DIŞ İLİŞKİLER Akbulut: Terör konusunda kavram kargaşası bitsin A Mısır'da Avrupa Parlamento Başkanları toplantısına katılan TBMM Başkanı, Türkiye'nin işgalci olduğunu ileri süren Yunan ve Kıbrıs Rum Kesimi temsilcilerine sert tepki gösterdi. TBMM Başkanı Yıldırım Akbu­ lut, Kıbrıs'ın işgal altında olmadığını, Türkiye'nin Ada'da toplu imhayı önlemek için bulunduğunu belirterek, "Kıbrıs'ta herkes güven içinde y a ­ şamaktadır." dedi. Akbulut, 22-24 Mayıs 2000 tarihleri arasında Mısır'ın İskenderiye kentinde düzenlenen " 2 . Avrupa-Akdeniz Parlamento Başkan­ ları Toplantısi'na katıldı. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek toplantıya gönderdiği mesaj­ da, Avrupa-Akdeniz bölgesinde istik­ rarın sağlanmasının önünde bir dizi engel bulunduğunu kaydetti ve bunların aşılması dileğinde bulundu. 23 Mayıs Salı günü yapılan oturumda "Bölgede Barış ve Güvenlik, Terörizm ve Organize Suçlarla Mücadele" konusu görüşülürken söz alan Yunanistan Meclis Başkanı Apostotos Kaklamanis ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi temcilcisi Nikos Anastasiedes'in "Kıbrıs'ın işgal edildiği ve insan hakları ihlallerine sahne olduğu" yolundaki sözlerine TBMM Başkanı Akbulut sert tepki gösterdi. Konuşmacıların gerçekleri görmeme yolunu tercih ederek gerçek dışı beyanlarda bulunduklarını söyleyen Akbulut, sorununçözümü için dolaylı görüşmelerin sürdüğüne dikkat çekti. Gerçekleri tahrif ederek bir yere varılamayacağına dikkat çeken Meclis Başkanı Akbulut şunları söyledi: "Kalıcı ve hakkaniyete dayanan bir sonuç elde edilmesi, orada iki devletin varlığını kabul etmekten geçer. Dili, dini, kültürü ayrı, eşit statüde iki halk olduğunu kabul etmek kaydıyla kalıcı sonuca varabiliriz. Kıbrıs işgal altında değildir. Türkiye, garantörlük hakkına dayanarak, toplu imhayı önleTBMM BÜLTENİ O 10 mek amacıyla oraya gitmiş, Kıbrıs'a barış getirmiştir. Herkes güven içinde yaşamaktadır." TERÖRİZMDE KAVRAM KARGAŞASI Bu konuda olduğu gibi, terörizm konusunda da herkesin gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğini belirten Akbulut, terörist grupların yabancı ülkelertarafından desteklendiğininin herkesçe bilin­ diğine işaret etti. Akbulut, bir ülkenin terörizm ile mücadelede yalnız başına kaldığında, diğer ülkelerin sevinmemesi gerektiğini belirtirken "Neticede bugün bana olan, yarın size olur." diye konuştu. Akbulut, uluslararası toplulu­ ğun terörizmin ortak tanımı üzerinde dahi uzlaşamadığına dikkat çekerken, şunları söyledi: "Bu olgunun, her devletin kendi ideolojisi ve düşman bellediği devletlere karşı şekillendirilmesi sonucunda (Terörizm-Gerilla Savaşı), (Terörist-Özgürlük Savaşçısı), (Terörizm-insan Hakları ilişkisi) gibi konularda tartışma sür­ mektedir. Bir devlet terörist, başka 6ir devlet özgüllük savaşçısı olarak nitelendirdikçe, bu kavram kargaşa­ sından sıyrılıp ortak ve etkin bir uluslararası mücadele aşamasına ge­ çilmesinin güç olacağını düşünüyoruz." A k b u l u t uluslararası toplulu­ ğun bu olguyu, devletlerin kısır bakış açılarını yansıtan mevcut kalıpların dışına çıkarak değerlendirmesi dileğinde bulundu. Bu konferanslarla siyasi bağlayıcı olan birşartın hedeflendiğini de ifade eden Akbulut, buna karşılık yeni bir güvenlik örgütü oluşturma çabası içinde bulunmadıklarını söyledi. Avrupa-Akdeniz ortaklığının ele alınacağı bir metnin istenilen sonuçlara ulaşmayacağını kaydeden Akbulut, Kıbrıs'ta "Bu nedenle mütevazi fakat somut neticeler elde edilmesine çalışmalıyız." dedi ve şartın yazım çalışmalarında daha dar çerçeveli bir yaklaşım önerdi. Y ı l d ı r ı m A k b u l u t , gazetecilerle söyleşirken, terörizmin silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ile kara para aklanması ve yasa dışı göç yollarıyla destek bulduğunu belirterek "Türkiye bu sorunu en yoğun şekilde yaşayan ülke. Türkiye, terörizmin ne demek olduğunu ve dış desteklerini iyi biliyor." dedi. Konferansa katılan bölge ülkeleri temsilcilerine de bu mesajı ilettiğini kaydeden Akbulut, Türkiye'nin önceliğinin Avrupa Birliği olduğuna işaret etti ve "Akdeniz ülkelerinin kalkın­ masını da destekliyoruz, ancak bizim hedefimiz Avrupa Birliği'dir." dedi. Akbulut, küreselleşmenin kül­ tür üzerindeki etkisi konulu tartışmayla iglili olarak şunları söyledi: "Eğer ülkeler ve insanlar ekonomik olarak güçlü değilse, ekonomisi güçlü olan ülke diğer kültürler üzerinde egemen oluyor. Bunu önle­ yebilmek için adil bir dağılıma ihtiyaç var. Bu sağlanabildiği ölçüde ancak bu küreselleşen dünyada kültürler korunabilir. Aksi taktirde zengin ülkeler, kendi kültürlerini diğerleri üzerinde hakim kılıyorlar." TARTIŞMA KONULARI Konferansta ayrıca "Teknoloji Transferi, Yatırım Teşvikleri, MİDA Program Tahsilatlarının Kullanımı, ihracat Teşvikleri, Ticaretin Serbest­ leştirilmesi ve GATT Anlaşmalarının Uygulanması"; "Değişim ve Diyalogun Geliştirilmesi ve Küreselleşmenin Kültür Üzerindeki Etkisi" ile "istihdam i m k a n l a r ı Y a r a t ı l m a s ı ve G ö ç Eğilimleri" konuları tartışıldı.