IGMG Ev Sohbetleri GT 24. Ders Konu: Efendimiz Hz.Muhammed’in (sav) Hayatından Efendimiz Hz. Muhammed’in (sav) Hayatından Hz. Peygamber Efendimiz bizim için nasıl bir misaldir? Hz. Peygamber kimdir, O’nu nasıl anlamalıyız? Kuşkusuz bu gibi sorular, İslam dini üzere yaşamayı gaye edinen her müslüman gencin, kendisine sorması gereken soruların başında gelmektedir. Günümüzde insanların önemli bir kısmı dünyevi sıkıntılarla mücadele etmektedir. Gün geçmiyor ki, çevremizde bir insanlık dramına şahit olmayalım. Sürekli ailevi sıkıntılar yaşayanlar, uyuşturucu kaçakçılığı yüzünden hapiste yatanlar, dünyevi sorunları nedeniyle intihara kalkışanlar, günlerini kumar ve içki masalarında harcayanlar ve buna benzer sıralayabileceğimiz başka onlarca örnek mevcuttur. Saymış olduğumuz tüm bu olumsuz örneklerin içinde malesef günümüzde müslüman gençlerinin de yer aldığını üzülerek görmekteyiz. Yüce Rabbimizin „Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah en güzel örnektir.”1 buyurduğu ve alemlere rahmet olarak gönderdiği2 son Elçisi Hz. Muhammed (sav)’in izinde olmaya çalışanların, yukarıda sıraladğımız o olumsuz karelerin içinde yer almalarının sebebi ne olabilir? Bu soruya verilecek en net cevap, kuşkusuz O’nu (sav) hakkıyla tanımadığımız ve O’nu hayatımızın merkezine koyamadığımız olacaktır. İnsan, tanımadığı bir kimseyi sevemez. Hakkıyla tanımadığı ve sevemediği hiç bir insanı da kendine örnek edinemez. Örnek edinemediği insanı ve prensiplerini de hayatının merkezine yerleştiremez. Hayatının merkezine yerleştiremediği hiçbir prensip de hayatında belirleyici unsur olamaz ve hayatına yön veremez. Bu sebepten dolayıdır ki, Efendimiz (sav) ile olan bağımızı sürekli gözden geçirmek, O’na hakkıyla bağlı olabilmeyi en büyük gaye olarak belirlemek ve bu bağlılığımızı sürekli tazelemek zorundayız. 1 2 Ahzab Suresi, 21. Ayet. “(Resûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.“ (Enbiya Suresi, 107. Ayet) Igmg Ev Sohbetleri 22, 01122013 İslam’da Tevazu 1 IGMG Ev Sohbetleri GT Peki O’nu nasıl tanıyacağız? Şunu açıkca ifade edebiliriz ki, müslümanların günümüzde yaptığı en büyük eksikliklerden bir tanesi, Efendimizi (sav) “sadece” Hadis metinlerden okuyarak tanımaya çalışmasıdır. Buhari, Tirmizi, Muslim gibi büyük Hadis kaynaklarını mutlaka okuyacağız ve Efendimizi (sav) tanımaya gayret edeceğiz. Ama sadece bununla yetinmek, büyük bir eksiklik olacaktır. Bu eksikliğin mutlaka farkında olmamız gerekmektedir. Çünkü İslam’ın son Elçisi Resulullah’ı hakkıyla tanımak, O’nu “yaşamaktan” geçmektedir. Bir insan, yemek tarifi kitabından istediği kadar bir yemeğin tarifini okuyabilir ve hatta ezeberleyebilir. Ama o yemeğin tarifini okuyup ezberlemiş olması, ona o yemeğin tadını kesinlikle vermez. O yemeği tadmadığı müddetçe, o yemeği tanıdığını da iddia edemez. Efendimiz (sav) ve O’nun sünnetiyle olan bağlantımızı da işte bu basit örnek üzerinden gözden geçirebiliriz. Efendimizi (sav) sadece metinlerden okuyup öğrenmek ve bilmek yetmiyor, O’nu mutlaka yaşamak lazımdır. Çünkü İslam’ın tadını alabilmek, ancak Resulullah’ı yaşamakla mümkündür. Dolayısıyla O’nunla alakalı bildiklerimizle amel etmek durumundayız. Yani ilmiyle amil olanlardan olmak zorundayız. Bu nedenle Peygamberimizi tanımak ve O’nun sünnetini hayatımızın temel taşı konumuna oturtmak, her bir müslüman için önemli bir vazifedir. Nitekim yukarıda değindiğimiz „Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah en güzel örnektir.”3 ayetinde Yüce Allah bizleri Efendimizi (sav) tanımaya çağırıyor. Rabbimizin her çağrısına uymak her birimiz için bir mükellefiyettir. Ahlak-ı Muhammed’in Önemi İslam dini, beş temel üzerine kuruludur; Kelime-i Şehadet, Namaz, Oruç, Zekat ve Hacc ibadeti. Kronolojik olarak baktığımızda; Namaz ibadeti, hicretten yaklaşık bir buçuk yıl kadar önce Miraç gecesinde farz kılınmıştır. Enes b. Mâlik'ten rivâyete göre; "Hz. Peygamber (asv)'e İsrâ gecesi, namaz elli vakit olarak farz kılındı. Sonra azaltıldı ve beş vakte düşürüldü. Sonra şöyle seslenildi: Ey Resulüm, 3 Ahzab Suresi, 21. Ayet. Igmg Ev Sohbetleri 22, 01122013 İslam’da Tevazu 2 IGMG Ev Sohbetleri GT şüphesiz bizim nezdimizdeki söz bir değişikliğe uğramaz. Senin için bu beş vakit namaz, elli vakit namazın karşılığıdır."4 Oruç ibadeti, hicretten bir buçuk sene sonra farz kılınmıştır. "Ey iman edenler!.. Sizden evvelki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç yazıldı (farz kılındı). Ta ki, korunasınız."5 Zekât ibadeti, Hicretin ikinci yılında sonra farz kılınmıştır. “Namazı dosdoğru kılanlar zekatı verenler Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz.”6 Kurban İbadeti, hicretin ikinci yılı farz kılınmıştır. “Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.”7 Hacc ibadeti ise Hicretin dokuzuncu senesinde farz kılınmıştır. "Onda, Allah katındaki şeref ve hürmetini gösteren apaçık deliller ve İbrahim'in makamı vardır. Ona giren her türlü tecâvüzden emin olur. Ona varmaya gücü yeten kimsenin Kâbe'yi tavaf etmesi ise, Allah'ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır. Her kim bu hakkı tanımaz ve haccı inkâr ederse, doğrusu Allah bütün âlemlerden müstağnîdir, kimsenin ibâdetine ihtiyacı yoktur"8 meâlindeki âyet-i kerimeler nâzil olunca, Efendimiz bir hutbe irad ederek şöyle buyurdu: "Ey insanlar, hac üzerinize farz kılındı. O halde haccediniz."9 Bu tebliğ üzerine Sahabîler, "Yâ Resûlallah, her yıl mı?" diye sordular. Peygamber Efendimiz, cevap vermeyerek sustu. Aynı sualin Sahabîler tarafından üçüncü kere tekrarlanmasından sonra Peygamberimiz (s.a.v.): "Hayır! Her yıl değil. 4 Buhâri, Salat, 76, Enbiya, 5; Müslim, İman, 263; Ahmed b. Hanbel, V,122,143. Bakara Suresi, 183. Ayet 6 Nisa Suresi, 162. Ayet 7 Kevser Suresi. 8 Âl-i imran Sûresi, 96-97. Ayet. 9 Müsned, 1:255; Müslim, 2:975. 5 Igmg Ev Sohbetleri 22, 01122013 İslam’da Tevazu 3 IGMG Ev Sohbetleri GT Şayet 'Evet' demiş olsaydım, muhakkak ki her sene haccetmek üzerinize farz olurdu. Ve siz buna güç yetiremezdiniz."10 diye buyurmuştur. Dikkat edilirse, İslam’ın beş temel şartının bi’set’ten11 ve büyük bölümünün Hicret’ten belirli zaman sonra farz kılındığı görülüyor. İslam’ın beş şartının farz kılınmadan önceki süreçte, Efendimiz (sav) Ashabına ve müslümanlara ne öğretiyordu? Efendimizin (sav) hayatını incelediğimizde, bu soruya vereceğimiz cevap; Tevhid inancı ve güzel ahlak olacaktır. Peygamber Efendimiz (sav), ashabına sağlam bir itikadın yanı sıra İslam ahlakını öğretiyordu. İslam hayatının ve temel şartlarının sağlam ve sarsılmaz bir bina olarak inşa edilebilmesi için, Efendimiz (sav) ilk olarak güzel ahlakı öğreterek müslümanları eğitmeye başlamıştır. Yani iman ve ahlak, İslam’ın temel şartlarının üzerine inşa edildiği sağlam zeminin adıdır aslında. Bu nedenle İslam’da güzel ahlak, çok büyük öneme haizdir. Dolayısıyla günümüz müslümanları, İslam’ı hayatlarında sağlam ve sarsılmaz bir temel üzerine inşa etmeye çalışırken, mutlaka O’nun ahlakının önemini idrak etmeleri, O’nun ahlakıyla ahlaklanmaları, O’nun ahlakını (sünnnetini) kendilerine rehber edinmeleri gerekmektedir. Nitekim Peygamberimiz (sav) bir Hadisi Şerifinde şöyle buyurmaktadır: “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”12 Yüce Allah (c.c.) da, Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimiz (sav) hakkında şöyle buyurmuştur: “Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.”13 Peygamber (sav)’in ahlakının nasıl olduğunu göstermesi açısından Hazreti Aişe Annemizden nakledilen bir rivayet önemlidir: 10 Müsned, 2:113; Müslim, 2:975. Peygamberimize (sav) 40 yaşında iken, mîlâdî 610 senesi Ramazan ayında Cebrail tarafından kendisine peygamber olduğu bildirilmiştir. Bu seneye Bi'set senesi denir. 12 Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8; Ahmed b. Hanbel, 2/381. 13 Kalem Suresi, 4. Ayet. 11 Igmg Ev Sohbetleri 22, 01122013 İslam’da Tevazu 4 IGMG Ev Sohbetleri GT Hz. Aişe’ye “Ey müminlerin annesi! Bize Allah’ın Resulünün ahlakından bahseder misin?” diye sorulunca, O da: “Sen Kur’an okuyor musun?” diye sordu. Adam: “Tabi ki okuyorum.” diye cevap verince Hz. Aişe: “Onun ahlakı, Kur’an (ahlakı) idi.” diye cevap verdi.14 Resullullah (sav) Efendimizin ahlakıyla ahlaklanmak, Kur’anı Kerim’in prensipleriyle ahlaklanmak demektir. Dünyaya teşrif etmeden evvel muhterem Babası’nı, küçük yaşta da muhterem Annesi’ni kaybeden Efendimiz (sav), çok yüce bir ahlak üzere yetişmiştir. Babasız ve Annesiz yetişen bir insanın, o dönemin kötü ve zor şartlarında yüce bir ahlak üzere yetişebilmesinde elbette ilahi bir hikmet vardır. Bununla ilgili Efendimiz aleyhisselâm: “Beni Rabbim eğitti. Hem de ne güzel eğitti.”15buyurmuştur. O sebeple Resulullah Efendimiz bu yüce ahlakı Kur’an ayetleri indkten sonra öğrenmiş değildir, vahiy gelmeden önce Allah tarafından terbiye edilmiştir. Bunun içindir ki, O, bizlere hayatının her anıyla örnek teşkil etmektedir; çocukluğuyla, gençliğiyle, yaşlılığıyla. Mekke toplumu bi’set’ten önce Efendimizi (sav) “Muhammedül Emin” sıfatıyla anmaktaydı. Mekke toplumu içinde en güvenilir insan olarak tanınmaktaydı. Peygamberliğini ilan etmesinden sonra dahi bu durum değişmedi. O’na inanmayan ve düşmanlık besleyen müşrikler bile, para, senet, mücevher gibi emanetlerini O’na teslim ediyorlardı. Çok ilginçtir, Efendimiz (sav) Hazreti Ebubekir Efendmiz ile Hicret’e hazırlanırken, kendisine bırakılan emanetleri Hz. Ali Efendimize teslim ettikten sonra yola çıkmıştı. Öldürülebileceği bir zamanda dahi O yüce ahlak sahibinin ilk düşündüğü şey, kendisinde bulunan bu emanetlerin sahiplerine ulaştırılmasıydı. Tüm alemlere rahmet olarak gönderilen ve mükemmel bir ahlak üzere olan son Elçi’nin ümmetleri, 14 asır sonrasında bile hayatın her kulvarında O’nun temsilcileri sıfatını taşıdıklarını unutmamalıdır. Okulda, alış-verişte, sokakta, evde, komşularla ilişkilerde, iş hayatında, istisnasız hayatın her alanında Efendimizin (sav) günümüzdeki temsilcileri olduğumuzu hiç bir an unutmama mecburiyetindeyiz. 14 15 Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 139 (746). Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, Hadis no:310. Igmg Ev Sohbetleri 22, 01122013 İslam’da Tevazu 5 IGMG Ev Sohbetleri GT Bilhassa maddiyatın ve materyalizmin insanlarımızın zihnini işgal ettiği ve tüm olguların insan nefsine hitap ettiği günümüz modern dünyasında, insanlığın O’na (sav) herzamankinden daha çok ihtiyacı vardır. Önemli şairlerimizden Sezai Karakoç, Efendimize (sav) olan ihtiyacımızı bir şiirinde şu sözlerle ifade eder: Ah yetiş çocukluğunda çobanlık eden Yetiş toprağın yeni mayalanmasına Yetiş mağaranın ışımasına Yetiş ayı ikiye bölen parmaklarıyla Yetiş büyük armağancım.[..] Yetiş ayağının tozu olduğumuz peygamber Yetiş her zaman diri olan varlığınla Yetiş yak lambamızı Yetiş aydınlat karanlığımızı Yetiş yeşillendir çöllerimizi Yetiş dirilt insanımızı Seni sevenin ismiyle yetiş bize Yetiştir bizi Günahlarımızı kül edecek ateş harmanını 16 Verim yağmuru insin ülkemize. İnsanlığın O’na ve mesajına ulaşabilmesi de, bizlerin O’nu hakkıyla temsil edebilmesine bağlıdır. Çünkü biz İslam’ı ve Efendimizi (sav), insanlığa istediğimiz gibi değil, ancak “olduğumuz” gibi anlatabiliriz. En büyük tebliğ hâl ile tebliğdir. Eylemlerimiz, söylemlerimiz ile uyuşmuyorsa; insanlara karşı söylemlerimizin de hiç bir değeri kalmamaktadır. Merhum Aliya İzzetbegoviç bununla alakalı; "Kur'an edebiyat değil, hayattır. Dolayısıyla O'na [sadece] bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır.'' demiştir. Efendimizi (sav) hayatımızın merkezine koymak, O’nun sünnetini, ahlakını hayatımızı yönlendiren temel esas haline getirmekle ancak kurtuluşa giden yola tabi olabiliriz. Ashabı Kiram Efendimize (sav) sordu: 16 Sezai Karakoç – Gül Muştusu Igmg Ev Sohbetleri 22, 01122013 İslam’da Tevazu 6 IGMG Ev Sohbetleri GT -Ey Allah’ın Resulü, bizden sonra bizden daha faziletli insanlar gelecek mi? -Evet, diye cevap verdi. Sahabeler, -Onlar seni görebilecekler mi? Resulullah (sav), -Hayır, buyurdu. Sahabeler, -Onlara vahiy gelecek mi? Resulullah (sav) yine, -Hayır, cevabını verdi. Sahebeler, -Onlar o zamanda nasıl alacaklardır? diye sordular. Resulullah (sav), -Onlar suya atılan tuz gibidirler; kalpleri, tuzun su içinde eridiği gibi erirler! Sahabeler, -Onlar o zamanda nasıl yaşarlar? diye sordular. Nebi (sav), -Kurdun (tırtılın) sirkenin içinde yaşaması gibi.. Sahabeler, -Ya Resulullah! Peki onlar dinlerini nasıl muhafaza ederler? -O zamanda iman elde bulunan bir kor/köz gibidir; onu bırakırsan söner, tutar da sıkarsan elini yakar. diye buyurmuştur.17 Bir başka Hadisi Şerifinde Efendimiz (sav): „Her kim ümmetimin fesada uğradığı (dağılıp bozulduğu) bir zamanda sünnetime yapışırsa, onun için yüz şehit sevabı vardır.“18 Yazar Ömer Tuğrul İnançer’in sembolik açıdan güzel bir sözü vardır: “Biz Peygamberimizi (sav) “başımızın tacı“ ettik. Yanlış yaptık. Çünkü insan yatarken, abdest alırken veya başka durumlarda yeri gelir başındaki tacı çıkarmak zorunda kalır. Oysa Resulullah (sav) bizimle sürekli, her an birlikte olmalıdır. O sebeple Efendimizän (sav) yeri, başımızın üstünde değil, kalbimizin tam içinde olmalıdır.“ Dersimizi, Bengalli bir halk ozanının Efendimize (sav) duygularını ifade ettiği mısralar ile noktalayalım: Bir daha asla senin gibi Merhametli bir dostum olmayacak. 17 Ali el-Muttaki, Kenzü’l-Ummal, nr. 31022. Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, nr. 12214, 12216. Münziri, et-Tergib ve’t-Terhib, 1680; Hatib Tebrizi, Mişkat’ül-Mesabih, ne. 176; İbn Adiyy, el Kamil fi’dDuafai’r-Rical, 2/739. 18 Igmg Ev Sohbetleri 22, 01122013 İslam’da Tevazu 7 IGMG Ev Sohbetleri GT Sen Allah’ın dostusun, ve Hakikatin uzak sahiline giden Geminin dümeni sendedir. Sen olmasaydın eğer, O kıyıdaki dünyayı asla göremezdik.. Igmg Ev Sohbetleri 22, 01122013 İslam’da Tevazu 8