imge Kitabevi Yayınlan, Ankara, 2003, s. 140. 1961 AY. md. 67. 1961 AY. md. 70. gerekmekteydi. Bu süre içinde de geçici 8. maddeye göre mevcut, Nizarnname hükümleri uygulanacaktı. anılan 1961 Anayasası' nın 94. maddesinde bütçenin görüşülmesi için bir karma komisyon oluşturulması öngörülmüştü. Genel ve katma bütçe kanunu tasarıları ile milli bütçe tahminlerini gösteren rapor 35 milletvekiliyle 15 Cumhuriyet Senatosu üyesinden oluşan bir karma komisyona verilmekteydi. Parlamentonun iki meclisten oluşması bütçenin belli bir süre içerisinde çıkarılması ve kalkınma planıyla uyumlu olması zamretleri dolayısıyla özellik arz eden bütçe kanunu tasarılarının görüşme ve kabul usullerinde farklı bir sisteme ihtiyaç duyulmuş 98 ve bu gerekçeyle bu düzenlemeye ilişkin hüküm anayasa buyruğu olarak düzenlenmişti. Böylelikle bütçe ile ilgili komisyonun üye sayısı ve oluşum tarzı ile ilgili hükümler, dolayısıyla bir meclis ihtisas komisyonuna ilişkin hükümler, hukukumuzda ilk defa Anayasa metinlerinde yer almaya başlamıştır. Bu gelenek ileride değinileceği üzere 1982 Anayasası döneminde de, hem de Komisyon 'un yapısına ilişkin daha müdahil ve bu dönemin anayasasının yürütmeyi güçlendirİcİ eğilimine paralel bir şekilde, devam edecektir. Zira oransal olarak iktidara sağlanan üstünlük daha da artmıştır. 99 1961 Anayasası, bütçe kanun tasarılarının mali yıl başından üç ay önce TBMM'ye sunulacağını; tasarının en çok sekiz hafta Karma Komisyon tarafından görüşülerek karara bağlanacağını ve Genel Kurul'a sevk edileceğini belirtmiş olduğundan, Anayasa, bütçenin görüşülmesinde Komisyon'a daha fazla zaman tanıyarak esas ağırlığı Genel Kurul'a değil, bu konularda daha uzman üyelerden oluşan ve iktidarın çoğunlukta olduğu Komisyon'a vermiştir. Ayrıca TBMM üyelerinin, bütçe kanunu tasarılarının Genel Kurul' da görüşülmesi sırasında gider artırıcı veya gelirler azaltıcı teklifler yapamayacakları hükme bağlanmıştır (md. 94/son). Bundan da anlaşılacağı üzere, Anayasa plan ve buna uygun olarak hazırlanan yıllık program ve bütçelerin esas itibariyle hükümetin çoğunlukta olduğu bir ihtisas komisyonunda görüşülerek şekillenmesini, burada kabul edilen 98 99 Bkz., Atilla Özer, Gerekçeli ve 1961 Anayasası ile Mukayeseli 1982 Anayasası, Lazer Ofset, Anakara, 1996, ss. 622- 623. 1982 Anayasası 'nda 1961 Anayasası 'ndaki oran muhafaza edilseydi Bütçe Komisyonu 'nda iktidar grup/gruplarına en az 24 üye verilmesi şartı getirilmeliydi. 33 bütçelerin dengelerinin daha sonra Genel Kurul' da 100 öngörmüştür. bozulmamasını Bütçe Karma Komisyonu'nun kuruluşunda, iktidar grubuna veya gruplarına en az 30 üye verilmek şartıyla, siyasi parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre temsili göz önünde tutulmaktaydı. Karma komisyonun en çok sekiz hafta içinde kabul edeceği metin, önce Cumhuriyet Senatosunda görüşülmekte ve en geç on gün içinde karara bağlanmaktaydı. Cumhuriyet Senatosunca kabul edilen metin, en geç bir hafta içinde yeniden görüşülmek üzere, karma komisyona verilmekteydi. Karma Komisyonun kabul ettiği son metin Millet Meclisinde görüşülmekte ve mali yıl başına kadar karara bağlanmaktaydı. 101 Bu yöntem "tersine işleyen mekik" sistemine benzetilmektedir. 102 1.2.2.5.2. 77 Sayılı Kanun Plan kavramının ilk defa 1961 Anayasasıyla hukukumuza girmesiyle birlikte ilgili mevzuatlarda da plana ilişkin düzenlemeler yer almıştı. Anayasa'nın 129. maddesi; iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmanın plana bağlanacağı ve kalkınmanın bu plana göre gerçekleştirileceğini, planın hazırlanmasında, yürürlüğe konmasında, uygulanmasında ve değiştirilmesinde gözetilecek esaslar ve planın bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesini sağlayacak tedbirlerin özel kanunla düzenlenmesini hükme bağlamıştı. Madde gerekçesinde ise bu durum ; "Planın muhtevası çeşitli olabilir. Bu siyasi bir tercih meselesidir. Anayasada bu sebeple, konmakla beraber, planın Bununla beraber, entegre ekonomik bütünlüğünün, sıkı tayinden projelerinden sıkıya ilgili demokratik esaslar çerçevesinde bir mesele olarak ortaya çıkmaktadır. içtüzüklere bırakılmıştır. " 100 muhtevasını yatırım muvazeneyle kalkınma planı yapılması esası kaçınılmıştır. teşekkül eden ve bulunan planın, korunması önemli Bu meselenin halli kanuna ve 103 Öner, a.g.e., s. 479. 1961 AY. md. 94 102 Bkz. Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2002,7. baskı, s. 216. 103 Özer, a.g.e., s. 630. 101 34 şeklinde ifade edilmiştir. Anayasa'nıı:ı bu hükmü doğrultusunda bu konu, kanuni düzenleme konusu yapılmış ve 16.10.1962 tarihli ve 77 sayılı Uzun Vadeli Planın Yürürlüğe Konması ve Bütünlüğünün Korunması Hakkında Kanun 104 çıkarılmıştır. Kanun 'un 2. maddesinde uzun vadeli planın, TBMM Plan Karma Komisyonu'nda görüşüleceği ve bu Karma Komisyon'un, Anayasa'nın 94. maddesine göre seçilen TBMM Bütçe Karma Komisyonu üyelerinden kurulu olduğu belirtilmişti (md.2/1 ). Ayrıca bu maddede uzun vadeli planın görüşme usul ve esaslarına ilişkin ayrıntılı bir düzenleme yer atmaktaydı. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere planı görüşen komisyonla bütçeyi görüşen komisyon, aynı komisyondur. Düzenlemenin bu şekilde yapılmış olmasında plan-bütçe arasındaki ilişkinin sağlıklı bir şekilde kurulması amacının güdülmüş olduğu söylenebilir. Aynı Kanun' da; Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu Başkanlıkları 'nın, uzun vadeli planla ilgili gördükleri tasarı ve teklifterin en son olarak Plan Komisyonu 'na havale edileceği belirtilmişti. Ayrıca kanun tasarı ve tekliflerinin, hükümetin veya Genel Kurul 'un lüzum göstermesi halinde de Plan Komisyonu 'na havale olunacağı hükme bağlanmıştı. Millet Meclisi Plan Komisyonu, TBMM Plan Karma Komisyonu üyesi olan milletvekillerinden; Cumhuriyet Senatosu Plan Komisyonu ise aynı Karma Komisyon 'un üyesi olan Cumhuriyet Senatosu üyelerinden kuruluydu. Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu 'ndaki plan komisyonları uzun vadeli planla ilgili olan ve kendilerine havale edilen kanun tasarı ve tekliflerinden başka, kamu harcama veya gelirlerinde artış veya azalışı gerektiren kanun tasarı veya tekliflerini yahut belli maddeleri bu niteliği taşıyan tasarı veya teklifterin söz konusu maddelerini incelemekte ve her bir Yasama Meclisinin içtüzüğü ile verilen diğer görevleri yerine getirmekteydiler. 105 Diğer komisyonların rapor ve metinlerinde yürürlükteki uzun vadeli plana aykırı buldukları hususları belirtmek ve metni uzun vadeli plana uygun şekle sokma görevi de Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu plan 104 105 RG: 18.10.1962/11235 77 s.k. md. 3/2. 35 komisyonlanna verilmişti. Bu durumda Plan Komisyonu raporu Genel Kurul' daki görüşmelere esas teşkil etmekteydi. Ancak, Anayasanın 92. maddesi gereğince Karma Komisyon kurulması gereken hallerde, Karma Komisyon'un raporu 106 görüşmelere esas teşkil ediyordu. 107 Kanunun 5. maddesinde ise TBMM Plan Karma Komisyonu'nun çalışmalarında, bu Kanun' da açıklık bulunmayan hallerde, MMİ hükümlerinin uygulanması öngörülmüştü. 1.2.2.5.3. 27 Aralık 1963 Tarihli Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğüıos Anayasanın çıkarılmasını öngördüğü içtüzüklerden ilk kabul edileni CSİ'dir. 6 kısım ve ı83 maddeden oluşan bu İçtüzük'te komisyonlara ilişkin düzenlemeler, birinci kısmın ı 4-20. maddeleri kapsayan "Cumhuriyet Senatosu Grupları ve Komisyonlar" başlıklı dördüncü bölümü ile ikinci kısmın 26-43. maddeleri kapsayan ve "Komisyonların Çalışması" başlıklı ikinci bölümünde yer almıştı. düzenleme içtüzüğün ı 7. maddesinden itibareri başlamaktaydı. Komisyonların görev süreleri ve seçim usullerini düzenleyen bu madde biçim olarak 2.5. ı 927 tarihli TBMM Dahili Nizamnamesi'nin encümenlere ilişkin 22. maddesine benzemekte ve komisyonları; görevleri bütün kamu faaliyetleriyle ilgili komisyonlar, es faaliyetleriyle ilgili komisyonlar ve belli kamu faaliyetleriyle ilgili komisyonlar, olmak üzeri üç grup altında düzenlemekteydi. Bütçe ve Plan Komisyonu, yine görevleri bütün kamu faaliyetleriyle ilgili komisyonlar içerisinde düzenlenmişti. Bütçe ve Plan Komisyonu 'na TBMM Bütçe Karma Komisyonu üyeliğine Cumhuriyet Senatosunca seçilen ıs üye katılmaktaydı. 109 Komisyonlara ilişkin 106 "Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosundan gelen metni benimsemezse, her iki Meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek eşit sayıdaki üyelerden bir karma komisyon kurulur. Bu komisyonun hazırladığı metin Millet Meclisine sunulur. Millet Meclisi, Karma Komisyonca veya Cumhuriyet Senatosunca veya daha önce kendisince hazırlanmış olan metinlerden birini kabul etmek zorundadır ... " (AY. md. 92/5). Dolayısıyla buradaki Karma Komisyon, Plan Karma Komisyonu 107 77 s.k., md. 3/3. RG: 18.1.1964/1 I 6 lO Daha önce de belirtildiği üzere Anayasanın 94. maddesi uyarınca Bütçe Karma Komisyonunda en az 30 iktidar grubu üyesi bulunmaktadır. Buna göre; 50 kişilik Bütçe Karma Komisyonu'nda 30 iktidar grubu üyesi bulunursa, I 5 Kişilik Cumhuriyet Senatosu Bütçe ve Plan Komisyonu 'nda 9 iktidar grubu üyesi vardır. Bkz., Armağan, a.g.e., s. 377, 3. dipnot, değildir. 108 109 36 Belli kamu faaliyetleriyle ilgili komisyonlar başlığı altında, dördüncü sırada, Mali ve İktisadi işler Komisyonu düzenlenmişti. 19 üyeli olan bu komisyon Maliye, Enerji, Ticaret ve Sanayi, Gümrük ve Tekel Bakanlıklarıyla karşılıklı olarak kurulmuş ve bu bakanlıklara ilişkin tasarı ve teklif ve diğer işleri görüşmekteydi. İçtüzüğün bu maddesinde sayılan komisyonlada karşılanmayan dairelerle ile ilgili tasarı ve teklifler mali işlerle ilgili ise Plan Komisyonu'nda görüşüleceği hükme bağlanmıştı (md. 17/C). Plan 10 Komisyonu üyeleri başka bir komisyona seçilememekteydi. ı Plan kavramının anayasaya girmiş olması nedeniyle buna ilişkin düzenleme İçtüzük'te yer almış ve İçtüzük'te Plan Komisyonu 'na yapılacak havaleler ve Komisyon'un görevleri ayrı bir madde olarak düzenlenmiştir (md. 19)} ı ı Bu madde 77 sayılı Kanun'a uygun olarak hazırlanmıştı. Buna göre; Başkanlığın uzun vadeli planla ilgili gördüğü tasarı ve teklifler en son olarak Plan Komisyonu'na havale edilmekteydi. Ayrıca kanun tasarı ve tekliflerinin havalesi, hükümetin veya Genel Kurul 'un lüzum göstermesi halinde de en son olarak Plan Komisyonu'na yapılmaktaydı. Bu işlerden başka kamu harcama veya gelirlerinde artış veya azalış gerektiren kanun tasarı veya tekliflerini veya belli maddeleri bu niteliği taşıyan kanun tasarı ve tekliflerinin ilgili maddelerini inceleme görevi de Plan Komisyonu 'na verilmişti. V ergi ve resimlerle ilgili kanun tasarı ve teklifleri, vakıftarla ve mali işlerlerle ilgili kanun tasarı ve teklifleri de Plan Komisyonu tarafından incelenmekteydi. Komisyon 'un kesinhesap kanun tasarılannın incelenmesi ve Sayıştay tarafından yürürlükteki kanunlar gereğince verilen raporları görüşmek ve bu raporlardaki görüşler hakkında bir rapor düzenleyerek vermek görevi de vardı. Bu raporlar Genel Kurul' da sadece genel görüşme konusu yapılabilmekteydi. 110 111 Genel Kurulca kurulması kabul edilen geçici komisyoıılara, Bütçe ve Plan komisyonu da üye verebilmekteydi. Bkz. Armağan, a.g.e., s. 378, 7. dipnot. İçtüzük Komisyonu'nun hazırladığı ilk içtüzük teklifinde tüm komisyonlar 16. maddede düzenlenmiş, Plan Komisyonuna ilişkin ayrı bir düzenleme öngörülmemişti. Bkz. CSTD, C. 5, D. ı, 1963, B. ı, s. 378., ss. 65'e ek (CS İçtüzük teklifi ve es İçtüzük Komisyonu Raporu; 2/15). Daha sonra içtüzük müzakere süreci içerisinde yapılan değişikliklerle Komisyon ayrı bir maddede düzenlenmiştir. Bkz. CSTD, C. 17, D. 3, 27.12.1963, B. 21, ss. 71:123. 37 İçtüzüğün havale prosedürünü düzenleyen 23. maddesi ile bu konuda genel bir çerçeve çizilerek, görüşme sürelerinin tahsisinde komisyonların ihtisas durumunun dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemeden havalede ihtisas durumunun dikkate alınacağı çıkarması yapılabilir. Ancak Plan Komisyonu' na ilişkin husus i düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere Komisyon 'un görüşeceği işler ayrıntılı bir şekilde tanımlanmış ve Komisyon 'un görev alanına ilişkin çıkabilecek tereddütler giderilmiştir. Bu yönde bir düzenleme yapılması da Komisyon' a verilen önemi ve diğer komisyonlar karşısındaki ağırlığını göstermektedir. Ayrıca Komisyon diğer komisyonların rapor ve metinlerinde yürürlükteki uzun vadeli plana aykırı bulduğu hususları belirtmek ve metni uzun vadeli plana uygun şekle sokmakla görevliydi. Bu durumda Genel Kurul'daki görüşmelerde Plan Komisyonu raporu esas alınmaktaydı (md. 19/son). Genel ve katma bütçe tasarıları ile milli bütçe tahminlerini gösteren rapor, ek ödenek ve aktarma tasarı ve teklifleri Karma Bütçe Komisyonu 'nda, bunun dışında kalan bütçe ile ilgili tasarılar ile teklifler ise Cumhuriyet Senatosu Bütçe Komisyonu'nda görüşülecekti. 112 1.2.2.5.4. TBMM Birleşik Toplantısı İçtüzüğü (1 7.2.1965) 113 Cumhuriyet Senatosu ile Millet Meclisi'nin birlikte toplandığı durumlarda uygulanan, 5 kısım ve 33 maddeden oluşan bu İçtüzük'te daimi komisyonlara ilişkin düzenleme mevcut değildi. İçtüzüğün 2. maddesinde; TBMM Birleşik Toplantısının, gerekli gördüğü hallerde, geçici karma komisyonlann kurulabileceği hükme bağlanmıştı. Bu komisyonlarda Cumhuriyet Senatosu üyeleri ile Milletvekillerinin üye sayılannın eşit olması öngörülmüştü. 1.2.2.5.5. Millet Meclisi İçtüzüğü 1963, I 968 ve 1972 yıllarında Millet Meclisi için bir içtüzük hazırlanması yönündeki üç girişimin ardından, yeni içtüzük görüşmeleri 12 112 113 esi md. 86. 38 RG: 1.3.1965111941 Mart 1971 ara rejiminin 1961 Anayasası' nda öngördüğü değişikliklerin de 114 Yaklaşık üç ay süren görüşmeler tartışıldığı bir ortamda yapılmıştır. Millet Meclisi İçtüzüğü 'nün 13 Mart 1973 tarihinde 584 Karar numarası ile kabul edilmesi ile neticelenmiştir. Karar ı 3 Nisan ı 973 tarihinde ı 4506 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. İlk hali, ı5 kısım ve 162 madden 116 115 birlikte çeşitli tarihlerde geçirmiş olduğu değişiklerle oluşan İçtüzük, bugün itibariyle ı 7 kısım ve ı 86 maddeden oluşmakta ve halen yürürlükte bulunmaktadır. Bu İçtüzük 'te komisyonlara ilişkin düzenlemeler; "Komisyonlar" başlığı ile ikinci kısmın üçüncü bölümünü oluşturmaktadır ve 20-49. maddeleri kapsamaktadır. İçtüzük Teklifi'nin ı4. maddesinde komisyon isimleri sayılmış mevcut durumda 24 olan komisyon sayısı ı 3 'e indirilmişti. Böylece, az iş hacmine sahip daimi komisyonları bir araya getirmek suretiyle normal iş hacmine sahip daimi komisyonlar oluşturulmuştu. Bu suretle kaldırılan daimi komisyonlardan üçü de; Sayıştay Komisyonu, Gümrük ve Tekel Komisyonu ve Maliye Komisyonuydu. Bu komisyonların kaldırılına sebebi ise ı 6 Ekim ı 962 tarihli ve 77 sayılı Kanun gereği Plan 117 Komisyonunun kurulması ile lüzumsuz hale gelmeleridir. Böylece görev çakışmaları nedeniyle ortaya çıkan tartışmalar da sona ermişti. Plan Komisyonu 'nun görevleri 77 sayılı Kanunla ayrıntılı biçimde tanımlanmış Ayrıntılı bilgi için bkz., Bülent Tanör, Iki Anayasa 1961-1982, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul, 1986. 115 MM Başkanlığına sunulan İçtüzük Teklifi 274 maddeden oluşmaktaydı. Anayasa Komisyonu Teklife ilişkin görüşlerini belirtmiş, madde sayısı 162'ye düşürülmüş ve Anayasa Komisyonu'nun kabul etmiş olduğu metin Genel Kurul görüşmelerine esas teşkil etmiştir. Bkz. MMTD, 0.3, C. 29, 4.12.1972, B. 13, ss.4-5, SS. 763. 116 Bu değişikliklere takip edilen tarihsel aşamaya uygun olarak yeri geldiğinde sırasıyla 114 değinilecektir. 117 İçtüzük teklifinin genel gerekçesinde 14. madde ile ilgili olarak; bütün çağdaş yasama meclisierindeki eğitime uyularak, iş hacmi çok ve az olan bazı daimi komisyonların birleştirilmelerinin daha rasyonel olacağı, idari zorunluluklar nedeniyle bakanlıklar arasındaki hizmet paylaşımının meclis daimi komisyonlanna aksetmesi için bir sebep bulunmadığı, bunun aksine kanunların yapılmasında, konuların birbirleriyle irtibatlannı daha kapsayıcı biçimde ele almanın daha faydalı olacağı, fazla üye sayısına sahip olmayan siyasi parti gruplarının daimi komisyonların hepsine ve Divana üye gönderernernek durumunda kaldığı , bundan doğabilecek sakıncalann da daimi komisyon sayısının azaltılması yoluyla önlenebileceği ifade edilmiştir. Bu madde daimi komisyonların üye sayısında da indirim yapmış, sadece Plan Komisyonu'nun üye sayısı 77 sayılı Kanunla erneedildiği gibi 35 olarak bırakılmış diğer bütün komisyonların üye sayıları azaltılmıştır. Plan Komisyonu ilk içtüzük teklifinde bu maddeden ayrılarak ayrı bir madde olarak düzenlenmişti. Bkz. MMTD, D. 3, C. 29, 4.12.1972, B. 13, ss.4-5, SS. 763. 39 olduğu için Bütçe Komisyonu'yla, görevleri arasında çıkacak uyuşmazlıklar kanuni bir dayanağa kavuşturolmuş ve çözümü kolaylaştırılmıştı. ı ıs Ancak ı 982 Anayasası 'ndan sonra Bütçe ve Plan komisyonlarının birleştirilmesi daha doğrusu 77 sayılı Kanun 'u yürürlükten kaldıran 3067 sayılı Kanunla bu Komisyon'un görevlerinin de Bütçe Komisyonu'na verilmesi ve Komisyon 'un isminin Plan ve Bütçe Komisyon 'u olarak değiştirilmesiyle bu görevlerin hepsi Plan ve Bütçe Komisyonu'na yüklenmiştir. Bu durumun neticeleri bir sonraki bölümde tartışılacaktır. Anayasanın 92. maddesi ve özel kanunlar gereğince her iki yasama meclisinin üyelerinden kurulu olan TBMM Bütçe Karma Komisyonu ve TBMM Plan Karma Komisyonu daimi karma komisyonlar olarak esasen varlıklarını ı 980 'e kadar devam ettirmişlerdir. Karma komisyonlara ·ilişkin düzenleme, İçtüzüğün 24. maddesinde yer almıştı. Bu komisyonlar İçtüzüğün ilk halinde "Plan" ve "Bütçe" karma komisyonları olarak ismen ayrıca yer almamıştır. Plan Komisyonu özel kanuna tabi olduğundan ve karma komisyonların kuruluşu için özel kanun hükümleri mevcut olduğundan, içtüzük önerisinin 14. maddesinin birinci fıkrasının iki numaralı bendinde yer alan "Plan Komisyonu" ibaresi ile Plan Komisyonu 'na ilişkin düzenleme içeren iki ve üçüncü fıkraları ve Teklif in 20. maddesinde düzenlenmiş bulunan ve ismen yer alan karma komisyonlar, karma komisyonlara ilişkin genel bir düzenleme yapıldığı için (md.24) Anayasa Komisyonu tarafından madde metninden çıkarılınışı ı 9 ve madde 20. madde olarak yeniden düzenlenmiştir. İçtüzüğün 21. maddesiyle de Plan ve Bütçe Karma Komisyonu üyelerinin diğer Meclis komisyonlarında görev almaları yasaklanmıştır. "Komisyon adları. MADDE 20.- Millet Meclisi Komisyonları şunlardır: I . Anayasa Komisyonu; 2. Adalet Komisyonu; 118 Her ikisi de aynı üyelerden oluşan farklı komisyonlardır. Bu nedenle "plan" ve "bütçe" komisyonu olarak yürüttükleri işlerin birbirinden ayniması gerekmektedir. 119 Anayasa Komisyonu'nun içtüzük teklifinde yaptığı değişikliklerin gerekçeleri için; Bkz. MMTD, D. 3, C. 29, 4. ı 2. ı 972, B. I 3, s. 25, SS. 763. 40 3. Milli Savunma Komisyonu; 4. İçişleri Komisyonu; 5. Dışişleri 6. Milli Komisyonu; Eğitim Komisyonu; 7. Sanayi ve Teknoloji ve Ticaret Komisyonu; 8. Bayındırlık, imar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu; 9. Tanm, Orman ve Köy İşleri Komisyonu; 1O. Sağlık ve Sosyal işler Komisyonu; ı ı. Millet Meclisi Hesaplan İnceleme Komisyonu. Komisyonlann her birinin üye sayısı, Danışma Kurulunun teklifi üzerine Genel Kurulca işaret oyuyla tayin edilir. Komisyonlar, her yasama dönemi başında iki yıl için seçilirler ve görev süreleri yenileri seçilinceye kadar devam eder." 17.3.1977 tarihli ve 641 sayılı Kararla maddenin birinci fıkrasına, 12 sıra numarasıyla Sayıştay Komisyonu eklenmişti. Dolayısıyla Sayıştay Komisyonu 1996 yılında yapılan kapsamlı değişikliklere kadar varlığını sürdürmüştür. 1996 yılına gelinceye kadar İçtüzüğün ikinci kısmının "Komisyonlar" başlıklı üçüncü bölümünde ciddi bir değişiklik yapılmamıştır. 120 1.2.2.6. 1980-1982 Ara Dönemi 12 Eylül 1980 tarihindeki askeri darbe neticesinde üç içtüzük de askıya alınmış ve yönetimi devralan askeri yönetim, yasama işleriyle ilgili olarak iki kurum oluşturmuştu; Milli Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi. Bu kurumlar çalışma yöntemlerini belirlemek amacıyla, ilk iş 121 olarak birer içtüzük hazırlamışlardır. 120 20. madde, 20.02.1992 tarihli ve 163 sayılı Kararla değiştirilmiştir. Yapılan tek değişiklik ise komisyonlar arasına, Çevre Komisyonu'nun eklenmesi olmuştur. Bakırcı, a.g.e., s. 66. sayılan 121 41 1.2.2.6.1. TCMGK Yasama Görevleri İçtüzüğü Milli Güvenlik Konseyi 'nin çalışmalarını düzenleyen, 12 bölüm ve 24 maddeden oluşan "Türkiye Cumhuriyeti Milli Güvenlik Konseyi Yasama Görevleri İçtüzüğü" , Milli Güvenlik Konseyi 'nin 25 Eylül I 980 tarihli toplantısında kabul edilmiştir. 122 Bu İçtüzüğün, üçüncü bölümü olan "ihtisas Komisyonları" başlıklı maddede; MGK Genel Sekreteri'nin lüzum gördüğü hallerde, kanun tasarı ve teklifleri ile diğer konular üzerinde inceleme ve araştırma yapması için yeteri kadar uzman kamu personelinden oluşan geçici ihtisas komisyonları kurabileceği belirtilmişti. 123 İçtüzük düzenlemesinin ilk halinde bütçe veya diğer mali konuların görüşüleceği komisyon ve/veya komisyonlara ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamış ve bu konular da 5. madde de belirtilen usule tabi tutulmuştu. Ancak daha sonra bu İçtüzük 25.2.198 I tarihinde kapsamlı bir değişiklik geçirmiştir. Bu değişiklikle bütçeye ilişkin özel bir düzenleme öngörülmüştür. Bu husus 15. ve 16. maddeleri kapsayan "Bütçenin Görüşülmesi ve Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Denetimi" başlıklı altıncı bölümde yer almış ve bütçe görüşmeleri 15. maddede düzenlenmiştir. Maddede, genel ve katma bütçe kanun tasarıları ile milli bütçe tahminietini gösteren raporun, mali yılbaşından en az üç ay önce , Bakanlar Kurulu tarafından, MGK'ya sunulacağı ve bu tasarılar ve raporun MGK Genel Sekreterliği'nce teşkil edilecek Bütçe-Plan Komisyonu'nda görüşüleceği hükme bağlanmıştı. Bu İçtüzükte isim olarak yalnızca BütçePlan Komisyonu yer almış diğer komisyonlar ise zikredil~emiştir. İçtüzüğün 16. maddesinde ise KİT'lerin MGK'ca denetlenmesini sağlamak MGK Genel Sekreterliği'nce bir komisyon oluşturnlabileceği gibi mevcut ihtisas komisyonlarından birini de görevlendirebileceği hükmü yer almıştır. Bu doğrultuda yeni bir ihtisas komisyonu kurulmayıp KİT'lerin denetimi Bütçe-Plan Komisyonu'nca yerine getirilmiştir. 124 122 üzere RG: 27.9.1980/17119 TCMGKYGİ md. 5. 124 Aynntılı bilgi için bkz., KİT'lerin Denetimine Ait Bütçe-Plan Komisyonu Raporu (1980), TBMM Basımevi, Ankara, 1982. KİT'lerin Denetimine Ait Bütçe-Plan Komisyonu Raporu (1981), TBMM Basımevi, Ankara,l983. 123 42 1.2.2.6.2. Danışma Meclisi İçtüzüğü Bu dönemde çıkarılan 29.7.1981 tarihli ve 2485 sayılı Kurucu 125 Meclis Hakkında Kanuna göre; Kurucu Meclis, Milli Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi'nden oluşmaktadır. Bu Kanun'un 21. maddesi, Danışma Meclisi'nin çalışmalarını, kendi yaptığı içtüzükle yürüteceğini öngörmüştür. Aynı maddenin üçüncü bendinde Danışma Meclisi'nin daimi komisyonları ve komisyonlara üye seçiminin içtüzükte belirtileceği hükme bağlanmıştı. Kanunun 28. maddesinde ise Danışma Meclisi bütçe görüşmeleri düzenlenmiş ve ikinci bendinde, Bütçe Komisyonu 'nca kabul edilen bütçe tasarılarının Danışma Meclisi Genel Kurulu'nda karara bağlanacağı ve MGK'ya gönderileceği hükmü yer almıştı. Böylece Bütçe Komisyonu, Danışma Meclisi için de kanuni bir dayanağa sahip olmuştu. Ancak bu İçtüzük hemen çıkarılamamış, çıkarılıncaya kadar Danışma Kurulu'nun çalışmalarını sürdürebilmesi için, MGK 22.10.1981 tarihinde, 60 sayılı Kararı almıştır. Bu Karar Danışma Meclisi 'nin geçici içtüzüğüdür. Danışma Meclisi bu Kararın belirlediği yöntemle çalışmalarına başlamış ve 126 Bu İçtüzük bir aydan kısa bir sürede kendi İçtüzüğünü çıkarmıştır. 127 Danışma Meclisi 'nin 3 numaralı Kararı ile belirlenmiştir. 9 bölüm 146 maddeden oluşan bu İçtüzükte komisyonlar ikinci kısmın, 19-46. maddelerini kapsayan ikinci bölümünde yer almıştı. 19. maddede komisyon isimleri sayılmış, birinci fıkranın ikinci bendinde "Bütçe-Plan Komisyonu" ve altıncı bendinde de "Mali işler Komisyonu (Maliye, Gümrük ve Tekel)" yer almıştı. Bu komisyonlara ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktaydı. Ancak aynı maddenin dördüncü fıkrasında Anayasa ile Bütçe-Plan Komisyonu üyelerinin başka komisyonlara üye olamayacağına ilişkin bir düzenleme yer almıştı. Bütçe görüşmelerini düzenleyen 84. maddede ise genel ve katma bütçe tasarıları ile milli bütçe tahminini gösteren raporun Danışma Meclisi Bütçe-Plan Komisyonu'nda görüşüleceği belirtilmişti. 125 RG: 30.6.1981/17386 mükerrer. Bakırcı, a.g.e., s .66. 127 RG: 21.11.1981/17521 126 43 1.2.2. 7. 1982 ve Sonrası 1.2.2.7.1. 1982 Anayasası ı 982 Anayasası 'nın getirdiği en önemli değişikliklerden biri ı 96 ı Anayasası ile geçilen çift meclis sistemine son verilmiş olmasıdır. ı 982 Anayasası 'nda da, 196 ı Anayasası gibi yasama meclisinin işleyişini düzenleyen geniş kapsamlı hükümler yer almaktadır. ı 96 ı Anayasası 'nın 85. maddesinde TBMM ve Meclisler' in çalışmalarını, kendi yaptıklan içtüzüklere göre yürüteceklerinden söz edilirken, ı 982 Anayasası 'nın 95. maddesinde tek meclisli sisteme uygun olarak TBMM'nin çalışmalarını kendi yaptığı içtüzük hükümlerine göre yürüteceğinden söz edilmektedir. 1982 Anayasası'nda yeni toplanan TBMM'nin çalışmalan sırasında, yeni bir iÇtüzük çıkanlıncaya kadar ortaya çıkabilecek hukuki boşluğu önlemek amacıyla geçici bir madde düzenlenmiştir. "GEÇİCİ MADDE 6.- Anayasaya göre kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplantı ve çalışmalan için kendi içtüzükleri kadar, Millet Meclisinin 12 Eylül 1980 tarihinden önce yürürlükte olan İçtüzüğünün, Anayasaya aykın olmayan hükümleri yapılıncaya uygulanır." Ancak ı 961 Anayasası 'ndan farklı olarak, ı 982 Anayasası demokratik yolla seçilmiş TBMM'ye yeni içtüzüğünü yapmak için belli bir süre tanımamıştır. Bunun da etkisiyle, ı 983 sonrası TBMM'nin yeni içtüzüğünü oluşturması neredeyse 13 yıl, ya da 4 yasama dönemi sürmüştür! 28 Bu süre ı 980 öncesinde yaşanan .içtüzük hazırlama deneyiminden daha uzundur. TBMM'nin iç işleyişini, Anayasa'nın gereklerine ve gereksİnınelere uygun bir biçimde düzenlemek konusunda çoğu kez yoğun bir istek ve çok sayıda girişim olmuştur. Bununla birlikte, siyasal ve parlamenter yaşamın yeniden yapılanması bu çabaları engellemiştir. Yasama meclisinin işleyişini düzenleyen anayasal hükümlerin kapsam ve boyutu da içtüzük çalışmalarını geciktirmiştir. 129 Nitekim Anayasa'nın bütçenin görüşülmesini ayrıntılı olarak düzenleyen hükmü bu duruma gösterilebilecek en iyi örneklerdendir. 128 129 Buradaki yeni içtüzükten kasıt, I 973 İçtüzüğü 'nde yapılan kapsamlı değişikliği ifade etmektedir. Gençkaya, a.g.e., s. 8. 44 yukanda belirtilen geçici düzenlemesi doğrultusunda Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğü ve TBMM Birleşik Toplantısı İçtüzüğü yürürlükten kaldırılmış olmakta; yeni içtüzük çıkarılıncaya kadar Millet Meclisi İçtüzüğü 'nün Anayasaya aykırı olmayan hükümlerinin, TBMM 130 Anayasanın geçici 8. İçtüzüğü olarak uygulanması kabul edilmektedir. maddesinde ise yeni duruma ilişkin kanunların çıkarılması için bir takvim öngörülmüş ise de yeni içtüzük bu takvim içerisinde çıkarılamamış, 1973 İçtüzüğü, bu yeni dönemde 1996 yılına kadar, 20. maddeye Çevre Komisyonu 'nun eklenmesi dışında, değişik yapılmadan (karma komisyonlara ilişkin düzenlemeler de dahil) uygulanmıştır. Anayasa'nın 1982 Anayasası 'nda bütçenin görüşülmesine ve bütçeyi görüşecek 131 özel bir olan komisyona ilişkin 196 I Anayasası 'nda olduğu gibi düzenleme yapılmıştır. Anayasanın 162. maddesinin ikinci fıkrasında bütçe tasanları ve milli bütçe tahminlerini gösteren raporun 40 üyeden kurulu Bütçe Komisyonu'nda ineeleneceği ve bu Komisyon'un kuruluşunda iktidar grubu veya gruplarına en az 25 üye verilmek şartıyla, siyasi parti gruplannın ve bağımsızların oranlarına göre temsilinin göz önünde tutulacağı hükme bağlanmıştır. Bütçe Komisyonu 'nun Anayasa ile kurulmuş olmasının sebeplerine 132 ışık tutacak açıklamalar, ilgili madde gerekçesinde bulunmamaktadır. Ancak maddeden de anlaşılacağı üzere "iktidar grubu veya gruplarının" yarıdan fazla ve karar yeter sayısı için gerekli olan çoğunluktan çok daha 133 fazla çoğunluğa sahip olmaları göz önünde tutulduğunda, hükümetin en etkin politikalarından biri olan ve esas itibariyle hükümetin izleyeceği ekonomik programı gösteren, gecikmeye tahammülü olmayan ve belli bir uygulamatakvimi bulunan, kanunların en önemlilerinden biri olan bütçenin Bakırcı; a.g.e., s. 68. Bir farkla ki; ı 96 ı Anayasası 'nın 94. maddesinde karma komisyon tarif edilmiş ancak "bir Karma Komisyon .. " deniterek ismi belirtilmemişti. ı982 Anayasası'nın ı62. maddesinde ise bütçeyi görüşecek komisyonun ismi "Bütçe Komisyonu" olarak açıkça belirtilmiştir. 132 Gerekçede yalnızca: "Maddede bütçenin görüşülmesi ile usul kararlan düzenlenmiştir." deniterek düzenlemeyi açıklığa kavuşturacak bilgi verilmemiştir. Bkz. Özer, a.g.e., s. 620. 133 Komisyonların toplantı yeter sayısı, İçtüzüğün 27. maddesine göre 113' tür. Bu da Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ı4 üyeye tekabül etmektedir. Karar yeter sayısı ise hazır bulunan üyelerin salt çoğunluğudur. Bu durumda Plan ve Bütçe Komisyonunda en az 8 üyenin, olumlu veya olumsuz oyu ile karar alınabilmektedir. 130 131 45 olduğu önem ve hassasiyet dikkate alındığında konu üzerinde tıkanıklığa yol açabilecek yolların ve imkanların güçleştirilmesi gereğinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Üstelik Komisyon'da iktidar grubu/gruplarına oransal olarak, bu Anayasa'nın yürütmeyi güçlendirİcİ eğilimine uygun olarak, 196 ı Anayasası 'nın öngördüğünden daha çok üye sahip verilmiştir. ı 96 ı Anayasası 'ndan başlayarak parlamentonun işleyişine ilişkin düzenlemeler anayasa metinlerinde daha çok yer almaya başlamıştır. Bütçeyi görüşecek komisyon ise yasama organının inisiyatifine bırakılınadan Anayasa Koyucu tarafından adı da dahil olmak üzere özel olarak belirlenmiştir. 1.2.2.7.2. 3067 Sayılı Kanunı 34 ı 961 Anayasasi 'nda olduğu gibi 1982 Anayasası'yla da ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın, bir plan çerçevesinde gerçekleştirilmesi, devlete görev olarak verilmiştir. Bu çerçevede, kalkınma planlarının hazırlanması, yasama organı tarafından onaylanması, uygulanması, değiştirilmesi ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul .ve esasların kanunla düzenlenmesi hususu Anayasasının 166. maddesinde hükme bağlanmıştır. · ·Plan ve planlamaya ilişkin kavramların ı 961 Anayasası ile hukukumuza girdiği belirtilmişti. ı 961 Anayasası 'nda, plana ilişkin hususların özel bir kanunla düzenleneceği hükme bağlanmış ve bu çerçevede de 77 sayılı Kanun çıkarılmıştı. 1982 Anayasası da 1961 Anayasası ile plan konusunda hemen hemen aynı düzenlemeyi yapmış ve kalkınma planlarının hazırlanmasına, TBMM'ce onaylanmasına, uy·gulanmasına, değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esasların kanunla belirleneceğini hükme bağlamıştır (md. 166/son). Anayasa'nın bu hükmü esas alınarak da 77 sayılı Kanun 'un tek meclis sistemine uyarlanmasından farklı bir düzenleme içermeyen 30.10.1984 tarihli ve 3067 sayılı Kalkınma Planlarının 134 46 RG: 6.11.1984/18567 Yürürlüğe Konması ve Bütünlüğün Korunması Hakkında Kanun ve bu kanun 77 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldırmıştır. çıkarılmış 3067 sayılı Kanuna göre kalkınma planlarının; DPT tarafından kendi kuruluş ve görevleri hakkındaki mevzuata göre hazırlanarak Bakanlar Kurulu'nca kabul edilip, imzalandıktan sonra TBMM'ce onaylanmak üzere TBMM Başkanlığı 'na sunulacağı (md. ı), Kalkınma Planlarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşüleceği ve bu Komisyon'un Anayasa'nın 162. maddesine göre seçilen TBMM "Bütçe Komisyonu" üyelerinden kurulu olduğu belirtilmiştir (md. 2/ı). Bu madde hükmü doğrultusunda "Bütçe Komisyonu"nun adı ı 996 yılında yapılan içtüzük değişiklikleri kapsamında "Plan ve Bütçe Komisyonu" olarak değiştiri Imiştir. Anayasa'nın ı62. maddesinde "Bütçe Komisyonu"ndan bahsedilmiş, 3067 sayılı Kanunda ise "Plan ve Bütçe Komisyonu" ibaresi geçmiştir. Böylece Komisyon dayanağını hem anayasadan hem de kanundan almış olmaktadır. Komisyon'un görevi Anayasa'da yalnızca bütçeyi görüşmek olarak tarif edilmişken, Kanunla kalkınma planı ve kalkınma planında değişiklik öngören ve planın bütünlüğünü bozucu nitelikte olan tasarı ve teklifleri görüşme görevi de verilmiştir. Komisyon 'un görüştüğü tasarı ve tekliflerio kapsamı da bu Kanun hükümleri doğrultusunda genişlemiştir. 1.2.2.7.3. İçtüzükte 1996 Yılında ve Sonraki Tarihlerde Yapılan Değişiklikler 6 Kasım ı 983 genel seçimlerinden sonra, 1982 Anayasası 'nın hükümlerine ve tek meclis sistemine uygun yeni bir içtüzük gereksinimini karşılama çabası içine girmiştir. ı 996 yılına gelinceye kadar, çeşitli tarihlerde MMİ'yi değiştirmeye yönelik çalışmalar yapılmış, ancak bu çalışmalar sonuçsuz kalmıştır. 135 1996 seçimlerinden sonra, içtüzüğün bütünüyle · değiştirilmesi fikrinden vazgeçilerek Anayasa ile olan uyumsuzlukların giderilmesi yönünde, adı başta olmak üzere, en kapsamlı değişiklik 16.5.1 996 tarihli ve 424 sayılı Meclis Kararı ile yapılmıştır. 136 Yapılan değişikliklerle tek meclisli sisteme geçitmiş olmasi nedeniyle TBMM 135 136 Bkz., Bakırcı, a.g.e., s.69, ayrıca bu süreç hakkında ayrıntılı bilgi için bkz., Gençkaya, a.g.e. I 6.05. l 996 tarihli ve 424 sayılı Karar, RG. 24.5. I 996/22645 47 işlevini yitirmiş olan maddeler yürürlükten kaldırılmış (karma komisyonlara ilişkin düzenlemeleri içeren 24. madde gibi), maddelerde yer alan bazı terimler teknik olarak düzeltilmiş ve acil önem arz eden yeni hükümler tesis edilmiştir. 137 Bu çalışmayı değişiklikleri şöyle ı. ilgilendiren yönleriyle, bu tarihte sıralamak mümkündür: yapılan önemli Başkanı komisyon çalışmalarını denetlernek ve komisyonların işlerinde birikme olmuş ise, komisyon başkanını ve üyelerini uyarmak ve bu konuda Genel Kurul 'u bilgilendirmekle yükümlüdür (md. ı 4/6). TBMM 2. Tali komisyonlar kendilerine ulaşan tasarı veya teklifiere ilişkin görüşünü 1O gün içerisinde sunmamışsa (bu süre Başkaniıkça kısaltılabileceği gibi komisyonun müracaatı halinde on gün daha uzatılabilir), esas komisyon doğrudan kendi raporunu hazırlar (md. 23/5 ve 37/son). 3. Yeni hükümetin güvenoyu iktidardaki siyasi parti komisyonların başkan, almasını izleyen ıO gün içerisinde, grubu/gruplarının isteği üzerine başkanvekili, sözcü ve katip seçimleri yenilenir (md. 24/son). 4. Komisyon üyelerinin üçte biri edilecek gündem üzerine de toplantıya çağrılır (md. 26/son). tarafından komisyona teklif komisyonlar başkanlarınca 5. Kanun hükmünde karamameler 45 gün içinde ilgili komisyon tarafından görüşülmemişse, TBMM Başkanı konuyu, doğrudan Genel Kurul 'un gündemine alınmak üzere Danışma Kurulu 'na götürür (md. 37/3). 6. Genel Kurulda, Bakanlar Kurulu ve/veya esas komisyon tasarı ve teklifin tümü oylanmadan önce belli bir maddesinin ikinci kez görüşülmesini isteyebilir (md. 89). 137 48 Görüşme tutanakları için bkz., TBMMTD, C.5, 8.5. I 996, B. 49, ss. I 54- I 76, B. 53, I 6.5. I 996, ss. 524-581. Ayrıca komisyon adlarının yer aldığı 20. madde değiştirilerek 13 olan komisyon sayısı 16 ya çıkarılmış ve birinci fıkranin 14 sıra nolu bendinde, 3067 sayılı Kanun'daki ifadeye paralel olarak ilk defa "Plan ve Bütçe Komisyonu" ibaresi (aynı zamanda komisyon ilk defa bu maddede yer alıyor) yer almıştır. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun üye sayısı, 1982 Anayasası 'nın 162. maddesinde düzenlenmiş olduğu için İçtüzüğün komisyon üye sayılarının belirlenmesine ilişkin hükmünden 138 istisna tutulmuştur. 139 Plan ve Bütçe ile Dilekçe Komisyonu üyesi olan milletvekillerinin, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri ve Bakanlar Kurulu üyelerinin Meclis Komisyonlanna üye olamayacaklannı düzenleyen 21. maddenin üçüncü fıkrasında yer alan "Plan ve Bütçe Karma Komisyonu" ibaresinden de "Karma" ibaresi çıkarılmıştır. Bu tarihten sonra 2001 yılında "Komisyonların yetkisi, toplantı yeri ve zamanı" başlıklı 35 inci maddesi, Anayasa'nın 3.10.2001 tarihinde 4709 sayılı Kanunla değiştirilen 89. maddesine uygun olarak yeniden düzenlenmiştir. 140 2002 ve 2003 yıllarında da İçtüzük değişiklikler geçirmiş ancak komisyonlara ilişkin maddelerde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. "Komisyon adları 141 MADDE 20.- Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları şunlardır: I. Anayasa Komisyonu; 2. Adalet Komisyonu; 3. Milli Savunma Komisyonu; 4. İçişleri Komisyonu; 5. Dışişleri 6. Milli 7. Bayındırlık, imar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu; 8. Çevre Komisyonu; Komisyonu; Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu; TBMM İ md. 2 ı. Bkz. TBMMTD, D. 20, C. 5, ı 6.5. 1996, B. 49, , SS. 13, s. 2. 140 Anayasa'da 4709 sayılı Kanun'un 29. maddesiyle yapılan bu değişiklikle; Anayasa'nın 89. maddesinin ikinci fıkrası değiştiritmiş ve Cumhurbaşkanın yayımianmasını kısmen uygun bulmadığı kanunları bir daha görüşülmek üzere TBMM' ye geri göndermesine ilişkin müessese yaratılmış ve buna ilişkin düzenleme yapılmıştır. 141 ı5.4.2003 tarihli ve 4847 sayılı Kanunla, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Kurulmuş ve daimi komisyon sayısı on yediye yükselmiştir. 138 139 49 9. Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İ şler Komisyonu; Köyişleri 1O. Tanm, Orman ve ll. Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu; 12. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplan İnceleme Komisyonu; 13. Dilekçe Komisyonu; 14. Plan ve Bütçe Komisyonu; 15. Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu; 16. İnsan Haklan İnceleme Komisyonu; 17. Avrupa Birliği Komisyonu; Uyum Komisyonu. (14) ve (15) inci bentlerdeki komisyonlar hariç, her birinin üye sayısı, Danışma Kurulunun teklifi üzerine Genel Kurulca işaret oyuyla belirlenir. komisyonların Komisyonlar için bir yasama döneminde iki seçim yapılır. İlk seçimlerin görev süresi iki, ikinci devre için seçilenterin görev süresi üç yasama yılıdır. Görev süreleri yenileri seçilinceye kadar devam eder." Osmanlı-Türk Anayasaları'nda yasama meclislerini düzenleyen sayısız kural yer almıştır. Bu nedenle, içtüzükler anayasalara bağlı kalınarak hazırlanmıştır. Kuşkusuz içtüzük niteliğindeki bazı hükümterin anayasada yer alması, anayasanın değiştirilmesinin zor olması nedeniyle parlamenter "azınlık" için bir güvence oluşturmaktadır. Ancak, seçilmiş bir meclisin kendi iradesiyle iç örgütlenmesini ve işleyişini düzenleyememesi, kurumsallaşma yönünden olumsuz bir etken olarak görülmektedir. 142 İçtüzüğün bugün de, ülkemiz gündeminde bulunan ve bazıları kanuniaşmış olan mali ve idari yapılanmaya ilişkin reformlar ile yine gündemimize girmiş bulunan ve bu yıl içinde (2005) müzakerelere başlayacağımız Avrupa Birliği ile uyum çerçevesinde yeniden düzenlenmesi, sorunlu maddelerinin düzeltilmesi ve kurtarılarak kendi yürütmenin yasama üzerindeki etkisinden kurumsallaşmasına yardımcı olacak şekilde ele alınması gerekmektedir. Bu arada parlamentonun en önemli fonksiyonlarından biri olan bütçe hakkını en iyi şekilde kullanabilmesinin sağlanması ve bunun en önemli aracı olan Plan 142 Gençkaya, a.g.e., s. 15. 50 ve Bütçe Komisyonu'nun gerek yapısı gerekse çalışma düzeni bakımından, 143 özellikle sözü edilen düzenlernelerin de etkisiyle, yeniden yapılandınlması hususlannın göz önünde bulundurulması önem arz etmektedir. .Tablo 1.1. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun Görevlerini Yürüten Komisyonlar Encümenin/ Komisyonun Dönem 1877-1927 Muvazene-i Daliye Encümeni 1927-1946 Bütçe Encümeni 1946-1954 Bütçe Komisyonu 1954-1960 Bütçe Encümeni 1961-1973 Bütçe Karma Komisyonu 1973-1980 Bütçe Karma Komisyonu 1982-1996 Bütçe Komisyonu 1996- Plan ve Bütçe Komisyonu 143 Adı Kavanin-i Maliyye Gümrük ve Maliye İktisat Encümeni Encümeni Maliye Ekonomi Gümrük ve Komisyonu Komisyonu Tekel Maliye İktisat Encümeni Encümeni Plan Karma Maliye Ekonomi Komisyonu Komisyonu Komisyonu İnhisarlar Encümeni Gümrük ve İnhisarlar Encümeni Gümrük ve Tekel Komisyonu Plan Karma Komisyonu Bütçe sürecini önemli bir ölçüde değiştiren 10. I 2.2003 tarihli ve 50 I 8 sayılı Kanun, yapılan düzenlemelere uyum sağlanması adına Meclis İçtüzüğü'nde de gerekli değişikliklerin yapılmasını öngörmüş olmasına rağmen bu konuda henüz resmi bir çalışma başlamamıştır. 51 Tablo 1.2. 1876 Anayasası'ndan itibaren Çıkarılan İçtüzükler İçtüzüğün Adİ 144 Heyet-iMebusan Nizarnname-i Dahilisi Heyet-i Ayan Nizarnname-i Dahilisi Tarihi Bölüm Say1s1 Madde Say1s1 Kom.lara Kom.lara İlişkin İlişkin Bölüm Maddeler 13.5.1877 16 105 3 13-25 20.9.1887 ll+ ı 74 2 7-11 TBMMDahili Nizamnamesi 2.5.1927 25 236 3 22-65 TC Milli Birlik Komitesi İçtüzüğü (1961 )145 20 146 2 6-36 Temsilciler Meclisi iç tüzüğü 17.01.1961 12 63 2 7-23 19.01.1961 5 59 3 17-25 27.12.1963 6/30146 183 114 14-20 17.2.1965 5 33 ı 2147 Millet Meclisi İçtüzüğü 148 13.3;1973 15 162 "3 20-49 TCMGK Yasama Görevleri İçtüzüğü 25.9.1980 12 24 3 5149 29.7.1981 9 146 2 19-46 Kurucu Meclis İç tüzüğü Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğü TBMM Birleşik Toplantısı İçtüzüğü Danışma Meclisi İçtüzüğü 144 İçtüzükler ilk kabul edildikleri halleriyle gösterilmiştir. 145 Milli Birlik Komitesi İçtüzüğü 'n ün ne zaman çıkarıldığına ilişkin kayıt bulunamamıştır. Dolayısıyla kesin bir tarih vermek söz konusu değildir. 146 Bu İçtüzük 6 kısım ve 30 bölümden oluşmaktadır. 147 Bu İçtüzükte daimi komisyonlara ilişkin düzenleme mevcut değildir. İçtüzüğün 2. maddesinde; Toplantısının, gerekli gördüğü hallerde, geçici karma komisyonların hükme bağlanmıştır. 148 Bugün, bu İçtüzüğün adı TBMM İçtüzüğü' dür (1996 yılında yapılan değişiklikle) ve 17 kısım ve 186 maddeden oluşmaktadır. 149 MGKG Sekreterinin gerekli görmesi hallerinde geçici ihtisas komisyonları kurulması TBMM Birleşik kurulabileceği öngörülmüştür. 52 İKİNCİ BÖLÜM YASAMA SÜRECiNDE PLAN VE BÜTÇE KOMiSYONU 2.1. KOMiSYON'UN YAPISI Plan ve Bütçe Komisyonu oluşumu bakımından diğer komisyonlardan farklılık arz etmektedir. Bu farklılık anayasal bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Komisyonların Genel Kurul 'un küçültülmüş örnekleri olduğu kabul edilirse, komisyonların çalışma düzenlerinin birbirlerine benzemesi kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle Plan ve Bütçe Komisyonu için çalışma düzeni açısından İçtüzükte farklı bir usul öngörülmemiş ve diğer komisyonlada aynı usule tabi tutulmuştur. Ancak, bütçe kanunun görüşülme usulü Anayasayla, kalkınma planlannın görüşülme usulü de özel bir kanunla düzenlenmiştir. Bu nedenle bütçe kanunu tasaniarına ve kalkınma planiarına özgü olmak üzere, tasarıların görüşülme usulü açısından, yine anayasal ve yasal zorunluluktan kaynaklanan. bir farklılık söz konusudur. Bu konular aşağıda ayrıntılarıyla incelenecektir. Komisyonun işleyişi konusunda farklı düzenlemeler mevcut olmadığı için İçtüzükte komisyonlar için öngörülen çalışma düzeni ve esas alınacak ve Plan ve Bütçe Komisyonu özelinde komisyonların yasama sürecindeki yeri ayrıntılı bir biçimde ele alınacaktır. Anlatım yapılırken, İçtüzük hükümleri doğrultusunda genel olarak komisyonların yapısı ve çalışma düzeni esas alınmakla birlikte Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun bu işleyiş içindeki konumlanışı ele alınacak ve gerek hukuki düzenlemelerden gerekse uygulamadan kaynaklanan farklılıklara oluşum değinilecektir. metinlerde açıklığa kavuşturulmamış bazı konulardaki boşluklar uygulamada geleneklerle oluşmuş teamüllerle doldurulmaktadır. Esasen TBMM'nin bütün çalışmalarında olduğu gibi komisyon Komisyonların çalışmalarında da teamüllere sıkça rastlanmaktadır. İçtüzükte ayrıntılı düzenleme bulunmayan görüşme usullerinde de teamüller hakim durumdadır. Yazı lı 53 2.1.1. Komisyon'un Oluşumu 2.1.1.1. Komisyon Üyefiği Bir komisyona üye olabilmek için her şeyden önce bir siyasi parti grubuna mensup olmak gerekmektedir. Buna göre Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, komisyonlarda siyasi parti gruplarına düşen üye sayısını, partilerin üye sayısını dikkate alarak tespit etmektedir. Başkan, siyasi parti gruplanna düşen üye sayısını İçtüzüğün ll. maddesine göre tespit etmektedir (içt. md. 2111 ). İçtüzüğün ll. maddesinin birinci fıkrasında; Başkan'ın siyasi parti gruplannın parti grupları toplam sayısı içindeki yüzde oranını ve bu oraniara göre her siyasi parti grubuna düşen Başkanlık Divanı'ndaki görev yeri sayısını tespit edeceği ve Danışma Kurulu'na 150 bildireceği belirtilmektedir. Komisyonların üye sayısı da bu ilke doğrultusunda belirlenmektedir. Dolayısıyla grubu bulunmayan siyasi partilerin kural olarak komisyonlarda temsili söz konusu değildir. Başkanlık Divanı'nda olduğu -gibi komisyonlarda da esas olarak sadece siyasi parti gruplan temsil edilmekte, bağımsızlar ile grup kuramayan siyasi partiler birkaç istisna dışında 151 komisyonlara üye verememektedirler. 152 Bu istisnalar Anayasa' dan ve kanunlarla kurulan komisyonların kuruluş kanunlarından kaynaklanmaktadır. İncelenen konu açısından önemli olan istisna anayasal bir zorunluluk olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun kuruluşu için geçerlidir. Bütçenin görüşülmesini düzenleyen Anayasa'nın 162. maddesinin ikinci fıkrasında, bütçe tasarıları ve raporun (milli bütçe tahmin raporu), kırk üyeden kurulu Bütçe Komisyonu 'nda inceleneceği, komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna veya gruplarına en az yirmi beş üye verilmek şartı ile siyasi parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre temsilinin göz önünde tutulacağı hükmüne yer verilmiştir. Burada siyasi parti grupları dışında yalnızca bağımsızların temsilinden söz edilmiş, grubu bulunmayan siyasi partilerin temsiline yer verilmemiştir. Ancak demokratik parlamenter sistemde yasama organının işleyişinde önemli yeri olan komisyon Danışma Kurulu; TBMM Başkanının başkanlığında siyasi parti grup başkanları veya vekillerinden birisi veya onların yazılı olarak görevlendireceği birer milletvekilinden oluşan bir kuruldur (md.l9/l). 151 Plan ve Bütçe Komisyonu, soruşturma komisyonlan (anayasal), İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, KİT Komisyonu, AB Uyumu Komisyonu (kuruluş kanunlan). 152 Ayrıntılı bilgi için bkz. Has, a.g.e. 150 54 çalışmalarında bağımsızların temsili söz konusu iken grubu bulunmayan siyasi partilerin temsil edilmemesi gibi bir durumun varlığı kabul edilemez. Zaten uygulamada da oranlarına göre temsil yeteneği bulunan siyasi partilere üyelik verilmektedir. 153 Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun üye kompozisyonunun Anayasayla ve iktidara üstünlük sağlayacak nicelikte kontenjan verilmiş 154 olmasının, doğal olarak hükümetlerin programlarını hayata geçirmesinin en önemli araçlarından biri olan bütçe kanunu tasarılarında, programı aksatacak değişikliklerin yapılmasının önlenmesi ve bütçe kanunu tasarısının reddedilmesinin önlenmesini sağlamaya yönelik bir kaygıdan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Nitekim, Komisyon 'un kuruluş biçimi yasama faaliyetleri içindeki rolünü önemli ölçüde etkilemektedir. Mutlak sayısal üstünlük hükümetin lehine olduğu için kanun tasarı ve tekliflerinin normal şartlar altında iktidar milletvekillerinin isteği dışında şekillenmesi mümkün değildir. belirlenmiş Plan ve Bütçe Komisyonu kanun tasarı ve tekliflerinin hükümetin istediği doğrultuda çıkarılabilmesi noktasında önemli bir komisyondur. Çift meclis sisteminin geçerli olduğu 1961 Anayasası döneminde Plan Komisyonu'nun 77 sayılı Kanun'a dayanılarak pek çok konuda son komisyon olarak belirlenmesinin amacı diğer komisyonlarca görüşülen işlerde son olarak gerekli değişiklikleri yapmak, karara bağlamak ve Genel Kurul' da savunma işini yapmaktı. 155 Çünkü Genel Kurul görüşmelerine esas olan rapor, işin son olarak görüşüldüğü komisyonun raporudur. 77 sayılı Kanun 'un Plan Komisyonu 'na havalesini öngördüğü bir tasarı veya Uygulamada da bağımsıztarla grubu olmayan siyasi partiler komisyon üyelikleri için siyasi parti gruplanna karşı tek bir grup olarak değerlendirilmekte (yalnız üye olabildikleri komisyonlar için), bunlara düşen üye sayısı da kendi içerisindeki oraniara göre belirlenmektedir. 154 Komisyonlar üye tamsayısının üçte biri ile toptanır ve hazır bulunan üyelerin salt çoğunluğu ile karar verir (içt. md. 27/2). Plan ve Bütçe Komisyonu 40 üyeden oluştuğuna ve iktidar partisi/partileri gruplanna en 25 üye verildiğine göre komisyonun üye tamsayısı ile toplandığını varsaydığımızda iktidar partisi/partilerine mensup milletvekilleri çekimser kalmadığı veya muhalefetle işbirliği yapmadığı takdirde, azınlık hükümetinin söz konusu olması durumunda bile iktidar, karar almak için gerekli olan 2 ı oydan daha fazla olan 25 oya sahiptir. 155 ı 973 İçtüzüğünde I 996 yılında yapılan değişikliğe kadar yalnızca esas komisyona ilişkin düzenleme yapılmıştı ve raporu Genel Kurul görüşmelerine esas olacak komisyona, esas komisyon, denileceği hükmü yer almıştı. Tali komisyona ilişkin bir düzenleme mevcut değildi. Ancak, bu düzenlemeden işlerin başka komisyonlam da havale edilebileceği anlaşılıyor. Uygulama da bu yönde gelişmiş tali komisyon denmese de işlerin bir kısmının havalesi birden fazla komisyona yapılmıştır. Genel Kurul görüşmeleri ise en son inceleme görevi verilen komisyonun raporu üzerinden yürütülmüştür. Bkz., Uğur a.g.e., ss. 43-44. 153 55 bir komisyona havale edilmiş olsa bile yine Kanun geregı geleceği en son yer Plan Komisyonu'dur. Bu durumda Plan Komisyonu son kararı verecek ve işi şekillendirecek olan Komisyon olmaktadır. teklif başka Bir siyasi parti grubu, herhangi bir komisyonda kendisine düşen üyelikten vazgeçebilmektedir (içt. md. 21/2). Bu durumda boşalan üyeliğin, temsil kabiliyetine göre diğer gruplarca veya Plan ve Bütçe Komisyonu için diğer siyasi parti gruplarının yanı sıra grubu bulunmayan siyasi partiler ve bağımsızlarca doldurulup doldurulmayacağına ilişkin bir düzenleme İçtüzük'te yer almamaktadır. Siyasi parti gruplarının, Meclis'in bütün faaliyetlerine üye sayısı oranında katılmalarını sağlayacak yönde 156 düzenleneceğini öngören Anayasanın amir hükmü varken 157 İçtüzükte parti gruplarına komisyon üyeliklerinden vazgeçebilmelerini öngören seçimlik bir hakkın tanınmış olması, dolayh olarak bu maddenin ruhuna aykırı bir nitelik taşımaktadır. 158 Fiili imkansızlıkları 159 bir kenara bırakacak olursak bu konuyu yalnızca hukuki açıdan ele almak eksik değerlendirmede bulunma sonucunu doğurur. Teziç de yasama meclislerinde kurulacak komisyonlarda, siyasi parti gruplarının kuvvetleri ölçüsünde katılma gereğinin, anayasa tarafından güvenceye alınmış temel bir ilke olduğuna dikkat çekmektedir. Bu nedenle bu ilkeye, sürekli olarak uyulması 156 157 158 159 56 AY, md. 95/2. Ayrıntılı bilgi için bkz. Yavuz Sabuncu, Anayasaya Giriş, imaj Yayınevi, Ankara, 2003; Bakırcı, a.g.e., Has, a.g.e. Her ne kadar madde gerekçesinde 1961 Anayasası'nın 85. maddesi hükmünün siyasi parti gruplannın komisyonlarda kuvvetleri oranında temsilci bulundurmaya mecbur etmediği ve demokratik memleketlerde tatbikatta, siyasi parti gruplarına tanınan bu hakkın bir bağlı yetki değil bir takdir yetkisi olduğunu gösterdiği ifade edilse ve bu hakkın bir takdir yetkisi olarak görülmesinin anayasanın mezkur hükmünün lafzi kapsamına tamamen uygun olduğu ve siyasi parti gruplarına yasama meclisi içinde kuvvetlerinden doğan bütün imkanları azami ölçüde ve serbestçe kullanmak imkanı vereceği belirtiise de, yapılan açıklama bu gerekçeyi haksız çıkaracak niteliktedir. Tabi, İçtüzüğün hazırlandığı zaman siyasi parti gruplarının lO kişiyle kurulabildiği hususunu da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bkz. MMTD, D. 3, C. 29, 4.12.1972, B. 13, ss. 763, ss. 7-8. Çok fazla parti grubunun TBMM'de temsil edilmesi ve bu grupların üye sayısının çoğunun da grup kurmak için gerekli minimum üye sayısı olan yirmi veya yirmiye yakın olması durumunda, gerek başkanlık divanı, gerekse bütün komisyonlarda temsil edilebilmeleri mümkün olamayabilir. İçtüzük hükümleri gereği Plan ve Bütçe ile Dilekçe Komisyonu üyeleri başka komisyonlara üye olarnamaktadır (2llson). Grupların bu komisyonlara üye vermesi, diğer komisyon üyelerinin de pek çok komisyona üye vermesi halinde sorun çözülüyor gibi görünüyor ancak, böyle bir formül uygulansa büyük ihtimalle toplantıların çakışması ve işlerin görüşülememesi, toplantı yeter sayılarının sağlanamaması gibi durumlarla karşılaşılır. Bu durum da başka bir fiili imkansızlık sebebidir. ° gerektiğini belirtmektedir. 16 Konunun hukuki olarak ele alınmasının yanı sıra siyasi boyutunun da göz önünde bulundurulması gerekir. Bu bağlamda, demokratik parlamenter sistemin mantığına aykırı olarak, belli bir seçmen kitlesinin oyunu alarak seçimle meclise girmeye hak kazanmış bir partinin siyaseten yükümlü olduğu görevleri yerine getirmemesine olanak tanınmasının, sistemin özüyle ne kadar bağdaşacağı tartışması da gündeme gelir. Parti grubunun kendi üyesini çekmesi durumunda çalışmaların devamlılığı açısından boşalan üyeliğin diğer partiler veya bağımsızlarca oranlarına göre doldurulacağını kabul etmek gerekir. Diğer komisyonlar açısından bu konu tartışmaya ·açık · bulunmakla birlikte Plan ve Bütçe Komisyonu için bu hususun tartışma konusu yapılamayacağı açıktır. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun üye sayısı ve iktidara verilecek minimum üye sayısı Anayasa'da açıkça belirtilmiştir. İktidar grubu/gruplan üyelerini çektiği takdirde üye sayıları yirmi beşin altına düşerse, diğer gruplar veya bağımsızlarca boşalan üyeliklerin doldurolması gibi bir olay söz konusu olamaz. Ayrıca bu durumda Komisyon'un yapısı hakkındaki Anayasa hükmü ihlal edilmiş olacaktır. Nitekim, Anayasa Mahkemesi bir karannda: "Anayasa'da kimi hallerde kurulması öngörülen karma tasarı veya tekliflerinin önce komisyonlar dışında, yasa komisyonlarda sonra Meclisler genel kurullarında ineeleneceği hakkında zorunluluk koyan bir kural yoktur. Her ne kadar Anayasa'nın kimi maddelerinde (md. 91 ve 92) Meclisierin ilgili komisyonlarından söz edilmekte ise de bunlar yasa tasarı ve tekliflerinin mutlak surette komisyonlardan geçirilmesi zorunluluğunu ortaya koyan birer Anayasa kuralı niteliğinde değildirler ... Komisyon çalışmalannın yasa tasarı ve tekliflerini Meclisierin genel kurulları adına inceleyerek düşüncelerini bildirmekten başka bir anlamı bulunmadığı, sonunda konuya Meclisierin tüm hakim oldukları ve kendi iradelerine göre tam bir serbestlik içinde işi karara bağladıkları bilinen bir gerçek olup bir yasa tasarısı veya teklifinin ilgili komisyonda incelenmesinin veya hiç incelenmernesinin Meclis iradesinin gereği gibi belinnesine engel teşkil edeceğinin düşünülmesi de mümkün değildir... Birer İçtüzük düzenlemesi olan ve Meclislerce kabul edilen yasalann 160 Bkz.,Teziç, a.g.e., ss. 100-10 l. 57 sılılıatİ bakımından çalışmalarına ve şart bulunmayan komisyonların olarak işlenen hatalar veya Anayasa'ya aykırı sayılabilmeleri için yeter da kuruluşlarına ilişkin usulsüzlükler yasaların sebep değildir" 161 demektedir. Bu Karar'dan da açıkça anlaşılacağı üzere sadece kanun ve İçtüzük hükümlerine göre kurulan komisyonların kuruluş ve işleyişierindeki usulsüzlükler, kanuniann şekil yönünden iptalini gerekli kılmazken, Anayasa gereği kurulan komisyonlar için böyle bir şey söylenemez. Has, Anayasa'nın getirmiş olduğu bu ilkenin (İçtüzük hükümlerinin, siyasi parti gruplarının, Meclisin bütün faaliyetlerine güçleri oranında katılmalarını sağlayacak yönde düzenlenmesi) yine kuruluşu açısından Anayasa'nın getirmiş olduğu bir istisna olan Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, tüm siyasi parti gruplannın temsiline olanak tanınması zorunluluğunu doğurmayacağı ve Anayasa Koyucunun bu Komisyon' da salt · kuvvetleri yeten siyasi parti gruplarının temsilini öngördüğünü ileri sürmektedir. Zira Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun üye sayısı Anayasa tarafından belirlenmiş ve dondurulmuştur ve gerektiğinde üye sayısı tüm grupların temsilini sağlayacak oranda artırılamaz! 62 Plan ve Bütçe Komisyonu'nda iktidarın mutlak üstünlüğü gözetilmiş durumdadır. Zorunluluktan ziyade bazı durumlarda oransal olarak da meclis aritmetiği bu sonucu doğurabilir. 163 Ancak, bu yargı kısmen doğru olmakla birlikte iktidar grubu/gruplarına ayrılan kontenjanın dışında kalan üyelikler için Anayasa Koyucunun salt güçleri yeten siyasi parti gruplarının Komisyon' da temsil edilmesi gibi bir saikle hareket etmiş olması tartışmaya açık bir konudur. Şunu da belirtmek gerekir ki bu konuda tutarlı bir yaklaşım yoktur. Anayasa Mahkemesi "devlet hayatının kesintisiz olarak sürdürülmesi zorunluluğu" gibi siyasal mülahazalarla, uygulamada Bütçe Karma Komisyonu'nun usulüne uygun olarak kurulmamasını bütçe kanunun iptali için bir neden olarak görmemiştir. 164 161 E. 1968/15, K. 1968/13, k.t. 3.4 ve 5 Mayıs 1968, AMKD, C. 6, ss. 162-163. Bkz. Has, a.g.e., s. 58. 163 Örneğin içinde bulunduğumuz 22. dönemde iktidar partisi 27 üyeye sahiptir ve bu üstünlük bir zorunluluk gereği değil oransal olarak sağlanmıştır. 164 Bkz. E. 1975/145, K. 1975/198, k.t. 14.10.1975, AMKD C. 13, s. 563. 162 58 2.1.1.2. Komisyon Üyelerinin Seçimi Siyasi parti grupları, adaylarını Başkanlık tarafından belirlenecek bir süre içinde Başkanlığa bildirirler. Aday listelerinin Genel Kurul' da oylanmasıyla komisyonlar için üye seçimleri tamamlanmış ve komisyonlar 165 kurulmuş olur (içt. md. 2113). Komisyonlar için bir yasama döneminde iki seçim yapılmaktadır. İlk seçilenterin görev süresi iki, ikinci devre için seçilenterin görev süresi üç yıldı~. Görev süreleri yenileri seçilinceye kadar devam eder (içt. md. 20/3). Birinci devre için seçilenterin görevlerinin yenisi seçilinceye kadar devam etmesi yerinde bir uygulamadır. Böylece yasama faaliyetlerinin aksamasının önüne geçilmiş olunmaktadır. Plan ve Bütçe Komisyonu ve Dilekçe Komisyonu üyeliğine seçilen milletvekilleri; başka bir komisyonda, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı ve Bakanlar Kurulu üyeleri Meclis komisyonlarında görev alarnamaktadır (içt. md. 2114). Plan ve Bütçe Komisyonu'nun iş yoğunluğu ve çalışma temposu göz önünde bulundumlduğunda bu düzenlemenin ne kadar yerinde olduğu anlaşılır .. Düzenli olarak komisyon çalışmalarına katılan milletvekillerinin diğer. görevleri de üstlenebilmesi hemen hemen olanaksızdır. Komisyon üyeliği dışında başka bir görev üstlenilmesinin komisyona devamı ve komisyon çalışmalarına etkin katılımı olumsuz bir şekilde etkiteyeceği açıktır. Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin başka komisyonlara üye olmasının yasaklanmasında Komisyon 'un akçalı işlerle uğraşan bir komisyon olmasının da etkisi vardır. Bir kanun tasarı veya teklifi esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu'na tali komisyon olarak da başka bir ihtisas komisyonuna havale edilebilir. Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olan bir milletvekilinin bu komisyonun da üyesi olması durumunda, önce bu komisyonda düzenlernelerin istediği yönde şekillenmesini sağlayabilir. Konu Plan ve Bütçe Komisyonu'na geldiğinde ise kendisinin de katkısıyla yapılmış olan düzenlemenin, kaynakların tahsisi noktasında söz sahibi olan bu Komisyon' da değiştirilmesini önlemek için faaliyette bulunabilir. Komisyon üyesi olan bir· milletvekilinin ise diğer üyeleri kolaylıkla etkilernesi mümkün olabilecektir. 165 Bu karar İçtüzüğün I 82/2. maddesine dayanılarak çıkanlan ve hangi TBMM kararlannın Resmi Gazetede yayımlanacağını belirleyen yönetmelik uyarınca Resmi Gazetede yayımlanır. Bkz. RG: oı .ı 0.1989/20299 59 Somut bir örnekle konu açılacak olursa; önceden mülki idare arnirliği yapmış olan bir milletvekilinin hem İçişleri hem de Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olduğu varsayımı kabul edilsin. Mülki idare amiri sınıfının özlük haklannı da içeren bir düzenlemenin tali komisyon olarak İçişleri, esas komisyon olarak da Plan ve Bütçe Komisyonu'na havale edilmesi durumunda, bu milletvekilinin konuya mesleki bir taassupla yaklaşma ihtimali yüksektir. Üstelik meslekten gelen milletvekili bu meslek grubundan gelecek haskılara karşı da açık ve duyarlı olacaktır. Tali komisyonda sözü edilen sınıfın özlük haklan konusunda, bütçe dengelerini bozacağı ve olumsuz emsal teşkil edebileceği gibi ihtimaller düşünülmeden bir düzenleme yapılarak hazırlanan rapor Plan ve Bütçe Komisyonu 'na gönderilecektir. Aynı üye bu kez Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılan düzenlemeyi savunacaktır. Başanlı olup olmayacağı ise pek çok değişkene bağlıdır ancak, her şeye rağmen kuvvetli bir ihtimaldir. Benzer bir durum yalnızca Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olunması durumunda da geçerlidir ve Komisyon üyeleri kaynak dağılımı sürecinde, mümkün olduğunca kaynaklan kendi seçim bölgesi veya içinden gelmiş olduğu meslek grubu vb. alanlara yönlendirmek konusunda etkili olmak gayreti içerisindedirler. Ancak, takdir edilir ki verilen örnekte belirtilen durum daha sakıncalıdır ve mevcut duruma tercih edilemez. Üste lik Plan ve Bütçe Komisyonu'nun tüm ülkenin çıkannı gözetecek kadar tarafsız olmak ve de hükümeti zor durumda bırakmamak için bütçe dengelerini sarsınamak gibi görevleri bulunmaktadır. 166 Ayrıca Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda bir meslek grubunun veya sınıfın belli (genellikle özlük hakianna ilişkin) bir isteğinin kabul edilmesi durumunda, bundan sonra gelecek taleplerin önünü kesrnek neredeyse olanaksız hale gelebilir ve komisyon üyeleri zor durumda 167 ve karşılanması zor pek çok taleple karşı karşıya kalabilirler. 166 Plan ve Bütçe Komisyonu'nun genel yaklaşımı böyle olmakla birlikte istisnai uygulamalarla da 167 Nitekim bu dönemde (22. dönemde) böyle bir durum yaşanmaktadır. Çeşitli düzenlemeler içinde ilgili kurum veya kuruluş personelinin özlük haklarının çeşitli şekillerde iyileştirilmesi söz konusu olmuş (ek ödeme gibi), yapılan bu düzenlemeler Komisyon'a gelen tasarı veya tekliflerde, bu tasarı veya teklifierin düzenleme konusuna ilişkin kurum veya kuruluşların taleplerini tetiklemiştir. Bunun ilk örneğini ise; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik yapan bir tasanda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı personeline ek ödeme verilmesine ilişkin bir düzenleme karşılaşılmaktadır. teşkil etmiştir. 60 Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin başka komisyonlara üye olması gibi bir imkanın işlerlik kazanınası durumunda açıklanan gerekçelerle Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olmak isteyen milletvekillerinin sayısının daha da artacağı yönünde bir tahminde bulunmak yerinde olsa gerek. Hem kararların şekillenmesinde hem de akçalı işlere ilişkin olarak alınacak karara son noktanın konmasında söz sahibi olmak cazip gelebilir. Bu durumda milletvekilleri arasında rekabet doğabilir, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olmak için milletvekilleri arasında güç mücadeleleri ve parti içi çekişmeler yaşanabilir. 22. dönemde Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olabilmek 168 için oldukça fazla milletvekili kendi parti gruplarına başvurmuştur. Mevcut durumda bu kadar yüksek oranda bir başvuru gerçekleşmişse böyle de bir imkan tanınmış olsaydı başvuru sayısı muhtemelen daha yüksek olacaktı. Nihayetinde Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin başka bir komisyona üye olmasının yasaklanmasında akçalı işlerle uğraşanları diğer komisyon üyeliklerinden ayırma düşüncesinin de etkili olduğu sonucuna Halihazırda varılabilir. Plan ve Bütçe Komisyonu'na bu denli çok başvuru olmasının en önemli nedenlerinden biri de, Komisyon üyelerine bütçeden kendi seçim pay ayrılmasıdır. Bu bölgelerinde kullanmaları amacıyla belli bir ve 1983 'ten sonra dağıtımdır gayriresmi olarak gerçekleştirilen bir uygulanmaya başlanmıştır. Uygulama komisyon başkanlarının tutumuna göre değişmektedir. Bazen iktidar ve muhalefet milletvekilleri eşit miktarda kaynak kullanabilmekteyken bazen de iktidar milletvekillerine daha fazla pay ayrılabilmektedir. Kaynaklar milletvekillerinin seçim bölgelerindeki yatırım projelerine ödenek aktarılması şeklinde dağıtılmaktadır. Bu şekilde popülist amaçlarla başlanmış ancak verimli olmayan ve atıl kalmış pek çok yatırım projesi bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunun nedeni ise önceliği olmayan bir projeye bölge milletvekilinin üyeliği sırasında kaynak aktarılarak bu projenin başlatılması ancak, bu milletvekilinin bir daha seçimlere katılmaması veya seçilememesi üzerine DPT tarafından projenin son sıralara konmasıdır. 168 22. dönemde çok fazla başvuru olduğu parti grup yönetimlerince ifade edilmektedir. Ancak parti gruplan bu başvurolara ilişkin listeleri muhafaza etmedikleri ve bu yönde istatistiki çalışmalar yapmadıklan için kesin rakamlara ulaşılamamıştır. CHP grup yönetimince %30 oranında başvuru olduğu kabul edilmektedir. Bu oran Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olmak isteyen milletvekili sayısının fazla olduğunun bir kanıtıdır. 61 İçtüzükte, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği ile diğer belirtilen görevlerde bulunanlar ıçın diğer komisyonlara üye olunamayacağı belirtilirken "Meclis Komisyonları" tabiri kullanılmıştır. Bundan da, sadece daimi komisyonların kastedildiği yorumu yapılarak geçici komisyonlara üyeliğin yasaklanmadığı sonucu çıkarılmıştır. Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri uygulamada geçici komisyonlara üye olabilmektedir. 169 Bir dönem uygulamada, Bütçe Komisyonu 'nun, kurulması Genel Kurul' ca kabul edilen geçici komisyonlara üye veremeyeceği hususu tartışılmıştır. TBMM'nin 9. döneminde, Bütçe Komisyonu tezkeresinde kanunların yorumlanmasına ilişkin İçtüzük maddesine (DN. md. 124) dayanılarak geçici komisyonların ancak bakanlıklarla karşılıklı komisyonlardan üye alınarak kurulabileceği ileri sürülmüş ve Bütçe Komisyonu'nun bu çeşit bir komisyon olmadığı belirtilerek kurulması düşünülen geçici komisyona, Bütçe Komisyonu 'nun üye vermesinin doğru olmayacağı ifade edilmiştir. Bütçe Komisyonu'nun geçici komisyondan geçen işleri ayrıca incelemesi istenmiş, hatta biraz daha ötesinde Bütçe Komisyonu için "adeta komisyonların komisyonudur" rlenmiştir. Bu tartışmaların ardından, Genel Kurul geçici komisyonlara Bütçe Komisyonu 'ndan da ötekiler gibi üye ahnabileceğini 170 kararlaştırmıştır. Ancak diğer komisyonlara üye olmanın sakıncaları konusunda yapılan açıklamaların geçici komisyonlar için de geçerli olduğunu ve uygulamanın yerinde olmadığını belirtmek gerekir. Plan ve Bütçe Komisyonu ile geçici bir komisyon olan meclis soruşturması komisyonunun üye sayıları Anayasa ile belirlenmiştir. Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun üye sayısı ise kuruluş kanunda belirlenmiştir. 171 Plan ve Bütçe ile Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu 169 19. dönem üçüncü yasama yılında üç Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi 10/198 esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonunun da üyeliğini yapmıştır. 170 Akaryakıtlardan alınacak yol vergisi hakkındaki kanun tasansının görüşülmesi için İçişleri, Gümrük ve Tekel, Bayındırlık, Maliye ve Bütçe komisyonlarından üçer üye alınmak suretiyle bir geçici komisyon kurulması karalaştırılmış ancak Bütçe Komisyonu Başkanı İstanbul Milletvekili Enver Adakan, Bütçe Komisyonu üyelerinin içtüzük hükümleri uyarınca diğer komisyonlara katılamayacağına ve konunun müstakil olarak Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesine ilişkin bir tezkere hazırlamıştır. Bu tezkerenin görüşülmesi sırasında Bingöl Milletvekili F. Fikri Düşünsel; bu tezkerede Bütçe Komisyonu'na diğer komisyonlardan farklı bir muamele yapılmasının teklif edildiği, oysa geçici komisyon kurulmasına Meclis'in karar verdiği ve Bütçe Komisyonu'nun da bu komisyona üye verebileceğini ifade etmiştir. Oylama neticesinde de Bütçe Komisyonu'nun geçici komisyonlara üye verebileceği yönünde karar çıkmıştır. Bkz. TBMMTD, D. 9, C. 12, 23.1. ı 952, B. 2, ss. 260-268. 171 Plan ve Bütçe Komisyonu (40 üye, AY md. 162) ile geçici bir komisyon olan meclis soruşturması komisyonunun üye sayıları ( 15 üye, AY md. I 00) Anayasa ile belirlenmiştir. Kamu İktisadi 62 dışında kalan daimi komisyonların üye sayıları ise Danışma Kurulunun teklifi üzerine Genel Kurulca işaret oyuyla belirlenmektedir (içt. md. 20). 172 Her ne kadar üye sayılarına en son olarak Genel Kurul karar verse de İçtüzükteki sürekli komisyonların üyelerinin saptanma yetkisi, aslında Danışma Kurulu 'nun elindedir. Uygulamada, Danışma Kurulu, İçtüzüğün konuyla ilgili kurallarının özüne ve hukukun temel ilkelerine bağlı kalmaya çalışarak önerilerini hazırlamaktadır. 173 Plan ve Bütçe Komisyonu ile Dilekçe Komisyonu üyeleri dışındaki diğer komisyonların üyeleri birden fazla komisyona üye olabilmektedir. Aşağıdaki tablolarda bazı dönemler itibariyle Plan ve Bütçe Komisyonu için üye dağılımının nasıl gerçekleştiği yer almaktadır. Ayrıca bu tablolarda Anayasal bir zorunluluk olarak iktidar grubu/gruplarına en az 25 üye verilmeseydi dağılımın nasıl gerçekleşeceği de görülmektedir. Tablo 2.1. 20. Dönem 3. Yasama Yılı Komisyonun Üye Dağılımı (29.11.1997 Tarihi İtibariyle) ı 74 Parti Grupları- Grubu Olmayan Partiler- Üye Grubun TBMM Sayısı Oranı (o/o) Bağımsızlar RP ı50 ı39 TOPLAM Teşebbüsleri Gruba Şartına (25 Üye Göre) Şartına Düşen Üye Sayısı Grubun Komisyon Oranı (25 Üye Şartı Olmasaydı) Gruba Düşen Üye Sayısı (25 Üye Şartı Olmasaydı) Göre) ANAP DYP DSP CHP DTP BAGIMSIZ, BBP, MHP, DP Grubun Komisyon Oranı (25 Üye 6,9oı 6+ı ı0,949 ı o+ ı ı5,653 ı5+1 ı 0,146 4,187 7,094 2,530 2,252 4 7 6,642 4,599 2+ı 4,0ı5 lO 6+1 4+1 4 2 ı,460 ı 91 63 55 20 27,372 25,365 16,606 ı ı ,496 10,036 3,650 30 5,470 ı,380 ı 2,ı9o 2 548 100 40 40 40 40 Komisyonunun (35 üye, 3346 s.k. md. 3) üye sayısı ise kuruluş kanununda belirlenmiştir. 172 Komisyonlann üye sayılannın belirlenmesinde uyulacak ilkeler ve yöntemler için bkz. Bakırcı, a.g.e., ss.331-342 173 Boz, a.g.e., s. 20. 174 ANAP, DSP, DTP koalisyonu. 63 Tablo 2.2. 21. Dönem 4. Yasama Yılı Komisyonun Üye Dağılımı (21.11.2001 Tarihi İtibariyle) 175 Gruba Üye_ Grubun TBMM Sayısı Oranı Grubun Komisyon Oranı (25 Üye (%,) Şartına (25 Üye Göre) Şartına Parti Grupları- Grubu Olmayan PartilerBağımsızlar Düşen Üye Sayısı Grubun Komisyon Oranı (25 Üye Şartı Olmasaydı) Gruba Düşen Üye Sayısı (25 Üye Şartı Olmasaydı) Göre) DSP ı30 24,074 9,672 9+ı 9,630 9+ı MHP 127 23,5 ı 9 9,449 9 9,407 9 DYP 84 15,556 6,ı 76 6 6,222 6 ANAP 79 14,630 5,877 5+1 5,852 5+1 AKP 53 9,815 3,897 3+1 3,926 3+1 SAADET 48 8,889 3,529 3+ı 3,556 3+1 BAGIMSIZ 19 3,5ı9 ı,397 ı 1,407 ı 540 100 40 40 40 40 TOPLAM Tablo 2.3. 22. Dönem 2. Yasama Yılı Komisyonun Üye Dağılımı 176 (27.07.2004 Tarihi İtibariyle) 177 Parti GruplarıGrubu Olmayan Partiler- Üye Grubun TBMM Grubun Komisyon Gruba Düşen Üye Sayısı Oranı Oranı Sayısı Bağımsızlar (o/o) AKP 368 67,03 ı 26,812 26+ı CHP ı71 3 ı ,148 12,459 ı2 10 1,820 0,729 ı 549 100 40 40 BAGIMSIZ, DYP TOPLAM 175 DSP, MHP, ANAP koalisyonu. AKP Hükümeti. 177 22. Yasama Döneminde tek parti iktidan olduğu ve iktidar grubunun da sahip olduğu üye sayısı gereği komisyonda 25'ten fazla üyeye sahip olduğu için nonnal dağılım verilmiştir. 176 64 Tablo 2.4. 22. Dönem 3. Yasama Yılı Komisyonun Üye Dağılımı (26.03.2005 Tarihi İtibariyle) Parti GruplarıGrubu Olmayan Partiler- Üye Grubun TBMM Sayısı Oranı Bağımsızlar Grubun Komisyon Gruba Düşen Üye Oranı Sayısı (o/o) AKP 361 65,756 26,302 26 CHP 168 30,601 12,240 12 20 3,643 1,457 ı+ ı 549 100 40 40 BAGIMSIZ, DYP, ANAP, HYP TOPLAM 2.1.1.3. Komisyonun Üye Kompozisyonu ve Önemi Komisyonların ihtisas alanlarına göre oluşturoldukları belirtilmişti. Genel olarak komisyon üyeliklerine de daha önce komisyonunun görev alanıyla yakın ilgisi bulunan mesleklerden gelmiş olanlar seçilmektedir. Ancak milletvekili devir hızının yüksekliği, komisyon üyeliklerine yapılan seçimlerin "uzmanlık" ölçütünü yeterince yansıtmaması gibi bazı hususların TBMM'nin kurumsallaşmasını engellediği savunulmaktadır. 178 Bu tespit kısmen doğru olsa "uzmanlık" ölçütüne mümkün olduğunca uyulduğunu belirtmek durumundayız. Plan ve Bütçe Komisyonu için bu duruma daha çok dikkat edilmektedir. Bu doğrultuda Plan ve Bütçe Komisyonu 179 üyeliğinde ekonomi/maliyecilerin ağırlığı görülmektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinde yalnızca mesleki nitelik önem arz etmemektedir. ABD yasama meclislerinde komisyon üyeliklerinin belirlenmesinde daha çok "seniority" (kıdemlilik) kuralı uygulanmaktadır. ABD'de, Bkz., İlter Turan, Siyasal Sistem ve Siyasal Davranış, İÜ İktisat Fakültesi Yayını, 1977, ss. 183186; Ersin Kalaycıoğlu, Çağdaş Siyasal Bilim, Teori, Olgu ve Süreçler, Beta Basım Yayın Dağıtım, İstanbul, I 983, ss. 395-402. 179 Uğur, a.g.e., s. 6 178 65 Kongre'de en uzun süre görev yapan milletvekilleri (senior) "Dış İlişkiler" ve "Maliye" gibi önem arz eden komisyonlara atanmaktadırlar. Yeni olan (freshman/junior) milletvekilleri ise daha az talep edilen komisyonlara tayin edilmektedirler. "Seniority" kuralının oluşturduğu gelenek, komisyon başkanlannın belirlenmesinden üyelerin saptanmasına kadar, meclis iç örgütünün her noktasında bir güç halinde işlemektedir. ı 80 Bilindiği üzere, varolan düzenlemeler çerçevesinde bakıldığında, TBMM' de komisyonlar TBMM üyeleri arasından ve İçtüzükte belirtilen yöntemler uyarınca seçilmektedir. Meclis Başkanı veya başka herhangi bir makamın komisyonlara üye atamaya ya da herhangi bir görevi yapacak milletvekilini belirlemeye yetkisi bulunmamaktadır. Ancak uygulamada ülkemizde de yukarıda belirtilen "seniority" kuralını andıracak şekilde, komisyon üyelikleri ve başkanları, parti grupları tarafından belirlenmektedir. Bu noktada, Plan ve Bütçe Komisyonu 'na da "seni or" milletvekillerinin seçildiğini belirtmek yanlış olmaz. Bu arada bir hususu daha belirtmekte fayda vardır; Plan ve Bütçe Komisyonu için geçerli olan durum fiili olarak işleyen kıdemlilik esasıdır. Komisyon, geniş görev alanı ve sık toplantı yaptığı gibi hususlar göz önüne alındığında (ki bütçe görüşmelerinde yalnız kurum ve kuruluşların bütçeleri onayianınakla kalınmaz, tüm ülke adına yürütülen bu hizmetlere ilişkin politikalar masaya yatırılır ve sorumlulardan hesap sorulur) milletvekilleri için siyaset okulu niteliği arz etmektedir. Bakanlık yapmış daha sonra komisyon üyeliği yapmış veya komisyon üyeliğinin ardından bakanlık yapmış olan milletvekillerinin sayısı oldukça fazladır. 1995-2002 yılları arasında kurulan hükümetlerde Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği yapmış olan toplam 43 bakanın görev yapmış olması bu durumu açık bir şeklide ortaya koymaktadır Bu hususu da göz önünde bulundurularak, parti için önemli olan ve gelecek vaat eden ancak tecrübesiz olan az sayıda milletvekilli de komisyona üye seçilmektedir. Komisyonlara üye seçiminde çeşitli devlet daireleriyle ilgili olan parlamenterlerin ilgili komisyonlara seçilmesinde bürokratların da etkisi olduğunu belirtmek gerekir. ı 8 ı 180 181 66 Bkz., Joseph P. Harris, Congress and The Legislative Process, McGrow Hill, USA, 1972, ss.95l03. Bkz., Mustafa Sakat, ..Politik Karar Alma Sürecinde Bütçe Maksimizasyonu ve Bürokratik Yozlaşma/ar", Yeni Türkiye, (Siyasette Yozlaşma Özel Sayı 1), S. 13, Ocak-Şubat 1997. Tablo 2.5. Komisyon Üyelerinin Mesleki Dağılımıısı Komisyon Üyelerinin Mesleki 20. 22. 21. 20. Dönem Dönem Dönem Dönem (o/o) Dağıhmı 21. . Dönem 22. Dönem (o/o) {o/o) Ortalama (o/o) 8 ll 15 20 27.5 37.5 28.33 - 5 2 - 12.5 5 5.83 ıı 12 10 27.5 30 25 27.5 Doktoru 2 3 2 5 7.5 5 5.83 İşadamı/Sanayici 7 5 5 17.5 12.5 12.5 ı4. 16 Öğretim Üyesi 6 3 2 15 7.5 5 9.16 Özel Sektör 4 - 2 10 - 5 5 2 ı 2 5 2.5 5 4.16 40 40 40 100 100 100 100 Maliyecil Ekonomist Hukukçu Mühendis Tıp Yöneticisi Diğer TOPLAM Kaynak: 20,2 ı ve 22. Dönem TBMM Albümleri 2.1.2. Üyeliğin Sona Ermesi Komisyon üyeliklerinde kendiliğinden ya da bazı işlemlerin yerine getirilmesi veya bazı siyasi gelişmelerin meydana gelmesi suretiyle çeşitli durumlarda boşalma söz konusu olmaktadır. A) Kendiliğinden sona erme: Dönemin bitmesi ile komisyon üyeliği kendiliğinden sona erer. Dönem içinde değişme olması halinde üyelik sona erebilir. Bir yasama döneminde komisyon üyelikleri için iki kez seçim 182 Bu tablo saf bir meslek aynmını göstermemektedir. Meslekler arası geçişlilik bulunmakta ve bazı mesleklerin ifade edilmesinde güçlükler yaşanmaktadır. Ancak bu tabloda en uygun dağılım ve sınıflandırma gösterilmeye çalışılmıştır. 67 yapılır. Birinci devre için seçilenler iki, ikinci devre için seçilenler üç yıl görev yaparlar. Bir komisyon üyesi ikinci devre için yeniden seçilebileceği gibi seçilemeyebilir de ( içt. md. 20). Milletvekilinin mensubu olduğu siyasi parti ile üyelik bağının sona ermesi ile komisyon üye li ği kendiliğinden sona erer ( içt. md.22/3). Milletvekilinin mensubu olduğu siyasi partinin grup kurma hakkını kaybetmesi ile komisyon üyeliği kendiliğinden sona erer ( içt. md. 22/3). Siyasi parti gruplannın oranlarında değişiklik olması sonucunda komisyon üyeliği sona erebilir. Plan ve Bütçe Komisyonu için grubu olmayan siyasi parti üyesi milletvekilleri ile bağımsızların oranlarındaki değişiklik de komisyon üyeliğinin sona ermesine neden olabilir. Bu oranlarda bir değişme olması durumunda, ~yeliklerin dağılımı değişen oraniara uymuyorsa, Başkanın bu durumu tespit etmesi üzerine, yeni oraniara göre üye dağılımı tespit edilip gerekli değişiklikler yapılmaktadır ( içt. md. 22/4). Milletvekilliği sıfatının düşmesi ile üyelik sona erer. B) iradi olarak üyelikten ayrılma: Komisyon üyesinin kendiliğinden üyelikten istifa etmesi. Bakanlar Kurulu veya Başkanlık Divanı 'nda görev alma. Ayrıca; Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin diğer komisyonlara üye olmaları yasaklanmış olduğu için başka bir komisyona üye olmak isteyen Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri Komisyon üyeliğinden vazgeçmek zorundadır. C) Diğer sona erme halleri: Komisyon üyesinin parti grubunca geri çekilmesi ( içt. md. 29/2). Milletvekilinin ölümü hali de üyeliği sona erdirir. Komisyon üyeliklerinde boşalma olması halinde yenisi seçilinceye kadar komisyonun görev ve yetkisi aynen devam etmekte ve eksik üyelikler en kısa sürede tamamlanmaktadır (içt. md. 22). İçtüzükteki düzenleme böyle olmakla birlikte hem çalışmaların aksamadan yürümesi, ki uygulamada üyeliklerin boşalması üye tamsayısını etkilememektedir, hem de Plan ve Bütçe Komisyonu için bazı durumlarda komisyonun noksan üyeliğinin tamamlanmadan görev ve yetkilerinin devam etmesini kabul etmek Anayasaya aykırı bir durum ortaya çıkarabilir. Daha önce değinildiği üzere 68 Anayasa Mahkemesi, içtüzük ihlalleri dolayısıyla kanunların iptali için · açılan iptal davalarının çoğunu iptal nedeni olarak görmeyerek iptal istemini reddetmektedir. Burada durum farklıdır, iktidar grubu/grupları üyeliklerinde boşalma olması ve üye sayısının yirmi beşin altına düşmesi durumunda tasanların görüşülınesinde özellikle de bütçe tasanları açısından aykırılık taşıyacak bir niteliğe sahip bulunmaktadır. Anayasanın 148. maddesinde Anayasa Mahkemesi ~nin, kan unların, kanun hükmünde karamarnelerin ve TBMM İçtüzüğü'nün Anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetleyeceği hükme bağlanmıştır. Söz konusu aksaklık ise esas bakımından denetime konu olabilecek niteliktedir. Anayasanın ilgili maddesinde (md. 162) üç önemli husus vardır; 1. Bütçe tahmini ve rapor kırk üyeden kurulu Bütçe Komisyonu 'nda incelenir. 2. Komisyon 'un kuruluşunda, iktidar grubuna veya az yirmi beş üye verilir. 3. Siyasi parti gruplarının ve bulunmayan siyasi partilerin) tutulur. gruplarına en bağımsızların (dolayısıyla oranlarına partisi göre temsili göz önünde Bu koşullara uyulmadan kanun yapılması Anayasaya aykırılık sorununu ortaya çıkarabilir. Maddenin bu şekilde düzenlenmesinin elbette bir mantığı vardır. 1961 Anayasası'nda da (md. 94) benzeri bulunan bu hükmün amacı, hükümetin genel siyasetinin bir aracı olan bütçe kanununun ve tutarlılığının Bütçe Komisyonu'nda bozulmasını bütünlüğünün 183 Anayasa koyucunun bu hassasiyeti taşımış olduğu ve böyle önlemektir. bir sorunla karşıtaşılması durumunda yine yukarıda belirttiğimiz Kararını da dikkate alacak olursak, Anayasa Mahkemesi 'nin bu hassasiyeti göz önünde bulunduracağı kanaatindeyiz. Nitekim bu denetim yalnızca Anayasa hükümleriyle sınırlı değildir. Anayasa Mahkemesi bir kanunu, 77 sayılı Kanun'un 3. maddesindeki "Genel Kurul' daki görüşmelere esas, Plan Komisyonu raporudur" hükmüne 184 uyulmadığı için şekil yönünden iptal etmiştir. 183 184 Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınlan, 7. Baskı, Ankara, 2002, s. 206. E. 1978114, K.l979/6, k.t. 23.1.1979, RG: 14.4.1979116609, AMKD C. 17, ss. 21-25. 69 Uygulamada İçtüzük hükmüne uygun olarak boşalan üyelikler en kısa sürede tamamlanmaktadır. Ancak tereddütleri ve çıkabilecek sorunları önceden engellemek maksadıyla İçtüzükte, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği/üyeliklerinde boşalma olması halinde yeni üye seçimi için bir süre sınırlaması getirilmesi yerinde bir düzenleme olacaktır. 2.1.3. Komisyonun İç Örgütlenmesi Yasama meclisleri, komisyonları ve öbür siyasal organları aracılığı ile yasamaya ilişkin işlerde nasıl bir iş bölümüne gitmek zorunluluğu duymuşlarsa, komisyonlarda kendi iç yapılarında aynı gereksİnıneyi duymuşlardır. Bu gereksinme doğrultusunda bütün komisyonlarda içsel bir örgütlenme ve görev bölüşümü söz konusudur. Üye seçimi işlemlerini takiben Meclis Başkanı, komisyonların ilk toplantı yeri ve zamanını saptayarak üyelere bildirmektedir. Bu ilk toplantıda üyeler, kimi kaynaklarda iç örgüt birimleri olarak da adlandırılan; 185 komisyon başkanı, başkanvekili, sözcü ve katiplerini seçerler. Bu seçim için toplantı yeter sayısı, komisyon üye tamsayısının salt çoğunluğudur. 186 Seçimler gizli oyla yapılmakta ve seçilmek için toplantıya katılanların salt çoğunluğunun oyunu almak gerekmektedir (içt. md. 24). Plan ve Bütçe Komisyonu'nun üye tamsayısı 40 olduğuna göre en az 21 üyenin seçimler için toplantıda hazır bulunması gerekmektedir. Bu durumda seçilmek için gereken asgari oy sayısı I 1'dir. Bu seçim sonucunda oluşturulan örgütlenme, "komisyonun iç örgütü" ya da uygulamanın şekline göre "Komisyon Başkanlık Divanı" olarak adlandırılabilir. Burada açıklığa kavuşturulması gereken bir husus vardır. Ülkemizde, bazı ülkelerdeki uygulamanın aksine, komisyonda çeşitli 1115 1116 70 Bkz., Karamustafaoğlu, a.g.e., s. 134; Has, a.g.e., ss. 86-88. İçtüzükte salt çoğunluk; .. belli bir sayının yarısından az olmayan çoğunluktur" (md. 146/1) şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan belli bir sayının yansının da salt çoğunluk tanımlamasına dahil olduğu sonucu çıkmaktadır. Danıştay kararlarında ise salt çoğunluk bir sayının yarıdan bir fazlası olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamalar çalışmalarda zaman zaman sorunlara neden olmaktadır. İçtüzükteki tanımlamaya uyulacak olursa eşitlik halinde salt çoğunluk yarıdan az olmayan denildiğine göre çift bir sayının yarısını salt çoğunluk kabul etmek gerekecektir ki bu kabul edilemez bir .çözümdür. Ancak salt çoğunluk, Bakırcı 'nın önerdiği şekilde; "salt çoğunluk, belli bir sayının yansından fazla olan çoğunluktur" olarak tarif edilirse sorun çözüme kavuşmuş olur. Eşitlik halini ise karann alınamadığı şeklinde değerlendirmek gerekir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz., Bakırcı a.g.e., s. 138, 83. dipnot. fonksiyonları yerine getirmek ·üzere öngörülmüş olan bir kuruldan (başkanlık divanı gibi) söz etmek mümkün değildir. İçtüzükte bu görevlerin hepsi ayrı ayrı yerine getirilen görevler olarak mütalaa edilmiştir. Nitekim 1973 tarihli İçtüzüğün madde gerekçesinde de komisyonlarda Başkanlık Divanı diye bir organın bulunmadığı ve komisyonlarda heyet halinde bir işlem yapılmadığı ifade edilmiş, yalnızca Dilekçe Komisyonu 'nun Başkanlık Divanının bulunduğu belirtilmiş ve adı geçen Başkanlık Divanına heyet halinde bazı görevler verilmiş olduğundan söz edilmiştir. 187 Yine de İçtüzüğün çeşitli maddelerinde "Komisyon Başkanlığı" ibaresinin yer 188 alması tereddütlere yol açacak niteliktedir. Adı geçen görevler için İçtüzükte adaylığa ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Tüm komisyon üyeleri aday olabilmektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı 'nın çok önemli fonksiyonları vardır. Mali konularla ilgili tasarı ve teklifterin Komisyon' da görüşüldüğü husus u göz önünde bulundurulursa işin önemi daha iyi ortaya çıkmaktadır. 189 Komisyon Başkanları, hükümet ile Meclis arasında köprü görevi üstlendikleri için İktidar partisi/partileri milletvekilleri arasından seçilmektedir. Bunun böyle olması doğaldır, muhalefet partilerinden seçilecek bir başkanın, komisyonu toplantıya çağırmamak ya da hükümetin istediği kanun tasarılarını gündeme almamak yönündeki bir davranışı, hükümetlerin programlarını uygulamasına engel olabilir. Muhalefet milletvekilleri arasından seçilecek başkan, muhalefet görevini bu yöntemle yerine getirmeye kalkarsa yasama sürecine de olumsuz etkide bulunmuş olur. 190 Nitekim bu sakıncalann ortaya çıkma ihtimali gözetilerek inisiyatif tamamen komisyon başkanına bırakılmamış İçtüzükte başkanı dengeleyici bir düzenleme yapılmıştır. Komisyon üyelerinin üçte biri tarafından komisyona teklif edilecek gündem 187 Bkz. MMTD, D. 3, C. 29, 4.12.1972, B. 13, SS. 763, s.8. • Bkz. md. 36, 118. 189 Mali düzenlernelerin bir kısmının hükümet politikalarının yürütülmesi açısından yapılan belirli hesaplamalar dikkate alınarak belli zamanlarda yürürlüğe girmesi icap etmektedir. Beklerneye tahammülü olmayan bu düzenlernelerin bir an önce görüşülmesi için ilgili bakanın veya yürütme organının siyasi kanadının Komisyon Başkanı ile iyi ilişkiler içinde bulunması gerekmektedir. Çünkü İçtüzükte be!!rtilen belirli istisnalar dışında gündemi belirlemek komisyon başkanının inisiyatifindedir. 190 Bakırcı, a.g.e., s. 323. 188 71 üzerine de komisyon başkanınca edilmiştir (içt. md. 26/son). 191 toplantı çağrısı yapılması hükmü ihdas Parti grupları komisyonlarda güçleri oranında temsil edilmektedir. Bu durumda iktidar partisi/partileri için başkanlık seçimi sorun gibi gözükmese de bazı ·dönemlerde Meclis içindeki· aritmetiğe bağlı olarak (azınlık hükümetleri için böyle bir sorun olabilir) iktidar açısından sorunlar yaşanmasına neden olabilir. Plan ve Bütçe Komisyonu için durum biraz farklıdır, çünkü her halükarda Komisyon'da, iktidar grubu/gruplarına en az 25 üye tahsis edilmiş durumdadır. Bu sayı da yukarı da açıklanmış olduğu üzere biitün oylamalarda karar alınmasını sağlayacak bir çoğunluktur. Dolayısıyla komisyon başkanı da iktidar partisinden seçilmektedir. Hatta diğer görevler için de iktidar milletvekilleri seçilmektedir. Ancak, kimi zaman siyasi nezaket gereği muhalefet milletvekilleri de başkanlık dışındaki görevlere seçilebilmektedir. Komisyonda gereken hallerde, belli bir konu için komisyon başkanının teklifi üzerine özel sözcüler veya özel bir katip toplantıda hazır bulunanların salt çoğunluğuyla seçilebilmektedir. Tek parti iktidarlarında bu konularda sorun yaşanmamaktadır. Ancak, özellikle koalisyon hükümetlerinin söz konusu olduğu durumlarda aynı yasama döneminde hükümetler değişebilmektedir. Komisyonların üye kompozisyonunun da bu yeni duruma uyarlanması gerekmektedir. İçtüzükte bu yeni duruma ilişkin de düzenleme yapılmıştır. Koalisyonun değişmesiyle komisyon başkanı muhalefete geçebilir. Komisyon başkanının muhalefet partisine mensup olması durumunda ortaya çıkabilecek sakıncalardan ise yukarıda söz edildi. Aynı yasama dönemi içinde Hükümetin değişmesi durumu, ki süreç içerisinde yaşanan sorunlar da bu olasılığın ortaya çıkabileceğini göstermiştir, 1996 yılında 424 sayılı Kararla İçtüzük'te bir düzenleme yapılması zorunluluğunu doğurmuştur. Bu düzenlemeye göre; yeni kuruian hükümetin güvenoyu almasından itibaren on gün içinde iktidar grubu veya gruplarının istemi üzerine komisyonların başkan, başkanvekili, sözcü ve katip seçimleri yenilenebilecektir (içt. md. 24/5). Ancak, bir sorun çözülürken başka bir sorun görülememiştir; komisyon üyelerinin 191 72 Bu sürece ilerleyen bölümlerde aynntılı olarak yer verilecektir. seçiminden bahsedilmemiştir. Diğer komisyonlar için de sorun bulunmakla birlikte asıl sorun Plan ve Bütçe Komisyonu için vardır. Burada komisyonun üye sayısının eksilmesindekine benzer bir durum vardır. Komisyonda iktidar grubu/gruplarına en az 25 üye verilmesi anayasal bir zorunluluktur. Çeşitli hükümet formülleri üye dağılımında da dengesizlik meydana getirebilir, iktidar grubu/gruplarına mensup üye sayısı 25'in altına düşebilir. Böyle ortaya çıkması halinde Anayasa hükmünün yerine durumların getirilebilmesi için Komisyon 'un üye seçimlerinin de yenilenmesi gerekmektedir. Bu durumun anayasal zorunluluk gereği, doğal olarak İçtüzükteki boşluktan etkilenmeyeceği sonucunu çıkarmak yanlış olmaz. Uygulama da bu yönde cereyan etmektedir. Böyle bir durumla 20. dönemde yaşanan iktidar değişikliklerinde karşılaşılmıştır. Anayasa'nın 162. maddesi uyarınca, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliklerinin iktidar gruplarına uygun hale getirilmesini temin en, Komisyon 'un üye seçimlerinin yenileneceği Türkiye Büyük Millet Meclisi 'nde grubu bulunan siyasi partilere yazılı olarak iletilerek adaylarını bildirmeleri istenmiş ve siyasi parti gruplarının üye seçimleri aday bildirme işleminin tamamlanmasının ardından 192 yenilenmiştir. Anayasa, görevdeki Bakanlar Kurulu'nun programı ile devlet gelirlerinin toplanması ve harcamalarının yapılmasını düzenleyen bütçeyi bir bütün olarak kabul ettiği için 162. maddede iktidar çoğunluğuna böyle bir ağırlık tanımıştır. İktidar grubuna ya da gruplarına en az 25 üyelik verilmesi koşulu ile siyasi parti gruplarının ve öteki grupların kuvvet oranlarına göre komisyonda yer almaları gerekmektedir. Olayı bu açıdan da değerlendirince, Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun çalışmalan sırasında, Bakanlar Kurulu görevden uzaklaşıp yenısı işbaşına geldiğinde, 193 Komisyon'un da buna göre yeniden oluşturulması yoluna gidilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. 192 193 Bkz. TBMMTD, D. 20, C. 31, YY. 2, 23.7.1997, B. 125. Orhan Aldıkaçtı, Anayasa Hukukumuzun Gelişmesi ve 1961 Anayasası, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1978, ss. 170-171. 73 2.2. HAVALE İŞLEMLERİ Kanun tasarı ve tekliflerinin ilgili komisyonlara havalesi rutin bir işlem oluşturur. Genelde meclis içtüzükleri ve kamu hukukunda düzenlenen yetki alanlan ·.ile ihtisas komisyonlarının yetki alanları, adları ve bazen de tasarı ya da ·tekli tl erin konuları bu kanun teklif veya tasarısının hangi komisyona havale edileceğini gösterir, ancak her zaman böyle olmaz. Havalede aşağıda açıklanacağı üzere bazı psikolojik ve siyasi etmenlerde rol oynamaktadır. Erikli, ülkemizde komisyonlara havale işinin bir teamül halini almış, hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde yürütülmekte olduğunu, çünkü; komisyonların görev alanlarını belirleyen herhangi bir mevzuat olmadığını, İçtüzüğün 20. maddesinde komisyonların isimlerinin sayılmış ancak bu komisyonların hangi işlere bakacağının belirtilmemiş olduğunu ifade etmektedir. 194 Bu değerlendirme eksik bir değerlendirmedir. Çünkü içtüzüğün 20. maddesinin gerekçesinde 195 komisyonların hangi işleri görüşeceği (ki Erikli, kendisi de bunu belirtmiştir) ve 3067 sayılı Kanun'da havale prosedürüne ilişkin hükümler bulunmaktadır. İçtüzükte 1996 yılında yapılan değişikliğin gerekçesinde de: "Komisyonların görevlerini uzun bir maddenin tanzimine yol ayrı bir madde halinde belirtmek açacağından, konunun madde gerekçeleri arasında düzenlenmesi uygun görülmüştür." 196 denilerek İçtüzüğün 20. maddesini değiştiren 6. maddenin gerekçesinde komisyonların görevleri sayılmıştır. İçtüzüğün gerekçesinde · görevler sayılmış olsa da doğrudan ve tüm komisyonları kapsayacak şekilde, hangi işlerin hangi komisyonlarda görüşüleceğini içeren açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak açıklanan gerekçelerle komisyonların görev alanını belirleyen hiçbir mevzuatın bulunmadığı şeklinde bir değerlendirme yapmak mümkün 194 Bkz. Hasan Erikli, 1982 Anayasası'nda Yasa Yapım Süreci, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2003, s. 87. 195 Bkz., TBMMTD, D. 3, C. 29, 4. ı 2. ı 972, B. 13, T. 4, , SS. 763, s.6. 196 Bkz., TBMMTD, D. 20, C. 5, 16.5.1996, B. 49,, SS. 13, s. 2. 74 görünmemektedir. Dolayısıyla kanun tasarı ve tekliflerinin havalesinin hangi komisyonlara yapılacağı, bir tasarı veya tekiitin hangi komisyonun faaliyet ve yetki alanına gireceği hususu önemli ve tartışmalı bir konu olarak varlığını devam ettirmektedir. Uyuşmazlıklar ve anlaşmazlıklar çıkmasında tasarı ve teklifterin içeriklerinin birden fazla komisyonu ilgilendirmesinin önemli bir etkisi bulunmaktadır. Düzenlemeler ve teamüller doğrultusunda bir havale . prosedürü işlemekle birlikte halen oturmuş bir sistem bulunmamaktadır. 2.2.1. Kanun Tasarı ve Teklifleri ile KHK'lar 2.2.1.1. Hava/e Prosedürünün Dayandığı Düzenlemeler Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan kanun tasarı ve teklifleri ile kanun hükmünde kararnarnelerin komisyonlara havalesi yine Başkanlık tarafından yapılmaktadır. Havale sırasında bu işlerin hangi komisyonlarda görüşüleceği, esas ve tali komisyonların hangisi olacağı Başkanlık tarafından tespit edilmektedir (içt. md.23). Havalenin hangi kriteriere dayalı olarak yapılacağına ilişkin İçtüzükte (ilgili maddenin gerekçesi dışında) yeterli düzenleme bulunmadığı belirtildi. Dolayısıyla havale yapılırken İçtüzüğün 20. maddesi ile 3067 sayılı Kanun 'un 3. maddesi dikkate alınmaktadır. Bunların dışında; TBMM'ye gelen, benzer mahiyetteki tasarı veya teklifler ile KHK'ların daha önce havale edildiği komisyonlar da dikkate alınmakta ve havale işlemi gerçekleştirilmektedir. İçtüzüğün 20, maddesindeki komisyonların çoğu bir veya birden çok yatay olarak kurulmuş, yani bakanlıklada karşılıklı komisyonlardır. Sürekli komisyonlar kural olarak belirli konularda uzmanlaşırlar. Bu uzmaniaşma da daha çok bakanlıkların görev alanına koşut olarak gerçekleşmektedir; çoğu komisyonun adı da 20. maddenin incelenmesinden anlaşılacağı üzere bakanlık adlarının aynıdır. Plan ve Bütçe Komisyonu esas itibariyle özel bir kanun türü olan bütçe kanununu görüşmek üzere kurulmuştur. Tarihsel gelişimi içerisinde de incelediğimiz üzere komisyon hiç bir dönemde yalnızca bütçe kanunu tasarılarını bakanlığın faaliyet alanlarıyla 75 görüşmemiş bunun yanı sıra özellikli mali konularla ilgili tasarı ve teklifleri ve tabi ki kesinhesap kanunu tasanlarını da görüşmüştür. Eski içtüzüklerin bir kısmında yer alan düzenleme şekliyle de "bütün hükümet işleriyle karşılıklı komisyonlar" başlığı altında düzenlenmiştir. 197 1982 Anayasası da yalnızca bütçe ve kesinhesap kanunu tasanlarının bütçe komisyonunda görüşüleceğini belirtmiştir. Ancak, gerek kanunlarla (3067 s.k. gibi) görev verilmesi, gerekse geçmişin birikiminin getirmiş olduğu teamüllerle Komisyon pek çok kanun tasarı ve teklifini görüşmeye devam etmektedir. Günümüzde de Plan ve Bütçe Komisyonu, bütçe ve kesinhesap kanunu tasanlarının dışında genel olarak mali konularda düzenleme yapan kanun tasarı veya tekliflerini görüşmektedir. Mali konulara ilişkin kanun tasanlarının çoğunun kaynağı da Maliye Bakanlığı olduğu ıçın Komisyon'un bu Bakanlıkla ilişkileri daha çok gelişmiştir. Ancak kabul etmek gerekir ki mali nitelikli konular da yalnızca Maliye Bakanlığı kaynaklı olmadığı ve Komisyon yalnızca mali nitelikli konulan görüşmediği için alanı çok daha geniş ve kapsamlıdır. Tablo 2.6. 22. Yasama Döneminde Esas Komisyon Olarak Plan ve Bütçe Komisyonu'na Havale Edilen Tasarıları Hazırlayan Bakanlıklar (30.03.2005 Tarihi İtibariyle) Bakanlıklar Başbakanlık (bağlı ve ilgili kuruluşları dahil) Tasarıların Oranı Dağılımı (Ofo) 27 17.19 6 3.82 Milli Savunma 17 10.82 İçişleri 13 8.28 2 1.27 44 28.02 Adalet Dışişleri Maliye Milli Eğitim Bayındırlık ve İskan 197 76 5 .. 4 1973 İçtüzüğünün uygulama dönemi öncesindeki dönemler, bkz. Birinci Bölüm. 3.18 2.54. Sağlık 6 3.82 Ulaştırma 5 3.18 5 3.18 5 3.18 Sanayi ve Ticaret 2 1.27 Enerji ve Tabii Kaynaklar 6 3.82 Kültür ve Turizm 5 3.18 Çevre ve Orman 5 3.18 157 100 Tarım ve Çalışma Köyişleri ve Sosyal Güvenlik TOPLAM Kaynak: TBMM Arşivi Tablodan da görüleceği üzere Plan ve Bütçe Komisyonu 'na bütün bakanlıkların görev alanına giren konularda düzenleme yapan tasarıların havalesi yapılmaktadır. Birinci sırada doğal olarak Maliye Bakanlığınca hazırlanan tasarılar bulunmaktadır. İkinci sırada ise Başbakanlık yer almaktadır. Bunda da mali ve ekonomik konularla ilgili bulunan müsteşarlıkların başbakanlığa bağlı olması önemli bir etkendir. 2.2.1.2. Komisyon'a Havalesi Yapılan İş/er bir sonucu olarak ilk önce Başkanlığa gelen tasarıların kaynağının hangi bakanlık olduğu göz önünde bulundurulmakta, teklifterin ise hangi bakanlığın görev alanına ilişkin düzenleme yaptığı dikkate alınarak havale işlemi gerçekleştirilmektedir. Ancak bu kriterler içinde Plan ve Bütçe Komisyonu 'na yapılacak havaleye esas 3067 sayılı Kalkınma Planlarının Yürürlüğe Konması ve Bütünlüğün Korunması Hakkında Kanun bulunmakta ve bu Kanun' da hangi tür işlerin Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda ineeleneceği belirtilmektedir. Anayasaya göre, Bütçe Komisyonu 'nun görevi, bütçe kanun tasarıları ile kesinhesap kanunu tasanlarını görüşmektir. Ancak uygulamada adı geçen Kanun gereği, Komisyon, mali hüküm taşıyan diğer kanun tasarıları (paralel olarak kanun tekliflerini) ve kalkınma planlarını da görüşmekte, kanun tasarı ve Uzmaniaşmanın 77 tekliflerinin çoğunda mali hüküm bulunduğundan, TBMM' deki konuların çoğu Plan ve Bütçe Komisyonu'na havale edilmektedir. Komisyon'un bu tür görevleri üstlenmesi, "doğrudan olmasa da dolaylı olarak Anayasa 198 gereğidir." denilebilir. İçtüzüğün madde gerekçesi de bu konuda aydıntatıcı niteliktedir. Söz konusu gerekçede Plan Komisyonu'nun hangi tür işleri· görüşeceği belirtilmiştir; "Plan ve Bütçe Komisyonu, Genel Kurul' ca kalkınma planı Başkanlıkça, ile ilgili görülen kanun tekliflerini; kamu harcama veya gelirlerinde gerektiren kanun bu niteliği . hüküm lerini; t~san tasarı artış taşıyan kanun tasarı vakıflar, milli emlak, vergi, resim, harçtarla ilgili kanun ödenek artışını ve tekliflerinin söz konusu öngören tekliflerini, kesinhesap kanun bağlı dair kanun tasarı tasarılannr, değişiklik tasarılan. ile döner tasarıları tasanlarını; mali işlerle ve gümrüklerle ilgili 198 görüleceği sayılı ve . kanun Sayıştay üzere Komisyonu'nun inceleme Kanun 'un çok önemli bir yeri vardır. böylesine önemli bir yeri olan Kanun 'un ilgili hükümlerinin tek fayda bulunmaktadır. Bu· Kanun'un çalışmalarına ilişkin olmayıp, içerdiği iki yönlü özellik Bakırcı, a.g.e., s. 3 13. TBMMTD, D. 20, C. 5, 16.5.1996, B. 49, SS. 13, s. 3. 78 tasarı 199 tek incelenmesinde, Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görev 199 cari ve diğer ve teklifleri ile kanun hükmünde kararnameleri ve ·Havale sürecinde 3067 meclisin yıl sermayele~in kesinhesaplarının onayianmasına Madde gerekç~sinden ~e alanı oldukça geniş tutulmuştur. bakımından cari ile genel ve katma bütçeli tarafından kanun gereğince verilen raporları inceler" Dolayısıyla ve azalışı veya ileriki yıl bütçelerine mali yük getirecek nitelikteki kanun dairelere tasarı ve teklitlerini; veya sadece belli hükümleri ve tekliflerini; genel ve katma bütçe kanun ~ütçesindeki Hükümetçe veya alanını belirlemek konular yalnızca taşımaktadır: Bir yönü ile Meclis'in dışına taşan kuralları içermektedir. öte yandan da meclisin çalışmalarına yönelik 200 komisyonları 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi edilen kanun değişiklik tasarı ve teklifleri ile bu önergelerini, tasarı Kalkınma Planına kendilerine havale ve teklifler üzerinde verilen uygunluk bakımından da inceler ve uygun bulmadıkları takdirde redded.erler (3067 md.3/~). Düzenierne böyle olmakla birlikte Plan ve Bütçe Komisyonu dışındaki komisyonlarda yapılmamaktadır. inceleme bir böyle Bu nitelikteki kanun tasarı ve teklifleri zaten Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda görüşüldüğü diğer komisyonlarda esasen böyle bir inceleme yapmaya için yer yoktur. Havalesi diğer komisyonlara yapılan kanun tasarı ve teklifleri için verilen değişiklik önergelerinde ise böyle bir kaygı güdülmemektedir. 2. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Kalkınma Planıyla ilgili gördüğü tasarı ve teklifleri en son olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna havale eder. Kanun tasarı ve teklifleri, Hükümetin veya Genel Kurul 'un lüzum göstermesi halinde de, Plan ve Bütçe Komisyonu'na havale olunur (md. 3/2). 3. Plan ve Bütçe Komisyonu 1 ve 2 kanun veya tasarı azalış ve tekliflerinden gerektiren kanun maddeleri bu niteliği Yeni bir değişiklik başka, teklifler de bu hükme ve artış ve tekliflerini veya sadece belli veya teklifleri inceler (md. 3/3). teşkilat kurulmasına, yapılmasına paragraflarda belirtilen kamu harcama ve gelirlerinde tasarı taşıyan tasarı numaralı teşkilatların dayanılarak var olan bir teşkilat kaldırılmasına ilişkin kanununda tasarı ve esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havale edilmektedir. Tüm bu kriterler göz önünde bulundurularak Komisyon' a havale edilen tasarı ve teklifler şöyle sıralanabilir: 200 Teziç, a.g.e., s. 36. 79 Bütçe ve kesinhesap kanunu gereği doğrudan Plan ve edilmektedir. tasarıları. Bütçe Bu tasarılar Anayasa Komisyonuna havale Vergi, harç, katkı payı, fon ve benzeri mali yükümlülükler getiren tasarı ve teklifler. Bütçeye yük getiren tasarı ve teklifler teşvik öngören tasarı ve teklifler). - · Yeni teşkilat kurulmasına, teşkilatların birleştirilmesine kaldırılmasına ilişkin tasarı Kadro (örneğin; yatırımlar ihdasını için veya ve teklifler. ve iptalini öngören tasarı ve teklifler. Kamu personelinin özlük haklarına Sosyal güvenliğe ilişkin tasarı Uluslararası anlaşmaların ilişkin tasarı ve teklifler. ve teklifler. uygun bulunmasına ilişkin tasarılar. Özelleştirme uygulamalarına ilişkin tasarı ve teklifler. Bütün bu hükümleri ve uygulamadaki havale prosedürünü birlikte değerlendirdiğimizde, Plan ve Bütçe Komisyonu 'nu~ ilgi alanının ne kadar geniş olduğu ortaya çıkmaktadır. Nitekim 22. Dönemde Plan ve Bütçe Komisyonu'na esas komisyon olarak havalesi yapılan (30.03.2005 tarihi itibariyle) 157 tasarının .60 tanesi mali konulara, 3 7 tanesi teşkilata (kurulma, kaldırılma, değiştiritme ), 23 tanesi personele, 9 tanesi kadroya (ihdas, iptal, değişiklik), 3 tanesi sosyal güvenliğe, 24 tanesi de çeşitli konulara ilişkindir. ~u durum Plan ve Bütçe Komisyonu'na diğer komisyonlara karşı hukuksal olmaktan ziyade, fiili bir üstünlük sağlamaktadır. 3067 sayılı Kanun içerik itibariyle 77 sayılı Kanunla aynı olmakla birlikte 1980 sonrasında yaşanan kırılmaya paralel olarak hazine ve maliye odaklı politika belirleme sürecinde planın öneminin azalması ve bütçenin öneminin artmasıyla birlikte hem plan hem de bütçeyi görüşme işi aynı komisyon bünyesinde toplanmıştır. Yaşanan bu gelişmeyle çelişkili bir biçimde Plan ve Bütçe Komisyonu bu gücünü bütçe bağlantıyla değil plan bağiantısıyla (3067 sayılı Kanunla) elde etmiştir. 80 Ancak, Anayasa ve Kanun hükümlerine dayanılarak bütçe ve kesinhesap kanunu tasarıları haricindeki tasarı ve teklifterin çoğunun esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havale edilmesinin Anayasaya uygunluğunun tartışmalı olduğu iddia edilmektedir. İçtüzük hükümlerinin, siyasi ·parti gruplarının Meclis 'in bütün faaliyetlerine üye yönde düzenlenmesini öngören 01 Anayasa'nın 95. maddesi de bu iddianın kaynağı olarak gösterilmek tedir? Bu hükmün doğrudan havale süreciyle ilgili olmadığı açıkça ortadadır. Bu sayısı oranında katılmaların sağlayacak ancak faaliyetlerin yürütülmesinde, örneğin komisyonların oluşumunda, temsil yeteneğinin gözetilmesi sonucunu doğurur. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun farklı yapısının getirmiş olduğu işleyiş tarzı buna aykırı olarak yorumlanacaksa, bunun kaynağı da yine Anayasa'nın bir hüküm, hükmüdür (md. 162). Kimi zaman bu durumun siyasi saiklerle iktidarın menfaatine olarak kullanıldığı da yadsınamayacak bir gerçektir. iktidarın üye sayısının muhalefete üstünlüğünün az olduğu ve oylamalarda kritik sonuçlar çıkma ihtimalinin bulunduğu bazı toplantılarda Plan ve Bütçe Komisyonu iktidar için supap görevi görmektedir. Kritik olduğu düşünülen tasarı veya teklifler esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'na gönderilmektedir. Ancak tasarı veya teklifi~ kendi görev alanında olduğunu düşünen komisyonların İçtüzüğün 34. maddesi uyarınca esas komisyon olarak kendilerine havale yapılmasını isteme yetkilerinin olduğu çıkarsaması yapılabilir. tablolardan da görüleceği üzere karara bağlanan ve ve teklifterin büyük bölümü Plan ve Bütçe kanunlaşan tasarı 202 Komisyonu 'nda görüŞülmektedir. Bu da Komisyon' un diğer komisyonlar karşısında tasarı ve teklifterin görüşülmesi açısından mutlak üstünlüğünü Aşağıdaki ortaya koymaktadır. 201 202 Bkz., Erikli, a.g.e., s. 94. Aşağıdaki Tablolarda komisyonlarca karara bağlanan tasarı ve teklifler ile kanunlaşan tasarı ve teklifler arasında büyük fark görülmesi, komisyonların bazı tasarı ve teklifleri birleştirerek tek görüşmesi sonucunda tek bir kararın (tek bir rapor ve metin) ortaya çıkması ve Genel Kurulda bir tasarı/teklif metninin gör..işülmesidir. 81 Tablo 2.7. 21. Yasama Döneminde Esas Komisyon Olarak Komisyonların Karara Bağladığı Tasarı ve Teklifler Tasarı ve Teklifleri Esas Komisyon Olarak Görüşen Komisyon Ko misyonca Karara Kanunlaşan Bağlanan (o/o) Tasarı ve Teklifler Tasarı (o/o) ve Teklifler Anayasa 27 3.709 10 2.591 Adalet 73 10.027 41 10.622 Milli Savunma 32 4.396 13 3.368 İçişleri 45 6.181 9 2.332 233 32.005 146 37.824 31 4.258 4 1.036 19 2.610 15 3.886 9 1.236 4 1.036 9 1.236 6 1.554 ıı 1.5 ı ı 4 1.036 235 32.280 134 34.715 4 0.549 - - 728 100 386 100 Dışişleri Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Bayındırlık, imar, Ulaştırma ve Turizm Tanm, Orman ve Köyişleri Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal işler Plan ve Bütçe Çevre TOPLAM Kaynak: TBMM Arşivi 82 Tablo 2.8. 22. Yasama Döneminde Esas Komisyon Olarak Komisyonların Karara Bağladığı Tasarı ve Teklifler (25.03.2005 Tarihi İtibariyle) Tasarı ve Teklifleri Esas Komisyon Olarak Görüşen Komisyon Komisyon ca Karara Kanunlaşan Bağlanan (o/o) ve Teklifler Tasarı ve Teklifler Tasarı (o/o) Anayasa 17 2.588 13 2.167 Adalet 71 10.807 65 10.833 Milli Savunma 14 2.131 12 2.000 İçişleri 34 5.175 28 4.667 282 42.922 255 42.500 22 3.349 18 3.000 14 2. ı 3 ı 18 3.000 17 2.588 .16 2.667 15 2.283 10 1.667 13 1.979 13 2.167 156 23.744 150 25.000 2 0.304 2 0.333 657 100 600 100 Dışişleri Milli Eğitim, Killtür, Gençlik ve Spor Sanayi, Ticaret, Enerji, tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Bayındırlık, imar, Ulaştırma ve Turizm Tanm, Orman ve Köyişleri Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal işler Plan ve Bütçe Çevre TOPLAM Kaynak: TBMM Arşivi Tablolarda İnsan Hakları İnceleme ve KİT komisyonlarının nedeni bu komisyonların kanun yapım sürecine dahil olmamaları dır. AB Uyum Komisyonu 'na ise kuruluş kanunu gereği yalnızca tali komisyon olarak havale yapılmaktadır. Dışişleri Komisyonuna havale bulunmamasının 83 edilen işlerin tamamı ise uluslararası andiaşmaların uygun bulunmasına dair kanun tasanlarıdır. Dolayısıyla; Dışişleri komisyonu hariç tutulunca; 21. Yasama Döneminde karara bağlanan tasarı ve teklifierin % 47.475'i, kanunlaşan tasarı ve. teklifierin % 55.833'ü, 22. Yasama Döneminde ise karara bağlanan tasarı ve teklifierin % 41 .600'ü, kanunlaşan tasarı ve teklifterin % 43.478'i Plan ve Bütçe Komisyonu'nun sonuçlandırdığı tasarı ve tekliflerdir. Bütçe gibi çok önemli bir kanunun görüşülmesi yanı sıra . diğer .pek çok tasarı ve teklifinin de Komisyon' da görüşülüyor olması Komisyon'un iş yükünü fevkalade artırmakta ve çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Üçüncü bölümde de ayrıntılı olarak ineeleneceği üzere parlamentonun mali denetiminde çok önemli işieve sahip olan, bütçe ve kesin hesap kanunu tasarılarını bile derinlemesine inceleme olanağından yoksun olan Komisyon 'un iş yükünün bu kadar artmış olması yasama sürecini de olumsuz etkilemektedir. ihtisas komisyonları içinde en önemlisi tabiatıyla Bütçe Komisyonu'dur. Her kanunun mutlaka mali bir yönü bulunması ve bütün mali kararları incelemek ve devlet gelir ve giderlerinin denkliğini görüp gözetlemekle görevli olması itibarıyladır ki, Bütçe Komisyonu, bu mevkie sahiptir. Gerçi mali kanunları, vergi ve borçlanmalada ilgili tasarı ve teklifleri incelemek üzere, çoğu memlekette ve ülkemizde ( 1973 İçtüzüğü öncesinde) ayrı bir "Maliye Komisyonu" varsa da yapılan bu düzenlernelerin bütçe denkliğine olan etkisi bakımından bir kere de Bütçe Komisyonu 'ndan geçmesi gerekmektedir. Bu sebeple, Bütçe Komisyonu, tek meclisli ülkelerde, adeta bir "ayan" nitelik ve düzeyine yükselmiştir. 203 Bu noktada 1973 İçtüzüğünün uygulama döneminin öncesinde olduğu gibi ayrı bir maliye komisyonunun kurulması düşünülebilir. Nitekim bütçe ve maliye komisyonlarının ayrı olduğu ülkelerde bu iki komisyonun birleştirilmesinin işleri artıracağı ileri sürülmüştür. Fransa'da 1920 yılında bütçe ve maliye komisyonları birleştirilmiştir. Pelin'e göre vergi ve gider kanunlarının ayrı özellikleri olduğundan bütün yıl ödenek ve denklik konularından bunalan Bütçe Komisyonu tek başına bütün bu işlere 203 84 Feyzioğlu, a.g.e. (198 I), s. 24 l. 204 yetişemez. Ayrıca, uzun vadeli bir kalkınma planı kabul edilen ülkelerde, planla ilgili tasarı ve teklifterin incelenmesi görevi de Bütçe Komisyonu 'na 205 Ülke_mizde de belirtilen dönemde Bütçe Komisyonu ile verilmektedir. Maliye Komisyonu 'nun birleştirilmesi bir kanun teklifiyle önerilmiş ancak, 206 Anayasa Komisyonu bu teklifi olumlu karşılamamıştır. Bu açıklamalar ışığında mali nitelikte olan tasarı ve teklifterin Plan ve Bütçe Komisyonu dışında başka bir komisyonda (yeni bir komisyon) görüşülmesinin hem Plan ve Bütçe Komisyonu'nun iş yükünün hafifletilmesi hem de görüşüten işin daha ayrıntılı görüşülmesini sağlamak bakımından daha yararlı olabileceği söylenebilir. En azından ekonomiyle ilgili bakanlıktarla karşılıklı olacak ayrı bir komisyonun kurulmasında fayda görülmektedir. Yukarıda belirtilen. nitelikteki tasarı ve teklifler halihazırda Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmektedir. Hızlı sirkülasyon ve yoğun çalışma temposu nedeniyle sürekli toplantı yapmaktan yorgun düşen ve görüşecekleri işi ya tamamen ineeleyemeyen ya da ancak toplantı esnasında inceleme fırsatı bulan komisyon üyeleri, işin ayrıntısına girememektedir. Bazı tasarı ve teklifler ise Komisyon'un işleyişindeki prosedüre uyulmak kaydıyla, üzerinde görüş bile dile getirilmeden süratle karara bağlanmaktadır. tezkerelerinin havalesi de Plan ve Bütçe yapılmaktadır. Bu tezkerelerden en önemlisi olarak nitelendirebileceğimiz kesinhesap kanun tasarılarının görüşmelerine esas olan Genel Uygunluk Bildirimi'dir. Bunun dışında Sayıştay, 832 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca kendiliğinden veya Meclis'in istemi üzerine 207 hazırladığı raporları bir tezkereye bağlayarak Meclis'e göndermektedir. Bu tezkereterin görüşülmesi de Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görev alanındadır. Ancak, kesinhesap kanunu tasaniarına esas genel uygunluk bildirimleri dışındaki tezkereterin görüşülmesi açıklanan nedenlerle Bütün Komisyonu 'na Sayıştay Nitekim Fransa'da vergi kanunlannın incelenmesi çoğu zaman Finansman Komisyonu'nun seçtiği alt komisyonlara bırakılmaktadır. Bkz. Feyzioğlu, a.g.e. (1981), s. 241-242. 205 Bkz. Feyzioğlu, a.g.e. (1981), s. 241, İbrahim Fazıl Pelin, Bütçe, C. 1, İstanbul 1944, ss. 106lO?'den. 206 Bkz. Birinci Bölüm, s. 22, 65. dipnot. 207 Meclis'e gelen evraklara birer dosya numarası verilmektedir. Kanun ta~anlan (ve KHK'lar); ll ... , kanun teklifleri; 2/... , tezkereler ise; 3/ ... esas numarası almaktadır. 204 85 mümkün olmamaktadır. Oysa bu tezkereler Meclis'in denetim yerine getirmesinin en önemli araçlarındandır. işlevini Bütün bu hususlar göz önünde bulundurularak bu konudaki problemleri gidermeye dönük olarak yapılacak İçtüzük düzenlemelerine acil gereksinim bulunmaktadır. 2.2.2. Havalede Esas Komisyon-T ali Komisyon Ayrımı ı 973 tarihli İçtüzüğün 23. maddesinde, ı 996 yılında . yapılan değişiklikten önce esas-tali komisyon ayrımı görülmemektedir. İşin en son görüşüldüğü komisyonun raporu Genel Kurul görüşmelerine esas teşkil ettiği için çıkarsama yoluyla bir ayrımın varlığı kabul edilebilir. Ancak, komisyonlar arasında yaşanan çatışmalar sorun olmuş 208 ve bu konu 1996 yılında yapılan değişiklikle düzenlenmiştir. Tasarı, teklif ve kanun hükmünde karamarnelerin hangi komisyonda görüşüleceği, hangi komisyonların esas veya tali olacağı, komisyonlara havale yapılırken Başkanlık tarafından belirlenmektedir. Raporu Genel Kurul görüşmelerine . esas olan komisyon esas komisyondur. Tali komisyonlar ise işin kendilerini ilgilendiren yönü üzerinde esas komisyona görüş bildirmektedirler. Esas ve tali komisyonlara havale birlikte yapılmaktadır. Havale sırasında tali komisyonların hangi yönden ve hangi maddeler üzerinde görüş bildirecekleri belirtilmektedir. Bu yapılmamışsa komisyonlar işin kendilerini ilgilendiren yönleri üzerinde görüş bildirirler. Tali komisyonlarca süresi içinde görüş bildirilmemiş olması esas komisyonun raporunu hazırlamasına engel değildir (içt. md.23). Birden fazla tali komisyon belirlenebilmekte ancak tek bir esas komisyon olmaktadır. Tali komisyonların pek işlevsel oldukları söylenemez. Çünkü esas komisyon kendisine havale edilen iş üzerinde tam bir hakimiyete sahiptir. Tali komisyonların görüşlerini dikkate alıp almamakta serbesttir. Çoğu zaman da tali komisyonun görüşleri esas komisyon tarafından dikkate alınmamakta bazen siyasi nezaket icabı içeriği pek de etkilemeyen görüşlere esas komisyonun raporunda yer vermektedir. 208 Bkz. Bakncı, a.g.e., s.348, 104. dipnot; Erikli, a.g.e., ss. 87-91. 86 ve Teklifterin Çoğunun Havalesinin -Plan ve Bütçe Komisyonu'na Yapılmasının Nedenleri 2.2~2.1. Tasarı Bir kanun tasarısı, teklifi veya -kanun hükmünde kararname· bir komisyonun ·görev alanına giren bir düzenleme öngörse bile, belli hükümlerinin Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görev alanına girmesi halinde, çoğu zaman havalesi esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'na yapılmaktadır. Bir örnek vermek gerekirse; 2003 yilında bor konusunda araştırma yapacak, Enerji Bakanlığı 'nın ilgili kuruluşu olarak örgütlenmiş bir enstitü kurulmuştur. Enstitü'nün kuruluşuna ilişkin olarak çıkarılan, yirmi iki madde ve bir geçici maddeden oluşan Ulusal Bor Enstitüsü Kanunu 'nun yalnızca 4 maddesi mali ve personele ilişkin hükümler içermekte ve yalnızca bu maddeler doğrudan Komisyon 'un görev alanına girmektedir. Dolayısıyla Kanun açık bir şekilde, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu 'nun görev alanına girmektedir. 209 Böyle bir tasanda Plan ve Bütçe Komisyonu'nun görevli olması icap eder ancak, tali komisyon olarak. Çünkü yeni bir teşkilat kurulmakta yeni kadrolar ihdas edilmekte,. burada istihdam edilecek personelin özlük hakları düzenlenmektedir. Bu düzenlemeler bütçeye yük getirecek niteliktedir ve doğal olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görev alanına girmekte ve bu maddelerin Komisyon tarafından görüşülmesi gerekmektedir. Aynı şekilde Kanunun amacına, kapsamına, kurumun hangi birimlerden oluşacağına karar vermek konusunun da Sanayi, Ticaret, Enerji~ Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nun görev alanına girdiğini kabul etmek gerekmektedir. Esas komisyonun tam yetkili olması nedeniyle Plan ve Bütçe Komisyonu belirttiğimiz maddelerde tali komisyon olarak belirlense ve bu maddeler üzerinde görüşme yaparak görüşlerini bir raporla esas komisyona bildirse bu. raporun bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu uygulama da Komisyon 'un görev alanının gasp edilmesi sonucunu doğurucu nitelikte bulunmaktadır. Buradaki örnekte bir teşkilat kurulmasına ilişkin kanun tasarısı .söz· konusudur. Aynı şekilde hizmet gerekçeleri açısından diğer komisyonların görev ·alanına girebilecek bütün teşkilat Bütçe Komisyonu 'na havale ·edilmektedir. Oysa sistem tasarıları da Plan düzgün kurulsa ve tali komisyonların doğrudan ilgili bulunduğu maddeler ve 209 Bkz., 4.6.2003 tarihli ve 4865 sayılı Kanun, RG. I 8.6.2003/25 I 42. 87 üzerinde yapmış olduğu değişiklikler esas komisyonca benimsense Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görev alanı bakımından, yalnızca mali ve ekonomik konularda düzenleme öngören tasarıları veya tekliflerde esas komisyon olarak belirlennıesi icap eder. Bu sorun ancak tali komisyonun görüşünün esas ko~isyonda benimseneceğinin , İçtüzükte . düzenlenmesi suretiyle çözülebilir. Bu şekilde Plan. ve Bütçe Komisyonu'na havale yapılmasında kanımızca başka saikler de bulunmaktadır. Plan ve Bütçe Komisyonu iktidar grubu/gruplarının hakimiyetinin olduğu bir komisyondur. Bu nedenle Komisyon Meclis içerisinde de hükümet komisyonu olarak adlandırılmaktadır. Hükümet için önemli olan bazı kanun tasarı ve tekliflerinin 210 kısa zamanda sonuçlandıniması gerekmektedir. Bunun işi en çabuk ve pürüzsüz ko tarılacağı komisyon ise Plan ve Bütçe Komisyonu' dur. Teamülün bu şekilde oluşmuş olması Komisyon 'un çoğu konuda yetkin hale gelmesine neden olmuş, zamanla sorunlu olduğu ve karara bağlanmasının güç olduğu düşünülen pek çok iş Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havale edilir hale gelmiştir. Komisyonun diğer komisyonlara nazaran daha güçlü ve prestijli bir konuma gelmesinde bu hususların da önemli etkisi olmuştur. Hükümet, saptadığı politikaları gerçekleştirebiirnek amacıyla yasama organına birtakım kanun tasarıları sunar. Bunların bir kısmı pek önem taşımazken, bir kısmı hükümetin programını yürütebilmesinde çok önemli bir rol üstlenmişlerdir. Bir bakıma, hükümetin saptadığı politikanın gerçekleştirilebilmesinde "sine qua non" (olmaz ise olmaz) derecede önemlidir. Bu önemi, yasama organının dikkatine yeterince sunulmasına rağmen, bir tasarının reddedilmesini, hükümet kendisine karşı gösterilmiş bir güvensizlik olarak değerlendirebilir. 211 Gerçekten özellikle 21 ° Kanuniann kaynağı daha çok kanun tasanlandır. Teklifierin yasalaşma oranı ise tasarıtarla dikkate alınamayacak düzeydedir. Teklifler içinde de ancak Hükümetin desteklediği tekliflecin yasalaşma oranı yüksektir. Bkz. Erikli, a.g.e., ss.73-82. Bunlar da daha çok Hükümetin acilen kanuni düzenlemeye konu olması gereken bazı hususların (son zamanlarda özelleştirmeyle ilgili konularda olduğu gibi) zaman kaybetmeden Genel Kurul 'un önüne gelebilmesi için milletvekilierine teklif verdirmesi yoluyla gerçekleşmektedir. Erdal Onar, "1982 Anayasası'nda TBMM'nin Hükümeti Denetleme işlevi", 6. Milli Egemenlik Sempozyumu, TBMM Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları, Ankara, 1990, s. 56.; ayrıca bkz. http://www .tbınm.gov. tr/kultur sanatiyayini ar. htm karşılaştırıldığında 211 88 sorumlu parti hükümeti diyebileceğimiz; tutarlı net bir programı olan disiplinli bir partinin yasama organında çoğunluğu sağlamış olduğu bir sistemde, hükümetin kanun tasarılarını parti disiplini aracılığıyla yasama 12 Ancak hükümetin organından kolaylıkla geçirebilmesi mümkündür? sayısal olarak güçlü olmadığı durumlarda veya azınlık hükümeti söz konusu ise kanunları komisyonlardan ve Genel Kurul' dan geçirmek kolay olmayabilir, hatta tasarılar reddedilebilir. Reddedilme ihtimalinin en düşük olduğu komisyon ise yapısı gereği Plan ve Bütçe Komisyonu'dur. Havale prosedürünün bu şekilde işlemesinde 3067 sayılı Kanun'un geniş yorumlanmasının da etkisi bulunmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere bu Kanun' da, kalkınma planıyla ilgili görülen tasarı ve teklifierin en son olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havale edileceği, Hükümetin ve Genel Kurul 'un lüzum görmesi halinde de Komisyon' a havale edileceği hükmü yer almaktadır (3067 md. 3/2). Yapılan havaleye ilişkin itiraz olması durumunda ise kanuni dayanağı ileri sürerek bu işlemi meşrulaştırma imkanı bulunmaktadır. Uygulamada, Hükümetin ve Genel Kurul 'un bu nitelikteki tasarı ve teklifierin Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havale edilmesi yönünde bir talebi bulunmamakta açıkladığımız gerekçelerle böyle bir isteme gerek de kalmamaktadır. Tablo 2.9. Plan ve Bütçe Komisyonu'na Esas Komisyon Olarak Havalesi Yapılan Tasarılar 213 Tasarı/Esas Komisyon Havalesi İçt. Md. Yapılan 75'e Göre Geri Çekilen Tasarı Görüşölen Sayısı Kadük/ Kalan Karara Bağlanan (o/o) 21. Dönem 234 170 10 54 72.649 22. Dönem 154 128 5 42 83.1 ı 7 212 213 Bkz., Özbudun, a.g.e. (2002), ss. 147-156., Onar, a.g.e., s. 59. Tablolar değerlendirilirken 22. Yasama Döneminin sona ermediği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tablolardaki veriler 05.03.2005 tarihi itibariyle güncellenmiştir. 89 Tablo 2.10. Plan ve Bütçe Komisyonu'na Tali Komisyon Olarak Havalesi Yapılan Tasarılar Teklif/ Esas Komisyon Havalesi Yapılan Teklif Say1s1 Görüşüfen İçt. Md. . İçt. Md. 37'ye Göre GK Gündemine 75'e. Göre Geri Çekilen Alman Kadük/ Kalan Karara Bağlanan (o/o) 21. Dönem 99 65 2 26 6 65.65 22. Dönem .125 2 ı 108 ıo8 1.6 Tablo 2.11. Plan ve Bütçe Komisyonu'na Esas Komisyon Olarak Havalesi Yapılan Teklifler. İçt. Md .. 37'ye Göre GK Gündemine Ahnan İçt. Md. 75'e Göre. Geri Çekilen Havalesi Yapdan Teklif Say1s1 Görüşüten 2ı. Dönem 658 38 ıı8 ı 498 5.775 22. Dönem 214 30 12 ı 17ı 14.01 Teklif/ Esas Komisyon Kadük! Kalan Karara Bağlanan (%) Tablo 2.12. Plan ve Bütçe Komisyonu'na Tali Komisyon Olarak Havalesi Yapılan teklifler İçt. Md. 37'ye Göre GK Gündemine Alman 75'e Göre Geri Çekilen ı 2 ı 6 23 5.775 - ı - 6 ı4 - Teklif/ Esas Komisyon Havalesi Yapdan Teklif Say1s1. Görüşüfen 21. Dönem 33 22. Dönem 2ı 90 İçt. Md. Kadük/ Kalan Karara Bağlanan (%) Teklif/ Esas Komisyon Tablo 2.13. Plan ve Bütçe Komisyonu'na Havalesi Yapılan Toplam ve Tekliflerio Esas ve Tali Komisyon Olarak Dağılımı Plan ve Bütçe Komisyonuna Havale Edilen Tasarı ve Teklifler Havalesi Havalesi Yapılan Yapılan Tasarı Sayısı Teklif Sayısı Esas Tali Esas Tali Toplam Tasarı ve Teklif Sayısı Esas Tasarı Yüzde Oranı (o/o) Tali· Esas Tali 21. Dönem 234 99 658 33 892 132 81.5 19.5 22. Dönem 154 125 214 21 368 136 73.01 26.09 Kaynak: TBMM Arşivi (Bütçe Müdürlüğü) Tablolardan da görüleceği üzere tasarı ve teklifterin Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havalesi çok yüksek oranda esas komisyon olarak yapılmaktadır. Komisyon'un tali komisyon olarak görüş bildirdiği tasarı ve teklifterin oranı ise oldukça düşüktür. 2.2.2.2. Komisyonların Hava/e Sürecine Katılmaları İçtüzükte havale sürecinde ortaya çıkan sorunları aşmaya yönelik düzenlemeler de bulunmaktadır. Bir komisyon, kendisine havaleedilen tasarı veya teklifin, başka bir komisyonun ihtisas alanına girdiğini görürse, gerekçeti olarak tasarı veya tekiitin o komisyona havale edilmesini veya başka bir komisyona havale edilmiş bir tasarı veya teklif yahut herhangi bir mesele için düşüncesini belirtmekte yarar görürse, o tasarı veya teklifin kendisine havale edilmesini isteyebilmektedir. Kendisine havaleedilen tasarı veya teklif (veya herhangi bir mesel e) için bir başka komisyonun düşüncesini öğrenmek isteyebilir. Bu durumda tasarı veya teklifin o komisyonda görüşüldükten sonra iadesini isteyebilir. Böyle durumlarda, ilgili her iki komisyon aynı görüşte ise Meclis Başkanı gereğini yerine getirerek Genel Kurul'a bilgi verir. Bu konuda komisyonlar arasında uyuşmazlık varsa, mesel e Meclis Başkanı tarafından Genel Kurul'a sunulur ve görüşme yoluyla halledilir (içt. md. 34 ). İçtüzükte bu yönde bir açıklık olmamakla birlikte bu ikinci komisyon teknik yönden istişari komisyon olur. Nitekim Fransa'da 214 böyle komisyonlara istişari komisyon denmektedir. 214 Karamustafaoğlu, a.g.e., s. 190. 91 Uygulamada bir komisyonun kendisine havale edilen bir işi başka bir komisyonun ihtisas alanında görüp, o komisyona havalesini istemesi pek rastlanan bir durum değildir. Komisyonlar arasında gizli bir rekabet ve güç savaşı vardır. Bu mücadelenin sonucu olarak komisyonların kendisine havale edilmeyen -işlerde görüş bildirmek istemesi durumuyla karşılaşılmaktadır. Son olarak böyle bir durum yerel yönetimler kanun tasarılarının görüşmelerinde yaşanmıştır. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, muhalefet tarafından,. bu tasarıların anayasaya uygunluk açısından Anayasa Komisyonu 'nun görüşünün alıninası istenmiş, ancak bu istek komisyon kararıyla reddedilmiştir. Aynı olayda, bu tasarılar esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'na, tali komisyon olarak da İçişleri Komisyonu 'na havale edilmiştir. Daha sonra Avrupa Birliği Uyum Komisyonu'nun istemi üzerine bu Komisyon'a da görüş bildirmek üzere havale yapılmıştır. 215 · Komisyonlara yapılan havaleye milletvekillerinin de itiraz etme imkanı: bulunmaktadır (içt. md. 73/4). Başkan, gelen tasanları ilgili komisyonlara havale edip bunu tutanak dergisine ve ilan tahtasına astırmaktadır. Bu havaleye itirazı olan bir milletvekili Genel Kurul'un oturumunun başında söz alıp gerekçesini açıklamaktadır. 2.3. HAVALEDEN RAPORLAMAYA, KOMiSYON'UN ÇALIŞMA YÖNTEMİ Komisyonlar kendilerine havale edilen, işler üzerinde ilk önce bir toplantı gündemi belirlemektedirler. Belirlenen günde toplanıp, görüştükleri işler hakkında bir karara varmaktadırlar. Karar verdikleri işleri ise bir rapora bağlayıp Genel Kurul'a sunmaktadırlar. · 2.3.1. Tasarı ve Teklifterin Komisyonlarda Bekleme ve ineelenme Süresi Komisyonlar kendilerine havale edilen işlerin görüşülmesine, havale tarihinden itibaren kırk sekiz saat sonra başlayabilirler. Komisyona havale edilen evrak, komisyon başkanlığınca resen veya komisyon üyelerinden beşi tarafından yazıyla istenirse, hastınlarak komisyon üyelerine dağıtılır. Bu 215 Bkz. D. 22, YY. 2, SS. 616, Belediyeler Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum, İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (11766), TBMM Arşivi. 92 takdirde görüşmeye başlamak için beklenınesi gereken kırk sekiz saatlik süre dağıtım tarihinden itibaren başlar (içt. md.36/l ). Danışma Kurulu 'nun tavsiyesi 216 veya bir kanun tasarı veya teklifinin tümünün veya belli hükümlerinin komisyona geri alınması veya geri verilmesi 217 hallerinde belirtilen sürelere uyuln1ayabilir (İçt. Md. 26/2, 36). Normal olan esas komisyonların kendisine havale edilen işleri kısa süre içinde neticelendinnesidir. Ancak bu kural komisyonlarda özellikle de KHK'lar ve teklifler açısından adeta kuralsızlık haline gelmiştir. Uygulamada muhalefet partileri ya da milletvekillerince verilen kanun tekliflerinin ilgili komisyonlarca gündeme alınıp görüşülmesi istisna haline 218 gelmiştir. Tasarı veya teklifterin uyutulmaları, hasıraltı edilmeleri için en elverişli yer komisyonlardır. Yasama meclislerinde kural olarak, genel kurullar komisyonların tasarı ve teklifler hakkındaki raporları gelmeden herhangi bir işlem yapmazlar. Bununla birlikte komisyonların tasarı ve teklifierin kaderine büsbütün hakim olmalarını ve kendilerine havale edilen işleri sürüncemede bırakmalarını önlemek gerekçesiyle İçtüzükte inceleme ve tamamlama işlemleri bakımından çeşitli önlemler alınmıştır. 219 İçtüzük koyucu bu ihtimali göz önüne aldığı için kırk beş gün içinde komisyonda görüşülmeyen tasarı veya teklifın doğrudan Genel Kurul gündemine alınabilme imkanını getirmiştir. Buna göre, tasarı veya tekliflerle kanun hükmünde karamameler esas komisyonlara havale gününden itibaren en geç kırk beş gün içinde sonuçlandırılmalıdır. Bu süre içinde sonuçlandırıl­ mamışsa Hükümet veya teklif sahipleri, tasarı, teklif veya KHK'nın doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını isteyebilirler. Bu istemierin yerine getirilmesine Genel Kurul karar verir (içt. md. 37). 22 Kanun tasarı ya da tekliflerini bu yolla komisyonlardan çekip alma usulüne, komisyonlardan kurtarma, temize çıkrama ya da eski deyişle "komisyonları terbiye" denilmektedir. 221 Her ne kadar içtüzükte tasarı ya da teklifleri uyutma ° Komisyon yeni havale edilmiş ve bekleme süresini doldurmamış tasarı veya teklifler için bu hükmü yani Danışma Kurulu'nun tavsiyesini, 26. maddedeki toplantı çağrısının zorunluluk olmadıkça en az iki gün önce yapılması gerektiği hükmüyle birlikte okumak gerekir. Tasarı veya tekiitin komisyonca geri alınması veya komisyona geri verilmesi durumlarında komisyon üyeleri tasarı veya teklifleri görüşmüş olmaktadırlar ve yeterince bilgi sahibidirler. 217 Komisyona geri alma veya geri verilme konuları ilerleyen bölümlerde incelenecektir. 218 Erikli, a.g.e., s. 100-101. 219 Karamustafaoğlu, a.g.e., s.l81. 220 Ayrıntılı bilgi için bkz., Erikli, a.g.e. 221 Uğur, a.g.e., s.42. 216 93 imkanlarını engelleyici düzenlemeler öngörülmüşse de bu yöntem çok fazla kullanılmamakta çoğunlukla da teklifler yasama dönemi boyunca komisyonlarda kalarak dönem sonunda kadük olmaktadır. 222 Yukarıdaki tablolar incelendiğind~ de bu durum açık bir şekilde görülmektedir. Süresi içinde komisyonda görüşühneyen kanun hükmünde karamameler ise doğrudan Genel Kurul gündemine alınmak üzere Meclis Başkanlığı'nca Danışma Kurulu'na götürülür (içt. md.37/3). Ancak uygulamada bu hüküm işlernemektedir ve KHK'ların kadük olma durumu olmadığı için yıllarca ilgili komisyonların portfoyünde beklemektedir. Başkaniıkça esas komisyonlar dışında, tali komisyonlara da havale edilmiş olan bir konu tali komisyonlkomisyonlarca on gün içinde sonuçlandırılır. Bu süre Başkaniıkça kısaltılacağı gibi komisyonun müracaatı halinde en çok on gün daha uzatılabilir (37/4). 2.3.2. Toplantı Çağrısı Komisyonlar kendi başkanları tarafından toplantıya çağrılmaktadır (içt. md. 26/1 ). Bu toplantı çağrısında hangi konuların görüşüleceğine ilişkin gündem de yer almaktadır. Ancak, komisyon, gündemine hakimdir; üyeleri tarafından gündemine alınması teklif edilen işler hakkında karar verir. Komisyon başkanı gündemi belirlemek konusunda geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Komisyonu toplantıya çağırıp çağırmamakta özgür olduğu gibi, komisyona gelen işleri, tarih sıralamasına bakmaksızın görüşme gündemine alabilmektedir. Komisyon başkanının bu yetkisinin çeşitli sakıncaları bulunmakla birlikte, ülke menfaatlerinin gerektirdiği genel ihtiyaçlar çerçevesinde oluşan yeni durumlara göre acilen sonuçlandıniması gereken işlere öncelik tanınması gibi olumlu yönleri de bulunmaktadır. 222 TBMM İçtüzüğünün 77. maddesi uyarınca, bir yasama dönemi içerisinde sonuçlandırılmamış yasa tasarı ve teklifleri hükümsüz sayılmaktadır. Yasama dönemi başında, önceki dönemde verilmiş soru, genel görüşme ve gensoru önergeleri hükümsüz sayılan listede, Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri gönderilen kanunlar, kanunlaşmayan kanun hükmünde kararnameler, kesinhesap kanun tasarıları, Sayıştay Başkanlığı tezkereleri, I 90 sayılı kanun hükmünde kararnamenin eki kadro cetvellerine ilişkin Başbakanlık tezkereleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine sunulan bilanço ve faaliyet raporlarına ilişkin Başbakanlık tezkereleri ile yasama dokunulmazlığı tezkereleri kadük (hükümsüz) listesinde hükümsüz sayılmayan işler bölümünde yer almaktadır. Bkz. Rauf Bozkurt, Şeref İba, 100 Soruda Parlamento, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2004, s. 61. 94 Komisyonun, gündemine hakim olması yönündeki hüküm ise değişik şekillerde yorumlanmaktadır. Bir görüşe göre bu ilke; komisyonun, toplantıya başlandıktan sonra gündeme alınmamış olsa bile istediği işi 223 Diğer bir görüşe göre ise komisyonun portfoyünde görüşebilmesidir. bulunan işlerden dilediğini geliş sırasına dikkat etmeksizin görüşebilmesini 24 sağlamaya yöneliktir? Her iki görüş de yerindedir ve uygulama da bu yönde cereyan etmektedir. Günümüzde artık çağın değişen koşullarıyla birlikte gelişen bilgisayar ve internet teknolojisi sayesinde yalnızca milletvekilleri değil ilgi duyan herkes komisyonlarda bulunan işler hakkında 25 bilgi sahibi olabilmektedir? Ancak burada bir meselenin atıanmaması gerekir. Komisyona yeni gelmiş ve bekleme süresini. doldurmamış bir iş için b~ hükmün iki gün bekleme koşulunu öteleyeceğini düşünmemek gerekir. Komisyon . başkanları işlerin geliş sırasını gözetmeksizin komisyon gündemini belirleyebilmektedir. Komisyonun gündemine . hakim olması ilkesi doğrultusunda, komisyon üyeleri de komisyon portfoyünde bulunan ve bekleme süresini doldurmuş bir işi daha çok önemseyerek toplantı esnasında görüşülmesi yönünde karar verebilir ve gündemde bulunmayan bir konu görüşülmeye başlanabilir. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda bu yönde uygulamalara rastlanmaktadır. Bu kararın, komisyonların en önemli işlevi olan inceleme safhasını atlamak gibi bir sonucu doğurmaması ve bu yönde yorumlar yapılmasına neden olacak şekilde algılanmaması ve ancak, bekleme süresini doldurmuş olan tasarı ve teklifler için böyle bir imkan olduğunu kabul etmek gerekir. Rutin toplantı çağrısı iki gün önce yapılmaktadır. Bu düzenlemenin amacı ise komisyon üyelerinin gündemde belirtilen işlere hazırlık İçtüzükte zorunluluk bulunduğu yapmalarına imkan sağlamaktır. durumlarda bu süreye uyulmayabileceğine ilişkin bir hüküm bulunmaktadır (md. 26/2) ancak zorunluluk durumlarının neler olduğu belirtilmemiştir. ve gündem komisyon üyelerine, Başbakanlığa, ilgili bakanlıklara, parti gruplarına ve diğer ilgili komisyon başkanlıkianna ve teklifleri gündeme alınan teklif sahiplerinden ilk imza sahibine gönderilir. Çağrı 223 224 225 Bkz. Boz, a.g.e. ss. 81-83. Bkz. E. 1975/145, K. 1975/198, k.t. 14.10.1975 AMKD, C. 13, ss. 566-567. Bkz. TBMM, ihtisas Komisyonları, http://www.tbının.gov.tr/develop/owa/komisyonlar.liste 95 Yasama organı üyelerinin bilgilendirilmesi amacıyla, Genel Kurul kulisinde bulunan ilan tahtasına asılır (içt. md.26/3). 226 İçtüzükte teklif sahiplerinden ilk imza sahibine gönderilir denmesine rağmen tekiifte imzası bulunan tüm milletvekilierine çağrı gitmektedir. 1973 tarihli İçtüzükte komisyonlar ancak başkanları tarafından toplantıya çağrılabiliyordu ve komisyonun bu konuda yetkisi bulunmamaktaydı. 1996 yılında· yapılan değişiklikle komisyon üyelerinin üçte birinin teklifiyle belli bir konunun gündeme alınmasının kararlaştırılabilmesine imkan tanınmıştır. Bu durumda da komisyonlar başkanlarınca toplantıya çağrılmaktadır (içt. md. 26/4). Burada toplantı çağrısının ne zaman yapılacağına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Bu dcrum özellikle güçlü başkanların bulunması durumunda sorun yaratabilecek bir niteliğe sahiptir. Siyasi nezaket kuralları çerçevesinde makul bir zamanda toplantı çağrısının yapılması gerekir, uygulamada böyle cereyan etmektedir. Ancak uygulamanın böyle devam ediyor olması teorik olarak sorunun varlığını ortadan kaldırmamakta ve pratikte de sorun çıkma olasılığını bünyesinde barındırmaktadır. İçtüzüğün ilgili düzenlemesinin bu sorunu ortadan kaldıracak şekilde değiştirilmesi yerinde olur. 2.3.3. Toplantılara Katılma İçtüzükte toplantılara katılabilecek olanlar sayılmıştır. Komisyon toplantılarına milletvekilleri, bakanlar kurulu üyeleri ve hükümet temsilcisi katılabilir. Hükümet temsilcisi; Başbakanın veya ilgili bakanın gerek görmesi halinde kendi yerine görevlendireceği üst düzey bir kamu yöneticisidir (içt. md. 30). İçtüzükte hükümet temsilcisi dışında başka bir kamu görevlisinin toplantılara katılabileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak uygulamada tasarının düzenleme alanıyla ilgili olan bakanlık veya kuruluşun bütün üst düzey yetkilileri toplantılara 226 96 22. dönem üçüncü yasama yılına kadar ilanlar bu panoya asılıyor veya yazılıyordu. Bu tarihten itibaren elektronik pano uygulamasına geçilmiştir. Yeni uygui!J.mada komisyonlar ağ bağlantısını kullanarak gündemlerindeki işleri panoya girmekte ve işin neticelenmesinin ardından panodan silmektedirler. Genel Kurul gündemi ise; görevleri arasında Genel Kurula sekretarya hizmeti sunmak da bulunan TBMM Genel Sekreterliği Kanunlar Müdürlüğü'nün ilgili birimi tarafından panoya girilmektedir. Ancak panoya girilecek kelime kapasitesi sınırlı olduğu için gündemdeki işlerden ancak ilk sıralarda yer alanlar panoda görülebilmektedir. Örneğin gündemdeki tasan ve tekliflerden ancak ilk 5 veya I O tanesi panoda görülebilmektedir. Bundaki amaç ise Bakan veya üst yöneticiye üyeler tarafından sorulara en hızlı ve doğru bir şekilde yanıt vermektir. Tasarının hazırlanmasını üstlenen bakanlık temsilcilerinin yanı sıra ilgisine göre diğer bakanlıklardan da katılım gerçekleşmektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda yapılan düzenlernelerin çoğu mali nitelikte ve bütçeye yük getirecek türde ilgili Maliye bürokratları rutin olarak toplantılara ıçın olduğu çağrılmaktadır. Ancak bu bürokratların hükümeti temsil etmesi söz konu değildir ve ancak, komisyon başkanının daveti üzerine toplantıya katıhnaktadırlar. Benzer şekilde tasarı veya teklifierin kalkınma planiarına uygunluğunun denetlenmesi adına DPT temsilcileri de toplantılara katılmaktadır lar. katılmaktır. yöneltİlecek Komisyon üyesi olmayan milletvekilleri ve bakanlar kurulu üyeleri toplantıda söz alabilir ancak, değişiklik önergesi veremez ve oy kullanamazlar. Değişiklik önergesi verme ve oy kullanma hakkı yalnızca komisyon üyelerine aittir. Ancak bütün milletvekillerinin üyesi olmadığı komisyonun belgelerini görme hakkı vardır (içt. md.3 I). Belirtilenler komisyon toplantılarına goruşu alınmak üzere uzmanlar dışında çağrılabilmektedir (içt. md.30/2). Buradaki uzman kavramı çok geniş yorum.lanmakta, uzman niteliğini haiz olsun veya olmasın konuyla ilgili olan tüm özel veya kamu kurum ve kuruluşlarıyla, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri temsilcileri toplantılara çağrılmaktadır. Esasen her türlü bilgi edinme yoluna başvurabilmesi gereken komisyonların bilgileome yollarının kısıtlanması demokratik hukuk devletinde savunulamaz bir durumdur. İçtüzüğün bu konuda uzman kelimesini kullanmış olması, lafız itibariyle çağrıtabilecek kişiye bir sınır getirilmiş olmasına karşın belirtildiği üzere uygulamada bu hüküm daha geniş yorumlanmaktadır. Parlamentolar kuruluş amaçlarını gerçekleştirebiirnek ve bu süreçte de başarılı olabilmek için, yürütme organını denetleme gereksinimi duyarlar. Bu amaçlarını yerine getirebilmek için de belirli şartları sağlamaları gerekmektedir. Bu şartların başında, denetim yapılacak konu hakkında bilgi sahibi olunması gelmektedir ve bu bir zorunluluktur. Yoksa parlamentodan görevini istenen şekilde yapması beklenemez, yapılan 227 Parlamentonun bilgi sahibi çalışmaların rasyonellik oranı da düşük olur. olması aynı zamanda bir hak niteliğindedir. Parlamento üyeleri görüşmelere katılırken, oy verirken, kararlar alırken, ilgili alanlarda sağlıklı bilgiye sahip 227 Erdal Onar, Meclis Araştırması, AÜ Hukuk Fakültesi Yayınları, Ankara, 1977, s. 3. 97 olmalıdırlar. Bu durum parlamento üyesi olmalarının getirdiği doğal bir sonuçtur. 228 Ancak uzmanlara (çoğunlukla bürokratlara) çok fazla iltifat etmenin, yasama organını yürütmeye bağımlı kılacağı ve yürütmenin denetimine sakacağı ileri sürülmektedir. 229 Bu görüşün kısmen doğruluk payı bulunmaktadır. Plan ve Bütçe Komisyonu, görüştüğü işlerin niteliği gereği Maliye Bakanlığı ile sıkı bir işbirliği içinde çalışmaktadır. Maliye Bakanlığı 'nın görev alanı ile ilgisi olmayan konularda bile bazen Komisyon, bazen de bireysel olarak milletvekilleri maliye bürokrasisinin görüşünü ve onayını almak ihtiyacı içine girmektedir. Toplantılar basına ve izleyiCilere kapalıdır. Çünkü içtüzükte toplantılara kimlerin katılabileceği belirtilmiştir. Ancak uygulamada komisyon toplantıları basına açık olarak yapılmaktadır. Aşağıda anlatacağımız üzere, görsel basın, tasarı veya tekiitin tümü üzerindeki gÖrüşmelere geçmeden önce Hükümet adına yapılan açıklamaların ardından komisyon _salonundan çıkarılmaktadır. Ancak yazılı basın görüşmeleri takip etmeye devam etmektedir. Komisyonların kapalı oturum yapma imkanı bulunmaktadır. Kapalı oturum yapılmasını ilgili bakan veya komisyon üyelerinin üçte biri isteyebilmektedir (içt. md. 32/1 ). Bu istemin nasıl yerine getirileceğine ilişkin İçtüzükte düzenleme bulunmamaktadır. Uygulamada istemde bulunma yetkisi bulunanlar sözlü olarak veya bir önerge vermek suretiyle kapalı oturum yapılmasını istemekte ve bu istem oylama yapılarak karara bağlanmaktadır. İçtüzükte kapalı oturumlarda komisyon üyelerinden ve bakanlardan başkasının bulunamayacağı belirtilmiştir (md. 32/2) .. Kapalı oturum yapılması görüşmelerin sır olarak saklanacağına söz verilmesi anlamına gelmektedir (md. 32/3). Dolayısıyla kapalı oturum tutanakları yalnızca oturuma katılma yetkisi olanlar tarafından görülebilmektedir. Komisyonun iç örgüt birimleri tarafından yerine getirilmesi gereken pek çok görev komisyon uzmanları tarafından yerine getirildiği için komisyon uzmanlan da, içtüzüğe aykırı olarak, kapalı otururnlara katılmaktadır. Uzmanlar dışında, çok çetrefilli meseleler için kapalı oturum 228 229 98 Emin Fersoy, Yasama Denetimi, TODAİE Yayınları, Ankara, ı 984, s. ı O. Bkz. Turan, a.g.e. (1977), s. ı ı 3. yapılmasının kararlaştırıldığı deneyin1li meclis bürokratları durumlarda yasama bölümünde da bu otururnlara katılmaktadır. çalışan Ancak kapalı oturumlar demokratik usullere uygun düşmemektedir. Bundan elden geldiğince sakınmak gerekir. Çünkü demokratik devlet hükümet edenlerin, kamuoyunun denetimi altında bulunduğu devlettir. Kaınuoyu denetiminin söz konusu olabilmesi için ise idare edenlerin her türlü eylem ve kararlarının idare olunanlar tarafından bilinmesi gerekir. Kanunlarla ilgili bulunanların, bu kanunlar üzerinde komisyon üyelerinin her birinin neler söylediklerini nasıl oy kullandıklarını bilmeye, öğrenmeye 230 Açıklık, egemenliğin fiili sınırlandırılmasını sağlamak ve hakları vardır. 231 Açıklık kuralının kolaylaştırmak amacını güden bir demokrasi ilkesidir. demokrasi adına gerekliliği inkar edilemezse de kapalı oturum yapma zorunluluğu bulunan durumlar da bulunmaktadır. Ancak kapalı oturumların, kamuoyunun bilgilendirilmemesi ve kamuoyundan bir şeylerin saklanması amacıyla değil ulusal öncelikleri ve gizliliği olan partilerüstü devlet politikalarının görüşülmesi amacını taşıması ve bu tür amaçlarla sınırlı olması gereklidir. Zaten görüşmelerin sır olarak saklanmasına söz verilmesinden kasıt da budur. Parlamento neticede siyasal bir organdır ve partizanlık gütmek çoğu zaman ön plandadır. Bu tür öncelikleri olan kapalı oturumlar partizanlığı önleyebilir. Aksi takdirde iktidarın bazı konuları kamuoyunun bilgisinden kaçırınayı amaçlayarak yaptığı gizli oturumlar gerginliği artırır. 2.3.4. Komisyon Toplantıları Komisyon aşaması, yasama sürecinin ilk ve en önemli ayağıdır. Kanun tasarı ve teklifleri, komisyonlarda Genel Kurul 'un teknik ayrıntılara girmesine gerek kalmayacak biçimde ve siyasi açıdan da önemli ölçüde olgunlaştırılarak Genel Kurul'a sunulmaktadır. Komisyon yalnızca kanun tasarı ve tekliflerini değil Başkaniıkça havale edilen diğer işleri de görüşmektedir. Komisyon toplantılarının işleyiş biçimine ilişkin hükümler İçtüzüğün komisyonlara ilişkin bölümünde yer almakla birlikte, burada yer 23 ° Karamustafaoğlu, 231 a.g.e., s. l 57, Walker, Harvey, The Legislative Process, Law Making in United States, The Ranold Press Company, Newyork, 1948, s.244'ten. Karamustafaoğlu, a.g.e., s. 158 99 alan hükümler, özellikle de toplantıların seyrine ilişkin hükümler, yetersizdir. Uygulamada, çoğunlukla Genel Kurul' daki işleyiş mekanizması esas alınmakla birlikte görüşmelerin daha esnek ve verimli geçmesi amacıyla Genel Kurul görüşmelerinde uygulanan pek çok kısıt uygulanmamaktadır. 232 2.3.4.1. Toplantı Komisyonlar, Y_eri ve Za1nanı çağrıda belirtilen gün ve saatte Türkiye Büyük Millet Meclisi Binası'nda, !ürkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'nca kendilerine ayrılan salonlarda toplanırlar. Her komisyonun toplantı salonu belirlenmiştir, ancak bu salonun değiştirilemeyeceği anlamına gelmez. İçtüzük gereği toplantı çağrısında salon numarası bulunmaktadır. Komisyon başkanı toplantı zamanını belirlemek konusunda serbesttir ancak, başkan Genel Kurul 'un çalışma saatlerinde toplanmak üzere toplantı çağrısı yapamaz. Komisyonların Genel Kurul 'un toplantı saatlerinde görüşme yapabilmesi için Başkanlık Divanı 'ndan izin alınması gerekir (içt. md. 35/2). Konunun bu şekilde esnek düzenlenmiş olmasının sebebi muhtemelen Plan ve Bütçe Komisyonu gibi iş yükü, yılın belli zamanlarında, aşırı derecede yoğunlaşan komisyonların çalışmalarını zamanında yetiştirmelerine imkan tanımak amacından kaynaklanmıştır? 33 Uygulamada dönemin başında ve ikinci devre için komisyon seçimlerinin yapılmasının ardından olmak üzere bir yasama döneminde Başkanlık Divanı'ndan iki kez izin istenmektedir. Bu uygulama işleyişi önemli ölçüde kolaylaştırmaktadır. Ayrıca, iş yükü bakımından yoğun olan komisyonlar, özellikle de bazı zamanlar haftanın her günü toplantı yapan (bütçe zamanı gibi) Plan ve Bütçe Komisyonu için, bu kural önemlidir. Komisyon'un, hemen hemen bütün toplantıları Genel Kurul 'un çalışma saatleriyle çakışmaktadır. Dolayısıyla, Başkanlık Divanı 'na yetki verilmek suretiyle esneklik sağlamak yönündeki bu düzenleme çok yerinde olmuştur. 232 233 Genel olarak komisyonlarda konuşma süresi ve önerge kısıtı gibi kısıtlar uygulanmamaktadır. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun iş yükü; bütçe tasarılarının görüşmelerinde ve kurumların kendileriyle ilgili tasarı veya teklifleri sonraki yasama yılına kalmadan bir an önce kanunlaştırmak istemelerinden kaynaklanarak, Meclisin tatile girmesine yakın zamanlarda (özellikle son üç ayda) aşırı derecede artmaktadır. 100 2.3.4.2. Komisyonların Yönetimi yönetiminde çalışır. Başkan bulunmadığı zaman başkanvekili, o da yoksa sözeünün başkanlığında çalışır (içt. md. 27/1 ). Komisyon toplantılarına başkanlık etme ile komisyon çalışınalarına başkanlık etme aynı anlama gelen durumları tanımlamaz. Komisyon çalışmaları, komisyon olarak veya komisyon adına komisyondaki ve Genel Kurul' daki bütün çalışmaları kapsayıcı nitelikte olduğu halde, komisyon toplantıları, komisyonların kendilerine ayrılan salonlarda belli esas ve usullerle yaptıkları toplantıları kapsamaktadır. İçtüzük, bu durumu düzenlerken, çalışmaların tamamını kapsayıcı nitelikte bir hükümle 234 "Komisyonlar, başkanlarının yönetiminde çalışır." demiştir. Komisyonlar başkanlarının Komisyonlar kendilerine bir de katip üye seçmektedir. İçtüzükte komisyon katibinin tutanak özetini düzenleyip komisyon başkanı ile birlikte imzalayacağı, bu tutanak özetine oturumda hazır bulunan üyelerin varsa yazılı itirazlarını ekleyebilecekleri, komisyon katibinin bulunmadığı hallerde, hazır bulunan en genç komisyon üyesinin geçici olarak katiplik görevini yerine getireceği ve komisyonun karar vermesi halinde tam tutanak tutulacağı belirtilmiştir (md.33). Katip üyelerin hali hazırda aktif olarak yürüttükleri bir görev bulunmamaktadır. Katip üyelerin tutacağı belirtilen tutanak özetleri ya tutulmamakta ya da bu görev, komisyonun karar vermesi durumunda tutanak müdürlüğü bünyesindeki stenograflarca yerine getirilmektedir ancak bu durumda tam tutanak tutulmaktadır. Komisyonda çalışan uzmanlar da özet şeklinde notlar almakta ancak, bu notlar tutanak özeti olarak düzenlenmemekte, ileride değinileceği üzere komisyon raporlarının yazımında kullanılmaktadır. Katip üye komisyon toplantılarını da yönetememekte yani temsil yeteneği bulunmamaktadır. Böyle olunca Genel Kurul görüşmelerinde komisyonu temsil etme yetkisi de bulunmamaktadır. Tamamen işlevsiz hale gelmiş bir unvan olarak yaşamaktadır. Komisyonlar üye tamsayısının üçte biri ile toplanmakta ve katılanların salt çoğunluğu ile karar almaktadır (içt. md. 27 /2). Bu durumda Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda karar almak için gerekli olan asgari sayı sekizdir. 234 Has, a.g.e., s. 103. 101 2.3.4.3. Görüşme Konuları Komisyonlar kendilerine havale edilen kanun tasarı ve tekliflerini aynen veya değiştirerek kabul edebilir veya reddedebilirler. Birbirleriyle ilgili gördükleri tasarı ve teklifleri birleştirerek görüşebilirler (içt. md.35/l ). Komisyonların kanun teklif etme yetkisi yoktur. Yalnızca kendilerine havale edilen işler hakkında karar verebilir, kendilerine gönderilenler dışındaki işlerle uğraşamazlar. Kanun tasarı ve tekliflerini bölerek ayrı ayrı metinler halinde Genel Kurul'a sunamazlar (içt. md. 35/2). Cumhurbaşkanınca yayımlanması kısmen uygun bulunmayan ve bir daha görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderilen kanunların sadece uygun bulunmayan maddelerini görüşebilirler (içt. md. 35/3). Komisyonların kanun teklif etme yetkisi bulunmamakla birlikte, tasarı ve teklifleri değiştirerek kabul etme yetkisi çok geniş yorumlanmakta ve kanun teklif etme boyutuna ulaşabilmektedir. Bir tasarı veya teklife bazen bu tasarı veya teklifle yakın ilgis·i olan veya ilgisi olmayan maddeler eklenmektedir. Genellikle komisyonların kabul ettikleri metinler Genel Kurul'da ufak-tefek değişikliklerle veya aynen benimsenmektedir. Meclis üyeleri, ihtisas komisyonlarının verdikleri. kararlara uymaktadırlar. Durum böyle olunca da, komisyonlar ister istemez kanun yapan birer küçük yasama kurulu haline gelmektedirler. 235 Tasarılar için düşünülecek olursa; Bakanlar Kurulu imzasıyla hükümet içinde bir mutabakat olduğu ön kabulüyle Meclis' e sunulan tasarılar çoğu zaman komisyon görüşmelerinde ilgili dairenin güdümünde çok farklı bir hal alabilmektedir. Normal olarak hükümetin, daha doğrusu komisyonda bulunan hükümet temsilcisinin bu değişiklikleri kabul etmemesi gerekir. Bakanlar Kurulu 'ndan istediği hükümleri geçiremeyen bakanlıklar veya kurumlar bu yolla istediklerini yapma eğilimi içine girebilmektedirler. Bu durum çoğu zaman komisyon çalışmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Daha sonra değinileceği üzere bu yola, hukuki olarak düzenlemesi bulunmayan (İçtüzükte veya başka herhangi bir metinde) ancak çok sık başvurulan ve gayriresmi bir çalışma yöntemi olan alt komisyon çalışmalarında daha çok başvurulmaktadır. 235 Floyd M Riddick, The United States Congress Organization and Procedure, National Capitol Publishers, Washington, ı 949, s. ı 96. 102 kendisine havale edilenler dışında başka işlerle uğraşamayacakları kuralının da istisnaları vardır. Bu kuralın bir istisnası olmak üzere çeşitli kanunlarla Plan ve Bütçe Komisyonu'na verilmiş görevler vardır. Bu görevler daha çok komisyonun bilgi edinme ihtiyacını karşılamaya dönük olarak yapılan toplantılardır. Komisyon, bu görevlerin yerine getirilmesine ilişkin işlemleri de kendisine herhangi bir havale işlemi söz konusu olmadığı halde yürütebilmektedir. Komisyonların t':ltil ve ara verme sırasında da çalışmaları mümkündür.· Ancak hangi komisyonların çalışacağı Meclis Başkanı 'nın teklifi üzerine Genel Kurul'ca tespit edilmektedir (içt. md. 25). Komisyonların 2.3.4.4. Görüşme Usulü Komisyon toplantıları ilk önce, varsa, başkanın sunuşları ile başlamaktadır. Daha sonra başkan isterse, üyelere gündem dışı konuşma için söz verilir. Ancak her iki durum da komisyonlarda sıklıkla karşılaşılan durumlar değildir. Toplantı, gündemdeki konuyla ilgili tarafların katılımıyla başlamaktadır. Görüşmelerde hükümet temsilcisi hazır bulunmazsa ve komisyon gerekli görürse görüşme bir defalığına ertelenir ve erteleme kararı yazılı olarak Meclis Başkanlığı 'na ve ilgili bakanlığa bildirilir ve gelecek toplantıda temsilcinin hazır bulunması istenir (içt. md. 39). Komisyonun görüşmeleri ertelernek konusunda takdir yetkisi bulunmaktadır. Hükümetin bulunmadığı durumlarda erteleme tamamen ihtiyaridir. Ancak, hükümetin kendisiyle ilgili bir işin görüşmelerine katılmaması ne kadar uzak bir gerçeklikse, Plan ve Bütçe Komisyonu gibi bir hükümet komisyonunun da hükümetin katılmaması durumunda görüşmeyi ertelememesi o kadar uzak bir gerçekliktir. Bu duruma iktidardan çok muhalefet dikkat etmektedir. Çünkü muhalefet karşısında bir muhatap ve görüşülerı işin sahibini görmek ister. İçtüzüğe göre toplantılara hükümet adına, Başbakan veya bir bakan Ancak Başbakanın komisyon toplantılarına katıldığı vaki değildir. Başbakan veya bakan gerekli görmeleri halinde, kendi yerine yüksek dereceli bir kamu görevlisine yazılı temsil yetkisi verebilmektedir (içt. md. 30/1 ). Toplantıda, ilk önce tasarının geneli üzerinde görüşmeler yapılmaktadır. Görüşülecek iş bir kanun tasarısı ise hüküm~ti temsil eden katılmaktadır. 103 sözcüy~ görüşülen iş hakkında bilgi vermesi için söz verilir. Toplantılara çoğunlukla görüşülen iş hangi bakanlığın görev alanına ilişkin ise ilgili ·bakan katılmaktadır. Görüşülen iş Başbakanlığın görev alanına ilişkin ise ilgili başbakan yardımcısı ve devlet bakanı katılmaktadır. Ancak ilgili bakanların veya başbakan yardımcılarının programlarında değişiklik olabilmektedir. 236 Bu durumda İçtüzükteki ifadesiyle hükümeti yüksek dereceli bir kamu· görevlisi temsil etmektedir. Yüksek dereceli kamu görevlisinden kast edilen şeyin ne olduğu çok açık değildir. Ancak komisyon toplantılarında bakanın bulunmaması halinde müsteşar, yardımcılarından biri veya istisnai olarak genel müdürler hükümeti temsil etmektedir. Görüşülecek iş bir kanun teklifiyse tekiifte imzası bulunan milletvekilierine de söz verilmektedir. Tekliflerde de yine düzenleme alanıyla ilgili olan bakan veya temsilcisi toplantılara katı lmaktadır. Toplantılarda hükümetin temsili bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Görüşülen işle ilgili olan tüm bakaniıkiara toplantı çağrısı yapılmakta ve bu bakanlıkların bürokratları toplantılara katılmaktadır. Bu temsilcilerin, kendi görev alanlarını korumak konusunda gayretli olmaları toplantılar esnasında hararetli tartışmaların yaşanmasına neden olmaktadır. Tabi bu durum da toplantıların ahengini bozmakta ve muhalefet cephesinde eleştiri konusu yapılmakta, hükümet zor durumda kalmaktadır. Zaten İçtüzüğün 30. maddesinin gerekçesinde de bu husus öngörülmüş ve hükümetin tek kişi tarafından temsili husus u vurgulanmıştır. 237 tasarı 236 Hükümet veya teklif sahibi tarafından yapılan açıklamalar genellikle ve teklifierin gerekçesine bağlı kalınarak yapılmaktadır. Bu Görüşmelerde hükümeti kimin temsil ettiği, tasarıyı hangi bakanlığın hazırladığı vb. konulara ilişkin olarak komisyon raporlarında bilgi verilmektedir. Örnek bir komisyon raporu için bkz. 237 http://www. tbınm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil0 1/ss83 1ın.htnı "Bu madde ile, komisyonlardaki Hükümet temsilcisinin tek kişi olarak hükümeti temsil etmesi ve bakanlıklar ile daireterin komisyonlarda aynı konuda ayrı ayrı temsil edilmeleri ve bazen aralannda fikir uyuşmazlığına düşmeleri önlenmiş olmaktadır. Gerçekten Bakanlar Kurulunun ortak sorumluluğu ilkesi, komisyonlarda ve Genel Kurulda Hükümet adına değişik görüşlerin ortaya atılmasına imkan vermemektedir. Bakanlıklar ve daireler, komisyon ve Genel Kurul huzuruna gelmeden önce, ortak bir görüşe varmak durumundadırlar. Varamıyorlarsa, Başbakan veya Bakanlar Kurulu, Hükümetin ortak görüşünü tespit eder ve komisyona ve Genel Kurula bu görüş, şu veya bu Bakanlığın veya dairenin değil, hi.:kümetin ortak görüşü olarak bildirilir. Komisyonlara gelecek Hükümet temsilcilerinin Baş~akanlığın süzgecinden geçerek tayin edilmesini sağlayan bu madde, komisyon çalışmalanna ve Parlamento-Hükümet münasebetlerine daha büyük bir ciddiyet getirecektir." Bkz., MMTD, D. 3, C. 29, 4. I 2. I 972, B. I 3, s. ~. 104 açıklamanın hakkındaki ardından komisyon üyeleri değerlendirmelerini tasarı yapmaktadırlar. veya tekiitin geneli İşin doğası gereği, muhalefet cephesinden yapılan değerlendirmeler eleştiri ağırlıklı olurken iktidar cephesi düzenlemenin lehinde ve hükümeti savunan değerlendirmelerde bulunmaktadır. Ancak iktidar cephesinde de bazı konularda eleştirel bir tutum takınıldığına rastlanmaktadır. Komisyonlarda söz istem sırasına göre verilmektedir. Komisyon başkanı ve hükümet temsilcisi sıraya bağlı değildir. Komisyona çağrılmış uzmanlara ve dolayısıyla diğer ilgililere başkan, gerekli görürse, söz vermektedir (içt. md. 29). Komisyon toplantılarına komisyon üyesi olmayan milletvekillerinin de önerge ve oy hakkı olmaksızın katılabilecekleri belirtilmişti. Söz hakkı istem sırasına bağlı olduğuna göre üyelerle üye olmayanlar arasında bir ayrım yapılacak mıdır? Bu durum İçtüzüğün lafzından anlaşılamamaktadır. Doğal olarak kabul etmek gerekir ki komisyon üyelerinin öncelikleri vardır. Çünkü neticede karar verecek olan komisyon üyeleridir ve fıkirleri~i beyan etmekte öncelik sahibi olmalıdırlar. Uygulama da bu yönde cereyan etmektedir. Komisyon kendisine havale edilen tasarı veya tekiitin ilk önce Anayasaya uygunluğunu incelemektedir. Bu inceleme öncelikle tasarı veya tekiitin geneli üzerindeki değerlendirmelerde yapılmakla birlikte, gerekirse maddeler üzerindeki görüşmelerde de yapılabilmektedir. İncelernede söz konusu düzenlemenin anayasanın metin ve ruhuna uygun olup olmadığı değerlendirilmektedir. Komisyon düzenlemenin Anayasaya uygun olmadığını görürse maddelerin görüşülmesine geçilmeden gerekçesini belirterek tasarı veya teklifi reddedebilmektedir (içt. md.38). Komisyonun ilk yapması gereken iş anayasaya uygunluğun incelenmesi işidir. Anayasaya uygunluğun incelenmesi Anayasa Mahkemesi 'nin bulunmadığı 1924 Anayasası döneminde daha fazla önem arz etmekle birlikte günümüzde de önemini sürdürmektedir. Nitekim açık bir Anayasaya aykırılık durumunda çıkan bir kanunun Anayasa Mahkemesi'nce iptali durumunda parlamento gereksiz yere zaman ve para 105 23 8 harcamış olacak _ ve belki de önemli bir konuda yapılan düzenlemenin daha sonra anayasaya uygun olarak kanunlaştınlması suretiyle daha geç uygulanması mümkün olabilecektir. Bu görev tüm milletvekillerinin görevi olmakla birlikte, bu konuda iktidarı denetleme görevi bulunan muhalefete daha çok iş düşmektedir. Anayasaya aykırılık muhalefet tarafından komisyonlarda yetersiz bir biçimde dile getirilmekte, ancak çoğu zaman siyasi bir avantaj sağlamak gayesiyle aykırılıkları Anayasa Mahkemesi 'ne götürme yolu tercih edilmektedir. Anayasa yargısının olmadığı dönemde ne yazık ki .meclis komisyonlannın bu önemli görevi, kanunların daha çok teknik yönleri üzerinde olmuş, onlara hakim siyasi saiklere kadar nüfuz 239 edilememiştir. veya teklifin geneli üzerindeki görüşmelerin ardından maddelerin görüşülmesine geçilmesi oylanmaktadır. Bu oylamada tasarı veya teklifın maddelerine geçilmesi kabul edilmekte veya reddedilmektedir. Tasarı Ret gerekçesi Anayasaya uygunlukla sınırlı değildir. Çünkü yasama organı belli bir alanı düzenleyip düzenlemernekte özgürdür. Aksi halde yasama yetkisinin sınıriandıniması durumu söz konusu olur. Gerekçesini Anayasaya aykırılık yönünde oluşturabileceği gibi başka bir gerekçe belirtmek suretiyle de bir kanun tasansı veya teklifini reddetme olanağına sahiptir. Tasarı veya teklifierin reddedilmesi durumu pratikte hemen hemen veya sınırlı olarak gerçekleşmektedir. incelemede; hiç işlemernekte Anayasa, kanunlar, İçtüzük ve genel hukuk kuralları, dil, terim, kavram, biçim, kanun tekniği ve sistematik de göz önünde bulundurulmaktadır. Pek tabii 3067 sayılı Kanun gereği tüm komisyonların görevi olmakla birlikte, kanun tasarı ve teklifleri ile değişiklik önergeleri Plan ve Bütçe Komisyon~ 'nda kalkınma planiarına uygunluk açısından incelenmektedir. Bu incelemenin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için Devlet 238 239 Yapılan bir çalışma (Tayyar AJtıkulaç tarafından) Meclis'in bir dakikalık çalışmasının maliyetinin ı ı milyar lira olduğunu ortaya koymuştur. Yine cumhurbaşkanı tarafından bir daha görüşülmek üzere geri gönderilen bir kanun (İl Özel İdaresi Kanunu) üzerinde yapılan bir görüşmede Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan tarafından bu husus şikayet mahiyetinde ve olumsuz bir şekilde değerlendirme konusu yapılmıştır. Bkz. TBMMTD, D. 22, YY. 3, ı6.02.2005, B. 59, s. 39, http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak.birlesim_baslangic?P4= 13725&P5=B&PAGE l =31 &PAGE2=&web user id=171486ı Hüseyin Nail Kubalı, Türk Esas Teşkilat Hukuku Dersleri, Tan Matbaası, İstanbul, I 960, s. 171 106 Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı temsilcileri de Plan ve Bütçe Komisyonu toplantılarına düzepli olarak katılmaktadır. Bu temsilcilere Komisyon 'un gerek görmesi üzerine veya temsilcilerin talep etmeleri halinde kalkınma planlarıyla ilgili olan hususlar hakkında bilgi vermeleri için söz verilmektedir. Maddelere geçilmesi kabul edilirse, maddeler üzerinde tek tek görüşme açılmakta ve maddeler görüşüldükten sonra tek tek oylanmaktadır. Maddeler değiştirilerek kabul edilebileceği gibi aynen de kabul edilebilmektedir. Değişiklik iki şekilde yapılmaktadır. Birincisi; değişiklik önergesi vermek suretiyle yapılan değişikliktir. Önergeyle değiştirme yöntemi daha çok asli nitelikte ve maddenin içeriğini etkileyebilecek olan değişikliklerde kullanılmaktadır. İkinci değişiklik yöntemi ise komisyon başkanına redaksiyon yetkisi verilmek suretiyle gerçekleştirilmektedir. Bu yönteme değişiklikten ziyade düzeltme denebilir. Redaksiyon daha çok teknik yanlışlıkların ve yazım yanlışlıklarının giderilmesine yönelik olarak yapılmakta ve içeriği etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Bu yetki komisyon adına hükümet bürokratlarının da görüşleri alınarak komisyon uzmanları tarafından kullanılmakta, komisyonca kabul edilen metin yapılan değişiklikler de işlenerek komisyon başkanına sunulmaktadır. 2.3.4.5. Komisyonda Yeniden Görüşme Komisyonda görüşülmüş bir konunun yeniden görüşülmesini sağlayan yönteme "yeniden görüşme" ya da uygulamadaki tabiriyle "tekrir-i müzakere" denilmektedir. Komisyonlar bir gündem maddesinin görüşülmesini tamamlamadan önce o konu ile ilgili bir hususun görüşülmesini, hazır bulunan üyelerin salt çoğunluğunun oyuyla kararlaştırabilirler (içt. md. 43/1 ). Ancak, belli bir gündem maddesinin görüşülmesi tamamlanmışsa, aynı konunun komisyonda yeniden görüşülebilmesi, komisyon raporu Meclis Başkanlığı 'na sunulmadan önce komisyon üye tamsayısının salt çoğunluğunun gerekçeti ve yazılı istemi üzerine bir defa için mümkündür (içt. md. 43/2). Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda ise böyle bir görüşme en az 21 üyenin istemi üzerine gerçekleşebilir. 107 Belli bir gündem maddesinin görüşülmesinin tamamlanmaması demek; tasarı, teklif veya KHK'nın tümünün oylanmamış olması demektir. Bu durumda komisyon üyeleri sözlü veya yazılı olarak bir veya birkaç maddenin yeniden görüşülmesini isteyebilir. Bu istek oya sunulur ve oylamanın sonucuna göre işlem yapılır. Belli bir gündem maddesinin görüşülmesinin bitmesi, görüşülen işin tümünün oylanmış olması demektir. Bu durumda Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda bu işin tamamının veya belli maddelerinin yeniden görüşülebilmesi gerekçeli bir önergeye 21 üyenin kabul yönünde oy vermesi suretiyle mümkündür. Komisyon üyelerinin seçimi yenilenmişse yeni komisyon, aynı komisyonca daha önce bir raporla karara bağlanmış bir işi yeniden görüşebilmektedir. Bu doğrultudaki isteğini görev bölüşümü yaptıktan sonraki bir ay içinde Meclis Başkanlığı 'na bildirmesi gerekir. Aksi halde eski rapor benimsenmiş sayılır (içt. md. 44). 2.3.4.6. Toplantılarda Düzen Komisyonda söz kesilir, şahsiyede uğraşılır ve toplantının düzenini bozucu hareketlerde bulunutursa komisyon başkanı düzeni sağlar, gerekiyorsa toplantıya ara verir veya toplantıyı erteleyerek durumu gereği yapılmak üzere TBMM Başkanı'na bildirir (içt. md. 46). Düzeni bozucu hareketler söz konusuysa toplantıya ara verilmesi veya toplantının ertelenmesi yöntemleri uygulanmaktadır ancak, gerek siyasi nezaket yönünden gerekse TBMM Başkanı 'nın uygulayacağı bir yaptırım bulunmaması gibi nedenlerle Başkana bildirmek gibi bir yöntem uygulanmamaktadır. Başkanın katılmadığı toplantılarda yöneten başkanvekili düzeni sağlamak görevi, veya sözcü tarafından yerine getirilmektedir. 2.3.5. Alt Komisyon toplantıyı Çalışmaları Alt komisyona ve alt komisyon çalışmalarına ilişkin İçtüzükte veya herhangi bir hukuki metinde düzenleme bulunmamaktadır. Oysa alt komisyon çalışmaları komisyonların çoğunlukla da Plan ve Bütçe Komisyonu'nun çok sık başvurduğu bir çalışma yöntemidir. 108 Alt komisyon çalışmaları bir ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Komisyonlar esasen kanun tasarı ve tekliflerinin Genel Kurul' da esasa ilişkin bulunmayan şekil ve ifade düzeltmelerine maruz bırakılmalarını önlemek amacıyla da çalışmaktadırlar. Aynı şekilde bu durum kimi zaman komisyon çalışmaları için de gerekli hale gelmektedir. Bu durum gerek komisyonunun iş yoğunluğu nedeniyle bütün işlere gereği kadar zaman ayırma imkanının bulunmamasından gerekse görüşülecek işin enine boyuna ihtiyacından sunulma komisyona olgunlaştırılarak görüşülüp, kaynaklanmaktadır. Ayrıca alt komisyonda görevlendirilen çeşitli partilere mensup milletvekilleri uyumlu ve anlayış içinde hareket etmekte, teknik ayrıntılara daha fazla girilmekte ve daha nitelikli kanunlar çıkması için harcanan çaba daha fazla olmaktadır. zaman komisyon gündemine alınan bir kanun tasarı veya teklifi, bu tasarı veya teklifin tümü üzerindeki görüşmelere geçilmeden önce hükümet tarafından yapılan açıklamaların ardından daha iyi inceleme yapılabilmesini teminen alt komisyona sevk edilmektedir. Tasarı veya tekiitin alt komisyona sevk edilmesi hükümet veya üyeler tarafından istenebilmektedir. Bunun dışında toplantı öncesinde komisyon üyeleri veya hükümet tarafından komisyon başkanına bu yönde bir talep de iletilebilmektedir. Başkan da bir alt komisyon talebi olduğunu Komisyonun bilgisine sunmaktadır. Bu istem oya sunulmak suretiyle karara bağlanmaktadır. Kabul yönünde bir karar çıkmasının ardından partilerden alt komisyon çalışmalarına katılacak üyelerin isminin belirlenmesi istenmektedir. İktidar grubuna mensup milletvekillerinden biri de alt komisyon başkanı olarak tayin edilmektedir. Bu işlemler herhangi bir formel prosedüre tabi olmayıp anlaşma yoluyla gerçekleştirilmektedir. Üyeler belirlendikten sonra da alt komisyonun ilk toplantı tarihi ve yeri belirlenmektedir. Çoğu İlk toplantıya konuyla ilgisi olan tüm sivil toplum örgütleri, meslek ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlar davet edilmektedir. Bu toplantıda ilgili tarafların tasarı veya teklifin tümü üzerindeki görüşleri dinlenınektedir ve talepleri alınmaktadır. Daha sonraki toplantılara ancak ihtiyaç duyulursa, ilgisine göre taraflar davet edilmektedir. Ancak, teknik çalışma ön planda olduğu için tasarının tümü veya belli maddeleriyle ilgisi kuruluşları 109 olan kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri toplantılara katılmaktadır. Bunlar dışında doğrudan ilgisi bulunmayıp ·da bilgisine ihtiyaç duyulan kurumlardan temsilci/temsilciler de çağrılabilmektedir. Örneğin istatistiki bilgilere ihtiyaç duyulduğunda DiE'nin ilgili birimlerinden temsilci çağrılabilmektedir. Konuyla ilgilenen komisyon uzmanı toplantılara düzenli olarak katılmakta ve alt komisyon başkanı adına kurum ve kuruluşlar ile milletvekilleri arasında koordinasyon sağlamaktadır. Çalışmaların gerektirdiği teknik bilgileri derlemekte, gerektiğinde görüş sunmaktadır. Tasarının asıl sahibi olan ilgili bakanlık temsilcileri tüm toplantılarda hazır bulunmakta ancak bu toplantılara bakan katılmamaktadır. İçtüzük'teki ifadeye uygun olarak üst düzey bir kamu yöneticisi katılmaktadır.· Bu görüşmelerde hükümetin en düşük genel müdür yardımcısı seviyesinde temsili hususuna dikkat edilmektedir. Ancak görüşmelerde çoğunlukla bir müsteşar veya müsteşar yardımcısı hazır bulunmaktadır. Alt komisyon çalışmaları çok esnek bir şekilde yürütülmekte, alt komisyon başkanı komisyonda olduğu gibi düzeni sağlamaktan ziyade toplantıların koordinasyonunu yürütmekte ve görüşmelere etkin bir şekilde katılmaktadır. Bu toplantılarda usul kurallarına·ve şekli formalitelere hemen hemen hiç uyulmamaktadır. Alt komisyonu oluşturan milletvekilleri de çoğunlukla konunun uzmanı kişilerden seçilmektedir. Toplantının başlangıcında üyelerin isteğine göre tasarının tümü üzerinde genel bir değerlendirme yapılmakta veya doğrudan maddelerin görüşülmesine geçilmektedir. Alt komisyon; tasarı veya teklifi anayasaya, diğer mevzuata ve kanun tekniğine uygunluk açısından değerlendirilmektedir. İşin ayrıntısına inilebildiği için maddelerin istenen amacı en iyi şekilde ifada edebilecek ancak kanun diline uygun olarak kısa ve öz olarak düzenlenmesine özel önem verilmektedir. İtiraz edilen bir konu olan ve İçtüzükte yasaklanmış bulunan komisyonların kanun teklif etme yetkisinin olmaması hususu en çok alt komisyonlarda ihlal edilmektedir. Tasarı veya tekliflere, düzenleme alanıyla veya değişiklik öngörülen kanunlarla ilgili olmayan maddeler ı 10 eklenebilmektedir. 240 Milletvekilleri bu toplantılarda ilgili taraflar la doğrudan muhatap olmaktadır. Hem tüm ilgili taraflar hem de ilgili bakanlık temsilcileri kendilerince önem arz eden hususları yüz yüze aniatma ve milletvekilierini etkileme imkanı bulabilmektedirler. Dolayısıyla yasama sürecinde lobicilik faaliyetlerinin en rahat yürütüldüğü ve en etkin olduğu yer alt komisyonlardır. İlgili bakanlık da Bakanlar Kurulundan geçiremediği kimi düzenlemeleri alt komisyonda daha kolay kabul ettirebilmektedir. Ancak bu hususlar çoğunlukla ülkenin tümünü ilgilendiren ve ülke yaranna olan düzenlemelerden ziyade Maliye Bakanlığı 'na ve Bakanlar Kurulu 'na kabul ettiremedikleri ve bakanlıklar arası çatışma alanına dönüşen, düzenleme yapılan alanda çalışan veya bakanlık çalışanlarının özlük haklarını iyileştiren düzenlemelerdir. Bu durum, ekonomik ve siyasal kararların alınmasında bürokratların etkisinin günden güne arttığının, ekonomik ve siyasal kararlar alınırken karar alma sürecini etkileyerek kendi çıkarlarını kamu yararı ile 241 birleştirme çabalarının en önemli göstergelerinden birisidir. Bürokratlar genellikle, parasal gelirlerini, şöhret iktidar ve patronaj gücünü artırmayı, kendi ofisi ile ilgili ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar. Bu nedenle, bürokratlar bürolarının veya yönettikleri daireterin büyüklüğünü maksimize etmeye çalışırlar? 42 Son yıllarda gelişim içerisinde olan ve politikanın ekonomik analizi diye tanımlanan anayasal iktisat yaklaşımına göre de politikacılar ve bürokratlar, tıpkı piyasanın aktörleri gibi, kişisel çıkarları peşinde koşar. Politikacılar ortak ekonomik kaynaklan rasyonel kullanmaktan çok, oyunu artırarak iktidarının devamını sağlamaya, bürokratlar bütçe maksimizasyonu yoluyla yüksek mevki, yüksek maaş, 240 Ancak bu kısıtı aşmanın yöntemi bulunmuştur. Kanun tasarı veya tekliflerine "Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı/Teklifi" başlığı konulmak suretiyle tasarı veya tekiitin düzenleme konusu dışında kalan pek çok yeni madde tasarı/teklife eklenmektedir. Bkz. "Devlet Memurları Kanunu ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı", D. 22, YY. 3, SS. 827. http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil0 l /ss~Q7m.htm 241 Saka!, a.g.e. (1997), s. 439. 242 Thomas Romer, Howard Rosenthal, "Bureaucrats Versus Voters: On the Political Economy of Research Allocation by Direct Democracy", Quarterly Journal Economics, Vol: 93, November 1979, 8S. 563-565. ı ıı yüksek yan gelir ve tekelci bilgi sunma konumlarını korumaya çalışır. 243 Alt komisyon çalışmaları bu gibi girişimler için en uygun platformdur (Benzer şekilde bu girişimlerin etkinlik kazandığı diğer bir platform ise bütçe süreci, özellikle de parlamento aşamasıdır). Milletvekilleri açısından bu çalışmaların en büyük avantajı ise bürokratlarla tanışmaktır. Bu suretle kendi yörelerine ilişkin işleri daha kolay takip edebilme ve yaptırabitme imkanına kavuşmaktadırlar. Bürokratlar için ise izah edildiği üzere istedikleri değişiklikleri üst komisyon görüşmelerine kalmadan alt komisyonda halletme kolaylığıdır. Alt komisyon çalışmalarında gerek sözü edilen amaçlarla gerekse başka amaçlarla düzenleme konularında önemli değişiklikler yapılmakta, esas olarak da kanun teklif etme yasağına aykırı olarak yeni maddeler ilave edilmektedir. Bu konunun biraz daha ayrıntılı incelenmesi gerekmektedir. İçtüzük'te yer alınamakla birlikte komisyonların çalışmalarını Genel Kurul'un çalışma yöntemine uygun olarak yürüttüğü ifade edilmişti. Genel Kurul' da tasarı veya tekiitin konusu olmayan kanunlarda ek ve değişiklik getiren yeni bir kanun teklifi niteliğindeki değişiklik önergeleri işleme konmamakta ancak, tasarı ve teklifle çok yakın ilgisi bulunan ve tasarı ve teklife konu kanunun bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılabilmektedir (içt. md. 87). İçtüzüğün bu hükmünden ikinci tür değişikliklerin kanun teklifi niteliğinde olmadığı sonucu çıkmaktadır. Benzer şekilde komisyonların da bu konuda yetkili olduğunu kabul etmek gerekir. Nitekim uygulama da bu yönde cereyan etmektedir. Ancak komisyonların kimi zaman yeni bir kanun teklifi niteliğinde olan değişiklikler yapmasını savunmak mümkün değildir. Tasarı veya teklifterin daha iyi incelenmesinin sağlanması dışında alt komisyona sevk edilmesinde başka sebepler de bulunmaktadır. Hükümetin, görüşülmesini istemediği ancak kamuoyunu meşgul eden ve kamuoyu baskısıyla komisyon gündemine alınan kimi konularda düzenleme öngören tasarı veya teklifler hakkında çalışmaların başlamış olduğu izlenimini 243 Coşkun Can Aktan, Anayasal iktisat, İz Yayıncılık, İstanbul, 1997, s. 15. 112 vermek için bu nitelikte olan tasarı ve teklifler alt komisyonlara sevk edilmekte ve bu işler yıllarca alt komisyonda bekletilmektedir. Alt komisyon, komisyon gibi görüştüğü işleri bir raporla karara bağlamaktavebu rapora bağlı bir metin hazırlamaktadır. Hazırlamış olduğu rapor ve metni komisyona sunmaktadır. Alt komisyon raporları çoğu zaman komisyonda okunmaktadır. Bunun ardından alt komisyon çalışmalarına katılan milletvekilierine söz verilmektedir. Üyeler alt komisyon çalışmalarını ve yapılan değişiklikleri anlatmaktadır. Daha sonra da görüşmelere geçilmektedir. Görüşmelerin başında başkan tarafından görüşmelerin alt komisyon metni üzerinden yapılması oya sunulmakta ve alt komisyon metni esas alınmak suretiyle görüşmeler yapılmaktadır. gibi bir düzenlemeye konu yapılmamış alt komisyon çalışmaları komisyonun esas çalışmalarının özünü oluşturmakta ve komisyonu belli ölçüde rahatlatmaktadır. Ayrıca alt komisyonun hazırlamış olduğu rapor ve metin komisyon raporunun yer aldığı ve Genel Kurul 244 Ancak maalesef son görüşmelerine esas sıra sayısında yer almaktadır. zamanlarda İçtüzük'te yer almadığı gerekçesiyle alt komisyon raporlarının sıra sayılarına bastırılmamaları yönünde bir eğilim bulunmaktadır. Görüldüğü Komisyon çalışmaları açısından böylesine önemli bir yeri olan alt komisyon çalışmalarının İçtüzük'te düzenlenınemiş olması önemli bir eksikliktir. Ayrıca bu husus çeşitli sorunlara da yol açmaktadır. Düzenleme yapılmamış olması çalışmaların gayriresmi bir şekilde yürütülmesi sonucunu doğurmaktadır. Çalışmalar da çoğu zaman Genel Kurul 'un saatlerine rastladığı ıçın milletvekilleri ıçın sakıncaları çalışma bulunmaktadır. Milletvekillerinin, Genel Kurul'da hazır bulunmaları ve yoklamaya katılmaları gerektiği için çalışmalar bölünmekte ve verimlilik düşmektedir. Bu sakıncaları önleyecek, çalışmaların verimliliğini artıracak, çalışmaları daha etkin hale getirecek ve çalışmaların esas ve usullerinin çerçevesini çizecek düzenlernelerin İçtüzük'te yapılması gerekmektedir. 244 Alt komisyon çalışmalannın bulunduğu örnek sıra sayıları için bkz. D. 22, YY. 1, SS. 213, (Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Tasarısı), http://www.thmm.gov .tr/sirasayi/donern22/yil0 1/ss2 I 3m.htm D. 22, YY. 3, SS. 616, (Belediye Kanunu Tasarısı), http://www.tbımn.gov.tr/sirasayi/doncm22/yil01/ss616m.htm, 113 2.4. KOMiSYON RAPORU Komisyonlar önlerindeki işleri inceleyip, görüşüp karara bağladıktan sonra, bu işler hakkında, düzenleme konusuyla ilgili olan olaylar, incelenen konunun tarihçesi, komisyonun görüş, düşünce ve kararını içeren bir belge düzenlemektedirler. Komisyonunun çalışmalarının yer aldığı bu belge komisyon raporudur. Komisyonda, maddelerin kabul edilmesinin ardından tasarının tümü oya sunulmaktadır. Bu aşamada da komisyon kabul ya da ret kararı verebilmektedir. Bu kararın ardından komisyonlar sözü edilen raporları düzenlemektedirler. Hazırlanan rapor tasarı veya tekiitin kabulü veya reddi yönünde hazırlanmaktadır. Tasarı veya teklif reddedilmişse komisyonun rapora bir metin eklemesine gerek yoktur. Çünkü ortada komisyoncakabul edilmiş bir metin yoktur. Komisyonun, tasarı veya teklifi değiştirerek veya aynen kabul etmesi durumunda ise rapora bir metin eklenmek zorundadır. Maddeler aynen kabul ediidiyse ayrı bir metin oluşturulmamakta, her bir maddenin karşısına komisyonun maddeyi aynen kabul ettiği yazılmaktadır. Maddeler değiştirilmişse, değişik biçimiyle yazılmaktadır? 45 Bu açıklama kanun tasarı ya da teklifleri için söz konusudur. Kanun hükmünde karamameler açısında d.urum farklıdır. KHK'yla yapılan düzenlemeler hukuk dünyasında doğmuş ve sonuçlarını doğurmuştur. Yasama organında yapılan, bu KHK'nın, dolayısıyla yapılan düzenlernelerin kanunlaştırıl­ masıdır. Bu nedenle eğer KHK reddedilecekse ortada bir metin bulunduğu için reddedildiğine ilişkin de bir kanun metni bulunmak zorundadır. Aksi takdirde KHK varlığını sürdürecektir. 246 KHK'nın aynen veya değiştirilerek kabulünde ise yukarıda açıklanan yöntem uygulanmaktadır. Rapor düzenlenmesi olayı yalnızca kanun tasarı ve teklifleriyle ilgili bir şey değildir. Daimi komisyonlar çoğunlukla görüştükleri tasarı ve teklifler hakkında bir rapor düzenteseler de komisyonlar karara bağladıkları bütün işler için rapor düzenleyebilirler. Plan ve Bütçe Komisyonu kanun 245 246 Bkz. yukandaki Sıra Sayılan. Bu konuda aynntılı bilgi için bkz. Bakırcı, a.g.e., ss.376-378. 114 247 Sayıştay tezkerelerini tasarı ve tekliflerinden başka kalkınma planlarıyla, de görüşmektedir. Dolayısıyla bu işler hakkında da birer rapor düzenlemektedir. İçtüzükte raporun; başkan, komisyon sözcüsü veya görüşülen iş için seçilen özel sözcü tarafından yazılacağı, raporda konu hakkında komisyon üyelerinin düşünceleri ile yapılan değişikliklerin gerekçelerinin yer alacağı belirtilmektedir (md. 42/1 ). Ancak, uygulamada raporların yazılması işi komisyonda çalışan ve toplantılara katılmaları zorunlu olan uzmanlar tarafından yerine getirilmektedir. Bu uzmanlar yalnızca rapor yazmakla görevli değildir. Gerek görüşmelerden önce gerekse görüşmeler esnasında ve sonrasında teknik meselelerin incelenmesini sağlamak ve bu konuda meclis komisyonlarına yararlı olmak amacııyla istihdam edilen sürekli personeldir. Amerika'da, Kongre komisyonlarının çalışma verimi geniş çapta onların elindeki yardımcı kadronun kalite ve sayısına bağlıdır. Ülkemizde de yasama faaliyetlerinin kalitesinin artırılması amacıyla TBMM'nin, bu nitelikteki elemanların sayısının artırılması ve en ileri düzeyde donanıma sahip olacak şekilde yetiştirilmelerini sağlayacak bir dönüşüm geçirmesi gerekmektedir. Komisyon raporlarının çok önemli işlevleri bulunmaktadır. Bilindiği gibi tasarı ve teklifler maddeleri ve gerekçeleriyle bir bütün olarak gelmekte ve komisyonlarda önemli değişiklikler geçirebilmektedirler. Bu durumda Genel Kurul görüşmelerine esas yeni bir metin ortaya çıkmaktadır. Madde gerekçeleri tasarı veya tekiitin havalesinin yapıldığı andaki ilk halini ve askıda karşılayamamakta değişiklikleri yapılan yansıtmamakta, kalmaktadır. Bu aşamada devreye komisyon raporları girmektedir. Komisyon raporlarında değişikliklerin gerekçeleri, yapılış amaçları, değişikliğin arkasında yatan düşünceler yer almaktadır. Bu açıklamalar uygulayıcılar ve yargı organları için çok büyük önem arz etmektedir. Kanun koyucunun bir hükmü tesis ederken neyi amaçladığı konusundaki gerekçeler ve raporlar önem arz etmektedir. Genel Kurul görüşmelerine esas metnin 247 Bu açıklamanın ardından kabul ya da ret raporunun da tasarı ve teklifiere has olmadığı Kalkınma planlarının da kabul veya reddedilmesi söz konusudur. Ancak yasalaşma süreci içerisinde bulunan komisyonlar daha çok tasarı ve teklifleri görüştükleri için çoğu kaync.kta olduğu gibi bu çalışmada da anlatım yapılırken tasarı ve teklifler esas alınmaktadır. anlaşılmaktadır. 115 gerekçesi artık yalnızca komisyon raporlarıdır. tasarı ve tekiitin gerekçesi değil bunlarla birlikte Raporlar konu hakkındaki son oylamaya katılan komisyon üyelerince imzalanmaktadır (md. 42/2). Görüşmelere katılmakla birlikte tasarının tümünün oylamasına katılmayan üyeler raporu imzalayabilmekte ve muhalefet şerhi ekleyebilmektedirler. Bu durumda olan üyelerin son toplantıya katılmadıkları belirtilir (md. 42/3). Raporun tümüne veya belli kısımlarına çekimser veya muhalif kalan üyeler rapora bu görüşlerini ekleyebilmektedirler. Bu üyelerin raporda tasarı veya tekiitin hangi maddesine karşı çıktıklarını yazmaları gerekir. Esasen bu hususlar raporun içinde yer almamaktadır. Raporun ekinde bulunan ve genel olarak, "karşı oy yazısı" veya "ayrışık oy yazısı" olarak da adlandırılan daha çok da "muhalefet şerhi" olarak bilinen metinlerde yer almaktadır. Bu metinlerde aykırı olunan ve çekimser kalınan hususlar belirtilmektedir. Üyeler rapora katilmakla birlikte raporda yer almayan görüşlerini komisyon başkanının belirleyeceği uygun bir süre içinde rapora ekleyebilmektedirler (md. 42/7). Ancak, bu sık rastlanan bir uygulama değildir. Komisyon raporlarında daha çok görüşmeler esnasında dile getirilen görüşlere yer verilmektedir. Bunun dışında bir uygulama çok istisnai olarak görülmektedir. Rapor daha önceden belirtildiği üzere komisyonda çalışan uzmanlar tarafından hazırlanmakta ve komisyon başkanının onayına sunulmaktadır. Raporlama sürecinde komisyonlar açısından da farklılıklar bulunmaktadır. Bu konuda bir standart getirilmesi gerekmektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu raporlarında ilk önce düzenleme alanına ilişkin genel bilgiler verilmekte ve düzenleme ihtiyacının varlığını gerektirici açıklamalar yapılmaktadır. Bunun ardından öne çıkan unsurlarıyla birlikte tasarı veya teklif ve gerekçelerinin özeti yapılmaktadır. Daha sonra komisyon üyelerinin tasarı veya tekiitin geneli üzerinde yaptığı değerlendirmelere yer verilmektedir. Geneli üzerindeki değerlendirmelerin ardından hükümet adına yapılan açıklamalara yer verilmektedir. Bu açıklamalarda hükümetin yalnızca tasarı veya teklife ilişkin görüşleri değil üyelerce yapılan eleştirilere verilen cevaplar da yer almaktadır. Maddelerin görüşülmesine geçilmiş ise 116 maddeler üzerinden anlatıma devam edilmektedir. Ancak burada yalnızca maddeler değişmişse, değişikliğin gerekçesini, dolayısıyla maddenin yeni halinin gerekçesini oluşturması nedeniyle değişiklik hakkında bilgi verilmektedir. Değişmemişse maddenin aynen kabul edildiğinin belirtilmesiyle yetinilmektedir. tamamladıktan sonra bu raporu Meclis Başkanlığı'na sunmaktadır. Başkaniıkça bu raporlar sıra sayısı adında bastırılıp dağıtılmakta ve Genel Kurul'da görüşülmesine başlandığı ilk birleşimin tutanağına eklenmektedir (içt. md. 42/5). Raporda imzası bulunan üyeler diğer komisyonlarda ve Genel Kurul' da muhalefet şerhlerinde belirttikleri hususlar dışında sözcüden soru soramaz ve komisyon raporuna aykırı konuşma yapamazlar (md. 42/4). Esas Komisyon raporunu başta tasarı veya teklifierin genel gerekçesi ve madde gerekçeleri yer almaktadır. Daha sonra varsa tali komisyon raporları ve hazırlamışlarsa rapora ekli metin bulunmaktadır. En son da esas komisyon raporu ve değişiklik yapılmışsa tasarı veya tekiitin metni ile komisyonca yapılmış değişiklikleri gösteren karşılaştırmalı bir metin yer almaktadır. Değişiklik yapılmamışsa tasarı veya tekiitin her maddesinin karşısına tasarı veya tekiitin ilgili maddesinin komisyonca aynen kabul edildiği yazı lmaktadır. Yani her iki durumda da sıra sayısının sonunda bir metin bulunmaktadır. Komisyonda değişiklik karşılaştırmalı yapılmamışsa Genel Kurul' da tasarı veya teklif üzerinden görüşmeler yapılmaktadır. Değişiklik yapılmışsa değiştirilen maddeler, komisyonların kabul etmiş oldukları metinler üzerinden göıüşülmektedir. Komisyon raporları ve bu raporların yer aldığı sıra sayıları Genel Kurul görüşmelerinde parlamento üyeleri için önemli bir bilgi kaynağıdır. Sıra sayılarında ilk 2.5. KO MiSYONLARA DEVAM Devam, parlamento komisyonlarının verimli çalışmalarıyla ilgili çok önemli bir meseledir. Üyelerinin devamsızlığı yüzünden toplanamayan ve önlerindeki işleri ineeleyemeyen komisyonlar, ülkenin yasama faaliyetlerini 248 geniş çapta zedeler ve yasama işlerinin sürüncemede kalmasına sebep olur. 248 Karamustafaoğlu, a.g.e., s. I 75. 117 Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda bile toplantı yeter sayısı sağlanamaması nedeniyle bazen önemli konuların görüşülmesi ertelenebilmektedir. İlginç bir biçimde iktidarın çoğunlukta olduğu bu Komisyon' da bu ertelemeler genellikle iktidar milletvekillerinin devamsızlıklarından ya da toplantılara geç kalmalarından kaynaklanmaktadır. Böyle olmasında da iktidar milletvekilleri arasında; "nasıl olsa yeteri kadar üyemiz var çoğunluk sağlanır" yönünde bir kanaatİn hakim olmasının etkisi bulunmaktadır. İçtüzük'te de bu husus düşünülmüş ve düzenleme konusu yapılmıştır. Komisyon üyeleri toplantılara devam etmek mecburiyetindedir. Komisyon devam cetvelleri, Meclis Başkanlığı 'na ve siyasi parti grubu başkaniıkiarına gönderilmektedir. İzinsiz veya özürsüz olarak üst üste üç toplantıya veya bir yıl içinde toplantıların üçte birine katılmayan komisyon üyesi/üyeleri, mensubu olduğu siyasi parti grubunca geri çekilebilmektedir. Bu suretle boşalan üyelikler en kısa zamanda tamamlanmaktadır (md. 28). Bu yönde bir uygulamaya sık başvurulmamaktadır. Ayrıca, Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda bağımsızların temsili de öngörülmüştür. Bir siyasi parti grubuna mensup üyenin grubunca geri çekilme imkanı varken bağımsızlar için böyle bir yaptırım söz konusu değildir. Öngörülmüş olan bu yaptırımlar komisyonlara devam konusundaki disiplini sağlamak konusunda caydırıcı olmakla birlikte yeterli değildir. Milletvekilleri toplantının başında ya da toplantının herhangi bir anında toplantıya gelip imza atmakta, ardından da komisyon salonunu terk edebilmektedir. İçtüzük teklifinde mali yaptırımlar da dahil olmak üzere daha değişik yaptırımlar öngörülmüştü 249 ancak bu yönde bir düzenlemeye gidilmemiştir. Yapılan tüm bu düzenlemelere ve öngörülen müeyyidelere rağmen milletvekillerinin toplantılara devamının sağlanması, siyasi partilerin ve önderlerinin, parlamento üyelerinin Meclis çalışmalarına katılmalarını sağlamak hususunda gösterecekleri çabalara bağlıdır denebilir. Bu çaba; kendisini grup başkanvekilierinin denetimi ve sıkı parti disiplini uygulanması_ suretiyle göstermektedir. Üyeleri ilgisizliğe ve devamsızlığa iten ve yasama sürecini olumsuz etkileyen en önemli unsurlardan biri, kanunların genellikle hükümet tasarıları halinde bürokratların teknik desteğiyle hazırlanmasıdır. 249 Bkz. Uğur, a.g.e., s. 6. ı ı8 Milletvekillerinin parti gruplarının izni olmaksızın kanun tasarılarının 250 veya çok içeriğini değiştirme konusunda herhangi bir güçleri yoktur kısıthdır. Milletvekillerinin çoğunun bireysel olarak da güçlü olduğu Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda bile müdahale ancak teknik düzeitme gerekçeleriyle yapılabilmekte, bunun dışında kalan siyasi nitelikteki müdahale girişimleri genellikle sonuçsuz kalmakta veya sınırlı olmaktadır. İlgili bakanın onayını almaksızın değişiklik yapmak ise hemen hemen imkansızdır. Komisyon'un yapısı gereği bu durumun böyle olması gerektiği ileri sürüise de parlamentonun etkinliğini azaltacak nitelikteki yorumlardan sakınmak gerekir. işlerin iyi gittiği bir zamanda yasama-yürütme arasındaki bu farksıziaşma dikkat çekmese de yasamanın yürütme üzerindeki denetim fonksiyonunu icra etmesini gerektiren kritik durumlarda, ortaya çıkması muhtemel bu atalet olumsuz neticelere neden olabilir, kurumsal ve toplumsal dengeleri sarsıcı etkiler yaratabilir. 2.6. KOMiSYONLA RlN DIŞ İLİŞKİLERİ Türkiye Büyük Millet Meclisi 'nin, esasen kanunların içeriğine daha çok nüfuz etme imkanına sahip olan komisyonların bilgi ve belge organı çoğu zaman hükümettir. Nitekim, komisyonlara yasama-yürütme ilişkileri bağlamında, yürütme organıyla ilişki kurma yetkisi verilmiştir. Komisyonlar bütün bakanlıklada doğrudan yazışabilmekte ve kendilerine havale edilen bakanlıklardan bilgileri gerekli ıçın sonuçlandıniması işlerin konuları gündem isteyebilmektedirler. Komisyonların yoğun faaliyetleri ve üzerinde Genel Kurul 'un bilgisine sunulmak üzere ülke menfaatlerinin gereklerine göre rapor sunmak durumunda olmaları, konular hakkında yeteri kadar bilgilenmelerini gerektirir. Dolayısıyla, komisyonların yetkileri yalnızca yürütme organıyla ilişki kurmakla sınırlı değildir. Komisyonlara uzman çağrılmasına cevaz veren madde (içt. md. 30) belki de bu gereksİnıneyi karşılamaya dönük olarak düzenlenmiştir. İçtüzükte bu uzmanların veya uzmanlık bilgisine ihtiyaç duyulan idare dışı kuruluşların toplantıya katılmalarını zorunlu kılacak bir hüküm yoktur. Ancak gerek kamuda gerekse özel sektörde çalışan veya faaliyet gösteren kişi veya kurumlarınsa komisyonun daveti olduğu halde kendilerini 250 Gençkaya, a.g.e., s. 19. 119 ilgilendiren bir konuda yasama organında yapılan bir toplantıya katılma fırsatını kaçırdıkları pek görülmemektedir. Bu grupların hangi saiklerle toplantılara katıldıkları aşağıda anlatılacaktır. Ancak uzman çağrılması yetkisi de, sivil toplum örgütü temsilcileri bir yana bırakılacak olursa, bilginin kaynağı daha çok hükümet ve hükümetin kontrolü altında bulunan kamu yönetimi ve yine hükümet için bilgi üreten kurumlar olduğu için daha çok kamu görevlilerinin çağrılması ve bu kaynaktan bilgilenme şeklinde kullanılmaktadır. · 2.7. BASKI VE ÇlKAR GRUPLARININ ETKİLERİ Çalışmanın kimi yerlerinde sivil toplum örgütleri adı altında baskı ve çıkar gruplarından kısaca bahsedilmiş olsa da bu konunun biraz daha geniş olarak ele alınmasında yasama sürecinin anlaşılması bakımından yarar görülmektedir. 2.7.1. Baskı ve Çıkar Gruplarının Tanımı Politika arenasında en etkili unsurun siyasal partiler olduğu bilinen bir gerçektir. Bu etkili unsur dışında politik alanda faaliyet gösteren ve alınan kararları etkileyen başka gruplar da mevcuttur. Bunlar, yaygınlaşan bir terimle "baskı ve çıkar grupları" ya da daha popüler bir tabirle "sivil toplum örgütleri" olarak adlandırılmaktadır. 251 Baskı grupları ortak menfaatler etrafında birleşen ve bunları gerçekleştirmek için siyasal otoriteler üzerinde etki yapmaya çalışan örgütlenmiş gruplar olarak tanımlanmaktadır? 52 Baskı grubunu niteleyen temel faktör "etkileme" faktörüdür ve çalışmalarını bu faktör üzerinde yoğunlaştırırlar. Baskı grupları ellerinde bulunan imkanlar ölçüsünde ve sahip oldukları vasıtalarla dışarıdan iktidar üzerinde etki veya baskı yaparak siyasal kararların kendi istekleri yönünde alınmasını sağlamaya çalışırlar. Burada baskı grubundan söz ederken ·belli bir örgütsel şemsi ye altında temsil edilen çıkarların yanı sıra belli bir durumda, özellikle kendi varlık ve menfaatlerini ilgilendiren bir sorunun ortaya çıkması halinde baskı gnıbuna dönüşen tüm sosyal gruplar ile her türlü kurum veya kuruluştan söz 251 Bkz., İlter Turan, Siyasal Demokrasi, Siyasal Katılma, Baskı Grupları ve Sendikalar, Türkiye Belediye-İş Sendikası, Eğitim Dizisi: 6, Hazar Matbaacılık, İstanbul, 1987, s. 44. 252 Munci Kapani, Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yayınevi, Ankara 1997, s.193. 120 belirtmek gerekir. Vurgulanması gereken başka bir nokta ise birincilerin daha etkili olduğudur. Maddi olanakları daha fazla olan gruplar daha fazla faaliyette bulunabilmekte ve eylemlerinde daha başarılı olabilmektedirler. Baskı grubu, faaliyeti ıçın kaynak kullanmak durumundadır. Kaynakların göreli bolluğu, grubun faaliyetini kolaylaştırır, başarısına katkıda bulunur. Ayrıca saygınlığı daha yüksek olan grupların karar vericilere erişmesi, onlarla düzenli etkileşirnde bulunma ve isteklerini 53 elde etıne konusundaki başarı şansı daha yüksek olacaktır? edildiğini belirli menfaatler ya da amaçlar etrafında toplanmış olan gruplardır. Dolayısıyla, ilgi ve faaliyet alanları da belirli ve sınırlıdır. Ancak, ilgi ve faaliyet alanlarına giren ve menfaatleriyle ilişkili bulunan hemen hemen bütün konularla doğrudan ilgilidirler. Bunlar genel bir tutumlar etrafında sınıflandırmaya tabi tutulacak olursa; ınenfaatler ve toplanan gruplar denilebilir. Birinci sınıftakiler daha çok ~konomik bir amaç, paylaşılan sınıftakiter ikinci menfaatler etrafında, gerçekleştirilmeye çalışılan bir dava veya korunmak istenen bir manevi 254 Toplumun siyasal ve sosyal yaşantısında değer etrafında toplanmışlardır. en etkili olabilecek baskı grupları genellikle üretim ilişkilerinin yansıttığı ekonomik sorunları temsil eden baskı gruplarıdır. Bu grup hareketini belirleyen en önemli etken kuşkusuz ekonomik bir etkendir. Baskı grupları karar alma mekanizmalarında çok önemli bir rol oynarlıkları ve artık bu rolün Batı demokrasilerinde kurumsallaşmış olduğu görülmektedir. Parlamento üyelerinin bir beldeyi temsil etmelerinin yanı sıra, çıkar gruplarına dayalı farklı bir temsil olgusundan söz edilmektedir. Bu, Avrupa'da, sosyal demokrasinin gelişmesiyle birlikte örgütlü grupların karar alma mekanizmasına katılmalan hatta bu katılımın yan resmi birtakım kurumlar vasıtasıyla gerçekleşmesiyle bağlantılıdır. Mesela, İsveç 'te bugün üç katmanlı bir demokrasinin yürürlükte olduğundan söz edilmektedir. Üç katmandan kastedilen de: Endüstri toplumlarında, ileri sanayi toplumlannda parlamentonun aldığı önemli kararların büyük bir çoğunluğunun ekonomik hayata ilişkin olmasıdır. Dolayısıyla bu karariann alınmasında ekonomik alanda örgütlenmiş gruplara katılma hakkı tanımak gerekir. Nitekim bu sistem aynı şekilde İngiltere'de, Norveç'te, Avrupa'nın Batıda çıkar gruplarının 253 254 Turan, a.g.e. ( 1987), s. 52. Kapani, a.g.e., s. 199. 121 birçok yerinde uygulanmaktadır. Alınan kararlar şu şekilde gelişmektedir: Bir yanda ilgili bakanlık temsilcileri, hükümet yetkilileri, öbür tarafta da sendikalar ve işveren konfederasyonlan bulunmaktadır. Üç katmanlı demokrasiden kastedilen de budur. Bu gruplar, oturup masa başında bir çeşit pazarlıkla kararlar almakta ve kararlar alındıktan, daha doğrusu ortaya bir görüş birliği çıktıktan sonra parlamentoya sunulmaktadır. Bu gelişmeye neden olarak, ileri sanayi toplumlannda parlamentonun ele aldığı konuların artık çok karmaşıklaşmış olması gösterilmektedir. Yani, parlamento üyelerinin birey olarak bu karmaşık sorunlan anlayabilmeleri ve konuya ilişkin kendi başlarına karar alabilmeleri güçleşmiştir. Dolayısıyla da parlamentonun görevini yerine getirebilmesi ve toplumda farklı çıkarlan olan gruplann taleplerini karşılayabilmesi için bu güçlü örgütlerle işbirliği yapılması zorunludur. 255 Fakat grup hareketlerinin temelinde yalnızca ekonomik etkenin yattığını söylemek doğru değildir. Paylaşılan maddi çıkarların yanı sıra tutumlar da etkili olmaktadır. Belli bir ekonomik tabanı olmayan fakat belirli konularda aynı ahlaki ve kültürel tutumlan ·benimsemiş insanların meydana getirdikleri gruplar da vardır? 56 Nitekim Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda her iki sınıftaki baskı grupları da lo bi faaliyetlerine girişmektedirler. Ancak birinci sınıftakilerin amaçlarını gerçekleştirmek konusunda daha başarılı olduklan görülmektedir. Sözü edilen bu gruplar özel menfaatlerin temsilcisi olarak faaliyette bulunmaktadırlar. Her siyasal sistemde kamu hizmetlerini ve yönetim işlevini gerçekleştirmek üzere gelişmiş kurumlar bulunmaktadır. Bürokrasi, ordu, parlamento bunun· ömekleridir. Bu tür kurumların üyeleri, gerek kurumlarını gerek kendilerini ilgilendiren konularda bir baskı grubu olarak hareket edebilmektedir. Devlet kurumları birer baskı grubu olarak faaliyette bulundukları zaman, bunlara "kurumsal baskı grubu" adı verilmektedir. 257 Kapani, klasik devlet görüşü açısından benimsenen varsayıma göre siyasal 255 Binnaz Toprak, "Demokrasi ve Parlamento", Milli Egemenlik Sempozyumu ve Panellerde Bildiriler (Van), TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kuru!u Yayınlan, No: 32, Ankara, ı 987, s. 30. 256 Ahmet N. Yücekök, Siyasetin Toplumsal Tabanı, AÜSBF ve Basın-Yayın Yüksekokulu Basımevi, Ankara, ı 987, s. 7 ı . 257 Turan, a.g.e. (ı 987), s. 56. Sunul~ı~n 122 gerçekleri ve devlet bürokrasisinin bazı kesimlerinin, bazı karar organları (parlamento, hükümet) üzerinde baskı grubu davranışı içinde olduklarının görüldüğü, bu etkileme faaliyetinin amacının bir özel grup menfaatinin sağlanması değil, belli bir kamu hizmetine ya da belli bir idari 258 tutuma öncelik ve ağırlık tanınması olduğunu belirtmektedir. Ancak, alt komisyon çalışmalarına ilişkin bölümde de değiniirliği üzere bu tespitin belirtmek gerekir. Zira kurum gerçeklikle bire bir örtüşmediğini temsilcilerinin belli bir alana yönelik kanuni düzenlemelerde konunun en iyi şekilde düzenlenmesinden ziyade bu düzenlernelerin içine özlük haklannın düzeltilmesi veya daha iyi noktalara taşınmasına yönelik olarak belli hükümterin yerleştirilmesi hususunda daha fazla gayret sarf ettikleri belirtilmişti. Böyle bir saptamada bulunurken gerçekten kamu yararına yönelik çaba sarf eden kamu görevlilerinin ve devlet kurumlannın bulunduğu da yadsınamaz. hayatın Toplumun siyasal yapısını meydana getiren örgütler arasındaki ve idare edenle, edilenler arasındaki ilişkileri tayin eden resmi mekanizmanın, modem devlette, bir sürü gönüllü kuruluşla takviye edilmesi gerekmektedir. Bu gönüllü kuruluşlar yalnızca üyelerinin taleplerini resmi otoritelere ulaştırma görevini yüklenmeyecek fakat onları bu talepleri kabule zorlayacak baskı da icra edeceklerdir. Bu anlamda bir baskı grubu küçük ya da büyük; siyasal ya da siyasal olmayan; kırsal çıkarları ya da metropol çıkarları destekleyen bir örgüt; etkileme sahası bakımından da mahalli, bölgesel ya da ulusal olabilir. Bu gruplar bir veya birden fazla siyasi partiyi kendi savunduğu çıkarı benimsernesi bakımından etkilerneye çalışmakta ve bunu da siyasi parti örgütünün dışında kalarak yapmaktadırlar. Bazı baskı gruplan da amaçlarına ulaştıkları zaman dağılmaktadırlar. Baskı grubunun oluşturduğu baskı, bir konuda organize olmuş kamuoyunun siyasal yapıya taşınması olayıdır. "Lobby" ise kişisel temas sonucu otoriteleri etkileme amacını taşımaktadır ve organize olmuş bir kamuoyundan bağımsız olarak 259 da gerçekleştirilebilmektedir. Ülkemiz yasama organında her iki yönteme de başvurolmakta ancak daha çok lobicilikle karşılaşılmaktadır. Çünkü kanun koyma sürecinin en 258 259 Bkz. Kapani, a.g.e., s. 202. Yücekök, a.g.e., ss. 69-70. 123 etkili aşaması olan komisyonlarda milletvekilleriyle kişisel temasa geçmek ve etkilemek bir siyasi partiyi etkilemekten daha kolay olmaktadır. Tabii burada yürütülen faaliyetin etkili olabilmesi için çoğu zaman Iabiye konu işin büyük menfaatlerle ilişkili olmaması gerekir. Bu tür konular ise zaten yasama organına gelmeden, siyasi partiler veya hükümet nezdinde yürütülen faaliyetlerle önceden halledilmektedir. Bu gibi konuların parlamentoya aksetmesi durumunda ise milletvekilleri, siyasi parti olarak bir tavır belirleme eğilimi göstermekte ve sorumluluk altına girmekten kaçı nmaktadırlar. 2.7.2. Baskı ve Çıkar Gruplarının Etkileme Yöntemleri Seçmenler kendilerine en fazla ekonomik hizmeti sunacak siyasi partiyi tercih ederler. Bu amaçla çeşitli baskı ve çıkar grupları oluştururlar. Baskı ve çıkar grupları siyasal kararların kendi istek ve amaçları yönünde alınması için siyasal karar organları olan parlamento ve hükümet üzerinde doğrudan doğruya veya dolaylı olarak etki yapmaya çalışırlar. Bu gruplar, politikacıyı halka tanıtacak kitle iletişim araçlarının (radyo, televizyon, gazete) salıipliğini ele geçirerek daha iyi tanıtım karşılığı daha iyi rant pazarlığına girişirler. Devletin elindeki teşvik, sübvansiyon, mali yardım, transfer harcamaları gibi uygulamalar baskı ve çıkar gruplannın bu çabalarını kamçılar. Taraflar kendi çıkarlarının maksimizasyonu amacıyla mevcut hukuki, siyasal, ahlaki ve kültürel normları bile hiçe sayabilirler. 260 Rant kollamanın oldukça geniş bir alanı vardır. Baskı ve çıkar gruplannın egemen olduğu günümüz demokrasilerinde, çeşitli baskı ve çıkar gruplan devlete baskı yaparak kamu olanaklannın kendi yarariarına sunulabilmesini sağlayabilmekte ve piyasa ekonomisinin normal işleyişini bozarak fahiş kazançlar elde edebilmektedir. Rant kollama temelde transfer harcamalannda yoğunlaşmaktadır. 261 Rant kollamanın en etkin yolu karar mekanizmasına baskı yapacak bir menfaat (baskı ve çıkar) grubu oluşturmaK:tır. Bu amaçla, ekonomik, politik, etnik, dini, mesleki, bölgesel, 260 261 Nazım Öztürk, "Anayasa/ İktisat Çerçevesinde Demokrasiyi Yozlaştıran Etmenler", Amme İdaresi Dergisi, TODAİE, S; 37, Eylül2004, s. 20. Bkz. Coşkun Can Aktan, "Rant Savaşları", Ekonomik Forum,, S: ı3, TOBB Yayını, Ekim ı 994, s. ı 3; Ian Mclean, "Lobicilik: Çıkar Gruplannın Rolü", (çev. Fatih Saygılı), ed. Aytaç Eker, Aktan, Politik YozlaşmaveRani Kol/ama, T~kav Matbaası, Ankara, ı 994, s. 95. Coşkun 124 262 ulusal ve hatta başka amaçlı menfaat grupları oluşturulmaktadır. Günümüzde siyasi partilerle çıkar grupları arasındaki ilişkiler, siyasetin ve devlet yönetiminin İcraatını belirleyecek duruma gelmiştir. Özellikle ekonomik veya politik rant arayışı içerisine giren çıkar gruplarına mensup seçmenler; politikacılara, kendi çıkarianna uygun düşen görüşleri benimseyip benimsemediklerine göre oy verdikleri gibi, bu siyasi partileri ve politikacıları 263 maddi yönden desteklemektedir. Örneğin, örgütlü bir baskı ve çıkar grubu sayılabilecek demekler bütçe görüşmelerinde kendilerine kaynak sağlanması için Komisyon üyeleri nezdinde yoğun kulis faaliyeti yürütmekte ve kaynak transferi sağlayabilmekteydi. Bu nitelikteki kaynak transferi uygulaması 1990'lı yıllardan sonra başlamış ancak kapsamı daraltılarak en son 2003 264 yılında gerçekleştirilmiş ve 2004 yılında uygulamaya son verilmiştir. 2. 7.3. Parlamentoda Lo bi Faaliyetleri Lobi faaliyeti, yasama meclisi koridorlarında daha yoğun olarak da komisyon salonlarında veya komisyon salonlarının bulunduğu koridorlarda parlamenterlerle temas kurarak, çıkması istenen bir kanunu çıkarmak, tasarı veya tekiitin kendi menfaatlerini zedelemeyecek şekilde değiştirilmesi veya bir kanunun çıkmasını önlemek için çaba göstermek şeklinde kendini göstermektedir. Bu süreci hükümet içerisinden başlatmak gerekmektedir. Bu gruplar bahsi geçen faaliyetlerini ilk önce yürütme organı nezdinde yürütmektedirler. Burada istedikleri sonucu alamayınca parlamentodaki sürece müdahil olmak yönünde faaliyette bulunmaktadırlar. Çalışmanın sınırları açısından konunun teorik içeriğine fazla girmeden örneklerle bu faaliyetlerin Plan ve Bütçe Komisyonu özelinde TBMM' de nasıl yürütüldüğü hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır. Türkiye' de Genel Kurul aşamasında komisyonlardan gönderilen kanun tasarı ve teklifleri çok fazla değişikliğe uğramadan çoğunlukla komisyonlardan geldiği gibi kanunlaşmaktadır. Kalabalık Genel Kurul'da 262 263 264 Marcus Ethridge, Howard Handelman, Politics in Changing World, St Martin's Press, New York, 1994, ss. ı 50-ı5 ı. Sakat, a.g.e., (I 997), s. 45 ı, Gordon Tullock, Toward a Mathematics of Politics, Ann Arborr: University Michigan Press, I 996, s. 63 'ten. 2003 yılında Maliye Bakaniığı Bütçesinin ilgili biriminin bütçesinin altında yer alan •• Demek, Birlik, Kurum, Kuruluş, Sandık ve Benzeri Teşekküllere Yardımlar" tertibine 250 milyar TL ödenek konmuş ve bu ödeneğin dağıtırnma Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır. Bkz. 2003 Malı Yılı Bütçe Kanunu, RG: 31.03.2003/25065 mükerrer, s. 91. 125 sayısı için gerekli çoğunluktaki üyeyle temasa geçerek etkileme olasılığı düşük olduğu için (Genel Kurula hakim olan siyasal parti grubunu veya gruplarını etkileme yönündeki faaliyetler bir kenara bırakılacak olursa, ki parti grupları da çoğu zaman komisyonlarda değişiklik yapmayı tercih etmektedir) kulis faaliyetleri daha çok komisyonlarda yürütülmektedir. karar yeter Tasarı .veya teklifierin istekleri doğrultusunda çıkmasını isteyen menfaat grupları komisyona konuyla ilgili olarak yazılı görüşlerini bildirmektedirler. Ancak yazılı görüşlerin kararları etkileme oranı ve ihtimali düşük olduğu için menfaat sahipleri toplantılara katılmayı tercih etmektedirler. Toplantıya katılmak için komisyon başkanından izin almak gerekmektedir. Muhalefet milletvekilleri, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri konusunda hassas davrandığı için çoğu kez ilgisi olduğu düşünülen kuruluşlar komisyon başkanı tarafından toplantılara davet edilmektedir. Nitekim çoğu siyasal demokrasilerde, yasama ve yürütme kurumları, belirli bir konuda bir eylemde bulunacakları zaman, o konuyla ilgili örgütlenmiş baskı gruplarının temsilcilerini davet ederek görüşlerini alırlar? 65 Toplantılarda başkan (şekli açıdan katı bir biçimde uygulanmarnakla birlikte) hükümetin açıklamaları ardından veya maddelerin görüşülmesine geçmeden önce bu kuruluş temsilcilerine tek tek söz vermektedir. Ayrıca ilgili maddelerde temsilcilere istemleri üzerine veya. komisyonun istemi üzerine söz verilmektedir. Bu kuruluşlar güçleri oranında, değiştirilmesini istedikleri hükümler için temasa geçtikleri ve ikna etmeyi başardıkları komisyon üyesi milletvekillerine değişiklik önergesi verdirrnek suretiyle düzenlernelerin çıkarlarına uygun yapıl~asını sağlamaya çalışmaktadırlar. Görüşülen tasarı veya teklif alt komisyona havale ediidiyse istedikleri değişikliklerin yapılması konusunda daha etkili olabilmektedirler. Burada da çoğu zaman ilk toplantıya katılmakta ve görüşlerini açıklamaktadırlar. Daha sonra toplantılara katılmak suretiyle değil alt komisyon üyesi olan milletvekilleriyle temasa geçmek ve onları etkilemek suretiyle istedikleri yönde değişiklik yapılmasını sağlamaya çalışmaktadırlar. Ortaya konmuş olan siyasi iradeyi çok fazla değiştirmernek kaydıyla bu grupların istekleri çoğu zaman karşılanmaktadır. Örneğin, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda değişiklik yapan ve 6.3.2003 tarihinde kanunlaşan 265 Turan, a.g.e.'{l987), s. 47. 126 Tasarısının ilk halinde bulunmadığı halde tüketici örgütlerinin yoğun kulis faaliyetleri sonucunda Tasarıya tüketici dernekleri ve bunların üst kuruluşlarına maddi yardım yapılmasını sağlayacak bir hüküm 266 eklenmiştir. Bu noktada bir hususu vurgulamak gerekir. Siyasi partilerin güçlü olduğu ülkelerde, partilerin parlamenterler üzerindeki etkileri, seçmenierin (dolayısıyla bu grupların) etkilerinden çok daha fazla olmaktadır? 67 Sıkı parti bağları, komisyonların çalışmalannda milletvekillerinin kendi iradeleri doğrultusunda değil, partilerin iradeleri doğrultusunda hareket etmelerine neden olmaktadır. Parti disiplinine sıkı sıkıya bağlı milletvekilleri, parlamento içinde bireysel hareket etmekten rahatlıkla sakınabilmekte ve rasyonel değerlendirmelerde partısının istediği doğrultuda hareket edebilmektedirler. 268 Ancak bu durumun ~af bir şekilde tecelli ettiği yönünde bir yargıya varmak yanılgısına da düşmernek gerekir. Parlamenter olmanın getirmiş olduğu sorumluluğunun bilincinde olan parlamenterler her dönemde mevcut olmuştur. Bu parlamenterler, parlamentonun yürütmeden bağımsız olarak hareket etmesi gerektiği noktalarda üzerlerine düşen vazifeyi de yerine getirmektedirler. Nitekim komisyonlarda hükümete rağmen değişiklik yapıldığı durumlara da rastlanmaktadır. Ayrıca baskı ve çıkar gruplan da açıklandığı üzere alınan kararlara etki edebilmektedirler. 266 Ayrıntılı bilgi için bkz. D. 22, YY. l, SS. 61 ve 6.3.2003 tarihli ve 4822 sayılı Tüketicinin Korunması nakkında Kanunda Değişiklik Yap!lmasına Dair Kanun, md. 36. (Tüketicinin KaPun, md. 29). Vernon Bogdanor, "Representative of the People", Parliamentaria:1s and Constituents in Western Democracies, Ed. Vernon Bogdanor, Cambridge University Press, Great Britain, l 986, s. 293. Tank Zafer Tunay?, Siyasal Kurumlar ve Anayasa Hukuku, İÜ Hukuk Fakültesi Yayınlan, İstanbul, l 930, s. 457. Korunması Hakkında 267 268 127 Tablo 2.14. Plan ve Bütçe Komisyonunda Tasarılarının Tüketicinin Hakkında Korunması Görüşüten Bazı Kanun Görüşmelerine Katılan Katılımcı Listesi Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Kanunda Değişikl~k Yapılması Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kaldırılması Yapılması Hakkında Hakkında Kanun Tasarısı . (5.2.2003) Kanun Tasarısı (24.6.2003) Kanunlarda ve Bazı Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı (23.1 1.2004) ı. Sanayi ve Ticaret , Bakanlığı ı. Enerji ve Tabii ·Kaynaklar Bakanlığı ı. Tarım ve Köşişleri 2. Maliye Bakanlığı 3. Dış Ticaret Müsteşarlığı 4.DPT 5. Hazine Müsteş~rlığı 6. Rekabet Kurumu 7. BDDK 8. TOBB 9. Ankara Ticaret Odası ı O. Türkiye Bankalar 6. Birliği 7. Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü ı ı. Bakanlığı 8.. DPT 9. DSİ Genel Müdürlüğü ı O. Bayındırlık ve İskan Tüketici Hakları Derneği Bakanlığı 2. Köy Hizmetleri Genel 2. Maliye Bakanlığı 3. Çevre ve Orman Müdürlüğü 3. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Bakanlığı 5. Tarım ve Köyişleri 4. İçişleri Bakanlığı 5. Maliye Bakanlığı 6. Devlet Personel Bakanlığı Başkanlığı 4. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sağlık Bakanlığı 8. Hazine Müsteşarlığı 9.DPT ı O. Eti Holding A.Ş. 1ı. MTA Genel 7. Karayolları ı ı. Başbakanlık ı2. DİSK ı2. ı3. ABGS I 3. Jeofızik Mühendisleri ı4. Odası ı5. ı4. ETi Maden İşleri Genel Müdürlüğü ı5. TTK Genel Müdürlüğü ı 6. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği ı 7. Anadolu Marleneileri ı6. Kaynak: TBMM Arşivi (Bütçe Müdürlüğü) Genel Bakanlığı Müdürlüğü Derneği 128 ı KESK TMMOB Türkiye Kamu-Sen TEMA ı7. TÜRK-İŞ ı 8. ı9. Memur-Sen BASK 20. YOL-İŞ 2.8. KOMiSYON-GENEL KURUL İLİŞKİLERİ 2.8.1. Komisyonların Genel Kurul'da Temsili Komisyonlar yasama sürecinin önemli bir ayağıdır, fakat yasama işlevi esas olarak Genel Kurul tarafından yerine getirilir. Komisyonların, Genel Kurul'a yardımcı olan alt kurullar olduğu göz önüne alınırsa, komisyontarla Genel Kurul arasındaki yakın ilişki daha iyi anlaşılmış olur. Komisyonların yaptıkları çalışmalar esas alınmak suretiyle Genel Kurul çalışmaları yürütüldüğü için komisyonlar, Genel Kurul çalışmalarına da katılmaktadırlar. İçtüzükte komisyonların, Genel Kurul' da başkan, başkanvekili veya görüşülen konu için seçilmiş özel sözcü veya sözcüler tarafından temsil olunacağı belirtilmiştir (md. 45/1 ). Görüldüğü gibi katip üyelerin Genel Kurulda komisyonları temsil etmek gibi bir yetkisi yoktur. Bu ifadeden komisyon sözcülerinin de komisyonu temsil etme yetkisi bulunmadığı sonucuna varmak mümkündür. Ancak komisyon sözcüleri komisyon adına komisyon sırasına oturmakta ve komisyonu temsil etmektedir. Komisyon sözcülerini görüşüten tüm işler için zımni olarak o iş için seçilmiş özel sözcü kabulünde bulunmak suretiyle bu uygulamayı meşrulaştırmak mümkündür. Yalnız bu kabul, görüşülen iş için komisyon sözcüsü dışında özel sözcü seçmeye engel değildir. Genel Kurul' da komisyonu, başkan, başkanvekili ve sözeünün dışında o iş için seçilmiş özel sözcü veya sözcüler de teınsil etmektedir. Peki bu yönde bir uygulamaya neden ihtiyaç duyulmaktadır? Plan ve Bütçe Komisyonu özelinde konu ele alınacak olursa, çalışmaların çok yoğun olduğu zamanlarda çeşitli konularda, aynı zamanda hem Komisyon hem alt komisyon çalışmasılçalışmaları yapılmakta hem de Genel Kurul gündeminde görüşülecek işler bulunmaktadır. Bu gibi hallerde başkan, başkanvekili ve sözeünün bu işlerin hepsine birlikte yetişmesi mümkün olamamaktadır. Böyle zamanlarda en iyi çözüm yöntemi görüşülecek iş için özel sözcü veya sözcüler seçmek yoluna gidilmesidir. Bir diğer nedense; açıklanmış olduğu üzere komisyon belli işler için alt komisyon çalışmaları yapmakta ve bu çalışmalarda bulunan üyeler veya alt komisyon başkanı, o iş üzerinde çok daha fazla bilgi sahibi ve konuya 129 hakim olmaktadır., Bu tür işler için de alt komisyonda çalışan üyelerin komisyonu Genel Kurul' da temsil etmesi daha yerinde görülerek sözcü seçilmektedir. İçtüzükte açıkça düzenlenmiş bir hüküm olmamasına rağmen, Genel için o işle ilgili komisyonun hazır bulunması aranmaktadır. Komisyon hazır değilse, komisyonun hazır bulunduğu birleşime kadar görüşmeler ertelenmektedir. Bu erteleme olayı komisyon sırasında hazır bulunana kadar müteaddit kez komisyon, yapılmaktadır. Komisyonun hazır bulunması gerektiği hem bir teamül, hem de işin muhatabını bulmak adına işin mahiyetinden kaynaklanmaktadır. Kurul' da bir işin görüşülebilmesi 2.8.2 Görüşmelerde Komisyonların İşlevleri Meclis Başkanlığına gelen komisyon raporları, kanun tasarı ve teklifleri ile resmi tezkereler; soru, genel görüşme, Meclis araştırması, Meclis soruşturması ve gensoru önergeleri ile birlikte gelen kağıtlar listesinde yayımlanmaktadır. Bunlardan Genel Kurul'a sevk edilenler bu listede ayrıca belirtilmektedir. Başkanlığa geliş tarihleri de ayrıca gösterilmektedir. Gelen kağıtlar Meclis'in toplantı günlerinde dağıtılmakta ve tutanağa eklenme,ktedir. Gelen kağıtlar, tatile rastlamadığı takdirde, Cumartesi ve Pazar hariç, her gün yayımlanmakta, ilan tahtasına asılmakta ve ilk birleşim tutanağına eklenmektedir (içt. md. 5 1). Genel Kurula sevk edilen bir komisyon raporu veya herhangi bir metin, aksine karar alınroadıkça dağıtımı tarihinden itibaren kırk sekiz saat geçmeden görüşülememektedir (içt. md. 52/1). Bu süre geçmeden gündeme alınması, gündemdeki kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işlerden birine öncelik verilerek bu kısmın ilk sırasına geçirilmesi, Hükümet veya esas komisyon tarafından gerekçe li olarak Genel Kurul' dan istenebilmektedir. Bu ıse Genel Kurul'da işaret oyuyla karara bağlanmaktadır (içt. md. 52/2). Kanun tasarı ve tekliflerinin kabulüne veya reddine dair esas komisyon raporları ile araştırma, soruşturma ve diğer komisyon raporları; görüşmelerine başlanırken, Genel Kurul' da okutulmaz. Ancak, bu raporların kaç numaralı sıra sayısı olarak bastırılıp dağıttidıkları oturum başkanınca ifade edilmektedir (içt. md. 79). Komisyon raporunda görüşülecek iş hakkındaki, geçirdiği evreler dahil, bütün bilgiler yer almaktadır. Bu 130 raporlar milletvekilleri için birincil kaynak niteliğindedir. Komisyon görüşme konusu tasarı veya tekiifte önemli değişiklikler yapmış olabilir. Bu durumda, komisyon üyesi olmayan milletvekilleri nasıl bir metnin ortaya çıktığını ve yapılan değişikliklerin gerekçelerini komisyon raporlarından öğrenmek durumundadırlar. Hatta konu hakkında bilgi sahibi olmayan bir milletvekili, bu raporlardan yararlanmak suretiyle Genel Kurul' da konuya hakim olan birisi kadar konuşma ve fikir beyan etme imkanını elde edebilir. Bir kanun tasarı veya teklifinin esas komisyonca reddi istenir ve rapor da benimsenirse, kanun tasarı veya teklifi reddedilmiş olur. Rapor benimsenmezse komisyona geri verilmektedir (içt. md. 80). Hükümete, esas komisyona ve siyasi parti gruplarına, söz almada öncelik tanınmaktadır. İ!k öncelik esas komisyona, ikinci öncelik Hükümete, üçüncü öncelik siyasi parti gruplarına aittir (içt. md. 6 1/3). Hükümetten veya komisyondan soru sormak isteyenler, sanılarını yerlerinden sormaktadırlar (içt. md. 60/6). İçtüzükte başka bir süre belirtilmemiş veya aksi, Danışma Kurulu'nun teklifiyle Genel Kurul'ca kararlaştırılmamışsa siyasi parti grupları, komisyon ve Hükümet adına yapılan konuşmalar yirmi, üyeler tarafından yapılan konuşmalar on dakika ile sınırlıdır; İkinci defa yapılacak konuşmalarda süre bunun yarısı kadardır (içt. md. 60/8). Komisyonun, Genel Kurul 'da görüşülen işi tasarı veya teklifse, uygulamada komisyon tarafından herhangi bir açıklama veya konuşma yapılmamaktadır. Hükümet ise bu hakkını, muhalefet tarafından yapılan, çoğu eleştirel nitelikte olan ve açıklama yapma gereksinimini doğuran konuşmalara cevaben kullanmaktadır. Görüşmeler daha çok siyasi parti gruplarının ve şahısların konuşmaları üzerine kurulu bir şekilde yapılmaktadır. Tasarı ve teklifler hakkında da yukarıda belirtilen süreler uygulanmaktadır ancak maddelerin görüşülmes.inde süre bu sürelerin yarısı Görüşme sırasında kadardır. Hükümet veya teklif sahibi, kanun tasarısı veya tekliflerini, gündeme alınmadan evvel Genel Kurul'a bilgi verilmek şartıyla geri alabilmektedir. Ancak, bu kanun tasarı veya tekliflerini diğer bir üye veya esas komisyon üzerlerine alırlarsa görüşmeye devam olunur. Bu tasarı ve teklifler gündeme alınmışlarsa geri alınmaları için Genel Kurul 'un karar vermesi gerekir 131 (içt. md. 75). Maddelerine geçilmesi veya tümü kabul edilmeyen kanun ve teklifleri, Genel Kurul' ca reddedilmiş olur (içt. md. 81 ). tasarı Bir kanun tasarı veya teklifinin bir maddesi hakkında birçok önerge verilmiş ve madde değişiklik önergeleriyle birlikte komisyona geri alınmışsa, komisyon önergeleri görüştükten sonra eski metni kabul edebilir veya yeni bir metin hazırlayabilir. Önerge sahipleri komisyon toplantılarına katıldıklan takdirde beş dakikayı geçmemek üzere konuşabilirler (içt. md. 8211-2). Komisyon, kabul ettiği metnin önergelerden önce ve açık oyla oylanmasını üye tamsayısının salt çoğunluğuyla isterse, Genel Kurul' da önergelerden önce komisyon metni oylanmaktadır. Bu metin kabul edilirse, önergeler reddedilmiş ve madde kabul edilmiş sayılır. Açık oylamarlan önce, önerge sahiplerinin beşer dakikayı geçmemek üzere konuşma hakları vardır (içt. md. 82/3-4). Kanunlarda veya İçtüzükte aksine bir hüküm yoksa, kanun tasarısı veya teklifinde bir maddenin reddi, tümünün veya bir maddenin komisyona iadesi, bir maddenin değiştirilmesi, metne ek veya geçici madde eklenmesi hakkında, milletvekilleri, esas komisyon veya Hükümet değişiklik önergeleri verebilmektedir. Görüşülmekte olan tasarı veya teklifin konusu olmayan sair kanunlarda ek ve değişiklik getiren yeni bir kanun teklifi niteliği~deki değişiklik önergeleri işleme konulmaz (içt. md. 87). Görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılmaktadır (md. 87). Ancak komisyon sıralarında, toplantı yeter sayısını temin edecek sayıda komisyon üyesi yer almamışsa, komisyon temsilcis~; komisyon metninin değiştirilmesini isteyen önergelerin reddini veya komisyona iadesini isteyebilir (içt. md. 45/2). Önergenin kabulü yönünde bir karar alınabilmesi için aynı yönde oy kullanacak sekiz Plan ve Bütçe Komisyonu üyesinin komisyon sıralarında hazır bulunması gerekmektedir. Çok önemli ve acil olmak ve hükümetin isteği doğrultusunda bulunmak kaydı dışında Genel Kurul'da bu sayıya ulaşmak pek mümkün değildir. 132 Oturumu katılmadıklarını yöneten başkan, değişiklik komisyona ve Hükümete önergelerine sormaktadır. katılıp Komisyon ve önergeye katılmıyorsa, katılınama gerekçelerini kısaca açıklayabilirler. Komisyon temsilcisinin, komisyon metninde değişiklik öngören bir önergeye katılabilmesi için yukarıda belirttiğimiz çoğunluğun komisyon sıralarında hazır bulunması gerekmektedir. Zira temsilcinin görevi Genel Kurul'da komisyon metoini savunmaktır. Komisyon Hükümet temsilcisi, Hükümetin katıldığı değişiklik önergelerine, zımnen katıldığını göstermek için, "çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz" veya "uygun görüşle takdire bırakıyoruz" şeklinde ifadeler kullanarak İçtüzükteki bu engeli aşmaya çalışmaktadır. Önergeler işaret oyu ile ayrı ayrı oylanmaktadır. Komisyonun katılmadığı ve fakat Genel Kurul 'un kabul ettiği önerge ve ilgili maddeyi komisyon geri isteyebilir. Geri verilmesi kabul edildiği takdirde, komisyon önergeye göre yeni bir metin hazırlar veya kendi metninin aynen kabulünü isteyebilir (md. 87). 2.8.3. Komisyonca Metnin veya Maddenin Geri istenmesi Esas komisyon veya Hükümet, tasarı veya tekiitin tümünün, belli bir veya birkaç maddesinin komisyona geri verilmesini bir defaya mahsus olmak üzere isteyebilmektedir. Bu istem, görüşülmeksizin yerine getirilir. Tasarı veya tekiitin tümü geri istenmişse, tasarı veya teklif hakkında verilen bütün önergeler esas komisyona verilmektedir. Tasarı veya tekiitin belli bir veya birkaç maddesi geri istenmişse, o madde veya maddeler hakkındaki önergeler esas komisyona verilmektedir ( içt. md. 88). veya tekiitin tümünün aylanmasından önce, belli bir maddesinin yeniden görüşülmesini gerekçeli bir önerge ile esas komisyon veya Hükümet bir defaya mahsus olmak üzere isteyebilmektedir. Bu istem Danışma Kurulu'nun görüşü alındıktan sonra Genel Kurulca görüşmesiz ve oyuyla karara bağlanmaktadır. Ancak, anayasa değişikliği işaret Tasarı görüşmelerinde bu madde hükmü uygulanmaz (içt. md.89). 133 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KOMiSYONUN PARLAMENTER DENETİM SÜRECiNDE Ki ROLÜ 3.1. PARLAMENTONUN İKİNCİ FONKSİYONU: DENETİM Parlamenter sistemlerde yasama-yürütme-yargı güçleri arasında fren ve denge mekanizmaları bulunmaktadır. Bu mekanizmaların kuruluş ve işleyiş biçimi, sistemin demokratik ve etkin yapılanmasında önemli bir işieve sahiptir. Klasik parlamenter sistemlerde güçler arasındaki farklılaşma daha çok yasama-yürütme ikilisi ile yargı arasındadır. Ancak yasama ve yürütme güçleri arasında da karşılıklı bir etkileşim söz konusudur: Yasama yürütme organına güvenoyu vererek ya da vermeyerek hükümetin kuruluşuna olanak tanırken, yürütme organı da fesih mekanizması yoluyla meclisi dağıtabilir. Yine yasama organları, geçmişten bugüne gelişerek gelen bütçe hakkının kullanımı ve kuvvetler ayrılığı prensibinin, parlamenter sistemde, yasamanın yürütmeyi dengeleyici yönde gelişmesinin etkileriyle, yürütme gücünü denetleme yetkisini kullanırlar. Parlamentolar, ülke yönetimiyle ilgili bütün sorunları yürütmeden birinci derecede sorumlu bakanlardan ve bakanlar kurulundan sorma, araştırma, bilgi edinme ve hatta 269 onları düşürebilme yetkilerine sahiptir. TBMM'nin denetim işlevi ile ilgili hususlar da hem Anayasa hem de İçtüzük'de düzenlenmiştir. Bu bölümde Anayasa ve İçtüzük'te tanımlanmış soru, gensoru, meclis araştırması, meclis soruşturması, genel görüşme gibi denetim yöntemlerini değil, parlamentonun hükümetlerin hayat damarlarını 270 üzerindeki mali denetimi ele alınacaktır. Bu oluşturan harcama kanallan konu incelenirken çalışmanın sınırları gözetilerek, genel olarak parlamentonun mali denetim işlevini yerine getiriş biçimi, özel olarak Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun bu denetim işlevini nasıl yerine getirdiği üzerinde durulacaktır. Yeri geldiğinde Komisyon'da mali denetim dışında yapılan 269 270 Kemal Dal, Türk Esas Teşkilat Hukuku, Ankara, 1986, s. 252. Şeref İba, Parlamenter Denetim (Yolları, Etkinliği ve Susurluk Örneği), Bilgi Yayın evi, Ankara, 1997, s. I 5. 135 diğer denetim şekillerine 271 ve konunun bütünlüğünü sağlamak için Genel Kurul'a aksetme biçimlerine de değinilecektir. Bilindiği gibi 1050 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldıran ve kamu mali yönetimini yeniden yapılandıran 50 18 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu 10.12.2003 tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiştir. Bu Kanun, bütçe sistemi ve süreci ile gerek yüiütmenin kendi iç denetimini gerekse Meclis adına yapılan dış denetimi çağdaş gelişmelere uygun olarak yeniden düzenlemiştir. Ancak 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun 37. maddesinin U) bendi ile 5018 sayılı Kanun 'un bütçe uygulamasına ilişkin hükümlerinin 2005 yılında uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla, bu Kanunla kamu kaynağı kullanan tüm kurumların parlamento tarafından etkin denetimini sağlamaya yönelik olarak parlamentoya sunulması öngörülen raporların sunulması da ertelenmiştir. Yeni sistemin bütçe uygulaması ve prosedürü 2006 yılında uygulanmaya başlayacaktır. Uygulamanın yaşanmamış olması da bu sürecin tam olarak anlaşılınasını güçleştirmekte, ancak Kanun üzerinden yorum yapmayı mümkün kılmaktadır. Bu bölüm altında yapılacak incelemelerde bir soyutlama düzlemi benimsenerek 1050 sayılı Kanun'un kurmuş olduğu mali yönetim sisteminin işleyiş ve sorunlarının TBMM'yi ilgilendiren yönleri değerlendirme konusu yapılmıştır. 5018 sayılı Kanun eleştirilere yanıt verdiği noktalar dışında değerlendirme dışında tutulmuştur. Bu Kanun 'un öngörmüş olduğu sistem ise ayrı bir başlık altında genel hatlarıyla ele alınmaya çalışılmıştır. 3.1.1. Par~amenter Denetimin Çerçevesi Parlamento ile hükümet arasındaki başlıca karşılıklı etkileme yolları; hükümetin yürütmenin sorumsuz kanadı olan cumhurbaşkanı ile birlikte, parlamentoyu feshederek seçimlerin yenilenmesine yol açabilmesi buna karşın da parlamentonun hükümeti denetleme yetkisidir. Yasama organlarının hükümeti denetlernesi ise anayasa ve içtüzüklerde gösterilen 271 Plan ve Bütçe Komisyonu diğer komisyonların kullandığı denetim araçlarının yanı sıra ilave denetim araçlarına sahiptir. Konunun akışı içerisinde bunlardan bahsedilecek ve farklılıklan vurgulanacaktır. 136 parlamenter denetim teamüllerle olmaktadır. yollarıyla veya parlamento içerisinde gelişen Yürütme iktidarının, yasama iktidarından kaynaklandığı ve bu nedenle ona karşı sorumlu olduğu anayasal demokrasi tipi 272 olarak tanımlanan parlamenter sistemde yasama ile yürütme arasındaki ilişkiler Bakanlar Kurulu aracılığıyla sağlanır ve bakanlar parlamentoyakarşı siyasal olarak sorumludur. Parlamento yürütme organı üzerinde sahip olduğu bilgi edinme ve denetim yetkilerini parlamenter denetim yolları aracılığıyla kullanmaktadır. Parlamenter denetim yasama organı tarafından yürütme gücünü elinde bulunduran hükümet üzerinde kullanıldığı için zaman zaman "yasama denetimi" olarak da isimlendirilmektedir. 273 Hükümetin parlamento tarafından denetlenmesi gereği, seçmenler tarafından işaret edilen politika ve programlara uymayı temin etmek ve uygulamakla mükellef olan bir organın bunlara uyup uymadığının kontrol edilmesi ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Bu teorik temele dayanan parlamenter denetimin yaptırımı, hükümetin parlamento önündeki sorumluluğudur. Siyasi sorumluluğun sonucu ise güvensizlik oyu gibi araçlarla görevden düşürme veya istifa biçiminde ortaya çıkabilmektedir. Parlamento denetimi yasama organının önemli fonksiyonları arasında yer almaktadır. Parlamentonun başlıca fonksiyonunun yasama olduğuna dair genel kanı, bugün de geçerliliğini korum~kla birlikte denetim fonksiyonunun da yasama fonksiyonunun başarılı bir şekilde yerine getirilebilmesi için gerekli olan tamamlayıcı unsurların başında geldiği çok açıktır. 274 Nitekim Anayasa'nın "TBMM'nin Görev ve Yetkileri" kenar başlıklı 87. maddesinde; Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlernek Türk parlamentosunun görev ve yetkileri arasında ikinci sırada sayılmaktadır. Diğer denetim yollan bu denetimin ardından ilgili kurallara uyularak harekete geçirilebilecek denetim yollarıdır. Arend Lıjphart, "Çağdaş Demokrasi/er: Yirmi Bir Ülkede Çoğunlukçu ve Oydaşmacı Yönetim Örüntüleri", (çev. Ergun Özbudun, Ersin Onulduran), Yetkin Yayınlan, Ankara, 1996, s.44. 273 İba, a.g.e., s. 20. 274 M. AkifÖzer, "Parlamento/ar ve Denetim Fonksiyonları", Sayıştay Dergisi, S: 33, NisanHaziran 1999, s .. 33. 272 137 TBMM'nin, Anayasa ve İçtüzük'te tanımlanmış olanlar dışında hükümet üzerinde parlamenter denetim yetkilerini kullanırken yararlandığı başka araçlar da bulunmaktadır. Bunların başında, TBMM üyelerinin herhangi bir mesel e hakkında hükümeti Genel Kurul'a bilgi vermeye davet edebilecekleri yönündeki parlamento teamülü gelmektedir. 275 Bu teamülün komisyonlarda da işlediği bulunmaktadır. Özellikle Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bütçe görüşmeleri esnasında bütçeleri görüşülen bakanlardan sorulan soruların cevabı yazılı veya sözlü olarak verilmektedir. Ayrıca kalkınma planının onayl':lnması, olağanüstü hal ilanı kararlarının onaylanması, kanun tasarılannın ve KHK'ların reddi, TBMM Dilekçe Komisyonu'nda yapılan denetimler bu ·kapsamda ele alınabilir. 276 Yasama organı temsil etme özelliğinden dolayı yetkilendirdiği kuruluşların ve siyasi organların denetlenmesinde, söz konusu kuruluşların yetkilerinin yeniden düzenlenmesinde ya da geri alınmasında söz hakkına da sahip olmaktadırlar. 277 Demokratik sistemin gereği olarak bu geniş yetkilerin, daha çok denetim boyutu ile ele alınıp uygulanmaları, teamül olarak yerleşmiş durumdadır. 278 Parlamento yasama fonksiyonunu yerine getirirken, toplumdaki farklı görüş ve çıkarlan bağdaştırma görevini de üstlenir. 279 Bu kadar önemli bir sorumluluğu yüklenirken, denetim gibi bir olanağa sahip kılınmıştır. "Güç, gücü kontrol etmeye hizmet etmelidir" sözü bu derece ö'nemli bir sorumluluğu taşıyan yasa~a organının, içerisinden çıkardığı bir başka gücü frenieyebilmek için güç kullanma hakkına sahip olduğunu doğrular niteliktedir. Dolayısıyla yasama denetimin en ince ayrıntılarına dek uygulanması ve sonuç alınması, yasama organının birincil derecedeki fonksiyonlarını başarıyla yerine getirmesine katkıda bulunmasının yanında, 275 276 277 278 279 İba, a.g.e. (ı 997), s. ı 6. Ergun Özbudun, Parlamenter Rejimde Parlamentonun Hükümeti Murakabe Vas1taları, AÜHF Yayınıan, No: ı7ı, Ankara, ı962, s. ı6. Bilal Eryılmaz, "Kamu Bürokrasinin Denetlenmesinde Yeni Gelişmeler", TID, Y.66, Sayı: 402, Mart ı 994, s. 72. Özer, a.g.e., s. 34. Metin Heper, "Türkiye'nin Siyasal Gelişimi İçinde Parlamentonun Yeri", 6. Milli Egemenlik Sempozyumu (TBMM ve Milli Egemenlik), TBMM Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Yayınlan No:47, ı990, s.ı4. 138 parlamentonun sahip 280 artıracaktır. olduğu potansiyel gücü· kullanabilme olanağını da demokratik rejimlerde parlamenterler yalnızca gelecek nesilleri değil, aynı zamanda gelecek seçimleri de düşünmek zorundadırlar. Gelecek seçimi düşünen politikacı veya siyasal parti, daha çok oy alabilmek için seçmen gruplannın ve diğer sivil toplum kuruluşlannın seslerine kulak vermeyi ihmal etmeyecektir. Kendiliğinden denetim adı verilebilecek bu mekanizma sayesinde, demokrasi, sadece bir tartışma ve yanşma rejimi olmaktan öte sınırlı ülke kaynaklannın farklı topluı:n kesimlerinin çıkarlan arasında dengeli dağıtılması için parlamenterlere uzlaştirmacı ve dengeleyici 281 bir görev de yüklemektedir. Kamu kaynaklannın kullanımı noktasında ise mali nitelikteki tasarı ve teklifleri görüşmek durumunda olan Plan ve Bütçe Çoğulcu Komisyonu 'na önemli görevler düşmektedir. Parlamenter rejimlerde, yasama organı, hükümeti denetleme araçlanndan başlıcalan olan soru, genel görüşme, Meclis araştırması, Meclis soruşturması ve gensoru gibi genel denetim yollarının dışında, bütçe ve bütçe dışı mali araçlan da kullanarak yürütme organını denetlemektedir. 3.1.2. Kanunlar Üzerinden Denetim İşievi Meclisin hükümet üzerindeki denetim yetkisini kullanmasına izin veren usulleri, denetim araçlan ve denetiın vesileleri tarzında iki ana 282 kategoride toplamak mümkündür. Denetim araçlannın doğrudan doğruya meclis denetimini sağlamak amacıyla ortaya konulmuş olmasına karşın, denetim vesileleri başka maksatlada oluşturulmuş bulunmakta ve denetim fonksiyonunun yerine getirilmesine dalaylı olarak hizmet etmektedir. Bu ikinci kategoriye dahil olan yasama usulleri arasında, kanun tasarı ve 283 teklifleri üzerinde yapılan görüşmelerle bütçe görüşmeleri sayılabilir. Özellikle bütçe görüşmeleri . pek çok ülkede sadece mali meselelerio 280 Özer, a.g.e., s. 36. Heper, a.g.e., s. I 5. 282 Tahsin Bekir Balta, Türkiye'de Yürütme Kudreti, AÜSBF Yayını, Ankara, 1960, ss. 45-47 283 a.g.e., ss. 47-48 281 139 görüşülmesine özgü kalmamakta, aksine hükümetin genel siyasetinin bütün yönlerinin eleştiri ve tartışma konusu yapılabilmesine imkan vermektedir. 284 Yasama; bütçe· kanunu, kadro kanunu, yetki kanunu, uluslararası anlaşmaların onayına ilişkin kanunlar ve diğer tüm kanunlarla yürütmenin alanlarını belirleyebilir, planlayabilir, sınırlayabilir, faaliyet 285 yönlendirebilir ve denetleyebilir. Bu denetim, hükümet tarafından getirilen kanun tasanlarının TBMM komisyonlarında incelenmesi, görüşülmesi ve oylanınası aşamalannda gerek muhalefet partileri gerekse iktidar milletvekilleri tarafından eleştiriler yoluyla yapılabilmektedir. Bu eleştiriler kanun tasaniarına ilişkin olduğu gibi genel olarak hükümetin İcraatları konusunda da olabilmektedir. Bu eleştirilere en iyi imkanı da hükümetin programını en iyi yansıtan bütçe kanun tasarılan vermektedir? 86 Bu eleştirinin arenası ise Plan ve Bütçe Komisyonu' dur. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görüştüğü ve Genel Kurul çalışmalarına hazır ha.le getirdiği bütçe doğrudan denetim işlevini yansıtan en önemli kanunlardan biri belki de en önemlisidir. , Yasama organı, özellikle yürütme organıyla çatışma halinde olduğu veya yürütmenin parlamento içinde yeterli desteğe sahip olmadığı hallerde, kanun tasanlarını geri çevirerek, mevcut bir kanunu kaldırmak yada değiştirmek suretiyle yürütmeyi zor durumda veya etkisiz bırakabilir. Bütçesi reddedilen bir hükümetin görevde kalması ise hemen hemen imkansızdır. Bu denetim yalnızca bütçeyle sınırlı değildir. Mali nitelikteki bütün kanunlar Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda görüşüldüğü için bu tasanların görüşülmesi esnasında da hükümetin ekonomi yönetimine ilişkin politikaları masaya yatırılmaktadır. Özet olarak yasama organı genel~ olarak kanun çıkarma yetkisini kullanmak ve yürütmenin düzenleme yetkisini sınırlamak veya genişletmek suretiyle gerek komisyonlarda gerekse Genel Kurul' da yürütme organının faaliyetlerini denetleyebilmektedir. 284 Harold J. Laski, Parliamentary Government in England, George and Unwin Ltd., London, 1952, s. 145. . 285 Cevdet Atay, Devlet Yönetimi ve Denetimi, ALFA Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti., İstanbul, 1999, s. 62. 286 a.g.e., s. 63-64. 140 3.1.3. Demokrasi Açısından Parlamento Denetiminin Önemi İlk örnekleri 700 yıla yakın bir geçmişe sahip olan yasama organları, ülkeden ülkeye, üye sayılarından görev sürelerine, hükümet sistemlerine göre değişen fonksiyonlarından, değişik faaliyet alanlarına kadar farklılıklar gösterseler de, hükümetleri denetleyen ve özellikle bütçe yetkisi ile devletin mali durumunu kontrolü altında tutan, bu yüzden de sahip olduğu önemi her zaman koruyan ve gün geçtikçe de artıran kurumlardır. 287 Demokratik rejimlerde, siyasal iktidarı sınırlamak için güçler ayrılığı ilkesi benimsenerek iktidarı bölmek ve devletin temel kuruluşları arasında paylaştırmak amacı güdülür. Dengelerin korunması içinse karşılıklı frenleyici ve denetleyici mekanizmalar oluşturulmuştur. Bu denge yürütme organının yasama organı tarafından denetlenmesi ve yürütmenin de yasama 288 organını feshetmesi şeklinde gerçekleşebilmektedir. Demokratik bir rejimde yasama meclislerinin hükümeti denetlemesi, diğer işlevleri yanında yer alan en önemli yetkilerinden birisidir. Bu yetkiyle yasama organı, bir yandan hükümetin görevlerini anayasaya ve kanunlara uygun olarak yerine getirip getirmediğini gözetecek, öte yandan kamusal değerlerin dağıtılması süreci üzerinde, yani izlenecek politikaların belirlenip uygulanmasında etkili olacaktır? 89 Parlamenter sistemin temel bir unsuru olarak gösterilen yasama ile yürütmenin birbirlerini karşılıklı etkileme durumunda olmalarının doğal bir sonucu, yürütmenin yasama alanına karışahilmesi ise; diğeri, yasamanın yürütme alanına karışmasıdır. Bu nedenle, yasama organı çeşitli araçlarla hükümeti denetleyebilecektir?90 her şeyin başında egemenliğin kendisine düşen kullandığı millet adına, yürütme organını, ona verdiği görevleri Yasama tarafını 291 organı 21 n Özer, a.g.e. (Nisan-Haziran 1999), s. 24. Nadir L. İslam, Türkiye'de Gensoru ve Meclis Tahkikatı, Ankara, 1966, ss. 6-8. 289 Onar, a.g.e. ( 1990), s. 28. 290 Tunaya, a.g.e, ss. 401-402. 291 Günümüzde ulus egemenliğinin yalnızca Yasama Organları tarafından kullanıldığı yönünde bir yanılsaması söz konusudur. Oysa Anayasa'nın egemenliği düzenleyen 6. maddesinde; "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" hükmünün ardından '' Türk Milleti egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlan eliyle kullanır" hükmü yer almaktadır. 7. maddede yasama yetkisinin, 8. maddede yürütme yetkisi ve görevinin, 9. maddede de yargı yetkisinin Türk Milleti adına hangi organlar tarafından kullanılacağı ve yerine geticileceği belirtilmiştir. Bu çalışma metni içerisinde geçen ifadeler de bu doğrultuda kullanılmıştır. 288 141 getırıp getinnediği açısından denetlemek, güvenini sürdürüp . sürdürmeyeceğine karar vermek durumundadır. TBMM bu işlevini elindeki siyasal, yargısal, mali ve dolaylı diyebileceğimiz türdeki denetim yollarıyla yerine getirecektir. 292 yerine Parlamenter denetim işlevinin kaynağında hukuk devleti ilkesine dayalı demokratik düşünceler bulunmaktadır. Hükümetin değerlendirmesi ve denetlenmesi esas olarak seçim dönemlerinde seçmenler tarafından kullanılan oylar aracılığıyla yapılmaktadır. Ancak hükümet, İcraatını gerçekleştirdiği sırada da yasama organının denetimi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Milletvekillerinin yaptığı gündem dışı konuşmalar sözlü ve yazılı soru önergeleri, basın toplantıları, Meclis soruşturması, genel görüşme, Meclis araştırması ve gensoru önergeleri hükümetin eylemlerini sınırlayıcı düzeltici ve caydırıcı etkiler doğurabilmektedir. Her şeyden önce bakanların, kendi bürokrasilerine, kendilerini TBMM Genel Kurulu'nda ve komisyonlarda zor durumda bırakabilecek davranışlardan kaçınmaları konusunda uyarılar yaptıkları, bazı isabetsiz bürokratik tasarrufları düzeltici çaba gösterdikleri (özellikle bölge milletvekillerinin istekleri doğrultusunda) bi~inmektedir. Ayrıca parlamentoda yapılan görüşme ve tartışmalar, kamuoyundan etkilendiği kadar kamuoyunun oluşumuna da katkıda bulunmaktadır. 293 içerisinde parlamentoların temsili niteliklerinde ve meydana gelebilmekte ve gerek kanun yapma gerekse denetim boyutu farklılaşabilmektedir. Ülkemizde parlamento içerisinde yerel kökenli serbest meslek gruplarının giderek artan oranda temsil edilmesi, bu grupların temsilcisi olduğu yerel toplumsal güçlerin siyasi iktidar üzerinde artan denetimleri şeklinde yorumlanmaktadır? 94 Özellikle yüksek siyasal karar organlarında bulunan bürokratların sayılarının hızla azalmış olması 295 parlamentoda burjuva sınıfının doğrudan temsilcisi sayabileceğimiz tüccar oranının yükselmesi ve bu şekilde Zaman işlevl~rinde değişimler 292 Onar, a.g.e., s. 30. İlter Turan, "Parlamenter Demokraside Denetim İşievi ve Türkiye", AÜSBF Dergisi, C.33, No:l2, Ankara, 1978, s.2l. 294 Bkz. Gencay Şaylan, Türkiye'de Kapitalizm, Bürokrasi ve Siyasal İdeoloji, TODAİE Yayınlan, Ankara, 1974, s. 84. 295 a.g.e., s. 85. 293 142 parlamentoda oluşan çeşitlilik, yürütme organı üzerinde olan denetimi de 296 çok yönlü ve çok boyutlu hale getirmiştir. Parlamenter hükümet sisteminin etken ve pürüzsüzce işlemesi genel olarak iki koşula bağlanır. Birincisi, hükümetin aynı partiden kişilerce oluşturulması, diğer koşul ise, parlamentoda çoğunluğun aynı partiden 297 Böyle bir durumda parlamenter sistem tıkanmaz. Ancak olmasıdır. muhalefetin, özellikle parlamenter sistemin gerekleri arasında sayılan fonksiyonları işleyemez hale gelir. Hükümeti denetlernek isteyen muhalefet üyeleri her zaman iktidar partisi çoğunluğu ile karşı karşıya kalır. Böylelikle yasama organının yaptığı denetim de sonuçsuz kalır. Bu durumda ancak kamuoyu baskısının varlığı hükümet üzerinde bir denetim fonksiyonu icra edebilir. 3.2. MALİ DENETİM ARAÇLARI: BÜTÇE VE KESiNHESAP 3.2.1. Bütçenin Tanımı En basit tanımıyla; devlet gelir ve giderlerinin karşılıklı olarak 298 Daha geniş bir tanımlamaya gösterildiği belgeye, Devlet Bütçesi denir. göre ise bütçe, devlet veya diğer kamu kuruluşlarının gelecek bir yıl için, kamu gelirlerini ve giderlerini gösteren, kamu gelirlerinin toplanmasına izin 299 veren ve kamu giderlerinin yapılmasına yetki veren bir kanundur. 26.05. ı 927 tarihli ve ı 050 sayılı Muhasebei Umumi ye Kanunu, bütçenin kanuni tanımını vermektedir. Buna göre; ~~Bütçe, Devlet daire ve kuruluşlarının bir yıllık gelir ve gider tahminlerini gösteren ve bunların uygulama ve yürütülmesine izin veren bir kanundur. " Görüldüğü üzere, Muhasebei Umumiye Kanunu bütçenin yıllık olduğunu, gelirlerin 300 toplanması ve giderlerin yapılması için yetki verildiğini vurgulamaktadır. 296 Özer, a.g.e. (Nisan-Haziran 1999), s. 55. Mehmet Turhan, "Parlamenter Hükümet ve İki Parti Sistemi", Dicle Üniversitesi Hukuk ı : · Fakültesi Dergisi, Sayı: l, 1983, s. ı 52. 298 AkifErginay, Kamu Maliyesi, Savaş Yayınları, Ankara, 1994, s. ı I. 299 Şerafettİn Aksoy, Kamu Maliyesi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1998, s.386. 300 5018 sayılı Kanun'un 3. maddesinde bütçe; "belli bir dönemdeki gelir ve gider tahminleri ile bunların uygulanmasına ilişkin hususları gösteren ve usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan belge" olarak tanımlanmıştır. 297 ı43 Bütçe, devlet tarafindan üstlenilen görevlerin neler olduğunu ve bu görevlerin hangi kaynaklar yoluyla yürütüleceğini de göstermektedir. Başka bir deyişle bütçe, kamu ekonomisi karar birimlerinin (merkezi hükümet, yerel İdareler, vb.) gelir kaynaklarının maliyetlerini göstererek, kendi örgütlerine yaptıkları bir kamu hizmeti sipariş listesidir. 301 Yani bütçe, devletin sosyal ve ekonomik hayattaki rolünün bir göstergesi niteliğindedir. Zaman içinde devletin yürütmekle görevli olduğu kamu hizmetlerinin ve faaliyetlerinin gerek nitelik gerekse nicelik bakımından değişime uğramasına paralel olarak bütçenin önemi de artmıştır. Çağdaş bütçe artık devlet ekonomisine yön veren araçlardan biri haline gelmiştir. 302 3.2.2. Bütçe Hakkının Gelişimi Bütçenin parlamenter demokrasinin gelişmesine paralel olarak doğup gelişen bir kurum olduğu söylenebilir. Bütçe hakkının gelişimi, vergilemenin gelişimine paralel bir seyir izlemiştir. Vergiler yoluyla toplanan gelirlerin harcanmasının halkın temsilcileri tarafından denetlenmesi ihtiyacı, bütçenin gerek bir kurum gerekse bir kanun olarak gelişmesi sonucunu doğurmuş ve bu gelişim parlamentoların gelişmesine bağlı olarak ilk önce Batılı ülkelerde gerçekleşmiştir. Eskiden devlet giderleri feodal sistemin kurucu unsurlarından birini oluşturan, sistemin yönetimini ve devamını sağlayan lordların ve kralın mülk gelirleri ile karşılanırdı. Zamanla devletin merkezleşmesi ve siyasal ve toplumsal gelişmeler devlet harcamalarının artmasına neden oldu ve krallar vergi koymak zorunda kaldılar. Ancak, kralların yeni vergiler koyma konusundaki keyfi tutumları, bu vergilerin muhatabı olan toplum kesimlerinde tepki uyandırmakta gecikmedi. İlk defa İngiltere' de krala kabul ettirilen "Magna Carta (Büyük Ferman)" ile vergi koymak parlamentonun iznine bağlandı. Böylece bütçe hakkının gelişmesinde ilk adım vergileme yetkisinin milletin temsilcilerinden oluşan parlamentoya geçmesi olmuştur. 303 1688 ihtilali'nden sonra "Bill of Right (Haklar Kenan Bulutoğlu, Kamu Ekonomisine Giriş (Devletin Ekonomik Bir Kurama), Filiz Kitabevi, İstanbul, 1988, s. 192. 302 Nihat Edizdoğan, Kamu Bütçesi, Uludağ Üniversitesi Basımevi, Bursa, I 989, s.5. 303 Aksoy, a.g.e., s. 387. 301 144 ile de vergi toplamak kralın yetkileri arasından tamamen çıkarıldı. Kamu gelirlerini oluşturan vergilerin parlamentonun izni ile toplanabilmesi, bu gelirlerin yine parlamento denetimine tabi olarak harcanması sonucunu doğurdu. Bu gelişmeler, İngiltere'de ortaya çıktıktan sonra Fransa'dan başlayarak Kıta Avrupası ülkelerine, daha sonra Amerika'ya ve en sonunda bütün dünyaya yayıldı. Böylece kamu gelir ve giderlerinin parlamento tarafından önceden verilen izne bağlanması düşüncesi yerleşmiş oldu. Bu önceden izin ve yetki verme işlemi yasama organları tarafından her yıl tekrarlanmak suretiyle, bütçe hakkı tarihi gelişimini tamamlamış oldu; 304 İnsan Hakları böylece bütçenin yıllık olma ilkesi uygulanmaya başladı. Beyannamesi 'nin ı 4 üncü maddesi; Yasası)" "Tüm yurttaşlar kanıu yükümlülüğünün onaylamak, bizzat kendileri veya temsilcileri (vergi vb.) kullanımını gerekliliğini izlemek ve oranını, vasıtasıyla saptamak, özgürce matrahını, tahsilini, süresini belirlemek hakkına sahiptir." demektedir. Demokrasilerde · parlamentolar bundan iki yüz sene önce 305 bütçe hakkını yazılmış bu Beyannamedeki hakları kullanmak suretiyle kullanarak halk adına denetimi gerçekleştirmektedir. Türkiye'de bütçe hakkının gelişimine bakıldığında, padişaha ait olan yetkilerin sınıriandıniması açısından Batıdaki gelişime benzer özellikler taşıdığı görülmekle birlikte bu gelişim hiçbir zaman, günümüze dek, bir halk hareketi niteliği göstermemiştir. Başta Tanzimatçılar olmak üzere devlet adamlarının gayretleri sonucunda, pratik amaçlarla ve Batı kurumlarını Osmanlı Devleti'ne aktararak İmparatorluğu kurtarma 306 ı876 Anayasası ile de çabalarının bir parçası olarak benimsenmiştir. Türkiye' de bütçe hakkı ilk kez, halk temsilcilerinin de katıldığı bir meclis 307 olan Meclis-i Umumi ye verilmiştir (md. 64, 80, 98). ı 924 Anayasası 'nda düzenlemelere kaynak teşkil bugünkü ilişkin bütçeye almış, yer hükümler eden bazı ı anayasal Haziran 304 a.g.e., s. 387. "Bütçe ve Demokrasi", YOL-İŞ Dergisi, Sayı: 19, Ocak 1990, s. 44. 306 Abdüllatif Şener, "Osmanlı Bütçeleri ve Türkiye 'de Bütçe Hakkının Ortaya Çıkışında Cumhuriyet Oneesi Gelişmeler, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, C.l2, Sayı: 99, Ankara, 01.09.1988, ss. 70-71. 307 a.g.e., s. 72. 305 145 1927'de yürürlüğe giren Muhasebei Umumiye Kanunu da 1924 Anayasası 'nın bütçe ile ilgili hükümlerinin tamamlayıcısı olmuştur. 1963 yılında Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planının yürürlüğe girmesiyle bütçe ve plan birlikteliği sağlanmıştır. 1973 yılında çağdaş gelişmelere paralel olarak klasik bütçe sisteminden vazgeçilerek program bütçe uygulamasına geçilmiştir. Bütçe sisteminin gelişmesinde sağlanan son yenilik ise performans esaslı bütçe sistemine geçişle yaşanmıştır. 3.2.3. Bütçenin Nitelik ve İşlevleri açısından taşıdığı öneme bağlı olarak yerine getirdiği Bunlardan siyasi, mali ve hukuki işlevler bütçenin varlığının da kaynağıdır. Bütçenin iktisadi işlevi ise devlet anlayışındaki gelişmeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Bütçenin ülke işlevleri bulunmaktadır. Devlet ekonomik ve toplumsal bir varlık olmanın ötesinde, belki de ,daha önemlisi siyasal bir varlıktır. İşte, bütçenin siyasal niteliği ve işlevi devletin varlığından kaynaklanmaktadır. Bütçe bütün kamu yönetiminin gidişatına etki edecek bir araç olarak kullanılabilmesi nedeniyle, hükümete yol göstermek, onu sevk ve idare etmek ve denetlernek imkanı vermektedir. Bu özelliği dolayısıyla siyasi işlev, sadece demokratik ve parlamenter rejime sahip ülkeler için söz konusudur. 308 Parlamenter demokrasilerde yasamaorganı içinden çıkan hükümet ülkeyi yönetme yetkisine sahiptir ve bu yetkisini kullanırken en başta mali imkanları olması gerekir. İşte yürütme organına bu imkanı bütçe sağlamaktadır. Öte yandan bütçeler yoluyla yürütme organına harcama yapma ve gelir toplama izninin verilmesi yasama organının yetkisindedir. Yasama organı bütçe yolu ile yürütme organının ülkeyi yönetme tarzını denetlemekte ve yönlendirmektedir. Yürütme organının programı, bu programda yer alan öncelikler ve hedefler yasama organınca onaylanırsa gerçekleşme şansı bulabilmektedir. Yasama organının, bütçe kanunu tasarısını kabul etmesi, bazı maddelerini değiştirmesi veya reddetmesi şeklinde olan izin verme ve denetim yetkisi, ash1:1da siyasi otoritesini kullanmasından başka bir şey değildir. 309 308 309 Feyzioğlu, a.g.e. (ı 98 ı), s. 42. Aksoy, a.g.e., s.388. 146 Butçesi kabul edilmeyen bir hükümet yasama organının desteğini alamamış sayılmaktadır. Bu anlamda bütçe oylaması aslında bir tür güven oylamasıdır. Diğer taraftan bütçenin parlamentoda görüşülmesi sırasında hükümetin bütün İcraatları parlamento gündemine taşınmaktadır. Bütçenin yasama organınca onaylanmasından sonra yürütme organını ve kamu yönetimini bağlayıcı bir tasarruf olması onun hukuki 310 Anayasa'ya göre bütçe bir kanundur. fonksiyonunu oluşturmaktadır. Kanunlaşmasının özel usullere dayanması ve bir yılın sonunda yürürlükten kalkması bu sonucu değiştirmemektedir. Bütçe kanunu aslında ödenekler ve gelir tahminlerinin toplamı bakımından bir bağlayıcılık taşımaz. Nitekim gelidere ilişkin olarak yapılan şey bir tahmin olduğuna göre, yıl sonunda bu tahminler gerçekleşmeyebilir. Bu nedenle bütçe bir yetki kanunudur ve bu yetki yasama organı tarafından verilmektedir. Bütçe Kanunu parlamento tarafından hükümete, gelirlerin toplanınası ve harcamaların yapılması konusunda yetki ve izin verdiğinden, hükümet gelir ve giderler yönünden bütçeden doğan birtakım hukuki işlemlerde ve tasarruflarda bulunur. Bu durum bütçenin hukuki bir niteliğe sahip olduğunun açık bir göstergesidir. 31 1 Bütçe kanunu, hükümetlerin kendilerine emanet edilen kamu kaynaklarını nasıl harcayacakianna ilişkin taahhütlerini ve vatandaşiara götürmeyi vaat ettikleri hizmetleri içeren bir mukavele niteliğindedir. Bu mukavelenin, hükümetin hizmet önceliklerinin ortaya konulduğu, kamu hizmeti sunan her kuruluşun performansının değerlendirildiği ve sonucunda, kamu kaynaklarının etkinlik ve verimlilik ilkelerine göre yönlendirildiği bir süreç içinde oluşturulması gerekir. Her mukavelede olduğu gibi, bütçe de hükümete sorumluluk yükler, dolayısıyla hükümetin performansının değerlendirilmesinde bir araç rolü üstlenir. Aynı zamanda, bütçe, hükümetlerin elindeki en önemli makroekonomik politika araçlarından biridir. 312 310 aynı yer; ayrıca ayrıntılı bilgi için bkz., Cezmi Erçin, Hukuki Bakımdan Bütçe, Hukuk İlmi•­ Kurumu Konferans Serisi: 25, Hapisane Matbaası, Ankara, 193 7. Edizdoğan, a.g.e., s.l3. İzak Atiyas, Şerif Sayın, Siyasi Sorumluluk, Yönetsel Sorumluluk ve Bütçe Sistemi: Bir Yeniden Yapılanma Önerisine Doğru, TESEV Yayınları: 4, Boyut Matbaacılık A.Ş., İstanbul, 1997, s. VI. Yayım 311 312 147 Bütçenin, siyasi, hukuki ve ekonomik işlevini tamamlayan asıl önemli işlevi, bütçenin denetim işlevidir. Denetim işlevinden amaç, bütçenin devletin mali idaresinin, hatta bütün işlemlerinin denetlenmesinde esas alınması ve tasarlanan ile gerçekleştirilen arasında bir kıyaslama yapmak imkanının sağlanmasıdır. 313 3.2.4 Bütçe Aracılığıyla Yapılan Parlamento Denetimi Mali yetkiler, yasama organlannın tarih içindeki ilk işlevlerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerçekten, "temsilsiz vergi olmaz" ilkesiyledir ki, bugünkü parlamentoların ilk örnekleri belirmeye başlamış, giderek kamu harcamalan da parlamentoların denetim alanı içine girmiştir. 314 Mali denetim yollarının en önemlilerinden birisi bütçedir. Bütçenin uygulama dönemi, yasama organının onaylamasıyla başlamakta, aynı .organın denetimi ve uygulama sonuçlarını ibra etmesiyle sona ermektedir. Bütçeyi onayiayan yasama organının yaptığı denetime "Yasama Denetimi" adı verilmektedir. 315 Türkiye'de yasama denetimi, yasama organı olan TBMM tarafından yapılmaktadır. Bu denetim, esas itibariyle bütçenin uygulanmasından sonra yapılmakla beraber, bütçenin uygulanması sırasında da yapılmaktadır. Ancak, TBMM'nin bütçe uygulamalarını uygulama sırasında denetlernesi zorunlu ve düzenli bir nitelik taşımamaktadır. Bu denetimin bir bölümü siyasal denetim araçları vasıtasıyla doğrudan TBMM tarafından yerine getirilirken bir bölümü de parlamento adına denetim yapan bir kurum olan Sayıştay tarafından yerine getirilmektedir. TBMM, uygulama aşamasında Anayasa ve kendi çalışma kuralları çerçevesinde sadece gerekli gördüğü durumlarda denetim yapmaktadır. Bununla birlikte, bütçenin uygulanmasından sonra kesin hesaplarda. yapılacak olan yasama denetimi anayasal bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar mali içerikli tüm kanunların görüşülmesinde bir tür yasama denetimi söz konusu o labilirse de, 1982 Anayasası 'nda bütçe 313 314 315 Feyzioğlu, a.g.e. (1981), s. 42. · Özhan Uluatam, Kamu Maliyesi, Teori Yayınları, Ankara 1988, s. 62. İba, a.g.e. (1997), s. I 17. 148 yoluyla yapılan denetim, kamu iktisadi teşebbüsleri üzerindeki denetim ve 316 fonlara yönelik denetim başlıkları daha ön plana çıkmaktadır. ~.2.5. Bütçe Görüşmelerinde Parlamento Denetimi yıkemizin de dahil olduğu Kıta Avrupası Sistemi'ni benimseyen ülkeler/ gurubunda parlamento lar, bütçe hakkını esas itibariyle bütçe tasansının görüşülmesi ve onanınası safhalarında kullanmaktadırlar. Bütçenin onanınası milli hakimiyetin ve bütçe hakkının belirdiği ve toplandığı ana tasarruflardan biridir. Diğer bir deyişle, bir milletin bütçe hakkına sahip olup olmadığı, millet temsilcilerinin yani parlamentonun 317 bütçeyi onama yetkisini haiz bulunup bulunmadığı ile ölçülmektedir. Ülkemizde Maliye Bakanı'nın yeni bütçe tasansını gerek Plan ve Bütçe Komisyonu'nda gerekse Genel Kurul'da sunduğu celseler, parlamentonun en görkemli ve katılımın en yoğun olduğu eelselerinden biridir. Parlamenterler bütçenin tümü üzerinde veya her bakanlığın bütçesi üzerinde söz alarak kendilerini seçmenlerine göstermek veya duyurmak gayretine özellikle bütçe tasarısının Meclis 'te görüşülüp onanınası sırasında düşmektedirler. Bütçe müzakereleri tamamlanarak bütçe kanunu kabul edildikten ve yayımlandıktan sonra artık bütçe uygulaması ve bütçe kesinhesap sonuçlarına bir daha pek dönüp bakmazlar. Bu ülkelerde kesinhesap kanunu tasarıları ise daima görüşmesiz, tartışmasız gelip, geçmektedir. 318 Parlamento, bütçeyi goruşup onamak için yaptığı incelemeler ve araştırmalar sırasında gelir ve giderlerin temeli ile ilgili siyasi tasarruflarda bulunmuş olmaktadır. Bütçeyi her sene yeni baştan onamak, zaruri olarak kabinenin gelir ve gider politikasını bir daha gözden geçirmek, hükümeti adeta genel bir sorguya çekmek imkanı sağlamaktadır. Demokratik ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de uygulama bu şekilde olmakta ve bütçenin özel bir önem kazanması bu siyasi kontrol fonksiyonundan 3 19 kaynaklanmaktadır. 316 Onar, a.g.e. (1990) s. 45. Feyzioğlu, a.g.e. (1981), s. 231. 318 Bedi Feyzioğlu, "Sayıştay ve Parlamento", Sayıştay Dergisi, Sayı:13, Temmuz-Eylül 1993, s. 25. 319 Feyzioğlu, a.g.e. (1981), s. 7. 317 149 Bütçe görüşmeleri Meclis'te en hareketli tartışmalara sahne olmaktadır. Bu görüşmelerde siyasi partiler, ya genel başkanları ya da sıkı hatipleri aracılığıyla halka seslenmektedir. Geleneksel olarak medyanın da yakın ilgi gösterdiği bütçe görüşmeleri hükümetler için bir siyasal sınav, siyasi parti grupları içinse projelerini ve programlarını anlatmanın ya da deyim yerindeyse siyasal reklamını yapmanın en kestirme yolu olmaktadır. Bu yüzden, bütçenin TBMM Genel Kurulu 'nda görüşülmesi sırasında hükümete, parti gruplarına, komisyona ve kişisel konuşmacılara Danışma Kurulu 'nun önerisi üzerine Genel Kurul tarafından diğer gündem konularına göre daha geniş süreler ayrılmaktadır. Gerçekten de parlamento tarihimizde en uzun süren konuşma ve konuşmacılara bütçe görüşmelerinde tanık olunmaktadır. 320 Örneğin, 1979 yılı bütçesinin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında hükümetin sunuş konuşması yaklaşık 1.5 saat sürerken, MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın grubu adına yaptığı konuşma 3 saat 45 dakika, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in konuşması ise tam 4 saat sürmüştür. 321 1976 yılı bütçe görüşmelerinde ise hükümet ve gruplara sınırsız süreli konuşma hakkı tanınmış olmasına rağmen konuşmalar bu denli uzun olmamıştır. 322 Bütçe görüşmelerine bu denli önem verilmesi bu görüşmelerin bir tür güven oylamasına dönüştüğünün en iyi kanıtıdır. Parlamentolar, denetimini yaptıkları yürütmeyi, güvenoyu vererek göreve getirmişlerdir. Güvenoyu verirken temel aldıkları kriter, yürütmenin programıdır. Dolayısıyla programları çerçevesinde hareket edip etmediklerini izlemek, parlamentoların sahip olduğu doğal bir haktır. Bu hakkın gereğini de denetim yollarını kullanarak yerine getirmektediri er. 323 Bunu yapar~en yasama organının objektif davranabilmesi ve yerinde karar alabilmesi, denetim alanı ile ilgili ayrıntılı . bilgi edinmiş olmasına bağlıdır ..324 Parlamento, yürütmenin programını tam olarak uygularlığını görse bile, başarı ya da başarısızlığın ortaya çıkarılabilmesi, görev ve yetkiterin kötüye kullanılıp kullanılmadığının anlaşılabilmesi için etkin bir denetim yapmak zorundadır. Bütçe bunun en etkin yollarından biridir. İba, a.g.e. ( 1997), s. I 21. Bkz. MMTD, D. 5, C. 10, 16.2.1979, B. 54, ss. 2-135. 322 Bkz. MMTD, D. 4, C. 15, 16.2.1976, B. 57, ss. 5-119. 323 Yılmaz Orhan, Türkiye'de Kamu Yönetiminin Temeli, TODAİE Yayınları, Ankara, 1984, s. 48. 324 Onar, a.g.e., ( 1977), s. 4. 320 321 150 Çünkü hükümet programının yıllık dilimlerini bütçe aracılığıyla parlamento onayına sunmaktadır. Bütçe kanunu tasarılan ve bunların oylanması, yasama organının, yürütme organı üzerinde sıkı ve ciddi bir kontrol sağlamasına imkan vermektedir. Bütçe kanunlan ülkenin siyasi, ekonomik ve mali durumunun bütün cepheleriyle gözden geçirilmesini, denetimin kapsamlı ve etkin olmasını mümkün kılmaktadır. Ancak diğer konularda olduğu gibi bu konuda da parlamentonun yetkisi ve etkinliği zaman içerisinde birçok ülkede azalmış bulunmaktadır. Bunda; bu tür denetimierin çeşitli sakıncalar doğuracak hale geldiği ve devamlı bir politika takibine ve istikrara imkan bırakmadığı düşüncesiyle sınırlandınlması ve böylece yürütme organının yasama organı karşısında çok daha geniş bir hareket serbestisi sağlanması 325 yoluna gidilmesi etkili olmuştur. Bütçe görüşmeleri sırasından bakanlardan bakanlıklannın görev alanıyla ilgili olarak pek çok soru sorulmaktadır. Parlamenter sistemin gereği olarak parlamento, denetimini yaparken bakanlardan her zaman 326 Bu açıklama isteyebilir. Bu hakkın yaptırımı politik sorumluluktur. noktada sorumluluk tek başına bir anlam ifade etmez mutlaka denetimle ilişkisi kurularak uygulanmalıdır. Zaten sorumluluk kavram olarak (özellikle bakanların bireysel sorumluluğu) 19. yy.'de yasama denetimi ile 327 Günümüzde ise sorumluluk beş düzeyde paralel olarak gelişmiştir. kendini göstermektedir. İlk aşamada sorumluluğun gereği olarak bakan, parlamentodan gelecek soruları yanıtlamak zorundadır. Bunun biraz daha ileri düzeyi bakanın kendi bakanlığı ile ilgili olarak parlamentoya bilgi ve rapor vermesinin gerekliliğidir. Bunun ötesinde bakan, sorumluluk alanı ile ilgili olarak bilgi ve rapor vermeye zorlanabilir. Sorumluluk ile ilgili olarak bir üst düzeyde de bakandan kendi alanına giren kuruluşlarla ve sorunlarla ilgili olarak çözüme yönelik girişimde bulunması istenebilir. Bütün bunların yanında en ciddi ve sonuçları açısından en önemli sorumluluk düzeyi, istifa Pierre Delvolve, "Parlamentonun Ekonomik ve Bütçe Politikası Üzerindeki Kontrolü", (çev. Ragıp Hanyal), Maliye Bülteni, S: 654, Ankara, Mart-Nisan 1969, s. 63. 326 Leon Duguit, Kamu Hukuku Dersleri, (çev. Süheyp Derbil), AÜHF Yayınları, Ankara, 1954, s. 102. 327 Diana Woodhouse, Ministers and Parliaments, Ciarendon Press, USA, I 994, s.2. 325 151 mekanizması ile gerçekleşir. Sorumluluğun en önemli etkiler doğurabilınektedir. 328 açık sonucu olan istifa ·Bütçe kanununun parlamentoda görüşülmesi, yasama organının kamu maliyesini kontrolde kullandığı en önemli araçtır. Bütçenin önemli ekonomik ve siyasal politika aracı olması, bu konuda hükümete geniş yetkiler verilmesini zorunlu kılmıştır. Bütçe hazırlığında hükümete tanınmak istenen inisiyatif, ayrıca bütçenin tartışılması sırasında Meclis'in yetkilerinin azaltılmasını da yanında getirmiştir. Bu sonuca bütçe ile ilgili Anayasa hükümleri incelendiğinde de varılabilir. Anayasa'nın; TBMM'nin görevlerini sayan 87. maddesi: Kanunlar için "kanun koymak" deyimini kullandığı halde, bütçeler için "görüşmek ve kabul etmek" deyimini kullanarak aradaki farkı çok belirgin bir biçimde vurgulamıştır. 329 TBMM' de bütçe görüşmeleri yapılırken hükümet güçlü kılınmıştır. Meclis görüşmelerinde Bütçe Komisyonu'na çok önemli bir rol verilmiştir. Önemi dolayısıyla diğer komisyonlardan farklı olarak "Bütçe Komisyonu" Anayasa ile düzenlenmiştir. Diğer yandan bütçenin Meclis 'te görüşülmesi için ayrılan 75 günlük sürenin 55 günü Bütçe Komisyonu'na ~yrılmıştır. Kırk üyeden oluşan bu Komisyon 'un yirmi beş üyesi iktidar partisi veya partilerine ayrılarak, Komisyon'un oluşumunda da iktidar güçlü kılınmıştır. Bu arada, Bütçe Komisyonu 'nun, bütçe tasarılarını değiştirmek konusunda Meclis Genel Kurulu'ndan daha yetkili kılındığını bel~rtmek gerekir. Bir başka deyişle, Bütçe Komisyonu gerek kamu harcamalarını, gerek kamu gelirlerini arttırıp eksiltebilecek önerilerde bulunabilirken, Meclis Genel Kurulu 'nda gider arttırıcı ve gelir azaltıcı önerilerde bulunma yasağı bulunmaktadır. Ancak, şu hususu da belirtmekte yarar vardır; Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun bütçe tasarısı üzerinde hukuk en her türlü değişiklik yapabilme olanağı bulunmakla birlikte, hükümetin tasarısını tamamen bir kenara atmak suretiyle yeni bir tasarı ortaya konulması söz konusu 330 değildir. 328 329 330 a.g.e., ss. 28-33. Atilla İnan, "Demokrasi Evriminde Bütçe Hakkının Parlamenter Denetim Açısından Önemi ve Türkiye 'deki Durumu", İller ve Belediyeler Dergisi, S: 644, Ankara, Haziran 1999, s. 33 7. Gülay Coşkun, Kamu Mali Yönetimi, TODAİE Yayınları, No: ı 7 ı, Doğan Basımevi, Ankara, ı 978, ss. 76-77. 152 Bütçe tasansı metnindeki tüm maddeler oylandıktan sonra, bütçenin tümü açık oya sunulmaktadır. TBMM Genel Kurulu tarafından yaklaşık 20 günlük bir sürede görüşüldükten sonra kabul edilen bütçe kanunu diğer kanunlarda da olduğu gibi Cumhurbaşkanı 'na gönderilmektedir. Ancak, Anayasanın 89. maddesi hükümlerine göre diğer kanunların aksine, bütçenin Cumhurbaşkanı tarafından bir defa daha görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderilmesi mümkün değildir. Böyle bir düzenleme yapılmış olması bütçenin bir tür güven oylaması niteliğine bürünmesinden kaynaklanmaktadır. Ortada olağan bir kanun söz konusu değildir; çünkü bütçe hükümetin temel iş görme aracıdır. Cumhurbaşkanı 'na geri gönderme hakkı tanınmamış olması, güven oylamasıyla ilişkilendirildiği için işin doğası gereğidir. Anayasa'nın bu hükümlerini destekler şekilde, bütçede Meclis'in rolünün, hükümetin tekliflerini kabul ya da reddetmekten ibaret olması, Meclis'in, hükümet programı yerine kendi tasarrufunu koymaması, bütçeden memnun değilse reddedebileceği, böylece hükümete güvensizliğini ifade edebileceği, yeni gelen hükümetin de kendi sorumluluğu altında yaptığı bütçede Meclis' in görüşünü hesaba katmaya mecbur olduğu çok öncelerden savunulmuştur. 331 Ayrıca Genel Kurul'daki oylama haricinde bütçe görüşmeleri sırasında Anayasaya aykınlıkların, Anayasa Mahkemesi tarafından göz önünde tutulabilmesi, yürütmeyi parlamento denetimi yanında yargı denetimine karşı da güçlü kılmıştır. Bütçenin kabulü veya reddi, yasama organının yürütme organını kontrolü olarak siyasal bir nitelik taşır. Oylanınası Meclis aritmetiğine bağlı olan bütçenin onaylanması hükümete güven, onaylanmaması veya reddi ise güvensizliğin bir göstergesidir. Yoksa bütçenin niteliği veya içeriği bu sonuçta etkili olmamaktadır. 332 Nitekim 30.10.1974 tarihli ve 1823 sayılı 1974 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun bazı maddelerinin Anayasa'ya aykınlığı nedeniyle açılan bir iptal davası üzerine Mahkeme 'nin verdiği kararın gerekçesinde; demokratik geleneklerde bütçesi reddedilen hükümetlerin bunu güvensizlik ve çekilme sebebi saydıkları belirtilmektedir. 333 331 332 333 Bkz. Feyzioğlu, a.g.e. (1981), ss. 262-263, Gaston Jeze, Finans Ilmi, (çev. Alaeddin Tiritoğlu), Ankara, 1939, ss. 92-l04'ten. İnan, a.g.e., s. 338. E. 1974/26, K. 1974/48, k.t. 21.11.1974, AMKD, C. 12, ss. 394-395. 153 Eskiden bütçe rakamları sınırlı, bunlarla ilgili konular ve bölümlerin sayısı azdı. Doğal olarak bunların etraflı bir şekilde ve kısa bir sürede parlamentoda görüşülmesi mümkün olabilmekteydi. Bütçenin etkili bir kontrol aracı olmaktan çıkmasında; günümüzde devletin görev alanı ve bu sebeple kanuniann sayısının, bütçe rakamlarının, bütçeye giren konuların, bölümlerin, fasılların aşırı derecede artmış olması yatmaktadır. Bunların çok büyük bir kısmı çok teknik ve özel ihtisas isteyen konularla ilişkilidir. Parlamentonun bunlar üzerinde çok kısa süre içinde çok derin ve etraflı incelemeye gırışmesi Komisyon'da dahi mümkün olamamaktadır. Komisyon 'un bir günlük görüşme programına pek çok kurum ve kuruluş sıkıştıolmakta ve bunların bütçeleri etraflı bir görüşmeye konu olmadan onaylanmaktadır. Örneğin 2005 mali yılı bütçe görüşmelerinde Komisyon' da bir günde iki bakanlık ve bu bakaniıkiara bağlı dört katma bütçeli kuruluşun bütçe ve kesinhesapları görüşülmüş ve onaylanmış tır. 334 Birçok durumda da görüşmelerin, temel konular yerine önemsiz ayrıntılara kadar inmesi, bazen de objektif görüşler yerine politik görüşlerin hakim olması, zaman zaman ülkenin genel ekonomik kalkınması bakımından sakıncalı sonuçlar doğurmaktadır. Bu sebeple bütçe görüşmeleri sonunda oylama, harcama kalemleri itibariyle bir bir değil, daha çok bölümler üzerinde yapılmaktadır. Kısaca temas edilen bu sebepler sonucunda, parlamento ile hükümetin geleneksel yetki ve görev dengesinde yürütme organı lehine gelişmeler olmuş ve bazıları buna; "klasik parlamento usullerinde karşılaşılan güçlük ve buhran" adını vermiştir. 335 Tüm olumsuzluklara rağmen parlamentonun en etkin mali denetim aracı yine bütçedir. Bütçenin gerek Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda gerekse Genel Kurul' da görüşülmesi, yürütmenin tam anlamıyla yasama organı, özellikli muhalefet grupları, karşısında hesap vermesi ve bir yıllık icraatından; yürütme faaliyetlerinden siyasi, ekonomik, mali vs. yönlerden sorgulanması demektir. 336 Genel ve katma bütçeye dahil yönetimlerin bütçeleri görüşülürken Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda bu yönetimlerin 334 Plan ve Bütçe Komisyonu 2005 mali yılı bütçe görüşme programı için bkz. http://www.tbrnm.gov.tr/butce/2005/2005 plan butce koınsy gonısıne takviıni.doc 335 Delvo!ve, a.g.e, ss. 63-65. 336 Gülay Coşkun, Devlet Bütçesi: Türk Bütçe Sistemi, Turhan Kitabevi, Ankara, 1986, ss. 27-39. 154 sorumluları da her türlü faaliyetlerinden dolayı sorgulanmaktadırlar. 337 Muhalefet milletvekilleri, özellikle de sözcüleri tarafından bu denetim en etkin şekilde yerine getirilmeye çalışılmaktadır. 3.2.5.1. Plan ve Bütçe Komisyonu Aşaması Yasaman ın görevi yürütmenin bütçe kanunu ile elde etmek istediği yetki talebini değerlendirip, gerektiği hallerde kısıtlamaktır. Ancak, parlamenter sistemlerde hükümeti oluşturan partiler aynı zamanda Plan ve Bütçe Komisyonu'nda çoğunluğa sahip olunduğundan, Komisyon'da alınan kararlar genelde hükümetin beklentilerine ters düşmez. Zaten genelde komisyona seçilme, parti içi yükümlülük dağıtma ve ödüllendirme mekanizmasının bir parçası haline gelmiştir. Yani, siyasi yükümlülükleri ödeme mantığı Komisyona da yansımıştır. Dolayısıyla Komisyon, genellikle, üyelerine kamu kaynaklarının dağılımını kendi tercihlerine göre az da olsa yönlendirme olanağı tanıma işlevi görmektedir. Komisyon'un önemli görevi, bütçenin muhtevasına ilişkin, kamuoyunu aydınlatan, ciddi bir müzakere platformu sunmasıdır. 338 Ancak, muhalefet partilerinin çabalarına rağmen, genel olarak Komisyon 'un bu işlevi çok etkin bir şekilde yerine getirdiği söylenemez. Unutulmamalıdır ki, muhalefet partisi/partilerine mensup milletvekilleri de kamusal kaynakların dağıtımında az veya çok söz sahibi olmak istemektedirler. Plan ve Bütçe Komisyonu'na üye olmanın başlıca saiklerinden biri de budur. Bu isteklerini gerçekleştirebiirnek için de çoğunlukla bakanlada iyi geçinmek yolunu tercih etmektedirler. Komisyon 'un kamuoyunu aydınlatan, ciddi bir müzakere platformu olduğu yönünde yapılan açıklamalar geçerliliğini korumaktadır. Verilen bu bilgilerle yapılan açıklamalar arasında çelişki var gibi gözükse de bu iki durum arasında her zaman bir denge mevcuttur. Şüphesiz bu durum (Komisyon~un yapısı da hesaba katılınca) biraz da işin doğası gereği, 337 338 Bütçe kanunu tasarılannın göıüşmelerinde bütün milletvekillerinin, tüm bakanlıklar ve kurumlar hakkında görüş beyan etmesi hem zaman kısıtlaması hem de uzmanlıklan gereği mümkün olmamaktadır. Bütçe denetimini en iyi şekilde yerine getirmek ve müzakereterin verimli geçmesini sağlamak adına gerek muhalefet gerekse iktidar grup/gruplan kendi içlerinde görev dağılımı yapmakta ve her bir kurumun bütçesi için farklı sözcüler seçmektedirler. Bu uygulama hem Komisyon hem de Genel Kurul'da yapılmaktadır. Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 25. 155 yasamanın denetim yetkisini tam engel teşkil etmektedir. anlamıyla kullanabilmesinin önünde bir 1927 İçtüzüğünde yer alan Bütçe Komisyonu 'na ilişkin hükümler uyarınca genel bütçe kanunu ile çeşitli dairelerin bütçe raporlarını yazmakla yükümlü raportör üyeler seçilebilmekteydi. Bu uygulama 1961 ve 1982 Anayasaları döneminde de devam etmiştir. Ancak, 1973 içtüzüğünde 1927 İçtüzüğünde yer alan hüküm muhafaza edilmemiş, bu uygulama yeni İçtüzüğün uygulama döneminden itibaren teamülen devam etmiştir. 1961 Anayasası döneminde bütçenin Bütçe Karma Komisyonu 'nda görüşüldüğü belirtilmişti. 50 kişiden oluşan bu Komisyon 'un üyelerinin iktisat, ticaret ve· maliye sahalarında bilgi ve tecrübe sahibi kişiler olması lazımdı. Komisyon başkanı, başkanvekili ve raportör seçildikten sonra geriye kalan üyeler, her bakanlığa en az ikişer kişi olmak şartıyla raportör tayin edilmekteydiler. 339 Bunlar her bakanlığın bütçe tekliflerini bu bakaniıkiara giderek yerinde incelerlerdi. Raportörler önce gider bütçelerini incelerler; hangi kanun bu harcamanın yapılmasına cevaz vermiştir, yeni bir teşkilat kurulmuş ise böyle bir yetki verilmiş midir, kadroların karşılığı personel özlük hakları tam olarak konulmuş mudur, hizmetlerin rasyonel yürütülmesi için tertip ve tedbirler alınmış mıdır, gibi soruların yanıtlarını ararlardı. Raportörler, yalnız bütçe ile ilgili olarak değil, diğer ilgili bütün kanunlarla da meşgul olurlardı. Bütçe teklifini en ince teferruatına kadar ince ler, gerekirse ilgili bakanın bizzat kendisinden de açıklama alırlardı. 340 Gelir bütçesinin incelenmesi için de ayrı bir veya iki raportör seçilirdi. Bu raportörler de yapılan tahminierin isabetini tespite çalışırlardı. Neticede bu raportörler o dairelerin bütçe tekliflerinde yapılmasını faydalı ve lüzumlu gördükleri değişiklikleri, gerekçeleri ile birlikte o bütçe hakkında hazırlayacakları rapora koyarlar ve genel ra portöre (komisyon sözcüsüne) verirlerdi. Genel raportör bu özel raporları özetleyerek ve bütçenin tümü hakkında kendi fikirlerini de ekleyerek o yılın Bütçe Komisyonu raporunun hazırlıklarına başlardı. Bütçelerin Komisyon' da görüşülmesine de bu özel Bu uygulamanın dayanağı ise belirtldiği üzere ı927 tarihli TBMM İçtüzüğü'nün 22. maddesidir. Bkz. Birinci Bölüm s. 20. 340 Nazmi Yavuzalp, Bütçe Hakkında Bazı Temel Bilgiler, MSB Araştırma ve Geliştirme Başkanlığı Yayınları, Sayı: 52, Ankara, ı 965 s. ı 2. 339 156 raporların gelmesi üzerine başlanırdı. 341 Her bakanlık için hazırlanan bu raporlar komisyonda tek tek okunmaktaydı. 342 Böylece bütçe teklifinin sahipleri arasına raportörler de girerdi. 343 Bu uygulama 1982 Anayasası döneminde de devam etmiştir. Ancak, zamanla suiistimale uğramış, raportörlerle bakanlık bürokratları arasında yakın ilişkiler kurulmuş, amacına uygun olmayacak bir şekilde raporlar bakanlık bürokratlarına yazdırılmış, asıl amaç olan inceleme geri plana itilmiştir. Ankara dışındaki dairelerde ve taşra teşkilatlarında inceleme yapmak üzere görevlendirilen raportörler harcırab almış ancak yerinde inceleme yapmaya gitmemiştir. Yaşanan bu olumsuz gelişmeler sonucunda komisyon üyelerinin, en azından kendi ilgilendikleri bakanlıkların bütçelerini derinlemesine. inceleme imkanı veren bu uygulamaya ı 995 tarihinde son verilmiştir. Anayasa' nın bütçenin görüşülmesi ile ilgili ı 61, 162 ve 163. maddeleri birlikte ele alındığında, şu süreç karşımıza çıkmaktadır: Bütçe kanunu tasarısı Bakanlar Kurulunca hazırlanır, mali yıl başından en az yetmiş beş gün önce TBMM'ye sunulur ve bütçe kanunu tasarısı, Bütçe Komisyonu'nda incelenir. Bütçe Komisyonu'nun elli beş gün içinde kabul edeceği metin, TBMM Genel Kurulu 'nda görüşülür ve mali yıl başına kadar karara bağlanır. Ancak, TBMM üyeleri Genel Kurul' daki görüşmeler sırasında gider artırıcı ve gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar. Görüldüğü gibi, bütçe tasarısının yasama organındaki görüşülmesi sırasında komisyon gerekiyorsa gelirleri azaltıp giderleri artırabilmekte, bir başka deyişle konuya daha teknik düzeyde yaklaşabilmekte iken, Genel Kurul 'un denetimi daha çok siyasal nitelik taşımaktadır. 344 Aynca, genel ve katma bütçelerle verilen ödenekierin harcanabilecek miktarın sınırını gösterdiği, bu sınırın Bakanlar Kurulu Kararı ile aşılabileceğine dair bütçelere hüküm konulamayacağı, Bakanlar Kuruluna KHK ile bütçede değişiklik yapma yetkisi verilemeyeceği, cari yıl bütçesindeki ödenek artışı öngören Bkz. Feyzioğlu, a.g.e. (198 1), ss. 245-246. Örnek raporlar ve komisyon görüşmeleri için bkz. TBMM Arşivi (Bütçe Müdürlüğü). 343 Yavuzalp, a.g.e., s. 13. 344 Nami Çağan, "Anayasa Çerçevesinde Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü", (Anayasa Yargısı Sempozyumu 1984), Anayasa Yargısı Dergisi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, No: 5, Ankara I 986, s. 203. 341 342 157 ve cari ve ileriki yıl bütçelerine mali yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve tekliflerinde belirtilen giderleri karşıtayabilecek mali kaynak gösterilmesinin zorunlu olduğu hüküm altına alınmıştır. değişiklik tasarılarında Bütçe tasarıları · 17 Ekim' de Meclis' e sunulmaktadır. Komisyon' da görüşmeler ise genellikle bu tarihten yaklaşık bir ay sonra başlamaktadır. İlk birleşim Maliye Bakanı 'nın sunuş konuşması ile başlamaktadır. Bu konuşmada; dünyadaki gelişmeler, Türkiye'deki gelişmeler, bir önceki yıl kesinhesabı, içinde bulunulan yıl bütçesinin gerçekleşme oranları, yeni bütçenin hedefleri, bütçe büyüklükleri, memur aylıklarının artış oranı, uygulanan ve uygulanacak vergi sistemi ve uygulamaya sokulacak yeni 345 Bakan'ın sunuş konuşmasının vergiler hakkında bilgiler yer almaktadır. ardından Komisyon bütçe görüşmelerinin esas ve usulleri hakkında karar vermektedir (konuşma süresi, komisyon başkanına bütçe görüşme 346 programda değişiklik yapma yetkisi verilmesi gibi). İlk birleşim böylece sona ·ermekte ve Komisyon üyelerinin b_ütçe ve bütçe ile ilgili dokümanlarını inceleyebilmelerini sağlamak amacıyla bir haftalık ara verilmektedir. Çünkü, bütçe tasarıları 17 Ekim'de sunulmasına rağmen, ·bütçeye ilişkin değerlendirme yapmayı sağlayacak dokümanlar ilgili 347 Dolayısıyla Komisyon kurumlarca ancak bu toplantıda sunulmaktadır. üyeleri Bakanın sunuş konuşmasına kadar yapacakları incelemeleri ancak tasarılar üzerinden yapmak durumunda kalmaktadırlar. I 7 Ekim'de sunulan tasarılar ise yalnızca genel ve katma bütçe kanunu tasarıları olmakta kurum bütçeleri birbirlerinden ayrı olarak ve farklı tarihlerde gelmektedir. Bu durum da incelen1e ve değerlendirme yapmayı güçleştiren bir etken olmaktadır. Maliye Bakanı 2005 yılı bütçe sunuş konuşması için bkz . . http://www.maliye.gov.tr/apk/default.htm 346 Bkz. D. 22, YY. 3, SS. 706, s. 18, http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/doneın22/yi!Ol/ss706nı.htm 347 Görüşmelerde bütçe ve kesinhesap kanun tasarıları, hazine genel hesabı, genel uygunluk bildirimi ve 1996 yılından bu yana genel uygunluk bildiriminin ekinde o yılın bütçe uygulaması sonucu harcamalada ve gelirlerle ilgili ayrıntılı verileri içeren ve tahminlerle gerçekleşmeler arasında oluşan sapmalan gösteren .. bütçe uygulama sonuçlan raporu", yine aynı yıldan beri önemli mali denetim bulguları içeren .. Hazine işlemleri raporu" sunulmaktadır. Bu dokümanların dışında iki temel doküman daha Komisyon üyelerine dağıtılmaktadır. Bunlar; cari yıl bütçesinin geçmiş yıllarla mukayesesİnin analizini içeren .. Bütçe Gerekçesi" ve ulusal ve uluslararası ekonomik gelişmeleri analiz eden ..Yıllık Ekonomik Rapor"dur. Bkz. http://www.bumko.gov.tr/pageR.htınl. Ayrıca DPT tarafından da yıllık program sunulmaktadır. 345 158 Bütçe görüşmelerine esas bu dokümanlar Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda ele alınmaktadır. Bütçenin denetim işlevinin güçlendirilmesi yönünde yapılan çalışmalarda; Komisyon 'un bu dokümanları gerek zaman darlığından, gerekse Komisyon 'un iş yükü yoğunluğundan dolayı istenildiği şekilde değerlendiremediği, temsili demokrasilerde politika oluşturma sürecinde, Parlamentoların belirleyici rol üstlenmeleri gerektiği, bu çerçevede bütçe gerekçesi ile yatırım programının ana hatlarını belirleyecek politikaların TBMM tarafından tespit edilmesine yönelik mekanizmaların oluşturulması gerektiği, bütçenin tüm hükümet faaliyetlerini kapsamadığı, bütçeterin hükümetlerin programı ile yıllık programlarla uyumlu olmaması nedeniyle hükümetin politika önceliklerini tam yansıtmadığı ve TBMM'nin kamu kaynağı kullanan tüm kurumları denetleyemedi ği, şeklinde eleştiriler yapılmaktadır. 348 Bakan'ın sunuşunun ardından yapılan ilk toplantıda bütçe ve kesinhesap kanunu tasarılarının tümü üzerinde görüşme yapılmaktadır. Bir gün süren· bu toplantıda hükümeti Maliye Bakanı temsil etmektedir. Görüşmeler, Bakan sunuşunu önceki birleşimde yapmış olduğu için doğrudan Komisyon üyelerinin söz hakkı ile başlamaktadır. Bu konuşmalarda bütçe ve kesinhesaplar hakkında görüş ve eleştiriler dile getirilmekte, ülkenin genel ekonomik durumuyla ilgili değerlendirmeler yapılmakta ve hükümetin ekonomi politikaları başta olmak ~zere bütün uygulamaları masaya yatırılmaktadır. Bu değerlendirmelerin ardından üyelere Bakan'a soru sorma hakkı tanınmaktadır. Soruların ardından Bakan hem yapılan değerlendirmeler hakkında görüşlerini dile getirmekte hem de sorulara cevap vermektedir. Bakan, sorulan sorulara . süre elverdiği müddetçe konuşması esnasında cevap vermekte, komisyonda cevaplandıramadıklarını ise daha sonra yazılı olarak cevaplandırmaktadır. Bakan konuşmasını tamamladıktan sonra yeni yıl genel bütçe kanunu tasarısı ile bir önceki yıl kesinhesap kanunu tasarısının "Gider bütçesi" başlıklı birinci maddeleri ve katma bütçeli idareler yeni yıl bütçe kanunu tasansının "Ödenekler, öz gelirler, hazine yardımı" başlıklı birinci maddesi 348 Bkz. Devlet Planlama Teşkilatı, 8. Beş Yıllık Kalkınma Plam, Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel ihtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2000, ss. 32-36. 159 ile bir önceki yıl bütçesinin kesinhesap kanunu tasarısının "Gider bütçesi" başlıklı 1. maddesi okunmakta ve toplantı sona ermektedir. Müteakip toplantıda daha önceden belli olan bütçe görüşme programına uygun olarak bakanlık ve bakanlığa bağlı ve ilgili kurum ve kuruluş bütçeleri görüşülmektedir. 349 Bu görüşmelerde hükümeti, hangi bakanlığın bütçesi görüşülüyorsa ilgili bakan temsil etmektedir. Görüşme prosedürü bütçe ve kesinhesap tasarılarının geneli üzerinde yapılan görüşme usulü ile aynıdır. Ancak, bakanın son konuşmasının ardından gerek bakanlık gerekse bakanlığa bağh veya ilgili kuruluşların bütçe ve kesinhesapları oylanmaktadır. Bütçe tasarılannın oylaması programlar (yeni uygulamaya geçilen analitik bütçe sistemi ile birlikte, fonksiyonlar) itibariyle yapılmaktadır. ve Hazine Müsteşarlığı bütçe ve kesinhesapları görüşülmektedir. Bunun nedeni ise diğer kurum ve kuruluşlar (özellikle katma bütçeli kuruluşların) bütçeleri görüşülürken ödenek artırımı yoluna gidilmesidir. Bütçe dengesinin (konsolide bütçe) korunması amacıyla Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı bütçelerinin ilgili tertiplerinden aktarma veya kesinti yapılmaktadır (transfer tertipleri). Tüm kurum ve kuruluşların bütçe ve kesinhesapları kabul edildikten sonra genel ve katma bütçe kanunu tasarıları ve kesinhesap kanunu tasarılarının maddeleri görüşülmekte, en son gelir bütçesi ve gelir kesinhesabı oylandıktan sonra toplantılar sona ermektedir. Toplantıların ardından komisyon raporu hazırlanmakta ve bütçeler ile cetvellerde yapılan değişiklikler doğrultusunda tasarılar yeniden tanzim edilip bastırılmakta ve Genel Kurul görüşmelerine hazır hale getirilmektedir. En son Maliye Bakanlığı Bütçe politikası günümüzde iktisadi kalkınmanın sağlanması, daha adil bir gelir ve servet dağılımına ulaşılması ve ekonomik istikrarın korunması gibi üç temel iktisadi ve sosyal amacın gerçekleştirilmesi yolunda en etkin ve en önemli araçlardan birisi olarak değerlendirilmektedir. Bütçe politikasının bu işlevlerini yerine getirebilmesi için iktisadi şartlara uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Fakat bütçe çağrıları ve bütçe hazırlama rehberleri incelendiğinde genel politikaların 349 Bağlı ve ilgili kurum ve kuruluşlardan kasıt tüzel kişiliği olmayan bakanlık bütçesi içinde yer alan dolayısıyla genel bütçe içerisindeki kuruluşlarla katma bütçeli kuruluşlardır. 160 aynı olduğu, hatta çoğu zaman kelime kelime tuttuğu da görülmektedir. Sadece parasal ve istatistiki değerler ifade eden bir kağıt ya da bilgi topluluğu olmaktan öteye geçememektedir. 350 Bu bilgi yığınları içinde kalan Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin ne derece isabetli karar verebileceklerini ise yine yürütme tarafından kendilerine sunulan bu belgeler belirlemektedir. Çoğu komisyon üyesi bütçeler üzerinde yapılan müzakerelerde bu belgelerde yer alan bilgilerden yararlanmakta, görüş ve eleştirilerini bu belgeler üzerinden ortaya koymaktadırlar. Parlamento çalışmalarını düzenleyen yazılı kuralların bulunmasının yanında, milletvekilleri tarafından daha çok benimsenmiş teamülü kuralın da bulunması, parlamento denetiminin yürütülme aşamalarını, parti bağlarını ön plana çıkardığından, önemli derecede etkileyebilmektedir. Bu tür kurallara uyulmasına yönelik yaygın kanı, özellikle parti içerisinde daha çok taraftar bulabilmektedir. 351 Parlamento içerisinde, siyasi partilerin, parlamentonun tüm fonksiyonianna yönelik alacağı kararların, parti grupları içerisinde mutlaka oylanıyor olması, 352 siyasi partilerin, yasama organının denetleyici fonksiyonu üzerinde çok etkili olduğunu göstermektedir. Bu durum bugün de yaşandığı gibi komisyonların çalışmalarını, olumlu veya olumsuz şekilde ancak yüksek oranda etkileyebilmektedir. Genelde kamu kuruluşlarının yeni yıl bütçe ödeneklerinde bir önceki yıla göre az bir artış olmaktadır. Kamu kuruluşlarının bütçe ödeneklerinin yasama organında onaylanması aşamasında gerçekleşen ödenek değişiklikleri genelde ılı m lı olmaktadır. 353 Yapılan araştırmalar kuruluşların bütçe ödenekleri ile yasama organında kabul edilen ödenekler arasındaki korelasyonun yüksek olduğunu göstermiştir. 354 Nitekim bütçenin değiştirilmesini isteyen önergelerin sayısı fazla olmakla birlikte verilen bu önergelerin çoğu hükümet kaynaklı olmaktadır. Maliye Bakanlığı ile yapılan bütçe pazarlığında istedikleri ödenekleri alamayan veya bütçe teklifini 350 Sacit Önen, "Cumhuriyet Dönemi Bütçe Politikaları", GÜİİBF Dergisi, C. 3, Sayı: I -2, I 987, ss. 189-190. 351 Teziç, a.g.e., s. 12. 352 Tunaya, a.g.e. (I 980), s. 401. 353 Engin Ataç, "Bütçe Sürecinde Karar Verme", EAÜİİBF Dergisi, C. 8, Sayı: I -2, Eskişehir, I 990, s. 321. 354 Peter B. Natchez, Irvin C. Bupp, "Policy and Priority in the Budgetary Process", American Political Science Review, S: 67, Eylül 1973, ss. 951-963. 161 sonra bakanlıklarının görev alanıyla ilgili yeni ihtiyaçlar doğan bakanlar milletvekilierine önerge verdirrnek suretiyle ödenek artırma yoluna gitmektedirler. Bu artırımlar ise sınırlı olarak yapılabilmektedir. hazırladıktan tabloda 1999-2005 mali yıllarında, genel ve katma bütçeli kuruluşların ödeneklerine ve genel ve katma bütçe kanunu tasaniarına verilen değişiklik önergelerinin dağılımı görülmektedir. Görüldüğü üzere en çok değişiklik genel ve katma bütçe kanun tasarılarının maddeleri üzerinde yapılmıştır. Maddeler üzerindeki değişikliklerin çoğu da kurumların ödeneklerinde veya kanuna ekli cetvellerde yapılan değişikliklere uyum sağlanması amacıyla gerçekleştirilmektedir. Bunun dışında yine maddeler üzerinde gerçekleştirilen değişiklikler de büyük oranda hükümetin isteği Aşağıdaki doğrultusunda gerçekleşmektedir. Tablo 3.1. 1999-2005 Mali Yılları Bütçe Kanun Tasardarına Plan ve Bütçe Komisyonu'nd a Verilen Değişiklik Önergeleri Bütçe Yılı . Madde Aktarma Öner2esi Kesinti Önergesi Artış Önergesi Dej!işiklikleri Genel Katma Genel Katma Genel Katma Genel Katma Genel Katma Genel 'Katma 1999 33 4 5 - 2000 5 8 4 200ı 3 2 2 2002 4 ı ı 2003 4 3 2004 29 ıo 2005 58 6 ı - 2 Toplam Diğer 79 ll 2 - 37 ı6 ıı 4 - 45 41 ı4 3 - ı 24 15 6 23 3 4 38 9 19 8 27 o 3 80 28 8 ı 22 7 5 - 94 14 o 4 22 3 6 6 4 ı6 4 14 28 22 o 4 ı 5 ı ı 397 134 ı 24 41 146 61 66 18 31 TOPLAM 136 D. 2ı, 2ı2; 1, 2ı SS. 1.1999, 30.ı 2, YY. 21, Kaynak: D. 2ı, YY. ı, 21.6.ı999, SS. 3, 4; D. ı, YY. 22, D. YY. 3, 5.ı2.2000, SS. 552, 553; D. 21, YY. 4, 20.ı 1.2001, SS. 754, 755; 18.3.2003, SS. 76, 77; D. 22, YY. 2, 20. ı 1.2003, SS. 284, 285; D. 22, YY. 3, ı0.1 1.2004, SS. 706, 707. 162 Tablo 3.2. 1999-2005 Yılları Arasında Bütçe Ödeneklerinde Komisyon'da Yapılan Değişiklikler Bütçe Yıllan 355 1999 Mali Yılı 2000 Mali Yılı 200ı Mali Yılı 2002 Mali Yılı Bütçenin Adı Genel Bütçe Katma Bütçe Konsolide B"t u çe356 Genel Bü!ç_e Katma Bütçe Konsolide Bütçe Genel Bütçe Katma Bü!ç_e Konsolide Bütçe Genel Büty_e Katma Bütçe Konsolide Bütçe Hükümet Önerisi Komisyonda 23.570.000.000 3.6 ı 6.600.000 Plan ve Bütçe Komisyonu Önerisi 27. ı 86.600.000 1.875.9 ı 7.782 ı3.500.000 1.889.4ı 7.782 0.7ı9 23.650.000.000 3.6 ı 6.600.000 27.266.600.000 ı5.292 46.843.000.000 -ı 40.564.000 46.702.436.000 - Eklenen/Düşülen Artış % ı 5.344 3.300.801.822 20.000.000 3.320.80 ı .822 0.300 0.605 46.968.000.000 -ı 40.564.000 46.827.436.000 -0.299 48.060.000.000 ı 59.490.000 48.2 ı 9.490.000 0.33 ı 4. 764.252.200 20.000.000 4.784.252.200 0.4ı9 48.360.000.000 159.490.000 48.519.490.000 0.329 97.771.000.000 60.000.000 97.83 ı .000.000 0.061 8.064.690.6 ı o 0.000 98. ı 3 ı .000.000 o.o6ı 8.064.690.61 o 98.07 ı .000.000 --60.000.000 En sağlıklı karşılaştırma I 999 ve 2005 bütçelerinde yapılabilir. Çünkü yaşanan ekonomik kriz diğer yıllar için sağlıklı değerlendirme yapmayı olanaksız kılmaktadır. 356 Katma bütçeli kuruluşların bütçeterindeki artışlar genellikle Hazine yardımlarıyla finanse edildiği için konsolide bütçedeki artış Hazine yardımı düşüldükten sonra elde edilen artışı göstermektedir. 355 163 2003 Mali Yılı 2004 Mali Yılı 2005 Mali Yılı Genel Bütçe ı 46.485.000.000 Katma Bütçe Konsolide Bütçe Genel Bütçe ı ı .688.332.000 Katma Bütçe Konsolide Büty_e Genel Bütçe Katma Bütçe Konsolide Bütçe 320. ı 70.000 146.805. ı 70.000 0.218 --- ı ı .688.332.000 0.000 ı 46.9 ı 0.000.000 320.170.000 ı 47.230. ı 70.000 0.217 ı49.708.000.000 ı50.ı29.000 ı 49.858. ı 29.000 o.ıoo ı 1.575.742.770 ıo7.302.000 ı 1.683.044. 770 0.926 150.508.000.000 ı50.129.000 ı 50.658. ı29.000 0.100 ı 53.46 7.000. 000 461.792.9 ı o ı53.928.792.9ıo OJOı 15.578.3 ı 7.000 268.574.460 ı 5.846.89 ı .460 ı.724 ı 55.472.000.000 6ı6.874.9ıo 156.088.874.9ıo 0.397 Kaynak: Tablo 3.1 'de kullanılan kaynaklar. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun ödenek artırımı konusundaki yetkisi özellikle çoğunluk iktidarları döneminde fiili olarak oldukça kısıtlı ve ancak tablolar Yukarıdaki gerçekleşebilmektedir. hükümetin -onayıyla incelendiğinde de bu durum net bir şeklide görülecektir. ı 999 ve 2005 yılı bütçeleri karşılaştırıldığında, koalisyon hükümetinin iş başında olduğu ı 999 yılında Komisyonda %15 civarında bir artış gerçekleştirilirken çoğunluk tek parti iktidarının iş başında olduğu dönemde (2002 sonrası) ancak %0.3 civarında bir artış yapılabilmiştir. Bu durum koalisyon dönemlerinde Komisyonu'nun daha etkin olduğunu ortaya koymaktadır. Bütçe Komisyonu 'nu, bütçe tasarıları üzerinde her türlü . değişiklik yapma yetkisine sahip olmasına rağmen, hükümetin bütçe projesini ikinci plana itip onun yerine kendi anlayışına göre yeni bir program ve tasarı koyma yoluna pek gitmemektedir. Bu tutumda parti disiplini kadar, Bütçe Komisyonu 'nun bir mali denklik organı olduğu fikrinin Türk parlamento geleneğine girmiş bulunmasının da etkisi bulunrnaktadır. Komisyon 'un tamamen edilgen olduğu sonucunu çıkarmak doğru değildir. Her ne kadar Komisyon' da iktidar grubuna mensup milletvekilleri çoğunlukta olsa da hükümetin yasama Yapılan ı64 bu açıklamalardan izin ve yetki almak için programıyla birlikte parlamento önüne geldiği unutulmamalıdır. Her şeyden önce hükümetin yapmayı vaat ettiği İcraatları ortaya koyan bir hükümet programı bulunmaktadır. Komisyon, önüne sunulan bütçe teklifinin gerek gelir gerekse gider boyutuyla vatandaşın oyunu verdiği hükümet programına uygun olup olmadığının denetimini yapmak durumundadır. Zaten Komisyon' da muhalefet tarafından de çoğunlukla hükümet programı temeline eleştiriler yapılan oturtulmaktadır. Programın ne kadarının hayata geçirildiği sorgulanmakta, bu programın başarısı ve meydana gelen sapmalar ortaya konmakta ve hükümetten hesap sorulmaktadır. organından Meclis komisyonları bilhassa bazı ülkelerde hükümet üzerinde çok etkili bir denetim uygulamalarına rağmen, bunların teknik manada birer denetim yeri olarak sayılmaları güçtür. Komisyonlar, denetim araçlarını doğrudan doğruya tahrik etmek ve bunun neticesinde siyasi sorumluluğu doğuracak yetkilerden mahrum bulunmaları bakımından, daha ziyade dalaylı ve fiili bir denetim yeridirler. Diğer bir deyimle komisyonların denetim faaliyetleri, siyasi önemleri ne olursa olsun, hukuken sadece meclis 357 denetimini hazırlayıcı bir aşama niteliğinde görünmektedir. Bütçe görüşmeleri sırasında yöneltilen sorular, genel denetim yolları dışındadır. Milletvekillerinin bütçesi görüşüten bir bakanlık ya da kuruluş hakkında yazılı cevap istemiyle yönelttiği sorular, genellikle ilgili kuruluş bütçesi üzerindeki görüşmeler tamamlandıktan sonra cevaplandırılmaktadır. İlgili bakanlık tarafından hazırlanarak TBMM Başkanlığı 'na gönderilen yazılı cevaplar, TBMM Başkanlığı tarafından soru sahibi milletvekiline gönderilmektedir. Ancak bu cevaplar, siyasal denetim yollarından birisi olan Dergisi 'nde Tutanak gibi olduğu önergelerinde soru yazılı yayımlanmamaktadır. Parlamentoya sunulan kanun tasarılarının özgürce kabulü, reddi ya da değiştirilmesi olasılığı, parlamenterlerin hükümet çalışmalarına ve eylemlerine ilişkin bilgi edinme, araştırma yapma yetkisi, bu yetkiterin parlamento komisyon ve üyelerinin çalışmalarını sınırı, kullanım kolaylaştıncı ve hızlandırıcı olanaklar parlamentoların yürütme kurumları 357 Özbudun, a.g.e. (1962), s. 13. 165 karşısındaki yasal gucunu belirleyen yapısal etkenlerdir. Ayrıca, milletvekillerinin doğru bilgiye ve zamanında ulaşabilmeleri, bilgi edinme yollarının yürütmeden bağımsızlaştırılarak parlamento bünyesinde güçlü bir araştıona servisi kurulması yasama denetimini güçlendirİcİ etkiye sahip olacaktır. 358 Yasama denetiminin etkin bir şekilde yerine getirilebilmesinde, bu denetimi besieyecek bilgilerin yürütmeden bağımsız olarak elde edilmesinin büyük önemi bulunmaktadır. Asıl olan denetimdir ancak, denetimi güçlendirecek olan doğru ve güvenilir bilgidir. Bütçe esas olarak hükümetin politikalarının belgesidir. Bu sürece cumhurbaşkanı, siyasi partiler, milletvekilleri, bürokratlar, çıkar grupları, ilgili vatandaşlar dahil olmakta ve tercihlerini bütçeye yansıtma mücadelesi vermektedirler. Bütçe komisyonları için bütçe yapma amaçtır ve bu onların sahip olduğu güçtür. Bütçe komisyonları parlamentonun onayına programlar ve. faaliyetler sunar. Komisyon üyeleri bu gücünü korumak için çalışır. Parlamento üyeleri de bu bütçeyi onaylama yetkisini korumaya çalışır. Partilerin temel yönelimi siyasi güç için birbirleriyle rekabet etmektir. Bu rekabette kendi ideolojilerini ve programlarını ön plana çıkarırlar. Komisyonlarda ise kanunların yazılmasında ve analizinde profesyonellik ve teknik uzmanlık ve ehliyet ön plana çıkmaktadır. Komisyon üyeleri partizan rekabete girmek yerine yetkin kanun çıkarmayı ön plana çıkarmaktadırlar. 359 Bütçe Komisyonu üyelerinin hem konunun uzmanları olarak profesyonel kanun yapması hem de çıkan yasanın siyasal görüşlerin çoğunluğu tarafından kabul edilebilir olan çok partili konsensüsü yansıtması gerekmektedir. Bu nedenle de komisyonun böyle bir çoğunluğu sağlamaya uygun bileşimde kurulması sözkonusu olmuştur. Fakat bu da komisyon üyelerinin bölünmüş kişiliklere sahip olmasına ve bir uzman olarak komisyon üyesi kimliğiyle siyasal kimliği arasında gidip gelmelerine neden olmaktadır. 360 Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bu tür durumlarla sıkça karşılaşılmaktadır. Kimi zaman düzenlemenin teknik açıdan yerinde 358 Turan, a.g.e. ( l 978), s. 1 l. Tülay Ann, "Parlamenter Bütçe Denetimi-Plan ve Bütçe Komisyonu: Yapı ve işlevler Üzerine Uluslararası Farklılaştırma", Parlamento ve Sayıştay Denetimi, Tülay Arın vd., TESEV Yayınlan: 16, İstanbul, 2000, s. 35; Joel M. Ostrow, "Procedural Breakdown and Deadlock in the Russian Duma: The Problems of an Unlinked Dua! Channel Institutional Design", Europe-Asian Studies, Vol: 50, Issue 5, 1998, s. 793'ten. 360 Ann, a.g.e., s. 36. 359 166 ve böyle bir düzenlemeye ihtiyaç bulunduğuna inanan bir muhalefet milletvekili düzenlemeye olumlu katkı sunmaya çalışırken partisinin pozisyonunu da gözetmek durumunda kalmakta, kimi zaman da düzenlemenin yerinde olmadığına inanan bir iktidar milletvekili aynı durumla karşı karşıya kalmaktadır. olduğuna 3.2.5.2. Bütçenin Reddi ve Geçici Bütçe Uygulaması Geçici bütçe, yıllık bütçe kabul edilineeye kadar bir veya birkaç aylık bir süre için belirli sınırlar içinde gelirlerin toplanması ve giderlerin yapılmasına izin ve yetki veren bir kanundur. Geçici bütçeler, genellikle bir 61 aylık yapıldığı için "on ikide bir bütçe" olarak da adlandırılmaktadır? Geçici bütçeler de bütçeyle aynı yöntemlerle parlamentodan geçirilmekte ve mali yıl başına kadar kabul edilerek yürürlüğe girmektedir. Geçici bütçede, geçmiş yıl ödenekleri esas alınarak geçici bütçenin uygulama süresine göre belli oranda ödenek tavanı saptanmaktadır. Ülkemizde 1949, 1965, ı 970, 1974362 , ı 988, ı 992, ı 996, 1999 ve 2003 yıllarında geçici bütçeler 363 hazırlanmış ve uygulanmıştır. Geçici bütçenin çıkarılmasını gerektirecek çeşitli durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu durumları şöyle sıralamak mümkündür: 1. Bütçe kanunu 2. tasarısının parlamento tarafından reddedilmesi. nedeniyle bütçe kanunu tasarısının Meclis' e sevk edilernemesi (seferberlik, savaş vb. nedenler). Olağanüstü koşullar 3. Seçim arifesine rastlaması nedeniyle hükümetin geçici bütçe yapmayı tercih etmesi. veya dönem içinde yaşanabilecek iktidar değişiklikleri sonrasında hükümet kurulamaması veya kurulan hükümetin hazırlıklı olmaması nedeniyle geçici bütçe yapma yolunu tercih etmesi. 4. Seçim sonrasında Abdurrahman Akdoğan, Kamu Maliyesi, Gazi Kitabevi, Ankara, 1999, s. 326. l 974 yılında seçimlerden sonra hükümet kurma çalışmalannın uzaması ve bütçe tasarısının Meclis'te görüşülememesi nedeniyle geçici bütçe yapılmıştır. 363 Geçici bütçenin niteliği hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Mazhar Leventoğlu, Bütçenin Reddi ve Geçici Bütçe Uygulaması, Ulusal Basımevi, Ankara, 1970. 361 362 167 Bütçe de bir kanun olduğuna göre TBMM tarafından reddedilmesi mümkündür. Bütçe kanununun kabul edilmemesi durumunda ise hükümet hizmet görmek için gelir toplayamayacak ve harcama yapamayacaktır. Deyim yerindeyse, bütçe kanunu çıkmadıkça, yürütme organının eli kolu bağlanmış olacaktır. 364 Bu nedenle bütçenin onaylanmasının mali yıl başına kadar bitirilememesi halinde, kamu hizmetlerinin durmaması için geçici bütçe uygulamasına gerek ·duyulmaktadır. Geçici bütçe yapılmasını gerektiren diğer bir durumla seçimlerde karşılaşılmaktadır. Seçimlerin bütçe görüşmelerine rastlamış olması durumunda yeni kurulan hükümetin hemen kendi bütçesini . hazırlayamaz ve geçici bütçe çıkarılması gereksinimi doğabilir. Seçimler daha önce yapılnıış olmasına rağmen yeni hükümet kurulması gecikmiş olabilir. Bu durumda da geçici bütçe ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu durumda hükümet istifa etmekte ancak yeni hükümet kurulana kadar istifa eden hükümet işgüder hükümet sıfatıyla geçici bütçe yapmaktadır. 365 Bütçe ve kesinhesap kanunu tasarılarının reddedilmesi Anayasal açıdan olmasa bile, siyasi gelenek acısından Bakanlar Kurulu'nun çekilmesi ile sonuçlanmaktadır. Zira bütçe kanunun reddi, bir çeşit TBMM'nin Bakanlar Kurulu 'na güvenoyu vermesi veya güvenini yitirmesi demektir. Sonuç olarak, bütçe aracılığı ile hükümet ve yöneti~ siyasal, ekonomik ve mali yönlerden, yönetirnde üstlendiği sorumluluğun yasal sonuçları ve hizmetin başarılı bir biçimde sonuçlanıp sonuçlanmadığı, yani hizmet verimliliği ve etkinliği yönünden 366 ve harcamaların önceki bütçe kanunu ve 364 365 366 İba, a.g.e. ( 1997), ss. 119-120. . Tarihimizde böyle bir olay yaşanmıştır. 18 Eylül 1974 tarihinde istifa eden Ecevit Hükümetinin yerine 17 Kasım 1974 tarihinde kurulan Sadi Irmak hükümetinin programı Millet Meclisi'nde 29 Kasım 1974 tarihinde reddedildiğİnden Hükümet istifa etmişse de Cumhurbaşkanının istemi üzerine yeni hükümet kurulana kadar görevini sürdürrnüştür. Yeni hükümetin kurulması gecikince, işgüder hükümet durumundaki Irmak Hükümeti, zamanı geldiğinde bütçe kanunu tasansını hazırlamış ve yasama organı 27 Şubat ı 975 tarihinde bütçeyi kabul etmiştir. Bkz. MMTD, D. 4, C. 1O, s. 585. 31 Mart ı 975 tarihinde ise Süleyman Demirel hükümeti kurulmuştur. Buradaki ilginç durum ise işgüder hükümetin geçici bütçe değil normal bütçe kanunu çıkarmasıdır. Oysa yapılması gereken geçici bir bütçe çıkarmaktı. Nitekim bu durum MM Genel Kurulunda tartışma konusu yapılmıştır. Bkz. MMTD, D. 4, C. 7, 18.12.1974, B. 19, ss. 349,353-356. . Mehmet Turhan, Hükümet Sistemleri ve 1982 Anayasası, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınlan, Diyarbakır, 1989, s. 43. 168 diğer mali kanunlara uygun yapılıp yapılmadığı TBMM tarafından denetlenmiş olmaktadır. anlamında hukuksal açıdan Bütçenin tümü veya bakanlıkların bütçeleri üzerindeki görüşmelere siyasal değerlendirmeler ve eleştiriler egemen olmaktadır. Bu nedenledir ki, bütçenin tümü üzerindeki görüşmelerden sonra yapılacak oylamada maddelere geçilmesi kabul edilmezse, yani bütçenin tümü reddedilirse, bu durumu hükümete karşı bir tür güvensizlik olarak değerlendirmek gerekecektir. 367 Anayasamızda bütçesi reddedilen hükümetin, TBMM'nin güvensizliği ile karşılaşmış sayılacağına ilişkin bir kural yoktur. Ancak, bu denli önemli bir mesajı, hükümetin yasama organının güvenini kaybetmiş olduğunun bir kanıtı olarak değerlendirmesi gerekecektir. 368 Ülkemizde ilk kez 1965 yılı bütçesi Millet Meclisi tarafından reddedilmiş ve bunun üzerine hükümet istifa etmiştir. TBMM bütçeyi ikinci kez 1970 yılında reddetmiştir. 1965 yılında bütçe kanunu tasarısının maddelerine geçilmesine ilişkin oylama öncesinde, dönemin Başbakanı İsmet İnönü bütçenin reddedilmesini güvensizlik olarak göreceğini ifade etmiş ve gerçekten, sonuçta 197 kabul oyuna karşı 225 ret oyu çıkınca hükümet o gün istifa etmiştir. 369 Benzer bir durum 1970 yılında da yaşanmış, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı'na sunduğu istifa dilekçesinde durumu daha farklı bir biçimde değerlendirmiş olmasına rağmen, sonuçta kendisi de istifa yolunu seçmiştir. 370 Görülmektedir ki, bütçenin tümünün reddi, ister güvensizlik olarak algılanmaya, ister siyasi istismarlara konu teşkil etmemesi amacına dayandırılsın, iki örnekte de hükümetin istifasına yol açmıştır. Böyle bir durumda hükümetin istifadan başka bir seçeneğinin olmaması gerekir. Bütçe reddinin ortaya çıkaracağı siyasal sorunun çözümü, ancak yeni bir hükümetin kurulup güvenoyu alması ile sağlanabilir. Ancak, Başbakanlığın veya bir bakanlığın bütçesi üzerindeki görüşmeler tamamlandıktan sonra bölümlere geçilmesi reddedilirse, o bakanlık ödeneksiz kalacağından, hükümet çok ciddi bir krizle karşılaşacaktır. Böyle bir durumda, sorun 367 Bedri Gürsoy, Kamusal Maliyesi, AÜSBF Yayını, Ankara 1980, s. 305 Çağan, a.g.e., s. 207. 369 Bkz. MMTD, D. I, C. 36, 13.02.1965, B.57, s. 140. 370 Bkz. RG: 13427/16.02.1970. 368 169 sadece bir bakanlığa karşı gösterilen bir güvensizlik olarak görülemez. Bütçe kanunu tasarısında bir bakanlığın bütçesinin reddini de, tasarının sahibi hükümetin kendisine karşı gösterilmiş bir güvensizlik olarak değerlendirmesi ve tıpkı bütçenin tümünün reddinde olduğu gibi istifa 371 yolunu seçmesi gerekecektir. Hükümetin bütçe kanunu tasansının değil ancak bir bakanın bütçesinin reddedilmesi durumuyla da karşılaşılmaktadır. Böyle bir durum yakın geçmişimizde iki kez yaşanmıştır. Birincisinde; 14.12.1988 tarihinde Il. Özal Hükümeti 'nin Kültür ve Turizm Bakanı M. Tınaz Titiz'in Bakanlığı 'nın bütçesinin reddedilmesi söz konusudur. I 7.12.1988 tarihinde yapılan tekrir-i 372 müzakere sonucunda ise bütçe oylanarak kabul edilmiştir. İkincisi ise VII. Demirel Hükümeti (DYP-SHP koalisyonu) zamanında Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın Bakanlığında yaşanmıştır. 21.3.1992 tarihinde Kültür Bakanlığı 373 Bu olayın bütçesinin bölümlerine geçilmesi oylanmış ve· reddedilmiştir. ardından Başkanlık Divanı şöyle bir karar almıştır: "21.3.1992 tarihli 57 nci Birleşimde görüşülmesi yapılan Kültür Bakanlığı bütçesinin bölümlerine geçilmesine dair oylamanın, 1992 bütçesinin oylanmasını müteakip oylanınası gereken 1990 mali yılı kesinhesabının oylamasının yapılmamış olması nedeniyle ve oylamaya yapılan İtirazın oylama üzerinde yaratacağı kuşkuyu ortadan kaldırmak için, tekrarlanmasına ve aynı Bakanlığın 1990 mali yılı kesinhesabının da oylanmasının yapılmasına ilişkin 374 Başkanlık Divanı Karan" Tutanaklarda yapılan inceleme neticesinde bir usulsüzlük saptanmadığının tespit edilmiş olmasına rağmen böyle bir karar alındığı 375 belirtilerek karar oylanmış ve kabul edilmiştir. Ardından Kültür Bakanlığı 76 bütçesi ve kesinhesabı kabul edilmiştir? Bu durum çeşitli açılardan değerlendirmeye tabi tutulabilir. Eğer bakana karşı bir güvensizlik söz konusu ise hem bakanın hem de hükümetin, hükümetin bütçesinin reddinde olduğu gibi istifa yolunu tercih etmesi Onar, a.g.e. (ı990), s. 47. Bkz. TBMMTD, D. ı8, C. 20, YY. 2, ı4.12.ı988, B. 42 ve ı7.ı2.1988, B. 45. 373 Bkz. TBMMTD, D. ı9, C. 8, YY. ı, 21.3.ı992, B. 57, s. ı22. 374 TBMMTD, D. ı9, C. 8, YY. ı, 24.3.1992, B. 60, s. 408. 375 Bu karara ilişkin muhalefet şerhleri ve görüşmeler için bkz. aynı yer ss. 409-426. 376 Aynı yer, ss. 426-429. 371 372 170 gerekmektedir. Güvensizlik göstergesi olarak değil ancak, yanlış bir uygulama, oylamalarda hata yapılması ·veya başka sebeplerle karar alınamamış olması gibi durumlarda ise bütçenin yeniden görüşütüp kabul edilmesi yerinde bir uygulama olacaktır. Somut örneklerden de anlaşılacağı gibi, bütçenin görüşülmesi yolu ile yasama organı, hükümetin politikasını değerlendirebilmekte, bu görüşmeyi etkili bir siyasal denetim aracı olarak kullanabilmekte ve hatta hükümetleri düşürebilmektedir. Ne Anayasa'da ne de 1050 sayılı Kanun'da geçici bütçeyle ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak devlet hizmetlerinin devamlılığını 377 Geçici sağlamak bakımından geçici bütçe kanunları çıkarılmaktadır. bütçe kanunları konusunda yaşanan tartışmalar nihayet 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ile sona ermiştir. Bu Kanun'la geçici 378 bütçe uygulaması kanuni bir dayanağa kavuşturulmuştur. Geçici bütçe uygulaması zaten Anayasa Mahkemesi 'nce de kabullenilmiş bir durumdu. Mahkeme, geçici bütçelerin; gerçek anlamda kanun oldukları, Anayasa ile çelişmedikleri, devlet yaşantısının zorunlu kıldığı istisnai durumlarda ortaya çıktığı ve geçici bir tedbir mahiyetinde 379 olduğu yönünde değerlendirmelerde bulunmaktadır. Geçici bütçe uygulaması, parlamentonun bütçeyi reddetmesi veya bütçenin mali yılbaşına kadar onaylanıp yürürlüğe girmemesi nedenleriyle bir zorunluluk olarak karşımıza çıkınakla beraber çeşitli sakıncaları da beraberinde getirmektedir. Geçici bütçelerde bölümler halinde onaylama yapılmadığından Meclis'in denetimi zayıflamaktadır. Ayrıca geçici bütçe kamu hizmetlerini aksatmakta ve bütçe denetimini uygulaması güçleştirmektedir. 377 378 379 Ayrıntılı bilgi için bkz. Mahmut Köksal, Nahit Yüksel, 1999 Yalı Geçici Bütçesi (Geçici Bütçe Olgusu, TBMM'deki Müzakereler, Basandaki Değerlendirmeler), Maliye Bakanlığı BMKGM Yayınlan No: 2002/2, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 2002. 50 ı 8 s.k. ı 9. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir: "Zorunlu nedenlerle merkezi yönetim bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkanlır. Geçici bütçe ödenekleri, bir önceki yıl bütçe başlangıç ödeneklerinin belirli bir oranı esas alınarak belirlenir. Geçici bütçe uygulaması altı ayı geçemez. Cari yıl bütçesinin yürürlüğe girmesiyle geçici bütçe uygulaması sona erer ve o tarihe kadar yapılan harcamalar ve girişilen yüklenıneler ile tahsil olunan gelirler cari yıl bütçesine dahil edilir." Ayrıntılı bilgi için bkz., Nahit Yüksel, Anayasa Yargısında Bütçe Yasalara (1993-1998), AÜ Basımevi, Ankara, 1999. 171 Geçici bütçeterin hükümetlerin mali ve ekonomik politikalan ile mali hedeflerini gerçekleştirmesi, tahsis edilen ödenekierin dağılımı ve kullanımı noktasında bazı kanşıklıklar yaratması gibi konularda da sakıncalan bulunmaktadır. Gelecek yıl için öngörülmüş geçici nitelikteki bütçenin yeni gereksinimleri karşıtayamaması da diğer bir mahsurdur. Ayrıca yatınm faaliyetleri için önceki yıl verilmiş ödeneklerle yeni yılda tasarlanan faaliyetler arasında nicelik ve nitelik itibariyle tam bir benzerlik olmaz ve ödeme zorluklan çıkarabilir. Özellikle seçimlerden sonra kurulan yeni hükümetler geçici bütçe yapmak durumunda kalmaktadır ve söz edilen aksaklıklarla karşılaşmaktadır. Örneğin 3 Kasım 2002' de yapılan son seçimlerden sonra, Kasım ayı içinde hükümet kurulmuştur. Ancak, yeni kurulan hükümet önce geçici bir bütçe yapmış, 2003 yılı bütçesi ise 4 aylık 380 bir gecikmed~n sonra 1 Nisan 2003'te yürürlüğe girmiştir. Geçici bütçe uygulamalannın sakıncalan konusunda belirtilmesi gereken diğer bir husus da geçici bütçe yapma yoluna, bütçenin reddedilmesi durumunda gidildiği zamanlarda bütçesi reddedilen hükümetin bütçeyi partizan amaçlarla kullanma tehlikesinin bulunmasıdır. 381 3.2.6. Bütçe Uygulaması Esnasında TBMM'de Yapılan Denetim TBMM'nin bütçenin uygulanması a) 380 381 382 sırasında yaptığı denetim; 87. maddesi çerçevesinde bütçe kanunu dışında gelir, gider, ek ödenek, olağanüstü ödenek ve bölümler arasında aktarma yapılmasına ilişkin mali nitelikteki kanun tasan ve tekliflerinin görüşülmesi ve 98. maddesi çerçevesinde Bakanlar Kurulu ve bakanların sorumlulukianna ilişkin soru, gensoru, genel görüşme, meclis araştırması ve meclis soruşturması gibi genel denetim yolları ile bilgi edinınesi ve hükümeti doğrudan denetlemesi, 382 Anayasa'nın Geçici bütçe yapılmasını doğuran nedenler hakkına ayrıntılı bilgi için bkz. Haldun Dancı, Geçici Bütçe Kanunları (1920-1995), Maliye Bakanlığı BMKGM Yayınları, S: 1995/4, Ankara, 1995. Bkz. Nihat Falay, "Parlamenter Bütçe Denetimi ve Bütçe Komisyonu: Türkiye'deki İşleyiş", Seminer Bildirisi, TESEV, İstanbul, I 999. Hasan Bek, "Bütçe Denetimi Açısından Kesinhesap ", Maliye Dergisi, Sayı: I I 9, Mayıs-Ağustos 1995, s. 45. 172 b) Tüm kamu mallannın ve hesaplannın Anayasa gereği tarafından TBMM adına denetlenmesi, dotaylı denetim; Sayıştay olarak iki kategoriye ayrılabilir. Genel denetim yollan aracılığıyla yapılan denetim, bütçeyi uygulama görevini üstlenmiş bulunan Bakanlar Kurulu'nun ya da ayrı ayrı her bakanının Anayasa uyannca parlamento önünde sorumluluk taşımasından kaynaklanmaktadır. Bütçenin uygulanması, hükümetin mali politikasının yürütülmesi ve devletin mali işlerinin görülmesi anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, TBMM, hükümetin diğer işlerini olduğu gibi bütçenin uygulanmasına ilişkin uygulamalarını da soru, Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve Meclis soruşturması yollarından biri ile denetleyebilmektedir. Bu araçlardan birisi ile yapılan denetim, bütçe konusunu ilgilendirdiği oranda bütçe denetimi olarak değerlendirilebilir. tablo da bu araçların bütçe denetiminde ne kadar kullanıldığını göstermektedir. Denetim amaçlı önergelerin yaklaşık yüzde 8' lik oranı mali konulara ilişkindir. Aşağıdaki Tablo 3.3. 19. Yasama Döneminde (1991-1995) Verilen Denetim Amaçlı Önergeler ve Bütçeyle İlgili Olanlar Önergenin Türü Yazılı Soru Önergesi Sözlü Soru Önergesi Meclis Araştırması Önergesi Genel Görüşme Önergesi Meclis Soruşturması Önergesi Gensoru Toplam Genel Toplam Bütçeyle İlgili Olanlar 7550 597 1824 164 247 9 69 5 5 4 42 6 9757 795 Kaynak: İba, a.g.e.( 1997), s. 124. 173 Bütçenin uygulanması sırasında TBMM tarafından doğrudan yapılan mali denetimierin bir bölümü de hükümet tarafından parlamentoya getirilen ek ödenek, olağanüstü ödenek, programlar arası aktarma yapılmasını öngören kanun tasarıları ve bütçe kanununda ya da diğer mali kanunlarda değişiklik öngören kanun tasarı veya tekliflerinin görüşülmesi sırasında gerçekleşmektedir. TBMM'de bu konuda en önemli işlevi Plan ve Bütçe Komisyonu yerine getirmektedir. Bütçe görüşmelerinde olduğu gibi bu nitelikteki kanun tasarı ve. tekliflerinde de Komisyon ciddi bir müzakere platformu oluşmasını sağlamaktadır. Böylece hem bu tasarı ve teklifierin değerlendirmesi yapılmakta hem de kabul edilmiş olan bütçenin uygulamasının değerlendirilme ve denetlenme imkanı elde edilmektedir. TBMM İçtüzüğü'nün verdiği yetki ve görevler çerçevesinde yaptığı denetimlerden başka, bir parlamento geleneği Bütçe Ko.misyonu'na daha ~eni~ bir denetim yapma olanağı sağlamaktadır. Bu. gelenek, Maliye Bakanının ülkenin genel mali durumu hakkında ve özellikle bütçe işleriyle ilgili olarak Bütçe Komisyonu 'na bilgi vermesi ve açıklama yapması 383 Doğal olarak bu uygulamada Bakanın şeklinde kendini göstermektedir. açıklamalarını dinleyen Komisyon, kendini tatmin etmeyen hususların düzeltilmesini ve mali işlerin vereceği direktifler çerçevesinde yapılmasını isteyebilecektir. Bu suretle Komisyon genel anlamda olmak ve belki işlerin ayrİntılarına fazla girmemekle beraber, etraflı ve geniş şekilde bir' bütçe denetimi daha yapabilecektir. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun bu denetimi diğer yasama denetimlerinden daha ileri bir mahiyettedir. Çünkü Komisyon 'un yapacağı inceleme, eleştiri ve denetlemelerde, yalnız iş ve işlemlerin kanuni boyutu değil, aynı zamanda bunların siyasi yönü de ·eleştirilecek ve denetlenecektir. Böylece, Maliye Bakanı Komisyon 'un görüş ve eleştirileriyle maliye politikasına, kendi yetkisinde bulunan . kısımlar için yeni bir yön vermek durumunda kalacak ve örneğin bazı giderlerin mutlaka ilgili yıllarda yapılmasını temin edecek, diğerlerini ise geri bırakacaktır. 384 Bedi Feyzioğlu, "Bütçe ve Parlamento", İÜ Maliye Araştırma Merkezi Konferans/arı: 31, Günay Matbaası, İstanbul, ı 988, s. ı O. 384 Feyzioğlu, a.g.e. (198 ı), ss. 396-397. 383 174 Bu teamülün tam olarak bu şekilde yürümediğini ve bir değişiklik geçirdiğini de belirtmek gerekir. Artık bu bilgilendirme toplantıları müstakil bir toplantı gündemiyle yapılmamakta, çeşitli tasarıların görüşülmesi vesilesiyle Bakan'ın Komisyon toplantılarına katıldığı zamanlarda tasarı nedeniyle söz aian Bakan tarafından kendiliğinden yapılabildiği gibi yine bu tasarıların görüşüldüğü oturumlarda milletvekillerinin sorularına cevap olarak da yapılabilmektedir. Bakan'ın sözü edilen bilgilendirmeyi yapması da bu aşamada gerçekleşmektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu, mali yıl içinde bütçede değişiklikler gerektiren veya mali nitelikli kanun tasarı ve tekliflerini kendisine havale edilmesinden sonra bir incelemeye tabi tutmaktadır. Komisyon bu incelemeyi, tasarıların gerekçesinde belirtilen konuların doğru olup olmadığını ilgili bakandan veya bakanın görevlendireceği üst düzey kamu görevlilerinden açıklama ve bilgi almak suretiyle yapabilmektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu teknik anlamda bütçe denetimini, siyasi anlamda bütçe denetimine götüren ve bu iki tür denetim arasında bir kademe teşkil eden bir organdır. Ancak, Komisyon 'un bu siyasi kontrolü kanuni olmaktan çok fiili bir imkan ve etki ile yerine getirilmektedir. TBMM'nin, bütçenin uygulanması aşamasında özel bir yöntem ile gerçekleştirilen denetimlerinden birisi de, anayasal bir kuruluş olan Sayıştay'ın yardımı ile yapılmaktadır. Sayıştay gerek bütçe uygulaması esnasında gerekse bütçe dönemi bittikten sonra hazırladığı raporlarla TBMM'nin denetim işlevini dolaylı olarak yerine getirmesine yardımcı o lmaktadır. 385 3.2.7. Bütçe Uygulaması Sonrası 3.2. 7.1. Kesinhesap Kanunu Denetim: Kesinhesap Tasarıları Bütçe işlemleri zincirindeki ikinci aşama bakanların dolayısıyla 386 hükümetin ihra belgesidir de denilebilecek kesinhesap -kanunudur. Kesinhesap kanunu, ilişkin olduğu yıl bütçesinin hesap dönemi içinde elde 385 İleride daha geniş bir şekilde ele alınacağı için Sayıştay aracılığıyla yapılan denetim burada anlatılmayacaktır. 386 Bek, a.g.e., s. 63. 175 edilen gelirlerle o yıl itibariyle ödemelerin gerçekleşmiş tutarını gösteren bir kanundur. Bütçe hesabının kesilmesini sağlayan bu kanun, maddeler üzerine tertip edilmiş bir metin ile gelir ve gider cetvellerinden oluşmakta ve şekil ve bölümlernesi genel bütçe kanunuyla paralellik arz etmektedir. Kesinhesap kanunu, ilişkin olduğu yıl bütçesinin hesap dönemi içinde elde edilen gelirler ile yapılan giderlerin (nazım gelir ve giderler dahil), gerçekleşmiş tutarlarını, gelir ve giderler arasındaki farkı, zorunlu yapılan ödenek üstü harcamalar tutarını, yılı içinde harcamayıp özel yasalarla ertesi yıla devrine izin verilen ödenek miktarlarını, nihayet yılı içinde kullanınayıp iptal edilen ödenek tutarlarını maddeler halinde göstermektedir. Kesinhesap kanunu tasarısının gerekçesi, kesinhesap kanunu tasarısının maddeleri hakkında ayrıntılı bilgiler verip, yasama organının tasarıyı kabul etmesinin temel dayanaklarını veren bir yazı niteliğindedir. Bakanlıklar ve katma bütçeli idarelerce gider ve gelir kesinhesap cetvellerine bağlanan açıklamaların özeti şeklinde hazırlanmaktadır. Bütçe ile verilen ödenekierin (harcama yetkisinin) ne kadarının kullanıldığı, ne kadarının kullanılmadığı, tahmin olunan geliriere karşılık ne kadar tahakkuk ve tahsilat yapıldığı, tahakkuk ve tahsilatlar arasındaki farkın sebepleri ile bütçe açık veya fazlalarıyla ilgili veriler sunarak, yasama organı üyelerinin 387 tasarı hakkında bilgilendirilmeleri sağlanır. Anayasa'nın kesinhesaba ilişkin 164. maddesinde; "Kesinhesap kanunu kabul edilmemiş ise, ilgili tasarıları, oldukları kanunda daha mali yılın kısa sonundan bir süre başlayarak, en geç yedi ay sonra Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay, genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu geç Kesinhesap Kanunu yetmiş beş Bek, a.g.e., s. 65. 176 verilmesinden başlayarak gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar." hükmüne yer verilmiştir. 387 Tasarısının en ı982 Anayasası 'nın söz konusu 164. maddesine uygun olarak değiştirilen Genel Muhasebe Kanunu 'nun ı Oı. maddesinde; 388 "Bakanlardan her biri kendi bütçesine ait gider kesinhesap cetvelini mali yılın bitiminden itibaren en geç beş ay içinde Maliye Bakanlığına gönderir. Maliye Bakanı kendi Bakanlığına ait gider kesinhesap cetvelini aynı süre içinde hazırlamakla beraber, her il ve kuruluşun bütçedeki türlerine göre gelirleri ve daireler itibariyle giderlerini (yani devletin genel gelir ve giderlerini) kapsayan hazine genel hesabını ve kesinhesap kanun tasanlarını düzenleyerek mali yılın bitiminden itibaren en geç yedi ay sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevk edilmek üzere Bakanlar Kurulu'na sunar. Hazine genel hesabı ve kesinhesap kanun tasarılarının bir örneği de bu süre içinde Sayıştay Başkanlığına gönderilir." denilmektedir. Hazine genel hesabı ile kesinhesabı birbirinden ayırmak olanaksızdır. Uygulamada, kesinhesap kanunu tasarıları ile hazine genel hesabı birlikte ve tek bir belge olarak, Maliye Bakanlığı 'nca ilgili olduğu yılın sonundan başlayarak en geç yedi ay içinde TBMM'ye sunulması için Başbakanlığa sunulmaktadır. Birer örneği de Sayıştay Başkanlığı 'na gönderilmektedir. TBMM daha çok genel uygunluk bildiriminde belirtilen noktalar üzerinde durarak kesinhesap kanunu tasarısını görüşmekte ve böylece yasama denetimi tamamlanmış olmaktadır. Bu denetimini etkin bir şekilde yerine getirilmesi ve kesinhesap kanunu tasarısının denetim işlevini sağlayabilmesi için tasarıya esas alınmak üzere hazırlanan genel uygunluk bildiriminin de doğru ve açıklayıcı bilgileri içermesi gereklidir. Aksi halde kesinhesabın ait olduğu yılın bütçe uygulanmasının muhasebesinin sağlıklı ve doyurucu denetimini yapmak mümkün değildir. 389 Ancak genel uygunluk bildiriminin bu işlevini yerine getirdiği söylenemez. 390 388 389 390 26.10.1988 tarihli ve 3483 sayılı Kanun 'un I. maddesiyle değiştirilmiştir. Aziz Konukman, "Kesin Hesap Kanun Tasarıları Üzerine Bir Değerlendirme", Kamu Maliyesinde Saydamlık, ed. İzak Atiyas-Sayın, Şerif Sayın, TESEV Yayınları, No: 20, İstanbul, 2000, s. 145. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. İhsan Gören, "Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Denetim" , Tülay Ann, Necdet Kes m ez ve İhsan Gören, Parlamento ve Sayıştay Denetimi, TES EV Yayınları : 16, İstanbul, 2000, ss. I 46-149. ı77 Kesinhesap kanunu tasarısı Anayasaya göre, TBMM 'ye sunulduktan ve Sayıştay' ın genel uygunluk bildirimi· de geldikten sonra bu tasarı ve bildirim Plan ve Bütçe Komisyonu'na havale edilmektedir. Kesinhesap kanunu tasarısı yeni yıl bütçe kanunu tasarısı ile birlikte Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun gündemine alınmaktadır. Bütçe Komisyonu, bütçe kanunu tasarısıyla kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurul'a birlikte sunmaktadır. Genel Kurul, kesinhesap kanunu tasarısını yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlamaktadır. 3.2. 7.2. Kesinhesap Kanununun İşievi Devlet gelir ve giderleriyle ilgili işlemleri yapma izin ve yetkisini bütçe kanunu ile yürütme organına veren .yasama organı, bütçe hakkının doğ(ll bir sonucu olarak denetimi de yapmak durumundadır. Bu denetim yasama organınca bütçenin hem uygulanması sırasında hem de sonrasında yapılır. İlki; daha önceki bölümlerde de değinildiği üzere, bakanlıkların bütçe yılı içinde anayasal yönden sorumluklarını izlemeye ve tespit etmeye yönelik (ek ödenek, vergi vb. mali konulara ilişkin kanun tasarılarının görüşülmesi sırasında yapılan denetimler de buna eklenebilir) iken, ikincisi; Anayasa gereğince yürütme organınca yasama organına sunulan kesinhesap kanunu tasarısının görüşülmesi ve onayianmasına dayanmaktadır. Çağdaş demokrasilerde özellikle de bu ikinci denetim daha büyük önem taşımakta ve kamuoyunda daha fazla ilgi görmektedir. Zira, bütçenin sadece bir tahmin olmasına karşılık, kesinhesap kanunu gerçekleşmiş somut sonuçları göstermektedir. 391 Bir tahmin olan bütçenin yasal denetiminin yapılarak kesinleşmesi ile ancak planlanan ve programlanan amaçlara o mali yıl için nedenli ulaşılabildiği yasal ve kesin olarak anlaşılabilmektedir. Hükümet programlarının bir göstergesi olması ve kaynakların ekonomik ve politik tercihlere göre dağıtımını yapması · nedeni ile bütçenin hazırlanması, parlamentoda görüşülmesi ve onanınası parlamenterlerin, baskı gruplarının ve kamuoyunun bütün dikkatlerini üzerine çekınektedir. Ancak, aynı duyarlılığın hükümetlerin aklanması anlamına gelen yasal denetim sonucu 391 Konukman, a.g.e., s. I 45. 178 ortaya çıkacak olan kesinhesap kanunları ıçın de gösterilmesi gerekmektedir. 392 Ülkemizde kesinhesap kanunu tasarıları çoğunlukla gecikmeli olarak görüşülmüş ve kesin hesap kanununun reddine · hiç rastlanmamıştır. 393 Yasama kuvvetinin bütçe hakkını asıl, hükümetin teklifi yoluyla kabul olunup onaylanan büt_çenin uygulama sonucunu denetlernek . . . . . . . ve kontrol etmek suretiyle kullanması gerekmektedir. Ancak bu yorumun bütçenin onaylanması aşamasında parlamento denetimine gereken önemin verilmemesi şeklinde anlaşılınaması gerekmektedir. Hükümetin bütçenin görüşülmesi esnasında da yasama organının denetiminin mevcut .olduğu bilincinde olması ve buna uygun davranması gerekmektedir. ~4 1961 Anayasası 'nın 128. maddesinde kesinhesap kanunu tasarısının ve uygunluk bildiriminin TBMM'ye sunuluşuna kad~r olan süreç belidendiği halde, kesinhesap kanunu tasarılarının TBMM' de. görüşütüp onanmas~ süreci konusunda herhangi bir hüküm yer almamaktaydı. Bu nedenle bu tasarıların görüşülmesi sürekli gecikmiştir. Gecikme ile de olsa, 1967 Mali Yılına kadar olan yılların kesinhesap kanunu tasarıları kanuniaşarak Resmi Gazete' de yayımlanmıştır. 395 Bu durum 1967-198.1 Mali Yılları arasındaki, yani on dört yıllık kesinhesap kanunu tasarıları .için de söz konusudur. Bu tasarıların uygunluk bildirimi ile birlikte görüşütüp kanuniaşması ancak 1983 yılında mümkün. olmuştur. Bu nedenle bu on bir yıllık dönemde görev yapan hükümetlerin aklanma.sı TBMM'ce kesinhesap kanunlarının çıkarılması geciktirildiği için gecikıiıiştir. 396 Anayasa koyucu gecikmeden kaynaklanan bu sakıncaları görmüş olacak ki 1982 Anayasası 'nda kesinhesap kanunu tasarılarının görüşülme sürecini bütçeyle birlikte düzenleyerek, bütçe denetiminin, dolayısıyla hükümetlerin denetiminin geciktirilmesi nedeniyle demokrasi anlayışındaki yasal denetim kavramı. ile .bağdaşmayan bu durumun önüne geçilmesi yönünde bir adım atmıştır. Bir önceki yılın kesinhesap kanunu tasansı ile yeni yıl bütçe kanunu tasar.ısının birlikte. görüşülmesi yöntemi, kesinhesap Engin Ataç, "Parlamento Bütçe Denetimi Yapıyor Mu?", EİTİA Dergisi, C. ı 6, S:2, Eskişehir, Haziran ı 998, ss. 279-280. 393 İba, a.g.e., ss. ı 26- ı 28. 394 Feyzioğlu, a.g.e. (ı 98 ı), s. 239. 395 RG: ı 3800/5.04. ı 971. 396 Ataç, a.g.e., ss. 28 ı -282. 392 179 daha dikkatli incelenmesi amacıyla benimsenmiş olmasına rağmen uygulamada yeni yıl bütçe tasarısının gölgesinde kalmış ve beklenen ilgiyi görememiştir. 397 kanunu tasarılarının 1982 Anayasası, kesinhesap kanun tasarılarının TBMM'ye sunulması için tanınan süreyi yedi aya, Sayıştay genel uygunluk bildiriminin 398 Ayrıca, verilmesi için tanınan süreyi de yetmiş beş güne indirmiştir. "Kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemiş ise" deyimini kullanınakla da bu sürenin kısaltılmasının yolunu açık tutmuştur. Anayasa'daki bu değişiklikle, geçmiş yıl bütçe uygulamasının yasama organınca gözden geçirilmesinin ve denetlenmesinin tek ve en önemli belgesi olan kesinhesap kanunu tasarısının, görüşme ve kabulündeki gecikmenin, yarattığı olumsuzlukların giderilmesi, bütçe denetim hakkının süresinde kullanılması ve yeni yıl bütçe tahminlerinin daha isabetli yapılabilmesi için önceki yıl bütçe uygulama sonuçlarının göz önünde bulundurulması amaçlanmıştır. Bütçe denetimi; devletlerde, özellikle demokratik hukuk devletlerinde halka kendilerinden toplanan vergilerin temsilcilerince nasıl kullanıldığının gösterilmesi, bütçe uygulama sonuçlarının kamuoyunca eleştirilmesinin sağlanması, uygulayıcılardan görevi kötüye kullananların cezalandırılması, doğru işlemlerin onaylanarak, kanunlarla kendilerine sorumluluk yüklenen kişilerin aklanması ve kamu vicdanının rabatlatılması yönünden önemlidir. Bunun yanında; yürütme organının yasama organından bir yı 1 süre ile almış olduğu gelir toplama, harcama yapma ve borçlanma yetkisinin, bu organca nasıl kullanıldığının belirlenmesi, denetlenmesi, bütçenin; ekonomik, mali, hukuki fonksiyonlarının yanında, siyasi fonksiyonun da yerine getirilmesi bakımından önemli ve gereklidir. 399 Kesinhesap kanunu tasarıları son derece önemli belgelerdir. Bu belgeler geçmiş bütçe uygulamalarının toplumun hangi kesimlerinin çıkarına işlediği konusunda somut sonuçlar göstermektedir. Çünkü, bütçe gelirlerinin hangi toplum kesimlerinden "alındığı" ve "nasıl kullanıldığı" bir Bedi N. Feyzioğlu, "Sayıştay ve Parlamento" Çağdaş Sayıştay Denetimi Sempozyumu 'na verilen tebliğ, 4-5 Haziran 1997, ss. 6-7. 398 1961 Anayasası 'nda, kesinhesap kanun tasarısının ilgili olduğu yılın sonundan başlayarak en geç on iki ay sonra, Sayıştay genel uygunluk bildiriminin de tasarının verilmesinden başlayarak en geç altı ay içinde TBMM'ye sunulmasını öngörülmüştü. 399 Bek, a.g.e., s. 41. 397 180 Demokrasi tarihi, bir bakıma bu nedenle vergi ve bütçe tartışmalarının da tarihidir. Bütçe tartışmalarının sadece bir tahmin olan bütçe kanun tasarılarının görüşülmesiyle sınırlı tutulması demokrasinin 400 geliştirilmesi açısından önemli bir eksiktir. bölüşüm olayıdır. Devlet gelir ve giderleriyle ilgili işlemleri yapma izin v6 ~~etkisini yürütme organına veren yasama organı, bütçe ve denetim hakkının sonucu olarak, yasama denetimini yapmak durumundadır. Gerçekten, yasama organı bütçeyi onaylamak suretiyle uygulanmasına yetki verdiği işlemlerin yürütme organınca nasıl uygulandığını, sonuçların ne olduğunu araştırmaz ise yetki vermesinin de anlamı kalmaz. Kaldı ki demokratik ülkelerde ulus egemenliğini temsil eden ve denetleme hakkını 401 elinde bulunduran parlamentonun bu hakkı kullanmaması da düşünülemez. Bütçeyi onaylayıp, Kesin hesap kanunlarıyla bütçe uygulama sonuçları, kesinleşmiş bütçe rakamları bir kanun halinde kabul edilerek bütçeyi uygulayan hükümet aklanmaktadır. Bu nedenle, kesinhesap kanunu tasarıları bütçe uygulamaları açısından TBMM'nin oldukça önemli bir denetim aracıdır. Ancak, Türkiye' de bütçenin nihai denetimi anlamına gelen kesinhesap kanunu tasarıları bu önemine rağmen, TBMM'de gerekli ilgiyi görmemekte, 402 Bundan anlaşılması çoğunlukla hiç tartışılmadan kanunlaşmaktadır. gereken hem Genel Kurul hem de Komisyon aşamasındaki görüşmelerdir. Kesinhesap kanunu tasarıları üzerinde hemen hemen hiç görüş beyan 403 Oysa, Angioedilmernekte yalnızca maddeleri okunup oylanmaktadır. Sakson sistemini kabul eden ülkelerde parlamentolarca bütçe hakkının kullanılması, bütçe tasarısının görüşülmesinden çok, kesinhesaplarının 404 ibrasıyla ilgili görüşmelerde ortaya çıkmaktadır. Ülkemizin de içinde bulunduğu Kıta Avrupası ülkelerinde bütçe dönemi parlamentonun kesinhesap kanunu kabul etmesiyle neticelenmektedir. Angio-Sakson sistemi uygulanan ülkelerde (İngiltere ve Amerika gibi) ise 400 Konukman, a.g.e., s. 151. Bek, a.g.e., s. 45. 402 İba, a.g.e. (1997), s. 118, Hasan Baş, "Bütçe/er ve Kesin Hesaplar", Milliyet, 25.3. 1992'den. 403 Ayrıntılı bilgi için bkz., 2005 Mali Yılı Genel ve Katma Bütçe Kanunu Tasarıları ile 2003 Mali Yılı Genel ve Katma Bütçe Kesinhesap Kanunu Tasanları'nın Plan ve Bütçe Komisyonu Görüşme Tutanaklan, http://www.tbmm.gov.tr/ 404 Feyzioğlu, a.g.e. ( l 988), s. I 1. 401 181 kesinhesap kanunu onanınası gibi bir uygulama bulunmamaktadır. Bu ülkelerde nihai bütçe denetiminin normal seyrinde parlamento genel kurulları hemen hiç müdahalede bulunmamaktadırlar. Denetim esas itibariyle özel komisyonlarda gereken incelemelerin yapılması ve meclisierin bilgi edinmesiyle son bulmaktadır. Bu ülkelerde parlamentonun bütçe hesaplarını kontrol etmesi hususunda herkes birleşmektedir. Bu nedenle kontrolün yapılması için bütün formaliteleri ile yeni bir kanun daha onamaya ihtiyaç bulunmamaktadır. Amaç etkin bir bütçe denetimi gerçekleştirmekse bu bir kanun onanınada da gerçekleştirilebilir. 405 Her iki sistemin de üstün yönleri bulunmaktadır; birinin diğerine tercih edilmesi pek bir fark yaratmamaktadır. Farklılık uygulamanın denetim işlevinin en etkin biçimde sağlanmasından kaynaklanmaktadır. 3.2. 7.3. Ödenek Üstü Harcamalar Burada "ödenek", bütçe kanunu ile hükümete verilen harcama yetkisi anlamına gelmektedir. Ödenekte belirlenen miktarı aşmanın tek yolu, yeni bir kanunla (örneğin ek bütçe kanunu) yeni bir yetki almaktır. Oysa pratikte Anayasa'nın bu ilkesi açıkça ve hemen her yıl ihlal edilmektedir. Bunun yolu, ilk önce harcamanın yapılıp sonra Meclis 'ten emrivaki bir biçimde ödenek alınmasıdır. Bu da iki şekilde gerçekleştirilmektedir. Bunu mali yılın içinde yapmanın biçimi, mali yılın sonuna doğru bir ek bütçe kanunu ile zaten bir süredir yapılmakta olan ödenek üstü harcamaları yil içinde meşrulaştırmaktır. İkinci yol ise; önce ödenek üstü harcama yap'ıp sonra kesinhesap kanunu tasarısının görüşülmesi sırasında yapılmış olan ödenek üstü harcamalar için "tamamlayıcı" ödenek istenmesidir. Bazı konularda ödenek üstü harcama yapma yetkisi dönemsel olmayan bir kanundan ( 1050 sayılı Kanun) kaynaklanmaktadır. Bu Kanun' da, örneğin doğum ve ölüm yardımları, sürekli görev yollu ğu, mahkeme harçları gibi bazı harcama kalemleri için tamamlayıcı ödenek yapılabileceği belirtilmiştir. Sayıştay'ın Meclis'e sunduğu uygunluk bildiriminde de bu harcamalara "yasal giderler" denmektedir. 406 Bazı 405 406 Bkz., a.g.e., ss. 473-475. 5018 sayılı Kanunla tamamlayıcı ödenek, dolayısıyla ödenek üstü harcama yapma yetkisi kaldınlmıştır. Ancak bunun tek bir istisnası vardır; bu istisna da Kanun'un 20. maddesinin (t) fıkrasında düzenlenmiştir. "Genel veya kısmi seferberlik, savaş ilanı veya Bakanlar Kurulu kararıyla zorunlu askeri hazırlıkların yapıldığı olağanüstü hallerde Milli Savunma Bakanlığı, 182 ödenek üstü harcamaların ise hiçbir yasal dayanağı yoktur. Bunların başında personel ve faiz harcamaları için kullanılan tamamlayıcı ödenekler gelmektedir. Bu konuda yürütme ve yasama arasında formel kuralların 407 ruhuna da sözüne de aykırı olan bir enformel norm oluşmuştur. ödenekierin onaylanması bir anlamda yasama organının kendisine verdiği yetkiyi ödenek üstü harcamalar yaparak aşan hükümetlerin "ihra edilmesi" anlamına gelmektedir. Aslında Meclis 'in tamamlayıcı ödeneği, yapılan ödenek üstü harcamaların hangi hizmetlere ve hangi gerekçelerle yapıldığını bilmeden vermesi, kesinhesap kanunu tasarılarının 408 1994 ve 1995 yılı genel uygunluk bildiriminde geçmiş özüne aykırıdır. yılların genel uygunluk bildirimlerinden farklı olarak Sayıştay tarafından sorumluluk gerektiren ödenek üstü harcamalara tamamlayıcı ödenek verilmemesi tavsiye edilmiştir. Sayıştay'ın bu uyarısına rağmen Meclis bu tür harcamalar için 1994 ve 1995 yıllannda tamamlayıcı ödenek vermiş ve bu Tamamlayıcı ait kesinhesap kanunu tasanlarını onaylamıştır. Aynı şekilde, Sayıştay'ın aynı uyarıyı yinelemesine rağmen, Meclis 1996 yılında da tamamlayıcı ödeneği onaylamıştır. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun bir önceki yıla ait kesinhesap kanunu tasarısına ilişkin kararında bu tür harcamalara tamamlayıcı ödenek verilmeyeceği konusunda ilke kararı alınmasına rağmen, 1996 yılında da aynı uygulamaya devam edilmiştir. Komisyon 'un 31.12.1996 tarihli 11492, 3/516 esas ve 68 karar nolu 1995 mali yılı kesinhesap kanun 409 tasansı'na ilişkin olatak raporunda yer verdiği karannda; yıllara Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bütçeterindeki mevcut ödenekler, bu idareterin ödenek toplamlan aşılmamak şartıyla, birleştirilerek kullanılabilir. Bu durumda da mevcut ödenekierin yeterli olmaması halinde toplam ödenek tutannın yüzde on beşine kadar ek harcama yapılabilir. Yukarıda sayılan hallerde sevk ve intikalle ilgili giderler için, harcama yetkililerinin onayıyla görevlendiritecek mutemetlere gereken miktarda avans verilebilir ve gönderilecek ödeneğe istinaden bir ay içinde mahsup edilir." Ayrıca Kanun'un 70. maddesiyle de ödenek üstü harcama yapanlara ceza öngören düzenleme yapılmıştır: "MADDE 70.- Kamu zararı oluşturmamakla birlikte bütçelere, ayrıntılı harcama programlarına, serbest bırakma oranlarına aykırı olarak veya ödenek gönderme belgelerindeki ödenek miktarını aşan harcama talimatı veren harcama yetkililerine, her türlü aylık, ödenek, zam ve tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemeler toplamının iki katı tutanna kadar para cezası verilir." 407 Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 27. 4011 Konukman, a.g.e., s. 147. 409 Bkz. TBMMTD, D. 20, C. 15, 9.12.1996, B. 28, SS. 151, (1995 Mali Yılı Genel Bütçeye Dahil Kuruluşların Kesinhesaplarına Ait Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi ile 1995 Mali Yılı Kesinhesap Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/492, 3/516). 183 "Diğer taraftan bundan sonraki Kesin Hesap Kanun ödenek dışı giderlerden yasalara göre ödenek aranmaksızın yapılanlar dışında kalanlara tamamlayıcı ödenek verilmeyeceği hususu benimsenmiştir" Tasarılarının görüşmelerinde; denilmektedir. Bu temenniye rağmen, bir sonraki tamamlayıcı ödenek verilmiştir. yılda bu tür ödemelere Bu "gevşek" denilebilecek bütçe uygulaması doğal olarak bir sonraki yılın bütçe tekliflerinin "inandırıcılığını" yitirmesine yol açmaktadır. Çünkü hükümetler bu uygulamayla başlangıç ödeneklerini Meclis' e düşük boyutlarda sunabilme imkanına kavuşmaktadırlar. 410 3.2. 7.4. Kesinhesap Kanunu Tasarılarının Görüşülmesi Anayasanın 87. maddesi; Bakanlar Kurulunun ve bakantann denetlenmesini, bütçe ve kesinhesap kanunu tasarılannın görüşülüp kabul edilmesini TBMM'nin görev ve yetkileri içinde saymıştır. 164. maddesinde ise; "Kesinhesap kanunu tasarısı, yeni yıl bütçe kanunu tasarı­ birlikte Bütçe Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komisyonu, bütçe kanunu tasansıyla kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurula birlikte sunar. Genel Kurul kesinhesap kanunu tasarısını, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlar." sıyla hükmüne yer verilmiştir. Anayasa'nın yürüdüğüne ilişkin 177. maddesinin (t) bendinde ise kesinhesap kanun tasarısının bütçe kanunu tasarısıyla birlikte görüşülüp karara bağlanması uygulanmasına 1984 yılından itibaren başlanacağı belirtilmiştir. ı 050 sayılı Kanunun ı 00, ı Oı, ı 02, ı 03, 104, ı 05 ve ı 06. maddelerinde kesinhesap kanun tasarılarının hazırlanma süresi, ekieri ve diğer ilgili cetvellerin hazırlanma esas ve usulleri ile şekli hususlarında düzenlemeler yapılmıştır. Sayıştay Kanunun 8 ı. maddesinde ise genel uygunluk bildiriminin hazırlanmasıyla ilgili düzenleme yapılmıştır. Plan ve Bütçe Komisyonu, yeni yıl bütçe kanununun görüşülmesi sürecinde kuruluşların kesinhesaplarını da görüşerek karara bağlamaktadır. Bu esnada 410 Ancak yukarıda da izah edildiği üzere 5018 sayılı Kanunla bu uygulamalara son verilmiştir. Nitekim bu düzenlemelerin, GUB'nin ve kesinhesap kanununu tasarısının görüşülmesinde Batıda olduğu gibi kamuoyunun gerekli ilgiyi göstermesi sonucunu doğurması beklenmektedir. ı84 genel uygunluk bildiriminde yer alan bazı hususları da değerlendirerek karara bağlamaktadır. Zaman yetersizliği, üyelerin değerlendirme yapmalarını sağlayacak öz bilgi eksikliği (bilgi ve belge kirliliğinin oluşmasından dolayı) ve Komisyon'un bütçe ile ilgili pek çok konuda kısa sürede değerlendirme yapması zorunluluğu gibi nedenlerle, kesinhesap kanun tasarıları ile genel uygunluk bildirimi amacına uygun şekilde değerlendirilememektedir. genel uygunluk bildirimi ışığında; ilgili bakan, Sayıştay ve Maliye Bakanlığı temsilcisinin de katılacağı toplantıda bakanlık ve kurumların bütçe teklif ve kesinhesapları önce tek tek, sonra da genel ve katma bütçe kesinhesap ve bütçe kanunu tasarıları birlikte görüşülüp kabul edildikten sonra, Meclis Genel Kurulu'na sunulmaktadır. Genel Kurul'da da kesinhesap ve yeni yıl bütçe kanunu tasarıları birlikte görüşülerek bütçe yılı başına kadar karara bağlanmaktadır. Sayıştay Yasama organı sonuçları yeterli görürse yürütme organı aklanır, yeterli görmez ise aklanmaz. Ancak, ülkemizde ne yasama organı ve Sayıştay'ca ne de kamuoyunca kesinhesaba yeterli önem verilmiştir. Dikkatler daha çok tahminden ibaret olan bütçe kanuniarına çekilerek, kesinhesabın önemi bilerek veya bilmeyerek gözden kaçırılmıştır. Bütçeyi tartışırken, yapılan işlerin sonucunu gösteren kesinhesaplar yasama 41 1 Bu organında hemen hiç tartışması yapılmadan kabul edilmektedirler. durum; kesinhesap kanunundan beklenen bütçenin denetimi, bakanların aklanması, gelecek yıl bütçe tahminlerinin isabetle yapılması ve ileriye dönük tedbirlerin alınmasında sağlayacağı yararlardan gereğince istifade edilememesine neden olmuştur. Bütçe ve kesinhesap kanunu tasarılarının yasama organında görüşülmesi sırasında öncelikle Bakan kesinhesaplarının ele alınıp, başarı veya başarısızlıklarının tartışılıp onaylanmasından sonra, yeni bütçe kanunu tasarısının bu görüşmeler ışığında tartışılıp onaylanması, tartışmaları daha 412 gerçekçi temeller üzerine oturtacaktır. 4 ı ı Bek, a.g.e., s. 69. ı Ancak maalesef 50 I 8 sayılı Kanunla da böyle bir düzenleme yapılmamış sadece genel uygunluk bildiriminin TBMM komisyonlarında öncelikle görüşüleceği hükme bağlanmıştır (md. 42/5). 4 2 185 3.2. 7.5. Bakan Kesinhesabı veya Kesinhesap Kanunu Reddi Tasarısının Kesinhesaplar, yürütme organını oluşturan bakanların, dolayısıyla yürütmenin bütçe uygulamalarından dolayı aklanmalarını sağlayan bir belge olduğuna göre; böyle bir belgenin yasama organında reddi halinde, bütçenin reddinde olduğu üzere, Bakanlar Kurulu'nun düşmesi sonucunu doğurabilecektir. Bu yalnızca genel veya katma bütçeli idareler kesinhesap kanunu tasarılarının reddinde değil bakanlıkların kesinhesaplarının reddinde de söz konusu olması gerekir. Çünkü bir bakanlığın kesinhesap kanunu tasarısının reddi, tasarının sahibi hükümete karşı gösterilmiş bir güvensizlik olarak değerlendirilebilir. 413 Bütçesi reddedilen bakan için yapılan açıklamalar, bakanın kesinhesabının reddedilmesi durumunda da geçerlidir, bir farkla ki; bilindiği gibi görüşüten kesinhesap kanunu tasarısı bir önceki yıl bütçesinin hesap kesim dönemine ilişkindir. Bu durumda bütçesi görüşüten bakan ilgili kesinhesap döneminin de sorumlusu ise açıklamalar yerini bulmaktadır. İlgili bakanın sorumluluk dönemine ait olmayan bir kesinhesap kanunu tasarısının reddedilmesinin bu sonucu doğurmasının söz konusu olmaması gerekir. Ancak burada da dikkat edilmesi gereken bir nokta bulunmaktadır. Aynı hükümet veya aynı iktidar dönemine ait bir bakanlığın veya genel veya katma bütçeli kuruluşların kesinhesap kanunu tasarılarının reddini hükümete yönelik bir güvesizlik olarak değerlendirmek gerekir. Bu durumda da hükümetin bütçe kanunu tasarılarının reddinde olduğu gibi istifa yolunu seçmesi ve Meclis'in güvenine mahzar olabilecek yeni bir hükümet kurulması gerekmektedir. Ülke kıt kaynakları da düşünüldüğünde, halktan zorlukla toplanan vergilerin, temsilcilerince hangi hizmet ve alanlarda kullanılacağının tercihlerini ifade eden ve hükümetin genel ekonomik siyasetinin göstergesi olan bütçe kanunu tasarılarına, yasama organında ve Bütçe Komisyonu 'nda yapılan yoğun çalışmalar 413 sonunda şekil verilirken, bu kıt kaynakların Kesinhesap kanunun tasanlan için gözden kaçınlmaması gereken bir husus görüşüten tasannın ilgili hükümetin dönemine ait olup olmadığıdır. Başka bir hükümetin icraatlanndan yeni hükümetin sorumlu tutulması söz konusu değildir. 186 hükümetçe nasıl kullanıldığının sonuçlarını gösteren kesinhesabın, halkı temsil eden ve bütçe ve denetim hakkını elinde bulunduran yasama organınca incelenip denetlenmemesi demokratik sistemin gereği olarak da düşünülemez. 414 uygulamasının tümü üzerinde Meclis'in hükümetle hesaplaşması ancak kesinhesap kanunu tasarısının görüşülmesi ile mümkün Bu hesap verme sürecinde hükümet sorumsuzluğunu olmaktadır. sağlayamazsa, tasarının reddi ile hükümetin sorumluluğuna gidilmek imkanı Bütçe elde edilmiş olacaktır. Hatta bir tahmin olan bütçenin aksine, uygulamanın neticesini gösterdiği için kesinhesap kanunu tasarılarının reddedilmesi, ret sebebinin mahiyetine göre yalnızca hükümetin görevden uzaklaştırılması değil ilgililerin hukuki ve cezai sorumlulukları yoluna gidilmesi gerekliliğini doğurur. Reddeditmesine rastlanmamasının sebebi Meclis'in bu kanunun 415 görüşülmesine gereken önemi vermemesinden kaynaklanmaktadır. 3.2.8. Bütçe Denetim İşievini Yerine Getirebilİyor mu? 3.2.8.1. Bütçe Disiplininin Bozulması ve Bütçenin Denetim İşievinin Zayıflaması Parlamentolar toplumların yapısal ve kültürel özelliklerine göre birbirinden çok farklı işlevlere sahip olabilmektedir. Bazı parlamentolar . siyasal arenada oluşturulmuş bir ulusal forum niteliğindeyken, bazıları çoğunlukla başka platformlarda şekillenen veya verilen kararları onayiayan birer soğuk damga kuruluşları görünümündedirler. Bu bakımdan kimi yazarların modem parlamentoların yürütme organı karşısında büyük ölçüde tabi duruma geldikleri düşüncesinden hareketle evrensel bir parlamento krizinden söz etmeleri abartılı bir yaklaşım değildir. Bu yaklaşıma göre, Parlamentolar kendi gündemlerine hakim olamamakta, hangi konulara öncelik verileceği ve nelerin görüşüleceği büyük ölçüde hükümetler tarafından belirlenmektedir. Üstelik, parlamentoda yapılan oylamaların sonuçları 414 415 parti disiplini olgusu nedeniyle çoğunlukla önceden belli Bek, a.g.e., s. 7 I. Feyzioğlu, a.g.e. ( 1981 ), s. 456. 187 olmaktadır. Çağdaş parlamentoların çoğu, parlamenter rejimin gereği olarak kendi içinden doğan ve aynı zamanda kendisinin bir parçası olan yürütme organının (hükümet) gücü karşısında birer konuşma forumu olmaktan öteye anlam taşımaz hale gelmiştir. 416 Kuvvetler ayrılığı ilkesi de hiçbir zaman tam anlamıyla gerçekleştirilememiştir; çünkü parlamenter sistemle yönetilen ülkelerde anayasal devletin modern zamanlardaki gelişiminin başlangıcından itibaren, bu anlayışın öngördüğü anlamda kanun yapma yetkisi ile hükümeti yönetme yetkisi aynı temsili meclislerde birleştirilmiştir. Bunun sonucunda, hiçbir modem demokratik ülkede devletin nihai yetkisi hiçbir zaman hukukla bağlı olmamıştır. Çünkü bu yetki her zaman üstüne almak istediği özel görevler adına dilediği her kanunu yapmakla serbest olan bir organın elinde olmuştur. 417 Diğer tüm yasama işlemlerinde olduğu gibi bütçe de bu süreçten olumsuz. yönde etkilenmiştir. Bütçe görüşmeleri diğer kanunların görüşülmesinden daha fazla ilgi görmesine rağmen yine de yürütmenin etkisinden kurtulamamıştır. Genel olarak yürütmenin baskın etkisi (özellikle çoğunluk hükümetleri döneminde) ve yasamanın tabi durumu, özel olarak da birçok yerde de ifade edildiği üzere Plan ve Bütçe Komisyonu'nun bu etkiyi kurumsallaştıncı bir şekilde yapılandırılmış olması bu gelişmede önemli bir faktör olmuştur. Bu faktörlerin bileşiminin toplam etkisiyle bütçe denetim fonksiyonunu yerine getirmekten uzaklaşmıştır. Yasamanın, verdiği yetkinin nasıl kullanıldığının takibi ya yetersiz kalmış ya da hiç yapılmamıştır. Özellikle 1984 sonrası- devlet tüzel kişiliğinin parçalanması, bütçenin kamu kesiminin boyutlarını ciddi ölçülerde gösteren belge olma özelliğini kaybetmesine yol açmıştır. Bunun sonucunda yürütmenin ihtiyari yetki kullanımı genişleyerek parlamentonun kamu kaynakları üzerindeki denetim sahasının daralması sonucu ortaya çıkmıştır. 418 416 417 418 Yücekök, a.g.e. (ı 987), s. ı 24. Friedrich A. Hayek, "Liberal Bir Devletin Anayasası", Sosyal ve Siyasal Teori:Seçme Yazılar, (çev. Mustafa Erdoğan), ed. Atilla Yayla, Siyasal Kitabevi, Ankara, ı993, ss. ı36-14l. Seyfi Yıldız, "Konsolide Bütçe Harcama Analizi", Yeni Türkiye, Yıl: 5, S: 27, Mayıs-Haziran ı 999, s. 374. 188 Mevcut bütçe sistemi, siyasi rekabetin getirdiği yükümlülükleri bir öncelik sırasına dizip toplam kaynaklar ile makul bir dengeye oturtmak ve bu arada kamu malı niteliğindeki mal ve hizmetlerin sunumunu özendirmek yerine, tam tersine, hükümetin bu yükümlülükleri saydam olmayan biçimde yerine getirebitmesi için, uygulamada, ona maksimum ihtiyari yetkileri verecek şekilde oluşmuştur. Bu ihtiyari yetkiler yoluyla, gündelik siyasi öncelikiere göre kaynaklar partizan ve popülist amaçlar için 419 Bütçe kanunları devlet harcamalarının sadece bir dağıtılmaktadır. bölümünü kapsamaktadır. Dolayısıyla harcamaların bir bölümü Meclis'in onayı alınmadan yapılmaktadır. Buna ek olarak, bütçe kanununda gösterilen ödenekierin de aşılabildiğine ve ek bütçeterin kolayca çıkarılabildiğine önceki açıklamalarda değinilmişti. Bu iki faktör birleşince bütçe kanunlarının bağlayıcılığı ve inanılıdığı tartışmalı hale gelmiştir. Ayrıca, gerek değerlendirmeye yönelik bilginin olmaması, gerek bütçe kapsamının son dere~e dar olması ve bütçe kanunlarının inanılıdığının şüpheli hale gelmiş olması, bütçenin hesap verme hedefini de çok sığ bir anlamda yerine getirmesine neden olmakta ve bütçeyi siyasi sorumluluğun önemli bir aracı olmaktan çıkarmaktadır. Anayasa, önce milletle devlet arasında, sonra da devletin iç işleyişinin getirdiği asil-vekil ilişkilerinde uyulması gereken temel ilkeleri ortaya koymaktadır. Asil olan millettir. Vekil, asile, kendisine emanet edilen yetkileri nasıl kullandığının hesabını verir. Anayasa' da, kamu kaynaklarının kullanılmasını düzenleyen çerçeve şöyle özetlenebilir: Milletin devletten beklediği, kamu hizmeti sunması için devlete emanet ettiği kaynakların, verimlilik, etkinlik ve tutumluluk ilkelerine riayet edilerek kullanılmasıdır. Anayasa, devleti, bu ilkelere uyacak ve bu ilkelere uyduğunu millete temin edecek biçimde şekillendirmiştir. 420 419 420 Atiyas-Sayın, a.g.e., s. VIII. a.g.e., s. l 3. 189 Tablo 3. 4. ·Tenisili Demokrasilerde Asil-Ve kil ilişkisi ve Sorumluluk Zincil·i Siyasi. Vekiller İdari Asiller Siyasi Asiller ı ı ı ·.ı ~---- .Yetki Devri Hesap Venne Yükümlülüğü , : (Direkt) Hesap Venne Yükümlülüğü (Dolaylı) Kaynak: 190 Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 6; Gören, a.g.e, s. 114. .İdari Vekiller Yasama, yürütmenin bu yetkiyi nasıl kullandığını denetlemektedir. Kesinhesap kanunu tasarısı, hükümetin bu yetkiyi nasıl kullandığının hesabını Meclis'e vermesidir. Sayıştay, Bakanlar Kurulu'nun yetkilerini bütçe kanununda taahhüt ettiği şekilde kullanıp kullanmarlığını değerlendirmekte ve görüşlerini Meclis'e bir "uygunluk bildirimi" ile sunmaktadır. Bu süreçlerde Meclis' e sunulan bütün raporların ve kayıtların millete açık olması yani vekilin asile karşı saydam ve sorumlu hale gelmesi esastır. İnternet teknolojisinin gelişmesi sayesinde bu açıklığın büyük ölçüde sağlanmış olduğu söylenebilir. Bütçeye ilişkin dokümanlarının hemen hemen hepsine ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının internet sayfalarından erişmek mümkün hale gelmiştir. Asıl yapılması gereken iş ise bu dokümanların içeriğinin saydamlaştırılması, gerçeği yansıtır ve anlaşılır hale getirilmesidir. Burada yasama ile yürütme arasındaki ilişki konusunda bir noktaya dikkat_ çekmekte yarar bulunmaktadır. Gerek kamu kaynaklarını kullanma yetkisi almak anlamında, gerek "hesap verme" anlamında yürütme yasamaya karŞı sorumludur. Buna karşılık, parlamenter sistemde çoğunluk hükümetlerinde hükümeti kuran partiler aynı zamanda mecliste çoğunluğa sahip olduğundan "meclisin asilliği" veya "meclis denetimi" oldukça sınırlıdır ve temelde muhalefetin bilgi alma hakkından ibarettir; çoğunluk hükümetleri istedikleri kanunu çıkarırlar. 421 Paralel bir biçimde Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda iktidar her zaman avantajlıdır. Komisyon' da karara bağlanan işler Genel Kurul engeline takılınadığı sürece hükümet biçimine göre (azınlık veya çoğunluk hükümeti) değişmeksizin neticelenebilmektedir. Dolayısıyla Komisyon hükümet için supap vazifesi görmektedir. Anayasa sorumluluk zincirini ve vekillerin uyması gereken genel ~lkeleri açıkça ortaya koymaktadır. Vekillerin davranışlarını ise daha çok siyasi kurumlar (siyasi parti yapıları, rekabet etme biçimleri, seçim 421 a.g.e., s. 14. 191 sistemleri vb), devletin iç işleyişini düzenleyen kurum ve kurallar ile kamusal kaynakların dağılımını düzenleyen bütçe sistemi belirlemektedir. 422 Türkiye' de bütçe kamusal faaliyetlerin dar bir bölümünü kapsamaktadır. Bütçenin dışında kalan kamu harcamaları dolaylı ve dolaysız olarak ikiye ayrılabilir. Bazı dolaysız harcamalar bütçenin gerektirdiği formel kuralların tamamen dışında yerine getirilmektedir. Bazı dolaysız faaliyetler ise aradadır, bütçenin kaynak dağıtım sürecini düzenleyen kurallara tabi olup, uygulama sürecini düzenleyen kurallardan muaftır (fonlar, transfer tertibinden yararlanan kamu kuruluşları). Bütçenin kapsadığı kuruluşlarda dahi bir çok faaliyet bütçeden farklı prosedürlerle yapılmaktadır (döner sermaye, vakıf, dernek). Hatta, bir çok faaliyet yasama denetiminin de dışındadır. Sadece dolaysız harcamaların bütçe ile ilgilerinin (yani kamusal etkilerinin) toplam büyüklüğüne bakıldığında (mahalli İdareler, vakıflar, dernekler ve yardım sandıkları hariç) bunların bütçenin yaklaşık yüzde 30'larına ulaştığı tespit edilmiştir.~ 23 Bütçenin faaliyet kapsamının dar olmasının anlamı şudur: Yürütmeye, millete hesabını vermediği geniş bir ihtiyari harcama yetkisi verilmekte, bu yetki, rant dağıtımının önemli bir bölümünü bütçe dışından yapmakta kullanılmaktadır. Bu, siyasal ve yönetsel sorumluluk mekanizmalarını sınırlayan çok önemli bir etkendir. Dolayısıyla, bütçenin kapsamının dar olması, hükümetlere bütçe dışı kaynaklar üzerinde geniş ihtiyari yetkiler bırakırken, bütçe süreçleri de bütçe kapsamındaki kaynaklar üzerinde benzeri ihtiyari olanaklar tanımaktadır. 424 422 423 424 Atiyas-Sayın, a.g.e., s. ı 4. Bkz., 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel ihtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2000, ss. 28-3 ı. Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 23. 192 Tablo 3.5. Bütçe Dışı Faaliyetler Bütçe Dışı ı. Dolaysız Harcamalar Bütçe Dışı Dolaylı Harcamalar 1. Devlet Mal ve Taşınınaziarı Fonlar ı. ı. Kısmi Bütçelenen Fonlar 1.2. Bütçe Dışı 2. Yarı- 2.2. Merkez Vakıf ve Demekler Kur Karşılık Verilen Tahviller 2.3. Tahkimlerden Kaynaklanan Tahviller Bütçeli Kamu Kuruluşları (transfer tertibinden yararlanan) 4. Bankasına Farkiarına 2. Döner Sennayeler Bağımsız işlemler: 2. ı KİT'lerden (Kamu Bankaları Dahil) Doğan Görev Zararları Fonlar 1.3. Maliye Bakanlığının İzleme Dışı Bıraktığı Fonlar: Özel Hesaplar 3. Mali (quasi-fiscal) 3. Koşullu Yükümlülükler 3. ı. Garantili 5. Mahalli idareler Dış Borçlar 3.2. Devirli Krediler 3.3. İç Kefaletler 3.4. Mevduat Sigortası 3.5. Yap İşlet/Yap İşlet Devret Projeleri 3.6. Yatırım 3.7. Diğer Koşullu 4. Vergi 5. 6. Stoku Yükümlülükler Harcamaları Çeşitli Kanunlarla Getirilen Vergi ve Benzeri Düzenlemeler (Bütçeyle ilişkisi Kurulmayan ve Doğrudan Kuruma Aktarılan Gelirler) Dış Proje Kredisi Uygulamaları a.g.e., s. 22; DPT, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel ihtisas Komisyonu Raporu, s. 30. Kaynak: Atiyas-Sayın 193 ~ütçe sürecinin en çarpıcı yönü, hazırlanan ve kanunlaşan bütçenin neredeyse hiçbir bağlayıcılığı olmamasıdır. Esas tayin edici olan ise ödenek üstü harcamalarda olduğu gibi bütçe uygulamasıdır. Denetimin rolü bunu önlemek olduğu halde, etkinliğini yitirmiştir. Bütçeler gen~llikle iyimser gelir tahminlerine dayandırılmakta ve sapmalar tutarlardan öngörülen oranları gerçekleşme genelde göstermektedir. Mali yıl süresince kaynak dağıtımı Maliye Bakanlığı (yani hükümet) tarafından yapılmakta, dolayısıyla hükümet bütçede öngörülen siyasi amaçlarını kendine göre yorumlamak, diğer bir deyimle, yeniden bir 425 iktisadi ve sosyal siyaset tanımlama olanağına kavuşmaktadır. Parlamenter sistemde, dört farklı hükümet biçimi vardır: a. Azınlık Koalisyon b. Azınlık Tekparti c. Çoğunluk Koalisyon d. Çoğunluk Tekparti 426 bu hükümet biçimlerinin aktörlere dağıttığı roller sonucunda ortaya çıkan göreceli güç dengesi farklılık arz etmektedir. Tablo 3.6. 20. Hükümet Biçimleri ve Bütçe Sürecindeki Aktörler ·Arasında Güç Dağılımı ·Aktörler Azınlık Koalisyon Parlamento Tek parti Azınlık Çoğunluk Çoğunluk Koalisyon Tek parti · Orta Zayıf Güçlü Güçlü Başbakan Orta Orta Güçlü Güçlü Bakan Zayıf Orta Orta Güçlü Kaynak: 425 426 Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 30. Turan, a.g.e. (1978), s. 17. Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 30. 194 Yasamanın yürütmeyi denetleme kapasitesi hususundaki sorun, yasamanın bilgi üretme ve saydamlık taleplerinin ne kadar karşılandığı ve hükümet partisinin veya partilerinin yasama faaliyeti üzerinde ne kadar etkili olduğudur. Bu da hükümet biçimine bağlıdır. Tek parti çoğunluk hükümetinde yasamanın denetim etkisi çok sınırlıdır. Öbür uçta, azınlık koalisyon hükümetlerinde ise yasamanın denetim yeteneği en yüksektir. Türk siyasal partileri disiplinli partilerdir. Milletvekilleri çoğunlukla parti disiplinine uygun hareket etmektedirler. Parti disiplini, özellikle iktidar olanakları partilerinin hükümeti denetlemekte kullanabilecekleri sınırlamaktadır. İktidar partilerine üye parlamento üyelerinin, denetim işlevini parti grupları içerisinde ve partının diğer kurullarında gerçekleştirebildikleri, parlamentoda ise parti bütünlük ve birliğini koruyacak şekilde davrandıklan ileri sürülebilir. 427 Bu genel şablon içerisinde Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda iktidarın sayısal olarak her zaman üstün olduğu gerçeğini de değerlendirmeye dahil etmek gerekir. Ancak, sayısal üstünlük bulunsa bile Komisyon 'un gücü de tablodaki dağılıma uygun olarak değişmektedir. İktidar ve muhalefet arasındaki ilişkiler Meclis aritmetiğinden çok fazla etkilenmektedir. Çoğunluk tek parti hükümetleri döneminde Komisyon' da bir konuy·a muhalif kalan iktidar milletvekilleri konuya ilişkin olarak ya sadece teknik destek sağlayarak politikalan eleştirmemekte ya da bu konuların görüşüldüğü toplantılara katıimamayı tercih etmektedirler. Koalisyon hükümetleri döneminde ise iktidar içi çekişmeler hararetli tartışmalar yaşanmasına neden olabilmektedir. Parlamentodan çıkacak kanunun kapsamı genişledikçe parlamentodan gelen tepkilere hükümetlerin daha fazla ağırlık tanıdığı, geniş kapsamlı kanunların yapımında parlamentonun ağırlığının arttığı, parlamenter destek marjı dar hükümetlerin de parlamento üyelerinin görüşlerine ağırlık tanıma olasılıklarının daha yüksek olduğu ileri sürülmektedir. 428 Temel düzenlemeleri konu alan kanunlar için bu doğru bir tespit olsa da uygulamanın her zaman bu düzenlilikte devam ettiğini söylemek güçtür. Kapsamı en geniş olan kanunlardan birinin de bütçe kanunu olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir. Ancak bütçe kanununda parlamentonun ağırlığının arttığını söylemek Bütçe 427 428 Turan, a.g.e., ( 1978), s. 18-20. a.g.e. , s. 9. 195 Komisyonu'nun yapısı nedeniyle pek mümkün görünmemektedir. Yıllık bir düzenleme olması ve hükümetin İcraatlarının en önemli araçlanndan biri olması gibi nedenlerle parlamentonun bütçe kanunu tasanianna daha az müdahale etmesi veya hiç müdahale etmemesi düşünülebilir. Nitekim komisyon üyesi olan milletvekilleri de müdahale olanaklannın kısıtlı olduğunu vurgulamaktadırlar. Örneğin 2005 mali yılı bütçe kanunu tasanlarının görüş­ melerinde Komisyon üyesi olan Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali 'nin; "Ben, üçüncü katılıyorum. değeri en yıldır bu Komisyon' da bütçe Beni mazur görün, düşük çalışma olarak yaptığımız çalışmalar düşünüyorum. kabaca bir değerlendione yapmaktan tartışmaianna içinde katma Onun için de oldukça yanayım." şeklindeki değerlendirmesi bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. 429 Ancak denetim boyutu öne çıktığında ve önceki bölümlerde açıklaması yapılan hükümet programına uygunluk söz konusu olduğunda her türlü yasal ve teamülü müdahalenin meşru olabileceğini de kabul etmek gerekir. Bütçeterin amacından sapmasındaki etmenlerden biri de bu kanunlar içine Anayasa'ya (md. 161) rağmen bütçeyle ilgili olmayan pek çok hükmün konmuş olmasıdır. Bu çerçevede, bütçe kanunlarının, bütçe gelir ve giderlerini ilgilendiren ve mali yılla sınırlı etkiler doğuran hükümler içermesi ve bu kanunlarda bütçe ile doğrudan ilgili olmayan hükümlere yer verilmemesi gerekmektedir. Bütçe kanunlarının bazı maddeleri hakkında zaman zaman Anayasa Mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma ve iptal kararları verilmiş, bu durum da hukuki boşluk yaratmış ve bütçe hedeflerine ulaşılmasında belirsizlikterin ortaya çıkmasına yol açmıştır. 430 Bu yöntem bütçenin amacından uzaklaşmasına neden olmakta ve Anayasa'da TBMM'nin görevleri sayılırken kanun koymak ve kaldırmanın yanı sıra bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmeyi ayrıca belirtmiş olmasındaki farklılaştırmayla da çelişmektedir. Bütçe kanunlarının torba kanunlar431 olmadığı, Anayasa'da yer alan, ayrıca Anayasa Bkz. "2005 Mali Yılı Genel ve Katma Bütçe Kanunu Tasarıları Plan ve Bütçe Komisyonu 1.2004", http://www.tbmm.gov.tr/butce/2005/2005 plan butce komsy gonısıne takvim i .doc 430 Ayrıntılı bilgi için bkz, Yüksel, a.g.e. ( 1999) 431 Çok fazla sayıda kanunda değişiklik yapan kanunlar, gerek Meclis içinde gerekse medyada torba kanun olarak nitelendirilmektedir. 429 Görüşme Tutanakları,l.l 196 Mahkemesi Kanunu'nda yer alan Anayasa Mahkemesi Kararlarına tüm kuruluşlarca, gerçek ve tüzel kişilerce riayet edileceği ilkesinin ancak siyasi 432 iktidarların bu kurala riayet etmeleriyle yürürlük kazanacağı · yolundaki görüşlerle bu uygulamaya yıllarca itiraz edilmiştir. Bu itirazlar nihayet 2004 yılında göz önünde bulundurularak bütçe kanununun çağdaş bir yapıya kavuşturulması ve Anayasa'nın ilgili hükmüne uygun hale getirilmesi amacıyla bir kanunla bütçe kanunlarından, bütçeyle ilgili olmayan hükümlerin ayıklanması yoluna girilmiştir. 433 Bu iyileşme ilgili yıllar bütçe kanunu maddelerine bakıldığında da görülmektedir. 2002; 63, 2003; 53, 2004; 51 ve 2005 bütçe kanunu 39 maddeden oluşmuştur. Gelinen son aşamada bu amaç büyük ölçüde gerçekleştirilmiş olmakla birlikte halen bütçe kanunlanndan ayıklanması gereken hükümler bulunmaktadır. Politik karar alma sürecinde siyasal yozlaşmalar doğrudan veya dolaylı şekilde gerçekleşmektedir. Bunların arasında parti disiplini, lider diktası, yakın akrabaların önemli görevlere getirilmesi demek olan nepotizm, çıkar veya baskı grubu adı verilen özel çıkar takipçileri, 434 genişleyen bürokrasi, bütçe dışı fonlar gibi etmenler yer almaktadır. Bu gibi etmenler politik karar alma mekanizmalarının önde gelen kurumlarından biri olan bütçe üzerinde olumsuz etkide bulunmakta ve bütçenin denetim boyutunu zedeleyici nitelikler taşımaktadır. 3.2.8.2. Fon Uygulamasının Denetimi Zayıjlatıcı Etkileri 1980 sonrası kamu maliyesine bakıldığında, kaynak tahsisinde önemli bir işlevi olan bütçe kanununun, kamu gelir ve giderlerini tam olarak yansıtmadığı, bütçe dışı araçların çoğaldığı ve kapsamının büyüdüğü, parlamentonun yetkisinin bir kısmının yürütme organına devredildiği, bu nedenle mali disiplinin bozuldu ğu görülmektedir. 435 Bütçenin kapsamının daralmasında ve denetim boyutunun zayıflamasında belki de en çok fon uygulamasının bozucu etkisi olmuştur. Bu nedenle bu çalışmada da bütçe 432 433 434 435 Bkz., Vural Arıkan, "Anayasa Mahkemesi Kararlarmda Bütçe İlkelerinin Yorumu", Vergi Dünyası, Y. 8, S: I 04, Nisan I 990, ss. 3-7. 17.9.2004 tarihli ve 5234 sayılı Kanun. Coşkun Can Aktan, Politik Yozlaşma ve Kleptokrasi : ı 980- ı 990 Türkiye Deneyimi, AF A Güncel Olaylar Dizisi, İstanbul, I 992, ss. 22-23. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel ihtisas Komisyonu Raporu, s. 3 I. 197 kapsamı dışındaki dolaylı uygulaması ele ve dolaysız harcamalardan yalnızca biri olan fon alınmıştır. Bütçe dışı fonlar önceleri çok sınırlı olarak var olmakla birlikte asıl yaygınlık kazanmalan 1980 sonrasıdır. 436 Uygulamada belirli kamu gelirlerinin belirli amaçlar için kullanılması ilkesine dayanan fon anlayışının çoğu kez parlamento denetiminden kaçınma amacına dayandığı da sıkça vurgulanan bir noktadır. 437 Bütçe dışında oluşturulan fonlar, fonun tahsis edildiği kuruluşa· bütçe disiplini ve kurallan dışında harcama yapma yetkisi vermektedir. 438 Fonların yaygınlaşması ve parlamentonun denetim alanı dışında önemli bir kaynak ve harcama alanı yaratılmasında Anayasa Mahkemesi 'nin fonları kuran veya içinde fonlara ilişkin hükümler içeren kanunlara karşı açılan iptal davalarında fonlar lehinde karar vermiş olmasının ve açılan iptal davalarını birkaç istisnası dışında reddetmiş olmasının da büyük payı vardır. Ret kararı verdiği davaların çoğunda Anayasa 'nın 161. maddesinin üçüncü fıkrasındaki, "Kanunla kalkınma planları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller konu/abi/ir." hükmünü gerekçe göstermiştir. 439 Anayasa Mahkemesi fon uygulamasını bütçenin zorunluluğu ve yıllık olma ilkelerine getirilmiş bir istisna olarak kabul etmekte ve eğer uygulama Anayasa'nın 161. maddesi kapsamında değerlendirilebiliyorsa Anayasa aykırılık olmadığı tespitinde 440 bulunmaktadır. 436 Yakup Kepenek, Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi, Remzi Kitabevi, İstanbul, ı997, s. 224. Bkz., İzzettin Önder vd., Türkiye'de Kamu Maliyesi, Finansal Yapı ve Politikalar : İktisat Politikası Seçenekleri 2, ed. Taner Berksoy, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, ı993, s. 38.; Vural F. Savaş, Anayasal iktisat, Avcıol Basım Yayım, İstanbul, ı997, ss. 23-26. 43 & Türkiye'de ilk bütçe dışı fon uygulaması ı 567 sayılı "Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu"na dayanılarak oluşturulmuştur. Ayrıca fon uygulamalan hakkında ayrıntılı bilgi için bkz., Oğuz Oyan vd., Türkiye'de Fon Sisteminin Kamu Kesimi içindeki Yeri ve Ekonomik Etkileri, TOBB Yayınları, Genel: 195, Ankara, ı 99 ı . . 439 29.2.1984 tarihli ve 2983 sayılı Tasarrufların Teşviki ve Kamu Yatırımlannın Hızlandırılması Hakkındaki Kanun'un iptali istemiyle açılan davada verdiği kara bu örneklerden biridir. E. ı9849, K. ı985/4, ı8.2.ı985, RG: 26.07.ı985/ı8793 440 Ayrıntılı bilgi için bkz., Bülent Seven, "Anayasa Mahkemesi 'nin Fon Uygulamasma İlişkin Kararlarmin Bütçe İlkeleri ve Sayıştay Denetimi Karşısmdaki Durumu", HÜİİBF Dergisi, C. ı 4, S: I, Temmuz 1996. 437 198 Fon uygulaması Sayıştay ve kamuoyu denetimini etkisizleştirmekte, yasama organını da belli ölçülerde devreden çıkancı bir nitelik arz etmektedir. Parlamenter sistem genellikle yürütme ile yasamanın karşılıklı denetim araçlan ile birbirlerini denetiediği bir dengenin var olduğu demokratik sistem olarak tanımlanır oysa; parlamenter sistem parti disiplini kavramının belirmeye başlaması ile bu anlamından hayli uzaklaşmıştır. Bütçeden harcama yapma yetkisi verilen yürütme ile bunun denetlernek durumunda kalan yasama organı arasındaki ilişkiyi bu çerçevede düşünmek 441 gerekir. Bu noktada denetimin teknik bir organa verilmesi daha yerinde görülmektedir. Nitekim, Mahkeme fonlann denetiminin doğrudan doğruya 442 TBMM tarafından yapılmasını öngören 3346 sayılı Kanun'un ı 2. maddesini şu gerekçeye dayalı olarak iptal etmiştir: "Mali taşımaktadır. olduğu konulara TBMM'nin göz önünde ilişkin denetim, yapısının, çalışma bulundurulduğunda, bir inceleme ve denetim teknik usulü ve fonlara bir nitelik zamanın sınırlı ilişkin olarak etkin yapacağı düşünülemez. Bütçe Komisyonu gereken biçim ve içerikte belli ölçüde uzmanlaşmış olsa dahi, olması 443 bir denetim yapabilecek donanım ve zamana sahip değildir." Bu bağlamda da Sayıştay denetimi öne çıkan bir unsur olmakta ve TBMM'nin kendisinin yapma imkan ve olanağı olmayan denetim onun adına Sayıştay' ca yerine getirmektedir. Bütçe açıklannın büyüme eğilimi gösterdiği ı 990'lı yıllarda yarartıklan mali disiplinsizlik, konsolide bütçe karşısında ulaştıklan büyüklükler ve dış finans kurumlannın Türkiye'yi izleme güçlüklerinden 444 fonlan yeniden bütçe içine alma kaynaklanan tepkiler doğrultusunda yönünde çalışmalar başlamıştır. Maliye politikalannın etkinliğinin 441 442 443 444 a.g.e., s. 140. 2.4.1987 tarihli Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Fonlann Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun. E. 1987/12, K. 1988/3,28.01.1988, AMKD, C. 24, s. 49. 1980 sonrasında bütçenin, kaynak tahsis mekanizmasının temel aracı olmaktan giderek uzaklaş­ masının bir nedeni fonlarsa, diğer nedeni de güçli.i bir yürütme yaratmaya yönelik hukuksal yapılanmadır. Özellikle vergi yasalannda yapılan değişiklikler ve KHK yetkisi önemli faktörler olmuştur. Bkz. Oğuz Oyan, Türkiye Ekonomisi: Nereden Nereye?, Türk-İş Yayınlan, Ankara, I 998, ss.38-40. ı99 artırılması fonların belirli bir mali disipline kavuşturulması amacıyla 1992 yılından itibaren Merkez Bankası nezdinde "Müşterek Fon Hesabı" açılarak tüm fonların gelirleri bu hesaptan geçirilmeye başlanmıştır. 1993 yılında ise fonların büyük bir kısmı bütçe kapsamına alınmıştır. Fonların yükümlülüklerinin artınimayarak ve bütçe kapsamındaki fonların faaliyetlerinin ilgili genel ve katma bütçeli kuruluşlar tarafından üstlenilmesi sağlanarak fonların zaman içerisinde tasfiye edilmeleri fon politikalarının hedefleri arasında yer almıştır. 445 ve 57. Hükümet döneminde uygulamaya konulan Ekonomik İstikrar ve Enflasyonla Mücadele Programı çerçevesinde bütçe birliğinin ve şeffaflığının sağlanması amacıyla fonların tasfiyesine yönelik olarak başlatılan çalışmalar kapsamında, 2000 ve 2001 yıllarında 23.5.2000 tarihli ve 4568 sayılı Bazı Fonların Tasfiyesine İlişkin Kanun kapsamında toplam 52 fonun tasfiyesine yönelik yasal işlemler tamamlanmıştır. 446 20.06.200 I tarihli ve 4684 sayılı Bazı Kanun ve ·Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla fonların tamen tasfiye öngörülmüştür. Bu Kanunla, kalan 17 fondan kanun ve KHK ile kurulmuş olan 15 adedinin gelirleri, ilgisine göre bağlı bulundukları kuruma bırakılmış, bütçeye gelir ve/veya özel gelir kaydedilmesi suretiyle yürüttükleri hizmetlerin devamının sağlanmasına imkan verecek şekilde tasfiye edilmeleri öngörülmüştür. 2004 yılına kadar ise beşi bütçe dışı biri bütçe içi olmak üzere 6 fon dışında kalan fonlar tasfiye edilmiştir. Fonların tasfiyesi sonrasında başlayan özel gelir-özel ödenek uygulamaları ile diğer mevzuat gereğince devam eden özel gelir-özel ödenek uygulamaları sonrasında bütçelerde başlangıç ödenekleri ile yıl sonu harcamaları arasında önemli farklar doğmuştur. Bu çerçevede 14.7.2004 tarihli ve 5217 sayılı Kanunla, bütçe uygulamalarının daha saydam ve açık olmasını sağlamaya yönelik olarak özel gelir-özel ödenek uygulamalarının 445 446 Bkz. Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, D. 21, YY. 3, SS. 610, http://www.tbınm.gov.tr/sirasayi/doneın21/yil0l/ss610ın.htm Bkz. Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, D. 21, YY. 3, SS. 713, http://www.tbmm.gov .tr/sirasayi/donem21/yil0 1/ss713ın .htm 200 devamında fayda görülenler haricindeki uygulamaların kaldırılması, yerine söz konusu özel gelirlerin bütçe geliri olarak kaydedilmesi ve harcamalarının ilgili kurum 'bütçelerine öngörülecek 447 ödeneklerle yapılması imkanını sağlayacak düzenleıneler. yapılmıştır. yeniden gözden geçirilip 3.2.8.3. Bütçe Disiplininin Sağlanması ve Parlamentonun Etkinliğinin Artırılması Bütçenin etkin bir denetim aracı olamayışında, devletin ekonomik alana her gün yeni konulara müdahale etmesi ve müdahaleler için gerekli harcamaların devlet bütçesine yüklenmesi, bütçe açıklarının süreklilik kazanmasına neden olmuştur. Bundan dolayı günümüz demokrasilerine 448 , Bütçelerin bu niteliğe "bütçe açıklı demokrasiler" denilmektedir. bürünmesinde yürütme-yasama işbirliğinin büyük payı olmuştur. Neticede, yürütmeyi denetlernek durumunda bulunan yasama organı da siyasetçilerden ve milletvekilleri siyasi gelecekleri adına seçmen müteşekkildir memnuniyetini ön planda tutarak kaynakların kullanımında belli bir etkinliğe sahip olmak isterler. Yürütmenin denetlemesinde son yıllarda kullanılan en önemli araçlarından birisi bütçe açığı ve kamu borçları ile ilgili yasal sınırlamalar 449 getirilmesidir. Bütçelere getirilen yasal sınırlarnalara en iyi örnek AB'de Maastricht Anlaşması içinde global mali hedefler olarak yer alan Avrupa Para Birliği İçin Yakıniaştırma Kıstasları verilebilir. Bu anlaşmanın mali kurallarına göre genel bütçenin açığı GSYİH'nin yüzde 3 'ünü, genel devlet borcu GSYİH'nin yüzde 60'ını aşamamaktadır. Ülkemizde de bu kriterlerin yakalamasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. 2005 mali yılı bütçe görüşmelerinde bu husus Devlet Bakanı Ali Babacan tarafından şu ifadelerle dile getirilmiştir: üyeler; Avrupa Birliğine 30 Kasım tarihinde sunmuş olduğumuz 3 yıllık Katılım Öncesi Ekonomik Programımız, bu uzun dönemli kalkınma perspektifi çerçevesinde "Sayın Başkan, değerli Bkz. Özel Gelir ve Özel Ödenekierin Düzenlenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasansı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, D. 22, YY. 2, SS. 6 I 8, http://www.tbmm.gov .tr/sirasayi/doneın22/yi10 1/ss6 I 8ın.htın 4411 Savaş, a.g.e. (1997), ss. 27-28. 449 Bkz. Arın, a.g.e., ss. 60-63. 447 201 hazırlanmış bir programdır. Türkiye'nin , önümüzdeki üç yılını şekillendirecek ve Uluslararası Para Fonu ile görüşmekte olduğumuz stand-by düzenlemesi için temel referans belgesi niteliği taşıyacak olan bu program, kendi hazırladığımız ulusal bir programdır. Yeni programımızda iddialı, fakat gerçekleştirmekte son derece kararlı hedefler belirlenmiştir. Katılım öncesi ekonomik programda, büyüme hızının önümüzdeki üç yıllık dönemde yıllık yüzde 5 düzeyinde gerçekleşmesi ve enflasyonun 2007 yılı sonu itibariyle yüzde 4'e düşürülmesi, kamu açıklanyla borç stokunun milli gelire oranının Avrupa Birliğinin ekonomik kriterlerine, yani Maastricth Kriterlerine ulaşılması öngörülmektedir."450 olduğumuz Bütçe sürecinde parlamentonun rolünün güçlendirilmesi amacıyla, son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerde bütçenin parlamentoda değerlendirilmesi ile ilgili usuller de değişmeye başlamıştır. Bu çerçevede bütçe takvimi değişmiş, bütçe dokümanları daha ayrıntılı hale gelmiş, bütçe komisyonunun ve sektör komitelerinin bütçe görüşmelerindeki rolleri açıkça tanımlanmış, ihtisaslaşmış komisyonların kuruluş bütçelerini görüşmesi üzerinde durulmuş, kuruluşların parlamentoya daha kapsamlı faaliyet raporları sunması sağlanmıştır. 451 Ekonomi yönetimindeki keyfiliğe ve popülizme son verilmesi amacıyla sözü edilen bağlamda siyasal iktidarın bazı yetkilerinin sınırlandırılmasının çeşitli yöntemleri bulunmaktadır. Bu sınırlandırmanın anayasayla olmasını savunan görüş; anayasal iktisat görüşüdür. Ancak, anayasal iktisat bu keyfiliğin sınıriandıniması yönünde ileri sürülen düşüncelerden biridir ve liberal siyaset doktrininin bir sonucu olarak devlet iktidannın sınırlandırılmasını savunmaktadır. Bu görüşün ise siyasal tercihierin önemini azalttığı için çoğulcu ekonomik düzenle bağdaşmadığı ileri sürülmektedir. 452 Üstelik ekonomik konuların kanunlarla değil de anayasa ile düzenlenmesi anayasaların aşırı uzun ve ayrıntılı olmasına ve ekonomik yaşamın gerektirdiği esneklikten yoksun kalmasına neden 450 451 452 Bkz., http://www.tbm m.gov. tr/butce/htm/pb k06 122004.htm· Ülkemizde de henüz uygulamaya geçilmemekle birlikte, burada sözü edilen düzenlemelerden pek çoğunun 5018 sayılı Kanun kapsamında hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Sevim Görgün, "Anayasal Borçlanma Politikası ve Devletin Borçlanma Politikasının Sınırlandınlması", Ekonomik Anayasa Sempozyumu, 28-29 Mayıs 1992, Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü, Takav Matbaası, Ankara, I 992, s. 151. 202 olabilecektir. Ayrıca, ekonomik yaşamı düzenleyen kuralların anayasada yer 453 alması anayasa yargısını kaçınılmaz olarak politika içine çekebilecektir ki bu durum da zaten esnek olarak uygulanan güçler ayrılığı prensibini zedeleyecektir. Toplumda belirli toplumsal, ekonomik ve siyasal gereksinmeleri görevini üstlenen parlamentoların önemi, yalnızca bu karşılama gereksinmeleri karşılamalarından ve kanun yapmalarından kaynaklanmaz. Kanunlan güçlü bir yürütme hazırlayıp zayıf bir yasamaya onaylattırabilir. Bu durumda parlamento bir lastik damga gibidir. Ancak parlame-nto yasama sürecinde birinci güç olduğunu gösterebiliyorsa, kanunlan değiştirip nitelikleri ve içerikleri üzerinde oynayabiliyorsa hatta yürütmenin kanun tasanları üzerinde ağırlığını hissettirebiliyorsa, parlamentonun toplum nazanndaki öneminin fazla olduğu ve karar alma sürecini etkileyebilen 454 kurumlardan biri olduğu rahatlıkla söylenebilir. . Parlamentoların önem kazanmalan ise toplumların aynaları olabilmeleri oranında daha hızlı bir 455 süreçte gerçekleşebilecektir. 3.3. SAYlŞTAY DENETİMİ Tüm demokratik ülkelerde olduğu üzere, yasama organları yapısal özellikleri bakımından bütçe uygulamasını her aşamada doğrudan denetleme olanağına sahip değillerdir. Bu nedenle, çağdaş ülkelerin hemen hepsinde yasama organlan son denetim hakkı kendilerinde olmak üzere, bütçe uygulamasını kendilerine bağlı olarak kurdukları teknik, mali ve hukuki bilgilere sahip üyelerden kurulu bir tarafsız Hesap Mahkemesi 'ne veya teknik ·bir denetleme organına inceleterek, kendi denetimlerine hazırlık yaptırırlar. Bu anlamda ülkemizde yasama denetimine hazırlık Sayıştay 456 Başkanlığı' nca yapılmaktadır. Bkz., Ergun Özbudun, "Anayasa Hukuku Açısından Ekonomik Anayasa", Ekonomik Anayasa Sempozyumu, 28-29 Mayıs 1992, Dokuz Eylül _Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü, Takav Matbaası, Ankara, l 992, ss.1-9 454 Yücekök, a.g.e. (1987), s. 153. 455 Uğur Mumcu, Söz Meclisten İçeri, Tekin Yayınevi, İstanbul, 1981, s. 4. 456 Bek, a.g.e., s. 45. 453 203 3.3.1. Sayıştay Denetimi Demokrasi ilişkisi Denetim ve demokrasi arasındaki ilişki yeni olmayıp, tarihsel süreçte sürekli var olan bir olgudur. Demokrasi için iktidarın denetlenebilirliği temel koşul olduğu gibi, etkin ve sağlıklı bir denetim için de en uygun ortamı demokrasi sağlamıştır. Bir başka deyişle denetim ile demokrasi 457 Demokrasi, arasında bir tür karşılıklı bağımlılık ilişkisi bulunmaktadır. halkın kamusal sahada denetim istemlerinin bir sonucu olarak hayat bulmuştur. Halk, seçimler aracılığıyla kolektif sorunların çözümü için kamu politikalan üretme yetkisini temsilcilerine devrederken, temsilcileri ise bu politikaların uygulanması yetkisini hükümete ve bürokrasiye devrederler. Ancak Parlamentoların günümüzde devrettikleri bu yetkinin kullanımını . sağlıklı bir şekilde denetleme olanaklan oldukça sınırlıdır. Başlangıçta bütçenin uygulanmasının denetimi doğrudan parlamento tarafından yapılırken, kamu gelirleri ve giderleri alanındaki çoğalma ve çeşitlenmeler, bütçe yapma ve onu denetleme işini bir uzmanlık haline getirmiştir. Böyle bir ortamda Sayıştaylar, parlamentonun doğrudan yapması gereken bir işi 458 üstlenip demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olmuşlardır. 3.3.2. Dış Denetimin Çerçevesi Yürütme organı kendi "iç denetim"ini, bağlı örgütünün kendi politikası, kendi hizmet anlayışı doğrultusunda çalışıp çalışmarlığını araştırmak, aksaklıkları belirlemek ve çözüm arayışlarına girmek amacıyla yapar. Yürütme organının belirlediği bu politikaların ve hizmet anlayışının parlamento iradesine ne denli uygun olduğunun sorgulaması ve 459 parlamentonun bilgilendirilmesi "dış denetim"in görev alanına girer. Dış denetim; ilgili kurum ve kuruluşların fonksiyonel ve örgütsel hiyerarşisi ile ilgisi bulunmayan ve onun dışında kalan kişi ve kurumlarca yapılan faaliyettir. Kamu mali yönetim sistemimizde bu fonksiyonu yerine getiren iki farklı denetim organı mevcuttur: Birisi yürütme organından bağımsız ve H. Ömer Köse, "Denetim ve Demokrasi", Sayıştay Dergi~i, Sayı: 33, Ankara, Nisan-Haziran 1999, s. 62. 458 Atilla İnan, Bütün Yönleriyle Türk Sayıştayı, Ankara, l 992, s. 4. 459 A. Kadir Sev, "Parlamento Adına Denetim Yapan Bir Kurum Sayıştay", Denetim, Y.7, S:76, Temmuz-Ağustos 1992, ss. 18-19. 457 204 onun etkilerinin ulaşamadığı bir kurum olan 460 Yüksek Denetleme Kuruludur. Sayıştay, diğeri ise Başbakanlık Anayasaya göre Sayıştay, devlet gelir, gider ve mallarını Meclis adına bağımsız ve yansız olarak denetlemek, sorumluların hesap ve işlemlerini yargılama yoluyla kesin hükme bağlamak suretiyle, devletin sağlıklı, düzenli ve verimli olarak işlemesine katkıda bulunan anayasal bir kurumdur (md. 160). Yasal düzenlemeler, Sayıştay'a kullandığı geleneksel yöntem ve araçlar dışında, yürütmenin etkinliğini, verimliliğini, ve tutumluluğunu değerlendirme (performans denetimi) yetkileri de vermektedir. Sayıştay, hem mali hem de performans denetimlerinin sonuçlarını, bu konulardaki görüş ve önerilerini Meclis' e bildirmekle görevlidir. Hatta, yürütmenin sonradan uygunsuzluklara yol açabilecek mali işlemlerini işlem sırasında 461 denetleme yetkisine de sahiptir. Denetim kapsamının görülebilmesi için Sayıştay'ın denetim alanını belirtmekte yarar vardır. Sayıştay sadece genel ve katma bütçeli kuruluşları 462 Bu alan parlamentonun denetim alanı ile paralel denetleyebilmektedir. olmayıp, kamu maliyesinin ancak yaklaşık olarak 2/5'ini oluşturmaktadır. Üste lik kamu gelirleri konusunda Anayasa ve kanunlarla verilen görevin 463 Aynı şekilde hemen hemen bütünüyle yerine getirilmediği söylenebilir. denetim kapsamı da bütçe kapsamı gibi çok dardır. Toplam kamu harcamalarının yüzde kırkı Sayıştay denetiminde, yüzde kırkı Başbakanlığa bağlı Yüksek Denetim Kurulu'nda olup, yüzde yirmisinde ise dış denetim yoktur. 464 3.3.3. Sayıştay Denetiminin Önemi Günümüz koşullarında yönetimin faaliyetleri hakkında halkın her kesiminin doğrudan bilgi sahibi olması mümkün değildir. Yönetimin hesap M. Hakan Özbaran, Kamu Mali Yönetimindeki Gelişmeler Paralelinde Sayıştay Denetimi", Mali Kılavuz, Y. 7, S: 27, Ocak-Mart 2005, s~ 51. 461 Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 28. 462 Bu alanında dışında olmak üzere Sayıştay'a yasalarla verilen denetim yetkileri de vardır. Bu konulara ilerleyen bölümlerde değinilecektir. 463 İnan, a.g.e. (1999), s. 339. 464 Atiyas-Sayın, a.g.e., ss. 28-29. 460 205 verme sorumluluğu ancak yönetimin eylem ve işlemlerinin ve performansının bağımsız meclislerce değerlendirilmesi ve sonuçlar hakkında halkın ve parlamentonun bilgi sahibi yapılması ile sağlanabilir. Bu da yasama adına yapılan bağımsız yüksek denetimin öneınini artırmaktadır. 465 Hesap verine sorumluluğu, demokratik yönetim biçiminin esasıdır. Bir ulusun fertlerine karşı parlamentosu, hükümeti ve her bakanlığının, kurum ve kuruluşunun yükümlü olduğu bir ödevdir. 466 Halkın, temsilcileri aracılığıyla yönetiirliği temsili demokrasilerde yönetenlerin yönetilenlere karşı sorumlu olmaları asıldır. Yasama adına yürütülen yüksek denetimde temel amaç, halk adına yönetim yetkisini yürütme organlarına. devreden parlamentolara, bu. yetkinin amacına uygun ve gereği gibi kullanılıp kullanılmadığını ortaya koyarak yardımcı olmaktır. Bilindiği üzere; parlamento halkın seçtiği üyelerden oluşan bir heyettir. Parlamenter sıfatı kazanan tüm üyelerin devletin bütçe ve kesinhesaplarını tahlil ve tenkit etme yeteneğine sahip olması beklenemez. Bu bağlamda, klasik bütçe sisteminin içerdiği son süreç de bütçe harcamaları gerçekleştikten sonra, devlet hesaplarının yüksek denetim kuruluşu tarafından denetlenmesi ve denetim sonuçlarının meclise raporlanması şeklinde gelişmiştir. 467 Parlamentonun milli hakimiyeti istimal etmesinin asıl aracı bütçedir. Halktan toplanacak vergi, harç ve benzeri mükellefiyetierin tahsili ve bu gelirlerin kamu hizmetlerinin görülmesi için sarfedilmesi yetkilerini parlamento bütçe marifetiyle icra. organına vermektedir. Bu itibarla yukarıda da sıkça .belirtildiği gibi parlamento açısından milli hakimiyetin en önemli tecelli vesilesi olan bütçe hakkının sadece bütçe tasarısının tasdiki safhasında değil bütçe uygulama sonuçlarının belidendiği kesinhesap kanununun onanınası safhasında da kullanılması gereği ortaya çıkmaktadır. Sayıştay'ın lüzum ve önemi özellikle bu safhada kendini göstermektedir. 468 Bütçe amaçla 465 466 467 468 hazırlama kullanacağını süreci, kamu kaynaklarını kimin, ne miktarda ve ne belirlemekte ve bunun gereği yetkilerin, dönemsel Köse, a.g.e., ss. 7 ı -75. Kenneth ·M. Dye, "Auditing and Democracy", (Notes for an Address to The Commonwealth Conference of Auditors Genereı), Lahore, ı 996, s. 3. Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 39, Intosai, General Accepted Audit Standards, ı 986'dan. Feyzioğlu, a.g.e. (1993), s. 23. 206 olarak, yürütme erkine emanet edilmesini öngörmektedir. Doğal olarak, yetkiyi emanet eden, yetkinin nasıl kullanıldığı hakkında bir hesap almak ister. Bunun için, bir bütçe uygulama sürecinde, kimin, neyin hesabını, ne zaman ve nasıl vereceği düzenlenmekte ve bu hesaplar, öncelikle yürütmenin iç denetiminden geçerek, Meclis' e sunulmaktadır. Meclis, bu hesapları bağımsız bir dış denetim kuruluşuna denetiettirir ve mali denetim yetkisini, bütçe hakkını ve diğer yasal düzenlemeleri kullanarak, denetim 469 sonucu ortaya çıkan zaafların giderilmesi için gereğini yapar. nihai denetimini bütçe yılı sona erip kesinhesap kanunu tasarısını da kapsayan hazine genel hesabı üzerinde yapmakla beraber, Sayıştay bütçe uygulaması seyrince vize ve tescil işlemleri ile mali yıl içinde de denetim işlemlerini yürütmeye devam eder. Bu bakımdan Sayıştay'ın ve Parlamentonun yaptığı denetimleri "bütçenin yürütütüp uygulanması" sırasında ve "bütçenin uygulanmasını müteakip" yapılan denetlemeler olmak üzere başlıca ikiye ayırmak mümkündür. Sayıştay'ın parlamento adına yaptığı asıl denetim ise bütçe devresi sona erip kesinhesaplar tanzim edildikçe yerine getirilir. Bu kontroller de sırasıyla saymanların idare hesapları, bakanlıklar gider kesinhesapları ve gelir kesinhesabını da içeren hazine genel hesabı üzerinde cereyan etmektedir. Bakanların gider kesinhesapları ile hazine genel hesabının, saymanların muhakemesi yapılmış idare hesapları ile mutabakatları incelenip ve varsa aykırılıkları izale edildikten sonra Sayıştay o mali yıla ait genel uygunluk bildirimini hazırlamakta ve TBMM'ye takdim etmektedir. Parlamento kendisine sunulan kesinhesap kanunu tasarısını Sayıştay' ca hazırlanan bu genel uygunluk bildirimine dayanarak incelemek suretiyle, bütçe tasarısını görüşüp onamak şeklinde kullandığı bütçe hakkını, ikinci defa bir daha kullanmak ve nihai derecede kontrol ve murakabe etmek imkanına 470 kavuşur. Asıl Bütçe uygulama sonuçlarının yasama organınca gereği şekilde denetlenebilmesinin en önemli araçlarından biri olan genel uygunluk bildiriminin bütçe uygulamasından doğan sapmaların detayını gösterir biçim ve içerikte hazırlanıp yasama organına sunulması gerekmektedir. Ancak 469 Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 9. °Feyzioğlu, a.g.e. (I 993), s. 24. 47 207 uygulamada söz konusu bildirim, yeterli içerikten · yoksun ve sadece hesapların rakamsal tutarlılığına yönelik biçimde hazırlanmaktadır. Oysa, yasama organınca, geçmiş yıl · bütçe uygulama sonuçlarının detayı ile görülüp, varsa uygulamadaki başarısızlıkların eleştirilebilmesi ve sorumluların sorumluluklarının saptanabilmesi açısından, genel uygunluk bildiriminin eleştirel bir gözle ve TBMM üyelerini faaliyete geçirebilecek 471 tarz ve düzen içinde hazırlanıp sunulması gerekmektedir. 3.3.4. Meclis-Sayıştay ilişkisi Sayıştay, genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir, gider ve mallarını TBMM adına _denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak üzere yargı yetkisi ile donatılmıştır. Bunun yanında bütçe ödeneklerinin ve personel kadrolarının dağıtımını ve kamu kurum ve kuruluşlarının bağıtladıkları sözleşmeleri öndenetime tabi tutmak, kamu mali sistemini incelemek, mevzuat veya uygulamadan kaynaklanan düzensizlikleri saptamak, kamu kaynaklarının kullan~mında verimlilik, etkinlik ve tutumluluk ilkelerine uyulup uyulmadığını araştırmak, yaptığı denetim, inceleme ve araştırmalar sonunda vardığı sonuçları başta genel uygunluk bildirimi olmak üzere, yıllık, üç aylık ve münferİt .raporlarla 472 TBMM'ye sunmak yetki ve görevine de sahip bulunmaktadır. genel amacı kamu hesaplarının doğru ve denk olup olmadığı, kamu mali sistem ve kontrollerinin etkili bir şekilde kurularak işletilip işletilmediği, kamu kaynaklarının tutumluluk, verimlik, etkinlik ilkeleri gözetilerek kullanılıp kullanılmadığı hakkında bilgi 473 Meclis' e sunulan genel uygunluk bildirimi sağlamak ve görüş vermektir. ve bu nitelikteki diğer raporlar; Sayıştay raporlarının a) Kamu hesaplarının analizini gerçekleştirerek ve yorumunu kolaylaştırarak kesinhesap kanuniarına içerik kazandırmak, 471 472 473 Bek, a.g.e., ss. 66-67. Necdet Kesmez, "Sayıştay'da Yeniden Düzenleme", Parlamento ve Sayıştay Denetimi, Tülay Arın vd., TESEV Yayınları: 16, İstanbul, 2000, s. 223. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel ihtisas Komisyonu Raporu, s. 85. 208 b) izleyen yıl bütçesinin daha sağlıklı bir temelde görüşülüp . yasalaşmasına imkan sağlamak, c) Yasama ve yürütme tarafından konulan mali mevzuat ve diğer aksaklıkların doğan uygulanmasından düzenlernelerin giderilmesine yardımcı olmak, d) Mali yönetim sistemleri ile bunların içerdiği süreçlerin sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlamak amacıyla yanlış uygulamaları ve tıkanıkları ortaya koymak, e) Mali yönetirnde saydamlığın sağlanmasına sorumluluğunun yerleşme ve ve mali hesap verme gelişmesine katkıda·bulunmak, gibi işlevleri yerine getirmektedir. Bu raporların niteliğinden, parlamento denetimi için ne kadar önemli olduğu açıkça görülmektedir. Ancak, Sayıştay Kanunu'nun çeşitli maddelerinde parlamentoya verilmek üzere üç aylık raporlardan söz edilmesine karşın bunların hazırlanıp parlamentoya sunulmadığı görülmektedir. Belirtilen kavramlar kanunda sloganlar gibi tekrarlanmakta, ancak Kanun 'un düzenieniş biçimi açısından parlamento 474 Örneğin 28. raporlannın hazırlanmasına işlerlik kazandırılamamaktadır. madde uyarınca; Sayıştay, denetimine tabi kuruluşların hesap ve işlemlerini incelemek, gerekli gördüğü hususlara, uygulanan hesap usulleriyle gelir tahakkuk sistemlerine, Hazineyi zarara uğratıcı nitelikte olduğu kanısını varılan kanun, tüzük, yönetmelik ve kararlara, ayrıca birinci derece ita amiri durumundaki bakanların sorumluluk üstlenmelerine ilişkin olmak üzere TBMM'ye "rapor-bildirim" verebilmektedir. Sayıştay'ın raporlarını sunacağı adres Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu olarak belirlenmiştir. Ancak bu raporlar ne düzenli bir şekilde verilmekte ne Komisyon'un bilgilenme ihtiyacını giderİcİ niteliği haiz bulunmakta ne de Komisyon, istisnalar dışında, bu raporları görüşme gündemine almaktadır. 7.8.2003 tarihli ve 4963 sayılı Kanun ile Sayıştay Kanunu 'na eklenen bir madde Meclis-Sayıştay ilişkileri konusuna yeni bir boyut kazandırmış ve Meclis'in etkin denetim yapabilmesinin önünü açmıştır (Ek Madde 12). Bu madde uyarınca Meclis komisyonlarının kararlarına 474 Atilla İnan, "Anayasamıza Göre Bütçenin Parlamentoca Denetimi", Hukuk Dergisi, Sayı: I 08, Ankara, Kasım 2000, s. 70. Ayrıca bkz., Kesmez, a.g.e., ss. 242-243. 209 istinaden TBMM Başkanlığı 'nın isteği üzerine Sayıştay denetimine tabi olup olunmarlığına bakılmaksızın Sayıştay'ca tüm kamu kurum ve kuruluşlarının hesap ve işlemleri denetlenebilecektir. Denetim sonuçları ise ilgili komisyonlarda değerlendirilmek üzere TBMM'ye sunulacaktır. Bu düzenleme ile Meclis'in denetim yapma konusundaki imkanlarının artırılması oldukça yerinde olmakla ve son zamanlarda çıkan pek çok kanunda da bu temayül görülmekle birlikte, yeterli değildir. Bu noktada Meclis de sorumluluğunun bilincinde hareket etmek durumundadır. Sayıştay'ca TBMM'ye sunulan "rapor ve bildirimlerin" kanun gereği, TBMM'de genel görüşme konusu edilmesi gerekir. Ancak, uygulamada, bildirim ve raporlar, TBMM'de genel görüşme konusu edilmediği gibi tartışma konusu dahi yapılmamaktadır. Burada Sayıştay'a karşı olan bir güven bunalımından da söz etmek mümkündür. Ancak, burada siyasi nitelikte değil, teknik nitelikte bir güvensizlik söz konusudur. Nitekim 2005 yılı bütçe görüşmelerinde böyle bir olay yaşanmıştır. Sayıştay'ın TMSF hakkında hazırlamış olduğu bir denetim raporu görüşme konusu yapılmış ve rapor hakkında Sayıştay Başkanlığı, Merkez Bankası ve TMSF temsilcileri komisyon toplantısına çağrılmıştır. Taraflar dinlendikten sonra komisyon üyelerinde genel olarak, hazırlanan raporun yetersizliği kanısı oluşmuş, Sayıştay, yetkilerini kullanma noktasında pasif kaldığı noktası başta olmak üzere 475 daha çok eleştirilerek Sayıştay'a diğer kurumlara gösterilen itibar ve itimat gösterilmemiştir. 476 Uygulamanın bu şekilde olmasında Sayıştay'ın raporlama yönteminin Meclis'i harekete geçirecek nitelikte gelişme. gösterernemiş olmasının önemli etkisi bulunmaktadır. Sayıştay'ın Meclis'i harekete geçirecek raporlama yönteminin gelişmemiş olmasının nedenlerinin başında ise yargısal yetkileri gelmektedir. Sayıştay'a yargısal yetkiler verilmiş olması, denetimi yargının ihtiyaçlarını gidermeye yöneltmiş ve bu, Meclis 'in ihtiyaçlarına yönelik denetim yetkisinin önünü tıkamıştır. 4 5 ~ Sayıştay, Sayıştay Kanunu'nun 29. maddesiyle kanunlarla kendisine verilen görevlerin yerine getirilebilmesini teminen oldukça geniş yetkilerle donatılmıştır. 476 Ayrıntılı bilgi için bkz., 2005 Mali Yılı Genel ve Katma Bütçe Kanunu Tasarıları ile 2003 Mali Yılı Genel ve Katma Bütçe Kesinhesap Kanunu Tasarılarının Plan ve Bütçe Komisyonu görüşme tutanakl an, 6. I 2.2004, http://www.tbmm.eov.tr/butce/2005/2005plan %20butce komsy gorusıne takvimi.htın, (15.3.2005) 210 Böylece, Sayıştay sadece saymanları yargılayan, Meclis' e ve kamuoyuna 477 Kısaca ifade bilgi vermeyen, içine kapalı bir kuruluş haline gelmiştir. etmek gerekirse, gelişmiş ülkelerdeki halkın devlete emanet ettiği para kavramının yerini, bizde devletin saymanlara emanet ettiği para; dolayısıyla kamu yönetiminin (hükümetin) parlamentoya (giderek vatandaşlara) hesap verme yükümlülüğünün yerini de, saymanların devlete hesap verme yükümlülüğü anlayışı almıştır. Bu sorumluluk anlayışına paralel olarak denetim anlayışı da eleştirici-tavsiyeler üretici-bilgi verici-tasdik ·edici değil, devlet emvalini kötü kullanan sorumluları "cezalandırıcı" hüviyete bürünmüştür. A~nı anlayış, Sayıştay'ın parlamentoya sunulmak· üzere raporlar üretememesinin de nedenidir. Doğaldır ki, sayman .hesaplarını memurlarının) tahakkuk ve (sayman sorumluların inceleyerek sorumluluğuna hükmetme anlayışına göre organize olan, ama~landırılan, yürütülen ve soniandırılan bir. denetim tarzın dan, aynı zamanda (ve tek bir çalışmanın yan ürünü olarak) kamu kaynaklarının parlamenter İstekiere uygun ve rasyonel olarak kullanılıp kullanılmadığı konusunda da ürünler 478 vermesi (parlamentoya raporlar üretmesi) beklenmemelidir. Bu tablo karşısında iki kurum arasında karşılıklı ilişkileri geliştiren bir açılım yapmak gerekirse, iki kurumda da bir dönüşüm ihtiyacı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sayıştay'ın mevcut durumundan Meclis'e sürekli raporlama yapacak bir kuruluş haline dönüşmesi ve Meclis' in de bu raporların gereğini yerine getirebilmesi için bir stratejik plan çerçevesinde Plan ve Bütçe Komisyonu ve Sayıştay . arasında ortak bir anlayışın oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun bilgilenme ihtiyaçlarını tanımlamak ve bu ihtiyacın hangi bölümünün denetim raporlarıyla giderileceğini belirlemek tarafından Sayıştay gerekmektedir. Devlet bilançosunun denetim çerçevesi belirlenirken Sayıştay'ın hangi alanlarda ve ne zaman Meclis 'e rapor sunacağı ayrıntılı olarak tanımlanmalıdır. Bu sorumluluğun genel olarak çerçevesinin, özel olarak da görev çerçevesinin gözden. geçirilmesi ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu kapsamında 5018 sayılı Kanun'la da irtibatı kurularak ele alınması zorunluluğu bulunmaktadır. 477 478 Atiyas-Sayın, a.g.e., ss. 28-29. Gören, a.g.e., ss. ı 3 ı- ı 32. 21 ı Plan ve Bütçe Komisyonu'nun bu noktada ön planda yer almasının bu çerçeve içinde bir yere oturtulmasının nedeni ise Sayıştay raporlarının önemli bir kısmının bu Komisyon' a havale edilmesinden kaynaklanmaktadır. Komisyon'la Sayıştay arasındaki bu bağlantı Sayıştay üye ve birinci başkan seçimlerinde de kendisini göstermektedir. Boşalan Sayıştay Başkanlığı ve üyelikleri için dört kat aday Sayıştay Genel Kurulu'nca seçilerek Meclis'e sunulmaktadır (832/5). Bu dört kat aday Sayıştay Kanunu'nun ek 8. maddesi uyarınca kurulacak Sayıştay Başkan ve Üyeleri Ön Seçim Geçici Komisyonu 'nca yarıya indirilerek yine 5. madde uyarınca TBMM Genel Kuruluna sunulmaktadır. Meclis Genel Kurulu kalan bu iki kat aday arasından seçimini yapmaktadır. Ön Seçim Geçici Komisyonu bu Kanunla öngörülmüş olan geçici bir komisyondur ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinden oluşmaktadır. Ancak, Plan ve Bütçe Komisyonu'nun kendisi değil, ayrı bir komisyondur. Ayrı bir komisyon da olsa burada önemli olan husus Plan ve Bütçe Komisyonu ile bir şekilde kurulan bağdır ve Sayıştay denince akla ilk önce Plan ve Bütçe Komisyonu'nun gelmesidir. Dolayısıyla Sayıştay'ın raporlarının büyük çoğunluğunun Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havale edilmesini doğal karşılamak gerekmektedir. Raporların çoğunun da bütçe hakkının kullanımıyla bağlantılı olduğu ve bu bağlamda Meclis denetimiyle ilişkilendirildiğini ayrıca belirtmeye gerek bulunmamaktadır. ve ele alınacak Sayıştay Kanunu gereğince Komisyona sunulacak raporların hangi esas ve usullere göre görüşüleceğinin, Komisyon 'un üreteceği nihai raporun biçim ve içeriğinin, bu raporlarda belirtilecek hususların izlenmesine dair prosedürün, bunları Genel Kurul' da nasıl ele alınacağının, Genel Kurul' da da Sayıştay Kanunu gereğince genel görüşme konusu olacak raporların görüşme esas ve usullerinin düzenlenmesi gerekmektedir. 3.3.5. Sayıştay Tezkereleri Sayıştay hazırlamış olduğu denetim raporlarını genel uygunluk bildirimlerini, ek genel. uygunluk bildirimlerini ve Sayıştay başkan ve üye seçimi için Sayıştay'ca yapılan seçimlerin sonucunu ve seçilen adayları gösterir listeyi, bir tezkereyle TBMM Başkanlığı 'na sunmakta ve bu tezkereler, denetim raporlarından diğer ihtisas komisyonlarını ilgilendirenler dışında, Plan ve Bütçe Komisyonu'na havale edilmektedir. 212 . İçtüzüğün 77. maddesine göre, yasama dönemi başında önceki dönemde verilmiş soru, meclis araştırması, genel görüşme ve gensoru önergeleri hükümsüz sayılmaktadır. Buna karşın, Cumhurbaşkanınca bir daha geri .gönderilen kanunlar, kanunlaşmayan KHK'lar, kesinhesap kanun tasarıları, Sayıştay Başkanlığı tezkereleri, 190 sayılı KHK'nın eki kadro cetvellerine ilişkin Başbakanlık tezkereleri, TBMM denetimine sunulan bilanço ve faaliyet raporlarına ilişkin Başbakanlık Tezkereleri ile yasama tezkereleri hükümsüz sayılmarı:ıaktadır. Hükümsüz dokunulmazlığı sayılmayan bu işler içinde Plan ve Bütçe Komisyonu portföyü içinde Sayıştay raporlannın sunulduğu Sayıştay tezkereleri en büyük yekünü oluşturmaktadır. Komisyon' da; 45 tane Döner Sermayeli İşletmelerin Konsolide Bilançolarına ilişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi, 8 tane Saymanlıkların Konsolide Bilançosuna ilişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi, 9 tane Fon Saymanlığı Genel Bilançosuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi, 20 tane de çeşitli denetim konularına ilişkin olmak üzere toplam 72 Sayıştay tezkeresi bulunmaktadır. Kanunu'nun 25, 28, 55, 87 ve 88. maddelerine dayanılarak Sayıştay tarafından hazırlanıp TBMM'ye sunulmaktadır. Bu yasal çerçeve denetime ilişkin altı konuda tezkere hazırlanacağını göstermektedir. Tezkereler, Sayıştay 1. Denetçilerin anlam, uygulama veya sonuçları bakımından Hazine menfaatlerini zarara uğratıcı nitelikte gördükleri kanun, tüzük, yönetmelik, kararname ve sair mevzuat hükümlerini, inceleme sırasında tespit ederek gerekçesiyle birlikte ve yazılı olarak Birinci Başkanlığa bildirdiklerinden Sayıştay Genel Kurulu 'na havale edilenler içinden Genel Kurul kararıyla kabule değer görülenler. 2. mali işlere ve hesap usulleri ile gelir tahakkuk sistemlerine dair hazırladıkları raporlar. Gerektiğinde 3. Denetimine tabi kuruluşların hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda gerekli gördüğü hususlara dair raporlar. 213 4. Genel ve katma bütçeli dairelerin mal hesaplarıyla bu daireler dışında kalan idare ve kurumların sayman hesaplarının ineelenme sonuçları hesap devrelerine göre düzenlenen raporlar. 5. İnceleme ve denetleme sırasında, hesap ve işlemlerden mevzuata uygun görülmeyenlerden Sayıştay Genel Kurulu 'nca gerekli görülen raporlar. 6. Sayıştay, denetimine tabi kurum ve kuruluşların kaynakları ne ölçüde verimli, etkin ve tutumlu kullandıklarını inceleme yetkisi çerçevesinde ulaşılan sonuçlara ilişkin Sayıştay Birinci Başkanı tarafından sunulan rapor. Sayıştay Kanununun ek 2. maddesinin; "Sayıştay Kanununun Senatosu ve Millet Meclisine çeşitli maddelerinde Cumhuriyet sunulacağı belirtilen bildirim ve raporlar, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. organiara bıraktığı kullanılır; Sayıştay yetkiler Türkiye Büyük Millet Meclisince tarafından Sayıştay raporlan konusu olur .... " şeklinde düzenlenmesi suretiyle parlamentoya sunulacak görüşme konusu yapılması hükme bağlanmıştır. Meclis verdiği yürütülür. Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan görüşme Kanunun bu Kanununun Bütçe Karma Komisyonuna görevler, Plan ve Bütçe Komisyonu genel Aynı raporların genel Başkanlığı'nca Komisyon'a havale edilen tezkerelerin İçtüzük'te nasıl bir işleme tabi tutulacağı konusunda açık bir hüküm olmamakla birlikte, parlamento hukukunun imkan verdiği çerçevede bir uygulama oluşturulmaya çalışılmıştır. 1997 yılında Komisyon 'un kabul ettiği bir tasarı metnine geçici 1. madde olarak eklenen maddede konuya ilişkin şöyle bir düzenleme yapılmıştır: 479 479 Tanıtma Fonu Teşkil i ile ll. 7.1939 tarihli ve 3670 sayılı Milli Piyango Teşkiline Dair Kanunun 4 üncü Maddesine Bir Bent Eklenmesi Hakkında 3230 sayılı Kanuna Bir Ek ve Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Tasansı ve Kahramanmaraş Milltitvekili Hasan Dikici ve 30 Arkadaşının Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, bkz. TBMMTD, D. 20, YY. 3, 6.01.1998, B. 38, SS. 414, s. 8. 214 "Geçici Madde 1.- Muhtelif kurumların 1966-1975 yıllarına ait döner sermaye, fon ve saymanlık bilançoları ile Sayıştay Başkanlığınca Türkiye Büyük Millet Meclisine arzı uygun görülen konuları ihtiva eden ve Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan toplam 73 adet Sayıştay Başkanlığı tezkereleri, hakkında bir işlem yapılmaksızın arşive kaldırılmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilir." tasarı görüşülemeyip yasama döneminin bitmesi nedeniyle kadük olmuştur. Daha sonraki yıllarda ise benzer veya daha değişik bir çözüm yöntemine başvurulmamıştır. Bu durum aslında yukarıda değinildiği üzere Meclis ve Sayıştay arasındaki ilişkilerin zayıf oluşunun ve Meclis'in Sayıştay raporlarına gerekli ilgiyi göstermemesinin bir göstergesidir. Komisyon portföyünde bulunan tezkereler hakkında yukarıdakine benzer bir çözüm geliştirilebileceği- gibi farklı bir çözüm de öngörülebilir. Bu işlere özgü ve çözüme yönelik olmak üzere bir kanun teklifi hazırlanabilir. Ancak bu İçinde bulunulan yasama döneminde sunulan tezkerelere ilişkin ise bir gündem yapılması, müzakereterin de bir rapora bağlanması ve Genel Kurul' da da bir genel görüşme açılması suretiyle değerlendirilmesi parlamentonun bilgi edinme yolları içinde kabul edilmesi mümkün bir mekanizmanın işletilmesi açısından önemli sayılmalıdır. Nitekim bu iradenin de Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından gösterilmesi beklenir. 3.4. KALKlNMA PLANLARI İkinci Dünya Savaşı 'ndan sonra topyekün ve dengeli kalkınma bütün batı ülkelerinde bir çeşit parola haline geldiği için bu fikir büyük önem kazanmış, planın hazırlanması, parlamentoda görüşülmesi ve kabulü ile uygulanması tıpkı diğer kanun ve mevzularda olduğu gibi, parlamento ile hükümetin karşılıklı yetki ve görevleri konusunun bir mesele 480 Özellikle planlı kalkınma olarak ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. dönemine geçilmesinden itibaren istikrar içinde kalkınma ilkesi, iktisadi 481 politikanın temel tercihlerinden birisi haline gelmiştir. isteği, 480 481 Delvolve, a.g.e., s. 65. Önen, a.g.e. (1987), s. I 84. 215 Planlama amacını yürürlüğe koyacak teşkilat olan Devlet Planlama Teşkilatı da Milli Birlik Komitesi'nin kabul ettiği 91 sayılı Kanun'la kurulmuştur. 482 Yasama ve yürütme yetkisi olmayan483 ve hükümete ilgili kanunda belirtilen konularda danışmanlık etmekle görevle olan DPT, ı96ı Anayasası'nın ı29. maddesiyle anayasal bir kuruluş haline getirilmiş 484 ve böylece ülkemizde devlete yüklenen planlama fonksiyonunun yerine getirilmesi görevi, kalkınma planı ve planın uygulama araçları niteliğindeki programları hazırlamakla görevli bir kuruluş oluşturulmuştur. Anayasa'nın 4 ı. maddesiyle de kalkınma planı yapma görevi devlete verilmiş ( 1982 AY. md. ı 66) ve kalkınma çabaları demokratik bir plan disiplini altına 485 alınmıştır. Gerçekten Anayasa, planlamayı amir bir hukuk normu olarak 486 düzenlemiş ve kalkınmanın planlı olarak gerçekleştirilmesini emretmiştir. Planlama konusu 1982 Anayasası 'nda da yerını almıştır. Anayasa'nın Ekonomik Hükümler Başlıklı d~rdüncü kısmın ikinci bölümünün Planlama başlıklı ı66. maddesinde düzenlenmiştir. Ancak DPT bu Anayasa'da ismen zikredilmemiştir. Yasama organı açısından önemli olan konu ise kalkınma planlarının yürütmeyi denetlemenin aracı olarak nasıl kullanıldığı veya kullanılabileceğinin ortaya konmasıdır. 3067 sayılı Kalkınma Planlarının Yürürlüğe Konması ve Bütünlüğünün Korunması Hakkında Kanun ile esas itibariyle 77 sayılı Kanun' da esaslı bir değişiklik yapılmamış, I 982 Anayasası ile geçilen tek meclisli sisteme uyumlu hale getirilmiştir. Nitekim bu husus Kanun'un gerekçesinden ve TBMM Genel Kurulu'nda yapılan müzakerelerde de dile getirilmiştir. 487 Kanun, 77 sayılı Kanun'un planların parlamentoda nasıl görüşüleceği ve onaylanacağına ilişkin prosedürü aynen benimsemiştir. 30.9:1960 tarihli Devlet Planlama Teşkilatının Kurulması Hakkında Kanun. Erdinç Tokgöz, Türkiye'nin İktisadi Gelişme Tarihi (1914-1999), imaj Yayıncılık, Ankara, 1999, s.138. 484 "Devlet Planlama Teşkilatının kuruluş ve görevleri, planın hazırlanmasında, yürürlüğe konmasında, uygulanmasında ve değiştirilmesinde gözetilecek esaslar ve planın bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesini sağlayacak tedbirler özel kanunla düzenlenir." (AY. md. 129/2) 485 DPT Yayın ve Temsil Dairesi Başkanlığı Yayınları, Plan ve Türkiye'de Planlı Kalkınma, Ankara (Mayıs) I 986, s. ll. 486 Mustafa Ateş, "Türkiye 'de Kalkınma Planları ve Yıllık Programların Hazırlanması", Sayıştay Dergisi, Sayı: 33, Nisan-Haziran I 999, s .. 90. 487 Ayrıntılı bilgi için bkz. TBMMTD, D.l7, C.7/2, 8.18 ss. 621-622 ve 8.18 sonuna ekli SS. 133. 482 483 216 dönem altın çağını 1960-80 yılları arasında yaşamıştır. Yaklaşık yirmi yılı kapsayan bu süre genel ekonomi politikaları ve uygulama programları ile kendine özgü bir özellik taşımaktadır. 1950'li yılların sonunda yaşanan ekonomik ve siyasal bunalımın sonrasında uygulamaya konulan planlı kalkınma yaklaşımı, 1970'li yılların sonunda 488 Bu tarihten daha ağır bir ekonomik ve siyasal bunalımla sona ermiştir. sonra da kalkınma planları eski önemini kaybetmiştir. Planlı 3.4.1. Kalkınma Planları ve Parlamento Türkiye'de uygulanan planlama rasyonel, gerçekçi, dinamik ve 489 Bunun böyle olmasında özellikle demokratik bir yapıya sahiptir. demokratik bir nitelik kazanmasında planlara son şeklini veren TBMM'nin de katkısı yadsınamayacak bir gerçekliktir. 166. maddesi uyarınca, hükümetçe hazırlanan kalkınma planının, TBMM' ce onaylanması gerekmektedir. 3067 sayılı Kanun, planın TBMM'de görüşülüp onayianma sürecini düzenlemektedir. Hükümetin önemli bir siyasal tercihi olan uzun dönemli kalkınma planı TBMM' ce reddedilirse bunu yasama organının hükümete güvenmediğinin 490 önemli bir göstergesi olarak değerlendirmek gerekir. 1982 Anayasasının 3.4.1.1. Kalkınma Planlarının Kabulü ve Onaylanması ve yıllık programın kabulü ve onaylanması nihai bir aşamadır. Bu aşamadan sonra uygulanabilir olma niteliği kazanmaktadırlar. Bu aşama, kalkınma planları ve yıllık programlar yönünden farklı usuller çerçevesinde tamamlanmaktadır. Kalkınma planı Bakanlar Kurulu 'nca incelenerek uygun bulunması durumunda, kabul edilerek onaylanması ve böylece son şeklini almasını teminen TBMM'ye gönderilmektedir. TBMM'ye sunulan kalkınma planları önce TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmektedir. Kanun'da öngörülen süre zarfında (20 gün) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesi tamamlanarak karara bağlanan kalkınma planı, yine 3067 sayılı Kanunda öngörülen usul ve esaslara göre görüşülerek nihai olarak onaylanmak üzere Kalkınma planı, 41111 Kepenek-Yentürk, a.g.e., s.129. DPT Yayın ve Temsil Dairesi Başkanlığı Yayınları, Türkiye'de Planlı Kalkınma ve Devlet Planlama Teşkilatı , Ankara (Temmuz) 1986, s.1. 490 Onar, a.g.e. (1990), s. 57. 4119 217 TBMM Genel Kurulu'na sunulmaktadır. Gerek Komisyon'da gerekse Genel Kurul' da görüşmeler planın tümü üzerinde bölümler itibariyle yapılmaktadır. Kanunda belirtilen usul çerçevesinde Genel Kurul tarafından da kabul edilen planlar kesinleşmiş bir "yasama işlemi" niteliğini kazanmaktadır. 491 Kalkınma planının görüşülmesinde Plan ve Bütçe Komisyonu için İçtüzükteki toplantı ve karar yeter sayısından farklı bir çoğunluk öngörülmüştür (3067 /2). Kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesinde komisyonlar üye tam sayısının üçte biri ile toplanıp katılanların salt çoğunluğu ile karar vermektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri de bu genel esaslara göre yürütülmektedir. Ancak kalkınma planlarının görüşülmesinde Komisyon üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanarak katılanların salt çoğunluğu ile karar vermektedir. 492 Planın değiştirilmesi için daha nitelikli bir çoğunluk öngörülmesinde, planın onu hazırlayıp parlamento önüne getiren hükümetin genel ekonomik ve sosyal politikasını bir ölçüde yansıtması ve güvenoyu almak için sunduğu program ile paralellik kurulması gibi 493 unsurlar şüphesiz önemlidir. 77 sayılı Kanun 'un uygulandığı dönemde Plan Karma Komisyonu üyeleri Anayasa'nın 94. maddesine göre seçilen TBMM Bütçe Karma Komisyonu üyelerinden oluşmaktaydı (md.2/l ). Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu Plan Komisyonları üyeleri ise bu Karma Komisyon 'un üyelerinden oluşmaktaydı (md. 3/2). Bütçe Karma Komisyonu ise 50 üyeden oluşmakta ve en az 30 üye iktidar grup/gruplarına verilmek zorundaydı. Dolayısıyla Plan Karma Komisyonu da aynı komisyon olduğu için iktidar grup/gruplarına plan görüşmelerinde sayısal üstünlük sağlanmıştı. İktidar için sağlanan bu avantajın yanı sıra plan için Komisyon'un toplantı ve karar yeter sayılarında özel nisaplar öngörülmüş olması plana verilen önemin bir göstergesi durumundadır. 494 Ancak, 1980'den sonra planın eski önemini yitirmesi, politikaların oluşturulmasında bütçe bağlantısının güçlenerek planla kurulan Ateş, a.g.e., s. 99. Bu durumda Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda plan hakkında bir karar alınabilmesi için en az ll ihtiyaç vardır. 493 Turgut Tan, Planlamanın Hukuki Düzeni, TODAİE Yayınlan, Ankara, 1976, s. 96. 494 Kalkınma planlannın önemi dolayısıyla anayasalara girmesi bilindiği gibi ilk olarak Anayasası ile olmuştur. Plan'ın en önemli olarak algılandığı bir dönemde de bütçe için toplantı ve karar nisaplan öngörülmemişken plan için öngörülmüş olması planın bütçeden önemli bir araç olarak algılandığının göstergesidir. 491 492 218 oya 196 I özel daha gibi nedenlerle 3067 sayılı Kanunla da plan görüşmeleri ve karar alınması için bu özel nisapların korunması yerinde bir düzenleme olmamıştır. Gerçi planın uzun bir dönemi kapsamasının daha dikkatli görüşülüp kararlaştırılmasını meşrulaştırılacağı ileri sürülebilir ancak, beş yıllık plan dönemlerinin de iş başında olan hükümetin politikalarını yansıttığı her zaman söylenemez. Zira yeni hükümet iş başına geldiğinde bir önceki sene, eski hükümet tarafından yapılmış bir kalkınma planıyla karşılaşabilir, ki bu durumda da planın bağlayıcılığının zedelenmesi kaçınılmaz olur ve hükümetler asıl iş görme araçları olan bütçelere daha fazla önem verirler. ilişkinin zayıflaması önemli bir denetim aracı olabileceği ortadadır. Çünkü hükümetin genel siyasetini yansıtan bir belge parlamentonun onayına sunulmuştur. Öte yandan plan kendi içerisinde tutarlılık ve bütünlük taşıması gereken teknik bir belgedir. Planın bu yönü de düşünülerek siyasetçilerin serbest tasarrufuna açık olmasının sakıncalarını gidermek amacıyla yapılan kanuni düzenleme ile planın değiştirilmesi hususunda benimsenmiş olan yöntem zorlaştırılmıştır. Kural olarak parlamentolar kendi çalışma yöntemlerin kendi yaptıkları içtüzükler uyarınca gerçekleştirirken planın parlamentoda görüşülmesi anayasa gereği kanuni bir düzenlemeye konu olmuştur. Dolayısıyla parlamentonun katkısı güçleştirilmiştir. Planın devamlılık ve tutarlılığının korunması, parlamenter denetim mekanizmasının tam işletilmesinin önünde tutulmuştur. Planın 3.4.1.2. Kalkınma Planlarının Değiştirilmesi ve Güven Sorunu Plan sadece ekonomik bir operasyon değildir; hukuki ve siyasal yönleri de vardır. Bilindiği gibi kalkınma planlarının temel kararları politik niteliktedir. Bu özelliği ile planlar; milli gelirin dağılımını düzenlemek suretiyle ekonomik ve sosyal hayatın gidişini büyük ölçüde etkilemekte ve yönlendirmektedir. Bu politikaların hayata geçirilmesi ise kaynağa ihtiyaç duymaktadır. Kaynakların tahsis edildiği veya daha doğru bir ifadeyle tahsisine izin verildiği yer Plan ve Bütçe Komisyonu'dur. Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri de belirlenen politikaları ve bu politikaları hayata geçirecek kaynakları kendi seçim bölgeleri lehine değiştirmeyi isterler. 219 Plan konusunda güven sorunu iki noktada ortaya çıkmaktadır. Hükümet kurulunca programını meclise sunmakta ve güvenoyu almaktadır. Aynı hükümet planı hazırlayıp meclise sunduğunda güvenoyu aldığı programın çerçevesinin dışına çıkmışsa meclis güvenini geri alabilir. Nitekim Planın parlamentoca kabulünü "ekonomik güvenoyu" olarak nitelendiren yazarlar da vardır. 495 Hakikaten, parlamento her türlü müdahale hakkı ve imkanlan bir tarafa, oy verme hakkı dolayısıyla, icabında güvenoyu vermemekte ve böylece kendi içinden çıkardığı hükümeti düşürebilmektedir. 496 Parlamentonun yürütme üzerindeki denetim fonksiyonunu öne çıkaran önemli unsurlardan biri de plandan sonra görüşülmesi söz konusu olabilecek ve kalkınma planın bütünlüğünü bozucu mahiyetteki kanun teklifleri veya kanun tasarı ve tekliflerinde değişiklik öngören bu nitelikteki önergelerdir. Güven sorunun ortaya çıktığı diğer nokta da burasıdır. Bu nitelikteki önergelerin Komisyon' da kabulü üye tam sayısının salt çoğunluğu ile olabilmektedir. Hükümetin bu nitelikte gördüğü teklif veya önergelerin Genel Kurul'da reddini isteyebilmesi ise, ret istemini güven istemine bağlamasıyla mümkün olmaktadır (3067/3). Aslında burada parlamento denetimi zorlaştırılmış durumdadır. Planda öngörülen politikaları beğenmeyen ve değiştirilmesini isteyen parlamentonun, hükümetin istemediği bu değişikliği yapabilmesi ancak hükümete güvensizliğini göstermesiyle mümkün olabilmektedir. Komisyon'da ise hükümet daha güçlü durumdadır. Çünkü hem hükümetin şekline, yani azınlık veya çoğunluk hükümeti olup olmadığına, göre değişmeksizin Komisyon 'un yapısı gereği iktidarın mutlak üstünlüğü bulunmakta hem de hükümetin değiştirilmesini istemediği hususlar Komisyon kararıyla değiştinlemernekte ancak Komisyon raporuyla Genel Kurul 'un bilgisine sunulabilmektedir (3067/2). Plan görüşmelerinin uygulamada parlamenter denetim adına olumlu geçtiğini söylemek pek olanaklı görünmemektedir. Ne Komisyon'da ne de meclislerde (Genel Kurul'da) planlar üzerinde derinlemesine tatmin edici tartışmalar yapılmamakta, bütçe görüşmelerinde olduğu gibi genel 495 Tan, a.g.e., s. 96, R. Bourdocle, "Le Regime Juridique de la Planifacation Française ", Sirey, ---1958'den. 496 Delvolve, a.g.e., ss. 66-67. 220 497 Planda konuşmalar veya yöresel İstekierin ötesine geçememektedir. .hükümet politikalarını etkileyecek ·esaslı değişiklikler ise ya hiç 498 Aşağıdaki tablodan da yapılmamakta ya da çok sınırlı sayıda olmaktadır. bu durum açıkça görülmektedir. Esaslı değişiklik yapan önergelerin de çoğu birer cümlelik önergelerdir. Tablo 3.7. Plan ve Bütçe Komisyonu'nd a Kalkınma Planlarında Yapılan Değişiklikler Hükümetçe Hükümetçe Planın Planın Kalkınma Bütünlüğünü Bütünlüğünü Geri Planlan Bozmayacağı Bozacağı Alınan Belirtilen Önergeler (3067 s.k. 2/c) Belirtilen Önergeler (3067 s.k. 2/d) Önergeler 20 12 22 42 Esash•99 Değişiklik Toplam Önerge Hükümetle Müzakere Edilen Önergeler Reddedilen Önergeler o o 12 10 32 6 4 2 o 9 28 18 4 2 12 19 60 Yapan Önerge Sayısı Sayısı 7. 5 Yıllık Kalkınma Planı (19962000) 8. 5 Yıllık Kalkınma Planı (20012005) TOPLAM Kaynak: TBMMTD, D. 19, C. 91-92, YY. 4, 12.7.1995, B. 139, SS. 868; TBMMTD, D. 21, C. 37, YY. 2, 25.6.2000, B. 118, SS. 516. 497 Tan, a.g.e., s. 71. Bkz. TBMMTD, D. 19, C. 91-92, YY. 4, 12.7.1995, B. 139., SS. 868, Aynca bkz. Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planının Sunulduğuna Dair Başbakanlık Tezkeresi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, TBMMTD, D. 21, C. 37, YY.2, 25.6.2000, B. 118, SS. 516, ss. 5-78. 499 Bunlar büyük değişiklikler olmamakla birlikte, belli bir konuya verilen önemin vurgulanması, bir sektörün (yazılım gibi) geliştirme kapsamına alınması vb. 498 221 Bununla beraber yine de parlamentonun, yürütme organı üzerinde etkili olma yolları mevcuttur. Pailamento, hükümetin getirdiği plan ve programları, esaslı bir değişiklik yapmadan, hemen hemen aynen kabul ettiği için hükümeti, kendisinin eseri olan plan ve programın esaslarına bağlı kalmaya zorlama imkanı bulmaktadır. Planın hazırlanması, parlamentoda görüşülmesi ve oylanınası sırasında parlamentonun müdahale ve katılım imkanları fiilen daralmış olsa da bu yetkinin teorik olarak,· plan ve programların uygulanması için gerekli olan kanun tasarılannın parlamentoya getirilmesi ve orada görüşmeye ve oya sunulması vesilesiyle nihai uygulama safhasında yeteri derecede kullanılabilme imkanı mevcuttur. 500 Gerçekten plan ve programlar birer projeden, ta~it?-lerden ibarettir. Ayrıca planda yer alan çeşitli hedeflerin finansmanı için gerekli ödeneğin tahsis edilmesi yetkisi de parlamentonun elindedir. Özellikle yatırım harcamalarının önemi, parlamentoya plan ve ülke ekonomisi üzerinde etkin bir rol oynama imkanını vermekted.ir. Yatırımiann finansmanı bütçelerle sağlanmakta ve bütçeler de parlamentoca onaylanmaktadır. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun bütçe ~örüşmelerinde bu denetimi yapma imkanı bulunmaktadır. Böylece parlamento bu yol ile de plan ve programlar üzerinde etkili bir rol oynamak imkanı bulmaktadır. Buradaki dikkate değer nokta ise bütçenin, hükümetin yıllık İcraatıarına yetki veren bir kan~n olması ve Meclis 'in müdahalesinin sınırlı kalması, fakat denetim boyutunun öne çıkmasıdır. Kalkınma planlannın Meclis 'ten geçirilmesi ve Meclis' in onayının alınmasının bir anlamı da planların Anayasa 'nın ilkelerine uygunluğunun, yasama organınca denetlenmesinin ve gerektiğinde düzeltmeler yapılmasının sağlanmasıdır. 501 Böylece denetim yalnızca politikaların denetimi ile sınırlı ~almamakta anayasaya uygunluk denetimi de yapılmaktadır. 3.4.1.3. Yıllık Programların Kabulü ve Onaylanması Yıllık Programlar Bakanlar Kurulu 'nda görüşülerek kabul edilmekte TBMM'nin bu konuda yetkisi bulunmamaktadır. Yıllık programlar planların uygulanmasını sağlayacak yürütme araçlarını ayrıntılı bir şekilde tespit 500 501 Delvolve, a.g.e., s. 69. A. Mustafa Emam, "Türk Hukuk Düzeninde Kalkınma Planlarının Yeri", Bayrak, S: 690, Temmuz 1971, s. 30. 222 etmekte ve her yıl amaçlanan hedefler ile kaynaklar arasındaki dengeyi sağlamaktadır. 502 Bütçe ve kamu kuruluşları iş programlarının, yıllık programların hedef ve politikaları ile uyumlu olması gerekir. Bu nedenle yıllık programlar, bütçeler ve iş programlarından önce hazırlanmak durumundadır. 540 sayılı Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 28. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, bütçeler ve iş programları hazırlanırken yıllık programlarda kabul edilmiş esaslar dikkate alınmaktadır. Bütçeler Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülürken birden fazla yılı kapsayan, kalkınma planı ve yıllık programların bütünlüğünü ilgilendiren yatırım projeleri programa ilave edilebilmektedir. Bu takdirde, programa ilave edilecek bu nitelikteki projelerle ilgili olarak 3067 sayılı Kanun 'un 2. maddesindeki usul ve esaslar dairesinde işlem yapılacaktır. Bu durumun, yıllık programların Bakanlar Kurulu Kararı ile kesinleşmesinin bir 503 istisnasını teşkil etmektedir. Devletin hizmet ve faaliyetleri bir plan dahilinde yürütülür. Planların, daha uzun bir dönemi kapsamalarına ve daha ziyade tahmin ve tasavvur mahiyetinde olmalarına karşılık, programlar bir mali yılı ve plana nazaran daha geniş verileri kapsarlar ve doğrudan doğruya hizmetin uygulanması ile ilgilidirler. Hizmet ve faaliyeti yürütebiirnek için bunların mali bakımdan bir desteğe ihtiyacı vardır. Bu mali destek de bütçe ile alınan ödeneklerdir. 504 3.4.2. Planlamanın Hukuki Düzeni Yasama organlarının hukuki işlemleri kanunlar ve parlamento karaları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu iki kavramı içine alan kavram ise "yasama işlemi" kavramı dır. Yasama işlemi, yasama organının, yasama görev ve yetkileriyle ilgili olarak belli bir hukuki sonuç doğurmaya yönelik olarak yaptığı irade açıklamalarıdır. 505 Parlamento kararları TBMM'nin iç yapısına ve çalışma düzenine ilişkin olarak veya TBMM'nin yürütme ve 502 503 504 505 DPT Yayın ve Temsil Dairesi Başkanlığı Yayınlan, a.g.e. (1986), s. 27. Ateş, a.g.e., s. 100. Yavuzalp, a.g.e., s. 4. Kemal Gözler, Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Ekin Kitabevi Yayınlan, Bursa, 2004, s. 215. 223 yargı organlarıyla ilişkileri çerçevesinde aldığı kararlar506 olarak tanımlanmaktadır. Kalkınma planları, yürütmenin Meclis 'in onayına tabi tutulan işlemlerinden biridir ve karar şeklinde onayianmaktadır ~ Ancak kalkınma planlarını "nevi şahsına münhasır TBMM Kararı" olarak nitelendirenler de bulunmaktadır. 507 Planı onayiayıp yürürlüğe koyan TBMM Kararı 'nın gösterdiği özellik nedeniyle bu Kararın "Parlamento Kararı" tipolojisine yabancı bir işlem olarak ortaya çıktığı da savunulmakta, bu kararın gerek şekli gerek maddi açıdan Anayasa sistemimize ve genel olarak parlamenter sistemdeki yasama organının "kanun" dışında yapabileceği işlemler ıçın kabul ettiği ilkelere uymadığı ileri 508 sürülmektedir. Kalkınma planını onayiayan TBMM Kararı maddi açıdan değerlendirildiğinde yasama organının kararlarına uymadığı görülür. Gözler, bu kararı yürütmeyle olan ilişki içine soksa da509 ne yürütme organı ile ilişkilere ne de yasama organının iç işleyişine ilişkin bir karar olarak görmek mümkündür. Planların dalaylı olarak kişiler için hak ve yükümlülükler dağurabilecek bazı düzenlemeler taşıdığı da dikkate alınırsa bu durum daha iyi anlaşılacaktır. Kanun 'un, TBMM Başkanlığı 'nın kalkınma planı ile ilgili gördüğü tasarı ve teklifleri en son olarak (İçtüzükte bugünkü düzenlemeye tekabül eden şekliyle; esas komisyon olarak) Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havale etmesini öngörmüş olması, ayrıca hükümetin veya TBMM Genel Kurulu 'nun lüzum görmesi halinde de tasarı ve teklifterin Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havale edilmesini öngören hükümleri karşısında, normlar hiyerarşisinde kalkınma planlarının yeri bir hukuki sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Planın kendisinin değil, hazırlanması, yürürlüğe konması, uygulanması ve değiştirilmesi ile bütünlüğünün bozulmasını önleyecek tedbirlerin alınmasının kanun konusu olması di~at çekicidir. Yani planın kendisi değil planla ilgili bazı hususlar kanun 3067 506 507 508 509 sayılı Bkz. Özbudun, a.g.e. (2002), ss. 114-120. Bkz. Mustafa Ateş, Türkiye'de Planlı Kalkınma ve Devlet Planlama Teşkilatı, DPT Yayınlan, Ankara, I 998, s. 65. Bkz., Tan, a.g.e., s. 85, 95. Bkz. Gözler, a.g.e., s. 220. 224 konusudur. 510 Ancak bu Anayasa buyruğudur (md. 166). Üstelik bu hüküm önceki bölümlerde yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Meclis'in iç işleyişine müdahale ederek Plan ve Bütçe Komisyonu 'nu diğer komisyonlar karşısında daha güçlü kılmaktadır. Bu yönüyle Anayasa'nın 162 ve 166. maddeleri ile bu maddelere dayanılarak çıkarılan 3067 sayılı Kanun arasındaki bağlantı ilgi çekicidir. Kalkınma planlarının içeriği bütünüyle uygulanabilir nitelikte kurallardan oluşmasa da, idari kuruluşların plan çerçevesi içinde hareket etme zorunluluğu vardır; buna karşılık özel sektörü yardım ve teşvik yolları ile do lay lı bir biçimde de olsa etkilemektedir. 51 1 Kalkınma planının bir kanunla onaylanması biçimi başlangıçta önerilmişse de daha sonra bundan vazgeçilerek onama biçiminin saptanması yasama organına bırakılmıştır. 512 Ancak, yine de kanun tasarı ve tekliflerinin, nitelikleri itibariyle kanun dahi sayılmayan kalkınma planiarına uygun olma zorunluluğu 513 ise tartışılması gereken bir husustur. Kalkınmanın devlet eliyle gerçekleştirilmesine yönelik politikaların kabul edilmesiyle birlikte, bunun hangi araçlar ve hangi yollarla sağlanacağı sorunu ortaya çıkmış ve planlama kalkınma aracı olarak kabul edilmiştir. Plan ise devletin kalkınma amacı ile hukuk düzeni ile belirlinmiş çerçeve içinde yaptığı köklü ve kapsamlı müdahalelerin tümü olarak tanımlanmıştır. Planın, hukuk düzenini yeni düzenlemeler yapmaya zorlayan ve ona dinamizm kazandıran bir etken olmasına karşılık, hukuki düzeni planın varlık kazanması ve meşru olması için gerekli ortamın sınırlarını belirlemektedir. 514 Anayasa Mahkemesi 28.7.1967 tarihli ve 933 sayılı Kalkınma Planının Uygulanma Esaslarına Dair Kanun'un iptali için açılan davada verdiği kararında Kalkınma Planına ilişkin açıklamalarda planda yer alan 510 Kazım Öztürk, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası : İzahh, Gerekçeli, Anabelgeli ve Maddelere Göre Tasnifli Bütün Tutanaklan İle, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, C.3, Ankara, ı 966, s. 3407. 511 İsmet Giritli, Kamu Yönetimi Teşkilatı ve Personeli, İÜ Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul, ı979, s. ı49. 512 Bkz. MMTD, 0.1, C.7, B.l23, SS. 232'ye 2 nci ek. 513 Tan, a.g.e., s. 74. 514 Agah Adak, "Türk Hukuk Düzeninde Kalkınma Planları ve Planlama", Adana İTİA Dergisi, S. 2, Ekim ı 973, ss. 2 ı 9-220. 225 515 Ancak başka bir kuralların kanun niteliğinde olmadığını belirtmektedir. kararında, bir kanunun Anayasaya uygun olup olmadığını denetlerken 516 planlardan referans norm olarak yararlanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin beş yıllık kalkınma planının Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülerek açılan bir dava üzerine verdiği kararında ise; kalkınma planının biçim açısından kanun niteliğinde olmadığı, "kalkınma planlarının herhangi bir kimseye doğrudan ödev yüklernesi söz konusu olamayacağı gibi, yürürlükteki kanunları değiştirİcİ bir etkisi de yoktur" deniterek "esas bakımından" da kanun niteliğinde olmadığı 1969 yılındaki 1969/57 sayılı Kararına yollama 517 yapılarak açıklanmaktadır. Bu içerikte bir işlem türünün, Türk hukukunda "meclis kararı" biçiminde ortaya çıkmasının kabul edilemez olduğu, referans norm olarak kullanılmasının Meclis çalışmalarının sınırlarını aştığı, bu durumda artık bir kanundan söz edilebileceği ve kanunların denetiminin tabi olduğu rejime tabi olmasının gerektiği, aksi halde Türk hukuk düzeninde denetim dışı işlem türlerinin giderek yeni bir kategori oluşturmalarının yolunun genişteyeceği belirtilmiş, ayrıca Meclis kararı olarak yayımlanmasının, Türk Anayasa sistemine ve genel olarak parlamenter sistemin yasama meclislerinin (Genel Kurul 'un) kanun dışında yapabileceği işlemler için kabul ettiği ilkelere uymadığı ve bu durumun Anayasa 'nın öngördüğü 518 hukuk düzenini zedeleyeceği yönünde değerlendirmeler yapılmıştır. 3.5. KOMİSYONA KANUNLARLA VERiLEN BİLGİ EDiNME YOLLARI Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin gerek görüşme konularını daha iyi kavrayabilmeleri ve isabetli karar verebilmeleri gerekse mali konulardaki denetim işlevlerini en iyi şeklide yerine getirebilmeleri amacıyla çeşitli kanunlarda özellikle ekonomiyle ilgisi ve ekonomiyi yönlendirme yetkisi ve imkanı bulunan bazı kamu kurum ve kuruluşlarının değişik periyatlarla Komisyon'abilgi vermesini sağlayacak düzenlemeler yapılmıştır. 515 516 517 5111 Bkz. E. 1967/41, K. 1969/57, k.t. 23-25.10.1968, AMKD, C. 8, ss. 37-38. Bkz. E. 1972/24, K. 1973/21, k.t. 8.5.1973, AMKD, C. Il, ss. 243-244. Bkz. E. 1979/7, K. ı979/18, k.t. ı2.4.1979, AMKD, C. 17, s. 34. Bkz. Lütfi Duran, "Türkiye'de Planlamanın Hukuki Rejimi", Amme İdaresi Dergisi, C.8, S: 3, Ankara ı 978, s. 13,; Teziç, a.g.e. ( 1980), ss. 4 ı -42. 226 ı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu: I 4. ı. I 970 tarihli ve ı2ı I sayılı Kanun'un, "Özel denetim ve kamuoyunun aydın/atılması" başlıklı 42. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Başkan (Guvernör) tarafından, Bankafaaliyetleri ile uygulanmış ve uygulanacak olan para politikası hakkında her yıl Nisan ve Ekim aylarında Bakanlar Kuruluna rapor sunulur. Banka, faaliyetlerine ilişkin olarak, yılda iki defa Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunu bilgilendirir. " denilmektedir. 2. Bankalar Kanunu: 18.6.ı999 tarihli ve 4389 sayılı Kanun'un, "Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu" başlıklı I 5. maddesinin ı2. ı2.2003 tarihli ve 5020 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle değişik (4) numaralı fıkrasının altıncı paragrafında; "Fon; dava, alacak, takip, tahsil, yeniden yapılandırma ve diğer faaliyetleri ile ilgili olarak üçer aylık dönemler itibarıyla yayımiayacağı raporlarla kamuoyunu bilgilendirir. Fon, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunu özel gündemle yapılacak toplantı ile yılda iki defadan az olmamak üzere bilgilendirir. " denilmektedir. 3. Mali Sektöre O lan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun: 30. ı .2002 tarihli ve 4743 sayılı Kanun'un, "Denetim" başlıklı 7. maddesinde; "Özel kanunlarla kurulmuş kamu tüzel kişiliğini ve idari ve mali özerkliği haiz kurul, üst kurul ve bunlara bağlı kurumların yıllık hesapları Başbakanlık tarafından belirlenen Başbakanlık müfettişi, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu denelçisi ve Maliye müfettişinden oluşan bir komisyon tarafından denetlenir. Bu madde kapsamındaki kurul, üst kurul ve bunlara bağlı kurumların faaliyetleri hakkındaki yıllık rapor, her yılın Mayıs ayı sonuna kadar Bakanlar Kuruluna sunulur. Bu kurul ve ·· kuruluşlar faaliyetlerine ilişkin olarak yılda bir defa Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komi~yonunu bilgilendirir. " denilmektedir. 227 4. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun: 28.3.2002 tarihli ve 4749 sayılı Kanun'un, "Devlet ve muhasebeleştirilmesi bütçeleştirilmesi, borçlarının raporlanması" başlıklı 14. maddesinin son fıkrasında; "Devlet borcu ve Hazine garantilerinin uygulama sonuçları Müsteşariıkça hazırlanarak ilgili yıl kesin hesap cetveli ile birlikte Hazine genel hesabına dahil edilmek üzere Maliye Bakanlığına gönderilir. İlgili bütçe yılı içinde sağlanan iç ve dış finansman imkanları, sağlanan Hazine garanti/eri, Risk Hesabı, alınan ve verilen hibeler, dış borcun devri, dış borcun ikrazı ve dış borcun tahsisine ilişkin bilgilerle finans piyasa/arına ve borç yönetimine ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Kamu Borç Yönetimi Raporu üçer aylık dönemler itibariyle Pltin ve Bütçe Komisyonuna hava/e edilmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, Bakanlar Kuruluna sunulmak üzere Başbakanlığa, Maliye Bakanlığına, Sayıştay Başk_anlığına ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığına gönderilir. Bakan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunu özel gündemle yapılacak toplantı ile yılda bir defadan az olmamak üzere bilgilendirir. Ayrıca, Komisyon gerekli görmesi halinde ilave bilgilendirme toplantısı talep edebilir." denilmektedir. üzere ülkenin maliye ve ekonomi politikalarında önemli yeri ve bu politikaları yönlendirme gücü bulunan kurum ve kuruluşların görev alanlarıyla ilgili olarak Plan ve Bütçe Komisyonu'na bilgi vermeleri hükme bağlanmıştır. Ancak pek çok hususta olduğu gibi bu husus da arzu edilen biçimde pratikte yerini bulamamıştır. Adı geçen kurumlardan yalnızca Merkez Bankası bilgilendirme toplantılarına rutin olarak katılmakta ve üzerine düşen sorumluluğu eksiksiz bir şekilde yerine getirmektedir. Diğer kurum ve kuruluşlar ise yalnızca kendileri ile ilgili bir kanun tasarı veya teklifinin Komisyon' da görüşülmesi durumunda Komisyon 'un isteği üzerine, biraz da kendi isteklerinin geri çevrilmesini önlemek amacıyla görevlerini yaptıkları görüntüsü vermek ıçın Komisyon'a bilgi vermektedirler. Tabi bu toplantılar da ilgili kanun hükümlerinde belirtildiği üzere özel bir gündemle gerçekleştirilmektedir. Böyle bir örnek en son 2004 Görüldüğü 228 yılında Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin özelleştirilmesinin hızlandırılması ve bunu sağlamaya dönük düzenlernelerin yapılması amacıyla çıkarılan 5189 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 'un görüşmeleri esnasında ayrı bir gündem yapılarak Telekomünikasyon Kurumu 'nun bilgi vermesiyle yaşanmıştır. 3.6. 5018 SAYILI KANUN'UN GETİRDİGİ YENİ MALİ SiSTEMiN YASAMA SÜRECiNE YANSIMASI Bütçeleme sürecinde yaşanan son evrim modem kamu yönetiminin sorumluluk anlayışının finansal sorumlulukla birlikte performans sorumluluğunu da içerecek şekilde gelişmesi ile oluşmuştur. Modem kamu yönetiminde bütçe sisteminin kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması için ne tip kurumlar içermesi gerektiği sorgulanmakta ve bütçe sistemi kamu hizmeti üreten kuruluşların iç işleyişlerini düzenleyen kurumları da kapsamaktadır. 519 Son yıllarda, uluslararası alanda kamu mali yönetiminin iyileştirilmesi yönünde önemli girişimler başlatılmıştır. Dünya uygulamalarına bakıldığında birçok ülkenin mali yönetimlerini bir reform sürecine tabi tuttuğu ya da reform ihtiyacı nedeniyle böyle bir süreç içerisine girmekte olduğu görülmektedir. 3.6.1. Uluslararası Gelişmeler ve Ülkemizde Yapılan Düzenlemeler Sermaye piyasalarının 1980'lerin sonunda serbestleşmeye başlamasıyla birlikte borçlanma olanaklarının artmasına paralel olarak kamu borçları artmıştır. Bu nedenle, son yıllarda kamu borçlanmasından kaynaklı mali sorunlar ortaya çıkmıştır. Sorunların çözümlenmesi amacıyla birçok ülkede, kamu mali sistemlerinin disipline edilmesine yönelik düzenlemeler yapılmaya başlanmıştır. 520 Bu düzenleme çalışmalarının ilk ömegını 1980' li yılların ortalarında başlayan Yeni Zelanda kamu mali sisteminde yapılan reformlar teşkil etmektedir. OECD (Organisation for 519 520 Atiyas-Sayın, a.g.e., s. 38. Bkz., Serkan Karabacak, isveç Bütçe Sistemi, Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, DPT, 1999, ss. l-4. http://ekutup.dpt. gov .tr/kaınuınal i/karabacslisvec.doc (25.03.2005) 229 Economic Co-operation and Development) PUMA (Public Management Service) aracılığı ile üye ülkelere kamu yönetimi ile ilgili teknik destek kapsamında 1992 yılından itibaren Yeni Zelanda örneğinden yola çıkarak önerilerde bulunulmaya başlamış ve Dünya Bankası desteği ile gelişmekte olan ülkelerde kamu mali sistemlerinin yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalara teknik destek sağlamıştır. 521 Etkili bir kamu mali yönetim sisteminin kurulmasına yönelik OECD önerileri ile ülke uygulamalarından çıkan sonuçlar aşağıdaki şekilde sıralana bilir: 1. Çok yıllı bütçeleme çerçevesı (medium-term budget frameworks) ve yukarıdan aşağı (top-down) (yani tüm kurum ve kuruluşların ödenek taleplerinin Maliye Bakanlığına yapmaları, önceden belirlenen hedefler doğrultusunda ödenek taleplerinin değerlendirilmesi) bütçeleme süreci önerilmektedir. Böylece, kamu kaynağı kullanan tüm kurum ve kuruluşların bütçelerinin devlet bütçesinde görülmesi, bu bütçelerin hükümetin önceden belirlediği orta vadeli projeksiyonlar çerçevesinde oluşturulması ve hükümetlerin gelecek yıllarla ilgili projeksiyonları ile taahhütleri (genelde üç yıllık) bütçe dokümanlarında gösterilmesi sağlanarak yasamanın yürütmenin politikalan üzerindeki etkinliğinin artırılması amaçlanmaktadır. Çok yıllı bütçe uygulamasına en iyi ülke örnekleri olarak İngiltere, İsveç 522 , Yeni Zelanda523 ve Avustralya verilebilir. 2. Bütçe süreci özellikle sosyal güvenlik alanında, bütçe dışında işlem gören varlıkların bütçe kapsamına alınmasıyla daha anlaşılabilir bir noktaya getirilmiş ve otomatik olarak devam eden tüm bütçe ödeneklerinin kaldırılması (fonlar) ile bütçenin şeffaflığı sağlanmıştır. 521 Bkz. OECD/GD(96) ll O, Budgeting and the Policy Making Sigma Papers, No: 8, Paris, 1996, ss. 2-3. 522 İsveç bütçeleme süreci hakkında aynntılı bilgi için bkz., John R. Blondal, "Budgeting in Sweden ", OECD Journal on Budgeting, OECD 2001; Karabacak, a.g.e. 523 Yeni Zelanda bütçeleme süreci hakkında ayrıntılı bilgi için bkz., H. Hakan Yılmaz, Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması: Yeni Zelanda Örneği, DPT Yayınlan, Ankara, 1999. 230 3. Çok yıllı bütçeleme sistemi ile birlikte tahakkuk bazlı muhasebe ekonomik faaliyetlerin Böylece, sistemine geçilmiştir. ifadetendirildiği muhasebe kayıt ve işlemlerinin hem özel sektör hem de kamu sektörü için aynı standartlarda oluşturulması gibi çok önemli bir dönüşümün sağlanması amaçlanmaktadır. Bu muhasebe sisteminin uygulanması sonucunda kamu, bir mali için yapmış olduğu toplam harcamaları çıktılar yılda görebildiği gibi, sahip olduğu varlıkların değerlemesini de yapabilmektedir. 4. Bütçe sürecinin hukuki altyapısının güçlendirilmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılarak mali disiplinin sağlanması ve parlamentonun yürütmeyi denetlemedeki etkinliğinin artıniması yürütmeyi öngörülmektedir. Bu kapsamda, yasamanın biri araçlardan denetlemesinde son yıllarda kullanılan en önemli olan bütçe açığı ve kamu borçları ile ilgili yasal sınırlamalar getiren kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Ayrıca, bütçe dokümanlan daha ayrıntılı hale gelmiş, bütçe komisyonunun ve sektör komitelerinin bütçe görüşmelerindeki rolleri açıkça tanımlanmış, ihtisaslaşmış komisyonların kuruluş bütçelerini görüşmesi üzerinde daha kapsamlı faaliyet durulmuş, kuruluşların parlamentoya raporları sunması sağlanmıştır. (focus on results) bütçe değerlendirme sürecine geçilmiştir. Bunun için kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Kamu yönetiminde, kurallara ve prosedüre dayanan hesap verebilirlik, yöneticilerin etkinliğini ve sorumluluğunu ön plana çıkaran, performans esaslı hesap verebilirlik anlayışına geçilmiştir. 5. Sonuç odaklı 6. Bütçenin şeffaflığını artırmaya yönelik olarak a) bütçe istatistiklerinin güvenli bütçe kod sistemi ile elde edilerek kamuoyuna sunulması ve b) parlamento ya, yürütmenin kamu kaynaklarını kullanmasıyla ilgili bütçe ödenek kanunu dışında, hükümet politikalarının denetimine yönelik raporlar ile kuruluşların kaynakları nasıl harcadığı, bu kaynakları harcayarak sunulması dokümanların gösteren hedefleri ulaştığı öngörülmektedir. 231 Sonuç olarak; OECD raporları ile dünya uygulamalarına bakıldığında kamu mali yönetiminde yapılan reformların üç sac ayağına dayandığı görülecektir. Bunlar; kamu kaynaklarının etkili ve verimli kullanılmasına yönelik olarak mali disiplini artırıcı önlemler, kamu kaynağı kullanan kurum ve kuruluşların hesap verebilirliğinin sağlanmasına yönelik yasal düzenlemeler ve · yasama organlarının bütçe sürecinde ve kaynakların kullanılması aşamasındaki etkinliğinin artırılması olarak sayılabilir. 524 ı 994 yılında da Türkiye 'ye gelen Dünya Bankası uzmanlarınca "Dünya Bankası Misyon Heyeti Raporu (World Bank Aide-Memoire)" hazırlanmış ve bütçe sistemimizdeki zaaflar tespit edilmiştir. 525 Bu raporla başlayan süreçte ülkemizde, kamu mali yönetim ve kontrol sisteminde; ı. Mali yönetim genişletiterek ve kontrol sistemi ile bütçe kapsamının parlamentonun bütçe üzerindeki denetiminin artırılmasına, 2. Kam'l:l maliyesinde saydamlığın sağlanmasına, stratejik planlama ve performans esaslı bütçeleme ile birlikte orta vadeli harcama sistemine geçilerek plan-bütçe bağının güçlendirilmesine, 3. Etkin bir iç denetim sisteminin kurulmasına, performans denetiminin de sisteme dahil edilmesine, 4. Harcama öncesinde gerçekleştirilen vize ve tescil işlemlerinin kaldırılmasına, 5. Dış denetimin kapsamının genişletilmesine, 6. Bütçe uygulama sürecinde kamu idarelerinin inisiyatifinin artırılması na, yönelik düzenlemeler yapılması amacıyla 77 yıldan bu yana uygulanmakta olan ı 927 tarihli ve ı 050 sayılı Muhasebei Umumi ye 524 525 Ayrıntılı bilgi için bkz.,' R. Jon Blondal, "Budget Reform in OECD Member Countries: Common Trends", OECD Journal on Budgeting, Vol. 3, No: I, 2003, http://www.oecd.org/dataoecd/l2/46/3365792l.pdf (15.12.2004); Jim Brumby, "Budget Reform in OECD Member Countries", Managing Govermeni Expenditure, ed. Salvatore Schiavo Campo, Danial Tommasi, Published by the Asian Development Bank, 1999. http://www.adb.org/docunıents/manuals/govt expenditure/Chapl6.PDF (23.03.2005) Ayrıntılı bilgi için bkz., Serkan Cura, " Türkiye 'de Mali Şejfajl.ığı Sağlamaya Yönelik Bir Uygulama: Analitik Bütçe Sınıflandırması", MÜİİBF Dergisi, C. 7, S: l, 2003. 232 Kanununu yürürlükten kaldıran 10.12. 2003 tarihli ve 5018 Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu yürürlüğe girmiştir. sayılı Kamu 3.6.2. Bütçe Kapsamı ve Bütçe Süreci Kanun'un genel gerekçesinde; bu Kanun ile bütçe kapsamının genişletilmesi ve bütçe dışı harcamaların bütçe kapsamına alınması suretiyle bütçe hakkının en iyi şekilde kullanılması, bütçe hazırlama ve uygulama sürecinde etkinliğin arttırılması, mali yönetirnde şeffaflığın sağlanması, sağlıklı bir hesap verme mekanizması ile harcama sürecinde yetki-sorumluluk dengesinin yeniden kurulması ve bu suretle çağdaş gelişmelere uygun yeni bir kamu mali yönetim sistemi oluşturulması ile kurulan bu sistemin teknik altyapısının oluşturulması amacıyla analitik 527 526 bütçe ve tahakkuk esaslı muhasebe sistemine geçiş öngörülmektedir. 5018 sayılı Kanun ile; genel ve katma bütçe ayrımı ortadan kaldırılarak, kamu kaynağı kullanan, KİT'ler hariç, tüm kurum ve kuruluş bütçelerini kapsayan bir devlet bütçesi hedefine yönelik temel düzenlemeler öngörülmektedir. Bu çerçevede; merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin yani Kanun' a ekli (I) (genel bütçe), (II) (özel bütçe) ve (III) (düzenleyici ve denetleyici kurum bütçesi) sayılı cetveller kapsamındaki tüm kurumların bütçesi, TBMM'ye sunulacaktır (md. 12). 5018 sayılı 5018 sayılı Kanun'da yapılan düzenlemeler ile daha önceden 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu'na tabi olmayan örneğin, TODAİ, TÜBİTAK, Türk Dil Kurumu gibi bazı kurum ve kuruluşlar ile üst kurullar ve sosyal güvenlik kuruluşları mali yönetim ve denetim bakımından 50 18 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklardır. Kanunda yapılan bu düzenlemelerle; katma bütçelerin, fonların kaldırılması ve 11.12.2007 tarihine kadar döner sermaye bütçelerinin kaldırılmasının öngörülmüş olması, kamu kaynaklannın kullanılmasında 526 527 2004 yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Bkz., D. 22, YY. 2, SS. 302, (Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu 1/692), http://www.tbmm.gov.tr/sirasayildonem22/yil01/ss302m.htm 233 bütünlük, saydamlık ve verimliliğin sağlanması, kaynak işlemlerin önlenmesi bakımından yerinde olmuştur. israfının ve usulsüz 528 standartiara (GFS: Govemment Finance Statistics) ve ESA 95: European System of Integrated Economic Accounts) uygun olarak hazırlanan Analitik Bütçe Sınıflandırması ile bütçeler kurumsal, işlevsel ve ekonomik sonuçlann görülmesini sağlayacak şekilde hazırlanmaktadır. Bu kod sisteminde, devlet faaliyetleri kurumsal, fonksiyonel, finansman ve sınıflandınlmaktadır. Böylece devlet ekonomik bir ayrıma göre faaliyetlerinin ekonomiye etkisi ve devletin gelir, gider, bütçe açığı ve kamu politikalarının finansmanıyla ilgili mali işlemler ile bunun 529 sonuçlannın tam olarak görülmesi sağlanacaktır. Uluslararası 162. maddesi hükmüne göre bütçe kanunu tasarıları I 050 sayılı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda görüşülmektedir. Kanunun 35. maddesi; TBMM'nin bütçe kanunu tasarısının metnini madde madde; gelir ve gider cetvellerini bölüm bölüm görüşeceğini hükme bağlamaktadır. Analitik bütçe uygulamasından önce, kullanılan program bütçe sistemine uygun olarak, ödenek cetvelleri programlara göre görüşülerek oylanmaktaydı. Böylece, TBMM'nin, kuruluşların stratejik hedeflerini ve plan-bütçe ile yıllık program-bütçe ilişkisini net bir şekilde değerlendirmesi sağlanmaktaydı. 5018 de bölümler halinde oy lama yöntemini (anayasa gereği; md. 162) kabul etmiştir ancak, 2004 yılı Bütçesinden itibaren, analitik bütçe sistemine geçilmesi nedeniyle öden~k cetvelleri programlar yerine, tamamen istatistik bilgi toplamaya yönelik olarak hazırlanan fonksiyonlara göre oylanınaya başlanmıştır. Anayasa'nın 5018 sayılı Kanun' dan önce; pilot uygulaması yapılan Analitik Bütçe Kod Sistemi, 5018 sayılı Kanunla birlikte tüm kamu kurumlarında uygulanmaya başlanmıştır. Yeni bütçe kod yapısı; kurumsal sınıflandırma, fonksiyonel sınıflandırma ve ekonomik sınıflandırma olmak üzere üç ana gruptan ibaret olup, fonksiyonel sınıflandırma ile ekonomik sınıflandırma arasında ayrıca, finansman tipi sınıflandırma yer almaktadır. Analitik Bütçe 528 529 Ahmet Arslan, "5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Kamu Harcama Sisteminde Yapılan Düzenlemeler", Maliye Dergisi, S: 145, Ocak-Nisan 2004, s. 160. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Yayınlan, Analitik Bütçe Sınıflandırması, Ankara, 2002. 234 Sistemi içinde yer alan ve 1973 yılında Program Bütçe Sistemi 'nin uygulamaya konulmasından bu yana, bu bütçe sisteminden beklenen optimal faydayı sağlayamamasının en büyük nedeni olarak gösterilen ve bir türlü gerçekleştirilemeyen fonksiyonel sınıflandırma; devlet faaliyetlerinin türünü göstermek üzere tasarlanmıştır. Fonksiyonel sınıflandırmanın içeriğinde; kişilere· veya ticari kesime sunulan hizmetlerle ilişkisiz, devlet 530 Bu tanımdan tarafından yapılması gerekli faaliyetler yer almaktadır. kuruluşların stratejik anlaşılacağı gibi; fonksiyonel sınıflandırma ile hedeflerini, program-bütçe ilişkisini yansıtmaktan ziyade, kamu tarafından yürütülen hizmetlere ayrılan ödenekierin istatistiksel olarak izlenmesi amaçlanmaktadır. Mali şeffaflığı sağlamaya yönelik kriterlerden biri olan Analitik Bütçe Sistemi, bu amaca uygun istatistik veri sunmakla birlikte, TBMM'deki onay sürecinde yasama organına, bütçe ödeneklerinin yürütmenin öncelikleri, hedefleri ve politikalarını oylama imkanı hükümetlerin politikalarını, sunamamaktadır. Bu nedenle, TBMM'nin stratejik hedeflerini ve plan-bütçe ilişkisini görüşüp kuruluşların değerlendirebilmesi amacıyla kuruluş bütçe ödenek cetvellerinin, bunları sağlamaya yönelik olarak yeniden yapılandırılması gerekmektedir. 3.6.2.1. Stratejik Plan ve Performans Esaslı Bütçe Kanun'un getirdiği en önemli yenilikler arasında stratejik planlama ve performans esaslı bütçeleme bulunmaktadır (md. 9).a) Stratejik planlama: Yıllık programlar, sektörel ana planlar, bölgesel planlar ve il gelişim planları ile birlikte genel olarak planlama ve uygulama sürecinin etkinliğini artırmak ve kaynakların rasyonel kullanımına katkıda bulunmak amacıyla; makro düzeyde belirlenen ulusal stratejiler ve kalkınma planları çerçevesinde kamu kuru,luşlarınca stratejik planlar hazırlanacaktır. 5018 sayılı Kanun'da stratejik planlama, kamu mali yönetiminin ve bütçe sürecinin asli unsurlarından birisi olarak benimsenmiştir. Kamu idareleri bütçelerini, stratejik planlarında yer alan misyon, vizyon, stratejik amaç ve hedeflerle uyumlu ve performans esasına dayalı olarak hazırlayacaklardır. Performans göstergeleri ise Maliye Bakanlığı, DPT Müsteşarlığı ve ilgili 530 Bkz. Maliye Bakanlığı BMKGM Yayınları, Analitik Bütçe Sınıflandırması, Ankara, 2003, s. 25- 29. 235 kamu idaresince birlikte tespit edilecektir. Bu göstergelerin kuruluşların bütçelerinde yer alması ve performans denetimlerinin bu göstergeler çerçevesinde gerçekleştirilmesi esası benimsenmiştir. 531 Kamu kuruluşlannın hazırlayacaklan stratejik planlar; kaynaklann stratejik öncelikiere göre dağıtılması hususunda makro, sektörel ve bölgesel kriterler ile birlikte yönlendirici/referans dokümanlar olacaktır. Stratejik planlama, kuruluşun bulunduğu nokta ile ulaşmayı arzu ettiği durum arasındaki yolu tarif etmektedir. Kuruluşun amaçlarını, hedeflerini ve bunlara ulaşmayı mümkün kılacak yöntemleri belirlemesini gerektirir. Uzun vadeli ve geleceğe dönük bir bakış açısı taşır. Kuruluş bütçesinin stratejik planda ortaya konulan amaç ve hedefleri ifade edecek şekilde hazırlanmasına, kaynak tahsisinin öncelikiere dayandınlmasına ve hesap verme sorumluluğuna rehberlik eder. 532 b) Performans Esaslı Bütçeleme: Kamu idareleri tarafından hazırlanan stratejik planlarda yer alan misyon, vizyon, stratejik amaç ve hedeflerle uyumlu bütçeterin oluşturulmasını öngören ve kaynaklann bu amaç ve hedefler doğrultusunda tahsisini ve kullanılmasını sağlayan, stratejik planlarda belirlenen performans kriterlerinin bu bütçe yapısı ile sağlanıp sağlanmadığını kontrol eden bir bütçeleme tekniğidir. Performans esaslı bütçeleme, ilk defa, Amerika Birleşik Devletlerinde 1993 yılında kanunlaşan Hükümet Performans ve Sonuçları Kanunu (The Government Performance and Results Act) ile uygulanmaya başlanmıştır. Daha sonra, İrlanda, yeni Zelanda, Avustralya, İskandinav ülkeleri ve Fransa gibi ülkelere de yayılmıştır. 533 Performansa dayalı bütçe tekniğinin temel farkı, mali disiplini sağlamayı hedeflemesidir. Bu sistemde, Analitik Bütçe Sınıflandırması 'nın ilk bölümünü oluşturan kurumsal sınıflandırma sayesinde, siyasi ya da bürokratik olarak yönetim yetkisi temel kriter kabul edilerek, kurumun performansından kimin sorumlu olacağının ortaya konulması mümkün olacaktır. Orta vadeli harcama 531 532 533 Yılmaz Kutluhan, "Kamu Kumluş/arı İçin Stratejik Planlama Uygulaması", Say1ştay Dergisi, S: 50-51, Temmuz-Aralık 2003, s. 81, http://www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi/icerik/der50m4.pdf (15.01.2005) Bkz., DPT Yayınlan, Kamu Kuruluşlar• İçin Stratejik Planlama Kilavuzu, Mayıs 2003. R. Hakan Özyıldız, "Kamu Harcama Politikalarının Denetlenmesi ve Performansa Dayalı Bütçe", Hazine Dergisi, S: I 3, Ocak 2000, s. 81. 236 içeren stratejik planlara dayalı olarak, genel hedeflere ulaşınada ara aşamaları kapsayan yıllık bütçeler hazırlanacaktır. Böylece, yasamanın stratejik plandaki orta vadeli hedefleri değerlendirme imkanı yaratılmış olacak534 hükümet politikalarının bütçelere yansıması sağlanacak ve orta vadeli program ile bütçe ilişkisi kurulacaktır. planlarını 3. 6.2.2. TBMM'ye Sunulacak Bütçe Dokümanları 5018 sayılı Kanun'la merkezi yönetim bütçe kanunu tasansına, TBMM'de görüşülmesi sırasında dikkate alınmak üzere aşağıda sayılan dokümanların eklenmesi öngörülmüştür; a) Orta vadeli mali b) Yıllık planı da içeren bütçe gerekçesi. ekonomik rapor. c) V ergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ile benzeri uygulamalar nedeniyle vazgeçilen kamu gelirleri cetvelİ. d) Kamu borç yönetimi raporu. e) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin son iki yıla ait bütçe gerçekleşmeleri ile izleyen iki yıla ait gelir ve gider tahminleri. f) Mahalli idareler ve tahminleri. sosyal güvenlik kurumlarının bütçe g) Kamu iktisadi teşebbüsleri ile kamu şirketi niteliğindeki kuruluşlar hariç olmak üzere, merkezi . yönetim kapsamındaki idarelerin, hizmet amaçlarıyla ilgili olan diğer kurum ve kuruluşlarından Maliye Bakanlığınca belirlenecek olanların bütçe tahminleri. h) Merkezi yönetim kapsamında olmayıp, merkezi yönetim bütçesinden yardım alan kamu idareleri ile diğer kurum ve kuruluşların listesi. Bu listedeki dokümanlardan (a) ve (b) ben tl eri dışında yer alanlar, 50 I 8 sayılı Kanun ile öngörülen yeni dokümanlardır. Ayrıca, düzenleyici 534 a.g.e., ss. 82-87 237 ve denetleyici kurumların bütçelerinin Eylül ayı sonuna kadar doğrudan TBMM'ye gönderilmesi 9ngörülmüştür. Daha önce parlamento denetimine girmeyen düzenleyici ve denetleyici kurumların bütçeleri ile sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idareterin bütçe tahminlerinin, kamu borç yönetiminin, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin son iki yıla ait bütçe gerçekleşmeleri ile izleyen iki yıla ait gelir ve gider tahminlerinin ve kamu kaynağı kullanan bazı kurumların bütçe tahminlerinin Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda değerlendirilmesi olanağı sağlanmıştır. Sayılanlar dışında; Kanun 'un 54. maddesi ile bir yıla ait mali istatistikierin izleyen yılın Mart ayı içinde; hazırlanma, yayımlanma, doğruluk, güvenilirlik ve önceden belirlenmiş standartiara uygunluk bakımından Sayıştay tarafından değerlendirilmesi ve bu amaçla düzenlenen değerlendirme raporunun TBMM ve Maliye Bakanlığı'na gönderilmesi öngörülmüştür. Bu mali İstatistikler; bütçenin ekonomi ve maliye politikaları ile ilgisinin kurulması, · bütçenin daha doğru bir şekilde hazırlanması, parlamentonun bütçe hakkını gereği gibi kullanması, mali saydamlığın sağlaması, kamuoyunun bilgilendirmesi konularında olumlu katkılar sağlayacaktır. 3.6.3. Kesinhesap Kanun'un kesinhesap kanununu düzenleyen · 42. maddesinde TBMM'nin, merkezi idare bütçe kanununun uygulama sonuçlarını onama yetkisini kesinhesap kanunu ile kullanacağı belirtilmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında; kesin hesap kanunu tasarısının, muhasebe kayıtlan dikkate alınarak, merkezi yönetim bütçe kanununun şekline uygun olarak Maliye Bakanlığı 'nca hazırlanacağı ve bu tasarının, bir yıllık uygulama sonuçlarını karşılaştırmalı olarak gösteren değerlendirmeleri içeren gerekçesiyle birlikte izleyen_mall yılın Haziran ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu'nca TBMM'ye sunulacağı ve bir örneğinin de Sayıştay'a gönderileceği hükümleri yer almaktadır. Bu maddeye göre, kesinhesap kanun tas~rısının ekinde; a). Genel mizan, b) Bütçe gelirleri kesin hesap cetvel i ve açıklaması, 238 c) Bütçe giderleri kesin hesap cetvelleri ve açıklaması, d) Bütçe gelir ve giderlerinin iller ve idareler itibarıyla e) Devlet borçları ve Hazine garantilerine f) Yılı içerisinde silinen kamu alacakları g) Maliye Bakanlığı tarafından ilişkin dağılımı, cetveller, cetvelİ, gerekli görülen diğer belgeler, yer alacaktır. maddenin dördüncü fıkrasına göre; idareterin faaliyet raporları, genel faaliyet raporu, dış denetim genel değerlendirme raporu ve kesin hesap kanunu tasarısı ile merkezi yönetim bütçe kanunu tasarısının birlikte görüşüleceği hükme bağlanmıştır. Bu raporlar ile genel uygunluk bildirimi TBMM komisyonlarında öncelikle görüşülecektir. Burada kullanılan "TBMM komisyonları" ibaresi anlamlıdır ve bu sürece Plan ve Bütçe Komisyonu dışındaki ihtisas komisyonlarının da dahil edilmesinin yolunu açacak niteliktedir. Meclis'in bütçe hakkını tesis edecek altyapının edilmesi organize yeniden komisyonların adına oluşturulması 535 Keza parlamentonun kendisinden beklenen denetim gerekmektedir. işlevini yerine getirebilmesinin yolu bu komisyonların da sürece dahil edilmesinden geçmektedir. Aynı 42. maddenin değerlendirilmesi sonucunda 5018 sayılı Kanun ile kesinhesap kanunu açısından şu yeni hükümler getirildiği görülmektedir: a) Kesinhesap kanununun kapsamı, bütçe · kanunu tasarısı ve eklerine paralel olarak genişlemektedir. Merkezi yönetim bütçe kanunu olarak tanımlanan 5018 sayılı Kanuna ekli (1), (Il) ve (III) sayılı cetvellerde gösterilen kamu idarelerinin bütçeleri kesinhesap kanununa dahil edilecektir. Yani genel bütçeli idarelere ilave olarak özel bütçeli idareler ile üst kurullar da kesinhesap kanununun ve dolayısıyla parlamentonun denetim kapsamına alınmakta ve denetimin kapsamı da bütçeye paralel olarak genişlemektedir. 535 Mehmet Koçdemir, "50/8 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu 'nun TBMM'ye Mali Kılavuz, Y. 7, S: 27, Ocak-Mart 2005, s. 75. Yansımaları, 239 b) İdarelerin performans göstergelerini de içeren faaliyet raporları kesinhesap kanunu tasarıları görüşmelerinde Plan ve Bütçe Komisyonu'na yardımcı olacaktır. değerlendirileceği açık Ancak, raporların bu bütçe sürecinde nasıl olarak belirtilmemiştir. c) ı 050 sayılı Kanun 'un ı Oı. maddesinde, ilgili mali yılın bitiminden itibaren en geç yedi ay olan, kesinhesap kanunu tasarısının Bakanlar Kurulu'nca TBMM'ye sunulma süresi, 5018 sayılı Kanun ile bir ay geriye alınarak (en geç Haziran ayı sonuna kadar) parlamentoya hesapların incelenmesi bakımından daha fazla süre verilmektedir. Kesinhesap kanunu tasarısına, mevcut duruma ilave olarak; Devlet borçları ve Hazine garantilerine Yılı içerisinde silinen kamu Maliye Bakanlığı tarafından ilişkin cetveller, alacakları cetvelİ, gerekli görülen diğer belgeler, eklenecek ve kesinhesap kanunu tasarısında karşılaştırmalı değerlendir­ melere yer verilerek parlamentonun kamu kaynaklarının kullanımı konusunda geçmişe yönelik olarak daha geniş bir bakış açısına sahip olması sağlanmaktadır. Dış denetim genel değerlendirme raporu 5018 sayılı Kanun ile öngörülen yeni bir düzenlemedir. Kanunda; idare faaliyet raporlarının, genel faaliyet raporunun, dış denetim genel değerlendirme raporunun; kesin hesap kanunu tasarısı ve merkezi' yönetim bütçe kanunu tasarısıyla birlikte görüşülmelerini sağlamaya yönelik düzenleme yapılmıştır. Bununla birlikte, bu raporlar ile genel uygunluk bildiriminin TBMM komisyonlarında öncelikle görüşüleceği hükme bağlanmıştır. Görüldüğü gibi çağdaş ülkelerde olduğu gibi kesinhesap kanun tasarısının çok ayrıntılı dokümanlar ile birlikte değerlendirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmıştır. Uluslararası örnekler incelendiğinde, tüm ülkelerde ~rtak bir uygulama görülmemekle birlikte, ülkelerin bazılarında bu raporlan görüşmek üzere özel komisyonlar oluşturulduğu (İngiltere gibi), bir 240 da böyle bir komisyon bulunmamakla birlikte düşünce olarak bu yaklaşımı benimsedikleri (Fransa gibi), görülmektedir. Hatta bazı ülkelerde bu komisyonun başkanının muhalefetten seçildiği bilinmektedir. Genellikle bu komisyonun toplantılarının kamu oyuna açık olduğu, raporlarının yayımlandığı ve komisyonun zaman zaman izleme fonksiyonunu da yerine kısmında getirdiği görülmektedir. 536 3.6.4. Parlamentonun Denetim Kapsamı Bütçeterin hazırlanması, onanması, uygulanması ve uygulama şeklinde ortaya çıkan bütçe sürecinde, sonuçlarının denetlenmesi parlamentoların etkinliğinin artırılması ile ilgili olarak, OECD ülkeleri baştC\ olmak üzere yeni açılımlar meydana gelmiştir. Bu süreçte, asli görevi parlamentolar adına kamu kaynaklarının kullanımı ile ilgili denetim yapmak üzere kurulan yüksek denetim kuruluşlarının (Sayıştay) görevlerinde de önemli değişiklikler yaşanmış ve parlamento adına denetim, uygunluk ve mali denetim boyutundan, kaynakların; verimli etkin ve tutumlu olarak performans denetimi boyutuna taşınmıştır. Yürütmenin yasama karşısında güçlenmesi olgusu, parlamento adına yapılan Sayıştay denetimlerinin önemini artırmıştır. Nitekim güçler (erk ler) sisteminde bağımsız denetim bir denge unsuru olarak ayrılığı kullanılmasının değerlendirildiği değerlendirilmektedir. 5018 denetim sayılı alanının değişmektedir. 537 Kanunla, kapsamı Sayıştay da ve dolayısıyla genişiernekte ve TBMM'nin denetimin dalaylı niteliği Bu bağlamda: 1) Kanun 'un 68. maddesine göre Sayıştay tarafından yapılacak harcama sonrası dış denetim; genel kabul görmüş uluslararası denetim standartları dikkate alınarak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, yönetimin mail faaliyet, karar ve işlemlerinin; kanunlara, kurumsal amaç, hedef ve planlara uygunluk 536 Koçdemir, a.g.e., s. 77. Ayrıntılı bilgi için bkz. 8. Beş Yillık Kalkınma Planı, Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel ihtisas Komisyonu Raporu. 537 241 yönünden incelenmesi ve sonuçlarının TBMM'ye raporlanmasıdır. Bu düzenleme Sayıştay'ın denetim kapsamını genişletmektedir. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hangileri olduğu Kanun'un 3. maddesinde tanımlanmaktadır. Buna göre merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve il özel idareleri ve belediyeler (bunların kurdukları birlik ve idareler dahil) genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerini oluşturmaktadır. Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ise genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçe kapsamındaki idareler ve düzenleyici ve denetleyici kurumlardan oluşmaktadır. Bu rapor ile TBMM; genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin kendilerine bütçe kanunu ile verilen kamu kaynaklarını etkili ve verimli bir şekilde kullanıp, kullanmadıklarını denetleyecektir. Böylece parlamentonun denetim alanı mali denetim, uygunluk denetimi ve performans denetimi şeklinde konu itibariyle de genişlemektedir. Dış denetimi kapsamının dar olması ve tüm kamu parasının denetlenememesi sistemin en büyük eksikliğini oluşturmaktaydı. Bu eksiklik ise parlamentonun denetim hakkını zaafa uğratmaktaydı. Bu nedenle kamu parasının kullanıldığı her yerde parlamento adına denetim yapılması gerçeği karşısında Sayıştay'ın denetim alanının genişlemesi olumlu bir düzenleme olarak değerlendirilmektedir. 538 2) Faaliyet raporlarını düzenleyen 41. maddede, sosyal güvenlik kurumlarını da kapsayacak şekilde, kamu idarelerinin üst yöneticileri tarafından idarenin stratejik plan ve performans programları uyarınca yürütülen faaliyetleri, belirlenmiş performans göstergelerine göre hedef ve gerçekleşme durumu ile meydana gelen sapmaların nedenlerinin açıklandığı faaliyet raporlarının düzenlenerek Maliye Bakanlığı 'na gönderileceği, bu raporlar doğrultusunda Maliye Bakanlığı 'nın genel faaliyet raporunu hazırlayarak Sayıştay'a sunacağı, Sayıştay'ın bu raporları dış denetim sonuçlarını da dikkate alarak değerlendireceği ve kendi görüşü ile birlikte hazırlayacağı raporunu TBMM'ye sunacağı hüküm altına alınmıştır. Bu rapor yanında, İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanarak Sayıştay'a sunulacak ve Sayıştay tarafından TBMM'ye sunulacak mahalli idareler 538 Özbaran, a.g.e., s. 62. 242 raporu · TBMM'ye sunulacaktır. TB~M, bu raporlar çerçevesinde kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumluluklarını görüşecektir. Diğer komisyonların da sürece dahil edilme gereksinimi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Çünkü yalnızca Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun bu kadar ayrıntılı raporları. görüşüp vereceğe kararların veya yapacağı değerlendirmelerin rasyonel ve yerinde olması beklenemez. Bu kuruluşların hizmet analizlerinin ve verimliliklerinin ilgili ihtisas komisyonlarında, kaynakların verimli ve etkin kullanılıp kullanılmadığı hususunun Plan ve Bütçe Komisyonu'nda değerlendirilmesi en etkin yöntem olacaktır. Ayrıca iş yükü zaten yeterince ağır olan ve bu Kanunla, sunulması öngörülen bu raporlar dışında bile, iş yükü daha da artacak olan Komisyon 'un bu kadar işin altından kalkması beklenmemelidir. değerlendirme 5018 sayılı Kanun'da; İdare faaliyet raporlarının TBMM'ye Sayıştay tarafından sunulacağı hükme bağlanmıştır. Bu raporlar, kuruluşlardaki birim faaliyet stratejik planlama ve harcama yetkilisi tarafından, performans programları uyarınca yürütülen faaliyetleri, belirlenmiş performans göstergelerine göre hedef ve gerçekleşme durumu ile meydan·a birim gelen sapmaların nedenlerini açıklayacak şekilde düzenlenen raporları dikkate alınarak hazırlanacaktır. İdare Faaliyet Raporları 5018 sayılı Kanunla getirilen yeni bir düzenleme olmakla birlikte, 832 sayılı Sayıştay Kanununun ek 2. maddesi ve çeşitli maddelerinde yer alan raporların TBMM'ye sunulması ve burada nasıl bir işleme tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanun 'un ek 1O. maddesi de Sayıştay denetimine. tabi kuruluşlarda Sayıştay tarafından yapılacak verimlilik ve etkinlik değerlendirilmesiyle ilgili hususlar Bu çerçevede bazı kamu kurumları hakkında Sayıştay tarafından hazırlanarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'n~ sunulmuş raporlar bulunmaktadır. Bu Raporlar Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından, bu tür raporların değerlendirilmesiyle ilgili hususlarda sonuç doğurmaya yönelik açık bir düzenleme bulunmadığından, amacına uygun bir şekilde düzenlemiştir. sonuçlandırılamamaktadır. 243 Genel Faaliyet Raporu ve Mahalli İdareler Faaliyet Raporu da 50 ı 8 sayılı Kanunla getirilen yeni bir düzenlemedir. Kanunda; kuruluşların idari faaliyet raporları, genel faaliyet raporu ve dış denetim raporlarına göre Sayıştay tarafından hazırlanan raporun TBMM'ye sunulması hükme bağlanmıştır. Mahalli İdareler Faaliyet Raporu ise İçişleri Bakanlığı 'nca bu raporlar üzerine değerlendirme raporu hazırlanarak Sayıştay'a gönderilecek ve bu raporun Sayıştay tarafından değerlendirilmesinden sonra, mahalli idareler faaliyet raporu olarak TBMM'ye sunulacaktır. Denetimin kapsamını genişleten ve -50 ı 8 sayılı Kanun ile getirilen diğer önemli bir düzenleme ise gelir ve giderleri etkileyecek kanun tasarılarının değerlendirilm'esi sürecidir. Esasen 3067 sayılı Kanunun 3. maddesinde, TBMM Komisyonları 'nın kendilerine havale edilen kanun tasarısı ve teklifleri ile bu tasarı ve teklifler üzerinde verilen değişiklik önergelerini, Kalkınma Planına uygunluk bakımından da incelenmesine, Plan ve Bütçe Komisyonu'nun kamu harcama veya gelirlerinde artış veya azalış gerektiren kanun tasarı veya teklifleri veyahut sadece belli maddeleri, bu niteliği taşıyan tasarı veya tekliflerini de incelemesine yönelik düzenleme yapılmıştır. 50ı8 sayılı Kanun'da; merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin kamu gelirlerinin azalmasına veya kamu giderlerinin artmasına neden ~lacak ve kendilerini yükümlülük altına sokacak kanun tasarılarının getireceği mali yükü, ödenek türleri itibarıyla orta vadeli program ve mali plan çerçevesinde, en az üç yıllık dönem için hesaplayarak tasanlara eklemelerini, sosyal güvenliğe yöneİik kanun tasarılarında ise en az yirmi yıllık aktüeryal hesaplara yer verilmesini ve ayrıca, bu kanun tasaniarına Maliye Bakanlığı ile ilgisine göre DPT Müsteşarlığı veya Hazine Müsteşarlığı 'nın görüşlerinin de eklenmesini hükme bağlayan düzenleme yer almaktadır. 50ı8 sayılı Kanun'da öngörülen düzenleme ile 3067 sayılı Kanundaki mevcut düzenlemenin birlikte ele alınarak yeniden düzenlenmesi yararlı olacaktır. Zaten kalkınma planı anlayışından vazgeçilen bir noktaya gelinmiştir ve 3067 sayılı Kanun 'un bir değişikliğe ihtiyacı vardır. 244 SONUÇ Montesquieu 'nun erkler ayrı lı ğı düşüncesinin modern devletleri şekillendirmeye başlaması ve parlamenter demokrasiteri n oluşmasıyla birlikte bu ayrım modern devletlerin anayasalarında yer almış ve teorik düzlemde erklerin kurumsallaşma süreci bir anlamda tamamlanmıştır. Teorik düzlemde kurumsallaşmış ancak pratik düzlemde bir kurumsallaşma süreci ve ihtiyacı içerisinde bulunan çağdaş parlamentolar için komisyonlar, parlamentonun fonksiyonlarını en iyi şekilde yerine getirilebilmesi ve kurumsallaşma sürecine yaptıkları katkılar bakımından vazgeçilmez birimlerdir. Parlamentoların doğuşuna neden olan olaylar göz önünde bulundumlduğunda (bütçe hakkı ve temsilsiz vergi olmaz ilkesi) ilk ve en önemli komisyonlardan biri olan bütçe komisyonlarının, farklı şekillerde de olsa, nüvelerinin anayasal demokrasiterin oluşmasından önce modern parlamentoların öncüllerinde yerini bulabiimiş olduğu görülmektedir . Ülkemizde meşruti monarşiye geçilmesiyle birlikte kurulan parlamentonun (ayrı ayrı her iki meclisin) yaptığı ilk işlerden biri de kendi çalışmalarını yürütecek bir içtüzük hazırlamak olmuştur. İlk içtüzüklerde ismen zikredilen, kurulması ve çalışma yöntemine ilişkin kimi kurallar bulunan birkaç tane komisyondan biri de Bütçe (Muvazene-i Maliye) Komisyonu olmuştur. Bu durum, 19. yüzyıldan itibaren çağdaş bütçeleme düzeni ile kamu kesiminin tüm mali durumunun bir bütçe tasarısıyla her yıl, bütçe hakkının asıl sahibi olan parlamentolara sunulması geleneğinin sonucu olarak ve parlamentonun bu hakkını yürütmeye devrederken gerekli ve ayrıntılı bir inceleme yaparak verilen yetkinin sınırlarının tespitinin ve yürütmenin sorumlu tutulabilmesinin mümkün kılınabilmesinin bir gereği olarak ortaya çıkmıştır. Ancak ilk parlamentomuzda bu kaygıyı güden ve tam da bu anlama karşılık gelen bir durum olduğunu söylemek güçtür. Çünkü ülkemizde parlamenter sisteme mücadeleler sonucunda geçilmemiş, parlamento modernleşmede örnek alınan Batı kurumlarının uyartanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ancak Bütçe Komisyonu parlamentonun olduğu her dönemde var olmuş ve ayrıcalıklı düzenlemeler e konu yapılmıştır. İlk ulusal parlamentomu zun kurulduğu olağanüstü koşullar içinde bile bu farklılık ortaya konmuştur. 245 Ülkemizde bütçe hakkının gerçek anlamını kazanmasının başlangıcı, .Parlamenter demokrasi anlayışına uygun olarak, anayasal erkler ayrılığı sisteminin ilk kez hayata geçirildiği 1924 Anayasa'sı olar~k gösterilebilir. Demokratik parlamenter sistemin alt kurumsal yapıla~alarına ilişkin pek çok mekanizma bu Anayasa'da yerini bulmuştur. Dolayısıyla Bütçe Komisyonu '~un asıl işlevini de bu tarihten sonra. yerine getirmeye başladığını söylemek yanlış olmaz. Komisyonlar parlamentoların kendi iç örgütlenmesini ve çalışma düzenini belirleyen içtüzüklerde yer almaktadırlar. Ancak parlamentonun işleyişine ilişkin olan pek çok kural gibi Bütçe Komisyonu 'na ilişkin düzenlemeler de 1960'tan sonra anayasalarımızda yer almaya başlamıştır. Bütçe hakkının kullanımının önemi dolayısıyla Anayasa'da Komisyona ilişkin düzenleme yapıldığı iddia edilebilir. Ancak bu düzenleme parlamentonun görev alanının korunmasına yönelik olarak değil, yürütmenin parlamento k;arşısında güçlendirilmesi ve temel iş görme aracı olan bütçenin parlamentoda rahatlıkla onanmasına olanak tanımak amacıyla yapılmıştır. Zira Komisyon 'un oluşumunda iktidar grubu/grupianna sayısal olarak mutlak üstünlük tanınmıştır. Bu çalışmada anayasalarda yer alan BütÇe Komisyonu 'na ilişkin düzenlemeler sorguianmış ve yapılan düzenlernelerin Komisyon 'un üstünlük kazanmasının baş ni da gelen nedenlerden biri olduğu tespitinde bulunulmuştur. Esas itibariyle ~arlamentonun görev alanına ilişkin olarak böyle bir düzenleme yapmak da çok anlamlı değildir. İşin doğası gereği parlamentolar bütçe hakkından kaynaklanan güce sahiptirler ve anayasalarda teminat altına alınmaları bu hakkın kullanımını güçlendirmez. Parlamentolar teorik olarak güçlerini istedikleri . gibi kullanabilirler. Tam tersine . düzenlemeler bu gücü kısıtlamaya yönelik olarak yapılmıştır. Ancak yapılan düzenlemeleri de doğal karşılamak gerekmektedir. Parlamenter demokrasilerde yürütme yasamanın içinden çıkmaktadır. Yumuşak erkler ayrılığının uygulanmasıyla da bu iki erk arasındaki katı ayrım ortadan kalkmaktadır. Ancak zamanla yumuşak erkler ,ayrılığının uygulaması yürütmenin lehine bir şekilde gelişerek hükümet biçimlerine göre az ya da çok değişmekle birlikte yasamanın yürütmenin tahakkümü altına girmesine neden olmuş, parlamentoyu tabi hale getirmiştir. 246 Bütçe Komisyonu 'nun hangi amaçla olursa olsun anayasal bir dayanağa sahip olması, anayasa hükümlerine dayanılarak Komisyon 'un işleyişine etki edecek bir takım düzenlernelerin de kanunlarla yapılması Komisyon 'u diğer komisyonlara karşı hem hukuken hem de Meclis içindeki uygulamaların da etkisiyle fiilen güçlü ve üstün bir duruma getirmiştir. Komisyon 'un güçlenmesinde ak çalı kaynakları yönlendirme yetki ve imkanının olması da önemli ölçüde etkili olmuştur. Belirtilen nedenler Komisyon 'un parlamenterler için de ilgi çekici bir komisyon haline gelmesi neticesini doğurmuştur. Çalışmada bu sürecin nasıl geliştiğine ilişkin kapsamlı değerlendirmeler yapılarak bu sonuca ulaşılmıştır. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun ayrıcalıklı hale gelmesini ve üstünlük kazanmasını sağlayan bir geçmişe sahip olması ve günümüzde de ayrıcalığını devam ettiriyor olması sorumluluğunu da artırmaktadır. Komisyon 'un görüştüğü işlerin sayıca artmış olması Komisyon 'un iş yoğunluğunu artırmakta ve işlerin detaylı bir şekilde incelenememesine sebep olmaktadır. Oysa, komisyonlar her şeyden önce kanun yapma faaliyetlerinin inceleme sathasında görev yapmaktadırlar. Sağlıklı ve ülkenin yararına olarak uzun süre yürürlükte kalan kanunlar iyi bir inceleme sathasından sonra kabul edilen kanunlardır. İnceleme sathasına gereken önemin verilmemesi; kanunların aceleci bir yaklaşımla ve pek çok eksikle kabul edilmesi yanında, kısa sürede değişiklik ihtiyacını gerektirir. Yaptığımız çalışmada istatistiki bilgilerden de yararlanmak suretiyle Komisyon 'un iş yoğunluğu nedeniyle inceleme aşamasına gereken önemi veremediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu önemli aşamaya gereken önemin verilemernesi ise TBMM tarafından kabul edilen kanunların Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri gönderilmesine veya kanunlarda kısa zamanda değişiklik yapılmasına neden olmaktadır. Böylece aynı işlerle hem parlamento zamanını boşa harcanmakta hem de bu çalışmaların sonucunda ortaya gereksiz maliyetler çıkmaktadır. Çizilen olumsuz tabloya karşın iş yoğunluğu komisyonun tecrübesi ve birikimini de artırmıştır. Komisyon'a sornınluk yükleyen asıl nokta belki de burasıdır. Komisyon, görüştüğü işlerin çeşitliliği nedeniyle kamu yönetiminin yapısını ve işleyişini iyi tanımakta, bürokrasi içindeki güç dengelerini gözlemlernekte ve çıkar çatışmaianna tanık olmaktadır. 247 Komisyon_ kazanmış olduğu birikim ve tecrübeyi, kanun tasarı ve teklifleriyle düzenlenmesi öngörülen konuların arkalarında yatan gerçekleri de görerek bu konuların, bürokrasinin etkisinde fazla kalmadan ve parlamentonun kendisinden beklenen yansızlığı yansıtır şekilde, kamu yararına uygun olarak karara bağlanmasında kullanmak sorumluluğunu yüklenmektedir. Tabi ki parlamento sorumluluğunun bilincindedir ve ülke menfaatleri için hizmet etmek gibi bir misyonu bulunmaktadır. Ancak nadir de olsa her zaman aynı duyarlılık ve sorumlulukla hareket edildiğini söylemek güçtür. Bunun en önemli sebeplerinde biri bugün en çok eleştirilen konulardan birisi olan parlamentonun istenilen düzeyde kurumsaliaşamamış olmasıdır. Profesyonel çalışma daha çok komisyonlard a yürütülmekte ve yürütmeyle olan ilişkiler komisyonlarda şekillenmektedir. Gerek Plan ve Bütçe gerekse diğer ihtisas komisyonlarında sahip olunan birikim ve tecrübenin kuruınsallaşmaya katacağı önemli şeyler bulunmaktadır. Komisyon üzerindeki aşırı yüke rağmen görevlerini yapmaktadır. Karara bağladığı işler ve bunların kanunlaşma oranları dikkate alındığında bu yargı daha iyi anlaşılacaktır. Gerek içtüzükten gerekse yapılanmadan kaynaklanan birtakım sorunların çözüme kavuşturulması Komisyon 'un daha iyi ve verimli çalışması sonucunu doğuracaktır. Her şeyden önce Komisyon'un görev alanının çok iyi tanımlanması gerekmektedir. Bütün mali konulara ilişkin düzenlemeler, daha basit bir şekilde söylenecek olursa içinde para bulunan bütün kanun tasarı ve teklifleri, Plan ve Bütçe Komisyonu 'na havale edilmektedir. Mali alana ilişkin bir düzenleme yapan bir kanun tasarı veya teklifi de, içinde birkaç tane mali hüküm bulunan ve genel itibariyle başka bir ihtisas komisyonunun görev alanına giren büyük hacim li kanun tasarı ve teklifleri de Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda görüşülüp karara bağlanmaktadır. Böylece diğer komisyonların görev alanına müdahale edilmesi gibi bir sonuç doğmaktadır. Asıl sorun tali komisyonlada esas komisyonların görev alanının İçtüzük'te açık bir şekilde tanımlanmamış olması ve tali komisyonların görüşlerinin esas komisyonlar ıçın bağlayıcı olmamasından İçtüzük çerçevesinde normal olan, bir ihtisas komisyonu_nun görev alanına giren bir tasarı veya tekiitin ilgili komisyonca kaynaklanmaktadır. 248 esas komisyon olarak görüşülmesidir. İçinde birkaç tane mali hüküm bulunan bir tasarı veya tekiitin Plan ve Bütçe Komisyonu'na havale edilmesi yerinde değildir. Ancak, Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun tali komisyon olarak tayin edilmesi ve yalnızca mali nitelikte olup kamu gelir ve giderlerinde artış veya azalış gerektiren maddeleri görüşerek yalnızca bu maddeler hakkında karar vermesi durumunda da, karara bağlanan bu maddeler esas komisyon için bağlayıcı nitelikte olmamaktadır. Esas komisyonun, Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görüşünü benimsememek gibi bir imkanı bulunmaktadır. Bu durum da Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun görev alanına müdahale olarak kabul edilmektedir. Havale prosedürünü net bir biçimde düzenleyen, komisyonların görevlerine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler içeren mevzuat olmaması komisyonlar arası görev ve yetki çatışmasının en önemli sebeplerinden birisidir. Tüm bu sorunların ayrıntılı bir şekilde düşünülerek tek bir mevzuat içinde düzenlenmesi ve bunun yerinin İçtüzük olması gerekmektedir. Komisyon'un, görevlerini yerine getirirken en çok yararlandığı çalışma yöntemi, İçtüzük'te veya herhangi bir hukuki metinde düzenlemesi bulunmayan alt komisyon çalışmalarıdır. Alt komisyon çalışmalarının yararı Komisyon'un bütün üyelerinin komisyon olarak toplanarak yapma imkan ve zamanı olmayan çalışmaları yürütmesidir. Kanun tekliflerinin görüşülmesi nadir rastlanan bir durumdur. Üstelik çoğu kanun teklifi de birkaç maddeden ibaret bulunmaktadır. Komisyon daha çok kanun tasarılarını görüşmektedir. Bu sebeple ağırlıklı . olarak kanun tasarılarının görüşülmesi için alt komisyona ihtiyaç duyulmaktadır. Gerek teklifler gerekse tasarılar hem teknik hem de hukuki olarak pek çok aksaklıkla ve iç tutarlılıktan yoksun olarak Meclis' e sunulmakta, tasarıların bir kısmı ise Bakanlar Kurulu 'nun gelmesine rağmen hükümet içerisinde yeterli uzlaşma imzasıyla sağlanmadan gelmektedir. iç tutarlılıktan yoksun olması ve diğer düzenlemelerle çelişkili hükümler içermesi son dönemlerde daha çok karşılaşılan bir durum haline gelmiştir. 2000 yılından itibaren uygulanan istikrar programının gerektirdiği yapısal dönüşümlerin ekonomik krizierin ortaya çıkmasıyla aciliyet kazanması tasarıların hazırlanmasındaki tutarsızlıklarıo ve teknik aksaklıkların en önemli sebeplerindendir. Kısa süre içerisinde birkaç Tasarıların 249 değişiklik geçirmiş olmaları, kanuniann içsel tu.tarlılıktan yoksun olduğunun en önemli göstergesidir. Nitekim 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu 6, 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu ihale Kanunu 4 kez değişikliğe uğramıştır. 70 maddeden oluşan Kamu ihale Kanunu 'nda 30.7.2003 tarihli ve 4964 sayılı Kanunla toplam 51 değişiklik yapılmıştır. Kimi durumlarda hükümet içerisinde yeterince uzlaşma sağlanamamasında da uygulanan istikrar programının kamu mali sisteminde disiplin sağlamaya yönelik zorlayıcı etkisi bulunmaktadır. Çoğunlukla istikrar programının sonucu olarak, kısa süre içerisinde ve çok sayıda kanunun kabul edilmesi gereği parlamentonun yükünü artırarak yürütmenin yapması gereken teknik çalışmalann parlamentoda yapılması sonucunu doğurmuştur. Dolayısıyla Plan ve Bütçe Komisyonu, bir uzlaşma zemini oluşturmak pek çok teknik aksaklıkla gelen kanun tasanlarını düzeltmek durumunda kalmaktadır. 2004 yılında bir tasarının görüşmeleri esnasında tasarının çok fazla teknik yanlışlıklar içerdiği yönündeki bir eleştiriye ilgili bakan; "Nasıl olsa bu tür aksaklıklar Plan ve Bütçe Komisyonu'nda giderilir." şeklinde bir cevap vermiştir. Yukarıda belirtilen gerekçelerden dolayı alt komisyon çalışmalan zorunlu ~ale gelmiştir. Komisyonlar esasen araştırma ve inceleme safhasında ön planı çıkarlar. Açıklanan nedenlerle bu safha ancak alt komisyon çalışmalarında tam anlamıyla tamamlanabilmektedir. Nasıl ki komisyonlar kalabalık genel kurulların zaman darlığı ve benzeri nedenlerle yapamayacakları işler için genel kurala niyabeteİı görev yapmak için oluşturulmuşlarsa, alt komisyonlar da aynı gerekçelerle oluşturulmaktadır. Çalışma içerisinde de ayrıntılı bir biçimde bahsedildiği üzere alt komisyon çalışmalan milletvekilleri ıçın pek çok sakıncaları beraberinde getirmektedir. Bunlardan en önemlisi ise Genel Kurul çalışmalanndan muaf olmamalandır. Çünkü alt komisyon çalışmalan gayriresmi çalışmalardır ve komisyon üyelerinin Genel Kurul çalışırken ah komisyon çalışmalanna katılmalan çeşitli sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Bütün bu hususlar gözetilerek alt komisyon çalışmalarının İçtüzük'te düzenlenmesi kanun yapma faaliyetlerinin ve kanuniann niteliğini artıracaktır. Ayrıca alt komisyon çalışmalanna teknik destek sağlayan personelin de 250 güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmalarda siyasi mülahazalardan çok teknik hususlar ön plana çıkmakta ve bilgilenme ihtiyacı daha önemli hale gelmektedir. Bunun yolu Meclis içinde görev yapan yasama uzmanlarının gerek nicelik gerekse nitelik bakımından geliştirilmesinden geçmektedir. Üzerinde durulması gereken diğer bir konu ise kanun tasarılarının hazırlanmasında kamuoyunun görüşlerinin dikkate alınması ve ilgili tüm tarafların hazırlık sürecine dahil edilmesidir. Bu husus ülkemizde çoğunlukla ihmal edilmektedir. Bu yönde yapılan girişimler de yalnızca ilgililerin görüşlerinin alındığının söylenebilmesi amacını taşımaktadır. Bilindiği gibi lobicilik faaliyetleri daha çok ABD gibi Başkanlık Sistemi 'nin geçerli olduğu ülkelerde yaygın bulunmaktadır. Ülkemizde ise güçlü çıkar gruplarının tasarıların hazırlık aşamasında hükümet nezdinde etkili olduğu bilinmektedir. Etkili olan gruplar daha çok ekonomik menfaatler etrafından toplanmış baskı ve çıkar gruplarıdır. Yeterli gücü bulunmayan baskı ve çıkar grupları ise ancak parlamentodaki görüşmelere katılmak suretiyle çalışmaktadır. açıklamaya görüşlerini ve duyurmaya Çalışmamızda, baskı ve çıkar gruplarının parlamentoda hangi faaliyetleri yürüttükleri incelenerek, hangi aşamalarda daha etkin oldukları üzerinde durulmuştur. Ortaya çıkan sonuç ise; Komisyon' da daha etkin oldukları ve belli isteklerini kabul ettirebildikleri, Genel Kurul aşamasında ise çok sınırlı olarak etkili olabildikleridir. Komisyon toplantılarına katılıp seslerini duyurabilmeleri ise komisyon başkanlarının takdirine kalmıştır. seslerini Parlamentonun belli gruplarla değil, genel olarak geniş halk kesimlerinin çıkarları doğrultusunda faaliyette bulunan gruplarla daha sıkı ve yakın temas içinde bulunması gerekmektedir. Demokrasi yalnızca vatandaşların seçimlerde oy kullanmak suretiyle demokratik haklarını kullanması değildir. Demokratikleşmenin en önemli şartlarında biri, parlamento özelinde, doğrudan vatandaşların veya geniş toplum kesimlerini temsil eden grupların karar alma süreçlerine müdahale etme şans ve imkanlarının olması ve buna ilişkin mekanizmaların kurulmasıdır. Çünkü seçmenierin birinci derece vekilieri olan parlamento üyeleri siyasi sorumluluk zincirinin birinci aşamasında yer almaktadırlar. Bu sürecin ve etkileşimin sürekli bir hal alması ise bu katılımın kurumsallaştırılmasından 251 geçmektedir. Kurumsallaşmanın gerçekleştirilmesi parlamentonun konulardaki duyarlılığını daha da artıracak ve dinamik tutacaktır. bu Parlamenter demokratik sistemin en önemli özelliklerinden birisi yasama-yürütme arasında kurulmuş olan karşılıklı denge ve fren sistemidir. Bu sistem; yürütmenin yasama tarafından denetlenmesi, bu denetimin sonucu olarak gerektiğinde bakanların siyasi sorumluluğu yoluna gidilebilmesi ve güvenoyu verilmeyerek hükümetin düşürebilmesi, buna karşın da yürütmenin yasama organını feshetmesi şeklinde somutlaş­ maktadır. Yasama denetiminin en önemli unsurlarından birisi mali denetimdir. Bu denetim parlamentonun bütçe hakkını kullanmasının tezahürü şeklinde ortaya çıkmaktadır. Parlamento belli bir dönem için gelirlerin toplanması ve harcamaların yapılması izin ve yetkisini yürütmeye vermektedir. Millete hesap verecek ve millet adına da siyasi olarak bunun hesabını soracak olan kurum parlamentodur. Yürütme organı vatandaşlardan toplanan vergilerin ve bu vergiler sonucu elde edilen gelirlerin nereye harcandığının hesabını parlamentoya vermek durumundadır. Bütçelerin kanun şeklinde onanınası ise bu yetkinin kullanımında kolaylık sağlamaktadır. Bütçe aslında bir sözleşmedir ve bu sözleşmede esas ve usullerin, verilen yetki ve iznin çerçevesi belirlenmektedir. Verilen yetkinin yerinde kullanılıp kullanılmadığını ise kesinhesap kanunları göstermektedir. Bütçe ve kesinhesap kanunları arasında tutarsızlık çıkması durumunda yasama organı yürütme organının sorumluluğu yoluna gide_bjlecektir. Parlamentonun işin doğası gereği sahip bulunduğu bu yetkinin kullanılmasında bütçe kanununun fonksiyonu yürütmenin sorumluluğunun çerçevesini çizmesidir. Bütçe kanunu bütçe hakkını güçlendirİcİ değil, bu hakkın en iyi şekilde kullanılmasının bir aracıdır. Bütçe ve kesinhesap kanunlarının varlığı denetim yetkisini doğurmamakta, ancak kullanımını kolaylaştırmaktadır. Parlamento bu belgeler üzerinden bütün devleti (harcamacı kuruluşları, harcama alanlarını ve gelir kaynaklarını) görebilme, böylece sorumluluk alanını tespit etme olanağına sahip olmaktadır. Ancak gerek bütçe gerekse kesinhesap aracılıyla etkin bir parlamenter denetim gerçekleştirildiği söylenemez. Bu araçların etkin bir şekilde kullanımına yönelik talepler yükselmiş ve ülke gündemine girmiş bulunmaktadır. 252 Parlamentonun kamu kaynaklarının kullanımı ile ilgili olarak yürütme organına vereceği yetkinin sınınnın ne olacağı ve bu yetkinin sonuçta nasıl kullanılacağının değerlendirilmesi, parlamentonun etkinliği açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda yönetim biçimi ne olursa olsun tüm ülkelerde parlamentoların özellikle bütçe sürecinde etkinliğinin artırılması temel bir reform ögesi olarak değerlendirilmektedir. Parlamentonun bütçe üzerindeki doğrudan etkinliğini ifade eden bu süreçte ülkemizde de gerek Plan ve Bütçe Komisyonu gerekse Genel Kurul 'un etkinliğinin artırılması gerekmektedir. Parlamentonun doğrudan etkinliğinin artırılması amacıyla; bütçe kapsamının kamusal faaliyetlerin tamamını yansıtacak bir biçime dönüştürülmesi ve millete hesap verme yükümlülüğünün sağlanması, Meclis'in, geçmişteki bütçe uygulamaları sırasında zayıflayan bütçe hakkını etkin bir şeklide yeniden kullanması, harcamacı kuruluşlara uygulamada tanınan esnekliklerin etkin bir şekilde denetlenmesi, hesap verme sorumluluğunun geliştirilmesi ve buna ilişkin yaptırım mekanizmalarının oluşturulması gerektiği yönündeki görüş ve eleştiriler yıllardan beri dile getirilmektedir. 50 ı 8 sayılı Kanun bu eleştirilerin pek çoğuna yanıt verecek nitelikte hazırlanmıştır. Nitekim eleştiriler Kanun'un yapılış sürecini de doğrudan etkilemiştir. Bu Kanunla yürütmenin hesap verme sorumluluğunun gerçekleştirilmesi amacıyla parlamentonun sahip olduğu yetkileri daha da etkili kullanmasını sağlayacak enstrümanlar getirilmiştir. 50 ı 8 sayılı Kanun' da TBMM ile ilgili yapılan düzenlemeler değerlendirildiğinde, TBMM'nin bütçe hakkını tam olarak kullanabilmesi için Kanun'da TBMM'ye sunulması öngörülen; a) Bütçe kanunu tasarısı ile eklerinin, b) İdare faaliyet raporlarının, c) Genel faaliyet raporunun, d) Mahalli idareler faaliyet raporunun, e) Kesinhesap kanunu tasarısı ve eklerinin, 253 f) Genel uygunluk bildiriminin, g) Mali h) Dış İstatistiklerin değerlendirilmesinin ve denetim genel değerlendirme raporunun, İlgili komisyonlarda ve Genel Kurul' da görüşülmesi ve değerlendirilmesine yönelik esas ve usullere açıklık getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu kapsamda, gelir ve giderleri etkileyecek kanun tasarılarının değerlen­ dirilmesi süre_eine de açıklık getirilmesin de yarar görülmektedir. Bu raporların ve diğer dokümanların hazırlanması ve görüşülme­ sinde yasama-yürütme arasındaki iletişimi güçlendirecek ve değerlendirme sürecinin bütünlüğünü sağlayacak ortak bir yaklaşım benimsenmelidir. Gelen raporların nasıl bir sistematik süreç içerisinde Meclis'in süzgecinden geçeceği belli değildir. Raporların içeriğinin nasıl oluşturolacağına yönelik ikincil mevzuat yürütme tarafından hazırlanmadığı için bu belirsizlik devam etmektedir. Yeni sistemin istenen düzeyde uygulanması arzulanıyorsa yürütmeye, yasamadan daha fazla sorumluluk düşmektedir. Yürütmenin üzerine düşeni yapmaması veya sürekli ertelemesi, uygulamaya açıklık kazandıracak ikincil mevzuatın hazırlanmaması parlamentonun alacağı pozisyonu, kendi iç çalışmalarına ilişkin olarak yapacağı düzenlemeleri ve bütçe sürecine katılımını olumsuz etkileyecektir. 5018 sayılı Kanun 'un faaliyet raporları ve kesinhesap kanunu ile ilgili hükümleri kapsayan 41 ve 42. maddeler değerlendirildiğinde, TBMM'nin bütçenin kanunlaşmasından, kesinhesabın tamamlanmasına kadar geçen süreçte önemli işlevler üstlendiği görülmektedir. Bu TBMM'nin bütçe hakkını kullanmasının da gereğidir. Kanun'un ~~Kamu mali yönetimi Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkına uygun şekilde yürütülür" şeklindeki 3. maddesinin (d) bendi hükmü bütçe hakkına verilen · önemi açıkça ortaya koymaktadır. 5018 sayılı Kanun' da; mevcut bütçe sistemine yöneltilen eleştiriler ile dünya uygulamaları da dikkate alınarak, TBMM'nin bütçe sürecindeki etkinliğini ve politika belirlemedeki rolünü belirginleştirmeye yönelik olarak a) Vergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ile benzeri uygulamalar 254 nedeniyle vazgeçilen kamu gelirleri cetvel inin, b) Kamu borç yönetimi raporunun, c) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin son iki yıla ait bütçe gerçekleşmeleri ile izleyen iki yıla ait gelir ve gider tahminlerinin, d) Mahalli idareler ve sosyal güvenlik kurumlarının bütçe tahminlerinin, e) Kamu İktisadi teşebbüsleri ile kamu şirketi niteliğindeki kuruluşlar hariç, merkezi yönetim kapsamındaki idarelerin, hizmet amaçlarıyla ilgili olan diğer kurum ve kuruluşlardan Maliye Bakanlığınca belirlenecek olanların bütçe tahminlerinin, t) Merkezi yönetim kapsamında olmayıp, merkezi yönetim bütçesinden yardım alan kamu idareleri ile diğer kurum ve kuruluşların listesinin, merkezi idare bütçe kanunu tasarısı ile TBMM'ye sunulmasını hükme bağlayan düzenlemeler yapılmıştır. Böylece bütçe kapsamı dışında kalan pek çok dalaylı ve dolaysız harcama alanı bütçe kapsamına alınmaktadır. Ancak, bu dokümanların TBMM tarafından nasıl ele alınacağı hususunda uygulamaya yönelik . düzenlemelere, 5018 sayılı . Kanun'da yer verilmemiştir. Henüz uygulama yaşanmamış olduğu için nasıl bir sonuç ortaya çıkacağı da kestirilememektedir. Mevcut durumda Anayasa'nın 162. maddesine göre oluşturulan Plan ve Bütçe Komisyonu'nun görevleri kısaca şöyle özetlenebilir: a) Bütçe ve kesinhesap kanun tasarıları ve eklerinin, b) 3067 sayılı Kalkınma Planlarının Yürürlüğe Konması ve Bütünlüğünün Korunması Hakkında Kanun doğrultusunda 5 Yıllık Kalkınma Planları ile TBMM Başkanlığınca kalkınma planları ile ilgili görülerek Komisyona havale. edilen kanun tasarısı veya tekliflefinin, c) Kamu harcama veya gelirlerinde artış veya azalış gerektiren kanun tasarı veya tekliflerinin görüşülmesi ve d) Sayıştay başkan veya üye seçımının yapılmasıdır .. Ayrıca; Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı ile Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar tarafından kendi faaliyet konularıyla ilgili Plan ve Bütçe Komisyonu 'na bilgi sunulmaktadır. 5018 sayılı Kanuna göre; yukarıda belirtilen iş hacmine ek olarak; idareler faaliyet raporları (5018 sayılı kanun kapsamında olan idarelerden ayrı ayrı olmak üzere), bütçe kanunu tasarısı ile sunulan yeni dokümanlar, genel faaliyet raporu, mahalli idareler faaliyet raporu, kesinhesap kanunu tasarısı ile sunulması öngörülen yeni dokümanlar, mali İstatistiklerin 255 değerlendirilmesi, dış denetim genel değerlendirme raporu, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda değerlendirilecektir. Bu işlerin Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun iş yükünü, mevcudun üç katı kadar artıracağı tahmin edi Imektedir. Başta genel uygunluk bildirimi olmak üzere kesinhesap kanunu tasansının 5018 sayılı Kanun' da belirtilen ve bütçe görüşmelerine dayanak teşkil edecek diğer raporlarla birlikte ele alınarak görüşülmesi hakkında da ayrıntılı bir görüşme prosedürü öngörülmemiştir. Kanun' da yalnızca bu raporlarla genel uygunluk bildiriminin TBMM komisyonlarında öncelikli olarak görüşüleceği belirtilmiştir. Görüşıne esas ve usulleri belirlenınediği takdirde Komisyon 'un etkili bir performans gösteremernesi sonucu doğabilecek ve bundan önce olduğu gibi kesinhesaplara gereken önemin verilmemesine, sunulacak yeni dokümanların ise pek çok bilgi içeren yığınlara dönüşmesine yol açabilecektir. Bütçenin denetim fonksiyonunun gereği gibi yerine getirilebilmesi için diğer ihtisas komisyonlarının da sürece dahil edilmesi gerekmektedir. 5018 sayılı Kanun 'un lafzından da diğer komisyonların sürece dahil edilmesi gerektiği sonucu çıkmaktadır. Böylece Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun iş yükü azalacak ve kendinden beklenen temel görevleri (makro ekonomik ve sosyal yapı, mali disiplin gibi) yerine getirmesi mümkün hale gelecektir. Ayrica, kamu kurum ve kuruluşlannın hizmet gerekçelerinin, stratejik amaç ve hedeflerinin analizi teknik komisyonlar tarafından daha iyi yapılabilir. Çünkü; ihtisastaşmak esas olduğuna göre bu komisyonlar karşılıklı olarak kuruldukları bakanlıklar ve bu bakanlıklara bağlı ve ilgili kuruluşların görev alanına ilişkin olarak belli bir bilgi ve tecrübe sahibi olan ve bunları iyi tanıyan üyelerden oluşmaktadır. Ayrıca kurum ve kuruluşların ihtiyaç duyduklan kanunlar ilgili ihtisas komisyonlarında görüşülerek kanunlaşmaktadır. Dolayısıyla bakanlıklarla, bakanlıklara bağlı kurum ve kuruluşların görev alanları, görev tanımları, hizmet öncelikleri ve kapasiteleri, strateji ve hedefleri bu komisyonlarca daha iyi takip edilebilmekte ve bilinmektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun ise 256 maliyetler ve finansal dengeler açısından işi sonlandıracak komisyon olması gerekınektedir. Ödenek büyüklüklerin görüşülmesi ve belirlenmesi yetkisi Plan ve Bütçe Komisyonu 'nda kalmak kaydıyla bakanlıkların ve bunların bağlı ve ilgili kuruluşlarının bütçelerinin karşılıklı olarak kuruldukları diğer ihtisas komisyonlarında görüşmesi yerinde bir uygulama olacaktır. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun yalnızca kendi görev alanına giren (karşılıklılık esas alınmak suretiyle) kurum ve kuruluşların bütçelerinin hizmet analizlerini ve gerekliliklerini, strateji ve hedeflerini görüşmesi doğru olan uygulamadır. Örneğin Bayındırlık Bakanlığı bütçesinin yalnızca ödenek tavanları, Plan ve Bütçe Komisyonu mali dengelerin sağlandığı ve bütçe büyüklüklerinin bu dengeleri gözetecek şekilde bağlandığı komisyon olduğu için, Plan ve Bütçe Komisyonu 'nca belirlenmelidir. Ödenekler arasındaki dağılımın ise bu Bakanlığın ihtiyaçlarını daha iyi tespit edebilecek ve yönlendirebilecek, en azından teknik yönden daha olumlu katkı sunabilecek durumda olan Bayındırlık, imar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'nca gerçekleştirilmesi daha yerinde olacaktır. İdareler faaliyet raporlannın görüşülmesi işi de bu komisyonca yerine getirildiği takdirde ilişki daha net bir şekilde kurulabilecektir. Sorunlar görülerek, ilgili kurum ve kuruluşların ihtiyaçlarının tespiti ve çözümü ilgili komisyonda daha kolay olacaktır. Kısaca belirtmek gerekirse parlamentonun bütçe denetimi konusundaki etkenliğinin artırılabilmesi diğer ihtisas komisyonlarının da sürece dahil edilmesiyle mümkün hale gelecektir. Hazırlık sürecinin· TBMM açısından tamamlanması bakımından Kanun' da öngörülen mali yönetim ve kontrol sistemine uyum sağlanınası amacıyla TBMM İçtüzüğü 'nde gerekli değişikliklerin en kısa sürede yapılması gerekmektedir. 501 8 sayılı kaynakları üzerindeki denetim yetkisini tam olarak gerçekleştirilebilmesi için Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun yukarıda belirtilen faaliyetleri etkili bir şekilde yürütmesini sağlamaya yönelik hukuki ve idari alt yapının oluşturulması gerekmektedir. Bu amaçla, Komisyonun 50 18 sayılı Kanun' da belirtilen faaliyetleri nasıl TBMM'nin kamu 257 ve bunları hangi mekanizmalada gerçekleştireceğine açıklık getiren kanuni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bu düzenlemeler altematifli olarak genel hatları ile aşağıdaki şekilde açıklanabilir. sonuçlandıracağına Plan ve Bütçe Komisyonu bünyesinde; alanlarında uzman üyelerden oluşan daimi üç adet alt komisyon oluşturulmasına yönelik yasal düzenleme yapılması yararlı olacaktır. Bunlar; tasansı ile birlikte TBMM'ye sunulan değerlendirecek Bütçe Tasarıları Alt Komisyonu, a) Bütçe dokümanları b) ( 1) Faaliyet raporunun, (2) Kesinhesap kanunu tasarısı ve eklerinin, (3) Genel uygunluk bildiriminin, (4) Mali istatistikierin değerlendirilmesinin ~e ( 5) Dış denetim genel değerlendirme raporunun görüşüleceği, Faaliyet Raporlan ve Kesinhesap Kanun Tasarıları Alt Komisyonu ve, c) ilgili görülen tasarı ve teklifler ile kamu harcama veya gelirlerinde artış veya azalış gerektiren kanun tasarı veya tekliflerini değerlendirmek üzere oluşturulacak Tasarı ve Teklifler Alt Komisyonu, Kalkınma planıyla olarak sınıflandırılabilir. Son olarak kurulması öngörülen Tasarı ve Teklifler Alt Komisyonu süreklilik arz etmeyebilir ve bütçe görüşmelerinin yoğunlaştığı zamanlarda Komisyon'un takdirine bağlı olarak kurulması öngörülebilir. Bu alt komisyonların yapısı ve işleyişi ile Plan ve Bütçe Komisyonu'yla ilişkisi bir kanunla veya İçtüzükle ayrıntılı bir şekilde belirlenmelidir. Bütün bunların yapılması Komisyon'un üye sayısının artırılınasını da gerektirecektir. Ancak Komisyon 'un üye sayısının artırılması· gereği yalnızca bu önerilere ilişkin düzenlernelerin yapılması durumunda ortaya çıkmamaktadır. Herhangi bir düzenleme yapılmasa da sözü edilen raporların ve diğer dokümanların değerlendirilebilmesi için Komisyon 'un kendi içinde gayriresmi de olsa bir çalışma yürü te bilmesi (alt komisyon uygulamasında olduğu gibi) üye sayısının artırılınasını zorunlu kılmaktadır. 258 50 18 sayılı Kanunla birlikte işlevsel bir anlam kazanan bütçe ve kesinhesap kanun tasarıları ve ekieri ile Sayıştay tarafından sunulacak ' raporların TBMM' deki değerlendirme sürecine, Plan ve Bütçe Komisyonu'nun koordinatörlüğünde, diğer komisyonların da katılmasını sağlayacak düzenleme yapılması, TBMM'nin bütçe hakkını en iyi şekilde kullanabilmesi açısından önem kazanmıştır. Bu amaçla; TBMM Başkanlığı tarafından Plan ve Bütçe Komisyonuna havalesi yapılan; harcamacı kuruluşların bütçe tasarılarının, idare faaliyet raporlarının, mahalli idareler değerlendirme raporunun ve harcamacı kuruluşlarının kesinhesap kanun gibi ilgili komisyonlarda görüşülmesini sağlayacak düzenlemeler yapılması yararlı olacaktır. Bu düzenlemenin temel felsefesi, TBMM'nin kamu kaynakları üzerindeki denetiminin tasarılarının yukarıda belirtildiği etkinleştirilmesi olmalıdır. ilgili ihtisas komisyonlarında değerlendirilerek, bu komisyonların varılan sonuçları özet olarak raporlaması, bu raporların Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunulması ve kurulması önerilen alt komisyonda değerlendirilmesi şeklinde bir yöntemin benimsenmesi de mümkündür. Ayrıca bütçe, kesinhesap ve kalkınma planlarıyla ilgili olan kanun tasarı ve teklifleri (3067 sayılı Kanun 'un ayrıca ele alınıp yeniden düzenlenmesi, havale prosedürüne açıklık getirilmesi ve bu prosedürün farklılaştırılması ayrı bir konudur) dışında kalan kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek ve maliye ve ekonomiyle ilgili bakanlık ve kuruluşlarla karşılıklı olmak üzere yeni bir komisyon kurulabilir. Faaliyet --- raporlarının Özetle 5018 sayılı Kanun 'un 42. maddesinde belirtilen ve idare faaliyetlerinin bir sonuç değerlendirmesini içeren raporların görüşülmesi, tartışılması, değerlendirilmesi ve gerektiğinde izlenınesini temin etmek üzere ya yeni bir komisyon kurulması ya diğer ihtisas komisyonlarının da sürece aktif bir şekilde katılımının sağlanması veyahut da Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun üye sayısı bakımından desteklenmesi Meclis iradesine bağlı olarak gerçekleşebilecektir. Meclis'in Sayıştay yoluyla sağlamaya çalıştığı dolaylı artırmaya yönelik önlemlerin de alınması gerekmektedir. Bu etkinliğini bağlamda; 259 Sayıştay'ın yargısal işlevleri Meclis'e rapor sunulmasını aksatmamalıdır. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun kesinhesap görüşmelerinde geçmiş dönem bütçe uygulama sonuçlarının iyi bir şekilde denetlenmesini sağlamak için daha önce uygulaması olan "Sayıştay Komisyonu" gibi bağımsız yeni bir komisyonun oluşturulması yoluna gidilmesi alternatiflerden biri olabilir. Böylece Sayıştay' ca sunulan raporların bu komisyonda incelenmesi sağlanarak Plan ve Bütçe Komisyonu'nun zaman kazanması ve daha isabetli ve denetim işlevini eksiksiz yerine getirecek kararlar vermesinin yolu açılabilir. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan mali konulardaki parlamenter denetimin günün koşullarında gerçekleştirilebilmesi için Sayıştay parlamento ilişkilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Parlamentonun Sayıştay'ı çalıştırmak için tahrikte bulunması, yasal denetimini yapmak için bilgi ve raporların Meclis 'te değerlendirilme, görüşülme ve tartışılma olanaklarının sağlanması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu hizmetin verimli bir biçimde yerine getirilebilmesi için parlamento ile Sayıştay'ın denetim alanının özdeş hale getirilmesi hususu yıllardan beri dile getirilmektedir. 5018 sayılı Kanun bu özdeşliği (KİT'ler hariç) sağlamıştır. Artık yapılması gereken iş denetimin gereği gibi yürütülmesini sağlayacak düzenlemeler ve Sayıştay'ın örgüt ve personel yapısının geliştirilmesidir. ilişkin hususa da kısaca değinmekte yarar vardır. Günümüzde kalkınma planlamasından stratejik planlamaya yani, bütüncül planlama anlayışından bölünmüş planlama anlayışına doğru bir kayış yaşanmaktadır. Ancak kalkınma planları varlığını halen devam ettirmektedir. Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun bütçe sürecinde etkin çalışması; kalkınma planları, yıllık programlar ve 5018 sayılı Kanunla sisteme yeni giren ve kurumsal düzeyde hazırlanacak olan stratejik planlar arasındaki ilişkinin iyi· kurularak kaynak dağıtımı ve kaynakların kullanımı sürecinde etkin bir şekilde Plana çalıştırılmalarına bağlıdır. 50 18 çerçevesinde bütçe ve bütçenin hesap verme işlevi üzerine kurulacak rnekanizmaya ilişkin de bir takım öncelikler gözetilmelidir. 50 I 8 260 Kanun orta vadeli harcama planını içeren, stratejik planlara dayalı olarak, genel hedeflere ulaşınada ara aşamalan kapsayan yıllık bütçeler hazırlanacağını öngörmektedir. Böylece, yasama organının stratejik plandaki orta vadeli hedefleri değerlendirme imkanı yaratılmış olacaktır. Yüksek Planlama Kurulu'nca makro politikalar ve kararlan belirleyen, kuruluşların ödenek tavanlarını ve yatırım önceliklerini saptayan Makro Ekonomik Çerçeve Karar alınmaktadır. Bu karar 2001 yılından itibaren alınmakta ancak herhangi bir kanuni dayanağı bulunmamaktadır. Bütçeterin bu kararda belirlenen ilkeler çerçevesinde hazırlanması öngörülmektedir. Ancak hazırlanan bütçeler çoğu zaman bu kararla belirlenen ilkelerden sapmalar göstermektedir. Yani alınan karar sorumluluk anlayışını beraberinde getirmemekte, siyasi sorumluluğu ortaya koyacak hesap verme mekanizmasından yoksun bulunmamaktadır. Parlamento da bu aracı etkin bir şekilde kullanamamaktadır. Yalnızca bütçe görüşmelerinde muhalefet tarafından sınırlı olarak makro ekonomik çerçeve kararlardan sapmalar eleştiri konusu yapılmaktadır. Bu çerçeve kararın 5018 sayılı Kanunla ilişkisi kurularak hesap verme sorumluluğunu harekete geçirecek bir yapıya kavuşturulması veya yeni bir mekanizma kurulması gerekmektedir. sayılı Kanunla öngörülen mali içerikli raporların bu akı betten korunm~sı, bilgi mahiyeti dışında işlevlere de sahip kılınması, siyasi sorumluluğu ortaya koyacak bir hesap verme mekanizmasının kurulması, sağlam temellere oturtularak değerlendirme kıstası olarak geliştirilmesi gerekmektedir. Hükümetin bu sorumluluk çerçevesinde önceki yıl bütçesinde meydana gelen sapmaları açıklaması yoluna gidilmelidir. Nitekim Yeni Zelanda' da 1994 yılında kabul edilen Mali Sorumluluk Kanunu (Fiscal Responsibility Act) en genel anlamda maliye politikasının uygulanması ile ilgili temel ilkeleri belirlemekte ve hükümetleri düzenli olarak kısa ve uzun vadeli mali hedeflerini açıklama konusunda yasal bir zonınluluk altına sokmaktadır. Kanun; açıklanan politikalardan ve mali ilkelerden bir sapma olması durumunda hükümeti, bu sapınayı nedenleri ile birlikte kamuoyuna açıklamaya zorunlu tutmaktadır. Kanun parlamento ile onun sorumlu komisyonu olan Finansman ve Harcama Komisyonu'na 5018 sayılı 261 hükümetin mali politikalarını değerlendirirken kullanacağı ve sornınluk arayacağı beş temel ilke getirmiştir. Bu ilkeler gerçekleştirilmesi zorunlu ilkeler olmasa da Maliye Bakanı 'nın sapmalar konusunda açıklama yapması gereği üzerine getirilmiştir. Bunlar kısaca: 1) Borçlanınayı makul bir düzeye indirmek, 2) Borçlanınayı makul bir düzeyde sürdürmek 3) Gelecekte olası kötü durumları da karşılayacak düzeyde net varlıkların artışının ve devamının sağlanması, 4) Mali riskierin basireti i bir şekilde yönetimi, 5) Makul bir düzeyde öngörülebilir vergi miktarı ve oranlarının sağlanmasıdır. Ülkemizde de 50 ı 8 sayılı Kanun çerçevesinde sunulacak raporlar için benzer ilkeler belirlenmelidir. Belirlenen bu ilkeler hükümetin hesap verme sorumluluğunu yerine getirmesine katkı sağlayıcı, parlamentonun belli kriterler çerçevesinde hesap sorma işlevini geliştirici olmalıdır. Nitekim son yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde yaşanan gelişmeler bir dönüşümü zorunlu kılmaktadır. 50 ı 8 sayılı Kanun tüm dünya parlamentolarında olduğu gibi parlamentomuzun kaybettiği gücü ve etkinliği yeniden kazanması ve bütçe hakkının en etkin şekilde kullanılmasını sağlamaya yönelik olarak yürütme organı ve kamu kaynakları üzerindeki denetim yetkilerinin daha iyi kullanılması için gerekli enstrümanları sağlamıştır. Yapılması gerekin iş bu enstrümaniarın içeriklerine açıklık kazandırılarak kullanılış biçimine ilişkin düzenlemeler .yapmaktır. Bütçe ve bütçe görüşmelerine esas olacak raporlar ve diğer dokümanların görüşme esas ve usullerinin belirlenmesine ilişkin çalışma yürütülmekle birlikte- henüz resmi bir nitelik kazanmamıştır. Meclis İçtüzüğü 'nde yapılacak bir değişiklikle veya bir kanunla buna ilişkin yöntemlerin, esas ve usullerin en kısa zamanda belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca bu etkinliğin sağlanmasının en önemli araçlanndan olan ihtisas komisyonlannın, özellikle de Plan ve Bütçe Komisyonu 'nun yeniden yapılandırılması, görev tanımlarına ve işleyiş mekanizmaianna açıklık getirilmesi için en uygun zamandır. 262 KAYNAKÇA I. KiTAPLAR, MAKALELER, BİLDİRİLER ADAK, Agah, Türk Hukuk Düzeninde Kalkınma Adana İTİA Dergisi, S. 2, Ekim ı973. H Planları ve Planlama", AKDOGAN, Abdurrahman, Kamu Maliyesi, Gazi Kitabevi, Ankara, ı 999. - AKSOY, Şerafettin, Kamu Maliyesi, Filiz Kitabevi, İstanbul, ı 998. AKTAN, Coşkun Can, Politik Yozlaşma ve Kleptokrasi : 1980-1990 Türkiye Deneyimi, AFA Güncel Olaylar Dizisi, İstanbul, ı 992. AKTAN, Coşkun Can, HRant TOBB Yayını, Ekim Savaşları", Ekonomik Forum, , S: ı3, ı994. AKTAN, Coşkun Can, Anayasal İktisat, İz Yayıncılık, İstanbul, ı 997. ALDIKAÇTI, Orhan, Anayasa Hukukumuzun Gelişmesi ve 1961 ·Anayasası, Fakülteler Matbaası, İstanbul ı 978. ARlN, Tülay, "Parlamenter Bütçe Denetimi-Plan ve Bütçe Komisyonu: Yapı ve işlevler Üzerine Uluslararası Farklılaştırma", Parlamento ve Sayıştay Denetimi , TESEV Yayınları: ı6, İstanbul, 2000. ARlKAN, Vural, HAnayasa Mahkemesi Kararlarında Bütçe İlkelerinin Yoruml;l", Vergi Dünyası, Y. 8, S: ıo4, Nisan ı990. ARMAGAN, Servet, Memleketimizde İçtüzükler, Fakülteler Matbaası, İstanbul, ı 972. ARSLAN, Ahmet, H5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Kamu Harcama Sisteminde Yapılan Düzenlemeler", Maliye Dergisi, S: ı45, Ocak-Nisan 2004. ATAÇ, Engin, HBütçe Sürecinde Karar Verme", EAÜİİBF Dergisi, C. 8, Sayı: ı -2, Eskişehir, ı 990. ATAÇ, Engin, HParlamento Bütçe Denetimi Yapıyor Mu?", EİTİA Dergisi, C.l 6, S:2, Eskişehir, Haziran ı 998. ATAY, Cevdet, Devlet Yönetimi ve Denetimi, ALFA Bas im Yayım Dağıtım Ltd. Şti., İstanbul, ı 999. ATEŞ, Mustafa, Türkiye'de Planlı Kalkınma ve Devlet Planlama Teşkilatı, DPT Yayınları, Ankara, ı998. 263 ATEŞ, Mustafa, "Türkiye'de Kalkınma Planları ve Yıllık Programların Hazırlanması", Sayıştay Dergisi, Sayı: 33, Nisan-Haziran 1999. A TİYAS, İzak, SAYIN, Şerif Siyasi Sorumluluk, Yönetsel Sorumluluk ve Bütçe Sistemi: Bir Yeniden Yapılanma Önerisine Doğru, TESEV Yayınları: 4, Boyut Matbaac1lık A.Ş., İstanbul, 1997. AYBAY, Rona, "Yasama Meclislerinin İçtüzükleri", Türk Parlamentocu/uğunun İlk Yüzyıl ı, Ajans-Türk Gazetecilik ve Matbaacılık Sanayi, Ankara, 1976. AYDIN, Ali Rıza, Aziz, KONUKMAN, Oğuz, OYAN, Türkiye'de Fon Sisteminin Kamu Kesimi içindeki Yeri ve Ekonomik Etkileri, TOBB Yayınları, Genel: 195, Ankara, 1.991. BAKlRCI, Fahri, TBMM'nin Çalışma Yöntemi, imge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2000. BALTA, Tahsin Bekir, Türkiye'de Yürütme Kudreti, AÜSBF Yayını, Ankara, ı 960. BEK, Hasan,. "Bütçe Denetimi Açısından Kesinhesap ", Maliye Dergisi, Sayı: ı ı 9, Mayıs-Ağustos ı 995. BLONDAL, John R., uBudgeting in Sweden ", OECD Journal on Budgeting, OECD 2001. BLONDAL, R. Jon, uBudget Reform in OECD Member Countries: Common Trends"-, OECD Journal on Budgeting, Vol. 3, No: ı, 2003. BOGDANOR, Vernon, "Representative of the People", Parliamentarians and Constituents in Western Democracies, ed. Vernon Bogdanor, Cambridge University Press, Great Britain, ı 986. BOZ, Muhammet, TBMM Yasama Sürecinde Daimi Komisyonlar, Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, TBMM, 1994. BOZKURT, Rauf, İBA, Şeref, 100 Soruda Parlamento, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2004. BRUMBY, Jim, "Budget Reform in OECD Member Countries", Managing Goverment Expenditure, ed. Salvatore Schiavo Campo, Danial Tommasi, Published by the Asian Development Bank, 1999. 264 BULUTOÖLU, Kenan, Kamu Ekonomisine Giriş (Devletin Ekonomik Bir Kuramı), Filiz Kitabevi, İstanbul, 1988. BÜTÇE PLAN KOMiSYONU, KİT'lerin Denetimine Ait Bütçe-Plan Komisyonu Raporu (ı 980), TBMM Basım evi, Ankara, 1982. BÜTÇE PLAN KOMiSYONU, KİT'lerin Denetimine Ait Bütçe-Plan Komisyonu Raporu (ı 98 ı), TBMM Basım evi, Ankara, 1983. Kamu Mali Yönetimi, TODAİE Yayınları, No: 17ı, Doğan Basımevi, Ankara, ı 978. COŞKUN, Gülay, Devlet Bütçesi: Türk Bütçe Sistemi, Turhan Kitabevi, Ankara, ı 986. Türkiye 'de Mali Şeffaflığı Sağlamaya Yönelik Bir CURA, Serkan, Uygulama: Analitik Bütçe Sınıflandırması", MÜİİBF Dergisi, C. 7, S: ı, 2003. ÇAÖAN, Nami, HAnayasa Çerçevesinde Kamu Maliyesinin Parlamenter Kontrolü", (Anayasa Yargısı Sempozyumu) ı 984, Anayasa Yargısı Dergisi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, No: 5, Ankara 1986. DAL, Kemal, Türk Esas Teşkilat Hukuku, Ankara, I 986. 'COŞKUN, Gülay, H DARICI, Haldun, Geçici Bütçe Kanunları (1920-1995), Maliye BMKGM Yayınları, S: 1995/4, Ankara, 1995. Bakanlığı DEL VOLVE, Pierre, "Parlamentonun Ekonomik ve Bütçe Politikası Üzerindeki Kontrolü", (çev. Ragıp Hanyal), Maliye Bülteni, S: 654, Ankara, Mart-Nisan 1969. ve Temsil Dairesi Başkanlığı Yayınları , Plan ve Türkiye'de Planlı Kalkınma, Ankara (Mayıs) ı 986. DPT Yayın DPT Yayın ve Temsil Dairesi Kalkınma Başkanlığı Yayınları, ve Devlet Planlama Teşkilatı, Türkiye'de Planlı Ankara (Temmuz) ı986. Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel ihtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2000. DPT, Kamu Kuruluşları İçin Stratejik Planlama Kılavuzu, Mayıs 2003. DPT, 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı, 265 DUGUİT, Leon, Kamu Hukuku Dersleri, (çev. Süheyp Derbil), AÜHF Yayınları, Ankara, ı 954 DURAN, Lütfi, Türkiye 'de Planlamanın Hukuki Rejimi", Amme İdaresi Dergisi, C.8, S: 3, Ankara ı978. DYE, Kenneth M., "Accountability, Auditing and Democracy", Notes for - an . Address to The Commonwealth Conference of Auditors Generel, Lahore, 1996. EDİZDOGAN, Nihat, Kamu Bütçesi, Uludağ Üniversitesi Basimevi, Bursa, 1989. EKER, Aytaç, Coşkun Aktan, Politik Yozlaşma ve Rant· Kollama, Takav Matbaası, Ankara, ı 994. ERÇİN, Cezmi, Hukuki Bakımdan Bütçe, Hukuk ilmi Yayım Kurumu Konferans Serisi: 25, Hapisane Matbaası, Ankara, ı937. ERİKLİ, Hasan, 1982 Anayasası'nda Yasa Yapım Süreci, · Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, GÜSBE, Ankara, 2003. ERGİNAY, Akif, Kamu Maliyesi, Savaş Yayınları, Ankara, 1994. ERNAM, Mustafa, Türk Hukuk Düzeninde Kalkınma Planlarının Yeri", Bayrak, S: 690, Temmuz ı971. EROGUL, Cem, Demokrat Parti: Tarihi ve İdeolojisi, imge Kitabevi Yayınları, Ankara, 2003. ERYILMAZ, Bilal, uKamu Bürokrasinin Denetlenmesinde Yeni Gelişmeler", TİD, Y.66, Sayı: 402, Mart ı994. ETHRİDGE, Marcus, Howard Handelman, Politics in Changing World, St Martin's Press, New York, 1994. EZHERLİ, İhsan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (1920-1998) ve Osmanlı Meclisi Mebusanı (1877-1920), TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları, Ankara, ı 998. FALAY, Nihat, "Parlamenter Bütçe Denetimi ve Bütçe Komisyonu: Türkiye'deki İşleyiş", Seminer Bildirisi, TESEV, İstanbul, 1999. FERSOY, Emin, Yasama Denetimi, TODAİE Yayınları, Ankara, 1984. FEYZİOGLU, Bedi N., Nazari, Tatbiki, Mukayeseli Bütçe, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1981. H H FEYZİOGLU, Bedi N., "Bütçe ve Parlamento", İÜ Maliye Araştırma Merkezi Konferans/arı: 31, Günay Matbaası, İstanbul, ı988. 266 FEYZİOGLU, Bedi N., "Sayıştay ve Parlamento", Sayıştay Dergisi, Sayı:13, Temmuz-Eylül 1993, s. 25. FEYZİOGLU, Bedi N., "Sayıştay ve Parlamento" Denetimi Sempozyumu 'na verilen tebliğ, Çağdaş Sayıştay 4-5 Haziran 1997. FRANSA MiLLET MECLİSİ; "Kamu Harcamalarında Etkinlik ve Parlamenter Denetim", Fransa Millet Meclisi Çalışma Grubu Raporu, (çev. Ş. Alparslan Yasa ve Özlem Okur Kasap), Sayıştay Yayını, 2000. GENÇKA YA, Ömer Faruk, "Türkiye'de Parlamento Reformu: Tarihsel Bir Değerlendirme" Parlamentonun Etkinliği Semineri, TES EVAvrupa Birliği Temsilciliği, Bilgi Üniversitesi, İstanbul, Ekim 1999. GİRİTLİ, İsmet, Kamu Yönetimi Teşkilatı ve Personeli, İÜ Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1979. GÖREN, İhsan, "Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Denetim", Parlamento ve Sayıştay Denetimi, TESEV Yayınları: 16, İstanbul, 2000. GÖRGÜN, Sevim, "Anayasa! Borçlanma Politikası ve Devletin Borçlanma Anayasa Ekonomik Sınırlandırılması", Politikasının Sempozyumu, 28-29 Mayıs 1992, Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü, Takav Matbaası, Ankara, 1992. GÖZLER, Kemal, Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa 2004. GÖZÜBÜYÜK, A. Şeref, SEZGİN, Zekai, 1924 Anayasası Hakkındaki Meclis Görüşmeleri, AÜSBF Yayını, Ankara, 1957. GÜRSOY, Bedri, Kamusal Maliyesi, AÜSBF Yayını, Ankara 1980. HARRİS, Joseph P., Congress and The Legislative Process, McGrow Hill, USA, 1972. HARVEY, Walker, The Legislative Process, Law Making in United States, The Ranold Press Company, Newyork, 1948. HAS, Volkan, Türkiye Büyük Millef Meclisi'nde Komisyonlar, Yayımlanınamış Yüksek Lisans Tezi, AÜSBE, Ankara, 2003. 267 HAYEK, Friedrich A., "Liberal Bir Devletin Anayasası", Sosyal ve Siyasal Teori:Seçme Yazılar, (çev. Mustafa Erdoğan), ed. Atilla Yayla, Siyasal Kitabevi, Ankara, ı 993. HEPER, Metin, "Türkiye'nin Siyasal Gelişimi İçinde Parlamentonun Yeri", 6. Milli Egemenlik Sempozyumu, (TBMM ve Milli Egemenlik), TBMM Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Yayınlan No:47, ı990. İBA, Şeref, Parlamenter Denetim (Yolları, Etkinliği ve Susurluk Örneği), Bilgi Y ayınevi, Ankara, ı 997. İNAN, Atilla, Bütün Yönleriyle Türk Sayıştayı, Ankara, ı 992. İNAN, Atilla, HDemokrasi Evriminde Bütçe Hakkının Parlamenter Denetim Açısından Önemi ve Türkiye 'deki Durumu", İller ve Belediyeler Dergisi, S: 644, Ankara, Haziran ı 999. İNAN, Atilla, uAnayasamıza Göre Bütçenin Parlamentoca Denetimi", Hukuk Dergisi, Sayı: ı 08, Ankara, Kasım 2000. İngilizce-Türkçe Redhouse Sözlüğü, Yayınevi, ı 1. Baskı, İstanbul, Redhouse 1984. İSLAM, Nadir L., Türkiye'de Gensoru ve Meclis Tahkikatı, Ankara, 1966. KALAYCIOGLU, Ersin, Çağdaş Siyasal Bilim, Teori, Olgu ve Süreçler, Beta Basım Yayın Dağıtım, İstanbul, 1983. KAP ANİ, Munci, Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yayınevi, Ankara 1997. KARABACAK, Serkan, İsveç Bütçe Sistemi, Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, DPT, 1999. KARAİBRAHİMOGLU, Sacit, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ege Matbaası, Ankara, 1968. KARAMUSTAFAOGLU, M. Tuncer, Yasama Meclisinde Komisyonlar, Ajans Türk Matbaası, Ankara, 1965. KEPENEK, Yakup, YENTÜRK, Nurhan, Türkiye Ekonomisi, Remzi Kitabevi, İstanbul 1997. "Sayıştay' da Yeniden Düzenleme", Parlamento ve Sayıştay Denetimi, TESEV Yayınlan: 16, İstanbul, 2000. KESMEZ, ·Necdet, 268 KİLİ, Suna, GÖZÜBÜYÜK, A. Şeref, Türk Anayasa Metinleri, Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara, 1985. KOÇDEMİR, Mehmet, H5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun TBMM'ye Ocak-Mart 2005. Yansımaları, Mali Kılavuz, Y. 7, S: 27, KONUKMAN, Aziz, "Kesin Hesap· Kanun Tasarıları Üzerine Bir Değerlendirme", Kamu Maliyesinde Saydamlık, ed. İzak AtiyasSayın, Şerif Sayın, TES EV Yayınları, No: 20, İstanbul, 2000. KÖKSAL, Mahmut, YÜKSEL, Nahit, 1999 Yılı Geçici Bütçesi (Geçici Bütçe Olgusu, TBMM'deki Müzakereler, Basındaki Değerlendirmeler), Maliye Bakanlığı BMKGM Yayınları No: 2002/2, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 2002. KÖSE, H. Ömer, HDenetim ve Demokrasi", Sayıştay Dergisi, Sayı: 33, Ankara, Nisan-Haziran ı999. KUBALI, Hüseyin Nail, Türk Esas Teşkilat Hukuku Dersleri, Tan Matbaası, İstanbul, ı 960. KUMAŞ, Rahmi, Parlamentonun ·Boyutları, Çağdaş Yayınları, İstanbul_, 1985. LASKİ, Harold J., Parliamentary Government in England, George and Unwin Ltd., London, ı 952. LEVENTOGLU, Mahzar, Bütçenin Reddi ve Geçici Bütçe Uygulaması, Ulusal Basım evi, Ankara, ı 970. LIJPHART, Arend, "Çağdaş Demokrasiler: Yirmi Bir Ülkede Çoğunlukçu ve Oydaşmacı Yönetim Örüntüleri", (çev. Ergun Özbudun, Ersin Onulduran), Yetkin Yayınları, Ankara, ı 996. MALiYE BAKANLIGI BMKGM, Analitik Bütçe Sınıflandırması, 2002, Ankara. MALiYE BAKANLIGI BMKGM, Analitik Bütçe Sınıflandırması, 2003, Ankara. MCLEAN, Ian, "Lobicilik: Çıkar Gruplarının Rolü", Toward a Mathematics of Politics, ed. Gordon, TULLOCK (çev. Fatih Saygılı), Ann Arborr: University Michigan Press, ı 996. 269 MUMCU, Uğur, Söz Meclisten İçeri, Tekin Yayınevi, İstanbul, ı981. NATCHEZ, Peter B.,BUPP lrvin C., "Policy and Priority in the Budgetary Process", American Political Science Review, S: 67, Eylül ı973. OECD, Budgeting Anda Policy Making Sigma Papers, OECD/GD(96) ı ı O No: 8, Paris, ı996. OKANDAN, Recai Galip, Amme Hukukumtızun Ana Hatları (Türkiye'nin Siyasi Gelişmesi) 1. Kitap (Osmanlı Devletinin Kuruluşundan Yıkdışına Kadar), İÜ Hukuk Fakültesi Yayını, No: 2ı95/496;İstanbul, ı977. ONAR, Erdal, Meclis Araştırması, AÜ Hukuk Fakültesi Yayınları, Ankara, ı977. ORHAN, Yılmaz, Türkiye'de Kamu Yönetiminin Temeli, TODAİE Yayınları, Ankara, ı984. OYAN; Oğuz, Türkiye Ekonomisi: Nereden Nereye?, Türk-İş Yayınları, Ankara ı998. Oxford Resimli Ansiklopedik Sözlük, C. İstanbul, ı 990. ı, Sabah Gazetesi Yayınları, ÖNDER,. -İzzettin, Türkiye'de Kamu Maliyesi, Finansal Yapı ve Politikalar: İktisat Politikası Seçenekleri 2, ed. Taner BERKSOY, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, I 993. ÖNEN, Sacit, "Cumhuriyet Dönemi Bütçe Politikaları", GÜİİBF Dergisi, ., .C. 3, Sayı: ı -2, ı 987. ÖNER, Erdoğan, Mali Olaylar ve Düzenlemeler Işığında Osmanlı ·İmparatorluğu ve Cumhuriyet Döneminde Mali İdare, Maliye Bakanlığı APK Kurulu Başkanlığı Yayını, No: 20011359, Ankara, 200 ı. ÖZBARAN, M. Hakan, Kamu Mali Yönetimindeki Gelişmeler Paralelinde Sayıştay Denetimi", Mali Kılavuz, Y. 7, S: 27, Ocak-Mart 2005. ÖZBUDUN, Ergun, Parlamenter Rejimde Parlamentonun Hükümeti Murakabe Vasıtaları, AÜHF Yayınları, No: ı71, Ankara, 1962. 270 ÖZBUDUN, Ergun, "Anayasa Hukuku Açısından Ekonomik Anayasa", Ekonomik Anayasa Sempozyumu, 28-29 Mayıs 1992, Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü, Takav Matbaası, Ankara, 1992. ÖZBUDUN, Ergun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2002. ÖZER, Atilla, Gerekçeli ve 1961 Anayasası ile Mukayeseli 1982 Anayasası, Lazer Ofset, Anakara, 1996. ÖZER, M. Akif, "Parlamento/ar ve Denetim Fonksiyonları", Sayıştay Dergisi, S: 33, Nisan-Haziran ı 999. ÖZTÜRK, Kazım, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası: İzahlı, Gerekçeli, Anabelgeli ve Maddelere Göre Tasnitli Bütün Tutanakları İle, Türkiye İş Bankası Kültür Yayın ları, C.3, Ankara, ı 966. ÖZTÜRK, Nazım, "Anayasa! İktisat Çerçevesinde Demokrasiyi Yozlaştıran Etmenler", Amme İdaresi Dergisi, TODAİE, S. 37, Eylül2004. ÖZYILDIZ, R. Hakan, "Kamu Harcama Politikalarının Denetlenmesi ve Performansa Dayalı Bütçe", Hazine Dergisi, S: 13, Ocak 2000. Resmi Gazete RİDDİCK, Floyd M., The United States Congress Organization and Procedure, National Capitol Publishers, Washington, 1949. ROMER, Thomas, ROSENTHAL, Howard, "Bureaucrats Versus Voters: On the Political Economy of Economics, Quarterly Journal Economics, Vol. 93, November ı979. SABUNCU, Yavuz, Anayasaya Giriş, imaj Yayınevi, Ankara, 2003. SAKAL, Mustafa, Politik Karar Alma Sürecinde Bütçe Maksimizasyonu ve Bürokratik Yozlaşma/ar", Yeni Türkiye, (Siyasette Yozlaşma Özel Sayı 1), S. 13, Ocak-Şubat ı997. SAVAŞ, Vural F., Anayasal İktisat, Avcıol Basım Yayım, İstanbul, 1997. SEV, Kadir, "Parlamento Adına Denetim Yapan Bir Kurum Denetim, Y.7, S:76, Temmuz-Ağustos ı 992. Sayıştay", 271 SEVEN, Bülent, "Anayasa Mahkemesi 'nin Fon Uygulamasına İlişkin Kararlarının Bütçe İlkeleri ve Sayıştay Denetimi Karşısındaki Durumu", HÜİİBF Dergisi, C. 14, S: 1, Temmuz 1996. SOYSAL, Mümtaz, Anayasaya Giriş, AÜSBF Yayınları, Ankara, 1968. ŞAYLAN, Gencay, Türkiye'de Kapitalizm, Bürokrasi ve Siyasal İdeoloji, TODAİE Yayınları, Ankara, 1974. Abdüllatif, "Osmanlı Bütçeleri ve Türkiye 'de Bütçe Hakkının Ortaya Çıkışında Cumhuriyet Öncesi Gelişmeler, MülkiyelHer Birliği Dergisi, C.12, Sayı: 99, Ankara, 01.09.1988. TAN, Turgut, Planlamanın Hukuki Düzeni, TODAİE Yayınları, Ankara, 1976. TANÖR, Bülent, İki Anayasa 1961-1982, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş., İstanbul, 1986. TANÖR, Bülent, Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri, 9. Baskı, Yapı ·Kredi Yayınları, İstanbul, 2000. ŞENER, TEZİÇ, Erdoğan, Türk Parlamento Hukukunun Kaynakları ve İlgili Anayasa Mahkemesi Kararları, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1980. TOKGÖZ, Erdinç, , Türkiye'nin İktisadi Gelişme Tarihi (1914-1999), imaj Yayıncılık,. Ankara, 1999. TOPRAK, Binnaz, "Demokrasi ve Parlamento", Milli Egemenlik Sempozyumu ve Panellerde Sunulan Bildiriler (Van), TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları, No: 32, Ankara, 1987. TUNA YA, Tarık Zafer, Siyasal Kurumlar ve Anayasa Hukuku, İÜ Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1980. TURAN, İlter, Siyasal Sistem ve Siyasal Davranış, İÜ İktisat Fakültesi Yayını, 1977. TURAN, İlter, "Parlamenter Demokraside Denetim İşievi ve Türkiye", Türkiye'de Demokrasinin Denetim Kurumları, AÜSBF Dergisi, C33, No: 1-2, Ankara, 1978. TURAN, İlter, Siyasal Demokrasi, Siyasal Katılma, Baskı Grupları ve . "' -~ \ · Sendikalar, Türkiye Belediye-İş Sendikası, Eğitim Dizisi: 6, Hazar Matbaacılık, İstanbul, 1987. 272 TURHAN, Mehmet, "Parlamenter Hükümet ve İki Parti Sistemi", Dicle Üniversitesi Hukuk Fakülkesi Dergisi, Sayı: 1, I 983. TURHAN, Mehmet, Hükümet Sistemleri ve 1982 Anayasası, Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, Diyarbakır, 1989. Türk Parlamento Tarihi Araştırma Grubu, Türk Parlamento Tarihi, TBMM- Il. Dönem, 1923-1927, C. 2, Ankara, 1996. UGUR, Hüseyin Hüsnü, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Komisyonlar, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, AİTİA İdari Bilimler Enstitüsü, Ankara, ı 983. ULUATAM, Özhan, Kamu Maliyesi, Teori Yayınları, Ankara ı 988. ÜÇBAŞ, Abdurrahman, "5018 Sayılı Kanunun Kamu Maliyesine Getirdikleri, Mali Kılavuz, Y.7, S: 25, Ocak-Mart 2004. WOODHOUSE, Diana, Minİsters and Parliaments, Ciarendon Pres, USA, ı994. YAVUZALP, Nazmi, Bütçe Hakkında Bazı Temel Bilgiler, MSB Araştırma ve Geliştirme Başkanlığı Yayınları, Sayı: 52, Ankara, ı965. YILDIZ, Seyfi, "Konsolide Bütçe Harcama Analizi", Yeni Türkiye, Y. 5, S: 27, Mayıs-Haziran 1999. YILMAZ, Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması: Yeni Zelanda Örneği, DPT Yayınları, Ankara, 1999. H. Hakan, YOL-İŞ Dergisi, Sayı: 19, Ocak ı990. YÜCEKÖK, Ahmet N., Türkiye'de Parlamentonun Evrimi, AÜSBF Yayınları, Ankara, 1983. YÜCEKÖK, Ahmet N., Siyasetin Toplumsal Tabanı, AÜSBF ve Basın­ Yayın Yüksekokulu Basımevi, Ankara, 1987. YÜKSEL, Nahit, Anayasa Yargısında Bütçe Yasaları (1993-1998), AÜ Basım evi, Ankara, 1999. YÜKSEL, N ah it, ""Muvazene-i Maliyye Encümeni "nden "Plan ve Bütçe Komisyonu "na", Maliye Dergisi, S.133, Ocak-Nisan 2000. 273 II. TUTANAK DERGiLERİ TBMMZC, Devre ı, İçtima Senesi ı, C. ı, 26.04.ı920, s. 77 TBMMZC, Devre 2, İçtima Senesi ı, C. 7, 6.03.1924, s. ı54 TBMMZC, Devre 2, İçtima Senesi 4, Ci lt 3ı, ( ı927), ss. 248-249 TBMMZC, Devre 3, İçtima Senesi ı, Ci lt 3, ( ı928), s. ı 06-107. TBMMZC, Devre 4, İçtima Senesi 2, Cilt ı O, ( ı932), ss. ı5-ı7. TBMMZC, Devre 7, İçtima Senesi ı, Cilt 3, (ı943), s. ı20. SS. ıı3 . TBMMZC, Devre 7, İçtima Senesi 2~ Cilt 14, (ı945), s. 37-64, SS. 68. TBMMTD, D. 8, Toplantı ı, C. 6, (1947), s. 387 vd., SS. 222. TBMMTD, D. 9, C. 12, 23.1.1952, B. 2, ss. 260-268. CSTD, C. 5, D. CSTD, C. ı7, ı, ı963, B. l, s. 378., SS. 65'e ek. D. 3, 27.12.ı963, B. 21, ss. 7ı-ı23. MMTD, D. ı, C.7, B.123, SS. 232'ye 2 nci ek. MMTD, D. ı, C. 36, MMTD, D.3, C. 29, MMTD, D. 4, C. 7, ı3.02.ı965, B.57, s. ı40. 4.12.ı972, B. ı3, SS. 763. ı8.ı2.ı974, B. ı9, ss. 349,353-356. MMTD, D. 4, C. ı5, ı6.2.ı976, MMTD, D. 5, C. ı B. 57, ss. 5-ıı9. o, ı6.2.1979, B. 54, ss. 2-ı35. TBMMTD, D.17, C.7(2, B.18 ss. 62ı-622, SS. TBMMTD, D. ı8, C. 20, YY. 2, TBMMTD, D. ı9, C. 8, YY. 1, 21.3.ı992, B. 57, s. TBMMTD, D. 19, C. 8, YY. ı4.ı2.1988, ı33. ı, 24.3.ı992, B. 42; 17.12.1988, B. 45. ı22. B. 60, s. 408. TBMMTD, D. 19, C. 91-92, YY. 4, 12.7.1995, B. 139, SS. 868. 274 TBMMTD, D. 20, C. 15, 9.12.1996, B. 28, SS. 151. TBMMTD, D. 20, C.5, 8.5.1996, B. 49, ss. 154-176, TBMMTD, D. 20, C. 5, 8.5.1996, B. 49, SS. 13, s. 2. TBMMTD, D. 20, C.5, 16.5.1996, B. 53, ss. 524-581. TBMMTD, D. 20, C. 31, YY. 2, 23.7.1997, B. 125. TBMMTD, D. 20, YY. 3, 6.01.1998, B. 38, SS. 414, s. 8. TBMMTD, D. 21, C. 37, YY.2, 25.6.2000, B. 118, SS. 516, ss. 5-78. TBMMTD, D. 22, YY. 3, 16.02.2005, B. 59, s. 39. III. ANAYASA- MAHKEMESi KARARLARI E. 1967/41, K. 1969/57, k.t. 23-25.10.1968, AMKD, C. 8, ss. 37-38. E. 1968/15, K. 1968/13, k.t. 3.4 ve 5 Mayıs 1968, AMKD, C. 6, ss. 162-163. E. 1972/24, K. 1973/21, k.t. 8.5,.1973, AMKD, C. ll, ss. 243-244. E. 1974/26, K. 1974/48, k.t. 21.11.1974, AMKD, C. 12, ss. 394-395. E. 1975/145, K. 1975/198, k.t. 14.10.1975, AMKD C. 13, s. 563. E. 1975/145, K. 1975/198, k.t. 14.10.1975 AMKD, C. 13, ss. 566-567. E. 1978/14, K. 1979/6, k.t. 23.1.1979, RG: 14.4.1979/16609. E. 1979/7, K. 1979/18, k.t. 12.4.1979, AMKD, C. 17, s. 34. E. 1984/9, K. 1985/4, 18.2~1985, RG: 26.07.1985/18793 E. 1987/12, K. 1988/3, 28.01.1988, AMKD, C. 24, s. 49. 275 IV. İNTERNET KAYNAKLARI· ABD Parlamentosu Komiteleri Listesi, ABD Parlamentosu Resmi Web Sitesi, http://thomas.Ioc.gov/, ( 17 .02.2005) Almanya Parlamentosu Komiteleri Listesi, Almanya Parlamentosu Resmi Web Sitesi, http://www .bundestag.de/htdocs_ e/legislat/index.html, (1 7.02.2005) Avusturya Parlamentosu Komiteleri Listesi, Avusturya Parlamentosu Resmi Web Sitesi, http://www .aph.gov.au/committee/index.htm, (1 7.02.2005) Fransa Parlamentosu Komiteleri Listesi, Fransa Parlamentosu Resmi http://www.assemblee-nat.fr/english/8af.asp, Web Sitesi, (1 7.02.2005) İngiltere Parlamentosu Komiteleri, İngiltere Parlamentosu Resmi Web . Sitesi, http://www.parliament.uklparliamentary_ committees/parlia mentary_committees16.cfm, (1 7.02.2005) Japonya Parlamentosu Komiteleri Listesi, Japonya Parlamentosu Resmi Web Sitesi,, http://www.sangiin.go.jp/eng/guide/f_c_3.htm, (1 7.02.2005) Kanada Parlamentosu Komiteleri Listesi, Kanada Parlamentosu Resmi Web Sitesi, http://www. parl.gc.ca/Common/Committee_ SeıiList.asp ?Lan guage=E&Pari=38&Ses=l, (1 7.02.2005) Portekiz Parlamentosu Komiteleri Listesi, Portektz Parlamentosu Resmi Web Sitesi, http://www .parlamento.pt/ingles/index.html, (1 7.02.2005) • ' 1 TBMM Ihtisas Komisyonları Listesi, TBMM Resmi Web Sitesi, http://www. tbmm.gov .tr/develop/owa/komisyonlar.liste, (1 7.02.2005) 276 Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Tasarısı ile Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonlan Raporlan (1/298), 22, YY. 1, SS. 213, TBMM Resmi Web Sitesi, http ://wwwotbmmogovotr/sirasayildonem22/yil0 1/ss213 mo htm, (11.01.2005) Tasfiyesi Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (11819)D. 21, YY. 3, SS. 610, TBMM Resmi Web Sitesi, http://www otbmmogov otr/sirasayildonem21/yil0 1/ss61 Om oh tm, Bazı Fonların (17.02.2005) Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (11876), D. 21, YY. 3, SS. 713, TBMM Resmi Web Sitesi, http://www otbmmogov otr/sirasayi/donem21/yi10 1/ss713 mo htm, (7 .o 1.2005) Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (11692), D. 22, YY. 2, SS. 302), TBMM Resmi Web Sitesi, http://www otbmmogovotr/sirasayi/donem22/yil0 l/ss302mohtm, (23 .02.2005) Belediyeler Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum, İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (11766), D. 22, YY. 3, SS. 616, TBMM Resmi Web Sitesi http://www otbmmogov otr/sirasayildonem22/yil0 l/ss616mohtm, (3 .04.2005) Özel Gelir ve Özel Ödenekierin Düzenlenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (11827) D. 22, YY. 2, SS. 618, TBMM Resmi Web Sitesi, http://wwwotbmmogovotr/sirasayi/donem22/yi101/ss 618mohtm, (27 .12.2004) 277 Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ve Bağlı Cetveller{A, B, C, Ç, E, G, H, İ, K, M, O, P veT Cetvelleri), D. 22, YY. 3, SS. 706, TBMM Resmi Web Sitesi, http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss706m.htm, (1.02.2005) Devlet Memurları Kanunu ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasansı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/946)D. 22, YY. 3, SS. 827, TBMM Resmi Web Sitesi http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss827m.htm, (25.12.2004) Emniyet ·Teşkihitı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/971), D. 22, YY. 3, SS. 831, TBMM Resmi Web Sitesi http ://www.tbmm.gov. tr/sirasayi/donem22/yi10 1/ss831 m.htm, (07.03.2005) 2005 mali yılı bütçe görüşme programı, TBMM Resmi Web Sitesi, http ://www.tbmm.gov.tr/butce/2005/2005_plan_ butce_ komsy_ gorusme_ takvimi.doc, (16.02.2005) Maliye Bakanı 2005 yılı bütçe sunuş konuşması, Maliye Bakanlığı Resmi Web Sitesi, http://www.maliye.gov.tr/apk!default.htm, ( 1.03 .2005) Serkan Karabacak, İsveç Bütçe Sistemi, Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, DPT Resimi Web Sitesi, http://ekutup.dpt.gov.tr/k amumali/karabacs/isvec.d oc (25.03.2005) R. Jon Blondal, "Budget Reform in OECD Member Countries: Common Trends", OECD Journal on Budgeting, OECD Resimi Web Sitesi, http://www.oecd.org/dataoecd/12/46/3365792l.pdf, (5.04.2005) --===·===278 TBMM Basımevi / Ankara 2007