RABBİNİ TANI Allah muttakî olanları sever. Hayır (gerçek onların söyledikleri gibi değil), kim ahdini yerine getirir ve “Allah’ın emrine uyup günahlardan sakınırsa” (bilsin ki) şüphesiz Allah, muttakî olan (yasaklarından kaçınan ve emrine uygun yaşayan)ları sever. (Al-i İmran/76) OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla Nitekim (size nimetimi tamamladığım gibi) içinizden, size âyetlerimizi okuyan, sizi tezkiye eden (şirkten, maddî ve mânevî kirlerden ve kötülüklerden temizleyen), size Kitab’ı ve hikmeti (ve O’nun hükümlerinin uygulamasını) öğreten ve bilmediklerinizi bildiren bir Resul gönderdik. (Bakara/151) İnsanlardan, yerdeki canlılardan, davar (ve sığır gibi)lerden de yine böyle türlü renklerde olanlar vardır. Kulları içinde, Allah’tan ancak âlimler/bilginler korkar. Şüphesiz Allah mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır. (Fatır/28) Allah kendisinden başka hiçbir ilâhın olmadığına şehadet etmiş (bildirmiş)tir. Melekler ve (adaletli) ilim sahipleri de dosdoğru (bu gerçeğe iman ve ikrar ile şehadet ettiler). O’ndan başka ilâh yoktur. O, mutlak galip, hüküm ve hikmet sahibidir. (Al-i İmran /18) DÜŞÜNMEZ MİYİZ? Onlar Kur’an(’ın söyledikleri) üzerinde düşünmezler mi? Yoksa kalpler(inin) üzerinde kilitler mi var? (Muhammed/24) Suffe Mescid-i Nebi’nin yanında bir yerdi. Burada fakir Müslümanlar kalır eğitim öğretim işiyle uğraşırlardı. Rasulullah (sav) sık sık onları ziyaret ederek ilgilenirdi. Bir gün yine Suffe’ye uğradı. Oradakilere: - Hanginiz her gün hiç günah işlemeden ve akrabalık bağlarını da bozmadan Buthan'a veya Akik'e gidip oradan zahmete ve masrafa girmeden iki adet iri hörgüçlü dişi deve tutup getirmeyi ister? diye sordu. Onlar da: - Ey Allah'ın Resulü bunu hepimiz isteriz, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): - O halde birinizin mescide gidip orada Allah'ın kitabından iki ayeti öğrenmesi veya okuması, kendisi için iki deveden daha hayırlıdır. Üç ayet onun için üç deveden, dört âyet onun için dört deveden ve okunacak ayetler kendi sayılarınca deveden daha hayırlıdır, buyurdu. Müslim, Salatü'l-Misafirin: 251; Ebu Davud, Salat: 349, 1456 H YAŞAYAN KUR’AN: Hz. MUHAMMED(SAV) O’NDAN (SAV) BİZE Enes( ra) 'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "İlim tahsil etmek için yolculuğa çıkan kimse, evine dönünceye kadar Allah yolundadır." (Tirmizî) Ebû Hüreyre ( ra) 'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah'ı zikretmek ve O'na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten âlim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır." (Tirmizî, Zühd 14. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 3) Ebû Ümâme ( ra) 'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Âlimin âbide üstünlüğü, benim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir." Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki Allah, melekleri, gök ve yer ehli, hatta yuvasındaki karınca ve balıklar bile insanlara hayrı öğretenlere dua ederler." (Tirmizî, İlim 19) EN İLMİ, EN ULVİ GAYE Dünya üzerinde dinler vardır, dinsizlik vardır. Dinsizlik de bir çeşit negatif inanç sayılır. Dine ilgisiz görünen diğer inanların da, inanç kategorisine girebilecek, felsefeleri, kanaatleri, yorumları, zanları, korkuları, duyguları, davranışları mevcuttur. Demek ki inanma fenomeni, duyan düşünen bir canlı olarak insanoğlunda şu veya bu şekilde mutlaka görülür. Çünkü inanmak akli kalbi ve ruhi bir ihtiyaçtır. İnsanlar çağımızda da bu ihtiyacı çeşitli geleneksel dinler, mezhepler veya modern felsefi görüşlerle tatmine idare ve idameye çalışıyor. İlim adamı gözüyle bunları incelediğimizde, çoğunun ilim ve mantığa aykırı, yanlış ve iptidai olduğunu hayretle müşahede ediyorsunuz: Peygamberler tanrılaştırılıp, kahramanlar putlaştırılıyor, insana, öküze, ateşe, aya, güneşe, yıldıza, dağa, taşa, şeytana hatta tenasül aletine gerçekten tapılıyor, mantık dışı prensiplere bağlanılıyor. Sorumlular, bu çeşitliliğin karşısında yılmış, inançlardan hangisinin gerçek ve doğru olduğu hakkında beynelmilel ve evrensel bir çalışma yapamama tembelliğini tercih etmiş; daha doğrusu halihazır menfaatlerin ve kurtulmuş düzenlerin zedelenmemesi için müşterek ve rahat bir tutum uygun görülmüş, batıllar arasında bir uzlaşma ve anlaşma sağlanmış. Kimse problemin üstüne gitmiyor. Devletlerin, yönetimlerin, bilim kuruluşlarının bu konuda kolektif bir gayreti yok. Tersine batıl inanç sistemlerinin kendi varlıklarını idame ettirmek için tesis ettikleri girift müesseseler sesiz çalışmalar ve faal zengin imkanlar var. Biz Türkler inanç konusuna yakından vakıf tecrübeli kimseleriz. Orta Asya, Çin, Hint dinlerini yakında izlemiş, Yahudiliği, Hıristiyanlığı iyi tanımış, İslam'ı en orijinal kaynaklarından tam öğrenmiş yüzyıllarca müslümanca yaşamış, bize sağladığı sonuçları tarih içinde görmüşüz. İlme, mantığa, tarihe, tecrübeye, görgüye dayanarak biliyoruz ki İslam, doğru, tutarlı, dengeli, faydalı, doyurucu, sevimli ve güzeldir. Uyguladığımız zaman ruhen rahat ve huzurlu, bedenen temiz ve sıhhatli, kalben emin ve mutmain, fikren doğru ve haklı, ahlaken iyi ve faziletli, işte olumlu ve verimli, ticarette dürüst ve karlı, öğrencilikte saygılı ve başarılı, askerlikte adaletli ve cesaretli, toplulukta itaatli ve düzenli ailede geçimli ve mutlu, devlette güçlü ve kuvvetli oluyoruz. Başka dinlere ve milletlere mensup kimseler de, aydınlar, bilginler, araştırıcılar, yazanlar, filozoflar, hatta papazlar, misyonerler, hahamlar dahi inceledikleri zaman İslam'ı beğeniyor, müslüman oluyorlar. Demek ki biz haklıyız, hak yoldayız. O halde en önde gelen ilim meselemiz; en mühim, en verimli, en faydalı, en doğru ve en başta yapılması gereken faaliyetimiz, müntesibi bulunduğumuz bu gerçek ve yüce dininin, bu saf ve temiz imanın avantajlarını haklılığını, güzelliğini tüm insanlara anlatmak, çağların dini İslam'ı çağmıza öğretmek, yeryüzüne yaymak, her şeye hakim kılmaktır. Bu ulvi gaye var gücümüzle çalışmalıyız. Tıpkı temiz ecdadımızın yaptığı gibi. Prof. Dr. Mahmud Es’ad COŞAN Bu köşenin içeriği KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden alınmıştır. Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net, ses dosyalarına www.akradyo.net adreslerinden ulaşabilirsiniz. Görüş ve önerileriniz için: bilgi@kuranimiz.net