Untitled

advertisement
12 Temmuz 1962 tarihli
CUMH'LJRİYET
Gazetesinden
DiN DAVASI'
B.FELEK
Türkiye yıllardır, hastalığını bir hekime göstermeye cesaret edemiyen ve edemedikçe evhamlanan. bir hipokondri hastasına benzemektedir.
Bu vahime, din mevzuuna el süı·ememek korkusudur.
Bunun kökü, bir lruıını gafil ve cahlllerin ve buna kasden karışan
politika düzenbazlarının, layiklik mefhumunu, dinsizlikle manalandırma­
larıdır. Bunlar· saiımışlar ve sanmış gibi görünmüşlerdir ki bir memleket
layik olursa .dinsiz olur. Ga:flet, hata ve dalalet.
Layiklik, din hükümlerinin ve adamlarının hükümet işlerine karış­
mamasıdır. Bunu bizim· sarahaten ortaya atmamızın sebebi ·de, mecelle,
miras, vasiyet, vakıf gibi eski muamelat kanunlarının şeriattan alınma­
sına mulmbil Cumhuriyet devrinde, bunların Roma hukukundan gelen Avrupa kanunlarından alınmış olması ve şer'i malıkernelerin artık tatbik
yeri ka:lmama.sıdır.
AQıkçası şu idi. Devlet, tebaasn;ı.ın ne dinde olduğu, bunun emirlerini ,
tatbik· edip etmediği ile ilgil.enmiyecek, din adamları da, fetvalan ve hükümleriyle hükümet ve devlet işine karışmıyacaklardı.
Bu, böyle olmadı, ne gibi bir zaruretle olduğunu hala kestiremediğim bir ısrar ile din ilmi, mücerret bir ilim olarak İslamlık bu memleketin yüzde 99,90 ının dini olarak hükümetlerin alakasını bir türlü çekmedi. Senelerce ihmal yüzünden ne ilim adamı yetişti, ne din bahsi, hatta
bir sosyal dava olarak ele alındı,
Ama hakikatler ve tabiat-i eşya yürüyordu. Halk Müslüman kaldı
ve din ilimi yetişmedi. Bir zamanlar İslam aleminin önderi atan Türkler
bu mevkilerini kaybettiler. Dinin hurafe kısmı ise din narnma yalnız
bunları bilenlerin gayretiyle büyük halk tabakalar:ı arasına -tabii taassup şeklinde- yayıldı, öyle ki bugün 35 yaşından genç olan münevverler
·din hakkında hemen hemen bir şey bilmeZler. Basit bilgili büyük halk tabakası ise her gün «yobaz» diye hırpaladığımız, yetersiz mahalli din adam"'
larının elinde ve onların pek malıdut bilgileriyle ruhi gıdalarını almaya
galışır dururlar. Bu kötü ve tehlikeli bir durumdur. Çünkü dün de, bugÜn
de, yarın da din bir cemiyetin vazgeçemiyeceği en kuvvetli ahlak ve ni. zam müessesesidir. Medeniyetin en yüksek derecesine· varmış olan -layik devletler- milletler dahi bundan müstağni kalamamışlardır. Her
türlü cemiyet bağıarım kırmakta kendi hesaplarına fayda uman komünistler bile din duygusunu bir türlü ortadan kaldıramamış, milyonları öl-
33
dürmiiŞ olan
sklin, Alman har:bi sırasında kiliseleri aÇmiştır. Çünkü dinr
inSanla beraber doğmuş bir nizamdır.
Bilinen şeyleri tekrarladığımdan dolayı mütessirim. Bu teessürümü' ·
ikinci koalisyon hükfımetiriin programında din alimi yetiştirmeye dair'
·olan bir pasaj biraz tadil etti. Çünkü bugün Türkiyede -bizim· bildiği·
.miz- tam salahiyetli bir islam alimi yoktur. Olsa ileri atılıp, bugün biz·
· ler gibi nilıayet gençliğinde liselerde okutulan din bilgileri ve hukuktald
fıkıh malU:matından başka bir şey biln:iiyen cahillere söz düşmezdi.
Bilmeli ki Türkler Müslümandır ve bunların başın:a müspet ilimler•
de, din ilminde varlıklı alimler geçmeli, din davaları artL'Ir falan veya fi· .
lan partinin istismar vasitası olmamalıdır. Biz !lin bahsini b:llinemezlikterr.
halkın dine ob~n bağlılığını gör;memezlikten geldikçe, bu yolda giden hü- .
kfimetlerin en.küçük bir din propag;mdasiyle zayıf düşmesi mukadder·
dir. Ne kadar yasak ederseniz ediniz; halk imaını dinler. Mesele bu ima_.
mı iyi yetiştirmekte, o imamı seçecek, yetiştirecekleri, yüksek din felsefesi
yapacakları çoğaltmaktadır. Dediğim gibi böyle 'alimleriıııiz kalmadı.
Köşede bucakta kalanlar da sindiler. Kırk senelik tecrübe bize ihmalle·
rimizin neticesini acı acı göst~rdi. Bugün din nanıuia, dinle alakası olıriı,;,.
yan kör taassup; tarihte hele Şeyhülislam Yahya Efendi gibi derin ve
müsamahalı alirolerin yaşadıkları devirde mevcut değildi.
Şimdi bakınız, devleti ve milleti ellerine teslim edeceğirpiz, genç ku~­
şaklar
ne haldedir?
için İslam dinine ait malfimatı esp eserlerden
okusalar, o kitapların dillerini anlıyamazlar .. Ye·
ni basılmış kitaplarımız da maalesef son derece ld.fayetsizdir. OnlaF.:n bi~
le dilini bugünkiller pek anlıyamazlar. Ne oluyor? Pek merak edenler
yabancı. dillerde okuyorlar. Bundan ne hayır gelir?
Eski
.
yazı olmyamadığı
öğrenemezler.
Esld.
yazı
Gerçi Diyanet İşleri Riyaseti bir Kur'an tercümesi neşretmiş. Lakin
bpnunla iş bitmez. Kur'an tercümesi kafi değildir. Bizde münevverlere
din esaslarını, bu esasların bugünkü ilim ve ahlak telakkileri önünde:
tahlilini yapacak eserler lizım. Böyle bir eseri hazırlamakta olduğlliıu ·
bana bundan bir ay kadar evvel Necmettin Bey isminde gerçekten mü··
nevver ve din bilgini bir dostuni yazdı, Lakin eserin yalnız izahını yapan
20 _sahifeden uzun mektuba göre böyle bir kitabı ancak hülrfunet basa·
bilir ve basmaİıdır. Husus! teşebbüslerin yapacağı şey değildir bu! Böy~·
le ve buna benzer eserler, bu eserleri hazırlıyanlar ve islam dinini, tah·· ·
Iili ve araştırmalariyle yirminci asır bilgi alemine arzedecek kimselerer·
· müesseselere ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyacın hissedilmiş olması dahi bi:r·
.ümittir. Çünki.i. dünya hiç bir zaman ~ahsızların elinde kalmıyacaktır.
...
34
Download