Strateji Geliştirme Başkanlığı Sosyal Politikalara İlişkin Çalışma (Ocak 2012) Selçuk ÖNCÜL Mali Hizmetler Uzman Yardımcısı Yusuf KÖSE Mali Hizmetler Uzman Yardımcısı Sosyal Politikalar Nedir? Sosyal Politikalar toplumsal barış ve uzlaşmayı tesis etmek, sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine getirmek amacıyla devletin toplumsal eşitsizlikleri gidermeye yönelik politikasıdır. Sosyal Politikalar Devletin tüm toplumun çıkarlarını kollamak üzere piyasaya bırakılmayacak hizmetleri yerine getirme yükümlülüğünden doğmaktadır. Bir yönüyle sosyal politikalar tüm toplumun sosyal gelişmesini sağlamaya ve yaşama koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan bir vatandaşlık hakkıdır. Sosyal politikalar günümüzde temel hak ve özgürlükleri sosyal-ekonomik hak ve özgürlüklerle genişletmektedir. Sosyal Politikalarda devletin daha etkin olmasının sağlayan toplumsal taliplerdir. Sosyal politikalar, sağlıktan eğitime uzanan geniş bir yelpazede halkımızın ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için çözümler üretme amacı taşır. Bu süreçte toplumun özellikle dezavantajlı kesimlerine öncelik verilir. Sosyal politika üretmek ve uygulamak için toplumun tüm kesimlerinde ve gereksinim duyulabilecek her alanda kapsayıcı, kucaklayıcı, tamamlayıcı bir anlayış ve yapılanmaya ihtiyaç vardır. Yoksullukla Mücadele İnsani gerekçelerle kalıcı ve öncelikli çözüm yöntemleriyle yoksullukla mücadele etmek gerekir. Yardımlaşma, yoksulu bağrına basmanın manevi tatmini Türk kültürünün başka özelliklerinden biridir. Ancak geleneksel değerlerimizin yoksulluğu azaltıcı tarafının da sınırları vardır. Bu yüzden yoksulluğun geçici olması için köklü projeler geliştirilmesi gerekmektedir. Devletin istihdam olanaklarının sınırlı olması insanların kamu personeli olarak yaşamalarının idame etmek istemeleri yakın zamana bireysel yeteneklerini kullanacakları girişimci kültüründen uzak durmaları Türkiye‘de yoksulluğu kalıcılaştıran faktörlerdendir. Bunun bilincinde girişimci kültürün geliştirilmesi amacıyla mikro kredi uygulamasına önayak olunmalı. Sosyal Politikalarda Yeni Dönem Ve Kurumlar Tarafından Verilen Hizmetler Yeni dönemde Sosyal Politikalar, yaşadığımız yüzyılda insan ve toplum hayatında etkin rol oynamaktadır. İnsanı merkeze alan, insan eksenli siyasi ve ekonomik politikalar üretilmesi, uygulanması, çağdaş, demokratik devlet anlayışının bir gereğidir. Bugün, ülkelerin gelişmişlik düzeyine baktığımızda ekonomik göstergelerin tek başına insanı ve toplumu müreffeh kılmadığını görüyoruz. Bu ülkeler, refah sıralamasındaki yerlerini, iktisadi göstergelerinin yanı sıra vatandaşlarına sağladıkları güvenceler, tesis ettikleri sosyal adalet ve insan onurunu yücelten yaklaşımlarıyla almışlardır. Ayrıca kadınlar, çocuklar, şehit yakınları, gaziler, yaşlılar ve engelliler gibi hassas kesimleri kapsayan çalışmaların birbiriyle temas halinde ve bütüncül bir biçimde gerçekleştirilmesi gerekir. Bu, hem politika üretme noktasında hem de uygulamada, merkezi bir yapılanmayı zorunlu kılmıştır Bu amaçla; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 633 Sayılı KHK ile kurulmuştur. Bünyesinde; Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Şehit Yakınları ve Gaziler Daire Başkanlığı olmak üzere toplam altı hizmet birimi bulunmaktadır. Sosyal Yardımlar Nelerdir ve Hangi Kurumlar Tarafından Yardımlar Yapılır? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü Sosyal yardım faaliyetlerini 81 il ve 973 ilçede vali ve kaymakam başkanlığında oluşturulmuş Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla yürütülmektedir. Yoksullukla mücadele stratejisi temelinde sosyal yardım faaliyetlerini etkin bir şekilde yürütmektedir. Kısa vadede vatandaşlarımızın gıda, barınma, sağlık ve yakacak gibi temel gereksinimlerinin karşılayarak yoksulluğun etkisini hafifletilmesi hedeflenmektedir Kısa vadede yoksullukla mücadele stratejisine yönelik, Aile Yardımları, Özürlü Yardımları, Sağlık Yardımları ve Özel Amaçlı yardımları sayabiliriz. Eğitim yılının başında ve ikinci sömestri başında olmak üzere yılda iki kez eğitim materyali yardımı verilmektedir. Şartlı Eğitim Yardımları kapsamında yaklaşık 2,1 milyon öğrencinin düzenli olarak okula devam etmesi şartıyla annelere nakit desteği verilmektedir. Taşımalı Eğitimden yararlanan yaklaşık 598 bin öğrencinin öğle yemeği ücretleri karşılanmaktadır. İlk ve ortaöğretime devam eden yaklaşık 14 milyon öğrencinin ders kitapları ücretsiz verilmektedir. 30 bin özürlü öğrenci eğitim kurumlarına ücretsiz taşınmaktadır. Taşımalı eğitim dışında kalan öğrencilerin ulaşım, barınma ve yemek giderleri karşılanmaktadır. Sosyal yardım ve hizmet alanında fikir beyan eden hemen herkesçe vurgulanan ve 1960‘lardan bu yana ulusal belgelerde temel sorun alanları olarak gösterilen mükerrer yardımlar, ortak sosyal yardım veri tabanı eksikliği, muhtaçlık tespitinin uzun sürmesi, fayda sahibi belirlemede objektif kriter eksikliği gibi hususlarda çözüm üreten Sosyal Yardım Bilgi Sistemini (SOYBİS) 2009 yılında hizmete sunulmuştur. Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS), sosyal yardım başvurusu yapan vatandaşlarımızın muhtaçlıklarını ve kişisel verilerini merkezi veri tabanlarından temin/tespit etme ve mükerrer yardımların önlenmesine yönelik olarak kurumlar arası online veri paylaşımını sağlama amacıyla SYGM tarafından 6 aylık çalışma ile tamamen öz kaynaklar kullanılarak hayata geçirilmiş bir e-Devlet uygulamasıdır. Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) ile 13 kurumdan kişilerin nüfus, sosyal güvenlik, araç, gayrimenkul, yeşilkart, vergi, arazi varlığı, burs ve diğer kamu kurumlarından yardım alıp almadığına ilişkin 28 verisi online olarak temin edilmektedir. Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemi ile sosyal yardımların başvurudan ödemelerin yapılmasına kadarki tüm iş ve işlemlerinin online olarak yapılması sağlanmış; 1,9 milyon hane ve 9,8 milyon kişinin tüm sosyo-ekonomik verileri sağlıklı bir veri tabanında tutulmaya başlanarak «Yoksulluk Envanteri» oluşturulmuştur. Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından 2003 yılında itibaren her yıl yaklaşık 2 milyon ihtiyaç sahibi ailelere Ücretsiz kömür dağıtımı devam etmektedir. 2011 yılı itibariyle 12 milyon ton kömür yardımı yapılmıştır. Genel Sağlık Sigortası uygulamasına geçilerek sosyal güvencesi olmayan vatandaşlar sağlık hizmetlerinden faydalanacak. Evde Bakım Aylığı ile Yaşlılık ve Özürlülük Maaşı iş ve işlemleri elektronik ortama aktarılacak ve Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Programına entegre edilerek SYD Vakıflarınca yürütülecektir Yeni doğan işitme taraması programı tüm Türkiye‘de uygulanmaya başlanmıştır. Ücretsiz ders kitapları Milli Eğitim Bakanlı İlköğretim, ortaöğretim ve Açıköğretim kitap dağıtılmaya başlanmıştır. Ülke genelinde çeşitli sebeplerle okula gidemeyen çocuklarının okula gidebilmesi için ―Haydi kızlar okula‖ kampanyasıyla tüm kampanya çalışmaları süresince Türkiye genelinde 273.447 kız çocuğunun okullaşmadığı tespit edilmiş, illerde yapılan çalışmalar sonucunda bunların %81‘i ( 222.800 kız çocuğu) okullaştırılmıştır. Ancak tespit edilen 50.647 (%19luk kısım) kız çocuğunun eğitim sistemine kazandırılma çabaları sürdürülmektedir Kırsal alanda Sosyal Destek Projesi ile Tarımsal Üretim yapmak isteyip, yeterli kaynağa sahip olmayan vatandaşlarımıza bu kapsamda Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından: Tarımsal destek uygulamaların için 2011 yılı itibariyle 6,5 milyar TL ödeme yapılmıştır. Faizsiz hayvancılık kredisini 2011 yılı itibariyle 48 bin 644 kişi kullanmıştır. Çocuklara ĠliĢkin Sosyal Politikalar Nelerdir? Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü 0-18 yaş grubunda yer alan 22.699.503 çocuğa genel hizmet vermekten sorumludur. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı birimleri; Çocuk Evleri, Sevgi Evleri, Çocuk Yuvaları, Yetiştirme Yurtları, Koruma Bakım Rehabilitasyon Merkezleri, Bakım Sosyal Rehabilitasyon Merkezleri Çocuk ve Gençlik Merkezleri hizmet 2011 Yılı Sonu Ġtibariyle; Aile yanında destek verilen 26.796, Kuruluştan aileye döndürülen 8.099, Danışmanlık hizmeti verilen 1.237, Kuruluş bakımı altında bulunan 14.291, Evlat edindirilen 11.444, Koruyucu aile yanına yerleştirilen 1.295, İşe yerleştirilen 34.579, Gündüzlü bakım hizmeti verilen 7.742, Kreşlerde 50.300 çocuğa hizmet verilmektedir. Kişi başına yapılan ekonomik destek miktarı 2002 yılında 62 TL iken 2011 yılında bu miktar 451 TL‘ye yükseltilmiştir. Bununla birlikte Kasım 2011 tarihi itibariyle 7 bin 942 çocuk, ailesi yanına döndürülmüş, aileler ekonomik ve sosyal olarak desteklenmiştir. Ayrıca ücretsiz gündüzlü bakım hizmetleri verilmektedir Evlat edindirme ve koruyucu aile uygulamalarına da hız verilmiştir. 2002 yılına kadar 6 bin 976 çocuk evlat edindirilmişken, Kasım 2011 itibariyle toplam 11 bin 393 korunmaya muhtaç çocuğumuz evlat edindirilmiştir. 2002 yılında koruyucu aile yanında bakılan çocuk sayısı 515 iken Kasım 2011 itibariyle 1.295 çocuğa erişilmiştir. Çocuk Evleri modelinde, 5-6 çocuğun ev sıcaklığını hissedebilecekleri ortamlar oluşturulmuştur. 2005 yılında geliştirilen bu uygulama ile Kasım 2011 itibariyle 435 Çocuk Evinde, 2 bin 472 çocuğa fiilen bakılmaktadır Sevgi Evleri modelimiz ise her odada 2-3 çocuğun kaldığı 10-12 kişilik müstakil villa tipi uygulamasıdır. Kasım 2011 itibariyle 50 Sevgi Evi Sitesindeki 348 villa tipi evde 2 bin 585 çocuğumuza fiilen hizmet veriyor. Bu öncü uygulamalarla mevcut yuva ve yetiştirme yurtların kapasiteleri azaltılmıştır. 2002 yılında 79 çocuk yuvasında fiilen bakılan çocuk sayısı 8 bin 555 iken Kasım 2011 itibariyle 69 çocuk yuvasında 3 bin 624 çocuğa bakılmaktadır. Ayrıca 2002 yılında 108 yetiştirme yurdunda 7 bin 689 gencimiz kalırken, Kasım 2011 itibariyle 90 yurtta 4 bin 208 gencimiz kalmaktadır. 2005 yılında 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında tanımlanan suça yönelen ve korunma ihtiyacı içinde olan çocuklar için yeni bir hizmet modeli oluşturulmuştur. Bu kapsamda, Kasım 2011 itibariyle sayısı 28 olan Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezinde 445 çocuğumuza yatılı hizmet verilmektedir 7-18 yaş kız ve erkek çocuklara yönelik ayrı ayrı yapılandırılan 9 yatılı Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi‘nde Kasım 2011 itibariyle 112 çocuğa hizmet verilmektedir Sokakta çalışan, ailesince ihmal edilen çocuklara yönelik 2002 yılında 24 Çocuk ve Gençlik Merkezi ve 1 Gözlem Evinde hizmet verilen çocuk sayısı 5 bin 520 iken, Kasım 2011 itibariyle 37 Çocuk ve Gençlik Merkezi ile 4 Gözlemevinde 8 bin 424 çocuk ve gence yatılı ve gündüzlü sosyal hizmet verilmektedir. Son beş yılda 1400 gencimiz üniversiteli olmuştur. 2011 ÖSYS yerleştirme sonuçlarına göre Kurum koruması altında olan 402 gencimizden 264‘ü Yüksek Öğrenim Programlarına girmeye hak kazanmıştır. 2011 yılı içerisinde koruma ve bakım altında bulunan çocuklarımızdan başarılı olanların 117‘si özel okullara, 1077 çocuğumuz ise özel dershaneye yerleştirilmiştir. Özürlülük Tanıma Yüzyıllardan beri toplumda var olan özürlülük sorunu insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak bu sorunu insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak bu sorunun ortadan kaldırılmasına yönelik gayretlerin hiç birisi özürlülüğü ortadan kaldırılmasına yönelik gayretlerin hiç birisi özürlülüğü ortadan kaldırmamıştır. Savaşlar, terör olayları, depremler, yangın, su baskını gibi doğal afetler, toprak kaymaları, bina çökmeleri, heyelanlar, trafik kazaları, deniz kazaları, ev kazaları, iş kazaları, yangınları, ilaç, uyuşturucu madde, besin ve kimyasal madde zehirlenmeleri, yaralanmalar, çarpmalar ve beraberinde getirdiği sayısız birçok nedenin, özellikle gelişmekte olan ülkelerde özürlülerin sayısını hızla artığı bilinmektedir. Sağlık hizmetlerinin yeterince gelişmemiş olduğu ülkelerde, yukarıda belirtilen nedenlere ek olarak doğum öncesi ve doğumdan kaynaklanan özürlülükler de ek özürlülüğün mevcudiyetinin önemli boyutlarda olduğu görülmektedir. Özürlülük, doğuştan ya da sonradan olma herhangi bir hastalık veya kaza nedeniyle kişinin bedensel, zihinsel ruhsal, duygusal ve sosyal fonksiyonlarında belirli bir sürekli azalma ve kayıplara neden olan, organ yokluğu veya bozukluğu sonucu normal yaşam gereklerine uyum sağlama ve günlük ihtiyaçlarını karşılamada güçlük olarak tanımlanmaktadır. Bu düzeyde özürlü olan kişiye ―özürlü sakat engelli‖ adı verilmektedir. Bu insanlar, toplumsal rollerini gerçekleştirebilmek için bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyarlar. Ülkemizin genel özürlülük Profili Türkiye İstatistik Kurumu ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan 2002 Özürlüler Araştırması sonuçlarına göre, ülkemizdeki toplam nüfusun % 12,29‘unu özürlü vatandaşlar oluşturmaktadır. Yaklaşık 8,4 milyon özürlüyü ifade eden toplam özürlü vatandaşların %9,7‘si süreğen hastalığı olanlar; %1,25‘i ortopedik, %0,48‘i zihinsel, %0,38‘i dil ve konuşma, %0,37‘iişitme, %0,6‘ı görme özürlü bireylerden oluşmaktadır. Sorumlu ve Ġlgili KuruluĢlar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 633 Sayılı KHK ile kurulmuştur. Bünyesinde; Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Şehit Yakınları ve Gaziler Daire Başkanlığı olmak üzere toplam altı hizmet birimimiz bulunmaktadır. Bunun yanında Sağlık Bakanlığı Milli Eğitim Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu, üniversiteler, valilik ve kaymakamlık ile yerel yönetimlerdir. Özürlüler Kanunu Tüm dünyada özürlülere yönelik yapılan çalışmaların ana hedefi özürlülerin toplumsal yaşama tam ve eşit katılımın sağlanması ve özürlü vatandaşlarımızın güçlendirilerek fırsat eşitliğinin sağlanmasıdır. İçinde yaşadığımız toplumda ise, özürlülerin kendi problemlerinin yanında var olan toplumsal ön yargılar en az özrün kendisi kadar önemlidir ve mücadele edilmesi gereken bir konudur. Çıkartılan ‗‘Özürlüler Kanunu‘‘ ve beraberinde getirdiği yenilikler ile özürlü vatandaşlarımızın şartlarında önemli iyileşmeler kaydedilmiştir. Sosyal yaşamın her alanında olduğu gibi özürlü politikalarında dönemimizde kaydedilen başarıdan güç alarak 01.07.2005 tarihinde Meclis Genel Kurulu‘nda kabul edilen ve 07.07.2005 tarihli resmi gazetede yayımlanan Özürlüler Kanunu ve bu kanunun uygulanabilirliğinin sağlanması için çıkartılan yönetmelikler ile özürlü vatandaşlarımızın toplumsa hayata katılımını, eğitimden istihdama her alana katılımlarını sağlayan kolaylıkları getirmiştir. SORU VE CEVAPLARLA ÖZÜRLÜ HAKLARI ĠĢe YerleĢtirme Taleplerini KarĢılama Yetkisi Hangi Kurumlardadır? Özürlü kişilerin devlet memuru olarak istihdamları Devlet Personel Başkanlığı Koordinasyonunda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca, işçi olarak istihdamları ise Türkiye İş Kurumu tarafından yapılmaktadır ĠĢe Girmek ve çeĢitli kurumlara özürlü eleman alınıp alınmayacağına iliĢkin bilgileri öğrenmek için hangi yol izlenmelidir? Özürlü kadrosuna devlet memuru olarak atanmak için öncelikle yapılacak olan merkezi sınava girmek gerekmektedir. Devlet memurluğuna ilişkin sınav duyurusu Devlet Personel Başkanlığınca yapılmakta olup Resmi Gazete ve ilgili kurumun Web sitesinde yayımlanmaktadır. 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı Kanunla, özürlülerin devlet memurluğuna alınmasına yönelik olarak merkezi sınav uygulaması getirildi. Görme ve İşitme özürlüler için Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından, görme özürlü adaylar için sesli ve işitme özürlü adaylar için görüntülü sınav sistemi oluşturuldu.2012 yılı içinde yapılacak ilk merkezi sınavla özürlü memur istihdamında önemli bir dönüm noktası olacaktır. 2010 ve 2011 yıllarında Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile kamudaki özürlü memur istihdamı istisna kapsamına alınarak kadro sınırlamalarının dışında bırakılmıştır. 4857 Sayılı ĠĢ Kanunu Kapsamındaki ĠĢyerlerinin Özürlü ÇalıĢtırma Zorunluluğu Ne Kadardır? 4857 sayılı iş kanunu madde 30 göre İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır. Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür. İşyerinin işçisi iken sakatlananlara öncelik tanınır. Özel sektör işverenlerince bu madde kapsamında çalıştırılan 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabî özürlü sigortalılar ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen korumalı işyerlerinde çalıştırılan özürlü sigortalıların, aynı Kanunun 72inci ve 73 üncü maddelerinde sayılan ve 78 inci maddesiyle belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine alt işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece karşılanır. Özürlülerin istihdamı konusunda işverenler için yasal zorunluluk yanında teşviklerde söz konusudur. İşyeri; mevzuatlarla belirtilen özürlü sayısından daha fazla özürlü çalıştırırsa veya çalışan özürlünün özür derecesi % 80 den fazla olursa veya herhangi bir kanuni yükümlülüğü olmamasına karşın özürlü çalışanı varsa işveren tarafından ödenen sigorta priminin %50 si hazine tarafından karşılanmaktadır. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Tâbi Kurum Ve KuruluĢlarda Ġstihdam Edilmesi Gereken Özürlü Oranı Ne Kadardır? Devlet Memurları Kanununa göre; kurum ve kuruluşlar çalıştırdıkları personele ait kadrolarda %3 oranında özürlü personel çalıştırmak zorundadır, %3‘ün hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun (taşra teşkilatı dahil) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır. Özürlü iĢçi veya memur çalıĢtırmamanın iĢverene getirdiği bir yaptırım var mıdır? Kamu ve özel sektör işverenlerinden sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden her ay çalıştırmadığı her özürlü için belli bir miktar para cezası kesilmektedir. Özürlü memur çalıştırmamanın herhangi bir müeyyidesi bulunmamaktadır. Özürlü Ġstihdam Etme Sorumluluğunu Yerine Getirmeyen ĠĢverenlerden Toplanan Ceza Paralan Hangi Amaçlar Ġçin Kullanılmaktadır? Özürlü istihdam etme sorumluluğunu yerine getirmeyen işverenlerden toplanan ceza paralan, özürlülerin meslekî eğitim ve meslekî rehabilitasyonu, kendi işini kurma ve bu gibi projelerde kullanılmak üzere Türkiye İş Kurumuna aktarılmaktadır. ĠĢyerlerinde Özürlülere Yönelik Ne Tür Düzenlemeler Yapılmaktadır? Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmeliğe göre ‗ işverenler, işyerlerini, imkânlar ölçüsünde, özürlülerin çalışmalarını kolaylaştıracak şekilde hazırlamak, sağlıkları için gerekli tedbirleri almak, mesleklerinde veya mesleklerine yakın işlerde çalıştırmak, işyerleriyle ilgili bilgi ve yeteneklerini geliştirmek, çalışmaları için gerekli araç ve gereçleri sağlamak zorundadır. Özürlüler, yapabilecekleri işler dışında sağlıklarına zarar verecek diğer işlerde çalıştırılamaz. Uygun koşulların varlığı halinde çalışma sürelerinin başlangıç ve bitiş saatleri, durumuna göre belirlenir‘ denilmektedir. özürlünün ÖzelleĢtirilen Veya ÖzelleĢtirilme Kapsamına Alınan Kamu KuruluĢlarında ÇalıĢan Özürlülerin Yasal Hakları Nelerdir? Kapatma ve tasfiye hallerinde işten çıkarılma durumunda iş kaybı tazminatı, özürlülere, kanun diğer çalışanlara tanıdığı hakların iki katı oranında ödenir. İlgili Kanun Maddesi 5398 sayılı ―Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun‖ Bu Kanuna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen yada tamamen durdurulması, süreli yada süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle bu kuruluşlarda iş sözleşmeleri tabi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir. Ayrıca bunların mesleklerinde geliştirilmesine, bir meslekte yetiştirilmesine veya meslek edindirilmesine ilişkin eğitim giderleri ile yeni iş bulmalarına katkı sağlamak amacıyla yapılacak giderler Özelleştirme Fonundan karşılanır. Özürlü personele bu maddede belirtilen tutarın iki katı olarak iş kaybı tazminatı ödenir. İş kaybı tazminatı ödenmesi ve sağlanabilecek diğer hizmetlere ilişkin işlemler Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür. Ankara‘daki kuruluşlar için Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğüne, illerdeki kuruluşlar için il Millî Eğitim Müdürlüklerine başvurabilirler. Özürlülere Yönelik Meslek Edindirme Kurslarını Hangi Kurum/KuruluĢlar Düzenlemektedir? Türkiye İş Kurumu ve MEB Çıraklık Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü özürlülere yönelik meslek edindirme kursları düzenlemektedir. MESLEKĠ EĞĠTĠM Özürlülere Yönelik Meslekî Eğitim Faaliyetlerini Hangi Kurum/KuruluĢlar Yürütmektedir? Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde işitme Engelliler Çok Programlı Liseleri, Ortopedik Engelliler Meslek Liseleri, zihinsel engellilere yönelik Meslekî Eğitim Merkezleri, iş Eğitim Merkezleri ve Yetişkin Zihinsel Engelliler İş Eğitim Merkezleri özürlülere yönelik meslekî eğitim programları düzenlenmektedir. Bu kuruluşların meslekî eğitim faaliyetlerinden yararlanmak isteyen kişiler ÖZLÜK HAKLARI Bakım Gereksinimi Olan Özürlü Yakını Bulunan Memurların Tayininde Kolaylık sağlanmakta mıdır? 5378 sayılı Özürlüler Kanunu 21 inci maddesiyle 657 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir: EK MADDE 39.- Devlet memurlarının, hayatını başkasının yardım veya bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede özürlü olduğu sağlık kurulu raporu ile tespit edilen eşi, çocukları ile kardeşlerinin, memuriyet mahalli dışında resmî veya özel eğitim ve öğretim kuruluşlarında eğitim ve öğretim yapacaklarının özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından belgelendirilmesi hâlinde, ilgilinin talebi üzerine eğitim ve öğretim kuruluşlarının bulunduğu il veya ilçe sınırları dahilinde kurumunda bulunan durumuna uygun boş bir kadroya ataması yapılır. Özürlülerin Tayin ve Nakillerinde BaĢka Özel Hükümler Var mıdır? Atama, tayin ve nakiller; konuya ilişkin mevzuatlar çerçevesinde ilgili kurumlar tarafından yapıldığından tayin ya da nakil ile ilgili girişimlerin söz konusu kurumlar nezdinde şahsen yapılması gerekmektedir. Özürlü Çocuğu Olan ÇalıĢan Anneler Ġçin Özel Bir Düzenleme Var mıdır? Sosyal güvenlik reformu olarak bilinen 5510 sayılı Kanunla, sosyal güvenlik sistemimize getirilen yeni bir düzenleme ile başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, 01.10.2008 tarihînden sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenecek. Eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilecek. Yapılan bu düzenleme ile özürlü çocuğu olan kadınlara erken emeklilik hakkı tanınmıştır. Özürlü Memurlar Gece Nöbeti ve Gece Vardiyası Tutacaklar mıdır? Özürlü memurlara isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmeyecektir. EMEKLĠLĠK Özürlü bireyler Erken Emekli veya Malulen Emekli olmak için nereye müracaat etmelidir? Özürlülerin emeklilik işlemleri diğer çalışanlarda olduğu gibi ilgili SGK tarafından yapılmaktadır. Özürlüler erken emeklilik yada malulen emeklilik işlemlerini SGK‘ya müracaat ederek başlatabilirler. SAĞLIK YARDIMI Sosyal Güvencesi Olan Özürlü Bireylerin Sağlık Giderleri Nasıl KarĢılanmaktadır? Sosyal güvencesi olan özürlü bireylerin tedavi muayene, ilaç, tetkik ve ortez-protez ihtiyaçları bağlı oldukları sosyal güvenlik kuruluşu tarafından katkı payı alınarak karşılanmaktadır. Tedavi Giderleri Kendi Ġmkânları Ġle KarıĢlayamayan ve Sosyal Güvenlik Kapsamında Bulunmayan Özürlü Bireylerin Tedavi Giderleri Nasıl KarĢılanmaktadır? 2006 yılında 5510 sayılı "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu" ile uygulamaya konulan, ancak 2012 yılına kadar yeşil kartlılar ile kayıt dışı kesimin kapsam dışı bırakıldığı Genel Sağlık Sigortası uygulamasında, 01.01.2012 tarihinden itibaren kapsam dışı bırakılanlar da zorunlu olarak yer almaya başladı. Yeni uygulamaya göre, Türkiye'de yaşayan herkes GSS kapsamında olacak. Söz konusu tarihten itibaren yeşil kart uygulaması sona ererken, yeşil kart vizesi dolanlar ve herhangi bir sağlık güvencesi bulunmayanların, 01.01.2012 tarihinden itibaren bir ay içerisinde ikamet ettikleri il/ilçenin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına gelir testi yaptırmak için başvurması gerekiyor. YeĢil Kart ve Genel Sağlık Sigortası Nedir? Hiçbir sosyal güvencesi olmayan bireylerin sağlık hizmetleri yeşil kart verilerek karşılanmaktadır. Genel sağlık sigortasının uygulanmasıyla yeşil kart uygulaması yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak yeşil kart almaya hak kazanmış olanlar genel sağlık sigortası kapsamında bu hizmetlerden yararlanmaya devam edecekle ve primleri belirlenen koşullarda devlet tarafından karşılanacaktır. ÖZÜRLÜ AYLIĞI Özürlü Aylığı Nedir? Toplumda genellikle ‖özürlü aylığı‖ olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından 2022 sayılı"65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanununun‖ ilgili maddelerince bağlanan aylıktır. Ekonomik yoksunluk içinde bulunan; 18 ya; özürlü bireyler ve kanunen bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunan Türk Vatandaşlarına aylık bağlanmaktadır. Üç aylık olarak öden Özür oranına göre aylığın miktarı değişmektedir. Özürlü Aylığını Kimler Alabilir? Yetkili hastaneden alınmış özürlü sağlık kuru raporuna göre ‖özürlü‖ (özür oranı %40-%69) ve başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede (özür oranı %70 ve üzeri) olan, Kanunen bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan Sosyal güvenlik kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, Nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, Mahkeme kararıyla veya doğrudan bir mevzuat gereği bağlanmış herhangi devamlı bir gelire sahip bulunmayan Her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması kanunla belirlenen muhtaçlık sınırının altında olan kişiler ile Yukarıdaki koşullara sahip olup kanunen bakmakla yükümlü olunan 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunanlar, bakımının fiilen gerçekleşmesi ve aylık ortalama gelirinin kanunla belirlenen muhtaçlık sınırının altında olması kaydıyla bu aylıktan faydalanabilir. Sosyal güvenlik kurumundan, yetim aylığı almakta olan özürlü bireylerin aylık veya gelirleri, alacağı özürlü aylığından az ise aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacaktır. Aylık Bağlanması Ġçin Gerekli ĠĢlem ve Belgeler Nelerdir? Aylık bağlanması için gerekli işlem ve belgeler şunlardır: Yönetmeliğin (6 Kasım 2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır) EK-1 ve EK-2‘sinde yer alan başvuru formu, Özürlü veya başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede özürlü olmaları nedeniyle aylık bağlanacaklar için ‖özürlü sağlık kurulu raporu‖, Aylık talebinin vasi tarafından yapılması hallerinde mahkemeden alınmış vasilik kararı, ADNKS‘den (Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi) alınacak yerleşim yeri ve diğer adres bildirim formu, Özürlü olduklarını yetkili hastanelerden alacakları ‖özürlü sağlık kurulu raporu‖ ile kanıtlayan 18 yaşını doldurmuş ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlü bireyler için Türkiye İş Kurumuna doğrudan kendilerinin veya yazılı talepleri üzerine kaymakamlıklar ya da mahalli mal müdürlükleri-defterdarlıklar) maliye teşkilatları tarafından adlarına başvuru yapıldığına dair belge, Mahallî maliye teşkilatlarınca aylık bağlanması için istenilen ilgili Yönetmeliği ekindeki belgeler Kurum internet sayfasından temin edilir. Bu formlar için ilgililerden herhangi bir ücret talep edilemez. Yerleşim yeri ve diğer adres bildirim formu ilgililerden talep edilemez. İlgili Kurumlarca temin edilir. Başvuru formunda yer alan aylık istek dilekçesiyle ile mal bildirim belgesi aylık talebinde bulunanın kendisi veya gerekli hallerde kanuni temsilcileri tarafından doldurulup imzalanır. Aylık bağlanması için gerekli belgelerden Kuruma mahalli maliye teşkilatları tarafından belirtilen belgeler gönderilir. Diğer belgeler mahalli maliye teşkilatlarından muhafaza edilir. Muhtaç olmadığına karar verilen ile vücut fonksiyon kaybı oranı %40‘ın altında olanların belgeleri Kuruma gönderilmez. Bu durumda başvuru sahiplerine mahalli maliye teşkilatlarınca gerekçesi de belirtilmek suretiyle yazılı olarak bilgi verilir. ‗Özürlü sağlık kurulu raporunu‘ aslı ilgili hastane başhekimliği tarafından mühürle onaylanmış örneği veya Kurumca kabul edilmiş elektronik ortamda temin edilen örnekleri kabul edilir. Ayrıca ‗‘özürlü sağlık kurulu raporunun‘‘ aslının getirilmesi halinde belgenin fotokopisi aslına uygunluğu kontrol edildikten sonra mahalli maliye teşkilatlarında birim amiri Kurumda ise görevlendirilecek personel tarafından isim ve unvan yazılmak suretiyle tasdik edilerek kabul edilir. Özürlü Aylığı Ġçin Nereye BaĢvuru Yapılır? İkamet edilen yerlerdeki defterdarlık veya mal müdürlüğüne başvurmaları gerekmektedir. Özürlü Aylığı ile ilgili Ayrıntılı Bilgi için Özürlü bireylerin aylık bağlanması işlemleriyle ve sonrasındaki ilgili konular için aşağıdaki adresten ayrıntılı bilgi alınabilir; Özürlü Ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, Aile ve Sosyal Politikalar İl ve İlçe Müdürlüğü ÖZÜRLÜ BAKIM HĠZMETLERĠ Bakım Gereksinimi Olanlara Devletin Sunduğu Bir Hizmet Var mıdır? Ailesi ekonomik yoksunluk içinde bulunan bakıma muhtaç özürlü bireylere evlerinde veya kurumda bakım hizmeti verilmektedir. Bu hizmetlerin iki asgari ücrete kadar olan kısmı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından ödenmektedir. Yine aynı şartlarda bakımı aile bireyi ya da yakını tarafından karşılanan özürlü birey için, bakımı yapan kişiye bir asgari ücrete kadar ödeme yapılmaktadır. Bakım hizmeti ve bakım ücretinden faydalanmak için ikamet edilen yerdeki Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü‘ne veya varsa Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğü‘ne başvurmak gerekmektedir. Evde Bakım Parası Nedir? Özürlü bireylerin hayatlarının idamesini evde yürütecek kişilere Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından aylık net asgari ücret miktarında verilen tutara evde bakım parası denilmektedir. Evde bakım parası özürlü bireylerin kendisine değil, bakımını üstlenen akrabası, vasisi gibi üçüncü kişilere ödenen bir meblağdır. Evde Bakım Parası Almanın ġartları Nelerdir? Özürlü bireylerin evde bakım parası alabilmesi için üç şart gereklidir. Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendisine düşen ortalama aylık gelir tutarının, bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3‘ünden daha az olduğu bakım raporu ile tespit edilmesi, Özürlü bireyin heyet raporu veren hastanelerden alacağı özürlü sağlık kurul raporunun ağır özürlü kısmında mutlaka ‖Evet‖ yazan bir ibare bulunması ve vücut fonksiyon kaybı oranının % 50 ve üzerinde olması gerekiyor, Özürlü bireyin başkasının yardımı olmadan hayatını devam ettiremeyecek şekilde bakıma muhtaç olması gerekli olduğunun bakım heyeti raporu ile tespit edilmesi, Evde Bakım Parası Ġçin Nereye BaĢvurulur? Evde bakım parası alabilmek için özürlü bireyin ikametgâhının bulunduğu yerdeki Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü‘ne veya varsa Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğü‘ne başvurulması gerekmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğünün bulunmadığı yerlerde ise Kaymakamlıklara başvuru yapılabilir. Kurum Bakımı Nedir? Bakıma muhtaç özürlü bireyin aile yanında bakımının mümkün olmaması halinde kurumda bakım hizmeti verilir. Bakım hizmetleri Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü denetiminde yürütülmektedir. Bakıma muhtaç özürlü bireye Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bakım Hizmetleri Dairesi Başkanlığına bağlı bakım merkezlerinde ya da özel bakım merkezlerinde hizmet verilmektedir. Kurum Bakımı Ġçin BaĢvuru Yerleri Nerelerdir? Özürlü bireyin ikametgâhının bulunduğu yerdeki Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü‘ne veya Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğü‘ne başvurulması gerekmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar İlçe Müdürlüğünün bulunmadığı yerlerde ise Kaymakamlıklara başvuru yapılabilir. Ayrıntılı Bilgi için 2012 yılı için evde bakım hizmeti ödemelerine ilişkin tutar aşağıda belirtilmiştir. 01.01.2012-30.06.2012 dönemi için: 634,65 TL. 01.07.2012-31.12.2012 dönemi için: 673,31 TL. YARDIMCI ARAÇ GEREÇ VE CĠHAZLAR Sosyal Güvencesi Olmayan Ortopedik ve Diğer Yardımcı Araç ve Gereçleri Nasıl Alabilir? İliniz veya İlçenizin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına müracaat ederek talepte bulunabilirsiniz. Ayrıca Kızılay ve diğer sosyal yardım amaçlı dernek, vakıf, federasyon, konfederasyonlardan bu konuda yardım alabilirsiniz. Ayrıca belediyeler tarafından da çeşitli yardımlar yapılmaktadır. Tekerlekli Sandalyenin Bedelini Kim Öder? Bağlı bulunulan sosyal güvenlik kurumunca karşılanır. Herhangi bir sosyal güvenceye tabi olmama halinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından sağlanması Valilik ve Kaymakamlıklardan talep edilebilir. ĠĢitme Cihazının Bedelini Kim Öder. Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Talimatı gereğince ödeme yapılır. Cihazların ödenmeyen kısımları olmama halinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından sağlanması Valilik ve Kaymakamlıklardan talep edilebilir. Hasta Alt Bezinin Bedeli Ödeniyor mu? Hastalığı nedeniyle ―mesane veya rektum‖ kontrolü olmadığının (çocuklar için en az iki yaşını tamamlamış olmak kaydı ile) ve hasta altı bezi kullanması gerektiğinin belirtildiği uzman hekim raporuna dayanılarak reçete düzenlenmesi halinde ihtiyaca binaen kullanılması öngörülen hasta alt bezine ait fatura bedelleri birer aylık devreler halinde Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenir. VERGĠ ĠNDĠRĠMĠ VE ARAÇLAR Özürlülüğe Bağlı Gelir Vergisi Ġndiriminden Kimler Yararlanabilmektedir? Özürlü hizmet erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan hizmet erbabı, özürlü serbest meslek erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı, Basit usulde vergilendirilenlerden, tüccar ve ücretli durumuna girmeksizin, imalat, tamirat ve küçük sanat işleri ile uğraşan, (ilk madde ve yardımcı malzeme müşteriye ait olarak faaliyet gösteren terzi, tamirci, marangoz gibi) özürlüler yararlanmaktadırlar. Kamu Sektöründe ve Özel Sektörde ÇalıĢan Özürlülerin Gelir Vergisi Ġndiriminden Yararlanabilmeleri Ġçin Yapacakları ĠĢlemler Nelerdir? Gelir vergisi indiriminden yararlanmak isteyen özürlü hizmet erbabı, nüfus kâğıdının örneği ve çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge ile birlikte illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne, diğer ilçelerde Mal Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvuracaktır. Gelir Vergisi Ġndiriminden Yararlanmak Ġsteyenlerin Hangi Belgeleri Hazırlamaları Gerekmektedir? Gelir Vergisi indiriminden yararlanmak isteyenlerin dilekçe ekinde bulunduracakları belgeler şunlardır: Özürlü hizmet erbabı için: Çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge, Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf Hizmet erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için: Ücretlinin çalıştığı işyerinde alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu gösteren Ücretlinin çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge, Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu gösteren belge Özürlü serbest meslek erbabı için Vergi kimlik numarasını gösteren belge Nüfus cüzdana örneği ve üç adet fotoğraf Serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için Serbest meslek erbabının vergi kimlik numarasını gösteren belge, Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu gösteren belge. Gelir Vergisi indiriminden yararlanma hakkına sahip basit usulde vergilendirilen özürlüler için Vergi kimlik numarasını gösteren belge Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf. Özürlünün Sahip Olduğu Konutta Vergi Muafiyeti Var mıdır? 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 22‘inci maddesi buna ilişkin düzenlenmeyi içerir. Madde 22-29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesini ikinci fıkrasında yer alan ‗‘gazilerin‘‘ ibaresinden sonra gelmek üzere ‗‘özürlülerin‘‘ ibaresi eklenmiştir. Buna göre 200 metrekareden küçük tek konutu olan özürlüler emlak vergisinden muaftır. Malul ve Özürlüler Tarafından Gümrük Vergisinden Muafen Ġthal Edilecek BaĢka EĢya Var mıdır? Özürlülerin eğitimi, çalışması veya fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimlerine yönelik olarak özel suretle imal edilmiş olup, malul ve özürlülerin kendi kullanımları için getirdikleri veya onlara yardım sağlanması amacına yönelik olarak kamu yararına faaliyette bulunan dernekler ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilmiş kurum ve kuruluşlarca ithal edilen ve Kararnamede sayılan eşyalar gümrük vergilerinden muaftır. Bu eşyalar; Görmeyenler ve kısmen görenler için eğitsel, bilimsel veya kültürel gelişimlerine yönelik olmak üzere özel surette imal edilmiş matbu yayınlar, kabartma baskılar ve kağıtları, Braille kağıdı, beyaz bastonlar, yazı ve kelime işlem makineleri, konuşan kitaplar, kasetçalarlar, büyütücü televizyon ekranları, elektronik yer saptayıcı ve engel detektörü, saatler ve diğer parçalar vb. Ortopedik cihazlar (motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet, koltuk değnekleri, protez organlar vb.) İşitme özürlülerin işitmesini kolaylaştırmaya mahsus cihazlar. Vücut kusur veya noksanlığını gidermek amacıyla üstte veya elde taşınan veya vücudun içine yerleştirilen diğer cihazlar. Eğlence merkezleri için özel oyun ekipmanları gibi eşyalardır. Özel olarak malûl ve özürlülerin kullanımına mahsus olan ve eşya ile birlikte getirilen parça, yedek parça ve standart aksesuarlara veya bu eşyanın bakım, kontrol, ayarlama ya da tamiri için gerekli olan aletler de muafiyet kapsamındadır. Söz konusu parça, yedek parça ve aksesuarlar ile sair aletlerin eşyanın ithalinden sonra getirilmesi halinde muafiyetin uygulanması için bunların muafen ithal edilen eşya ile ilgili olduklarının tevsik edilmesi gerekir. Bu eşyaların muafen ithaline ilişkin talepler, doğrudan eşyanın getirildiği Gümrük İdaresine yapılır. Gümrük İdaresi‘nce eşyanın Kararname kapsamında ve kararnamede sayılan eşya olması halinde ithaline izin verilir. ÖTV Muafiyetinden Yararlanarak Araç Nasıl Alınır? ÖTV Kanununun 7‘nci maddesinin 2 numaralı bendi ile bu Kanuna ekli (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan; 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm3‘ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm3‘ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P numaralarında yer alanların sakatlık derecesi %90 veya daha fazla olan malul ve engelliler tarafından, 87,03 87,04 ve 87,11 G.T.İ.P numaralarında yer alanların bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malul ve engelliler tarafından, 87,03 87,04 ve 87,11 G.T.İ.P numaralarında yer alanların bu bendin (a) ve (b) alt bentlerinde belirtilen malul ve engelliler tarafından ilk iktisabından so8nra deprem heyelan sel yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle hurdaya çıkarılmasında, bu G.T.İ.P numaralarında yer alan malları hurdaya çıkaran malul ve engelliler tarafından beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı ÖTV den istisna edilmiştir. Özel Tüketim Vergisi Kanunundan 5228 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu malul ve engellilere sağlanan ÖTV istisnasının kap amı genişletilmiş ve engel derecesi %90‘nı aşanların herhangi bir mekanik ilave veya tadilat yapılması şartı olmaksızın yurt içinden veya yurt dışından iktisap ettikleri taşıt araçlarından ÖTV tahsil edilmemesi sağlanmıştır. Engel sebebinin önemi bulunmamaktadır. Görme, işitme konuşma veya ortopedik olabileceği gibi zihinsel engellilerde yasadan yararlanabilmektedir. Sakatlık derecesinin %90 ve üzerinde olduğu ‗‘Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik‘‘ uyarınca Sağlık Bakanlığının belirlediği sağlık kuruluşlarından alınacak rapor ile belgelendirilmesi şartıyla yukarıda motor silindir hacmi belirtilmiş olan araçlardan birisinin engelliler tarafından ÖTV ödemeden satın alınması veya ithal edilmesi imkan dahilindedir. Bu şekilde yurt içinden taşıt aracı iktisap edecek veya ithal edecek olanların motorlu taşıt kullanma ve ehliyet alma imkânları olmadığı için bunlar adına alınan taşıtlar başkaları tarafından kullanılacaktır. Bu kişilerde Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında Karar ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde tanımlandığı üzere, araç sahibinin üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından birisi veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü olacaktır Araç ithal etmek için Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne başvurulması gerekmektedir. Sol Alt Ekstremite Sakatlığı Bulunanlar ÖTV’den Yararlanır mı? Malul ve Engellilerin Araç Alımında ÖTV istisnası Uygulamasının Şartları ile İstisnadan Yararlanılan Araçların Satışında Vergi Uygulanmasına yönelik 30.04.2010 tarihli Özel Tüketim Vergisi Sirküleri/12‘ye göre, sağlık raporuna göre sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve engellilerin ‖H‖ sınıfı sürücü belgesi olması halinde, başkaca özel tertibat yapılmasına gerek olmaksızın otomatik vitesli araçları ilk iktisabında bu istisnadan yararlanmaları mümkün bulunmaktadır. Bu durumda sakatlık derecesi % 90‘ın altında olup, sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve engelliler için verilecek (2A) numaralı ÖTV beyannamesine, aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belge yerine aracın otomatik vitesli olduğuna dair ‖uygunluk belgesinin‖ aslı veya noter onaylı örneği eklenecektir. Malul ve Özürlülere Ait TaĢıtların Trafik ĠĢlemleri Nasıl Yapılmaktadır? 31 Aralık 2004 Tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 53 üncü ve 74 üncü maddelerinde değişiklik yapılarak; ithaline izin verilen veya ülkemizde imal edilen malul ve özürlülere ait özel tertibatlı araçlar ile özür derecesi % 90 ve üzerinde olan malul ve özürlüler adına Özel Tüketim Vergisinden muaf olarak tescil edilmiş özel tertibatı olmayan araçlara, üzerinde özürlülere mahsus işaret bulunan plakalardan verileceği hüküm altına alınmıştır. Bu tür araçların trafik kuruluşlarınca tescil işlemlerinin yapılması sırasında; Bizzat kullanım amacıyla malul ve özürlü tarafından ithal edilen özel tertibatlı otomobiller ile motosikletlerin tescil belgelerine Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup ilgili gümrük müdürlüğünün izni olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır. Malul ve özürlü tarafından ithal edilen özel tertibatlı minibüslerin tescil belgelerine, Araç sahibinin üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu olup, ilgili gümrük müdürlüğünün izni olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi, kiralanması ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır. Malul ve özürlü tarafından bizzat kullanılmak amacıyla ülkemizden satın alınarak ilk iktisap edilen özel tertibatlı araçların tescil belgelerine Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi, kiralanması ödünç verilmesi özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır. İkinci el araç olarak satın alınmış ise Araç sahibinden başkasının kullanması yasaktır. Şeklinde şerh konulacaktır. Özel tertibat olmayıp özür derecesi %90 ve üzeri olan malul ve özürlüler tarafından ÖTV‘den muaf olarak bizzat ithal edilen ya da ülkemizden satın alınan araçların tescil belgelerine Araç sahibi malul ve engelli kişinin kanuni mümessile ile üçüncü dereceye kadar kan ve sihirli hısımlarından bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu olup Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri satışı hibesi intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi yasaktır. Şeklinde şerh konulacak olup, ayrıca ithal araçların gümrük şahadetnamelerinde, yukarıda belirtilen şerh dışında varsa diğer şerhler de tescil belgesine işlenecektir. Malul ve özürlüler tarafından ithal edilerek getirilen araçların, aynı durumdaki başka bir malul veya özürlüye devri veya bunların ölümü sonucunda varislerine intikali halinde, bu araçlar gümrük vergisinden araçlar ile özür derecesi % 90 ve üzerinde olan malul ve özürlüler adına Özel Tüketim Vergisinden muaf olarak tescil edilmiş özel tertibatı olmayan araçlara, üzerinde özürlülere mahsus işaret bulunan plakalardan verileceği hüküm altına alınmıştır. Malul ve özürlülere ait özel tertibatlı araçların her ne sebeple olursa olsun, anılan Yönetmelikle belirlenmiş olan kişiler dışında başkaları tarafından kullanıldığının tespiti halinde aracın trafikten alı konulması yanında bu hususta düzenlenecek tutanak da işlem yapılmak üzere ilgili gümrük ve maliye birimlerine intikal ettirilecektir. Diğer taraftan, zihinsel özürlüler ile reşit olmayan küçüklerin sahibi bulundukları aracın, tescil kuruluşlarında adlarına tescillerinin yapılabilmesi için, ileride doğabilecek hukuki ve cezai sorumlulukları kabul ettiklerine dair, kanuni mümessillerince noterde tanzim ve tasdik edilmiş taahhütnameyi tescil anında tescil birimine vermeleri zorunludur. TaĢıtlarda Katma Değer Vergisi Var mıdır? 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda, özür dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve özürlülerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlar yanında özür dereceleri % 90 dan az olan malûl ve özürlülerin adlarına kayıt ve tescilli olan ve özürlülük haline uygun özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş taşıtlar için, istisnai bir düzenleme bulunmamaktadır. Malul veya özürlüler tarafından iktisap edilen veya ithal edilen taşıtlar genel KDV oranına tabidir. H Sınıfı Sürücü Belgesi Nedir ve Nasıl Alınır? Özel tertibatlı olarak imal, tadil ve teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak özürlüler H sınıfı ehliyet almak zorundadır. H sınıfı sürücü belgesine ilişkin düzenlemeler Karayolları Trafik Yönetmeliği‘nde yer alır. H sınıfı ehliyet almak için, ‘‘Özel tertibatlı araç kullanabilir" ibaresi olan sağlık kurulu raporu ile birlikte sürücü kurslarına müracaat edilmelidir. H sınıfı ehliyet kurslarında, kursiyerler trafik ve ilkyardım derslerinden sorumludurlar. Motor dersinden muaftırlar. Dört haftalık teorik ders süresi vardır. Geri kalan sürede de direksiyon eğitimi alınır. H sınıfı ehliyeti ömür boyu kullanmak veya belirli aralıklarla güncellemek, alınacak Sağlık Kurulu Raporunda kesinlik kazanır. El veya ayakta ortopedik özrü olanlar ve işitme özürlüler H sınıfı ehliyeti ömür boyu kullanabilir. Tek Gözü Olanlar (Monoküler) Sürücü Belgesi Alabilir mi? 26 Eylül 2006 tarih ve 26301 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‖Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları İle Muayenelerine Dair Yönetmelik‖ de belirtilen usul ve esaslar dahilinde tek gözlüler ehliyet alabilmektedir. açıdan birlikteliklerinin sağlanabilmesi için eğitim politika ve uygulamalarında temel yaklaşım kaynaştırma eğitimi ile sağlanmaktadır. Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin zorunlu öğrenim çağı Okul öncesi dönemi de içine alan 3-14 yaş olarak belirlenmiştir. Ülkemizde eğitime ihtiyacı olan özürlülere yönelik MEB sorumludur. Özürlülere yönelik erken eğitim 0-6 yaşından başlayarak eğitim ve öğretim hizmetlerinde MEB‘in yanı sıra üniversitelerin ilgili bölümlerinden de bilgi ve yönlendirme hizmetlileri alınabilir. EĞĠTĠM Özürlü Bireyin Eğitim Hakları Nelerdir? Özürlü bireyler temel eğitim ilkeleri doğrultusunda genel eğitim, özel eğitim ve mesleki eğitim görme haklarını kullanabilmektedir. 5378 sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 15.Maddesinde ‗‘Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkanı sağlanır‘‘ ibaresi yer almaktadır. Özür türü ve derecesine göre özürlü çocuklar genel eğitim sisteminde normal sınıflarda veya özrün türü ve düzeyine göre ayrılmış olan özel eğitim sınıflarında eğitim alabilmektedirler. Bununla birlikte özürlü çocukların normal eğitim sınıflarında normal gelişim gösteren akranlarıyla, sosyal ve eğitimsel Özel Eğitim Hizmetlerin Yasal Dayanağı Nedir? Özel eğitim hizmetleri 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 31.05.2006 tarih ve 26184 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde belirtilen esaslar doğrultusunda yürütülür. Özel Eğitim Merkezlerinden Hizmet Almak Ġçin Nereye BaĢvurmak Gereklidir? Hastaneden alınan ‗‘eksiksiz‘‘ doldurulmuş ‗‘özürlüler için sağlık kurulu raporu ‗‘ ile ikamet edilen ilçede bulunan Rehberlik Araştırma Merkezlerine müracaatta bulunulmalıdır. Eğitsel Değerlendirme Ve Tanılama Nedir? Rehberlik Araştırma Merkezlerinde, bireyin tüm gelişim alanındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterliliklerinin değerlendirilmesi amacıyla nesnel, standart testler ve özürlü bireyin özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılan tüm uygulamalardır. Eğitsel Değerlendirme Ve Tanılama Ġçin Gerekli Belgeler Nelerdir? Özürlü bireyin velisinin veya okul kurum yönetiminin yazılı başvurusu Okula/kuruma kayıtlı özürlü bireyin bireysel gelişim raporu, İkametgâh belgesi, Özürlüler için sağlık kurulu raporu, Özel Eğitim Ücretlerinin Ödemesi Hangi Kurum Tarafından Yapılmaktadır? Özel eğitime ihtiyacı olduğu ―Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu‖ tarafından tespit edilen tüm özürlü bireylerin yararlandığı özel eğitim hizmetlerine ilişkin ödemenin Bütçe Uygulama Talimatı ile belirlenen kısmı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanmaktadır. Bu miktar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından özel eğitim hizmeti veren kuruma ödenmektedir. Özürlü Bireyin Ailesine Yönelik Eğitim Hizmetleri Nasıl Verilmektedir? Aile eğitimi tüm eğitim kademelerindeki özürlü bireyin eğitimine katkı sağlamak ―rehberlik ve danışmanlık‖ hizmetlerini içeren bir eğitimdir. Aile Eğitim Hizmetleri Rehberlik ve Araştırma Merkezleri Özel Eğitim okul ve Kurumlan, kaynaştırma uygulamaları yapılan okullar tarafından hazırlanan ve yürütülür, ihtiyaç halinde bu hizmet evlerde de yürütülebilir. Üniversite Sınavına Giren Özürlü Öğrenciler Ġçin Ne Tür Kolaylıklar Sağlanmaktadır? Üniversite sınavına giren özürlü öğrenciler için gerekli fiziksel düzenlemeler yapılmaktadır. Ortopedik ve görme özürlüler için uygun düzenlenmiş sınav mekânları hazırlanmakta, görme özürlüler ve az görenler için 30 dakikalık ek sınav süresi verilmekte, sınav sorularını okuyacak ve söylenecek yanıtları yazacak uygun eğitimde ve düzgün diksiyonlu "yardımcı refakatçi‖ eşliğinde sınava girme olanağı tanınmaktadır. Özürlü Üniversite Öğrencilerine Sağlanan Kolaylıklar Başarılı ve ihtiyaç sahibi özürlü öğrencilere Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öncelikli olarak öğrenim kredisi, katkı kredisi ve yurt tahsisi yapılmaktadır. 20.06.2006 tarih ve 26200 sayılı resmi gazetede yayımlanan ―Yükseköğretim Kurumlan Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği‖ gereğince üniversitelerde, öğrencilerin öğrenim hayatlarını kolaylaştırmak için gerekli tedbirleri almak ve bu yönde düzenlemeler yapmak üzere ―Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Birimi‖ oluşturulması sağlanmıştır. 19.07.2008 tarihi ve 26941 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‗‘Özürlülere Kimlik Kartı Verilmesine Dair Yönetmelik‘‘ gereği özürlülere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanmada kullanılmak üzere özürlü kişilere verilen kimlik kartıdır. Özürlü kimlik kartı Valilikler tarafından düzenlenmektedir. Özel Eğitime Ġhtiyacı Olan Öğrencilerin Okullara ve Kuramlara EriĢiminin Ücretsiz Sağlanması Projesi nedir? Proje kapsamında hangi öğrencilerin ücretsiz taĢınması gerçekleĢtirilmededir? ―Özel Eğitime İhtiyacı Olan Öğrencilerin Okullara ve Kuramlara Erişiminin Ücretsiz Sağlanması Projesi‖ özel eğitime gereksinim duyan çocukların okullara erişiminin ücretsiz sağlanması ile eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve özürlü öğrencilerin okumaya teşvik edilmesi amacıyla Başbakanlık (MÜLGA) Özürlüler idaresi Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü işbirliğinde hazırlanmıştır. Proje kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki; Görme Engelliler Okullarında İşitme Engelliler Okullarında Ortopedik Engelliler Okullarında Otistik Çocuklar Eğitim - İş Eğitim Merkezlerinde Zihinsel Engelliler Okullarında Uyum Güçlüğü Olanlar Okulunda Özel Eğitim Okulları Bünyesinde Anasınıfında Özel Eğitim Sınıflarında eğitim alan öğrenciler ücretsiz taşınmaktadır. ÖZÜRLÜ KĠMLĠK KARTI Özürlü Kimlik Kartı Nedir, Hangi Kurum Tarafından Verilmektedir? Özürlü Kimlik Kartı Kimlere Verilmektedir? Özürlü kimlik kartı, doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini yüzde kırk veya daha yüksek bir oranda kaybeden ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan özürlü bireylere verilmektedir. Özürlü Oranında DeğiĢiklik, Soyadı DeğiĢikliği Kimliğin Kaybolması Veya Deforme Olması Durumunda Nereye Müracaat Edilir? Özürlü kimlik kartları içerdiği bilgilerin değişmesi kaybedilmesi çalınması veya herhangi bir nedenle kullanılamaz hale gelmesi durumunda Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından yeniden düzenlenir. Özürlü Kimlik Kartı Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Yerine Geçer mi? Özürlü kimlik kartı özürlü sağlık kurulu raporu yerine geçmez. Kimlik kartına sahip her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, mevzuatta münhasıran özürlü kişilere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanır. Kimlik kartı alıp almamak özürlü kişinin isteğine bağlıdır. YurtdıĢında YaĢayan Türk VatandaĢı, YaĢadığı Ülke Makamlarınca Düzenlenen Özürlü Sağlık Kurulu Raporu ile Özürlü Kimlik Kartı Alabilir mi? Yabancı ülkede yaşayan Türk vatandaşlarımızın yaşadığı ülke makamlarınca verilmiş olan özürlü sağlık kurulu raporu Türkiye‘de geçerli değildir. Özürlü kimlik kartı almak üzere mevzuat gereği yetkili hastanelere müracaat ederek yeniden özürlü sağlık kurulu raporu almaları gerekmektedir. Özürlü Kimlik Kartı Ġle Ülkemizde Özürlü KiĢilere Sağlanan Hak Ve Hizmetler Nelerdir? Özürlü kişilerin faydalanacakları hak ve indirimler ilgili kurum, kuruluş veya yerel yönetimler tarafından belirlenmektedir. Bunun yanında bazı kamı ve özel sektör kuruluşlarının, özürlü kimlik kartı, nüfus cüzdanına işlenmiş özürlülük bilgisi ya da özürlülere verilen sağlık kurulu raporunu esas alarak özürlülere sağladığı kolaylıklar bulunmaktadır. Bu indirimler ve veya oranları zaman zaman ilgili kurumlar tarafından değiştirilebilmektedir. ĠNDĠRĠMLER Belediyelerin ġehir Ġçi UlaĢımda Özürlülere Sağladığı Ücretsiz/Ġndirimli Seyahat Hakkı Ġle Ġndirim Ve Kolaylıklar Nasıl Uygulanmaktadır? Bazı belediyeler, belediye meclislerinde alır doğrultusunda özürlüleri şehir içi otobüs, vapur, su vb. hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli faydalandırmaktadır. Belediyelerin indirimli veya ücretsiz hizmetlerinden faydalanmak üzere belediyenin ilgili birimine müracaat etmek gerekmektedir. ġehirlerarası Yolcu Otobüslerinde Özürlülere Ġndirim Nasıl Uygulanmaktadır? Şehirlerarası yolcu otobüslerinde, Karayolları Taşıma Yönetmeliğinin 57. maddesinin 11. fıkrası gereği; %40 oranında özürlü olduğunu belgeleyen kişiler için bilet ücreti geçerli ücret tarifesi üzerinden % 30 indirimli düzenlenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Özürlülere Ġndirim Nasıl Uygulanmaktadır? % 40 ve üzeri oranda özürlü olan kişilere TCDD‘de özürlü kimlik kartını veya özür oramı nüfus cüzdanını ibraz etmek suretiyle %20 indirim uygulanmaktadır. Türk Hava Yolları Tarafından Özürlülere Ġndirim Nasıl Uygulanmaktadır? Türk Hava Yolları, yüzde 40 ve üzeri oranda özürlü olan yolculara, uygulanabilir ücretler üzerinden yüzde 25 indirim sağlamaktadır. İndirimden faydalanmak isteyen % 40 ve üzeri oranda özürlü kişilerin özürlü kimlik kartı veya sağlık kurulu raporu veya ‖Özürlü ibaresi bulunan nüfus cüzdanlarını ibraz etmeleri gerekmektedir. Ayrıca, ‗ refakatçi ile seyahat etmelidir ‘ ibaresi bulunan doktor raporunun ibraz edilmesi halinde, özürlü yolcu ile aynı seferde ferde seyahat edecek bir refakatçisine uygulanabilir ücretler üzerinden yüzde 25 oranında indirim sağlanmaktadır. Ġstanbul ġehir Hatları ĠĢletmesi ve Ġstanbul Deniz Otobüsleri ĠĢletmesi tarafından özürlülere indirim nasıl uygulanmaktadır? İstanbul Şehir Hatları İşletmesi tarafından, kimliklerini ibraz etmek suretiyle özürlülere, 60 yaş ve üzeri olan vatandaşlar, gaziler, şehit ve gazilerin dul ve yetimlerine akbilli hatlarda ücretsiz seyahat etme imkânı sağlanmaktadır. Ağır özürlü vatandaşların kartlarında ‖Refakatçi" ibaresi bulunan kişilerin yanlarındaki refakatçiler de ücretsiz olarak seyahat etmektedir. Biletli hatlarda eğer indirimli tarife var ise, indirimli bilet ile seyahat edebilmektedirler, İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi tarafından, bedensel ' özürlüler, % 40 ve üzeri oranda özürlü olan ve nüfus cüzdanında özürlülük bilgisi yazılmış olan özürlü kişilere; bilgisayardan bilet kesilen dış hatlarda indirimli, İETT‘den alacakları ücretsiz seyahat kartları üzerine taktıracakları indirimli akbillerini kullanmak suretiyle akbilli hatlarda indirimli tarifeden yararlanmaktadır. Malul vatandaşlar ile 2022 sayılı kanuna göre maaş alan 65 yaşını doldurmuş bakıma muhtaç, malul durumundaki kişiler durumlarını belgelemek kaydıyla dış hatlarda indirimli İETT‘den alacakları ücretsiz seyahat kartları üzerine taktıracakları indirimli akbillerini kullanmak suretiyle akbilli hatlarda indirimli yararlanmaktadır. Müze Ve Ören Yeri GiriĢlerinde Özürlülere Ġndirim Nasıl Uygulanmaktadır? Müze ve ören yerlerine, özürlüler ile bir refakatçisi, gaziler, şehit ve gazilerin eş ve çocukları, 65 yaş ve üstü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kimliklerin ibraz etmek suretiyle ücretsiz biletler girmektedirler. Milli Parklar, Tabiatı Koruma Alanları Ve Tabiat Parklarına GiriĢinde Özürlülere Ġndirim Nasıl Uygulanmaktadır? Özürlüler, harp malulü ve gaziler ile bunların eşleri, çocukları ve anne babalarından, kimliklerini ibraz etmek suretiyle milli parklar, tabiatı koruma alanları ve tabiat paklarına girişte ücret alınmamaktadır. GSM ġebekelerinde ( Cep Telefonlarında) Uygulanan Ġndirimli Tarife Nasıldır? GSM Operatörleri, özürlü kişilere özel tarifeler uygulanmaktadır. FĠZĠKSEL ÇEVRE DÜZENLEMELERĠ Fiziksel Çevrenin Özürlülerin UlaĢa bilirliğine Uygun Düzenlenmesi Nasıl Sağlanacak? Kentsel yaşamın özürlülerin ulaşa bilirliğine uygun olarak düzenlemesi amacıyla şu yasal düzenlemeler yapılmıştır: 572 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ardından imar Mevzuatında yapılan düzenlemelerle yapılı çevrenin özürlüler için ulaşılabilir kılınması amaçlanmıştır. 6 Haziran 1997 tarihli 572 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesiyle, 3194 Sayılı İmar Yasası‘na bir madde eklenmiş ve ―Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanabilir kılınması İçin, imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda Türk Standartları Enstitüsü‘nün ilgili standartlarına uyulması zorunludur‖ hükmü getirilmiştir. Buna göre hazırlanan imar Yönetmeliklerinde de; açık alanlarda (yol, otopark, park, yaya bölgesi, meydan ve kaldırımlarda) ve umumi yapılarda (okul, hastane, alışveriş merkezi, sinema, vb.) ulaşa bilirliğinin sağlanması için TSE standartlarına uygun düzenleme yapılması hükümleri yer almaktadır. Ayrıca; 5378 sayılı Özürlüler Yasasında; aşağıdaki maddeler kentsel yaşamın özürlülerin ulaşa bilirliğine uygun düzenlemesi amaçlıdır. Söz konusu yasanın ilgili maddeleri şunlardır: Geçici Madde 2.- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut tüm yol kaldırım, yaya geçidi açık yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişe bilirliğin uygun duruma getirilir. Geçici Madde 3.- Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir.‖ Öte yandan, 2006/18 sayılı Başbakanlık Genelgesi‘nde de mevcut resmi yapıların ve umuma açık her türlü yapının özürlülerin erişe bilirliğine uygun duruma getirilmesi için kamu kuruluşları ve yerel yönetimlerce eylem planları hazırlanması, bu düzenlemelerin TSE standartlarına uygun olmasına dikkat edilmesi istenmektedir. Oturulan Konutta Özüre Uygun Düzenlemeler Yaptırılabilir mi? Kat mülkiyeti yasasına tabi olan apartman site vb. konutlarda yaşayan kişiler getirilen yasal düzenleme ile özürüne uygun düzenleme yaptırma olanağına sahip olmuşlardır. 5378 sayılı Yasanın Madde 19-23.6.1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 42 inci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. Özürlülerin yaşamı için zorunluk göstermesi halinde proje tadili kat maliklerinin en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanır. Toplantının bu süre içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla kabul edilmemesi durumunda ilgili kat malikinin talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili mercilerden alınacak tasdikli proje değişikliği veya krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler, tasdikli proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır. Komisyonun teşkili, çalışma usulü ve esaslar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. Hükmü eklenmiştir. Ayrıca Yasa hükmünde sözü edilen komisyonun kuruluş ve çalışma usulleri ile ilgili ‗‘Yapılarda Özürlülerin Kullanımına Yönelik Proje Tadili Komisyonları Teşkili, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik‘‘ 22 Nisan 2006 tarih ve 26147 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Özürlüler Ġçin AyrılmıĢ Park Yerlerinin ĠĢgalini Önlemeye Yönelik Bir Düzenleme Var mıdır? 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 31‘inci maddesi buna ilişkin düzenlemeyi içerir. Madde31-13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasına (n) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent ve ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. Özürlülerin araçları için ayrılmış park yerlerinde, Bendinin ihlali halinde para cezası iki kat artırılır. SPOR, MEDYA, AYRIMCILIK Özürlü Bireylerin Spor Yapmalarını KolaylaĢtırıcı Tedbirler Var Mıdır? 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 33‘üncü maddesi buna ilişkin düzenlemeyi içerir Madde 33.- 21.5.1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 inci maddesine (n) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (o) bendi eklenmiş ve mevcut (o) bendi (p) bendi olarak teselsül ettirilmiştir. Özürlü bireylerin spor yapabilmelerini sağlamak ve yaygınlaştırmak üzere; spor tesislerinin özürlülerin kullanımına da uygun olmasını sağlamak, spor eğitim programları ve destekleyici teknolojiler geliştirmek, gerekli malzemeyi sağlamak, konu ile ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları ile yayınlar yapmak, spor adamları yetiştirmek, özürlü bireylerin spor yapabilmesi konusunda ilgili diğer kuruluşlarla işbirliği yapmak. Ayrıca Özürlüler İdaresi Başkanlığınca yapılması istenilen düzenleme doğrultusunda; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından 81 Spor İl Müdürlüğüne ve Özerk ve Özerk olmayan Federasyon Başkanlıklarına gönderilen 06.10.2010 tarihli yazı ile ―özürlü kimlik kartları esas alınarak hem özürlülere tanınan hak ve hizmetlerinden yararlandırılmaları hem de sosyal hayata katılmalarının sağlanması bakımından Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü‘ne bağlı tüm tesislerde, federasyonca veya il müdürlüklerince düzenlenen spor faaliyetlerine girişte ücret alınmaması veya indirimli tarife uygulanması‖ istenmiştir ve uygulanmaya başlanılmıştır. Özürlü Bireylere Yönelik Ayrımcılıkla Mücadeleye ĠliĢkin Yasal Düzenlemeler Nelerdir? Anayasa ve tüm mevzuatta özürlülere yönelik düzenlemeler topluma tam ve eşit katımlı sağlamak ve ayrımcılığı önleyici iyileştirmelere yöneliktir. 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası‘nın 10. Maddesinde fırsat eşitliğine uygun olarak hareket edilmesi öngörülmüştür. Bu maddeye göre: ―Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.‖ Anayasa‘nın 10‘uncu maddesinin ikinci fıkrasının sonuna 2010 yılında yapılan değişiklikle;‖ Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.‖ cümlesi ve aynı maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. ―Çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette korunması gerekenler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz.‖ Bu değişikle, özürlü bireylere pozitif ayrımcılık yapılmasının eşitliğe aykırılık oluşturmayacağına ilişkin bir hüküm eklenmiştir. İş hukukunun temel ilkelerinden bir olan işverenlerin işçilere eşit işlem yapma borcu, 4857 sayılı İş Kanunu‘nun ―Eşit Davranma İlkesi‖ başlığını taşıyan 5. maddesi ile normatif düzenlemeye kavuşmuştur. Bu maddeye göre; MADDE 5. ―İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplerle dayalı ayırım yapılamaz.‖ denmektedir. 5378 sayılı Özürlüler Kanunun 4. maddesinde, özürlü bireylerle ilgili politikaların temel odak noktasının ayrımcılıkla mücadele ekseninde olması gerektiği ifade edilmiştir: ‗‘Özürlüler aleyhine ayrımcılık yapılamaz; ayrımcılıkla mücadele özürlülere yönelik politikaların temel esasıdır‖. 5378 sayılı Özürlüler Hakkında Kanun‘un 41. maddesinde, ile Türk Ceza Kanunu‘nun ayrımcılık yasağını düzenleyen 122. maddesine, ―özürlülük‖ ibaresi eklenmiştir. Ayrımcılık başlığını taşıyan maddenin değişiklik işlenmiş hali şöyledir: ―Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak; Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan, Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden, Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen, Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hap para cezası verilir.‖ Türk Ceza Kanunu‘nun bu hükmünün doğrudan ayrımcılığı yasakladığı konusunda şüphe yoktur. Ayrıca 5378 sayılı Özürlüler Hakkında Kanun‘un 14. maddesinde ayrıca özürlü bireylerin istihdamına yönelik ayrımcılıkla mücadele hususunda şunları ifade etmiştir: ―İşe alımda; iş seçiminden, başvuru formları seçim süreci, teknik değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan safhaların hiçbirinde özürlülerin aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz. Çalışan özürlülerin aleyhinde sonuç doğuracak özrüyle ilgili olarak diğer kişilerden farklı muamelede bulunamaz. Çalışan veya iş başvurusunda bulunan özürlülerin karşılaşabileceği engel ve güçlükleri azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin alınması ve işyerinde fiziksel düzenlemelerin bu konuda görev, yetki ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar ile işyerleri tarafından yapılması zorunludur. Özürlülük durumla işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlü istihdamı, öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanır. 6111 Sayılı Kanun ile ―Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun‖ özürlü bireyler için yer alan düzenlemeler, ayrımcılığı önlemeye yönelik çeşitli iyileştirmeler niteliğinde getirilmiştir. Ülkemizde bu alanla ilgili tüm mevzuat bilgileri web sitemizdeki "ulusal mevzuat‖ bölümünde yeralmaktadır. Ülkemizde 28 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Özürlü Kişilerin Hakları Sözleşmesi (Convention on the Rights of Persons with Disabilities) her alanda özürlülere dayalı ayrımcılığı önleyici ve bütünsel yaklaşıma dayalı hükümlerden oluşmaktadır (http://www.ozida.gov.tr/7menu =yenimevzuat&say1a— engelli kişilerin hakları). Medyada Özürlülerin ġiddet ve Ayrımcılığa Tabi Tutamamasını Önlemeye ĠliĢkin Koruyucu Tedbirler Var Mıdır? 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 37‘inci maddesi buna ilişkin düzenlemeyi içerir. Madde 37.- 13.4.1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (u) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (u) Kadınlara güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi Özürlü Bireylerin Ticari Hayatta ve Noter ĠĢlemlerinde Ayrımcılığa Uğramalarını Önleyen Düzenleneler Var Mıdır? 5378 sayılı Özürlüler Kanununun 50. maddesiyle; Türk Ticaret Kanunu‘nun 668. maddesinde yer alan ve görme özürlü bireylerin poliçe altına attıkları imzanın usulen tasdik edilmiş olmadıkça geçerli olmayacağına ilişkin hüküm ve Borçlar Kanunu‘nun 14. maddesinde yer alan ve görme özürlü bireylerin imzalarının usulen tasdik edilmedikçe bağlayıcı olmayacağına ilişkin hüküm kaldırılmıştır. Bu yöndeki diğer değişiklik ise Noterlik Kanunu‘nun 73. maddesine ilişkindir. 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 53 ve 24‘ üncü maddeleri buna ilişkin düzenlemeyi içerir. Madde 23. – 18.1.1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 73‘üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması: Madde 73. Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olduğun anlarsa, işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme veya konuşma özürlü olması ve yazı ile anlaşma imkânının da bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman bulundurulur. Madde 24.- 1512 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. ―Bir noterlik işleminde imza atılmış veya imza yerine geçen el işareti yapılmış olmasına rağmen, ilgisi ister veya adına işlem yapılan ve imza atabilen görme özürlüler hariç olmak üzere noter, işlemin niteliği, imzayı atan veya el işaretini yapan şahsın durumu ve kimliği bakımından gerekli görürse, yukarıdaki fıkradaki usul dairesinde ilgili, tanık, tercüman veya bilirkişinin parmağı da bastırılır. Mühür kullanılması halinde parmağın da bastırılması zorunludur.‖ Söz konusu hükmün değişiklikten önceki hali sağır, dilsiz ya da görme özürlü kişilerin noterdeki işlemlerinin iki tanık huzurunda yapılmasını zorunlu kılmaktaydı. 5378 sayılı Kanun‘un 23. Maddesi ile bu zorunluluk kaldırılmış ve işlemlerin tanık huzurunda yapılması, özürlü kişinin isteğine bırakılmıştır. Böylece, özürlü bireyin fikrini alan ve yasal haklarını kendi istek ve taleplerine göre kullanmalarını sağlamaya çalışan bir yapı öngörülmüştür. 13.02.2011 tarihli ve 6111 sayılı ―Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun‖ ile görme engellileri doğrudan ilgilendiren ve görme engellinin imzasının geçerli kabul edilmesi için şahit bulundurma durumunun görme engellinin isteğine bağlı hale getirildiği imza hususuyla ilgili kanunun 213. Maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: MADDE 213-11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. ‖Görme engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir.‖ Özürlü Bireylerin Oy Kullanmaları Sırasında Yapılan Düzenlemeler: 572 sayılı KHK‘nın aşağıdaki maddeleri bu konu hakkındaki düzenlemeleri içerir: Madde 25- 24/2/1972 tarihli ve 1543 sayılı Genel Nüfus Yazımı Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir. ―Ek Madde 1- Yazım kurulları, özürlülerin, özürlülük durumlarını belirtmek suretiyle yazımını sağlayacak tedbirleri alırlar. Herkes, kendisinin veya aile fertlerinin özürlülüğü ile ilgili bilgileri gerçek şekilde yazdırmaya, gerekirse sağlık kurulu raporunu göstermeye mecburdur. Bu maddede belirtilen özürlülük durumlarının tanımlanması için Sağlık Bakanlığı ile işbirliği yapılır.‖ 26.04.1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanununun 36. maddesine göre seçmen kütüğü yazımı sırasında, seçmenin oyunu kullanmasını engelleyecek bir özürlülüğü varsa, forma kaydedileceği ifade edilmiştir. Sandıkların konulacağı yerlerin belirlenmesinde seçmenin oyunu kolaylıkla, serbestçe ve gizli şekilde verebilmesi gözetilmesi ve özürlü seçmenlerin oylarını rahatlıkla kullanabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği aynı Kanununun74‘üncü maddesinde düzenlenmiştir. Gebeler, hastalar ve özürlülerin sıra ile bekletilmeden oylarını vermeleri ve yaşlılar ile özürlülere yardım edenlerin de öncelikle oy kullanmalarına izin verilmesi Madde 90‘da belirtilmiştir. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun‘un ―Birleşik Oy Pusulasının Atılması ve İşaretleme‖ başlıklı 93. Maddesine göre refakatçi eşliğinde oy kullanma prosedürü ise şu şekilde düzenlenmiştir; Madde 93 - Kapalı oy verme yerinde birleşik oy pusulasını katlayıp yapıştırdıktan sonra, seçmen burasını terk eder ve birleşik oy pusulasını sandığa bizzat atar. Körler, felçliler veya bu gibi bedeni sakatlıkları açıkça belli olanlar, bu seçim çevresi seçmeni olan akrabalarından birinin, akrabası yoksa diğer herhangi bir seçmenin yardımı ile oylarını kullanabilirler. Bir seçmen birden fazla malule refakat edemez. Kurul başkanı, oyunu kullanan seçmene kimlik kartını verirken seçmen listesindeki adı karşısına imzasını attırır. İmza atamayanların sol elinin başparmağının izinin alınmasıyla yetinilir. Bu parmağı olmayan seçmenin hangi parmağını bastığı yazılır Belediyeler Bünyesinde GerçekleĢtirilen Hizmetlere ĠliĢkin Yasal Bir Dayanak Mevcut Mudur? Özürlülere yönelik olarak Belediyeler bünyesinde gerçekleştirilen çeşitli hizmetler yardıma muhtaç olan özürlülerin barınması için bakım ve rehabilitasyon merkezleri açmak ücretsiz muayene ve ilaç yardımı yapmak, ayni ve nakdi yardımlarda bulunmak belediye otobüslerinden ücretsiz veya indirimli yararlanmalarını sağlamak özel kurslar düzenlemek, yarışmalar, şenlikler, geziler ve spor müsabakaları düzenlemektir. 5393 sayılı Belediye Kanunu‘nun 14. Maddesinde hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırasının belediyenin mali durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirleneceği, belediye hizmetlerinin sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Büyükşehir belediyelerine ise verilen görevler 5216 sayılı kanun 7. Maddesinde düzenlenmiştir. Büyükşehir belediyelerin sosyal nitelikli görevleri de maddenin (n) bendinde ‗‘Gerektiğinde sağlık , eğitim ve kültür hizmetleri için bina ve tesisler yapmak kamu kurum ve kuruluşlarına ait bu hizmetlerle ilgili bina ve tesislerin her türlü bakımını ,onarımını yapmak ve gerekli malzeme desteğini sağlamak‘‘ (v) bendinde ‗‘Sağlık merkezleri, hastaneler, gezici sağlık üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak, meslek ve beceri kazandırma kursları açmak, işletmek veya işlettirmek, bu hizmetleri yürütürken üniversiteler, yüksek okullar, meslek liseleri, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapmak‘‘ şeklinde yer almaktadır. Büyükşehir belediyeleri için 5216 sayılı kanununa 01.07.2005 tarih ve 5378 sayılı kanunla eklenen ‗‘Ek madde 1‘‘ ile özürlülerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri vermek üzere özürlü hizmet birimleri oluşturulması, bu birimlerin faaliyetlerini özürlülere hizmet amacıyla kurulmuş vakıf, dernek ve bunların üst kuruluşlarıyla işbirliği halinde sürdürmeleri öngörülmüştür. Bu çerçevede ‗‘ Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmet Birimleri Yönetmeliği‘‘ 16.08.2006 tarihli Resmi Gazete ‗de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ayrıca 5378 sayılı Özürlüler Kanunu ile Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerine sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri 2012 yılına kadar almakla ve mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçlarına özürlüler için erişilebilir durumuna getirmekle görevlendirilmiştir. YaĢlılık Tanımı Nedir? Dünya Sağlık Örgütü, 1963 yılında yaşlanmayı kronolojik olarak ele almış ve 3 safhaya ayırmıştır. Buna göre; 45 - 59 yaş Orta Yaşlılar 60 - 74 yaş Yaşlılar 75 + yaş ileri Yaşlılar olarak belirlenmiştir. Bu ayrıma göre 60 yaşın üstündekiler yaşlı olarak nitelendirilmektedir. YaĢlılık Süreci Yaşam döngüsü geleneksel olarak dört dönemi kapsar. Bunlar; çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemleridir. Yaşlılık kaçınılmaz ve geri dönülmez bir süreçtir. Canlı oluşumundan yaşamın bitimine kadar süren bu süreç aynı zamanda yaşlanmayı da gösterir. 20.yüzyıl ortalama yaşam süresinin uzaması bakımından bir devrime tanıklık etmiştir. 2000 yılında 600 milyon olan 60 yaş üzeri nüfusun,2050 yılında 2 milyara uluşacağı ve 1998 yılında %10 olan yaşlı nüfus oranının 2025 yılında %15‘e çıkacağı tahmin edilmektedir. Gelecek 50 yıl içinde yaşlı nüfusun 4 kat artması ve bu artışın gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmesi beklenilmektedir. Gelişmiş ülkeler nüfusun yaşlanma sürecinde işsizlik ve emeklilik sistemlerinin devam ettirilmesi ile ilgili sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Gelişmekte olan ülkeler ise, kalkınma ile ilgili güçlüklerle yüz yüzedir. Toplumların yaşlanmasına paralel olarak yaşlıların yaşamlarını kolaylaştırmak adına bir takım düzenlemeler yapılması gerekmektedir. YaĢlılık Ne Zaman BaĢlar Demografik çalışma ve analizlerde, sosyal politika uygulamalarında istatistiki bilgiler gerekli olmakla birlikte, yaşlının durumunu açıklamada yetersiz kalmaktadır. Çünkü bedensel yaşlanma ile zihinsel ve ruhsal yaşlanmanın hızı ve zamanı oldukça farklıdır. Yaşlılıkla ilgili birçok çalışmada yaşlı tanımı kronolojik olarak yapılmaktadır. Gelişmiş ülkelerin önemli bir kısmında emeklilik yaşı olan 65 yaş, yaşlılığın başlangıcı olarak kullanılmaktadır. Birleşmiş Milletlerin yaşlılıkla ilgili yayınladığı raporlarda ise, yaşlanma kronolojik olarak 60 yaştan itibaren başlamaktadır. Ülkemizde de resmi bakım hizmetlerinde 60 yaş, yaşlılığın başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde YaĢlılık Profili Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfusu hızla artmaktadır. Sanayileşme ve kentleşme sürecinde ataerkil ailenin çekirdek aileye dönüşmesi, kırdan kente göç olgusu, geleneksel kültür ve değerlerdeki değişmeler sonucu yaşlının aile içindeki eski rolünü yitirmesi ve yaşın saygınlık sağlayan bir öğe olmaktan çıkması nedenleriyle yaşlının evde bakımı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 10-15 yıl önce, yaşlıların yaşlı bakım evlerinde yaşamlarını sürdürmeleri fikri yaygınken, bugün; yaşlının kendi ortamında, ancak daha kolaylaştırılmış ve yaşlıya göre düzenlenmiş şartlar altında hayatını devam ettirebilmesine yönelik hizmet anlayışı hakimdir. Bu nedenle huzurevlerinin yaygınlaştırılmasından ziyade, yaşlının kendi evinde iyileştirme ve bakım hizmetlerinden yararlandırılması ön plana çıkmaktadır. Müdürlüklerinden, vakıflar müdürlüklerinden veya sosyal yardımlaşma ve dayanışma fonundan yardım alıp almadığı, alıyorsa miktarı ile ayrıca başka türlü bir geliri olup olmadığı il ve ilçe idare kurullarında belirlenir. Evli olup aylık talebinde bulunan kişilerin eşlerinin Medeni Kanuna göre aile içi masrafa iştirak edebileceği miktarda dikkate alınır. Ülkemizde YaĢlılarımıza Yönelik Sağlanan Haklar ve Yararlanma ġartları 2022 Sayılı Kanun Kapsamında Yaşlılık aylığı Bağlanma Şartları: Yaşlılık aylığı, 65 yaşının doldurmuş, bakmakla mükellef kimsesi olmayan, herhangi bir Sosyal Güvenlik Kurumundan gelir ve aylık almayan vatandaşlarımızdan nafaka almayan, ayrıca devlet tarafından herhangi bir aylık bağlanmayan kişiler verilir. Yaşlılık aylığı için başvuru illerde Valilik, İlçelerde ise Kaymakamlıklar aracılığı ile mahalli maliye teşkilatlarına yapılır. Kişilerin hak sahipliği durumu il ve ilçe idare kurullarınca tespit edilir. Gelir araştırması yapılırken kişilerin eş ve bakımı ile mükellef çocuklarının gelir durumları da dikkate alınır. Ayrıca ticari faaliyeti, tarımsal geliri, taşınır veya taşınmazlardan elde ettiği geliri, nafaka geliri, sosyal güvenlik sisteminden herhangi bir geliri, Aile ve Sosyal Politikalar İl Huzurevlerine Kabul KoĢulları 1-60 yaş ve üzeri yaşlarda olmak, Kendi gereksinimlerini karşılanmasının engelleyici bir rahatsızlığı bulunmamak, yeme, içme, banyo, tuvalet ve bunun gibi günlük yaşam etkinliklerini bağımsız olarak yapabilecek durumda olmak, Kendi gereksinimlerini karşılanmasının engelleyici bir rahatsızlığı bulunmamak, yeme, içme, banyo, tuvalet ve bunun gibi günlük yaşam etkinliklerini bağımsız olarak yapabilecek durumda olmak, Ruh sağlığı yerinde olmak, Bulaşıcı hastalığı olmamak, Uyuşturucu madde ya da alkol bağımlısı olmamak, Sosyal ve/veya ekonomik yoksunluk içinde bulunduğu sosyal inceleme raporu ile saptanmış olmak. Huzurevi YaĢlı Bakım Rehabilitasyon Merkezlerine kabul koĢulları: 1-60 yaş ve üzeri yaşlarda olmak, Bedensel ve zihinsel gerilemeleri nedeniyle süreli yada sürekli olarak özel ilgi desteğe, korunmaya ve rehabilitasyona gereksinimi olmak, Ruh sağlığı yerinde olmak, Bulaşıcı hastalığı olmamak, Uyuşturucu madde yada alkol bağımlısı olmamak, Sosyal ve/veya ekonomik yoksunluk içinde bulunduğu sosyal inceleme raporu ile saptanmış olmak. BaĢvuruda hangi belgeler isteniyor? Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım Rehabilitasyon Merkezlerine kabul edilecek kişilerden (yaşlılardan) istenen belgeler ise; Dilekçe T.C. Kimlik No Beyanı Gelir Durumunu Gösterir Belge Örnekler Sağlık Raporu(*) (*) Sağlık Raporunun karar bölümünde ―Huzurevine girmesinde sakınca yoktur‖ ya da ―Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde bakım görmesinde sakınca yoktur‖ ibaresi yer alan rapor Kuruluşlara kabul edilecek yaşlılarda, ırk, renk, cinsiyet, dil, tabiyet, dini siyasi düşünce, felsefi inanç ve eğitim yönünden hiçbir ayrım yapılmıyor ve geçmişteki mahkumiyetleri göz önüne alınmamaktadır.