Kalpte Damar Tıkanıklığı

advertisement
Kalpte Damar Tıkanıklığı
http://bitkiseldestek.com/kalpte-damar-tikanikligi/
Kalpte Damar Tıkanıklığı
Kalpte Damar Tıkanıklığı Hakkında Genel Bilgiler
Kalpte damar tıkanıklığı;kalpte damar tıkanıklığı hakkında merak ettikleriniz ve daha fazlası için aşağıda sizin için hazırladığımız yazımızı okuyabilirsiniz...
YÜZDEN FAZLA HASTALIK İÇİN HAZIRLANAN BİTKİSEL KÜRLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN.....
Kardiyovasküler
sistem (Dolaşım sistemi) maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ
sistemidir. Ayrıca, vücut sıcaklığını ve pH'yi dengelemeye yardımcı
olur. Canlıların yapısı geliştikçe, dolaşım sisteminin yapısı da gelişir
DOLAŞIM SİSTEMİ;
İnsan kalbi, yaşamı boyunca çalışır ancak ölünce durur. Kalp
atışının 2 ya da 4 dakikadan uzun süre durması, kalıcı beyin yıkımına
yol açar. Kalbin kendi kasın, kan sağlaması da sürekli çalışmasına
bağlıdır; birkaç dakikadan uzun süre kesilirse, kalp kası çok fazla
zarar görüp, bir daha çalışmayacak biçimde durur. İnsanda dolaşım
sistemi, iki büyük dolaşım akciğer dolaşımı (küçük dolaşım) ve büyük
(sistemik) dolaşım biçiminde örgütlenmiştir. Her dolaşımın kendi pompası
vardır. Her iki pompa, tek bir organ halinde bütünleşmiştir. Beden
dokularından dönen kan, superior vena kava ve inferior vena kava ile
kalbin sağ yanının üstodacığı olan sağ kulakçığa (sağ atrium) dökülür.
Bu odacığın kasları kasılınca, kanı kalbin sağ yanının büyük pompa
odacığı olan sağ karıncığa (sağ ventrikül) geçmeye zorlar ki bu da
kasılınca, kanı akciğer atardamarına gönderir, kan buradan akciğerdeki
damarlara taşınır. Bu akciğer damarları içinde kan, havadan çok ince
zararlarla ayrılmış bir durumdadır. Burada basit yayınma aracılığıyla
oksijen kana girer, karbondioksitse kandan geçer ve ayrılır. Ardından bu
temizlenmiş ve tazelenmiş kan, sol kulakçığa (sol atrium) geçer. Sol
kulakçıktan kan, sol karıncığa (sol ventrikül) geçer. Sol karıncığın kas
çeperi çok güçlüdür ve kasıldığı zaman kanı oldukça büyük bir basınçla,
aort adı verilen büyük atardamar aracılığıyla, büyük dolaşıma iter. Sol
karıncığın kasılma güçleri tarafından aort içinde oluşturulan basınç,
kanı bedenin bütün dokularına, gereksinimlerini karşılayacak miktarda
götürmeye yetecek büyüklüktedir.
Aortun, kanı bedenin değişik bölümlerine taşıyan bir çok kolu
vardır. Bu kolların da tümü daha küçük kollara ayrılır; bu daha küçük
kollar da, sonunda milyonlarca küçük kan damarı ortaya çıkacak biçiminde
kollara ayrılmayı sürdürür. Dolaşımın en küçük atardamarlarına
atardamarcık adı verilir.
KALP DAMAR TIKANIKLIĞI NEDİR?
Dünyadaki insan ölümlerine en fazla sebep olan hastalık olarak
literatüre geçen bu rahatsızlık Türkiye'de tüm ölümlerin %35'ini
oluşturmaktadır. KALP DAMAR TIKANIKLIĞINA YOL AÇAN BAŞLICA HASTALIKLAR ; 1-KORONER KALP HASTALIĞI ( KHH ) ;
Kalbin kasılmasını sağlayan myokard adı verilen kas tabakasının
beslenmesi (oksijenlenmesi) , ''koroner'' denen (kalbe özel) damarlar
vasıtasıyla gerçekleştirilir.
Özellikle hayvansal gıdalarda bulunan ve fazla miktarda alındığında
damar iç yüzeyine yapışan ''kolesterol'' isimli yağ türü, normalde esnek
olan damarlarımızın esnekliğini azaltır ve damar duvarlarında birikerek
damar boşluğunu daraltır. Damar duvarındaki bu sertleşme veya damarın
tıkanması durumuna ''ateroskleroz'' denir.
Yüksek tansiyon, yaşın ilerlemesiyle damar yapısının bozulması, sigara kullanımı vb etmenler de aterosklerozu hızlandırır.
Ateroskleroz veya başka bir nedenle myokard'a gelen kan miktarı
azalırsa myokard yeterli seviyede oksijenlenemez;''iskemi'' (dokunun
kanlanamaması) oluşur. İskemi, KKH'na neden olur. Kalbin myokard kas
tabakası tam beslenemediği için yeterli kasılamaz, bu da hastada kendini
''angina pectoris'' (göğüs ağrısı) şeklinde gösterir.
KKH'nın diğer adları "koroner arter hastalığı", ''iskemik kalp hastalığı'' ve ''aterosklerotik kalp hastalığı''dır.
RİSK FAKTÖRLERİ ;
KALITSAL RİSK FAKTÖRLERİ ;
*Yaşın ileri olması ; Erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaş üzeri ve postmenapozal (adetten kesilme sonrası) dönemde olmak. *Cinsiyet ; Koroner kalp hastalığı daha çok erkeklerde görülür. *Kalıtım ; Ailede bu hastalığın bulunması.
1-ÖNLENEBİLİR RİSK FARKTÖRLERİ
*Sigara kullanımı *Hipertansiyon; Kan basıncının ( 140 / 90 mmHg'dan ) yüksek olması *Kandaki "HDL Kolesterol" düzeyinin ( 35 mg/dL'den ) düşük olması *Diğer risk faktörleri : Şişmanlık, hareketsiz yaşam, gut hastalığı,
aşırı alkol ve kahve tüketimi, hiperkalsemi (kan kalsiyum düzeyinin
yüksek olması), kadınlar için oral kontraseptif (doğum kontrol hapı)
kullanımı .
KORONER KALP HASTALIĞINDAN KORUNMA ;
Yaş, cinsiyet, kalıtım gibi unsurlardan kaçamayız. Kadınlarda menapozu geciktirici ilaç kullanmak ise (bu ilaçların
dolaylı olarak KKH oluşumunda rol oynaması nedeniyle) sakıncalıdır.
Önlenebilir risk faktörlerini dikkate almak ve koroner kalp hastalığından korunmak ise bizim elimizdedir.
Sigara bırakılabilir, en azından azaltılır.
Hipertansiyon tuz kullanımı kısıtlanarak ve ilaçlarla kontrol edilebilir.
Diabet (şeker hastalığı) diyet ve ilaçlarla kontrol altına alınabilir.
Alkol ve kahve kullanımı azaltılmalıdır.
Değiştirilebilir faktörler içinde önlenmesi belki de en zor olanı
strestir. Kişinin kendi iradesi, çevre ve ailesinin yardımı, gerekirse
psikiyatrist ve psikologların tedavisi ile stres yenilebilir. Sürekli
stres altında kalan kişiler öncelikle stresin nedenlerini düşünmeli,
bunları ortadan kaldırmaya çalışmalı veya bunlardan mümkün olduğunca
uzak durmalıdır.
Bir çeşit kan yağı olan kolesterol total (toplam) düzeyinin
azaltılması ve kolesterolün bir alt ünitesi olan HDL-Kolesterol
düzeyinin artırılması diyet ve (gerekirse) ilaçlarla sağlanabilir.
Şişmanlık da önemli bir risk faktörüdür. Zayıflamak için çeşitli
yöntemler kullanılabilir : Diyet, düzenli spor ve egzersiz, akupunktur,
bitki çayları, (hekim gerekli görürse) ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi
(ameliyat). Bunlar yapılırken dikkat edilmesi gereken nokta kiloların
yavaş yavaş ve uzun zamanda verilmesidir; unutulmamalıdır ki hızlı
verilen kilolar yine hızlı bir şekilde yerine gelebilir.
Hareketsiz (sedanter) yaşamdan mümkün olduğunca kaçınmalı; örneğin
yakın mesafeler için araba kullanmamalı, asansör yerine merdivenleri
tercih etmeli, hergün düzenli yürüyüşler ve egzersizler yapmalıdır.
Yalnız sporu yaşımıza ve bünyemize göre yapmalı, vücuda aşırı
yüklenmemelidir.
Gut hastalığı varsa hekimin vereceği ilacı düzenli kullamalı, protein diyetine uyulmalıdır.
İçme suyumuz yeterli sertlik seviyesinde olmalıdır, ancak aşırı sert
sular da kullanılmamalıdır (böbrek, mide vb rahatsızlıklara sebep olur)
.
Hiperkalsemi (kan kalsiyum düzeyinin yüksek olması) kan
tahlillerinde saptanmışsa doktora başvurmalıdır, kontrol altına
alınmalıdır.
Bayanların oral kontraseptif denen doğum kontrol haplarını uzun
süreli kullanmaları KKH açısından sakıncalıdır, mümkünse diğer doğum
kontrol yöntemleri kullanılmalıdır. Bu ilaçlar kullanılmadan önce hekime
danışmada fayda vardır.
HASTALIĞIN BULGULARI
Koroner kalp hastalığında şu bulgulardan bir veya birkaçı görülebilir :
- Göğüs ağrısı ( sol omuz ve sol kola yayılabilir )
- Egzersiz kapasitesinin kısıtlanması; çabuk yorulma
- Eforla gelen nefes darlığı
- Senkop ( bayılma )
- Ani ölüm
KORONER KALP HASTALIĞI TANISINDA KULLANILAN YÖNTEMLER
- Doktor muayenesi
- Kan tahlilleri
- EKG (elektrokardiografi)
- Efor testi
- Holter monitörizasyonu
- Ekokardiografi
- Koroner anjiografi
- SPECT (myokard perfüzyon sintigrafisi)
HASTALIĞIN SEYRİ
Koroner kalp hastalığında en çok korkulan olay; koroner damarlardan
hiçbirinin kalp kasının kanlanmasını (dolayısıyla oksijenlenmesini)
yeterince sağlayamaması, böylece kalbin kasılamaması ve vücuda kan
gönderememesidir. Bu olay halk arasında kalp krizi olarak bilinen
"myokard infarktüsü"dür.
Koroner kalp hastalığı bu safhalara gelinmemesi için zamanında
teşhis konulup tedavi edilmelidir; en güzeli ise şüphesiz, daha hiç bu
rahatsızlıklar yokken risk faktörlerinin belirlenip bunlardan mümkün
olduğunca korunmaktır.
Özellikle belli bir yaştan sonra düzenli aralıklarla kalp muayenesi,
tansiyon ölçümleri ve check-up yaptırmak hayati önem taşır.
2-HİPERTANSİYON
HİPERTANSİYON NEDİR?
Hipertansiyon basit olarak yüksek kan basıncı demektir. Kan basıncı
ya da daha bilimsel olarak kanı kalpten dokulara taşıyan damarların kan
basıncı, hastaya ait özellikler (yaş, cinsiyet, ırk gibi) ve fiziksel
durumdan (istirahat, efor gibi) etkilenen bir parametredir. Bu nedenle
de normal kan basıncı değerlerini belirlemek gerçekte oldukça güçtür.
Bugün kabul edilen kan basıncı değeri istirahat halindeki normal bir
yetişkinde 120/80 mmHg'dır(milimetre civa). Herhangi bir kişide kan
basıncı uyku sırasında düşük, sinirli ya da heyacanlıyken yüksektir.
Genellikle de normalin üst sınırı olarak kabul edilen değer 140/90
mmHg'dır (milimetre civa). Kanı kalpten dokulara taşıyan damar kan
basıncı devamlı olarak 140/90 mmHg üzerinde seyrediyorsa
hipertansiyondan bahsedilir.
Kan basıncı aynı birey içinde ve bireyler arsında farklılık
gösterir. Bu nedenle bireyin kan basıncı (kan basıncının sfigmomanometre
ile ayrı ayrı zamanlarda en az 3 kez ölçülmesi) yapılıp ortalaması
alınarak belirlenmelidir.
Hipertansiyon kalp hastalıkları için ana bir risk faktörüdür. Eğer
tedavi edilmezse beyin dolaşımı, kalp, damar ve böbrek hastalıkları için
ciddi hastalık ve ölüm oranlarında artışa sebep olur. Bir kez teşhis
yapılıp tedavi başlanırsa artan kan basıncı düşürülebilir, kalp ve kalp
dolaşım sistemindeki hastalık riski azaltılabilir.
HİPERTANSİYON RİSKLERİ
Hipertansiyon ciddi bir durumdur. Hipertansiyon, kendi başına
öldürücü değildir; fakat tedavi edilmediğinde hipertansiyonun sonuçları
öldürücü olabilir. Hipertansiyon kalbi zorlayarak kalp yetmezliğine
neden olabilir. Üstelik ateroskleroz ve bunun yol açabileceği iskemik
kalp hastalığı (belli bir bölgede kan akımının kesilmesi nedeniyle
oluşan geçici kansızlık; bölgesel anemi) rizikosunu önemli ölçüde
arttırır. Buna ek olarak , hipertansiyonlu hastalar kanama ve beyindeki
kan damarlarının trombozuna (pıhtılaşma/inme) diğerlerinden daha kolay
yakalanırlar. Hipertansiyon ayrıca koroner arter hastalığına' da büyük
katkıda bulunur ki, bu hastalık sanayileşmiş toplumlarda ölümlerin
başlıca nedenlerinden biridir. Bahsettiklerimizin hepsi tedavi edilmeyen
hipertansiyonun sonuçları olup hipertansiyona bağlı morbidite
(hastalık), mortalite (ölüm) büyük bir bölümünü oluşturur.
Hipertansiyonun Sınıflandırılması
Hipertansiyon sıklıkla nedenine göre sınıflandırılır. Buna göre 2 tip vardır ;
1- Sekonder Hipertansiyon
2- Esansiyel (primer)
Hipertansiyon Hipertansiyon vakalarının yaklaşık %90'ı, neden
(etiyoloji) bilinmediğinden primer ya da daha doğru bir deyimle
"esansiyel" hipertansiyon olarak adlandırılır.
Hipertansiyon vakalarının geriye kalan bölümüne, yani yaklaşık
%10'una bu durumun nedeni bilindiğinden "sekonder " hipertansiyon denir.
Böbrek kökenli olan (renal) hipertansiyon bunların en yaygın olanıdır.
1- Sekonder Hipertansiyon
Bu tipte yüksek kan basıncı, bilinen bir etiyolojiden (hastalıktan)
kaynaklanmaktadır. Neden olan hastalık tedavi edildiğinde hipertansiyon
düzelir.
Böbrek hastalığı: Renal hipertansiyon olarak adlandırılır. Varolan
bir böbrek hastalığı kan basıncının yükselmesine neden olur.
Endokrin hastalıkları: Endokrin sistemi etkileyen hastalıklar kan
basıncını da etkiler, çünkü adrenal bezler çeşitli kan basıncını kontrol
eden mekanizmaları düzenler.
İlaçlar: Bazı ilaçlar, örneğin kortikosteroidler, oral
kontraseptifler (aldosteron sekresyonu ve plazma reninini arttırarak),
nazal dekonjestanlar, amfetamin, tiroid hormonları, NSAID, soğuk
algınlığı ilaçları, siklosporin, eritropoetin, iştah kesiciler,
trisiklik antidepresanlar, MAO inhibitörleri, alkol (günde 70-100 mL
civarında alkollü içki alınması hipokalemik alkalozla birlikte
hipertansiyona neden olur) kan basıncının yükselmesine neden olurlar. Bu
ilaçların bırakılması ile kan basıncı normale döner.
Diğer Sebepler
1- Aort koarktasyonu: aortun doğuştan dar olması
2- Gebelik toksemisi: hipertansiyon, albuminüri, ödem ile karakterize, gebeliğin ikinci yarısında oluşan bir hastalık.
3- Beyin tümörü ya da lezyonu: intrakraniyel basınca yol açarak kan basıncının hızla yükselmesine neden olur.
2-Esansiyel (Primer) Hipertansiyon
Hipertansiyonun bu en yaygın şekli, bilinen nedenlere bağlı
değildir. Bu hipertansiyonun ortaya çıkış faktörleri hakkında kesin
bilgimiz mevcut değildir. Ayrıca hipertansiyonun başlangıcında rolü olan
patogenetik faktörlerin sayısıda çoktur. Hipertansiyon, kalp dolaşım
sistemi, noröendokrin, renal sistemi içeren multisistem bir bozukluktur
ve güçlü genetik faktörleri içerir. Bu faktörlerden birine ya da bir
başkasına farklı derecelerde önem veren çok sayıda ve farklı patogenetik
teoriler öne sürülmüştür.
Esansiyel hipertansiyon ayrıca bazı risk faktörleri ile de ilgidir.
Bu faktörler hipertansiyonu daha yaygın ve/ya da daha şiddetli
yapmaktadır. - sıvı ve hacim kontrolünde değişiklikle sonuçlanan renal işlev değişikliği renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminde anormallik - arteriol duvarlarında artmış sodyum ve tuz - baroreseptörlerin yeniden düzenlenmesi - diyetteki tuz miktarının yüksek olması - anormal psikolojik uyarı - ırk - cinsiyet - yaş - diabetes mellitus - aile hikayesinde hipertansiyon - hiperlipidemi(hiperkolesterolemi) - sigara içimi - obesite(şişmanlık)
Hipertansiyonun Derecesi
Hipertansiyon az ya da çok bilinen nedenlere dayanan
sınıflandırılmasına ek olarak şiddet derecesine göre de
sınıflandırılabilir.
Arteryel hipertansiyon tipi Kan basıncı düzeyi
140/90-160/95 arası SINIRDA 160/96-160/105 arası HAFİF 161/106-180/115 arası HAFİF ŞİDDETLİ 180/115 üzeri arası ŞİDDETLİ
3- KAN PIHTILAŞMASI ( TROMBOZ ) NEDİR ?
Tromboz bir damarın trombüs (damar içinde oluşan kan pıhtısı )
tarafından tıkanmasına denir. Tromboz bacak ve kalçanın iç toplar
damarlarında (ven) oluşursa daha ciddi problemler doğurur. Tromboz şayet
yüzeydeki toplar damarlarda ise bu bildiğimiz varizdir ve bir öncekine
göre dha az tehlikelidir. Derindeki damarlardan kopan kan pıhtısı
(trombüs) kalbe doğru akar, kalpten geçen pıhtı akciğerde damar
tıkanıklığına (embolizm) sebep olur. Buda kalbin zorlanması ve hatta
ölüm demektir, çünkü akciğerde tıkanan damar nedeniyle kan akışı
yavaşlar. Bunu önlemek için zorlanır ve nihayet durabilir. Nadiren bu
pıhtı beyin damarlarını tıkıyarak beyin kanaması veya kalp damarlarının
tıkanması, yani kronar tıkanmasına neden olur. Takriben insanların %
0,2’ sinde tromboz görülmektedir. Kadınlarda erkeklere göre daha çok
görülür.
Trombozun sebepleri:
1-) Kan akışının yavaşlaması 2-) Kan yapısının bozulması 3-) Damar iç yapısının bozulması
Trombozu oluşturan riziko faktörleri: 1-) Uzun süre yatmak zorunda kalmak 2-) Yeterince hareket edememe, uzun süren araba, otobüs veya uçak yolculuğu nedeniyle 3-) Ameliyat veya doğum sonrası kanın pıhtılaşama yapısının bozulması 4-) Kan hastalıkları nedeni ile kan akışının yavaşlaması 5-) Kalp zafiyeti 6-) Şişmanlık 7-) Damar sertlikleri ve kolesterol
Tromboz’ un Komplikasyonlar:
Tromboz oldukca çok rahatsızlıklara sebep olabilir. Bunlar ;
1-) Emboli: Akciğer damarlarında tıkanma 2-) Beyin kanaması: Trombüsün damarları tıkaması nedeniyle 3-) Bacak ülseri: Bacak damarlarının tıkanması sonocu (Ulcus cruris) 4-) Sepsis: Mikropların kanada yayılması 5-) Kronar yetmezliği: Trombüsün kronarları tıkaması nedeniyle
Trombüs beyin damarlarını tıkarsa beyin kanaması, akciğer damarlarını
tıkarsa emboli, bacak damarlarını tıkarsa bacak ülseri ve kalp
damarlarını tıkarsa kroner yetmezliği gibi rahatsızlıklara sebep olur.
4- KOLESTROL NEDİR ?
Günümüzde kolesterolün kalp hastalığı ile bağlantılı olduğuna
ilişkin bir şüphe kalmamıştır. Birçok inceleme anormal kolesterol
düzeyinin kalp hastalığı riskini doğrudan artırdığını göstermiştir. Daha
da önemlisi, son yıllarda yapılan araştırmalarda kolesterol düzeyini
düşürmenin kalp krizi riskini gerçekten azalttığı bilimsel bir
gerçektir. Kolesterol Neden Önemlidir?
Kolesterol, kalp-damar hastalığına yol açan en büyük nedenlerden
biridir. Kalp krizlerinin nedeni koroner kalp hastalığıdır. Bu
hastalıkta kalbe kan götüren damarlarda tıkanma meydana gelir. Bu
tıkanmaların en büyük sebeplerinden biri yüksek kan kolesterolüdür.
Ayrıca, ateroskleroz olarak da bilinen bu tıkanmalar bedendeki
atardamarların hepsinde meydana gelebilir. Bu da kalp krizine, yüksek
tansiyona ve bacaklarda kan dolaşımı sorumlarına veya anevrizmaya
(atardamarlarda zayıf bir noktanın yada şişliğin oluşması) neden olur.
Kandaki kolesterol düzeyini denetleyerek bu tıkanmaların oluşumu
yavaşlatılabilir, hatta durdurulabilir.
Kan Kolesterol Düzeyleri: 200 mg./dL.
İstenen düzey. 200-239 mg./dL.
Sınrda, yüksek. 240 mg./dL. yada fazlası.
Yüksek. 5- ANGINA ( Güğüs ağrısı ) NEDİR ?
Kalp damar hastalığının ( koroner damar ) an sık görünen
belirtisidir. Genellikle güğüs üstünde olan baskı tarzında ağrı
şeklidir. Ağrı çoğu zaman fiziksel, duygusal veya zihinsel atresin
ardından ortaya çıkar. Bazen hastalar nefes darlığı, aşırı yorgunluk,
baygınlık hissi, kolda , çenede ağrı gibi belirtilerle de
başvurabilirler. Bunlarda angina eşiti belirtiler olarak değerlendirmeye
alınırlar. ANGINA’YA NEDEN OLAN FAKTÖRLER NELERDİR ?
Angina kalp kasının oksijenlenmesinin ve kanlanmasının yetersiz olduğunun bir göstergesidir.
Kalp gördüğü iş yüküne bağlı olarak zengin kanlanmaya ihtiyaç duyar
bunu da koroner damar aracılığı ile sağlar. Eğer koroner damarlarda
daralma veya tıkanma olursa kalbe giden oksijen miktarı önemli oranda
azalır. Kalbin oksijene olan ihtiyacı egzersiz sırasında, ateşli
hastalıklarda, hipoglesemi ( kan şekerinin düşüklüğü ), yemek sonrası,
duygusal streslerde artar. ANGINA GÜNLÜK YAŞAMI NASIL ETKİLER ?
Birçok hastada efor kısıtlaması görülür.
Örneğin; düz yolda yürüyebilirken yokuş çıkamazlar, paket
taşıyamazlar. Angina günlük aktiviteyi kısıtlar, fonksiyonel kapasiteyi
düşürür ve yaşam kalitesini düşürür. ANGINADAN NASIL KORUNULUR ?
Koroner arter hastalığından korunmak için risk faktörlerinin kontrol
altında tutulması gereklidir. Kontrol altında tutulabilecek risk
faktörleri yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol seviyesi,
fazla kilo, egzersizden uzak bir yaşamdır.
Bu sürecin başladığını erken safhalarda tanısını koyabilmek için Kardyolojide bir çok tanısal yöntem bulunmaktadır.
1- Efor testi: basit bir test olduğu halde tanısal hassasiyeti düşüktür. %75-95 doğruluk payı vardır.
2- Talyum testi(sintigrafi): Halk arasında ilaçlı efor testide
denilmektedir. Bu testte hastanın kalp hızı ister eforla ister ilaçla
belli bir seviyeye gelince radyoaktif madde damar yolundan verilir ve
gama kamera denilen bir kamera ile kalp filmi çekilir. Bu testin
hassasiyeti basit efor testine göre daha yüksektir.
3- Bilgisayarlı tomografi ile koroner anjiografi işlemi: Bu teknik
son yıllarda geliştirmiştir. Hasta aynen tomografi filmini çekmek için
BT makinasına girer ve kalp hızı belli bir aşamada olduğunda radyoaktif
ilaç verilir. Bilgisayar yardımı ile tüm kalp damarlarının resmi bu
işlem sonunda çekilmektedir.
4- Konvansiyonel Anjiografi: Halk arasında anjio adıyla en çok
bilinen işlem. Bu işlemde hasta bir gece öncesinden midesi boş olsun
diye aç bırakılır.
Farklı durumlar için farklı tedavi yöntemleri bulunuyor.
1-Bütün testlerde darlık ya da tıkanıklık görünüyor ya da bundan
şüpheleniliyor olmasına rağmen, damarların tamamen normal çıkması durumu
mümkündür. (Çok düşük bir oranda olsa da yine de görüldüğü vakalar
vardır.)
Bu, kalbin ana damarlarında darlık olmasa da, bilimsel bir hipoteze
bağlı olarak kalbin mikrovasküler alanında aterosklerozun olduğunu ya da
bu durumun spazma bağlı olduğu gösteren bir tablodur. Aslında sebebi
tam olarak anlaşılamayan bir durum anlamına gelmektedir. Bu tür
hastalara sadece ilaç tedavisi yapılır.
2-Kalp damarlarında bir veya birkaç yerde çeşitli plaklar veya küçük
darlıklar oluşsa da bunların tıbbi olarak girişimsel açıdan bir şey
yapılamayacak yerlerde olmaları ya da girişimsel bir işlemin yapılmasına
gerek olmaması ihtimali.
Hastanın damarlarında %70’in üzerinde bir darlık görülmüyorsa
girişimsel bir işleme gerek duyulmamaktadır. Bazı hastalarda ise, darlık
görülen damarları çok uçta olduğu için balon ve stent uygulamalarından
yarar görmeyecekleri düşünülerek girişimsel işlemler uygun
görülmemektedir. Bu durumda ise uzun vadeli ilaç tedavisi uygulanmaktadır.
3-Girişimsel tedavi yöntemleri stent ve balon tedavisi anlamına
gelmektedir. Birkaç damarda çeşitli darlıkların ortaya çıkması ve
hastanın uygunluğuna göre çeşitli tekniklerle bu damarları açma
yöntemlerinin uygulanması.
Ameliyattan önceki son aşama olarak adlandırılan bu aşamada pek çok
tedavi seçeneği vardır. Hangi damar açma tekniğinin kullanılacağına
lezyonun (hasarın) kaynağına göre karar verilmektedir.
En çok kullanılan yöntem, damarı balonla açarak stent yerleştirme
yöntemidir. Eğer çok kireçlenmiş bir damar yapısı varsa, damarda uzun
bir hasar varsa o zaman başka tedavi yöntemlerine başvururlur. Damarın
içini tıraşlayıcı bir sistemle, önce damarda bir açıklık sağlayıp sonra
stent takma işlemi gerçekleştirilir. Ancak bu sistemin sonuçları klasik
yöntemden daha iyi değildir çünkü uzun vadede, yeniden tıkanma ihtimali
yüksektir.
4- Koroner arter by-pass ameliyatları birden çok damarda tıkanıklık
ve darlık olan hastalarda uygulanmaktadır. Ayrıca kalbi besleyen ana
damardaki lezyonlarda da hastayı ameliyatlı uygulamaya mecbur
bırakmaktadır. İnce damar yapısı olan hastalar için de yeniden tekrar
oranı yüksek olduğu için ameliyat ön planda tutulan bir yöntemdir.
Damarı tam tıkalı olan ve girişimsel kardiyoloji teknikleriyle damar
geçilemeyecek kadar kireçli olan hastalarda da cerrahi tedavi
önceliklidir.
KALBİNİZİ KORUMANIN YOLLARI :
* SAĞLIKLI BESLENİN * BEL ÖLÇÜNÜZE DİKKAT EDİN! * MENOPOZU GECİKTİRİN! * DÜZENLİ SPOR YAPIN STRESTEN UZAK DURUN! * İŞİNİZDE SINIRLARINIZI ZORLAMAYIN! * SAĞLIĞINIZI KONTROL ALTINDA TUTUN!
* PSİKOLOJİK DESTEK ALIN!
* ACELECİ OLMAYIN! * ALKOLÜ SINIRLANDIRIN!
* SİGARA İÇMEYİN ! * DUA EDİN !
Damar tıkanıklığı tedavisinde kullanılan % 100 Bitkisel ürünleri görmek için tıklayabilirsiniz....
YÜZDEN FAZLA HASTALIK İÇİN HAZIRLANAN BİTKİSEL KÜRLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN.....
Etiketler:kalpte damar tıkanıklığı,panax damar açıcı,damar açan ilaçlar,boyunda damar daralması,kılcal damar hastalıkları,boyun damar daralması,koroner damar hastalığı,aort damar ameliyatı,damar çıkması,damar iltihabı belirtileri,damar incelmesi,testislerde damar genişlemesi,testis damar genişlemesi,damar çekilmesi,damar toplanması,suni damar,damar daralması belirtileri,damar kuruması,damar seğirmesi,yapay damar,damar cerrahisi dergisi,damar otu faydaları,damar sıkışması,damar hastalıkları nelerdir,damar yetmezliği,beyinde damar genişlemesi,damar patlaması,damar hastalıkları tedavisi,gözde damar çatlaması,kalp damar uzmanı,kılcal damar kanaması,damar yumağı,damar genişlemesi tedavisi,kalp damar izmir,kılcal damar genişlemesi,damar
genişlemesi,beyin damar tıkanıklığı,kalp damar hastaneleri,damar hastalıkları hastanesi,kalp damar hastalıkları,damar hastalığı,damar tıkanıklığı belirtisi,damar tıkanıklığının belirtileri,damar tıkanıklığı belirtileri,damar tıkanıklığının tedavisi,damar tıkanıklığı tedavisi,kalp damar cerrahisi,damar cerrahisi,damar cerrahisi nedir,kalp damar hastanesi,kalp damar hastanesi hakkında,damar hastalıkları,damar hastalıkları nelerdir,damar hastalıkları tedavisi,kılcal damar,kılcal damar nedir,kalp ve damar,kalp ve damar hastalıkları,damar tıkanıklıkları,damar tıkanıklıkları hakkında bilgiler,damar tıkanıklıkları nedir,damar tıkanıklıkları çeşitleri,damar tıkanıklıkları hakkında genel bilgiler,damar tıkanıklığı,damar tıkanıklığı nedir,damar tıkanıklığı tedavisi,damar tıkanıklığı bitkisel
tedavisi,damar tıkanıklığı hakkında,bitkisel damar tıkanıklığı tedavisi,kalp damar,kalp damar hastalıkları,kalp damar rahatsızlığı,damar damar,damar,damar nedir,damar hakkında bilgiler,damar çeşitleri,damar görevi,damarın görevleri,damar hakkında detaylar,damar açıcılar,damar histolojisi,damar tıkanıklığı,damar sorunları,damar ,damar hastalıkları,damar yapısı,damar sorunları,damar hastalıkları nelerdir, damar, damar hastalıkları, damar tıkanıklığı, damar açma,beyin damar hastalıkları, damar, damar tıkanması, damar tıkanıklığı, atar damar, kolestrol, beyin damarı, beyincik damarı,kalp, kalp krizi, kalp kırizinin belirtileri, kalp krizinin nedenleri, kalp daralması neden olur, kalp krizi nedir, kalp ritmi bozuklukları, hipertansiyon, anjina pektoris, kalp daralması, kalp
Damar, damar, aort, damar sertliği, yüksek tansiyon, kalp damarlarında daralma, düşük tansiyon, taşikardi, çarpıntı, kalp ameliyatı, kalp damar ameliyatı, açık kalp ameliyatı, kalp damar operasyonu, kalp damar daralması, kalbin görevleri, kalp çarpıntısı, kalp yetmezliği, kalp daralması nedir
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download