Baki 1 Yağmur Baki 21102595 TURK 102- 11 Ahmet Kaya 25.09.2014 YAŞAMDAN KESİTLER Türkiye’nin yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği çarpıklıklar… Ne kadar gelişmeye çalışan bir ülke olduğumuz söylense de, ülkemizde kadınlara yapılan haksızlıklar ve yaşanılan çirkin olaylar devam ettiği sürece gelişemiyoruz. Geçmişte kadınlara nasıl söz hakkı ve değer verilmiyorsa, günümüzde de belli bölgelerde özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu da halen bu durum böyle. Zülfü Livaneli’nin “Mutluluk” kitabı, adı mutluluk ama kitabın içine girdiğimizde karakterler ve yaşanılan olaylar bize bu duyguyu vermiyor çünkü onlar mutluluğu bulmaya çalışan kişilerdir. Türkiye’de satış rekorları kıran ve yurtdışında ödül alan bu roman, toplumsal ilişkileri, dinsel tabuları ve geleneksel değerlerin modern yaşam biçimiyle zıt düştüğü Türkiye’deki temel ayrılıkları işliyor. Roman; Van’ın küçük bir köyünde, amcası tarafından tecavüze uğramış olan 17 yaşındaki masum genç kız; Meryem. Gabar dağlarında komando olan, PKK ile mücadele eden ve Meryem’i öldürmekle görevlendirilen bir genç; Cemal. Harvard mezunu ve bu iki gençle taban tabana hem düşünsel hem de fiziksel çelişen bir Profesör; İrfan. Doğunun kadın üzerindeki baskısını düşündüğümüzde bunun en belirgin göstergesi kaçınılmaz töredir. Zülfü Livaneli de töre kavramını ve bunun kadınlar üzerindeki etkisini “mutluluk” kitabında ayrıntılarıyla anlatmıştır. Örneğin Meryem amcası tarafından tecavüze uğradığı halde amcası bunun duyulmaması için Meryem’in ölmesi gerektiğini söyler ve diğer insanları namus temizleme diye inandırır. Namus bazı insanlar için bir insanı öldürmeye yetecek kadar kuvvetli bir kavram olarak düşünülmektedir ki söz konusu özellikle kadınlar ve namus olunca kimse önünde duramıyor! Bazı toplumlarda erkek kadının namusunu korur diye bir düşünce var fakat niye? Kadınlar kendi namuslarını kendileri koruyamıyor mu? Her insan kendinden sorumludur ve kadınlar kendilerini koruyabilirler ancak toplum kadınları ezmeye susturmaya çalışmadıkları sürece. Kadınların özgürleşmesi ve Baki 2 kendini savunması niye bu kadar kısıtlanmaya çalışılıyor? Kadınlar bir haksızlığa uğradıkları zaman kendini savunabilmeli. Meryem gibi susturulmamalı korkutulmamalı. Bu romandan bu kadar etkilenmemin sebebi 21.yüzyılda günümüz Türkiye’sinde halen işlenen kadın cinayetleri ve kadınlara gösterilen şiddetin her geçen gün biraz daha artarak devam etmesi ve filmin gerçek yaşamla bu kadar örtüşmesi yani Meryem’e gösterilen acımasız tutum… Ülkemizdeki kadınların bu kara yazgısının tamamıyla eğitimsizlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Bu eğitimsiz insanların dini değerlerini farklı yorumlamasından ve sosyal hayatlarını dini düşüncelerini birbirlerine karıştırdıkları için namus kavramını çok farklı yorumluyorlar. Bu töre sisteminde küçücük kızlar kendisinden yaşça çok büyük adamlarla zorla evlendiriliyorlar. Bir adamın üçüncü dördüncü eşi olmaya zorlanıyorlar ve sadece kadınları hatta küçücük kızları çocuk doğurmakla yükümlü görüyorlar. Bu kadınlar sürekli çocuk doğurmaya zorlandıklarından ölen kadın sayıyı hiç hafife alınacak gibi değil. Bu olaylar da sadece kadına gösterilen saygısızlık ve değersizliğin bir göstergesidir. Eğitim bir insanın düşüncelerinin gelişmesi ve değer yargılarının olumlu yön bulması için çok önemlidir. Örneğin romandaki İrfan karakteri Cemal’in katı ve gaddar düşüncelerinin değişmesinde çok etkili rol oynamış ve Cemal’in Meryem’i öldürmesini engellemiştir bir bakıma. Ülkemizin Doğusu ile Batısı arasındaki bu uçurum Zülfü Livaneli’nin anlatımıyla son derece güzel ve etkiletici bir biçimde gözler önüne seriliyor. Ege kıyılarında yolları kesişen bu üç kişi hayatta mutluluğu bulamamış ve ne ile mutlu olacaklarını bilmeyen üç kişi. Hayat her zaman insanlara kolay bir yol çizmez ama bazen büyük zorlukların üstesinden gelerek yaşamımıza güzel bir yön verebiliriz. Romanın sonunda Meryem kendisine İrfan tarafından verilen parayı Cemal’e vererek onu hayatından çıkarmak ve yeni bir başlangıç yapmak ister. Çünkü Cemal’in yanında kendisini güvende hissetmiyordur. İrfan ise macerasını yarıda bırakıp evine geri döner. Romanda toplumsal çevrenin betimlenişi kişilerin karakter analizleri ve olaylar gerçekten çok etkileyicidir ve gerçek hayatta yaşanılan olaylarla birebir örtüşmektedir.