Yüzünüzdeki ağrının kaynağı diş olmayabilir

advertisement
On5yirmi5.com
Yüzünüzdeki ağrının kaynağı diş olmayabilir
Yüz bölgesinde yaşanan ağrıların pek çok nedeni olabildiği gibi şikayetler çoğu zaman
diş ağrısı ile karıştırılabiliyor.
Yayın Tarihi : 13 Ocak 2016 Çarşamba (oluşturma : 10/21/2017)
Yüzde ortaya çıkarak kişinin yaşamını altüst edebilen bu ağrıların bir kısmı bir beyin sinir hastalığı
olan "Trigeminal Nevralji"den kaynaklanabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Beyin Sinir ve Omurilik
Cerrahi Bölümü'nden Prof. Dr. Gökhan Akdemir, halk arasında ani yüz ağrısı olarak bilinen ve elektrik
çarpmasını andıran ağrılarla ortaya çıkan "Trigeminal Nevralji ve tedavisi" hakkında bilgi verdi.
Sağlam dişini çektirmek isteyen hastalar olabiliyor
Beyin sapı bölgesinden çıkan ve özellikle alın, şakak ve çenedeki duyuları kontrol eden sinir
"Trigeminal" olarak adlandırılmaktadır. Trigeminal siniri dokunma duyularını alıp, beyne duyu olarak
aktarmanın yanı sıra çene kaslarının da hareket ettirmektedir. Bu sinirde ortaya çıkan sorunlardan
kaynaklanan ağrılar da yüzde alında, çenede ve şakakta hissedilmektedir. Halk arasında ani yüz
ağrıları olarak bilinen Trigeminal Nevralji hastaları yaşanan ağrıyı şimşek çakan tarzda gelen, kısa
süreli ağrılar olarak tanımlamaktadır. Ağrının genellikle üst ve alt çenedeki ağrılardan kaynaklandığı
sanılmaktadır. Bundan dolayı bazen hastalar diş doktorlarının itirazlarına rağmen ağrılar
sonlandırmak için sağlam dişlerini bile çektirebilmektedir.
Gülerken bile ağrı hissedilebilir
Trigeminal Nevralji hastalığının kesin nedeni bilinmemektedir. Tümör, diş eti ve eklem hastalıkları,
alt çenenin yüzdeki oynak yerinde görülen rahatsızlıklar ile bazen de yüz damarındaki hastalıklar
ağrıya neden olabiliyor. Hastalığın belirtisi olan ağrılar yemek yerken, konuşurken, tıraş olurken,
gülerken, elma, armut gibi meyvelerden büyük bir ısırık alırken ya da yüzdeki bir bölüme
dokunurken ortaya çıkabilmektedir. Ağrıların yaşanma sıklığı yıllar içinde artarak ilerlemektedir.
Hastalar yaşadıkları ağrıyı azaltmak için mümkün olduğunca yüzün ağrıyan tarafıyla yemek
yememeye, gülmemeye ve bir şey ısırmamaya özen göstermektedir. Her yüz ağrısını trigeminal
nevralji olarak düşünüp, nedeni bilinmiyor diye kabul etmemek gerekir. Ağrının altında yatan bir
sorun varsa, bunun mutlaka bir uzman doktor tarafından araştırılması önem taşımaktadır.
Kadınlarda daha fazla görülüyor
Trigeminal Nevralji toplumda 100 binde 5-7 kişide görülürken erkeklere oranla kadınlarda ortaya
çıkma sıklığı daha fazladır. Genel olarak 50-60'lı yaşlarda rastlanması hastalığın temelinde
doğumsal ya da genetik geçişin etkili olmadığını göstermektedir. Hastalık öyküsünün kapsamlı bir
şekilde alınması tanının konulmasında önemlidir. Bunun yanı sıra radyolojik görüntülemedeki
gelişmeler, özellikle MR tekniklerinin ilerlemesiyle daha sağlıklı tanı konabilmektedir.
Uzun süre ilaç kullanımı yan etki yapabiliyor
Hastaların büyük çoğunluğu yaşamının önemli bir kısmında medikal tedavi görmektedir. Kullanılan
ilaçlar hastalığın direncine göre 200 mg'dan 3000 mg'lık dozlara kadar değişebilmektedir. Tedavide
kullanılan ilaçların bulantı, kusma, sersemlik, konsantrasyon bozukluğu ve kemik iliğinde kan
hastalıklarına sebep olması gibi birtakım yan etkileri olduğu için çok uzun süre kullanılması
önerilmemektedir.
Cerrahi tedavide başarı oranı çok yüksek
İlaç tedavisinde görülen yan etkilerin yaşanmaması için uygun şartlardaki hastalar cerrahi
tedavilere yönlendirilmektedir. Hastalığın erken döneminde yüze gelen sinirin kesilmesi, sinirin
geldiği yerin içine alkol enjeksiyonu, içerideki balonun şişirilmesi ya da dağlama gibi cerrahi
yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin bir kısmında başarı oranı bir hayli yüksek olsa da
genellikle sorun tekrarlamaktadır. Sorunlu bölgeye Gamma Knife, Cyber Knife gibi yöntemlerle
küçük dozda radyasyon uygulanabilmektedir. Bu tedavi yöntemlerinin bir takım risklerin yanı sıra
hastalığın tekrarlama ihtimali de bulunmaktadır. Mikrovasküler dekompresyon yöntemi olarak ifade
edilen mikro cerrahide ise hastanın kulağının arka bölgesinden girerek küçük bir insizyon
yapılmaktadır. Kafatasının açılmasının ardından damarla sinir arasına teflon olarak tanımlanan
yumuşak bir yastık konulmaktadır. Hastanın anestezinin etkisinden çıkmasıyla birlikte ağrı sorunu
da ortadan kalkmaktadır. Başarı oranı yüzde 90-95'leri bulan bu yöntemde hastalığın tekrarlama
riski de oldukça düşüktür.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Yüzünüzdeki ağrının kaynağı diş olmayabilir
Download