T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ EĞİTİM DÜZEYLERİ FARKLI BİREYLERİN KÜRESEL ISINMA KONUSUNDAKİ BİLGİLERİ VE AİLE YAŞAMINDAKİ UYGULAMALARI YÜKSEK LİSANS TEZİ HAZIRLAYAN Mülvin ÖZTÜRK ANKARA-2009 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ AİLE EKONOMİSİ VE BESLENME EĞİTİMİ EĞİTİM DÜZEYLERİ FARKLI BİREYLERİN KÜRESEL ISINMA KONUSUNDAKİ BİLGİLERİ VE AİLE YAŞAMINDAKİ UYGULAMALARI YÜKSEK LİSANS TEZİ HAZIRLAYAN Mülvin ÖZTÜRK DANIŞMAN YARD. DOÇ. DR. ŞADAN TOKYÜREK ANKARA-2009 JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAY SAYFASI Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne Mülvin ÖZTÜRK‘ün ”Eğitim Düzeyleri Farklı Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Bilgileri ve Aile Yaşamındaki Uygulamaları” başlıklı tezi 18.01.2010 tarihinde, jürimiz tarafından Aile Ekonomisi ve Beslenme Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir. Adı Soyadı İmza Üye (Tez Danışmanı): Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK ............................ Üye : Yard. Doç. Dr. Hüsne DEMİREL ............................. Üye : Yard. Doç. Dr. Gürcü KOÇ ERDAMAR ............................. ii ÖNSÖZ Dünya üzerinde son yıllarda etkileri hissedilmeye başlanan küresel ısınmanın başlıca nedeni olarak görülen enerji kullanımı, toplumların gelişmişlik seviyesini belirlemekte kullanılan en önemli göstergelerden biridir. Bununla birlikte, enerjinin yoğun ve verimsiz olarak kullanılması, çevre kirliliğinin önemli nedenlerinden olduğu için çevresel olumsuzlukların önüne geçilmesinin en basit yolu, öncelikle enerjinin tasarruflu biçimde tüketilmesidir. Enerji ihtiyacı ve kullanımı açısından üzerinde en fazla durulması gereken grup ailedir. Çünkü toplumda aileler diğer kaynaklardan olduğu gibi enerji kaynaklarının kullanımı ve tüketiminde de rol oynayan en önemli tüketici gruplarından biridir. Evde yürütülen faaliyetlerde, büyük ölçüde enerji tüketen araçlar kullanılmaktadır. Isınma, aydınlatma, temizlik, kişisel bakım, eğlence, dinlenme ve benzeri faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla aileler enerji kaynaklarını kullanmaktadır. Bu araştırma ile Konya ili Ereğli ilçesinde yaşayan eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgilerini ve aile yaşamındaki uygulamalarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmanın konusunun belirlenmesinde ve çalışmanın yaratılmasında sürekli yardım ve motive edici tavsiyelerde bulunan yolumu aydınlatan danışmanım Sayın Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK’e, lisans ve yüksek lisans eğitimim boyunca bize değerli görüşleri ile vizyon kazandıran değerli hocam Sayın Yard. Doç. Dr. Hüsne DEMİREL’ e, tüm okul yaşamım boyunca beni sürekli destekleyen ve dualarını esirgemeyen annem Gülsiye ÖZTÜRK, babam Müfit ÖZTÜRK, kardeşim Aylin ÖZTÜRK başta olmak üzere ailemdeki herkese ve çalışmalarım boyunca beni sürekli destekleyen nişanlım Hayri ERDOĞAN’a içtenlikle teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Mülvin ÖZTÜRK iii ÖZET EĞİTİM DÜZEYLERİ FARKLI BİREYLERİN KÜRESEL ISINMA KONUSUNDAKİ BİLGİLERİ VE AİLE YAŞAMINDAKİ UYGULAMALARI ÖZTÜRK, MÜLVİN Yüksek Lisans Tezi, Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK Ocak -2010 Bu araştırma, Konya ili Ereğli ilçesinde yaşayan eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgilerinin ve aile yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesini saptamak amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. Araştırma kapsamına alınan bireyler, araştırmacının görev yaptığı ilçe merkezinde görev yapan öğretmenler ve öğrenci velileri basit tesadüfî örneklem yoluyla seçilmiştir. Elde edilen verilerin sayı ve yüzde oranları tablolara yansıtılmıştır. Araştırmaya 125 üniversite öğrenim düzeyi ve 125 lise ve altı öğrenim düzeyine sahip olmak üzere toplam 250 birey katılmıştır. Verilerin toplanması amacıyla, bireylerin demografik bilgileri, küresel ısınma ve konutta enerji tasarrufu konusundaki bilgileri ve küresel ısınma, konutta enerji tasarrufu ve çevre koruma ile ilgili davranışlarının tespitine yönelik 76 sorudan oluşan anket formu kullanılmıştır. Değerlendirmeler sonucunda, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınma, ev araçları, ısınma, aydınlanmaya ilişkin bilgilerinin lise ve altı düzeyinde öğrenim gören bireylerden daha fazla olduğu saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınma, evsel atık, su tasarrufuna ilişkin davranışlarına lise ve altı düzeyinde öğrenim gören bireylerden daha fazla dikkat ettikleri, lise ve altı düzeyinde öğrenim gören bireylerin elektrik tasarrufuna ilişkin davranışlarının üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerden daha fazla dikkat ettikleri görülmüştür. iv Araştırmalardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda, bireylerin küresel ısınma, enerji tasarrufu, su tasarrufu, evsel atık, aydınlanma, ev araçları konusundaki bilgi ve uygulamalarının yükseltilmesine yönelik gerekli önlemlerin alınması önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Küresel ısınma, enerji tasarrufu, aile, eğitim düzeyi. v ABSTRACT THE KNOWLEDGE OF PEOPLE WHO HAVE DIFFERENT EDUCATIONAL LEVEL ABOUT GLOBAL WARMING AND ITS USAGE IN DAILY LIFE ÖZTÜRK, MÜLVİN Master Thesis, Department of Family Economics and Nutritional Education Thesis Advisor: Yard. Doç. Dr. Şadan TOKYÜREK January -2010 This research has been planned and done to show the knowledge of global warming of the people who live in Ereğli town of Konya and who have different educational level and to decide the applicaton in daily life. People who are subjects on this research are simply chosen from the teachers in the city center and parents of the students as a small group reflecting the whole. The number and the percent of the data are shown on the charts. Totally 250 people have attended the research.Out of them,125 people are university graduate and another 125 people are at the degree of high school, primary school, illiterate. With the aim of collecting the data, a questionary form consisting of 76 questions is used in terms of people’s demographic knowledge, knowledge over the global warming and saving energy at estate and global warming, saving energy and protecting the environment. After the research,it is seen that people who are at university degree have much more information about global warming ,house equipments,heating,lighting than the people at high school and primary school degree and illiterate.While people at university degree pay attention to global warming,housing waste,saving water much more than the others,people at high school degree and primary school and illiterate pay attention to saving energy more than the people at university degree. Considering on the results of the research, it is suggested that people should take precautions on improving the application and the knowledge of the global warming,saving energy and water,housing waste,lighting,house equipments. Key Words: Global warming, save energy, family, educational level vi İÇİNDEKİLER Sayfa JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAYI ...................................................................................... ii ÖNSÖZ ......................................................................................................................... iii ÖZET………….. .......................................................................................................... iv ABSTRACT……………. ............................................................................................ vi İÇİNDEKİLER SAYFASI ......................................................................................... vii TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................ xi BÖLÜM I GİRİŞ…………............................................................................................................ 1 1.1. Araştırmanın Problemi ..................................................................................... 2 1.2. Araştırmanın Amacı ......................................................................................... 2 1.3. Araştırmanın Önemi ......................................................................................... 3 1.4. Varsayımlar ...................................................................................................... 4 1.5. Sınırlılıklar ....................................................................................................... 4 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………………… 5 2.1. Küresel Isınma Nedir?................................................................................... 5 2.2. Küresel Isınmanın Tarihi ………………………………………………….. 6 2.3. Küresel Isınmanın Nedenleri………………………………………………. 8 vii 2.3.1. Güneş'teki Değişimler ……………………………………………... 8 2.3.2. Dünya'nın Yörüngesindeki Değişimler ……………………………. 8 2.3.3. Volkanik Patlamalar ……………………………………………….. 9 2.3.4. İnsan ve Endüstriden Kaynaklanan Nedenler …………………… 9 2.3.5. Sera Gazları ve Çeşitleri…………………………………………… 9 2.3.5.1. Metan(CH4)……………………………………………… 10 2.3.5.2.Karbondioksit(C02)………………………………………… 10 2.3.5.3. Diazot monoksit(N20)…………………………………….. 10 2.3.5.4. Kloroflorokarbonlar (CFC)………………………………… 11 2.4.Küresel Isınmanın Etkileri………………………………………………….. 11 2.5.Küresel Isınma ve Enerji……………………………………………………. 12 2.6. Yenilenebilir Enerji Kaynakları……………………………………………. 13 2.6.1. Hidrolik Enerji …………………………………………………… 13 2.6.2. Güneş Enerjisi……………………………………………………. 13 2.6.3. Deniz Kökenli Enerji……………………………………………... 14 2.6.4. Rüzgâr Enerjisi…………………………………………………… 14 2.6.5. Jeotermal Enerji…………………………………………………. 14 2.6.6. Hidrojen Enerjisi…………………………………………………... 15 2.7.7. Biyokütle………………………………………………………….. 15 2.7.Enerji Verimliliği………………………………………………………….. 15 2.8.Enerji Tasarrufu…………………………………………………………… 16 2.9.Küresel Isınmaya Karşı Konutlardaki Enerji Tasarrufu……………………….. 17 viii 2.9.1.Konutların Isıtılması………………………………………………... 19 2.9.2.Konutlarda Su Kullanımı …………………………………………... 21 2.9.3.Konutların Aydınlatılması………………………………………….. 22 2.9.4.Konutlardaki Evsel Atık ve Geri Dönüşümleri……………………... 22 2.9.5.Elektrikli Ev Aletlerinin Kullanımı………………………………… 24 2.9.5.1. Buzdolabı ve Derin Dondurucu…………………………… 24 2.9.5.2. Çamaşır Makinesi…………………………………………. 25 2.9.5.3. Bulaşık Makinesi…………………………………………... 26 2.9.5.4. Fırın……………………………………………………….. 26 2.9.5.5. Elektrik Süpürgesi…………………………………………. 27 2.9.5.6. Televizyon, Bilgisayar, Vcd/Dvd Gösterici ve Müzik Seti.. 27 2.9.5.7. Ütü………………………………………………………… 28 2.9.5.8. Elektrikli Isıtıcılar…………………………………………. 28 2.9.5.9. Klima………………………………………………………. 28 2.9.5.10. Su Isıtıcısı………………………………………………… 29 İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………………………………………………………. 30 BÖLÜM III YÖNTEM ..................................................................................................................... 33 3.1.Araştırmanın Modeli ......................................................................................... 33 3.2.Evren ve Örneklem............................................................................................ 33 3.3.Verilerin Toplanması......................................................................................... 34 3.4.Verilerin Analizi ................................................................................................ 35 ix BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUM………………………………………………………. 36 4.1. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Demografik Özelliklerinin Dağılımı…. 36 4.2. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma ve Ev Araçları Bilgilerine İlişkin Bulgular……..……………………………………… 4.3. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Evsel Atık, Su ve Elektrik Tasarrufu Davranışlarına İlişkin Bulgular…………………………………. 4.4. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evde Kullanılan Araçlar ve Kullanma Sıklıklarına İlişkin Bulgular………………………………………………………… 39 48 59 BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER………………..………………………………………… 61 5.1. Sonuç………………………………………………………………………. 61 5.2. Öneriler…………………………………………………………………….. 72 KAYNAKÇA ............................................................................................................... 73 EKLER Ek-1. Anket Formu .................................................................................................. x 78 TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Demografik Özelliklerinin Dağılımı…………………………………………………………………………………… Tablo 2. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Yaşadıkları 37 Konutların Özellikleri………………………………………………………………………………….. 38 Tablo 3. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Bilgileri………………………………………………………………………………........ Tablo 4. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Aydınlanma 39 Konusundaki Bilgileri……………………………………………………………………………………. 41 Tablo 5. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Isınma Konusundaki Bilgilerinin Dağılımı…………………………………………………………………………………… 43 Tablo 6. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Ev Araçları Konusundaki Bilgilerinin Dağılımı ………………………………………………………………………………… 45 Tablo 7. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma ve Ev Araçları Bilgilerinin Karşılaştırılması ………………………………………………… 48 Tablo 8. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Davranış Sıklıklarının Dağılımı…………………………………………………………………… 50 Tablo 9. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evsel Atık Konusundaki Davranış Sıklıklarının Dağılımı……………………………………………………………………. 51 Tablo 10. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Su Kullanımı Konusundaki Davranış Sıklıkları…………………………………………………………………………………… 52 Tablo 11. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Elektrik Tasarrufu Konusundaki Davranış Sıklıklarının Dağılımı…………………………………………………………… 55 Tablo 12. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Evsel Atık, Su ve Elektrik Tasarrufu Davranışlarının Karşılaştırılması...………………………...………….. 58 Tablo 13. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evde Kullanılan Araçlar ve Araçları Kullanma Sıklıkları……………………………………………..………………………… xi 59 BÖLÜM I GİRİŞ Yıllar boyunca, insan toplulukları yerel ekosistemleri değiştirmişler ve bölgesel iklimleri etkilemişlerdir. Günümüzde, insanın bu etkisi küresel bir düzeye ulaşmıştır. Bu durum; son zamanlardaki nüfus büyüklüğündeki hızlı artış ve enerji tüketimi, su kullanımı gibi diğer insan etkinliklerinin sonucudur. Dünya’nın iklim sistemi; yeryüzündeki yaşamı destekleyen karmaşık bir sürecin gerekli bir parçasıdır. Fakat iklim değişikliği insan yaşamı için giderek artan bir tehdit oluşturmaya başlamıştır. Hiç bitmeyecek sanılarak son derece müsrif kullanılan kaynaklar, artan nüfusla birlikte, ortaya geri dönüşü mümkün olmayan hasarlar yaratmaktadır. Küresel ısınma sonucu ortaya çıkahasarlardan; ozon tabakasındaki tahribat, kutuplarda buzların erimesi, su kaynaklarının kirlenmesi, hava kirliliği, gürültü, toprak kirliliği, canlı türlerinin yok olması, asit yağmurları en çok bilinenlerdir. Bütün bu hasarlar insan sağlığını tehdit etmekte birlikte hasarların çeşitlenmesine ve artmasına neden olmaktadır. Ülkemizde ve dünyanın gelişmekte olan ülkelerinde sanayileşme, kentleşme ve sosyal zenginleşmeye paralel olarak enerji talebi giderek artarken, insan hayatı için şart olan hizmetleri sağlayan enerji kaynakları ise sürdürülebilir olmayan tüketimden dolayı giderek azalmaktadır. Konutlar enerjinin yaygın olarak büyük miktarda tüketildiği alanlardan birisidir. Isınma, aydınlatma, temizlik, rekreasyon vb. faaliyetlerin yürütülmesinde aileler büyük ölçüde enerji tüketen araçlar kullanmaktadırlar. Ailelerin yaşam düzeylerinin devamına ve gelişimine katkısı olan evle ilgili faaliyetlerin istenen düzeyde gerçekleştirilmesi, enerji kaynaklarının rasyonel kullanımının öğrenilmesi ile mümkün olacaktır. Bu nedenle günümüzde artık, üretilen ya da satın alınan enerjinin etkin kullanımına ilişkin bilgi sahibi olma, üzerinde durulan en önemli konudur. Bir aracın enerji kullanımı, saatte harcadığı enerji miktarına ve kullanım süresine bağlı olmakla birlikte araçların enerji ihtiyaçları, bilinçsizce kullanımla da artar. Bu nedenle ailelerin araç kullanımında minimum tüketimde bulunmak için neler yapılabileceklerini bilmeleri, aracın üretici talimatlarına bağlı olarak kurulması, 2 çalıştırılması, bakımının yapılması gibi kullanımına ilişkin bilgileri edinmeleri enerji tasarrufuna yardım eder ve aracın ömrünü uzatır. Bireylerin enerji tasarrufu konusundaki bilgi yetersizliği ya da yanlış bilgi edinmeleri, enerji tüketimini azaltmak için etkili yöntemler geliştirmelerini engelleyebilir. Küresel iklim değişikliği sürecinin yavaşlatılmasına katkıda bulunmak için ailelerin ve bireylerin yaşadıkları konutlarda enerji ve su tasarrufu konusunda bilgili olmaları ve buna ilişkin uygulamaları yerine getirmeleri gereklidir. 1.1. Araştırmanın Problemi Eğitim Düzeyleri Farklı Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Bilgileri ve Aile Yaşamındaki Uygulamaları 1.2. Araştırmanın Amacı Bu araştırma ile eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgileri ve aile yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu genel amacı gerçekleştirmek için şu alt amaçlar planlanmıştır: 1. Bireylerin demografik bilgilerini saptamak. 2. Bireylerin küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgilerini saptamak ve karşılaştırmak. 3. Bireylerin küresel ısınma, evsel atık, su ve elektrik tasarrufu davranışlarını belirlemek ve karşılaştırmak. 4. Bireylerin evde kullanılan araçlar ve kullanma sıklıklarını saptamak. 3 1.3. Araştırmanın Önemi Uzun zamandır birçok bilim insanının, hükümetlerin, sivil toplum kuruluşlarının üzerinde tartıştığı küresel ısınma ve iklim değişimi, insan ve doğa yaşamını üzerinde en önemli tehdit olarak gözükmektedir. Bilim çevrelerinin ortaya koyduğu rakamlar ve olası felaket senaryoları dünyayı nasıl bir felaketin beklediğini açıkça ortaya koymaktadır. İlk başlarda sadece abartılı ve gerçek dışı bir senaryo olarak görülen küresel ısınma bugün neredeyse bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hükümetleri tarafından tartışılmakta, dünyadaki birçok iklim bilimcinin, ekolojistin ve mühendisin ortak çalışma konusunu oluşturmaktadır. Küresel ısınmanın sebep, sonuç ve çözümleri için dünya çapında hükümetler arası konferanslar düzenlenmektedir. Bununla beraber dünyamız zaten küresel iklim değişimlerinin olası sonuçlarını yaşamakta, çok büyük can ve mal kaybına neden olan sellerle, kasırgalarla, kuraklıklarla boğuşmakta, buzullar her geçen gün erimekte, canlıların yaşam alanları değişmekte, değişen iklim koşulları biyo çeşitliliği, tarımı ve insanların sosyal ekonomik hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Ülkemizde bireyler, enerjinin artan maliyet problemleriyle karşı karşıyadırlar. Evde enerji tasarrufu enerjinin akıllıca kullanılışı anlamına gelir ve gereksiz enerji tüketimini önlemekle yapılabilir. Enerji ihtiyacı ve kullanımı açısından üzerinde en fazla durulması gereken grup ailedir. Çünkü toplumda aileler, diğer kaynaklarda olduğu gibi enerji kaynaklarının kullanımı ve tüketiminde de rol oynayan en önemli tüketici gruplarından biridir. Sağlıklı, rahat, temiz ve etkin bir ev ortamının yaratılabilmesi için yürütülen ısınma, aydınlatma, temizlik, kişisel bakım gibi çeşitli faaliyetler için aileler enerji kaynaklarını kullanmaktadırlar. Evde enerjinin verimli kullanımına yönelik önemli ön koşullardan biri, elektrikli ev araçlarının enerji tüketimleridir. Evde toplam enerji kullanımının yaklaşık %40’ı sıcak su sağlama, yiyecek hazırlama ve pişirme, bulaşık yıkama, çamaşır yıkama, aydınlatma kişisel bakım, eğlenme, dinlenme ve iletişim gibi faaliyetler, %60’ı da konutun sahip olduğu özellikler ile ilişkilidir. Özellikle konutlarda tüketilen enerjinin toplam enerji tüketiminin yaklaşık 1/3’ü oranında olduğu dikkate alınırsa bu alanda 4 yapılacak tasarrufun hem aile açısından hem de çevre açısından önemi ortaya çıkmaktadır. Aileleri ve bireyleri; küresel ısınma, su tasarrufu ve enerji tasarrufu konularında bilinçlendirmek üzere hazırlanarak eğitim programlarının ihtiyaç tespiti aşamasında bu konularda yapılmış olan araştırmaların bulguları önemlidir. Bu konuda daha önce yapılmış bir araştırmanın olmaması bu araştırmanın önemini arttırmaktadır. 1.4. Varsayımlar • Günümüzde bireylerin küresel ısınma ile ilgili ön bilgileri, konutlarında enerji tasarrufu ile ilgili uygulamaları vardır. • Bireylerin eğitim düzeyleri arttıkça küresel ısınma konusundaki bilgi ve önlemleri artmaktadır. • Araştırma kapsamına alınan bilgiler ankete samimi ve doğru bir şekilde cevap vermişlerdir. 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları Bu araştırma; Konya ili Ereğli ilçesinde ikamet eden bireylerin küresel ısınmaya karşı sadece konut içinde alacakları enerji ve su tasarruf önlemlerinin incelenmesi ile sınırlıdır. Araştırma sonunda ede edilen bilgiler görüşme formu ile sınırlıdır. BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1. Küresel Isınma Nedir? İklim, uzun yıl ortalamalarıyla belirlenen bir olaydır. Uzun yıllar içerisinde ısıdaki değişiklikler bir bölgenin iklim durumunu belirler. Son yıllarda yapılan pek çok araştırma dünyada pek çok sebeple iklimin değiştiğini göstermektedir. Bilim adamları dünyanın ikliminin doğal nedenlerle değişeceği gibi günümüz antropojenik etkileri de buna büyük ölçüde katkıda bulunduğunu söylemektedirler. Yine yapılan pek çok araştırma insanoğlu iklim değişikliği sürecini hızlandıran bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. İnsan, bir yandan yaşam standardını yükseltmek için büyük emek harcarken, diğer yandan bazen farkında olmadan, bazen de sorumsuzca yaşadığı habitatı (çevreyi) tahrip etmektedir. İnsan bu bağlamda bir ikilem içindedir. İnsan yaşam standardını yükseltmek amacıyla bir yandan geliştirdiği teknoloji ve yöntemlerle ekosistemlere zarar verirken, öte yandan yaşam alanlarının insan için önemini kavradıkça korunması ve geliştirilmesi için büyük çabalar sarf etmektedir. Çok genel bir yaklaşımla; iklim değişikliği ise, “Nedeni ne olursa olsun iklim koşullarındaki büyük ölçekli (küresel) ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş gelişen değişiklikler” biçiminde tanımlanabilir. Buna paralel olarak da küresel ısınma, uzun yıllar ortalamalarına göre dünyamızın ısısının eskiye göre artması şeklinde açıklanmaktadır. Bu da yeryüzünde yağışların etkilenmesine, hava olaylarının bitki örtüsüne, deniz seviyesinin yükselmesine, yaban hayvanlarının ve insanların yaşamlarına ciddi etkisi olacağı anlamına gelmektedir. Bu konuda son yıllarda yapılan çalışmaların oldukça fazla olduğu görülmektedir. İklim değişikliği ve küresel ısınma günlük hayatımızda kullanmaya başladığımız kavramlar haline gelmiştir. Günümüzde küresel ısınma ve insanların doğal kaynakları daha yoğun olarak kullanmaları sonucunda çevre sorunları büyük ölçüde artmıştır. İnsan ile doğa arasındaki ilişkiler giderek bozulmaya başlamıştır (Şenel ve Güngör, 2008:2). İklim değişikliği Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde şöyle tanımlanmıştır: “ karşılaştırılabilir bir zaman periyodunda gözlenen doğal iklim değişikliğine 6 ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşan bir değişikliktir” ( Samur, 2008:141-148). Küresel ısınma, Sanayi devriminden beri, özellikle, fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, tarımsal etkinlikler ve sanayi süreçleri gibi çeşitli insan etkinlikleri ile atmosfere salınan sera gazlarının atmosferdeki birikimlerindeki hızlı artışa bağlı olarak, şehirleşmenin de etkisiyle doğal sera etkisinin kuvvetlenmesi sonucunda, yeryüzünde ve atmosferin alt katmanlarında (alt ve orta troposfer) saptanan sıcaklık artışıdır. Temel olarak, fosil yakıtların yakılması, sanayi süreçleri, arazi kullanımı değişiklikleri ve ormansızlaşma gibi çeşitli insan etkinlikleri sonucunda, önemli sera gazlarının atmosferdeki birikimleri sanayi devriminden beri hızla artmaktadır. Küresel ısınmadaki artışlara bağlı olarak, hidrolojik döngünün değişmesi, kara buzullarının ve deniz buzlarının erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, sıcak hava dalgalarının şiddet ve sıklığının artması, bazı bölgelerde ekstrem yüksek yağışların ve taşkınların, bazı bölgelerde ise kuraklıkların daha şiddetli ve sık oluşması gibi, sosyoekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğrudan etkileyecek önemli değişikliklerin oluşması beklenmektedir ( Türkeş, 2007:38-53 ). 2.2. Küresel Isınmanın Tarihi 4.5 milyar yıllık jeolojik tarih boyunca güneş, atmosfer ve yerkürenin etkileşim mekanizmalarının değişmesi sonucu yerkürenin ikliminde de değişimler gözlenmiştir. Ancak sıcaklık kayıtlarının tutulmaya başlandığı 1860’dan günümüze kadar olan sıcaklık değişiminin insan kaynaklı sera gazlarının etkisiyle olmuştur ( Erdoğan ve ark., 2007:244-251 ). Toplumun ilgisini son 20 yıl içinde çekmeye başlayan artan küresel ısınma, yaklaşık 100 yıldır bilinmekte ve incelenmektedir. Atmosferdeki CO2 birikiminin değişmesine bağlı olarak, iklimin değişebilirliği ilk kez 1896 yılında Nobel ödülü sahibi İsveçli S. Arrhenius tarafından öngörülmüştür. Ancak, ilk kez 1979 yılında Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) öncülüğünde "Birinci Dünya İklim Konferansı" düzenlenmiş; fosil yakıtlardan ve CO2 birikiminden kaynaklanan küresel iklim değişikliği vurgulanmıştır (Kovancılar, 2001:7-19 ). Küresel iklim sistemi, belki de Yerküre atmosferinin oluşumundan beri, tüm zaman ve alan ölçeklerinde değişme eğilimi içinde olmuştur. Bu, iklimin kendi doğal değişkenliğidir ve 7 doğrudan Güneş’teki, atmosferdeki ya da Yerküre/atmosfer birleşik sisteminin öteki bileşenlerindeki doğal değişikliklerle ilişkilidir. Ancak, 19. yüzyılın ortalarından beri, iç ve dış etmenlerle ilişkili doğal değişebilirliğe ek olarak, ilk kez insan etkinliklerinin de küresel iklimi etkilediği yeni bir döneme girilmiştir (DPT, 2000:1 ). 1980’li yıllarda başlayan ardışık sıcak yıllar ve son yıllardaki rekor yüksek sıcaklıklar, küresel ısınmanın beklendiği ve öngörüldüğü biçimde sürdüğünü; küresel ısınmayı önlemek için alınması gereken ulusal, bölgesel ve küresel önlemlerin ve politikaların hiç gecikmeksizin uygulanması gerektiğini göstermiştir. Bu çerçevede, hükümetler ve karar organları, insan etkinliklerinden kaynaklanan sera gazı salınımlarının oluşturduğu tehlikeler için ivedi ve köklü önlemler almak gibi önemli bir görevle karşı karşıyadır. Bu önlemlerin başında, çeşitli insan etkinlikleri sonucu atmosfere salınan sera gazı salınımlarının kontrol edilmesi ve fazla zaman yitirmeksizin belirli bir düzeyin altında tutulması gelmektedir. 1988’de Dünya Meteoroloji Örgütü ve B.M. Çevre Programı (UNEP) tarafından kuruluşundan bu yana Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bu konuda en yetkili bilgi kaynağı olarak kabul edilmektedir. Dünyada yüzlerce uzmandan oluşan örgütü sayesinde panel, iklim değişikliği ile ilgili düzinelerce alana yayılmış dev bir literatürü son derece titiz bir şekilde bir araya getirmiş, bunların bir sentezini oluşturarak bu literatürü değerlendirmiştir. IPCC’nin 1990, 1995 ve 2000 yıllarında yayınlanan üç değerlendirme raporunun kapsamında iklim değişikliği ile ilgili bilgisel bilgilerin değerlendirilmesi, iklim değişikliğinin potansiyel etkilerinin ve olası çözüm stratejilerinin ele alınması konuları yer almıştır. İlk iki değerlendirme raporu 1992 Rio anlaşması ve 1997 Kyoto Protokolü’nün hazırlanmasında bir temel oluşturmuştur. Üçüncü değerlendirme raporunun bulguları devam etmekte olan iklim müzakereleri turunun ana hatlarını belirlemektedir (Dunn ve Flavin, 2002:3 ). 2001 yılından 2 Şubat 2007 tarihinde Paris’te yapılan toplantıya göre küresel ısınma ve buna bağlı olarak iklim değişikliğine ilişkin değerlendirilmelerin yapılması amacıyla 4 grup oluşturulmuş ve bir öncekine göre daha hassas verilere dayanılarak değerlendirmeler yapılmıştır (Çınar, 2007:236-303 ). 8 2.3. Küresel Isınmanın Nedenleri Dünyadaki ortalama sıcaklıklarını arttıran ve iklimi değiştiren nedenlerinin ne olduğu konusunda uzun zamandır çalışılmaktadır. Bu çalışmalar ulaştıkları sonuçlar bakımından, ısınmaya doğa olaylarının sebep olduğu sonucuna varanlar ve ısınmanın insan eliyle yapıldığı sonucuna varanlar olarak ikiye ayrılabilir (TMMOB, 2007:156-163). 2.3.1. Güneş'teki Değişimler Güneşten Dünyamıza gelen ışın yoğunluğu ortalama 22 senelik bir periyot göstermektedir. Ortalama 11 sene süreyle ışın yoğunluğu artmakta ve yine 11 sene içinde azalmaktadır ve bu değişim dünya iklimi üzerinde önemli etkiler yapmaktadır. Ölçümlerin gösterdiğine göre bu yarı periyot bir ortalama değerdir. 11 sayısının katları 22, 44, 88 ve 190(196) senelik periyotlar da inceleme konusudur. Güneş sistemimizdeki farklı kitleler- deki gezegenler, güneş etrafında farklı uzaklıklarda ve farklı hızlarla dönmekte, gerek güneş ve gerekse dünya üzerinde sürekli değişen bir çekime sebep olmaktadırlar. Astrofizik verile- ri ile bu değişmeler hesaplandığında, gezegenlerin güneş üzerindeki etkisi ortalama 11 senelik, Dünya üzerindeki etkileri de ortalama 22 senelik bir periyot göstermektedir (Dedegil, 2007:30-33). 2.3.2. Dünya'nın Yörüngesindeki Değişimler 1920'lerde Sırp meteoroloji uzmanı Milutin Milankovich tarafından ileri sürülen bir başka teoriye göre Dünya'nın yörüngesinde ve eğiminde, oluşumu binlerce yıla yayılan değişimler de iklim sapmalarına neden olabilir, çünkü bu tür değişimler güneş enerjisinin gezegenin farklı yerlerine dağılma biçimini etkiler. 2.3.3. Volkanik Patlamalar Volkanik patlamaların da sistemi sarsma kapasiteleri vardır. Bu tür patlamalar dünyayı ısıtmaktan çok soğutur. Atmosferin alt tabakalarında büyük toz ve sülfür dioksit bulutları gönderirler. Toz eninde sonunda ya çöker ya da yağmurlarla beraber yeryüzüne iner, ama S02 Dünya'ya ulaşan güneş enerjisini azaltan bir kirlilik perdesi şeklinde yayılır. 9 Volkanik patlamalar Dünya'nın sıcaklığını 0.2 ila 0.3 derece arasında azaltabilir. Fakat 20. yüzyılda bu tür patlamaların etkisi birkaç yıldan fazla sürmemiştir, dolayısıyla bunlar uzun vadeli değişimlerin sorumlusu olarak gösterilemez (TMMOB, 2007:156-163). 2.3.4. İnsan ve Endüstriden Kaynaklanan Nedenler Son yıllarda bilim çevrelerinin artık hemen hepsinin hemfikir olduğu nokta ise ısınmada sera gazlarının etkisidir. Petrol, doğal-gaz, kömür, bitki ve hayvan artıkları gibi fosil yakıtların yanması, ormanların yok edilmesi ve endüstriyel etkinlikler gibi insan aktiviteleri beraberinde sera gazları denilen karbondioksit, metan, ozon ve diazot monoksit vb. gazların atmosferde artmasına neden olmaktadır. Hükümetler arası iklim Değişikliği Paneli (IPCC) bünyesinde yürütülen çalışmalar sonucunda, küresel ortalama yüzey sıcaklığının, 19. yüzyılın sonundan 1995 yılına kadar yaklaşık 0.3-0.6°C arasında bir artış gösterdiği hesaplanmıştır. IPCC tarafından 2001 yılında yayınlanan 3. Değerlendirme Raporu'nda, "son 50 yıl içinde gözlenen ısınmanın, büyük ölçüde insan etkinliklerine bağlanabileceğini gösteren yeni ve daha güçlü kanıtlar elde edildiği" kesin bir ifadeyle belirtilmiştir. Bu gazlardan en önemlisi olan C02 Hükümetler arası iklim Paneli'ne (IPCC) göre 2080 yılında sanayi öncesi dönemin iki katına çıkabilir. Petrol ve kömür endüstrisinin sanayi devriminden sonra hızla büyümesi birçok sorunu da beraberinde getirmiştir (TMMOB, 2007:156-163). 2.3.5. Sera Gazları ve Çeşitleri Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde (BMİDÇS) sera gazlarının tanımı ise şu şekildedir: “Sera gazları, hem doğal, hem de insan kaynaklı olup atmosferdeki kızıl ötesi radyasyonu emen ve tekrar yayan gaz oluşumlarıdır (Yamanoğlu, 2006:4). Fosil yakıt kullanımına dayalı sanayileşme 1800’lü yıllarda başlamış, özellikle 20. yüzyılda önemli oranda artış göstermiştir. Bu artışa ek olarak ormansızlaşma, arazi kullanımındaki değişiklikler gibi insan etkinlikleri ile ekonomik ve demografik büyüme, 10 atmosferde bulunan basta CO2 (Karbon dioksit) olmak üzere, N2O (Diazot monoksit), CH4 (Metan) gibi sera etkisine neden olan gazların konsantrasyonlarının artmasına neden olmuştur. Artan sera gazı konsantrasyonları, Dünya’dan uzaklaşması gereken Güneş ısınlarının bir kısmının Dünya’da kalmasına neden olarak, çok duyarlı olan iklim sisteminin dengesini bozmuştur ( Babuş, 2005:1). 2.3.5.1. Metan (CH4) C02'den 20 katı daha etkili olan metan gazı miktarı doğal seviyesinin tam % 145 üzerine çıkmıştır. Metanın atmosfere bırakılmasına neden olan kaynaklara bir kaç örnek; ormanların yok edilmesi, çürüme, kömür madenciliği, bitki yanması, çiftlik hayvanlarıdır. Eğer Kuzey Kutbu bölgesindeki tüm buzullar erirse büyük miktarda metan gazı açığa çıkacaktır. Tahminler atmosfere bırakılan metanın %40-70'inin insan kaynaklı olduğunu göstermektedir. Atmosferdeki metan konsantrasyonu karbon dioksit konsantrasyonundan az olmasına rağmen metanın infra red radyasyonu tutma kapasitesi daha fazladır (TMMOB, 2007:156-163). 2.3.5.2. Karbondioksit (C02) Karbon dioksit atmosferin yapısında doğal olarak bulunan bir bileşen olmasına rağmen insan aktiviteleri sera gazı etkisini arttırıcı yönde karbon dioksit miktarında artışa neden olmaktadır. Jeolojik kayıtlara göre şu anki seviye son 200 000 yılın en yüksek seviyesidir. Günümüzde atmosferdeki karbon dioksit seviyesinin uzun yıllar boyunca olan değişimi buz tabakalarının analizi yapılarak çıkartılmıştır. İnsanoğlu fosil yakıt kullanımı ile her sene fazladan 20 milyar ton C02 açığa çıkarıyor ve dünyanın 200 yıl daha ısınmasına yetecek kadar atmosferde birikmiş durumdalar (TMMOB, 2007:156-163). 2.3.5.3. Diazot monoksit (N20) Azot oksit, topraktan tarımsal işlemler ile, okyanuslardan ve bitkiler ve fosil yakıtların yanması ile ortaya çıkar. C02'den 200 kat daha etkilidir ve atmosferdeki ömrü 120 yıldır (TMMOB, 2007:156-163). 11 2.3.5.4. Kloroflorokarbonlar (CFC) Bu gazlar ilk defa 1930'larda soğutucu ve havalandırma cihazlarında kullanılmaya başlandı ve bugün de aerosol spreylerde kullanılıyor. Bugün atmosferde büyük oranlarda bulunmayan kloroflorokarbonların ısı tutma kapasiteleri karbondioksitten 15.000 kez daha büyüktür (TMMOB, 2007:156-163). 2.4. Küresel Isınmanın Etkileri Sıcak ve kurak devrenin uzunluğundaki ve şiddetindeki artışa bağlı olarak, orman yangınlarının frekansı, etki alanı ve süresi artabilir; Tarımsal üretim potansiyeli değişebilir (bu değişiklik bölgesel ve mevsimsel farklılıklarla birlikte, türlere göre bir artış ya da azalış biçiminde olabilir); İklim kuşakları, Yerküre’nin jeolojik geçmişinde olduğu gibi, ekvatordan kutuplara doğru yüzlerce kilometre kayabilecek ve bunun sonucunda da Türkiye, bugün Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’da egemen olan daha sıcak ve kurak bir iklim kuşağının etkisinde kalabilecektir. İklim kuşaklarındaki bu kaymaya uyum gösteremeyen fauna ve flora yok olabilir; Doğal karasal ekosistemler ve tarımsal üretim sistemleri, zararlılardaki ve hastalıklardaki artışlardan zarar görebilir; hassas dağ ve vadi-kanyon ekosistemleri üzerindeki insan baskısı artabilir; Türkiye’nin kurak ve yarı kurak alanlarındaki, özellikle kentlerdeki su kaynakları sorunlarına yenileri eklenebilir; tarımsal ve içme amaçlı su gereksinimi daha da artabilir; İklimin kendi doğal değişkenliği açısından, Türkiye’de su kaynakları üzerindeki en büyük baskıyı, Akdeniz ikliminin olağan bir özelliği olan yaz kuraklığı ile öteki mevsimlerde hava anomalilerinin yağışlarda neden olduğu yüksek rastgele değişkenlik ve kurak devreler oluşabilmektedir. Bu yüzden, kuraklık riskindeki bir olumsuz değişiklik, iklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkisini şiddetlendirebilir; Kurak ve yarı kurak alanların genişlemesine ek olarak, yaz kuraklığının süresinde ve şiddetindeki artışlar, çölleşme süreçlerini, tuzlanma ve erozyonu destekleyebilir; İstatistik dağılımın yüksek değerler yönündeki ve özellikle sayılı sıcak günlerin (örneğin tropikal günlerin) frekansındaki artışlar, insan sağlığını ve biyolojik üretkenliği etkileyebilir; Kentsel ısı adası etkisinin de katkısıyla, özellikle büyük kentlerde, sıcak devredeki gece sıcaklıkları belirgin bir biçimde artarsa; bu da, havalandırma ve soğutma amaçlı enerji tüketiminin artmasına neden olabilecektir; Su varlığındaki değişiklikten ve ısı 12 stresinden kaynaklanan enfeksiyonlar, özellikle büyük kentlerdeki sağlık sorunlarını artırabilir; Rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları üzerindeki etkiler bölgelere göre farklılık gösterir ve rüzgâr esme sayısı ve kuvveti ile güneşlenme süresi ve şiddeti değişebilir; Deniz akıntılarında, denizel ekosistemlerde ve balıkçılık alanlarında, sonuçları açısından aynı zamanda önemli sosyoekonomik sorunlar doğurabilecek bazı değişiklikler olabilir; Ormanların ve denizlerin CO2 tutma ve salma kapasitelerindeki değişiklikler, doğal hazne ve sink’lerin (yutakların) zayıflamasına neden olabilir; Mevsimlik kar ve kalıcı kar-buz örtüsünün kapladığı alan ve karla örtülü devrenin uzunluğu azalabilir; ani kar erimeleri ve kar çığları artabilir; Kar erimesinden kaynaklanan akışın zamanlamasında ve hacmindeki değişiklik, su kaynaklarını, tarım, ulaştırma ve rekreasyon sektörlerini etkileyebilir( DPT, 2000:8-9). 2.5. Küresel Isınma ve Enerji Enerji, insanoğlunun temel gereksinimlerinin karşılanmasında ve ülkelerin sosyal ve ekonomik olarak gelişmesinde en önemli unsurlardan biridir. Dünya nüfusuna, ülkelerin endüstriyel gelişimine ve insanoğlunun gün geçtikçe artan yaşam standartlarına bağlı olarak enerji talebi her geçen gün artmaktadır. Bu durum günümüzde etkileri yoğun biçimde hissedilmeye başlanan küresel iklim değişikliklerinin en büyük nedeni olmaktadır (Çınar ve Kuyumcu, 2007:296-303). Şu an dünyamızda enerji kaynağı olarak kullanılmakta olan kömür, doğal gaz ve petrolün tükenebilir enerji kaynakları olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Fakat buna rağmen enerji kaynaklarının kullanımında daha tutumlu davranışlar gösterme yerine günden güne enerji kullanımı daha da artmış ve artmaktadır. Buna bağlı olarak da fosil enerji kaynaklarının artıkları olan gazların yaşadığımız çevreye olan zararlı etkileri sürekli artmakta ve yerkürede yaşayan insanlar ve diğer canlıların varlığını tehdit etmektedir (Erten, 2002:6773). Enerji kullanımı, toplumların gelişmişlik seviyesini belirlemekte kullanılan en önemli göstergelerden biridir. Bununla birlikte, enerjinin yoğun ve verimsiz olarak kullanılması, Dünya üzerinde son yıllarda etkileri hissedilmeye başlanan küresel iklim değişikliklerinin başlıca nedeni olarak görülmektedir (Çınar ve Kuyumcu, 2007:296-303). 13 Enerji, üretiminden tüketimine kadar olan süreç içerisinde, kaynağı ne olursa olsun çevreye zarar vermektedir. Enerji üretiminin neden olduğu bazı çevresel etkiler arasında asit yağmurları, sera etkisi ve küresel ısınma, insan sağlığının bozulması, tehlike afet olasılığı, atık sorunu, gürültü, ışık kirliliği, radyasyon kirliliği sayılabilir. Bazı kirleticilerin etkisi örneğin kükürt dioksit gazının neden olduğu asit yağmurları, sadece yerel karakterli olarak kendini gösterirken, özellikle yenilenemeyen kaynaklar arasında yer alan, kömür, petrol doğalgaz gibi fosil yakıtların atmosfere yaydıkları ve sera etkisinin kuvvetlenmesinde önemli rol oynayan gazların etkileri ise kendini küresel düzeyde göstermektedir ve bu gazlar dünya ortalama yüzey sıcaklığını artırarak küresel ısınmaya neden olmaktadırlar ( Yönten, 2007:30). 2.6. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yenilenebilir kaynaklar olarak adlandırılan rüzgâr, güneş, su ve jeotermal enerji kaynaklarından faydalanılarak, elektrik enerji üretimi ise küresel iklim değişikliklerine karşı en etkili çözümdür (Çınar ve Kuyumcu, 2007:296-303). 2.6.1. Hidrolik Enerji Suyun yerçekimine bağlı potansiyel enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürüldüğü elektrik santraline, hidroelektrik santrali adı verilir. Daha açık bir ifade ile, suyun akış gücünden faydalanmak suretiyle generatöre hareket kazandırmak esasına dayanarak elektrik üretme işlemine hidrolik enerjiden faydalanarak enerji üretimi denilmektedir (Bozkurt, 2008:63). 2.6.2.Güneş Enerjisi Güneş enerjisi hem bol ve bedava hem de sürekli ve yenilenebilir bir enerji kaynağı oluşunun yanında insanlık için önemli bir sorun olan çevreyi kirletici atıkların bulunmayışı, yerel olarak uygulanabilmesi, işletme kolaylığı, dışa bağımlı olmaması, karmaşık bir teknoloji gerektirmemesi ve işletme masraflarının az olması gibi üstünlükleri sebebiyle son yıllarda 14 fosil yakıtlardan meydana gelen çevresel etiklerin azaltılması için kullanılan yaygın yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir (Varınca ve Gönüllü, 2008:4). 2.6.3. Deniz Kökenli Enerji Deniz kökenli yenilenebilir enerjiler; deniz dalga enerjisi, deniz sıcaklık gradyent enerjisi, deniz akıntıları enerjisi (boğazlarda) ve gel-git (med-cezir) enerjisidir. Deniz kökenli yenilenebilir enerji kaynaklarından uygun bir şekilde faydalanılırsa dünya enerji ihtiyacının %10’unu karşılayacak bir enerji kapasitesi bulunmakla birlikte, bu konu dünya genelinde ertelenmiş gözükmektedir (Bozkurt, 2008:74). 2.6.4. Rüzgâr Enerjisi Rüzgâr, güneş enerjisinin Dünyanın oldukça değişken olan yüzeyini eşit ısıtılmamasından kaynaklanan sıcaklık, yoğunluk ve basınç farklarından dolayı oluşan yatay hava hareketidir. Rüzgâr enerjisi, hava kitlesinin sahip olduğu kinetik enerjinin mekanik enerjiye dönüştürülmesi ile oluşur. Rüzgâr enerjisi, dönüşüme uğramış güneş enerjisidir. Rüzgâr enerjisinin hammaddesi tamamen atmosferdeki hava hareketleri olduğundan hava ve çevre kirlenmesi etkisi yoktur (Varınca ve Gönüllü, 2008:6). 2.6.5. Jeotermal Enerji Jeotermal kaynakların araştırılması ve kullanılması, 1960’lardan bu yana Türkiye’nin gündemdedir. 1980’lerin başından beri elektrik üretiminde kullanılmakta olan jeotermal enerjinin, son yıllarda konut ısınması amacıyla kullanımı giderek artmıştır. Sanayiye göre, jeotermal kaynakların bulunduğu yerlerdeki bölgesel ısıtma sistemleri, öteki alternatif enerji kaynaklarına göre daha ucuzdur. Ayrıca, geleneksel yakıtlara göre, düşük geri ödeme, düşük kurma ve işletim maliyetleri ve daha düşük satış fiyatları gibi olanakları mevcuttur (Türkeş, 2002:40). 15 2.6.6. Hidrojen Enerjisi Hidrojen 1500'lü yıllarda keşfedilmiş, 1700'lü yıllarda yanabilme özelliğinin farkına varılmış, evrenin en basit ve en çok bulunan elementi olup, renksiz, kokusuz, havadan 14.4 kez daha hafif ve tamamen zehirsiz bir gazdır. Güneş ve diğer yıldızların termonükleer tepkimeye vermiş olduğu ısının yakıtı hidrojen olup, evrenin temel enerji kaynağıdır. Geleceğin yakıtı gözüyle bakılan bu enerji kaynağı büyük ölçekte petrol rafinerisi yoluyla elde edilmekle birlikte hidroliz yöntemleri konusunda büyük aşamalar kaydedilmektedir. Güneş enerjisi gibi alternatif sistemlerle birleştirilerek oluşturulan hidroliz sistemleri büyük gelecek vaat etmektedir (Bozkurt, 2008:78). 2.6.7. Biyokütle Biyokütle, geleceğin yakıt alternatiflerinden biri olup sürdürülebilir enerji kaynağıdır. Düşük maliyeti, yerel olarak bulunabilirliği, kullanıma hazır olması gibi avantajları vardır. Fosil yakıtlarının rezervlerinin azalması ve sera gazlarının neden olduğu küresel ısınma sebebiyle, yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan biyokütle enerjisi giderek daha önemli hale gelmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları içinde en büyük teknik potansiyele “biyokütle” sahiptir. Tüm yenilenebilir enerji kaynakları arasında biyokütle, güneş enerjisini depoladığı için benzersizdir (Arslan ve ark. 2007:485-492). 2.7. Enerji Verimliliği Enerji sorunlarının giderek artığı, ancak kaynakların azaldığı bir dünyada enerjinin verimli kullanımı önem kazanmıştır (Narin ve Akdemir, 2009:2). “Bugün, hem sürdürülebilir kalkınmanın gereklerini yerine getiren, hem de çevresel tehlikelerle enerji üretim ve tüketiminden kaynaklanan ekonomik ve sosyal maliyetleri en aza indirgeyen bir strateji oluşturmak için, çevresel kısıtlar, ekonomik ve siyasi kısıtlarla birlikte düşünülmektedir. 16 Burada bahsedilen strateji de enerji verimliliği stratejisidir. Aynı hizmet bugünkünden daha az enerji kullanarak ve toplamda bugünkünden daha az bir maliyetle yerine getirilebilir. Bu durum, en ileri teknolojileri kullanan ve belirgin biçimde etkin ekonomilere sahip olan ülkeler için de geçerlidir ( Bozkurt, 2008:16). Enerji verimliliği; enerji girdisinin üretim içindeki payının azaltılması, aynı üretimin daha az enerji tüketerek gerçekleştirilmesidir. Bir başka tanımda ise enerji verimliliği; binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesinin, endüstriyel işlemlerde ise üretim kalitesi ve miktarının düşüşüne yol açmadan enerji tüketiminin azaltılmasıdır. Enerji verimliliği konusunda; binaların yalıtılması, enerji verim sınıfı yüksek elektrikli ev aletlerinin kullanılması, sanayide aynı enerji ile daha fazla üretim sağlayabilecek tadilat ve yenileme projelerinin uygulanması, gereksiz aydınlatmaların önlenmesi ile verimliliği yüksek uzun ömürlü lambaların kullanılması, ulaşımda, taşıt araçlarında ve ısınmada enerjinin verimli kullanılması gerekmektedir ( Özgür, 2008a:2). Enerji verimliliğiyle ilgili stratejinin en önemli basamaklarından birisi hiç şüphesiz enerji tasarrufudur. Her ne kadar enerji tasarrufu, genelde basit kısıntı tedbirleri uygulamak olarak algılanıyor ise de, aslında çok daha geniş bir tedbirler dizisini içermektedir ( Kavak, 2005:8). 2.8. Enerji Tasarrufu Enerji konusu, günümüzün en önemli ve hassas konularından biridir. Hızla artan nüfus ile enerjiye olan talebin sürekli yükselişi, kısıtlı enerji kaynaklarının verimli kullanılmasını gerektirmektedir. Bu noktada verimli üretimin yanı sıra tüketimde sağlanabilecek enerji tasarrufunun da önemi büyüktür. Özellikle son kullanıcı noktalarında, bilinçli uygulamalar ve düşük yatırımlarla büyük enerji tasarrufları sağlanabilmektedir ( Onaygil ve ark. 2008:1). Enerji Tasarrufu, belli davranışları yerleştirerek, iyileştirme yöntemlerini uygulayarak veya yeni teknolojiler kullanarak, üretimi ve kaliteyi düşürmeden, sosyal yaşamın standardını korumak suretiyle, enerjiyi daha etkin kullanmak demektir. 17 Enerji tasarrufu, enerjinin üretimi, taşınması, dönüştürülmesi ve kullanılması safhalarında verimliliğin arttırılması ve kayıpların azaltılması ile sağlanır. Günümüzde enerji tasarrufu maalesef tam anlamıyla anlaşılmamış olup, bu yüzden konut sektöründe büyük enerji kayıpları olmaktadır (Türe, 2008: 411). Enerji tasarrufunda amaç, ekonomik ve sosyal gelişmeye zarar vermeden zıt olan enerji kaynaklarını daha rasyonel şekilde kullanmak olmalıdır. Enerji tasarrufunun benimsenmesi bireylerin enerji konusunda bilinçlenmesiyle mümkündür. Bu durum ise bireylerin enerji kaynakları arzının sınırlı olduğunu anlaması, boşa harcama ve fazla tüketiminin mevcut enerji arzını azalttığının farkında olması ile açıklanabilir. 2.9. Küresel Isınmaya Karşı Konutlardaki Enerji Tasarrufu Evde enerji tasarrufu enerjinin akıllıca kullanılışı anlamına gelir ve gereksiz enerji tüketimini önlemekle yapılır. Enerji ihtiyacı ve kullanımı açısından üzerinde en fazla durulması gereken grup ailedir. Çünkü toplumda aileler, diğer kaynaklarda olduğu gibi enerji kaynaklarının kullanımı ve tüketiminde de rol oynayan en önemli tüketici gruplarından biridir. Sağlıklı, rahat, temiz ve etkin bir ev ortamının yaratılabilmesi için yürütülen ısınma, aydınlatma, temizlik, kişisel bakım gibi çeşitli faaliyetler için aileler enerji kaynaklarını kullanmakta ve buna bağlı olarak her ay bütçelerinden milyonlarca lira harcamaktadır (Erdal,2009:596) Birey ve ailelerin sağlık, güvenlik ve mutluluğu, toplumsal refahın sağlanması ve sürdürülmesi enerji kaynaklarının kullanımını gerektirir. Bütün teknolojik yeniliklerin temelinde olduğu gibi, ev teknolojisindeki gelişmelerin temelinde de ihtiyaçların karşılanması için bir yol bulmak ve yorucu işleri hafifleterek insan verimliliğini arttırmak arzusu vardır. Ülkemizde aileler, enerjinin artan maliyet problemleriyle karşı karşıyadırlar. Bu yüzden tüketiciler enerjiden tasarruf etmek ya da en azından onu verimli bir şekilde kullanmak için teşvik edilmektedir. Evde enerjinin verimli kullanımına yönelik önemli ön koşullardan biri, elektrikli ev araçlarının enerji tüketimleri hakkındaki bilgi sahibi olunmasıdır. 18 Küresel iklim değişiklerinin başlıca nedeni enerjinin yoğun ve verimsiz şekilde tüketimidir. Bu nedenle, çevresel olumsuzluklarının önüne geçmenin en basit yolu, öncelikle enerjinin tasarruflu biçimde tüketilmesidir. Dünya enerji tüketimi, son kullanıcılar baz alınarak incelenmektedir. Son kullanıcılar ise enerjinin yoğun biçimde kullanıldığı dört alan olan konutlar, endüstri, ticaret ve ulaşımdır. Enerji tüketimi bu alanlar esas alınarak incelenmektedir. Nüfusun yaşam alanlarını belirten konutsal alanlarda elektrik enerjisi, iklimlendirme, aydınlatma gibi amaçlarla tüketilmektedir. Evde toplam enerji kullanımının yaklaşık %40'ı sıcak su sağlama, yiyecek hazırlama ve pişirme, bulaşık yıkama, çamaşır yıkama, aydınlatma, kişisel bakım, eğlenme, dinlenme ve iletişim gibi faaliyetlerle, %60'ı da konutun sahip olduğu özelliklerle ilişkilidir. Özellikle konutlarda tüketilen enerjinin toplam enerji tüketiminin yaklaşık 1/3 oranında olduğu dikkate alınırsa bu alanda yapılacak tasarrufun hem aile açısından hem de çevre açısından önemi ortaya çıkmaktadır ( Bayraktar ve ark., 2003:1-10). Sürdürülebilir kalkınmanın en temel sorunlarından biri konutta kullanılan enerjinin azaltılmasıdır (Öztop ve Güven, 2006:17-25). 2030 yılına kadar elektriğin yıllık ortalama %3 ile konutsal enerji tüketiminde en fazla artış gösteren enerji kaynağı olacağı öngörülmektedir. Bu nedenle, bireylerin yaşam alanlarındaki ısı yalıtımına özen göstermesi ve iklimlendirme cihazlarının verimli kullanımı, akkor telli lambaların kullanımının minimuma indirgenerek aydınlatma amacıyla harcanan elektrik enerjisinden tasarruf edilmesi gibi basit önlemler, çevrenin korunmasında önemli adımlar atılması sağlanabilir (Çınar ve Kuyumcu, 2007:296303). Günlük hayatımızın ayrılmaz parçası olan; ısıtma, aydınlatma ve ulaşım ihtiyacımızı karşılarken, buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi fırın, ocak gibi cihazları, kullanırken ve satın alırken dikkatli seçim yaparak, çevrenin korunmasına ve aile bütçesine ciddi katkı yapabilmek mümkündür. Enerji tüketimini izlemek ve ona göre önlem almak çok önemlidir. Yakıt, su ve elektrik faturalarının tüketim miktarını kontrol ederek bir önceki dönemlerle karşılaştırarak tüketim miktarındaki azalma ve artışların sebebi bulunarak enerji 19 tüketimindeki alışkanlıkların irdelenerek ve enerji tasarrufuna yönelme sağlanır (TMMOB, 2008:4). Ülkemizde aileler, enerjinin artan maliyet problemleriyle karşı karşıyadırlar. Bu yüzden tüketiciler enerjiden tasarruf etmek ya da en azından onu verimli bir şekilde kullanmak için teşvik edilmektedir (Bayraktar ve ark., 2003:1-10). 2.9.1. Konutların Isıtılması İç hava sıcaklığı, ısıl konforun en önemli parametrelerindendir ve binanın enerji tüketimini etkilemektedir. Isıtmada harcanan enerji, bilindiği üzere, iç sıcaklıkla dış sıcaklık arasındaki fark ile artar. Enerji verimliliği açısından ısıl konforun minimum sıcaklıkla sağlanması önemlidir. Konfor şartlarının sağlanması için iç ortam sıcaklığının 22-23°C olması yeterlidir. İç ortam sıcaklığının 1°C azaltılması, enerji tüketiminde %6 tasarruf sağlar. Bu nedenle iç ortam sıcaklığının yükseldiği durumlarda pencerelerin açılması yerine radyatör musluğu kısılmalıdır veya iç ortam sıcaklığını belli bir değerde tutan termostatik radyatör vanaları kullanılmalıdır. Bina dış cephesinden olan ısı kayıplarının azaltılması, işletme, havalandırma, iklimlendirme; tesisatının iyileştirilmesi ve otomasyonu kişilerin enerji verimliliği bilincinin yükseltilmesi ile ülke enerji dengesine önemli katkı sağlanacak, enerji arz güvenliği sağlanabilir. Ülkemizde konutları ısıtmak ve soğutmak için kullanılan enerjinin payı, diğer alanlarda kullanılan toplam enerji içinde önemli bir paya sahiptir. Bu nedenle, evlerimizi ve çalıştığımız ortamı ısıtmak veya bazen de soğutmak için harcadığımız enerjiden tasarruf edebilmek için, iç ortam ısısını korumak üzere önlem alınması gerekmektedir. Üretilen ısının verimli olarak kullanılabilmesi, evlerdeki ısı kayıplarını azaltarak diğer bir deyişle ısı yalıtımı ile mümkündür. Binaların yalıtılmasıyla % 25’ten % 50’ye varan oranlarda yakıt tasarrufu ve daha iyi ve sağlıklı bir ısınma sağlandığı için de konfor seviyesi de artabilir. İlk olarak alınacak önlem, binaların yapısal olarak ısı tasarrufu sağlayacak şekilde yalıtılmasıdır. Binanın dış hava ile temasta olduğu çatı, dış duvarlar, kapı ve pencerelerin 20 daha az ısı geçirgen hale getirilmesi; dış duvarlara dışarıdan veya içerden ısı yalıtımı yapılması ve pencere sistemlerinin iyileştirilmesi ile sağlanabilir. Çatılar uygun özellik ve kalınlıktaki yalıtım malzemeleri ile yalıtılıp, bölgelere göre 5 ila 10 cm arasında uygun bir yalıtım malzemesi ile yalıtılan bir çatı, % 10–15 civarında bir enerji tasarrufu sağlamaktadır. Sızdırmazlığı ve ısıl geçirgenliği iyi sağlanmış pencereler, yaklaşık % 15–20 oranında bir enerji tasarrufu sağlayabilir. Pencere camlarının 12 mm aralıklı çift cam yaptırılması durumunda camlardan oluşacak ısı kayıpları yarı yarıya azalabilir. İlave olarak camların özel kaplamalı yapılması, bu ısı kaybını bir miktar daha düşürülebilir. Pencere ve kapıların sızdırmazlığı iyi bir şekilde sağlanmamış ise, evdeki ısının dörtte birinin kaybına neden olabilmektedir. Çift kapı veya otomatik kapama sistemi uygulamaları ısının korunması için en kullanışlı yöntemlerden biridir. Oturma odaları için 19–21ºC arası, yatak odası için 16–18ºC arası uygun sıcaklıklardır. Ortam sıcaklığındaki 1ºC’lik azalma ile, yakıt tüketimi de % 5–7 arasında azalmasını sağlanabilir. Katı yakıtlı kazanlarda kullanılan kömürün, içindeki doğal nemin ve kül oranının fazla olması kömürün kalorifik değerini düşürür. Kazanlarda, gereğinden fazla havanın yanma bölmesine girmesi, baca çekişi ile birlikte, ısınmış havanın kullanılmadan bacadan atılmasına yol açar. Verimli bir yanmanın oluşabilmesi için; kazan kapaklarının kırık ve bozuk olmamasını, özellikle sıvı yakıtlı kazanlarda olmak üzere, uygun yakıt-hava karışım ayarının yetkili teknik servis tarafından yapılması sağlanmalıdır. Düzgün bir baca çekişi verimli bir yanma sağlar. Bunun için gerekli önlemleri alınmalıdır. İyi baca çekişi hem iyi bir yanma için gereklidir hem de soba zehirlenmelerini önleyen çok önemli bir husustur. Bu konuda mutlaka önlem alınması ve kömür sobalarının borularının sık sık temizlenmesi gerekmektedir. Yakıtın kuruluğu, soba kapaklarının sızdırmazlığı da soba yakarken yüksek verimliliğin sağlanması için göz önünde tutulması gereken hususlardır (TMMOB, 2008:5-10). 21 2.9.2. Konutlarda Su Kullanımı Su çok değerli bir maddedir. Gereksinim duyulduğu zaman, ve gereksinim duyulduğu yerde bulunmaması suyun maliyetini arttırmaktadır. Küresel ısınmanın çok güncel olduğu bu dönemde mevcut su kaynaklarının muhafazası problemin çözümünde ilk pratik yaklaşımdır. Yeryüzünün üçte ikisi suyla kaplı olduğu halde bunun sadece % 0,3’ünün içilebilir su olduğunu, temiz suyun boşa akıtıldığı zaman atık suya dönüştüğünü ayrıca içme suyu ve atık su arıtma maliyetinin yükselttiğini bilmek ve ona göre davranmak gerekir. Damlayan musluklar tamir ettirilmelidir. 1 saniye arayla damlayan bir musluk ayda 900 lt. (1 m³) su kaybına sebep olur. Suyu daha az akıtan duş başlıkları ve musluklar kullanılmalıdır. Diş fırçalarken veya traş olurken musluklar kapatılmalıdır. Mümkün olduğunca küveti doldurmak yerine duş alarak yıkanılmalıdır. Kısa sürede duş alınmalıdır. Sifon asgari çekilmelidir (Her sifon çekildiğinde, beş günlük içme suyu kaybedilmektedir). Randımanlı su kullanan aletler tercih edilmelidir (TMMOB, 2008:156-163). Sıcak su musluğu açıldığında suyun ısınmasını beklerken akıtılan suyun ziyan olmaması için kova doldurulup bu su gereken farklı yerlerde kullanılmalıdır (Örneğin, çiçek sulama, tuvalete dökme, balkon yıkama). Ne kadar az su kullanırsa o kadar az depolanmış su gerekir ve o kadar az atık su oluşur. Boşa harcanan suyun azaltılmasıyla su faturalarından kolaylıkla %25 oranında tasarruf sağlanmış olunur. Sıcak su ihtiyacını karşılamak üzere evlerde çeşitli şekilde sıcak su üretilmesi mümkündür. Gün geçtikçe, katı yakıtlı geleneksel banyo kazanları yerini elektrikle ısıtılan termosifonlara ve gaz ve elektrikle çalışan şofbenlere bırakmaktadır. Ayrıca kaloriferli sistemlerle birlikte çalışan sıcak su üretim yöntemi de kullanılmaktadır. Sıcak su üretimindeki en ekonomik sistem güneş enerjisidir. Türkiye’nin hemen hemen tüm bölgeleri güneş enerjisinden sıcak su üretimi için çok uygundur. Sıcak suyun 45–50 derecenin üzerinde ısıtılması enerji kaybına yol açar ve gereksizdir. Su depolayan sıcak su üreticileri (termosifonlar vb.) yerine anlık su ısıtıcıları (şofben, kombi vb.) tercih edilmelidir. Depolar ve tesisat ısı kaybını önlemek üzere mutlaka yalıtılmalıdır (TMMOB, 2008:11-12). 22 2.9.3. Konutların Aydınlatılması Ülkemizde elektrik enerjisi pahalıdır. Evlerde kullanılan elektriğin % 10- 20’sinin aydınlatma için kullanıldığı düşünülürse, gereksiz aydınlatma, oldukça önemli miktarda enerji tüketimine neden olabilmektedir. Diğer yandan iyi ve doğru aydınlatma yapmanın insan psikolojisi ve iş verimi üzerinde çok olumlu etkisi vardır. Ancak iyi aydınlatmada daha çok enerji tüketimi anlamına gelmez. Aydınlatma ile ilgili son derece basit önlemler alarak bu konudaki giderleri önemli oranda azaltılabilir. Son yıllarda aydınlatmada kullanılan ampul ve armatürlerin verimi çok önemli bir konu haline gelmiştir. Avrupa ülkeleri evlerde kullanılan ve son derece verimsiz olan normal akkor ampulleri piyasadan kaldırmaya hazırlanmaktadır. Tüm dünyada, enerji tasarruflu kompakt fluoresan lambaların kullanılmasına ilişkin halkı bilinçlendirici ve özendirici birçok çalışma yürütülmektedir. İlk satın alma maliyeti yüksek olan bu lambaların alımında yapılan maddi desteklerin, deneme sürelerinin ve tüketiciyi bilinçlendirici seminer ve konuşmaların projelerin başarılarına olumlu katkıları olmaktadır. İlk çalışmalar, 1990’lı yılların başlarında konutlarda elektrik enerjisinin kullanımını azaltmak ve kompakt fluoresan lamba kullanımı konusunda halkı bilinçlendirmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Konutlarda aydınlatma amaçlı kullanılan elektrik enerjisi miktarını azaltmak için, akkor flamanlı lambaların yerine enerji tasarruflu kompakt fluoresan lambaların (KFL) kullanılmasına ilişkin halkı bilinçlendirici ve özendirici çalışmalar tüm dünyada uygulanmaktadır(TMMOB, 2008:13-14). 2.9.4. Konutlardaki Evsel Atık ve Geri Dönüşümleri Katı Atıklar; evsel, ticari veya endüstriyel alanlardan oluşan; madencilik, tarımsal işlemler ve su arıtım ünitelerinin de dahil olduğu proseslerden kaynaklanan yarı-katı çamurları da içeren, hem ayrışabilen hem de ayrışma özelliği olmayan maddelerdir. Evsel atıklar hem ayrışabilen hem de ayrışma özelliği bulunmayan evsel kökenli maddelerdir ( Güler ve Çobanoğlu, 1994:11-41). İnsanların evsel kullanımları sonucunda attıkları atıkların miktar ve özellikleri, yaşadıkları şehrin sosyo ekonomik seviyesine, kullanılan yakıt cinsine, 23 beslenme alışkanlıklarına vb. faktörlere bağlı olarak değişmektedir (Sheikhkanloymilan, 2006:4). Mutfak atıkları, kağıt, karton, metal, cam, plastik, yiyecek artıkları ve kabukları gibi çok çeşitli atıklardan oluşur. Atık kağıtlar bir mektup zarfından bir yumurta viyolüne kadar çeşitli formlarda olabilir. Demir ve alüminyum atıkları genellikle yiyecek ve içecek kutularından oluşur. Cam atıkları ise şişe ve kavanozlardır. Plastik atıklar, plastik taşıma ve alışveriş çantaları, oyuncak, poşetler ve benzeri araç ve gereçlerden oluşur. Banyolarımızda kullandığımız şişe, metal tüp, ilaç kutuları, motor yağı kutusu, akü ve lastikler zamanla faydasız ve kullanışsız olarak çöpe çıkarılır. Atık miktar ve hacminin azaltılmasında en ucuz ve en kolay yöntem daha az tüketmektir. Yapılan araştırmalar, atık azaltma teknolojilerinden maliyeti en düşük olan yöntemin geri kazanım olduğunu göstermiştir. Diğer yöntemler maliyet büyüklüğüne göre depolama, kompostlaştırma ve yakma şeklinde sıralanmaktadır. En pahalı yöntem yakmadır. Geri kazanım, geri dönüşüm ve tekrar kullanım işlemlerini de içine alan genel bir ifadedir. Atıkların özelliklerinden yararlanılarak uygulanacak yakma, kompostlaştırma gibi prosesler de bir tür geri kazanımdır. Hemen hemen tüm maddelerin yeniden kullanımı, aynı hammaddenin doğadan alınmasından daha az enerji gerektirir. Örneğin , kağıdı ağaçtan elde etmek yerine çöpteki maddelerden elde etmek, %20-40 oranında enerji tasarrufu sağlar. Alüminyumda ise bu oran %94’e kadar çıkmaktadır. Çöpün içindeki maddelerin geriye kazanılması çevre kirlenmesini de önemli ölçüde azaltmaktadır. Örneğin demir-çeliğin yeniden kullanımı, hava kirliliğini %85, su kirliliğini %76, su kullanımını %40 azalttığı gibi, madencilik yoluyla ortaya çıkacak çevre kirliliğinin de tamamını yok etmektedir. Bunların yanı sıra katı atık miktarını azaltmak için bir takım tedbirler de alınmalıdır (Demirci, 2001:4-9). Katı atık miktarını azaltmak için tüketim alışkanlıklarını değiştirmek, daha az tüketimi teşvik etmek, kaynağında ayırmak, geri kazanmak ve yeniden kullanmak, atıklardan gübre elde etmek (kompostlaştırmak) ve düzenli depolamada biyogaz elde etmek alınması gereken tedbirlerdir (Demirci, 2001:4-9). 24 2.9.5. Elektrikli Ev Aletlerinin Kullanımı Evde toplam enerji kullanımının yaklaşık %40'ı sıcak su sağlama, yiyecek hazırlama ve pişirme, bulaşık yıkama, çamaşır yıkama, aydınlatma, kişisel bakım, eğlenme, dinlenme ve iletişim gibi faaliyetlerle, %60'ı da konutun sahip olduğu özelliklerle ilişkilidir. Özellikle konutlarda tüketilen enerjinin toplam enerji tüketiminin yaklaşık 1/3 oranında olduğu dikkate alınırsa bu alanda yapılacak tasarrufun hem aile açısından hem de çevre açısından önemi ortaya çıkmaktadır. Evde enerjinin verimli kullanımına yönelik önemli ön koşullardan biri, elektrikli ev araçlarının enerji tüketimleri hakkında bilgi sahibi olunmasıdır (Bayraktar ve ark., 2003:110). 2.9.5.1. Buzdolabı ve Derin Dondurucu Buzdolabı evimizde yılın her günü çalışan tek elektrikli aygıttır. Buzdolabı ve dondurucuların görevi yaşamımız için gerekli besin maddelerinin sağlıklı bir şekilde saklanmasını sağlamaktır. Büyük kapasiteli buzdolapları daha çok enerji harcamaktadır. Buzdolabı seçiminde; enerji verim sınıfı yüksek, yani enerji tüketimi az olanı tercih edilmelidir. Buzdolabında üretici firma tarafından düzenlenen tanıtma ve kullanma kılavuzunda belirtilen sıcaklık değerlerine uyulmalıdır. Ayrıca verilen sıcaklıklar gerekirse bir termometre ile ara sıra kontrol edilmelidir. Buzdolabının arkasında bulunan ızgaralı çerçeve ve açıkta toz tutabilecek bölümleri, yumuşak bir el süpürgesi ile ya da elektrik süpürgesine uygun bir başlık takılarak yılda en az bir defa temizlenmelidir. Buzdolabında ısı transferi için arkasındaki duvarla en az 10 cm, yanlarında ise en az 15 cm boşluk bırakılmalıdır. Yiyecekler soğuğu havadan fazla tutarlar. Buzdolabının içi mümkün olduğu kadar çok doldurulmamalıdır. Ancak bu durumda hava dolaşımının kesilmemesine dikkat edilmelidir. Buzdolabına konan sıvıların ve sulu yiyeceklerin üstü kapatılmalıdır. Aksi takdirde dolabın içindeki nem oranı artar. Bu da buzdolabının daha fazla çalışmasına sebep olur. Yiyeceklerin ve içeceklerin üstlerinin kapatılması ile ayrıca tat ve lezzetlerinin de korunması sağlanmış olur. Buzdolabındaki derin dondurucudan çıkarılan donmuş yiyecekler, bir gün önceden alt bölmeye konursa, orada çözülerek buzdolabında soğutmaya destek olur. Enerji tasarrufu sağlanır. Buzluktaki malzeme doğrudan açığa konursa enerji kaybına sebep olur. Buzdolabının dondurucu ve gövde kapısının açılıp kapanması sırasında soğuk hava kayıpları olur. Bu yüzden kapıların açık bırakılmaması alışkanlık haline 25 getirilmeli, kapıları mümkün olduğu kadar az açık tutmaya özen gösterilmelidir. Buzdolabından ne alınacağına kapıyı açmadan önce karar verilmelidir. Buzdolabına ve dondurucuya sıcak bir yiyecek konmamalı, öncelikle oda sıcaklığına kadar soğuması beklenmelidir. Buzlanmanın aşırı olması buzdolabının soğutma için ihtiyacı olan enerjinin artmasına sebep olacaktır. Bu nedenle düzenli olarak buzun eritilmesi suretiyle aşırı buzlanmanın önüne geçilmelidir. 5-6 mm kalınlıktan daha fazla buzlanmaya müsaade edilmemelidir. Buzdolabında kapı contaları dolabın içi ile kapısı arasında sızdırmazlığı sağlar. Contalar kontrol edilmeli, bozuksa değiştirilmelidir. Kapı içi contaların ayda bir defa sabunlu su ile temizlenip kurutularak pudralanması ömürlerini artıracaktır. Buzdolabı; fırın, radyatör gibi ısı kaynaklarından en az 30 cm uzak bir yere yerleştirilmeli, güneş ışınlarından uzakta tutulmalıdır. Buzdolabında en fazla kullanılan malzemelerin çabuk bulunabilmesi için uygun bir yerleştirme sistemi uygulanmalı, dondurucu kısma yerleştirilen maddeler düzgünce sıralanmalı, malzemeleri çabuk tanımak için gerekirse etiketleme yapılmalıdır. Buzdolabında yaz ve kış ayarları yapılmalıdır. 2.9.5.2. Çamaşır Makinesi Çamaşır makinesi satın alırken ihtiyaca uygun kapasitede olanı tercih edilmelidir. Kapasiteleri fazla olan çamaşır makineleri birkaç kişilik küçük aileler ve çok sık çamaşır yıkama ihtiyacı olan aileler için uygun değildir. Çamaşır makinesi seçerken elektrik ve su kullanımındaki verimliliğine bakılmalıdır. Çamaşır makinesinin etrafında en az 5 cm boşluk bırakılmalıdır. Çamaşır makinesinde program sayısının çokluğu yerine ihtiyaç olanı tercih edilmelidir. Sıkma devrinin çok yüksek olması fazla önemli değildir. Yüksek devirde sıkılan çamaşırlar daha zor ütülenir. Çamaşır makinesinde gürültünün az olması tercih edildiğinde, sıkma esnasında oluşan gürültü seviyesi diğer markalarla karşılaştırılarak seçim yapılmalıdır. Çamaşır makinesi tam kapasitede çalıştırılmalıdır. Ancak kapasitenin üzerine de çıkılmamalıdır. Çamaşırın üstüne bastırıldığında tambur ile çamaşır arasında bir karış boşluk bırakılmalıdır. 26 2.9.5.3. Bulaşık Makinesi Bulaşık makinesi seçiminde su ve elektrik enerjisi kullanımındaki verimliliğe bakılmalıdır. Daha az su, elektrik ve deterjan harcayan makineler tercih edilmelidir. Bulaşık makinesinin etrafında en az 5 cm boşluk bırakılmalıdır. Program sayısının çokluğundan ziyade kullanılabilecek program sayısı esas alınarak tercih yapılmalıdır. Bulaşık makinesi seçiminde; Özellikle düşük sıcaklık ayarlı program seçenekli olmasına, Sepet ve içindeki bölmelerin ayarlanabilmesine, su taşma emniyetlerinin olmasına önem verilmelidir. Bulaşık makinesi ilk alındığında önce boş yıkama yapılmalıdır. Bulaşık makinesi tam kapasite ile çalıştırılmalı, ancak kapasitesinden fazla da yüklememeye dikkat edilmelidir. Az miktarda bulaşık yıkamada ekonomik program tercih edilmelidir. Bulaşıkları makineye koymadan önce tabaklardaki yemek artıklarının sıyrılarak temizlenmesi halinde daha az su, elektrik ve deterjan tüketilecektir. Belirli yıkama aralıklarında makineye tuz ve parlatıcı yüklemesi yapılmalıdır. Makinede son durulamayı yaptıktan sonra kontrol düğmesinin kapatılmasıyla da kurutma aşamasının sonuna kadar beklemeden makinenin kapağının açılarak temizlenmiş bulaşıkların hava ile kendi kendine kuruması enerji tasarrufu sağlayacaktır. 2.9.5.4. Fırın Elektrik enerjisi kullanımında verimliliği yüksek ve ısı yalıtımı olan fırınlar tercih edilmelidir. Yiyecekler pişerken fırın kapağını sık sık açmak her seferinde soğuk havanın fırın içine girmesine dolayısıyla da enerji kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle kapak gereğinden fazla açılmamalıdır. Fırında, bir yerine birden fazla yemek pişirilmeye çalışılmalıdır. Düşük sıcaklıkta pişeni diğerlerinden önce çıkarıp, fırının sıcaklığını değiştirmeden daha az enerji harcanmalıdır. Fırında gerekli olmadığı durumlarda ön ısıtma yapılmamalıdır. Ön ısıtma yapılması gerekiyorsa kısa tutulmalıdır. Mikrodalga fırınlarda ısıtma ve pişirme süreleri (ısıtma 2-3 dakika-pişirme 10-15 dakika) çok kısadır. Klasik fırına göre daha az enerji tüketerek önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlarlar. 27 2.9.5.5. Elektrik Süpürgesi Elektrik süpürgesi seçerken elektrik enerjisi kullanımındaki verimliliğe bakılmalıdır. Aynı emme gücünü sağlayan değişik marka ve modellerden elektrik gücü en düşük olanı tercih edilmelidir ( Özgür, 2008b:1-29). Elektrikli süpürgenin seçimi kadar doğru bir şekilde kullanılması da önemlidir. Elektrikli süpürgeler genellikle yer döşemelerinin ve halıların temizliğinde kullanılmakta, perde, mobilya ve duvar temizliği için olan yardımcı parçaları pek fazla kullanılmamaktadır. Elektrikli süpürgeden tam bir verim elde etmek için her bir parçanın fonksiyonunu ve doğru kullanımını da bilmek gerekir. Elektrikli süpürge kullanımı elektrik enerjisi tüketimini arttırmakla beraber fiziksel gücü azaltır, isin daha düzgün ve daha verimli yapılmasını sağlar (Şahin ve Erkal, 2008:70-75). Elektrik süpürgesinin torbası sık sık boşaltılmalı ve dolduğunda değiştirilmelidir. Değişim ile süpürgenin emme gücü yükseleceği için daha verimli ve daha kısa sürede temizlik sağlanacaktır. Eskimiş fırçalar ve borular emiş kaybını önlemek için yenilenmelidir ( Özgür, 2008b:1-29). 2.9.5.6. Televizyon, Bilgisayar, Vcd/Dvd Gösterici ve Müzik Seti Televizyonlar, VCD/DVD göstericileri, müzik setlerinin çalışmadıkları zamanlarda kumandadan kapatılmayıp, üşenmeden kapatma düğmesinden kapatılması gerekir. Kumandadan kapatılması halinde “Stand-by” konumunda enerji tüketmeye devam ederler. Harcanan bu enerji yaklaşık olarak cihazın kendi enerjisinin % 5’i kadardır. Ayrıca çalışmayan cihazlar kumandadan kapatılarak “Stand-by” konumunda kaldıkları sürece elektromanyetik kirlilik yayacaktır. Bilgisayar kullanırken harcanan enerjinin büyük çoğunluğu bilgisayarın kullanılmadığı sırada açık kalmasından dolayıdır. Bilgisayarın “Energystar” işareti taşımasına dikkat edilmelidir.‘Energystar’ amblemli ofis ekipmanları, cihaz kullanılmadığı zamanlarda “uyku modu” olarak ifade edilen bir konuma geçerek % 85’lereulaşan oranda enerji tüketimlerini düşürürler. Televizyon açıkken ekranından 2-3 metre uzakta bulunulmalıdır. Geceleri televizyon karşısında uyunabileceği düşünülerek cihazın otomatik kapatma programı kullanılmalıdır. Radyo, televizyon ve müzik setlerinin ses düzeyinin düşük tutulması enerji tüketimini azaltır. 28 2.9.5.7. Ütü Ütü seçerken; elektrik enerjisi kullanımındaki verimliliği yüksek olan, kurulu gücü düşük olan, buhar ayarlı ve buhar kapasitesi yüksek olan, termostat ayarı olan, şebeke suyu kullanımına uygun olan ve kendi kendine kireç tabakasını temizleyebilen, taban malzemesi çizilmeyen bir kaplamaya sahip ve kumaş üzerinde rahat kayan, ütüler tercih edilmelidir. Ütü yapmadan önce ütülenecek giyecekler düzgün şekilde askıya asılmalıdır. Bu durum enerji tasarrufu sağlar. Çamaşırlar nemli olarak ütülenmelidir. Ütüleme işi ütüyü yeniden ısıtma gerekmeyecek şekilde planlanmalıdır. Ütü kullanırken; termostat ayarı kumaş cinslerine göre en düşük düzeyde ayarlanmalıdır. Bu durumda su damlacıklar halinde kumaş üzerinde kalıyorsa, buhar ayarı kısılmalıdır. Ütü fişi ütüleme işi bitmeden birkaç dakika önce prizden çekilmeli, son parça ütünün içinde kalan ısı ile ütülenmelidir. Ütü kablosu ütü sapına sarılmamalı serbest bırakılmalıdır. Kablonun sarılması zorlanmaya sebep olur ve ömrü kısalır. 2.9.5.8. Elektrikli Isıtıcılar Elektrikli cihazlar mümkünse ısıtma amaçlı kullanılmamalıdır. Isıtıcının önüne eşya konulmamalıdır. Elektrikli cihaz termostatlı olmalı, ayarlanan sıcaklığa geldiğinde sönmelidir. Devrilmeleri esnasında cihazın otomatik olarak devre dışı kalma özelliği olmalıdır. Elektrik kesilmesi halinde gerekli emniyet tertibatı alınmış olmalıdır. Binanın mevcut elektrik tesisatının kullanılması düşünülen cihazın elektrik tüketim gücüne uygun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Elektrik kablosu yalıtımlı olmalı ve cihazın fişi mutlaka topraklı bir prize takılmalıdır. Cihazın yakınında kolay tutuşabilen yanıcı, parlayıcı maddeler bulunmamalıdır. Cihazın takıldığı prizin bağlı olduğu sigortanın amperi cihazınkinden yüksek olmalıdır. Cihazda bir kısa devre olduğunda cihazın bağlı olduğu sigorta otomatik olarak devreyi açmalıdır. 2.9.5.9. Klima Klimanın; hacim sorunu yaratmadan birim ısıtma/soğutma transfer yüzeyi büyük olmalı, elektrik tüketimi düşük, verimliliği yüksek olmalı, ısıtma ve soğutma kapasiteleri yüksek olmalı, ısıyı/soğuğu homojen yayma özelliğine sahip olmalı, elektronik ısı ayarlı(termostatlı) olmalıdır. Klima satın alırken; kapasitesi ısıtılacak/soğutulacak yerin 29 ihtiyacına göre seçilmelidir. Kapasite belirlenirken; alan, coğrafi şartlar, inşaat malzeme özellikleri vb. hususlar esas alınmalıdır. 2.9.5.10. Su Isıtıcısı Su ısıtıcısının altında biriken tortu ve kireç taşları ısıtma elemanlarının su ile direkt temasına engel teşkil ederler ve ısıtıcının daha yoğun çalışmasına sebep olurlar. Su ısıtıcısının altında tortu ve kireçtaşı birikmesi önlenmelidir. Ayrıca belli periyotlarla su tankının içi tamamen boşaltılmalıdır. Su ısıtıcılarında ihtiyacımız kadar su ısıtılmalıdır. Su ısıtıcısı buzdolabı ve dondurucu gibi cihazlardan uzak bir yerde konumlandırılmalıdır. Aksi takdirde bu cihazların çalışma frekansları artacaktır. Su ısıtıcısında depoların ve tesisatın ısı kaybını önlemek için mutlaka yalıtım yapılmalıdır (Özgür, 2008b:1-29). 30 İLGİLİ ARAŞTIRMALAR Araştırmanın bu bölümünde, konuyla ilgili yapılmış çalışmalar kronolojik sıra ile verilmiştir. Erten (2002), “Kız ve Erkek Öğrencilerin Evde Enerji Tasarrufu Yapma Davranış Amaçlarının Planlanmış Davranış Teorisi Yardımıyla Araştırılması” ile isimli araştırmada; kız öğrencilerin kendileri için önemli olan kişilerin (Referans kişiler) isteklerini yapmaya veya onların istekleri doğrultusunda davranmaya hazır olduklarını, yani kız öğrenciler evde daha fazla enerji tasarrufu yapma fırsatına sahip olmalarına rağmen erkek öğrenciler evde enerji tasarrufu konusundaki etkinliklerinin kız öğrencilerden daha fazla olacağına inanmakta oldukları görülmüştür. Kız ve erkek öğrenciler, inançlar kısmındaki önermelerden de görüleceği gibi enerji tasarrufu konusundaki bilgilere okullardan sahip olduklarını fakat bu bilgilerin evde enerji tasarrufu yapma davranış amaçlan üzerine belirgin bir etkisi olmadığını saptamışlardır. Bayraktar ve ark. (2003), “Ailelerin Elektrikli Ev Araçlarının Enerji Tüketimi İle İlgili Bilgi Düzeyleri” isimli araştırmada; kadınlara göre en fazla elektrik enerjisi tüketen aracın derin donduruculu buzdolabı iken erkeklere göre çamaşır makinesi olduğunu, tüketicilerin tamamı elektrik enerjisi tasarrufunun önemine inandıklarını saptamışlardır. Onaygil ve arkadaşları (2004), “Konut aydınlatmasında enerji tasarruf potansiyelinin bir pilot bölge çalışması ile incelenmesi” isimli araştırmada elektrik kullanıcıların tercih ettikleri ve tesisatın izin verdiği noktalardaki enkandesen lambaların kompakt fluoresan lambalar ile değiştirilmesiyle konutların toplam elektrik enerjisi tüketiminde %10 ila %15 arasında tasarruf yapılabileceğini saptamışlardır. Ay ve Ecevit (2005), “Çevre Bilinçli Tüketiciler” isimli araştırmada; en yüksek yanıtlama yüzdelerine sahip ifadeler %50.1 ile “ürünleri boşuna çalışmaması için kapatırım” ve %49.9 ile “kullandığım elektrik miktarını azaltmak için çaba gösteririm” olup, kesinlikle yapılmasına çalışılan davranışlar olarak belirtilmiştir. 31 Erten (2006), “Enerji Tasarrufu Davranışında Ortaya Çıkabilecek Psikolojik ve Sosyolojik Engeller” isimli araştırmada; kız ve erkek öğrencilerin enerji tasarrufu konusundaki bilgilerin okullardan kazandıkları, fakat bu bilgilerin evde enerji tasarrufu yapma davranışları üzerine bir etkisinin olmadığını saptamıştır. İnce ve arkadaşlarının (2006), “Üniversite öğrencileri enerji tasarrufu konusunda ne düşünüyor?” isimli araştırmada; üniversite öğrencilerinin enerji tasarrufu konusundaki düşünceleri ile ilgili yaptıkları araştırmada öğrencilerin “kaloriferlerin önünde mobilya veya elbise dolabı gibi eşyaların bulunmaması gerektiğini” bilenlerin oranı % 81,2 olduğunu saptamışlardır. Öztop ve Güven (2006), “Kadınların Enerji Tasarrufuna İlişkin Bilgileri” isimli araştırmada; konutta enerji tasarrufuna ilişkin tüm konularda kadınların aldıkları toplam ortalama puanlar yüksektir ve öğrenim düzeyi arttıkça ortalama puanlar da artmaktadır. Kadınların öğrenim düzeyi yükseldikçe enerji tasarrufu ile ilgili bilgi düzeylerinin yükseldiği, ancak düşük öğrenim düzeyindeki kadınların bilgi düzeyi puanlarının düşük olması nedeniyle daha fazla eğitime gereksinim duyulduğunu belirtmişlerdir. Çınar ve Kuyumcu (2007), “Elektrik Enerjisinin Üretimi ve Tüketiminin Küresel Isınmaya Etkileri ve Alınması Gereken Önlemleri” isimli araştırmada; her ne kadar küresel ısınma sorununun pek çok gerekçesi olsa da, elektrik enerjisinin yüksek verimle üretilmesi ve tüketilmesi ile güç kalitesinin öneminin ortaya çıktığını belirtmişlerdir. Şener ve Hazer (2007), “Değerlerin kadınların sürdürülebilir tüketim davranışı üzerindeki etkilerine ilişkin yapmış oldukları araştırmada; kadınların “Kullanmadığınız odaların ışıklarını kapatır mısınız?” (4.67) ve “Çamaşır ve bulaşık makinesini tam dolmadan çalıştırmamaya dikkat eder misiniz?” (4.52) sorularına verdikleri yanıtlara ilişkin puan ortalamaları ilk iki sırada yer alırken, “Kağıt, cam gibi geri dönüşümü mümkün olan ürünleri diğerlerinden ayrı toplar mısınız?” sorusuna verdikleri yanıta ilişkin puan ortalaması 5 puan üzerinden 2.51 ile en son sırada yer almaktadır. “Deterjan, şampuan, sprey, deodorant gibi ürünleri satın alırken çevreye zarar vermeyen özellikte olmasına dikkat eder misiniz?” sorusuna verilen yanıtların puan ortalaması ise 5 tam puan üzerinden 2.98’dir. Çağlar ve arkadaşlarının (2008) yaptığı araştırmada bireyler küresel ısınmaya karsı alınabilecek önlemlerden %31,3 ile suyu, %21,1 ile elektriği tedbirli kullandıklarını, %9.7’si 32 çevreye daha az zararlı ürünler tüketttiklerini belirtmişlerdir. “Küresel ısınma ile mücadelede sizce hangi yöntem diğerlerinden daha etkili olabilir?” sorusuna bireylerin %66.0’sı halkın eğitimine ve bilinçlendirilmesine yönelik etkinlikler olduğunu belirtmişlerdir. Kahraman ve arkadaşları (2008), “Sınıf öğretmenliği öğrencilerinin küresel ısınma konusundaki farkındalıkları ve bilgi düzeyleri” isimli araştırmada; ilköğretim öğrencilerin %45’i bazı kimyasalların ozon tabakasına zarar vererek delinmesine neden olduğunu ve bunun sonucunda da güneşten gelen ultraviyole ışınlarının hiçbir emilime uğramadan dünyaya ulaştığından dolayı yeryüzünün ortalama sıcaklığının arttığını düşünmektedirler. Öğrencilerin %21’i atmosfere verilen zararlı gazları önlemek amacıyla fabrika bacalarına ve otomobil egzozlarına filtre takılması gerektiğini düşünmektedirler. %18’lik bir kısım ise parfüm ve spreylerden çıkan gazların atmosfere zarar vererek ozon tabakasının delinmesine neden olduğunu, bu sebeple küresel ısınmaya sebebiyet verdiğini, dolayısıyla bu tür maddelerin kullanımının azaltılması gerektiğini öne sürmektedirler. Literatürün incelenmesi sonucunda bireylerin öğrenim düzeylerinin bireylerin enerji tasarrufu konusundaki bilgi ve davranışları üzerinde etkisi olduğu görülmüştür. Araştırmalarda daha çok bireylerin enerji tasarrufu bilgi ve davranışları üzerinde durulurken; küresel ısınma, konutlarda su kullanımı, aydınlanma, ısınma, evsel atık ve geri dönüşüm üzerinde yeteri kadar durulmadığı görülmüştür. BÖLÜM III YÖNTEM 3.1. Araştırma Modeli Bu araştırma Konya’nın Ereğli ilçesinde ikamet etmekte olan eğitim durumları farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgileri ve aile yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesi amacıyla planlanmış tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. 3.2. Evren ve Örneklem Bu araştırmanın evrenini Konya’nın Ereğli İlçesinde ikamet etmekte olan bireyler oluşturmaktadır. Burada yaşayan ve kendilerine ulaşılabilen, araştırmaya katılımda istekli olan 250 eğitim durumu farklı birey (125 Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip, 125 Üniversite öğrenim düzeyine sahip) örneklemi oluşturmuştur. Araştırma bölgesinin seçiminde; • Araştırmacının bu bölgede görev yapması nedeniyle görüşme formlarını kolay uygulayabileceği, öğrencileri yolu ile velilere daha kolay ulaşabileceği düşüncesi ve, • Konya’nın Ereğli ilçesinde daha önce konuyla ilgili bir araştırma yapılmamış olması etkili olmuştur. Ereğli, İç Anadolu’nun Güney ucunda ve Konya ovasının Toroslarla buluştuğu vadide kurulmuş, denizden yüksekliği 1054 m. ve alanı 2260 km2 olan çok eski bir yerleşim merkezidir. Şehrin temel geçim etkinliğinin tarım ve hayvancılık olmasına rağmen daha çok bu etkinliklere paralel olarak son dönemde başta tekstil, organize sanayi bölgeleri, süt ve süt ürünleri tesisleri, meyve suyu fabrikaları, un ve şeker fabrikası olmak üzere Ereğli hızlı bir sanayileşme süreci yaşmaktadır (http://www.eregli.bel.tr). 34 3.3. Verilerin Toplanması Araştırma verilerinin toplanmasında Ek-1’deki anket formu kullanılmıştır. Anket formunun hazırlanmasında bu konuda yapılmış olan araştırmalardan, yazılmış olan eserlerden ve uzman kişilerin görüşlerinden yararlanılmıştır. Bireylere gerekli açıklamalar yapılmış ve anket formları bireyler tarafından doldurulduktan sonra toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak geliştirilen anket formunun 30 bireye (15’i Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip, 15’i üniversite öğrenim düzeyine sahip) uygulanarak ön denemesi yapılmış ve uygulamada karşılaşılabilecek aksaklıklar belirlenmiştir. Bu ön çalışma sonucu, formdaki aksayan yanlar yeniden gözden geçirilerek düzeltilmiştir. Araştırma verilerini toplayabilmek için 250 bireye ( 125’i Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip, 125’i üniversite öğrenim düzeyine sahip) ulaşılmıştır. Anket formlarının bireylere dağıtılmasında ve bireylerden toplanmasında araştırmacının kendisi görev almıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anket formu 3 bölümden ve toplam 76 sorudan oluşmaktadır. Birinci bölümde bireylerin küresel ısınma ve konutta enerji tasarrufu ile ilgili doğru ve yanlış bilgilerini belirleyecek sorular yer almaktadır. İkinci bölümde bireylerin küresel ısınma, konutta enerji tasarrufu ve çevre koruma ile ilgili uygulamalarını belirlemeye yönelik sorular yer almaktadır. Üçüncü bölümde ise bireylerin oturduğu ev tipi, evde ısınma durumları, evleri bahçeli ise bahçede ne tür bitkiler yetiştirdikleri, evde kullandıkları araçlar ve kullanma sıklıkları, pişirmede kullandıkları yakıtlar, evin kanalizasyon durumu, cinsiyet, yaş, öğrenim durumu, meslek, medeni durumları ile ilgili bireyleri tanıtıcı demografik bilgileri içeren sorular yer almaktadır. 35 3.4. Verilerin Analizi Bireylere uygulanan anket formları uygulanıp toplandıktan sonra anket formlarının doğruluğu kontrol edilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen veriler SPSS 11,5 (Statistical Package For Social Sciences) paket programı yazılımından yararlanılarak bilgisayara girilip, bu yazılımın sağladığı aritmetik ve mantıksal işlem yapabilme olanağı ile bilgilerin sınıflandırılması ve boyutlandırılması ile gerçekleştirilmiştir. Bireylerin öğrenim düzeylerine göre demografik özellikleri, küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları ile ilgili bilgileri, ısınma, evsel atık, su ve elektrik tasarrufuna ilişkin davranışları, evde kullandıkları araçlar ve kullanma sıklıkları için mutlak ve yüzde değerleri gösteren tablolar hazırlanmıştır. Bireylerin öğrenim düzeylerine göre küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgi puanları, öğrenim durumlarına göre ısınma, evsel atık, su ve elektrik tasarrufu davranış puanlarını karşılaştırmak için t-testi uygulanmıştır. BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUMLAR Eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgileri ve aile yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesi amacıyla yürütülen bu çalışmada elde edilen bulgular 4 bölümde incelenmiştir. • Öğrenim düzeylerine göre bireylerin demografik özellikleri • Öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgileri • Öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma, evsel atık, su ve elektrik tasarrufu davranışları • Öğrenim düzeylerine göre bireylerin evde kullanılan araçlar ve kullanma sıklıkları 4.1. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Demografik Özellikleri Bu bölümde, araştırmaya katılan bireylerin eğitim düzeylerine göre cinsiyet, yaş, meslek, medeni durumları ve yaşadıkları konutların özelliklerinden; oturulan ev tipi, evde ısınma durumları, pişirmede kullanılan yakıt, evin kanalizasyon durumuna ilişkin bilgiler verilmiştir. Tablo 1’de öğrenim düzeylerine göre bireylerin demografik bilgilerinin dağılımı verilmiştir. 37 Tablo 1. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Demografik Özelliklerinin Dağılımı Lise ve altı (N:125) Sayı % Cinsiyet Kadın Erkek Yaş 18-34 35-51 52-68 Meslek Öğretmen Ev Hanımı İşçi Çiftçi Diğer Medeni Durum Evli Bekâr Dul Üniversite (N: 125) Sayı % 72 53 57.6 42.4 57 68 45.6 54.4 32 64 29 25.6 51.2 23.2 18 80 27 14.4 64.0 21.6 60 21 21 23 48.0 16.8 16.8 18.4 117 1 7 93.6 0.8 5.6 85 38 2 68.0 30.4 1.6 95 29 1 76.0 23.2 0.8 Tablo 1’de görüldüğü gibi, araştırmaya katılan lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %57.6’sını erkek, %42.4’ünü kadın oluştururken, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%54.4’ünü kadın, % 45.6’sını erkek oluşturmaktadır. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin yarısının (%51.2) 26-39 yaş aralığında, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin yarısından fazlasının da (%64.0) aralığında olduğu tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde 26-39 yaş öğrenim gören bireylerin%93.6’ sının öğretmen olduğu, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ise %48.0’inin ev hanımı, %18.4’ünün diğer, %16.8’inin işçi, %16.8’inin çiftçi olduğu tespit edilmiştir. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin evli, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin ise %76.0’sının evli olduğu görülmüştür. Tablo 2’de öğrenim düzeylerine göre bireylerin yaşadıkları konutların özelliklerinin dağılımı verilmiştir. 38 Tablo 2. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Yaşadıkları Konutların Özellikleri Lise ve altı (N:125) Sayı % Oturulan Ev Tipi Müstakil Apartman Dairesi Evde Isınma Durumu Soba - Tüp gaz Soba - Odun Merkezi Kalorifer - Doğalgaz Merkezi Kalorifer - Kömür Kat Kalorifer - Doğalgaz Klima - Elektrik Pişirmede Kullanılan Yakıt Doğalgaz Tüp gaz Odun Evin Kanalizasyon Durumu Foseptik Şehir Kanalizasyonu Kanalizasyon Yok Üniversite (N: 125) Sayı % 111 14 88.8 11.2 30 95 24.0 76.0 11 103 2 9 - 8.8 82.4 1.6 7.2 - 12 48 17 47 1 9.6 38.4 13.6 37.6 0.8 12 74 39 9.6 59.2 31.2 79 45 1 63.2 36.0 0.8 93 12 20 74.4 9.6 16.0 3 121 1 2.4 96.8 0.8 Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin oturduğu ev tipinin müstakil, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin ise %76.0’sının apartman dairesinde oturduğu görülmüştür. Evde ısınma durumlarına bakıldığında, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün soba-odun kullandığı, üniversite düzeyinde doğalgaz, öğrenim gören bireylerin%38.4’ünün merkezi kalorifer- %37.6’sının da kat kalorifer- doğalgaz kullandığı tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%96.8’inin evindeki kanalizasyon durumunun şehir kanalizasyonu olduğu, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %74.4’ünün evindeki kanalizasyon durumunun foseptik olduğu görülmüştür. Türkiye'nin Enerji Verimliliği Bilinci Kamuoyu Araştırmasında (2009) evlerde en çok kullanılan ısıtma sisteminin başında %49'luk oranla soba geldiği onu %29'luk oranla doğal gaz ve kalorifer izlediği görülmüştür. Elektrikli ısıtıcılar %9, kömür kaloriferi %8.4, klima %8 ve doğal gaz sobasının %5'lik orana sahip olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik göstermektedir. Elde edilen bulgulardan lise ve altı öğrenim düzeyindeki bireylerin ev yaşam koşullarının daha düşük olduğu söylenebilir. 39 4.2. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma Ve Ev Araçları Bilgilerine İlişkin Bulgular Bu bölümde, araştırmaya katılan bireylerin öğrenim düzeylerine göre küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgilerine verdikleri doğru ve yanlış yanıtlarına ilişkin bulgular ve bunlara dayalı olarak yapılan yorumlar yer almaktadır. Küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgi sorularının her bir maddesi doğru ifade olarak hazırlanmıştır. Öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgilerinin dağılımı Tablo 3’de verilmiştir. Tablo 3. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Bilgileri Lise ve altı (N:125) Üniversite (N: 125) Sayı % Sayı % İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda sıcaklık ta artar. Doğru Yanıtlayanlar 113 90.4 125 100.0 Yanlış Yanıtlayanlar 12 9.6 Küresel ısınma canlıların ve çevrenin yok olma sürecidir. Doğru Yanıtlayanlar 110 88.0 119 95.2 Yanlış Yanıtlayanlar 15 12.0 6 4.8 Ormansızlaşma küresel ısınmayı hızlandırır. Doğru Yanıtlayanlar 109 87.2 124 99.2 Yanlış Yanıtlayanlar 16 12.8 1 0.8 Toplumlardaki tüketim eğiliminin artması küresel ısınmanın sürecini arttırır. Doğru Yanıtlayanlar 70 56.0 105 84.0 Yanlış Yanıtlayanlar 55 44.0 20 16.0 Hızlı nüfus artışı küresel ısınma sürecini hızlandırır. Doğru Yanıtlayanlar 98 78.4 100 80.0 Yanlış Yanıtlayanlar 27 21.6 25 20.0 Uzun süreli yağış azlığı nedeniyle, dünyanın birçok bölgesinde daha etkili kuraklık ve çölleşme gibi doğal afetler yaşanır. Doğru Yanıtlayanlar 118 94.4 123 98.4 Yanlış Yanıtlayanlar 7 5.6 2 1.6 Konutta doğalgaz kullanmanın hava kirliliği sorununun çözümüne bir katkısı vardır. Doğru Yanıtlayanlar 87 69.6 122 97.6 Yanlış Yanıtlayanlar 38 30.4 3 2.4 Ozon tabakasındaki incelme tüm insanları tehdit etmektedir. Doğru Yanıtlayanlar 95 76.0 121 96.8 Yanlış Yanıtlayanlar 30 24.0 4 3.2 Hava, su ve toprak tükenmeyen kaynaklardır Doğru Yanıtlayanlar 88 70.4 24 19.2 Yanlış Yanıtlayanlar 37 29.6 101 80.8 Fosil (Kömür vb.) yakıtların yakılması küresel ısınmayı tetikler. Doğru Yanıtlayanlar 107 85.6 116 92.8 Yanlış Yanıtlayanlar 18 14.4 9 7.2 125 100.0 125 100.0 TOPLAM 40 Tablo 3’de üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %100.0’ ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %90.4’ünün insanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda sıcaklığın artmış olduğu görüşünü doğru yanıtladıkları tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %95.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.0’inin, küresel ısınmanın canlıların ve çevrenin yok olma süreci olduğunu doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %99.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %87.2’sinin ormansızlaşmanın küresel ısınmayı hızlandırdığı görüşünü doğru yanıtladıkları tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %56.0’sının toplumlardaki tüketim eğiliminin artması küresel ısınma sürecini hızlandırır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %80.0’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %78.4’ünün hızlı nüfus artışının küresel ısınma sürecini hızlandırdığı görüşünü doğru yanıtladıkları tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün uzun süreli yağış azlığı nedeniyle, dünyanın birçok bölgesinde daha etkili kuraklık ve çölleşme gibi doğal afetler yaşanacağı görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin% 97.6’sının, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %69.6’sının konutta doğalgaz kullanmanın hava kirliliği sorununun çözümüne bir katkısı vardır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının ozon tabakasındaki incelme tüm insanları tehdit etmekte olduğu görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %70.4’ünün, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%19.2’sinin hava ve suyun tükenmeyen kaynaklar görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%92.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %85.6’sının fosil (kömür vb.) yakıtların yakılması küresel ısınmayı tetiklediği görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Bu sonuçlardan yola çıkarak üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınma ile ilgili daha fazla doğru bilgiye sahiptir. 41 Öğrenim düzeylerine göre bireylerin aydınlanma konusundaki bilgilerinin dağılımı Tablo 4’de verilmiştir. Tablo 4. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Aydınlanma Konusundaki Bilgileri Lise ve altı (N:125) Üniversite (N: 125) Sayı % Sayı % Konut aydınlatmada enerji tasarrufu sağlamak için az enerji tüketen lambalar tercih edilir. Doğru Yanıtlayanlar 103 82.4 123 98.4 Yanlış Yanıtlayanlar 22 17.6 2 1.6 Floresan lambalar akkor lambalara göre daha fazla ışık verir. Doğru Yanıtlayanlar 79 63.2 106 84.8 Yanlış Yanıtlayanlar 46 36.8 19 15.2 Lambaların ve armatürlerin sık sık tozu alınarak daha iyi aydınlatma sağlanır. Doğru Yanıtlayanlar 110 88.0 118 94.4 Yanlış Yanıtlayanlar 15 12.0 7 5.6 Kısa bir süre için dahi olsa oda terk edildiğinde ışıklar söndürülür. Doğru Yanıtlayanlar 103 82.4 119 95.2 Yanlış Yanıtlayanlar 22 17.6 6 4.8 Açık renkli duvarlar, mobilyalar, perdeler ve halılar ışığı yansıtır ve odanın aydınlatma ihtiyacını azaltır. Doğru Yanıtlayanlar 70 56.0 119 95.2 Yanlış Yanıtlayanlar 55 44.0 6 4.8 Daha verimli aydınlatma sağlamak için fazla ışığa ihtiyaç duyulan bölümlerde düşük güçlü çok sayıda lamba yerine yüksek güçlü tek bir lamba kullanılır. Doğru Yanıtlayanlar 44 35.2 48 38.4 Yanlış Yanıtlayanlar 81 64.8 77 61.6 125 100.0 125 100.0 TOPLAM Tablo 4 incelendiğinde üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün konut aydınlatmada enerji tasarrufu sağlamak için az enerji tüketen lambalar tercih edilir görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.8’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %63.2’sinin floresan lambaların akkor lambalara göre daha fazla ışık verir görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin lambaların ve armatürlerin sık sık tozu alınarak daha iyi aydınlatma sağlanır görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin 95.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün kısa bir süre için dahi olsa oda terk edildiğinde ışıklar söndürülür görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %95.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %56.0’sının açık renkli duvarlar, mobilyalar, perdeler ve halıların ışığı yansıttığı ve odanın aydınlatma ihtiyacını azaltır görüşünü doğru yanıtladıkları 42 belirlenmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %35.2’sinin daha verimli aydınlatma sağlamak için fazla ışığa ihtiyaç duyulan bölümlerde düşük güçlü çok sayıda lamba yerine yüksek güçlü tek bir lamba kullanılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite öğrenim durumuna sahip bireyler lise öğrenim durumuna sahip bireylere göre daha fazla az enerji tüketen lambalar tercih etmekte ve kısa bir süre için dahi olsa oda terk edildiğinde ışıkları söndürmektedirler. Bu araştırma sonuçlarına göre bireylerin öğrenim düzeyi yükseldikçe aydınlanma konusunda daha fazla doğru bilgiye sahiptir. Öztop ve Güven (2008)’in yaptığı bir araştırmada kadınların konutun aydınlamasında enerji tasarrufuna ilişkin bilgilerle ilgili her bir sorudan aldıkları ortalama puanlar öğrenim düzeylerine göre incelendiğinde; en yüksek ortalama puanı, tüm öğrenim gruplarında, "aydınlatmada enerji tasarrufunu sağlamak için az enerji tüketen lambalar tercih edilmelidir" (ilkokul ve daha az: 1.912, ortaöğrenim: 1.940, yükseköğrenim: 2.000) ve "kısa bir süre için dahi olsa oda terk edildiğinde ışıklar söndürülmelidir" (ilkokul ve daha az: 1.960, ortaöğrenim: 1.896, yükseköğrenim: 2.000) cümlelerinden aldıkları bulunmuştur. Konuya ilişkin yapılan çalışmalarda normal ampul yerine floresan kullanmanın enerji tasarrufuna büyük oranda katkıda bulunduğu, 18 watt'lık bir floresanın 75 watt'lık bir ampul ile aynı verimlilikte aydınlatma sağladığı belirtilmektedir. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik göstermektedir. Öğrenim düzeylerine göre bireylerin ısınma konusundaki bilgilerinin dağılımı Tablo 5’te verilmiştir. 43 Tablo 5. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Isınma Konusundaki Bilgilerinin Dağılımı Lise ve altı (N:125) Üniversite (N: 125) Sayı % Sayı % Doğalgaz veya tüplü gazlı sobalar yerine elektrik sobaları tercih edilir. Doğru Yanıtlayanlar 64 51.2 35 28.0 Yanlış Yanıtlayanlar 61 48.8 90 72.0 Hava girişlerini önlemek için pencere ve kapıların her yıl izolasyonu sağlanır. Doğru Yanıtlayanlar 93 74.4 118 94.4 Yanlış Yanıtlayanlar 32 56 7 56 Yerleri halı ile kaplamak zeminde ısı kaybını azaltır. Doğru Yanıtlayanlar 90 72.0 121 96.8 Yanlış Yanıtlayanlar 35 28.0 4 3.2 Kalın perdeler kullanılarak pencerelerden ısı kaybı azaltılır. Doğru Yanıtlayanlar 95 76.0 105 84.0 Yanlış Yanıtlayanlar 30 24.0 20 16.0 Perdeler radyatör önünü örtmeyecek şekilde kapatılır. Doğru Yanıtlayanlar 95 76.0 121 96.8 Yanlış Yanıtlayanlar 30 24.4 4 3.2 Konuttaki odaların hepsi aktivitelerin sürdürülebileceği en düşük sıcaklık düzeyinde (1820°C)de ısıtılır. Doğru Yanıtlayanlar 84 67.2 114 91.2 Yanlış Yanıtlayanlar 41 32.8 11 8.8 Konutta sadece kullanılan odalar yüksek derecede (22-25°C) ısıtılmaz. Doğru Yanıtlayanlar 49 39.2 50 40.0 Yanlış Yanıtlayanlar 76 60.8 75 60.0 Bacalar kış aylarına girmeden önce kontrol edilerek temizlenir. Doğru Yanıtlayanlar 85 68.0 123 98.4 Yanlış Yanıtlayanlar 40 32.0 2 1.6 125 100.0 125 100.0 TOPLAM Tablo 5’te üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ise %48.8’inin doğalgaz veya tüplü gazlı sobalar yerine elektrik sobaları tercih edilir görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %74.4’ünün hava girişlerini önlemek için pencere ve kapıların her yıl izolasyonu sağlanır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin yerleri halı ile kaplamanın zeminde ısı kaybını azaltır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının kalın perdeler kullanılarak pencerelerden ısı kaybı azaltılır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının perdeler radyatörün önünü örtmeyecek şekilde kapatılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören 44 bireylerin %91.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %67.2’sinin konuttaki odaların hepsi aktivitelerin sürdürülebileceği en düşük sıcaklık düzeyinde (1820°C)de ısıtılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %40.0’ının, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %39.2’sinin konutta sadece kullanılan odalar yüksek derecede (22-25°C) ısıtılmaz görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin bacaları kış aylarına girmeden önce kontrol ederek temizlenir görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireyler, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylere göre ısınma konusunda daha az doğru bilgiye sahiptir. Öztop ve Güven (2008)’in çalışmasında kadınların konut ısıtılmasındaki uygulamalarında "bacalar kış aylarına girmeden önce kontrol edilerek temizlenmelidir" ve "perdeler radyatör önünü örtmeyecek şekilde kapatılmalıdır" cümlelerinden, her üç öğrenim grubunda da ( ilkokul ve daha az: 1.997, ortaöğrenim:2.000, yükseköğrenim:2.000) yaklaşık puanlar aldıkları görülmüştür. Bu çalışma elde edilen verilerle benzerlik göstermektedir. Öğrenim düzeylerine göre bireylerin ev araçları konusundaki bilgilerinin dağılımı Tablo 6’da verilmiştir. 45 Tablo 6. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Ev Araçları Konusundaki Bilgilerinin Dağılımı Lise ve altı (N:125) Üniversite (N: 125) Sayı % Sayı % Çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi tamamen dolduktan sonra çalıştırılır. Doğru Yanıtlayanlar 78 62.4 118 94.4 Yanlış Yanıtlayanlar 47 37.6 7 5.6 Çamaşır makinesinde tavsiye edilen kadar deterjan kullanılır. Doğru Yanıtlayanlar 99 79.2 120 96.0 Yanlış Yanıtlayanlar 26 20.8 5 4.0 Çamaşır makinesinde yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi tüketimini arttırır. Doğru Yanıtlayanlar 77 61.6 110 88.0 Yanlış Yanıtlayanlar 48 38.4 15 12.0 Bulaşık makinesi kullanılırken mutlaka ön yıkama yapılmaz. Doğru Yanıtlayanlar 46 36.8 87 69.6 Yanlış Yanıtlayanlar 79 63.2 83 30.4 Buzdolabında mevsimlere göre ısı ayarı yapılır. Doğru Yanıtlayanlar 111 88.8 121 96.8 Yanlış Yanıtlayanlar 14 11.2 4 3.2 Derin dondurucular buzdolabından daha fazla enerji harcar. Doğru Yanıtlayanlar 80 64.0 107 85.6 Yanlış Yanıtlayanlar 45 36.0 18 14.4 Buzdolabının kapağının sık sık açılması enerji tüketimini etkiler. Doğru Yanıtlayanlar 69 55.2 120 96.0 Yanlış Yanıtlayanlar 56 44.8 5 4.0 Kapasitesi daha fazla olan buzdolapları(10kg) ile daha az olanların (5kg) enerji tüketimi arasında fark vardır. Doğru Yanıtlayanlar 90 72.0 107 85.6 Yanlış Yanıtlayanlar 35 28.0 18 14.4 Buzdolabının kapasitesinden fazla doldurulması elektrik enerjisi tüketimini etkiler. Doğru Yanıtlayanlar 73 58.4 95 76.0 Yanlış Yanıtlayanlar 52 41.6 30 24.0 Elektrikli fırında ön ısıtma yapmak elektrik harcamalarını etkiler. Doğru Yanıtlayanlar 66 52.8 106 84.8 Yanlış Yanıtlayanlar 59 47.2 19 15.2 Isı yayan ve soğutucu özelliği olan araçlar birbirine uzak kullanılır. Doğru Yanıtlayanlar 105 84.0 118 94.4 Yanlış Yanıtlayanlar 20 16.0 7 5.6 Birden fazla elektrikli ev araçlarını bir arada kullanmak elektrik enerjisi tüketimini arttırır. Doğru Yanıtlayanlar 90 72.0 105 84.0 Yanlış Yanıtlayanlar 35 28.0 20 16.0 125 100.0 125 100.0 TOPLAM Tablo 6’da üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 94.4’ünün lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %62.4’ünün çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi tamamen dolduktan sonra çalıştırılır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.0’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %79.2’sinin çamaşır makinesinde tavsiye edilen kadar deterjan kullanılır 46 görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %61.6’sının çamaşır makinesinde yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi tüketimini arttırır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %69.6’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %36.8’inin bulaşık makinesi kullanılırken mutlaka ön yıkama yapılmaz görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin buzdolabında mevsimlere göre ısı ayarı yapılır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %85.6’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %64.0’ünün derin dondurucular buzdolabından daha fazla enerji harcadığı görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.0’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %55.2’sinin buzdolabının kapağının sık sık açılmasının enerji tüketimini etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 85.6’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin kapasitesi daha fazla olan buzdolapları(10kg) ile daha az olanların (5kg) enerji tüketimi arasında fark vardır görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%76.0’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %58.4’ünün buzdolabının kapasitesinden fazla doldurulması elektrik enerjisi tüketimini etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.8’inin lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %52.8’inin elektrikli fırında ön ısıtma yapmak elektrik harcamalarını etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün ısı yayan ve soğutucu özelliği olan araçlar birbirine uzak kullanılır görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin birden fazla elektrikli ev araçlarını bir arada kullanmak elektrik enerjisi tüketimini arttırır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre üniversite düzeyinde öğrenim gören bireyler ev araçları konusunda lise düzeyinde öğrenim gören bireylerden daha fazla doğru bilgiye sahiptir. 47 Öztop ve Güven (2008) kadınların çamaşır makinesinin kullanımında enerji tasarrufu sorularına “çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi tamamen dolmadan çalıştırılmaz” (ilkokul ve daha az: 1.960, ortaöğrenim: 1.923, yükseköğrenim: 1.920), “çamaşır makinesinde tavsiye edilenden fazla deterjan kullanılmamalıdır” (ilkokul ve daha az: 1.909, ortaöğrenim: 1.929, yükseköğrenim: 2.000), “çamaşır makinesinde yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi tüketimini arttırmaz” (ilkokul ve daha az: 1.264, ortaöğrenim: 1.385, yükseköğrenim: 1.600), “buzdolabında mevsimlere göre ısı ayarı yapılır” cümlelerinden yüksek öğrenim düzeyindeki kadınların tam puan (2.000) aldıkları, ilkokul ve daha az (1.994) ve ortaöğrenim düzeyindeki (1.995) puan aldıklarını tespit etmişlerdir. "geniş buzdolapları küçük olanlardan daha az enerji harcar" (ilkokul ve daha az: 1.022, ortaöğrenim: 1.131, yükseköğrenim: 1.160) şeklinde cevap verdiklerini saptamıştır. Kadınların "buzdolabı kapağının sık sık açılması enerji tüketimini etkilemez" (ilkokul ve daha az: 1.232, ortaöğrenim: 1.533, yükseköğrenim: 1.640) cümlesinden aldıkları ortalama puanların öğrenim düzeyinin yükselmesine bağlı olarak artması da dikkat çekici olduğunu saptamışlardır. Bu araştırma sonuçlarına göre öğrenim düzeyi yükseldikçe bireylerin ev araçları konusunda daha fazla doğru bilgiye sahip oldukları görülmüştür. Yaptığımız çalışmanın verilerini destekler nitelikte görülürken, aynı araştırmada çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi tamamen dolmadan çalıştırılmaz görüşüne ilkokul ve daha az düzeyde öğrenim gören bireyler daha fazla doğru bilgiye sahip oldukları, bu araştırmada ise üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin daha fazla doğru bilgiye sahip oldukları saptanmıştır bu yönüyle yaptığımız çalışmanın verilerini destekler nitelikte olmadığı görülmüştür. Tablo 7’de bireylerin öğrenim düzeylerine göre küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgilerinin karşılaştırılmasının dağılımı sunulmuştur. 48 Tablo 7. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma ve Ev Araçları Bilgilerinin Karşılaştırılması Küresel Isınmaya İlişkin Bilgiler Lise ve altı Üniversite Aydınlanmaya İlişkin Bilgiler Lise ve altı Üniversite Isınmaya İlişkin Bilgiler Lise ve altı Üniversite Ev Araçlarına İlişkin Bilgiler Lise ve altı Üniversite *P<0.05 **P<0.01 N _ X S t Sd P 125 125 7.57 7.68 1.50 0.90 0.712 248 .477 125 125 4.37 5.30 1.32 0.82 6.658 248 .001*** 125 125 5.46 6.50 1.40 1.04 6.657 248 .001*** 125 7.14 125 6.51 ***P<0.001 1.71 1.48 3.081 248 .001*** Bireylerin lise ve altı öğrenim düzeyi ile üniversite öğrenim düzeyine sahip olma durumlarına göre bireylerin küresel ısınma, aydınlanma, ısınma ve ev araçları bilgilerinin karşılaştırılma sonuçları incelendiğinde; lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin ve üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınma bilgi puanları ortalamasının birbirine yakın olduğu görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin bilgi puanları lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerden daha fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olmadığı belirlenmiştir (P>0.05). Üniversite düzeyine sahip olan bireylerin aydınlanma ve ısınmaya ilişkin puanlarının ortalaması, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin puanlarının ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olduğu bulunmuştur (P<0.001). Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ev araçlarına ilişkin bilgilerinin puanlarının ortalaması üniversite düzeyine sahip olan bireylerin puanlarının ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olduğu saptanmıştır (P<0.001). Üniversite düzeyine sahip bireylerin küresel ısınma, aydınlanma ve ısınma konularında lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylere göre daha fazla doğru bilgiye sahip oldukları belirlenmiştir. Sonuç olarak bireylerin eğitim durumu yükseldikçe küresel ısınma, aydınlanma ve ısınma konusundaki bilgilerinin arttığı görülmüştür. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ev araçlarına ilişkin konuda üniversite öğrenim 49 düzeyine sahip bireylerden daha fazla doğru bilgiye sahip oldukları saptanmıştır. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin çoğunluğunun ev hanımı olduğu saptanmıştır. Bu sonuçtan yola çıkarak ev hanımlarının vakitlerini geçirdikleri televizyon karşısında ev araçlarına ilişkin bilgiler veren programlar izleyebilecekleri ve internetten bilgi alabilecekleri düşünülmektedir. Bayraktar (2003), ailelerin elektrikli ev araçlarının enerji tüketimi ve tasarrufuna ilişkin bilgi düzeylerini ölçmek amacıyla yaptığı araştırmada 16 likert tipli cümle kullanılmıştır. Araştırma kapsamına alınan kadın ve erkeklerin büyük çoğunluğunun bu soruların % 77'sine doğru cevap verdikleri saptanmıştır. Araştırma verilerini destekler niteliktedir. Öztop ve Güven’in (2008), çalışmasında kadınların öğrenim düzeyleri yükseldikçe konutun aydınlatılması, konutun ısıtılması ve enerji tasarrufuna ilişkin bilgilerine ilişkin toplam ortalama puanlarının da artmakta olduğunu saptamıştır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik göstermektedir. Kalınkara ve Ersoy (2002) tarafından yapılan araştırmada da konut ısıtmada enerji verimliliğine yönelik toplam tutum puanları bakımından öğrenim düzeyinin etkili olduğu ve öğrenim düzeyi yükseldikçe puanlarda önemli artışlar olduğu görülmüştür. Yaptığımız çalışmanın verilerini destekler niteliktedir. 4.3. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Evsel Atık, Su Ve Elektrik Tasarrufu Davranışlarına İlişkin Bulgular Bu bölümde, araştırmaya katılan öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma, evsel atık, su ve elektrik tasarrufu davranışlarına ilişkin bulgular ve bunlara dayalı olarak yapılan yorumlar yer almaktadır. Öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma konusundaki davranış sıklıklarının dağılımı Tablo 8’de verilmiştir. 50 Tablo 8. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma Konusundaki Davranış Sıklıklarının Dağılımı Lise ve altı (N:125) Üniversite (N: 125) Sayı % Sayı % Etrafımdaki insanları küresel ısınmaya karşı alabilecekleri önlemler konusunda uyarıyorum. Hiçbir zaman 3 2.4 4 3.2 Nadiren 10 8.0 15 12.0 Ara sıra 81 64.8 27 21.6 Çoğunlukla 17 13.6 33 26.4 Her zaman 14 11.2 46 36.8 Ozon tabakasına zarar veren maddeleri(Deodorant vb.) olabildiğince az kullanmaya çalışıyorum. Hiçbir zaman 16 12.8 8 6.4 Nadiren 6 4.8 14 11.2 Ara sıra 21 16.8 22 17.6 Çoğunlukla 47 37.6 34 27.2 Her zaman 35 28.0 47 37.6 Daha pahalı da olsa çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih ediyorum. Hiçbir zaman 2 1.6 7 5.6 Nadiren 8 4.0 7 5.6 Ara sıra 45 36.0 28 22.4 Çoğunlukla 51 40.8 43 34.4 Her zaman 19 15.2 40 32.0 125 100.0 125 100.0 TOPLAM Tablo 8’de görüldüğü gibi üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 36.8’inin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %11.2’sinin etrafındaki insanları her zaman küresel ısınmaya karşı alabilecekleri önlemler konusunda uyardıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 37.6’sının, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin % 28.0’inin her zaman ozon tabakasına zarar veren maddeleri (Deodorant vb.) olabildiğince az kullanmaya çalıştıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 32.0’sinin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %36.0’sının her zaman daha pahalı da olsa çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih ettikleri görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgilerini lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerden daha fazla davranış haline getirdikleri görülmüştür. Şener ve Hazer (2007), “Değerlerin kadınların sürdürülebilir tüketim davranışı üzerindeki etkileri” isimli araştırmada; “Deterjan, şampuan, sprey, deodorant gibi ürünleri satın alırken çevreye zarar vermeyen özellikte olmasına dikkat eder misiniz?” 51 sorusuna verilen yanıtların puan ortalaması 5 tam puan üzerinden 2.98 olarak saptamışlardır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik göstermektedir. Öğrenim düzeylerine göre bireylerin evsel atık konusundaki davranış sıklıklarının dağılımı Tablo 9’da verilmiştir. Tablo 9. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evsel Atık Konusundaki Davranış Sıklıklarının Dağılımı Lise ve altı (N:125) Üniversite (N: 125) Sayı % Sayı % Evsel atıkları(cam, metal, alüminyum, kâğıt, plastik vb.)ayrı toplayıp dönüşüm kumbaralarına atıyorum. Hiçbir zaman 42 33.6 20 16.0 Nadiren 6 4.8 25 20.0 Ara sıra 30 24.0 33 26.4 Çoğunlukla 38 30.4 14 11.2 Her zaman 9 7.2 33 26.4 Çok fazla ambalaj içermeyen ve geri dönüştürülen ambalajlarda satılan ürünleri alıyorum. Hiçbir zaman 7 5.6 14 11.2 Nadiren 40 32.0 14 11.2 Ara sıra 20 16.0 26 20.8 Çoğunlukla 45 36.0 41 32.8 Her zaman 13 10.4 30 24.0 Bir ürün alırken atığının geri dönüşümlü olmasına dikkat ediyorum. Hiçbir zaman 2 1.6 14 11.2 Nadiren 8 6.4 19 15.2 Ara sıra 16 12.8 37 29.6 Çoğunlukla 73 58.4 15 12.0 Her zaman 26 20.8 40 32.0 125 100.0 125 100.0 TOPLAM Tablo 9’da üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %7.2’sinin her zaman evsel atıkları(cam, metal, alüminyum, kâğıt, plastik vb.)ayrı toplayıp dönüşüm kumbaralarına attığı görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%24.0’ünün, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %10.4’ünün her zaman çok fazla ambalaj içermeyen ve geri dönüştürülen ambalajlarda satılan ürünleri aldıkları tespit edilmiştir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %32.0’sinin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %20.8’inin her zaman bir ürün alırken atığının geri dönüşümlü olmasına dikkat ettiği saptanmıştır. 52 Türkiye'nin Enerji Verimliliği Bilinci Kamuoyu Araştırmasında (2009), çöplerini türlerine göre ayıranların oranının % 29 olduğu saptanmıştır. Araştırma verilerini destekler niteliktedir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireyler evsel atık konusundaki davranış sıklıklarının lise ve altı öğrenim düzeyindeki bireylerden daha fazla olduğu saptanmıştır. Öğrenim düzeylerine göre bireylerin su konusundaki davranış sıklıkları Tablo10’da verilmiştir. Tablo 10. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Su Kullanımı Konusundaki Davranış Sıklıkları Lise ve altı (N:125) Sayı % Üniversite (N: 125) Sayı % Suyu tasarruflu kullanıyorum. Hiçbir zaman 1 0.8 Nadiren 2 1.6 4 3.2 Ara sıra 13 10.4 7 5.6 Çoğunlukla 90 72.0 63 50.4 Her zaman 19 15.2 51 40.8 Çeşmede işim bittikten sonra hemen çeşmeyi kapatıyorum. Hiçbir zaman 2 1.6 Nadiren 2 1.6 2 1.6 Ara sıra 9 7.2 2 1.6 Çoğunlukla 13 10.4 19 15.2 Her zaman 99 79.2 102 81.6 Diş fırçalarken veya traş olurken musluğu kapatıyorum. Hiçbir zaman 1 0.8 3 2.4 Nadiren 4 3.2 1 0.8 Ara sıra 11 8.8 8 6.4 Çoğunlukla 86 68.8 80 64.0 Her zaman 23 18.4 33 26.4 Sıcak su musluğu açıldığında suyun ısınmasını beklerken akıtılan suyun ziyan olmaması için bir kaba doldurarak bu suyu farklı yerlerde kullanıyorum. Hiçbir zaman 11 8.8 16 12.8 Nadiren 4 3.2 14 11.2 Ara sıra 11 8.8 24 19.2 Çoğunlukla 70 56.0 34 27.2 Her zaman 29 23.2 37 29.6 125 100.0 125 100.0 TOPLAM 53 Tablo 10’un Devamı Lise ve altı (N:125) Üniversite (N: 125) Sayı % Sayı % Su depolayan sıcak su üreticileri (termosifon vb.)yerine anlık su ısıtıcıları(kombi vb.) kullanıyorum. Hiçbir zaman 36 28.8 7 5.6 Nadiren 8 6.4 4 3.2 Ara sıra 10 8.0 9 7.2 Çoğunlukla 12 9.6 30 24.0 Her zaman 59 47.2 75 60.0 Bulaşıkları elde değil makinede yıkıyorum. Hiçbir zaman 37 29.6 14 11.2 Nadiren 3 2.4 4 3.2 Ara sıra 23 18.4 17 13.6 Çoğunlukla 13 10.4 38 30.4 Her zaman 49 39.2 52 41.6 Sebze ve meyveleri su dolu bir kapta bekletip yıkıyorum. Hiçbir zaman 6 4.8 5 4.0 Nadiren 5 4.0 10 8.0 Ara sıra 14 11.2 31 4.8 Çoğunlukla 69 55.2 31 24.8 Her zaman 31 24.8 48 38.4 Muslukları ve sifonları daima bakımlı tutuyorum. Hiçbir zaman 1 0.8 1 0.8 Nadiren 3 2.4 6 4.8 Ara sıra 22 17.6 14 11.2 Çoğunlukla 80 64.0 49 39.2 Her zaman 19 1.2 55 44.0 Klasik duş başlıkları yerine düşük akımlı aeratörlü duş başlıklarını kullanıyorum Hiçbir zaman 20 16.0 11 8.8 Nadiren 8 6.4 6 4.8 Ara sıra 12 9.6 28 22.4 Çoğunlukla 52 41.6 38 30.4 Her zaman 33 26.4 42 33.6 Buzluktaki yiyeceklerin ve diğer donmuş gıdaların buzunu eritmek için su kullanmıyorum. Hiçbir zaman 20 16.0 6 4.8 Nadiren 5 4.0 11 8.8 Ara sıra 13 10.4 32 25.6 Çoğunlukla 68 54.4 43 34.4 Her zaman 19 15.2 33 26.4 Kapı önü, balkon, merdivenler, teras gibi yerlerin temizliğinde süpürge kullanırım veya kova ve sünger kullanarak temizliyorum. Hiçbir zaman 1 0.8 3 2.4 Nadiren 6 4.8 6 4.8 Ara sıra 9 7.2 23 18.4 Çoğunlukla 92 73.6 54 43.2 Her zaman 17 13.6 39 31.2 125 100.0 125 100.0 TOPLAM Tablo 10’da üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %40.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %15.2’sinin suyu her zaman tasarruflu kullandığı görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %81.6’sının lise ve altı 54 düzeyde öğrenim gören bireylerin %79.2’sinin her zaman çeşmede işim bittikten sonra hemen çeşmeyi kapattığı görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin % 18.4’ünün diş fırçalarken veya traş olurken her zaman musluğu kapattıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %29.6’sı, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %23.2’si her zaman sıcak su musluğunu açtıklarında suyun ısınmasını beklerken akıtılan suyun ziyan olmaması için bir kaba doldurarak bu suyu farklı yerlerde kullandıklarını belirtmişlerdir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%60.0’ı, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %47.2’si su depolayan sıcak su üreticileri (termosifon vb.)yerine anlık su ısıtıcıları(kombi vb.) kullandıklarını belirtmişlerdir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %41.6’sının, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %39.2’sinin bulaşıkları elde değil makinede yıkadıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenime sahip bireylerin %24.8’inin sebze ve meyveleri su dolu bir kapta bekletip yıkadığı görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %44.0’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %1.2’sinin muslukları ve sifonları daima bakımlı tuttukları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %33.6’sı, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %26.4’ü klasik duş başlıkları yerine düşük akımlı duş başlıklarını kullandıklarını belirtmişlerdir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %15.2’sinin buzluktaki yiyeceklerin ve diğer donmuş gıdaların buzunu eritmek için su kullanmadığı görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %31.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %13.6’sının kapı önü, balkon, merdivenler, teras gibi yerlerin temizliğinde süpürge kullanarak veya kova ve sünger kullanarak temizlediği saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin su kullanımı sıklıklarının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerden daha fazla olduğu belirlenmiştir. Çağlar ve arkadaşlarının (2008) yaptığı araştırmada “Küresel ısınmaya karsı alınabilecek bireysel önlemlerden hangilerini uyguluyorsunuz?” sorusuna bireylerin %31.3’ünün suyu tedbirli kullandığı saptanmıştır. Araştırma verilerini destekler niteliktedir. 55 Türkiye'nin Enerji Verimliliği Bilinci Kamuoyu Araştırmasında (2009), evlerde enerji kaynaklarını verimli kullanmak için yapılanların sıralamasında diş fırçalarken ve banyo yaparken suyu boşa akıtmadığını söyleyenlerin oranı %74 olarak bulunmuştur. Yaptığımız çalışmanın verilerini destekler niteliktedir. Öğrenim düzeylerine göre bireylerin elektrik tasarrufu konusundaki davranış sıklıklarının dağılımı Tablo 11’de verilmiştir. Tablo 11. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Elektrik Tasarrufu Konusundaki Davranış Sıklıklarının Dağılımı Lise ve altı (N:125) Sayı % Kalorifer açık iken kapı ve pencereleri kapatıyorum. Hiçbir zaman 9 7.2 Nadiren Ara sıra 18 14.4 Çoğunlukla 32 25.6 Her zaman 66 52.8 Işık, radyo veya televizyonu gereksiz yere açık bırakmıyorum. Hiçbir zaman 5 4.0 Nadiren 5 4.0 Ara sıra 4 3.2 Çoğunlukla 19 15.2 Her zaman 92 73.6 Buzdolabına konan sıvı ve sulu yiyeceklerin üzerini kapatıyorum. Hiçbir zaman 1 0.8 Nadiren 5 4.0 Ara sıra 8 6.4 Çoğunlukla 13 10.4 Her zaman 98 78.4 Buzdolabının kapağının sık sık açmıyorum. Hiçbir zaman 3 2.4 Nadiren 1 0.8 Ara sıra 24 19.2 Çoğunlukla 25 20.0 Her zaman 72 57.6 Buzdolabını kapasitesinden fazla doldurmuyorum. Hiçbir zaman 4 3.2 Nadiren 4 3.2 Ara sıra 5 4.0 Çoğunlukla 32 25.6 Her zaman 80 64.0 Fırında gerekli olmadıkça ön ısıtma yapmıyorum Hiçbir zaman 16 12.8 Nadiren 3 2.4 Ara sıra 5 4.0 Çoğunlukla 25 20.0 Her zaman 76 60.8 125 100.0 TOPLAM Üniversite (N: 125) Sayı % 7 33 85 5.6 26.4 68.0 3 4 51 67 2.4 3.2 40.8 53.6 2 1 14 42 66 1.6 0.8 11.2 33.6 52.8 3 4 14 63 41 2.4 3.2 11.2 50.4 32.8 3 2 11 68 41 2.4 1.6 8.8 54.4 32.8 5 1 17 44 57 125 4.0 0.8 13.6 35.2 45.6 100.0 56 Tablo 11. Devamı Lise ve altı (N:125) Üniversite (N: 125) Sayı % Sayı % Fırında yiyecek pişirirken fırının kapağını sık sık açmıyorum. Hiçbir zaman 6 4.8 3 2.4 Nadiren 5 4.0 2 1.6 Ara sıra 25 20.0 6 4.8 Çoğunlukla 20 16.0 53 42.4 Her zaman 69 55.2 61 48.8 Televizyon v.b. kumandalı elektrikli ev aletlerini kapatma düğmesinden kapatıyorum. Hiçbir zaman 3 2.4 1 0.8 Nadiren 2 1.6 6 4.8 Ara sıra 23 18.4 19 15.2 Çoğunlukla 27 21.6 36 28.8 Her zaman 70 56.0 63 50.4 A sınıfı elektrikli ev aleti satın alıyorum. Hiçbir zaman 3 2.4 Nadiren 5 4.0 3 2.4 Ara sıra 18 14.4 9 7.2 Çoğunlukla 37 29.6 44 35.2 Her zaman 62 49.6 69 55.2 Buzdolabına ve dondurucuya sıcak bir yiyecek koymuyorum. Hiçbir zaman 21 16.8 Nadiren 2 1.6 2 1.6 Ara sıra 8 6.4 5 4.0 Çoğunlukla 18 14.4 23 18.4 Her zaman 76 60.8 95 76.0 Makinede çamaşır yıkarken yüksek sıcaklıkta yıkama yerine ılık veya soğuk su ile yıkama yapıyorum. Hiçbir zaman 5 4.0 3 2.4 Nadiren 4 3.2 8 6.4 Ara sıra 14 11.2 24 19.2 Çoğunlukla 43 34.4 53 42.4 Her zaman 59 47.2 37 29.6 Bulaşıkları makineye koymadan/ elde bulaşıkları yıkamadan önce tabaklardaki yemek artıklarını sıyırarak temizliyorum. Hiçbir zaman 7 5.6 4 3.2 Nadiren 1 0.8 4 3.2 Ara sıra 20 16.0 6 4.8 Çoğunlukla 15 12.0 33 26.4 Her zaman 82 65.6 78 62.4 125 100.0 125 100.0 TOPLAM Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %52.8’inin kalorifer açık iken kapı ve pencereleri kapattıkları görülmüştür. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %73.6’sının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 53.6’sının ışık, radyo veya televizyonu gereksiz yere açık bırakmadığı tespit edilmiştir. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %78.4’ünün, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %52.8’inin buzdolabına konan sıvı ve 57 sulu yiyeceklerin üzerini kapattığı görülmüştür. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %57.6’sının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 32.8’inin buzdolabının kapağının sık sık açmadığı saptanmıştır. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %64.0’ünün, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %32.8’inin buzdolabını kapasitesinden fazla doldurmadıkları görülmüştür. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %60.8’inin, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 45.6’sının fırında gerekli olmadıkça ön ısıtma yapmadıklarını belirtmişlerdir. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %55.2’sinin, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %48.8’inin fırında yiyecek pişirirken fırının kapağını sık sık açmadıkları görülmüştür. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %56.0’sının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%50.4’ünün televizyon v.b. kumandalı elektrikli ev aletlerini kapatma düğmesinden kapattıklarını belirtmişlerdir. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %55.2’sinin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %49.6’sının A sınıfı elektrikli ev aleti satın aldıkları saptanmıştır. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %60.8’inin buzdolabına ve dondurucuya sıcak bir yiyecek koymadığı saptanmıştır. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %47.2’sinin, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %29.6’sının makinede çamaşır yıkarken yüksek sıcaklıkta yıkama yerine ılık veya soğuk su ile yıkama yaptıkları görülmüştür. Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %65.6’sının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %62.4’ünün bulaşıkları makineye koymadan elde bulaşıkları yıkamadan önce tabaklardaki yemek artıklarını sıyırarak temizledikleri saptanmıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ev aletleri konusundaki bilgilerini üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylere göre daha çok davranış haline getirdikleri saptanmıştır. Türkiye'nin Enerji Verimliliği Bilinci Kamuoyu Araştırmasında (2009) evlerde enerji kaynaklarını verimli kullanmak için yapılanların başında %79'luk oranla "gereksiz yanan lambaları kapatmak" geldiği saptanmıştır. Televizyon, DVD/VCD gösterici, müzik seti gibi elektrikli aletleri düğmesinden kapattığını söyleyenlerin oranı %52 olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik göstermektedir. 58 Tablo 12’de öğrenim düzeylerine göre bireylerin küresel ısınma, evsel atık, su ve elektrik tasarrufu davranışlarının karşılaştırılması verilmiştir. Tablo 12. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Küresel Isınma, Evsel Atık, Su Ve Elektrik Tasarrufu Davranışlarının Karşılaştırılması Küresel Isınmaya İlişkin Davranışlar Lise ve altı Üniversite Evsel Atığa İlişkin Davranışlar Lise ve altı Üniversite Su Tasarrufuna İlişkin Davranışlar Lise ve altı Üniversite Elektrik Tasarrufuna İlişkin Davranışlar Lise ve altı Üniversite *P<0.05 **P<0.01 N _ X S t Sd P 125 125 6.03 7.08 2.32 2.57 3.383 248 .001*** 125 125 6.15 9.02 2.47 3.09 8.112 248 .001*** 125 125 20.73 21.26 5.93 5.54 0.739 248 .461 125 20.74 125 20.25 ***P<0.001 7.84 5.01 0.586 248 .558 Tablo 12’de üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınmaya ve evsel atığa ilişkin davranış puanları ortalamasının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olduğu bulunmuştur (P<0.001). Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin su tasarrufuna ilişkin davranış puanları ortalamasının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ortalamasından fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olmadığı saptanmıştır (P>0.05). Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin elektrik tasarrufuna ilişkin davranış puanlarının ortalamasının üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin ortalamasından fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olmadığı belirlenmiştir (P>0.05). Bu araştırma sonuçlarına göre; üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınma, evsel atık ve su tasarrufu konularında sahip oldukları bilgileri lise ve altı 59 düzeyde öğrenim gören bireylerden daha fazla davranış haline getirdikleri görülmüştür. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin elektrik konusundaki bilgilerini üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerden daha fazla davranış haline getirdikleri saptanmıştır. 4.4. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evde Kullanılan Araçlar Ve Kullanma Sıklıklarına İlişkin Bulgular Bu bölümde, araştırmaya katılan bireylerin öğrenim düzeylerine göre evde kullanılan araçlar ve kullanma sıklıklarına ilişkin bulgulara dayalı olarak yapılan yorumlar yer almaktadır. Öğrenim düzeylerine göre bireylerin evde kullanılan araçlar ve araçları kullanma sıklıkları Tablo 13’de gösterilmiştir. Tablo 13. Öğrenim Düzeylerine Göre Bireylerin Evde Kullanılan Araçlar Ve Araçları Kullanma Sıklıkları Lise ve altı (N:125) Sayı % Buzdolabı Hiçbir zaman Nadiren Ara sıra Çoğunlukla Her zaman Çamaşır Makinesi Hiçbir zaman Nadiren Ara sıra Çoğunlukla Her zaman Fırın Hiçbir zaman Nadiren Ara sıra Çoğunlukla Her zaman Bulaşık Makinesi Hiçbir zaman Nadiren Ara sıra Çoğunlukla Her zaman TOPLAM Üniversite (N: 125) Sayı % 1 3 6 115 0.8 2.4 4.8 92.0 1 3 121 0.8 2.4 96.8 5 42 24 54 4.0 33.6 19.2 43.2 2 1 10 51 61 1.6 0.8 8.0 40.8 48.8 2 21 50 12 40 1.6 16.8 40.0 9.6 32.0 3 12 48 24 38 2.4 9.6 38.4 19.2 30.4 98 3 6 3 15 125 78.4 2.4 4.8 2.4 12.0 100.0 26 4 14 40 41 125 20.8 3.2 11.2 32.0 32.8 100.0 60 Tablo 13 incelendiğinde, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %92.0’sinin buzdolabını her zaman kullandıkları görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 48.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %43.2’sinin çamaşır makinesini her zaman kullandığı belirtilmiştir. Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %40.0’ının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün fırını ara sıra kullandıkları tespit edilmiştir. Bulaşık makinesini lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %78.4’ünün hiçbir zaman kullanmadığı, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %32.8’inin her zaman kullandığı saptanmıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre; bireylerin öğrenim düzeyleri yükseldikçe evde kullandıkları araçları kullanma sıklıklarının da arttığı görülmüştür. Topal ve Umurkan’ın (2009) yaptığı araştırmada elektrikli ev aletlerinin buzdolabının %97.39, televizyonun %96.59, çamaşır makinesinin %78.96, fırının %74.50, bulaşık makinesinin %14.49 kullanım oranına sahip olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar araştırma bulgularıyla paralellik göstermektedir. BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER Eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgileri ve aile yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesi amacıyla yürütülen bu çalışmada elde edilen sonuçlar ve bu sonuçlara dayalı olarak yapılan öneriler bu bölümde yer almaktadır. 5.1. Sonuçlar Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Demografik Özelliklerine Ait Bilgiler • Araştırmaya katılan lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %57.6’sını erkek, %42.4’ünü kadın, üniversite öğrenim düzeyine sahip bireylerin %54.4’ünü kadın, % 45.6’sını erkek oluşturmaktadır. • Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin yarısının (51.2) 26-39 yaş aralığında, üniversite öğrenim düzeyine sahip bireylerin yarısından fazlasının da (%64.0) 26-39 yaş aralığında olduğu tespit edilmiştir. • Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %68.0’inin, üniversite öğrenim düzeyine sahip bireylerin ise %76.0’sının evli olduğu görülmüştür. • Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %88.8’inin oturduğu ev tipinin müstakil olduğu, üniversite öğrenim düzeyine sahip bireylerin ise %76.0’sının apartman dairesinde oturduğu görülmüştür. • Evde ısınma durumlarına bakıldığında, lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %82.4’ünün soba-odun kullandığı, üniversite öğrenim düzeyine sahip bireylerin %38.4’ünün merkezi kalorifer- doğalgaz, %37.6’sının da kat kalorifer- doğalgaz kullandığı tespit edilmiştir. • Üniversite öğrenim düzeyine sahip bireylerin %96.8’inin evindeki kanalizasyon durumunun şehir kanalizasyonu olduğu, lise ve altı 62 öğrenim düzeyine sahip bireylerin %74.4’ünün evindeki kanalizasyon durumunun foseptik olduğu görülmüştür. Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma Ve Ev Araçları Bilgilerine Ait Bilgiler • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %100.0’ ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %90.4’ünün insanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda sıcaklığın artmış olduğu görüşünü doğru yanıtladıkları tespit edilmiştir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %95.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.0’inin, küresel ısınmanın canlıların ve çevrenin yok olma süreci olduğunu doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %99.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %87.2’sinin ormansızlaşmanın küresel ısınmayı hızlandırdığı görüşünü doğru yanıtladıkları tespit edilmiştir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %56.0’sının toplumlardaki tüketim eğiliminin artması küresel ısınma sürecini hızlandırır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %80.0’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %78.4’ünün hızlı nüfus artışının küresel ısınma sürecini hızlandırdığı görüşünü doğru yanıtladıkları tespit edilmiştir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün uzun süreli yağış azlığı nedeniyle, dünyanın birçok bölgesinde daha etkili kuraklık ve çölleşme gibi doğal afetler yaşanacağı görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin% 97.6’sının, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %69.6’sının konutta doğalgaz 63 kullanmanın hava kirliliği sorununun çözümüne bir katkısı vardır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının ozon tabakasındaki incelme tüm insanları tehdit etmekte olduğu görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %70.4’ünün, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%19.2’sinin hava ve suyun tükenmeyen kaynaklar görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%92.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %85.6’sının fosil (kömür vb.) yakıtların yakılması küresel ısınmayı tetiklediği görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün konut aydınlatmada enerji tasarrufu sağlamak için az enerji tüketen lambalar tercih edilir görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.8’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %63.2’sinin floresan lambaların akkor lambalara göre daha fazla ışık verir görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin lambaların ve armatürlerin sık sık tozu alınarak daha iyi aydınlatma sağlanır görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin 95.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %82.4’ünün kısa bir süre için dahi olsa oda terk edildiğinde ışıklar söndürülür görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %95.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %56.0’sının açık renkli duvarlar, mobilyalar, perdeler ve halıların ışığı yansıttığı ve odanın aydınlatma ihtiyacını azaltır görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir. 64 • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %35.2’sinin daha verimli aydınlatma sağlamak için fazla ışığa ihtiyaç duyulan bölümlerde düşük güçlü çok sayıda lamba yerine yüksek güçlü tek bir lamba kullanılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ise %48.8’inin doğalgaz veya tüplü gazlı sobalar yerine elektrik sobaları tercih edilir görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %74.4’ünün hava girişlerini önlemek için pencere ve kapıların her yıl izolasyonu sağlanır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin yerleri halı ile kaplamanın zeminde ısı kaybını azaltır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim kullanılarak gören pencerelerden bireylerin ısı kaybı %76.0’sının kalın azaltılır görüşünü perdeler doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının perdeler radyatörün önünü örtmeyecek şekilde kapatılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %91.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %67.2’sinin konuttaki odaların hepsi aktivitelerin sürdürülebileceği en düşük sıcaklık düzeyinde (18-20°C)de ısıtılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %40.0’ının, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %39.2’sinin konutta sadece kullanılan odalar yüksek derecede yanıtladıkları saptanmıştır. (22-25°C) ısıtılmaz görüşünü doğru 65 • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %98.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin bacaları kış aylarına girmeden önce kontrol ederek temizlenir görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 94.4’ünün lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %62.4’ünün çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi tamamen dolduktan sonra çalıştırılır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.0’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %79.2’sinin çamaşır makinesinde tavsiye edilen kadar deterjan kullanılır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %61.6’sının çamaşır makinesinde yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi tüketimini arttırır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %69.6’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %36.8’inin bulaşık makinesi kullanılırken mutlaka ön yıkama yapılmaz görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.8’inin lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %88.8’inin buzdolabında mevsimlere göre ısı ayarı yapılır görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %85.6’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %64.0’ünün derin dondurucular buzdolabından daha fazla enerji harcadığı görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %96.0’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %55.2’sinin buzdolabının kapağının sık sık açılmasının enerji tüketimini etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 85.6’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin kapasitesi daha fazla 66 olan buzdolapları(10kg) ile daha az olanların (5kg) enerji tüketimi arasında fark vardır görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%76.0’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %58.4’ünün buzdolabının kapasitesinden fazla doldurulması elektrik enerjisi tüketimini etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.8’inin lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %52.8’inin elektrikli fırında ön ısıtma yapmak elektrik harcamalarını etkiler görüşünü doğru yanıtladıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %94.4’ünün lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün ısı yayan ve soğutucu özelliği olan araçlar birbirine uzak kullanılır görüşünü doğru yanıtladıkları belirlenmiştir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %84.0’ünün lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %72.0’sinin birden fazla elektrikli ev araçlarını bir arada kullanmak elektrik enerjisi tüketimini arttırır görüşünü doğru yanıtladıkları saptanmıştır. Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Küresel Isınma, Aydınlanma, Isınma Ve Ev Araçları Bilgilerine Ait Bilgilerin Karşılaştırılması • Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin ve üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınma bilgi puanları ortalamasının birbirine yakın olduğu görülmüştür. Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin bilgi puanları lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerden daha fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olmadığı belirlenmiştir (P>0.05). • Üniversite düzeyine sahip olan bireylerin aydınlanma ve ısınmaya ilişkin puanlarının ortalaması, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin puanlarının ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olduğu bulunmuştur (P<0.001). 67 • Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ev araçlarına ilişkin bilgilerinin puanlarının ortalaması üniversite düzeyine sahip olan bireylerin puanlarının ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olduğu saptanmıştır (P<0.001). Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Küresel Isınma, Evsel Atık, Su Ve Elektrik Tasarrufu Davranışlarına Ait Bilgiler • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 36.8’inin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %11.2’sinin etrafındaki insanları her zaman küresel ısınmaya karşı alabilecekleri önlemler konusunda uyardıkları görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 37.6’sının, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin % 28.0’inin her zaman ozon tabakasına zarar veren maddeleri (Deodorant vb.) olabildiğince az kullanmaya çalıştıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 32.0’sinin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %36.0’sının her zaman daha pahalı da olsa çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih ettikleri görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %7.2’sinin her zaman evsel atıkları(cam, metal, alüminyum, kâğıt, plastik vb.)ayrı toplayıp dönüşüm kumbaralarına attığı görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%24.0’ünün, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %10.4’ünün her zaman çok fazla ambalaj içermeyen ve geri dönüştürülen ambalajlarda satılan ürünleri aldıkları tespit edilmiştir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %32.0’sinin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %20.8’inin her zaman bir ürün alırken atığının geri dönüşümlü olmasına dikkat ettiği saptanmıştır. 68 • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %40.8’inin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %15.2’sinin suyu her zaman tasarruflu kullandığı görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %81.6’sının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %79.2’sinin her zaman çeşmede işim bittikten sonra hemen çeşmeyi kapattığı görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin % 18.4’ünün diş fırçalarken veya traş olurken her zaman musluğu kapattıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %29.6’sı, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %23.2’si her zaman sıcak su musluğunu açtıklarında suyun ısınmasını beklerken akıtılan suyun ziyan olmaması için bir kaba doldurarak bu suyu farklı yerlerde kullandıklarını belirtmişlerdir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %60.0’ı, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %47.2’si su depolayan sıcak su üreticileri (termosifon vb.)yerine anlık su ısıtıcıları(kombi vb.) kullandıklarını belirtmişlerdir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %41.6’sının, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %39.2’sinin bulaşıkları elde değil makinede yıkadıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %38.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenime sahip bireylerin %24.8’inin sebze ve meyveleri su dolu bir kapta bekletip yıkadığı görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %44.0’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %1.2’sinin muslukları ve sifonları daima bakımlı tuttukları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %33.6’sı, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %26.4’ü klasik duş başlıkları yerine düşük akımlı duş başlıklarını kullandıklarını belirtmişlerdir. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %26.4’ünün, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %15.2’sinin buzluktaki yiyeceklerin 69 ve diğer donmuş gıdaların buzunu eritmek için su kullanmadığı görülmüştür. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %31.2’sinin, lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin %13.6’sının kapı önü, balkon, merdivenler, teras gibi yerlerin temizliğinde süpürge kullanarak veya kova ve sünger kullanarak temizlediği saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %68.0’inin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %52.8’inin kalorifer açık iken kapı ve pencereleri kapattıkları görülmüştür. • Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %73.6’sının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 53.6’sının ışık, radyo veya televizyonu gereksiz yere açık bırakmadığı tespit edilmiştir. • Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %78.4’ünün, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %52.8’inin buzdolabına konan sıvı ve sulu yiyeceklerin üzerini kapattığı görülmüştür. • Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %57.6’sının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 32.8’inin buzdolabının kapağının sık sık açmadığı saptanmıştır. • Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %64.0’ünün, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %32.8’inin buzdolabını kapasitesinden fazla doldurmadıkları görülmüştür. • Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %60.8’inin, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin % 45.6’sının fırında gerekli olmadıkça ön ısıtma yapmadıklarını belirtmişlerdir. • Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %55.2’sinin, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %48.8’inin fırında yiyecek pişirirken fırının kapağını sık sık açmadıkları görülmüştür. • Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %56.0’sının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin%50.4’ünün televizyon v.b. kumandalı elektrikli ev belirtmişlerdir. aletlerini kapatma düğmesinden kapattıklarını 70 • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %55.2’sinin, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %49.6’sının A sınıfı elektrikli ev aleti satın aldıkları saptanmıştır. • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %76.0’sının, lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %60.8’inin buzdolabına ve dondurucuya sıcak bir yiyecek koymadığı saptanmıştır. • Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %47.2’sinin, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %29.6’sının makinede çamaşır yıkarken yüksek sıcaklıkta yıkama yerine ılık veya soğuk su ile yıkama yaptıkları görülmüştür. • Lise ve altı düzeyine sahip bireylerin %65.6’sının, üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin %62.4’ünün bulaşıkları makineye koymadan elde bulaşıkları yıkamadan önce tabaklardaki yemek artıklarını sıyırarak temizledikleri saptanmıştır. Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Küresel Isınma, Evsel Atık, Su Ve Elektrik Tasarrufu Davranışlarına Ait Bilgilerin Karşılaştırılması • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin küresel ısınmaya ve evsel atığa ilişkin davranış puanları ortalamasının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ortalamasından fazla olduğu ve aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olduğu bulunmuştur (P<0.001). • Üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin su tasarrufuna ilişkin davranış puanları ortalamasının lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin ortalamasından fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olmadığı saptanmıştır (P>0.05). • Lise ve altı düzeyde öğrenim gören bireylerin elektrik tasarrufuna ilişkin davranış puanlarının ortalamasının üniversite düzeyinde öğrenim gören bireylerin ortalamasından fazla olduğu ancak aralarındaki farkın istatistikî açıdan anlamlı olmadığı belirlenmiştir (P>0.05). 71 Bireylerin Öğrenim Durumlarına Göre Evde Kullanılan Araçlar Ve Kullanma Sıklıklarına Ait Bilgiler • Üniversite öğrenim düzeyindeki bireylerin % 96.8’inin, lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %92.0’sinin buzdolabını her zaman kullandıkları görülmüştür. Üniversite öğrenim düzeyindeki bireylerin % 48.8’inin, lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %43.2’sinin çamaşır makinesini her zaman kullandığı belirtilmiştir. • Lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %40.0’ının, üniversite öğrenim düzeyindeki bireylerin %38.4’ünün fırını ara sıra kullandıkları tespit edilmiştir. • Bulaşık makinesini lise ve altı öğrenim düzeyine sahip bireylerin %78.4’ünün hiçbir zaman kullanmadığı, üniversite öğrenim düzeyindeki bireylerin %32.8’inin her zaman kullandığı saptanmıştır. 72 5.2. Öneriler • Milli Eğitim Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı ortak çalışması ile Halk Eğitim Programlarında bireylere enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konusunda eğitimler verilebilir. • M.E.B. eğitim müfredatındaki her kademesindeki ders müfredatında; enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konularına yer verilmesine daha fazla özen gösterilebilir. • Enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konusunda konferans, seminer, panel gibi çalışmaların eğitim seviyesi düşük bireylerin de katılımlarını sağlayacak şekilde teşvik edici olmasına özen gösterilebilir. • Televizyon, radyo, gazete ve internette enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konularında daha açıklayıcı bilgilere yer verilebilir. • Enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konuları ile ilgili eğitim seviyesi göz önünde bulundurularak bilgilendirici broşürlerin hazırlanıp ev ve işyerlerine dağıtılabilir. • Enerji tasarrufu, su tasarrufu ve küresel ısınma konularında genel geçer bilgi ve yetersiz kaynak olduğu için bu konu ile ilgili doğru bilgi içeren kaynakların sayısı arttırılabilir. • Çevre sorunlarına duyarlı ve bu konuda çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları Milli Eğitim Bakanlığı, Enerji Bakanlığı tarafından desteklenebilir ve ortak çalışmalar planlanabilir. • Bireylerin konutlarında kullandıkları elektrikli ev aletlerinde ve aydınlatmada az enerji tüketen modellere geçilebilmesi için görsel ve yazılı basında yer verilmelidir. 73 KAYNAKÇA Arslan, E.I., Aslan, S. ve Topal, M. (2007). Biyokütlenin Enerjiye Dönüştürülmesi. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, 485-492, İstanbul. Ay, C. ve Ecevit, Z. (2005). Çevre Bilinçli Tüketiciler. Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi. 10; 238-263. Babuş, D. (2005). Küresel Isınma Sorununun Uluslararası Çevre Politikası İçerisindeİrdelenmesi Ve Türkiye’nin Yeri. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı . Yüksek Lisans Tezi. Adana. Bayraktar, M., Özkan, Y. ve Purutcuoğlu, Y. (2003). Ailelerin Elektrikli Ev Araçlarının Enerji Tüketimi İle İlgili Bilgi Düzeyleri. 22. Enerji Tasarrufu Haftası Etkinlikleri (23-24 Ocak 2003). Ankara Üniversitesi Ev Ekonomisi Yüksekokulu Ev İdaresi ve Aile Ekonomisi Anabilim Dalı, Ankara. Bozkurt, A.U. (2008). Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Enerji Verimliliği Açısından Değerlendirilmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Üretim Yönetimi Ve Endüstri İşletmeciliği Programı. Yüksek Lisans Tezi. İzmir. Çağlar, Ü., Mecik, O., Carkanat, S., Karataş, G. ve Onan, M.T. (2008). Küresel Isınmanın Ekonomik, Politika Ve Sosyal Etkileri Eskişehir Kent Merkezinde Bir Araştırma.Web: http://www.tcmb.gov.tr/yeni/iletisimgm/Osmangazi.pdf adresinden 10 Ekim 2009’da alınmıştır. Çınar, İ. (2007). Küresel Isınma Bağlamında Kentleşmenin Yıllık Sıcaklıklar Üzerine Etkisinin Fethiye Kentsel Yerleşimi Örneğinde Değerlendirilmesi. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, 236-243, İstanbul . Çınar, A.M., Kuyumcu, F.E. (2007). Elektrik Enerjisinin Üretimi ve Tüketiminin Küresel Isınmaya Etkileri ve Alınması Gereken Önlemler. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, 296303, İstanbul. Dedegil, Y. (2007). Dünya Isınıyor Mu? Buzullar Eriyor Mu? Denizler Yükseliyor Mu? Gerçekse Neden ve Ne Kadar?. Emo Enerji Toplumsal Haber ve Araştırma Dergisi. 3:30-33. 74 Demirci, Aybala. (2001). Kadınların Evsel Katı Atıklar İle İlgili Bilgi Düzeyleri İle Uygulamalarının Saptanması ve Bir Eğitim Modelinin Uygulanması. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Çocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Anabilim Dalı. Ankara. DPT (Devlet Planlama Teşkilatı). (2000). İklim Değişikliği Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Ankara. Dunn, S., Falavin C., (2002). İklim Değişikliği Gündemini Ön Sıralarına Taşımak. Dünyanın Durumu Raporu, TEMA Yayın No. 37. İstanbul. Erdal, A. (2009). Adım Adım http://www.emo.org.tr/ekler/a093d729036a5bd_ek.pdf Enerji adresinden Tasarrufu.Web: 15 Ağustos 2009’da alınmıştır. Erdoğan, Z., Zeydan, Ö., Sert, H. (2007). İklim Değişikliği ve Sağlık Üzerine Etkileri. I.Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, 244-251, İstanbul. Erten, S. (2002). Kız ve Erkek Öğrencilerin Evde Enerji Tasarrufu Yapma Davranış Amaçlarının Planlanmış Davranış Teorisi Yardımıyla Araştırılması. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 22:67-73. Erten, S. (2003). Enerji Tasarrufu Davranışında Ortaya Çıkabilecek Psikolojik ve Sosyolojik Engeller. Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü Yayını. 9:45-51. Güler, Ç. ve Çobanoğlu, Z. (1994). Katı Atıklar. T.C. Sağlık Bakanlığı Çevre Sağlığı Temel Kaynak Dizisi No:29. Aydoğdu Ofset. Ankara. İnce, D., Gündüz, S., Helvacı A. ve Gökçe, www.eie.gov.tr/duyurular/EV/EV_etkinlik/2006.../DilekInce.doc adresinden B.(2006). 25 Ağustos 2009’da alınmıştır. Kahraman, S., Yalçn, M., Özkan,E. (2008). Sınıf Öğretmenliği Öğrencilerinin Küresel Isınma Konusundaki Farkındalıkları ve Bilgi Düzeyleri. Web: www.gefad.gazi.edu.tr/.../3/2008-3-249263-13%20Kahraman.pdf adresinden 10 Eylül 2009’da alınmıştır. 75 Kalınkara, V. ve Ersoy, A. F. ; (1999), "Farklı Sosyo - Ekonomik Statüdeki Ailelerin Elektrikli Ev Araçlarında Enerji Tasarrufuna İlişkin Tutum ve Davranışlarının İncelenmesi", Ulusal Enerji Verimliliği Kongresi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yayınları, Ankara. Kavak, K. (2005). Dünyada Ve Türkiye'de Enerji Verimliliği Ve Türk Sanayiinde Enerji Verimliliğinin İncelenmesi. Web: ekutup.dpt.gov.tr/uztez/kavak.htm adresinden 10 Ağustos 2009’da alınmıştır. Kovancılar, B. (2001). Küresel Isınma Sorununun Çözümünde Karbon Vergisi Ve Etkinliği. Celal Bayar İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim ve Ekonomi Dergisi.(8;2, 7-19). Manisa. Narin, M. Ve Akdemir, S. (2009). Enerji http://paribus.tr.googlepages.com/narin_akdemir.doc Verimliliği adresinden ve 25 Türkiye. Ağustos Web: 2009’da alınmıştır. Onaygil, S. Erkin, E. Ve Güler, Ö. (2008, Ağustos 1). < Konut Aydınlatmasında Enerji Tasarruf Potansiyelinin Bir Pilot Bölge Çalışması İle İncelenmesi>. www. (2008, Eylül 5). Özgür, N. (2008)a. Enerjinin Verimli Kullanılması Elektrikli Ev Aletlerinde ve Aydınlatma Cihazlarında Enerji Verimliliği. Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü Yayınları. Ankara. Özgür, N. (2008)b. Enerji Verimliliği ve Suyun Tasarruflu Kullanılması. Web: https://www.sanayi.gov.tr/download/tuketici/enerji_verimliligi.zip?... adresinden 25 Ağustos 2009’da alınmıştır. Öztop, H., Güven, S. (2006). Kadınların Enerji Tasarrufuna İlişkin Bilgileri. Aile ve Toplum Eğitim, Kültür ve Araştırma Dergisi, (3;10),17-25. Ankara. Samur, H. (2007). Küresel İklim Değişikliği: Fırsatlar ve Tehditler. I. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı 141- 148. Sheikhkanloymilan, L. (2006). Evsel Kökenli Katı Atıkların İçinde Bulunan Yeniden Değerlendirilebilir Maddelerin Geri Kazanımı Ve Ankara İli İçin Bir Değerlendirme. Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. Ankara. 76 Şahin, H. ve Erkal, S. (2008). Elektrikli Süpürge Satın Alırken Ve Kullanırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar. Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi. 22(70-75). Şenel, H. Ve Güngör, B. (2008). Öğretmen Adaylarının “İklim Değişikliği ve Küresel Isınma” Hakkındaki Görüşleri. Web: http://cevre.club.fatih.edu.tr/webyeni/konfreweb/2008pdf/sayfa363.pdf adresinden 7 Eylül 2008’de alınmıştır. Şener, A. Ve Hazer, O. (2007). Değerlerin Kadınların Sürdürülebilir Tüketim Davranışı Üzerindeki Etkilerine İlişkin Bir Araştırma. Web: http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/De.pdf adresinden 12 Kasım 2009’da alınmıştır. Topal, O. Ve Umurkan, N.(2009). Enerji Verimliliği Yönünden İki Farklı Tüketim Biçiminin Karşılaştırılması. Web: www.sektorelfuarcilik.com/uevf/sunumlar/ot04-01.doc adresinden 20 Mayıs 2009’da alınmıştır. Türe, E. (2008,). Küresel Isınma ve http://www.atmosfer.itu.edu.tr/atmos2003/bildiriler/406.pdf Temiz adresinden Enerjiler. 12 Mart Web: 2008’e alınmıştır. Türkeş, M., Sümer, U. M. ve Çetiner, G. (2000). ‘Küresel İklim Değişikliği ve Olası Etkileri’, Çevre Bakanlığı, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Seminer Notları, 7-24, ÇKÖK Gn. Md., Ankara. Türkeş, M. (2002). İklim Değişikliği Ve Sürdürülebilir Kalkınma Ulusal Değerlendirme Raporu. Ankara. Türkeş, M. (2007). Küresel İklim Değişikliği Nedir? Temel Kavramlar Nedenleri Gözlenen ve Öngörülen Değişiklikler. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi Bildiri Kitabı, 38-53, İstanbul. TMMOB (Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği). (2007). Küresel Isınma, İklim Felaketleri, Dünya ve Türkiye. Jeoloji Mühendisleri Odası Öğretici Üye Kurultayı Bildiriler Kitabı. 156163. Ankara. 77 TMMOB (Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği). (2008). Enerji Verimliliği ve Tasarrufu Kılavuzu. www.mmo.org.tr/mmo/pdf/mmoenerjiverimbrosur.pdf. adresinden 3 Mart 2008’ de alınmıştır. Varınca, K.B., Gönüllü, M.T. (2008). Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımının Çevresel Olumlu Etkileri. http://www.yildiz.edu.tr/~kvarinca/Dosyalar/Yayinlar/yayin006.pdf. adresinden 20 Mart 2008’de alınmıştır. Yamanoğlu, G.Ç. (2006). Türkiye’de Küresel Isınmaya Yol Açan Sera Gazı Emisyonlarındaki Artış İle Mücadelede İktisadi Araçların Rolü. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Çevre Bilimleri Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara. Yönten, A. (2007). Küresel Isınmanın Azaltılması Politikaları Ve Stratejileri-Türkiye İçin Bir Yaklaşım-. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. İzmir. http://www.eregli.bel.tr adresinden 26 Aralık 2009’da alınmıştır. Türkiye'nin Enerji Verimliliği Bilinci Kamuoyu http://www.uevf.com.tr/uevf1/index.asp?sf=0&haberid=761 alınmıştır. Araştırması adresinden (04.02.2009) 14.10.2009’da 78 EK-1. Anket Formu Sayın Bay/ Bayan Bu araştırma ile eğitim düzeyleri farklı bireylerin küresel ısınma konusundaki bilgileri ve aile yaşamındaki uygulamalarının belirlenmesini saptamak, bireylerin küresel ısınmaya karşı konut içinde alacakları enerji ve su tasarruf önlemleri ile ilgili öneriler geliştirmek amacıyla yapılmaktadır. Sorulara verilen cevaplar araştırmanın yararlılığı açısından büyük önem taşımaktadır. Elde edilen veriler sadece araştırma amacıyla kullanılacaktır. Araştırmaya yapacağınız katkı ve yardımlarınızdan dolayı şimdiden teşekkür ederim. Mülvin ÖZTÜRK Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü Aile Ekonomisi ve Beslenme Eğitimi Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi Anket No:…………….. I. KÜRESEL ISINMA VE KONUTTA ENERJİ TASARRUFU KONUSUNDAKİ BİLGİLER Aşağıda küresel ısınma ve konutta enerji tasarrufu konusundaki bilgilerinizi belirlemek için “Doğru”, “Yanlış” seçenekleri bulunmaktadır. Belirtilen görüşler için size uygun olan seçeneği X işareti koyarak belirtiniz. Doğru Yanlış 1. İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda sıcaklıkta artar. 2. Küresel ısınma canlıların ve çevrenin yok olma sürecidir. 3. Ormansızlaşma küresel ısınmayı hızlandırır. 4. Toplumlardaki tüketim eğiliminin artması küresel ısınmanın sürecini arttırır. 5.Hızlı nüfus artışı küresel ısınma sürecini hızlandırır. 6. Uzun süreli yağış azlığı nedeniyle, dünyanın birçok bölgesinde daha etkili kuraklık ve çölleşme gibi doğal afetler yaşanır. 7. Konutta doğalgaz kullanmanın hava kirliliği sorununun çözümüne bir katkısı vardır. 8.Ozon tabakasındaki incelme tüm insanları tehdit etmektedir. 9. Hava, su ve toprak tükenmeyen kaynaklardır 10.Fosil (Kömür vb.) yakıtların yakılması küresel ısınmayı tetikler. 11.Konut aydınlatmada enerji tasarrufu sağlamak için az enerji tüketen lambalar tercih edilir. 12. Floresan lambalar akkor lambalara göre daha fazla ışık verir. 13. Lambaların ve armatürlerin sık sık tozu alınarak daha iyi aydınlatma sağlanır. 14.Kısa bir süre için dahi olsa oda terk edildiğinde ışıklar söndürülür. 15. Açık renkli duvarlar, mobilyalar, perdeler ve halılar ışığı yansıtır ve odanın aydınlatma ihtiyacını azaltır. 16. Daha verimli aydınlatma sağlamak için fazla ışığa ihtiyaç duyulan bölümlerde düşük güçlü çok sayıda lamba yerine yüksek güçlü tek bir lamba kullanılır. 17. Doğalgaz veya tüplü gazlı sobalar yerine elektrik sobaları tercih edilir. 18. Hava girişlerini önlemek için pencere ve kapıların her yıl izolasyonu sağlanır. 19. Yerleri halı ile kaplamak zeminde ısı kaybını azaltır. 20. Kalın perdeler kullanılarak pencerelerden ısı kaybı azaltılır. 21. Perdeler radyatör önünü örtmeyecek şekilde kapatılır. 22. Konuttaki odaların hepsi aktivitelerin sürdürülebileceği en düşük sıcaklık düzeyinde (18-20°C)de ısıtılır. 23. Konutta sadece kullanılan odalar yüksek derecede (22-25°C) ısıtılmaz. 24.Bacalar kış aylarına girmeden önce kontrol edilerek temizlenir. 25. Çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi tamamen dolmadan çalıştırılmaz. 26. Çamaşır makinesinde tavsiye edilenden fazla deterjan kullanılmaz. 27. Çamaşır makinesinde yüksek sıcaklık derecelerinde çamaşır yıkamak elektrik enerjisi tüketimini arttırır. 28. Bulaşık makinesi kullanılırken mutlaka ön yıkama yapılmaz. 29. Buzdolabında mevsimlere göre ısı ayarı yapılır. 30. Derin dondurucular buzdolabından daha fazla enerji harcar. 31. Buzdolabının kapağının sık sık açılması enerji tüketimini etkiler. 32. Kapasitesi daha fazla olan buzdolapları(10kg) ile daha az olanların (5kg) enerji tüketimi arasında fark vardır. 33. Buzdolabının kapasitesinden fazla doldurulması elektrik enerjisi tüketimini etkiler. 34. Elektrikli fırında ön ısıtma yapmak elektrik harcamalarını etkiler. 35. Isı yayan ve soğutucu özelliği olan araçlar birbirine yakın kullanılmaz. 36.Birden fazla elektrikli ev araçlarını bir arada kullanmak elektrik enerjisi tüketimini arttırır. II. KÜRESEL ISINMA, KONUTTA ENERJİ TASARRUFU VE ÇEVRE KORUMA İLE İLGİLİ DAVRANIŞLAR Aşağıda küresel ısınma, konutta enerji tasarrufu ve çevre koruma ile ilgili davranışlarınızın sıklığını belirlemek için “Her zaman”, “Çoğunlukla”, “Ara sıra”, “Nadiren”, “Hiçbir zaman” seçenekleri bulunmaktadır. Belirtilen görüşler için size uygun olan seçeneği X işareti koyarak belirtiniz. Her zaman 1. Etrafımdaki insanları küresel ısınmaya karşı alabilecekleri önlemler konusunda uyarıyorum. 2. Ozon tabakasına zarar veren maddeleri(Deodorant vb.) olabildiğince az kullanmaya çalışıyorum. 3. Suyu tasarruflu kullanıyorum. 4.Daha pahalı da olsa çevreye zarar vermeyen ürünleri tercih ediyorum. 5.Evsel atıkları(cam, metal, alüminyum, kâğıt, plastik vb.)ayrı toplayıp dönüşüm kumbaralarına atıyorum. 6. Çok fazla ambalaj içeren ve geri dönüştürülmeyen ambalajlarda satılan ürünleri almıyorum. 7. Çeşmede işim bittikten sonra hemen çeşmeyi kapatıyorum. 8. Kalorifer açık iken kapı ve pencereleri kapatıyorum. 9.Işığın, radyonun veya televizyonun gereksiz yere açık bırakmıyorum. 10.Diş fırçalarken veya traş olurken musluğu kapatıyorum. 11. Sıcak su musluğu açıldığında suyun ısınmasını beklerken akıtılan suyun ziyan olmaması için bir kaba doldurarak bu suyu farklı yerlerde kullanıyorum. 12. Su depolayan sıcak su üreticileri (termosifon vb.) yerine anlık su ısıtıcıları(kombi vb.) kullanıyorum. 13. Buzdolabına konan sıvı ve sulu yiyeceklerin üzerini kapatıyorum. 14.Buzdolabının kapağının sık sık açmıyorum. 15. Buzdolabını kapasitesinden fazla doldurmuyorum. 16. Bulaşıkları makineye koymadan/ elde bulaşıkları yıkamadan önce tabaklardaki yemek artıklarını sıyırarak temizliyorum. 17.Fırında gerekli olmadıkça ön ısıtma yapmıyorum 18. Fırında yiyecek pişirirken fırının kapağını sık sık açmıyorum. 19.Televizyon v.b. kumandalı elektrikli ev aletlerini kapatma düğmesinden kapatıyorum. 20.A sınıfı elektrikli ev aleti satın alıyorum. 21.Buzdolabına ve dondurucuya sıcak bir yiyecek koymuyorum. 22.Makinede çamaşır yıkarken yüksek sıcaklıkta yıkama yerine ılık veya soğuk su ile yıkama yapıyorum. 23.Bulaşıkları elde değil makinede yıkıyorum. 24.Sebze ve meyveleri su dolu bir kapta bekletip yıkıyorum. 25.Muslukları ve sifonları daima bakımlı tutuyorum. 26.Klasik duş başlıkları yerine düşük akımlı aeratörlü duş başlıklarını kullanıyorum 27.Buzluktaki yiyeceklerin ve diğer donmuş gıdaların buzunu eritmek için su kullanmıyorum. 28.Kapı önü, balkon, merdivenler, teras gibi yerlerin temizliğinde süpürge kullanırım veya kova ve sünger kullanarak temizliyorum. 29.Bir ürün alırken atığının geri dönüşümlü olmasına dikkat ediyorum. Çoğunlukla Ara sıra Nadiren Hiçbir zaman III. BİREYLER HAKKINDA GENEL BİLGİLER 1. Oturduğunuz Ev Tipi ( )1. Müstakil ( )2. Apartman Dairesi 2. ( ( ( ( 3. Eviniz Bahçeli ise Bahçenizde Ne Tür Bitkiler Yetiştiriyorsunuz? )1. Ağaç yetiştiriyorum. )2. Çiçek yetiştiriyorum. )3. Sebze yetiştiriyorum. (Nane, maydanoz v.b.) )4. Hiç bitki yetiştirmiyorum. Evde Isınma Durumları 1. Tüp gaz 2.Doğalgaz 3. Kömür 4. Odun 5. Elektrik 6. Fuel-Oil 1. Tüp gaz Soba ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) Merkezi Kalorifer ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) Evde Kullanılan Araçlar ve Kullanma Sıklıkları Her zaman Çoğunlukla 1. Buzdolabı ( ) ( ) 2. Çamaşır Makinesi ( ) ( ) 3. Fırın ( ) ( ) 4. Bulaşık Makinesi ( ) ( ) Kat Kaloriferi ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) Klima ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) Ara sıra ( ) ( ) ( ) ( ) Nadiren ( ) ( ) ( ) ( ) 4. Hiçbir zaman ( ) ( ) ( ) ( ) 5. Pişirmede Kullanılan Yakıtlar ( )1.Doğalgaz ( )2. Tüp gaz ( )3. Odun 6. Evinizin Kanalizasyon Durumu 1. 2. 3. 4. Foseptik Şehir Kanalizasyonu Kanalizasyon Yok Diğer( Açıklayınız)…………………………………………….. 7. Cinsiyetiniz 8. Yaşınız………………….. 9. Öğrenim durumunuz nedir? ( )1.Okur-yazar ( )2.İlkokul mezunu ( )3.Ortaokul mezunu ( )4.Lise mezunu ( )5. Yüksek Okul mezunu ( )6.Üniversite mezunu ( )1.Kadın ( )2.Erkek 10. Mesleğiniz nedir?............................. 11. Medeni durumunuz nedir? ( )1. Evli ( )2. Bekâr ( )3.Eşinden ayrılmış ya da eşi ölmüş KATKILARINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜRLER…