155 KÜRESEL ISIN M A N IN TARIM ÜZERİNE ETK İLER İ Tuğba EREM K A Y A 1 Tecer A T SA N 2 Özet Küresel ısınma, atmosfer, okyanuslar ve kara kütleleri yüzeyindeki sıcak­ lıktaki yükselme olarak tanımlanabilmektedir. Bu ısınmaya kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların yakılması sonucu atmosfere dâhil olan sera gazlarının neden olduğu sanılmaktadır. Dünyayı aydınlatan ve ısıtan enerji­ nin kaynağı güneştir. Güneşten gelen kısa dalgalı radyasyon, ışıktan ısıya dönüşmek suretiyle dünyayı ısıtır. Yeryüzü, bu radyasyonun bir kısmını uzun dalgalı kızılötesi ışın olarak uzaya geri yansıtır. Bu uzun dalgalı kızılö­ tesi ışınların büyük bölümü uzaya geri dönerken, bir bölümü dünya atmosfe­ rinde sera gazları vasıtasıyla tutulu kalmaktadır. Bu durumun, buzulların erimesi ve okyanusların yükselmesi gibi ciddi sonuçlar doğuracak iklim değişmelerine yol açmasından endişe edilmektedir. Küresel ısınmanın tarım üzerinde temel etkisi, yağmur rejiminin değişmesi ve yeryüzüne düşen yağ­ mur miktarının azalması olacaktır. Bazı bölgeler daha fazla yağmur alabile­ cek, ancak değişimler o bölgenin yapısını zorlayacağı için tarımsal mahsul üzerinde olumsuz etki yaratacaktır. Mevsimler bazı bölgelerde daha uzun olmaya başlayacak, kış ve gece sıcaklıkları, yaz ve gündüz sıcaklıklarından daha fazla artma eğiliminde olacaktır. Sıcaklıkların artması, bitkilerin can damarı fotosentez işlemini yavaşlatacaktır Bu durumda bitkinin büyümesi yavaşlayacak ve döllenme yetisi düşecektir. Yükselen sıcaklıklar, tropiklerde ürün kaybına neden olurken, tahıl üretimi için çok soğuk olan kuzey bölgele rini de tarım için elverişli hale getirecektir. Küresel ısınmanın etkisiyle hay vanlar ve bitkiler kutuplara ve üst dağlık kesimlere-yüksek rakımlara doğru göç edeceklerdir. Türkiye, küresel ısınmanın potansiyel etkileri açısından risk grubu ülkeler arasındadır. Ülkemiz küresel ısınmanın özellikle su kay­ naklarının zayıflaması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme ile bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi olumsuz yönlerinden etkilenecektir. Anahtar kelimeler: Küresel ısınma, tarım, iklim değişikliği. A ra ştırm a G ö re v lis i, A ta tü rk Ü n iv e rs ite s i Z ira a t F a k ü lte s i T a r ım E k o n o m is i B ö ­ lü m ü , 25240 E rzu ru m , T lf:0 4 4 2 -2 3 1 2 5 8 6 I ax: 0 4 4 2 -2 3 1 2 6 7 8 . t e r e m @ a t a u n i . e d u tr " Yardımcı Doçent Doktor, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, 25240 tatsan@atauni edu ir Erzurum, T11:0 442-23 12638 Fax: 0-442-2312678, 156 THE EFFECTS OF GLOBAL W ARMING ON AGRİCULTURE Abstract Global vvarming can be defined as a rise in tempeıature on (he surfaces of oceans and territorial mas s. It is thought (hat tlıe ıcason for global vvarming is due (o serum gases (hat bleııd into (he atmosplıere as a resul! of fossil fuels burned, such as, coal, petrol and natıııal gas. The energy source, which illuminaies and heals ııp (he vvorld, is tlıe sıııı. The shoıt wave ıadiation, which comes from tlıe sun, vvarnıs (he \vorld by (ransforming light iııto heat. The earth reflects a parl of this radiation back to space as a long wave infrared. While a large poıtion of these long wave infrared ret um back to spacc, a poıtion stay tıapped in tlıe atmosplıere due to tlıe serum gases. T here is a vvorry t hat this situatioıı wi 11 make way to elimate changes which w iII cause serious rcsults such as ıııelting of glaziers and the rise of the oceans. The main cffcct of global warming on agriculture vvill be the change in the regime of rain and the decrease of the amount of rain that fal Is on earth Some areas vvill rece ive more rain; hovvever, this vvill have a negative effect on the farming erop as these changes vvill force the strueture of that area. The seasons in some areas vvill begin to get longer and the vvinter and evening tem peratures vvill have a tendeney to inerease more than the summer and daytime tempeıature. The inerease of tempeıature vvill slovv dovvn the lifeblood photosynthesis process of plants. As a result, the grovvth of the plant vvill slovv dovvn and its fertilization ability vvill decrease. VVhile the rising teınperatures a re causing the loss of produets in the tropics, it vvill make the north suilable for agriculture, vvhich is normally very cold for grain produce. Animals and plants vvill migrate to the arctic and high mountain areas vvith the effect of global vvarming. Turkey is in the high risk group countries, in terms of potential eflects of global vvarming. Our country vvill be affected by unfavorable aspects of global vvarming, especially in teıms of declining of vvater resources, forest fires, drought and desertification. Key Words: Global vvarming, agriculture, elimate change. Giriş Gezegenimiz 4,65 milyar yıllık tarihi boyunca birçok kez ısınmış ve so­ ğumuştur. Günümüzde dünyamız yine hızlı bir ısınma periyoduna girmiştir ve bu kez diğerlerinden farklı olarak, oldukça fazla bir nüfus kitlesiyle bu etkiye maruz kalacaktır (Atalık 2007) Dünya, üzerine düşen güneş ışınlarından çok, dünyadan yansıyan güneş ışınlarıyla ısınır. Bu yansıyan ışınlar başta karbondioksit, metan ve su buharı 157 olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından tutulur, böylece dünya ısınır. Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına da sera etkisi denir. Atmos­ ferde bu gazların miktarının artması ısınmayı artırır. Günümüzdeki tehlike, karbondioksit ve diğer sera gazlarının miktarında­ ki artışın bu doğal sera etkisini şiddetlendirmesinde yatmaktadır. Binlerce yıldır dünyamızdaki karbon kaynaklan kararlı kalırken, şimdi modern insa­ noğlu aktiviteleri, fosil yakıtların kullanımı, ormanların yok oluşu, aşırı ta­ rım yapılması, atmosfere büyük miktarlarda karbondioksit ve diğer sera gaz­ larının salınmasına sebep olmaktadır (Anonim 2007a). Sera etkisi dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığını değiştireceği için, uzun vadede iklimlerde değişiklikler, buzulların erimesi, mevsimlerin kayması ve tarım alanlarının verimsizleşmesi gibi çok ciddi sorunlara neden olabilir. Uzun dönemde, yeryüzünün, güneşten aldığı enerji kadar enerjiyi uzaya vermesi gerekmektedir. Bu sebeple insanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyindeki sıcaklığın art­ ması sonucu “küresel ısınma” meydana gelmektedir (Anonim 2007b), 1800’lerin sonlarından itibaren küresel ısınma sürecinin başladığı söylen­ tileri gerek bilimsel verilerin yoksunluğundan gerekse dönemin gereklilikle­ rinden ötürü çok fazla dikkate alınmadı. Küresel ısınma sorunu son yıllarda yoğun bir şekilde tartışılıyor. Yeryüziindeki insan ve canlı hayatı bakımın­ dan ciddi birtakım sonuçları olacağı ileri sürülen bu küresel sorunun çözümü için dünya çapında Kyoto Protokolü denen protokol gündeme geldi (Demirci 2005). Sera etkisi yaratan gazların salınmamı sınırlamayı ve azaltmayı hedefleyen uluslararası bir anlaşmadır. Bu Protokol, 11 Aralık 1997 tarihinde Japonya’nın Kyoto kentinde düzenlenen bir zirvede oluşturulmuştur. Protokol, 9 Mayıs 1992’de Ne w Y ork’da kabul edilen, İklim Değişikli­ ğine Yönelik Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi’nin belirlediği ilkelere dayanmaktadır. Pıotokol’e taraf olan devletler başta ulusal ekonomilerinin ilgili sektörlerinde enerji etkinliğini iyileştirmeyle ve sera etkisi yaratan gaz­ ların salınımını sınırlamaya ve azaltmaya yönelik önlemler almakla, sera gazı etkisi yaratan (karbondioksit ve metan gibi) gazların salınmamda 2012 yılına kadar, 1990 yılındaki düzeyinden toplam %5,2 oranında bir azalma sağlamakla yükümlü olduklarını kabul etmektedir. Protokol ancak 2005 yılı Şubat ayında 55 ülkenin protokole onay verme­ si ile yürürlüğe girebilmiştir. Ancak, atmosfere en fazla sera gazı salan Amerika Birleşik Devletleri protokolün dışında kalmıştır (Anonim 2007c). Türkiye’de sera gazı emisyonu inceleme, TÜİK tarafından 1990-1997 yılları için yapılmıştır. IPCC tarafından belirlenen basit “Tier I Metodu”na göre hesaplanan değerlere göre, Türkiye’nin 1990 yılı sera gazı emisyonu toplamı, C 0 2 eşdeğeri olarak 200.7 milyon ton iken, 1997 yılında bu miktar 158 271.2 milyon tona çıkmıştır. Türkiye Kyoto Protokolü’ne henüz taraf değil­ dir. Ancak Türkiye, sera etkisi yaratan gazların emisyonlarını 1990 seviye­ sinde tutmak amacıyla hazırlanan İklim Değişikliği Çerçeve Sözlcşnıesi’ne 24 Mayıs 2004’te taraf olmuştur. Şu anda İklim değişikliği Çerçeve Söz­ leşmesinin gereği olarak ülkelerin hazırlaması gereken “(Jlıısal Bildirim” hazırlanmaktadır. Ağustos 2006’ya kadar bitirilecek olan rapordan sonra Türkiye’nin, Kyoto Protokolü’ne taraf olup olmama durumu değerlendirile­ cekti, halen daha iınzalanmamıştır (Anonim 2007d). 1. Küresel İsınmanın Dünyadaki Etkileri Dünyanın ortalama yüzey sıcaklığı 15 °C’dir. Geçen yüzyılda bıı sıcaklık 0,6 °C’lik bir artış göstermiştir. Kıtalar üzerindeki sıcaklık okyanuslar ve denizlere göre daha fazla artmıştır (Atalık 2007). 2001 tarihinde Cenevre’de açıklanan BM Çevre Raporuna göre 21 .Yüzyılda, ortalama hava sıcaklığının 1.4 °C ile 5.3 °C arasında artacağı, buzulların erimesiyle denizlerin 8-88 cm kadar yükseleceği, uzun vadede dünyanın fiziksel yapısında geri dönüşümü olmayan değişiklikler ortaya çıkacağı, Afrika kıtasında, tarım rekoltesinin düşeceği, ortalama yıllık yağış miktarının azalacağı, su sıkıntısı görüleceği, Asya kıtasında, kurak ve tropik bölgelerde yüksek sıcaklıklar, seller ve top­ rak bozulması, kuzey bölgelerinde ise tarım rekoltesinde artış görüleceği, tropik kasırgaların artacağı, Avrupa kıtasında, güney bölgelerinin kuraklığa eğilimli hale geleceği belirtilmektedir (Anonim 2007a). Dünyadaki her on buzuldan sekizine ev sahipliği yapan Peru, küresel ısınmanın sonuçlarım somut olarak yaşıyor. And dağlarının eteklerinde seıin sularla sulanan patates tarlaları için artık taşıma suyu kullanılıyor, çünkü buzullar küçülüyor ve bilim adamları tek nedenin küresel ısınma olduğunu belirtiyorlar. Son 30 yılda Peru buzullarının dörtte biri, yaklaşık 3 bin km“ yok oldu Kuzey Kutbu’nda sıcaklığın yükselmesi sonucu dev bir buz tabakasının erimesiyle yeni bir ada bulundu. İngiliz basınının haberine göre, “VVarming Island” adı verilen büyük kayalık ada, Grönland’ın doğusundaki Kuzey Kutup Dairesi’nin 620 kilometre kuzeyinde ortaya çıktı. İzlanda Buzul’larının son 30 yılda şimdiye kadar görülmeyen bir hızla erimeleri, Himalaya ve Alpler’de cereyan eden buzul erimesi süreçleri gibi dünya üzerinde yaygın olarak görülen süreçler "Küresel ” gerçeğinin yadsınamaz kanıtlarıdır (Anonim 2007e). Ayrıntılı Dünya Atlası’nın I I baskısı piyasaya çıkarken haritacılar kıyı çizgilerini yeniden çizip arazi tiplerini tekrar sınıflandırmak zorunda kaldı lar. Atlas’ın editörleri suçlunun yanlış planlanan sulama projeleri ve iklim değişimi olduğunu belirtiyorlar. 159 Asya’da bulunan Aral denizinin son 40 yıl içinde dörtte üç oranında ku­ ruduğuna ve Çad gölünün 1963 ölçümünden bu yana yüzde 95 oranında küçüldüğüne dikkat çekiliyor. Lut Gölü’nün seviyesi ise 50 yıl önce ile kar­ şılaştırıldığında 25 metre düşüş göstermiştir. Amerika'daki Rio Grande ve Colorado’dan geçen nehirlerin bir bölümü, Orta Doğu’daki Dicle Nehri ve Ç in’de bulunan Sarı Nehir ise her geçen yaz biı az daha kurumaktadır. İklim değişiminin sonucu olarak özellikle Bangladeş’te yağışların artma­ sı ve deniz suyunun yükselmesi ile okyanusa doğru toprak kaybını gerçek­ leştirdi. Bu da Pasifik'te Tuvalu gibi deniz seviyesinin altında olan adaların gelecek yıllarda yükselen suların altında kalarak haritadan silineceği ve için­ de yaşayan halkın ‘iklim mültecileri’ olacağı yönünde korku yaratıyor. (Anonim 20070. 2. Küresel Isınm anın Türkiye Üzerindeki Olası Etkileri Türkiye küresel ısınmanın potansiyel etkileri açısından risk grubu ülkeler arasındadır. IPCC’nin 2002 yılı yayımlanan V. Teknik Raporu’nda; 1901 -2000 yılla rı arasında Türkiye’de her 10 yılda sıcaklığın 0,2 °C’ye kadar arttığı, yağış ta ortalama %10 düşüş olduğu, yağıştaki azalış, sıcaklık ve kuraklıktaki artışla doğrudan bağlantılı olarak orman yangınlarında artış olacağı, su kaynakla­ rındaki zayıflamaya bağlı olarak iç sularda yaşayan balık tüllerinde azalma yaşanacağı, sularda meydana gelecek sıcaklık artışının üreme bozukluklarına yol açacağı, arazi kullanımında meydana gelecek değişikliklerin erozyonu artıracağı belirtilmektedir (Atalık 2007). Türkiye'nin, Birleşmiş Milletlerin (BM) son açıkladığı, "İklim Değişik­ liği Raporuna göre, 1990-2004 yılları arasında %72.6 ile karbondioksit gazı salımmmda dünyada en hızlı artış kaydeden ülke olduğu bildirildi. (Anonim 2007g). Son 70 yılda 70 istasyonda kaydedilen sıcaklık verilerine göre, Türki­ ye'nin yıllık ortalama sıcaklıkları artma eğilimindedir. Özellikle Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ısınma oranları, her 10 yılda 0.07- 0.34 derece arasında artıyor. Türkiye’de küresel ısınmanın birinci derecede etkisini gösterdiği yer Van Gölü’dür. Göl ve çevresinde yıllık ortalama sıcaklık I derece arttı ve Van Gölü kurumaya başladı. Göldeki su seviyesi I 994’te maksimum seviye­ ye ulaştı I 1 yıldır bu seviyeye ulaşamaması küresel ısınmanın göstergesidir. Küresel ısınma devam ettikçe su seviyesi azalmaya devam edecektir. Uydu görüntülerinden V an’ın Özalp ve Saray ilçelerinde tamamı kurumuş göletler saptandı. 160 Küresel ısınma birçok gölün yok olmasına sebep olurken, büyük göllerin de şeklini değiştiriyor. Çocukluğumuzdan beri Türkiye haritalarında gördü­ ğümüz ve şeklini hafızalarımıza kazıdığımız Tuz Gölü, küresel ısınmaya yenik düştü. Türkiye'nin en büyük tuzlası olan göl özellikle güney doğusun­ dan başlayarak kilometrelerce çekildi. I997’de 260 bin hektar alanı kaplayan Tuz Gölü, 7 yılda 100 bin hektar azalarak 160 bin hektara düştü. (Anonim 2007h). 3. Küresel Isınmanın Tarım Sektörüne Etkileri Tarım sektörü diğer sektörlerden farklı olarak büyük ölçüde doğal koşul­ ların etkisi altındadır. Buna bağlı olarak da tarımsal üretim, iklim, toprak koşullan ve uygulanan tarım tekniklerine göre artmakta veya azalmakta­ dır. Tarımsal üretimde en fazla etkili olan iklim faktörü, son yıllarda gün­ demde olan küresel ısınma nedeniyle tarımı olumsuz etkileyecek düzeylere gelmiştir. Küresel ısınmanın iklimsel etkisi olarak son yıllarda en çok üzerinde du­ rulan husus kuraklıktır. Kuraklık, doğanın gizli bir tehlikesi ve en büyük afetidir. Genellikle herhangi bir mevsim veya zaman diliminde yağış mikta­ rındaki azalmadan dolayı meydana gelir. Kuraklık, ürünlerde kayıba, böcek istilasına, bitki hastalıklarına, ürün kalitesinde düşüklüğe, orman ürünlerinde kayıba, orman yangınlarına, ağaç hastalıklarına ve çiftçi gelirlerinde kayıp­ lara neden olabilir (Öztüık 2002). Küresel ısınmanın tarım üzerine etkileri, aşırı sıcaklar nedeniyle özellik le kurak bölgelerde verim düşüklüğü şeklinde olmaktadır. Sulu tarım yapılan bölgelerde ise bitkilerin sıcaklık stresine girmelerine neden olmakta ve yeter­ li sulama yapılsa dahi verimlerinde düşmeye neden olmaktadır. Sulu tarım yapılan bölgelerde aşırı sıcaklar nedeniyle sulama sayısı artmakta bu duıum diğer taraftan yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının aşırı kullanılmasına neden olmakta ve doğal dengenin de bozulmasını beraberinde getirmekledir. Bu durum tarım arazilerinde ve havzalarda yaşayan canlı bitki ve hayvan tür ve populasyonunu da etkilemektedir. Kurak iklim şartlarına uyum sağlayama­ yan birçok bitki ve hayvan türünün yok olması söz konusu olabilmektedir (Çelik ve Karakayacı 2007). Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, kuraklıktan etkilenen 40 ilde, ürünleri yüzde 25 ve üzerinde zarar gören çiftçilere, buğdayda 15 YTL/dekar, arpa ve korunga için 12 YTL/dekar ve fiğ için 20 YTL/dekar tutarında kuraklık desteği ödeneceğini bunun yanı sıra bu çiftçilerin tarımsal kredi borçlarının da I yıl süreyle erteleneceğini bildirmiştir. Manisa Tarım İl Müdürlüğü tarafından toplam 21 bin 898 üreticiye yak­ laşık 6 milyon YTL kuraklık desteği ödeneceği bildirilmiştir (Anonim 2007ı). 161 Kuraklığın etkisiyle yem fiyatlarındaki artış, ahırlardan kesime gönderi­ len hayvan sayısında artışa yol açtı. Toptan kilosu 8.5 YTL olan kemikli karkas et fiyatı 8 YTL'yc doğru gerilerken, bu gerilemenin geçici olacağı, bahar yağmurlarının yeterli düzeyde olmaması durumunda artan yem fiyatla­ rının da etkisiyle et fiyatlarının da yükseleceği belirtiliyor (Anonim 2007i). Yapılan bir çalışmada global ısınmanın hayvansal üretimde pozitif ve negatif etkileri üzerinde durulmuş, bu etkilerin bölgeye ve mevsime bağlı olarak değişeceği ifade edilmiştir (Mendelsohıı. 2003). Örneğin soğuk bölge­ lerde ısınmaya bağlı olarak çayır vc otlak alanların artmasının hayvancılığın gelişmesine katkıda bulunacağı, yüksek sıcaklığın olduğu bölgelerde ise kuraklığa bağlı olarak yem bitkileri üretiminin azalması ve hava sıcaklığın­ daki artış sonucunda şekillenecek ısı stresinin hayvanlarda yem aliminin düşmesine dolayısıyla verim kaybına neden olacağı belirtilmiştir (Demir ve Cevger 2007). Uluslararası Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) açıklamasına göre, küre­ sel ısınma nedeniyle yağış miktarlarında yüzde 1 I ’lik bir düşüş yaşanacak ve bunun sonucu olarak tahıl ürünlerinde önemli bir azalma olacaktır. Dünyanın gelişmekte olan ülkeler nüfusunun yarısından fazlasını temsil eden 65 geliş­ mekte olan ülke, küresel ısınma nedeniyle muhtemelen yaklaşık 280 milyon ton tahıl ürünü kaybına uğrayacaktır (Anonim 2007j). Türkiye’de tarım sektöründeki üretim kaybı 5 katrilyon düzeyindedir ve bu kaybın 2.5 katrilyonu buğday ve arpaya aittir. Özellikle buğday Türkiye için son derece stratejik bir önem arz etmektedir. Türkiye’nin yıllık buğday ihtiyacı 18 milyon tonun üzerindedir. Türkiye bu yıl 15,5 milyon ton buğday üretebilmiştir (Anonim 2007k). 4. Sonuç ve Öneriler Sera gazlarının salınımı sonucu küresel ısınmanın etkileri yaşamın her alanını etkilemeye başlamıştır ve gelecekte daha da tehlikeli boyutlara ulaşa­ caktır. Şu anda sera gazının etkisini yok etmek mümkün değildir, ama bu etkiyi minimum seviyeye düşürmek ve olabildiğince küçük zararlarla atlat­ mak olanağı vardır, bunun için gerekli olan anlaşmalara, protokollere tüm ülkelerin destek vermesi gerekmektedir. Kullandığımız fosil yakıtlar yerine alternatif kaynaklar (biodizel, biyogaz, rüzgar, güneş enerjileri vs.) sera gazı saliminim önemli oranda düşürebilir. Ülkemizde adeta bir gelenek haline gelen ormanların ve meraların tahrip edilmesinin önüne geçilmelidir. İklime dayalı olumsuzluklardan ülke tarımının en az düzeyde etkilenmesi için tarım kesimi ve bu kesimle muhatap olan tarım kurumlan, devlet tara­ fından daha fazla desteklenmelidir. 162 Küresel ısınma ile gelen iklim değişimini çiftçinin en az zararla atlata­ bilmesi için mutlaka herkesin tanın sigortası yaptırması gerekmekledir Bu sigorta ile çiftçinin zararının %50'sini devletin karşıladığı unutulmamalıdır. Sonuç olarak kiiıesel ısınmayı küresel felaketler zinciri olarak değerlen dircbiliıiz. ve gerekli önlemler alınmadığı takdirde bu felaketlerin son halkası ise insan neslinin yok olmasına kadar uzanan zincirleme ve tehlikeli bir sü­ reçtir. KAYNAKLAR A n o n im . (2007a), h ttp://tr.w ikipedia.org/w iki/S era_etkisi. A n o n i m , ( 2 0 0 7 b ) " K ü r e s e l I s ı n m a vc A lte r n a t if B ilkileı İ k l i m D e ğ i ş i k l i ğ i vc T a r ı m Ü z e r i n e l ı t ki l e r i . " h t t p : / / w w w k m a m a n l a r i m . g o v . t ı / h a s i n / b u l l e n / 2 ( ) 0 7 / l 2/se m hım A n o n i m . ( 2 0 0 7 c ) " K y o t o P ı o t o k o l ü , " h l l p : / / w w w k u r e s e l i s i n m a . o r g / i n d c x .p h p ‘1p i d = 1 3. A n o n im , (2 0 0 7 d ) “ K y o io P ro to k o lü n ü n H konom i Politiği,” htlp //w w w .s o n b a s k i c o m /m a ı t2 0 0 7 o z g e .h tm l. A n o n i m , 2 0 0 7 e , w w w . h a v d i . n e t / o z e l d o s y a l a r / k u r e s e l - i . s i n m a . a s p - HOk. A nonim , (2 0 0 7 0 , h t t p : / / w w w . h a b e r i u r k . c o m / h a b e r . a s p ? i d = 3 6 7 3 9 & c a t = 2 0 0 & d î = 2 0 0 7 / ( ) y / l S. A nonim , ( 2 0 0 7 g ) , ( e - g a z e t e . a n a d o l u . e d u . t r / a y r i n t i . p h p ? h = ı ı ç u ı t m a & n o = 2 l 8 4 - 29k). A n o n i m . ( 2 0 0 7 h ), w w w . n e t b a h a n e . n e t / t u z - g o l u - 8 2 1 7 - n u n - s e k l i - d e g i s t i - t 9 8 2 9 2 . h t m l 62k A no n im ,(2 0 0 7 ıJ,http://w w w .tarim salhaber.com /default.asp?part= poıtül göster & .id = 6 6 2 & k ateg o n = d etck lem cler_ p ro jeler& sid = 6 8 0 ()6 1 082. A n o n im , (2 0 0 7 i) “ K ü re sel Is ın m a n ın S e k tö rle re E tk isi R a p o r u ," A n k a r a Ticaret Oda­ sı, h t t p : / / w w w . i k l i m l e r d e g i s i y o r . i n f o / ( u r k c e / d o w n l o a d s / 3 I / O / A T O p d f . A n o n im , (2007j) “ K üresel Isınm a Ö n c e Y o k su lu V u ra cak ," h r t p : / / w w w e s m e r d e r g i s i . f o m / m o d u l e s , p h p ? n a m e - N e w s & f i l e = p r i n r & s i d = 1. A n o n im , ( 2 0 0 7 k ), h t t p ://w w w ,p c te k n ik .n e t/s h o w th r e a d .p h p 7 t= 8 3 4 17. A ra lık , A., ( 2 0 0 7 ) “ K ü r e s e l ı s ın m a , su k a y n a k l a n ve T a r ı m Ü z e r i n e e tk ile ri," T M M O B Ziraat M ühendisleri Odası, h ı ı p : / / c a n d a n d o s t l u k w o r d p ı c s s . c u m / 2 0 0 7 / Q I / 0 7 / k u r e s e l - i s i n n ı a s u - k a v n a k l a r i v elaı i m - u z e r i n d e k i - e t k i l e t i/ Ç e lik . Y ., K a r a k a y a c ı , Z., ( 2 0 0 7 ) “ K ü r e s e l İk lim D e ğ i ş i k l i k l e r i n i n K o n y a Tarım ına O la sı E tk ile ri ü z e r i n e B ir İ n c e l e m e , ” S e l ç u k İ J n i v e r s i l e s i Z i r a a t Eakîiltesi Iarım E konom isi B olum u, Konya. 163 D emir, P., C e v g e r , Y ., ( 2 0 0 7 ) “ K ü r e s e l ı s ı n m a ve H a y v a n c ı l ı k S e k t ö r ü . ” V e te r in e r H e k i m l e r D e r n e ğ i D e r g i s i C i l t : 7 8 S a y ı : 1. D emirci, O ., ( 2 0 0 5 ) “ K ü r e s e l I s ı n m a ve B u r j u v a İ k iy ü z lü lü ğ ü : K y o t o P r o t o k o l ü , ” http://w w w .m arksist.com /ozan_dem irci/kuresel_isinm a._ve. burjuva ikiyüzlülü gu_kyoto_protokolu.htm . M e n d e l s o h n , R . . ( 2 0 0 3 ) “ A s s e s s i n g T h e M a r k e t D a m a g e s f r o m C l i m a t e C h a n g e , ” İn G riffin J M (edt.) G l o b a l C l i m a t e C h a n g e : T h e S c ie n c e , E c o n o m i c s a n d Politics. E d w a ıd E lg a r P u b lis h in g Ltd., U K . Ö z t ü r k , K . , ( 2 0 0 2 ) “ K ü r e s e l İ k l i m D e ğ i ş i k l i ğ i v e T ü r k i y e ’y e O l a s ı E t k i l e r i , ” Cı.Ü. G azi E ğ itim E a k ü lte s i D e r g is i Cilt 22, S ayı 1 ( 2 0 0 2 ) 4 7 - 6 5 . A n k a r a .