TDV DIA - İslam Ansiklopedisi

advertisement
İSRAiL
zan İsrailli alim diye bilinen Yehoshafat
Harkabi'dir: onu Emanuel Sivan. Moshe
Ma'oz ve Shlomo Avineri takip eder.
3. Filist in ve Radikal İ slam Araştırma­
ları . Ülkedeki modern dönem islam araş­
tırmalarının
merkezini 1967 yılına kadar
özellikle Arap toplumları. kültür. Ortadoğu çatışmasının temel faktörü olarak
Arap antisemitizmi. Araplar'ın Sefaradlar'la ilişkileri ve Arap terörünün sebepleri teşkil eder. Bu dönemde Filistinliler
sadece Arap ülkelerindeki bir varlık sayıl­
mış. mülteci olmaları. geri kalmışlıkları ve
Araplar'ın onlara karş ı beslediği düşman­
lık açısından incelenmişlerdi. 1967 savaş ı sonrasında ve özellikle Filistinliler'in siyasal aktivitelerinin artması üzerine İsra­
illi araştırmacıların ilgisi Filistin'e kaydı.
Arap- İsrail çatışmaları tabirinin yerini Filistin- i srail çatışması aldı ve "radikal i slam " araştırmaları özellikle Filistinli ör gütlere odakl andı. Bu dönem İsrail şar­
kiyatçılığı fazlasıyla askeri ve diplomatik
bir bakış açısı kazandığından dolayı eleş­
t iriler almıştır. O yıllarda yayım l anan en
kapsamlı Arapça- İbranice sözlüğün İsrail
Savunma Bakanlığı'nca hazırlatılmış olmas ı akademik kaygı l arın ne derecede
siyasetin gölgesinde kaldığını göstermektedir: aynı şeki l de araştırmacıların çoğu­
nun eski asker olması da dikkat çekicidir.
Askeri ve siyasi kaygıların yönlendirdiği
akademik çalışmalara karş ı 1980'li yıllar­
da Benny Morris ve Ilan Pappe gibi araş ­
tırmacılar "yeni tarih" akımını başlattı­
lar. Avrupa'dan alınan bu yaklaşım zaman
içinde yeni sosyo! oj iyi doğurmuş ve İs ra ­
illi akademisyenler arasında Filistin sorununa siyonist kaygı l ardan sıyrılmış bir
bakış açısıyla yaklaşabilen bir kuşak ortaya çıkarmıştı r. Bu kuşağın en önemli eseri, Benny Morris'in mü lteci sorununun
ortaya çıkışını ele alan The Birth of the
Palestinian Refu g e e Pro blem, 194749 ad l ı çalışmasıdı r. Filist in ve radikal islam konusunda askeri ve akademik çevrelerin etkileşimi tek yönlü olmamıştır.
Mesela 1980'1i yıllarda Filistin Kurtuluş
Örgütü hakkındaki kanaatlerini değişti­
rerek Filistinliler'le masaya oturmak gerektiğini savunan bir dizi akademisyenin
görüşü zaman içinde hükümet tarafın­
dan da benimsenmiştir. Bu dönemin
önemli araştırmacıları olarak Suriye uzm anı ltamar Rabinovich. islam üzerine
çalışan Martin Kramer ve İran uzmanı
David Menashri sayılabilir.
Türkiyat ve Osmanlı Çalışmaları. İ sra­
il'de islamiyat çalışmaların ı başlatan Kudüs İbrani Üniversitesi, Tü rkiyat ve Os-
· man lı
çalışmalarına
da ilk ev sahipliğini
1930'lu yıllarda Gotthold Weil
Osmanlı Türkçesi öğretmeye baş l amış.
1952'den sonra bu görev onun öğrencisi
olan Uriel Heyd 'e kalmıştır. Bugün İsrail
üniversitelerindeki Osmanlı çalışmalarını
yürüten hemen bütün araştırmacılar ya
Heyd'in ya da onun öğrencilerinin yetiş­
tirmesidir. 1968 yılında ölen Heyd, çalış­
tığı konuların geniş yelpazesi ve bu konularda getirdiği metodolojikyeniliklerle günümüzde dahi İsrail'deki Osmanlı araştır­
malarını yönlendirmektediL Uriel Heyd'den sonra gelen isimleri n başında Gabriel
Baer, Arnnon Cohen. M. Hoexter. Moshe
Ma'oz. Jacob Landau ve Yehoshua Porath
sayılabilir. S. Shamir. Ehud Toledano ve
Z. Y. Hershlag Tel Aviv Üniversitesi'nde:
Butrus Ab u- Manneh, David Kushner ve
Jackop Barnai Hayfa Üniversitesi'nde görev yapan diğer Osmanlı araştırmacıları­
yapmıştır.
dı r.
Ünivers ite ler ve Enstitüler. Kudüs İbra­
ni Üniversitesi Şarkiyat Enstitüsü 1962'den sonra Asya ve Afrika Araştı r ma l arı
Enstitüsü adını almıştır. Barışın Gelişti­
rilmesi için Harry S. Truman Araştırma
Enstitüsü ile (ı 966) Gelişmiş Araştırma­
lar Enstitüsü (ı 975) Arap ve İslam araş­
t ı rmala rı ile ilgilenmektedir. 1967'de kurulan Tel Aviv Üniversitesi. 1985 yılına kadar Shiloah Center olarak bilinen Moshe
Dayan Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları
Merkezi. Jaffee Stratejik Araştırmalar
Merkezi. Ortadoğu-Afri ka Tarihi Bölümü ,
Arap Dili ve Edebiyatı bölümleriyle İslam
çalışmalarını yürütürken Hayfa Üniversitesi de Fen- Edebiyat Fakültesi kapsamın­
da Ortadoğu tarihi. Arap dili ve edebiyatı
konularında, Sosyal Bilimler Fakültesi
kapsamında da İslam konusunda çalış­
ma yapmaktadır. 1972'de Hayfa Üniversitesi'ne bağlı olarak k urulan YahudiArap Merkezi bu çalışmala rı n bir p arçası­
dır. 1994 yılında da Negev'de Ben Gurion
Üniversitesi'nde Ortadoğ u Çalışmaları Bölümü açılmıştır.
die Eastern Studies. Hayfa Üniversitesi,
ı 965-) Yıllık: Ortadoğu ağırlıklı Asya
ve Afrika araştırmala rı hakkındadır. s.
Proche-Orient Chretien; Revue d'etudes et d'informations (Peres Blancs
de Sainte Anne de Jerusalem, Jerusalem
ı 95 ı-). Üç aylık: Ortadoğu Hır i stiyanlı­
ğı ' na dairdir. 6. Cathedra (The Ben Zvi
Enstitüsü, Jerusalem 1976-) Ağırlıklı olarak İ branice, özellikle İsrail tarihi ve Doğu Yahudiliği'nin tarihiyle ilgilidir. 7. Pe 'amim (The Ben Zvi Enstitüsü. 1979- ). Doğu Yahudiliği tarihi hakkındadır. 8 . HaMizrah He - Hadaş (Kudüs 1949-). Modern Ortadoğu , İslam ve Osmanlılar'a dairdir. 9 . el-Kermil (al-Karmil) . Hayfa Üniversitesi Gustav Heinemann Enstitüsü
tarafından Arap edebiyatıyla ilgili olarak
çıkarı l an Arapça bir dergidir ( ı 980-).
BİBLİYOGRAFYA :
Uriel Heyd, Ha-fl1izrah Hatichon Bazman
He- Hadaş Kenos 'e Lemihkar ve Lehora 'a, Kudüs 1953; a.mlf .. "Ha- Mizrahanut Ba'universita Ha' ivrit", Ha-fl1izrah He-Hadaş,XI/1-2, Kudüs 1961, s. 1-6; ShukriAbed, lsraeliArabism:
The Latest Ineamation ofOrientalism, Canada
1986; A. Singer, Publications by lsraeli Scholars, Tel Av iv 1990; H. Lazarus- Yafeh. "The
Transplan ta tion of Islamic Studies from Europe to the Yishuv and Israel", The Jewish Discovery of Islam: Studies in Honor of Bernard
Le w is (ed. M. Krame r). Tel Av iv 1999, s. 249-
260; N. A. Stillman. "The Judeo - Islamic Histarical Encounter: Visions and Revisions" , lsrael and lshmael, Studies in fl1uslim-Jew ish
Relations (ed . T. Pa rfitt ). Curzon 2000, s. 1-12;
Shlomo D. Goitein. "Limudei Mizrah Ba'universita Ha'ivrit BeYeruşalayim", Da var, Tel Aviv,
10 Nisan 1935, s . 4; G. Baer. "Hamizrahanut
Be'israel Bishloshim Hashanim HaAharonot",
Ha-fl1izrah He-Hadaş, XXVIII/3-4, Kudüs 1979,
s. 176·181; a.mlf .. "Ottoman Studies in Israel",
AAS, XIV ( 1980). s. 193-205; D. Rabinowitz,
"Nostalgiya Mizrahit: Eich Hafchu haPaletinayim le 'Arabiyei Yisrael "', Teorya ve Bikoret,
IV, Tel Aviv 1993, s. 141-152; I. Pappe. "PostZionist Critique on Israel and the Palestinians,
Part 1: The Academic Debate" , Journal of Palestine Studies, XXVI/2, Be yrut 1997, s. 29-41.
!il
İsrail ' de Yayımlanan Şark iyat Der gile-
K ERiM B ALCI
İSRAiL (Beni İsrail)
r i. 1. Israel Oriental Studies (Tel Aviv
Üniversitesi, 1971- ). Ortadoğu çalışma l a­
2. Jerusalem Quarterly
(Middle East Institute, Jerusalem 1976- ).
Dört aylı k: Arap- İsrail ilişkilerine dairdir.
3. Jerusalem Studies in Arabic and Islam (Institute of As ian and African Studies. Kudüs ibrani Üniversitesi, 1979-) .
Yıllık: İslamiyat ve Arap dili araştırmala­
rıyla ilgilidir. 4. Asi an and African Studies (lsrael Oriental Society. daha sonra
The Gustav Heinernan n Institute of M id-
menT israill
( J;S I.r J ~ )
rı hakkındadır.
L
Tevrat ve Kur' an 'da
Hz. Ya'küb'un (İsrail) çocuklanna
ve onların soyunda n gelenlere
verilen ad.
_j
Kur'an'da iki yerde geçen (Al-i im ran 3/
93: Meryem ı 9/58) ve Hz. Ya'kub'un ikinci
adı veya lakabı olan İsrail'den dolayı. onun
soyundan gelenlere Tevrat'ta Beney Yisrael, Kur'an'da BenG 1 Beni İsrail (israilo-
193
iSRAiL (Beni israill
ğulları) denilmektedir. Tevrat'a göre Ya'ra kulluk etmeleri sebebiyle peygamberküb'un soyundan gelenler, gerek Mısır'da
ler tarafından kınandıklarını ve azapla
gerekse Mısır'dan çıktıktan sonra çölde
tehdit edildiklerini gösteren örneklerle
ve Ken'an diyarında İsrail ve İsrailoğul­
doludur.
ları diye de adlandırılmıştır. Saul'ün ölüKur'an'da yahudilerden hem Beni israil
müne kadar bu iki isim, on iki kabileden
olarak hem de hud, yehfid ve had u kelioluşan halkın tamamını kapsamak üzemeleriyle bahsedilmekte,. ancak ye hud
re kullanılırken zamanla siyasi ve coğrafi
kelimesi sadece Medeni sürelerde geçşartlar kelimenin çeşitli dönemlerde farklı
tiği halde Beni İsrail Mekki sürelerde de
anlamlar kazanmasına sebep olmuştur.
yer almakta ve daha çok İslam öncesi döKrallığın ikiye bölünmesinin (m.ö. 930)
nemlerde vuku bulan olayların söz konuardından on kabileden oluşan kuzeydeki . su edildiği ayetlerde geçmektedir. İslami
krallık İsrail adını almış (I. Krallar, 14119).
kaynaklarda Beni İsrail, Ya'küb'un soyunbununla birlikte o dönemde (ll. Samuel,
dan gelen ve ırken yahudi olanları, yehOd
23/3) ve Babil esareti sonrasında İsrail büise hem bunları hem de başka ırklardan
tün kabileleri kuşatıcı anlamını da muolup bu dine girenleri ifade etmektedir
hafaza etmiş. geçmişin şanlı hatıralarını
(Cevad Ali, VI, 512; EF [Fr. J. 1, I053). Kurçağrıştıran ve gelecekteki mesihi krallık
'an'da kırk bir yerde geçen Beni İsrail
hayalini canlandıran bir kavram olarak
terkibi. Ya'küb'un çocukları ve onların sovarlığını sürdürmüştür. Kohen veya Levili
yundan gelenler, Hz .. Musa'nın kavmi. birinci ve ikinci mabed dönemi yahudileri
olmayan yahudileri belirtmek için de kullanılan bu kelime günümüzde, Musa önve Hz. Isa'nın kavmi gibi(Al-i imran 3/49;
cesi liderlerden neşet eden ve aynı Tanez-Zuhruf 43/59; es-Saf 6!/6) geçmişte
yaşamış insanların yanında Hz. Muhamrı'ya inanan halkın tamamını ifade etmed zamanında başta Medine olmak
mektedir (!DB, ll, 765; DBS, IV, 730-73 I).
üzere Arap yarımadasında yaşayan yahuTevrat'a göre İsrail'in oğulları Ruben, Şi­
dileri de ifade etmektedir. Ayetlerde, İs­
meon, Levi. Yahuda, İssakar, Zebulun,
railoğulları diye adlandırılan ve on iki kaYusuf, Benyamin (Binyamin). Dan, Naftali,
bileye ayrıldığı bildirilen (el-A'raf 7/I60)
Gad ve Aşer adlarını taşımakta, bunlarYa'küb'un on iki oğlunun Hz. Yusuf zamadan her biri aynı addaki kabilenin atası
nında Mısır'a yerleşmesinden başlayarak
sayılmakta ve böylece İsrailoğulları on iki
Hz. Musa sonrası dönemlerdeki faaliyetkabileden oluşmaktadır. Ancak Yusuf'un
lerine kadar çeşitli olaylar nakledilmekte
iki oğlu Efraim ve Manasse'nin soyu iki
olup bu bilgiler büyük ölçüde Tevrat'ta
ayrı kabile olarak kabul edilmekte. Levi
da mevcuttur.
ise özel statüsü sebebiyle on ikinin dışın­
Mekke'de yahudi nüfusu yok denecek
da tutulmaktadır.
kadar
az olduğu için hicretten önce nazil
Ahd-i Atik'te İsrailoğulları bir taraftan
olan sürelerin hiçbirinde "ey İsrailoğulla­
Tanrı'nın kavmi, mukaddes millet olarak
rı" diye bir hitap yer almamaktadır. İsra­
takdim edilirken (Çıkış, I 9/5-6) diğer tailoğulları'ndan bahseden sürelerde onlaraftan kötü davranışları sebebiyle bizzat
rın geçmişte yaşadıkları olaylardan, özelİsrail Tanrısı onları tenkit etmektedir.
likle de Musa'nın Firavun'la mücadelesi
Çünkü onlar Musa ve Harun'a karşı gelve İsrailoğulları'nı kurtarmasından, Almiş (Sayılar, 16/2-3). Rabb'in gözünde kölah'ın elçisi Musa'ya inanınayıp karşı çı­
tü olanı yapmış. Yahve'yi bırakıp Baal ve
kanların kötü akıbetinden söz edilmekte,
Molok gibi ilahlara, bu arada altın buzageçmişte İsrailoğulları'na verilen nimetğıya tapmış (Çıkış, 32/I-6; Hakimler, 3/7,
ler sayılmakta, özellikle alemiere üstün
4/I, I0/6; ı. Samuel, 7/3-4). zina etmiş(Ha­
kılındıkları belirtilmektedir (el-Bakara 2/
kimler, 8/33), Allah'a verdikleri sözü tut47,
I22; el-A'raf7/140; ed-Duhan 44/32; elmamış, ahidierini bozmuş. ibadethaneCasiye45/16).
leri yıkmış. peygamberleri öldürmüş (I.
ilahlardan korkmuş,
milletierin
kanunlarını benimsemişlerdir (ll. Krallar,
17/7-23; Yeremya, 32/30- 35). Ah d-i Atik'e
göre İsrail dön ek, Yahuda haindir (Yeremya, 3/l-22). "Öküz kendi sahibini, eşek de
efendisinin yemliğini bilmekte, fakat İs­
rail rabbini bilmemektedir" (işaya, l/3).
Yahudi kutsal kitabı, İsrailoğulları'nın
doğru yoldan sapmaları ve başka ilahlaKrallar, I 9114).
başka
Allah'ın şeriatını bırakıp diğer
194
İsrail halkının milli şuur kazanmasının
temelinde milli tanri inancı bulunmaktadır; İsrail halkı Yahve'nin seçilmiş milleti
olduğuna ve Tanrı ile aralarında özel ahid
yapıldığına inanmaktadır. İsrail'in Yahve'nin seçilmiş halkı olduğu fikri daha sonra
Kudüs mabediyle alakalandırılmış ve çağ­
lar boyunca yahudilerin milli şuurlarının
temelini bu dini inanç teşkil etmiştir (!DB,
ll, 765-766). Birtaraftan İsrailoğulları'nın
atası
olan Ya'küb'un Tanrı veya O'nun megücü ve dayanıklılığı, diğer taraftan Tanrı'nın seçilmiş kavmi oldukları inancı, İsrailoğulları'­
nın gurura kapılıp ırki üstünlük iddiasın­
da bulunmalarına yol açmış. onlar imtiyazlı olduklarını vurgulamış. adeta kendilerinin dışındaki insanları hakir görmüş­
lerdir (Al-i imran 3/24, 75; el-Maide 5/18) .
Kur'an, İsrailoğulları'nın bu iddialarına
karşılık bir zamanlar alemiere üstün kılın­
dıklarını, fakat bunun ırkla ilgili olmadı­
ğını belirtmekte, onlara Allah'a verdikleri sözü ve diğer yükümlülüklerini hatırla­
tarak üstünlüğün ancak bunlarla olabileceğini bildirmektedir.
leğiyle güreşmesi dolayısıyla
Mekki sürelerde İsrailoğulları'ndan bahsedilm esi, geçmiş olaylarla ilgili kıssalara
aşina olan ve müslümanlarla mücadelede yahudilerden bilgi desteği alan Mekke müşriklerinin kıssadan hisse almaları
içindir. Bu dönemde nazil olan ayetlerde
Allah'ın birliği, alemierin rabbine inanmanın gerekliliği, ayetleri inkar edenlerin
akıbeti Musa ve Firavun kıssasından örneklerle vurgulanmakta, geçmiş peygamberlerin ve kitapların kabul ve tasdik edilmesi 'üzerinde durulmakta, peygamberleri yalanlayanların. ahireti inkar eden ve
putlara tapanların cezalandırılacağı İsra­
iloğulları tarihinden örneklerle belirtilmekte, zulüm ve kibrin fayda vermeyeceği ifade edilmekte, böylece Mekke müş­
rikleri uyarılmaktadır. Allah'ın birliği, yahudilerin üzerinde ısrarla durdukları en
önemli inanç idi. öte yandan anılan peygamberlerin çoğu İsrailoğulları arasından
çıkmıştı. Bu sebeple İsrailoğulları'nın yüceltildiği, çeşitli konularda şahit tutulduğu Mekke döneminde onların müslümanlarla bir çatışması olmamıştır. Medine'de
ise yahudiler kalabalık halde bulunuyorlardı ve burası onların önemli merkezlerinden biriydi. ResOl-i Ekrem Medine'ye
hicret edip burada güç kazanınca menfaatierinin zedelendiğini gören yahudiler
müslümanlara karşı düşmanca tavır aldılar; bunun üzerine Kur'an'ın onlara karşı üsiObu değişti (M. izzetDerveze, s. 398404). Böylece Kur'an'da yahudilerin İslami
davet karşısındaki inatçı ve inkarcı tavır­
ları, Allah'ın kelamına kulak vermemeleri eleştirildiği gibi kutsal kitaplarını tahrif etmeleri, peygamberlerini yalanlamaları, öldürmeleri gibi kendi tarihlerine ait
kötülükleri söz konusu edildi (el-Bakara
2/71-79;87-93; en-Nisa 4/44-52; el-Cum'a
62/5-8).
Kur'an, İsrailoğulları'na hitap ederken
ve kendi-
onların geçmişteki durumlarını
İSRAiLiYAT
lerine verilen nimetleri hatırlatmaktadır.
Firavun'un zulmünden ve denizde boğul­
maktan kurtulmaları, çöldeki yiyecekler,
kayadan su fışkırması, Tür'un üzerlerine
kaldırılması bu nimetlerden bazılarıdır
(el-Bakara 2/40,47, 122; el-A'raf7/l05, 134;
Yun us 10/93; Taha 20/47, 80; el-Casiye45/
16). Diğer taraftan vaktiyle İsrailoğulla­
rı ' ndan Allah'a kulluk etme, anaya babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara
iyilik yapma, insanlara güzel söz söyleme,
namaz kılıp zekat verme, peygamberlere
inanıp onları destekleme gibi konularda
söz alınmış; karşılığında günahlarının bağışlanacağı, cennet gibi bir ülkeye kavuş­
turulacakları vaad edilmişti (el-Bakara 2/
83; el-Maide 5/12. 70 ). Fakat onlar verdikleri sözü tutmam ı şlar, peygamberleri inkar etmiş ve onları öldürmüşler, Allah'ı
unutup putlara ve buzağı heykeline tapmaya başlamışlar, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmışlardır (el- Bakara 2/83; elMaide 5/70, 11 O; el-isra ı 7/4; Ta ha 20/94 ).
İsrailoğulları' na kitap, hüküm ire peygamberlik verilmiş (el-Casiye 45/16). Musa'ya
indirilen kitap onlar için rehber kılınmış
(el-isra ı 7/2; es-Secde 32/23; Gafir 40/5354) , ancak onlar söz dinlemeyip haddi aş­
m ışlardır (ei-Maide5/78). Beni İsrail alimleri Kur'an'ı bilmekte (eş-Şuara 26/197)
ve Kur' an. İsrailoğulları'nın ihtilaf ettikleri pek çok şeyi açıklamaktadır (en-Nemi
27/76)
Hadislerde de Beni İsrail'den çeşitli vesilelerle bahsedilmektedir. Beni İsrail'in
çıplakyıkandığı ve bu adete uymadığı için
Hz. Musa'yı ayıpladıkları, kadınlarının
mescide gitmekten menedildiği, aşura
gününün Beni İsrail'in düşmandan kurtuluş günü olduğu ve bu günde oruç tuttukları , onlardan bir grubun tarihten silindiği, İsrail hukukunda kısasın bulunduğu, ancak diyetin olmadığı , İsrailoğul­
ları 'nın peygamberleri tarafından idare
ed ildiği, onl ar ın dini hükümleri sadece
yoksul kesime uyguladıkları, taunun onlara gönderilmiş bir azap olduğu hususunda hadisler rivayet edilmiştir. Ahkaf
süresinin 1o. ayetinin, yahudi iken İslam'ı
benimseyen Abdullah b. Selam'la ilgili olarak indiği de nakledilmektedir (Müsned,
I, 273-274, 278, 29 1; Buhilri, "Gusül", 20,
"Enbiya'", ı. 25. 28, 50, "Eıan", 163,
"Şavm", 69, "Mena[5ıbü'l- enşar", 19. 52,
"BedVI-bal[5", ı 5, "Feza'ilü aşi:ıabi'n - ne­
bi", 6, 18, "Tefsir", 2/23; Müslim, "I:Iayz",
75, "Feza'il", 155 . 156, "Şalat", 141. "Küsüf'', 9, "Şıyam", 127, "imare", 44, "Şayd",
50, 5 ı, "Zühd" , 6 ı, "Selam", 92) . Tefsir.
tarih, tabakat ve kısas-ı enbiya türü eser-
lerde İsrailoğullarıyla ilgili pek çok rivayet yer almakta olup bunlardan bir kısmı
yahudi dini literatüründen, birçoğu da
apokrif kitaplardan kaynaklanmaktadır
(bk. iSRAiLiYAT; YAHUDiLiK )
BiBLiYOGRAFYA :
Müsned,l, 273-274, 278, 291; Buhar!, "Gusül", 20, "Enbiya'", ı, 25, 28, 50, "E;,::an", 163,
" Şavm" , 69, "Menal5ıbü'l-enşar", 19, 52,
"BedVI-I:ıal15", 15, "Feza'ilü aşJ:ıabi'n-nebt",
6, 18, "Tefsir", 2/23; Müslim. "l:layz", 75, "Feza'il" , 155, 156,"Şalat", 141, "Küsı1f'',5,9, "Ş ı­
yam", 127, "İmare", 44, "Şayd", 50, 51 , "Zühd",
61, "Selam", 92; Sa'lebi, 'Ara'isü '1-mecalis, s.
101 ; E. Mangenot, "Israel" , DB, 111/1, s. 9951005; M. izzet Derveze, Tari/) u Beni İsra'il min
esfarihim, Beyrut 1969, s. 398-404; Cevad Ali.
el-Mu{aşşal, VI, 512-568; Hamidullah, İs la m
Peygamberi, ı, 587 -613; A. Haldar, "Israel",
!DB, ll, 765-766; A. J. Wensinck, "İsrail", İA, V/
2, s. 1128; S. D. Goitein, "Banu ısra'il ", E/ 2
(Fr). 1, 1051-1053; R. De Vaux, "Israel" , DBS,
IV, 730-73 I; Süleyman Ateş , Kur 'an Ansiklopedisi, istanbul, ts. ( Kur'an Bilim leri Araştırma
Vakfı ).
X, 330-499._1AJ
iNP.J
ÖMER FARUK HARMAN
İSRAiL b. YÜNUS
L
(bk. SEBÜ, İsrail b. Yunus).
_j
İSRAiLiYAT
( ..::.ıWtr1t )
Yahudilik ve Hıristiyanlık'tan
İslam kaynaklanna geçtiği
kabul edilen bilgiler için
kullanılan terim.
L
_j
israiliyyat. Hz. Ya'küb'un ikinci adı veya
lakabı olan israil kelimesiyle nisbet ismi
oluştu ran israiliyye'nin çoğuludur. Büyük
oranda yahudi, kısmen de hıristiyan kaynaklarında n nakledilen "efsane, kıssa,
olay veya bilgi" anlamında kullanılır. Hz.
Ya'küb'un soyundan gelen yahudiler İsra­
iloğulları diye anılmıştır. Bazı alimler, islam muhaliflerinin bu dine ilave etmeye
çalıştıkları asılsız ve uydurma haberler
hakkında da aynı terimi kulla nmışlardır.
Bir kısmı ise yahudi kaynaklı bilgiler için
İsrailiyat hıristiyan kaynaklı olanlar için
"mesihiyyat" veya "nasraniyyat" kelim elerine yer vermişlerdir (Ahmed Emin, s.
161; Mahmud Ebu Reyye, s. 154; Juynboll ,
s. ı 37). Ancak tanımın Mecüsllik, Sabiilik
gibi diğer din ve kültürlerden gelen riva- .
yetleri de içine alacak şekilde genişletil­
mesi daha uygun görünmekle birlikte israiliyat üzerine araştırma yapanlar bu
ayınma fazla dikkat etmemişlerdir. Eski
din ve kültürlerden islam kaynaklarına
aktarılan bilgilerin genellikle İsrailiyat di-
ye anılması muhtemelen yahudilerin daha eski birdinin mensubu olmaları. o dönemde Arap yarımadasında Araplar tarafından daha çok bilinmeleri ve çoğun­
luğu teşkil etmeleri gibi sebepler dolayı­
sıyladır. islam kaynaklarında İsrailiyat'la
benzer anlamda kullanılan başka ifadeler de yer almaktadır. Bilhassa fıkıh ilminde dini bir delil olarak kabul edilen "şer'u
men kablena", mutlak hakikat anlamın­
da bütün dinlerde rastlanan "hikmet"
veya "ulümü'l-evail" tabirleri bunlardan
bazılarıdır.
Terim anlamıyla İsrailiyat'ın tam olarak
hangi manaya geldiği, nasıl ortaya çıktığı
ve müslümanlar arasında ilk defa ne zaman kullanıldığı hususunda yeterli bilgi
bulunmamaktadır; ancak özellikle Batılı
araştırmacılar, kavramın islam kaynaklarındaki etki alanı hakkında geniş değer­
lendirmeler yapmaktadır. Şarkiyatçılar,
IV. (X.) yüzyıldan önce kaleme alınan bazı
eserlerde israili rivayetler bulunmakla beraber kelimenin terim olarak daha sonraki dönemlerde kullanıldığını ileri sürerler. Bu anlamda İsrailiyat kelimesinin ilk
defa Mes'Gdi(Mürucü';:;-?eheb, ll, 216),
ardından "kütüb-i kadime" şeklinde Yaküt el- Hamevi (Mu'cemü'l-üdeba', XIX ,
259) . daha sonra da İbn Teymiyye, Zehebi ve İbn Kesir gibi alimler tarafından
kullanıldığı tesbit edilmektedir. Şarkiyat­
çıların bir kısmı Hasan-ı Basri. Vehb b.
Münebbih, Malik b. Dinar'dan nakledilen
israil1 bilgilerin varlığından hareketle kavramı ll. (VIII.) yüzyılın başlarına kadar çı ­
karmışlarsa da (EJ2 ting.J,IV. 212) bu yaklaşım kelimenin terim anlamıyla kullanıl­
dığı zamana ışık tutacak nitelikte değil ­
dir.
İsrailiyat'ın muhtevası hayli geniş olup
bu rivayetler genellikle İsrailoğulları'na
gönderilen peygamberleri. bu peygamberlerin günahkarlara yaptıkları uyarıla­
rı. bunlara verilen cezaları, zahidlerin söz
ve davranışlarıyla onların mazhar olduğu
manevi lutufları konu almaktadır. Bazı
Batılı araştırmacılar terimin peygamberlerin geçmişi ve geleceği, halifeler, idareciler, saltanatların çöküşü, mehdi inancı, kıyamet alametleri gibi hususları da
içine aldığını ileri sürmüşlerdir (Kister, ll
1 ı 972 ı. s. 221-222). Bu değerlendirmeler
dikkate alındığında sadece geçmiş olaylar değil gelecekteki olaylar ve gayba dair bilgilerle fiten ve melahimi ilgilendiren
rivayetler de İsrailiyat kapsamına girer.
Bu rivayetlerden bazılarının bizzat Hz.
Peygamber tarafından dile getirilmesi,
ayrıca sahabilerin inanç konuları dışın -
195
Download