SUNUŞ Bu kitapta, ilk nazarda birbirinden bağımsız gibi görünen, fakat ortak olarak, felsefi anlamda insanı kendine has bütünlüğü içinde kavramaya çalışan yazılar bulunmaktadır. Bunlar, ya bir makale, ya bir mülâkat, ya da bir bildiridir. Ülkemizdeki bazı çevrelerin yanlış kanaatlerinin aksine olarak, felsefe “herhangi bir konu üzerinde, herhangi bir şekilde fikir yürütmek”, “karmaşık şeyler söylemek” değildir. Aksine o, varlığı, insanı ve değerleri anlamak amacıyla sürdürülen en geniş bir araştırma, birleştirici bir açıklama gayreti olduğu kadar, daha önce kazanılmış sağlam ve güvenilir bilgiler üzerinde kılı kırk yaran ciddî bir temellendirme faaliyetidir. Varoluş (ekzistans) ise, insanın ferdî ve yaşanmış tecrübeleri çerçevesinde beliren “ben” i durumundadır. Bu yüzden onu, hareket noktası şeklinde gören “Ekzistans Felsefeleri”, mümkün olduğunca rasyonel ve objektif izahlardan kaçarak insanı tek ve hür olan vechesi içinde sezmek isterler. Ne var ki, bunlar üzerinde gerçekleştirilecek ve felsefi anlamda xi akademik kaygılar barındıran çalışmaların birtakım gereklere uymak zorunluluğu vardır. Amaç, kavram ve görüşlerin iç tutarlılığını sağlayan sistemi kavramak; bu sistemin felsefi olmasına imkân veren temel sual ve problemleri yakalamaktır. Nitekim ancak bu yolla ele alınan konu, felsefenin sistematik bütünlüğü ve tarihî devamlılığı içine oturtulabilir. Kitaptaki yazılar, başarmış olmak iddiasından uzak olsa bile, en azından böyle bir endişe taşımaktadırlar. xii