MUHAMMED CEVAD ei-BELAGi nakaşalardan haberdar olan Muhammed el-Cevad, "De ki, işte benim yolum, ben basiret üzere Allah'a çağırıyorum ... " mealindeki ayeti (YOsuf I 2/1 08) okuyar ak Hz. Ali'nin Müslümanlığı kabul ettiği sırada kendisi gibi dokuz yaşında bulunduğunu söylemiştir. Rivayete göre toplanan cemaat denemek amacıyla kendisine bazı sorular sormuş, o da babasına benzer şe­ kilde cevaplar vermiş , bu durum onun bilgilerini babasından aldığı yolundaki görüşü güçlendirmiştir (Mes'Odl, işbatü 'l-ua­ şıyye, s. 179-18 ı). Bu arada imarnet peygamberliğe benzetilerek Hz. Yahya ile Isa'ya küçükyaşta nübüwet görevinin verilmiş olduğu hatırlatılmış, böylece Muhammed ei-Cevad'ın imametinin benimsenmesi sağlanmıştır. Şla alimleri, Muhammed ei-Cevad'ın masumiyeti ve onun zamanının en bilgili kişisi olduğu hususunda çok sayıda haber rivayet etmiş (ibn ŞehraşOb, IV, 380). hakkında babası Alier-Rıza'dan nakledilen söz ve işaretleri imametinin delilleri saymıştır (Şeyh Müfld, s. 317- 319; Tabersl, s. 330-332). Muhammed ei-Cevad babasın­ dan doğrudan rivayette bulunmuştur. Osman b. Said es-Semman, Ca'fer b. Muhammed b. Yunus ei-Ahvel, Eyyub b. Nuh b. Derrac, Hüseyin b. Müslim b . Hasan, Muhtar b. Ziyad el-Abdi ve Muhammed b. Hüseyin b. Ebü'I-Hattab ei-Kfıfl de kendisinden haber rivayet eden güvenilir ravii er olarak nitelendirilmiştir (A'yanü'ş­ şra, ll, 35). Alier-Rıza'nın ölümünden sonra Muhammed ei-Cevad'ın ilim ve kemalini takdir eden Abbas! Halifesi Me'mun onu Medine'den Bağdat'a getirtti. Muhammed'e saygı gösteren halife yakınla­ rının muhalefetine rağmen kendisini kızı Ümmü'I-Fazl ile evlendirdi. Bu evlilikten Ali el-Hadi. Musa. Fatıma ve ümame doğ­ du. Bağdat'ta kaldığı sekiz yıl boyunca başta kadı Yahya b. Eksem olmak üzere çok sayıda . kişinin kendisine yöneltiği sorulara verdiği ikna edici cevaplar Şii kaynaklarında nakledilmektedir (Şeyh Müfld, s. 320- 322) . Daha sonra Me'mun'dan hac için izin isteyerek hanımı ve küçük yaştaki oğlu Ali ile birlikte Medine'ye giden Muhammed, Me'mun'un 218'de (833) Bizanslılar'la yaptığı savaşta öldüğünü öğrendi. Yeni halife Mu'tasım-Bil­ lah'ın daveti üzerine 220 (835) yılının başında Bağdat'a döndü ve aynı yılın zilkade ayının sonunda (25 Kasım) vefat etti, Kureyş mezarlığında dedesi Musa ei-Kazım'ın kabrinin yanına defnedildi. Her iki mezar Kazımeyn'de günümüze kadar ziyaret mahalli olarak varlığını sürdürmüş- tür. Şla imamlarının zehirlenmek suretiyle öldürüldüğü yolundaki iddia çerçevesinde Muhammed ei-Cevad'ın da karısı ümmü'I-Fazl, Mu'tasım-Billah veya bir başkası vasıtasıyla zehirlendiğ i nakledilirse de bu rivayetlerin doğru olmadığı belirtilmektedir (a.g.e., s. 326). Şii kaynakları Muhammed ei-Cevad'ın akıl, fazilet. adab ve kemal itibariyle çağındaki bütün insanlardan üstün sayıldığını. seyyidlerden ve diğer şahıslardan hiçbirinin onun seviyesine ulaşamadığını belirterek kendisine atfedilen birçok olağan üstü durumdan bahsetmektedir (Küleynl, I, 492497) . Muhammed el-Cevad'ın günümüze ulaşmış dağınık haldeki rivayetleri Azizullah Utaridl tarafından bir araya getirilerek Müsnedü'l-İmam el-Cevad adıy­ la yayımlanmıştır (Meşhed 1410). Muhammed el-Cevad hakkında yazılan eserlerin bir kısmı şunlardır: Halil Reşid, MuJ:ıammed el-Cevad (Necef ı 963); Ali Muhammed Ali Dahil, el-İmam MuJ:ıam­ med b. ~li el-Cevad (Bağdat ı 979); Bakır Şerif el-Kureşl, l:fayatü'l-İmam MuJ:ıammed el-Cevad (Necef ı 980); Muhammed Kazım Kazvlnl. el-İmam elCevad mine'l-mehd ile'l-laJ:ıd (Beyrut ı 98 7) ; Süleyman Kamil. MuJ:ıammed elC eva d (Beyrut ı 988); Muhammed Rıza el-Hakimi. l:fayatü üli'n-nühd el-İma­ mü't-tasi' MuJ:ıammed el-Cevad (Beyrut 1412/1992). AyrıcaAbdürrezzakel-Mu­ sevi'nin Vetatü'l-İmam el-Cevad adlı bir eseri mevcuttur ( Haydariyye 1979). BİBLİYOGRAFYA : Sa'd b. Abdullah ei-Kummi. el-Ma~alat ue'l-fı­ ra~ (n Ş[ M . Cevad MeşkGr). Tahran 1963, s. 9399; Nevbahti. Fıra~u 'ş-Şi'a, s. 73-77; Küleyni. el-Uşül mine'I-Kafi (nşr. Ali Ekber ei-Gaffari). Beyrut 1401, 1, 492-497; Mes'üdi, Mürücü '??eheb (Abdülhamid).IV, 52; a.mlf., işbatü'l-va­ şıyye, Necef, ts. (ei-Mektebetü'I-Murtazaviyye), s. 179-181; Şeyh Müfıd. el-irşad, Beyrut 1399/ 1979, s. 316-327; Tabersi, i'lamü'l-uera'(nşr. Ali Ekberei-Gaffari). Beyrut 1399/1979, s. 329338; ibn ŞehraşGb. Mena~ıbü ali Ebi Talib, Necef 1961, ıv, 380; ibn Hallikan. Ve{eyat, IV, 175; Meclisi. BU:ıarü 'l-enuar, Beyrut 1403/1983, L, ll 09; Abdürrazık ei-Müsevi, Ve{atü 'i-imam el-Cevad, Necef 1957, tür.yer.; Halil Reşid. Muf:ıam­ med el-Cevad, Necef 1963, tür. yer.; Ali Sami enNeşşar, Neş'etü '1-{ikri'l-felsefi fi'l-islam, Kahire 1977, s. 213-214; Ali Muhammed Ali Dahil, elimam Muf:ıammed b. 'Aif el-Cevad, Bağda d 1979, tür. yer.; J. N. Hollister. The Shi'a o{lndia, New Delhi 1979, s. 84-87; A'yanü 'ş-Şi'a, ll, 3236; M. Moman, An Introduction to Shi'i Islam, London 1985, s. 42-43; Adil ei-Edib. el-E'immetü '1-işna'aşer, Beyrut 1405/1985, s. 218-225; M. Beyyümi Mehran, el-imame ve Ehlü'l-beyt, Beyrut 1995, lll, 166-184; W. Madelung, "Muhammed b. Ali er-Rida", B 2 (ing.). Vll,396-397. !il MUSTAFA Öz ~ A A•~ MUHAMMED CEVAD el-BELAGI ( ~~~~~~~ ) Muhammed Cevad b. Hasen b. Talib b. Abbas ei-Belagl en-Necefl er-Rabai (1865-1933) Şii-imarnı alimi ve fakihi. L _j Irak'ın Necef şehrinde çok sayıda alim Belagi ailesinin bir ferdi olarak dünyaya geldi. İlk öğrenimini tamamladıktan sonra 1889'da Kazımeyn'e gitti, Seyyid Musaei-Cezairi el-Kazı mi ile yakın­ lık kurdu ve kızıyla evlendi. Buradaki ikam eti esnasında Bağdat'ta bulunan yahudi ve hıristiyanlardan İbranice, ingilizce ve Ermenice öğrendi. Kitab-ı Mukaddes'le ilgili araştırmalar yaptı, özellikle yahudi ve hıristiyan mezhepleri alanında bilgi sahibi oldu . 1312 (1894-95) yılında Necef'e döndü . Aga Rıza Hemedanl. Muhammed Taha en-Neceti, Ahund Molla Muhammed Kazım el-Horasanl ve Seyyid Muhammed el-Hindl'nin derslerine katı­ larak şer'l ilimlerde kendini yetiştirdi . Felsefe ve mantık gibi akli ilimleri Mirza Allame Bergani-i Hairi ve Mirza Ali Naki Bergani-i Hairi gibi hocalardan tahsil etti. 1908'de Necef'ten ayrılıp Samerra'ya yerleşen Belagi, burada kaldığı on yıl boyunca Mirza Muhammed Taki eş-Şirazl'­ nin derslerine iştirak etti. İlk eserlerini de burada yazmaya başladı. ingilizler'in Samerra'yı işgali üzerine Kazımeyn'e giderek orada kaldığı iki yıl içinde hacası Şlrazi ile birlikte Irak'ın istiklali için çalışan ulemaya ve halka destek verdi; İngiliz işgal kuwetlerine karşı başlatılan 1920 ihtilal hareketine katıldı . Daha sonra Necef'e dönüp tedrls. fetva ve telif faaliyetlerini devam ettirdi. Necef'teki ikameti esnasında özellikle yahudiler, hıristiyanlar ve materyalistler tarafından İslam 'a yöneltilen eleştirilere reddiyeler yazdı. ingiliz ve Fransız sömürgeciliğiyle mücadelesini sürdürdü. Belagi'nin 1931 yılında Bağ­ dat'ta Bahaller'e karşı başlatılan mücadelede etkili bir isim olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Muhammed Cevad ei-Belaği 1o Aralık 1933 tarihinde Necef'te vefat etti ve Hz. Ali'nin mezarının güneybatısında bulunan üçüncü hücrede defnedildi. yetiştiren Eserleri. Belagi kitaplarına adını koyiçin bazı eserleri müellif ismi olmadan neşredilmiştir (Aga Büzürg-i Tahrani, Taba~at, I, 324). Sayısı otuzu aşan teliflerinin bir kısmı şunlardır: 1. el-Hüda ila dini'l-Muştafa . Hıristiyan alimlemadığı 515 MUHAMMED CEVAD ei-BELAGi rinin İsU\miyet aleyhindeki düşüncelerine karşı yazılmıştır (l-ll, Sayda ı 33 ı -1332; Necef 1385/!965). Z. et-TevJ::ıid ve't-teş­ Iiş (Sayda 1332; nşr. Muhammed Ali elHakim, Kum 1411; Beyrut, ts.). 3. Neşô.'i­ J::ıu'l-hüdô. ve'd-din (Bağdat ı 339) . Babiliğe girenierin Şia'dan ve İslam'dan çık­ tığını ileri süren 4000 beyitlik bir eser olup (Aga Büzürg-i Tahran!, e~·Zerra, XXIV, 172) Farsça'ya çevrilmiştir (Nasff:ıat Beferfb H ardegan-ı Bab u Baha', tre. Ali el-Fant el-isfahant. İsfahan ı 369; Kum 1405). 4. Envô.rü'l-hüdô. fi ibtô.li ba'zi şübehi'l­ mülJ::ıidin. Materyalistlerin iddialarına reddiye niteliği ndeki eserin yalnız ilk cildi yayımlanmıştır (Necef 1340). 5. er-RiJ::ı­ letü'l-medresiyye. İslam 'ın hak din olduğunu ortaya koymak ve Hıristiyanlığı eleştirrnek amacıyla kaleme alınan eser (Necef 1342, 1382/1963; Tahran 1413;Beyrut 1993) Farsça'ya da çevrilmiştir (a.g.e., X, 169-170). 6. Da've'l-hüdô. ile'l-vera' (Necef 1344) . Mukaddes mekanların ve kabirierin yıkılmasıyla ilgili Vehhabller'in verdiği fetvaların yanlışlığını ortaya koyan bir çalışmadır (b k. a.g.e., VIII. 206; X, 236) . 7. E'ô.cibü'l-ekô.~ib. Yine hıristiyan­ larakarşı bir reddiye olan eser (Necef 1345, 1346;nşr. MuhammedAli el-Hakim, Kum 1412; Beyrut 141 3) Farsça'ya tercüme edilmiştir (Şigift Av er Durag, tre. Abdull ah Iran!, Necef ı 346) . 8. el-Mesil:ı ve'l-Enô.cil. el-Hüdô. dergisinin muhtelif nüshalarında yayım l anmıştır ( imariye 1348) . 9. el-Belô.gu'l-mübin (Bağdat 1348). Allah ' ın varlığını ispat amacıyla kaleme alınmıştır (a .g.e. , ııı. 140). 10. Alô.'ü'r-raJ::ımô.n fi tefsiri'l-Kur'ô.n. İlk cildinde Kur' an'ın i'cazı, cem'i ve kıraat­ leri konusunun geniş bir şekilde ele alın­ dığı eser Nisa suresinin sonuna kadar yazılabilmiştir (!-lll, Sayda 1933-1934). 11. Mes'ele fi'l-beda' (nşr. Muhammed Hasan Al-i Yasin. Nefa'isü '1-matıtata.t içinde, Bağdat 1955; nşr. Muhammed Ali el-Hakim, Kum 1414). 12. er-Red 'ale'l-Vehhabiyye (nşr Muhammed Ali el-Hakim , Kum 1416/1995; bk. a.g.e. , VIII, 206; X, 236) . 13. Risale fi 't- tek~ib liorivayeti'ttefsir el-mensub ile'I-İmam el-lfasan el-'Askeri (A'yanü'ş-Şl'a, IV, 256). Rıza ei-Üstadl tarafından tahkikli neşri yapıl­ mıştı r (Nar-ı 'Alem, sy. ı [ 1406]). 14. el'U~üdü '1-mufaşşala fi J::ıalli'l -mesa'i­ li'l-müşkile . Füru-i fıkıhla ilgili olup on dört bölüm halinde düzenlenen eser ulema arasındaki ihtilaflı konuları halletmek düşüncesiyle yazılmıştır (muhtevası için bk. a.g.e., IV, 255 -256) . Bölümlerin bir kıs­ mı müstakil olarak yayımlanmıştır (Aga 516 Büzürg-i Tahranf, e?-Zerf'a, Xl, ı Oı, 190; XV, 317, 330; XVI, 54; XVlll, 294; XXV, 276; XXXIII , 17). 15. el-MeşabiJ::ıfiibtalime~­ hebi AJ::ımed el-Kö.diyani (a.g.e., XXI. 79) . Muhammed Cevad'ın diğer bazı çalış­ maları ve şiirleri de bulunmaktadır (geniş bilgi i çin bk. c. Avvad, lll. 12 3-125 ; A'yanü 'ş-ŞI'a, IV, 255-262 ; Aga Büzürg-i Tahran!, e~·Zeri'a [bibl.]) . BİBLİYOGRAFYA : M. Cevild el-Belfigi, er-Rı/:ıletü '1-medresiyye, Beyrut 1993, M. Hüseyin Fazlullah'ın mukaddimesi, s. 7 -12; a.mlf.. el-Hüda ila dini 'l-Muştafa, Necef 1385, Tevfik Fükeyki'nin mukaddimesi, s. 6-21 ; a.mlf., er-Red 'ale 'l-Vehhabiyye (n ş r. M. Ali el-Hakim). Kum 1416/1995, tür.yer., ayrıca bk . neşredenin girişi, s. 7 -36; Ca'fer Bakır AI-i Mahbübe, Miizi'n-Nece{ ve J:ıiizıruhii, Necef 1378/ 1958, ı, 61-66; C. Awad,. Mu'cemü'lmü'elli{in el-lrii~ıyyin, Bağdad 1969, lll, 123125; A'yiinü 'ş-Şt<a, IV, 255-262; A.ga Büzürg-i Tahrani, e?·lerf'a ila teşiinifi'ş-Şi'a, Beyrut 1403/1983, I, 38; ll, 220, 447; lll, 140; IV, 485; VI, 218; VII, 63; VIII , 206; X, 169-170, 218, 236, 336; Xl, 34, .101, 190; XV, 317, 330; XVI, 54; XVlll, 294; XXI, 30, 79; XXIII, 17; XXIV, 172; XXV, 202-276; XXXlll, 17; a.mlf., Taba~atü a'liimi 'ş­ Şi'a, Meşhed 1404, I, 323-326; Mir Basri. A'liimü'l-edeb fi'l-lrii~ı 'l-l;adiş, Londra 1415/1994, I, 307; Ali el-Evsi, "et-Tefsirü ' r-riva'i ' inde'ş­ şey)J. el-Belagi'' , Risiiletü 't-ta~rib, lll/9, Tahran 1416/1996, s. 91-106 ; E. Kohlberg, " Balagi, Moi:ıammad Jawad" , Elr., lll, 572-573; Abdülhüseyin Şehidi. "Belagi, Cevad"; DMT, lll, 403. Iii MUSTAFA Öz MUHAMMED DAVUD HAN (ul> ~3'~ ~) (1909-1978} L Afganistan Cumhuriyeti' nin ilk devlet başkanı (1973-1978). _j Nadir Şah'ın üvey kardeşi Serdar Muhammed Aziz'in oğlu, Zahir Şah ' ın kuzeni ve kayınbiraderidir. Ülkesinde ve Fransa'da öğrenim gördükten sonra 1931'de orduya girerek 194 7 yılına kadar çeşitli rütbelerde hizmet etti ve valilik yaptı. 1947'de savunma ve 1949-1950 yılların­ da içişleri bakanı olarak hükümette yer aldı. 1953'te başbakanlığa getirildi ve bu görevde on yıl kaldı. Başbakanlığı sırasın­ da kabul ettirdiği ilk beş yıllık kalkınma planıyla (ı 956-196 ı) alt yapı hizmetlerine ve sosyal modernleşme üzerine eğildi; özellikle kadınların özgürlük hareketlerini destekledi ve peçe - çarşafın kaldırılması­ na ön ayak oldu. Orduya büyük önem vererek zorunlu askerlik uygulamasını baş ­ lattı. Bu arada İslami düşünceyi baskı al- alırken Marksist partilere özgürlük Ancak bir süre sonra izlediği sıkı ekonomik politikalar neticesinde baş gösteren sosyal çalkantıları bastırmak için muhalefete karşı sert tedbirler uygulama ve hürriyetleri kısıtlama yoluna gitti. Dış politikada tarafsızlık göstermesine rağ­ men Pakistan'daki Peştunlar'ın yaşadığı Kuzeybatı Serhat eyaleti (Peştunistan) topraklarının Afganistan'a ait olduğunu iddia etmesi yüzünden bu ülke ile aralarında anlaşmazlık çıktı . Takip ettiği aktif politika sonucu Peştun milliyetçiliğinin Afgan milliyetçiliği olarak alg ılanmasını sağladığı gibi Peştunistan meseleSini de Afganistan'ın milletlerararası meselesi haline getirip bu konuda Pakistan 'ı destekleyen İngiltere ve Amerika'ya karşı Hindistan ve Sovyetler Birliği ile iş birliği­ ne yöneldi. 1954-1961 arasında Sovyetler Birliği ile askeri ağırlıklı birçok antlaşma imzaladı. Muhammed Davud Han'ın on yıllık başbakanlığı , Afgan Devleti'nin gelişmesi ve ülkedeki dini ve etnik topluluklarla münasebetleri açısından bir dönüm noktası teşkil eder. tma tanıdı . Peştunistan meselesi yüzünden Pakistan'la ilişkilerin iyice bozulup sınırın kapatılması Afganistan ekonomisi üzerinde çok kötü bir etki yaptı. Bunun yanında Davud Han'ın, uygulamaya koyduğu ikinci beş yıllık kalkınma planı ile ( 1963-1967) ülkedeki Sovyet nüfuzunun gittikçe artmasına yol açması halkın tepkisini çekti. buna bağlı olarak Zahir Şah onu başba­ kanlıktan azletti. Ancak Davud Han'ın iktidardan uzak kaldığı 1963-1973 yılları arasında yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlık, 1971-1972'de meydana gelen büyük kuraklık ve geleneksel kabile yapı­ sının doğurduğu rekabet Afganistan ' ı kaosa götürdü ve kişi başına düşen milli gelir itibariyle dünyanın en fakir on ülkesinden biri haline getirdi. Bunun üzerine Davud Han 17 Temmuz 1973'te, orduda etkinlik kazanmış Rus uzmanları ve Marksist subayların desteğiyle bir darbe yaparak tekrar yönetime hakim oldu . Bu sı­ rada İtalya'da bulunan Zahir Şah'ın ülkeye dönmesine izin verilmedi; 1964 anayasası yürürlükten kaldırılıp cumhuriyet ilan edildi. 1975'te yeni bir ekonomik program başlatan Davud Han, İran ve körfez ülkeleriyle ticari ilişkilerini geliştirdi, Pakistan ile arasın ı düzeltti. Ancak bu arada muhalefet hareketlerini bastırıp pek çok kişiyi tutukiatarak diktatörlüğe yöneldi. 1977'de tek partili başkanlık sistemine geçti ve kendisini altı yıl için devlet