T.B.M.M. B:121 29.6.2005 0:2 Değerli milletvekilleri, nüfusumuzun yüzde 99'u, belki daha fazlası İslam Dinini benimsemiş insanlardır. Türkiye'de yaşayan Müslümanlar, Türkiye'de yaşayan insanlar, Türk vatandaşları, bütün dünyaya örnek olacak bir şekilde çok önemli bir sentezi gerçekleştirmişlerdir, toplum olarak Müs­ lümanlığı benimsemişlerdir; ama, yönetim biçimi olarak demokrasiyi benimseyerek, demokrasi ile Müslüman bir toplumun çağdaş bir devlet oluşturabileceğini ve bunu, bütün dünyaya örnek olarak gösterebileceğini kanıtlamıştır. Türk modelinden bahsedilirken asıl kastedilen konu, Türkiye'nin, nüfusu Müslüman olmasına rağmen, Batılı demokratik ülkelerden geri kalmayacak kadar cumhuriyete, özgürlüklere, demok­ rasiye, çağdaşlığa ve gelişmeye açık bir toplum olmasındandır. Türkiye Cumhuriyetiyle ilgili olarak öne sürülen en önemli değerlendirme kriteri budur. Son zamanlarda, Türkiye'yle ilgili olarak dış kaynaklı bazı tanımlamalar yapılmıştır; sadece Türkiye'yle ilgili değil, Ortadoğu'yla ilgili de yapılmıştır. "Büyük Ortadoğu Projesi" adı altında, Amerika Birleşik Devletlerinin öncülüğünde iddia olarak ortaya konulan proje, bir anlamda, bir bölümüyle de, İslam ülkelerinin ılımlı İslam modeli çerçevesinde örgütlenmelerini öngörmektedir. Bu ılımlı İslam iddiası, modeli, kavramı, bu şekilde ortaya çıkmıştır ve Washington'da hem Amerika Birleşik Devletleri yöneticilerinin hem Türkiye'nin yöneticilerinin, Sayın Başbakanın katıldığı toplantılarda da bunlar Başbakana da ifade edilmiştir ve Büyük Ortadoğu Projesi çer­ çevesinde de Türkiye'nin önemli roller üstlenmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bütün bunlar, yaban­ cıların, Türkiye'yi, ılımlı bir İslam devleti olarak tanımlamaya çalışmalarından kaynaklanmaktadır. İslamın ılımlısı, ılımsızı var mıdır yok mudur; bu tartışma ayrı bir tartışmadır. İslam bir inanç­ tır. Özü itibariyle, İslam olan insanlar arasında bir farklılık yoktur; ama, îslamı kullanarak, İslamı yanında tutarak, hiçbirimizin kabul edemeyeceği çok büyük olumsuzluklar da yaşanmıştır. Bazı tarikatların, bazı din motifli örgütlenmelerin, İslamı kullanarak, İslama sığınarak, İslamcıymış gibi görünerek, İslamın özüyle bağdaşmayan çok yanlış işler yaptığını da hep beraber gördük, bunlara tanıklık ettik. Mahkemelere intikal etti bunlar. Domuz sapanıyla insanları İslam adına yargılayıp diri diri toprağa gömenler çıktı bu memlekette. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) ALİ TOPUZ (Devamla) - Müsaade eder misiniz efendim. BAŞKAN - Sayın Topuz, konuşmanızı tamamlayınız. ALİ TOPUZ (Devamla) - Bütün bunlar İslamı kullanmak amacıyla yapıldı. Değerli arkadaşlarım, şimdi, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Müslüman toplumla demok­ rasiyi ve cumhuriyeti yaşatmaya karar vermiş, onun başlangıcında görev almış, onu yaşatmaya devam eden bir siyasî parti olarak Türkiye'nin önündeyiz -kendi adımıza söylüyorum- ama, bütün bunlara rağmen, İslamı kullananlar vardır ülkemizde; İslamı kullananlar vardır ülkemizde, İslamdan geçinenler vardır. Daha bir süre önce, hep beraber, yurt dışında insanlarımızın dinî duygularını da istismar ederek paralarını toplayıp, onları dolandırıp Türkiye'ye gelenler hakkında bir araştırma komisyonu kurduk. İslamdan geçinenler vardır, İslamı ticarî amaçla kullananlar vardır, İslamı siyasete alet edenler vardır. Bu söylediklerimi yapanlara destek olanlar, onları koruyanlar, onları savunanlar vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin önünde şunu ifade ediyorum: Bunların tümü şerefsizdir, alçaktır! (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Ama, bu şerefsizlerden ve alçak­ lardan bir tanesi Cumhuriyet Halk Partisinin içinde yoktur, yoktur. ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum) - Nerede var?! ALİ TOPUZ (Devamla) - Türkiye'de vardır. Nerede var olduğunu arayalım, bulalım. İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sizin içinizde var. ABDULBAKİ TÜRKOĞLU (Elazığ) - Ne biçim konuşuyorsun lan sen! (AK Parti ve CHP sıralarından ayağa kalkmalar; gürültüler) -70-