I. SANTRAL SİNİR SİSTEMİNİN ENFEKSİYON HASTALIKLARI Santral Sinir Sisteminin (SSS) enfeksiyon hastalıkları rölatif olarak nadir görülen hastalıklardır, yaklaşık olarak hastane başvurularının % 1 ini oluşturmalarına rağmen mortalite ve morbiditelerinin yüksek olması nedeniyle tanı ve tedavide dikkat ve aciliyet gerektirirler. Tanı ve tedavi metodlarında son 20 yıldaki hızlı gelişmeye rağmen sinir sisteminin enfeksiyon hastalıklarında prognoz beklenildiği kadar düzelmemiştir. Bilgisayarlı Tomografi (BT) kafa içi kitlelerin daha hızlı tanınmasını, Manyetik Rezonans (MR) solid kitlelerin diğerlerinden daha hızlı ve doğru bir şekilde ayrılmasını laboratuar yenilikleri mikroorganizmaların daha hızlı ve doğru tespitine yardımcı olmuştur. Yeni antibakteriyel ve antiviral ajanlar sayesinde prognoz biraz daha iyileşmiştir. Bütün bu gelişmelere rağmen akut bakteriyel menenjitlerin mortalitesi halen % 20 – 30 lar civarındadır. Hernekadar tam olarak aydınlatılamasada santral sinir sistemi enfeksiyonlarında da lokal ve sistemik olarak üretilen sitokinlerin ( IL-1, IL-6 , TNF gibi ) patogenezde büyük rol oynadıkları tespit edilmiş ve yeni tedavi stratejileri üretilebilmiştir. Birçok mikroorganizma (bakteriler, viruslar, mantarlar, parazitler ve prionlar- infekte protein partikülleri-) sinir sisteminde enfeksiyon yapabilir. Bazı organizmalar ise sinir sistemi dışında enfeksiyon yaptıkları halde toksinleri veya metabolitleri yoluyla sinir sistemini etkilerler. Mikroorganizmalar temel olarak üç yolla sinir sistemine ulaşırlar. 1- Hematojen yolla: Birçok viral bakteriyel menenjit ve ensefalit etkeni bu yolla sinir sistemine ulaşır. 2- Direk invazyon yoluyla: Bu infekte paranazal sinüsler, ortakulak iltihapları, mastoiditler gibi infekte bir komşudan organizmaların invazyonuyla olabileceği gibi açık bir kırıktan, cerrahi bir girişimden, penetran bir yaralanmadan, ventrikülo peritoneal şantlardan veya os kribiformis kırığı gibi kırıklar sonucu oluşan Beyin Omurilik Sıvısı (BOS) kaçaklarından organizmaların direk olarak sinir sistemine ulaşmalarıylada olabilir. 3- Sinirler yoluyla: Bazı viruslar ve toksinler ise periferik veya kranial sinirler yoluyla sinir sistemine ulaşarak enfeksiyon yaparlar. SOĞUK ALGINLIĞI – NEZLE Soğuk algınlığı; Coryza; Nezle; Common Cold; Shore Throat; Soğuk algınlığı virüslerin neden olduğu, burun ve boğazda sınırlı bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık birçok virüse bağlı olabilir, 200 den fazla virüsün soğuk algınlığına yol açtığı tespit edilmiştir. Soğuk algınlığı son derece bulaşıcıdır, hastalık havadan damlacıkla yada ellerin ağız, burun ve göze dokunulması ile bulaşır. Soğuk algınlığının etkeni nedir? Soğuk algınlığına birçok virüs yol açabilir. Özellikle Rinovirüsler en büyük gurubu oluştururlar. Soğuk algınlığı ataklarının neredeyse %40 Rinovirüsler tarafından meydana gelir. Ayrıca Adenovirüsler, Coronavirüsler, RSV ( Respiratory Sinsisyal Virüs ) sık görülen soğuk algınlığı virüsleridir. Soğuk algınlığı kimlerde görülür? Soğuk algınlığı her yaşta görülebilir. 6 aya kadar olan bebeklerde anneden gelen immün globülinler bebeği soğuk algınlığı virüslerine karşı korur daha sonra annenin antikorları düşünce çocuklar hasta olmaya başlarlar. Sür çocukluğu döneminde ortalama olarak yılda 6-8 soğuk algınlığı – nezle atağı geçirilmesi normaldir. Okula başladıktan sonra bu sayı biraz daha artar yıla 8 – 10 atak geçirilir. Yaş ilerledikçe nezle atakları azalır. Erişkinlerde yılda 2-4 nezle atağı normaldir. Soğuk algınlığı geçiren kişilerle yakın temas, Hijyen eğitiminin eksik olması, El yıkama alışkanlığının yetersiz olması, Sigara kullanımı yada sigara içilen ortamda bulunmak, Kalitesiz ve / veya az uyku, İmmün sistemi bozan ilaç kullanımı, Kalabalık ve iyi havalanmayan ortamlarda bulunmak, Çocukların yakın temasta olmaları ( kreş, yuva, ana okulu, vb.) hastalığın kolay yayılmasını ve hasta olmayı kolaylaştırır. Soğuk algınlığı şikayetleri nelerdir? Hastalık bir iki günlük bir kuluçka süresinin sonunda ortaya çıkar, en sık görülen şikayetler: Ateş ( her zaman çok yüksek ateş olmaz ) , Boğaz ağrısı, boğazda yanma, gıcıklanma, kaşınma hissi, Burun akıntısı, burunda doluluk, Koku ve tat duyusunun bozulması, Hapşırık, Kuru öksürük, Kulaklarda doluluk ve kaşıntı, kulaklarda tıkanıklık hissi, Gözlerde kızarıklık sulanma ve yanma hissi, Baş ağrısı, Yorgunluk ve kırıklık hissi, Soğuk algınlığı tanısı nasıl konur? Soğuk algınlığı teşhisi hastanın şikayetleri ile konur. Genellikle ileri laboratuvar testlerine gerek olmaz, ancak gerilemeyen şikayetler yada komplikasyon düşünüldüğünde ileri tetkik ve inceleme istenebilir. Soğuk algınlığının hangi virüse bağlı olduğu genellikle test edilmez, bu hem pahalı hem de gereksiz bir çaba olur. Hastanın ateşinin tekrar yükselmesi, burun akıntısının iltihabi renk ve koku alması, kulak ağrısının artması, kulak ta iltihabi akıntı olması yada balgamlı öksürük başlaması komplikasyon geliştiğinin habercisidir. Bu gibi durumlarda tekrar doktora başvurulmalı ve komplikasyonların tanısı için gerekli testler yapılmalıdır. Soğuk algınlığı nasıl tedavi edilir? Soğuk algınlığı şikayetleri genellikle 10 gün kadar sürer. Bebeklerde, yaşlılarda ve altta kronik hastalığı olanlarda bu süre uzayabilir. Soğuk algınlığı doktor ziyaretlerinin neredeyse yarıdan fazlasının tek sebebi olsa da hastalığın spesifik tedavisi yoktur. Tedavi şikayetlerin hafifletilmesine yönelik olarak yapılır. Bol sıvı alımı burun tıkanıklığını azaltır, Odaya nemlendirici koymak öksürüğü azaltır, tıkanıklığı azaltır ve nefes almayı kolaylaştırır, Tulu suyla burun temizliği, burun tıkanıklığını, kulak tıkanıklığını azaltır, burun akıntısını azaltır, Tuzlu suyla gargara: boğaz ağrısını yumuşatır, Basit analjezik ve ağrı kesiciler ( Aspirin – parasetamol – ibuprofen gibi) kas eklem ağrılarını azaltır, teşi düşürür, Soğuk algınlığı ve nezle tedavisinde anti viral ilaçlar kullanılmaz. Eğer bu tedavi başarısız olursa şikayetlere yönelik ilaç tedavisi başlanabilir: Dekongestan ilaçlar, Öksürük kesici ve ekspectoran ilaçlar, Antihistaminikler, Boğaz pastilleri, Vapo – rub kullanılabilir. Dikkat: Çocuklarda viral kullanılmamalıdır. enfeksiyonlar sırasında Soğuk algınlığı ilaçları 2 yaş altı kullanılmamalı, 4 yaş altı çocuklarda aspirin çocuklarda ise mecbur olmadıkça kullanılmamalıdır. Bu ilaçlar 4-11 yaş arası dikkatli kullanılmalıdır. Boğaz spreyleri, şuruplar, burun spreyleri ve dekongestan ilaçlar burun mukozasında tekrar şişmeye, komplikasyon gelişmesine ve ilaç bağımlılığına yol açarlar. İlacı bırakınca hastanın burnu tamamen tıkanır bu nedenle bu ilaçlar 3 günden daha uzun süreli kullanılmamalıdır. Soğuk algınlığının alternatif tedavisi : Soğuk algınlığının alternatif tedavisi çok uzun yıllardır ata dedelerimizin tedavi reçetelerinde vardır. Nane – limon kaynatmak ( hem boğaz ağrısını alır hem burun tıkanıklığını açar), Zencefilli bal ( öksürük kesici) Tarçınlı ballı süt ( öksürük kesici) Limonlu ıhlamur ( boğaz ağrısı ve öksürüğe karşı) denenebilir. Vitamin C takviyesi soğuk algınlığı şikayetlerinin süresini kısaltmak için, Çinko pastilleri: soğuk algınlığı şikayetlerini yumuşatmak ve süresini kısaltmak için, Ekinezya çayı: soğuk algınlığı şikayetlerini azaltmak ve hafifletmek için denenebilecek tedavi alternatifleridir. Not: Bazı doğal ilaçlar yan etkiye, alerjiye ve diğer ilaçların etkilerinde değişime yol açabilir. Soğuk algınlığından korunma: Soğuk algınlığı 200 den fazla virüs ile meydana geldiğinden aşı üretimi mümkün olmamıştır. Hastalıktan korunmanın en önemli yolu hijyen kuralarına dikkat etmektir. Özellikle el yıkama, bulunulan ortamın sık sık havalandırılması, kağıt mendil kullanımı, ellerin ağız dudak, burun ve göze temas ettirilmemesi hastalıktan korunmada önemlidir. Soğuk algınlığı komplikasyona yol açar mı? Hastalık genellikle 1 hafta 10 gün içinde iyileşir. Dekonjestan ilaçlar, ateş düşürücü, ağrı kesici, öksürük kesici şikayetleri hafifletebilir. Hastalık genellikle komplikasyon gelişmeden düzelir ancak nadiren komplikasyon gelişir en sık görülen komplikasyonlar: Sinüzit, Orta kulak iltihabı, Bronşit dir. Ayrıca Astım, Kronik bronşit, Amfizem gibi kronik hastalıkların da alevlenmesine yol açar. hastada geçmeyen baş ağrısı, iltihabi burun akıntısı yüksek ateş varlığı sinüzit düşündür, kulak ağrısı kulak akıntısı ve ateş orta kulak enfeksiyonunu düşündürmelidir. giderek artan balgamlı öksürük ve ateş varlığında bronşit geliştiği aklımıza gelmelidir. soğuk algınlığının tedavisinde antibiyotiklerin kesinlikle yari yoktur. antibiyotik kullanımı bu komplikasyonların gelişimini engellemez. Nadiren soğuk algınlığına bağlı kuru öksürük hastalık geçmesine rağmen haftalarca devam eder ve astımı taklit eder ve astım ilaçları ile düzelir, bu gibi ısrarlı kuru öksürükler soğuk algınlığı komplikasyonu olarak nadiren görülebilir. Soğuk algınlığından korunmak için: Ellerinizi ağız, burun ve gözünüze sürmeyin, Ellerinizi sıklıkla yıkayın, Bulunduğunuz ortamı sıklıkla havalandırın, Sigara içmeyin ve sigara içilen ortamda durmayın, Hasta kişiler ile temas etmeyin, Hasta iseniz işe gitmeyin, doktora gidin ve rapor alın, Hasta çocuğunuzu okula göndermeyin. Çocukların ağızlarına götürdükleri oyuncakları paylaşmayın ve sık sık temizleyin. Referanslar: 1. http://www.cdc.gov/features/pediatriccoldmeds. September 11, 2009. Accessed September 15, 2014. Updated 2. http://www.ebscohost.com/academic/natural-alternative-treatmen ts. Updated August 2013. Accessed September 15, 2014. 3. http://www.niaid.nih.gov/topics/commoncold/pages/default.aspx . Accessed September 15, 2014. 4. http://www.ebscohost.com/dynamed. Updated July 1, 2014. Accessed September 15, 2014. 5. http://www.ebscohost.com/dynamed: Lizogub VG, Riley DS, Heger M. Efficacy of a pelargonium sidoides preparation in patients with the common cold: a randomized, double blind, placebo-controlled clinical trial. Explore (NY). 2007;3:573-584. 8. http://www.ebscohost.com/dynamed: Slapak I, Skoupá J, Strnad P, Horník P. Efficacy of isotonic nasal wash (seawater) in the treatment and prevention of rhinitis in children. Arch Otolaryngol Head Neck Surg. 2008;134:67-74. 9. http://www.ebscohost.com/dynamed: Arruda E, Pitkäranta A, Witek TJ Jr, Doyle CA, Hayden FG. Frequency and natural history of rhinovirus infections in adults during autumn. J Clin Microbiol. 1997;35:2864-2868. 10. Pappas DE, Hendley JO, Hayden FG, Winther B. Symptom profile of common colds in school-aged children. Pediatr Infect Dis J. 2008;27:8-11. 11. http://www.ebscohost.com/dynamed: Hemila H, Chalker E, Douglas B. Vitamin C for preventing and treating the common cold. Cochrane Database Syst Rev. 2010 Mar 17;(3):CD000980. 12. e http://www.ebscohost.com/dynamed: Sing M, Das R. Zinc for the common cold. Cochrane Database Syst Rev. 2011;(2):CD001364. 13. http://www.ebscohost.com/dynamed: Paul IM, Beiler JS, King TS, Clapp ER, Vallati J, Berlin CM. Vapor rub, petrolatum, and no treatment for children with nocturnal cough and cold symptoms. Pediatrics. 2010;126(6):1092-1099. 14. http://www.ebscohost.com/dynamed: Singh M, Das RR. Zinc for the common cold. Cochrane Database Syst Rev. 2013 Jun 18;6. More info ENFEKSİYON HASTALIKLARI dr aydoğan lermi, Enfeksiyon, enfeksiyon hastalıkları, enfeksiyon uzmanı Enfeksiyon, infectious, enfeksiyon hastalıkları, enfeksiyon uzmanı, Enfeksiyonlu Yara, Nörolojik Hastalıklar, Kemik İltihabı, Kronik Otit, Akciğer Hastalıkları, Orta kulak İltihabı, Hepatit B, Hepatit C, KOAH – Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı, İdrar Yolu enfeksiyonu, Grip, Bruselloz, Febril Nötropeni, Enfeksiyon Hastalıkları, Bulaşıcı Hastalıklar, Anaerob Enfeksiyonlar, Aort Kapağı Hastalıkları, Saman Nezlesi (Alerjik Rinit), Mide-Bağırsak enfeksiyonları, HIV, AIDS, Viral Enfeksiyon, Üriner Enfeksiyon, Hepatit A, Boğaz İltihabı, Grip, Halsizlik, İshal, Kalp Ağrısı, Göz Ağrısı, Enterit, Bronşit, Ateş, Bakteriüri, Cilt Hastalıkları, Karın Ağrısı, Kızamık, Tifo, Pnömoni, solunum yolu enfeksiyonları, Beyin enfarktüsü, Sarılık, Menenjit, Kuduz (hidrofobi), Kuduz, Lenfanjit, lenfadenit, sinüzit, Böbrek İltihabı, nefrit, rinit, anjin, akıntı, döküntü, kaşıntı, bulantı, kusma, ishal, kanlı ishal, kist, karaciğerde kist, köpek kisti, kediden bulaşan, köpekten bulaşan, evcil hayvanlardan bulaşan, yemekten bulaşan, sulardan bulaşan, havuzdan bulaşan, cinsel yolla bulaşan, temasla bulaşan, terlikten bulaşan, keneyle bulaşan, kene ile bulaşan, fareyle bulaşan, kanalizasyon, fosseptik, havludan bulaşan, tuvaletten bulaşan, kirli su, kirli sularla bulaşan, baş ağrısı, burun akıntısı, nezle, mayasıl, hemoroit, sifiliz, bel soğukluğu, şankr, şankroid, frengi, konjonktivit, sivilce, apse, kabuk, içi cerahatli, irin, irinli, apse boşaltma, düşük, doğumsal, genetik, idrarda yanma, kokulu akıntı, koyu akıntı, beyaz akıntı, akıntı ve kaşıntı, akıntı ve yanma, akıntı ve kanama, akıntı ve ateş, peniste akıntı, penis ucunda kaşıntı, peniste yanma, peniste yara, vajinada yara, kanlı idrar, kanlı akıntı, cerahatli akıntı, kanlı dışkılama, yeşil dışkılama, sulu dışkılama, makatta yara, anüste akıntı, makatta kanama, tırnak kırılması, tırnaklarda bozulma, mantar, mantar enfeksiyonu, tırnak mantarı, cilt mantarı, mantar tedavisi, akıntı tedavisi, tırnak tedavisi, adet kesilmesi, gebelik enfeksiyonu, bebek enfeksiyonu, çocuk enfeksiyonu, cilt enfeksiyonu, tırnak enfeksiyonu, karaciğer hastalıkları, karaciğer enfeksiyonu, safra kesesi enfeksiyonu, kemik enfeksiyonu, dalak enfeksiyonu, göz enfeksiyonları, göz kapağı enfeksiyonu, cilt enfeksiyonları, döküntülü enfeksiyonlar, tırnak enfeksiyonları, sinüzit, sinüs, göz, konjonktivit, otit, kulak zarı, zatürre, zatürre, pnömoni, pnömoni, akciğer enfeksiyonu, ince hastalık, tüberküloz, toplumdan bulaşan, havadan bulaşan, öksürükle bulaşan, nefesle bulaşan, okuldan bulaşan, parazit, bağırsak paraziti, solucan, solucan tedavisi, parazit tedavisi, kurt tedavisi, dışkıda solucan, dışkıda kurt, dışkıda parazit, kilo kaybı, kilo alamama, Nörit, Nöritis, Nevrit, Nevritis, Nevralji, meningoensefalit, ensefalo myelitler, düşük araştırması, torch, toksoplazma, rubella, rubeola, 5. Hastalık, 6. Hastalık, kızamıkçık, antibiyotikler, anti viraller, virüs, virus, barsak enfeksiyonu, ishal, dizanteri, kolera, amipli dizanteri, basili dizanteri, rota, adeno, rota virüs, adeno virüs, viral enfeksiyonlar, mantar enfeksiyonları, memede apse, vajinada kaşıntı akıntı, vajinada kanlı akıntı, hpv, aids nedir, hepatit nedir, zatüre nedir, menenjit nedir, enfeksiyon nedir, enfeksiyonu ne demek, osteomyelit, osteokondrit, zona, hsv, zona zoster, abdomen, periton, peritonit, apandisit, nefrit, piyelonefrit, sistit, üretrit, üretero vesikal reflu, hepato renal sendrom, salpenjit, salpingo ooforit, pid, pelvik inflamatuar hastalık, pelvis enfeksiyonları, jinjivit, diş apsesi, diş enfeksiyonları, parotit, kaba kulak, rinit, rektal apse, peri anal enfeksiyon, kemik eklem enfeksiyonları, artrit, kemik enfeksiyonu, eklem enfeksiyonu, kronik osteomyelit, perianal apse, ülseratif kolit, crohn, kron, çölyak, divertikül, divertikülit, balık zehirlenmesi, gıda intoks, gıda zehirlenmesi, gıdalar ile bulaşan enfeksiyonlar, sulardan bulaşan enfeksiyonlar, epiglottit, özefajit, gastrit, helikobakter pilori ,hpv aşısı, aşılar, zatüre aşısı, grip aşısı, influenza aşısı, menenjit aşısı, çocukluk aşıları, evlilik testleri, çocukluk çağı hastalıkları, döküntülü enfeksiyonlar, bulaşıcı enfeksiyonlar, tatilde oluşacak enfeksiyonlar, seyahat hastalıkları, sıtma, sivrisinekler ile bulaşan enfeksiyonlar, kenelerden bulaşan enfeksiyonlar, kene, sivrisinek, farelerden bulaşan enfeksiyonlar, kırım Kongo kanamalı ateşi, ebola, ebola enfeksiyonu, ebola nedir, ebola tedavisi, kkka, döküntü, kaşıntı, koma, yoğun bakım, yoğun bakım enfeksiyonları, ventilatör ilişkili pnemoni, hastane enfeksiyonları, vektör, trikomonas vajinalis, gardnerella vajinalis, giyardiya, trişinella, e. Coli, pseudomonas, beta, beta enfeksiyonu, boğaz enfeksiyonu, yüksek ateş boğaz ağrısı, üşüme titreme, titreme terleme, döküntü kaşıntı, idrarda yanma, idrar yolu enfeksiyonu, peniste yanma, idrar yaparken yanma sızlama, idrarda koyulaşma, idrarda koku, dışkıda kötü koku, kötü kokulu akıntı, cerahatli akıntı, şant, şant enfeksiyonu, anal yolla bulaşan, oral yolla bulaşan, sex ile bulaşan, sex, anal sex ile bulaşan, seks, seks ile bulaşan, anal seks ile bulaşan, anal seks, oral seks ile bulaşan enfeksiyon, meni ile bulaşan, vajinal salgılar ile bulaşan, tükürükten bulaşan, kondom, kondom kullanımı, dildo ile bulaşan enfeksiyon, dövme ile bulaşan enfeksiyonlar, vücut deldirme, piercing, steril, steril olmayan, dezenfeksiyon, pansuman, BOĞAZ ENFEKSİYONU Tonsillit; Farenjit; Anjin; Bademcik enfeksiyonu; Tonsillofarenjit; Pharyngitis; Tonsillopharyngitis; Throat Infection; Sore Throat; Beta; Boğaz enfeksiyonu boğaz bölgesinin mikrobik iltihabıdır. Boğaz bölgesinde ya yutak borusu yani farinks kısmı yada bademcik bölgesinin iltihabı boğaz enfeksiyonu diye anılır. Farinks : boğazın arka kısmı yutak borusu ile dil kökü arasındaki kısım. Farenjit: boğazın arka kısmı yutak borusu ve dil kökünü kapsayan kısımının iltihabıdır. Tonsil: Bademcik: boğaz girişinde yer alan immün sisteme ait dokulardır. Tonsillit: ağız arka duvarı üstünde boğaz girişinde yer alan bademcik dokularının iltihabıdır. Boğaz enfeksiyonu neden olur? Boğaz bölgesi çocukluk çağından itibaren insan vücuduna bakteri ve mikrobun en sık giriş yeridir. Dolayısı ile çocukluk çağdan itibaren giderek azalan sıklıkla boğaz enfeksiyonu geçiririz. Mikroplar yeme, içme, tatma sırasında yada nefes alırken boğazımıza kolayca ulaşabilir ve burada enfeksiyona yol açabilirler. Bu enfeksiyonların çoğu viral kaynaklıdır örn: Grip virüsleri, soğuk algınlığı virüsleri, nezle virüsleri boğaz yoluyla vücudumuza girer. Bazı boğaz enfeksiyonları ise bakteriyel kaynaklıdır. Bakteriyel boğaz enfeksiyonları içinde en tehlikeli olanı streptokoksik anjin yani beta mikrobudur. Boğaz enfeksiyonu tahriş ve alerjiye bağlı olarak da gelişebilir. Boğaz enfeksiyonu yapan sebepler: Virüslar Grip ( influenza) , soğuk algınlığı, virüsleri, Bakteriler o Beta anjini ( streptokoksik anjin ), nezle o Kızıl ( yine beta mikrobuna bağlı gelişen aşırı duyarlılık reaksiyonudur), o Hemophilus influenza, o Neisseria İnfeksiyöz mononükleozis: Ebstein Barr virüsüne bağlı sistemik enfeksiyondur, Alerjik rinit sinüzit akıntısına bağlı boğaz enfeksiyonu, Sigara dumanı, Kirli hava, Polenler, Reflüye bağlı mide asidi ile boğaz yanması ve iltihabı, Bazı immün hastalıklara bağlı boğa enfeksiyonları gelişebilir. Boğaz enfeksiyonları sebepler nelerdir? gelişimine neden olan Boğaz enfeksiyonları çocukluk çağlarında sık görülür yaş ile sıklığı biraz azalır ancak 65 yaş ve üstünde tekrar artmaya başlar. Yani immün sistemin zayıfladığı zamanlarda boğaz enfeksiyonu daha sık görülür. Aşağıdaki durumların varlığı boğaz enfeksiyonu riskini arttırır: Yakın çevredekilerde boğaz enfeksiyonu varlığı, Sigara dumanı, uçucu gazlar, kimyasallar yada kirli havaya maruz kalmak, Saman nezlesi hastası olmak, Allersik solunum yolu hastalıklarının varlığı, İmmün sistemi bozan durumların varlığı boğaz enfeksiyonu riskini arttırır. Boğaz enfeksiyonu şikayetleri nelerdir? Boğaz enfeksiyonları sırasında sık görülen şikayetler : Yutma güçlüğü, Burun tıkanıklığı ve burun akıntısı, Ateş, Boğaz lenf bezleridne şişme, Bademciklerde şişme, Ses kısıklığı yada seste çatallanma, Boğazda kızarıklık ve akıntı, Bademcikler üstünde beyaz iltihabi kabuklanma, Öksürük, Nefes darlığı gibi şikayetler görülebilir. Nezaman doktora gitmeliyim? Boğaz enfeksiyonu va ateş varlığı her zaman tehlikeli olarak kabul edilmeli ve her seferinde doktora gidilmelidir. Hernekadar boğaz enfeksiyonlarının küçük bir kısmı beta mikrobu nedeniyle meydana gelse de sonuçları çok ağır olduğu için her boğaz enfeksiyonunda beta bakılmalıdır. Pratik olarak ateş olsun olmasın bir günden uzun süren boğaz ağrısını mutlak doktor görmelidir. Özellikle çocukluk çağda beta enfeksiyonları erken dönemde teşhis ve tedavi edilmelidir. Tedavi edilmemiş beta enfeksiyonları romatizmal ateş e ve kalp, böbrek eklem ve beyine kalıcı zararlar verebilir. Dolayısı ile Boğaz enfeksiyonu ve ateş var ise mutlaka doktora gidilmelidir, ayrıca Uzun süren boğaz enfeksiyonlarında, Yutma zorluğu ve solunum zorluğu artıyor ise özellikle çocuklarda tükrük –salya akması, havlar tarzda ksürük var ise, Bademcikler üzeridne beyaz iltihap var ise, Döküntü var ise, Lenf bezleri şiş ve ağrılı ise, Boğaz enfeksiyonuna baş ağrısı eklenmişse, Kulak ağrısı başlamışsa, Baş dönmesi var ise, Bulantı kusma var ise, Burun akıntısı iltihaplı renk ve koku almışsa, Kas eklem ağrıları var ise, Tükrükte kan var ise hastanın derhal bir doktora götürülmesi gereklidir. Boğaz enfeksiyonu sebebi nasıl tespit edilir? Hastanın şikayetleri hastalığın seyri muayene bulguları genellikle teşhis koymak için yeterlidir, ayrıca laboratuvar testleri ile teşhisin desteklenmesi gerekebilir. Beta mikrobu ( streptokok ) tespiti için hızlı laboratuvar testleri ile bir saatten az sürede sonuç almak ve doğru tedaviye başlamak mümkündür. Bızlı beta testleri oldukça hassas testlerdir neredeyse tüm beta anjinlerini yakalarlar. Hızlı beta testi yanında boğaz kültürü de yapılabilir. Boğaz kültürü daha güvenli sonuç verse de hassasiyeti daha düşüktür ve sonuç geç alınır. Streptokoksik anjin tedavisinde hızlı test sonuçları tedaviye başlamak için yeterlidir. Beta mikrobu dışındaki boğaz enfeksiyonları da sebebine göre tedavi edilirler. Boğaz enfeksiyonlarının tedavisinde : İlaçlar: Ağrı kesiciler, Ateş düşürücü, Antibiyotik, Boğaz pastili, Alerji ilaçları, Öksürük ilaçları, Burun spreyleri, Deniz suyu spreyleri, Gargara, Kortizonlu ilaçlar kullanılabilir. Ev reçeteleri: Nane limon, Okaliptüs pastilleri, Karanfil, Tuzlu su ile gargara, Buruna tuzlu su çekmek, Buğu, Bol su, Portakal suyu sayılabilir. Boğaz enfeksiyonlarından korunma Boğaz enfeksiyonlarından korunmak için Sık el yıkama, özellikle kalabalık yerlerde, çocuk bakımından önce ve sonra el yıkama boğaz enfeksiyonlarından korunmada önemlidir çünkü virüsler ve mikropların birçoğu kirli ellerin ağıza – buruna sürülmesi ile bulaşır. Hasta ile temasın kesilmesi. Evde boğaz enfeksiyonu var ise özellikle hassas kişilerle temasın kesilmesi ( yaşlı – çocuk vb.), hastanın mümkünse odasından çıkmaması, eşyalarının paylaşılmaması. Oyun bebeklerinin oyuncaklarının paylaşılmaması, paylaşılmış olanların yıkanması- silinmesi, hsta bebekler – çocuklar ile temas edilmemesi, hasta bebekçocukların bilerek parka, okula, oyun alanına getirilmemesi, gönderilmemesi, Hasta çocukların okula gönderilmemesi, hasta olduğu fark edilen çocukların sınıfa sokulmaması, Sınıfların düzenli aralıklar ile havalandırılması, Kalabalık ortamlarda ellerin sıkça değdiği kapı kolları, tutamaklar, trabzanlar, sıralar gibi alanların temizlenmesi, Kağıt mendillerin bir kere kesinlikle ortada bırakılmaması, kullanılıp atılması Alerjik rinit, saman nezlesi gibi şikayetlerde bilinen alerjenlerden kaçınılması, Kapalı yerlerde sigara içilmemesi, Gaz, toz ve buharlı ortamlardan uzak durulması, İş yerinde gaz, toz için gerekli önlemlerin alınması, Çok sıcak-çok soğuk içilmemesi önerilir. Referanslar: 1. Healthy Children—American Academy of Pediatrics http://www.healthychildren.org 2. National Institute of Allergy and Infectious Diseases http://www.niaid.nih.gov 3. Canadian Society of Otolaryngology http://www.entcanada.org 4. Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca 5. Brink AJ, Cotton MF, et al. Guideline for the management of upper respiratory tract infections. S Afr Med J. 2004;94:475-483. 6. Choby BA. Diagnosis and treatment of streptococcal pharyngitis. Am Fam Physician. 2009;79(5):383-390. 7. Pharyngitis. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed. Updated April 25, 2014. Accessed September 29, 2014. 8. Sore throat. American Academy of Family Physicians Family Doctor website. Available at: http://familydoctor.org/familydoctor/en/diseases-conditions/so re-throat.html. Updated May 2014. Accessed September 29, 2014. 9. Sore throat. Patient UK website. Available at: http://www.patient.co.uk/health/sore-throat-leaflet. Accessed November 20, 2013. Accessed September 29, 2014 10. The difference between a sore throat, strep and tonsillitis. American Academy of Pediatrics Healthy Children website. Available at: http://www.healthychildren.org/English/health-issues/condition s/ear-nose-throat/Pages/The-Difference-Between-a-Sore-ThroatStrep-and-Tonsillitis.aspx. Updated May 28, 2014. Accessed September 29, 2014. 11. Throat problems. American Academy of Family Physicians Family Doctor website. Available at: http://familydoctor.org/familydoctor/en/health-tools/search-by -symptom/throat-problems.html. Accessed September 29, 2014. 12. Vincent MT, Celestin N, et al. Pharyngitis. Am Fam Physician. 2004;69(6):1465-1470. 13. 11/10/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance http://www.ebscohost.com/dynamed: Hayward G, Thompson M, Heneghan C, Perera R, Del Mar C, Glasziou P. Corticosteroids for pain relief in sore throat: systematic review and metaanalysis. BMJ. 2009;339. EL AYAK AĞIZ HASTALIĞI Hand, Foot, and Mouth Disease; Vesicular Stomatitis With Exanthem; El ayak ağız hastalığı nedir? Bebek ve çocukluk çağında sık görülen bulaşıcı viral hastalıktır. Hastalık ateş, ağız ve ağız etrafında, ellerde, ayaklarda döküntü ve soyulmalar ile karakterizedir. Genellikle yaz ve bahar aylarında görülür, komplikasyonsuz iyileşir. El ayak ağız hastalığı nasıl bulaşır? Virüs direk temas yada hasta çocuğun salya, dışkı, idrar gibi çıkartıları ile direk temas sonucu bulaşır. Genellikle küçük çocuk ve bebeklerde görülür. Hastalık bulaşmasını arttıran etkenler nelerdir? Hasta çocuklar ile aynı ortamı paylaşmak, 10 yaşın altında olmak, Kalabalık ortamlarda bulunmak hastalık kapma şansını arttırır. El ayak ağız hastalığının belirtileri nelerdir? Hastalık hafif gribal şikayetler ile seyreder, en sık Hafif ateş, İştah kaybı, Huzursuzluk, Boğaz ağrısı, Yemek yerken ağızda acıma, yutamama, Ağız etrafına ve içinde ağrılı döküntüler, Avuç içi ve ayak tabanında ağrısız kaşıntısız döküntüler ve soyulmalar görülür. Hastalık nadiren ağır seyreder: 3 günden uzun süren ateş ( 37,5 C üstünde ateş), Kusma, Letarji, Kan şekerinde artma olması durumunda hastane bakımı gerekir. El ayak edilir? ağız hastalığı nasıl teşhis Hastalık genellikle döküntüler ortaya çıktıktan sonra muayene ile teşhis edilir. Boğaz sürüntüsü ve dışkı örneğinden enterovirüs tayini ancak imkan olan durumlarda ve teşhisten şüphe edildiğinde istenebilir. El ayak ağız hastalığının tedavisi: Hastalığın spesifik bir tedavisi yoktur. Tedavi ateş düşürücü ve ağrı kesiciler ile çocuğu rahatlatmak, sıvı ve kalori takviyesi yapmaktır. El ayak ağız hastalığından korunma: Hastalıktan korunmak için özellikle küçük çocuk oyun alanları ve kalabalık ortamlarda kontamine olmuş alanların ( sık dokunulan alanlar) basit sabun ve çamaşır suyu ile temizlenmesi, küçük çocukların ağızlarına soktukları oyuncakların paylaşılmaması, yoğun ilgi gören ve salya bulaşabilecek yüzey ve oyuncakların silinerek temizlenmesi, Daha büyük çocuklarda el yıkama alışkanlığının edinilmesi, ellerin göze ve ağıza sürülmesinin engellenmesi, Hasta olan çocuklar ile temasın engellenmesi hastalığın bulaşmasını azaltır. Yüzey temizliğinde bir kova suya katılan yarım bardak çamaşır suyu yeterlidir. El ayak ağız hastalığı döküntüler çıkmadan önceki 3 gün ve döküntüler solup bulaşıcıdır. ateş düştükten sonraki 5 gün Referanslar: Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov National Institute of Allergy and Infectious Diseases http://www.niaid.nih.gov Canadian Pediatric Society http://www.cps.ca Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca boyunca BİTLENME Bit; Bitlenme; Head lice; Louse; Saç biti kafa bölgesinde özellikle saçlı deride yerleşen, çok küçük, çıplak gözle zor görülen bir parazittir. Saç, kaş, kirpik ve sakal bölgesinde görülebilir. Kaşıntıya neden olur. Saç biti bu bölgeden başka alana yayılmaz. Nasıl bulaşır ? Saç biti insandan insana bulaşır. Temas, fırça, yastık, tarak, şapka gibi eşyaların ortak kullanımı yada koltuk başlıklarından, oyun halılarından, yastıklardan bulaşabilir. Hastalık Çocuklarda, özellikle küçük yaşta okul çocuklarında, Kişisel eşyaların paylaşıldığı durumlarda, Sıkça temasın olduğu oyunlar ve sporlar sırasında, Ortak kullanılan koltuk, yastık, fırça, tarak ve benzeri araçlar ile sıkça bulaşır. Saç biti ne şikayete sebep olur? Hastalık kaşıntı ile kendini belli eder. Aşırı kaşınan bölgelerde cilt kanamaları ve enfeksiyonlar, ateş gelişebilir. Bölgesel lenf bezleri şişebilir. Saç biti teşhisi nasıl konur? Detaylı fiziksel muayene ve saçların bir büyüteç ile incelenmesi ile teşhis konur. Saçlar arasında bitleri görmek yada saçlara yapışık bit yumurtalarını ( saçlar üzerindeki yapışık bit yumurtalarına sirke denir ) görmek teşhis koydurur. Saç biti nasıl tedavi edilir? Tedavi canlı bitlerin öldürülmesi ve yumurtaların temizlenmesi ile olur. Saç bitleri sık kullanılan ilaçlara genellikle dirençli olduklarından tedavide başarısızlık sık görülür. Sadece canlı parazitlerin görüldüğü hastalar tedavi edilmelidir. Tedavide aşırıya kaçılmamalı, üretici firma kullanım talimatlarının dışına çıkılmamalı ve gereksiz yere tedavi tekrarı yapılmamalıdır. Tedavide ilk adım içerisinde Permehrin yada Pyrethrin olan bir şampuan ile saçlı derinin yıkanmasıdır. Bu tedavi sadece canlı bitleri öldürür. Bu ilaçları kullanırken üretici firma talimatlarına uymak çok önemlidir. Şampuanla yıkama yumurtalardan çıkan bitlerin temizlenmesi için 7 ila 10 günde bir tekrarlanmalıdır. Kaş ve kirpiklerin temizlenmesinde cımbız ve vazelin kullanılır. Cımbız ile sirkeler temizlenir. Vazelin ile kapatılan bölgede canlı bit kalmaz. Kaş ve kirpikler vazelinlenir, bu işlem 3-4 gün tekrarlanır. Tedavinin ikinci adımı sirkelerin temizlenmesidir. Bu amaçla özel üretilmiş taraklar yada fırçalar kullanılır ( bunlar genellikle şampuanla birlikte verilir ve aynı kutudan çıkar). Permethrin ve Pyrethrin e karşı bitlerde giderek artan bir direnç söz konusudur. Doğal ilaçlar, Hindistan cevizi yağı ve anise denen bitki de tedavide başarılı sonuçlar vermektedir. Tedavide kullanılan ilaçlar saçlı deride irritasyon ve kızarıklığa yol açabileceğinden kendi kendinize teşhis koymaya kalkışmak zararlı olabilir. Sirke kepek ile karışır yanlış teşhise yol açabilir. Bir uzman tarafından teşhis konulması en doğrusudur. Bit tedavisinde kullanılan ilaçlar: bunlar şampuan, losyon yada krem şeklinde satılmaktadır. Malathion, Permethrin, Pyrethrin, İvermectin, Benzyl alkol, Lindane ( dikkatlice nörotoksiktir ve uygulamak gerekir kullanım talimatını ) ancak dirençli ve tekrarlayan vakalarda kullanımı tavsiye edilir. Saç bitinden korunma: Saç biti özellikle çocuklar arasında sık görülen bir paraziter hastalıktır. Hastalık özellikle okulların açıldığı zamanlarda salgın halinde görülür. Kafasını sık kaşıyan çocukların bit açısından kontrolü gerekir. Evde , okullarda ve araçlarda : Koltuklar, oyun alanları, halılar, yastıklar, nevresim takımları, battaniyeler vb ortak eşyaların vakumlanarak temizlenmesi, Çocuklar arasında saç fırçası, tarak, şapka paylaşımının önlenmesi, Araç koltuklarının ve paspaslarının vakumlanarak temizlenmesi, Fırça, tarak, şapka ve kapşonlu giysilerin yıkanarak temizlenmesi, En az haftada bir bit açısından detaylı incelenmesi önerilir. Tedaviye rağmen tekrarlayan vakalarda mutlaka enfeksiyon hastalıkları yada dermatoloji konsültasyonu önerilir. Referanslar: Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ Kids Health http://kidshealth.org/ Caring for Kids http://www.caringforkids.cps.ca/ Communicable Disease Control (CDC) Network http://www.gov.mb.ca/ İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS Kissing Disease;Öpücük hastalığı; İnfeksiyöz Mononükleozis; Mono; İnfeksiyöz CA Lermi Ateş, boğaz ağrısı, şişmiş lenf bezleri ile karakterize viral bulaşıcı hastalıktır. Ebstein Barr virüs ile meydana gelir. Hava ve temas yoluyla bulaşabilir, özellikle tükrük ve mukozal salgılarda yoğunlaşan virüsün öpme ile bulaşması kolaylaşır. Bu nedenle öpücük hastalığı da denir. Toplumda yaygın olarak görülen bir hastalıktır ve genellikle çocukluk çağında sessiz olarak geçirilir ancak 10 yaşından sonra geçirilirse, Hastalık, stress, yorgunluk gibi immün sistemin zayıfladığı zamanlarda geçirilir ise EBV virüs enfeksiyonu infeksiyöz mononükleozis sendromuna yol açar. Yaş ilerledikçe hastalığın şiddeti de artar. Okullar, yuva, bakım evleri, kreş gibi ortamlarda kolayca yayılır. Hastalığı bir kez geçirmek ömür boyu bağışıklık bırakır. Mononükleozis şikayetleri nelerdir? Hastalık genellikle virüsün bulaşmasından 4-7 hafta sonra ortaya çıkar. İlk belirtiler genel bir kırgınlık hali ve gribal şikayetlerdir. 10 yaş altı çocuklarda genellikle bu şikayetler dışında hiçbir şikayet görülmeden hastalık atlatılır. Halsizlik ve kırgınlık hali genellikle bir hafta kadar sürer daha sonra: Yüksek ateş, Boğaz ağrısı ve boğazda şişme, bademciklerin şişmesi, Lenf bezlerinin şişmesi, Aşırı halsizlik, Şiddetli kas ağrıları, Dalak ve karaciğerde şişme, Hafif sarılık başlar. Genellikle bu şikayetler 1 – 2 hafta içinde azalarak kaybolur. Hastalık çok nadiren karaciğerde ağır hasar yapacak kadar ilerleyebilir. Mononükleozis nasıl teşhis edilir? Hastalık basit boğaz sürüntü testleri yada kan testleri ile kolayca teşhis edilebilir. İnfeksiyöz mononükleoz testler yapılmalıdır: dan şüpheleniliyor ise aşağıdaki Tam kan sayımı, Periferik yayma, Mono test, EBV VCA IgG, IgM, Early Antijen, EBV anti Nuclear antijen antikoru IgG, EBV PCR, Hastalık yaşa bağlı olarak çok çocuklarda teşhis güç olabilir. hafif geçebilir, küçük Mononükleozis tedavisi Mononükleozis in tedavisi yoktur ancak şikayetleri yatıştırmak amacıyla ağrı kesiciler kullanılabilir. Hastalık genellikle tedavisiz kendi kendine iyileşir, tedavi ile hastalık süresini kısaltmak mümkün değildir. Hastalık genellikle 4-6 haftada tamamen iyileşir ancak aylar süren yorgunluk sendromlarına yol açabilir. Tedavide antibiyotik kullanılması çok ciddi yan etki ve komplikasyonlara neden olur. Büyümüş dalak darbe ile yırtılabilir, bu nedenle 1 ay kadar spordan uzak durulmalıdır. Ağrı kesici ve ateş düşürücüler, boğaz pastilleri ve tuzlu su ile gargara şikayetleri yatıştırır. Nefes almayı zorlaştıracak boğaz tutulumu, kan tablosunu bozan kemik iliği tutulumu ve karaciğerin tutulduğu ağır durumlarda kortikosteroid kullanımı gerekebilir. İstirahat, Bol su tüketmek, İlk bir ay spor yapmamak, ağır kaldırmamak, iyileşmeyi kolaylaştırır. İnfeksiyöz Mononükleozis hastalığı ile bazı Lenfoma ve nazofarinks kanserleri arasında ilişki vardır. Hastalığı geçirmek bu kanserlerin riskini arttırmaktadır. Mononükleozis den korunma EBV virüsü ile genellikle hayatın erken dönemlerinde karşılaşılır ve hastalık hafif gripal şikayetler ile atlatılır. Toplum taramalarında 35 – 40 yaş insanların %95 oranında hastalığı geçirmiş oldukları tespit edilmiş. Yaş ilerledikçe hastalık şikayetleri de ağırlaşır ve mononükleoz sendromlarına kadar ilerler. Hastalıktan korunmak için: Hasta kişiler ile yakın temasta bulunmamak, Kalabalık yerlerden uzak durmak, Aşırı stres ve yorgunluktan uzak durmak sayılabilir. Hastalık geçtikten sonra virüs vücudumuzda saklı olarak kalır, aktive olup olmadığını bilmiyoruz ancak hayat boyu ikinci kez mononükleozis geçirmiyoruz. Hastalık geçtikten sonra 4-6 hafta kadar bulaşıcılığı devam eder. Referanslar : 1. Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov 2. National Institute of Allergy and Infectious Diseases http://www.niaid.nih.gov 3. About Kids Health http://www.aboutkidshealth.ca 4. The College of Family Physicians of Canada http://www.cfpc.ca 5. Balfour HH Jr, Hokanson KM, et al. A virologic pilot study of valacyclovir in infectious mononucleosis. J Clin Virol . 2007;39:16-21. 6. Infectious mononucleosis. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed . Updated February 28, 2013. Accessed June 7, 2013. 7. Luzuriaga K, Sullivan JL. Infectious mononucleosis. N Engl J Med . 2010 May 27;362(21):1993-2000. 8. Mononucleosis. Academy of Family Physicians website. Available at: http://familydoctor.org/familydoctor/en/diseases-conditions/mo nonucleosis.html . Updated November 2010. Accessed June 7, 2013. Dr. Lermi Dr. Aydoğan LERMİ Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 0532 386 94 78 ÇOCUK CHECK UP PROGRAMI Çocukların büyüme gelişmesi sırasında düzenli muayene, laboratuvar testleri ve gelişme kayıtlarının tutulması gereklidir. Bkz: çocukluk çağı aşıları ve testleri. Çocuk Check up programları mutlaka çocuk doktorunuzun gözetimi ve denetiminde yapılmalıdır. Çocuğunuzla ilgili her türlü sağlık dokümanını mutlaka saklayınız. Çocukların rutin muayene ve testleri geriye dönük büyüme ve gelişmenin göstergesidir. Çocuk check up programı testleri rutin testler olmakla beraber okul başarısında duraksama, bedensel gelişimde aksama ve beklenen performansta gerileme olduğunda ilk bakılan testlerdir. Aşağıda yer alan testler mutlaka çocuk hekimi tarafından değerlendirilmeli gerekirse Kulak Burun Boğaz, Göz, Diş hekimi muayenesi de yapılmalıdır. Çocuk Check Up testleri: Açlık kan şekeri, Tam kan sayımı (hemogram), Tam idrar tahlili, Dışkıda parazit ve parazit yumurtası aranması, Sensitive- TSH Free T4, Total kolesterol, HDL kolesterol, LDL kolesterol, Trigliserid, Üre, Kreatinin, ALT, AST, Anti HBs.