اِنَّ الَّذ۪ ينَ اٰمَنُوا وَالَّذ۪ ينَ هَاجَرُوا وَجَاهَدُوا ف۪ي سَب

advertisement
Ekim-1981
HİCRET VE ÖNEMİ
‫ا َِّن الَّذ۪ ينَ ٰا َمنُوا َوالَّذ۪ ينَ هَا َج ُروا‬
‫س ۪بي ِل ّ ه‬
ِ‫الل‬
َ ‫َو َجا َهدُوا ف۪ ي‬
Muhterem müminler.
Şirkin, zulmün ve her türlü ahlaksızlığın
hükümran olduğu bir devirde, Allah-ü Teâla
insanlara doğru yolu göstermek için sevgili
kulu ve Habibi Hz. Muhammed (SAV)İ son
Peygamber olarak gönderdi.
Peygamberin tebliğ ettiği İslam güneşinin,
günbegün hızla yayılıp her tarafı aydınlattığını
gören müşrikler, müslümanlara akla hayale
gelmez işkenceler tertip etmişler, insan
tüylerini ürperten zulümlere tatbiki için planlar
hazırlamışlardır.
Aldıkları
kararla;
Haşimoğluları ile her türlü münasebetlerini
kesmişler, tüm alış verişleri yasaklamışlardı.
Kendilerine ekonomik baskı uygulanan ashap,
yiyecek bir şey bulamadıkları için ağaç
yapraklan yemek zorunda kalmışlardı. Hatta
Sa'd bin Ebi Vakkas, bir akşam açlığım
gidermek için bir deri parçası bulmuş, onu
pişirerek yemiştir.
Müminler müşriklerin tüm eziyetlerine
katlandılar, İslam’ın getirdiği inanç ve akideler
uğruna mallarım ve canlarını feda ettiler, fakat
İslam’dan taviz vermediler, Küfre rıza
göstermediler.. Bllal-i Habeşi (RA) kızgın
kumlar üzerinde süründürülürken ağzından
çıkan tek söz "ALLAH BİR" oluyordu.
Ammar ibrri
Yasir'in
annesi Sümeyye
(R.Anha), lime-lime edilip öldürülürken son
sözü "Müslümanım Elhamdülillah" olmuştu.
"Alemlere rahmet olarak gönderilen" yüce
Nebi, islamı tebliğ için gittiği Taif'te kendisini
taşlayanlar için ellerini açıp; "ilahi, gazabına
uğramayayım da çektiğim sıkıntı ve belalara
aldırmam. Ya Rabbi!.. Kavmimi helak etme,
onlara hidayet nasib et. Zira onlar gerçekleri
bilmiyorlar" diye dua ediyordu.
Bir hac mevsiminin girmesi üzerine
Medinelı Evs ve Hazreç kabilelerine mensup
altı kişi islamı kabul ettiler. Daha sonra birinci
ve ikincisi Akabe biatları vuku buldu.
Medineli bir gurup müslüman, zorlukta ve
kolaylıkta Resulullaha itaat edeceklerine dair
söz verdiler. Böylece Medine’de kurulacak
İslam Cemiyetinin temeli teşekkül etmişti.
Kafirlerin zulümleri tüm şiddetiyle devam
ederken; $22 senesinde vahiy yoluyla Hicret'e
izin verirdi. Müslümanların çoğu Medine'ye
gizlice hicret ettiler. Hz. Ömer ise dünya
tarihinde eşine rastlanmayacak bir cesaret
örneği gösterip "Ben dirimi korumak için
Allah yolunda Medine'ye hicret ediyorum.
Karılarını dul, çocuklarını öksüz bırakmak
isteyen varsa şu vadide önüme çıksın" diyerek
yola çıkmıştır. En son olarak Peygamberimiz,
yatağına Hz. Ali'yi yatırıp yanına da Hz. Ebu
Bekir'i alarak Medine ye hicret etmiştir. Burada müslümanlar tarafından coşkun sevinç
gösterileriyle karşılanan
Peygamberimiz,
İslam’ı tebliğ ve ihya faaliyetlerini bu şehirde
sürdürmüştür.
Bu göçe sebep, sadece karşılanan
sıkıntılar değildi. Asıl maksat 13 yıllık Mekke
devrinde teksif edilen çabaların neticesi olarak,
Medine'de
bulunan
İslam
toplumunu
güçlendirmek.
Medine
dışındaki
müslümanların güçlerini bir araya getirip kuvvetli bir cemiyet tesis etmekti. Bu bakımdan,
Hicret'e basit bir göç olayı olarak
bakılmamalıdır. Hicret; Hakkın batıla galebe
gelmesinin timsali İslam’ı tümüyle yaşama
azminin sembolüdür.
Muhterem müminler,
Hicretin sene-i devriyesinde yeniden bir
nefs
muhasebesi
yapıp.
Medine'li
müslümanların Akabe'de yaptıkları biad gibi.
aynı iman ve aynı şuurla, Resulullahın manevi
huzurunda, "Allah'ın emir ve nehiylerine riayet
edip,
Hz.
Muhammed'in
yolundan
ayrılmayacağımıza" dair kesin söz vermeliyiz.
Tüm kötülüklerden, fenalıklardan haramlardan
Kur'ana ve Allah'a hicret etmeliyiz.
Hutbeme başta okuduğum ayetin mealiyle
son vermek istiyorum.
"Hakikat, İman edenler, bir de Allah
yolunda (yurtlarından) hicret edip de
savaşanlar (yok mu?), işte onlar Allah'ın
rahmetini umarlar. Allah (müminleri) hakkıyla
yarlıgayıcı, (onları) cidden esirgeyicidir."
(Bakara 218)
Download