Strateji Geliştirme Başkanlığı Sosyal Politikalara İlişkin Çalışma

advertisement
Strateji Geliştirme Başkanlığı
Sosyal Politikalara İlişkin Çalışma
(Ocak 2012)
Selçuk ÖNCÜL Mali Hizmetler Uzman Yardımcısı
Yusuf KÖSE Mali Hizmetler Uzman Yardımcısı
 Sosyal Politikalar Nedir?
 Sosyal Politikalar toplumsal barış ve uzlaşmayı tesis
etmek, sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine
getirmek amacıyla devletin toplumsal eşitsizlikleri
gidermeye yönelik politikasıdır. Sosyal Politikalar
Devletin tüm toplumun çıkarlarını kollamak üzere
piyasaya bırakılmayacak hizmetleri yerine getirme
yükümlülüğünden doğmaktadır. Bir yönüyle sosyal
politikalar tüm toplumun sosyal gelişmesini sağlamaya
ve yaşama koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan bir
vatandaşlık hakkıdır. Sosyal politikalar günümüzde
temel hak ve özgürlükleri sosyal-ekonomik hak ve
özgürlüklerle genişletmektedir. Sosyal Politikalarda
devletin daha etkin olmasının sağlayan toplumsal
taliplerdir.
Sosyal politikalar, sağlıktan eğitime
uzanan geniş bir yelpazede halkımızın ihtiyaçlarının
karşılanabilmesi için çözümler üretme amacı taşır.
Bu süreçte toplumun özellikle dezavantajlı
kesimlerine öncelik verilir.
 Sosyal politika üretmek ve uygulamak için
toplumun tüm kesimlerinde ve gereksinim
duyulabilecek her alanda kapsayıcı, kucaklayıcı,
tamamlayıcı bir anlayış ve yapılanmaya ihtiyaç
vardır.
 Yoksullukla Mücadele
 İnsani gerekçelerle kalıcı ve öncelikli çözüm yöntemleriyle
yoksullukla mücadele etmek gerekir. Yardımlaşma, yoksulu
bağrına basmanın manevi tatmini Türk kültürünün başka
özelliklerinden biridir. Ancak geleneksel değerlerimizin
yoksulluğu azaltıcı tarafının da sınırları vardır. Bu yüzden
yoksulluğun geçici olması için köklü projeler geliştirilmesi
gerekmektedir. Devletin istihdam olanaklarının sınırlı olması
insanların kamu personeli olarak yaşamalarının idame etmek
istemeleri yakın zamana bireysel yeteneklerini kullanacakları
girişimci kültüründen uzak durmaları Türkiye‘de yoksulluğu
kalıcılaştıran faktörlerdendir. Bunun bilincinde girişimci
kültürün geliştirilmesi amacıyla mikro kredi uygulamasına
önayak olunmalı.
 Sosyal Politikalarda Yeni Dönem Ve Kurumlar Tarafından
Verilen Hizmetler
 Yeni dönemde Sosyal Politikalar, yaşadığımız yüzyılda
insan ve toplum hayatında etkin rol oynamaktadır. İnsanı
merkeze alan, insan eksenli siyasi ve ekonomik
politikalar üretilmesi, uygulanması, çağdaş, demokratik
devlet anlayışının bir gereğidir. Bugün, ülkelerin
gelişmişlik
düzeyine
baktığımızda
ekonomik
göstergelerin tek başına insanı ve toplumu müreffeh
kılmadığını görüyoruz. Bu ülkeler, refah sıralamasındaki
yerlerini, iktisadi göstergelerinin yanı sıra vatandaşlarına
sağladıkları güvenceler, tesis ettikleri sosyal adalet ve
insan onurunu yücelten yaklaşımlarıyla almışlardır.
Ayrıca kadınlar, çocuklar, şehit yakınları, gaziler, yaşlılar
ve engelliler gibi hassas kesimleri kapsayan çalışmaların
birbiriyle temas halinde ve bütüncül bir biçimde
gerçekleştirilmesi gerekir. Bu, hem politika üretme
noktasında hem de uygulamada, merkezi bir yapılanmayı
zorunlu kılmıştır Bu amaçla; Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı 633 Sayılı KHK ile kurulmuştur. Bünyesinde;
Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sosyal
Yardımlar Genel Müdürlüğü, Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Özürlü
ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Şehit Yakınları ve
Gaziler Daire Başkanlığı olmak üzere toplam altı hizmet
birimi bulunmaktadır.
 Sosyal Yardımlar Nelerdir ve Hangi Kurumlar Tarafından
Yardımlar Yapılır?
 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel
Müdürlüğü Sosyal yardım faaliyetlerini 81 il ve 973 ilçede
vali ve kaymakam başkanlığında oluşturulmuş Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla
yürütülmektedir. Yoksullukla mücadele stratejisi temelinde
sosyal yardım faaliyetlerini etkin bir şekilde yürütmektedir.
Kısa vadede vatandaşlarımızın gıda, barınma, sağlık ve
yakacak gibi temel gereksinimlerinin karşılayarak
yoksulluğun etkisini hafifletilmesi hedeflenmektedir Kısa
vadede yoksullukla mücadele stratejisine yönelik, Aile
Yardımları, Özürlü Yardımları, Sağlık Yardımları ve Özel
Amaçlı yardımları sayabiliriz.
 Eğitim yılının başında ve ikinci sömestri başında olmak
üzere yılda iki kez eğitim materyali yardımı verilmektedir.
 Şartlı Eğitim Yardımları kapsamında yaklaşık 2,1 milyon
öğrencinin düzenli olarak okula devam etmesi şartıyla
annelere nakit desteği verilmektedir.
 Taşımalı Eğitimden yararlanan yaklaşık 598 bin öğrencinin
öğle yemeği ücretleri karşılanmaktadır.
 İlk ve ortaöğretime devam eden yaklaşık 14 milyon
öğrencinin ders kitapları ücretsiz verilmektedir.
 30 bin özürlü öğrenci eğitim kurumlarına ücretsiz
taşınmaktadır.
 Taşımalı eğitim dışında kalan öğrencilerin ulaşım, barınma
ve yemek giderleri karşılanmaktadır.
 Sosyal yardım ve hizmet alanında fikir beyan eden hemen
herkesçe vurgulanan ve 1960‘lardan bu yana ulusal
belgelerde temel sorun alanları olarak gösterilen mükerrer
yardımlar, ortak sosyal yardım veri tabanı eksikliği,
muhtaçlık tespitinin uzun sürmesi, fayda sahibi belirlemede
objektif kriter eksikliği gibi hususlarda çözüm üreten Sosyal
Yardım Bilgi Sistemini (SOYBİS) 2009 yılında hizmete
sunulmuştur. Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS), sosyal
yardım başvurusu yapan vatandaşlarımızın muhtaçlıklarını
ve kişisel verilerini merkezi veri tabanlarından temin/tespit
etme ve mükerrer yardımların önlenmesine yönelik olarak
kurumlar arası online veri paylaşımını sağlama amacıyla
SYGM tarafından 6 aylık çalışma ile tamamen öz kaynaklar
kullanılarak hayata geçirilmiş bir e-Devlet uygulamasıdır.
Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) ile 13 kurumdan
kişilerin nüfus, sosyal güvenlik, araç, gayrimenkul, yeşilkart,
vergi, arazi varlığı, burs ve diğer kamu kurumlarından
yardım alıp almadığına ilişkin 28 verisi online olarak temin
edilmektedir.
 Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemi ile sosyal
yardımların başvurudan ödemelerin yapılmasına kadarki tüm
iş ve işlemlerinin online olarak yapılması sağlanmış; 1,9
milyon hane ve 9,8 milyon kişinin tüm sosyo-ekonomik
verileri sağlıklı bir veri tabanında tutulmaya başlanarak
«Yoksulluk Envanteri» oluşturulmuştur.
 Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından 2003 yılında
itibaren her yıl yaklaşık 2 milyon ihtiyaç sahibi ailelere
Ücretsiz kömür dağıtımı devam etmektedir. 2011 yılı
itibariyle 12 milyon ton kömür yardımı yapılmıştır.
 Genel Sağlık Sigortası uygulamasına geçilerek sosyal
güvencesi olmayan vatandaşlar sağlık hizmetlerinden
faydalanacak.
 Evde Bakım Aylığı ile Yaşlılık ve Özürlülük Maaşı iş ve
işlemleri elektronik ortama aktarılacak ve Bütünleşik Sosyal
Yardım Hizmetleri Programına entegre edilerek SYD
Vakıflarınca yürütülecektir
 Yeni doğan işitme taraması programı tüm Türkiye‘de
uygulanmaya başlanmıştır.
 Ücretsiz ders kitapları Milli Eğitim Bakanlı İlköğretim,
ortaöğretim ve Açıköğretim kitap dağıtılmaya başlanmıştır.
 Ülke genelinde çeşitli sebeplerle okula gidemeyen
çocuklarının okula gidebilmesi için ―Haydi kızlar okula‖
kampanyasıyla tüm kampanya çalışmaları süresince Türkiye
genelinde 273.447 kız çocuğunun okullaşmadığı tespit
edilmiş, illerde yapılan çalışmalar sonucunda bunların %81‘i
( 222.800 kız çocuğu) okullaştırılmıştır. Ancak tespit edilen
50.647 (%19luk kısım) kız çocuğunun eğitim sistemine
kazandırılma çabaları sürdürülmektedir
 Kırsal alanda Sosyal Destek Projesi ile Tarımsal Üretim
yapmak isteyip, yeterli kaynağa sahip olmayan
vatandaşlarımıza bu kapsamda Sosyal Yardımlar Genel
Müdürlüğü tarafından: Tarımsal destek uygulamaların için
2011 yılı itibariyle 6,5 milyar TL ödeme yapılmıştır. Faizsiz
hayvancılık kredisini 2011 yılı itibariyle 48 bin 644 kişi
kullanmıştır.
 Çocuklara ĠliĢkin Sosyal Politikalar Nelerdir?
 Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü 0-18 yaş grubunda
yer alan 22.699.503 çocuğa genel hizmet vermekten
sorumludur.
 Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı
birimleri;
 Çocuk Evleri,
 Sevgi Evleri,
 Çocuk Yuvaları,
 Yetiştirme Yurtları,
 Koruma Bakım
 Rehabilitasyon Merkezleri,
 Bakım Sosyal Rehabilitasyon Merkezleri
 Çocuk ve Gençlik Merkezleri
hizmet
2011 Yılı Sonu Ġtibariyle;
Aile yanında destek verilen 26.796,
Kuruluştan aileye döndürülen 8.099,
Danışmanlık hizmeti verilen 1.237,
Kuruluş bakımı altında bulunan 14.291,
Evlat edindirilen 11.444,
Koruyucu aile yanına yerleştirilen 1.295,
İşe yerleştirilen 34.579,
Gündüzlü bakım hizmeti verilen 7.742,
 Kreşlerde 50.300 çocuğa hizmet verilmektedir.








 Kişi başına yapılan ekonomik destek miktarı 2002 yılında 62
TL iken 2011 yılında bu miktar 451 TL‘ye yükseltilmiştir.
Bununla birlikte Kasım 2011 tarihi itibariyle 7 bin 942
çocuk, ailesi yanına döndürülmüş, aileler ekonomik ve sosyal
olarak desteklenmiştir. Ayrıca ücretsiz gündüzlü bakım
hizmetleri verilmektedir
 Evlat edindirme ve koruyucu aile uygulamalarına da hız
verilmiştir. 2002 yılına kadar 6 bin 976 çocuk evlat
edindirilmişken, Kasım 2011 itibariyle toplam 11 bin 393
korunmaya muhtaç çocuğumuz evlat edindirilmiştir.
 2002 yılında koruyucu aile yanında bakılan çocuk sayısı 515
iken Kasım 2011 itibariyle 1.295 çocuğa erişilmiştir.


 Çocuk Evleri modelinde, 5-6 çocuğun ev sıcaklığını
hissedebilecekleri ortamlar oluşturulmuştur. 2005 yılında
geliştirilen bu uygulama ile Kasım 2011 itibariyle 435 Çocuk
Evinde, 2 bin 472 çocuğa fiilen bakılmaktadır Sevgi Evleri
modelimiz ise her odada 2-3 çocuğun kaldığı 10-12 kişilik
müstakil villa tipi uygulamasıdır. Kasım 2011 itibariyle 50
Sevgi Evi Sitesindeki 348 villa tipi evde 2 bin 585
çocuğumuza fiilen hizmet veriyor. Bu öncü uygulamalarla
mevcut yuva ve yetiştirme yurtların kapasiteleri azaltılmıştır.
2002 yılında 79 çocuk yuvasında fiilen bakılan çocuk sayısı
8 bin 555 iken Kasım 2011 itibariyle 69 çocuk yuvasında 3
bin 624 çocuğa bakılmaktadır.
 Ayrıca 2002 yılında 108 yetiştirme yurdunda 7 bin 689
gencimiz kalırken, Kasım 2011 itibariyle 90 yurtta 4 bin 208
gencimiz kalmaktadır.
 2005 yılında 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu
kapsamında tanımlanan suça yönelen ve korunma ihtiyacı
içinde olan çocuklar için yeni bir hizmet modeli


oluşturulmuştur. Bu kapsamda, Kasım 2011 itibariyle sayısı
28 olan Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezinde 445
çocuğumuza yatılı hizmet verilmektedir
7-18 yaş kız ve erkek çocuklara yönelik ayrı ayrı
yapılandırılan 9 yatılı Koruma Bakım ve Rehabilitasyon
Merkezi‘nde Kasım 2011 itibariyle 112 çocuğa hizmet
verilmektedir
Sokakta çalışan, ailesince ihmal edilen çocuklara yönelik
2002 yılında 24 Çocuk ve Gençlik Merkezi ve 1 Gözlem
Evinde hizmet verilen çocuk sayısı 5 bin 520 iken, Kasım
2011 itibariyle 37 Çocuk ve Gençlik Merkezi ile 4
Gözlemevinde 8 bin 424 çocuk ve gence yatılı ve gündüzlü
sosyal hizmet verilmektedir.
Son beş yılda 1400 gencimiz üniversiteli olmuştur. 2011
ÖSYS yerleştirme sonuçlarına göre Kurum koruması altında
olan 402 gencimizden 264‘ü Yüksek Öğrenim Programlarına
girmeye hak kazanmıştır.
2011 yılı içerisinde koruma ve bakım altında bulunan
çocuklarımızdan başarılı olanların 117‘si özel okullara, 1077
çocuğumuz ise özel dershaneye yerleştirilmiştir.
 Özürlülük Tanıma
 Yüzyıllardan beri toplumda var olan özürlülük sorunu
insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak bu sorunu insanlık tarihi
kadar eskidir. Ancak bu sorunun ortadan kaldırılmasına
yönelik gayretlerin hiç birisi özürlülüğü ortadan
kaldırılmasına yönelik gayretlerin hiç birisi özürlülüğü
ortadan kaldırmamıştır. Savaşlar, terör olayları, depremler,
yangın, su baskını gibi doğal afetler, toprak kaymaları, bina
çökmeleri, heyelanlar, trafik kazaları, deniz kazaları, ev
kazaları, iş kazaları, yangınları, ilaç, uyuşturucu madde,
besin ve kimyasal madde zehirlenmeleri, yaralanmalar,
çarpmalar ve beraberinde getirdiği sayısız birçok nedenin,
özellikle gelişmekte olan ülkelerde özürlülerin sayısını hızla
artığı bilinmektedir. Sağlık hizmetlerinin yeterince
gelişmemiş olduğu ülkelerde, yukarıda belirtilen nedenlere
ek olarak doğum öncesi ve doğumdan kaynaklanan
özürlülükler de ek özürlülüğün mevcudiyetinin önemli
boyutlarda olduğu görülmektedir. Özürlülük, doğuştan ya da
sonradan olma herhangi bir hastalık veya kaza nedeniyle
kişinin bedensel, zihinsel ruhsal, duygusal ve sosyal
fonksiyonlarında belirli bir sürekli azalma ve kayıplara
neden olan, organ yokluğu veya bozukluğu sonucu normal
yaşam gereklerine uyum sağlama ve günlük ihtiyaçlarını
karşılamada güçlük olarak tanımlanmaktadır. Bu düzeyde
özürlü olan kişiye ―özürlü sakat engelli‖ adı verilmektedir.
Bu insanlar, toplumsal rollerini gerçekleştirebilmek için
bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine
ihtiyaç duyarlar.
 Ülkemizin genel özürlülük Profili
 Türkiye İstatistik Kurumu ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı
tarafından yapılan 2002 Özürlüler Araştırması sonuçlarına
göre, ülkemizdeki toplam nüfusun % 12,29‘unu özürlü vatandaşlar oluşturmaktadır. Yaklaşık 8,4 milyon özürlüyü
ifade eden toplam özürlü vatandaşların %9,7‘si süreğen
hastalığı olanlar; %1,25‘i ortopedik, %0,48‘i zihinsel,
%0,38‘i dil ve konuşma, %0,37‘iişitme, %0,6‘ı görme özürlü
bireylerden oluşmaktadır.
 Sorumlu ve Ġlgili KuruluĢlar
 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 633 Sayılı KHK ile
kurulmuştur. Bünyesinde; Aile ve Toplum Hizmetleri Genel
Müdürlüğü, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü, Kadının
Statüsü Genel Müdürlüğü, Çocuk Hizmetleri Genel
Müdürlüğü, Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü,
Şehit Yakınları ve Gaziler Daire Başkanlığı olmak üzere
toplam altı hizmet birimimiz bulunmaktadır. Bunun yanında
Sağlık Bakanlığı Milli Eğitim Bakanlığı Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu, üniversiteler,
valilik ve kaymakamlık ile yerel yönetimlerdir.
 Özürlüler Kanunu
 Tüm dünyada özürlülere yönelik yapılan çalışmaların ana
hedefi özürlülerin toplumsal yaşama tam ve eşit katılımın
sağlanması ve özürlü vatandaşlarımızın güçlendirilerek fırsat
eşitliğinin sağlanmasıdır.
 İçinde yaşadığımız toplumda ise, özürlülerin kendi
problemlerinin yanında var olan toplumsal ön yargılar en az
özrün kendisi kadar önemlidir ve mücadele edilmesi gereken
bir konudur.
 Çıkartılan ‗‘Özürlüler Kanunu‘‘ ve beraberinde getirdiği
yenilikler ile özürlü vatandaşlarımızın şartlarında önemli
iyileşmeler kaydedilmiştir. Sosyal yaşamın her alanında
olduğu gibi özürlü politikalarında dönemimizde kaydedilen
başarıdan güç alarak 01.07.2005 tarihinde Meclis Genel
Kurulu‘nda kabul edilen ve 07.07.2005 tarihli resmi gazetede
yayımlanan
Özürlüler
Kanunu
ve
bu
kanunun
uygulanabilirliğinin sağlanması için çıkartılan yönetmelikler
ile özürlü vatandaşlarımızın toplumsa hayata katılımını,
eğitimden istihdama her alana katılımlarını sağlayan
kolaylıkları getirmiştir.
SORU VE CEVAPLARLA ÖZÜRLÜ HAKLARI
 ĠĢe YerleĢtirme Taleplerini KarĢılama Yetkisi Hangi
Kurumlardadır?
 Özürlü kişilerin devlet memuru olarak istihdamları
Devlet Personel Başkanlığı Koordinasyonunda ilgili
kamu kurum ve kuruluşlarınca, işçi olarak istihdamları
ise Türkiye İş Kurumu tarafından yapılmaktadır
 ĠĢe Girmek ve çeĢitli kurumlara özürlü eleman alınıp
alınmayacağına iliĢkin bilgileri öğrenmek için hangi yol
izlenmelidir?
 Özürlü kadrosuna devlet memuru olarak atanmak için
öncelikle yapılacak olan merkezi sınava girmek
gerekmektedir. Devlet memurluğuna ilişkin sınav
duyurusu Devlet Personel Başkanlığınca yapılmakta olup
Resmi Gazete ve ilgili kurumun Web sitesinde
yayımlanmaktadır.
 2011 yılında çıkarılan 6111 sayılı Kanunla, özürlülerin
devlet memurluğuna alınmasına yönelik olarak merkezi
sınav uygulaması getirildi. Görme ve İşitme özürlüler
için Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından,
görme özürlü adaylar için sesli ve işitme özürlü adaylar
için görüntülü sınav sistemi oluşturuldu.2012 yılı içinde
yapılacak ilk merkezi sınavla özürlü memur istihdamında
önemli bir dönüm noktası olacaktır.
 2010 ve 2011 yıllarında Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
ile kamudaki özürlü memur istihdamı istisna kapsamına
alınarak kadro sınırlamalarının dışında bırakılmıştır.
 4857 Sayılı ĠĢ Kanunu Kapsamındaki ĠĢyerlerinin Özürlü
ÇalıĢtırma Zorunluluğu Ne Kadardır?
 4857 sayılı iş kanunu madde 30 göre İşverenler, elli veya
daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde
üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde
iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına
uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları
içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda
çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına
göre hesaplanır. Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının
tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre
çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine
göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli
çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma
kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar
tama dönüştürülür. İşyerinin işçisi iken sakatlananlara
öncelik tanınır.
Özel sektör işverenlerince bu madde
kapsamında çalıştırılan 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununa tabî özürlü sigortalılar ile 1/7/2005
tarihli ve 5378 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen
korumalı işyerlerinde çalıştırılan özürlü sigortalıların, aynı
Kanunun 72inci ve 73 üncü maddelerinde sayılan ve 78 inci
maddesiyle belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden
hesaplanan sigorta primine alt işveren hisselerinin tamamı,
kontenjan fazlası özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları
halde özürlü çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları
her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden
hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin yüzde
ellisi Hazinece karşılanır.
Özürlülerin istihdamı konusunda işverenler için yasal zorunluluk yanında teşviklerde söz konusudur. İşyeri; mevzuatlarla belirtilen özürlü sayısından daha fazla özürlü çalıştırırsa
veya çalışan özürlünün özür derecesi % 80 den fazla olursa
veya herhangi bir kanuni yükümlülüğü olmamasına karşın
özürlü çalışanı varsa işveren tarafından ödenen sigorta priminin %50 si hazine tarafından karşılanmaktadır.
 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Tâbi Kurum Ve
KuruluĢlarda Ġstihdam Edilmesi Gereken Özürlü Oranı Ne
Kadardır?
 Devlet Memurları Kanununa göre; kurum ve kuruluşlar
çalıştırdıkları personele ait kadrolarda %3 oranında
özürlü personel çalıştırmak zorundadır, %3‘ün
hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun (taşra
teşkilatı dahil) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır.
 Özürlü iĢçi veya memur çalıĢtırmamanın iĢverene getirdiği bir
yaptırım var mıdır?
 Kamu ve özel sektör işverenlerinden sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden her ay çalıştırmadığı her özürlü için
belli bir miktar para cezası kesilmektedir. Özürlü memur
çalıştırmamanın
herhangi
bir
müeyyidesi
bulunmamaktadır.
 Özürlü Ġstihdam Etme Sorumluluğunu Yerine Getirmeyen
ĠĢverenlerden Toplanan Ceza Paralan Hangi Amaçlar Ġçin
Kullanılmaktadır?
 Özürlü istihdam etme sorumluluğunu yerine getirmeyen
işverenlerden toplanan ceza paralan, özürlülerin meslekî
eğitim ve meslekî rehabilitasyonu, kendi işini kurma ve
bu gibi projelerde kullanılmak üzere Türkiye İş
Kurumuna aktarılmaktadır.
 ĠĢyerlerinde Özürlülere Yönelik Ne Tür Düzenlemeler
Yapılmaktadır?
 Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmeliğe göre ‗ işverenler, işyerlerini, imkânlar
ölçüsünde, özürlülerin çalışmalarını kolaylaştıracak
şekilde hazırlamak, sağlıkları için gerekli tedbirleri
almak, mesleklerinde veya mesleklerine yakın işlerde
çalıştırmak, işyerleriyle ilgili bilgi ve yeteneklerini
geliştirmek, çalışmaları için gerekli araç ve gereçleri
sağlamak zorundadır. Özürlüler, yapabilecekleri işler
dışında sağlıklarına zarar verecek diğer işlerde çalıştırılamaz. Uygun koşulların varlığı halinde çalışma
sürelerinin başlangıç ve bitiş saatleri,
durumuna göre belirlenir‘ denilmektedir.
özürlünün
 ÖzelleĢtirilen Veya ÖzelleĢtirilme Kapsamına Alınan Kamu
KuruluĢlarında ÇalıĢan Özürlülerin Yasal Hakları Nelerdir?
 Kapatma ve tasfiye hallerinde işten çıkarılma durumunda
iş kaybı tazminatı, özürlülere, kanun diğer çalışanlara
tanıdığı hakların iki katı oranında ödenir. İlgili Kanun
Maddesi 5398 sayılı ―Özelleştirme Uygulamalarının
Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda
ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun‖
Bu Kanuna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların
özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi
veya faaliyetlerinin kısmen yada tamamen durdurulması,
süreli yada süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi
nedeniyle bu kuruluşlarda iş sözleşmeleri tabi oldukları iş
kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak
kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve
yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları
dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir. Ayrıca
bunların mesleklerinde geliştirilmesine, bir meslekte
yetiştirilmesine veya meslek edindirilmesine ilişkin eğitim
giderleri ile yeni iş bulmalarına katkı sağlamak amacıyla
yapılacak giderler Özelleştirme Fonundan karşılanır. Özürlü
personele bu maddede belirtilen tutarın iki katı olarak iş
kaybı tazminatı ödenir. İş kaybı tazminatı ödenmesi ve
sağlanabilecek diğer hizmetlere ilişkin işlemler Türkiye İş
Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür.
Ankara‘daki kuruluşlar için Millî Eğitim Bakanlığı Özel
Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel
Müdürlüğüne, illerdeki kuruluşlar için il Millî Eğitim
Müdürlüklerine başvurabilirler.
 Özürlülere Yönelik Meslek Edindirme Kurslarını Hangi
Kurum/KuruluĢlar Düzenlemektedir?
 Türkiye İş Kurumu ve MEB Çıraklık Yaygın Eğitim
Genel Müdürlüğü özürlülere yönelik meslek edindirme
kursları düzenlemektedir.
MESLEKĠ EĞĠTĠM
 Özürlülere Yönelik Meslekî Eğitim Faaliyetlerini Hangi
Kurum/KuruluĢlar Yürütmektedir?
 Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde işitme Engelliler Çok
Programlı Liseleri, Ortopedik Engelliler Meslek Liseleri,
zihinsel engellilere yönelik Meslekî Eğitim Merkezleri, iş
Eğitim Merkezleri ve Yetişkin Zihinsel Engelliler İş
Eğitim Merkezleri özürlülere yönelik meslekî eğitim
programları düzenlenmektedir. Bu kuruluşların meslekî
eğitim faaliyetlerinden yararlanmak isteyen kişiler
ÖZLÜK HAKLARI
 Bakım Gereksinimi Olan Özürlü Yakını Bulunan Memurların
Tayininde Kolaylık sağlanmakta mıdır?
 5378 sayılı Özürlüler Kanunu 21 inci maddesiyle 657 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir: EK
MADDE 39.- Devlet memurlarının, hayatını başkasının
yardım veya bakımı olmadan devam ettiremeyecek
derecede özürlü olduğu sağlık kurulu raporu ile tespit
edilen eşi, çocukları ile kardeşlerinin, memuriyet mahalli
dışında resmî veya özel eğitim ve öğretim kuruluşlarında
eğitim ve öğretim yapacaklarının özel eğitim
değerlendirme kurulu tarafından belgelendirilmesi
hâlinde, ilgilinin talebi üzerine eğitim ve öğretim
kuruluşlarının bulunduğu il veya ilçe sınırları dahilinde
kurumunda bulunan durumuna uygun boş bir kadroya
ataması yapılır.
 Özürlülerin Tayin ve Nakillerinde BaĢka Özel Hükümler Var
mıdır?
 Atama, tayin ve nakiller; konuya ilişkin mevzuatlar çerçevesinde ilgili kurumlar tarafından yapıldığından tayin
ya da nakil ile ilgili girişimlerin söz konusu kurumlar
nezdinde şahsen yapılması gerekmektedir.
 Özürlü Çocuğu Olan ÇalıĢan Anneler Ġçin Özel Bir Düzenleme
Var mıdır?
 Sosyal güvenlik reformu olarak bilinen 5510 sayılı Kanunla, sosyal güvenlik sistemimize getirilen yeni bir
düzenleme ile başka birinin sürekli bakımına muhtaç
derecede malul çocuğu bulunanların, 01.10.2008
tarihînden sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte
biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenecek.
Eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de
indirilecek. Yapılan bu düzenleme ile özürlü çocuğu olan
kadınlara erken emeklilik hakkı tanınmıştır.
 Özürlü Memurlar Gece Nöbeti ve Gece Vardiyası Tutacaklar
mıdır?
 Özürlü memurlara isteği dışında gece nöbeti ve gece
vardiyası görevi verilmeyecektir.
EMEKLĠLĠK
 Özürlü bireyler Erken Emekli veya Malulen Emekli olmak için
nereye müracaat etmelidir?
 Özürlülerin emeklilik işlemleri diğer çalışanlarda olduğu
gibi ilgili SGK tarafından yapılmaktadır. Özürlüler erken
emeklilik yada malulen emeklilik işlemlerini SGK‘ya
müracaat ederek başlatabilirler.
SAĞLIK YARDIMI
 Sosyal Güvencesi Olan Özürlü Bireylerin Sağlık Giderleri Nasıl
KarĢılanmaktadır?
 Sosyal güvencesi olan özürlü bireylerin tedavi muayene,
ilaç, tetkik ve ortez-protez ihtiyaçları bağlı oldukları
sosyal güvenlik kuruluşu tarafından katkı payı alınarak
karşılanmaktadır.
 Tedavi Giderleri Kendi Ġmkânları Ġle KarıĢlayamayan ve Sosyal
Güvenlik Kapsamında Bulunmayan Özürlü Bireylerin Tedavi
Giderleri Nasıl KarĢılanmaktadır?
 2006 yılında 5510 sayılı "Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu" ile uygulamaya konulan, ancak
2012 yılına kadar yeşil kartlılar ile kayıt dışı kesimin
kapsam dışı bırakıldığı Genel Sağlık Sigortası
uygulamasında, 01.01.2012 tarihinden itibaren kapsam
dışı bırakılanlar da zorunlu olarak yer almaya başladı.
Yeni uygulamaya göre, Türkiye'de yaşayan herkes GSS
kapsamında olacak.
 Söz konusu tarihten itibaren yeşil kart uygulaması sona
ererken, yeşil kart vizesi dolanlar ve herhangi bir sağlık
güvencesi bulunmayanların, 01.01.2012 tarihinden
itibaren bir ay içerisinde ikamet ettikleri il/ilçenin Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına gelir testi yaptırmak
için başvurması gerekiyor.
 YeĢil Kart ve Genel Sağlık Sigortası Nedir?
 Hiçbir sosyal güvencesi olmayan bireylerin sağlık
hizmetleri yeşil kart verilerek karşılanmaktadır. Genel
sağlık sigortasının uygulanmasıyla yeşil kart uygulaması
yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak yeşil kart almaya hak
kazanmış olanlar genel sağlık sigortası kapsamında bu
hizmetlerden yararlanmaya devam edecekle ve primleri
belirlenen koşullarda devlet tarafından karşılanacaktır.
ÖZÜRLÜ AYLIĞI
 Özürlü Aylığı Nedir?
 Toplumda genellikle ‖özürlü aylığı‖ olarak Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel
Müdürlüğü tarafından 2022 sayılı"65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık
Bağlanması Hakkında Kanununun‖ ilgili maddelerince
bağlanan aylıktır. Ekonomik yoksunluk içinde bulunan;
18 ya; özürlü bireyler ve kanunen bakmakla yükümlü
olduğu 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunan
Türk Vatandaşlarına aylık bağlanmaktadır. Üç aylık
olarak öden Özür oranına göre aylığın miktarı
değişmektedir.
 Özürlü Aylığını Kimler Alabilir?
 Yetkili hastaneden alınmış özürlü sağlık kuru raporuna
göre ‖özürlü‖ (özür oranı %40-%69) ve başkasının
yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek
derecede (özür oranı %70 ve üzeri) olan, Kanunen
bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan Sosyal güvenlik
kurumlarından her ne ad altında olursa olsun bir gelir
veya aylık hakkından yararlanmayan,
Nafaka
bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan,
Mahkeme kararıyla veya doğrudan bir mevzuat gereği
bağlanmış herhangi devamlı bir gelire sahip bulunmayan
Her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması kanunla
belirlenen muhtaçlık sınırının altında olan kişiler ile
Yukarıdaki koşullara sahip olup kanunen bakmakla
yükümlü olunan 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını
bulunanlar, bakımının fiilen gerçekleşmesi ve aylık
ortalama gelirinin kanunla belirlenen muhtaçlık sınırının
altında olması kaydıyla bu aylıktan faydalanabilir. Sosyal
güvenlik kurumundan, yetim aylığı almakta olan özürlü
bireylerin aylık veya gelirleri, alacağı özürlü aylığından
az ise aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu
tarafından karşılanacaktır.
 Aylık Bağlanması Ġçin Gerekli ĠĢlem ve Belgeler Nelerdir?
 Aylık bağlanması için gerekli işlem ve belgeler şunlardır:
Yönetmeliğin (6 Kasım 2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanmıştır) EK-1 ve EK-2‘sinde yer alan
başvuru formu, Özürlü veya başkasının yardımı
olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek derecede
özürlü olmaları nedeniyle aylık bağlanacaklar için
‖özürlü sağlık kurulu raporu‖, Aylık talebinin vasi
tarafından yapılması hallerinde mahkemeden alınmış
vasilik kararı, ADNKS‘den (Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sistemi) alınacak yerleşim yeri ve diğer adres bildirim
formu, Özürlü olduklarını yetkili hastanelerden alacakları
‖özürlü sağlık kurulu raporu‖ ile kanıtlayan 18 yaşını
doldurmuş ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan
özürlü bireyler için Türkiye İş Kurumuna doğrudan
kendilerinin veya yazılı talepleri üzerine kaymakamlıklar
ya da mahalli mal müdürlükleri-defterdarlıklar) maliye
teşkilatları tarafından adlarına başvuru yapıldığına dair
belge, Mahallî maliye teşkilatlarınca aylık bağlanması
için istenilen ilgili Yönetmeliği ekindeki belgeler Kurum
internet sayfasından temin edilir. Bu formlar için
ilgililerden herhangi bir ücret talep edilemez. Yerleşim
yeri ve diğer adres bildirim formu ilgililerden talep
edilemez. İlgili Kurumlarca temin edilir. Başvuru
formunda yer alan aylık istek dilekçesiyle ile mal
bildirim belgesi aylık talebinde bulunanın kendisi veya
gerekli hallerde kanuni temsilcileri tarafından doldurulup
imzalanır.
 Aylık bağlanması için gerekli belgelerden Kuruma
mahalli maliye teşkilatları tarafından belirtilen belgeler
gönderilir. Diğer belgeler mahalli maliye teşkilatlarından
muhafaza edilir. Muhtaç olmadığına karar verilen ile
vücut fonksiyon kaybı oranı %40‘ın altında olanların
belgeleri Kuruma gönderilmez. Bu durumda başvuru
sahiplerine mahalli maliye teşkilatlarınca gerekçesi de
belirtilmek suretiyle yazılı olarak bilgi verilir.
 ‗Özürlü sağlık kurulu raporunu‘ aslı ilgili hastane
başhekimliği tarafından mühürle onaylanmış örneği veya
Kurumca kabul edilmiş elektronik ortamda temin edilen
örnekleri kabul edilir. Ayrıca ‗‘özürlü sağlık kurulu
raporunun‘‘ aslının getirilmesi halinde belgenin
fotokopisi aslına uygunluğu kontrol edildikten sonra
mahalli maliye teşkilatlarında birim amiri Kurumda ise
görevlendirilecek personel tarafından isim ve unvan
yazılmak suretiyle tasdik edilerek kabul edilir.
 Özürlü Aylığı Ġçin Nereye BaĢvuru Yapılır?
 İkamet edilen yerlerdeki defterdarlık veya mal
müdürlüğüne başvurmaları gerekmektedir. Özürlü Aylığı
ile ilgili Ayrıntılı Bilgi için Özürlü bireylerin aylık
bağlanması işlemleriyle ve sonrasındaki ilgili konular
için aşağıdaki adresten ayrıntılı bilgi alınabilir; Özürlü
Ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, Aile ve Sosyal
Politikalar İl ve İlçe Müdürlüğü
ÖZÜRLÜ BAKIM HĠZMETLERĠ
 Bakım Gereksinimi Olanlara Devletin Sunduğu Bir Hizmet Var
mıdır?
 Ailesi ekonomik yoksunluk içinde bulunan bakıma
muhtaç özürlü bireylere evlerinde veya kurumda bakım
hizmeti verilmektedir. Bu hizmetlerin iki asgari ücrete
kadar olan kısmı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bakım
Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından ödenmektedir.
Yine aynı şartlarda bakımı aile bireyi ya da yakını
tarafından karşılanan özürlü birey için, bakımı yapan
kişiye bir asgari ücrete kadar ödeme yapılmaktadır.
Bakım hizmeti ve bakım ücretinden faydalanmak için
ikamet edilen yerdeki Aile ve Sosyal Politikalar İl
Müdürlüğü‘ne veya varsa Aile ve Sosyal Politikalar İlçe
Müdürlüğü‘ne başvurmak gerekmektedir.
 Evde Bakım Parası Nedir?
 Özürlü bireylerin hayatlarının idamesini evde yürütecek
kişilere Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü
tarafından aylık net asgari ücret miktarında verilen tutara
evde bakım parası denilmektedir. Evde bakım parası
özürlü bireylerin kendisine değil, bakımını üstlenen
akrabası, vasisi gibi üçüncü kişilere ödenen bir
meblağdır.
 Evde Bakım Parası Almanın ġartları Nelerdir?
 Özürlü bireylerin evde bakım parası alabilmesi için üç
şart gereklidir. Her ne ad altında olursa olsun her türlü
gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle kendilerine ait
veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre
kendisine düşen ortalama aylık gelir tutarının, bir aylık
net asgari ücret tutarının 2/3‘ünden daha az olduğu bakım
raporu ile tespit edilmesi, Özürlü bireyin heyet raporu
veren hastanelerden alacağı özürlü sağlık kurul
raporunun ağır özürlü kısmında mutlaka ‖Evet‖ yazan bir
ibare bulunması ve vücut fonksiyon kaybı oranının % 50
ve üzerinde olması gerekiyor, Özürlü bireyin başkasının
yardımı olmadan hayatını devam ettiremeyecek şekilde
bakıma muhtaç olması gerekli olduğunun bakım heyeti
raporu ile tespit edilmesi,
 Evde Bakım Parası Ġçin Nereye BaĢvurulur?
 Evde bakım parası alabilmek için özürlü bireyin
ikametgâhının bulunduğu yerdeki Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüğü‘ne veya varsa Aile ve Sosyal
Politikalar
İlçe
Müdürlüğü‘ne
başvurulması
gerekmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar İlçe
Müdürlüğünün
bulunmadığı
yerlerde
ise
Kaymakamlıklara başvuru yapılabilir.
 Kurum Bakımı Nedir?
 Bakıma muhtaç özürlü bireyin aile yanında bakımının
mümkün olmaması halinde kurumda bakım hizmeti
verilir. Bakım hizmetleri Aile ve Sosyal Politikalar İl
Müdürlüğü denetiminde yürütülmektedir. Bakıma
muhtaç özürlü bireye Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bakım
Hizmetleri
Dairesi
Başkanlığına
bağlı
bakım
merkezlerinde ya da özel bakım merkezlerinde hizmet
verilmektedir.
 Kurum Bakımı Ġçin BaĢvuru Yerleri Nerelerdir?
 Özürlü bireyin ikametgâhının bulunduğu yerdeki Aile ve
Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü‘ne veya Aile ve Sosyal
Politikalar
İlçe
Müdürlüğü‘ne
başvurulması
gerekmektedir. Aile ve Sosyal Politikalar İlçe
Müdürlüğünün
bulunmadığı
yerlerde
ise
Kaymakamlıklara başvuru yapılabilir.
 Ayrıntılı Bilgi için
 2012 yılı için evde bakım hizmeti ödemelerine ilişkin
tutar aşağıda belirtilmiştir.
 01.01.2012-30.06.2012 dönemi için: 634,65 TL.
 01.07.2012-31.12.2012 dönemi için: 673,31 TL.
YARDIMCI ARAÇ GEREÇ VE CĠHAZLAR
 Sosyal Güvencesi Olmayan Ortopedik ve Diğer Yardımcı Araç
ve Gereçleri Nasıl Alabilir?
 İliniz veya İlçenizin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakıflarına müracaat ederek talepte bulunabilirsiniz. Ayrıca
Kızılay ve diğer sosyal yardım amaçlı dernek, vakıf,
federasyon, konfederasyonlardan bu konuda yardım
alabilirsiniz. Ayrıca belediyeler tarafından da çeşitli
yardımlar yapılmaktadır.
 Tekerlekli Sandalyenin Bedelini Kim Öder?
 Bağlı bulunulan sosyal güvenlik kurumunca karşılanır.
Herhangi bir sosyal güvenceye tabi olmama halinde Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından sağlanması
Valilik ve Kaymakamlıklardan talep edilebilir.
 ĠĢitme Cihazının Bedelini Kim Öder.
 Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık
Uygulama
Talimatı gereğince ödeme yapılır. Cihazların ödenmeyen
kısımları olmama halinde Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakıflarından sağlanması Valilik ve
Kaymakamlıklardan talep edilebilir.
 Hasta Alt Bezinin Bedeli Ödeniyor mu?
 Hastalığı nedeniyle ―mesane veya rektum‖ kontrolü olmadığının (çocuklar için en az iki yaşını tamamlamış
olmak kaydı ile) ve hasta altı bezi kullanması
gerektiğinin belirtildiği uzman hekim raporuna
dayanılarak reçete düzenlenmesi halinde ihtiyaca binaen
kullanılması öngörülen hasta alt bezine ait fatura
bedelleri birer aylık devreler halinde Sosyal Güvenlik
Kurumunca ödenir.


VERGĠ ĠNDĠRĠMĠ VE ARAÇLAR

Özürlülüğe Bağlı Gelir Vergisi Ġndiriminden Kimler
Yararlanabilmektedir?
 Özürlü hizmet erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü
kişi bulunan hizmet erbabı, özürlü serbest meslek erbabı ile
bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı, Basit usulde vergilendirilenlerden, tüccar ve
ücretli durumuna girmeksizin, imalat, tamirat ve küçük sanat
işleri ile uğraşan, (ilk madde ve yardımcı malzeme müşteriye
ait olarak faaliyet gösteren terzi, tamirci, marangoz gibi)
özürlüler yararlanmaktadırlar.
Kamu Sektöründe ve Özel Sektörde ÇalıĢan Özürlülerin
Gelir Vergisi Ġndiriminden Yararlanabilmeleri Ġçin
Yapacakları ĠĢlemler Nelerdir?
 Gelir vergisi indiriminden yararlanmak isteyen özürlü hizmet
erbabı, nüfus kâğıdının örneği ve çalıştığı işyerinden alacağı
hizmet erbabı olduğunu gösterir belge ile birlikte illerde
Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi
bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne, diğer ilçelerde
Mal Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvuracaktır.
Gelir Vergisi Ġndiriminden Yararlanmak Ġsteyenlerin Hangi
Belgeleri Hazırlamaları Gerekmektedir?
 Gelir Vergisi indiriminden yararlanmak isteyenlerin dilekçe
ekinde bulunduracakları belgeler şunlardır:
 Özürlü hizmet erbabı için:
 Çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir
belge,
 Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf

 Hizmet erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler
için:
 Ücretlinin çalıştığı işyerinde alacağı hizmet erbabı olduğunu
gösterir belge
 Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf
 Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu gösteren
 Ücretlinin çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı
olduğunu gösterir belge,
 Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf
 Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu gösteren belge
 Özürlü serbest meslek erbabı için
 Vergi kimlik numarasını gösteren belge
 Nüfus cüzdana örneği ve üç adet fotoğraf
 Serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü
kişiler için
 Serbest meslek erbabının vergi kimlik numarasını gösteren
belge,
 Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf
 Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu gösteren belge.
 Gelir Vergisi indiriminden yararlanma hakkına sahip basit
usulde vergilendirilen özürlüler için
 Vergi kimlik numarasını gösteren belge
 Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.
Özürlünün Sahip Olduğu Konutta Vergi Muafiyeti Var
mıdır?
 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 22‘inci maddesi buna
ilişkin düzenlenmeyi içerir. Madde 22-29.7.1970 tarihli ve
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesini

ikinci fıkrasında yer alan ‗‘gazilerin‘‘ ibaresinden sonra
gelmek üzere ‗‘özürlülerin‘‘ ibaresi eklenmiştir. Buna göre
200 metrekareden küçük tek konutu olan özürlüler emlak
vergisinden muaftır.
Malul ve Özürlüler Tarafından Gümrük Vergisinden Muafen
Ġthal Edilecek BaĢka EĢya Var mıdır?
 Özürlülerin eğitimi, çalışması veya fiziksel, ruhsal ve sosyal
gelişimlerine yönelik olarak özel suretle imal edilmiş olup,
malul ve özürlülerin kendi kullanımları için getirdikleri veya
onlara yardım sağlanması amacına yönelik olarak kamu
yararına faaliyette bulunan dernekler ile Sağlık Bakanlığınca
yetki verilmiş kurum ve kuruluşlarca ithal edilen ve
Kararnamede sayılan eşyalar gümrük vergilerinden muaftır.
Bu eşyalar; Görmeyenler ve kısmen görenler için eğitsel,
bilimsel veya kültürel gelişimlerine yönelik olmak üzere özel
surette imal edilmiş matbu yayınlar, kabartma baskılar ve
kağıtları, Braille kağıdı, beyaz bastonlar, yazı ve kelime
işlem makineleri, konuşan kitaplar, kasetçalarlar, büyütücü
televizyon ekranları, elektronik yer saptayıcı ve engel
detektörü, saatler ve diğer parçalar vb. Ortopedik cihazlar
(motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet,
koltuk değnekleri, protez organlar vb.) İşitme özürlülerin
işitmesini kolaylaştırmaya mahsus cihazlar. Vücut kusur
veya noksanlığını gidermek amacıyla üstte veya elde taşınan
veya vücudun içine yerleştirilen diğer cihazlar. Eğlence
merkezleri için özel oyun ekipmanları gibi eşyalardır. Özel
olarak malûl ve özürlülerin kullanımına mahsus olan ve eşya
ile birlikte getirilen parça, yedek parça ve standart

aksesuarlara veya bu eşyanın bakım, kontrol, ayarlama ya da
tamiri için gerekli olan aletler de muafiyet kapsamındadır.
Söz konusu parça, yedek parça ve aksesuarlar ile sair aletlerin eşyanın ithalinden sonra getirilmesi halinde muafiyetin
uygulanması için bunların muafen ithal edilen eşya ile ilgili
olduklarının tevsik edilmesi gerekir. Bu eşyaların muafen
ithaline ilişkin talepler, doğrudan eşyanın getirildiği Gümrük
İdaresine yapılır. Gümrük İdaresi‘nce eşyanın Kararname
kapsamında ve kararnamede sayılan eşya olması halinde
ithaline izin verilir.
ÖTV Muafiyetinden Yararlanarak Araç Nasıl Alınır?
 ÖTV Kanununun 7‘nci maddesinin 2 numaralı bendi ile bu
Kanuna ekli (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi
mallardan; 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm3‘ü aşanlar
hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm3‘ü aşanlar
hariç) ve 87.11 G.T.İ.P numaralarında yer alanların sakatlık
derecesi %90 veya daha fazla olan malul ve engelliler
tarafından, 87,03 87,04 ve 87,11 G.T.İ.P numaralarında yer
alanların bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket
ettirici özel tertibat yaptıran malul ve engelliler tarafından,
87,03 87,04 ve 87,11 G.T.İ.P numaralarında yer alanların bu
bendin (a) ve (b) alt bentlerinde belirtilen malul ve engelliler
tarafından ilk iktisabından so8nra deprem heyelan sel yangın
veya kaza sonucu kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle
hurdaya çıkarılmasında, bu G.T.İ.P numaralarında yer alan
malları hurdaya çıkaran malul ve engelliler tarafından beş
yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı ÖTV den
istisna edilmiştir. Özel Tüketim Vergisi Kanunundan 5228
sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu malul ve
engellilere sağlanan ÖTV istisnasının kap amı genişletilmiş
ve engel derecesi %90‘nı aşanların herhangi bir mekanik
ilave veya tadilat yapılması şartı olmaksızın yurt içinden
veya yurt dışından iktisap ettikleri taşıt araçlarından ÖTV
tahsil edilmemesi sağlanmıştır. Engel sebebinin önemi
bulunmamaktadır. Görme, işitme konuşma veya ortopedik
olabileceği
gibi
zihinsel
engellilerde
yasadan
yararlanabilmektedir. Sakatlık derecesinin %90 ve üzerinde
olduğu ‗‘Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında
Yönetmelik‘‘ uyarınca Sağlık Bakanlığının belirlediği sağlık
kuruluşlarından alınacak rapor ile belgelendirilmesi şartıyla
yukarıda motor silindir hacmi belirtilmiş olan araçlardan
birisinin engelliler tarafından ÖTV ödemeden satın alınması
veya ithal edilmesi imkan dahilindedir. Bu şekilde yurt
içinden taşıt aracı iktisap edecek veya ithal edecek olanların
motorlu taşıt kullanma ve ehliyet alma imkânları olmadığı
için bunlar adına alınan taşıtlar başkaları tarafından
kullanılacaktır. Bu kişilerde Gümrük Vergilerinden Muafiyet
ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında Karar ve Karayolları
Trafik Yönetmeliğinde tanımlandığı üzere, araç sahibinin
üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından birisi veya
noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen
bir sürücü olacaktır Araç ithal etmek için Ankara Naklihane
ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne başvurulması
gerekmektedir.



Sol Alt Ekstremite Sakatlığı Bulunanlar ÖTV’den Yararlanır
mı?
 Malul ve Engellilerin Araç Alımında ÖTV istisnası Uygulamasının Şartları ile İstisnadan Yararlanılan Araçların
Satışında Vergi Uygulanmasına yönelik 30.04.2010 tarihli
Özel Tüketim Vergisi Sirküleri/12‘ye göre, sağlık raporuna
göre sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve
engellilerin ‖H‖ sınıfı sürücü belgesi olması halinde, başkaca
özel tertibat yapılmasına gerek olmaksızın otomatik vitesli
araçları ilk iktisabında bu istisnadan yararlanmaları mümkün
bulunmaktadır. Bu durumda sakatlık derecesi % 90‘ın altında
olup, sadece sol alt ekstremitede sakatlığı bulunan malul ve
engelliler için verilecek (2A) numaralı ÖTV beyannamesine,
aracın sakatlığa uygun olarak tadil edildiğine dair teknik
belge yerine aracın otomatik vitesli olduğuna dair ‖uygunluk
belgesinin‖ aslı veya noter onaylı örneği eklenecektir.
Malul ve Özürlülere Ait TaĢıtların Trafik ĠĢlemleri Nasıl
Yapılmaktadır?
 31 Aralık 2004 Tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 53 üncü
ve 74 üncü maddelerinde değişiklik yapılarak; ithaline izin
verilen veya ülkemizde imal edilen malul ve özürlülere ait
özel tertibatlı araçlar ile özür derecesi % 90 ve üzerinde olan
malul ve özürlüler adına Özel Tüketim Vergisinden muaf
olarak tescil edilmiş özel tertibatı olmayan araçlara, üzerinde
özürlülere mahsus işaret bulunan plakalardan verileceği
hüküm altına alınmıştır. Bu tür araçların trafik kuruluşlarınca
tescil işlemlerinin yapılması sırasında; Bizzat kullanım
amacıyla malul ve özürlü tarafından ithal edilen özel
tertibatlı otomobiller ile motosikletlerin tescil belgelerine
Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup ilgili
gümrük müdürlüğünün izni olmadan devri, satışı, hibesi,
intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde
akden devri tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi,
kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması
veya değiştirilmesi yasaktır. Malul ve özürlü tarafından ithal
edilen özel tertibatlı minibüslerin tescil belgelerine, Araç
sahibinin üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından
bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak
istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu
olup, ilgili gümrük müdürlüğünün izni olmadan devri, satışı,
hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair
şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekâletname ile
devredilmesi, kiralanması ödünç verilmesi, özel tertibatının
kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır. Malul ve özürlü
tarafından bizzat kullanılmak amacıyla ülkemizden satın
alınarak ilk iktisap edilen özel tertibatlı araçların tescil
belgelerine Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup
Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi,
intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde
akden devri tasarruf hakkının vekâletname ile devredilmesi,
kiralanması ödünç verilmesi özel tertibatının kaldırılması
veya değiştirilmesi yasaktır. İkinci el araç olarak satın
alınmış ise Araç sahibinden başkasının kullanması yasaktır.
Şeklinde şerh konulacaktır. Özel tertibat olmayıp özür
derecesi %90 ve üzeri olan malul ve özürlüler tarafından
ÖTV‘den muaf olarak bizzat ithal edilen ya da ülkemizden
satın alınan araçların tescil belgelerine Araç sahibi malul ve
engelli kişinin kanuni mümessile ile üçüncü dereceye kadar
kan ve sihirli hısımlarından bir sürücü veya noterce
düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü
tarafından kullanılması zorunlu olup Özel Tüketim Vergisi
ödenmeden devri satışı hibesi intifasının mülkiyeti muhafaza
kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının
vekâletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi
yasaktır. Şeklinde şerh konulacak olup, ayrıca ithal araçların
gümrük şahadetnamelerinde, yukarıda belirtilen şerh dışında
varsa diğer şerhler de tescil belgesine işlenecektir. Malul ve
özürlüler tarafından ithal edilerek getirilen araçların, aynı
durumdaki başka bir malul veya özürlüye devri veya
bunların ölümü sonucunda varislerine intikali halinde, bu
araçlar gümrük vergisinden araçlar ile özür derecesi % 90 ve
üzerinde olan malul ve özürlüler adına Özel Tüketim
Vergisinden muaf olarak tescil edilmiş özel tertibatı olmayan
araçlara, üzerinde özürlülere mahsus işaret bulunan
plakalardan verileceği hüküm altına alınmıştır. Malul ve
özürlülere ait özel tertibatlı araçların her ne sebeple olursa
olsun, anılan Yönetmelikle belirlenmiş olan kişiler dışında
başkaları tarafından kullanıldığının tespiti halinde aracın
trafikten alı konulması yanında bu hususta düzenlenecek
tutanak da işlem yapılmak üzere ilgili gümrük ve maliye
birimlerine intikal ettirilecektir. Diğer taraftan, zihinsel
özürlüler ile reşit olmayan küçüklerin sahibi bulundukları
aracın,
tescil
kuruluşlarında
adlarına
tescillerinin
yapılabilmesi için, ileride doğabilecek hukuki ve cezai
sorumlulukları kabul ettiklerine dair, kanuni mümessillerince
noterde tanzim ve tasdik edilmiş taahhütnameyi tescil anında
tescil birimine vermeleri zorunludur.


TaĢıtlarda Katma Değer Vergisi Var mıdır?
 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda, özür dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve özürlülerin kendi
adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlar yanında özür dereceleri % 90 dan az olan malûl ve özürlülerin adlarına kayıt
ve tescilli olan ve özürlülük haline uygun özel tertibatlı veya
özel tertibatlı hale getirilmiş taşıtlar için, istisnai bir düzenleme bulunmamaktadır. Malul veya özürlüler tarafından iktisap
edilen veya ithal edilen taşıtlar genel KDV oranına tabidir.
H Sınıfı Sürücü Belgesi Nedir ve Nasıl Alınır?
 Özel tertibatlı olarak imal, tadil ve teçhiz edilmiş motosiklet
veya otomobil türünden araçları kullanacak özürlüler H sınıfı
ehliyet almak zorundadır. H sınıfı sürücü belgesine ilişkin
düzenlemeler Karayolları Trafik Yönetmeliği‘nde yer alır. H
sınıfı ehliyet almak için, ‘‘Özel tertibatlı araç kullanabilir"
ibaresi olan sağlık kurulu raporu ile birlikte sürücü kurslarına
müracaat edilmelidir. H sınıfı ehliyet kurslarında, kursiyerler
trafik ve ilkyardım derslerinden sorumludurlar. Motor dersinden muaftırlar. Dört haftalık teorik ders süresi vardır. Geri
kalan sürede de direksiyon eğitimi alınır. H sınıfı ehliyeti
ömür boyu kullanmak veya belirli aralıklarla güncellemek,
alınacak Sağlık Kurulu Raporunda kesinlik kazanır. El veya
ayakta ortopedik özrü olanlar ve işitme özürlüler H sınıfı
ehliyeti ömür boyu kullanabilir.
Tek Gözü Olanlar (Monoküler) Sürücü Belgesi Alabilir mi?
 26 Eylül 2006 tarih ve 26301 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren ‖Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları İle Muayenelerine Dair
Yönetmelik‖ de belirtilen usul ve esaslar dahilinde tek
gözlüler ehliyet alabilmektedir.

açıdan birlikteliklerinin sağlanabilmesi için eğitim politika
ve uygulamalarında temel yaklaşım kaynaştırma eğitimi ile
sağlanmaktadır. Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin zorunlu
öğrenim çağı Okul öncesi dönemi de içine alan 3-14 yaş
olarak belirlenmiştir. Ülkemizde eğitime ihtiyacı olan
özürlülere yönelik MEB sorumludur. Özürlülere yönelik
erken eğitim 0-6 yaşından başlayarak eğitim ve öğretim
hizmetlerinde MEB‘in yanı sıra üniversitelerin ilgili
bölümlerinden de bilgi ve yönlendirme hizmetlileri alınabilir.

EĞĠTĠM

Özürlü Bireyin Eğitim Hakları Nelerdir?
 Özürlü bireyler temel eğitim ilkeleri doğrultusunda genel
eğitim, özel eğitim ve mesleki eğitim görme haklarını
kullanabilmektedir. 5378 sayılı Özürlüler Kanunu‘nun
15.Maddesinde ‗‘Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması
engellenemez Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere,
özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak,
bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit
eğitim imkanı sağlanır‘‘ ibaresi yer almaktadır. Özür türü ve
derecesine göre özürlü çocuklar genel eğitim sisteminde
normal sınıflarda veya özrün türü ve düzeyine göre ayrılmış
olan özel eğitim sınıflarında eğitim alabilmektedirler.
Bununla birlikte özürlü çocukların normal eğitim sınıflarında
normal gelişim gösteren akranlarıyla, sosyal ve eğitimsel


Özel Eğitim Hizmetlerin Yasal Dayanağı Nedir?
 Özel eğitim hizmetleri 573 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ve 31.05.2006 tarih ve 26184 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Özel Eğitim
Hizmetleri Yönetmeliğinde belirtilen esaslar doğrultusunda
yürütülür.
Özel Eğitim Merkezlerinden Hizmet Almak Ġçin Nereye
BaĢvurmak Gereklidir?
 Hastaneden alınan ‗‘eksiksiz‘‘ doldurulmuş ‗‘özürlüler için
sağlık kurulu raporu ‗‘ ile ikamet edilen ilçede bulunan
Rehberlik
Araştırma
Merkezlerine
müracaatta
bulunulmalıdır.
Eğitsel Değerlendirme Ve Tanılama Nedir?
 Rehberlik Araştırma Merkezlerinde, bireyin tüm gelişim
alanındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki
yeterliliklerinin değerlendirilmesi amacıyla nesnel, standart



testler ve özürlü bireyin özelliklerine uygun ölçme
araçlarıyla yapılan tüm uygulamalardır.
Eğitsel Değerlendirme Ve Tanılama Ġçin Gerekli Belgeler
Nelerdir?
 Özürlü bireyin velisinin veya okul kurum yönetiminin yazılı
başvurusu
 Okula/kuruma kayıtlı özürlü bireyin bireysel gelişim raporu,
 İkametgâh belgesi,
 Özürlüler için sağlık kurulu raporu,
Özel Eğitim Ücretlerinin Ödemesi Hangi Kurum Tarafından
Yapılmaktadır?
 Özel eğitime ihtiyacı olduğu ―Özel Eğitim Değerlendirme
Kurulu‖ tarafından tespit edilen tüm özürlü bireylerin yararlandığı özel eğitim hizmetlerine ilişkin ödemenin Bütçe Uygulama Talimatı ile belirlenen kısmı Milli Eğitim Bakanlığı
tarafından karşılanmaktadır. Bu miktar Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından özel eğitim hizmeti veren kuruma
ödenmektedir.
Özürlü Bireyin Ailesine Yönelik Eğitim Hizmetleri Nasıl
Verilmektedir?
 Aile eğitimi tüm eğitim kademelerindeki özürlü bireyin
eğitimine katkı sağlamak ―rehberlik ve danışmanlık‖ hizmetlerini içeren bir eğitimdir. Aile Eğitim Hizmetleri Rehberlik
ve Araştırma Merkezleri Özel Eğitim okul ve Kurumlan,
kaynaştırma uygulamaları yapılan okullar tarafından
hazırlanan ve yürütülür, ihtiyaç halinde bu hizmet evlerde de
yürütülebilir.


Üniversite Sınavına Giren Özürlü Öğrenciler Ġçin Ne Tür
Kolaylıklar Sağlanmaktadır?
 Üniversite sınavına giren özürlü öğrenciler için gerekli fiziksel düzenlemeler yapılmaktadır. Ortopedik ve görme
özürlüler için uygun düzenlenmiş sınav mekânları
hazırlanmakta, görme özürlüler ve az görenler için 30
dakikalık ek sınav süresi verilmekte, sınav sorularını
okuyacak ve söylenecek yanıtları yazacak uygun eğitimde ve
düzgün diksiyonlu "yardımcı refakatçi‖ eşliğinde sınava
girme olanağı tanınmaktadır.
Özürlü Üniversite Öğrencilerine Sağlanan Kolaylıklar
 Başarılı ve ihtiyaç sahibi özürlü öğrencilere Yükseköğrenim
Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öncelikli olarak öğrenim
kredisi, katkı kredisi ve yurt tahsisi yapılmaktadır.
20.06.2006 tarih ve 26200 sayılı resmi gazetede yayımlanan
―Yükseköğretim Kurumlan Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği‖ gereğince üniversitelerde, öğrencilerin öğrenim hayatlarını kolaylaştırmak için gerekli
tedbirleri almak ve bu yönde düzenlemeler yapmak üzere
―Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Birimi‖ oluşturulması
sağlanmıştır.

 19.07.2008 tarihi ve 26941 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren ‗‘Özürlülere Kimlik Kartı
Verilmesine Dair Yönetmelik‘‘ gereği özürlülere tanınan
hak ve hizmetlerden yararlanmada kullanılmak üzere özürlü
kişilere verilen kimlik kartıdır. Özürlü kimlik kartı
Valilikler tarafından düzenlenmektedir.
Özel Eğitime Ġhtiyacı Olan Öğrencilerin Okullara ve
Kuramlara EriĢiminin Ücretsiz Sağlanması Projesi nedir?
Proje kapsamında hangi öğrencilerin ücretsiz taĢınması
gerçekleĢtirilmededir?
 ―Özel Eğitime İhtiyacı Olan Öğrencilerin Okullara ve Kuramlara Erişiminin Ücretsiz Sağlanması Projesi‖ özel eğitime
gereksinim duyan çocukların okullara erişiminin ücretsiz
sağlanması ile eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve özürlü öğrencilerin okumaya teşvik edilmesi amacıyla Başbakanlık (MÜLGA) Özürlüler idaresi Başkanlığı ve Milli Eğitim
Bakanlığı Özel Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri
Genel Müdürlüğü işbirliğinde hazırlanmıştır. Proje
kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki;
 Görme Engelliler Okullarında
 İşitme Engelliler Okullarında
 Ortopedik Engelliler Okullarında
 Otistik Çocuklar Eğitim - İş Eğitim Merkezlerinde
 Zihinsel Engelliler Okullarında
 Uyum Güçlüğü Olanlar Okulunda
 Özel Eğitim Okulları Bünyesinde Anasınıfında
 Özel Eğitim Sınıflarında eğitim alan öğrenciler ücretsiz
taşınmaktadır.
ÖZÜRLÜ KĠMLĠK KARTI
 Özürlü Kimlik Kartı Nedir, Hangi Kurum Tarafından
Verilmektedir?

Özürlü Kimlik Kartı Kimlere Verilmektedir?
 Özürlü kimlik kartı, doğuştan veya sonradan herhangi bir
nedenle meydana gelen bedensel, zihinsel ruhsal, duyusal ve
sosyal yeteneklerini yüzde kırk veya daha yüksek bir oranda
kaybeden ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan özürlü
bireylere verilmektedir.

Özürlü Oranında DeğiĢiklik, Soyadı DeğiĢikliği Kimliğin
Kaybolması Veya Deforme Olması Durumunda Nereye
Müracaat Edilir?
 Özürlü kimlik kartları içerdiği bilgilerin değişmesi
kaybedilmesi çalınması veya herhangi bir nedenle
kullanılamaz hale gelmesi durumunda Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüğü tarafından yeniden düzenlenir.
Özürlü Kimlik Kartı Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Yerine
Geçer mi?
 Özürlü kimlik kartı özürlü sağlık kurulu raporu yerine
geçmez. Kimlik kartına sahip her Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı, mevzuatta münhasıran özürlü kişilere tanınan hak
ve hizmetlerden yararlanır. Kimlik kartı alıp almamak özürlü
kişinin isteğine bağlıdır.



YurtdıĢında YaĢayan Türk VatandaĢı, YaĢadığı Ülke
Makamlarınca Düzenlenen Özürlü Sağlık Kurulu Raporu ile
Özürlü Kimlik Kartı Alabilir mi?
 Yabancı ülkede yaşayan Türk vatandaşlarımızın yaşadığı
ülke makamlarınca verilmiş olan özürlü sağlık kurulu raporu
Türkiye‘de geçerli değildir. Özürlü kimlik kartı almak üzere
mevzuat gereği yetkili hastanelere müracaat ederek yeniden
özürlü sağlık kurulu raporu almaları gerekmektedir.
Özürlü
Kimlik Kartı Ġle Ülkemizde Özürlü KiĢilere
Sağlanan Hak Ve Hizmetler Nelerdir?
 Özürlü kişilerin faydalanacakları hak ve indirimler ilgili
kurum, kuruluş veya yerel yönetimler tarafından
belirlenmektedir. Bunun yanında bazı kamı ve özel sektör
kuruluşlarının, özürlü kimlik kartı, nüfus cüzdanına işlenmiş
özürlülük bilgisi ya da özürlülere verilen sağlık kurulu
raporunu esas alarak özürlülere sağladığı kolaylıklar
bulunmaktadır. Bu indirimler ve veya oranları zaman zaman
ilgili kurumlar tarafından değiştirilebilmektedir.
ĠNDĠRĠMLER

Belediyelerin ġehir Ġçi UlaĢımda Özürlülere Sağladığı
Ücretsiz/Ġndirimli Seyahat Hakkı Ġle Ġndirim Ve Kolaylıklar
Nasıl Uygulanmaktadır?
 Bazı belediyeler, belediye meclislerinde alır doğrultusunda
özürlüleri şehir içi otobüs, vapur, su vb. hizmetlerinden
ücretsiz veya indirimli faydalandırmaktadır. Belediyelerin
indirimli veya ücretsiz hizmetlerinden faydalanmak üzere
belediyenin ilgili birimine müracaat etmek gerekmektedir.



ġehirlerarası Yolcu Otobüslerinde Özürlülere Ġndirim Nasıl
Uygulanmaktadır?
 Şehirlerarası yolcu otobüslerinde, Karayolları Taşıma
Yönetmeliğinin 57. maddesinin 11. fıkrası gereği; %40
oranında özürlü olduğunu belgeleyen kişiler için bilet ücreti
geçerli ücret tarifesi üzerinden % 30 indirimli
düzenlenmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Özürlülere Ġndirim
Nasıl Uygulanmaktadır?
 % 40 ve üzeri oranda özürlü olan kişilere TCDD‘de özürlü
kimlik kartını veya özür oramı nüfus cüzdanını ibraz etmek
suretiyle %20 indirim uygulanmaktadır.
Türk Hava Yolları Tarafından Özürlülere Ġndirim Nasıl
Uygulanmaktadır?
 Türk Hava Yolları, yüzde 40 ve üzeri oranda özürlü olan
yolculara, uygulanabilir ücretler üzerinden yüzde 25 indirim
sağlamaktadır. İndirimden faydalanmak isteyen % 40 ve
üzeri oranda özürlü kişilerin özürlü kimlik kartı veya sağlık
kurulu raporu veya ‖Özürlü ibaresi bulunan nüfus
cüzdanlarını ibraz etmeleri gerekmektedir. Ayrıca, ‗ refakatçi
ile seyahat etmelidir ‘ ibaresi bulunan doktor raporunun ibraz
edilmesi halinde, özürlü yolcu ile aynı seferde ferde seyahat
edecek bir refakatçisine uygulanabilir ücretler üzerinden
yüzde 25 oranında indirim sağlanmaktadır.
 Ġstanbul ġehir Hatları ĠĢletmesi ve Ġstanbul Deniz
Otobüsleri ĠĢletmesi tarafından özürlülere indirim nasıl
uygulanmaktadır?
 İstanbul Şehir Hatları İşletmesi tarafından, kimliklerini ibraz
etmek suretiyle özürlülere, 60 yaş ve üzeri olan vatandaşlar,
gaziler, şehit ve gazilerin dul ve yetimlerine akbilli hatlarda
ücretsiz seyahat etme imkânı sağlanmaktadır. Ağır özürlü
vatandaşların kartlarında ‖Refakatçi" ibaresi bulunan
kişilerin yanlarındaki refakatçiler de ücretsiz olarak seyahat
etmektedir. Biletli hatlarda eğer indirimli tarife var ise,
indirimli bilet ile seyahat edebilmektedirler, İstanbul Deniz
Otobüsleri İşletmesi tarafından, bedensel ' özürlüler, % 40 ve
üzeri oranda özürlü olan ve nüfus cüzdanında özürlülük
bilgisi yazılmış olan özürlü kişilere; bilgisayardan bilet
kesilen dış hatlarda indirimli, İETT‘den alacakları ücretsiz
seyahat kartları üzerine taktıracakları indirimli akbillerini
kullanmak suretiyle akbilli hatlarda indirimli tarifeden
yararlanmaktadır. Malul vatandaşlar ile 2022 sayılı kanuna
göre maaş alan 65 yaşını doldurmuş bakıma muhtaç, malul
durumundaki kişiler durumlarını belgelemek kaydıyla dış
hatlarda indirimli İETT‘den alacakları ücretsiz seyahat
kartları üzerine taktıracakları indirimli akbillerini kullanmak
suretiyle akbilli hatlarda indirimli yararlanmaktadır.
 Müze Ve Ören Yeri GiriĢlerinde Özürlülere Ġndirim
Nasıl Uygulanmaktadır?
 Müze ve ören yerlerine, özürlüler ile bir refakatçisi, gaziler,
şehit ve gazilerin eş ve çocukları, 65 yaş ve üstü Türkiye


Cumhuriyeti vatandaşları kimliklerin ibraz etmek suretiyle
ücretsiz biletler girmektedirler.
Milli Parklar, Tabiatı Koruma Alanları Ve Tabiat Parklarına
GiriĢinde Özürlülere Ġndirim Nasıl Uygulanmaktadır?
 Özürlüler, harp malulü ve gaziler ile bunların eşleri,
çocukları ve anne babalarından, kimliklerini ibraz etmek
suretiyle milli parklar, tabiatı koruma alanları ve tabiat
paklarına girişte ücret alınmamaktadır.
GSM ġebekelerinde ( Cep Telefonlarında)
Uygulanan
Ġndirimli Tarife Nasıldır?
 GSM Operatörleri, özürlü kişilere özel tarifeler
uygulanmaktadır.
FĠZĠKSEL ÇEVRE DÜZENLEMELERĠ

Fiziksel Çevrenin Özürlülerin UlaĢa bilirliğine Uygun
Düzenlenmesi Nasıl Sağlanacak?
 Kentsel yaşamın özürlülerin ulaşa bilirliğine uygun olarak
düzenlemesi amacıyla şu yasal düzenlemeler yapılmıştır: 572
sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ardından imar
Mevzuatında yapılan düzenlemelerle yapılı çevrenin
özürlüler için ulaşılabilir kılınması amaçlanmıştır. 6 Haziran
1997 tarihli 572 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1.
maddesiyle, 3194 Sayılı İmar Yasası‘na bir madde eklenmiş
ve ―Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanabilir
kılınması İçin, imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı
alanlarında ve yapılarda Türk Standartları Enstitüsü‘nün
ilgili
standartlarına
uyulması
zorunludur‖
hükmü
getirilmiştir. Buna göre hazırlanan imar Yönetmeliklerinde
de; açık alanlarda (yol, otopark, park, yaya bölgesi, meydan
ve kaldırımlarda) ve umumi yapılarda (okul, hastane,
alışveriş merkezi, sinema, vb.) ulaşa bilirliğinin sağlanması
için TSE standartlarına uygun düzenleme yapılması
hükümleri yer almaktadır. Ayrıca; 5378 sayılı Özürlüler
Yasasında; aşağıdaki maddeler kentsel yaşamın özürlülerin
ulaşa bilirliğine uygun düzenlemesi amaçlıdır. Söz konusu
yasanın ilgili maddeleri şunlardır: Geçici Madde 2.- Kamu
kurum ve kuruluşlarına ait mevcut tüm yol kaldırım, yaya
geçidi açık yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve
kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından
yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde
özürlülerin erişe bilirliğin uygun duruma getirilir. Geçici
Madde 3.- Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir
içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu
taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun
olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu
toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma
getirilir.‖ Öte yandan, 2006/18 sayılı Başbakanlık
Genelgesi‘nde de mevcut resmi yapıların ve umuma açık her
türlü yapının özürlülerin erişe bilirliğine uygun duruma
getirilmesi için kamu kuruluşları ve yerel yönetimlerce
eylem planları hazırlanması, bu düzenlemelerin TSE
standartlarına uygun olmasına dikkat edilmesi istenmektedir.
 Oturulan Konutta Özüre Uygun Düzenlemeler
Yaptırılabilir mi?
 Kat mülkiyeti yasasına tabi olan apartman site vb.
konutlarda yaşayan kişiler getirilen yasal düzenleme ile
özürüne uygun düzenleme yaptırma olanağına sahip
olmuşlardır. 5378 sayılı Yasanın Madde 19-23.6.1965
tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunun 42 inci
maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir. Özürlülerin yaşamı için
zorunluk göstermesi halinde proje tadili kat maliklerinin
en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıda görüşülerek
sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanır.
Toplantının bu süre içerisinde yapılamaması veya tadilat
talebinin çoğunlukla kabul edilmemesi durumunda ilgili
kat malikinin talebi üzerine bina güvenliğinin tehlikeye
sokulmadığını bildirir komisyon raporuna istinaden ilgili

mercilerden alınacak tasdikli proje değişikliği veya
krokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler,
tasdikli proje değişikliği veya kroki taleplerini en geç altı
ay içinde sonuçlandırır. Komisyonun teşkili, çalışma
usulü ve esaslar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından müştereken
hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. Hükmü eklenmiştir.
Ayrıca Yasa hükmünde sözü edilen komisyonun kuruluş
ve çalışma usulleri ile ilgili ‗‘Yapılarda Özürlülerin
Kullanımına Yönelik Proje Tadili Komisyonları Teşkili,
Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik‘‘ 22
Nisan 2006 tarih ve 26147 sayılı Resmi Gazete ‘de
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Özürlüler Ġçin AyrılmıĢ Park Yerlerinin ĠĢgalini Önlemeye
Yönelik Bir Düzenleme Var mıdır?
 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 31‘inci maddesi buna
ilişkin düzenlemeyi içerir.
 Madde31-13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasına (n)
bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent ve ikinci
fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
 Özürlülerin araçları için ayrılmış park yerlerinde,
 Bendinin ihlali halinde para cezası iki kat artırılır.
SPOR, MEDYA, AYRIMCILIK
 Özürlü Bireylerin Spor Yapmalarını KolaylaĢtırıcı Tedbirler
Var Mıdır?
 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 33‘üncü maddesi buna
ilişkin düzenlemeyi içerir Madde 33.- 21.5.1986 tarihli ve
3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 inci maddesine (n)
bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (o) bendi eklenmiş
ve mevcut (o) bendi (p) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
Özürlü bireylerin spor yapabilmelerini sağlamak ve yaygınlaştırmak üzere; spor tesislerinin özürlülerin kullanımına
da uygun olmasını sağlamak, spor eğitim programları ve
destekleyici teknolojiler geliştirmek, gerekli malzemeyi
sağlamak, konu ile ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme

çalışmaları ile yayınlar yapmak, spor adamları yetiştirmek,
özürlü bireylerin spor yapabilmesi konusunda ilgili diğer
kuruluşlarla işbirliği yapmak. Ayrıca Özürlüler İdaresi
Başkanlığınca yapılması istenilen düzenleme doğrultusunda;
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından 81 Spor İl
Müdürlüğüne ve Özerk ve Özerk olmayan Federasyon
Başkanlıklarına gönderilen 06.10.2010 tarihli yazı ile ―özürlü
kimlik kartları esas alınarak hem özürlülere tanınan hak ve
hizmetlerinden yararlandırılmaları hem de sosyal hayata
katılmalarının sağlanması bakımından Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü‘ne bağlı tüm tesislerde, federasyonca veya
il müdürlüklerince düzenlenen spor faaliyetlerine girişte
ücret alınmaması veya indirimli tarife uygulanması‖
istenmiştir ve uygulanmaya başlanılmıştır.
Özürlü Bireylere Yönelik Ayrımcılıkla Mücadeleye ĠliĢkin
Yasal Düzenlemeler Nelerdir?
 Anayasa ve tüm mevzuatta özürlülere yönelik düzenlemeler
topluma tam ve eşit katımlı sağlamak ve ayrımcılığı önleyici
iyileştirmelere yöneliktir. 1982 Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası‘nın 10. Maddesinde fırsat eşitliğine uygun olarak
hareket edilmesi öngörülmüştür. Bu maddeye göre: ―Herkes,
dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din,
mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun
önünde eşittir.
 Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
 Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde
kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek
zorundadırlar.‖
 Anayasa‘nın 10‘uncu maddesinin ikinci fıkrasının sonuna
2010 yılında yapılan değişiklikle;‖ Bu maksatla alınacak
tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.‖
cümlesi ve aynı maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
 ―Çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette korunması
gerekenler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı
sayılamaz.‖
 Bu değişikle, özürlü bireylere pozitif ayrımcılık yapılmasının
eşitliğe aykırılık oluşturmayacağına ilişkin bir hüküm
eklenmiştir.
 İş hukukunun temel ilkelerinden bir olan işverenlerin işçilere
eşit işlem yapma borcu, 4857 sayılı İş Kanunu‘nun ―Eşit
Davranma İlkesi‖ başlığını taşıyan 5. maddesi ile normatif
düzenlemeye kavuşmuştur.
Bu maddeye göre;
 MADDE 5. ―İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce,
felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplerle dayalı
ayırım yapılamaz.‖ denmektedir.
 5378 sayılı Özürlüler Kanunun 4. maddesinde, özürlü
bireylerle ilgili politikaların temel odak noktasının
ayrımcılıkla mücadele ekseninde olması gerektiği ifade
edilmiştir:
 ‗‘Özürlüler aleyhine ayrımcılık yapılamaz; ayrımcılıkla
mücadele özürlülere yönelik politikaların temel esasıdır‖.
 5378 sayılı Özürlüler Hakkında Kanun‘un 41. maddesinde,
ile Türk Ceza Kanunu‘nun ayrımcılık yasağını düzenleyen










122. maddesine, ―özürlülük‖ ibaresi eklenmiştir. Ayrımcılık
başlığını taşıyan maddenin değişiklik işlenmiş hali şöyledir:
―Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük siyasi
düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım yaparak;
Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir
hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanmasını engelleyen
veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda
sayılan hâllerden birine bağlayan,
Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir
hizmeti yapmayı reddeden,
Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını
engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hap para cezası
verilir.‖
Türk Ceza Kanunu‘nun bu hükmünün doğrudan ayrımcılığı
yasakladığı konusunda şüphe yoktur.
Ayrıca 5378 sayılı Özürlüler Hakkında Kanun‘un 14.
maddesinde ayrıca özürlü bireylerin istihdamına yönelik
ayrımcılıkla mücadele hususunda şunları ifade etmiştir:
―İşe alımda; iş seçiminden, başvuru formları seçim süreci,
teknik değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına
kadar olan safhaların hiçbirinde özürlülerin aleyhine ayrımcı
uygulamalarda bulunulamaz.
Çalışan özürlülerin aleyhinde sonuç doğuracak özrüyle ilgili
olarak diğer kişilerden farklı muamelede bulunamaz.
Çalışan veya iş başvurusunda bulunan özürlülerin
karşılaşabileceği engel ve güçlükleri azaltmaya veya ortadan
kaldırmaya yönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin
alınması ve işyerinde fiziksel düzenlemelerin bu konuda
görev, yetki ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar ile
işyerleri tarafından yapılması zorunludur. Özürlülük durumla
işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlü istihdamı,
öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanır.
 6111 Sayılı Kanun ile ―Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde
 Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun‖ özürlü bireyler için
yer alan düzenlemeler, ayrımcılığı önlemeye yönelik çeşitli
iyileştirmeler niteliğinde getirilmiştir. Ülkemizde bu alanla
ilgili tüm mevzuat bilgileri web sitemizdeki "ulusal
mevzuat‖ bölümünde yeralmaktadır.
 Ülkemizde 28 Ekim 2009 tarihinde yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Özürlü Kişilerin Hakları Sözleşmesi
(Convention on the Rights of Persons with Disabilities) her
alanda özürlülere dayalı ayrımcılığı önleyici ve bütünsel
yaklaşıma
dayalı
hükümlerden
oluşmaktadır
(http://www.ozida.gov.tr/7menu
=yenimevzuat&say1a—
engelli kişilerin hakları).

Medyada Özürlülerin ġiddet ve Ayrımcılığa Tabi Tutamamasını Önlemeye ĠliĢkin Koruyucu Tedbirler Var Mıdır?
 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 37‘inci maddesi buna
ilişkin düzenlemeyi içerir. Madde 37.- 13.4.1994 tarihli ve
3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları

Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (u)
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (u) Kadınlara
güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı şiddetin ve
ayrımcılığın teşvik edilmemesi
Özürlü Bireylerin Ticari Hayatta ve Noter ĠĢlemlerinde
Ayrımcılığa Uğramalarını Önleyen Düzenleneler Var Mıdır?
 5378 sayılı Özürlüler Kanununun 50. maddesiyle; Türk
Ticaret Kanunu‘nun 668. maddesinde yer alan ve görme
özürlü bireylerin poliçe altına attıkları imzanın usulen tasdik
edilmiş olmadıkça geçerli olmayacağına ilişkin hüküm ve
Borçlar Kanunu‘nun 14. maddesinde yer alan ve görme
özürlü bireylerin imzalarının usulen tasdik edilmedikçe bağlayıcı olmayacağına ilişkin hüküm kaldırılmıştır. Bu yöndeki
diğer değişiklik ise Noterlik Kanunu‘nun 73. maddesine
ilişkindir. 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu‘nun 53 ve 24‘ üncü
maddeleri buna ilişkin düzenlemeyi içerir. Madde 23. –
18.1.1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 73‘üncü
maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
 İlgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü olması: Madde
73. Noter, ilgilinin işitme, konuşma veya görme özürlü
olduğun anlarsa, işlemler özürlünün isteğine bağlı olmak
üzere iki tanık huzurunda yapılır. İlgilinin işitme veya
konuşma özürlü olması ve yazı ile anlaşma imkânının da
bulunmaması halinde, iki tanık ve yeminli tercüman
bulundurulur.

Madde 24.- 1512 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin
ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. ―Bir noterlik
işleminde imza atılmış veya imza yerine geçen el işareti
yapılmış olmasına rağmen, ilgisi ister veya adına işlem
yapılan ve imza atabilen görme özürlüler hariç olmak üzere
noter, işlemin niteliği, imzayı atan veya el işaretini yapan
şahsın durumu ve kimliği bakımından gerekli görürse,
yukarıdaki fıkradaki usul dairesinde ilgili, tanık, tercüman
veya bilirkişinin parmağı da bastırılır. Mühür kullanılması
halinde parmağın da bastırılması zorunludur.‖ Söz konusu
hükmün değişiklikten önceki hali sağır, dilsiz ya da görme
özürlü kişilerin noterdeki işlemlerinin iki tanık huzurunda
yapılmasını zorunlu kılmaktaydı. 5378 sayılı Kanun‘un 23.
Maddesi ile bu zorunluluk kaldırılmış ve işlemlerin tanık
huzurunda yapılması, özürlü kişinin isteğine bırakılmıştır.
Böylece, özürlü bireyin fikrini alan ve yasal haklarını kendi
istek ve taleplerine göre kullanmalarını sağlamaya çalışan bir
yapı öngörülmüştür. 13.02.2011 tarihli ve 6111 sayılı ―Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun‖ ile görme engellileri doğrudan ilgilendiren
ve görme engellinin imzasının geçerli kabul edilmesi için şahit bulundurma durumunun görme engellinin isteğine bağlı
hale getirildiği imza hususuyla ilgili kanunun 213. Maddesi
şu şekilde düzenlenmiştir: MADDE 213-11/1/2011 tarihli ve
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 15 inci maddesinin
üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. ‖Görme
engellilerin talepleri halinde imzalarında şahit aranır. Aksi
takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları
yeterlidir.‖

Özürlü Bireylerin Oy Kullanmaları Sırasında Yapılan
Düzenlemeler:

572 sayılı KHK‘nın aşağıdaki maddeleri bu konu
hakkındaki düzenlemeleri içerir: Madde 25- 24/2/1972 tarihli
ve 1543 sayılı Genel Nüfus Yazımı Kanununa aşağıdaki ek
madde eklenmiştir.

―Ek Madde 1- Yazım kurulları, özürlülerin, özürlülük
durumlarını belirtmek suretiyle yazımını sağlayacak
tedbirleri alırlar. Herkes, kendisinin veya aile fertlerinin
özürlülüğü ile ilgili bilgileri gerçek şekilde yazdırmaya,
gerekirse sağlık kurulu raporunu göstermeye mecburdur. Bu
maddede belirtilen özürlülük durumlarının tanımlanması için
Sağlık Bakanlığı ile işbirliği yapılır.‖

26.04.1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanununun 36.
maddesine göre seçmen kütüğü yazımı sırasında, seçmenin
oyunu kullanmasını engelleyecek bir özürlülüğü varsa, forma
kaydedileceği ifade edilmiştir.

Sandıkların konulacağı yerlerin belirlenmesinde
seçmenin oyunu kolaylıkla, serbestçe ve gizli şekilde
verebilmesi gözetilmesi ve özürlü seçmenlerin oylarını
rahatlıkla kullanabilmeleri için gerekli tedbirlerin alınması
gerektiği
aynı
Kanununun74‘üncü
maddesinde
düzenlenmiştir. Gebeler, hastalar ve özürlülerin sıra ile
bekletilmeden oylarını vermeleri ve yaşlılar ile özürlülere
yardım edenlerin de öncelikle oy kullanmalarına izin
verilmesi Madde 90‘da belirtilmiştir.


Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri
Hakkında Kanun‘un ―Birleşik Oy Pusulasının Atılması ve
İşaretleme‖ başlıklı 93. Maddesine göre refakatçi eşliğinde
oy kullanma prosedürü ise şu şekilde düzenlenmiştir;

Madde 93 - Kapalı oy verme yerinde birleşik oy
pusulasını katlayıp yapıştırdıktan sonra, seçmen burasını terk
eder ve birleşik oy pusulasını sandığa bizzat atar. Körler,
felçliler veya bu gibi bedeni sakatlıkları açıkça belli olanlar,
bu seçim çevresi seçmeni olan akrabalarından birinin,
akrabası yoksa diğer herhangi bir seçmenin yardımı ile
oylarını kullanabilirler. Bir seçmen birden fazla malule
refakat edemez. Kurul başkanı, oyunu kullanan seçmene
kimlik kartını verirken seçmen listesindeki adı karşısına
imzasını attırır. İmza atamayanların sol elinin başparmağının
izinin alınmasıyla yetinilir. Bu parmağı olmayan seçmenin
hangi parmağını bastığı yazılır
Belediyeler Bünyesinde GerçekleĢtirilen Hizmetlere ĠliĢkin
Yasal Bir Dayanak Mevcut Mudur?
 Özürlülere yönelik olarak Belediyeler bünyesinde
gerçekleştirilen çeşitli hizmetler yardıma muhtaç olan
özürlülerin barınması için bakım ve rehabilitasyon
merkezleri açmak ücretsiz muayene ve ilaç yardımı yapmak,
ayni ve nakdi yardımlarda bulunmak belediye otobüslerinden
ücretsiz veya indirimli yararlanmalarını sağlamak özel
kurslar düzenlemek, yarışmalar, şenlikler, geziler ve spor
müsabakaları düzenlemektir.
 5393 sayılı Belediye Kanunu‘nun 14. Maddesinde
hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırasının
belediyenin mali durumu ve hizmetin ivediliği dikkate
alınarak belirleneceği, belediye hizmetlerinin sunumunda
özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun
yöntemler uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Büyükşehir belediyelerine ise verilen görevler 5216
sayılı kanun 7. Maddesinde düzenlenmiştir. Büyükşehir
belediyelerin sosyal nitelikli görevleri de maddenin (n)
bendinde ‗‘Gerektiğinde sağlık , eğitim ve kültür hizmetleri
için bina ve tesisler yapmak kamu kurum ve kuruluşlarına ait
bu hizmetlerle ilgili bina ve tesislerin her türlü bakımını
,onarımını yapmak ve gerekli malzeme desteğini sağlamak‘‘
(v) bendinde ‗‘Sağlık merkezleri, hastaneler, gezici sağlık
üniteleri ile yetişkinler, yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler
ve çocuklara yönelik her türlü sosyal ve kültürel hizmetleri
yürütmek, geliştirmek ve bu amaçla sosyal tesisler kurmak,
meslek ve beceri kazandırma kursları açmak, işletmek veya
işlettirmek, bu hizmetleri yürütürken üniversiteler, yüksek
okullar, meslek liseleri, kamu kuruluşları ve sivil toplum
örgütleri ile işbirliği yapmak‘‘ şeklinde yer almaktadır.

Büyükşehir belediyeleri için 5216 sayılı kanununa
01.07.2005 tarih ve 5378 sayılı kanunla eklenen ‗‘Ek madde
1‘‘ ile özürlülerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme,
yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki rehabilitasyon
hizmetleri vermek üzere özürlü hizmet birimleri
oluşturulması, bu birimlerin faaliyetlerini özürlülere hizmet
amacıyla kurulmuş vakıf, dernek ve bunların üst
kuruluşlarıyla işbirliği halinde sürdürmeleri öngörülmüştür.
Bu çerçevede ‗‘ Büyükşehir Belediyeleri Özürlü Hizmet

Birimleri Yönetmeliği‘‘ 16.08.2006 tarihli Resmi Gazete ‗de
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ayrıca 5378 sayılı
Özürlüler Kanunu ile Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler,
şehir içinde kendilerine sunulan ya da denetimlerinde olan
toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun
olması için gereken tedbirleri 2012 yılına kadar almakla ve
mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçlarına özürlüler için
erişilebilir durumuna getirmekle görevlendirilmiştir.
YaĢlılık Tanımı Nedir?
 Dünya Sağlık Örgütü, 1963 yılında yaşlanmayı kronolojik
olarak ele almış ve 3 safhaya ayırmıştır. Buna göre; 45 - 59
yaş Orta Yaşlılar 60 - 74 yaş Yaşlılar 75 + yaş ileri Yaşlılar
olarak belirlenmiştir. Bu ayrıma göre 60 yaşın üstündekiler
yaşlı olarak nitelendirilmektedir.


YaĢlılık Süreci
 Yaşam döngüsü geleneksel olarak dört dönemi kapsar.
Bunlar; çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık
dönemleridir. Yaşlılık kaçınılmaz ve geri dönülmez bir
süreçtir. Canlı oluşumundan yaşamın bitimine kadar süren bu
süreç aynı zamanda yaşlanmayı da gösterir. 20.yüzyıl
ortalama yaşam süresinin uzaması bakımından bir devrime
tanıklık etmiştir. 2000 yılında 600 milyon olan 60 yaş üzeri
nüfusun,2050 yılında 2 milyara uluşacağı ve 1998 yılında
%10 olan yaşlı nüfus oranının 2025 yılında %15‘e çıkacağı
tahmin edilmektedir. Gelecek 50 yıl içinde yaşlı nüfusun 4
kat artması ve bu artışın gelişmekte olan ülkelerde meydana
gelmesi beklenilmektedir. Gelişmiş ülkeler nüfusun
yaşlanma sürecinde işsizlik ve emeklilik sistemlerinin devam
ettirilmesi ile ilgili sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.
Gelişmekte olan ülkeler ise, kalkınma ile ilgili güçlüklerle
yüz yüzedir. Toplumların yaşlanmasına paralel olarak
yaşlıların yaşamlarını kolaylaştırmak adına bir takım
düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
YaĢlılık Ne Zaman BaĢlar
 Demografik çalışma ve analizlerde, sosyal politika
uygulamalarında istatistiki bilgiler gerekli olmakla birlikte,
yaşlının durumunu açıklamada yetersiz kalmaktadır. Çünkü
bedensel yaşlanma ile zihinsel ve ruhsal yaşlanmanın hızı ve
zamanı oldukça farklıdır. Yaşlılıkla ilgili birçok çalışmada
yaşlı tanımı kronolojik olarak yapılmaktadır. Gelişmiş
ülkelerin önemli bir kısmında emeklilik yaşı olan 65 yaş,
yaşlılığın başlangıcı olarak kullanılmaktadır. Birleşmiş

Milletlerin yaşlılıkla ilgili yayınladığı raporlarda ise,
yaşlanma kronolojik olarak 60 yaştan itibaren başlamaktadır.
Ülkemizde de resmi bakım hizmetlerinde 60 yaş, yaşlılığın
başlangıcı olarak kabul edilmektedir.
Ülkemizde YaĢlılık Profili
 Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfusu hızla
artmaktadır. Sanayileşme ve kentleşme sürecinde ataerkil
ailenin çekirdek aileye dönüşmesi, kırdan kente göç olgusu,
geleneksel kültür ve değerlerdeki değişmeler sonucu yaşlının
aile içindeki eski rolünü yitirmesi ve yaşın saygınlık
sağlayan bir öğe olmaktan çıkması nedenleriyle yaşlının evde
bakımı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 10-15 yıl
önce, yaşlıların yaşlı bakım evlerinde yaşamlarını
sürdürmeleri fikri yaygınken, bugün; yaşlının kendi
ortamında, ancak daha kolaylaştırılmış ve yaşlıya göre
düzenlenmiş şartlar altında hayatını devam ettirebilmesine
yönelik hizmet anlayışı hakimdir. Bu nedenle huzurevlerinin
yaygınlaştırılmasından ziyade, yaşlının kendi evinde
iyileştirme ve bakım hizmetlerinden yararlandırılması ön
plana çıkmaktadır.
Müdürlüklerinden, vakıflar müdürlüklerinden veya sosyal
yardımlaşma ve dayanışma fonundan yardım alıp almadığı,
alıyorsa miktarı ile ayrıca başka türlü bir geliri olup
olmadığı il ve ilçe idare kurullarında belirlenir. Evli olup
aylık talebinde bulunan kişilerin eşlerinin Medeni Kanuna
göre aile içi masrafa iştirak edebileceği miktarda dikkate
alınır.
 Ülkemizde YaĢlılarımıza Yönelik Sağlanan Haklar ve
Yararlanma ġartları
 2022 Sayılı Kanun Kapsamında Yaşlılık aylığı Bağlanma
Şartları: Yaşlılık aylığı, 65 yaşının doldurmuş, bakmakla
mükellef kimsesi olmayan, herhangi bir Sosyal Güvenlik
Kurumundan gelir ve aylık almayan vatandaşlarımızdan
nafaka almayan, ayrıca devlet tarafından herhangi bir aylık
bağlanmayan kişiler verilir. Yaşlılık aylığı için başvuru
illerde Valilik, İlçelerde ise Kaymakamlıklar aracılığı ile
mahalli maliye teşkilatlarına yapılır. Kişilerin hak sahipliği
durumu il ve ilçe idare kurullarınca tespit edilir. Gelir
araştırması yapılırken kişilerin eş ve bakımı ile mükellef
çocuklarının gelir durumları da dikkate alınır. Ayrıca ticari
faaliyeti, tarımsal geliri, taşınır veya taşınmazlardan elde
ettiği geliri, nafaka geliri, sosyal güvenlik sisteminden herhangi bir geliri, Aile ve Sosyal Politikalar İl
 Huzurevlerine Kabul KoĢulları
 1-60 yaş ve üzeri yaşlarda olmak,
 Kendi gereksinimlerini karşılanmasının engelleyici bir
rahatsızlığı bulunmamak, yeme, içme, banyo, tuvalet ve
bunun gibi günlük yaşam etkinliklerini bağımsız olarak
yapabilecek durumda olmak,
 Kendi gereksinimlerini karşılanmasının engelleyici bir
rahatsızlığı bulunmamak, yeme, içme, banyo, tuvalet ve
bunun gibi günlük yaşam etkinliklerini bağımsız olarak




yapabilecek durumda olmak,
Ruh sağlığı yerinde olmak,
Bulaşıcı hastalığı olmamak,
Uyuşturucu madde ya da alkol bağımlısı olmamak,
Sosyal ve/veya ekonomik yoksunluk içinde bulunduğu
sosyal inceleme raporu ile saptanmış olmak.
Huzurevi YaĢlı Bakım Rehabilitasyon Merkezlerine kabul
koĢulları:
 1-60 yaş ve üzeri yaşlarda olmak,
 Bedensel ve zihinsel gerilemeleri nedeniyle süreli yada
sürekli olarak özel ilgi desteğe, korunmaya ve
rehabilitasyona gereksinimi olmak,
 Ruh sağlığı yerinde olmak,
 Bulaşıcı hastalığı olmamak,
 Uyuşturucu madde yada alkol bağımlısı olmamak,
 Sosyal ve/veya ekonomik yoksunluk içinde bulunduğu
sosyal inceleme raporu ile saptanmış olmak.
 BaĢvuruda hangi belgeler isteniyor?
 Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım Rehabilitasyon
Merkezlerine kabul edilecek kişilerden (yaşlılardan) istenen
belgeler ise;
 Dilekçe
 T.C. Kimlik No Beyanı
 Gelir Durumunu Gösterir Belge Örnekler
 Sağlık Raporu(*)
 (*) Sağlık Raporunun karar bölümünde ―Huzurevine
girmesinde sakınca yoktur‖ ya da ―Huzurevi Yaşlı Bakım ve
Rehabilitasyon Merkezinde bakım görmesinde sakınca
yoktur‖ ibaresi yer alan rapor
 Kuruluşlara kabul edilecek yaşlılarda, ırk, renk, cinsiyet, dil,
tabiyet, dini siyasi düşünce, felsefi inanç ve eğitim
yönünden hiçbir ayrım yapılmıyor ve geçmişteki
mahkumiyetleri göz önüne alınmamaktadır.
Download