Kerem Görsev Türkiye’de Caz deyince akla ilk gelen isim kuşkusuz Kerem Görsev’dir. Yıllarca televizyonda başarıyla caz programı yapan ve caz müziğini geniş kitlelere sevdiren Kerem Görsev, müziğinin ailesi ve memleketi kadar önem taşıdığını ifade ediyor. Görsev, ayrıca cazın belli bir “zümrenin” müziği olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Caz günün 24 saati dinlenebilecek bir müzik tarzıdır. Yeter ki içimizde müzik dinleyecek coşkumuz olsun”. Öncelikle müziğin ve özelde cazın hayatınızdaki çalışıyoruz. Türk gamları, ezgileri ve ritmleri bizi öteki yansımaları ile başlayabilir miyiz? Müzisyenlik sizin müziklerden ayırıp daha net fark edilmemizi sağlıyor. için hayatınızın ne kadarını ifade ediyor? 1950 ve 1960 yıllarının caz standartları ile Caz müziği benim için: Tabiattaki yaşadığım olayların birebir bugünün standartlarını ve Türkiye’deki değişimi anlatım sanatıdır. Bu dünyada yaşıyoruz. Ekolojik, sosyo- nasıl değerlendiriyorsunuz? ekonomik, duygularımız, bütünüyle beni etkileyen unsurlar. Yaşadığım (Etkilendiğim) her şey bana müzik olarak, topluma da CD olarak geri dönüyor. Müzik, eşim, kızım, memleketim neyi ifade ediyorsa bana aynı duyguları yaşattırıyor. Dünyada caz müziğinin en verimli Müzik, eşim, kızım, memleketim neyi ifade ediyorsa bana aynı duyguları yaşattırıyor. Türk cazını nasıl tanımlarsınız? yılları 1950 ve 60’lı yıllarda yapılan besteler (Enstrümantal ve şarkı sözlü) döneme damgasını vurmuştur. Teknoloji ilerledikçe ve özellikle dünyadaki ekolojik denge bozulmaya başladıkça melodik yapılarda bir gerileme olduğuna Bizim kültürümüzde caz nasıl algılanıyor ve hangi inanıyorum. Duygular yok olmaya ve müziğin içine çok fazla özellikleri ile Türk cazı diğerlerinden ayrılıyor? elektronik öğeler girdikçe samimiyet ve masumiyetin yok olduğuna inanıyorum. Türkiye’de 50’li ve 60’lı yıllardaki Türk cazı değil de içinde Türk motifleri barındıran bir müzik caz müziğinin bugün Türkiye’de çalınan caz müziğinin daha diye tanımlamayı ben daha uygun buluyorum. Dünyada gerisinde olduğunu tahmin ediyorum. Ülkemizdeki meraklı caz müziği çok dinlenmiyor. Türkiye’de de durum farklı ve yetenekli bir genç jenarasyon müzisyen grubu var, hepsi değil, dinlenmesi için hepimiz elimizden geleni yapmaya geliyorlar. 90 SÖYLEŞİ Türkiye’nin pek çok kentinde konserler verdiniz, etkinliklere katıldınız. Türkiye’nin coğrafi konumu kültürünü de fazlasıyla etkiliyor. Her dönem bu topraklar “arabesk” kültürle özdeşleştirildi. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz? Caz bize ne kadar yakın? Teknoloji ilerledikçe ve özellikle dünyadaki ekolojik denge bozulmaya başladıkça melodik yapılarda bir gerileme olduğuna inanıyorum. Duygular yok olmaya ve müziğin içine çok fazla elektronik öğeler girdikçe samimiyet ve masumiyetin yok olduğuna inanıyorum. Her müziğin dinleyicisi vardır ve farklı kesimlerden oluşur. Ben klasik müzik kökenli bir caz müzisyeniyim her iki tarzı da severek dinliyorum ve görevim, nitelikli müzikleri TV programlarım ile verdiğim konserler, yaptığım CD’ler ile geniş kitlelere yaymak. Anadolu’da gerçek halk ozanları bu toprakların saf seslerini duyuruyorlar. Her müzisyen inandığı samimiyetle icra ettiği müziği yaymaya çalışmalı. Hiç bir zaman inanmadığın, hissetmediğin müziği çalmassan dinleyiciyi kandırmamış olursun. Herkes kendine ait bir müzik keşfetmeli, dinlemeli ve sonra kendini geliştirip başka müziklere yelken açmalı. Hazırladığınız televizyon programları ile caza olan ilginin artmasında önemli bir etkiniz oldu ancak özellikle ulusal kanallara baktığımızda hala önemli bir boşluk olduğunu görüyoruz. Caz sizce ne zaman belirli bir “zümre”nin dinlediği bir müzik olmaktan çıkıp gündelik hayata dahil olacak? Ya da caz doğası gereği mi bu şekilde konumlanıyor? Ben 7 sene TV 8’de caz programı yaptım. 8 aydır ise TRT MÜZİK kanalında Kerem Görsev’le caz programı yapıyorum. Ulusal bir kanal ve yurtdışında da izleyicisi var. Ne ekerseniz onu biçersiniz. Caz günün 24 saati dinlenebilecek Caz günün 24 saati dinlenebilecek bir müzik tarzıdır. Yeter ki içimizde müzik dinleyecek coşkumuz olsun. ANKARA SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI | EYLÜL / EKİM 2010 91 Ben sevdiğim caz müzisyenlerini izlerken, dinlerken hayal kurar ve müzikal yaşantıma yön verecek kararlar alırım. Beni izleyen ve dinleyenlere de kendi bestelerimle hayal kurdurabiliyorsam ne mutlu bana. Cazcıların yükselişi her zaman diğer müzik türlerinde olduğundan daha yavaş oluyor. Bu da daha kalıcı eserleri beraberinde getiriyor. Ancak caz da kendi içinde farklı türler barındırıyor ve bazı türleri çok çabuk tükeniyor. Bunu neye bağlıyorsunuz? Caz müzisyenlerin yükseliş ivmesi ağır fakat geriye kaymaz (Duruşlarını değiştirmeyen, tarzını koruyan, prodüktörlere teslim olmamış, inandığı müziğin dışına çıkmayan ). Günümüzde müzik çok çabuk tüketiliyor. 1950’lerden kalma CD’leri hala dinleyip bir şeyler öğreniyoruz. Ticari amaçlı prodüktörlerin yol gösterdiği müzikler uzun ömürlü olmaz. Her müzisyen birazda elini taşın altına koyup kendi işlerini ele almalılar. Yurtdışında da pek çok isimle ortak projeler ürettiniz. Türk cazı yurtdışında nasıl değerlendiriliyor? Anadolu’da gerçek halk ozanları bu toprakların saf seslerini duyuruyorlar. Her müzisyen inandığı samimiyetle icra ettiği müziği yaymaya çalışmalı. Herkes kendine ait bir müzik keşfetmeli, dinlemeli ve sonra kendini geliştirip başka müziklere yelken açmalı. 92 bir müzik tarzıdır. Radyolarda her gün caz programları dinlenebilir. İnternet üzerinde sınırsız radyolar var Yurtdışında ve burada ben hep kendi bestelerimi çalıp, kendi rengimi, kokumu oluşturmak çabası içindeyim. En son 2010 Nisan ayında Londra’da London Philarmonia yurtdışından yayın yapan. Yeter ki Orkestrası ile Therapy albümümü kaydettim. Alan içimizde müzik dinleyecek coşkumuz Braodbent ve Ernie Watts gibi Grammy’si olan sanatçılar olsun. yer aldı. 2010 Aralık ayında çıkacak. Ülkemi en iyi şekilde Bildiğimiz kadarıyla albümlerinizde temsil etmeye çalışıyorum. önce analog kayıt yapıyor sonra “Caz hayal kurma ve kurdurma mekanizmasıdır.” dijitale çeviriyorsunuz. Analog diyorsunuz. Peki, siz dinleyenlerinizle nasıl bir kayıt yapmayı tercih etmenizin nedeni nedir? Dijitalleşen bir dünyada “her şey” ruhunu mu kaybediyor? hayali paylaşıyorsunuz? Ben sevdiğim caz müzisyenlerini izlerken, dinlerken hayal kurar ve müzikal yaşantıma yön verecek kararlar alırım. Yıllar önce analog kayıtlar yapardım. Bu beni çok mutlu eder. Beni izleyen ve dinleyenlere de Şimdi stüdyolar son teknoloji dijital kendi bestelerimle hayal kurdurabiliyorsam ne mutlu kayıtlar yapıyor. Benim değişmeyen bana. tek şeyim akustik soundum. Ruhtaki duyguyu kaybetmezseniz teknoloji asla twitter.com/keremgorsev / www.keremgorsev.com / sizi teslim alamaz. www.myspace.com/keremgorsev