tc gazi üniversitesi eğitim bilimleri enstitüsü aile ekonomisi ve

advertisement
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ
EĞİTİM DÜZEYLERİ FARKLI BİREYLERİN KÜRESEL ISINMA
KONUSUNDAKİ BİLGİLERİ VE AİLE YAŞAMINDAKİ
UYGULAMALARI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
HAZIRLAYAN
Mülvin ÖZTÜRK
ANKARA-2009
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ
EĞİTİM DÜZEYLERİ FARKLI BİREYLERİN KÜRESEL ISINMA
KONUSUNDAKİ BİLGİLERİ VE AİLE YAŞAMINDAKİ
UYGULAMALARI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
HAZIRLAYAN
Mülvin ÖZTÜRK
DANIŞMAN
YARD. DOÇ. DR. ŞADAN TOKYÜREK
ANKARA-2009
JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAY SAYFASI
Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne
Mülvin ÖZTÜRK‘ün ”Eğitim Düzeyleri Farklı Bireylerin Küresel Isınma
Konusundaki Bilgileri ve Aile Yaşamındaki Uygulamaları” başlıklı tezi 18.01.2010
tarihinde, jürimiz tarafından Aile Ekonomisi ve Beslenme Anabilim Dalında Yüksek Lisans
Tezi olarak kabul edilmiştir.
Adı Soyadı
İmza
Üye (Tez Danışmanı): Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK
............................
Üye : Yard. Doç. Dr. Hüsne DEMİREL
.............................
Üye : Yard. Doç. Dr. Gürcü KOÇ ERDAMAR
.............................
ii
ÖNSÖZ
Dünya üzerinde son yıllarda etkileri hissedilmeye başlanan küresel ısınmanın başlıca
nedeni olarak görülen enerji kullanımı, toplumların gelişmişlik seviyesini belirlemekte
kullanılan en önemli göstergelerden biridir. Bununla birlikte, enerjinin yoğun ve verimsiz
olarak kullanılması, çevre kirliliğinin önemli nedenlerinden olduğu için çevresel
olumsuzlukların önüne geçilmesinin en basit yolu, öncelikle enerjinin tasarruflu biçimde
tüketilmesidir.
Enerji ihtiyacı ve kullanımı açısından üzerinde en fazla durulması gereken grup
ailedir. Çünkü toplumda aileler diğer kaynaklardan olduğu gibi enerji kaynaklarının kullanımı
ve tüketiminde de rol oynayan en önemli tüketici gruplarından biridir. Evde yürütülen
faaliyetlerde, büyük ölçüde enerji tüketen araçlar kullanılmaktadır. Isınma, aydınlatma,
temizlik, kişisel bakım, eğlence, dinlenme ve benzeri faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla
aileler enerji kaynaklarını kullanmaktadır.
Bu araştırma ile Konya ili Ereğli ilçesinde yaşayan eğitim düzeyleri farklı bireylerin
küresel ısınma konusundaki bilgilerini ve aile yaşamındaki uygulamalarını belirlemek
amacıyla yapılmıştır.
Bu çalışmanın konusunun belirlenmesinde ve çalışmanın yaratılmasında sürekli
yardım ve motive edici tavsiyelerde bulunan yolumu aydınlatan danışmanım Sayın Yard.
Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK’e, lisans ve yüksek lisans eğitimim boyunca bize değerli
görüşleri ile vizyon kazandıran değerli hocam Sayın Yard. Doç. Dr. Hüsne DEMİREL’ e,
tüm okul yaşamım boyunca beni sürekli destekleyen ve dualarını esirgemeyen annem Gülsiye
ÖZTÜRK, babam Müfit ÖZTÜRK, kardeşim Aylin ÖZTÜRK başta olmak üzere ailemdeki
herkese ve çalışmalarım boyunca beni sürekli destekleyen nişanlım Hayri ERDOĞAN’a
içtenlikle teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
Mülvin ÖZTÜRK
iii
ÖZET
EĞİTİM DÜZEYLERİ FARKLI BİREYLERİN KÜRESEL ISINMA KONUSUNDAKİ
BİLGİLERİ VE AİLE YAŞAMINDAKİ UYGULAMALARI
ÖZTÜRK, MÜLVİN
Yüksek Lisans Tezi, Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı
Tez Danışmanı: Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK
Ocak -2010
Bu araştırma, Konya ili Ereğli ilçesinde yaşayan eğitim düzeyleri farklı bireylerin
küresel ısınma konusundaki bilgilerinin ve aile yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesini
saptamak amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür.
Araştırma kapsamına alınan bireyler,
araştırmacının görev yaptığı ilçe merkezinde görev yapan öğretmenler ve öğrenci velileri basit
tesadüfî örneklem yoluyla seçilmiştir. Elde edilen verilerin sayı ve yüzde oranları tablolara
yansıtılmıştır.
Araştırmaya 125 üniversite öğrenim düzeyi ve 125 lise ve altı öğrenim düzeyine sahip
olmak üzere toplam 250 birey katılmıştır.
Verilerin toplanması amacıyla, bireylerin demografik bilgileri, küresel ısınma ve
konutta enerji tasarrufu konusundaki bilgileri ve küresel ısınma, konutta enerji tasarrufu ve
çevre koruma ile ilgili davranışlarının tespitine yönelik 76 sorudan oluşan anket formu
kullanılmıştır.
Değerlendirmeler sonucunda, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel
ısınma, ev araçları, ısınma, aydınlanmaya ilişkin bilgilerinin lise ve altı düzeyinde öğrenim
gören bireylerden daha fazla olduğu saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin küresel ısınma, evsel atık, su tasarrufuna ilişkin davranışlarına lise ve altı düzeyinde
öğrenim gören bireylerden daha fazla dikkat ettikleri, lise ve altı düzeyinde öğrenim gören
bireylerin elektrik tasarrufuna ilişkin davranışlarının üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerden daha fazla dikkat ettikleri görülmüştür.
iv
Araştırmalardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda, bireylerin küresel ısınma, enerji
tasarrufu, su tasarrufu, evsel atık, aydınlanma, ev araçları konusundaki bilgi ve
uygulamalarının yükseltilmesine yönelik gerekli önlemlerin alınması önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Küresel ısınma, enerji tasarrufu, aile, eğitim düzeyi.
v
ABSTRACT
THE KNOWLEDGE OF PEOPLE WHO HAVE DIFFERENT EDUCATIONAL
LEVEL ABOUT GLOBAL WARMING AND ITS USAGE IN DAILY LIFE
ÖZTÜRK, MÜLVİN
Master Thesis, Department of Family Economics and Nutritional Education
Thesis Advisor: Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK
January -2010
This research has been planned and done to show the knowledge of global warming
of the people who live in Ereğli town of Konya and who have different educational level and
to decide the applicaton in daily life. People who are subjects on this research are simply
chosen from the teachers in the city center and parents of the students as a small group
reflecting the whole. The number and the percent of the data are shown on the charts.
Totally 250 people have attended the research.Out of them,125 people are university
graduate and another 125 people are at the degree of high school, primary school, illiterate.
With the aim of collecting the data, a questionary form consisting of 76 questions is
used in terms of people’s demographic knowledge, knowledge over the global warming and
saving energy at estate and global warming, saving energy and protecting the environment.
After the research,it is seen that people who are at university degree have much more
information about global warming ,house equipments,heating,lighting than the people at high
school and primary school degree and illiterate.While people at university degree pay
attention to global warming,housing waste,saving water much more than the others,people at
high school degree and primary school and illiterate pay attention to saving energy more than
the people at university degree.
Considering on the results of the research, it is suggested that people should take
precautions on improving the application and the knowledge of the global warming,saving
energy and water,housing waste,lighting,house equipments.
Key Words: Global warming, save energy, family, educational level
vi
İÇİNDEKİLER
Sayfa
JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAYI ......................................................................................
ii
ÖNSÖZ .........................................................................................................................
iii
ÖZET………….. ..........................................................................................................
iv
ABSTRACT……………. ............................................................................................
vi
İÇİNDEKİLER SAYFASI .........................................................................................
vii
TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................
xi
BÖLÜM I
GİRİŞ…………............................................................................................................
1
1.1. Araştırmanın Problemi .....................................................................................
2
1.2. Araştırmanın Amacı .........................................................................................
2
1.3. Araştırmanın Önemi .........................................................................................
3
1.4. Varsayımlar ......................................................................................................
4
1.5. Sınırlılıklar .......................................................................................................
4
BÖLÜM II
KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR…………………
5
2.1. Küresel Isınma Nedir?...................................................................................
5
2.2. Küresel Isınmanın Tarihi …………………………………………………..
6
2.3. Küresel Isınmanın Nedenleri……………………………………………….
8
vii
2.3.1. Güneş'teki Değişimler ……………………………………………...
8
2.3.2. Dünya'nın Yörüngesindeki Değişimler …………………………….
8
2.3.3. Volkanik Patlamalar ………………………………………………..
9
2.3.4. İnsan ve Endüstriden Kaynaklanan Nedenler ……………………
9
2.3.5. Sera Gazları ve Çeşitleri……………………………………………
9
2.3.5.1. Metan(CH4)………………………………………………
10
2.3.5.2.Karbondioksit(C02)…………………………………………
10
2.3.5.3. Diazot monoksit(N20)……………………………………..
10
2.3.5.4. Kloroflorokarbonlar (CFC)…………………………………
11
2.4.Küresel Isınmanın Etkileri…………………………………………………..
11
2.5.Küresel Isınma ve Enerji…………………………………………………….
12
2.6. Yenilenebilir Enerji Kaynakları…………………………………………….
13
2.6.1. Hidrolik Enerji ……………………………………………………
13
2.6.2. Güneş Enerjisi…………………………………………………….
13
2.6.3. Deniz Kökenli Enerji……………………………………………...
14
2.6.4. Rüzgâr Enerjisi……………………………………………………
14
2.6.5. Jeotermal Enerji………………………………………………….
14
2.6.6. Hidrojen Enerjisi…………………………………………………...
15
2.7.7. Biyokütle…………………………………………………………..
15
2.7.Enerji Verimliliği…………………………………………………………..
15
2.8.Enerji Tasarrufu……………………………………………………………
16
2.9.Küresel Isınmaya Karşı Konutlardaki Enerji Tasarrufu………………………..
17
viii
2.9.1.Konutların Isıtılması………………………………………………...
19
2.9.2.Konutlarda Su Kullanımı …………………………………………...
21
2.9.3.Konutların Aydınlatılması…………………………………………..
22
2.9.4.Konutlardaki Evsel Atık ve Geri Dönüşümleri……………………...
22
2.9.5.Elektrikli Ev Aletlerinin Kullanımı…………………………………
24
2.9.5.1. Buzdolabı ve Derin Dondurucu……………………………
24
2.9.5.2. Çamaşır Makinesi………………………………………….
25
2.9.5.3. Bulaşık Makinesi…………………………………………...
26
2.9.5.4. Fırın………………………………………………………..
26
2.9.5.5. Elektrik Süpürgesi………………………………………….
27
2.9.5.6. Televizyon, Bilgisayar, Vcd/Dvd Gösterici ve Müzik Seti..
27
2.9.5.7. Ütü…………………………………………………………
28
2.9.5.8. Elektrikli Isıtıcılar………………………………………….
28
2.9.5.9. Klima……………………………………………………….
28
2.9.5.10. Su Isıtıcısı…………………………………………………
29
İLGİLİ ARAŞTIRMALAR……………………………………………………….
30
BÖLÜM III
YÖNTEM .....................................................................................................................
33
3.1.Araştırmanın Modeli .........................................................................................
33
3.2.Evren ve Örneklem............................................................................................
33
3.3.Verilerin Toplanması.........................................................................................
34
3.4.Verilerin Analizi ................................................................................................
35
ix
BÖLÜM IV
BULGULAR VE YORUM……………………………………………………….
36
4.1. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Demografik Özelliklerinin Dağılımı….
36
4.2. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma ve
Ev Araçları Bilgilerine İlişkin Bulgular……..………………………………………
4.3. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Evsel Atık, Su ve
Elektrik Tasarrufu Davranışlarına İlişkin Bulgular………………………………….
4.4. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evde Kullanılan Araçlar ve Kullanma
Sıklıklarına İlişkin Bulgular…………………………………………………………
39
48
59
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER………………..…………………………………………
61
5.1. Sonuç……………………………………………………………………….
61
5.2. Öneriler……………………………………………………………………..
72
KAYNAKÇA ...............................................................................................................
73
EKLER
Ek-1. Anket Formu ..................................................................................................
x
78
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo
1.
Öğrenim
Düzeylerine
Göre
Bireylerin
Demografik
Özelliklerinin
Dağılımı……………………………………………………………………………………
Tablo
2.
Öğrenim
Düzeylerine
Göre
Bireylerin
Yaşadıkları
37
Konutların
Özellikleri…………………………………………………………………………………..
38
Tablo 3. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki
Bilgileri………………………………………………………………………………........
Tablo
4.
Öğrenim
Düzeylerine
Göre
Bireylerin
Aydınlanma
39
Konusundaki
Bilgileri…………………………………………………………………………………….
41
Tablo 5. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Isınma Konusundaki Bilgilerinin
Dağılımı……………………………………………………………………………………
43
Tablo 6. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Ev Araçları Konusundaki Bilgilerinin
Dağılımı …………………………………………………………………………………
45
Tablo 7. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma ve
Ev Araçları Bilgilerinin Karşılaştırılması …………………………………………………
48
Tablo 8. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Davranış
Sıklıklarının Dağılımı……………………………………………………………………
50
Tablo 9. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evsel Atık Konusundaki Davranış
Sıklıklarının Dağılımı…………………………………………………………………….
51
Tablo 10. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Su Kullanımı Konusundaki Davranış
Sıklıkları……………………………………………………………………………………
52
Tablo 11. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Elektrik Tasarrufu Konusundaki
Davranış Sıklıklarının Dağılımı……………………………………………………………
55
Tablo 12. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Evsel Atık, Su ve
Elektrik Tasarrufu Davranışlarının Karşılaştırılması...………………………...…………..
58
Tablo 13. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evde Kullanılan Araçlar ve Araçları
Kullanma Sıklıkları……………………………………………..…………………………
xi
59
BÖLÜM I
GİRİŞ
Yıllar boyunca, insan toplulukları yerel ekosistemleri değiştirmişler ve bölgesel
iklimleri etkilemişlerdir. Günümüzde, insanın bu etkisi küresel bir düzeye ulaşmıştır. Bu
durum; son zamanlardaki nüfus büyüklüğündeki hızlı artış ve enerji tüketimi, su
kullanımı gibi diğer insan etkinliklerinin sonucudur.
Dünya’nın iklim sistemi; yeryüzündeki yaşamı destekleyen karmaşık bir sürecin
gerekli bir parçasıdır. Fakat iklim değişikliği insan yaşamı için giderek artan bir tehdit
oluşturmaya başlamıştır. Hiç bitmeyecek sanılarak son derece müsrif kullanılan
kaynaklar, artan nüfusla birlikte, ortaya geri dönüşü mümkün olmayan hasarlar
yaratmaktadır. Küresel ısınma sonucu ortaya çıkahasarlardan; ozon tabakasındaki
tahribat, kutuplarda buzların erimesi, su kaynaklarının kirlenmesi, hava kirliliği,
gürültü, toprak kirliliği, canlı türlerinin yok olması, asit yağmurları en çok bilinenlerdir.
Bütün bu hasarlar insan sağlığını tehdit etmekte birlikte hasarların çeşitlenmesine ve
artmasına neden olmaktadır.
Ülkemizde ve dünyanın gelişmekte olan ülkelerinde sanayileşme, kentleşme ve
sosyal zenginleşmeye paralel olarak enerji talebi giderek artarken, insan hayatı için şart
olan hizmetleri sağlayan enerji kaynakları ise sürdürülebilir olmayan tüketimden dolayı
giderek azalmaktadır. Konutlar enerjinin yaygın olarak büyük miktarda tüketildiği
alanlardan birisidir. Isınma, aydınlatma, temizlik, rekreasyon vb. faaliyetlerin
yürütülmesinde aileler büyük ölçüde enerji tüketen araçlar kullanmaktadırlar. Ailelerin
yaşam düzeylerinin devamına ve gelişimine katkısı olan evle ilgili faaliyetlerin istenen
düzeyde gerçekleştirilmesi, enerji kaynaklarının rasyonel kullanımının öğrenilmesi ile
mümkün olacaktır. Bu nedenle günümüzde artık, üretilen ya da satın alınan enerjinin
etkin kullanımına ilişkin bilgi sahibi olma, üzerinde durulan en önemli konudur.
Bir aracın enerji kullanımı, saatte harcadığı enerji miktarına ve kullanım süresine
bağlı olmakla birlikte araçların enerji ihtiyaçları, bilinçsizce kullanımla da artar. Bu
nedenle ailelerin araç kullanımında minimum tüketimde bulunmak için neler
yapılabileceklerini bilmeleri, aracın üretici talimatlarına bağlı olarak kurulması,
2
çalıştırılması, bakımının yapılması gibi kullanımına ilişkin bilgileri edinmeleri enerji
tasarrufuna yardım eder ve aracın ömrünü uzatır.
Bireylerin enerji tasarrufu konusundaki bilgi yetersizliği ya da yanlış bilgi
edinmeleri,
enerji
tüketimini
azaltmak
için
etkili
yöntemler
geliştirmelerini
engelleyebilir.
Küresel iklim değişikliği sürecinin yavaşlatılmasına katkıda bulunmak için
ailelerin ve bireylerin yaşadıkları konutlarda enerji ve su tasarrufu konusunda bilgili
olmaları ve buna ilişkin uygulamaları yerine getirmeleri gereklidir.
1.1. Araştırmanın Problemi
Eğitim Düzeyleri Farklı Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Bilgileri ve
Aile Yaşamındaki Uygulamaları
1.2. Araştırmanın Amacı
Bu araştırma ile eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki
bilgileri ve aile yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu genel
amacı gerçekleştirmek için şu alt amaçlar planlanmıştır:
1. Bireylerin demografik bilgilerini saptamak.
2. Bireylerin küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgilerini saptamak
ve karşılaştırmak.
3. Bireylerin küresel ısınma, evsel atık, su ve elektrik tasarrufu davranışlarını
belirlemek ve karşılaştırmak.
4. Bireylerin evde kullanılan araçlar ve kullanma sıklıklarını saptamak.
3
1.3. Araştırmanın Önemi
Uzun zamandır birçok bilim insanının, hükümetlerin, sivil toplum kuruluşlarının
üzerinde tartıştığı küresel ısınma ve iklim değişimi, insan ve doğa yaşamını üzerinde en
önemli tehdit olarak gözükmektedir. Bilim çevrelerinin ortaya koyduğu rakamlar ve
olası felaket senaryoları dünyayı nasıl bir felaketin beklediğini açıkça ortaya
koymaktadır.
İlk başlarda sadece abartılı ve gerçek dışı bir senaryo olarak görülen küresel
ısınma bugün neredeyse bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hükümetleri
tarafından tartışılmakta, dünyadaki birçok iklim bilimcinin, ekolojistin ve mühendisin
ortak çalışma konusunu oluşturmaktadır. Küresel ısınmanın sebep, sonuç ve çözümleri
için dünya çapında hükümetler arası konferanslar düzenlenmektedir. Bununla beraber
dünyamız zaten küresel iklim değişimlerinin olası sonuçlarını yaşamakta, çok büyük
can ve mal kaybına neden olan sellerle, kasırgalarla, kuraklıklarla boğuşmakta, buzullar
her geçen gün erimekte, canlıların yaşam alanları değişmekte, değişen iklim koşulları
biyo çeşitliliği, tarımı ve insanların sosyal ekonomik hayatını olumsuz yönde
etkilemektedir.
Ülkemizde bireyler, enerjinin artan maliyet problemleriyle karşı karşıyadırlar.
Evde enerji tasarrufu enerjinin akıllıca kullanılışı anlamına gelir ve gereksiz enerji
tüketimini önlemekle yapılabilir. Enerji ihtiyacı ve kullanımı açısından üzerinde en
fazla durulması gereken grup ailedir. Çünkü toplumda aileler, diğer kaynaklarda olduğu
gibi enerji kaynaklarının kullanımı ve tüketiminde de rol oynayan en önemli tüketici
gruplarından biridir. Sağlıklı, rahat, temiz ve etkin bir ev ortamının yaratılabilmesi için
yürütülen ısınma, aydınlatma, temizlik, kişisel bakım gibi çeşitli faaliyetler için aileler
enerji kaynaklarını kullanmaktadırlar.
Evde enerjinin verimli kullanımına yönelik önemli ön koşullardan biri, elektrikli
ev araçlarının enerji tüketimleridir. Evde toplam enerji kullanımının yaklaşık %40’ı
sıcak su sağlama, yiyecek hazırlama ve pişirme, bulaşık yıkama, çamaşır yıkama,
aydınlatma kişisel bakım, eğlenme, dinlenme ve iletişim gibi faaliyetler, %60’ı da
konutun sahip olduğu özellikler ile ilişkilidir. Özellikle konutlarda tüketilen enerjinin
toplam enerji tüketiminin yaklaşık 1/3’ü oranında olduğu dikkate alınırsa bu alanda
4
yapılacak tasarrufun hem aile açısından hem de çevre açısından önemi ortaya
çıkmaktadır.
Aileleri ve bireyleri; küresel ısınma, su tasarrufu ve enerji tasarrufu konularında
bilinçlendirmek üzere hazırlanarak eğitim programlarının ihtiyaç tespiti aşamasında bu
konularda yapılmış olan araştırmaların bulguları önemlidir. Bu konuda daha önce
yapılmış bir araştırmanın olmaması bu araştırmanın önemini arttırmaktadır.
1.4. Varsayımlar
• Günümüzde bireylerin küresel ısınma ile ilgili ön bilgileri, konutlarında enerji
tasarrufu ile ilgili uygulamaları vardır.
• Bireylerin eğitim düzeyleri arttıkça küresel ısınma konusundaki bilgi ve
önlemleri artmaktadır.
• Araştırma kapsamına alınan bilgiler ankete samimi ve doğru bir şekilde cevap
vermişlerdir.
1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları
Bu araştırma; Konya ili Ereğli ilçesinde ikamet eden bireylerin küresel ısınmaya
karşı sadece konut içinde alacakları enerji ve su tasarruf önlemlerinin incelenmesi ile
sınırlıdır. Araştırma sonunda ede edilen bilgiler görüşme formu ile sınırlıdır.
BÖLÜM II
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
2.1. Küresel Isınma Nedir?
İklim, uzun yıl ortalamalarıyla belirlenen bir olaydır. Uzun yıllar içerisinde ısıdaki
değişiklikler bir bölgenin iklim durumunu belirler. Son yıllarda yapılan pek çok araştırma
dünyada pek çok sebeple iklimin değiştiğini göstermektedir. Bilim adamları dünyanın
ikliminin doğal nedenlerle değişeceği gibi günümüz antropojenik etkileri de buna büyük
ölçüde katkıda bulunduğunu söylemektedirler. Yine yapılan pek çok araştırma insanoğlu
iklim değişikliği sürecini hızlandıran bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. İnsan, bir
yandan yaşam standardını yükseltmek için büyük emek harcarken, diğer yandan bazen
farkında olmadan, bazen de sorumsuzca yaşadığı habitatı (çevreyi) tahrip etmektedir. İnsan bu
bağlamda bir ikilem içindedir. İnsan yaşam standardını yükseltmek amacıyla bir yandan
geliştirdiği teknoloji ve yöntemlerle ekosistemlere zarar verirken, öte yandan yaşam
alanlarının insan için önemini kavradıkça korunması ve geliştirilmesi için büyük çabalar sarf
etmektedir.
Çok genel bir yaklaşımla; iklim değişikliği ise, “Nedeni ne olursa olsun iklim
koşullarındaki büyük ölçekli (küresel) ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş
gelişen değişiklikler” biçiminde tanımlanabilir. Buna paralel olarak da küresel ısınma, uzun
yıllar ortalamalarına göre dünyamızın ısısının eskiye göre artması şeklinde açıklanmaktadır.
Bu da yeryüzünde yağışların etkilenmesine, hava olaylarının bitki örtüsüne, deniz seviyesinin
yükselmesine, yaban hayvanlarının ve insanların yaşamlarına ciddi etkisi olacağı anlamına
gelmektedir. Bu konuda son yıllarda yapılan çalışmaların oldukça fazla olduğu görülmektedir.
İklim değişikliği ve küresel ısınma günlük hayatımızda kullanmaya başladığımız kavramlar
haline gelmiştir. Günümüzde küresel ısınma ve insanların doğal kaynakları daha yoğun olarak
kullanmaları sonucunda çevre sorunları büyük ölçüde artmıştır. İnsan ile doğa arasındaki
ilişkiler giderek bozulmaya başlamıştır (Şenel ve Güngör, 2008:2).
İklim değişikliği Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde şöyle
tanımlanmıştır: “ karşılaştırılabilir bir zaman periyodunda gözlenen doğal iklim değişikliğine
6
ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan etkinlikleri
sonucunda iklimde oluşan bir değişikliktir” ( Samur, 2008:141-148).
Küresel ısınma, Sanayi devriminden beri, özellikle, fosil yakıtların yakılması,
ormansızlaşma, tarımsal etkinlikler ve sanayi süreçleri gibi çeşitli insan etkinlikleri ile
atmosfere salınan sera gazlarının atmosferdeki birikimlerindeki hızlı artışa bağlı olarak,
şehirleşmenin de etkisiyle doğal sera etkisinin kuvvetlenmesi sonucunda, yeryüzünde ve
atmosferin alt katmanlarında (alt ve orta troposfer) saptanan sıcaklık artışıdır.
Temel olarak, fosil yakıtların yakılması, sanayi süreçleri, arazi kullanımı değişiklikleri ve
ormansızlaşma gibi çeşitli insan etkinlikleri sonucunda, önemli sera gazlarının atmosferdeki
birikimleri sanayi devriminden beri hızla artmaktadır. Küresel ısınmadaki artışlara bağlı
olarak, hidrolojik döngünün değişmesi, kara buzullarının ve deniz buzlarının erimesi, deniz
seviyesinin yükselmesi, sıcak hava dalgalarının şiddet ve sıklığının artması, bazı bölgelerde
ekstrem yüksek yağışların ve taşkınların, bazı bölgelerde ise kuraklıkların daha şiddetli ve sık
oluşması gibi, sosyoekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğrudan
etkileyecek önemli değişikliklerin oluşması beklenmektedir ( Türkeş, 2007:38-53 ).
2.2.
Küresel Isınmanın Tarihi
4.5 milyar yıllık jeolojik tarih boyunca güneş, atmosfer ve yerkürenin etkileşim
mekanizmalarının değişmesi sonucu yerkürenin ikliminde de değişimler gözlenmiştir. Ancak
sıcaklık kayıtlarının tutulmaya başlandığı 1860’dan günümüze kadar olan sıcaklık değişiminin
insan kaynaklı sera gazlarının etkisiyle olmuştur ( Erdoğan ve ark., 2007:244-251 ).
Toplumun ilgisini son 20 yıl içinde çekmeye başlayan artan küresel ısınma, yaklaşık
100 yıldır bilinmekte ve incelenmektedir. Atmosferdeki CO2 birikiminin değişmesine bağlı
olarak, iklimin değişebilirliği ilk kez 1896 yılında Nobel ödülü sahibi İsveçli S. Arrhenius
tarafından öngörülmüştür. Ancak, ilk kez 1979 yılında Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO)
öncülüğünde "Birinci Dünya İklim Konferansı" düzenlenmiş; fosil yakıtlardan ve CO2
birikiminden kaynaklanan küresel iklim değişikliği vurgulanmıştır (Kovancılar, 2001:7-19 ).
Küresel iklim sistemi, belki de Yerküre atmosferinin oluşumundan beri, tüm zaman ve
alan ölçeklerinde değişme eğilimi içinde olmuştur. Bu, iklimin kendi doğal değişkenliğidir ve
7
doğrudan Güneş’teki, atmosferdeki ya da Yerküre/atmosfer birleşik sisteminin öteki
bileşenlerindeki doğal değişikliklerle ilişkilidir. Ancak, 19. yüzyılın ortalarından beri, iç ve
dış etmenlerle ilişkili doğal değişebilirliğe ek olarak, ilk kez insan etkinliklerinin de küresel
iklimi etkilediği yeni bir döneme girilmiştir (DPT, 2000:1 ).
1980’li yıllarda başlayan ardışık sıcak yıllar ve son yıllardaki rekor yüksek sıcaklıklar,
küresel ısınmanın beklendiği ve öngörüldüğü biçimde sürdüğünü; küresel ısınmayı önlemek
için alınması gereken ulusal, bölgesel ve küresel önlemlerin ve politikaların hiç gecikmeksizin
uygulanması gerektiğini göstermiştir. Bu çerçevede, hükümetler ve karar organları, insan
etkinliklerinden kaynaklanan sera gazı salınımlarının oluşturduğu tehlikeler için ivedi ve
köklü önlemler almak gibi önemli bir görevle karşı karşıyadır. Bu önlemlerin başında, çeşitli
insan etkinlikleri sonucu atmosfere salınan sera gazı salınımlarının kontrol edilmesi ve fazla
zaman yitirmeksizin belirli bir düzeyin altında tutulması gelmektedir.
1988’de Dünya Meteoroloji Örgütü ve B.M. Çevre Programı (UNEP) tarafından
kuruluşundan bu yana Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bu konuda en yetkili
bilgi kaynağı olarak kabul edilmektedir. Dünyada yüzlerce uzmandan oluşan örgütü sayesinde
panel, iklim değişikliği ile ilgili düzinelerce alana yayılmış dev bir literatürü son derece titiz
bir şekilde bir araya getirmiş, bunların bir sentezini oluşturarak bu literatürü değerlendirmiştir.
IPCC’nin 1990, 1995 ve 2000 yıllarında yayınlanan üç değerlendirme raporunun kapsamında
iklim değişikliği ile ilgili bilgisel bilgilerin değerlendirilmesi, iklim değişikliğinin potansiyel
etkilerinin ve olası çözüm stratejilerinin ele alınması konuları yer almıştır. İlk iki
değerlendirme raporu 1992 Rio anlaşması ve 1997 Kyoto Protokolü’nün hazırlanmasında bir
temel oluşturmuştur. Üçüncü değerlendirme raporunun bulguları devam etmekte olan iklim
müzakereleri turunun ana hatlarını belirlemektedir (Dunn ve Flavin, 2002:3 ).
2001 yılından 2 Şubat 2007 tarihinde Paris’te yapılan toplantıya göre küresel ısınma
ve buna bağlı olarak iklim değişikliğine ilişkin değerlendirilmelerin yapılması amacıyla 4
grup oluşturulmuş ve bir öncekine göre daha hassas verilere dayanılarak değerlendirmeler
yapılmıştır (Çınar, 2007:236-303 ).
8
2.3.
Küresel Isınmanın Nedenleri
Dünyadaki ortalama sıcaklıklarını arttıran ve iklimi değiştiren nedenlerinin ne olduğu
konusunda uzun zamandır çalışılmaktadır. Bu çalışmalar ulaştıkları sonuçlar bakımından,
ısınmaya doğa olaylarının sebep olduğu sonucuna varanlar ve ısınmanın insan eliyle yapıldığı
sonucuna varanlar olarak ikiye ayrılabilir (TMMOB, 2007:156-163).
2.3.1. Güneş'teki Değişimler
Güneşten Dünyamıza gelen ışın yoğunluğu ortalama 22 senelik bir periyot
göstermektedir. Ortalama 11 sene süreyle ışın yoğunluğu artmakta ve yine 11 sene içinde
azalmaktadır ve bu değişim dünya iklimi üzerinde önemli etkiler yapmaktadır. Ölçümlerin
gösterdiğine göre bu yarı periyot bir ortalama değerdir. 11 sayısının katları 22, 44, 88 ve
190(196) senelik periyotlar da inceleme konusudur.
Güneş sistemimizdeki farklı kitleler- deki gezegenler, güneş etrafında farklı
uzaklıklarda ve farklı hızlarla dönmekte, gerek güneş ve gerekse dünya üzerinde sürekli
değişen bir çekime sebep olmaktadırlar. Astrofizik verile- ri ile bu değişmeler
hesaplandığında, gezegenlerin güneş üzerindeki etkisi ortalama 11 senelik, Dünya üzerindeki
etkileri de ortalama 22 senelik bir periyot göstermektedir (Dedegil, 2007:30-33).
2.3.2. Dünya'nın Yörüngesindeki Değişimler
1920'lerde Sırp meteoroloji uzmanı Milutin Milankovich tarafından ileri sürülen bir
başka teoriye göre Dünya'nın yörüngesinde ve eğiminde, oluşumu binlerce yıla yayılan
değişimler de iklim sapmalarına neden olabilir, çünkü bu tür değişimler güneş enerjisinin
gezegenin farklı yerlerine dağılma biçimini etkiler.
2.3.3. Volkanik Patlamalar
Volkanik patlamaların da sistemi sarsma kapasiteleri vardır. Bu tür patlamalar
dünyayı ısıtmaktan çok soğutur. Atmosferin alt tabakalarında büyük toz ve sülfür dioksit
bulutları gönderirler. Toz eninde sonunda ya çöker ya da yağmurlarla beraber yeryüzüne iner,
ama S02 Dünya'ya ulaşan güneş enerjisini azaltan bir kirlilik perdesi şeklinde yayılır.
9
Volkanik patlamalar Dünya'nın sıcaklığını 0.2 ila 0.3 derece arasında azaltabilir. Fakat 20.
yüzyılda bu tür patlamaların etkisi birkaç yıldan fazla sürmemiştir, dolayısıyla bunlar uzun
vadeli değişimlerin sorumlusu olarak gösterilemez (TMMOB, 2007:156-163).
2.3.4. İnsan ve Endüstriden Kaynaklanan Nedenler
Son yıllarda bilim çevrelerinin artık hemen hepsinin hemfikir olduğu nokta ise
ısınmada sera gazlarının etkisidir. Petrol, doğal-gaz, kömür, bitki ve hayvan artıkları gibi fosil
yakıtların yanması, ormanların yok edilmesi ve endüstriyel etkinlikler gibi insan aktiviteleri
beraberinde sera gazları denilen karbondioksit, metan, ozon ve diazot monoksit vb. gazların
atmosferde artmasına neden olmaktadır.
Hükümetler arası iklim Değişikliği Paneli (IPCC) bünyesinde yürütülen çalışmalar
sonucunda, küresel ortalama yüzey sıcaklığının, 19. yüzyılın sonundan 1995 yılına kadar
yaklaşık 0.3-0.6°C arasında bir artış gösterdiği hesaplanmıştır. IPCC tarafından 2001 yılında
yayınlanan 3. Değerlendirme Raporu'nda, "son 50 yıl içinde gözlenen ısınmanın, büyük
ölçüde insan etkinliklerine bağlanabileceğini gösteren yeni ve daha güçlü kanıtlar elde
edildiği" kesin bir ifadeyle belirtilmiştir.
Bu gazlardan en önemlisi olan C02 Hükümetler arası iklim Paneli'ne (IPCC) göre 2080
yılında sanayi öncesi dönemin iki katına çıkabilir. Petrol ve kömür endüstrisinin sanayi
devriminden sonra hızla büyümesi birçok sorunu da beraberinde getirmiştir (TMMOB,
2007:156-163).
2.3.5. Sera Gazları ve Çeşitleri
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde (BMİDÇS) sera
gazlarının tanımı ise şu şekildedir: “Sera gazları, hem doğal, hem de insan kaynaklı olup
atmosferdeki kızıl ötesi radyasyonu emen ve tekrar yayan gaz oluşumlarıdır (Yamanoğlu,
2006:4).
Fosil yakıt kullanımına dayalı sanayileşme 1800’lü yıllarda başlamış, özellikle 20.
yüzyılda önemli oranda artış göstermiştir. Bu artışa ek olarak ormansızlaşma, arazi
kullanımındaki değişiklikler gibi insan etkinlikleri ile ekonomik ve demografik büyüme,
10
atmosferde bulunan basta CO2 (Karbon dioksit) olmak üzere, N2O (Diazot monoksit), CH4
(Metan) gibi sera etkisine neden olan gazların konsantrasyonlarının artmasına neden olmuştur.
Artan sera gazı konsantrasyonları, Dünya’dan uzaklaşması gereken Güneş ısınlarının bir
kısmının Dünya’da kalmasına neden olarak, çok duyarlı olan iklim sisteminin dengesini
bozmuştur ( Babuş, 2005:1).
2.3.5.1.
Metan (CH4)
C02'den 20 katı daha etkili olan metan gazı miktarı doğal seviyesinin tam % 145
üzerine çıkmıştır. Metanın atmosfere bırakılmasına neden olan kaynaklara bir kaç örnek;
ormanların yok edilmesi, çürüme, kömür madenciliği, bitki yanması, çiftlik hayvanlarıdır.
Eğer Kuzey Kutbu bölgesindeki tüm buzullar erirse büyük miktarda metan gazı açığa
çıkacaktır. Tahminler atmosfere bırakılan metanın %40-70'inin insan kaynaklı olduğunu
göstermektedir. Atmosferdeki metan konsantrasyonu karbon dioksit konsantrasyonundan az
olmasına rağmen metanın infra red radyasyonu tutma kapasitesi daha fazladır (TMMOB,
2007:156-163).
2.3.5.2. Karbondioksit (C02)
Karbon dioksit atmosferin yapısında doğal olarak bulunan bir bileşen olmasına
rağmen insan aktiviteleri sera gazı etkisini arttırıcı yönde karbon dioksit miktarında artışa
neden olmaktadır. Jeolojik kayıtlara göre şu anki seviye son 200 000 yılın en yüksek
seviyesidir. Günümüzde atmosferdeki karbon dioksit seviyesinin uzun yıllar boyunca olan
değişimi buz tabakalarının analizi yapılarak çıkartılmıştır. İnsanoğlu fosil yakıt kullanımı ile
her sene fazladan 20 milyar ton C02 açığa çıkarıyor ve dünyanın 200 yıl daha ısınmasına
yetecek kadar atmosferde birikmiş durumdalar (TMMOB, 2007:156-163).
2.3.5.3.
Diazot monoksit (N20)
Azot oksit, topraktan tarımsal işlemler ile, okyanuslardan ve bitkiler ve fosil yakıtların
yanması ile ortaya çıkar. C02'den 200 kat daha etkilidir ve atmosferdeki ömrü 120 yıldır
(TMMOB, 2007:156-163).
11
2.3.5.4.
Kloroflorokarbonlar (CFC)
Bu gazlar ilk defa 1930'larda soğutucu ve havalandırma cihazlarında kullanılmaya
başlandı ve bugün de aerosol spreylerde kullanılıyor. Bugün atmosferde büyük oranlarda
bulunmayan kloroflorokarbonların ısı tutma kapasiteleri karbondioksitten 15.000 kez daha
büyüktür (TMMOB, 2007:156-163).
2.4.
Küresel Isınmanın Etkileri
Sıcak ve kurak devrenin uzunluğundaki ve şiddetindeki artışa bağlı olarak, orman
yangınlarının frekansı, etki alanı ve süresi artabilir; Tarımsal üretim potansiyeli değişebilir
(bu değişiklik bölgesel ve mevsimsel farklılıklarla birlikte, türlere göre bir artış ya da azalış
biçiminde olabilir); İklim kuşakları, Yerküre’nin jeolojik geçmişinde olduğu gibi, ekvatordan
kutuplara doğru yüzlerce kilometre kayabilecek ve bunun sonucunda da Türkiye, bugün Orta
Doğu’da ve Kuzey Afrika’da egemen olan daha sıcak ve kurak bir iklim kuşağının etkisinde
kalabilecektir.
İklim kuşaklarındaki bu kaymaya uyum gösteremeyen fauna ve flora yok olabilir;
Doğal karasal ekosistemler ve tarımsal üretim sistemleri, zararlılardaki ve hastalıklardaki
artışlardan zarar görebilir; hassas dağ ve vadi-kanyon ekosistemleri üzerindeki insan baskısı
artabilir; Türkiye’nin kurak ve yarı kurak alanlarındaki, özellikle kentlerdeki su kaynakları
sorunlarına yenileri eklenebilir; tarımsal ve içme amaçlı su gereksinimi daha da artabilir;
İklimin kendi doğal değişkenliği açısından, Türkiye’de su kaynakları üzerindeki en büyük
baskıyı, Akdeniz ikliminin olağan bir özelliği olan yaz kuraklığı ile öteki mevsimlerde hava
anomalilerinin yağışlarda neden olduğu yüksek rastgele değişkenlik ve kurak devreler
oluşabilmektedir. Bu yüzden, kuraklık riskindeki bir olumsuz değişiklik, iklim değişikliğinin
tarım üzerindeki etkisini şiddetlendirebilir; Kurak ve yarı kurak alanların genişlemesine ek
olarak, yaz kuraklığının süresinde ve şiddetindeki artışlar, çölleşme süreçlerini, tuzlanma ve
erozyonu destekleyebilir; İstatistik dağılımın yüksek değerler yönündeki ve özellikle sayılı
sıcak günlerin (örneğin tropikal günlerin) frekansındaki artışlar, insan sağlığını ve biyolojik
üretkenliği etkileyebilir; Kentsel ısı adası etkisinin de katkısıyla, özellikle büyük kentlerde,
sıcak devredeki gece sıcaklıkları belirgin bir biçimde artarsa; bu da, havalandırma ve soğutma
amaçlı enerji tüketiminin artmasına neden olabilecektir; Su varlığındaki değişiklikten ve ısı
12
stresinden kaynaklanan enfeksiyonlar, özellikle büyük kentlerdeki sağlık sorunlarını
artırabilir; Rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları üzerindeki etkiler bölgelere
göre farklılık gösterir ve rüzgâr esme sayısı ve kuvveti ile güneşlenme süresi ve şiddeti
değişebilir; Deniz akıntılarında, denizel ekosistemlerde ve balıkçılık alanlarında, sonuçları
açısından aynı zamanda önemli sosyoekonomik sorunlar doğurabilecek bazı değişiklikler
olabilir; Ormanların ve denizlerin CO2 tutma ve salma kapasitelerindeki değişiklikler, doğal
hazne ve sink’lerin (yutakların) zayıflamasına neden olabilir; Mevsimlik kar ve kalıcı kar-buz
örtüsünün kapladığı alan ve karla örtülü devrenin uzunluğu azalabilir; ani kar erimeleri ve kar
çığları artabilir; Kar erimesinden kaynaklanan akışın zamanlamasında ve hacmindeki
değişiklik, su kaynaklarını, tarım, ulaştırma ve rekreasyon sektörlerini etkileyebilir( DPT,
2000:8-9).
2.5. Küresel Isınma ve Enerji
Enerji, insanoğlunun temel gereksinimlerinin karşılanmasında ve ülkelerin sosyal ve
ekonomik olarak gelişmesinde en önemli unsurlardan biridir. Dünya nüfusuna, ülkelerin
endüstriyel gelişimine ve insanoğlunun gün geçtikçe artan yaşam standartlarına bağlı olarak
enerji talebi her geçen gün artmaktadır. Bu durum günümüzde etkileri yoğun biçimde
hissedilmeye başlanan küresel iklim değişikliklerinin en büyük nedeni olmaktadır (Çınar ve
Kuyumcu, 2007:296-303).
Şu an dünyamızda enerji kaynağı olarak kullanılmakta olan kömür, doğal gaz ve
petrolün tükenebilir enerji kaynakları olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Fakat
buna rağmen enerji kaynaklarının kullanımında daha tutumlu davranışlar gösterme yerine
günden güne enerji kullanımı daha da artmış ve artmaktadır. Buna bağlı olarak da fosil enerji
kaynaklarının artıkları olan gazların yaşadığımız çevreye olan zararlı etkileri sürekli artmakta
ve yerkürede yaşayan insanlar ve diğer canlıların varlığını tehdit etmektedir (Erten, 2002:6773).
Enerji kullanımı, toplumların gelişmişlik seviyesini belirlemekte kullanılan en önemli
göstergelerden biridir. Bununla birlikte, enerjinin yoğun ve verimsiz olarak kullanılması,
Dünya üzerinde son yıllarda etkileri hissedilmeye başlanan küresel iklim değişikliklerinin
başlıca nedeni olarak görülmektedir (Çınar ve Kuyumcu, 2007:296-303).
13
Enerji, üretiminden tüketimine kadar olan süreç içerisinde, kaynağı ne olursa olsun
çevreye zarar vermektedir. Enerji üretiminin neden olduğu bazı çevresel etkiler arasında asit
yağmurları, sera etkisi ve küresel ısınma, insan sağlığının bozulması, tehlike afet olasılığı, atık
sorunu, gürültü, ışık kirliliği, radyasyon kirliliği sayılabilir.
Bazı kirleticilerin etkisi örneğin kükürt dioksit gazının neden olduğu asit yağmurları,
sadece yerel karakterli olarak kendini gösterirken, özellikle yenilenemeyen kaynaklar arasında
yer alan, kömür, petrol doğalgaz gibi fosil yakıtların atmosfere yaydıkları ve sera etkisinin
kuvvetlenmesinde önemli rol oynayan gazların etkileri ise kendini küresel düzeyde
göstermektedir ve bu gazlar dünya ortalama yüzey sıcaklığını artırarak küresel ısınmaya
neden olmaktadırlar ( Yönten, 2007:30).
2.6. Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Yenilenebilir kaynaklar olarak adlandırılan rüzgâr, güneş, su ve jeotermal enerji
kaynaklarından faydalanılarak, elektrik enerji üretimi ise küresel iklim değişikliklerine karşı
en etkili çözümdür (Çınar ve Kuyumcu, 2007:296-303).
2.6.1. Hidrolik Enerji
Suyun yerçekimine bağlı potansiyel enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürüldüğü
elektrik santraline, hidroelektrik santrali adı verilir. Daha açık bir ifade ile, suyun akış
gücünden faydalanmak suretiyle generatöre hareket kazandırmak esasına dayanarak elektrik
üretme işlemine hidrolik enerjiden faydalanarak enerji üretimi denilmektedir (Bozkurt,
2008:63).
2.6.2.Güneş Enerjisi
Güneş enerjisi hem bol ve bedava hem de sürekli ve yenilenebilir bir enerji kaynağı
oluşunun yanında insanlık için önemli bir sorun olan çevreyi kirletici atıkların bulunmayışı,
yerel olarak uygulanabilmesi, işletme kolaylığı, dışa bağımlı olmaması, karmaşık bir teknoloji
gerektirmemesi ve işletme masraflarının az olması gibi üstünlükleri sebebiyle son yıllarda
14
fosil yakıtlardan meydana gelen çevresel etiklerin azaltılması için kullanılan yaygın
yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir (Varınca ve Gönüllü, 2008:4).
2.6.3. Deniz Kökenli Enerji
Deniz kökenli yenilenebilir enerjiler; deniz dalga enerjisi, deniz sıcaklık gradyent
enerjisi, deniz akıntıları enerjisi (boğazlarda) ve gel-git (med-cezir) enerjisidir. Deniz kökenli
yenilenebilir enerji kaynaklarından uygun bir şekilde faydalanılırsa dünya enerji ihtiyacının
%10’unu karşılayacak bir enerji kapasitesi bulunmakla birlikte, bu konu dünya genelinde
ertelenmiş gözükmektedir (Bozkurt, 2008:74).
2.6.4. Rüzgâr Enerjisi
Rüzgâr, güneş enerjisinin Dünyanın oldukça değişken olan yüzeyini eşit
ısıtılmamasından kaynaklanan sıcaklık, yoğunluk ve basınç farklarından dolayı oluşan yatay
hava hareketidir. Rüzgâr enerjisi, hava kitlesinin sahip olduğu kinetik enerjinin mekanik
enerjiye dönüştürülmesi ile oluşur. Rüzgâr enerjisi, dönüşüme uğramış güneş enerjisidir.
Rüzgâr enerjisinin hammaddesi tamamen atmosferdeki hava hareketleri olduğundan
hava ve çevre kirlenmesi etkisi yoktur (Varınca ve Gönüllü, 2008:6).
2.6.5. Jeotermal Enerji
Jeotermal kaynakların araştırılması ve kullanılması, 1960’lardan bu yana Türkiye’nin
gündemdedir. 1980’lerin başından beri elektrik üretiminde kullanılmakta olan jeotermal
enerjinin, son yıllarda konut ısınması amacıyla kullanımı giderek artmıştır.
Sanayiye göre, jeotermal kaynakların bulunduğu yerlerdeki bölgesel ısıtma sistemleri,
öteki alternatif enerji kaynaklarına göre daha ucuzdur. Ayrıca, geleneksel yakıtlara göre,
düşük geri ödeme, düşük kurma ve işletim maliyetleri ve daha düşük satış fiyatları gibi
olanakları mevcuttur (Türkeş, 2002:40).
15
2.6.6. Hidrojen Enerjisi
Hidrojen 1500'lü yıllarda keşfedilmiş, 1700'lü yıllarda yanabilme özelliğinin farkına
varılmış, evrenin en basit ve en çok bulunan elementi olup, renksiz, kokusuz, havadan 14.4
kez daha hafif ve tamamen zehirsiz bir gazdır. Güneş ve diğer yıldızların termonükleer
tepkimeye vermiş olduğu ısının yakıtı hidrojen olup, evrenin temel enerji kaynağıdır.
Geleceğin yakıtı gözüyle bakılan bu enerji kaynağı büyük ölçekte petrol rafinerisi
yoluyla
elde
edilmekle
birlikte
hidroliz
yöntemleri
konusunda
büyük
aşamalar
kaydedilmektedir. Güneş enerjisi gibi alternatif sistemlerle birleştirilerek oluşturulan hidroliz
sistemleri büyük gelecek vaat etmektedir (Bozkurt, 2008:78).
2.6.7. Biyokütle
Biyokütle, geleceğin yakıt alternatiflerinden biri olup sürdürülebilir enerji kaynağıdır.
Düşük maliyeti, yerel olarak bulunabilirliği, kullanıma hazır olması gibi avantajları vardır.
Fosil yakıtlarının rezervlerinin azalması ve sera gazlarının neden olduğu küresel ısınma
sebebiyle, yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan biyokütle enerjisi giderek daha önemli
hale gelmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları içinde en büyük teknik potansiyele “biyokütle”
sahiptir.
Tüm yenilenebilir enerji kaynakları arasında biyokütle, güneş enerjisini depoladığı için
benzersizdir (Arslan ve ark. 2007:485-492).
2.7. Enerji Verimliliği
Enerji sorunlarının giderek artığı, ancak kaynakların azaldığı bir dünyada enerjinin
verimli kullanımı önem kazanmıştır (Narin ve Akdemir, 2009:2). “Bugün, hem sürdürülebilir
kalkınmanın gereklerini yerine getiren, hem de çevresel tehlikelerle enerji üretim ve
tüketiminden kaynaklanan ekonomik ve sosyal maliyetleri en aza indirgeyen bir strateji
oluşturmak için, çevresel kısıtlar, ekonomik ve siyasi kısıtlarla birlikte düşünülmektedir.
16
Burada bahsedilen strateji de enerji verimliliği stratejisidir. Aynı hizmet bugünkünden
daha az enerji kullanarak ve toplamda bugünkünden daha az bir maliyetle yerine getirilebilir.
Bu durum, en ileri teknolojileri kullanan ve belirgin biçimde etkin ekonomilere sahip olan
ülkeler için de geçerlidir ( Bozkurt, 2008:16).
Enerji verimliliği; enerji girdisinin üretim içindeki payının azaltılması, aynı üretimin
daha az enerji tüketerek gerçekleştirilmesidir. Bir başka tanımda ise enerji verimliliği;
binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesinin, endüstriyel işlemlerde ise üretim kalitesi ve
miktarının düşüşüne yol açmadan enerji tüketiminin azaltılmasıdır.
Enerji verimliliği konusunda;
binaların yalıtılması, enerji verim sınıfı yüksek
elektrikli ev aletlerinin kullanılması, sanayide aynı enerji ile daha fazla üretim sağlayabilecek
tadilat ve yenileme projelerinin uygulanması, gereksiz aydınlatmaların önlenmesi ile
verimliliği yüksek uzun ömürlü lambaların kullanılması, ulaşımda, taşıt araçlarında ve
ısınmada enerjinin verimli kullanılması gerekmektedir ( Özgür, 2008a:2).
Enerji verimliliğiyle ilgili stratejinin en önemli basamaklarından birisi hiç şüphesiz
enerji tasarrufudur. Her ne kadar enerji tasarrufu, genelde basit kısıntı tedbirleri uygulamak
olarak algılanıyor ise de, aslında çok daha geniş bir tedbirler dizisini içermektedir ( Kavak,
2005:8).
2.8.
Enerji Tasarrufu
Enerji konusu, günümüzün en önemli ve hassas konularından biridir. Hızla artan nüfus
ile enerjiye olan talebin sürekli yükselişi, kısıtlı enerji kaynaklarının verimli kullanılmasını
gerektirmektedir. Bu noktada verimli üretimin yanı sıra tüketimde sağlanabilecek enerji
tasarrufunun da önemi büyüktür. Özellikle son kullanıcı noktalarında, bilinçli uygulamalar ve
düşük yatırımlarla büyük enerji tasarrufları sağlanabilmektedir ( Onaygil ve ark. 2008:1).
Enerji Tasarrufu, belli davranışları yerleştirerek, iyileştirme yöntemlerini uygulayarak
veya yeni teknolojiler kullanarak, üretimi ve kaliteyi düşürmeden, sosyal yaşamın standardını
korumak suretiyle, enerjiyi daha etkin kullanmak demektir.
17
Enerji tasarrufu, enerjinin üretimi, taşınması, dönüştürülmesi ve kullanılması
safhalarında verimliliğin arttırılması ve kayıpların azaltılması ile sağlanır. Günümüzde enerji
tasarrufu maalesef tam anlamıyla anlaşılmamış olup, bu yüzden konut sektöründe büyük
enerji kayıpları olmaktadır (Türe, 2008: 411).
Enerji tasarrufunda amaç, ekonomik ve sosyal gelişmeye zarar vermeden zıt olan
enerji kaynaklarını daha rasyonel şekilde kullanmak olmalıdır. Enerji tasarrufunun
benimsenmesi bireylerin enerji konusunda bilinçlenmesiyle mümkündür. Bu durum ise
bireylerin enerji kaynakları arzının sınırlı olduğunu anlaması, boşa harcama ve fazla
tüketiminin mevcut enerji arzını azalttığının farkında olması ile açıklanabilir.
2.9. Küresel Isınmaya Karşı Konutlardaki Enerji Tasarrufu
Evde enerji tasarrufu enerjinin akıllıca kullanılışı anlamına gelir ve gereksiz enerji
tüketimini önlemekle yapılır. Enerji ihtiyacı ve kullanımı açısından üzerinde en fazla
durulması gereken grup ailedir. Çünkü toplumda aileler, diğer kaynaklarda olduğu gibi enerji
kaynaklarının kullanımı ve tüketiminde de rol oynayan en önemli tüketici gruplarından
biridir. Sağlıklı, rahat, temiz ve etkin bir ev ortamının yaratılabilmesi için yürütülen ısınma,
aydınlatma, temizlik, kişisel bakım gibi çeşitli faaliyetler için aileler enerji kaynaklarını
kullanmakta ve buna bağlı olarak her ay bütçelerinden milyonlarca lira harcamaktadır
(Erdal,2009:596)
Birey ve ailelerin sağlık, güvenlik ve mutluluğu, toplumsal refahın sağlanması ve
sürdürülmesi enerji kaynaklarının kullanımını gerektirir. Bütün teknolojik yeniliklerin
temelinde olduğu gibi, ev teknolojisindeki gelişmelerin temelinde de ihtiyaçların karşılanması
için bir yol bulmak ve yorucu işleri hafifleterek insan verimliliğini arttırmak arzusu vardır.
Ülkemizde aileler, enerjinin artan maliyet problemleriyle karşı karşıyadırlar. Bu
yüzden tüketiciler enerjiden tasarruf etmek ya da en azından onu verimli bir şekilde
kullanmak için teşvik edilmektedir. Evde enerjinin verimli kullanımına yönelik önemli ön
koşullardan biri, elektrikli ev araçlarının enerji tüketimleri hakkındaki bilgi sahibi
olunmasıdır.
18
Küresel iklim değişiklerinin başlıca nedeni enerjinin yoğun ve verimsiz şekilde
tüketimidir. Bu nedenle, çevresel olumsuzluklarının önüne geçmenin en basit yolu, öncelikle
enerjinin tasarruflu biçimde tüketilmesidir.
Dünya enerji tüketimi, son kullanıcılar baz alınarak incelenmektedir. Son kullanıcılar
ise enerjinin yoğun biçimde kullanıldığı dört alan olan konutlar, endüstri, ticaret ve ulaşımdır.
Enerji tüketimi bu alanlar esas alınarak incelenmektedir.
Nüfusun yaşam alanlarını belirten konutsal alanlarda elektrik enerjisi, iklimlendirme,
aydınlatma gibi amaçlarla tüketilmektedir.
Evde toplam enerji kullanımının yaklaşık %40'ı sıcak su sağlama, yiyecek hazırlama
ve pişirme, bulaşık yıkama, çamaşır yıkama, aydınlatma, kişisel bakım, eğlenme, dinlenme ve
iletişim gibi faaliyetlerle, %60'ı da konutun sahip olduğu özelliklerle ilişkilidir. Özellikle
konutlarda tüketilen enerjinin toplam enerji tüketiminin yaklaşık 1/3 oranında olduğu dikkate
alınırsa bu alanda yapılacak tasarrufun hem aile açısından hem de çevre açısından önemi
ortaya çıkmaktadır ( Bayraktar ve ark., 2003:1-10).
Sürdürülebilir kalkınmanın en temel sorunlarından biri konutta kullanılan enerjinin
azaltılmasıdır (Öztop ve Güven, 2006:17-25). 2030 yılına kadar elektriğin yıllık ortalama %3
ile konutsal enerji tüketiminde en fazla artış gösteren enerji kaynağı olacağı öngörülmektedir.
Bu nedenle, bireylerin yaşam alanlarındaki ısı yalıtımına özen göstermesi ve iklimlendirme
cihazlarının verimli kullanımı, akkor telli lambaların kullanımının minimuma indirgenerek
aydınlatma amacıyla harcanan elektrik enerjisinden tasarruf edilmesi gibi basit önlemler,
çevrenin korunmasında önemli adımlar atılması sağlanabilir (Çınar ve Kuyumcu, 2007:296303).
Günlük hayatımızın ayrılmaz parçası olan; ısıtma, aydınlatma ve ulaşım ihtiyacımızı
karşılarken, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi fırın, ocak gibi cihazları,
kullanırken ve satın alırken dikkatli seçim yaparak, çevrenin korunmasına ve aile bütçesine
ciddi katkı yapabilmek mümkündür. Enerji tüketimini izlemek ve ona göre önlem almak çok
önemlidir. Yakıt, su ve elektrik faturalarının tüketim miktarını kontrol ederek bir önceki
dönemlerle karşılaştırarak tüketim miktarındaki azalma ve artışların sebebi bulunarak enerji
19
tüketimindeki alışkanlıkların irdelenerek ve enerji tasarrufuna yönelme sağlanır (TMMOB,
2008:4).
Ülkemizde aileler, enerjinin artan maliyet problemleriyle karşı karşıyadırlar. Bu
yüzden tüketiciler enerjiden tasarruf etmek ya da en azından onu verimli bir şekilde
kullanmak için teşvik edilmektedir (Bayraktar ve ark., 2003:1-10).
2.9.1. Konutların Isıtılması
İç hava sıcaklığı, ısıl konforun en önemli parametrelerindendir ve binanın enerji
tüketimini etkilemektedir. Isıtmada harcanan enerji, bilindiği üzere, iç sıcaklıkla dış sıcaklık
arasındaki fark ile artar. Enerji verimliliği açısından ısıl konforun minimum sıcaklıkla
sağlanması önemlidir. Konfor şartlarının sağlanması için iç ortam sıcaklığının 22-23°C olması
yeterlidir. İç ortam sıcaklığının 1°C azaltılması, enerji tüketiminde %6 tasarruf sağlar. Bu
nedenle iç ortam sıcaklığının yükseldiği durumlarda pencerelerin açılması yerine radyatör
musluğu kısılmalıdır veya iç ortam sıcaklığını belli bir değerde tutan termostatik radyatör
vanaları kullanılmalıdır.
Bina dış cephesinden olan ısı kayıplarının azaltılması, işletme, havalandırma,
iklimlendirme; tesisatının iyileştirilmesi ve otomasyonu kişilerin enerji verimliliği bilincinin
yükseltilmesi ile ülke enerji dengesine önemli katkı sağlanacak, enerji arz güvenliği
sağlanabilir.
Ülkemizde konutları ısıtmak ve soğutmak için kullanılan enerjinin payı, diğer
alanlarda kullanılan toplam enerji içinde önemli bir paya sahiptir. Bu nedenle, evlerimizi ve
çalıştığımız ortamı ısıtmak veya bazen de soğutmak için harcadığımız enerjiden tasarruf
edebilmek için, iç ortam ısısını korumak üzere önlem alınması gerekmektedir. Üretilen ısının
verimli olarak kullanılabilmesi, evlerdeki ısı kayıplarını azaltarak diğer bir deyişle ısı yalıtımı
ile mümkündür. Binaların yalıtılmasıyla % 25’ten % 50’ye varan oranlarda yakıt tasarrufu ve
daha iyi ve sağlıklı bir ısınma sağlandığı için de konfor seviyesi de artabilir.
İlk olarak alınacak önlem, binaların yapısal olarak ısı tasarrufu sağlayacak şekilde
yalıtılmasıdır. Binanın dış hava ile temasta olduğu çatı, dış duvarlar, kapı ve pencerelerin
20
daha az ısı geçirgen hale getirilmesi; dış duvarlara dışarıdan veya içerden ısı yalıtımı
yapılması ve pencere sistemlerinin iyileştirilmesi ile sağlanabilir.
Çatılar uygun özellik ve kalınlıktaki yalıtım malzemeleri ile yalıtılıp, bölgelere göre 5
ila 10 cm arasında uygun bir yalıtım malzemesi ile yalıtılan bir çatı, % 10–15 civarında bir
enerji tasarrufu sağlamaktadır. Sızdırmazlığı ve ısıl geçirgenliği iyi sağlanmış pencereler,
yaklaşık % 15–20 oranında bir enerji tasarrufu sağlayabilir.
Pencere camlarının 12 mm aralıklı çift cam yaptırılması durumunda camlardan
oluşacak ısı kayıpları yarı yarıya azalabilir. İlave olarak camların özel kaplamalı yapılması, bu
ısı kaybını bir miktar daha düşürülebilir.
Pencere ve kapıların sızdırmazlığı iyi bir şekilde sağlanmamış ise, evdeki ısının dörtte
birinin kaybına neden olabilmektedir. Çift kapı veya otomatik kapama sistemi uygulamaları
ısının korunması için en kullanışlı yöntemlerden biridir.
Oturma odaları için 19–21ºC arası, yatak odası için 16–18ºC arası uygun
sıcaklıklardır. Ortam sıcaklığındaki 1ºC’lik azalma ile, yakıt tüketimi de % 5–7 arasında
azalmasını sağlanabilir.
Katı yakıtlı kazanlarda kullanılan kömürün, içindeki doğal nemin ve kül oranının fazla
olması kömürün kalorifik değerini düşürür. Kazanlarda, gereğinden fazla havanın yanma
bölmesine girmesi, baca çekişi ile birlikte, ısınmış havanın kullanılmadan bacadan atılmasına
yol açar. Verimli bir yanmanın oluşabilmesi için; kazan kapaklarının kırık ve bozuk
olmamasını, özellikle sıvı yakıtlı kazanlarda olmak üzere, uygun yakıt-hava karışım ayarının
yetkili teknik servis tarafından yapılması sağlanmalıdır.
Düzgün bir baca çekişi verimli bir yanma sağlar. Bunun için gerekli önlemleri
alınmalıdır. İyi baca çekişi hem iyi bir yanma için gereklidir hem de soba zehirlenmelerini
önleyen çok önemli bir husustur. Bu konuda mutlaka önlem alınması ve kömür sobalarının
borularının sık sık temizlenmesi gerekmektedir.
Yakıtın kuruluğu, soba kapaklarının sızdırmazlığı da soba yakarken yüksek
verimliliğin sağlanması için göz önünde tutulması gereken hususlardır (TMMOB, 2008:5-10).
21
2.9.2. Konutlarda Su Kullanımı
Su çok değerli bir maddedir. Gereksinim duyulduğu zaman, ve gereksinim duyulduğu
yerde bulunmaması suyun maliyetini arttırmaktadır. Küresel ısınmanın çok güncel olduğu bu
dönemde mevcut su kaynaklarının muhafazası problemin çözümünde ilk pratik yaklaşımdır.
Yeryüzünün üçte ikisi suyla kaplı olduğu halde bunun sadece % 0,3’ünün içilebilir su
olduğunu, temiz suyun boşa akıtıldığı zaman atık suya dönüştüğünü ayrıca içme suyu ve atık
su arıtma maliyetinin yükselttiğini bilmek ve ona göre davranmak gerekir.
Damlayan musluklar tamir ettirilmelidir. 1 saniye arayla damlayan bir musluk ayda
900 lt. (1 m³) su kaybına sebep olur. Suyu daha az akıtan duş başlıkları ve musluklar
kullanılmalıdır. Diş fırçalarken veya traş olurken musluklar kapatılmalıdır. Mümkün
olduğunca küveti doldurmak yerine duş alarak yıkanılmalıdır. Kısa sürede duş alınmalıdır.
Sifon asgari çekilmelidir (Her sifon çekildiğinde, beş günlük içme suyu kaybedilmektedir).
Randımanlı su kullanan aletler tercih edilmelidir (TMMOB, 2008:156-163).
Sıcak su musluğu açıldığında suyun ısınmasını beklerken akıtılan suyun ziyan
olmaması için kova doldurulup bu su gereken farklı yerlerde kullanılmalıdır (Örneğin, çiçek
sulama, tuvalete dökme, balkon yıkama). Ne kadar az su kullanırsa o kadar az depolanmış su
gerekir ve o kadar az atık su oluşur. Boşa harcanan suyun azaltılmasıyla su faturalarından
kolaylıkla %25 oranında tasarruf sağlanmış olunur.
Sıcak su ihtiyacını karşılamak üzere evlerde çeşitli şekilde sıcak su üretilmesi
mümkündür. Gün geçtikçe, katı yakıtlı geleneksel banyo kazanları yerini elektrikle ısıtılan
termosifonlara ve gaz ve elektrikle çalışan şofbenlere bırakmaktadır. Ayrıca kaloriferli
sistemlerle birlikte çalışan sıcak su üretim yöntemi de kullanılmaktadır. Sıcak su üretimindeki
en ekonomik sistem güneş enerjisidir. Türkiye’nin hemen hemen tüm bölgeleri güneş
enerjisinden sıcak su üretimi için çok uygundur. Sıcak suyun 45–50 derecenin üzerinde
ısıtılması enerji kaybına yol açar ve gereksizdir. Su depolayan sıcak su üreticileri
(termosifonlar vb.) yerine anlık su ısıtıcıları (şofben, kombi vb.) tercih edilmelidir. Depolar ve
tesisat ısı kaybını önlemek üzere mutlaka yalıtılmalıdır (TMMOB, 2008:11-12).
22
2.9.3. Konutların Aydınlatılması
Ülkemizde elektrik enerjisi pahalıdır. Evlerde kullanılan elektriğin % 10- 20’sinin
aydınlatma için kullanıldığı düşünülürse, gereksiz aydınlatma, oldukça önemli miktarda enerji
tüketimine neden olabilmektedir. Diğer yandan iyi ve doğru aydınlatma yapmanın insan
psikolojisi ve iş verimi üzerinde çok olumlu etkisi vardır. Ancak iyi aydınlatmada daha çok
enerji tüketimi anlamına gelmez. Aydınlatma ile ilgili son derece basit önlemler alarak bu
konudaki giderleri önemli oranda azaltılabilir. Son yıllarda aydınlatmada kullanılan ampul ve
armatürlerin verimi çok önemli bir konu haline gelmiştir. Avrupa ülkeleri evlerde kullanılan
ve son derece verimsiz olan normal akkor ampulleri piyasadan kaldırmaya hazırlanmaktadır.
Tüm dünyada, enerji tasarruflu kompakt fluoresan lambaların kullanılmasına ilişkin
halkı bilinçlendirici ve özendirici birçok çalışma yürütülmektedir. İlk satın alma maliyeti
yüksek olan bu lambaların alımında yapılan maddi desteklerin, deneme sürelerinin ve
tüketiciyi bilinçlendirici seminer ve konuşmaların projelerin başarılarına olumlu katkıları
olmaktadır. İlk çalışmalar, 1990’lı yılların başlarında konutlarda elektrik enerjisinin
kullanımını azaltmak ve kompakt fluoresan lamba kullanımı konusunda halkı bilinçlendirmek
amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Konutlarda aydınlatma amaçlı kullanılan elektrik enerjisi miktarını azaltmak için,
akkor flamanlı lambaların yerine enerji tasarruflu kompakt fluoresan lambaların (KFL)
kullanılmasına ilişkin halkı bilinçlendirici ve özendirici çalışmalar tüm dünyada
uygulanmaktadır(TMMOB, 2008:13-14).
2.9.4. Konutlardaki Evsel Atık ve Geri Dönüşümleri
Katı Atıklar; evsel, ticari veya endüstriyel alanlardan oluşan; madencilik, tarımsal
işlemler ve su arıtım ünitelerinin de dahil olduğu proseslerden kaynaklanan yarı-katı
çamurları da içeren, hem ayrışabilen hem de ayrışma özelliği olmayan maddelerdir. Evsel
atıklar hem ayrışabilen hem de ayrışma özelliği bulunmayan evsel kökenli maddelerdir (
Güler ve Çobanoğlu, 1994:11-41). İnsanların evsel kullanımları sonucunda attıkları atıkların
miktar ve özellikleri, yaşadıkları şehrin sosyo ekonomik seviyesine, kullanılan yakıt cinsine,
23
beslenme alışkanlıklarına vb. faktörlere bağlı olarak değişmektedir (Sheikhkanloymilan,
2006:4).
Mutfak atıkları, kağıt, karton, metal, cam, plastik, yiyecek artıkları ve kabukları gibi
çok çeşitli atıklardan oluşur. Atık kağıtlar bir mektup zarfından bir yumurta viyolüne kadar
çeşitli formlarda olabilir. Demir ve alüminyum atıkları genellikle yiyecek ve içecek
kutularından oluşur. Cam atıkları ise şişe ve kavanozlardır. Plastik atıklar, plastik taşıma ve
alışveriş çantaları, oyuncak, poşetler ve benzeri araç ve gereçlerden oluşur. Banyolarımızda
kullandığımız şişe, metal tüp, ilaç kutuları, motor yağı kutusu, akü ve lastikler zamanla
faydasız ve kullanışsız olarak çöpe çıkarılır.
Atık miktar ve hacminin azaltılmasında en ucuz ve en kolay yöntem daha az
tüketmektir. Yapılan araştırmalar, atık azaltma teknolojilerinden maliyeti en düşük olan
yöntemin geri kazanım olduğunu göstermiştir. Diğer yöntemler maliyet büyüklüğüne göre
depolama, kompostlaştırma ve yakma şeklinde sıralanmaktadır. En pahalı yöntem yakmadır.
Geri kazanım, geri dönüşüm ve tekrar kullanım işlemlerini de içine alan genel bir
ifadedir. Atıkların özelliklerinden yararlanılarak uygulanacak yakma, kompostlaştırma gibi
prosesler de bir tür geri kazanımdır.
Hemen hemen tüm maddelerin yeniden kullanımı, aynı hammaddenin doğadan
alınmasından daha az enerji gerektirir. Örneğin , kağıdı ağaçtan elde etmek yerine çöpteki
maddelerden elde etmek, %20-40 oranında enerji tasarrufu sağlar. Alüminyumda ise bu oran
%94’e kadar çıkmaktadır. Çöpün içindeki maddelerin geriye kazanılması çevre kirlenmesini
de önemli ölçüde azaltmaktadır. Örneğin demir-çeliğin yeniden kullanımı, hava kirliliğini
%85, su kirliliğini %76, su kullanımını %40 azalttığı gibi, madencilik yoluyla ortaya çıkacak
çevre kirliliğinin de tamamını yok etmektedir. Bunların yanı sıra katı atık miktarını azaltmak
için bir takım tedbirler de alınmalıdır (Demirci, 2001:4-9).
Katı atık miktarını azaltmak için tüketim alışkanlıklarını değiştirmek, daha az tüketimi
teşvik etmek, kaynağında ayırmak, geri kazanmak ve yeniden kullanmak, atıklardan gübre
elde etmek (kompostlaştırmak) ve düzenli depolamada biyogaz elde etmek alınması gereken
tedbirlerdir (Demirci, 2001:4-9).
24
2.9.5. Elektrikli Ev Aletlerinin Kullanımı
Evde toplam enerji kullanımının yaklaşık %40'ı sıcak su sağlama, yiyecek hazırlama ve
pişirme, bulaşık yıkama, çamaşır yıkama, aydınlatma, kişisel bakım, eğlenme, dinlenme ve
iletişim gibi faaliyetlerle, %60'ı da konutun sahip olduğu özelliklerle ilişkilidir. Özellikle
konutlarda tüketilen enerjinin toplam enerji tüketiminin yaklaşık 1/3 oranında olduğu dikkate
alınırsa bu alanda yapılacak tasarrufun hem aile açısından hem de çevre açısından önemi ortaya
çıkmaktadır. Evde enerjinin verimli kullanımına yönelik önemli ön koşullardan biri, elektrikli
ev araçlarının enerji tüketimleri hakkında bilgi sahibi olunmasıdır (Bayraktar ve ark., 2003:110).
2.9.5.1.
Buzdolabı ve Derin Dondurucu
Buzdolabı evimizde yılın her günü çalışan tek elektrikli aygıttır. Buzdolabı ve
dondurucuların görevi yaşamımız için gerekli besin maddelerinin sağlıklı bir şekilde
saklanmasını sağlamaktır. Büyük kapasiteli buzdolapları daha çok enerji harcamaktadır.
Buzdolabı seçiminde; enerji verim sınıfı yüksek, yani enerji tüketimi az olanı tercih
edilmelidir. Buzdolabında üretici firma tarafından düzenlenen tanıtma ve kullanma
kılavuzunda belirtilen sıcaklık değerlerine uyulmalıdır. Ayrıca verilen sıcaklıklar gerekirse bir
termometre ile ara sıra kontrol edilmelidir. Buzdolabının arkasında bulunan ızgaralı çerçeve
ve açıkta toz tutabilecek bölümleri, yumuşak bir el süpürgesi ile ya da elektrik süpürgesine
uygun bir başlık takılarak yılda en az bir defa temizlenmelidir.
Buzdolabında ısı transferi için arkasındaki duvarla en az 10 cm, yanlarında ise en az
15 cm boşluk bırakılmalıdır. Yiyecekler soğuğu havadan fazla tutarlar. Buzdolabının içi
mümkün olduğu kadar çok doldurulmamalıdır. Ancak bu durumda hava dolaşımının
kesilmemesine dikkat edilmelidir. Buzdolabına konan sıvıların ve sulu yiyeceklerin üstü
kapatılmalıdır. Aksi takdirde dolabın içindeki nem oranı artar. Bu da buzdolabının daha fazla
çalışmasına sebep olur. Yiyeceklerin ve içeceklerin üstlerinin kapatılması ile ayrıca tat ve
lezzetlerinin de korunması sağlanmış olur. Buzdolabındaki derin dondurucudan çıkarılan
donmuş yiyecekler, bir gün önceden alt bölmeye konursa, orada çözülerek buzdolabında
soğutmaya destek olur. Enerji tasarrufu sağlanır. Buzluktaki malzeme doğrudan açığa konursa
enerji kaybına sebep olur. Buzdolabının dondurucu ve gövde kapısının açılıp kapanması
sırasında soğuk hava kayıpları olur. Bu yüzden kapıların açık bırakılmaması alışkanlık haline
25
getirilmeli, kapıları mümkün olduğu kadar az açık tutmaya özen gösterilmelidir.
Buzdolabından ne alınacağına kapıyı açmadan önce karar verilmelidir.
Buzdolabına ve dondurucuya sıcak bir yiyecek konmamalı, öncelikle oda sıcaklığına
kadar soğuması beklenmelidir. Buzlanmanın aşırı olması buzdolabının soğutma için ihtiyacı
olan enerjinin artmasına sebep olacaktır. Bu nedenle düzenli olarak buzun eritilmesi suretiyle
aşırı buzlanmanın önüne geçilmelidir. 5-6 mm kalınlıktan daha fazla buzlanmaya müsaade
edilmemelidir. Buzdolabında kapı contaları dolabın içi ile kapısı arasında sızdırmazlığı sağlar.
Contalar kontrol edilmeli, bozuksa değiştirilmelidir. Kapı içi contaların ayda bir defa sabunlu
su ile temizlenip kurutularak pudralanması ömürlerini artıracaktır. Buzdolabı; fırın, radyatör
gibi ısı kaynaklarından en az 30 cm uzak bir yere yerleştirilmeli, güneş ışınlarından uzakta
tutulmalıdır. Buzdolabında en fazla kullanılan malzemelerin çabuk bulunabilmesi için uygun
bir yerleştirme sistemi uygulanmalı, dondurucu kısma yerleştirilen maddeler düzgünce
sıralanmalı, malzemeleri çabuk tanımak için gerekirse etiketleme yapılmalıdır. Buzdolabında
yaz ve kış ayarları yapılmalıdır.
2.9.5.2. Çamaşır Makinesi
Çamaşır makinesi satın alırken ihtiyaca uygun kapasitede olanı tercih edilmelidir.
Kapasiteleri fazla olan çamaşır makineleri birkaç kişilik küçük aileler ve çok sık çamaşır
yıkama ihtiyacı olan aileler için uygun değildir. Çamaşır makinesi seçerken elektrik ve su
kullanımındaki verimliliğine bakılmalıdır. Çamaşır makinesinin etrafında en az 5 cm boşluk
bırakılmalıdır. Çamaşır makinesinde program sayısının çokluğu yerine ihtiyaç olanı tercih
edilmelidir. Sıkma devrinin çok yüksek olması fazla önemli değildir. Yüksek devirde sıkılan
çamaşırlar daha zor ütülenir. Çamaşır makinesinde gürültünün az olması tercih edildiğinde,
sıkma esnasında oluşan gürültü seviyesi diğer markalarla karşılaştırılarak seçim yapılmalıdır.
Çamaşır makinesi tam kapasitede çalıştırılmalıdır. Ancak kapasitenin üzerine de
çıkılmamalıdır. Çamaşırın üstüne bastırıldığında tambur ile çamaşır arasında bir karış boşluk
bırakılmalıdır.
26
2.9.5.3. Bulaşık Makinesi
Bulaşık makinesi seçiminde su ve elektrik enerjisi kullanımındaki verimliliğe
bakılmalıdır. Daha az su, elektrik ve deterjan harcayan makineler tercih edilmelidir. Bulaşık
makinesinin etrafında en az 5 cm boşluk bırakılmalıdır. Program sayısının çokluğundan
ziyade kullanılabilecek program sayısı esas alınarak tercih yapılmalıdır. Bulaşık makinesi
seçiminde; Özellikle düşük sıcaklık ayarlı program seçenekli olmasına, Sepet ve içindeki
bölmelerin ayarlanabilmesine, su taşma emniyetlerinin olmasına önem verilmelidir. Bulaşık
makinesi ilk alındığında önce boş yıkama yapılmalıdır. Bulaşık makinesi tam kapasite ile
çalıştırılmalı, ancak kapasitesinden fazla da yüklememeye dikkat edilmelidir.
Az miktarda bulaşık yıkamada ekonomik program tercih edilmelidir. Bulaşıkları
makineye koymadan önce tabaklardaki yemek artıklarının sıyrılarak temizlenmesi halinde
daha az su, elektrik ve deterjan tüketilecektir. Belirli yıkama aralıklarında makineye tuz ve
parlatıcı yüklemesi yapılmalıdır. Makinede son durulamayı yaptıktan sonra kontrol
düğmesinin kapatılmasıyla da kurutma aşamasının sonuna kadar beklemeden makinenin
kapağının açılarak temizlenmiş bulaşıkların hava ile kendi kendine kuruması enerji tasarrufu
sağlayacaktır.
2.9.5.4. Fırın
Elektrik enerjisi kullanımında verimliliği yüksek ve ısı yalıtımı olan fırınlar tercih
edilmelidir. Yiyecekler pişerken fırın kapağını sık sık açmak her seferinde soğuk havanın fırın
içine girmesine dolayısıyla da enerji kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle kapak gereğinden
fazla açılmamalıdır. Fırında, bir yerine birden fazla yemek pişirilmeye çalışılmalıdır. Düşük
sıcaklıkta pişeni diğerlerinden önce çıkarıp, fırının sıcaklığını değiştirmeden daha az enerji
harcanmalıdır. Fırında gerekli olmadığı durumlarda ön ısıtma yapılmamalıdır. Ön ısıtma
yapılması gerekiyorsa kısa tutulmalıdır. Mikrodalga fırınlarda ısıtma ve pişirme süreleri
(ısıtma 2-3 dakika-pişirme 10-15 dakika) çok kısadır. Klasik fırına göre daha az enerji
tüketerek önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlarlar.
27
2.9.5.5. Elektrik Süpürgesi
Elektrik süpürgesi seçerken elektrik enerjisi kullanımındaki verimliliğe bakılmalıdır.
Aynı emme gücünü sağlayan değişik marka ve modellerden elektrik gücü en düşük olanı
tercih edilmelidir ( Özgür, 2008b:1-29). Elektrikli süpürgenin seçimi kadar doğru bir şekilde
kullanılması da önemlidir. Elektrikli süpürgeler genellikle yer döşemelerinin ve halıların
temizliğinde kullanılmakta, perde, mobilya ve duvar temizliği için olan yardımcı parçaları pek
fazla kullanılmamaktadır. Elektrikli süpürgeden tam bir verim elde etmek için her bir parçanın
fonksiyonunu ve doğru kullanımını da bilmek gerekir. Elektrikli süpürge kullanımı elektrik
enerjisi tüketimini arttırmakla beraber fiziksel gücü azaltır, isin daha düzgün ve daha verimli
yapılmasını sağlar (Şahin ve Erkal, 2008:70-75). Elektrik süpürgesinin torbası sık sık
boşaltılmalı ve dolduğunda değiştirilmelidir. Değişim ile süpürgenin emme gücü yükseleceği
için daha verimli ve daha kısa sürede temizlik sağlanacaktır. Eskimiş fırçalar ve borular emiş
kaybını önlemek için yenilenmelidir ( Özgür, 2008b:1-29).
2.9.5.6. Televizyon, Bilgisayar, Vcd/Dvd Gösterici ve Müzik Seti
Televizyonlar, VCD/DVD göstericileri, müzik setlerinin çalışmadıkları zamanlarda
kumandadan
kapatılmayıp,
üşenmeden
kapatma
düğmesinden
kapatılması
gerekir.
Kumandadan kapatılması halinde “Stand-by” konumunda enerji tüketmeye devam ederler.
Harcanan bu enerji yaklaşık olarak cihazın kendi enerjisinin % 5’i kadardır. Ayrıca
çalışmayan cihazlar kumandadan kapatılarak “Stand-by” konumunda kaldıkları sürece
elektromanyetik kirlilik yayacaktır.
Bilgisayar kullanırken harcanan enerjinin büyük çoğunluğu bilgisayarın kullanılmadığı
sırada açık kalmasından dolayıdır. Bilgisayarın “Energystar” işareti taşımasına dikkat
edilmelidir.‘Energystar’ amblemli ofis ekipmanları, cihaz kullanılmadığı zamanlarda “uyku
modu” olarak ifade edilen bir konuma geçerek % 85’lereulaşan oranda enerji tüketimlerini
düşürürler. Televizyon açıkken ekranından 2-3 metre uzakta bulunulmalıdır. Geceleri
televizyon karşısında uyunabileceği düşünülerek cihazın otomatik kapatma programı
kullanılmalıdır. Radyo, televizyon ve müzik setlerinin ses düzeyinin düşük tutulması enerji
tüketimini azaltır.
28
2.9.5.7. Ütü
Ütü seçerken; elektrik enerjisi kullanımındaki verimliliği yüksek olan, kurulu gücü
düşük olan, buhar ayarlı ve buhar kapasitesi yüksek olan, termostat ayarı olan, şebeke suyu
kullanımına uygun olan ve kendi kendine kireç tabakasını temizleyebilen, taban malzemesi
çizilmeyen bir kaplamaya sahip ve kumaş üzerinde rahat kayan, ütüler tercih edilmelidir.
Ütü yapmadan önce ütülenecek giyecekler düzgün şekilde askıya asılmalıdır. Bu
durum enerji tasarrufu sağlar. Çamaşırlar nemli olarak ütülenmelidir. Ütüleme işi ütüyü
yeniden ısıtma gerekmeyecek şekilde planlanmalıdır. Ütü kullanırken; termostat ayarı kumaş
cinslerine göre en düşük düzeyde ayarlanmalıdır. Bu durumda su damlacıklar halinde kumaş
üzerinde kalıyorsa, buhar ayarı kısılmalıdır. Ütü fişi ütüleme işi bitmeden birkaç dakika önce
prizden çekilmeli, son parça ütünün içinde kalan ısı ile ütülenmelidir. Ütü kablosu ütü sapına
sarılmamalı serbest bırakılmalıdır. Kablonun sarılması zorlanmaya sebep olur ve ömrü kısalır.
2.9.5.8. Elektrikli Isıtıcılar
Elektrikli cihazlar mümkünse ısıtma amaçlı kullanılmamalıdır. Isıtıcının önüne eşya
konulmamalıdır. Elektrikli cihaz termostatlı olmalı, ayarlanan sıcaklığa geldiğinde sönmelidir.
Devrilmeleri esnasında cihazın otomatik olarak devre dışı kalma özelliği olmalıdır. Elektrik
kesilmesi halinde gerekli emniyet tertibatı alınmış olmalıdır. Binanın mevcut elektrik
tesisatının kullanılması düşünülen cihazın elektrik tüketim gücüne uygun olup olmadığı
kontrol edilmelidir. Elektrik kablosu yalıtımlı olmalı ve cihazın fişi mutlaka topraklı bir prize
takılmalıdır. Cihazın yakınında kolay tutuşabilen yanıcı, parlayıcı maddeler bulunmamalıdır.
Cihazın takıldığı prizin bağlı olduğu sigortanın amperi cihazınkinden yüksek olmalıdır.
Cihazda bir kısa devre olduğunda cihazın bağlı olduğu sigorta otomatik olarak devreyi
açmalıdır.
2.9.5.9.
Klima
Klimanın; hacim sorunu yaratmadan birim ısıtma/soğutma transfer yüzeyi büyük
olmalı, elektrik tüketimi düşük, verimliliği yüksek olmalı, ısıtma ve soğutma kapasiteleri
yüksek olmalı, ısıyı/soğuğu homojen yayma özelliğine sahip olmalı, elektronik ısı
ayarlı(termostatlı) olmalıdır. Klima satın alırken; kapasitesi ısıtılacak/soğutulacak yerin
29
ihtiyacına göre seçilmelidir. Kapasite belirlenirken; alan, coğrafi şartlar, inşaat malzeme
özellikleri vb. hususlar esas alınmalıdır.
2.9.5.10.
Su Isıtıcısı
Su ısıtıcısının altında biriken tortu ve kireç taşları ısıtma elemanlarının su ile direkt
temasına engel teşkil ederler ve ısıtıcının daha yoğun çalışmasına sebep olurlar. Su ısıtıcısının
altında tortu ve kireçtaşı birikmesi önlenmelidir. Ayrıca belli periyotlarla su tankının içi
tamamen boşaltılmalıdır. Su ısıtıcılarında ihtiyacımız kadar su ısıtılmalıdır. Su ısıtıcısı
buzdolabı ve dondurucu gibi cihazlardan uzak bir yerde konumlandırılmalıdır. Aksi takdirde
bu cihazların çalışma frekansları artacaktır. Su ısıtıcısında depoların ve tesisatın ısı kaybını
önlemek için mutlaka yalıtım yapılmalıdır (Özgür, 2008b:1-29).
30
İLGİLİ ARAŞTIRMALAR
Araştırmanın bu bölümünde, konuyla ilgili yapılmış çalışmalar kronolojik sıra ile
verilmiştir.
Erten (2002), “Kız ve Erkek Öğrencilerin Evde Enerji Tasarrufu Yapma Davranış
Amaçlarının Planlanmış Davranış Teorisi Yardımıyla Araştırılması” ile isimli araştırmada; kız
öğrencilerin kendileri için önemli olan kişilerin (Referans kişiler) isteklerini yapmaya veya
onların istekleri doğrultusunda davranmaya hazır olduklarını, yani kız öğrenciler evde daha
fazla enerji tasarrufu yapma fırsatına sahip olmalarına rağmen erkek öğrenciler evde enerji
tasarrufu konusundaki etkinliklerinin kız öğrencilerden daha fazla olacağına inanmakta
oldukları görülmüştür. Kız ve erkek öğrenciler, inançlar kısmındaki önermelerden de
görüleceği gibi enerji tasarrufu konusundaki bilgilere okullardan sahip olduklarını fakat bu
bilgilerin evde enerji tasarrufu yapma davranış amaçlan üzerine belirgin bir etkisi olmadığını
saptamışlardır.
Bayraktar ve ark. (2003),
“Ailelerin Elektrikli Ev Araçlarının Enerji Tüketimi
İle İlgili Bilgi Düzeyleri” isimli araştırmada; kadınlara göre en fazla elektrik enerjisi tüketen
aracın derin donduruculu buzdolabı iken erkeklere göre çamaşır makinesi olduğunu,
tüketicilerin tamamı elektrik enerjisi tasarrufunun önemine inandıklarını saptamışlardır.
Onaygil ve arkadaşları (2004), “Konut aydınlatmasında enerji tasarruf potansiyelinin
bir pilot bölge çalışması ile incelenmesi” isimli araştırmada elektrik kullanıcıların tercih
ettikleri ve tesisatın izin verdiği noktalardaki enkandesen lambaların kompakt fluoresan
lambalar ile değiştirilmesiyle konutların toplam elektrik enerjisi tüketiminde %10 ila %15
arasında tasarruf yapılabileceğini saptamışlardır.
Ay ve Ecevit (2005), “Çevre Bilinçli Tüketiciler” isimli araştırmada; en yüksek
yanıtlama yüzdelerine sahip ifadeler %50.1 ile “ürünleri boşuna çalışmaması için kapatırım”
ve %49.9 ile “kullandığım elektrik miktarını azaltmak için çaba gösteririm” olup, kesinlikle
yapılmasına çalışılan davranışlar olarak belirtilmiştir.
31
Erten (2006), “Enerji Tasarrufu Davranışında Ortaya Çıkabilecek Psikolojik ve
Sosyolojik Engeller” isimli araştırmada; kız ve erkek öğrencilerin enerji tasarrufu
konusundaki bilgilerin okullardan kazandıkları, fakat bu bilgilerin evde enerji tasarrufu yapma
davranışları üzerine bir etkisinin olmadığını saptamıştır.
İnce ve arkadaşlarının (2006), “Üniversite öğrencileri enerji tasarrufu konusunda ne
düşünüyor?” isimli araştırmada; üniversite öğrencilerinin enerji tasarrufu konusundaki
düşünceleri ile ilgili yaptıkları araştırmada öğrencilerin “kaloriferlerin önünde mobilya veya
elbise dolabı gibi eşyaların bulunmaması gerektiğini” bilenlerin oranı % 81,2 olduğunu
saptamışlardır.
Öztop ve Güven (2006), “Kadınların Enerji Tasarrufuna İlişkin Bilgileri” isimli
araştırmada; konutta enerji tasarrufuna ilişkin tüm konularda kadınların aldıkları toplam
ortalama puanlar yüksektir ve öğrenim düzeyi arttıkça ortalama puanlar da artmaktadır.
Kadınların öğrenim düzeyi yükseldikçe enerji tasarrufu ile ilgili bilgi düzeylerinin yükseldiği,
ancak düşük öğrenim düzeyindeki kadınların bilgi düzeyi puanlarının düşük olması nedeniyle
daha fazla eğitime gereksinim duyulduğunu belirtmişlerdir.
Çınar ve Kuyumcu (2007), “Elektrik Enerjisinin Üretimi ve Tüketiminin Küresel
Isınmaya Etkileri ve Alınması Gereken Önlemleri” isimli araştırmada; her ne kadar küresel
ısınma sorununun pek çok gerekçesi olsa da, elektrik enerjisinin yüksek verimle üretilmesi ve
tüketilmesi ile güç kalitesinin öneminin ortaya çıktığını belirtmişlerdir.
Şener ve Hazer (2007),
“Değerlerin kadınların sürdürülebilir tüketim davranışı
üzerindeki etkilerine ilişkin yapmış oldukları araştırmada; kadınların “Kullanmadığınız
odaların ışıklarını kapatır mısınız?” (4.67) ve “Çamaşır ve bulaşık makinesini tam dolmadan
çalıştırmamaya dikkat eder misiniz?” (4.52) sorularına verdikleri yanıtlara ilişkin puan
ortalamaları ilk iki sırada yer alırken, “Kağıt, cam gibi geri dönüşümü mümkün olan ürünleri
diğerlerinden ayrı toplar mısınız?” sorusuna verdikleri yanıta ilişkin puan ortalaması 5 puan
üzerinden 2.51 ile en son sırada yer almaktadır. “Deterjan, şampuan, sprey, deodorant gibi
ürünleri satın alırken çevreye zarar vermeyen özellikte olmasına dikkat eder misiniz?”
sorusuna verilen yanıtların puan ortalaması ise 5 tam puan üzerinden 2.98’dir.
Çağlar ve arkadaşlarının (2008) yaptığı araştırmada bireyler küresel ısınmaya karsı
alınabilecek önlemlerden %31,3 ile suyu, %21,1 ile elektriği tedbirli kullandıklarını, %9.7’si
32
çevreye daha az zararlı ürünler tüketttiklerini belirtmişlerdir. “Küresel ısınma ile mücadelede
sizce hangi yöntem diğerlerinden daha etkili olabilir?” sorusuna bireylerin %66.0’sı halkın
eğitimine ve bilinçlendirilmesine yönelik etkinlikler olduğunu belirtmişlerdir.
Kahraman ve arkadaşları (2008), “Sınıf öğretmenliği öğrencilerinin küresel ısınma
konusundaki farkındalıkları ve bilgi düzeyleri” isimli araştırmada; ilköğretim öğrencilerin
%45’i bazı kimyasalların ozon tabakasına zarar vererek delinmesine neden olduğunu ve
bunun sonucunda da güneşten gelen ultraviyole ışınlarının hiçbir emilime uğramadan dünyaya
ulaştığından dolayı yeryüzünün ortalama sıcaklığının arttığını düşünmektedirler. Öğrencilerin
%21’i atmosfere verilen zararlı gazları önlemek amacıyla fabrika bacalarına ve otomobil
egzozlarına filtre takılması gerektiğini düşünmektedirler. %18’lik bir kısım ise parfüm ve
spreylerden çıkan gazların atmosfere zarar vererek ozon tabakasının delinmesine neden
olduğunu, bu sebeple küresel ısınmaya sebebiyet verdiğini, dolayısıyla bu tür maddelerin
kullanımının azaltılması gerektiğini öne sürmektedirler.
Literatürün incelenmesi sonucunda bireylerin öğrenim düzeylerinin bireylerin enerji
tasarrufu
konusundaki
bilgi
ve
davranışları
üzerinde
etkisi
olduğu
görülmüştür.
Araştırmalarda daha çok bireylerin enerji tasarrufu bilgi ve davranışları üzerinde durulurken;
küresel ısınma, konutlarda su kullanımı, aydınlanma, ısınma, evsel atık ve geri dönüşüm
üzerinde yeteri kadar durulmadığı görülmüştür.
BÖLÜM III
YÖNTEM
3.1. Araştırma Modeli
Bu araştırma Konya’nın Ereğli ilçesinde ikamet etmekte olan eğitim durumları farklı
bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgileri ve aile yaşamındaki uygulamalarının
belirlenmesi amacıyla planlanmış tanımlayıcı tipte bir araştırmadır.
3.2. Evren ve Örneklem
Bu araştırmanın evrenini Konya’nın Ereğli İlçesinde ikamet etmekte olan bireyler
oluşturmaktadır. Burada yaşayan ve kendilerine ulaşılabilen, araştırmaya katılımda istekli
olan 250 eğitim durumu farklı birey (125 Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip, 125 Üniversite
öğrenim düzeyine sahip) örneklemi oluşturmuştur.
Araştırma bölgesinin seçiminde;
• Araştırmacının bu bölgede görev yapması nedeniyle görüşme formlarını kolay
uygulayabileceği, öğrencileri yolu ile velilere daha kolay ulaşabileceği
düşüncesi ve,
• Konya’nın Ereğli ilçesinde daha önce konuyla ilgili bir araştırma yapılmamış
olması etkili olmuştur.
Ereğli, İç Anadolu’nun Güney ucunda ve Konya ovasının Toroslarla buluştuğu vadide
kurulmuş, denizden yüksekliği 1054 m. ve alanı 2260 km2 olan çok eski bir yerleşim
merkezidir. Şehrin temel geçim etkinliğinin tarım ve hayvancılık olmasına rağmen daha çok
bu etkinliklere paralel olarak son dönemde başta tekstil, organize sanayi bölgeleri, süt ve süt
ürünleri tesisleri, meyve suyu fabrikaları, un ve şeker fabrikası olmak üzere Ereğli hızlı bir
sanayileşme süreci yaşmaktadır (http://www.eregli.bel.tr).
34
3.3. Verilerin Toplanması
Araştırma verilerinin toplanmasında Ek-1’deki anket formu kullanılmıştır. Anket
formunun hazırlanmasında bu konuda yapılmış olan araştırmalardan, yazılmış olan eserlerden
ve uzman kişilerin görüşlerinden yararlanılmıştır. Bireylere gerekli açıklamalar yapılmış ve
anket formları bireyler tarafından doldurulduktan sonra toplanmıştır.
Veri toplama aracı olarak geliştirilen anket formunun 30 bireye (15’i Lise ve altı
öğrenim düzeyine sahip, 15’i üniversite öğrenim düzeyine sahip) uygulanarak ön denemesi
yapılmış ve uygulamada karşılaşılabilecek aksaklıklar belirlenmiştir. Bu ön çalışma sonucu,
formdaki aksayan yanlar yeniden gözden geçirilerek düzeltilmiştir.
Araştırma verilerini toplayabilmek için 250 bireye ( 125’i Lise ve altı öğrenim
düzeyine sahip, 125’i üniversite öğrenim düzeyine sahip) ulaşılmıştır. Anket formlarının
bireylere dağıtılmasında ve bireylerden toplanmasında araştırmacının kendisi görev almıştır.
Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anket formu 3 bölümden ve toplam
76 sorudan oluşmaktadır.
Birinci bölümde bireylerin küresel ısınma ve konutta enerji tasarrufu ile ilgili doğru
ve yanlış bilgilerini belirleyecek sorular yer almaktadır.
İkinci bölümde bireylerin küresel ısınma, konutta enerji tasarrufu ve çevre koruma
ile ilgili uygulamalarını belirlemeye yönelik sorular yer almaktadır.
Üçüncü bölümde ise bireylerin oturduğu ev tipi, evde ısınma durumları, evleri
bahçeli ise bahçede ne tür bitkiler yetiştirdikleri, evde kullandıkları araçlar ve kullanma
sıklıkları, pişirmede kullandıkları yakıtlar, evin kanalizasyon durumu, cinsiyet, yaş, öğrenim
durumu, meslek, medeni durumları ile ilgili bireyleri tanıtıcı demografik bilgileri içeren
sorular yer almaktadır.
35
3.4. Verilerin Analizi
Bireylere uygulanan anket formları uygulanıp toplandıktan sonra anket formlarının
doğruluğu kontrol edilmiştir.
Araştırma sonucunda elde edilen veriler SPSS 11,5 (Statistical Package For Social
Sciences) paket programı yazılımından yararlanılarak bilgisayara girilip, bu yazılımın
sağladığı aritmetik ve mantıksal işlem yapabilme olanağı ile bilgilerin sınıflandırılması ve
boyutlandırılması ile gerçekleştirilmiştir.
Bireylerin öğrenim düzeylerine göre demografik özellikleri, küresel ısınma,
aydınlanma, ısınma ve ev araçları ile ilgili bilgileri, ısınma, evsel atık, su ve elektrik
tasarrufuna ilişkin davranışları, evde kullandıkları araçlar ve kullanma sıklıkları için mutlak
ve yüzde değerleri gösteren tablolar hazırlanmıştır.
Bireylerin öğrenim düzeylerine göre küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları
bilgi puanları, öğrenim durumlarına göre ısınma, evsel atık, su ve elektrik tasarrufu davranış
puanlarını karşılaştırmak için t-testi uygulanmıştır.
BÖLÜM IV
BULGULAR VE YORUMLAR
Eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgileri ve aile
yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesi amacıyla yürütülen bu çalışmada elde edilen
bulgular 4 bölümde incelenmiştir.
•
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin demografik özellikleri
•
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve
ev araçları bilgileri
•
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma, evsel atık, su ve
elektrik tasarrufu davranışları
•
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin evde kullanılan araçlar ve kullanma
sıklıkları
4.1. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Demografik Özellikleri
Bu bölümde, araştırmaya katılan bireylerin eğitim düzeylerine göre cinsiyet, yaş,
meslek, medeni durumları ve yaşadıkları konutların özelliklerinden; oturulan ev tipi,
evde ısınma durumları, pişirmede kullanılan yakıt, evin kanalizasyon durumuna ilişkin
bilgiler verilmiştir.
Tablo 1’de öğrenim düzeylerine göre bireylerin demografik bilgilerinin dağılımı
verilmiştir.
37
Tablo 1. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Demografik Özelliklerinin Dağılımı
Lise ve altı (N:125)
Sayı
%
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Yaş
18-34
35-51
52-68
Meslek
Öğretmen
Ev Hanımı
İşçi
Çiftçi
Diğer
Medeni Durum
Evli
Bekâr
Dul
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
72
53
57.6
42.4
57
68
45.6
54.4
32
64
29
25.6
51.2
23.2
18
80
27
14.4
64.0
21.6
60
21
21
23
48.0
16.8
16.8
18.4
117
1
7
93.6
0.8
5.6
85
38
2
68.0
30.4
1.6
95
29
1
76.0
23.2
0.8
Tablo 1’de görüldüğü gibi, araştırmaya katılan lise ve altı düzeyde öğrenim
gören bireylerin %57.6’sını erkek, %42.4’ünü kadın oluştururken, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin%54.4’ünü kadın, % 45.6’sını erkek oluşturmaktadır. Lise ve
altı düzeyde öğrenim gören bireylerin yarısının (%51.2) 26-39 yaş aralığında, üniversite
düzeyinde öğrenim gören bireylerin yarısından fazlasının da (%64.0)
aralığında
olduğu
tespit
edilmiştir.
Üniversite
düzeyinde
26-39 yaş
öğrenim
gören
bireylerin%93.6’ sının öğretmen olduğu, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin
ise %48.0’inin ev hanımı, %18.4’ünün diğer, %16.8’inin işçi, %16.8’inin çiftçi olduğu
tespit edilmiştir. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin evli,
üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin ise %76.0’sının evli olduğu görülmüştür.
Tablo 2’de öğrenim düzeylerine göre bireylerin yaşadıkları konutların
özelliklerinin dağılımı verilmiştir.
38
Tablo 2. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Yaşadıkları Konutların Özellikleri
Lise ve altı (N:125)
Sayı
%
Oturulan Ev Tipi
Müstakil
Apartman Dairesi
Evde Isınma Durumu
Soba - Tüp gaz
Soba - Odun
Merkezi Kalorifer - Doğalgaz
Merkezi Kalorifer - Kömür
Kat Kalorifer - Doğalgaz
Klima - Elektrik
Pişirmede Kullanılan Yakıt
Doğalgaz
Tüp gaz
Odun
Evin Kanalizasyon Durumu
Foseptik
Şehir Kanalizasyonu
Kanalizasyon Yok
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
111
14
88.8
11.2
30
95
24.0
76.0
11
103
2
9
-
8.8
82.4
1.6
7.2
-
12
48
17
47
1
9.6
38.4
13.6
37.6
0.8
12
74
39
9.6
59.2
31.2
79
45
1
63.2
36.0
0.8
93
12
20
74.4
9.6
16.0
3
121
1
2.4
96.8
0.8
Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin oturduğu ev tipinin
müstakil, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin ise %76.0’sının apartman
dairesinde oturduğu görülmüştür. Evde ısınma durumlarına bakıldığında, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün soba-odun kullandığı,
üniversite
düzeyinde
doğalgaz,
öğrenim
gören
bireylerin%38.4’ünün
merkezi
kalorifer-
%37.6’sının da kat kalorifer- doğalgaz kullandığı tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde
öğrenim
gören
bireylerin%96.8’inin
evindeki
kanalizasyon
durumunun
şehir
kanalizasyonu olduğu, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %74.4’ünün
evindeki kanalizasyon durumunun foseptik olduğu görülmüştür.
Türkiye'nin Enerji Verimliliği Bilinci Kamuoyu Araştırmasında (2009) evlerde
en çok kullanılan ısıtma sisteminin başında %49'luk oranla soba geldiği onu %29'luk
oranla doğal gaz ve kalorifer izlediği görülmüştür. Elektrikli ısıtıcılar %9, kömür
kaloriferi %8.4, klima %8 ve doğal gaz sobasının %5'lik orana sahip olduğu
saptanmıştır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik
göstermektedir.
Elde edilen bulgulardan lise ve altı öğrenim düzeyindeki bireylerin ev yaşam
koşullarının daha düşük olduğu söylenebilir.
39
4.2. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Aydınlanma,
Isınma Ve Ev Araçları Bilgilerine İlişkin Bulgular
Bu bölümde, araştırmaya katılan bireylerin öğrenim düzeylerine göre küresel
ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgilerine verdikleri doğru ve yanlış
yanıtlarına ilişkin bulgular ve bunlara dayalı olarak yapılan yorumlar yer almaktadır.
Küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgi sorularının her bir maddesi
doğru ifade olarak hazırlanmıştır.
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgilerinin
dağılımı Tablo 3’de verilmiştir.
Tablo 3. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Bilgileri
Lise ve altı (N:125)
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
Sayı
%
İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda sıcaklık ta artar.
Doğru Yanıtlayanlar
113
90.4
125
100.0
Yanlış Yanıtlayanlar
12
9.6
Küresel ısınma canlıların ve çevrenin yok olma sürecidir.
Doğru Yanıtlayanlar
110
88.0
119
95.2
Yanlış Yanıtlayanlar
15
12.0
6
4.8
Ormansızlaşma küresel ısınmayı hızlandırır.
Doğru Yanıtlayanlar
109
87.2
124
99.2
Yanlış Yanıtlayanlar
16
12.8
1
0.8
Toplumlardaki tüketim eğiliminin artması küresel ısınmanın sürecini arttırır.
Doğru Yanıtlayanlar
70
56.0
105
84.0
Yanlış Yanıtlayanlar
55
44.0
20
16.0
Hızlı nüfus artışı küresel ısınma sürecini hızlandırır.
Doğru Yanıtlayanlar
98
78.4
100
80.0
Yanlış Yanıtlayanlar
27
21.6
25
20.0
Uzun süreli yağış azlığı nedeniyle, dünyanın birçok bölgesinde daha etkili kuraklık ve çölleşme
gibi doğal afetler yaşanır.
Doğru Yanıtlayanlar
118
94.4
123
98.4
Yanlış Yanıtlayanlar
7
5.6
2
1.6
Konutta doğalgaz kullanmanın hava kirliliği sorununun çözümüne bir katkısı vardır.
Doğru Yanıtlayanlar
87
69.6
122
97.6
Yanlış Yanıtlayanlar
38
30.4
3
2.4
Ozon tabakasındaki incelme tüm insanları tehdit etmektedir.
Doğru Yanıtlayanlar
95
76.0
121
96.8
Yanlış Yanıtlayanlar
30
24.0
4
3.2
Hava, su ve toprak tükenmeyen kaynaklardır
Doğru Yanıtlayanlar
88
70.4
24
19.2
Yanlış Yanıtlayanlar
37
29.6
101
80.8
Fosil (Kömür vb.) yakıtların yakılması küresel ısınmayı tetikler.
Doğru Yanıtlayanlar
107
85.6
116
92.8
Yanlış Yanıtlayanlar
18
14.4
9
7.2
125
100.0
125
100.0
TOPLAM
40
Tablo 3’de üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %100.0’ ünün, lise ve
altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %90.4’ünün insanlar tarafından atmosfere salınan
gazların sera etkisi yaratması sonucunda sıcaklığın artmış olduğu görüşünü doğru
yanıtladıkları tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin
%95.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.0’inin, küresel
ısınmanın canlıların ve çevrenin yok olma süreci olduğunu doğru yanıtladıkları
saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %99.2’sinin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %87.2’sinin ormansızlaşmanın küresel ısınmayı
hızlandırdığı görüşünü doğru yanıtladıkları tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin
%56.0’sının toplumlardaki tüketim eğiliminin artması küresel ısınma sürecini
hızlandırır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim
gören bireylerin %80.0’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %78.4’ünün
hızlı nüfus artışının küresel ısınma sürecini hızlandırdığı görüşünü doğru yanıtladıkları
tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün uzun süreli yağış azlığı nedeniyle,
dünyanın birçok bölgesinde daha etkili kuraklık ve çölleşme gibi doğal afetler
yaşanacağı görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim
gören bireylerin% 97.6’sının, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %69.6’sının
konutta doğalgaz kullanmanın hava kirliliği sorununun çözümüne bir katkısı vardır
görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin%96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının ozon
tabakasındaki incelme tüm insanları tehdit etmekte olduğu görüşünü doğru
yanıtladıkları görülmüştür. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %70.4’ünün,
üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%19.2’sinin hava ve suyun tükenmeyen
kaynaklar görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim
gören bireylerin%92.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %85.6’sının
fosil (kömür vb.) yakıtların yakılması küresel ısınmayı tetiklediği görüşünü doğru
yanıtladıkları görülmüştür.
Bu sonuçlardan yola çıkarak üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin
küresel ısınma ile ilgili daha fazla doğru bilgiye sahiptir.
41
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin aydınlanma konusundaki bilgilerinin
dağılımı Tablo 4’de verilmiştir.
Tablo 4. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Aydınlanma Konusundaki Bilgileri
Lise ve altı (N:125)
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
Sayı
%
Konut aydınlatmada enerji tasarrufu sağlamak için az enerji tüketen lambalar tercih edilir.
Doğru Yanıtlayanlar
103
82.4
123
98.4
Yanlış Yanıtlayanlar
22
17.6
2
1.6
Floresan lambalar akkor lambalara göre daha fazla ışık verir.
Doğru Yanıtlayanlar
79
63.2
106
84.8
Yanlış Yanıtlayanlar
46
36.8
19
15.2
Lambaların ve armatürlerin sık sık tozu alınarak daha iyi aydınlatma sağlanır.
Doğru Yanıtlayanlar
110
88.0
118
94.4
Yanlış Yanıtlayanlar
15
12.0
7
5.6
Kısa bir süre için dahi olsa oda terk edildiğinde ışıklar söndürülür.
Doğru Yanıtlayanlar
103
82.4
119
95.2
Yanlış Yanıtlayanlar
22
17.6
6
4.8
Açık renkli duvarlar, mobilyalar, perdeler ve halılar ışığı yansıtır ve odanın aydınlatma
ihtiyacını azaltır.
Doğru Yanıtlayanlar
70
56.0
119
95.2
Yanlış Yanıtlayanlar
55
44.0
6
4.8
Daha verimli aydınlatma sağlamak için fazla ışığa ihtiyaç duyulan bölümlerde düşük güçlü çok
sayıda lamba yerine yüksek güçlü tek bir lamba kullanılır.
Doğru Yanıtlayanlar
44
35.2
48
38.4
Yanlış Yanıtlayanlar
81
64.8
77
61.6
125
100.0
125
100.0
TOPLAM
Tablo 4 incelendiğinde üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin
%98.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün konut
aydınlatmada enerji tasarrufu sağlamak için az enerji tüketen lambalar tercih edilir
görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %84.8’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %63.2’sinin
floresan lambaların akkor lambalara göre daha fazla ışık verir görüşünü doğru
yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün,
lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin lambaların ve armatürlerin sık
sık tozu alınarak daha iyi aydınlatma sağlanır görüşünü doğru yanıtladıkları
belirlenmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin 95.2’sinin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün kısa bir süre için dahi olsa oda terk
edildiğinde ışıklar söndürülür görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite
düzeyinde öğrenim gören bireylerin %95.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören
bireylerin %56.0’sının açık renkli duvarlar, mobilyalar, perdeler ve halıların ışığı
yansıttığı ve odanın aydınlatma ihtiyacını azaltır görüşünü doğru yanıtladıkları
42
belirlenmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %35.2’sinin daha verimli aydınlatma sağlamak için fazla
ışığa ihtiyaç duyulan bölümlerde düşük güçlü çok sayıda lamba yerine yüksek güçlü tek bir
lamba kullanılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
Üniversite öğrenim durumuna sahip bireyler lise öğrenim durumuna sahip
bireylere göre daha fazla az enerji tüketen lambalar tercih etmekte ve kısa bir süre için
dahi olsa oda terk edildiğinde ışıkları söndürmektedirler. Bu araştırma sonuçlarına göre
bireylerin öğrenim düzeyi yükseldikçe aydınlanma konusunda daha fazla doğru bilgiye
sahiptir.
Öztop ve Güven (2008)’in yaptığı bir araştırmada kadınların konutun
aydınlamasında enerji tasarrufuna ilişkin bilgilerle ilgili her bir sorudan aldıkları
ortalama puanlar öğrenim düzeylerine göre incelendiğinde; en yüksek ortalama puanı,
tüm öğrenim gruplarında, "aydınlatmada enerji tasarrufunu sağlamak için az enerji
tüketen lambalar tercih edilmelidir" (ilkokul ve daha az: 1.912, ortaöğrenim: 1.940,
yükseköğrenim: 2.000) ve "kısa bir süre için dahi olsa oda terk edildiğinde ışıklar
söndürülmelidir" (ilkokul ve daha az: 1.960, ortaöğrenim: 1.896, yükseköğrenim: 2.000)
cümlelerinden aldıkları bulunmuştur. Konuya ilişkin yapılan çalışmalarda normal ampul
yerine floresan kullanmanın enerji tasarrufuna büyük oranda katkıda bulunduğu, 18
watt'lık bir floresanın 75 watt'lık bir ampul ile aynı verimlilikte aydınlatma sağladığı
belirtilmektedir. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik
göstermektedir.
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin ısınma konusundaki bilgilerinin dağılımı
Tablo 5’te verilmiştir.
43
Tablo 5. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Isınma Konusundaki Bilgilerinin
Dağılımı
Lise ve altı (N:125)
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
Sayı
%
Doğalgaz veya tüplü gazlı sobalar yerine elektrik sobaları tercih edilir.
Doğru Yanıtlayanlar
64
51.2
35
28.0
Yanlış Yanıtlayanlar
61
48.8
90
72.0
Hava girişlerini önlemek için pencere ve kapıların her yıl izolasyonu sağlanır.
Doğru Yanıtlayanlar
93
74.4
118
94.4
Yanlış Yanıtlayanlar
32
56
7
56
Yerleri halı ile kaplamak zeminde ısı kaybını azaltır.
Doğru Yanıtlayanlar
90
72.0
121
96.8
Yanlış Yanıtlayanlar
35
28.0
4
3.2
Kalın perdeler kullanılarak pencerelerden ısı kaybı azaltılır.
Doğru Yanıtlayanlar
95
76.0
105
84.0
Yanlış Yanıtlayanlar
30
24.0
20
16.0
Perdeler radyatör önünü örtmeyecek şekilde kapatılır.
Doğru Yanıtlayanlar
95
76.0
121
96.8
Yanlış Yanıtlayanlar
30
24.4
4
3.2
Konuttaki odaların hepsi aktivitelerin sürdürülebileceği en düşük sıcaklık düzeyinde (1820°C)de ısıtılır.
Doğru Yanıtlayanlar
84
67.2
114
91.2
Yanlış Yanıtlayanlar
41
32.8
11
8.8
Konutta sadece kullanılan odalar yüksek derecede (22-25°C) ısıtılmaz.
Doğru Yanıtlayanlar
49
39.2
50
40.0
Yanlış Yanıtlayanlar
76
60.8
75
60.0
Bacalar kış aylarına girmeden önce kontrol edilerek temizlenir.
Doğru Yanıtlayanlar
85
68.0
123
98.4
Yanlış Yanıtlayanlar
40
32.0
2
1.6
125
100.0
125
100.0
TOPLAM
Tablo 5’te üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin, lise ve
altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ise %48.8’inin doğalgaz veya tüplü gazlı sobalar
yerine elektrik sobaları tercih edilir görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün, lise ve altı düzeyde
öğrenim gören bireylerin %74.4’ünün hava girişlerini önlemek için pencere ve kapıların
her yıl izolasyonu sağlanır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite
düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören
bireylerin %72.0’sinin yerleri halı ile kaplamanın zeminde ısı kaybını azaltır görüşünü
doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin
%84.0’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının kalın perdeler
kullanılarak pencerelerden ısı kaybı azaltılır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür.
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim
gören bireylerin %76.0’sının perdeler radyatörün önünü örtmeyecek şekilde kapatılır
görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
44
bireylerin %91.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %67.2’sinin
konuttaki odaların hepsi aktivitelerin sürdürülebileceği en düşük sıcaklık düzeyinde (1820°C)de ısıtılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin %40.0’ının, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin
%39.2’sinin konutta sadece kullanılan odalar yüksek derecede (22-25°C) ısıtılmaz
görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin
bacaları kış aylarına girmeden önce kontrol ederek temizlenir görüşünü doğru
yanıtladıkları saptanmıştır.
Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireyler, üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylere göre ısınma konusunda daha az doğru bilgiye sahiptir.
Öztop ve Güven (2008)’in çalışmasında kadınların konut ısıtılmasındaki
uygulamalarında "bacalar kış aylarına girmeden önce kontrol edilerek temizlenmelidir"
ve "perdeler radyatör önünü örtmeyecek şekilde kapatılmalıdır" cümlelerinden, her üç
öğrenim
grubunda
da
(
ilkokul
ve
daha
az:
1.997,
ortaöğrenim:2.000,
yükseköğrenim:2.000) yaklaşık puanlar aldıkları görülmüştür. Bu çalışma elde edilen
verilerle benzerlik göstermektedir.
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin ev araçları konusundaki bilgilerinin
dağılımı Tablo 6’da verilmiştir.
45
Tablo 6.
Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Ev Araçları Konusundaki
Bilgilerinin Dağılımı
Lise ve altı (N:125)
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
Sayı
%
Çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi tamamen dolduktan sonra çalıştırılır.
Doğru Yanıtlayanlar
78
62.4
118
94.4
Yanlış Yanıtlayanlar
47
37.6
7
5.6
Çamaşır makinesinde tavsiye edilen kadar deterjan kullanılır.
Doğru Yanıtlayanlar
99
79.2
120
96.0
Yanlış Yanıtlayanlar
26
20.8
5
4.0
Çamaşır makinesinde yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi tüketimini
arttırır.
Doğru Yanıtlayanlar
77
61.6
110
88.0
Yanlış Yanıtlayanlar
48
38.4
15
12.0
Bulaşık makinesi kullanılırken mutlaka ön yıkama yapılmaz.
Doğru Yanıtlayanlar
46
36.8
87
69.6
Yanlış Yanıtlayanlar
79
63.2
83
30.4
Buzdolabında mevsimlere göre ısı ayarı yapılır.
Doğru Yanıtlayanlar
111
88.8
121
96.8
Yanlış Yanıtlayanlar
14
11.2
4
3.2
Derin dondurucular buzdolabından daha fazla enerji harcar.
Doğru Yanıtlayanlar
80
64.0
107
85.6
Yanlış Yanıtlayanlar
45
36.0
18
14.4
Buzdolabının kapağının sık sık açılması enerji tüketimini etkiler.
Doğru Yanıtlayanlar
69
55.2
120
96.0
Yanlış Yanıtlayanlar
56
44.8
5
4.0
Kapasitesi daha fazla olan buzdolapları(10kg) ile daha az olanların (5kg) enerji tüketimi
arasında fark vardır.
Doğru Yanıtlayanlar
90
72.0
107
85.6
Yanlış Yanıtlayanlar
35
28.0
18
14.4
Buzdolabının kapasitesinden fazla doldurulması elektrik enerjisi tüketimini etkiler.
Doğru Yanıtlayanlar
73
58.4
95
76.0
Yanlış Yanıtlayanlar
52
41.6
30
24.0
Elektrikli fırında ön ısıtma yapmak elektrik harcamalarını etkiler.
Doğru Yanıtlayanlar
66
52.8
106
84.8
Yanlış Yanıtlayanlar
59
47.2
19
15.2
Isı yayan ve soğutucu özelliği olan araçlar birbirine uzak kullanılır.
Doğru Yanıtlayanlar
105
84.0
118
94.4
Yanlış Yanıtlayanlar
20
16.0
7
5.6
Birden fazla elektrikli ev araçlarını bir arada kullanmak elektrik enerjisi tüketimini arttırır.
Doğru Yanıtlayanlar
90
72.0
105
84.0
Yanlış Yanıtlayanlar
35
28.0
20
16.0
125
100.0
125
100.0
TOPLAM
Tablo 6’da üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 94.4’ünün lise ve
altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %62.4’ünün çamaşır makinesi ve bulaşık
makinesi tamamen dolduktan sonra çalıştırılır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür.
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.0’sının lise ve altı düzeyde öğrenim
gören bireylerin %79.2’sinin çamaşır makinesinde tavsiye edilen kadar deterjan kullanılır
46
görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %88.8’inin lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %61.6’sının çamaşır
makinesinde yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi tüketimini arttırır
görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %69.6’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %36.8’inin bulaşık
makinesi kullanılırken mutlaka ön yıkama yapılmaz görüşünü doğru yanıtladıkları
saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin buzdolabında mevsimlere göre ısı ayarı
yapılır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %85.6’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %64.0’ünün derin
dondurucular buzdolabından daha fazla enerji harcadığı görüşünü doğru yanıtladıkları
görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.0’sının lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %55.2’sinin buzdolabının kapağının sık sık
açılmasının enerji tüketimini etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 85.6’sının lise ve altı düzeyde
öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin kapasitesi daha fazla olan buzdolapları(10kg) ile
daha az olanların (5kg) enerji tüketimi arasında fark vardır görüşünü doğru
yanıtladıkları belirlenmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%76.0’sının
lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %58.4’ünün buzdolabının kapasitesinden
fazla doldurulması elektrik enerjisi tüketimini etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları
saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.8’inin lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %52.8’inin elektrikli fırında ön ısıtma yapmak
elektrik harcamalarını etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite
düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün lise ve altı düzeyde öğrenim gören
bireylerin %84.0’ünün ısı yayan ve soğutucu özelliği olan araçlar birbirine uzak kullanılır
görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %84.0’ünün lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin birden
fazla elektrikli ev araçlarını bir arada kullanmak elektrik enerjisi tüketimini arttırır
görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
Bu araştırma sonuçlarına göre üniversite düzeyinde öğrenim gören bireyler ev
araçları konusunda lise düzeyinde öğrenim gören bireylerden daha fazla doğru bilgiye
sahiptir.
47
Öztop ve Güven (2008) kadınların çamaşır makinesinin kullanımında enerji
tasarrufu sorularına “çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi tamamen dolmadan
çalıştırılmaz” (ilkokul ve daha az: 1.960, ortaöğrenim: 1.923, yükseköğrenim: 1.920),
“çamaşır makinesinde tavsiye edilenden fazla deterjan kullanılmamalıdır” (ilkokul ve
daha az: 1.909, ortaöğrenim: 1.929, yükseköğrenim: 2.000), “çamaşır makinesinde
yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi tüketimini arttırmaz”
(ilkokul ve daha az: 1.264, ortaöğrenim: 1.385, yükseköğrenim: 1.600), “buzdolabında
mevsimlere göre ısı ayarı yapılır” cümlelerinden yüksek öğrenim düzeyindeki
kadınların tam puan (2.000) aldıkları, ilkokul ve daha az (1.994) ve ortaöğrenim
düzeyindeki (1.995) puan aldıklarını tespit etmişlerdir. "geniş buzdolapları küçük
olanlardan daha az enerji harcar" (ilkokul ve daha az: 1.022, ortaöğrenim: 1.131,
yükseköğrenim: 1.160) şeklinde cevap verdiklerini saptamıştır. Kadınların "buzdolabı
kapağının sık sık açılması enerji tüketimini etkilemez" (ilkokul ve daha az: 1.232,
ortaöğrenim: 1.533, yükseköğrenim: 1.640) cümlesinden aldıkları ortalama puanların
öğrenim düzeyinin yükselmesine bağlı olarak artması da dikkat çekici olduğunu
saptamışlardır. Bu araştırma sonuçlarına göre öğrenim düzeyi yükseldikçe bireylerin ev
araçları konusunda daha fazla doğru bilgiye sahip oldukları görülmüştür. Yaptığımız
çalışmanın verilerini destekler nitelikte görülürken, aynı araştırmada çamaşır makinesi ve
bulaşık makinesi tamamen dolmadan çalıştırılmaz görüşüne ilkokul ve daha az düzeyde
öğrenim gören bireyler daha fazla doğru bilgiye sahip oldukları, bu araştırmada ise
üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin daha fazla doğru bilgiye sahip oldukları
saptanmıştır bu yönüyle yaptığımız çalışmanın verilerini destekler nitelikte olmadığı
görülmüştür.
Tablo 7’de bireylerin öğrenim düzeylerine göre küresel ısınma, aydınlanma,
ısınma ve ev araçları bilgilerinin karşılaştırılmasının dağılımı sunulmuştur.
48
Tablo 7. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Aydınlanma,
Isınma ve Ev Araçları Bilgilerinin Karşılaştırılması
Küresel Isınmaya İlişkin Bilgiler
Lise ve altı
Üniversite
Aydınlanmaya İlişkin Bilgiler
Lise ve altı
Üniversite
Isınmaya İlişkin Bilgiler
Lise ve altı
Üniversite
Ev Araçlarına İlişkin Bilgiler
Lise ve altı
Üniversite
*P<0.05
**P<0.01
N
_
X
S
t
Sd
P
125
125
7.57
7.68
1.50
0.90
0.712
248
.477
125
125
4.37
5.30
1.32
0.82
6.658
248
.001***
125
125
5.46
6.50
1.40
1.04
6.657
248
.001***
125
7.14
125
6.51
***P<0.001
1.71
1.48
3.081
248
.001***
Bireylerin lise ve altı öğrenim düzeyi ile üniversite öğrenim düzeyine sahip olma
durumlarına göre bireylerin küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları
bilgilerinin karşılaştırılma sonuçları incelendiğinde; lise ve altı öğrenim düzeyine sahip
bireylerin ve üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınma bilgi
puanları ortalamasının birbirine yakın olduğu görülmüştür. Üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin bilgi puanları lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerden
daha fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olmadığı
belirlenmiştir (P>0.05).
Üniversite düzeyine sahip olan bireylerin aydınlanma ve ısınmaya ilişkin
puanlarının ortalaması, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin puanlarının
ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olduğu
bulunmuştur (P<0.001). Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ev araçlarına
ilişkin bilgilerinin puanlarının ortalaması üniversite düzeyine sahip olan bireylerin
puanlarının ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı
olduğu saptanmıştır (P<0.001).
Üniversite düzeyine sahip bireylerin küresel ısınma, aydınlanma ve ısınma
konularında lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylere göre daha fazla doğru bilgiye
sahip oldukları belirlenmiştir. Sonuç olarak bireylerin eğitim durumu yükseldikçe
küresel ısınma, aydınlanma ve ısınma konusundaki bilgilerinin arttığı görülmüştür. Lise
ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ev araçlarına ilişkin konuda üniversite öğrenim
49
düzeyine sahip bireylerden daha fazla doğru bilgiye sahip oldukları saptanmıştır. Lise
ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin çoğunluğunun ev hanımı olduğu saptanmıştır.
Bu sonuçtan yola çıkarak ev hanımlarının vakitlerini geçirdikleri televizyon karşısında
ev araçlarına ilişkin bilgiler veren programlar izleyebilecekleri ve internetten bilgi
alabilecekleri düşünülmektedir.
Bayraktar (2003), ailelerin elektrikli ev araçlarının enerji tüketimi ve tasarrufuna
ilişkin bilgi düzeylerini ölçmek amacıyla yaptığı araştırmada 16 likert tipli cümle
kullanılmıştır. Araştırma kapsamına alınan kadın ve erkeklerin büyük çoğunluğunun bu
soruların % 77'sine doğru cevap verdikleri saptanmıştır. Araştırma verilerini destekler
niteliktedir.
Öztop ve Güven’in (2008), çalışmasında kadınların öğrenim düzeyleri
yükseldikçe konutun aydınlatılması, konutun ısıtılması ve enerji tasarrufuna ilişkin
bilgilerine ilişkin toplam ortalama puanlarının da artmakta olduğunu saptamıştır. Bu
çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik göstermektedir.
Kalınkara ve Ersoy (2002) tarafından yapılan araştırmada da konut ısıtmada
enerji verimliliğine yönelik toplam tutum puanları bakımından öğrenim düzeyinin etkili
olduğu ve öğrenim düzeyi yükseldikçe puanlarda önemli artışlar olduğu görülmüştür.
Yaptığımız çalışmanın verilerini destekler niteliktedir.
4.3. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Evsel Atık, Su Ve
Elektrik Tasarrufu Davranışlarına İlişkin Bulgular
Bu bölümde, araştırmaya katılan öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel
ısınma, evsel atık, su ve elektrik tasarrufu davranışlarına ilişkin bulgular ve bunlara
dayalı olarak yapılan yorumlar yer almaktadır.
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma konusundaki davranış
sıklıklarının dağılımı Tablo 8’de verilmiştir.
50
Tablo 8. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Davranış
Sıklıklarının Dağılımı
Lise ve altı (N:125)
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
Sayı
%
Etrafımdaki insanları küresel ısınmaya karşı alabilecekleri önlemler konusunda uyarıyorum.
Hiçbir zaman
3
2.4
4
3.2
Nadiren
10
8.0
15
12.0
Ara sıra
81
64.8
27
21.6
Çoğunlukla
17
13.6
33
26.4
Her zaman
14
11.2
46
36.8
Ozon tabakasına zarar veren maddeleri(Deodorant vb.) olabildiğince az kullanmaya
çalışıyorum.
Hiçbir zaman
16
12.8
8
6.4
Nadiren
6
4.8
14
11.2
Ara sıra
21
16.8
22
17.6
Çoğunlukla
47
37.6
34
27.2
Her zaman
35
28.0
47
37.6
Daha pahalı da olsa çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih ediyorum.
Hiçbir zaman
2
1.6
7
5.6
Nadiren
8
4.0
7
5.6
Ara sıra
45
36.0
28
22.4
Çoğunlukla
51
40.8
43
34.4
Her zaman
19
15.2
40
32.0
125
100.0
125
100.0
TOPLAM
Tablo 8’de görüldüğü gibi üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %
36.8’inin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %11.2’sinin etrafındaki insanları her
zaman küresel ısınmaya karşı alabilecekleri önlemler konusunda uyardıkları
görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 37.6’sının, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin % 28.0’inin her zaman ozon tabakasına zarar veren maddeleri
(Deodorant vb.) olabildiğince az kullanmaya çalıştıkları saptanmıştır. Üniversite
düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 32.0’sinin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin
%36.0’sının her zaman daha pahalı da olsa çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih
ettikleri görülmüştür.
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınma konusundaki
bilgilerini lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerden daha fazla davranış haline
getirdikleri görülmüştür.
Şener ve Hazer (2007), “Değerlerin kadınların sürdürülebilir tüketim davranışı
üzerindeki etkileri” isimli araştırmada; “Deterjan, şampuan, sprey, deodorant gibi
ürünleri satın alırken çevreye zarar vermeyen özellikte olmasına dikkat eder misiniz?”
51
sorusuna verilen yanıtların puan ortalaması 5 tam puan üzerinden 2.98 olarak
saptamışlardır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik
göstermektedir.
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin evsel atık konusundaki davranış
sıklıklarının dağılımı Tablo 9’da verilmiştir.
Tablo 9. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evsel Atık Konusundaki
Davranış Sıklıklarının Dağılımı
Lise ve altı (N:125)
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
Sayı
%
Evsel atıkları(cam, metal, alüminyum, kâğıt, plastik vb.)ayrı toplayıp dönüşüm kumbaralarına
atıyorum.
Hiçbir zaman
42
33.6
20
16.0
Nadiren
6
4.8
25
20.0
Ara sıra
30
24.0
33
26.4
Çoğunlukla
38
30.4
14
11.2
Her zaman
9
7.2
33
26.4
Çok fazla ambalaj içermeyen ve geri dönüştürülen ambalajlarda satılan ürünleri alıyorum.
Hiçbir zaman
7
5.6
14
11.2
Nadiren
40
32.0
14
11.2
Ara sıra
20
16.0
26
20.8
Çoğunlukla
45
36.0
41
32.8
Her zaman
13
10.4
30
24.0
Bir ürün alırken atığının geri dönüşümlü olmasına dikkat ediyorum.
Hiçbir zaman
2
1.6
14
11.2
Nadiren
8
6.4
19
15.2
Ara sıra
16
12.8
37
29.6
Çoğunlukla
73
58.4
15
12.0
Her zaman
26
20.8
40
32.0
125
100.0
125
100.0
TOPLAM
Tablo 9’da üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve
altı düzeyine sahip bireylerin %7.2’sinin her zaman evsel atıkları(cam, metal,
alüminyum, kâğıt, plastik vb.)ayrı toplayıp dönüşüm kumbaralarına attığı görülmüştür.
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%24.0’ünün, lise ve altı düzeyine sahip
bireylerin %10.4’ünün her zaman çok fazla ambalaj içermeyen ve geri dönüştürülen
ambalajlarda satılan ürünleri aldıkları tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %32.0’sinin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %20.8’inin her zaman bir
ürün alırken atığının geri dönüşümlü olmasına dikkat ettiği saptanmıştır.
52
Türkiye'nin Enerji Verimliliği Bilinci Kamuoyu Araştırmasında (2009),
çöplerini türlerine göre ayıranların oranının % 29 olduğu saptanmıştır. Araştırma
verilerini destekler niteliktedir.
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireyler evsel atık konusundaki davranış
sıklıklarının lise ve altı öğrenim düzeyindeki bireylerden daha fazla olduğu
saptanmıştır.
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin su konusundaki davranış sıklıkları
Tablo10’da verilmiştir.
Tablo 10. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Su Kullanımı Konusundaki
Davranış Sıklıkları
Lise ve altı (N:125)
Sayı
%
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
Suyu tasarruflu kullanıyorum.
Hiçbir zaman
1
0.8
Nadiren
2
1.6
4
3.2
Ara sıra
13
10.4
7
5.6
Çoğunlukla
90
72.0
63
50.4
Her zaman
19
15.2
51
40.8
Çeşmede işim bittikten sonra hemen çeşmeyi kapatıyorum.
Hiçbir zaman
2
1.6
Nadiren
2
1.6
2
1.6
Ara sıra
9
7.2
2
1.6
Çoğunlukla
13
10.4
19
15.2
Her zaman
99
79.2
102
81.6
Diş fırçalarken veya traş olurken musluğu kapatıyorum.
Hiçbir zaman
1
0.8
3
2.4
Nadiren
4
3.2
1
0.8
Ara sıra
11
8.8
8
6.4
Çoğunlukla
86
68.8
80
64.0
Her zaman
23
18.4
33
26.4
Sıcak su musluğu açıldığında suyun ısınmasını beklerken akıtılan suyun ziyan olmaması için bir
kaba doldurarak bu suyu farklı yerlerde kullanıyorum.
Hiçbir zaman
11
8.8
16
12.8
Nadiren
4
3.2
14
11.2
Ara sıra
11
8.8
24
19.2
Çoğunlukla
70
56.0
34
27.2
Her zaman
29
23.2
37
29.6
125
100.0
125
100.0
TOPLAM
53
Tablo 10’un Devamı
Lise ve altı (N:125)
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
Sayı
%
Su depolayan sıcak su üreticileri (termosifon vb.)yerine anlık su ısıtıcıları(kombi vb.)
kullanıyorum.
Hiçbir zaman
36
28.8
7
5.6
Nadiren
8
6.4
4
3.2
Ara sıra
10
8.0
9
7.2
Çoğunlukla
12
9.6
30
24.0
Her zaman
59
47.2
75
60.0
Bulaşıkları elde değil makinede yıkıyorum.
Hiçbir zaman
37
29.6
14
11.2
Nadiren
3
2.4
4
3.2
Ara sıra
23
18.4
17
13.6
Çoğunlukla
13
10.4
38
30.4
Her zaman
49
39.2
52
41.6
Sebze ve meyveleri su dolu bir kapta bekletip yıkıyorum.
Hiçbir zaman
6
4.8
5
4.0
Nadiren
5
4.0
10
8.0
Ara sıra
14
11.2
31
4.8
Çoğunlukla
69
55.2
31
24.8
Her zaman
31
24.8
48
38.4
Muslukları ve sifonları daima bakımlı tutuyorum.
Hiçbir zaman
1
0.8
1
0.8
Nadiren
3
2.4
6
4.8
Ara sıra
22
17.6
14
11.2
Çoğunlukla
80
64.0
49
39.2
Her zaman
19
1.2
55
44.0
Klasik duş başlıkları yerine düşük akımlı aeratörlü duş başlıklarını kullanıyorum
Hiçbir zaman
20
16.0
11
8.8
Nadiren
8
6.4
6
4.8
Ara sıra
12
9.6
28
22.4
Çoğunlukla
52
41.6
38
30.4
Her zaman
33
26.4
42
33.6
Buzluktaki yiyeceklerin ve diğer donmuş gıdaların buzunu eritmek için su kullanmıyorum.
Hiçbir zaman
20
16.0
6
4.8
Nadiren
5
4.0
11
8.8
Ara sıra
13
10.4
32
25.6
Çoğunlukla
68
54.4
43
34.4
Her zaman
19
15.2
33
26.4
Kapı önü, balkon, merdivenler, teras gibi yerlerin temizliğinde süpürge kullanırım veya kova ve
sünger kullanarak temizliyorum.
Hiçbir zaman
1
0.8
3
2.4
Nadiren
6
4.8
6
4.8
Ara sıra
9
7.2
23
18.4
Çoğunlukla
92
73.6
54
43.2
Her zaman
17
13.6
39
31.2
125
100.0
125
100.0
TOPLAM
Tablo 10’da üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %40.8’inin, lise ve
altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %15.2’sinin suyu her zaman tasarruflu kullandığı
görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %81.6’sının lise ve altı
54
düzeyde öğrenim gören bireylerin %79.2’sinin her zaman çeşmede işim bittikten sonra
hemen çeşmeyi kapattığı görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin
%26.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin % 18.4’ünün diş fırçalarken
veya traş olurken her zaman musluğu kapattıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin %29.6’sı, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin
%23.2’si her zaman sıcak su musluğunu açtıklarında suyun ısınmasını beklerken
akıtılan suyun ziyan olmaması için bir kaba doldurarak bu suyu farklı yerlerde
kullandıklarını belirtmişlerdir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%60.0’ı,
lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %47.2’si su depolayan sıcak su üreticileri
(termosifon vb.)yerine anlık su ısıtıcıları(kombi vb.) kullandıklarını belirtmişlerdir.
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %41.6’sının, lise ve altı düzeyde
öğrenim gören bireylerin %39.2’sinin bulaşıkları elde değil makinede yıkadıkları
saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenime sahip bireylerin %24.8’inin sebze ve meyveleri su dolu bir kapta
bekletip yıkadığı görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin
%44.0’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %1.2’sinin muslukları ve
sifonları daima bakımlı tuttukları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %33.6’sı, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %26.4’ü klasik duş
başlıkları yerine düşük akımlı duş başlıklarını kullandıklarını belirtmişlerdir. Üniversite
düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören
bireylerin %15.2’sinin buzluktaki yiyeceklerin ve diğer donmuş gıdaların buzunu
eritmek için su kullanmadığı görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %31.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %13.6’sının kapı
önü, balkon, merdivenler, teras gibi yerlerin temizliğinde süpürge kullanarak veya kova
ve sünger kullanarak temizlediği saptanmıştır.
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin su kullanımı sıklıklarının lise ve
altı düzeyde öğrenim gören bireylerden daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Çağlar ve arkadaşlarının (2008) yaptığı araştırmada “Küresel ısınmaya karsı
alınabilecek bireysel önlemlerden hangilerini uyguluyorsunuz?” sorusuna bireylerin
%31.3’ünün suyu tedbirli kullandığı saptanmıştır. Araştırma verilerini destekler
niteliktedir.
55
Türkiye'nin Enerji Verimliliği Bilinci Kamuoyu Araştırmasında (2009), evlerde
enerji kaynaklarını verimli kullanmak için yapılanların sıralamasında diş fırçalarken ve
banyo yaparken suyu boşa akıtmadığını söyleyenlerin oranı %74 olarak bulunmuştur.
Yaptığımız çalışmanın verilerini destekler niteliktedir.
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin elektrik tasarrufu konusundaki davranış
sıklıklarının dağılımı Tablo 11’de verilmiştir.
Tablo
11.
Öğrenim
Düzeylerine
Göre
Bireylerin
Elektrik
Tasarrufu
Konusundaki Davranış Sıklıklarının Dağılımı
Lise ve altı (N:125)
Sayı
%
Kalorifer açık iken kapı ve pencereleri kapatıyorum.
Hiçbir zaman
9
7.2
Nadiren
Ara sıra
18
14.4
Çoğunlukla
32
25.6
Her zaman
66
52.8
Işık, radyo veya televizyonu gereksiz yere açık bırakmıyorum.
Hiçbir zaman
5
4.0
Nadiren
5
4.0
Ara sıra
4
3.2
Çoğunlukla
19
15.2
Her zaman
92
73.6
Buzdolabına konan sıvı ve sulu yiyeceklerin üzerini kapatıyorum.
Hiçbir zaman
1
0.8
Nadiren
5
4.0
Ara sıra
8
6.4
Çoğunlukla
13
10.4
Her zaman
98
78.4
Buzdolabının kapağının sık sık açmıyorum.
Hiçbir zaman
3
2.4
Nadiren
1
0.8
Ara sıra
24
19.2
Çoğunlukla
25
20.0
Her zaman
72
57.6
Buzdolabını kapasitesinden fazla doldurmuyorum.
Hiçbir zaman
4
3.2
Nadiren
4
3.2
Ara sıra
5
4.0
Çoğunlukla
32
25.6
Her zaman
80
64.0
Fırında gerekli olmadıkça ön ısıtma yapmıyorum
Hiçbir zaman
16
12.8
Nadiren
3
2.4
Ara sıra
5
4.0
Çoğunlukla
25
20.0
Her zaman
76
60.8
125
100.0
TOPLAM
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
7
33
85
5.6
26.4
68.0
3
4
51
67
2.4
3.2
40.8
53.6
2
1
14
42
66
1.6
0.8
11.2
33.6
52.8
3
4
14
63
41
2.4
3.2
11.2
50.4
32.8
3
2
11
68
41
2.4
1.6
8.8
54.4
32.8
5
1
17
44
57
125
4.0
0.8
13.6
35.2
45.6
100.0
56
Tablo 11. Devamı
Lise ve altı (N:125)
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
Sayı
%
Fırında yiyecek pişirirken fırının kapağını sık sık açmıyorum.
Hiçbir zaman
6
4.8
3
2.4
Nadiren
5
4.0
2
1.6
Ara sıra
25
20.0
6
4.8
Çoğunlukla
20
16.0
53
42.4
Her zaman
69
55.2
61
48.8
Televizyon v.b. kumandalı elektrikli ev aletlerini kapatma düğmesinden kapatıyorum.
Hiçbir zaman
3
2.4
1
0.8
Nadiren
2
1.6
6
4.8
Ara sıra
23
18.4
19
15.2
Çoğunlukla
27
21.6
36
28.8
Her zaman
70
56.0
63
50.4
A sınıfı elektrikli ev aleti satın alıyorum.
Hiçbir zaman
3
2.4
Nadiren
5
4.0
3
2.4
Ara sıra
18
14.4
9
7.2
Çoğunlukla
37
29.6
44
35.2
Her zaman
62
49.6
69
55.2
Buzdolabına ve dondurucuya sıcak bir yiyecek koymuyorum.
Hiçbir zaman
21
16.8
Nadiren
2
1.6
2
1.6
Ara sıra
8
6.4
5
4.0
Çoğunlukla
18
14.4
23
18.4
Her zaman
76
60.8
95
76.0
Makinede çamaşır yıkarken yüksek sıcaklıkta yıkama yerine ılık veya soğuk su ile yıkama
yapıyorum.
Hiçbir zaman
5
4.0
3
2.4
Nadiren
4
3.2
8
6.4
Ara sıra
14
11.2
24
19.2
Çoğunlukla
43
34.4
53
42.4
Her zaman
59
47.2
37
29.6
Bulaşıkları makineye koymadan/ elde bulaşıkları yıkamadan önce tabaklardaki yemek
artıklarını sıyırarak temizliyorum.
Hiçbir zaman
7
5.6
4
3.2
Nadiren
1
0.8
4
3.2
Ara sıra
20
16.0
6
4.8
Çoğunlukla
15
12.0
33
26.4
Her zaman
82
65.6
78
62.4
125
100.0
125
100.0
TOPLAM
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin, lise ve altı düzeyine
sahip bireylerin %52.8’inin kalorifer açık iken kapı ve pencereleri kapattıkları
görülmüştür. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %73.6’sının, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin % 53.6’sının ışık, radyo veya televizyonu gereksiz yere açık
bırakmadığı tespit edilmiştir. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %78.4’ünün,
üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %52.8’inin buzdolabına konan sıvı ve
57
sulu yiyeceklerin üzerini kapattığı görülmüştür. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin
%57.6’sının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 32.8’inin buzdolabının
kapağının sık sık açmadığı saptanmıştır. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin
%64.0’ünün, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %32.8’inin buzdolabını
kapasitesinden fazla doldurmadıkları görülmüştür. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin
%60.8’inin, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 45.6’sının fırında gerekli
olmadıkça ön ısıtma yapmadıklarını belirtmişlerdir. Lise ve altı düzeyine sahip
bireylerin %55.2’sinin, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %48.8’inin
fırında yiyecek pişirirken fırının kapağını sık sık açmadıkları görülmüştür. Lise ve altı
düzeyine
sahip
bireylerin
%56.0’sının,
üniversite
düzeyinde
öğrenim gören
bireylerin%50.4’ünün televizyon v.b. kumandalı elektrikli ev aletlerini kapatma
düğmesinden kapattıklarını belirtmişlerdir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %55.2’sinin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %49.6’sının A sınıfı
elektrikli ev aleti satın aldıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %76.0’sının, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %60.8’inin buzdolabına ve
dondurucuya sıcak bir yiyecek koymadığı saptanmıştır. Lise ve altı düzeyine sahip
bireylerin %47.2’sinin, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %29.6’sının
makinede çamaşır yıkarken yüksek sıcaklıkta yıkama yerine ılık veya soğuk su ile
yıkama yaptıkları görülmüştür. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %65.6’sının,
üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %62.4’ünün bulaşıkları makineye
koymadan elde bulaşıkları yıkamadan önce tabaklardaki yemek artıklarını sıyırarak
temizledikleri saptanmıştır.
Bu araştırma sonuçlarına göre lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ev
aletleri konusundaki bilgilerini üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylere göre daha
çok davranış haline getirdikleri saptanmıştır.
Türkiye'nin Enerji Verimliliği Bilinci Kamuoyu Araştırmasında (2009) evlerde
enerji kaynaklarını verimli kullanmak için yapılanların başında %79'luk oranla
"gereksiz yanan lambaları kapatmak" geldiği saptanmıştır. Televizyon, DVD/VCD
gösterici, müzik seti gibi elektrikli aletleri düğmesinden kapattığını söyleyenlerin oranı
%52 olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla
paralellik göstermektedir.
58
Tablo 12’de öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma, evsel atık, su
ve elektrik tasarrufu davranışlarının karşılaştırılması verilmiştir.
Tablo 12. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Evsel Atık, Su
Ve Elektrik Tasarrufu Davranışlarının Karşılaştırılması
Küresel Isınmaya İlişkin Davranışlar
Lise ve altı
Üniversite
Evsel Atığa İlişkin Davranışlar
Lise ve altı
Üniversite
Su Tasarrufuna İlişkin Davranışlar
Lise ve altı
Üniversite
Elektrik Tasarrufuna İlişkin Davranışlar
Lise ve altı
Üniversite
*P<0.05
**P<0.01
N
_
X
S
t
Sd
P
125
125
6.03
7.08
2.32
2.57
3.383
248
.001***
125
125
6.15
9.02
2.47
3.09
8.112
248
.001***
125
125
20.73
21.26
5.93
5.54
0.739
248
.461
125
20.74
125
20.25
***P<0.001
7.84
5.01
0.586
248
.558
Tablo 12’de üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınmaya ve
evsel atığa ilişkin davranış puanları ortalamasının lise ve altı düzeyde öğrenim gören
bireylerin ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı
olduğu bulunmuştur (P<0.001).
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin su tasarrufuna ilişkin davranış
puanları ortalamasının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ortalamasından
fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olmadığı saptanmıştır
(P>0.05).
Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin elektrik tasarrufuna ilişkin
davranış puanlarının ortalamasının üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin
ortalamasından fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olmadığı
belirlenmiştir (P>0.05).
Bu araştırma sonuçlarına göre; üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin
küresel ısınma, evsel atık ve su tasarrufu konularında sahip oldukları bilgileri lise ve altı
59
düzeyde öğrenim gören bireylerden daha fazla davranış haline getirdikleri görülmüştür.
Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin elektrik konusundaki bilgilerini üniversite
düzeyinde öğrenim gören bireylerden daha fazla davranış haline getirdikleri
saptanmıştır.
4.4. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evde Kullanılan Araçlar Ve Kullanma
Sıklıklarına İlişkin Bulgular
Bu bölümde, araştırmaya katılan bireylerin öğrenim düzeylerine göre evde
kullanılan araçlar ve kullanma sıklıklarına ilişkin bulgulara dayalı olarak yapılan
yorumlar yer almaktadır.
Öğrenim düzeylerine göre bireylerin evde kullanılan araçlar ve araçları kullanma
sıklıkları Tablo 13’de gösterilmiştir.
Tablo 13. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evde Kullanılan Araçlar Ve
Araçları Kullanma Sıklıkları
Lise ve altı (N:125)
Sayı
%
Buzdolabı
Hiçbir zaman
Nadiren
Ara sıra
Çoğunlukla
Her zaman
Çamaşır Makinesi
Hiçbir zaman
Nadiren
Ara sıra
Çoğunlukla
Her zaman
Fırın
Hiçbir zaman
Nadiren
Ara sıra
Çoğunlukla
Her zaman
Bulaşık Makinesi
Hiçbir zaman
Nadiren
Ara sıra
Çoğunlukla
Her zaman
TOPLAM
Üniversite (N: 125)
Sayı
%
1
3
6
115
0.8
2.4
4.8
92.0
1
3
121
0.8
2.4
96.8
5
42
24
54
4.0
33.6
19.2
43.2
2
1
10
51
61
1.6
0.8
8.0
40.8
48.8
2
21
50
12
40
1.6
16.8
40.0
9.6
32.0
3
12
48
24
38
2.4
9.6
38.4
19.2
30.4
98
3
6
3
15
125
78.4
2.4
4.8
2.4
12.0
100.0
26
4
14
40
41
125
20.8
3.2
11.2
32.0
32.8
100.0
60
Tablo 13 incelendiğinde, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %
96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %92.0’sinin buzdolabını her
zaman kullandıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %
48.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %43.2’sinin çamaşır makinesini
her zaman kullandığı belirtilmiştir. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin
%40.0’ının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün fırını ara sıra
kullandıkları tespit edilmiştir. Bulaşık makinesini lise ve altı düzeyde öğrenim gören
bireylerin %78.4’ünün hiçbir zaman kullanmadığı, üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin %32.8’inin her zaman kullandığı saptanmıştır.
Bu araştırma sonuçlarına göre; bireylerin öğrenim düzeyleri yükseldikçe evde
kullandıkları araçları kullanma sıklıklarının da arttığı görülmüştür.
Topal ve Umurkan’ın (2009) yaptığı araştırmada elektrikli ev aletlerinin
buzdolabının %97.39, televizyonun %96.59, çamaşır makinesinin %78.96, fırının
%74.50, bulaşık makinesinin %14.49 kullanım oranına sahip olduğu saptanmıştır. Bu
çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik göstermektedir.
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
Eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgileri ve aile
yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesi amacıyla yürütülen bu çalışmada elde edilen
sonuçlar ve bu sonuçlara dayalı olarak yapılan öneriler bu bölümde yer almaktadır.
5.1. Sonuçlar
Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Demografik Özelliklerine Ait Bilgiler
•
Araştırmaya katılan lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin
%57.6’sını erkek, %42.4’ünü kadın, üniversite öğrenim düzeyine sahip
bireylerin %54.4’ünü kadın, % 45.6’sını erkek oluşturmaktadır.
•
Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin yarısının (51.2) 26-39 yaş
aralığında, üniversite öğrenim düzeyine sahip bireylerin yarısından
fazlasının da (%64.0) 26-39 yaş aralığında olduğu tespit edilmiştir.
•
Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %68.0’inin, üniversite
öğrenim düzeyine sahip bireylerin ise %76.0’sının evli olduğu
görülmüştür.
•
Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %88.8’inin oturduğu ev
tipinin müstakil olduğu, üniversite öğrenim düzeyine sahip bireylerin ise
%76.0’sının apartman dairesinde oturduğu görülmüştür.
•
Evde ısınma durumlarına bakıldığında, lise ve altı öğrenim düzeyine
sahip bireylerin %82.4’ünün soba-odun kullandığı, üniversite öğrenim
düzeyine sahip bireylerin %38.4’ünün merkezi kalorifer- doğalgaz,
%37.6’sının da kat kalorifer- doğalgaz kullandığı tespit edilmiştir.
•
Üniversite öğrenim düzeyine sahip bireylerin %96.8’inin evindeki
kanalizasyon durumunun şehir kanalizasyonu olduğu, lise ve altı
62
öğrenim düzeyine sahip bireylerin %74.4’ünün evindeki kanalizasyon
durumunun foseptik olduğu görülmüştür.
Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma
Ve Ev Araçları Bilgilerine Ait Bilgiler
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %100.0’ ünün, lise ve
altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %90.4’ünün insanlar tarafından
atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda sıcaklığın
artmış olduğu görüşünü doğru yanıtladıkları tespit edilmiştir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %95.2’sinin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.0’inin, küresel ısınmanın
canlıların ve çevrenin yok olma süreci olduğunu doğru yanıtladıkları
saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %99.2’sinin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %87.2’sinin ormansızlaşmanın
küresel ısınmayı hızlandırdığı görüşünü doğru yanıtladıkları tespit
edilmiştir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %56.0’sının toplumlardaki tüketim
eğiliminin artması küresel ısınma sürecini hızlandırır görüşünü doğru
yanıtladıkları görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %80.0’inin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %78.4’ünün hızlı nüfus artışının
küresel ısınma sürecini hızlandırdığı görüşünü doğru yanıtladıkları tespit
edilmiştir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün uzun süreli yağış azlığı
nedeniyle, dünyanın birçok bölgesinde daha etkili kuraklık ve çölleşme
gibi doğal afetler yaşanacağı görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin% 97.6’sının, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %69.6’sının konutta doğalgaz
63
kullanmanın hava kirliliği sorununun çözümüne bir katkısı vardır
görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%96.8’inin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının ozon tabakasındaki
incelme tüm insanları tehdit etmekte olduğu görüşünü doğru
yanıtladıkları görülmüştür.
• Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %70.4’ünün, üniversite
düzeyinde öğrenim gören bireylerin%19.2’sinin hava ve suyun
tükenmeyen kaynaklar görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%92.8’inin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %85.6’sının fosil (kömür vb.)
yakıtların yakılması küresel ısınmayı tetiklediği görüşünü doğru
yanıtladıkları görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün konut aydınlatmada
enerji tasarrufu sağlamak için az enerji tüketen lambalar tercih edilir
görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.8’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %63.2’sinin floresan lambaların
akkor lambalara göre daha fazla ışık verir görüşünü doğru yanıtladıkları
saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün, lise ve altı
düzeyde
öğrenim
gören
bireylerin
%88.8’inin
lambaların
ve
armatürlerin sık sık tozu alınarak daha iyi aydınlatma sağlanır görüşünü
doğru yanıtladıkları belirlenmiştir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin 95.2’sinin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün kısa bir süre için dahi
olsa
oda
terk
edildiğinde
ışıklar
söndürülür
görüşünü
doğru
yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %95.2’sinin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %56.0’sının açık renkli duvarlar,
mobilyalar, perdeler ve halıların ışığı yansıttığı ve odanın aydınlatma
ihtiyacını azaltır görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir.
64
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %35.2’sinin daha verimli aydınlatma
sağlamak için fazla ışığa ihtiyaç duyulan bölümlerde düşük güçlü çok sayıda
lamba yerine yüksek güçlü tek bir lamba kullanılır görüşünü doğru
yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin ise %48.8’inin doğalgaz veya tüplü
gazlı sobalar yerine elektrik sobaları tercih edilir görüşünü doğru
yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %74.4’ünün hava girişlerini önlemek
için pencere ve kapıların her yıl izolasyonu sağlanır görüşünü doğru
yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin yerleri halı ile
kaplamanın zeminde ısı kaybını azaltır görüşünü doğru yanıtladıkları
saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün, lise ve altı
düzeyde
öğrenim
kullanılarak
gören
pencerelerden
bireylerin
ısı
kaybı
%76.0’sının
kalın
azaltılır
görüşünü
perdeler
doğru
yanıtladıkları görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının perdeler radyatörün
önünü örtmeyecek şekilde kapatılır görüşünü doğru yanıtladıkları
saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %91.2’sinin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %67.2’sinin konuttaki odaların hepsi
aktivitelerin sürdürülebileceği en düşük sıcaklık düzeyinde (18-20°C)de
ısıtılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %40.0’ının, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %39.2’sinin konutta sadece kullanılan
odalar
yüksek
derecede
yanıtladıkları saptanmıştır.
(22-25°C)
ısıtılmaz
görüşünü
doğru
65
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin bacaları kış aylarına
girmeden önce kontrol ederek temizlenir görüşünü doğru yanıtladıkları
saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 94.4’ünün lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %62.4’ünün çamaşır makinesi ve
bulaşık makinesi tamamen dolduktan sonra çalıştırılır görüşünü doğru
yanıtladıkları görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.0’sının lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %79.2’sinin çamaşır makinesinde
tavsiye edilen kadar deterjan kullanılır görüşünü doğru yanıtladıkları
saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %61.6’sının çamaşır makinesinde
yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi tüketimini
arttırır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %69.6’sının lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %36.8’inin bulaşık makinesi
kullanılırken mutlaka ön yıkama yapılmaz görüşünü doğru yanıtladıkları
saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin buzdolabında mevsimlere
göre ısı ayarı yapılır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %85.6’sının lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %64.0’ünün derin dondurucular
buzdolabından daha fazla enerji harcadığı görüşünü doğru yanıtladıkları
görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.0’sının lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %55.2’sinin buzdolabının kapağının
sık
sık
açılmasının
enerji
tüketimini
etkiler
görüşünü
doğru
yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 85.6’sının lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin kapasitesi daha fazla
66
olan buzdolapları(10kg) ile daha az olanların (5kg) enerji tüketimi
arasında fark vardır görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%76.0’sının lise ve altı
düzeyde
öğrenim
gören
bireylerin
%58.4’ünün
buzdolabının
kapasitesinden fazla doldurulması elektrik enerjisi tüketimini etkiler
görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.8’inin lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %52.8’inin elektrikli fırında ön ısıtma
yapmak elektrik harcamalarını etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları
görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün ısı yayan ve soğutucu
özelliği olan araçlar birbirine uzak kullanılır görüşünü doğru yanıtladıkları
belirlenmiştir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin birden fazla elektrikli ev
araçlarını bir arada kullanmak elektrik enerjisi tüketimini arttırır
görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır.
Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma
Ve Ev Araçları Bilgilerine Ait Bilgilerin Karşılaştırılması
• Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin ve üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin küresel ısınma bilgi puanları ortalamasının
birbirine yakın olduğu görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim
gören bireylerin bilgi puanları lise ve altı öğrenim düzeyine sahip
bireylerden daha fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan
anlamlı olmadığı belirlenmiştir (P>0.05).
• Üniversite düzeyine sahip olan bireylerin aydınlanma ve ısınmaya ilişkin
puanlarının ortalaması, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin
puanlarının ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî
açıdan anlamlı olduğu bulunmuştur (P<0.001).
67
• Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ev araçlarına ilişkin
bilgilerinin puanlarının ortalaması üniversite düzeyine sahip olan
bireylerin puanlarının ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın
istatistikî açıdan anlamlı olduğu saptanmıştır (P<0.001).
Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Küresel Isınma, Evsel Atık, Su Ve
Elektrik Tasarrufu Davranışlarına Ait Bilgiler
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 36.8’inin, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin %11.2’sinin etrafındaki insanları her zaman
küresel ısınmaya karşı alabilecekleri önlemler konusunda uyardıkları
görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 37.6’sının, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin % 28.0’inin her zaman ozon tabakasına zarar
veren maddeleri (Deodorant vb.) olabildiğince az kullanmaya çalıştıkları
saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 32.0’sinin, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin %36.0’sının her zaman daha pahalı da olsa
çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih ettikleri görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin %7.2’sinin her zaman evsel atıkları(cam,
metal,
alüminyum,
kâğıt,
plastik
vb.)ayrı
toplayıp
dönüşüm
kumbaralarına attığı görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%24.0’ünün, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin %10.4’ünün her zaman çok fazla ambalaj
içermeyen ve geri dönüştürülen ambalajlarda satılan ürünleri aldıkları tespit
edilmiştir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %32.0’sinin, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin %20.8’inin her zaman bir ürün alırken atığının
geri dönüşümlü olmasına dikkat ettiği saptanmıştır.
68
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %40.8’inin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %15.2’sinin suyu her zaman
tasarruflu kullandığı görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %81.6’sının lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %79.2’sinin her zaman çeşmede işim
bittikten sonra hemen çeşmeyi kapattığı görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin % 18.4’ünün diş fırçalarken veya traş
olurken her zaman musluğu kapattıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %29.6’sı, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %23.2’si her zaman sıcak su
musluğunu açtıklarında suyun ısınmasını beklerken akıtılan suyun ziyan
olmaması
için
bir
kaba
doldurarak
bu
suyu
farklı
yerlerde
kullandıklarını belirtmişlerdir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %60.0’ı, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %47.2’si su depolayan sıcak su
üreticileri (termosifon vb.)yerine anlık su ısıtıcıları(kombi vb.)
kullandıklarını belirtmişlerdir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %41.6’sının, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %39.2’sinin bulaşıkları elde değil
makinede yıkadıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenime sahip bireylerin %24.8’inin sebze ve meyveleri su
dolu bir kapta bekletip yıkadığı görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %44.0’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %1.2’sinin muslukları ve sifonları
daima bakımlı tuttukları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %33.6’sı, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %26.4’ü klasik duş başlıkları yerine
düşük akımlı duş başlıklarını kullandıklarını belirtmişlerdir.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %15.2’sinin buzluktaki yiyeceklerin
69
ve diğer donmuş gıdaların buzunu eritmek için su kullanmadığı
görülmüştür.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %31.2’sinin, lise ve altı
düzeyde öğrenim gören bireylerin %13.6’sının kapı önü, balkon,
merdivenler, teras gibi yerlerin temizliğinde süpürge kullanarak veya
kova ve sünger kullanarak temizlediği saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin %52.8’inin kalorifer açık iken kapı ve
pencereleri kapattıkları görülmüştür.
• Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %73.6’sının, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin % 53.6’sının ışık, radyo veya televizyonu
gereksiz yere açık bırakmadığı tespit edilmiştir.
• Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %78.4’ünün, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin %52.8’inin buzdolabına konan sıvı ve sulu
yiyeceklerin üzerini kapattığı görülmüştür.
• Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %57.6’sının, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin % 32.8’inin buzdolabının kapağının sık sık
açmadığı saptanmıştır.
• Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %64.0’ünün, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin %32.8’inin buzdolabını kapasitesinden fazla
doldurmadıkları görülmüştür.
• Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %60.8’inin, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin % 45.6’sının fırında gerekli olmadıkça ön
ısıtma yapmadıklarını belirtmişlerdir.
• Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %55.2’sinin, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin %48.8’inin fırında yiyecek pişirirken fırının
kapağını sık sık açmadıkları görülmüştür.
• Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %56.0’sının, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin%50.4’ünün televizyon v.b. kumandalı
elektrikli
ev
belirtmişlerdir.
aletlerini
kapatma
düğmesinden
kapattıklarını
70
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %55.2’sinin, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin %49.6’sının A sınıfı elektrikli ev aleti satın
aldıkları saptanmıştır.
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının, lise ve altı
düzeyine sahip bireylerin %60.8’inin buzdolabına ve dondurucuya sıcak
bir yiyecek koymadığı saptanmıştır.
• Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %47.2’sinin, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin %29.6’sının makinede çamaşır yıkarken
yüksek sıcaklıkta yıkama yerine ılık veya soğuk su ile yıkama yaptıkları
görülmüştür.
• Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %65.6’sının, üniversite düzeyinde
öğrenim gören bireylerin %62.4’ünün bulaşıkları makineye koymadan
elde bulaşıkları yıkamadan önce tabaklardaki yemek artıklarını sıyırarak
temizledikleri saptanmıştır.
Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Küresel Isınma, Evsel Atık, Su Ve
Elektrik Tasarrufu Davranışlarına Ait Bilgilerin Karşılaştırılması
•
Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınmaya ve evsel
atığa ilişkin davranış puanları ortalamasının lise ve altı düzeyde öğrenim
gören bireylerin ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın
istatistikî açıdan anlamlı olduğu bulunmuştur (P<0.001).
• Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin su tasarrufuna ilişkin
davranış puanları ortalamasının lise ve altı düzeyde öğrenim gören
bireylerin ortalamasından fazla olduğu ancak aralarındaki farkın
istatistikî açıdan anlamlı olmadığı saptanmıştır (P>0.05).
• Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin elektrik tasarrufuna ilişkin
davranış puanlarının ortalamasının üniversite düzeyinde öğrenim gören
bireylerin ortalamasından fazla olduğu ancak aralarındaki farkın
istatistikî açıdan anlamlı olmadığı belirlenmiştir (P>0.05).
71
Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Evde Kullanılan Araçlar Ve
Kullanma Sıklıklarına Ait Bilgiler
•
Üniversite öğrenim düzeyindeki bireylerin % 96.8’inin, lise ve altı
öğrenim düzeyine sahip bireylerin %92.0’sinin buzdolabını her zaman
kullandıkları görülmüştür. Üniversite öğrenim düzeyindeki bireylerin %
48.8’inin, lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %43.2’sinin
çamaşır makinesini her zaman kullandığı belirtilmiştir.
•
Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %40.0’ının, üniversite
öğrenim düzeyindeki bireylerin %38.4’ünün fırını ara sıra kullandıkları
tespit edilmiştir.
•
Bulaşık makinesini lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin
%78.4’ünün hiçbir zaman kullanmadığı, üniversite öğrenim düzeyindeki
bireylerin %32.8’inin her zaman kullandığı saptanmıştır.
72
5.2. Öneriler
•
Milli Eğitim Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı ortak çalışması ile Halk Eğitim
Programlarında bireylere enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma
konusunda eğitimler verilebilir.
•
M.E.B. eğitim müfredatındaki her kademesindeki ders müfredatında; enerji
tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konularına yer verilmesine daha fazla
özen gösterilebilir.
•
Enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konusunda konferans, seminer,
panel gibi çalışmaların eğitim seviyesi düşük bireylerin de katılımlarını
sağlayacak şekilde teşvik edici olmasına özen gösterilebilir.
•
Televizyon, radyo, gazete ve internette enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel
ısınma konularında daha açıklayıcı bilgilere yer verilebilir.
•
Enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konuları ile ilgili eğitim seviyesi
göz önünde bulundurularak bilgilendirici broşürlerin hazırlanıp ev ve işyerlerine
dağıtılabilir.
•
Enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konularında genel geçer bilgi ve
yetersiz kaynak olduğu için bu konu ile ilgili doğru bilgi içeren kaynakların
sayısı arttırılabilir.
•
Çevre sorunlarına duyarlı ve bu konuda çalışmalar yapan sivil toplum
kuruluşlarının çalışmaları Milli Eğitim Bakanlığı, Enerji Bakanlığı tarafından
desteklenebilir ve ortak çalışmalar planlanabilir.
•
Bireylerin konutlarında kullandıkları elektrikli ev aletlerinde ve aydınlatmada az
enerji tüketen modellere geçilebilmesi için görsel ve yazılı basında yer
verilmelidir.
73
KAYNAKÇA
Arslan, E.I., Aslan, S. ve Topal, M. (2007). Biyokütlenin Enerjiye Dönüştürülmesi. Türkiye İklim
Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, 485-492, İstanbul.
Ay, C. ve Ecevit, Z. (2005). Çevre Bilinçli Tüketiciler. Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi. 10; 238-263.
Babuş, D. (2005). Küresel Isınma Sorununun Uluslararası Çevre Politikası İçerisindeİrdelenmesi Ve
Türkiye’nin Yeri. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim
Dalı . Yüksek Lisans Tezi. Adana.
Bayraktar, M., Özkan, Y. ve Purutcuoğlu, Y. (2003). Ailelerin Elektrikli Ev Araçlarının Enerji Tüketimi
İle İlgili Bilgi Düzeyleri. 22. Enerji Tasarrufu Haftası Etkinlikleri (23-24 Ocak 2003). Ankara
Üniversitesi Ev Ekonomisi Yüksekokulu Ev İdaresi ve Aile Ekonomisi Anabilim Dalı, Ankara.
Bozkurt,
A.U.
(2008).
Yenilenebilir
Enerji
Kaynaklarının
Enerji
Verimliliği
Açısından
Değerlendirilmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı
Üretim Yönetimi Ve Endüstri İşletmeciliği Programı. Yüksek Lisans Tezi. İzmir.
Çağlar, Ü., Mecik, O., Carkanat, S., Karataş, G. ve Onan, M.T. (2008). Küresel Isınmanın Ekonomik,
Politika
Ve
Sosyal
Etkileri
Eskişehir
Kent
Merkezinde
Bir
Araştırma.Web:
http://www.tcmb.gov.tr/yeni/iletisimgm/Osmangazi.pdf adresinden 10 Ekim 2009’da alınmıştır.
Çınar, İ. (2007). Küresel Isınma Bağlamında Kentleşmenin Yıllık Sıcaklıklar Üzerine Etkisinin Fethiye
Kentsel Yerleşimi Örneğinde Değerlendirilmesi. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri
Kitabı, 236-243, İstanbul .
Çınar, A.M., Kuyumcu, F.E. (2007). Elektrik Enerjisinin Üretimi ve Tüketiminin Küresel Isınmaya
Etkileri ve Alınması Gereken Önlemler. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, 296303, İstanbul.
Dedegil, Y. (2007). Dünya Isınıyor Mu? Buzullar Eriyor Mu? Denizler Yükseliyor Mu? Gerçekse
Neden ve Ne Kadar?. Emo Enerji Toplumsal Haber ve Araştırma Dergisi. 3:30-33.
74
Demirci, Aybala. (2001). Kadınların Evsel Katı Atıklar İle İlgili Bilgi Düzeyleri İle Uygulamalarının
Saptanması ve Bir Eğitim Modelinin Uygulanması. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı.
Ankara.
DPT (Devlet Planlama Teşkilatı). (2000). İklim Değişikliği Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Ankara.
Dunn, S., Falavin C., (2002). İklim Değişikliği Gündemini Ön Sıralarına Taşımak. Dünyanın Durumu
Raporu, TEMA Yayın No. 37. İstanbul.
Erdal,
A.
(2009).
Adım
Adım
http://www.emo.org.tr/ekler/a093d729036a5bd_ek.pdf
Enerji
adresinden
Tasarrufu.Web:
15
Ağustos
2009’da
alınmıştır.
Erdoğan, Z., Zeydan, Ö., Sert, H. (2007). İklim Değişikliği ve Sağlık Üzerine Etkileri. I.Türkiye İklim
Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, 244-251, İstanbul.
Erten, S. (2002). Kız ve Erkek Öğrencilerin Evde Enerji Tasarrufu Yapma Davranış Amaçlarının
Planlanmış Davranış Teorisi Yardımıyla Araştırılması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi. 22:67-73.
Erten, S. (2003). Enerji Tasarrufu Davranışında Ortaya Çıkabilecek Psikolojik ve Sosyolojik Engeller.
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü Yayını. 9:45-51.
Güler, Ç. ve Çobanoğlu, Z. (1994). Katı Atıklar. T.C. Sağlık Bakanlığı Çevre Sağlığı Temel Kaynak
Dizisi No:29. Aydoğdu Ofset. Ankara.
İnce,
D.,
Gündüz,
S.,
Helvacı
A.
ve
Gökçe,
www.eie.gov.tr/duyurular/EV/EV_etkinlik/2006.../DilekInce.doc
adresinden
B.(2006).
25
Ağustos
2009’da alınmıştır.
Kahraman, S., Yalçn, M., Özkan,E. (2008). Sınıf Öğretmenliği Öğrencilerinin Küresel Isınma
Konusundaki Farkındalıkları ve Bilgi Düzeyleri. Web: www.gefad.gazi.edu.tr/.../3/2008-3-249263-13%20Kahraman.pdf adresinden 10 Eylül 2009’da alınmıştır.
75
Kalınkara, V. ve Ersoy, A. F. ; (1999), "Farklı Sosyo - Ekonomik Statüdeki Ailelerin Elektrikli Ev
Araçlarında Enerji Tasarrufuna İlişkin Tutum ve Davranışlarının İncelenmesi", Ulusal Enerji
Verimliliği Kongresi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yayınları, Ankara.
Kavak, K. (2005).
Dünyada Ve Türkiye'de Enerji Verimliliği Ve Türk Sanayiinde
Enerji
Verimliliğinin İncelenmesi. Web: ekutup.dpt.gov.tr/uztez/kavak.htm adresinden 10 Ağustos
2009’da alınmıştır.
Kovancılar, B. (2001). Küresel Isınma Sorununun Çözümünde Karbon Vergisi Ve Etkinliği. Celal
Bayar İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim ve Ekonomi Dergisi.(8;2, 7-19). Manisa.
Narin,
M.
Ve
Akdemir,
S.
(2009).
Enerji
http://paribus.tr.googlepages.com/narin_akdemir.doc
Verimliliği
adresinden
ve
25
Türkiye.
Ağustos
Web:
2009’da
alınmıştır.
Onaygil, S. Erkin, E. Ve Güler, Ö. (2008, Ağustos 1). < Konut Aydınlatmasında Enerji Tasarruf
Potansiyelinin Bir Pilot Bölge Çalışması İle İncelenmesi>. www. (2008, Eylül 5).
Özgür, N. (2008)a. Enerjinin Verimli Kullanılması Elektrikli Ev Aletlerinde ve Aydınlatma
Cihazlarında Enerji Verimliliği. Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin
Korunması Genel Müdürlüğü Yayınları. Ankara.
Özgür,
N.
(2008)b.
Enerji
Verimliliği
ve
Suyun
Tasarruflu
Kullanılması.
Web:
https://www.sanayi.gov.tr/download/tuketici/enerji_verimliligi.zip?... adresinden 25 Ağustos
2009’da alınmıştır.
Öztop, H., Güven, S. (2006). Kadınların Enerji Tasarrufuna İlişkin Bilgileri. Aile ve Toplum Eğitim,
Kültür ve Araştırma Dergisi, (3;10),17-25. Ankara.
Samur, H. (2007). Küresel İklim Değişikliği: Fırsatlar ve Tehditler. I. Türkiye İklim Değişikliği
Kongresi Bildiri Kitabı 141- 148.
Sheikhkanloymilan, L. (2006). Evsel Kökenli Katı Atıkların İçinde Bulunan Yeniden Değerlendirilebilir
Maddelerin Geri Kazanımı Ve Ankara İli İçin Bir Değerlendirme. Gazi Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
76
Şahin, H. ve Erkal, S. (2008). Elektrikli Süpürge Satın Alırken Ve Kullanırken Dikkat Edilmesi
Gereken Hususlar. Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi. 22(70-75).
Şenel, H. Ve Güngör, B. (2008). Öğretmen Adaylarının “İklim Değişikliği ve Küresel Isınma”
Hakkındaki
Görüşleri.
Web:
http://cevre.club.fatih.edu.tr/webyeni/konfreweb/2008pdf/sayfa363.pdf
adresinden
7
Eylül
2008’de alınmıştır.
Şener, A. Ve Hazer, O. (2007). Değerlerin Kadınların Sürdürülebilir Tüketim Davranışı Üzerindeki
Etkilerine İlişkin Bir Araştırma. Web: http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/De.pdf adresinden 12
Kasım 2009’da alınmıştır.
Topal, O. Ve Umurkan, N.(2009). Enerji Verimliliği Yönünden İki Farklı Tüketim Biçiminin
Karşılaştırılması. Web: www.sektorelfuarcilik.com/uevf/sunumlar/ot04-01.doc adresinden 20
Mayıs 2009’da alınmıştır.
Türe,
E.
(2008,).
Küresel
Isınma
ve
http://www.atmosfer.itu.edu.tr/atmos2003/bildiriler/406.pdf
Temiz
adresinden
Enerjiler.
12
Mart
Web:
2008’e
alınmıştır.
Türkeş, M., Sümer, U. M. ve Çetiner, G. (2000). ‘Küresel İklim Değişikliği ve Olası Etkileri’, Çevre
Bakanlığı, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Seminer Notları, 7-24,
ÇKÖK Gn. Md., Ankara.
Türkeş, M. (2002). İklim Değişikliği Ve Sürdürülebilir Kalkınma Ulusal Değerlendirme Raporu.
Ankara.
Türkeş, M. (2007). Küresel İklim Değişikliği Nedir? Temel Kavramlar Nedenleri Gözlenen ve
Öngörülen Değişiklikler. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, 38-53, İstanbul.
TMMOB (Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği). (2007). Küresel Isınma, İklim Felaketleri,
Dünya ve Türkiye. Jeoloji Mühendisleri Odası Öğretici Üye Kurultayı Bildiriler Kitabı. 156163. Ankara.
77
TMMOB (Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği). (2008). Enerji Verimliliği ve Tasarrufu
Kılavuzu. www.mmo.org.tr/mmo/pdf/mmoenerjiverimbrosur.pdf. adresinden 3 Mart 2008’ de
alınmıştır.
Varınca, K.B., Gönüllü, M.T. (2008). Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımının Çevresel Olumlu
Etkileri. http://www.yildiz.edu.tr/~kvarinca/Dosyalar/Yayinlar/yayin006.pdf. adresinden 20
Mart 2008’de alınmıştır.
Yamanoğlu, G.Ç. (2006). Türkiye’de Küresel Isınmaya Yol Açan Sera Gazı Emisyonlarındaki Artış İle
Mücadelede İktisadi Araçların Rolü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal
Çevre Bilimleri Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
Yönten, A. (2007).
Küresel Isınmanın Azaltılması Politikaları Ve Stratejileri-Türkiye İçin Bir
Yaklaşım-. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim
Dalı. Yüksek Lisans Tezi. İzmir.
http://www.eregli.bel.tr adresinden 26 Aralık 2009’da alınmıştır.
Türkiye'nin
Enerji
Verimliliği
Bilinci
Kamuoyu
http://www.uevf.com.tr/uevf1/index.asp?sf=0&haberid=761
alınmıştır.
Araştırması
adresinden
(04.02.2009)
14.10.2009’da
78
EK-1. Anket Formu
Sayın Bay/ Bayan
Bu araştırma ile eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki
bilgileri ve aile yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesini saptamak, bireylerin
küresel ısınmaya karşı konut içinde alacakları enerji ve su tasarruf önlemleri ile ilgili
öneriler geliştirmek amacıyla yapılmaktadır. Sorulara verilen cevaplar araştırmanın
yararlılığı açısından büyük önem taşımaktadır. Elde edilen veriler sadece araştırma
amacıyla kullanılacaktır. Araştırmaya yapacağınız katkı ve yardımlarınızdan dolayı
şimdiden teşekkür ederim.
Mülvin ÖZTÜRK
Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Bölümü
Yüksek Lisans Öğrencisi
Anket No:……………..
I. KÜRESEL ISINMA VE KONUTTA ENERJİ TASARRUFU KONUSUNDAKİ BİLGİLER
Aşağıda küresel ısınma ve konutta enerji tasarrufu konusundaki bilgilerinizi belirlemek için “Doğru”,
“Yanlış” seçenekleri bulunmaktadır. Belirtilen görüşler için size uygun olan seçeneği X işareti koyarak
belirtiniz.
Doğru
Yanlış
1. İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda
sıcaklıkta artar.
2. Küresel ısınma canlıların ve çevrenin yok olma sürecidir.
3. Ormansızlaşma küresel ısınmayı hızlandırır.
4. Toplumlardaki tüketim eğiliminin artması küresel ısınmanın sürecini arttırır.
5.Hızlı nüfus artışı küresel ısınma sürecini hızlandırır.
6. Uzun süreli yağış azlığı nedeniyle, dünyanın birçok bölgesinde daha etkili kuraklık ve
çölleşme gibi doğal afetler yaşanır.
7. Konutta doğalgaz kullanmanın hava kirliliği sorununun çözümüne bir katkısı vardır.
8.Ozon tabakasındaki incelme tüm insanları tehdit etmektedir.
9. Hava, su ve toprak tükenmeyen kaynaklardır
10.Fosil (Kömür vb.) yakıtların yakılması küresel ısınmayı tetikler.
11.Konut aydınlatmada enerji tasarrufu sağlamak için az enerji tüketen lambalar tercih
edilir.
12. Floresan lambalar akkor lambalara göre daha fazla ışık verir.
13. Lambaların ve armatürlerin sık sık tozu alınarak daha iyi aydınlatma sağlanır.
14.Kısa bir süre için dahi olsa oda terk edildiğinde ışıklar söndürülür.
15. Açık renkli duvarlar, mobilyalar, perdeler ve halılar ışığı yansıtır ve odanın
aydınlatma ihtiyacını azaltır.
16. Daha verimli aydınlatma sağlamak için fazla ışığa ihtiyaç duyulan bölümlerde düşük
güçlü çok sayıda lamba yerine yüksek güçlü tek bir lamba kullanılır.
17. Doğalgaz veya tüplü gazlı sobalar yerine elektrik sobaları tercih edilir.
18. Hava girişlerini önlemek için pencere ve kapıların her yıl izolasyonu sağlanır.
19. Yerleri halı ile kaplamak zeminde ısı kaybını azaltır.
20. Kalın perdeler kullanılarak pencerelerden ısı kaybı azaltılır.
21. Perdeler radyatör önünü örtmeyecek şekilde kapatılır.
22. Konuttaki odaların hepsi aktivitelerin sürdürülebileceği en düşük sıcaklık düzeyinde
(18-20°C)de ısıtılır.
23. Konutta sadece kullanılan odalar yüksek derecede (22-25°C) ısıtılmaz.
24.Bacalar kış aylarına girmeden önce kontrol edilerek temizlenir.
25. Çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi tamamen dolmadan çalıştırılmaz.
26. Çamaşır makinesinde tavsiye edilenden fazla deterjan kullanılmaz.
27. Çamaşır makinesinde yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi
tüketimini arttırır.
28. Bulaşık makinesi kullanılırken mutlaka ön yıkama yapılmaz.
29. Buzdolabında mevsimlere göre ısı ayarı yapılır.
30. Derin dondurucular buzdolabından daha fazla enerji harcar.
31. Buzdolabının kapağının sık sık açılması enerji tüketimini etkiler.
32. Kapasitesi daha fazla olan buzdolapları(10kg) ile daha az olanların (5kg) enerji
tüketimi arasında fark vardır.
33. Buzdolabının kapasitesinden fazla doldurulması elektrik enerjisi tüketimini etkiler.
34. Elektrikli fırında ön ısıtma yapmak elektrik harcamalarını etkiler.
35. Isı yayan ve soğutucu özelliği olan araçlar birbirine yakın kullanılmaz.
36.Birden fazla elektrikli ev araçlarını bir arada kullanmak elektrik enerjisi tüketimini
arttırır.
II. KÜRESEL ISINMA, KONUTTA ENERJİ TASARRUFU VE ÇEVRE KORUMA İLE İLGİLİ
DAVRANIŞLAR
Aşağıda küresel ısınma, konutta enerji tasarrufu ve çevre koruma ile ilgili davranışlarınızın sıklığını
belirlemek için “Her zaman”, “Çoğunlukla”, “Ara sıra”, “Nadiren”, “Hiçbir zaman” seçenekleri
bulunmaktadır. Belirtilen görüşler için size uygun olan seçeneği X işareti koyarak belirtiniz.
Her
zaman
1. Etrafımdaki insanları küresel ısınmaya karşı alabilecekleri
önlemler konusunda uyarıyorum.
2. Ozon tabakasına zarar veren maddeleri(Deodorant vb.)
olabildiğince az kullanmaya çalışıyorum.
3. Suyu tasarruflu kullanıyorum.
4.Daha pahalı da olsa çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih
ediyorum.
5.Evsel atıkları(cam, metal, alüminyum, kâğıt, plastik vb.)ayrı
toplayıp dönüşüm kumbaralarına atıyorum.
6. Çok fazla ambalaj içeren ve geri dönüştürülmeyen
ambalajlarda satılan ürünleri almıyorum.
7. Çeşmede işim bittikten sonra hemen çeşmeyi kapatıyorum.
8. Kalorifer açık iken kapı ve pencereleri kapatıyorum.
9.Işığın, radyonun veya televizyonun gereksiz yere açık
bırakmıyorum.
10.Diş fırçalarken veya traş olurken musluğu kapatıyorum.
11. Sıcak su musluğu açıldığında suyun ısınmasını beklerken
akıtılan suyun ziyan olmaması için bir kaba doldurarak bu
suyu farklı yerlerde kullanıyorum.
12. Su depolayan sıcak su üreticileri (termosifon vb.) yerine
anlık su ısıtıcıları(kombi vb.) kullanıyorum.
13. Buzdolabına konan sıvı ve sulu yiyeceklerin üzerini
kapatıyorum.
14.Buzdolabının kapağının sık sık açmıyorum.
15. Buzdolabını kapasitesinden fazla doldurmuyorum.
16. Bulaşıkları makineye koymadan/ elde bulaşıkları
yıkamadan önce tabaklardaki yemek artıklarını sıyırarak
temizliyorum.
17.Fırında gerekli olmadıkça ön ısıtma yapmıyorum
18. Fırında yiyecek pişirirken fırının kapağını sık sık
açmıyorum.
19.Televizyon v.b. kumandalı elektrikli ev aletlerini kapatma
düğmesinden kapatıyorum.
20.A sınıfı elektrikli ev aleti satın alıyorum.
21.Buzdolabına ve dondurucuya sıcak bir yiyecek
koymuyorum.
22.Makinede çamaşır yıkarken yüksek sıcaklıkta yıkama
yerine ılık veya soğuk su ile yıkama yapıyorum.
23.Bulaşıkları elde değil makinede yıkıyorum.
24.Sebze ve meyveleri su dolu bir kapta bekletip yıkıyorum.
25.Muslukları ve sifonları daima bakımlı tutuyorum.
26.Klasik duş başlıkları yerine düşük akımlı aeratörlü duş
başlıklarını kullanıyorum
27.Buzluktaki yiyeceklerin ve diğer donmuş gıdaların buzunu
eritmek için su kullanmıyorum.
28.Kapı önü, balkon, merdivenler, teras gibi yerlerin
temizliğinde süpürge kullanırım veya kova ve sünger
kullanarak temizliyorum.
29.Bir ürün alırken atığının geri dönüşümlü olmasına dikkat
ediyorum.
Çoğunlukla
Ara
sıra
Nadiren
Hiçbir
zaman
III.
BİREYLER HAKKINDA GENEL BİLGİLER
1. Oturduğunuz Ev Tipi
( )1. Müstakil
( )2. Apartman Dairesi
2.
(
(
(
(
3.
Eviniz Bahçeli ise Bahçenizde Ne Tür Bitkiler Yetiştiriyorsunuz?
)1. Ağaç yetiştiriyorum.
)2. Çiçek yetiştiriyorum.
)3. Sebze yetiştiriyorum. (Nane, maydanoz v.b.)
)4. Hiç bitki yetiştirmiyorum.
Evde Isınma Durumları
1. Tüp gaz
2.Doğalgaz
3. Kömür
4. Odun
5. Elektrik
6. Fuel-Oil
1. Tüp gaz
Soba
( )
( )
( )
( )
( )
( )
( )
Merkezi Kalorifer
( )
( )
( )
( )
( )
( )
Evde Kullanılan Araçlar ve Kullanma Sıklıkları
Her zaman
Çoğunlukla
1. Buzdolabı
( )
( )
2. Çamaşır Makinesi
( )
( )
3. Fırın
( )
( )
4. Bulaşık Makinesi
( )
( )
Kat Kaloriferi
( )
( )
( )
( )
( )
( )
Klima
( )
( )
( )
( )
( )
( )
Ara sıra
( )
( )
( )
( )
Nadiren
( )
( )
( )
( )
4.
Hiçbir zaman
( )
( )
( )
( )
5. Pişirmede Kullanılan Yakıtlar
( )1.Doğalgaz
( )2. Tüp gaz
( )3. Odun
6.
Evinizin Kanalizasyon Durumu
1.
2.
3.
4.
Foseptik
Şehir Kanalizasyonu
Kanalizasyon Yok
Diğer( Açıklayınız)……………………………………………..
7.
Cinsiyetiniz
8.
Yaşınız…………………..
9.
Öğrenim durumunuz nedir?
( )1.Okur-yazar
( )2.İlkokul mezunu
( )3.Ortaokul mezunu
( )4.Lise mezunu
( )5. Yüksek Okul mezunu
( )6.Üniversite mezunu
( )1.Kadın
( )2.Erkek
10. Mesleğiniz nedir?.............................
11. Medeni durumunuz nedir?
( )1. Evli
( )2. Bekâr
( )3.Eşinden ayrılmış ya da eşi ölmüş
KATKILARINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜRLER…
Download