Rio Karnavalı`na bir de bu taraftan bakın!

advertisement
On5yirmi5.com
Rio Karnavalı'na bir de bu taraftan bakın!
Takvim gazetesi yazarı Ergün Diler bugünkü yazısında muhalefeti Rio Karnavalı
üzerinden anlatıyor...
Yayın Tarihi : 13 Şubat 2013 Çarşamba (oluşturma : 10/20/2017)
İşte Ergün Diler'in yazısı...
Muhalefetten söz edeceğimi dün yazmıştım. Ülke değişirken, kronik sorunların üzerine korkusuzca
gidilirken, bölgede söz sahibi olunurken ortada muhalefet yok!
Ya söyleyecek bir şeyleri yok, ya da söylemekten çekiniyorlar!
Bence ikinci şık, ihtimal dahilinde değil...
Çünkü o kadar ağır hakaretlerin savrulduğu bir siyaset arenasında kimsenin kimseden
çekinmeyeceği ortada...
Hem de iktidara bu kadar antipatiyle bakarken sessiz kalınamayacağı bilinen bir gerçek!
O zaman geriye tek seçenek kalıyor!
Muhalefet ne Türkiye'nin ne de dünyanın gittiği yerden haberdar! Ve bu nedenle sesleri çıkmıyor!
Çıksa da kimse inanmıyor!
Neden mi?
Bir hikaye ile anlatalım...
Akdeniz, Osmanlı gölü haline geldikten sonra Avrupalılar bir çıkış için arayışa girdi.
Ticaret yollarını geliştirmek ve değiştirmek istediler.
Önce gemilerin ölçüsü büyütüldü!
Sonra da deniz bilimlerine ağırlık verildi.
Geriye cesur denizciler bulmak kalmıştı!
Onlar da çok geçmeden ortaya çıktı...
Büyük denizlere dayanıklı gemilerin yapımından sonra özellikle İspanyol ve Portekizli gemiciler,
HİNT yoluna düştü. Osmanlı'dan kaçış onlara üstünlük getirecekti.
Çok geçmeden ticaret yolları Avrupalı beyazlara geçti.
Para ve zenginlik iktidar getirdi.
Artık Hintliler köle, büyük gemilerin sahipleri patrondu!
Kısa bir zaman sonra o topraklara yabancı olanlar kendi mutluluklarını yarattı!
Para ve güç onlarda olduğu için YERLİ HALKI aşağılamakta gecikmediler... Belki PAGAN
geleneklerinde vardı bilinmez ama birileri KÖYLÜ halkı yılın belli günlerinde özenle hazırladıkları
pistte yürütüyordu...
Bu merasim zenginlerin en büyük heyecanıydı!
Çünkü birbirlerine kenetlenerek yürüyen insanlara patronların locasından DIŞKI yağıyordu!
Büyük bir titizlikle hazırlanan sahipler, köylülerin, ezilenlerin tepesine poşetler içinde dışkı atıyor ve
kahkahalara boğuluyorlardı!
İşgalci böyle bir şeydi işte...
Hem malını, hem canını, hem namusunu alıyor. Bir de üstüne kahkahayı basıyordu!
Bu kafanın yaptıkları Avrupa'yı heyecanlandırınca denizlere açılan nüfus çoğaldı.
Bazıları da yeni yerler keşfetmenin büyüsüne kapıldı! İşte bu kafalardan bazıları şimdi KARNAVALIN
başladığı Brezilya topraklarına ulaştı.
Bu zihniyet, Hintliler'e yaptığının aynısını Brezilya'daki yerlilere de yaptı! Malı mülkü elinden giden
köylüler, yılın belli günlerinde Asya'daki sömürülen insanlar gibi yeni efendilerinin önünden yürüyor
ve başlarına DIŞKI yağıyordu! Yıllarca barış içinde yaşamış insanlar beyazlar tarafından hayvan
yerine bile konulmuyordu!
Bütün bunlar yaşanırken, insanlık tarihi acı ve sömürü ile yazılırken dünya da değişiyordu!
Önce Fransız ihtilali, ardından insan hakları kavramı ve endüstrideki çeşitlilik bu ilkel merasimlerin
kalkmasına neden oldu! Sömürü şekil değiştirdi!
Ama ortada ciddi bir sorun vardı. Yıllarca ZENGİNLERİN önünde yürüyen bu insanlar şimdi ne
yapacaktı?
Akıllı biri öne çıkıp bağırdı:
"Hep onlar için yürüdük, şimdi kendimiz için yürüyelim. Bu bizim bayramımız olsun!"
Şaşkınlıkla birbirine bakan halk, hep bir ağızdan çığlık attı! Artık kendi özgürlükleri için
yürüyeceklerdi...
Ama tek bir fark olacaktı. Sırf bu merasim için günlerce hazırlanıp en güzel kıyafetler giyilip dans
edilecekti!
İsteyen BEYAZ AVRUPALILAR da gelip tribünlerden izleyecekti!
İşte şimdi dünyayı kasıp kavuran RİO KARNAVALI'nın bilinen hikayelerinden biri böyle!
Ben bunu Rio'da Ergun Göknel'in oğlu Demir Göknel'den dinlemiştim...
Yazının devamını okumak için tıklayınız!
Takvim
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Rio Karnavalı'na bir de bu taraftan bakın!
Download