77.8.i.20.Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Selamün Aleyküm, “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.” (Ahzâb, 33/56) Ebû Mes’ûd el-Ensârî adıyla bilinen Ukbe b. Amr anlatıyor: “Bir gün Sa’d b. Ubâde’nin meclisinde otururken, Allah Resûlü yanımıza geldi. Beşîr b. Sa’d ona, ‘Allah Teâlâ sana salât ü selâm getirmemizi emir buyurdu. Peki, sana nasıl salavât getireceğiz ey Allah’ın Resûlü?’ diye sordu. Resûlullah bir süre sustu. Öyle ki bizler, ‘Keşke Beşîr bu soruyu sormasaydı!’ diye düşündük. Bir müddet sonra Resûlullah (sav), ‘Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ âli İbrâhîm. Ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ âli İbrâhîm. İnneke hamîdün mecîd. (Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed ailesine, tıpkı İbrâhim ailesine rahmet eylediğin gibi rahmet et. Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed ailesine, tıpkı İbrâhim ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz sen övgüye en lâyık ve şanı en yüce olansın.)deyin. Selâm da, bildiğiniz gibidir.’ buyurdu.” (Müslim, Salât, 65; Buhârî, Deavât, 32) “Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Ve Ala Ali Seyyidina Muhammed” “Allahım (peygamberimiz) Hz.Muhammed'e ve aline (evladu iyaline) rahmet eyle.” İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissâlatu vesselâm) buyurdular ki: "Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavât okuyandır." (Tirmizi, Salât 357, (484)) “Kim peygambere itaat ederse, Allah'a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.” (Nisâ, 4/80) “Gönülden tasdik ederek Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in O’nun resûlü olduğuna inanan kimseye Allah, cehennemi haram kılar.” (Buhârî, İlim, 49; Müslim, İman, 47) “Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, mü'minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe, 9/128) Resulullah (sav) (Hz. İbrahim'in duası olan): "Ey Rabbim şüphesiz ki o putlar insanlardan pek çoğunu saptırmıştır. Kim bana uyarsa muhakkak ki o bendendir. Kim de emirlerine karşı gelirse, şüphesiz ki sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin." (İbrahim, 14/36) mealindeki ayeti ile, Hz. İsa'nın duası olan: "Eğer onlara azab edersen onlar senin kullarındır. Eğer onları bağışlarsan, elbette sen dilediğini yapmaya kadirsin ve sen her şeyi hikmetle yaparsın." (Maide, 5/113) mealindeki ayeti tilavet buyurdu ve ellerini kaldırdı, şöyle yalvardı: "Allah'ım! Ümmetimi (mağfiret et), ümmetimi (mağfiret et!)." ve ağladı. Allah Teala Hazretleri: "Ey Cibril, Muhammed'e git!, -Rabbin bildiği haldeniye ağladığını sor." diye emretti: Cebrail aleyhisselam, O'na gelip niye ağladığını sordu. (Rabb Teâla’ya dönüp Muhammed'in) ne söylediğini -O çok iyi bildiği halde- haber verdi. Bunun üzerine Allah Teâla Hazretleri: "Ey Cebrail! Muhammed'e git ve ona söyle ki: 'Biz seni ümmetin hususunda razı edeceğiz, asla kederlendirmeyeceğiz.'" (Müslim, İman, 346) Kâinatın Efendisine ahde vefamızı sunmak üzere; O’nu tanımaya bugünden başlayalım… O'nun güzelliğinin kaynağı olan Kur'anı oku. Oku, çünkü tüm maddi ve manevi dertlerin dermanı O'nda. O'nu anlamadan, O'nunla yaşamadan hayat hayat değil. O'nun yaşamının aynası olan Sünnet ve Hadislerini oku ve öğren. Araştır, oku, öğren ve hayatına tatbik et. O'nun tüm insanlığa ışık tutan kusursuz yaşam çizgisini takip etmeyi amaç belle. Sen güzelleş ki çevren güzelleşsin. Çevren ile ehl-i sünnet üzere insanlar filizlensin. Özlemle beklenen ümmet yetişsin. O'nun hayatını oku. İnsanlara örnek olan hayatından bazı kesitleri ailenle ve yakınlarınla paylaş, Oku ve paylaş ki, O'nu örnek alan insanlar ancak bu dünyayı yaşanabilir yapabilirler. O'nun hakkında bilmediklerini öğren. Öğren ki, O'nun hakkında hem kendi yanlışlarını, hem de başkalarının yanlış bildiklerini düzelt. “De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Âl-i İmrân, 3/31) Selam ve dua ile…