bud haberleri - Borsa Uzmanları Derneği

advertisement
^BUD HABERLERİ]
www.bud.org.tr
TARİH: Mart 2007
SAYI: 60
İÇİNDEKİLER
¾ Başkan’dan
¾Lisans Yenileme
Eğitimleri Hk. Duyuru
¾ SUNAY AKIN 26 Mart
tarihinde İMKB’de!!
¾ Gezgin Festivalle 3.
Buluşma
¾ KÜRESEL ISINMA VE
SU SORUNU
*Bünyamin Sürmeli,
Meteoroloji Mühendisi
*Ömer Madra, Açık Radyo
Yayın Yönetmeni
¾ BUD İletişim Bilgileri
AYLIK BÜLTEN
BAŞKAN’DAN
Sevgili Dostlar,
Yoğun siyasi ve ekonomik gelişmelere sahne olabilecek bir döneme
Mart ayı ile birlikte girmiş bulunuyoruz. Borsamız kendi iç
dinamiklerinden kaynaklanan zemin üzerinde sağlam duruşunu
sürdürmeye çalışırken, yurtdışındaki ekonomik ve politik gündemler bu
duruşu etkileyebilecek ortamlar yaratabiliyor.
Artık Cumhurbaşkanlığı seçimi ve olabilecek erken seçim söylentileri
gündemin ilk sırasına oturmuş durumda. Gelebilecek her yeni haber,
beklentilerin yönünü anında değiştirebilecek nitelikte olabilir. Bununla
birlikte ABD ekonomisi hakkında sinyaller ve Japon Merkez Bankası’nın
faiz arttırımı global anlamda da ekonomik dengelerin hassaslaştığını
gösteriyor.
Derneğimiz ünlü şair Sunay Akın’ı gösteri yapması için İMKB’ye davet
etmiştir. Hepinizi 26 Mart Pazartesi günü İMKB Konferans Salonu’nda
düzenlenecek bu gösteriye davet ediyor, tüm bayanların Dünya Kadınlar
Gününü kutluyor, sağlık, mutluluk ve esenlik dolu günler diliyorum..
İsmail TAVLI
BUD Başkanı
LİSANS YENİLEME EĞİTİMLERİ HAKKINDA DUYURU
Lisanslama sınavlarını kazanmış olmakla birlikte, son iki yıldır;
-Lisans belgesi başvurusunda bulunmayan veya
-Sermaye piyasası kurumlarında lisansa tabi bir görevde çalışmayan
kişilerin lisans durumları sermaye piyasası mevzuatı uyarınca “lisans yenileme eğitim
ihtiyacı”na dönüştürülmüştür.
Bu kişilerin Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği tarafından düzenlenen lisans
yenileme eğitimine katılmaları gerekmektedir.
Lisans yenileme eğitimleri ile ilgili sorularınıza, Lisans yenileme eğitim tarihlerine ve
başvuruda
yapılması
gereken
işlemler
hakkında
gerekli
bilgilere
www.tspakb.org.tr/index_tur.htm adresinden ulaşabilirsiniz.
EĞİTİM YERİ: TSPAKB Eğitim Salonu, 1.Levent Plaza, A Blok Kat:4, Büyükdere Cd.
No:173 Levent-İstanbul
Tel: 0212 280 85 67
Derneğimizin www.bud.org.tr adresindeki web sitesini ziyaret ettiniz mi?
“Bir milletin gerçek değerleri hisse senetleri değil, hissi
senetleridir” diyen
SUNAY AKIN
26 Mart tarihinde İMKB’de ..!
Sunay Akın ilk şiirini 9 yaşında meteoroloji müdürlüğünde çalışan bir memurun kızına
yazar. Kızın isminin baş harflerinin dizelerini oluşturduğu şiiri, evlerinin terasında
bulunan odunluk kapısının iç kısmına yazar. Kız balkona geldiğinde odunluğun
kapısını açar. Mahsusçuktan!...
Ama şiir kızın gözüne hiçbir zaman takılmaz. Sunay Akın yıllar sonra “Bir Şairdir
Artık”, çocukluğunun geçtiği Trabzon'a gittiğinde sert geçen bir kışta, içindeki
odunlarla
birlikte
kapının
da
sökülüp
yakıldığını
öğrenir.
Şairin ilk şiiri “Hava Muhalefeti” nedeniyle kayıptır.
Şairimiz, kâğıt gemilerden emekli bir kaptan olarak yazmaya başladığı şiirlerini
1989'da ‘Makiler' adıyla yayınladı. Bu ilk eserinin arkasına da birer martı gibi ‘Antik
Acılar', ‘Kaza Süsü' ve '62 Tavşanı' adlı şiir kitaplarını sıraladı.
Düzyazıda da, ancak bir şairin yazabileceği konulara el attı. Bu alandaki eserleri
İstanbul'un Nazım Planı, Kız Kulesi’ndeki Kızılderili, Ay Çöreği ve Deniz Yıldızı,
Önce Çocuklar ve Kadınlar, İstanbul'da Bir Zürafa, Onlar Hep Oradaydı, Kırdığımız
Oyuncaklar, Kule Canbazı'dır. Birçok radyo ve televizyon programına imzasını
atmıştır.
Bir şairin kurduğu ilk müze olan İstanbul Oyuncak Müzesi, Sunay Akın'ın en büyük
düşü olarak İstanbul Göztepe'de ziyaretçileriyle buluşmaktadır.
Yazarımız, Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde
dersler vermiştir. Tek kişilik oyunuyla da yurt içi ve yurt dışında sayısız gösterileriyle
geçmişten bugüne köprüler kurmakta ve ‘Bir milletin gerçek değerleri hisse senetleri
değil,
hissi
senetleridir' sözüyle
de
bu yolculuğuna devam etmektedir.
Sunay Akın’ın yolu 26 Mart Pazartesi günü İMKB’den geçiyor..
Ünlü şair, yazar ve müzeci Sunay Akın’ın 12:30-13:30 saatleri arası, İMKB Konferans
Salonu’nda yapacağı gösteriye, tüm üye temsilcileri ve İMKB çalışanları davetlidir.
BORSA UZMANLARI DERNEĞİ
Not: Aracı Kurumlardan gelmek isteyenlerin de güvenlik ve sınırlı koltuk sayısı nedeniyle
21.03.2007 tarihine kadar (212) 298 22 59 no’lu telefona isim yazdırmaları rica olunur.
GEZGİN FESTİVALLE 3. BULUŞMA ..
Dünyayı turlayan, 6 kıtada 45 şehre ulaşan dijital film festivali ‘Resfest’, 16–18
Mart’ta İstanbul’a uğruyor!
Bağımsız yaratıcıların, yeni dijital teknolojileri kullanarak ürettikleri film ve videoları izleyicilerle
buluşturan kısa film ve dijital sanatlar festivali ‘Resfest’, 10 yaşına bastı. Festival yönetmeni Gökçe
Su Yoğurtçuoğlu’nun çalışmalarıyla 2004 yılından beri İstanbul izleyicisine de ulaşan etkinlik, bu
sene Mart ayında gerçekleştiriliyor. Üstelik bu sefer yolu, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri
Fakültesi’nin katkılarıyla İstanbul’dan sonra Eskişehir’e de düşüyor. ‘!f İstanbul’un ardından bu defa
Resfest’in dijital havasına giriyoruz. 2000’i aşkın uluslararası başvurunun yanında, festival ekibinin
dünyayı gezerek derlediği 10 filmden oluşan, Chicago çıkışlı dijital gezginin bu seneki programında
kısa filmler, dinamik müzik videoları, deneysel animasyonlar, en yeni tasarım filmleri, motion
graphics çalışmaları ve 10 yılın devrimci film anlayışını örnekleyen derlemeler bulunuyor.
Türkiye’den yapılan 150 başvuru arasından seçilen ve derlenen ‘RESMIX TR’ gösterimi de ‘Resfest’
Türkiye programında.
Dönemin global panoramasını temsil eden en iyi film örneklerinin yanında, paneller, söyleşiler,
seminerler, teknoloji sunumları, canlı performanslar, heyecanlı partilere de yer verilecek.
Zengin bir içerik
Güzel bir fikirden esinlenen yapımcıların, kabarık bütçelere ihtiyaç duymadan yaratıcı işler
yapabileceğinden yola çıkan ekip, üretilen bu çalışmaları festivalin etkileşimli ortamında yeni
fikirlerle buluşturuyor. Bu seneki ‘Resfest’ özel gösterimi kapsamında ise çok tartıştığımız konular var
karşımızda: küresel birliktelik, ekoloji ve sosyal sorumluluk. Ekip herkesi, çevresel bilinçlenmeden
kök hücre araştırmalarına, yok olan ormanlardan nükleer silah üretimine ve anti-globalizasyon
hareketine birçok konuyu gündeme getiren farklı gösterimlerde yer alan ‘Resfest’ filmlerini izlemeye,
bu konularda fikir alışverişinde bulunmaya çağırıyor.
Eko filmlerinden oluşan ‘Everything Under The Sun’ kısmı, Neil Blomkamp, Richard
Fenwick, Simon Robson and Three Legged gibi yönetmenlerin imzasını taşıyor.
Kısa filmler bölümü tematik olarak bir araya getirilmiş iki gösterimden oluşturulmuş. ‘State of
Art’, aksiyon, animasyon, hareketli grafik ve belgesel formatında yapıtlar. ‘Fear and
Trembling’ başlığı ise korku filmi türünden örnekler içeriyor. Bu gösterimler dahilinde
‘Resfest’in Richard Fenwick, Johan Kramer, Stefan Nadelman gibi kıdemli yönetmenlerinden
dünya galaları olacak.
‘Resfest’in doğumundan beri en popüler olan gösterimlerinden müzik videoları kısmı ‘Cinema
Electronica’ ve ‘Videos That Rock’ kapsamında yine geçen senenin en dikkate değer videoları
dev perdede: Basement Jaxx, Bright Eyes, Coldcut, Death Cab for Cutie, Gnarls Barkley, Hot
Chip, The Knife, Massive Attack, The Presents, Jamie Lidell, Tiga ve Zero 7 gibi grup ve
sanatçılar için çekilen videolar kanımızı kaynatacak.
Tasarım videoları: ‘By Design’ gösteriminde Leftchannel, Grant Orchard, Ben Stokes ve
Graham Wood gibi isimlerin eserleri yanında festival için ekip arkadaşlarıyla Türkiye’ye
gelmesi beklenen Melih Bilgin’in Türk-Alman ortak yapımı ‘Made in Germany’ adlı filmine
de yer veriyor.
Partiler de olacak
‘Resfest’, 16–18 Mart tarihlerinde Feriye Sineması’na konuk oluyor. Particilere 14 ve 18
Mart’ta Babylon’da ve 15 Mart’ta ise Roxy’de yapılacak partilerin müjdesini verelim!
Ayrıca, bu sene festivalde üç filmi bulunan San Franciscolu yönetmen Eric Henry ile söyleşi
ve seminerler gerçekleştirileceğini hatırlatalım.
‘Resfest’in ikinci Türkiye durağı, 21–23 Mart tarihlerinde Eskişehir Anadolu Üniversitesi
Gösterim Salonu Sinema Anadolu
İstanbul’da film ve seminer biletleri, öğrenciler için 10YTL., tam ise 12YTL. 80YTL’lik
İstanbul Repass ile Ortaköy Feriye Sineması’ndaki tüm film gösterimleri ve diğer etkinlikler
ile Roxy’deki parti için geçerli kombine bilet işlevinden faydalanabilirsiniz.
Ayrıntılı program ve değişiklikler için www.resfest.com.tr
(Gizem Seylant – İstanbul Life)
BUD GÜNCESİ
KÜRESEL ISINMA VE SU SORUNU
Bu senenin gündemine küresel iklim değişimi damgasını vurmuştur. Küresel iklim değişiminin insan
kaynaklı olduğunu BM raporu belgelendirdi. Yerkürede ortalama ısının yükselmesinin dünya ekonomisine
vereceği zararı bilen küresel egemenler, yaklaşan tehlikeyi gördükleri için, bu yıl gerçekleştirilen Davos
Zirvesi’nde küresel ısınmayı birinci sorun olarak ilan ettiler. Bu konuya 17 oturum ayrıldı. Küresel
ısınmanın dünya ekonomisi açısından çok ciddi bir tehdit olduğunun altı çizildi. Görünen o ki; doğanın
dengesini bozanlar da, verdikleri zararın gerçek boyutları karşısında ürkmeye başlamışlardır. Bu kez
yaklaşan felaket, insanlığın gördüğü en büyük felakettir. Çünkü şu anda iki buzul çağının tam ortasındayız
ve fosil yakıtlar bu şekilde tüketilmeye devam ederse, geri dönülmez aşamaya gelinecek, iklimsel
değişimler sonucu, açlık, kıtlık, salgın hastalıklar, kitlesel göçler başlayacaktır. Canlıların büyük bir kısmı
yok olacaktır. İnsan soyunun bundan 4 milyon yıl önce ortaya çıktığını varsayarsak, bu boyuttaki yok oluşa
insan soyunun ilk kez tanık olacağını söyleyebiliriz. Üstelik bu toplu yok oluşun da, gene insan
etkinliklerinden kaynaklanması oldukça düşündürücüdür.
Bugün, küresel ısınmanın sorumlusu olanların şimdiden, birincil enerji kaynaklarını, fosil yakıtlardan
yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüştürmek için çalıştıklarını, buna yönelik yatırımlar yaptıklarını
görmekteyiz. Dünya petrollerinin dörtte birini, benzinin ise yaklaşık üçte birine yakın kısmını tek başına
tüketen ABD’nin bile, yenilenebilir enerjilere geçişle ilgili olarak yoğun çalışmalar içerisinde olduğunu
görüyoruz. Bunu, hem enerjinin etkin kullanımı alanında, hem de sıfır emisyonlu araçların üretilmesi, güneş
pili kaplı yapıların yapılması çalışmalarında görebiliriz. Ama geçiş süreci içerisinde zarar etmemek için, şu
anda, Kyoto Protokolü de dahil olmak üzere, kendine külfet getirecek hiçbir anlaşmaya imza atmamaktadır.
Bazı bilim insanlarının teorilerine göre; yerküre milyonlarca yıl önce de iklimsel değişimlere uğramıştır.
Fakat bu iklimsel değişimler basit bir meteorolojik olay olarak kalmamıştır. Yeryüzündeki canlıların
topluca yok olmasına neden olmuştur. “En kitlesel yok oluşlar, iklimsel değişimle gerçekleşmiştir.”
Bilim insanlarının bulguları, bundan 251 milyon yıl önce yeryüzündeki yaşamın neredeyse sıfırlandığını
göstermektedir. 251 milyon yıl önce, yeryüzündeki kara parçaları henüz birbirinden ayrılmamışlardı.
Karalar Pengea adlı süper bir kıtada birleşik durumdaydılar. İşte bu dönemde ortaya çıkan iklimsel değişim,
denizdeki canlıların %90’ını, karadaki canlılarınsa %75’ini yok etmiştir. Bilim insanları, bunu, fosil
kayıtlara dayanarak ileri sürmektedirler.(Bilim ve Teknik 2005 Şubat sayısı)
Aslında bu toplu yok oluşla ilgili olarak iki değişik teori bulunmaktadır. Bunlardan daha önceki teori,
bundan 65 milyon yıl önce meydana gelen bir kitlesel yok oluştaki gibi, 10-20km. çapında meteorların
dünyaya çarpması sonucu ortaya çıkan toplu yok oluş teorisidir. Diğer bir görüş ise, bu toplu yok oluşun
birden değil, uzunca bir süre devam eden bir küresel ısınma sonucunda olduğudur. Gerek çarpma teorisiyle
ilgilenenlerin, gerekse iklim değişimi sonucu kademeli yok oluşu savunanların görüşleri daha geniş şekilde
değişik kaynaklardan incelenebilir. Ama dikkate değer konu şudur: Teoriler, toplu yok oluşun nedenini
hava sıcaklığının aşırı artması ve oksijen yetersizliği olarak açıklamaktadır. Sonuçta, toplu yok oluşa neden
olan en önemli etkenin iklimsel değişim olduğu ortaya çıkıyor. Bundan milyonlarca yıl önce iklimsel
değişimin nedeni neydi? Bu sorunun yanıtı, Sibirya Kapanı denen yerde çok uzun süren volkanik faaliyetler
olarak verilmektedir. Ama neden sadece bu değildir. Bir taraftan volkanlar dünyayı ısıtıyor, diğer yanan ise
okyanusun altında donmuş şekilde duran büyük metan rezervleri de açığa çıkarak “atmosferde
dizginlerinden boşanmış bir ısınmaya” neden oluyor. Bu arada oksijen de azalmaya başlıyor. Atmosferdeki
oksijen oranı %16’ya düşüyor. Bu ise 5000metre yüksekliğindeki dağın tepesinde zorlukla alınan nefese
eşittir. Washington Üniversitesi Profesörlerinden Peter Ward, bu konuları araştıran ekibin başındaki kişi
olarak, şu görüşü ileri sürmektedir. “Sıcaklık arttıkça arttı ve kritik noktaya geldiğinde her şey öldü. Yaşam
türlerinin çoğu dayanılmaz sıcaklık ve oksijen yetersizliğinin oluşturduğu çifte felaketle baş edemedi”
Büyük çarpma teorisini öne sürenlerin ve küresel ısınma sonucu bu yok oluşun olduğunu savunanların
teorilerinde; bu felakete insan etkinliklerinin neden olmamış olduğu ortak noktadır. Yani insanın dışında
gelişen doğal olaylar sonucu bu yok oluşlar gerçekleşmiştir.
Günümüze dönecek olursak da, bugünkü küresel ısınmanın baş sorumlusunun insan etkinlikleri
olduğunu görürüz. Bunun başlangıcının da 1760’lara dayandığını görmekteyiz. Çünkü sanayi devriminin
başlaması ve gereksinim duyulan enerjinin fosil yakıtlardan karşılanması, bugünkü duruma gelmenin ilk
temellerini oluşturmuştur. Tabii ki sorun sadece bu kadarla da kalmadı. Bir yandan fosil yakıtlar yakılırken,
diğer yandan da ormanlar hızla yok edilerek, atmosferdeki bu fazla karbondioksiti yok ederek biokütleye
dönüştürecek organizmalar azaltılmaya başlandı. Böylece atmosferdeki karbondioksit miktarı giderek
artmaya başladı. Bu artış son 50 senede iyice katlanınca, günümüzde geri dönüşü olmayan noktaya ulaştı.
Bunun doğal sonucu olarak atmosfer ısınmaya başladı.
Sonuç olarak; yaklaşan bu küresel tehlikeden insanlığın kurtuluşu; enerjinin etkin kullanımı, yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, çevreyle uyumlu teknolojilerin kullanılması, çevreye
zarar veren teknolojilerin ve fosil yakıtların kullanılmamasıyla mümkündür. Bu arada, elbette ki,
atmosferdeki karbondioksiti azaltmak için ormanların geliştirilmesi gerekmektedir. Bütün bunlar yapılsa
bile, dünyanın dengesini bulabilmesi yüzlerce yıl sürecektir. Ama en azından tüm canlıların, dolayısıyla
insanların kitlesel yok oluşlarının önüne geçilmiş olunacaktır. Bütün bunların gerçekleştirilebilmesi ise, bu
felakete neden olanların ikna edilmesi veya etkisizleştirilmesiyle mümkündür.
(Enver Şat)
NELER OLACAK BİZE?
Kar, yağmur görmeden kış mevsimini uğurlayınca küresel ısınma gündemin temel mevzularından biri oldu.
Peki şehri nasıl bir tablo bekliyor? Özellikle yakında İstanbul’da ne gibi etkilerini göreceğiz?
Bünyamin Sürmeli, Meteoroloji Mühendisi: “Yeşil alanlar arttırılmalı”
Dünya, havasıyla yeriyle topyekûn ısınıyor ve iklim değişimi beklenenden daha süratli, ivmeli bir şekilde
artıyor. Şehirleşmenin artışı da lokal olarak iklim değişimlerini getiriyor. İstanbul’u örnek alalım; hem Avrupa
hem de Asya yönünde genişliyor. Her yer şantiye, sanayi bacaları tütüyor, dev dev binalar yükseliyor, şehrin
hava sirkülâsyonu değişiyor, yeşil alanları kalmamış, her gün saatlerini trafikte geçiren 1,5 milyon aracı var,
hareketli 15 milyon insanı bulunan bir şehir! Sizce küresel değişim üzerine bu faktörler de ekstra bir değişim
katmaz mı? Global etkilenmenin dışında, özellikle İstanbul için yapılacakların başında yeşil alanların
arttırılması, bu yeşil alanların otobanlardan uzak tutulması (otobanlardaki araçlar ağaçları strese sokuyor),
trafiğe acil çözüm bulunması ve su bütçelerinin yapılması gerekiyor. Unutmamamız gerekenlerden birincisi ne
tür önlem alınırsa alınsın, küresel ısınma bazı noktalarda dönüşü olmayan bir yere geldi, önüne tamamen
geçilemez durumda, ancak süresi uzatılabilir. İkinci olarak da İstanbul gibi bir metropolün iklim değişimi
yaşamaması mümkün değil. Bu nedenle araştırma ve tedbirler her yıl revize edilmeli.
Ömer Madra, Açık Radyo Yayın Yönetmeni: “Küresel ısınmayı önleme savaşını kaybettik”
Meseleyi İstanbul’un durumu diye ayırt etmeye imkân yok. Ben çok kısa yoldan söyleyeyim; İstanbul için özel
bir öngörü yok tabii ama bu küresel iklim değişimi denen facia konusunda bir şey yapılmazsa, bugüne kadar
yaptığımız gibi ‘böyle gelmiş böyle gider senaryosuna uygun gidilirse’ 10 yıl gibi bir süre içinde tamamen
kontrolden çıkmış bir dünya olacak! O zaman ne İstanbul, ne Türkiye’yi konuşacak halimiz olacak. Bizleri nasıl
bir tablo bekliyor sorusunun cevabı ise çok basit aslında, çok büyük sıcak dalgaları olacak. Şimdi BM’nin son
raporu diyor ki, bu artık böyle devam ettiği sürece belki de sıcak dalgaları iki yılda bire gelecektir. Hiç kışı
olmayan, hiçbir yağışı olmayan bir İstanbul’u yaşadık bu kış. 2007’nin ocak ayı, kayıtların başlangıcından bu
yana en sıcak ay olma rekorunu açık ara kırmış! 2007 yılının tarihteki en sıcak yıl olacağı neredeyse kesin gibi.
Küresel ısınmayı bütün sonuçlarıyla göreceğiz. Büyük kuraklıklar olacak, İstanbul alarm vermeye başladı bile.
İstanbul’a, Türkiye’ye, dünyaya neler olacağı değil soru. Biz bu tehlike karşısında ne yapacağız? Asıl soru bu!
Yaşanabilir bir dünyaya nasıl yeniden ulaşabiliriz? Kyoto Protokolü neler öngörüyor? Bu protokol, küresel
ısınma tehdidine karşı dünyadaki tek uluslararası anlaşma. Tek hedefi var: Küresel ısınma yaratan karbon
salımlarının %5–8 kısalması. Çok küçük ve yetersiz bir hedef bu. Evet, Kyoto çok küçük bir hedef. Ama onu
imzalamak çok önemli. Çünkü bir zihniyet değişikliği demek!
(Senem Bal Ay - İstanbul Life)
BORSA UZMANLARI DERNEĞİ
BUD Başkan
BUD Başkan Yardımcısı
BUD Genel Sekreter-Web Editörü
BUD Sayman
BUD Yön.Kur.Üyesi
BUD Yön.Kur.Üyesi
BUD Yön.Kur.Üyesi
BUD Bülten Editörü
İsmail TAVLI
Sedat Ali ERATAÇ
Zeynep Gül AKTAŞ
Bülent KURTULUŞ
Uğur DOĞAN
Murat ÖZKAYA
Şefik KEZER
Meliha DEMİRKOL
İletişim için;
Tel:
Faks:
Web:
E-Posta:
0212 298 22 59
0212 298 26 01
www.bud.org.tr
bud@bud.org.tr
editor@bud.org.tr
Download