Marmaru Iletisim 1. GrRr$ KITLE ir,nrigiru. ARAq'LARM $IDDET Arq.Giir. Zeynep qnfiN* Kitle iletigim Araglarr ve $iddet konusunu irdelemeyi amaglayan gahqmamrz baqhca iki bdltimde ele ahnmrqtrr. Birinci btjltimde qiddet kavramrnrn farklr tanrmlamalarr verilerek, kavrama farkh bakrq agrlarr sunulmakta; ikinci boliimde ise kitle iletiqim araglarr ve qiddet iliqkisi ele ahnmaktadrr. Qafrmrz gok farkh bigimlerde tanrmlanabilir. "Uzay ga!l", "bilgi gaEr", "sibernetik ga[r" sdzkonusu tanrmlardan birkagrdrr. Fakat bu tanrmlamalarrn yantnda galrmrzrn bir "qiddet gaEr" olarak nitelendirilmesinin de pek yanhq olmayaca[r kanrsrndayrz. Gergekten gtinti- miizde diinyanrn dtjrt bir yanr savaqlar, ig isyanlar ve ayaklan- malarla deyim yerinde ise "kaynamakta"drr. Di[er yandan tek tek bakrldrlrnda da, dtinyanrn pek gok iilkesinde; gasp, hrrsrzhk, nzrr gegme, tjldtirme, tecaviiz, iqkence gibi "adi sug" olarak nitelenen bireysel gdriintimlii suglarda biiyiik bir artrq gdzlenmektedir. Dolayrsryla gerek bireysel, gerek ulusal ve gerekse uluslararasr diizeyde qiddet olgusu yaygrnhfrnr giderek arttlrmaktadlr. Bu noktada "giddet"in kapsamh bir bigimde tantmlanmasrnrn ve kitle iletiqim araglartntn qiddet olgusu ile iliqkisinin irdelenmesinin yararh olacafr kantsrndaytz. * M.Li. itetiqinr Faktiltesi $iddet, bireysel ve toplumsal bir olgu olarak psikolojik, sosyo kiiltiirel ve sosyoekonomik boyut139 Marmara iletisim larr ile kitle iletiqim araglannda yer ahrken, sozkonusu araglarda yer verilen giddet unsuru da toplumsal yaqamda yansrmaslnr bulmakta/ toplumsal yalamr etkilemektedir. Bir diler anlatrmla, bu kapsamda "realiteden medyaya" karqrhkh bir etkilegim soz konusu olmaktadrr. "$iddet unsurunun kitle iletiqim araglannda srkhkla yer almasr, gergek yaqarndaki qiddet olaylarrnrn artmasrna neden olur mu'J" "Giiniimiizde gozlenen qiddet olaylanndaki artrq olgusunda kitle iletiqim araglannrn etkisi ve payl nedir']" "Kitle iletiqim araglannda Eiddete yer verilmesinin olumlu yanlarr/boyutlan da var mrdrr ve varsa, nelerdir /" "$iddet olgusuna kitle iletiqim araglannda abartrlarak ml yer verilmektedir, yoksa reel yaqamrn qiddeti qok daha biiyi.ik boyutlarda mrdrr'J" incelememiz, bu ve benzeri sorulann yanrtlannr da ara$trrmayl ve ortaya koymayr amaglamaktadrr. 2. ''$iDDET" KAVRAMINA iLigxil TANIMLAR $iddet terimi, bir yanda olgular ve eylemleri; diler yanda da gtici.in, duygunun veya bir dofa unsurunun varoluq i.islubunu kapsamaktadrr. $iddet ilk anlamryla huzur karqrtrdrr; onu bozar veya tartrlmaya agar. Ikinci anlamryla ise, trlgiileri aqan ve kurallan gi[neyen kaba ya da grlgrn gtigtiir(l). $iddet teriminin kdkenine baktrfrmrzda Latince "violenta"dan geldifni grirtiriiz. Violenta; qiddet, sert ya da acrmasrz kiqilik, gtig den-rektir. "Violare" fiili ise qiddet kullanarak davranmak, defer bilmemek ve kurallara karqr gelmek anlamr taqrr. Bu sdzctikler gtiq. elk, yetke, qiddet,... yani etkinlik, defer ve ya$am glici.i anlamrnr da kapsayan "vis" srizcii[ii ile bafrntrhdrr. Si)zcii[i.in giinltik kullanrmr incelendifinde, gekirdek kavramrn "giig" oldufu gortiliir(2). $iddet, insanlararasr iliqkilerde fiziksel gtig kullanrmrdrr. Tarihte biiytik rol oynayan qiddet, bugiin de yagarnrmtztn dokusunda yeralan bir i)[edir. Toplumsal yaqarnda, bireysel yaqamda her an devreye girebilecek, baqvurulabilecek bir arag olarak yantbaqrmrzda duran ,siddet, dzellikle de egemenlik sisteminin vazgegilmez bir pargasrdrr (3). $iddet toplu ya da bireysel, yasal ya da yasal olmayan yollarla fiziksel gi.iciin kullanrlmast yanrnda, bunun kullanrlmasrndan korkma. endiqe etme duygusunun yarattlmasrdrr. Kiqilere ve diler canhlara karqr fiziksel giiciin gerektifinde kullanrlabilecelinin belirtilmesi, 140 Marmara iletisim zihinlerde giddetin yaratllmasrna ve rahatslz olunmaslna neden olmaktadrr. Dolayrsryla fiziksel giiciin yantnda bu gticiin kullanrlabilecefinin girsterirni, daha az farkedilen fakat belki de daha yaygllt bir giddet tiiriinti, ruhsal psikolojik giddeti ortaya grkanr (a). $iddet, kendisine kargr getirilen toplumsal yaptrnmlara karqtn, kurbana zarar vermeyi amaglayan ve kiqisel kazang ya da hoqnutluk duyumunun kasrth ve toplum drqr yansrmasrdrr(s;. $iddet kavramr, karmaqrk bir nitelik taqryan, agrn kuvvet kullanrlmasrna ydnelik ve deIiqik amaglarla gergekleqtirilen davranrqlarr ifade etmektedir (6). iqlerin gr!rurdan grkmasr ve dtizenin bozulmastnt da igine alan qiddet olgusunu, Georg Sorel ve Hannah Arendt birgok kez ele ilmalanna karqrn, kavramt tam olarak tanrmlamamrqlarclrr. Olnelin. H. Arendt "qiddet alanrna yaklaqtr[rmrzda karqrmtza gtkan o biitiiniiyle karmaqtk, olacaklarr onceden kes tirebilmenin olanaksrzlaqtrfr ortam" unsurundan stiz eder (7). Dofal, olafan veya yasal olarak nitelendirilen durumlarda uygulanan y0netim kurallanndan ya da normlardan uzaklaqma anlamrnr iEeren qiddet, aynr zamanda edimsel bir nitelik taqrmaktadrr. $iddet kavramt, baqkaldrrr kavratnrna baIh oldu[u igin, srizkonusu baqkaldrnya karqr beslenen olumlu veya olumsuz duygulan da yi.iklenir. Giiniimtizde artrk her ttirlii dafirnrkhfr, ttirn toplumun diizenini bozmaya ydnelik qiddet hareketleri olarak algrlama efilimi belinnigtir (u). $iddeti, egemenlifinin siirdiiriilmesinin bir aract olarak gcirenlerin mevcut durumlartnr devam ettirebilmek igin gofunlulun onaylnl sindirme, yalan ve her ttirlti insanhk drqr yollarla kazandrklan gdri.ilmektedir. $iddete karqr olanlartn ise, 6ncelikie sOzkonusu deste[in rtrtadan kaldrnlmasr ve etkili olan gofiunlufutt kullanrhnasr sorununu qOziimlemeleri gerekmektedir (e). Kiiknel'e gore saldrrganhkla, krzgrnhk ve 6fke arastnda srkr bir iliqki vardrr. Saldrrganltk ve qiddet, krzgrnhk ve dfkenin eyleme ddnilqen bigimidir. Amact, karqrsrndaki nesneleri, kiqileri bazen yok ederek, bazen tahrip ederek, bazen zatar vererek ortadan kaldrrmaya ydneliktir. Ama bu yok etme, zarar verme sdzlti de l4l Marmara IletiSim olabilecefi gibi, sozlti olarak baqlayrp deliqik eylem bigimlerine kadar qekil degiqtirerek de yer alabilir (10). "$iddet", belirli eylemleri yapanlardan gok onlann tanr[r ya da kurbanr olanlara ait bir sdzctikttir (11). Giindelik Anglo-Sakson kullanrmrnda "violence" (giddet), hoq olmayan, kabul edilmesi imkansrz, yasadrqr ve rahatsrz edici, negatif ahlaki imalar taqryan davranrqlar olarak tanrmlanrr. Sonugta, btitiin ktiltiirler igin gegerli olabilecek tek bir qiddet tanrml yapmanrn giigliifii, hatta olanaksrzh[r gririilmektedir (tz;. $iddet, -gtig, kuvvet ve dayanrkhhktan farkh olarak- her zaman "uygulamaya" ( Engels'in de belirttigi gibi ) ihtiyag duydugu igin, teknoloji devrimi ve arag yaprmrndaki devrim, cincelikle savaqta ortaya grkmrqtrr (13). O'Sullivan'a g6re, Arendt'in ulaqtrlr temel sonug qudur: "$iddet uygulamasr... diinyap de[iqtirir, fakat bu de[iqikli[in olasr yonti, daha zorba bir diinya dofrultusundadrr" (la;. $iddet, Batr diinyasmrn en geliqmig iilkesi ABD'de yalnrzca gece bastrrdrfrnda New York'un, Chicago'nun karanhk sokaklanndaki hrrsrzhk, yaralama ve soygunlar olarak yaganmamaktadrr. $iddet, aynl zamanda, artan iqsizlik, maliyet indirimleri igin otomasyonun yaygrnlaqtrnlmasr ile ortaya grkan nitelikli iqgtictinde dahi istihdam drqr kalma durumu, yiiksek o[renim gciren uzmanlagmrq kiqilerin bile gegici ve rastgele iqlerde gahqmayr kabullenecek kadar igsizligin yiiksek oranlara varmasl qeklinde de ortaya grkmaktadrr (ts;. Nitekim Mandel'e gdre suga ve qiddete duyulan ilgi, gofu dedektif romanl okuyucularr igin dofal olarak sadece platonik bir nitelik taqrmakta ve kitaplarda kalmaktadrr. Ancak geg kapitalizm altrnda bi.iyiik kentlerde adi suglarrn on misli artmasr, birgok iilkede burjuvazinin bir yandan solu "giddete karqr yumuqak olmak"la karaladrfr, diger yandan ise gerek kitle iletiqim araglarr gerekse dofrudan politik davranrq bigimleriyle halkta -bir "qiddet korkusu" yaratlp bunu anti-demokratik yasalarr grkartmak igin kullandrlr goriilmektedir (to;. Riches, qiddetin sosyal ve ki.iltiirel bir kaynak olma niteligini oluqturan iig ana etkenin bulundulunu varsaymaktadrr. Bunlar (17): 1. 142 $iddet edimleri, gerek aragsal gerekse drgavurum iqlevlerini aynr derecede etkili bigimde yerine getirirler. Muhtemelen Marmara iletiSim arag i$levinin daha temel bfu nitelik taqrdrlr soylenebilir. Qiinkii qiddetin gekirdek amacr olan taktik caydtrrctltk, aragsalhIt igerir. 2. $iddet en yaygln olarak siyasi gatrgma ve uzlaqma 3. baflamrnda mantipi.ile edilebilir. Burada igsel cizelliklerin ilging bir bileqimi gori.iliir. Bir yandan farkh ktilti.irel fikirlere baflrhk duyan ttirden kiqiler, qiddet edim ve imajlanna aynr temel anlamr yiiklerken; ote yandan qiddet kavramr, meqrulufiu son derece tartr$maya agrk bir edim fikriyle igigedir. Btitiin bu rizellikleri ve nitelikleri harekete gegirmede, qiddet uygulayrcrsrnrn ihtiyag duydufu kaynaklar ve bilginin azhpr dikkate defer. Ergil'e gcire: gafidaq toplumda saldrrgan davranrqrn tig temel kaynalr vardrr (18): 1. 2. 3. Aile iiyelerinin ornek ya da destek olmast. Kiginin etkisi altrnda bulundufu alt kiilti.ir ve bunun kiqiye benimsettifi yaqam bigimi. Kitle iletiqim araglanndan ve dzellikle de televizyondan segilen simgesel omeklerdir. Heterojen ve si.irekli degiqitn, yani endiistrileqme, kentleqme, . . . stirecindeki toplumlarda, davranrqlann dzel efilimleri, ebeveynlerden kaynaklanan ya da geleneksel nitelikteki tjrneklerin etkinlik ve deferlerini azaltmaktadrr. $iddetin gticti, qiddetin hem pratik hem de sembolik amaqlar igin uygun niteli!inden kaynaklanmaktadrr. $iddet, sosyal gevreyi ditniiqtiirme aracl olarak ve kilit sosyal fikirlerin onemini gcisterme aracr olarak son derece etkili olabilir. $idclet edim ve imajlarrnrn drqavurum iqlevi, oncelikle qiddetin goriintirlilliinii ve ikinci olarak da ilgili herkesin (ktilti.irel arka planlarr ne kadar farkh olursa olsun) sciz konusu edim ve imajlardan en azrndan belirli bir asgari ortak yorum grkarma ihtimalinin yiiksekligini kullanrr. $iddetin bu iki 6zelli[i, onu miikemmel bir iletiqim aracr krlar (le). 3. KiTLE ilnrigivt ARAQLARI vE ginnnr Kitle iletiqim kavramrna iliqkin bazr tanrmlara, bu kavramtn konumuz aErsrndan cinem taqryan kimi flzellikleri bakrmrndan bu bciltimde yer verilmesinin yaruh olaca[r kantstndayrz. t43 Marmnrn iletiEim - Kitle iletiqimi, aynr iletiyi, aynl krsa zaman siiresi iginde gok saylda insana ulaqtrran bir iletiqim yoludur. Bu araglann her bir briliimii, belirli toplumsal - ekonomik ve kiiltiirel ozelliklerdeki toplum kesimlerine seslenmektedir. Sanayi -kent toplumuna 6zgii ileri olgtilerdeki iqbOltimii ortamrnda atomlaqan, atomlaqtrkga da toplumsal- yapl drgiitlenigine balrmhhlr artan bireyler, kitle iletigiminde, kendilerini di.inyaya ballayan bir pencere bulmaktadrrlar (20). Demek ki kitle iletiqim araglarr herkesge aranan, bireyler ve toplumsal kiimeler i.izerindeki etkileri biiyiik olan araqlardrr. Kitle iletiqimi, tiim gdrsel-igitsel sistemleri ve yazrh basrnr igerir. Yaprlan araqtrrmalara gore, kitle iletiqimi ile qiddet arasrndaki ballantrlarda, TV, qiddeti yayan ve temelde ona rjrnek olugturan bir olgudur (2t1. Ancak kitle iletiqim araglarrnr toplumlarrn yaprsrndan, kurumlanndan ve koqullarrndan soyutlayamdz, politik sistemden ayn tutamayrz. Qi.inkii sosyo-politik olgular ele ahnrp irdelenmeden hig bir sosyal kurum hakkrnda bilimsel bir araqtrrma yaprlamaz. Bu nedenle, devletin qiddete yaklaqrmrnrn ne oldufunu bilmeden, kitle iletiqim araglan ile qiddet arasrndaki iliqki sorununa yanrt bulamayrz. Toplumdan topluma defiqmekle birlikte bu konuda devletler, segici davranrrlar ve bir anlamda da kurumsal ve yasal diizeyde qiddeti cesaretlendirirler (22). Bu, kitle iletigim araglarrnrn giddet iizerinde higbir etkisi olmadrlr anlamrna gelmemelidir, ama kentlerdeki qiddet ya da kanqrklrk olaylannrn krjkenindeki temel nedenler, yabancrlagma ve yoksullaqmadrr. Buradaki asrl sorun, kitle iletiqim araqlannrn bu yoksullaqma siirecine nasrl ve ne gekilde katkrda bulundu[udur. Ashnda bu katkr, qiddeti riverek ya da qiddet yoluyla yaprlmamakta; reklamlar, tiiketimi pompalayrcr haberler ve benzeri qekillerde gergeklegmektedir. Bir baqka deyiqle, kitle iletiqim araglannrn qiddete en biiytik katkrsr, reklamlar ve ttiketimi pompalamak yoluyla, slkmtl igindeki insanlara higbir zaman eriqemeyecekleri yaqam,.diizeylerini ozletmek yoluyla qiddete ortam hazrrlamasrdrr 123;. Orne[in. Taner Ay bu konuda qunlarr ifade etmektedir: "Kapitalizmin igine diiqtiifi.i bir iflas gukuru olan bu sessiz golunlukla ( yani kitleyle ), sadece qiddet aracrhfr ile iliqki kurulabilmektedir. Bunun igin televizyonlarrn haber programlanna bakmak yeterlidir" 124;. r44 Marmara iletiSim Martin Esslin'e giire, son yirmi yrlda genglerin neden oldulu qiddetteki uyarrcr artrq, TV'deki giddetle genglerin iqledifi suglar arasrnda bir ballantr oldu[unu agrkga dile getirmektedir. Yaprlan bir araqtrrmaya gcire, Amerikan televizyonunun ana yaym kuqalrnda saatte ortalama beq defa, hafta sonu gtindtiz yayrnlarrndaki gocuk programlarrnda ise saatte on sekiz defa qiddet olaylarr gosterilmektedir. Ancak, yalnrzca ekrandaki qiddet hareketlerine agrkga yer verenleri sayan miktarcr yaklaqrm, kendi iginde tutarsrzdrr. Asrl sorun, malzemenin miktarr de[il, niteligidir. Onemli olan sdzkonusu qiddet olaylanmn kagta kag oldugu defil, iqleniqindeki ciddiyet ve sanatkarhktrr 1zs;. Birkagr drqrnda, aragtumacrlar genellikle saldrrganh[r laboratuviu diizeyindeki verilere dayanarak incelemiqlerdir. Buna karqrhk politikacrlarla efitimciler, aragtrmacrlann tersine, qiddetin kryrma varan bo yutlannr laboratu var olayrnrn dr qrnda kal arak incelemiqlerdir. Artan qiddet olaylan ile kitle iletiqimi ve qiddet arasrnda bir ilintinin viuhfr konusunda her ne kadar belirgin bir baglantl ortaya konulamamrqsa da, kitle iletiqim araglarrnrn qiddeti ydnlendirmesi ve etkilemesi iizerinde bir gdrtiq birliginden sriz edilmektedir. izleyiciler, qiddete dayah film ve diger gtisterileri giderek daha az cinemseyerek ya da garprtarak, gergek yaqamln bir pargasr olarak girrmeye baglamaktadrrlar. $iddet olaylarrnr kcirtikleyenin, qiddet ogesi igeren goriinti.iler olmadrfrnr tartlqan toplumsal eleqtirilerin go[u igin, bunlarrn fazla bir cinemi yoktur. Tam tersine, bu tartrqmalar giddet gdsterimini kitle iletiqimi genelinde dnemli, dolayh, yanhg ya da diiqsel bile olsalar, toplumsal davranrqlar agrsrndan gergekte kabul edilebilir nitelikte gdrebilmek- tedirler (26). Comstock, kitle iletiqimine iliqkin yazrlata bakrldr[rnda gerek yazir basrn, gerek TV ve gerekse filmlerde gosterilen qiddete dayalt d ykiilerin, qu qe kildeki yaklaqrmlarl a s al drrganhfr diirtiileyebilecegini ortaya koymaktadrr: $iddet ne zaman ki odiillendirilir, gekici gdsterilir, gerEek olur ve hakh krhnrrsa; ne zaman ki qiddet yaratan, bu clavranrqrndan ottiri.i eleqtirilmezse, kurbantnt incitmeyi ya da aqafrlamayr efilim qeklinde gtisterirse, basrh yada- gdrsel-igitsel iletiqim araglan o zaman daha fazla etkili olrnaktadr (27). 145 Marmara iletiSim Halloran'a gore gergek qiddetin ktjkleri, toplumsal gdktintiiden kaynaklanmaktadrr. Yoksullaqma, aqrl kalabahklaqma vb. kogullar, insanlarrn kendi yaqamlannr etkileyen kararlara katrlamamaktan duyduklarr umutsuzlufu dtqa vurmak igin baqka goztim yolu bulamadrklannr gdstermektedir. Iqte bunlar, qiddet olaylarrnrn gergek neclenlerini oluqturmaktadrr (28). Ornegin, ABD'de ailesi ile sorunlan bulunan, yeterli ilgi ve sevgiyi gdremeyen, giderek rnahallesinde "gete" tiirii oluqumlara giren gocuklarla ilgili olarak TV'deki qiddet olgusunun yaratttft etkileqime qdyle bir ijrnek vermek olasrdm: ABD'de televizyonda gdsterilen bir adam yakrna sahnesi, kiigiik-biiytik ttim izleyicileri dehqete diiqiirmi.iq, bu filmin giisterilmesinden krsa bir si.ire sonra, gazeteler birkag gencin, yolda soyduklan bir kadrnr yakmaya kalkrqtrklarrnl yazmrqtrr. Ancak, TV'den etkilenen bu genglerin dtizensiz, dafrlmrq ailelerden geldi[i dlrenilmiqtir (zo;. Televizyonda yer alan qiddeti iki bdli.imde ele alabiliriz. Bunlardan ilki, cinsel iletiler igermeyen qiddet yani dtiz qiddet olarak; di[eri ise, qiddetin cinsellik igeren b6li.imi.i yani pornografik qiddet olarak adlandrrrlabilir. Dtiz qiddet televizyonun tiim programlarrnda yaygrnlaqtrfr halde pornografik qiddet, diiz qiddetten daha tehlikeli sonuglar dolurabilmektedir. Qiinkii pornografik qiddet, kadrn ile erkek arasrndaki iletiqime krsrtlar koymakta, kadrnr aqalrlamakta ve bununla birlikte sosyal dengeyi yrpratmaktadrr. $iddetin TV tarafrndan gristerimlenmesi, konuyu daha da iirkiitticti boyutlara ulaqtrrmaktadn. Zira TV, en gok ahcrya sahip olan kitle iletiqim aracrdr. Bu yiizden dtiz qiddet ve pornografik qiddetin etkileri daha giiglti olacaktrr. Bu etkiler ise bireysel de[il, toplumsaldrr ve korkutucu olan tarafi, yapabilece[i etkilerin toplumsal defiqmelere neden olabilecelidir 1:01. $iddet igerikli TV programlarrrun yolun bigimde izlenmesinin bir gok olumsuz etkilerinin olabileceli iine siiriilmiigtiir. Toplumun qiddete karqr duyarsrzlaqmasr, qiddete iliqkin olumlu tutumlarrn geliqmesi, sug oranrmn artmasr ve gocuklann saldrrgan davranrqlan dfirenmesi bu ti.ir programlann yol agtrfir ileri siiriilen olumsuz sonuglardan bazrlarrrdr (31). Temel soru; kitle iletiqim araglan, toplumu yansrtan bir ayna olarak mr hizmet vermektedir, yoksa kitle iletiqim araglarrnrn kendileri, hayallerin gok faal birer tireticisi ve belirleyicisi midirler'l 146 Marmara iletiSim Schiller'in yorumuna giire, en azlndan 40 yrlltk ABD deneyiminde, g6rsel ve yazth kitle iletiqim araglarr tizerinde yaprlacak dikkatli bir gozlem, mesajlar ve imgelerin ABD'deki en etkin grup ve yakrnhk iqinde politikalarryla derece son ve sektorlerin temel konum oldufunu ortaya koymaktadrr. Schiller, bu konuda, bazr casus filmlerini rirnek vermektedir. Bunlar aynadan yanslyan hayaller ve goriintiiler de[illerdir. Schiller, kitle iletiqim araglartntn ABD'de son derece stkt iliqkilerle drgiitlenmesinin, qiddet o[esini etkiledifini ve btiyiik oranda cla teqvik ettilini belirtmektedir. Bunun sonucundadrr ki, gerek davranrq ve gerekse fiziksel etkiler olarak sertlik ortaya grkmaktadrr. Bu, olabildiIince fazla izleyici ve okuyucuyu gekebilmek igin yaprlmrq hesaph bir gahqmadrr. Denilebilir ki, ticari yapryla qiddete dayalr gosteriler arastnda, dikkat gekmek balrmrnclan son derece srkr bir ba! vardrr (32). Edebiyatta, sinemada ve cizellikle TV programlarrnda qiddetin ve onun olumlamacl bir tavrrla ele altnmastndaki, iglenmesindeki artrq, bu clurumu ortaya koymaktadrr. Boylece medya, yaqanan fiili realitenin vahqetine karqr insanlara bir farkrndahk kazandrrmak yerine, fiili durumun vahgetini megru gttsterip, kabullenilmesini hrzlandrmakta, yay grnlaqtrrmaktadrr. Modern top lumlardaki medya, gtinclelik hayatrn giigltikleri, sotunlan, yafama miicadelesi iginde kendini kuqatan hayatrn ona gektirdigi ve yaptrrttrIr vahqeti algrlamakta btiytik gtigliikler geken stradan insanlara yardtmcr olmamakta, daha do[rusu olamamaktadr. Zird satma zorunlulufu, medyantn yoneticilerini "Ne satarsa, onu yaylna gtkartnm" anlayrqrna itmektedir. Medyanrn bu diizeni olumlayrcl yayrn politikasr, gofulcu iktidar yaprlanmastntn da ortadan kaldtrtlmasrna varacak gibi goriinmektedir (33). Genel olarak, televizyonun gocuklar iizerinde etkileri incelendifinde, televizyonda yer alan qiddet ve pornografi igeren iletiler akla gelmekteclir. Bu nedenle aileler, gocuklartntn bu tiir iletilerden Ilurnru, yOnde etkilenebilecelinden kuqkulanmaktarJrr. Ornefin, bir insan tiim hayatr boyunca bir ya da iki oliim olayr gdrebileceli halde, televizyoncla her giin binlerce 6liim olaylna tanrk olur. Aynca insanlarrn her gtin yi.izlerce kez bir cinayet gdrmesi ancak TV'de miimktindi.ir. Bu olgu, heniiz TV ile gergek yagam arasrndaki farkr algrlayamayan gocuklar igin olumsuz etkiler dofurabilir. Qocuklann gergek yaqamda da bu kaclar gok cinayete tantk olabileceklerini dtiqtinmesi, gocuklarcla paranoyak davranrqlarrn geliqmesine neden olabilir (r+;. t47 Murmura iletisim Bir programrn seyredilebilir olmasr igin izlenebilecek en ucuz yol, bilindigi gibi giddet ve cinselli[i kullanmaktrr. Olaya bu agrdan bakrldrlrnda ise, zararh grkanlar gocuklar gibi gdrtinmektedir. Qtinkii gocuk, zihinsel si.ireglerindeki dzelliklerinden dolayr, izlediklerini yetiqkinler gibi algrlamamakta ve yetiqkinden farkh bir biqimde etkilenmektedir. Qocuk giice ozendifi, kuvveti aradrlr igin yaprmcr onun bu ihtiyacrndan yola grkarak, gtiglii, saldrrgan, problemlerini kaba kuvvetle gdzen, sempatik, sihirli ve ttikenmez gtigleriyle her qeyin i.istesinden gelen "medya kahramanlan"nl yaratmaktadrr. Bu kahramanlann kOtiiltikle savagryor olmasr ise, sadece saldrrgan d.avranr;r rasyonalize etmek, hakh hale getirmek igin bir bahanedir. Onemli olan, giiglii, silahh olmalarr ve problemleri qiddet yoluyla g0zrneleridir. Bu tarz mesajlarrn srkh[r, kahramanlann sevimlilikleriyle birleqince, bir de iyi kalpli oluqlarr vurgulanrnca, gocufun bunlara oyktinmemesi igin bir sebep yoktur (r-s;. Saldrrganhk konusunda yaprlan araqtrrmalar sonucu, gocufun saldrrgan davranrqlarr taklit ettili belirlenmiqtir. Daha da dnemlisi, gocuklardaki saldrrgan davranrqlarrn daha gok devamh TV izleyenlerde goriildiigti ve TV'deki giddet un surlarryla ilgili oldufunun saptanmasrdrr (Stewart 1969, Heinfield 1972) (tt1. Kitle iletiqim araglarrnrn, saldrganhk ve qiddet olaylarrnrn ortaya grkmasrnda ve artmaslnda bir payrnln bulunup bulunmadrfr, varsa derecesinin ne oldulu tartrqma konusudur. Bir baqka deyiqle, kitle iletiqim araglan kanahyla kamuoyuna yansrtrlan iletilerde yer alan qiddet ile, qiddet konusu davranrqlar arasrnda bir nedensellik var rnrdrr'J Bu soruya herkes her zaman olumlu yanrt vermektedir. Bu konudaki gdri.iqleri, baqhca iki grupta toplamak olasrdrr: Birincisine gdre, "qiddet ile, kitle iletiqim araglarrnrn qiddeti En azrndan, bu hentiz kanrtlanmrq degildir. Bu araglar, qiddet konusu dzendirme olgusu" arasrnda zorunlu bir ba[rntr yoktur. davranrglarrn tek nedeni defil, olsa olsa bunlann dolmasrna katkrda bulunan etmenlerden biridir 1rz;. Kaldr ki, kitle iletiqim araglarrnrn ters ycinde, yani olumlu bir etkisinin bulundulundan da sdz edilebilir. Qiinkii bu tiir yayrnlar, diizensizlife karqr tepki gostennek amacryla, halkrn birlikte harekete gegmesine yardrmcr olabilir. Bu gdri.igiin yandaglan, qiddet olaylannrn yrlrnlara duyurulmasrnrn olumlu bir katalizor oldulunu vurgularlar. Gergekten, toplumda bir dayanrqma duygusunun yaratrlmasrnda, halkln estetik ve etik duygulanna ters ydnden hitap ederek, sugun olumlu iqlevler giirebilecegine K. Marx'da, E. Durkheime'de ve M. Mead'de de 148 Marmara iletiEim rastlanabilmektedfu. Bu defiEik goriiqi.i, Halloran qu sozlerle dile getirmektedir: "Kimi koqullarda hukuk drqr qiddet kulranrlmasr, ijzellikle TV kameralannrn rgrklan altrnda sunuldufunda ve geniq halk kitlelerinin rahathkla gorebilecegi bir duruma getirildifinde, o ana kadar benimsenen bir uygulamanrn reddi ile sonuglanan bir ilgiye, bir tepkiye ve karqr koymaya yol agabilir" (38). ikinci grupta toplanan gortiqler ise, teror ve qiddet olaylan ile kitle iletiqim araglarr arasrnda bir "sembioz yaqam iliqkisinin" bulundu[unu varsayarlar. Bu goriige grire, yarattrklan olaylann canh yayrnlara konu olmasr, eylemcilerin en biiyi.ik istelidir ve bundan birtakrm zararh sonuglar do[abilmektedir. Aynca qiddet olaylarrnrn kitle iletigim araglannda yer almasrnrn bir "bulaqma etkisi" vardr. Bunlann yayrnlanmasrndan sonra birgoklan bu eylemleri yinelemeye dyktinerek dvtinme payr grkarmaya gahqabilirler (roy. Gergekten kitle iletiqim araglarrnrn kOtiiye kullanrlmasrnrn btiyiik toplurnsal ztrarlan vardu. Tek yonlii olan bu araglann yol agtrgr zararlarrn giderilmesinin maliyeti ytiksektir (+o;. Dolayrsryla kitle iletiqim araglarrnrn kullanllmasrnrn biiyiik bir 6zen gerektirmesi. sonuglannrn oneminden ileri gelmektedir. Kitle iletiqim araglannrn yarattrlr etkilerin sonuglarr hakkrndaki en garprcl tartrgmalardan biri, TV'deki qiddet gristerilerinin, deliqik rzleyicr kesirnleri iizerinde yarattrlr etkiye iliqkindir. Bu konuda yaprlan gahgmalann en 6nemlilerinden biri, George Gerbner'rn "TV ve Ktiltiirel Gdstergeler" konulu gahqmasrdrr. Bu gahqma, konusunda tek ve ijnemlidir. Qiinkti aile, gocuk ve qiddet tartrqmalannrn gok ijtesine gitmiq ve araqtrrmayla elde ettiEi verileri gok daha geniq ve derin tartrqmalann agrlmasr amacryla kullanmrqtrr. Tezine gi'ire, TV'lerin ana programlannda yani btiyiik izleyici kitlelerini qeken akqam yayrnlannda, gergek d{inya qarprtrlarak verilmektedir. Bdylelikle gerqek yerine, sunulanlann benimsenmesi sa$anmaktadrr. Bu programlarrn difer bir amacr da, ijzellikle akqam izleyicilerini, iqinde yaqadrklan dtinyanrn, gergekte oldufundan qok daha ktitii ve tehlikelerle dolu olduluna inandtrmaktrr. Gerbner'rn bulgularrndan baztlarl goyle srralanabilir (al): Akgam yayrnlanndaki programlartn erkek karakterleri, ABD TV'lerinde kadrnlara l/3 oranrndt ezicr iisttinltik saflamaktadtr. Kaclrn karakterler ise giiglti erkekler karqrsrnda ztyrf , edilgin ve ikinci su-uf insan konumunda sunulmaktadrrlar. 149 Marmara iletiEim - 65 yaqln iisttindeki yaqh insanlar, TV programlartnda aqa[tlanarak gd sterilmektedir. TV'nin zencilere yaklaqrmr ve tutumu, goriintiiden ziyade imgeseldir. Amerikan izleyicileri, Amerikan vatandaqlanntn go[unlu[unun fizikgi, avukat, sporcu ve e[lence diinyastntn insanlan olarak tanrtrlmasryla qartlandrrrlmaktadrr. TV'deki sug oranl, gergek hayattakinin on katrdrr. TV'deki magazin programlanntn igerdikleri qiddet ile, gergekleqtirrjikleri toplumsal etkinin giiciiniin ise daha fazla oldufu iteii siiriilmektedir (42):1915 ve 1985 yrllarrnda Belgrad televizyonundaki giddet gortintiileriyle ilgili olarak yaprlan iki ara$trma; magazin programlalndaki qiddet sahnelerinin difer programlarrjakinden gok daha fazla etkiledi[ini, gi.inkii bu tiir programlann izleyicilerin ilgisini en fazla..geken ve en fazla izlenilen programlar oldufunu ortaya grkarmrqtrr. ustelik bu tiir programlarda, iilmin kahramanr veya canlandrnlan oykti arasrnda kolayhkla bir duygu bafr kurulabildi[inden, izleyicinin kendini irzdeqleqtirebilme olasrhfir da aynr oranda artmaktadrr. yandan Tangney ve Fershbach tarafindan yiiriitiilen bir araqtrmanrn sonuglanna gdre, ortalama bir Amerikan ailesi haftada yaklaqrk Otuz saat TV izlemektedir. Amerika'da yaprlan bir baqka o/n 80'i ara$trmanrn sonuglamna g6re ise, popiiler-TV programlarlnrn qu ya da bu bigimde qiddet igermektedir (43). Di[er Tiirkiye'de yaprlan bir araqtrrma ise TV kanallarrnda sadece I giinde oldiiri.ilen insan saylslnrn 500, yarah saytstntn ise 600 oldulunu ortaya koymuqtur (aa). Halloran'a gcire TV'de qiddet gtisteriminin nedeni, toplumdaki mevcut hegemonik yapmln korunmasrdrr. Bu korunmayt saflayacak ve bu diizeni me$ru krlacak en ijnemli arag ise televizyondw. Zira televizyon, kitleleri, iginde bulunduklan reel yaqamdan grkarrp gdriint{i dtinyasrna gOtiirmektedir. Televizyonun tanrttrfr bu diinyada iyiler de, kijtiiler de sorunlannr gcizmek, amaglarrna ulaqmak igin qiddet kullanrrlar. Boylece qiddet, sorunliurn gdziimii igin bir yol olarak sunulur (4-s;. Saldrrganhk ve giddetin insanlar tarafindan kantksanma, olalan sayrlma durumu cizellikle gocukluk gafrnda ortaya grkar. Qocuk, qiddet ve zorlamalarla ilgili yayrnlarr seyrede seyrede bunlan kanrksar ve gevresinde gergeklegse bile tepki vermez, trpkr TV seyrediyor gi- bi.. 150 .1+o;. Marmara iletiSim Bazr araqtilmalar, saldrrgan konulu gizgi filmleri srklftla izleyen gocuklann, oyuncaklarr ile daha saldugan bir bigimde oynadrklarrnr da gdsterrnektedir. Bandura, ekranda saprk ve aykrrr davranrqlarrnr serbestge sergileyen film kahramanlarrnrn, onlarr izleyen gocuklar tizerinde, sozkonusu davranrg kahplanm aktarmada, gergek yaqamdaki tipler kadar etkide bulundufuna inanmaktadrr (+z;. $iddet gdsterimine karqr aldrrmazcr tutumun uzun bir drinem siirdtirtilebilmesinde "di.iz qiddetin fantazya kurgulamasr iginde gristeriminin annma/catharsis sa$ayacafr" gortiqtiniin btiytik etkisi olmugtur. Bu goriiq aynl zamanda giddet olgusunun, toplumsal formasyonun siirdtirtilebilmesi yontinden ne anlama gelebilece[inin kavranmasrnr da iinlemiqtir (48). Bu konuda araqtrrmalar yapan (Feschbach, 1955, 1961, 1968 ve 1969; Milgram ve Shotland 1913; hatta bir yiiniiyle Tannenbaum 1970)'a gdre, qiddet yayrnlarrnr izlemek insanda anti-sosyal davranrqlara yol agmaktadrr 1+r;. TV'deki qiddet ve onu izleyen saldrrganhk arasrndaki iliqki ve onemli, giivenilir sonuglarr ortaya koyan gok sayrda gahqma stizkonusudur, fakat bu gahqmalar anti-sosyal davranrqlar iizerinde genel olarak ve yaygln bigimde hakkrnda birbiriyle uyumlu TV'nin katkrsr olup olmadrgr hakkrnda do[rudan ve kesin bir baflaritr ortaya koyamamtgtrr (-so;. Difer yandan Hueseman, Friedrich-Cofer ve Husten ile Comstock ayn ayn yaptrklarr literattir taramalanna dayanarak eldeki kanrtlarrn, ekranda izlenen giddetin, gocuklarrn saldrrgan davranrqlarrnrn artmasrna neden oldufu sonucuna varmtqlardil (sl). Anti-sosyal davranrqlarrn kdkiiniin "insan do[ast"nda oldufunu savunan yazarlartn gdriiqleri, daha sonra yaprlan araqttrmalartn bulgulannca pek dofrulanmamaktadrr (s2). Ornefin, Berkowitz (1962-1969); Bandura ve dilerleri (1913), Georg Gerbner (1914): ve hatta bir bakrma Tannenbaum'un (1970) aragtrrmalanna g(ire Freud'dan esinlenerek geliqtirilen Arrnma (catharsis) hipotezi, Freud' dan da fazla Freud'cu bir ozdedir. Qtinkti Freud'un kendisi, arrnma'dan sdzetmiq defildir. Berkowitz'e gore giddet gosterimini izlemek saldrrganhk efilimini arttrrmakta, bu nedenle yaqamda qiddete yoneltebilmektedir. t5l Marmara iletisim Bandura ve diferlerine g6re, qiddeti igeren yayrnlarr izlemek, kigiye, qiddet modellerini kazandrrmakta ve kitle iletiqim araglanndan olrenilen bu modeller, ilerisi igin davranrqa hazrrhk bigirnleri edinihnesir-re yol agmaktadrr. Ancak, bu hemen irrasyonel bir bigimde saldrrganhk davranrqr yaratmamakta, ilerde benzer bir durumla karqrlaqrldrfrnda, edinilen bu davranrqsal hazrrhklar, ktigtik bir belirtken uyan ile karqilaqrr karqrlaqmaz aktifleqtirilmekte yani qiddet eyleminde bulunmaya yol agmaktadrr. Bciylece, saldrrganhk davranrqlarr baqat anlayrqrn tersine iggtidiisel olarak de!il, toplumsal olgular olarak kavramlaqtrrrlmaktadrr. Dolayrsryla kitle iletiqirn araElanndaki qiddet gosterimi, ktilttirel olarak garprk bir tarzda ki$ilik edinmelerine yol agabilmektedir. Bu olgunun ise, bireylerin toplumsal yagamlarrnda benzer bir durumla karqrlaqtrklannda qiddet davranrqlarrna yrinelmelerini kolaylaqtrrabilece[i arr luqrlabi lmektedir'. Ornefiin. 1980'li yrllann ortalannda ABD'deki ana TV yayrnlanndaki eglendirici programlann Vo54'i qiddete dayah iigelerden oluqmakta; o/o9'a varan orandaysa diiqmanhk iqlenmektedir. ABD'deki 16 yaqrndaki bir gocuk, o yai;a gelinceye dek TV'de yaklaqrk iki yiiz bin qiddet ve en az elli bin cinayet gdrmektedir. Sou verilere gdre, kadrn ya da erkek ortalama bir yetiqkin oli.inceye kadar yaklaqrk bir rnilyon qiddet sahnesiyle, iki yiiz elli bin cinayet gdrmektedir. Ne var ki, gergek yaqamda, qiddete bu kadar rastlanmamaktadrr (s3). Gerbner'in ara$tlrmasl ise gok daha onemli yenilikler getinniqtir. tiir yaytnlar, qiddeti ve qiddetin kurbanr olmayr meqrulaqtrrmaktadrr. Bu meqrula$trrma ile bi ling defigtirihnektedir. Ozellikle, izlenen yayrnlarda qiddetin yasalardan yana gdrevli kiqilerce uygulanmasr durumunda, seyircinin gok daha kapsarnh bir tehlikeyle karqr karqrya kaldrfrnr: giinkii seyircinin toplumsal realiteyi yanhq bigimde algrlamaya siiriiklendifini belirtrnektedir. Bdylece bu ttir yayrnlan izleyen kiqiler, kader ve geleceklerir-ri. kendilerinden qok "yiinetenlere" blraktlmast gereken bir sorun olarak gdrmeye baqlamaktadrr. Bu da, bugiinkii toplumlardaki yrinetimlerin meqruiyet anlayrq ve srnrrlarrnr zorlamakta oldugu endiqesini yaratmaktadrr (54). O'na giire bu $iddetin rnersrulaqtrrrlmasrnda bir diIer yaklaqrma ili;kin iimekler, ABD'deki ana TV programlarrnda srkhkla gtrriihnektedir. Sijzkonusu programlarda i)g ve nefretin gok srk iqlendifi gdrtili.ir. Eline silahr ahp, adaletin olmadrlr yerlerde kijtti adamm peqine t52 ll(urmara Ilctisim diiqiip onu oldiirmek, son derece srk iqlenen bir konudur. Genellikle geceleri yayrnlanan programlarda polis ya da cizel dedektiflerin igkence yapmasr, Amerikan TV'leri igin srradan bir konu olup gdsterilen qiddet sahneleri, son derece garprtrlmrqtrr. Btiylece, iyi insanlar tarafindan yaprldr[rnda, qiddetin olumlu ve iyi oldugu iqlenmektedir. Gergek hayatta, Chicago'daki bir polis gtirevlisi 2l ytl boyunca silahrnr bir kez bile kullanmaz iken Arnerikan TV'sinde, bir polis rnelnuru gergektekinden sekiz ytiz kat daha sert siisterilmektedir. Bununla birlikte, TV'de, kcittileri vurmak, tehlrr.r'li durumlarr giiziimlemek igin tabancastnr kullanmaktadr. Kurqunu yiyenler, hep kotiilerdir; iyi insanlar hemen hemen hig incinmezler ve asla vurulmazlar (s-s). Ancak son yrllarda ABD'de, TV'deki qiddet konusunda yasal bazr iinlernler alrnmaya gahqrldrfr giizlenmektedir. Gergekten ekranda giddeti en fazla hisseden iilke olan ABD'de, qiddet eylemlerinin doru[a ulaqmast, Kongre'yi tjnlem almaya zorlamrq ve ABD'nin d(jrt biiyiik TV kuruluqu, qiddet 6gesi igeren filmler gdsterilmemesi konusunda uyartlmrqttr. Bu nedenle tilkenin en biiyiik TV kuruluqlart ABC, NBC, CBS ve Fox Network, yaymlarrnda qiddet igeren filmler oldu[u taktirde onceden duyuru yaparak anne-babalart uyarmaktadrr:. Kongrenin bu karart almastnda ise ABD bastntnda grkatl araqtrrmalarrn biiyiik rtllii olmuqtur (s6;. $icldetin yasa drqr ya da sosyal elegtiri igeren bigirnde kullanrmtntn anlamt, "toplumsal bakrmdan onaylanmtq sonlartn si.irekli iiretimine yirnelik bir nitelikte olmaktadr" ('s7). $iddet gdsteriminin izleyici ya da seyirciyi reel-hayatrnda qiddete ydneltmedi[ini ileri siiren araqttrmalar ise "fantazya aqrklamasula" dayanmaktadrr. Sijzkonusu agtklamanrn temelinde ii9 hipotez bulunmaktadrr. (s8): a. b. c. Artnma hipotezi Bili;imsel stirecin kaflltmcr de[iqken oldufu hipotezi Gosterimde algrlanan qiddetin adtmrza yaprlmrq edimler olarak doyum saflamasr ve boylece reel hayatta qiddete yonelme istefimizi hafiflettifii yolundaki hipotez. oysa, kitle iletiqim araglanndaki giddet yayrnlannr izleyerek kendimizi gergek yaqamda qiddete y6nelmekten ahkoymak, bu hipotezlerde savunuldulu kadar basit ve diiz bir iqlem defildir. Qiinkti bu hipotezlerin dogru iqleyebilmesi de, filmde izlenett qid<letin bir fantazya nitelifinde oldufunun rzleyici tarafindan l -53 Marmara itetiEim belirgin bigimde algrlanabilmesine ba!h bulunmaktadrr. Bu ise, go!u kez, qiddet gosteriminin "fantazya" niteli[inde oluqunun biliqsel diizeyde algrlanmasrnr onleyici koqullar nedeniyle olanaksrzlagabilmektedir. Gergekten, hentiz tam olarak kanrtlanmamrq bu gririiqiin gibi, bu tig hipotezin agrklamalannrn stirecin gerr;ek yaqamdaki iqleyiqini yansrflyor olabilmesi -yani qiddet gosterimlerinin gergek yaqamda qiddete yonelmeyi azal1.l'cr annma saflamasr igin- izlenen qiddet iigeli programln fantazya niteliginin izleyicilerce kavranabilmesi gerekmektedir. Oysa, gergek yaEamda bu durum goEu kez saflanamamaktadrr (se). Sonugta Fantazya kuramr ve bu kurama iliqkin iig hipotez de ig tutarsrzhklarr nedeniyle, dolrulanmrq savunucusu olan bazr araqtrrmacrlarrn da belirttikleri sayrlmamaktadrr. Nitekim, son araqtrrmalardan biri de, laboratuvar deneyimi, saha deneyimi ve saha ara$trmasl olarak iig ayn kategoriden bugi.ine kadar yaprlmrq bulunan toplam 61 ara$tlrmanrn sonuglannrn ddkiimiine dayanan delerlendirmesinde (60): - TV'deki qiddet gcisteriminin bir saldnganhk uyansl oldufu, Gdsterimdeki qiddetin bir model olarak reel yagamda giddet davranrqlarrnda bulunmayr kolaylagtrrcr bir iglev gdrdiigti, Bu ti.ir yayrnlara karqr siirdtiriilen aldrrmazcr tutumun yanhq oldu!u, Arrnma hipotezinin reddi gerektiEi, Sosyal bilimler igin yeni bir olgu olan TV'nin iqleyiqi ve etkilerinin heniiz tamamryla anlagrlamadrlr sonuglanna ulaqmrgtrr. Halloran'a gore "kuqkusuz, anti sosyal davranrq ve tutumlarla TV kaynakh qiddet ve sug arasrnda dolrudan bir nedensel bag kurmayr ongOren genel bir ilke ileri siirtilmemesi gereklidir" (61;. Bugiine kadar yaprlan qiddet gdsterimine iliqkin araqtrrmalarda qiddet gosterimi konusunda, toplumsal di.izen agrsrndan tehlikeli gciriilmeme egilimindeki hoqgoriilti anlayrq, arflk defiqmeye baqlamr$tr. Bir baqka deyiqle, qiddet gristerimine karqr, toplum agrsmdan daha duyarh olmak gerektili goriiqii afrrhk kazanmaya baqlamrqtrr. Chomsky ve difer Immediast (medyanrn devlet ve qirketler elinden ahnarak halk denetimine gegmesini isteyen ve bunun igin mticadele veren grup) yanhlarr ise, ozellikle ticari medyanrn "saldrrgan ve qiddet iireten" niteligine dikkat gekmekte ve bu konuda ozellikle ABD igin qu yakiaqrmda bulunmaktadrrlar: l-54 Marmara iletiSim "Artan qiddetin, borg, durgunluk ve sistemli aldatmanrn bize her giin hiiktimet ve tiiketici medyasr tarafindan dayatrldrlr diiqiiniiliirse, Beyaz Saray, CIA, NSA, CNN, DOD, ABC, USIA, MTV, CBS vb.deki suglan hoqgoremeyrz. . .Kamu alanlarmr ilan panolan ve reklamlardan kurtarmak iqin daha ne kadar beklemek zorundayrz'/" (62). 4. SONUQ $iddet olgusunun kitle iletifim araglarrnda yer almasr ile ilgili olarak baqhca iki farkh goriiqtin bulundulu gririilmektedir. Birinci gciriiq, aynr zamanda qiddet gcisterimine karqr aldrmazcr tutumun uzun bir donem siiriidtirtilebilmesinde "diiz qiddetin fantazya kurgulamasr iginde gosteriminin annma (catharsis) saflayaca[rnr" ileri si.iren yaklagrmr igermektedir. Krsaca, "arlnma hipotezi" olarak nitelendirilebilecek bu gdriiqiin; qiddet olgusunun toplumsal formasyonun stiriidiiriilebilmesi ydntinden ne anlama gelebilecefinin kavranmasrnr da 6nledi[i ifade edilebilir. Konuyla ilgili bir difer yaklaqrm ise annma hipotezini reddeden, bu ttir yayrnlara aldrrmazcr tutumla yaklaqmamak gerekti[ini ifade eden ve dzellikle, TV'deki qiddetin bir saldrrganhk uyarrsr oldulunu ileri stiren bir igeri[e sahiptir. Kanrmrzca ikinci gdriiqiin temel yaklagtmr, ga[rmrzrn gergeklifine de daha uygun dtiqmektedir. Ornefin, yiizythmrzrn bagrnda giddet gdsterimi yalntzca kamuya seslenen iletiqim araglart ile gergekleqtirilmesine karqtn, giiniimiizde western, gangster vb. filmlerle yetinilmeyip TV'deki gocuk dizilerine, poptiler foto romanlara dek girdili gOriilmektedir. Daha da garprcl ve "hazin" olanr ise, qiddetin olafan bir olgu gibi kabul ettirilmesinin onemli olgtide baqanlmrq olmasrdrr. Difer yandan kitle iletiqim araglarrnda, ijzellikle TV'de srkhkla yer alan qiddetin bir tiir "6zendirici" etkisi ve "uyaran" iqlevi de gcizardr edilmemelidir. Dolayrsryla, bir yandan qiddet bireysel ve toplumsal yagamdan uzaklaqtrrrlmaya gahgrlrrken, difer yandan qiddet olgusunun kitle iletiqim araglarrnda yer almasrnda daha duyarh, ozenli ve sorumlu clavranrlmast gereIini de vurgulamak istiyoruz. Nitekim son dijnemlerde bu alanda yer alan tartrqmalara, tipik ve temsil edici bir flrnek olarak Immediast grubun yaklaqrmlan verilebilir. Medyanrn devlet ve qirketler elinden altnarak halk denetimine geqmesini isteyen sozkonusu grup, medyanm "giddeti igselleqtirmesine" artrk son verilmesi gerekti[ini vurgulamaktadtr. 1_5-5 Marmara iletiSim Gergekten artlk tiim insanltltn bu noktada durup diigtinmesinin zamanrnrn gelip gegti[i kanrsrndayv. Ornefin, tarihe neredeyse "duyarsrzhk ga!r" olarak gegebilecek bir d0niim noktastnda, ytizyrllardr slrtlmrza ytiklenen ig ve drq savaqlardan, ister 0rgiitlti ister defil qiddetin her t{iriinii benimsemekten ve sonugta banq Er[hklarr atarken her an yeniden iirettifimiz "qiddetin" gocuklarrnt yetiqtirmekten mutlu olup olmadrlrmrzr diiqtinmenin gerektifini sanlyoruz. Ve aynca, gocuklara ev igi ortamda anne baba kadar, hatta bazen onlardan daha yakrn olabilen televizyon ve televizyon kahramanlarlnln, onlar i.izerindeki etkilerini tartl$manln de[il, bu gidiqe gdztim yollan iiretmenin zamanrnrn gelip gelmedi[ini de diiqiinmeliYiz' 1. Z. 3. 4. DiPN'TLAR Yves Mrchaud, $iddct, gev. Cem Muhtaroflu, istanbul, iletiqim Yayrnlan 1991, s. 7. a.g.e.. s. 7-8. Mehmet Serdar, "$iddet", Adam Sanat, Ekim 1990, sayr:59, s. 38. Erkan Biiker, "TV'de $iddet", Kurgu Dergisi, Anadolu Universitesi 1992, sayr: 10, s. 90. 5. nogtl Ergil, "Iletiqim Araglarr ve $iddet 6. 1. 8. 9. Uzerine", Kitlc Vakfr Egitim Hiirriyet Iletisim Araglan ue $idde.t, Yaymlam, No. 8, Istanbul, 1985, s. 55.. Nezih Demirkent "Basln ve Tertir", Kitlc Iletisim Araglanve $iddet, s. 12. Mrchaud, &.8.e., s. 13-14. &.8.e., s. 14-15. MLhmet Serdar, "$iddet, $iddeti Yoketmek igin Gegerli Bir Savaqrm Bigimi Olabilir m1?" Varlft, $ubat 1989, sayr: 911, s.3. 10. Ozcan Koknel "Kitle itetiqim Araglarr Gengleri Nasrl Etkiliyor'?", Kitle. IletiSim Araglaru ve $iddet, s. 64. 11. David Riches, "$iddet Olgusu", Antropolo.jik AEtdan $iddat, gev. Dilek Hattatoflu, David Riches (der.), 1. B. Istanbul, Ayrrntr Yaymevi, 1989, s. 12. 12. Gany Marvin, "Ispanyol Bo[a Giireginde $eref, Haysiyet ve $iddet Sorunu", Antropolo.jik Agdan $iddct, s. 15. 13. Hannah Arendt, Crises of The Rcpublic, New York, Harcaurt Brace Jovanich, Inc., 19J2, s. 106. 14. Noel O'Sullivan, "Hannah Arendt: Eski Yunan Ozlemi ve Endtistri Toplumu", Qa{daE Siyaset Felsefecileri, l. 8., istanbul, Remzi Kitabevi, 198I, s.240. 15. Unsal Oskay, "$iddete Yaslanan Diinya", Hiirriyet Gdsteri, Ocak 1994, sayr: 158, s. 90. 156 Marmara iletiSim 16. Ernest Mandel, HoS Cinayet: Polisiye Romarun Toplumsal Bir Tarihi, gev. N. Saragollu,, 1. B., Istanbul, Yaztn Yayrnctltk, 1985, s. 14-15. 17. Riches , e.g.ffi., Antropolo.iik Agdan $iddet, s. 39-40. 18. Ergil, a.g.m., s. 57. 19. Riches, a.g.ln., s.23-24. 20. Ozer Ozankaya, "Tclplumsal Geligme Agrsrndan Ylfrn iletiqim Araglannda $iddet Olaylart", Kitle Iletigim AraElan ve $iddet, s. 50. 2r. Ergil, a.g.m., s. -55. 22. James D. Halloran,"Kitle Iletiqim Araglarrnrn $iddete Iiiqkin Qahqmalarrnr Etkileyen Koqullar", Kitle IletiSim Araglarr vc $iddct, s. 47. 23. Halloran, a.g.m., s. 48. 24. Taner Ay, Rock vc $iddet,1. B., Istanbul, Korsan Yayrncrhk, 1994, s.106. 25. Martin Esslin, TV Beyaz Camm Arkan, gev. Murat Qiftkaya, 1. B., istanbul, Ptnar Yayrnlan, 1991, s.14. 26. Ergll, a.g.m., s. 56. 27. George Comstock, "Television and Human Behaviour". Understanding Telet,ision, Richard P. Adler (der.), New York, Praeger Publishers, 1981, s. 48. 28. James Halloran, Kitle IletiSim AraElan ve $iddet, s. 10. 29. Atalay Yoriikoglu, De{iEen Toplumda Aile ve Qocuk, Ankara, Kurtulug Bastmevi, 1983, s. 83. 30. Unsal Oskay,. XIX. Ytizyildan Gilnilmiize Kitlc lletisiminin Ktilttirci iElcvleri, Kuramsal Bir Yaklagrm, istanbul' Der Yayrnevi, 1993, s. 355. 31. Orhan Aydrn, Giil Aydrn, "Ekranda Izlenen $iddet Saldrrgan Davranrqlan Arttrrr ml!", P s ikiy atri P s ikttfur ma ko I o.i i Dergisi, Cilt:1, sayr: 4, 1993, s.44. 32. Herbert Schiller, Kitle IletiEim Araglan ve $iddet, s.24. 33. Oskay, "$iddete Yaslanan Di)nya", a.g.e., s.91. 34. Gtiler, Deniz, "Qocufun Kiqilik Geliqiminde Zihin.Bilimi", Kurgu Dcrgisi, Eskiqehir, Anadolu Universitesi Iletiqim Bilimleri Faktiltesi Yayrnlan, No:7, 1990, s. 596. 35. Figen Yanrk, "Oliimle $akalagan Bir Kuqak Yetiqtiriyoruz", Nalan Demirergi, Ci.ineyt Iqcan, Mahmut Tali Ongciren' Figen Yanrk, Bu Ne $iddet, 1. 8., Ankara, Kitle Yayrnlan, 1994, s.61. 36. a.g.e. 66. 51 Murmaru iletisim 37. James Halloran, "Mass Communication: Symptom or Cause of Violence'?", international Social Science. Journal. l9l8Vol. XXX, No:4, 816-833, geviri igin bkz: iletigim t,e Toplum Sorunlart, Oya Tokgtiz (ed.), Ttirk Sosyal Bilimler Derneli, Ankara, 1983, s. 62-84. 38. Halloran, a.g.m., s.79. 39. Ruqen Keleq, "K.ent Yaqamr, $iddet ve Kitle iletiqim .. Araglarr", Kitlc IletiEim Araglan ve $iddet, s.28. 40. Onder $enyaprh, Toplum ve Ileti$m, Turhan Basrmevi, Ankara, 1981, s. 56. 4r. Hamid Mowlana,. "Uluslararasr Kitle iletiqiminde Bilgi Akrmr", Kitle itetigim Araglaru ve $iddet r. lt. 42. Nevenka Perkovig, "B.elgrad TV'sindeki $iddete Dayah Programlar", Kitle Iletigim Araglart ve $iddet, s.21. 43. Aydrn, Aydrn, a.g.m., 43. M. Milliyct, 14"12.1993, s. l. 45. James D. Halloran, vd., Tclavizyonun Etkileri, gev. Ayseli Usluata, istanbul, istanbul Reklam Matbaasr. 1973. s. 16. 46. Engin Gegtan, insan Olmak,1l.B., istanbul, Remzi Kitabevi, 1992, s. 47. James D. Halloran, "Television and Violence", Violence and The Mass Media, Otto N. Larsen (der.), New York, Harper $ Row Publishers, 1968, s. 144. 48. Oskay, XIX. Yilzyildan Gilnilmiize Kitle. iletiEiminin Killtiirel IElevleri, Kuramsal Bir YaklaEtm, s.356. 'd.g.e., 49. s. 366-61. 50. Comstock, "Television and Human Behaviour", a.g.e., s. 48. 51. Aydrn, Aydrn, a.g.m., s.44. 52. Oskay, a.g.e., s. 369. 53. Thomas Radecki, "$iddete Dayah Eflenceler", Kitle itctisim Arag'lan vc $iddct, s. 16. 54. Oskay, a.g.e., s. 369. 55. Radecki, a.g.m., s. 17. 56. Milliyet,14.12.1993, s. 15. 57. Comstock, a.g.m., s. 38. 58. Oskay, a.g.e., s. 370. 59. a.g.e., s.316-311. 60. a.g.e., s. 379. Bu konuda daha geniq bilgi igin bkz: F. Scott Andison, "TV Violence and Viewer Agression: A. Cumulation of Study Results: 1956-1916", Public Opinion Quarterly, (1917), s. 314-331. 61. Halloran, "Television and Violence", a.g.e., s. 146. 62. Noam Chomsky, Medya Denetimi: Immediast Bildirgesi, Eev. $en Siier, 1. B., Istanbul, Ttimzamanlar Yayrncrhk, 1993, 158 s. 17-18.