Ateistlerin yüzde 46,9`u namaz kılıyor

advertisement
On5yirmi5.com
Ateistlerin yüzde 46,9'u namaz kılıyor
SEKAM tarafından gerçekleştirilen gençlik araştırmasının sonuçları açıklandı.
Araştırma sonuçlarına göre Ateistlerin yüzde 79'u Allah'ın varlığına inanıyor, yüzde
46,9'u da namaz kılıyor.
Yayın Tarihi : 29 Kasım 2013 Cuma (oluşturma : 10/20/2017)
Türkiye’de son yıllarda gerçekleştirilen en son ve en kapsamlı gençlik araştırması olan ‘Türkiye
Gençlik Raporu: Gençliğin Özellikleri, Sorunları, Kimlikleri ve Beklentileri’ başlıklı çalışmanın sonuçları
açıklandı. Bundan önce gerçekleştirdiği “Aile araştırması” ile büyük yankı uyandıran Sosyal,
Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi (SEKAM) tarafından Türkiye genelinde 81 ilde, 5541
kişinin katılımıyla gerçekleştirilen bu çalışma, son yıllarda yapılmış en kapsamlı ‘gençlik araştırması’
olma özelliğini taşıyor.
SEKAM ARAŞTIRMASININ AYRINTILI SONUÇLARI İÇİN TIKLAYINIZ!
SEKAM tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye Gençlik Raporu: Gençliğin Özellikleri, Sorunları, Kimlikleri
ve Beklentileri’ adlı çalışma İTO Eminönü Yerleşkesi'nde yapılan bir sunumla kamuoyuna açıklandı. TÜİK’in 2012 yılı verilerine göre 75 milyona yaklaşan Türkiye nüfusunun yaklaşık 19 milyonu yani
yüzde 25’i 15-29 yaş grubunda bulunan gençlerden oluşuyor. Bu da Türkiye bağlamında, mevcut
gençliğin özelliklerini, sorunlarını ve beklentilerini tespit etmenin; hem mevcut şartlara ilişkin
değerlendirmeler yapabilmek ve hem de geleceğin Türkiye’si hakkında tahminlerde bulunmak
açısından ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye genelinde 81 ilde, 5541 kişinin
katılımıyla gerçekleştirilen çalışma, bu açıdan, Türkiye’nin geleceğini oluşturan gençlere yönelik
politikaların şekillenmesinde önemli doneler sunan bir çalışma özelliği taşıyor. SEKAM Başkanı Prof. Dr. Burhanettin Can’ın öncülüğünde gerçekleştirilen araştırmanın, Proje
Yöneticiliğini ise Prof. Dr. Celalettin Vatandaş üstlendi. Araştırma Türkiye’deki gençlik profiline
dair önemli tespitleri ortaya koyuyor. SEKAM Gençlik Araştırması sunumunda açılış konuşmasını yapan SEKAM Başkanı Prof. Dr.
Burhannettin Can, gençlik araştırması kapsamında elde edilen sonuçlardan ülke ve insanlık olarak
gerekli dersleri çıkarabilmeyi umduğunu ifade etti. Günümüzde gençliğin ve insanlığın kıskaca
alındığını ifade eden Can, artık ahlaklı olmanın bir şey ifade etmediğini belirterek “Ülkemizin
görünmeyen hükümeti medya, günümüzde adını bilmediğimiz kimlikler zihinlerimizi şekillendiriyor”
dedi.
SEKAM araştırması sonuçlarına göre gençlerde sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklara eğiliminin ortaya
çıktığını söyleyen Prof. Dr. Burhanettin Can, gençlerin kişilik ve kimliklerinde bir parçalanma ve
melezleşme haline dikkat çekti. Ayrıca gençlerin genel anlamda sorunu kendisinde görmeyip,
sorumluluğu karşısındaki kişiye yükleme yönünde bir eğilim gösterdiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Burhanettin Can, bu sonuçlara bakarak ortaya çıkan tablo ile ilgili gençleri suçlamanın
doğru bir davranış olmayacağını ifade ederek; “ Şu anda gençlerle ilgili ortaya çıkan tablo, dün
ektiğimiz tohumlardır, daha vakit varken kendimizi sorgulamayız. Bu sorunu aile, devlet ve toplum
olarak birlikte çözebiliriz.” şeklinde konuştu. SEKAM Gençlik Araştırması sunumunda Prof. Dr. Burhanettin Can’ın yanı sıra İTÜCÜ Rektörü
Necmettin Doğan, Genç Öncüler adına Erkam Şahin, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Başkanı
Hamza Akbulut, TİKA Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Süreyya Polat, Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı
Emrullah Aydın, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Hikmet
Özdemir, Bezmi Alem Vakıf Üniversitesi Rektörü Saffet Tüzgen, Bayrampaşa Kaymakamı Hasan
Gözen de konuşma yaptı. SEKAM Gençlik Araştırması sunumunu yapan Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, 81 ilde 5541 kişi ile
yapılan anketin verilerinin toplanması sürecinin çok zorlu bir süreç olduğuna dikkat çekerek, bir
üniversite öğrencisinin 308 sorudan oluşan anketi cevaplamasının 40 dakika sürdüğünü ifade etti. SEKAM’ın bu gençlik araştırmasını kendi kaynaklarıyla hiçbir ekonomik getirisi olmayan bir şekilde
yaptığını belirterek, araştırmanın kapsamına dikkat çekti ve bu araştırmanın hayatın bütününü
kapsadığını ifade etti. Medya ile bilimin dilinin farklılığına dikkat çeken Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, bu araştırma ile ilgili
medyada yer alan haberlerde “Ateistlerin yüzde 61’inin Allah’a inanıyor” sonucunun ön plana
çıkarıldığını ancak gençlerin yakın tarihi bilmiyor oldukları sonucunun bundan çok daha önemli
olduğuna dikkat çekti ve ayrıca araştırma sonuçlarına bütüncül bir yaklaşımın daha doğru olacağını
belirtti. Prof. Dr. Celalettin Vatandaş: “SEKAM olarak bu araştırmayla gençliğin durumunu ortaya koyduk
ama önemli olan bundan sonra ne olacağıdır. Bu sonuçlar sonrasında başta devlet olmak üzere,
STK’lar, akamedisyenler ve kanaat önderlerinin söylemlerine ve soruna yaklaşımlarını değiştirip
değiştirmeyecekleridir.” şeklinde konuştu.
Araştırma sonuçlarına göre ortaya çıkan tablo şöyle...
“NE O NE DE BU OLAMAYAN” BİR GENÇLİK Araştırmada kendilerini “İslamcı, Ülkücü, Muhafazakâr, Liberal, Sosyal demokrat, Milliyetçi, Sosyalist,
Atatürkçü, Dindar, Müslüman, Komünist, Ateist, Kemalist, Laik, Devrimci, Demokrat, Feminist, İlerici”
olarak tanımlayan gruplara yöneltilen çeşitli sorulara cevaplar arandı. Araştırmada gençlere sorulan
sorularda bekâr/nişanlı/evli/dul olmaları durumuna göre de ayrım yapıldı. Araştırmada ilk olarak gençlerin kendilerini gelenek-modern ekseninde nasıl konumlandırdıkları
sorgulandı. Alınan cevaplara göre gençlerin dörtte üçü kendisini biraz modern biraz geleneksel
olarak tanımlıyorlar. Gençlerin modernlik ve geleneksellik arasındaki bu tercihleri bir arafta
kalmanın, “kimlik krizi” yaşadıklarının göstergesidir. Bununla birlikte Müslüman kimliğin %39 gibi bir oranla birinci sırada yer almış olması, üst kimliğin
Müslümanlık üzerine inşa edilebilme şansının daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. GENÇLERİN ÇOĞU ANADİLDE EĞİTİMİ DESTEKLİYOR Farklı kimlikleri benimsemiş gençlerin, “Herkes kendi anadilinde eğitim alabilmelidir” yargı cümlesini
% 56 bir oranla onaylayanların, onaylamayanlardan daha fazla olduğu görülmektedir. Dolayısıyla
gençlerin Türkiye’nin kangrenleşmiş bu sorununa, çözüm arayıcı bir yaklaşım sergilemeleri, çok
olumlu, ümit verici bir durum olarak değerlendirilmektedir. KAMUDA BAŞÖRTÜSÜ TAKILMASI GENÇLERE GÖRE SORUN OLMAKTAN ÇIKTI Kamuda çalışanların başörtüsü takmalarına izin verilmesini gençler yaklaşık %70 gibi bir çoğunlukla
olumlu karşılıyor ve destekliyor. Bu konuda Ülkücülerin%16’sinin, Muhafazakârların%12’sinin,
Dindarların%13’ünün, İslamcıların%13’ünün ve Müslümanların%21’inin kamuda çalışanların
başörtüsü takmalarına izin verilmesine karşı çıkmaları ise dikkat çekici bir başka veri olmuştur. GENÇLERİN MESLEK SORUNU EĞİTİM VE MESLEK Gençlerin %60’ı, dini, siyasi ve ideolojik kimliğe bağlı olmaksızın Türkiye’nin en önemli sorununun
terör olduğuna inanıyor. Gençlere göre, Türkiye’nin ikinci derecede önemli sorunu, ise sırasıyla
yüzde 33’le işsizlik ve eğitim oldu. Sorun olarak görülen diğer
seçenekler ise; %17 ile ahlaki yozlaşma, %14’le meslek edinme, %12 ile iş bulamama ve %7 ile aile
tarafından anlaşılamamak olarak sıralandı. Araştırmanın önemli bir diğer bulgusu ise gençlerin benimsedikleri siyasi, ideolojik ve dini kimlik, her
ne olursa olsun, toplumda % 1’in altında bir oranla irtica gibi bir sorun ve tehlikenin var olmadığına
inanmaları oldu.
Gençliğin, en azından bir kısmının, eğitimi önemsemesi ve Türkiye’deki ahlaki yozlaşmanın farkında
olması ve bunu ciddi bir sorun olarak görmesi, önemli bir olgu olarak görülebilir. GENÇLER AİLEYİ ÖNEMSİYOR Gençlerin aile değerleri ile düşüncelerini öğrenmek amacıyla sorulan sorulara verdikleri cevaplarda
da dikkat çekici sonuçlar elde edildi. Gençlerin, % 88’i, aile kurumunu önemsediklerini ifade
ederlerken, aile kurumunun geleneksel işlev ve önemini de kabul ediyor gözüktü. Çocuk yapmada
evliliği en üst düzeyde önemsemeyen gruplar arasında %29,6 ile kendilerini Ateist olarak
niteleyenler birinci %17,4 ile Komünist olarak niteleyenler ikinci sırada gelirken, bu konuda dikkat
çekici ve düşündürücü bir başka nokta ise, kendilerini Dindar, İslamcı, Müslüman ve Ülkücü olarak
tanımlayanların yaklaşık %7-%8’i, çocuk yapmak için evlenmeyi şart olarak görmemesi ve yaklaşık
%3’nün de, bu konuda kararsız olmaları oldu. GENÇLERİN % 75’İ KIZLI ERKEKLİ YAŞAMAYA KARŞI Araştırmada çarpıcı bir sonuç ise son günlerde gündemi işgal eden kızlı-erkekli aynı evde yaşama
sorusuna verilen cevapta görüldü. Gençlerin yaklaşık % 25’lik bir kesimi, siyasi, ideolojik ve dini
kimlikleri her ne olursa olsun, söz konusu görüşe katılıyor ve yaklaşık % 18’lik bir kesimi de kararsız
kalmaktadır. Bu görüşe en yüksek oran da katılanlar %46’lık oranla Ateistler ve %49’luk oranla
Komünistler oldu. Ancak araştırmada şaşırtıcı olan, ” genç bir kız ile erkek istedikleri şartta aynı evde yaşayabilirler”
yargı cümlesini, kendisini Dindar, İslamcı, Müslüman ve Ülkücü olarak niteleyenlerin %20-%24’nün
onaylamaları ve aynı konuda bu kimlik mensuplarının %23-%16’sinin da kararsız kalmış olmaları
oldu. Araştırmadaki veriler dikkatle incelendiğinde gençlerin siyasi görüşü her ne olursa olsun, kızlı
erkekli birlikte yaşamaya %51-%75 aralığında karşı olduğu görülmektedir. ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KIZLI ERKEKLİ AYNI EVDE KALMASINA GENÇLER NASIL BAKIYOR? Genel anlamda gençlerin, üniversite öğrencileri ile üniversite öğrencisi olmayanlara bakışlarının
farklı olduğunu, belirli bir kesimin, bu durumu genel anlamda gençlere uygun bulmadığını, ancak,
üniversiteli gençler için uygun bulduğunu ortaya koyuyor. Bir başka ifadeyle, kızlı erkekli aynı
evlerde yaşamak, üniversite öğrencileri için, izafi olarak daha yüksek oranda normal bir durum
olarak görülüyor. Konuya ilişkin tablolar incelendiğinde, neredeyse hemen her konuda üniversite
öğrencilerine daha geniş bir özgürlük alanının tanındığı gerçeği ile karşılaşıyoruz. Gençlerin “Üniversite öğrencilerinin kız-erkek aynı evlerde yaşamaları kendilerinden başka hiç
kimseyi ilgilendirmez.” sorusuna verdikleri cevaplar incelendiğinde, aynı evde birlikte yaşamayı,
araştırmaya katılan gençlerin %51’nin onaylamadığı, %13,2’sinin kararsız kaldığı ve %35,8’inin ise
onayladığı görülüyor. Üniversiteli gençlerin kızlı erkekli aynı evde yaşamalarını onaylayan gençlik
kesiminin yaklaşık %36 düzeyinde olması, aile değerleri ile ilgili başlı başına ciddî bir tehlike, hattâ
tehdit olarak kabul ediliyor. Konuya ilişkin yaygın ve geçerli toplumsal değerler dikkate alındığında,
%13’lük kararsız kesimin de, herhangi bir tedbir alınmadığı takdirde, belli bir zaman sonra aynı evde
birlikte yaşamayı onaylamaya dâhil olmaları mümkündür. Bu durumda, gençlerin konu hakkında
hemen hemen yarı yarıya bölünmüş olduklarını söyleyebiliriz.
Eşcinsellik konusuna gençlerin %10-20’si, bireysel tercih-kimseyi ilgilendirmez biçiminde, %30%40’i onaylamıyorum ama beni ilgilendirmez şeklinde cevap verdi. Buna karşın Dindar, İslamcı,
Müslüman ve Ülkücü kimlik mensuplarının %13-%17’si, bireysel tercih-kimseyi ilgilendirmez
biçiminde; %32-%35’i, onaylamıyorum ama beni ilgilendirmez biçiminde ve %1,4-%1,7’si,
kararsızım/bilemiyorum biçiminde değerlendirmeleri, ciddi bir zihniyet kayması ve kimlik krizi
yaşandığını göstermektedir.
ATEİSLERİN YÜZDE KAÇI ALLAH’A İNANIYOR, YÜZDE KAÇI NAMAZ KILIYOR? Genel olarak gençler, birbirinden çok farklı, siyasi, ideolojik ve dini kimliği benimsemiş olmalarına
rağmen, ortalama %95-%100 gibi bir düzeyde Allah’ın varlığına inanmaktadır. Ancak ilginç olan
kendisini Ateist olarak niteleyenler arasında, Allah’ın varlığına kesinlikle inananların oranı %61,
inanmayanların oranı ise %17,6 olarak çıkması oldu. İkinci derecede şaşırtıcı olan durum ise
Komünist kimliği benimsemiş olanların Allah’ın varlığına %92,5 gibi çok yüksek oranda inanmaları
olarak görüldü. Ayrıca Ateistlerin % 13,3’nün düzenli, %33,6’sının ise ara sıra namaz kılması
araştırmanın en dikkat çekici verilerinden biri oldu. SEKÜLER BİR GENÇLİK Mİ GELİYOR? Dini, ideolojik ve siyasi kimlik mensuplarında karşılaşılan ilginç verilerden biri de laiklikle ilgili soruda
ortaya çıktı. Dindar kimliğini benimseyenlerin %77’si, İslamcı kimliğini benimseyenlerin %76’si,
Ülkücü kimliğini benimseyenlerin %78’i ve Müslüman kimlik mensuplarının%76’sinin laikliğin, önemli
ve değerli olduğuna inandığı tespit edildi. BABASINA BİLE GÜVENMEYEN BİR GENÇLİK
SEKAM’ın yaptığı gençlik araştırmasında dikkat çeken bir konu da, genel bir değerlendirme ile her üç
gençten ikisinin, insanlara ilişkin bir güven sorunu yaşaması oldu. Gençlerin %68’inin insanlara
güvenmediği, insanları güvenilir bulmadığı ortaya çıktı. Bu konuda güven duyguları görece en
yüksek olanlar, Ateistler, Dindarlar, Ülkücüler, Muhafazakârlar, İslamcılar ve Komünistler olarak
tespit edildi. Güven noktasında gençlikte en ciddi sorun ise babaya güven konusunda ortaya çıktı.
Genel olarak gençlerin %36’sı babaya güvenilemeyeceğini ve %21’lik bir kesimi de bu konuda
kararsız kaldığını ifade ediyor. Tedbir alınmadığı taktirde, gelecekte babaya bile güvenmeyeceklerin
oranının, %57 gibi bir düzeye yükselebilme ihtimali mevcuttur. Araştırmaya katılan gençlerin yüzde
46’sı siyasetçilere güvenmezken, siyasetçilere güvenenlerin oranı yüzde 25 civarında kalıyor. GENÇLER EN ÇOK ORDUYA EN AZ MEDYAYA GÜVENİYOR
SEKAM’ın araştırmasında gençlere “Türkiye’nin geleceği açısından en güvendiğiniz kurum
hangisidir” sorusu da yöneltildi. Gençler en güvenilir kurum olarak % 31 oranında Ordu’yu, % 21
oranında Meclis’i ve % 18 oranında Hükümet’i görüyor. Ülkenin birlik ve geleceği açısından en az
güvenilir olarak gördükleri kurumların başında ise medya geliyor. Gençlerin % 1’i Medya’ya
güvenirken, % 3’ü Siyasi partiler’e, % 3’ü Diyanet’e , % 6’si Sivil Toplum Örgütleri’ne ve % 7’si
Cumhurbaşkanı’na güveniyor.
GENÇLERİN AB KONUSUNDA KAFASI KARIŞIK Gençlik araştırmasında ortaya çıkan sonuçlardan bir tanesi de gençlerin AB’ye olan bakışı.
Türkiye’nin AB’ye üyeliği hakkında sorulan sorulara verilen cevaplara bakıldığında gençlerin AB
konusunda kafalarının karışık olduğu görülmektedir. Katılımcıların % 12’si Türkiye mutlaka AB üyesi
olmalı görüşündeyken, % 26’sı olursa iyi olur, % 26’sı olsa da olur olmasa da, % 12’sinin ise üyelik
şartlarını yerine getirsin ama olmasın görüşünde olduğu saptandı. Bu sonuçlar, gençlerin Türkiye’nin
AB üyeliği ile ilgili görüşlerinin iki ana eksene bölündüğünü göstermektedir. GENÇLER MODAYI TÜKETİM KÖLELİĞİ OLARAK GÖRÜYOR Araştırmada ‘gençliğin tüketim ile ilişkisi’ bağlamında modanın anlamı soruldu. Gençlerin büyük bir
çoğunluğunun modayla ilgili olduğu ama bu ilginin tutku düzeyinde olmadığı saptandı. Araştırma
sonuçlarına göre, gençlerin %23’ü modayı bir tüketim köleliği olarak görüyor ve gençlerin yaklaşık
% 66’sı gibi büyük bir çoğunluğu bir ürün satın alırken markasından ziyade öncellikle ürünün
kalitesine bakıyor. GENÇLER BOŞ ZAMANINI NASIL DEĞERLENDİRİYOR?
SEKAM araştırmasında gençlik ve boş zaman başlığı altında; gençlerin boş zaman faaliyetleri, boş
zaman ile cep telefonu, kitap, televizyon ve gazete ilişkisi saptanmaya çalışıldı. Elde edilen
sonuçlara göre, iş, okul, beslenme, temizlik, uyuma gibi zorunlu sorumluluk ve faaliyetlerinin
dışında, gençlerin % 9’unun herhangi bir boş zamanı yokken % 58’lik bir kesimin günde yaklaşık 3
saat boş zamanı var. Gençlerin % 24’ü aileleriyle birlikte bulunarak, % 18’i arkadaşlarıyla sohbet
ederek, % 13’ü gezerek, % 11’i internette dolaşarak, % 10’u kitap okuyarak, % 9’u televizyon
izleyerek-sinemaya giderek, % 5’i müzik dinleyerek, % 6’sı telefonla konuşup mesajlaşarak ve % 4’ü
de spor yaparak boş zamanlarını değerlendiriyor. Gençlerin boş zamanlarını değerlendirme
noktasında elde edilen sonuçların gösterdiğine göre gençlikte ciddi bir bireyselleşme olduğu dikkat
çekiyor.
GENÇLER İNTERNETİ CHATLEŞMEK İÇİN KULLANIYOR Araştırmada gençliğin internetle olan ilişkisi de tespit edildi. Gençlerin yaklaşık olarak % 43’ü
interneti her gün kullanıyor, % 28’i de interneti birkaç günde bir kullanıyor. İnternet gençlerin %
44’ü tarafından chatleşme tarzında birbirleriyle iletişim kurmak için kullanılırken, interneti bilgi
edinmek ve ödev yapmak için kullanan gençlerin oranı % 25 olarak karşımıza çıkıyor.
GENÇLER YAKIN TARİHİ BİLMİYOR Araştırmaya katılanlara gençlik ve bilgi başlığı altında; Atatürk’ün ölüm tarihi, 27 Mayıs ihtilalinin
tarihi, TBMM’nin ilk açılış tarihi, Cumhuriyet’in ilan tarihi, ilk cumhurbaşkanının seçilme tarihi gibi
sorular soruldu. Alınan cevaplar, gençlerin yakın dönem tarihsel gelişmelerle ilgili şaşkınlık
uyandıracak düzeyde ilgisiz ve bilgisiz olduğunu ortaya koymaktadır. Araştırmada en çok doğru cevap verilen Atatürk’ün ölüm tarihiyle ilgili soruya gençler %70 oranında
doğru tahmin vermiş olsalar bile, %19,4’ü bu soruyu cevaplamamayı tercih etmiş olması dikkat
çekici bulundu. Fakat ilginçtir herkesin bildiği ve kolaylıkla hatırlayabileceği varsayılan
Cumhuriyetin ilan tarihiyle ilgili soruya araştırmaya katılan gençlerin %21,9’u cevap vermemiş,
%5,8’i bilmiyorum demiş, %11,4’de 1911-1920 seçeneğini işaretledi. 1921-1930 seçeneğini
işaretleyerek doğru cevabı vermiş olan gençlerin oranı %58,7 oldu. Buna göre gençlerin %47,3’ü ya
Cumhuriyetin ilan tarihini bilmiyor ya da böyle bir konu zihninde yer almıyor. SEKAM HAKKINDA SOSYAL, EKONOMİK, KÜLTÜREL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ (SEKAM) , Türkiye’nin toplumsal
düzeyde karşı karşıya bulunduğu sorunlara çözüm seçenekleri oluşturmak amacıyla araştırmalar
yürüten, bu araştırma sonuçlarından hareketle çözüm önerileri üreten ve uygulamaya dönük
katkılar sunmayı amaçlayan bir stratejik düşünce üretim merkezidir. SEKAM, çalışmalarını
yürütürken yaşanan dünyayı, kendi geçmişini ve değerlerini de dikkate almakta, bir bilgi geleneği
oluşturma ihtiyacının önündeki engelleri ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Bu amaç
doğrultusunda kurumumuzun şu ana kadar gerçekleştirdiği yayınlanmış çalışmalar şunlardır:
• Türkiye’de Aile: Ailenin Yapısal Özellikleri, İşlevleri ve Değişimi araştırması
• “Kalpsiz Bir Dünyada Aileyi Yeniden Keşfetmek” paneli ve panel kitabı
• “Savrulan Dünyada Aile” sempozyumu ve sempozyum kitabı
• Aile Yaşam Döngüsü ve Tüketim araştırması • Anayasa Raporu: Hak ve Hakikatin Işığında, Fıtrat Eksenli • ‘Türkiye Gençlik Raporu: Gençliğin Özellikleri, Sorunları, Kimlikleri ve Beklentileri’
• Üniversite Öğrencilerinin Yaşam Tarzı ve Toplumsal Değerler raporu
• Kadın araştırması
On5yirmi5
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Ateistlerin yüzde 46,9'u namaz kılıyor
Download