İLİ : OSMANİYE AY-YIL : EKİM 2011 TARİH : 07.10.2011 س ﻟَﱠﻠﺬِي ِﺑ َﺒ ﱠﻜ َﺔ ِ ﺿ َﻊ ﻟِﻠﻨﱠﺎ ِ ﺖ ُو ٍ ل َﺑ ْﻴ َ ن َأ ﱠو ِإ ﱠ ﻦ َ ُﻣﺒَﺎرَآًﺎ وَ ُهﺪًى ﱢﻟ ْﻠﻌَﺎَﻟﻤِﻴ Al-i İmran,3/96 HAC İBADETİNİN ÖNEMİ VE FAZİLETİ Aziz ve Muhterem Müslümanlar! İslam’ın beş temel esasından biri olan Hac; İslam’ın evrenselliğinin, ırk, renk, cinsiyet, dil, ülke ve kültür ayrımı yapmadan müminlerin kardeşlik ve eşitliğinin temsil edildiği farz bir ibadettir. Bu farziyet Al-i İmran suresinin 96. ve 97. ayetlerinde şöyle ifade edilmektedir. "Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâbe’dir. Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Kim oraya girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Her kim bu hakkı tanımazsa, şüphesiz Allah kimseye muhtaç değildir(1). Hac, dünya Müslümanlarının her yıl bir araya gelerek birbirinin derdiyle dertlenmesidir. Hac, tüm dünyevi meşgaleleri bir tarafa bırakarak hesap gününün, mahşerin bir provasıdır. Hac, Müslümanların iri ve diri olduklarının bir göstergesidir. Hac, bizi yaratan, bize sayısız rızıklar veren Yüce Rabbimizin davetine icabet etmektir. Hac, tüm günah kirlerinden temizlenip Peygamberimizin ifadesiyle annemizden doğduğumuz günkü gibi günahlardan arınmaktır. Hac, kısaca bize hayat veren, bizi yediren içiren, hastalandığımız zaman bize şifa veren Allah’ın rızasını kazanmaktır. Değerli Mü’minler! Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: "Hac ve umre için Beytullah'a gidenler, Müslümanların Allah'a gönderilmiş temsilcileridir. Dua ederlerse Allah dualarını kabul eder, mağfiret dilerlerse bağışlar”(2). Hac ibadeti çok önemli bir ibadet ve görevdir. Sadece Allah rızası için ihrama girip, Kâbeyi tavaf edip Arafat ve müzdelife vakfelerini yapıp ve diğer Hac veciberini yerine getirirerek günahlarımızdan arınmış ve görevimizi yerine getirmiş olmanın mutluluğunu tadarız. Şunu özellikle ifade edelim ki hac sıradan bir seyahat değildir. Hac, kulun Rabbi karşısındaki konumunu anlaması, iman şuurunun zirve yapmasıdır. Muhterem Müslümanlar! Gerek kendimiz, gerekse tüm Müslümanlar için hacda Rabbimize tüm benliğimizle yalvaralım; Hac vazifemizi eda ettikten sonraki yaşantımızda, yüklendiğimiz sorumluluğu taşıyabilmek için Yüce Allaha yalvarıp yakaralım. Hacı demek, sadece Mekke’yi ve Medine’yi görmüş, gezi hatıralarını paylaşan, gördüğü güzellikleri konuşan kimse demek değildir. Hacda yakalamış olduğu o manevi şuuru, hayatı boyunca taşımaya çalışandır. Hutbemizi sevgili peygamberimizin bir hadisiyle bitirelim. “Kim Allah için hacceder, bu esnada kötü söz ve işlerden, Allah'a karşı gelmekten sakınırsa kul hakları müstesna, anasının onu doğurduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak hacdan) döner(3). HAZIRLAYANIN ADI: Osman ŞAHAN UNVANI: Gazi Osmanpaşa C. İmam-Hatibi TOPRAKKALE/ OSMANİYE ____________________________________ 1. 2. 3. Ali-i İmran,3/96-97 Sünen-i İbni Mace,2/966 H No 2892 Et- Tac,2/106