Untitled - Gazi Üniversitesi Açık Arşiv

advertisement
SEKİZİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BİLGİLER DERSİNDEKİ
BARIŞ EĞİTİMİ ALGILARININ İNCELENMESİ
CANAN AKYOL
YÜKSEK LİSANS TEZİ
İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI
SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİ BİLİM DALI
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
AĞUSTOS, 2015
TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU
Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren
24 (yirmi dört) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.
YAZARIN
Adı: Canan
Soyadı: AKYOL
Bölümü: İlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı
İmza:
Teslim Tarihi:
TEZİN
Türkçe Adı: Sekizinci Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersindeki Barış Eğitimi
Algılarının İncelenmesi
İngilizce Adı: An Examination of Eight Grade Students’ Perceptions Regarding Peace
Education in Social Studies Course
i
ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI
Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları
kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki
tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.
Yazar Adı Soyadı: Canan AKYOL
İmza:
ii
JÜRİ ONAY SAYFASI
Canan AKYOL tarafından hazırlanan “Sekizinci Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler
Dersindeki Barış Eğitimi Algılarının İncelenmesi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri
tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi İlköğretim Anabilim Dalı Sosyal Bilgiler Eğitimi
Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.
Danışman: Doç. Dr. Cengiz DÖNMEZ
Sosyal Bilgiler Eğitimi Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi
…………………
Başkan: Prof. Dr. Hamza KELEŞ
Tarih Eğitimi Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi
…………………
Üye: Yrd. Doç. Dr. Barış KAYA
Sosyal Bilgiler Eğitimi Bilim Dalı, Bülent Ecevit Üniversitesi
…………………
Tez Savunma Tarihi: 27/08/2015
Bu tezin İlköğretim Anabilim Dalı Sosyal Bilgiler Eğitimi Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans
tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.
Prof. Dr. Servet KARABAĞ
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü
…………………
iii
TEŞEKKÜR
Toplumda şiddetin tüm türlerinin yok edilmesi, çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesi,
kalıcı barışın sağlanması amacıyla karşılıklı anlayışın geliştirilmesi, huzurlu bir ortamın
yaratılması ve barış kültürünün oluşturulması için barış eğitimine ihtiyaç duyulmaktadır.
Barış eğitimi, yerel ve küresel boyutlarda doğru kararlar alıp problem çözebilen etkin
vatandaşların yetiştirilmesinde temel bir görevi olan sosyal bilgiler dersinde önemli bir
yere sahiptir. Bu nedenle, mevcut olan barış eğitiminin niteliğinin ortaya konmasında,
verilecek olan eğitimin yönünün belirlenmesinde ve eğitim öğretim etkinliklerinin
tasarlanmasında öğrenci algılarının tespit edilmesi gereklidir. Bu araştırmada, öğrencilerin
barış eğitimi algılarının belirlenmesi amaçlanmıştır.
Araştırmanın gerçekleştirilmesinde birçok kişinin katkısı olmuştur. Öncelikle araştırmanın
her aşamasında bana yol gösteren, akademik bilgisine her zaman başvurduğum, manevi
desteği ile sabırla yanımda olan ve beni teşvik eden çok değerli hocam ve tez danışmanım
Doç. Dr. Cengiz DÖNMEZ’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Tez jürimde yer alan ve görüşleriyle tezime katkı sağlayan değerli hocam Prof. Dr. Hamza
KELEŞ’e teşekkürü bir borç bilirim. Tez jürimde yer alan Yrd. Doç. Dr. Barış KAYA’ya
çok teşekkür ederim. Araştırma sürecinde hep yanımda olan, desteğini, ilgisini ve
dostluğunu esirgemeyen değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Banu ÇULHA-ÖZBAŞ’a sonsuz
teşekkürlerimi sunarım. Fikirleriyle yol gösteren değerli hocalarım Doç. Dr. Adem
ÖCAL’a, Doç. Dr. Bülent TARMAN’a ve Arş. Gör. Dr. Osman SABANCI’ya çok
teşekkür ederim. Araştırmada özellikle verilerin analizi aşamasında sıkça görüşlerine
başvurduğum değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Bahadır KILCAN’a teşekkürü bir borç bilirim.
Araştırma sürecinde katkılarını ve önerilerini sunan, her zaman desteğine ihtiyaç
duyduğum sevgili arkadaşım Arş. Gör. Bengisu KAYA’ya çok teşekkür ederim.
iv
Hayatım boyunca sevgisi ve desteği ile her zaman yanımda olan fedakâr aileme sonsuz
teşekkürlerimi ve minnetlerimi sunarım. Ayrıca yüksek lisans eğitimim süresince verdiği
destekten ötürü Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)’na çok
teşekkür ederim.
Son olarak, tez sürecinde yardımlarını esirgemeyen tüm değerli hocalarıma ve
arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.
Canan AKYOL
Ağustos, 2015
Ankara
v
SEKİZİNCİ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BİLGİLER
DERSİNDEKİ BARIŞ EĞİTİMİ ALGILARININ İNCELENMESİ
(Yüksek Lisans Tezi)
Canan AKYOL
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Ağustos, 2015
ÖZ
Bu araştırmada, sekizinci sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersindeki barış eğitimi
algıları incelenmiştir. Araştırma, nitel araştırma deseninde tarama modelinde, üçgenleme
yöntemine uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılan öğrenciler, amaçlı
örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklemesiyle seçilmiştir. Araştırmanın
çalışma grubu, Türkiye İstatistik Kurumu sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi verileri esas
alınarak, 2014-2015 eğitim öğretim yılında Ankara ilinin merkez ilçelerinden; yerleşim,
ulaşım ve altyapı olanaklarına göre üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeyden altı
ortaokulda öğrenim gören 615 (329 kadın ve 286 erkek) sekizinci sınıf öğrencisinden
oluşmaktadır. Araştırmada veriler; mecazlar yoluyla veri toplama formu, öğrencilerin
çizdikleri resim, karikatür veya sembollerden oluşan görsel dokümanlar ve yarı
yapılandırılmış görüşmeler aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin çözümlenmesinde içerik
analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin büyük bir çoğunluğu tarafından
barışın; “birlikte, uyum içinde olan”, “ihtiyaç duyulan”, “mutluluk veren”, “olumlu sonuca
götüren” ve “simge hâline gelmiş olan” şeklinde algılandığı ortaya çıkmıştır. Pek çok
öğrenci tarafından adalet; “doğruyu gösteren”, “eşitlik sağlayan” ve “hak ettiğini veren,
koruyan” olarak algılanmaktadır. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu tarafından güç;
vi
“dayanıklı olan”, “hükmeden” ve “zarar veren” olarak algılanmaktadır. Ayrıca gücün; üst
ve orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin bazıları tarafından
“yönetilmesi gereken”, alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin
bazıları tarafından ise “başarıya ulaştıran” olarak algılandığı ortaya çıkmıştır. Pek çok
öğrenci tarafından ayrımcılık; “dışlanan”, “ötekileştiren” ve “sonucu olumsuz olan”
şeklinde algılanmaktadır. Öğrencilerin çoğu tarafından şiddet; “dönüşü olmayan” ve “hasar
bırakan” olarak algılanmaktadır. Ayrıca şiddetin; üst ve alt sosyoekonomik düzeydeki
okullarda öğrenim gören öğrencilerin bazıları tarafından “mağdur olan”, orta ve alt
sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin bazıları tarafından ise
“kontrol edilmesi gereken” olarak algılandığı ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin büyük bir
çoğunluğu tarafından savaş; “can yakan” ve “yok eden” olarak algılanmaktadır. Ayrıca
savaşın; üst ve alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin bazıları
tarafından “amacı kazanmak olan” şeklinde algılandığı ortaya çıkmıştır.
Anahtar Kelimeler: Barış Eğitimi, Sosyal Bilgiler Eğitimi, Sekizinci Sınıf Öğrenci Algısı
Sayfa Adedi: 252 Sayfa
Danışman: Doç. Dr. Cengiz DÖNMEZ
vii
AN EXAMINATION OF EIGHT GRADE STUDENTS’
PERCEPTIONS REGARDING PEACE EDUCATION IN SOCIAL
STUDIES COURSE
(M.S. Thesis)
Canan AKYOL
GAZI UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES
August, 2015
ABSTRACT
This study explores eighth grade students’ perceptions about the peace education given in
the social studies course. The research is conducted by using the model of survey in
qualitative research methods in a triangulation manner. Students participating in the
research were chosen by the maximum variation sampling – a purposive sampling method.
Based on the data regarding the socio-economic development levels collected from
Turkish Statistical Institute, the working group of the research is comprised of 615 eighth
grade students (329 females and 286 males) enrolled in six different secondary schools
with high, middle and low socio-economic backgrounds determined based on their
locations, transportation and infrastructure facilities available in the central districts of
Ankara in the 2014-2015 academic year. The research data were collected by a data
collection form using metaphors, visual documents, namely pictures, comics and symbols
that the students had previously drawn, as well as semi-structured interviews. Content
analysis was used to analyse the data at hand. The results of the research have been shown
that a majority of students perceive peace as “something in common and in harmony”,
viii
“something needed”, “something that gives happiness”, “something that leads to a positive
outcome” and “something that has become a symbol”. A majority of students have been
revealed to perceive justice as “something that shows what is right”, “something that
ensures equality” and “something that gives people what they deserve and that protects”.
Furthermore, a majority of students perceive power as “something indestructible”,
“something that rules” and “something that does harm”. On the other hand, some students
enrolled in schools from middle and high socio-economic backgrounds perceive power as
“something that is required to be managed” while some students enrolled in schools from
low socio-economic backgrounds perceive it as “something that helps you attain success”.
A majority of students perceive discrimination as “something excluded”, “something
othered” and “something with a negative outcome”. A majority of students perceive
violence as “something that cannot be unwound” and “that causes damage”. Yet, some
students enrolled in schools from high and low socio-economic backgrounds perceive
violence as “somebody being victimised” while some students enrolled in schools from
middle and low socio-economic backgrounds perceive it as “something that should be
controlled”. Finally, a majority of students perceive war as “something that hurts” and
“something that destroys”. Yet, some students enrolled in schools from high and low
socio-economic backgrounds have been found out to perceive it as “something whose main
goal is to win”.
Key Words: Peace Education, Social Studies Education, Eighth Grade Students’
Perception
Page Number: 252 Pages
Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Cengiz DÖNMEZ
ix
İÇİNDEKİLER
TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ...................................................... i
ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI .......................................................................ii
JÜRİ ONAY SAYFASI ..................................................................................................... iii
TEŞEKKÜR ........................................................................................................................ iv
ÖZ ......................................................................................................................................... vi
ABSTRACT ...................................................................................................................... viii
İÇİNDEKİLER .................................................................................................................... x
TABLOLAR LİSTESİ...................................................................................................... xiv
ŞEKİLLER LİSTESİ .................................................................................................... xviii
SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ................................................................xxii
BÖLÜM I .............................................................................................................................. 1
GİRİŞ .................................................................................................................................... 1
Problem Durumu.............................................................................................................. 1
Araştırmanın Amacı ...................................................................................................... 10
Araştırmanın Önemi ...................................................................................................... 10
Araştırmanın Sınırlılıkları ............................................................................................ 12
Araştırmanın Varsayımları ........................................................................................... 13
Tanımlar.......................................................................................................................... 13
x
BÖLÜM II .......................................................................................................................... 15
KURAMSAL ÇERÇEVE .................................................................................................. 15
Barış Eğitimi ................................................................................................................... 15
Barışın Tanımı ve İçeriği ........................................................................................... 15
Barış Stratejileri ......................................................................................................... 21
Barış Eğitiminin Tanımı ............................................................................................ 25
Barış Eğitiminin Tarihsel Gelişimi ........................................................................... 28
Barış Eğitiminin İçeriği ve Kapsamı ......................................................................... 32
Barış Eğitiminin Amaçları ......................................................................................... 45
Barış Eğitiminin İlkeleri ............................................................................................ 50
Barış Eğitimi Ögeleri ..................................................................................................... 53
Barış ............................................................................................................................. 53
Adalet ........................................................................................................................... 55
Güç ............................................................................................................................... 58
Ayrımcılık .................................................................................................................... 60
Şiddet ........................................................................................................................... 63
Savaş ............................................................................................................................ 66
İlgili Araştırmalar .......................................................................................................... 72
Barış Eğitimi ile İlgili Yurt Dışında Yapılmış Bazı Araştırmalar.......................... 72
Barış Eğitimi ile İlgili Yurt İçinde Yapılmış Bazı Araştırmalar ............................ 78
BÖLÜM III ......................................................................................................................... 85
YÖNTEM............................................................................................................................ 85
Araştırmanın Deseni ...................................................................................................... 85
Çalışma Grubu ............................................................................................................... 86
Veri Toplama Araçları................................................................................................... 87
xi
Verilerin Toplanması ..................................................................................................... 92
Verilerin Analizi ............................................................................................................. 94
BÖLÜM IV ....................................................................................................................... 105
BULGULAR ..................................................................................................................... 105
Üst Sosyoekonomik Düzeye İlişkin Bulgular ............................................................. 105
Barış Kavramına İlişkin Bulgular .......................................................................... 105
Adalet Kavramına İlişkin Bulgular ........................................................................ 113
Güç Kavramına İlişkin Bulgular............................................................................. 118
Ayrımcılık Kavramına İlişkin Bulgular ................................................................. 123
Şiddet Kavramına İlişkin Bulgular ......................................................................... 127
Savaş Kavramına İlişkin Bulgular .......................................................................... 132
Orta Sosyoekonomik Düzeye İlişkin Bulgular .......................................................... 139
Barış Kavramına İlişkin Bulgular .......................................................................... 140
Adalet Kavramına İlişkin Bulgular ........................................................................ 149
Güç Kavramına İlişkin Bulgular............................................................................. 155
Ayrımcılık Kavramına İlişkin Bulgular ................................................................. 160
Şiddet Kavramına İlişkin Bulgular ......................................................................... 163
Savaş Kavramına İlişkin Bulgular .......................................................................... 168
Alt Sosyoekonomik Düzeye İlişkin Bulgular ............................................................. 172
Barış Kavramına İlişkin Bulgular .......................................................................... 173
Adalet Kavramına İlişkin Bulgular ........................................................................ 180
Güç Kavramına İlişkin Bulgular............................................................................. 185
Ayrımcılık Kavramına İlişkin Bulgular ................................................................. 190
Şiddet Kavramına İlişkin Bulgular ......................................................................... 195
Savaş Kavramına İlişkin Bulgular .......................................................................... 199
xii
BÖLÜM V......................................................................................................................... 205
SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER ......................................................................... 205
Barış Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma ........................................................ 205
Adalet Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma ...................................................... 207
Güç Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma .......................................................... 208
Ayrımcılık Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma ............................................... 210
Şiddet Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma ....................................................... 211
Savaş Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma ........................................................ 213
Öneriler ......................................................................................................................... 214
KAYNAKLAR ................................................................................................................. 217
EKLER.............................................................................................................................. 237
EK 1. Mecazlar Yoluyla Veri Toplama Formu (Örnek) .......................................... 238
EK 2. Öğrenci Görüşme Formu .................................................................................. 240
EK 3. Türkiye İstatistik Kurumu Gelişmişlik Düzeyi Verilerinin İstatistiki Bilgi
Talebini Gösterir Belge ................................................................................................ 241
EK 4. Araştırma İzin Belgesi ....................................................................................... 242
EK 5. Araştırmanın Birinci Uygulama Aşamasına İlişkin Fotoğraflar .................. 243
EK 6. Kapsam Dışında Bırakılan Metaforlara İlişkin Örnekler ............................. 247
EK 7. Kapsam Dışında Bırakılan Görsel Dokümanlara İlişkin Örnekler .............. 249
xiii
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1. Barışın Sekiz Bileşeni………..…………………………………………………..20
Tablo 2. Barış Stratejileri...…….…………………...……………………………………..23
Tablo 3. Barış Eğitiminin Amaçları……………………………………………………….48
Tablo 4. Güç Boyutları…………………………………………………………………….60
Tablo 5. Barış Eğitimi Ögelerine İlişkin Metaforları Ayıklama ve Örnek Metafor Derleme
Aşaması Sonrasındaki Sayılar……………………………………………………………..98
Tablo 6. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Barış”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….105
Tablo 7. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Barış” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler……………………107
Tablo 8. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Adalet”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….113
Tablo 9. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Adalet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler…………………..114
Tablo 10. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Güç”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….118
Tablo 11. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Güç” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler……………………..119
Tablo 12. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar……………………………...123
xiv
Tablo 13. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler……………...124
Tablo 14. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Şiddet”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….127
Tablo 15. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Şiddet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler…………………..128
Tablo 16. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Savaş”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….132
Tablo 17. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Savaş” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler…………………...133
Tablo 18. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Barış”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….140
Tablo 19. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Barış” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler……………………141
Tablo 20. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Adalet” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………..149
Tablo 21. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Adalet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler…………………..150
Tablo 22. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Güç”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….155
Tablo 23. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Güç” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler……………………..156
Tablo 24. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar……………………………...160
Tablo 25. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler……………...161
Tablo 26. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Şiddet” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………...163
xv
Tablo 27. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Şiddet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler…………………..164
Tablo 28. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Savaş” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar……………………………………168
Tablo 29. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Savaş” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler…………………...169
Tablo 30. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Barış”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….173
Tablo 31. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Barış” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler……………………174
Tablo 32. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Adalet”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….180
Tablo 33. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Adalet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler…………………..181
Tablo 34. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Güç”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….185
Tablo 35. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Güç” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler……………………..186
Tablo 36. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar……………………………...190
Tablo 37. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler……………...191
Tablo 38. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Şiddet”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….195
Tablo 39. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Şiddet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler…………………..196
Tablo 40. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Savaş”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar…………………………………………….199
xvi
Tablo 41. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Savaş” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler…………………...200
xvii
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1. Bütüncül Barış Görüşüne Giden Barış Düşüncesinin Gelişimindeki Yedi
Görüş………………………………………………………………………………………19
Şekil 2. Empoze Edilen Barış……………………………………………………………...21
Şekil 3. Uzlaşmacı Barış…………………………………………………………………..22
Şekil
4.
Çatışma
Yönetiminde
Üç
Yaklaşım:
Yaşanmış
Vatandaşlık
Eğitimi
Uygulamaları………………………………………………………………………………23
Şekil 5. Barış Eğitimine Uygun Öğretim Programı Hedefleri…………………………….34
Şekil 6. Mekânsal ve Zamansal Boyutlar………………………………………………….37
Şekil 7. Barış Eğitiminin Bileşenleri………………………………………………………44
Şekil 8. Şiddetin ve Barışın Genişletilmiş Kavramları…………………………………….65
Şekil 9. Öğrenci Ü, 165’in Çizimi………………………………………………………..108
Şekil 10. Öğrenci Ü, 135’in Çizimi………………………………………………………109
Şekil 11. Öğrenci Ü, 42’nin Çizimi………………………………………………………110
Şekil 12. Öğrenci Ü, 1’in Çizimi…………………………………………………………110
Şekil 13. Öğrenci Ü, 133’ün Çizimi……………………………………………………...111
Şekil 14. Öğrenci Ü, 174’ün Çizimi……………………………………………………...112
Şekil 15. Öğrenci Ü, 119’un Çizimi……………………………………………………...115
Şekil 16. Öğrenci Ü, 161’in Çizimi………………………………………………………115
Şekil 17. Öğrenci Ü, 171’in Çizimi………………………………………………………116
xviii
Şekil 18. Öğrenci Ü, 26’nın Çizimi………………………………………………………117
Şekil 19. Öğrenci Ü, 177’nin Çizimi……………………………………………………..120
Şekil 20. Öğrenci Ü, 60’ın Çizimi………………………………………………………..121
Şekil 21. Öğrenci Ü, 33’ün Çizimi……………………………………………………….122
Şekil 22. Öğrenci Ü, 125’in Çizimi………………………………………………………123
Şekil 23. Öğrenci Ü, 165’in Çizimi………………………………………………………125
Şekil 24. Öğrenci Ü, 4’ün Çizimi………………………………………………………...126
Şekil 25. Öğrenci Ü, 24’ün Çizimi…………………………………………………….…129
Şekil 26. Öğrenci Ü, 30’un Çizimi……………………………………………………….130
Şekil 27. Öğrenci Ü, 133’ün Çizimi……………………………………………………...131
Şekil 28. Öğrenci Ü, 41’in Çizimi………………………………………………………..134
Şekil 29. Öğrenci Ü, 154’ün Çizimi……………………………………………………...135
Şekil 30. Öğrenci Ü, 2’nin Çizimi………………………………………………………..135
Şekil 31. Öğrenci Ü, 61’in Çizimi………………………………………………………..136
Şekil 32. Öğrenci Ü, 40’ın Çizimi………………………………………………………..137
Şekil 33. Öğrenci Ü, 46’nın Çizimi………………………………………………………138
Şekil 34. Öğrenci O, 9’un Çizimi………………………………………………………...142
Şekil 35. Öğrenci O, 72’nin Çizimi………………………………………………………143
Şekil 36. Öğrenci O, 56’nın Çizimi………………………………………………………144
Şekil 37. Öğrenci O, 61’in Çizimi………………………………………………………..145
Şekil 38. Öğrenci O, 20’nin Çizimi………………………………………………………146
Şekil 39. Öğrenci O, 100’ün Çizimi……………………………………………………...147
Şekil 40. Öğrenci O, 13’ün Çizimi……………………………………………………….148
Şekil 41. Öğrenci O, 130’un Çizimi……………………………………………………...148
Şekil 42. Öğrenci O, 48’in Çizimi………………………………………………………..151
xix
Şekil 43. Öğrenci O, 97’nin Çizimi………………………………………………………151
Şekil 44. Öğrenci O, 57’nin Çizimi………………………………………………………152
Şekil 45. Öğrenci O, 94’ün Çizimi……………………………………………………….153
Şekil 46. Öğrenci O, 116’nın Çizimi……………………………………………………..154
Şekil 47. Öğrenci O, 77’nin Çizimi………………………………………………………155
Şekil 48. Öğrenci O, 110’un Çizimi……………………………………………………...157
Şekil 49. Öğrenci O, 196’nın Çizimi……………………………………………………..158
Şekil 50. Öğrenci O, 13’ün Çizimi……………………………………………………….159
Şekil 51. Öğrenci O, 162’nin Çizimi……………………………………………………..162
Şekil 52. Öğrenci O, 12’nin Çizimi………………………………………………………165
Şekil 53. Öğrenci O, 60’ın Çizimi………………………………………………………..166
Şekil 54. Öğrenci O, 132’nin Çizimi…………………………………………………......167
Şekil 55. Öğrenci O, 95’in Çizimi………………………………………………………..170
Şekil 56. Öğrenci O, 86’nın Çizimi……………………………………………………....171
Şekil 57. Öğrenci A, 158’in Çizimi………………………………………………………175
Şekil 58. Öğrenci A, 109’un Çizimi……………………………………………………...176
Şekil 59. Öğrenci A, 77’nin Çizimi………………………………………………………177
Şekil 60. Öğrenci A, 169’un Çizimi……………………………………………………...177
Şekil 61. Öğrenci A, 7’nin Çizimi………………………………………………………..178
Şekil 62. Öğrenci A, 148’in Çizimi………………………………………………………179
Şekil 63. Öğrenci A, 82’nin Çizimi………………………………………………………180
Şekil 64. Öğrenci A, 17’nin Çizimi………………………………………………………182
Şekil 65. Öğrenci A, 93’ün Çizimi……………………………………………………….183
Şekil 66. Öğrenci A, 82’nin Çizimi………………………………………………………184
Şekil 67. Öğrenci A, 105’in Çizimi………………………………………………………187
xx
Şekil 68. Öğrenci A, 190’ın Çizimi………………………………………………............187
Şekil 69. Öğrenci A, 135’in Çizimi………………………………………………............188
Şekil 70. Öğrenci A, 192’nin Çizimi……………………………………………………..189
Şekil 71. Öğrenci A, 90’ın Çizimi………………………………......................................192
Şekil 72. Öğrenci A, 197’nin Çizimi……………………………………………………..193
Şekil 73. Öğrenci A, 186’nın Çizimi……………………………………………………..193
Şekil 74. Öğrenci A, 98’in Çizimi………………………………………………………..194
Şekil 75. Öğrenci A, 41’in Çizimi………………………………………………………..197
Şekil 76. Öğrenci A, 186’nın Çizimi……………………………………………………..198
Şekil 77. Öğrenci A, 95’in Çizimi………………………………………………………..202
Şekil 78. Öğrenci A, 115’in Çizimi………………………………………………………203
xxi
SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ
BM
Birleşmiş Milletler
FAO
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü
IEP
Ekonomi ve Barış Enstitüsü
ILO
Uluslararası Çalışma Örgütü
MÖ
Milattan Önce
TBMM
Türkiye Büyük Millet Meclisi
TDK
Türk Dil Kurumu
TÜİK
Türkiye İstatistik Kurumu
UNESCO
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü
UNICEF
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu
vb.
ve benzeri
WHO
Dünya Sağlık Örgütü
xxii
BÖLÜM I
GİRİŞ
Bu bölümde araştırmanın problem durumuna, amacına, önemine, sınırlılıklarına,
varsayımlarına ve araştırmaya ilişkin tanımlara yönelik bilgilere yer verilmiştir.
Problem Durumu
Savaş ve barış, insanlığın varoluşuyla paralel iki kavram olagelmiştir. Toplumsal bir varlık
olan insanın içindeki saldırganlık dürtüsü ile toplumları derinden etkileyen savaş gerçeği,
tarihin akışı içinde devam etmektedir. Barışı, savaşların olmaması ya da silahların susması
biçiminde açıklamak kuşkusuz ki yetersiz kalmaktadır. Toplumlarda kalıcı bir barıştan söz
edilecekse,
barış
kültürü
oluşturmak
esastır.
Barış
kültürünü
oluşturmak
ve
yaygınlaştırmak için öncelikli adım ise farkındalık yaratmaktır. Bu farkındalığı yaratmak
ve barış kültürünü yerleştirmek için barış eğitimine ihtiyaç vardır. Ortaokullarda barış
eğitimini ele alan önemli derslerden biri de sosyal bilgilerdir. Öğrencilerin sosyal bilgiler
dersindeki barış eğitimi algılarını tespit etmek, barış eğitiminin öğrencilere daha iyi
kavratılmasında yardımcı olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 17 Mart 1937’de Romanya
Dışişleri Bakanı Antonescu ile konuşmasının bir bölümünde şöyle söylemiştir:
“Dünyanın filân yerinde bir rahatsızlık varsa bana ne?” dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık
varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla alâkadar olmalıyız. Hâdise ne kadar uzak olursa
olsun bu esastan şaşmamak lâzımdır. İşte bu düşünüş, insanları, milletleri ve hükümetleri
bencillikten kurtarır (Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, 2006, s. 324-327).
1
Dünyanın herhangi bir yerindeki olumsuz koşullar, şiddet veya savaş, insanlığın gereği
olarak, herkesi rahatsız etmelidir. Çünkü barış bireyde başlamaktadır.
Günümüzde askeri, toplumsal ve kültürel çatışmalar kendini sıklıkla hissettirmektedir.
Hemen her gün gazete, televizyon ya da sosyal medya gibi haberleşme ve kitle iletişim
araçları aracılığıyla onlarca çatışma veya sıcak savaş haberleri ile karşı karşıya
kalınmaktadır. Tunus’ta, 18 Aralık 2010’da Muhammed Buazizi’nin kendini yakmasıyla
başlayan, ardından Cezayir, Lübnan, Ürdün, Yemen ve Mısır’a sıçrayarak, sonrasında da
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın tamamına yayılan protestolar tüm dünyanın dikkatini
çekmiş ve “Arap Baharı” olarak tarihe adını yazdırmıştır.
Uzun yıllardır yönetimde
bulunan baskıcı iktidarların tahtlarını kaybetmelerini simgeleyen süreç, sadece bölgesel
değil küresel bir etki de yaratmıştır (Duran ve Özdemir, 2012). Ortadoğu’ya bir domino
etkisi yaparak hızla yayılan isyan dalgası Suriye’de düğümlenmiştir. 15 Mart 2011’de
gösterilerle başlayarak, büyük güçlerin sürece dâhil olduğu, çıkar çatışmalarının
odaklandığı bu isyan beklenenden uzun sürmüş, milyonlarca insanın yaralanmasına,
binlerce insanın da ölümüne neden olmuş ve henüz bir çözüme kavuşmamıştır (Sarı, 2015).
İsrail ile Filistin meselesi, hâlâ çözülememiş bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir.
Sander (2007, s. 296-297), Ortadoğu bunalımlarının temelinde Arap-İsrail çelişkisi
olduğunu belirtmektedir. Hitler’in Yahudilere karşı uyguladığı baskı ve soykırım
politikası, 14 Mayıs 1948’de, Yahudileri Filistin’de bağımsız bir devlet kurmaya itmiştir.
Buna karşılık, Batılı emperyalist devletlerin sömürü ve baskısı, Arapları ulusal kurtuluşa
itmiştir. Dolayısıyla, Filistin’de Arap ve Yahudi milliyetçiliği çatışmaya başlamış ve bu
çatışma, tarihi 1994 anlaşmalarına rağmen, hâlen binlerce insanın yaralanmasına ve
ölümüne yol açarak devam etmektedir.
Günlük yaşamda bireysel ve toplumsal boyutlarda sıklıkla karşılaşılan olgulardan birisi
şiddettir. Baskı, eziyet, korkutma, sindirme, cezalandırma, başkaldırı ya da öldürme her
toplumda farklı derecede olmakla beraber sürekli rastlanan şiddet türleridir (Kocacık,
2001). Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yayınlanan Dünya Sağlık Raporuna göre
şiddet, 2000 yılında dünyada 700.000 kişinin ölümüne neden olmuştur. Bunların yaklaşık
olarak yüzde 50’si intihar, yüzde 30’u kişilerarası şiddet, yüzde 20’si de kolektif şiddet
kaynaklıdır (WHO, 2002a, s. 80). Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün (IEP) Küresel Barış
Endeksi Raporuna göre, 2014 yılında şiddetin küresel ekonomi üzerinde önemli ölçüde
ekonomik etkisi olmuştur. Bu ekonomik etkinin 14,3 trilyon Amerikan doları olduğu, bir
2
başka deyişle dünyadaki toplam gelirin yüzde 13,4’ünü oluşturduğu ifade edilmektedir.
Rapor, Küresel Barış Endeksine etki eden üç tematik analizi içermektedir. Bunlardan ilki;
Suriye, Irak, Yemen, Libya, İsrail ve Lübnan’da devam eden çatışmalardır. İkincisi;
toplumsal koruma ve güvenlik konularıdır. Kentleşmenin şiddet üzerine etkileri analiz
edilerek, kentleşme düzeyi arttıkça genellikle barışın da arttığı belirtilmektedir. Üçüncüsü
ise; 1990 yılından bu yana, küresel önlemlerin yavaş ve istikrarlı bir şekilde azaldığı
militarizasyon olarak ifade edilen askerileştirme üzerinedir (IEP, 2015, s. 3). Bu analizler,
güvenlik ve savaş harcamalarının küresel boyutlardaki maliyetini gözler önüne
sermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2013 verilerine göre, Türkiye’de, 161.711
suçlu ceza infaz kurumunda bulunmaktadır. Bunlardan 6534’ü öldürme, 29.818’i
yaralama, 4143’ü cinsel suçlar, 3676’sı hakaret ve 3523’ü mala zarar verme suçundan
hüküm giymiştir (TÜİK, 2013). Bu sayılar, Türkiye’deki cezaevinde bulunanların yüzde
29’unun şiddet içerikli suçlardan dolayı cezalandırıldığını göstermektedir.
Okan-İbiloğlu (2012), sıklıkla fiziksel, duygusal, ekonomik ve sözel şekilleri olan aile içi
şiddetten yalnızca kadınların değil, çocukların, ailelerin ve toplumun bütününün
etkilendiğini vurgulamaktadır. Güler, Tel ve Özkan-Tuncay (2005) tarafından yapılan
araştırmada, kadınların yüzde 40,7’sinin aile içi şiddete maruz kaldığı, şiddete maruz kalan
kadınlara eşi ve eşinin yakınları tarafından şiddet uygulandığı belirlenmiştir. Haskan-Avcı
ve Yıldırım (2015) tarafından yapılan araştırmada ergenlerde şiddet eğilimlerinin görülme
sıklığı incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, bireysel nitelikler açısından; erkek
ergenler, akademik başarısı düşük olan ergenler, şiddet ve kahramanlık filmleri izleyen
ergenler arasında şiddet eğiliminin daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Ailesel nitelikler
açısından; ailesinde şiddet uygulanan, aile içinde ve dışında şiddete maruz kalan, ailesinde
cezaevinde kalmış veya kalmakta olanların ve alkol kullananların olduğu ergenler arasında
şiddet eğiliminin daha sık görüldüğü sonucuna ulaşılmıştır. Türnüklü ve Şahin (2002)
tarafından, ilköğretim okullarında öğrenci çatışmaları ve öğretmenlerin bu çatışmalarla
başa çıkma stratejileri incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin ilköğretim
ikinci kademedeki sınıflarda en çok karşılaştıkları öğrenci çatışmaları, birbirine hakaret
etme, küfür, kavga etme, lakap takma, çekememezlik, kıskançlık ve birbirini şikâyet etme
olarak ifade edilmiştir. Öğretmenlerin bu çatışmaları çözüm stratejilerinin ise yetkeci,
kazan-kaybet örüntülü ve dış otoritenin meşruiyetine ilişkin olması, belirtilen konularda bir
eğitimin gerekliliğini doğurmaktadır.
3
Mobbing olarak adlandırılan iş yerinde psikolojik şiddet, yıldırma, psikolojik saldırı ya da
zorbalık gibi kavramlarla ifade edilen şiddet de son zamanlarda yoğun bir şekilde
tartışılmaktadır. Gürhan (2015), yıldırma davranışı sonucu mağdurun ekonomik, sosyal,
psikolojik veya fiziksel sağlığının etkilenmesine bağlı olarak ailesinin de aynı şekilde
etkileneceğini ifade etmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 2007 Sektörel
Etkinlikler Programı raporuna göre, eğitim kurumlarında şiddet ve stres olduğu
belirtilmiştir. Buna göre, eğitim sektörünün en büyük iş kategorisini oluşturan öğretmenler
çalışanların yükünü etkileyen şiddet ve strese maruz kalmaktadır. Yıldırım ve Eken (2014)
tarafından yapılan araştırmada ilkokul ve ortaokul öğretmenlerine yönelik yıldırma
davranışları incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin en sık karşılaştıkları
yıldırma davranışları; öğretmenin fikir ve görüşlerinin dikkate alınmaması, birinin
öğretmenin başarısını etkileyecek bilgiyi saklaması ve öğretmen hakkında dedikodu ve
söylentilerin yayılması şeklindedir. Ayrıca bekâr öğretmenlerin evli öğretmenlere göre
daha sık yıldırma yaşadığı dikkat çekmektedir.
Türkiye’nin gündeminde olan sorunlardan biri de terör olgusudur. Terörün ne anlama
geldiği hususunda uluslararası siyasi dengeler ve ülkelerin somut çıkarları bağlamında
farklı yaklaşımlar söz konusu olduğundan uluslararası fikir birliği yoktur. Yani kimine
göre terörist sayılanlar başkalarına göre “özgürlük savaşçısı” kabul edilebilmekte ya da
zaman içinde tanımlar ve saflar tersine dönebilmektedir (Güler, 2010). Türkiye Büyük
Millet Meclisi (TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından, Terör ve Şiddet
Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerini İnceleme Raporunda, terörün kişilere,
ailelere ve topluma pek çok etkisinin olduğu vurgulanmıştır. Ölüm, yaralanma, sakatlık,
psikolojik travma, yakınlarını kaybetmenin verdiği acılar, terörle mücadeleye harcanan
maddi kaynaklar terörün sonuçlardan bazılarıdır. Türkiye’de yaklaşık son 30 yılda terör
nedeniyle, kayıtlara geçmemiş olanlar dâhil olmamakla birlikte, toplam 35.576 kişi
yaşamını kaybetmiştir (TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, 2013, s. 311).
Ayrımcılık dünyanın hemen her yerinde karşı karşıya kaldığımız durumlardandır. Irk, din,
mezhep ayrımcılığı, yabancı düşmanlığı, engellilere ve kadınlara yapılan ayrımcılık, cinsel
tercihlere dayalı ayrımcılık bunlara örnektir. Bundan 50 yıl önce Amerika’daki siyahi
vatandaşların farklı bir ırka mensup olmaları sebebiyle, beyazlarla aynı otobüslerde
seyahat bile edemedikleri bilinmektedir. 11 Eylül 2011 saldırılarından sonra batı
toplumlarında İslam ve Müslüman düşmanlığı artmıştır. İslam’ın şiddeti teşvik ettiği
4
kanısının yaygınlaşması, Müslümanlardan korkarak onlara karşı güvensizlik ve nefret
içinde olmak şeklinde tanımlanan İslamofobinin yaygınlaşmasına yol açmıştır (Açıkalın ve
Tarman, 2013, s. 94). En sık rastlanan ayrımcılık türlerinden biri kadın ile erkek arasındaki
eşitsiz güç ilişkilerinden kaynaklanan cinsiyet ayrımcılığıdır. Toplumsal cinsiyet alanında
yapılan çalışmalar, eğitimde cinsiyete dayalı ayrımcılığın en geniş kitlelere uygulanan ve
meşru görülen açık bir ayrımcılık olmayı sürdürdüğünü, kadınlarla erkeklerin eşit biçimde
okullaşmaları için gelişmiş ülkeler de dâhil olmak üzere tüm dünyada alınacak çok yol
olduğunu göstermektedir (Güvenli ve Tanrıöver, 2009, s. 97). Çokkültürlü eğitim
araştırmacıları, cinsiyet, sosyal sınıf, ırk, etnisite ve kültür fark etmeksizin bütün
öğrencilerin okulda eşit eğitim imkânına sahip olmaları gerektiğini savunmaktadır. Banks,
Birleşik Krallık, Avustralya, Kanada, ABD gibi ülkelerin eğitim kurumlarında, çokkültürlü
eğitimin giderek kurumsallaştığını ve önemli başarılar elde ettiğini ifade etmiştir (Banks,
2013, s. 18).
Güncel problemlerden bir diğeri ise başta ekonomik kaynaklı olmak üzere yaşanan
adaletsizliklerdir. İnsanlar arasındaki ekonomik uçurum arttıkça orada sosyal sorunlar da
artacaktır. TÜİK, gelire göre sıralı yüzde 20’lik grupların gelir dağılımı, 2013 verilerine
göre; Türkiye’de geliri en yüksek olan yüzde 20’lik grup, toplam gelirden yüzde 46,6
oranında pay almaktadır. Geliri en düşün olan yüzde 20’lik grup ise toplam gelirden yüzde
6,1 oranında pay almaktadır (TÜİK, 2013). Bu veriler, vatandaşlar arasındaki ekonomik
uçurumu açıkça göstermektedir. Dünyadaki diğer ülkelerde de zengin ve fakir arasındaki
uçurum giderek artmakta ve bu durum küresel ekonomik bir sorun olarak varlığını
sürdürmektedir. Dünya Bankası verilerine göre, günlük 1,25 dolar olan yoksulluk sınırının
altında yaşayanların oranı 1981 yılında yüzde 52 iken, bu oran 2011 yılında yüzde 17’ye
gerilemiştir. Bu durum genel itibariyle dünya üzerinde bir refah artışı olarak gözükse de
yoksulluk hâlen devam etmektedir. Günümüzde hâlâ bir milyardan fazla insan günlük 1,25
doların altında gelirle yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır (Dalgıç, Varol-İyidoğan ve
Güven, 2015). Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından 2015 yılında
açıklanan raporda mevcut son tahminlere göre, dünyada yaklaşık olarak, 780 milyonu
gelişmekte olan bölgelerde olmak üzere, 795 milyon kişinin hayatında yetersiz beslenme
günlük olağan bir sorun olarak yer almaktadır. Kırsal alanda ve gelişmekte olan ülkelerde
yaşayan insanlar yüksek oranda açlık çekmekte ve yetersiz beslenmektedirler. Ekonomik
büyüme; yoksulluk, açlık ve yetersiz beslenmeyi azaltmak için çabalamakla beraber tek
5
başına yeterli değildir. Raporda ayrıca, uzun süreli krizlerin, çatışma ve doğal afetlerin de
açlığı azaltmak için yapılan çalışmaları olumsuz etkilediği belirtilmektedir (FAO, 2015, s.
17-42).
Çevre sorunları da insanlığın geleceğini tehdit eden konulardan biridir. Dünyada her yıl
yaklaşık olarak 100 hayvan ve bitki türünün nesli tükenmektedir. Tropikal ormanlar yok
olmakta, çölleşme hızla yayılmaktadır. Dünyadaki biyolojik çeşitlilik tehlike altında
olduğundan ekolojik denge bozulmaktadır. Atmosferdeki ozon tabakası incelmektedir.
İklim değişikliğini oluşturan nedenler birçok kara parçasını sular altında bırakmaktadır.
İnsanlar sağlıklı içme suyu bulmakta zorlanmaktadır. Yaşanan bu felaketler, artan nüfusun
beslenme ihtiyacını karşılamakta sıkıntılar yaşamasına neden olmaktadır (Özey, 2005, s.
15). Küresel çevre sorunları toplumları farklı biçimlerde etkileyerek sağlık sorunlarına yol
açmaktadır (Karababa, 2014). Küresel hastalık yükünün (sağlıklı yaşam yıllarının kaybı)
yüzde 24’ünün, erken ölümlerin de yüzde 23’ünün çevresel faktörlere bağlı olduğu tahmin
edilmektedir. 0-14 yaş grubu çocuklarda çevresel faktörlere yüklenen ölüm oranı yüzde 36
olarak öngörülmektedir. Çevrenin çeşitli hastalık koşullarına katkısında, çevresel olarak
maruz kalma ve bölgeler arasında sağlık hizmetlerine erişim sonucu, geniş çapta bölgesel
farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin; gelişmekte olan bölgelerde tüm ölümlerin yüzde 25’i
çevresel ölümlere dayandırılabilirken, gelişmiş bölgelerdeki ölümlerin yüzde 17’si bu tür
nedenlere bağlanmaktadır (Prüss-Üstün ve Corvalán, 2006, s. 9). Bektaş-Öztaşkın (2014)
tarafından yapılan araştırmada, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının barışa yönelik
tutumları ile günümüz dünya sorunlarına yönelik tutumları arasındaki ilişki incelenmiş ve
pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Dünyadaki sorunlara karşı daha
duyarlı, bu sorunların çözümü için düşünen ve çabalayan bireyler yetiştirmek için barışa
yönelik bilgi, beceri ve tutum geliştirmek gerektiği açıktır.
Barış araştırmalarının önde gelen isimlerinden Johan Galtung (1996, s. 9), barışı; şiddetin
barışçıl yollarla azaltılması ve şiddetsiz, yaratıcı çatışma dönüşümü olarak açıklamaktadır.
Barışı bilmek için şiddeti de bilmemiz gerekmektedir. Barışın içeriği, çatışmaları şiddetsiz
ve yaratıcı biçimde açığa çıkarmaktır. Barışı bilmek için çatışmaları ve çatışmaların hem
şiddetsiz hem de yaratıcı biçimde nasıl dönüştürüleceğini bilmek zorundayız. Şiddeti
azaltmak da çatışmaları aşarak dönüştürmek de sosyal ortamda insana odaklanmaktadır.
Bu da barış çalışmalarını uygulamalı bir sosyal bilim yapmaktadır. Galtung (1969), barışı
“negatif” ve “pozitif” olarak ikiye ayırmıştır. Ona göre, açık biçimde bir çatışma söz
6
konusu değilse bile, insanlar yiyecek varken açsa, hastaneler varken tedavi olamıyorsa,
kadın ve erkek, cinsiyeti yüzünden eşit olamıyorsa, burada “yapısal bir şiddetin” varlığı
söz konusudur. Yapısal şiddetin olduğu yerde de negatif barış vardır. Pozitif barışın olması
için orada şiddetin hiçbir türünden bahsedilmemelidir.
Barış birey için bir değer olduğu gibi toplum için de önemli bir kültürel ögedir. Barış
kültürünün oluşturulması için adil olma, dayanışma, farklılıklara saygı duyma gibi
değerlerin bireyler tarafından içselleştirilerek davranışa dönüştürülmesi gerekmektedir.
Colombo (2005, s. 66), barış kültürü yaratmak için barış sürecinin, savaş kapıya
dayanmadan önce başlatılması gerektiği üzerinde durmaktadır. Bunun için barış kültürü
küçük çocukların eğitiminde, erkek ve kız çocukları arasındaki ilişkilerle; sporda rekabetin
yerini alacak iş birliğiyle; meritokrasinin, hiyerarşinin, ayıklanma ve elenme kavramlarının
yeni bir tarzda düşünülmesiyle; erkeklerin koyduğu şartların üstün geldiği dönemde
kadınların toplumsal hayata katılımıyla şekillenecektir. Barış kültürü kişilikler, tutumlar,
değerler ve inançlar mozaiğidir. İnsanların birbirleriyle ve doğayla uyumu, farklılıklarla
yaratıcı şekillerde baş etme ve kaynakların adil paylaşımı gibi konuları kapsamaktadır.
Barış kültürü, açık ve amaç odaklı gayretlerle üretilen yol haritaları, planlama ve uygulama
sonucu kalıcı olabilmektedir. Bu noktada ise barış eğitimi devreye girmektedir. Çünkü her
büyük sosyal değişimde eğitim kurumları önemli rol oynamaktadır (Erkman, 2013). Barış
araştırmacıları ve eğitimcileri, barış kültürü bağlamında temel bir kültürel değişime ihtiyaç
olduğunu fark etmiştir. Binlerce sivil toplum örgütü daha barışçıl ve adil bir dünya için
çalışmakta ve büyüyen bilinci yansıtmaktadır. Bazı okullar şiddetsiz biçimde çatışma
çözme programları sunmaktadır. Bazı üniversiteler barış çalışmaları önermektedir.
Montessori, Waldorf ve diğer ilerici, bütüncül ve sosyal adalet yaklaşımını benimseyen
okul ve öğretmenler, şiddet içermeyen ve sevecen davranışları öğretmeyi hedeflemektedir.
“Aslan ve Kuzuya Hoşgörüyü Öğretme Projesi” gibi çeşitli programlar, yardımlaşma için
kaynaklar sunmaktadır. Oyuncaklar ve kitle iletişim araçları aracılığıyla şiddetin
pazarlanması azaltılmaya çalışılmaktadır. Daha küresel boyutta ise Birleşmiş Milletler
Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Barış Kültürü Bildirgesi ve Barış Kültürü
Eğitimi Programını ortaya koymaktadır. Birleşmiş Milletler (BM), 2001-2010 yıllarını
Barış Kültürünün Geliştirilmesi ve Çocukları Koruma Amacıyla Şiddet Düşmanlığı On
Yılı ilan etmiştir ve barış kültürü için eğitimin önemini vurgulamaktadır (Eisler, 2004, s.
11).
7
İnsan hakları eğitimi, kalkınma eğitimi, çevre eğitimi, silahsızlanma eğitimi, çatışma
çözümü eğitimi gibi eğitim alanları genellikle barış eğitimi yaklaşımlarının daha kapsamlı
hâlini içermektedir. Farklı yaklaşımlar olmasına rağmen barış eğitiminin bütüncül amacı,
“tüm insanlar için tüm insan haklarının” başarısı olarak özetlenmektedir. Eğitim süreci,
tüm öğrencilere barış ve sosyal adalet için gerekli olan beceri ve değerleri aktarmaktadır.
Verilen ilgili bilgi ve deneyimden sonra öğrenciler bölgesel, ulusal ve uluslararası barışın
sağlanmasında bireysel olarak etkili olabilmektedir (Brantmeier ve Bajaj, 2013, s. 139140). Barış eğitimi, bireylerin bilişsel ve duyuşsal gelişimini desteklemektedir. Kişilerde
hak ve özgürlük bilinci oluşturmayı, çevreye karşı duyarlı olmayı, hoşgörü, adalet, eşitlik
ilkeleri çerçevesinde kendilerini ve toplumu tanıyıp, değerlendirebilmelerini amaçlarken,
iletişim becerilerini geliştirmekte, dinlemeyi, iş birliğini, eleştiriye açık olmayı
öğretmektedir. Barış eğitimi sürecinde öğrenciler toplumdaki güncel sorunları görerek ve
değerlendirerek öğrenmektedir. Barış eğitimiyle ilgili temalar içermesi gereken konularda
en belirgin örnekler; tarih, coğrafya, sosyal bilgiler, dil ve edebiyattır. Örnek olarak;
savaşın nedenleri, savaş masrafları, barış türleri, adaletin anlamı, eşitliğin önemi, barışmak
ve ayrımcılığın nedenleri gibi konular verilebilir. Barış eğitimi yönelimlerini kullanarak bu
konuların öğretilmesi ve barış eğitimi hedeflerinin göz önünde bulundurulması okullarda
barış eğitiminin uygulanması için en iyi yoldur (Bar-Tal, 2002, s. 31).
Kamaraj ve Aktan-Kerem (2006) tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, yüksek
gelişmişlik düzeyindeki ülkelerin dünya barışı ve ülke barışı tanımlaması, orta ve düşük
gelişmişlik düzeyindeki ülkelerle farklılık göstermemektedir. Ancak ülkelerin bireysel
barış tanımlamasında farklılıklar bulunmaktadır. Yüksek gelişmişlik düzeyinde olan
ülkelerde bireysel barış; kişisel uyum, eşit haklara sahip olma, sorunları kanunla çözme
olarak tanımlanmaktadır. Orta ve düşük gelişmişlik düzeyinde olan ülkelerde ise bireysel
barış; huzurlu bir yaşam sürme, insanın kendi doğasını sevmesi ve diğer insanlara anlayış
gösterebilmesi olarak tanımlanmaktadır. Deveci, Yılmaz ve Karadağ (2008) tarafından
öğretmen adaylarının barış eğitimi algıları üzerine yapılan çalışmanın sonuçlarına göre,
öğretmen adayları barışla ilgili; huzur, sevgi, saygı, dostluk, hoşgörü, kardeşlik, eşitlik,
mutlu bir yaşam ve savaş, nükleer silahın olmadığı ortam gibi tanımlamalarda
bulunmuşlardır. Öğretmen adayları, sosyal uyumu ve barışı, küreselleşmeyi, çocukların
diğer bireylere hoşgörülü yaklaşmasını sağlama, bireyin kişilik gelişimine yardımcı olma
gibi nedenlerle barış eğitiminin gerekliliğini vurgulamışlardır. Karaman-Kepenekci (2010),
8
üniversite öğrencilerinin ulusal ve uluslararası barışa ilişkin görüşlerini ortaya koymuştur.
Araştırma sonuçlarına göre katılımcılar ulusal barışı; ulusal birlik ve huzur, uluslararası
barışı ise uluslararasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi olarak yorumlamıştır. Aktaş ve Safran
(2013), ortaöğretim öğrencilerinin savaş ve barış kavramlarıyla ilgili düşüncelerini
değerlendirmiştir. Buna göre, öğrencilerin savunma savaşlarıyla ilgili tutumu olumludur.
Erkekler ülke savunması ve vatanseverlik, kadınlar ise savaşların önlenmesi ve barış alt
boyutlarında daha olumlu tutuma sahiptir. İmamoğlu ve Bayraktar (2014) tarafından
yapılan araştırmada, Türk ve Macar üniversite öğrencilerinin barış kavramına ilişkin
algıları karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, Macar öğrenciler evrensel barışa
Türk öğrencilerden daha fazla inanmaktadır. Öğrencilerin tamamı barışın sürdürülebilmesi
ve kalıcı bir barışın sağlanması yönünde olumlu düşünceye sahiptir.
Yapılandırmacılık yaklaşımı kapsamında hazırlanan, 12 Temmuz 2004 tarih ve 118 sayılı
kurul kararıyla kabul edilen dördüncü ve beşinci sınıf; 30 Haziran 2005 tarih ve 188 sayılı
kurul kararıyla kabul edilen altıncı ve yedinci sınıf sosyal bilgiler dersi öğretim
programlarında barış eğitimi yer almaktadır. Coşkun (2012) tarafından hazırlanan yüksek
lisans tez çalışmasında, sosyal bilgiler ders programı, 4. ve 5. sınıf düzeylerinde
incelenmiştir. Buna göre, programda yer alan öğrenme alanlarının tamamının barış eğitimi
içeriğine uygun olduğu tespit edilmiştir. Ancak programda yer alan kazanımlardan
yalnızca yüzde 45’i barış eğitimini destekler niteliktedir. İnan (2013), sosyal bilgiler ders
kitaplarındaki militarizmi eleştirmektedir. Ders kitaplarının, “Türklerin asker millet
olduğu” şeklinde çeşitli önermelerle dolu olduğunu vurgulamaktadır. Kitaplarda bulunan
açık ve örtük militarist ögelerin eleştirel düşünceye ket vurduğunu ifade etmektedir. Doğan
ve Kılınç (2014), ilkokul düzeyindeki ders kitaplarında savaş ve barış kavramlarına yer
verilme düzeylerini incelemiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, dördüncü sınıf din kültürü
ve ahlak bilgisi ders kitaplarında barış konusuna diğer ders kitaplarından daha fazla yer
verilmektedir. Buna karşın dördüncü sınıf sosyal bilgiler ve Türkçe ders kitapları ile
üçüncü sınıf hayat bilgisi ve Türkçe ders kitaplarında savaş kavramına daha fazla yer
verilmektedir.
Uluslararası alanyazında barış eğitimi konusundaki çalışmalar daha geniş yer bulurken,
ülkemizde bu konudaki araştırmalar daha sınırlıdır. Ortaokul sosyal bilgiler dersi öğretim
programlarında ve ders kitaplarında yer alan barış eğitimi ile ilgili öğrenci algılarının
ayrıntılı bir şekilde incelendiği araştırmalara rastlanmamaktadır. Bu araştırmada yapılan
9
çalışmalardan farklı olarak, sosyal bilgiler dersinde çok önemli bir yeri olan barış eğitimine
ilişkin öğrenci algıları ortaya konmuştur. Öğrenci algıları mecazlar yoluyla veri toplama
formu, görsel doküman ve görüşme verilerinden oluşan veri toplama araçları ile
sosyoekonomik düzeylere göre karşılaştırmalı olarak ayrıntılı biçimde incelenmiştir.
Öğrencilerin barış eğitimi algılarının belirlenmesi alanyazına katkı sağlayacaktır. Ayrıca
böyle bir çalışma, barış eğitimine dair yeni çalışmalara da ışık tutacaktır.
Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın amacı, sekizinci sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersindeki barış eğitimi
algılarını belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır.
Alt Amaçlar
1. Öğrencilerin barış kavramıyla ilgili geliştirdikleri metaforlar nelerdir? Bunlar
sosyoekonomik düzeye göre farklılık göstermekte midir?
2. Öğrencilerin adalet kavramıyla ilgili geliştirdikleri metaforlar nelerdir? Bunlar
sosyoekonomik düzeye göre farklılık göstermekte midir?
3. Öğrencilerin güç kavramıyla ilgili geliştirdikleri metaforlar nelerdir? Bunlar
sosyoekonomik düzeye göre farklılık göstermekte midir?
4. Öğrencilerin ayrımcılık kavramıyla ilgili geliştirdikleri metaforlar nelerdir? Bunlar
sosyoekonomik düzeye göre farklılık göstermekte midir?
5. Öğrencilerin şiddet kavramıyla ilgili geliştirdikleri metaforlar nelerdir? Bunlar
sosyoekonomik düzeye göre farklılık göstermekte midir?
6. Öğrencilerin savaş kavramıyla ilgili geliştirdikleri metaforlar nelerdir? Bunlar
sosyoekonomik düzeye göre farklılık göstermekte midir?
Araştırmanın Önemi
Küreselleşmeyle beraber toplum yapısında değişimler meydana gelmektedir. Bu değişimin
sevgiyi pekiştiren, farklılıklara saygı duymayı destekleyen, iş birliğine önem veren, her
türlü şiddeti reddederek kalıcı barışın oluşmasına çabalayan yönde olması arzulanmaktadır.
Fakat devam eden savaşlar, artan şiddet olayları, kalabalığın içinde yalnızlaşan insanlar,
10
zengin ve fakir arasındaki derinleşen uçurum ve devamlı bir yarış hâlinde olmanın getirdiği
hırs ve nefret duygusu, tam tersi bir istikamete doğru yol alındığını göstermektedir. Hızlı
yapısal değişmelerin sonucu olarak toplumsal değerler de hızla değişmekte ve bu durum
zaman zaman kargaşaya neden olabilmektedir. Keskin (2010) tarafından belirtildiği üzere,
25 Eylül 2007 tarihinde İstanbul’da bir elektronik mağaza zincirinin şubesinin açılışı
sırasında yaşanan olaylar toplum yapısındaki değişimle ilgili sinyaller vermektedir. Habere
göre, insanlar geceden mağaza önünde toplanmaya başlamış ve sabah binlerce kişi kuyruk
oluşturmuştur. Oluşan kalabalık ve onların yol kenarına bıraktığı araçlar İstanbul trafiğini
felç etmiştir. Mağaza açılır açılmaz ise insanlar birbirine girmiş, kavgalar yaşanmış ve
mağaza adeta yağma edilmiştir. Bu örnekte, toplumu bir arada tutan sevgi, saygı, hoşgörü
bağlarının yerini; tahammülsüzlük, çatışma ve tüketim çılgınlığına bıraktığı açıktır.
Günümüzde ise bunun gibi örnekler oldukça sıradan bir hâl almıştır.
Toplumsal değişimin olumlu yönde ilerlemesi amacıyla toplumsal bir bilincin oluşmasında
barış eğitiminin önemi büyüktür. Barış eğitimi ailede başlamakta ve eğitim sürecinde
devam etmektedir. Kamaraj ve Aktan-Kerem (2006), bebeğin doğumundan iki yaşına
kadar olan süreçte anne-babalara verilecek barış eğitimi programlarının son derece önemli
olduğunu ifade etmektedir. Sonrasında ise bu eğitimler okul öncesinden başlayarak lisans
hatta lisansüstü düzeyde devam etmelidir. Sosyal bilgiler dersi de birey, aile, toplum, ülke
ve dünya arasında köprü kurduğundan barış eğitiminde anahtar role sahiptir. Barış
somutlaştırılmalı, gerçek, değerli, hakkında öğrenmeye ve çalışmaya değen bir şey olarak
öğrencilere sunulmalıdır. Barışın iş birliği, iletişim ve çeşitliliğe değer veren bir toplumda
gelişebileceği unutulmamalıdır (Matthews, 2002, s. 29). Öğrencilerin barış eğitimi
konusunda yeterli bilgiye sahip olması, okullarda ve toplumda barış içinde bir arada
yaşamayı kolaylaştıracaktır.
Ausubel tarafından geliştirilen, temeli yapılandırmacılık kuramına ve bilişsel öğrenme
anlayışına dayanan anlamlı öğrenme kuramına göre öğrenmeyi etkileyen en önemli faktör
öğrencinin mevcut bilgi birikimidir. Önceden öğrenilenler ortaya çıkarılıp, ona uygun
olarak öğretim planlanmalıdır. Öğrenmenin anlamlı olması için, bilişsel yapıda varolan
bilgiler ile yeni öğrenilecekler arasında ilişki olması gerekmektedir. Öğrenci eğer bu
ilişkinin farkında değilse ve öğrendiklerini eski bilgileriyle bütünleştiremiyorsa anlamlı
öğrenme gerçekleşemez (Çakıcı, Alver ve Ada, 2006). Bu nedenle, öğrencilerin barış
eğitimi algılarının bilinmesi önem taşımaktadır. Ayrıca barış eğitiminde ülkeler arasında
11
farklılık olduğu gibi bölgesel farklar da olabilmektedir. Bu farklılıkların ortaya konması
için okulların sosyoekonomik düzeylerine göre karşılaştırılması yarar sağlayabilir.
Barış eğitimi ile ilgili alanyazın incelendiğinde, öğrenci algılarının belirlenmesi üzerine
oldukça az sayıda çalışmaya rastlanmıştır. Öğrenci algılarının metafor, görsel doküman,
görüşme gibi farklı veri toplama araçları ile ayrıntılı olarak incelendiği çalışmalara ise
rastlanmamıştır. Öğrencilerin barış eğitimi algılarının tespitinin; verilecek olan eğitimin
yönünün tayininde, eğitim öğretim etkinliklerini tasarlarken kullanılacak yöntemlerin,
sunulacak
örneklerin
belirlenmesinde,
öğrencilerin
dikkatinin
çekilmesinde,
ön
öğrenmelerle sonraki öğrenmeler arasında bağ kurulmasında etkili olması beklenmektedir.
Böyle bir saptamanın, mevcut barış eğitimi hakkında bilgi vereceği umulmaktadır. Bu
nedenle araştırmanın, sosyal bilgiler alan eğitimine, öğretmen uygulamalarına, barış
eğitimi etkinlikleri içeren öğretim programı ve ders kitapları hazırlanmasına, sosyal bilgiler
derslerindeki barış eğitiminin niteliği hakkında bilgi edinilmesine katkı sağlayacağı
düşünülmektedir.
Araştırmanın Sınırlılıkları
Bu araştırma;
1. Türkiye İstatistik Kurumu sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi verileri,
2. 2014-2015 eğitim öğretim yılında Ankara ilinin merkez ilçelerinden sosyoekonomik
düzeye göre seçilen altı ortaokulda öğrenim gören 615 sekizinci sınıf öğrencisi,
3. Mecazlar yoluyla veri toplama formu, öğrenciler tarafından çizilen resim, karikatür
veya sembollerden oluşan görsel doküman ve öğrenci görüşme formu verileri,
4. Barış eğitimi ögeleri1 kapsamında barış, adalet, güç, ayrımcılık, şiddet ve savaş
kavramları ile sınırlıdır.
1
Barış eğitimi ögeleri; Sosyal Bilgiler Dersi 4., 5., 6. ve 7. Sınıf programlarında yer alan kavramlar göz
önünde bulundurularak, David Hicks (1988) editörlüğünde hazırlanan “Barış İçin Eğitim” kitabında belirtilen
temel konulardan ve uzman görüşü alınarak belirlenmiştir.
12
Araştırmanın Varsayımları
Araştırmaya
katılan
öğrencilerin
araştırma
kapsamında
samimi
davrandıkları
varsayılmaktadır.
Tanımlar
Sosyal Bilgiler: Hemen her bakımdan değişen ülke ve dünya koşullarında bilgiye dayalı
karar alıp problem çözebilen etkin vatandaşlar yetiştirmek amacıyla sosyal ve beşeri
bilimlerden aldığı bilgi ve yöntemleri kaynaştırarak kullanan bir öğretim programıdır
(Öztürk, 2012, s. 4).
Barış Eğitimi: Çocuklarda, gençlerde ve yetişkinlerde; açık ve yapısal şiddeti önlemek;
çatışmaları barışçıl yollarla çözmek; kişisel, kişilerarası, gruplararası, ulusal ya da
uluslararası düzeyde barışa elverişli koşullar yaratmak amacıyla davranış değişikliği
meydana getirmek için gereken bilgi, beceri, tutum ve değerlerin geliştirilmesi sürecidir
(Fountain, 1999, s. 1).
Barış: Şiddetin doğrudan, yapısal ve kültürel olmak üzere tüm türlerinin azaltılması ya da
yok edilmesi ve şiddetsiz, yaratıcı çatışma dönüşümüdür (Galtung, 1996, s. 9).
Adalet: Toplumdaki herkesin toplumun zenginliklerine eşit derecede erişebilir olması ve
toplumdaki sosyoekonomik eşitsizliklerin en dezavantajlı durumda olanların durumunu
iyileştirecek şekilde düzenlenmesidir (Rawls, 1999).
Güç: Bir ülkenin elindeki olanakları ve yetenekleri ödül, ceza, ikna ve zorlama gibi çeşitli
stratejiler yoluyla kullanarak karşı tarafın davranışlarını kendi çıkarları doğrultusunda
etkileme ve yönlendirme kapasitesidir (Holsti, 1964).
Ayrımcılık: Bir kişinin veya grubun sahip olduğu özellikler nedeniyle, benzer bir durum
karşısında diğerlerinin gördüğü muameleye kıyasla zararına bir muamele görmesi ya da
farklı özellikte olan bir kişiye veya gruba diğerleriyle aynı şekilde muamele edilmesi
sonucu belirli bir dezavantaj yaratılmasıdır.
Şiddet: İnsanların gerçek bedensel ve zihinsel gerçekliklerinin, potansiyellerinin altında
kalması sonucu zarar görmesidir (Galtung, 1969, s. 168).
13
Savaş: Devletin bekasını temin etmek, milli menfaatleri sağlamak ve milli hedefleri elde
etmek amacıyla, başta askeri güç olmak üzere devletin maddi ve manevi tüm güç ve
kaynaklarının hiçbir sınırlamaya tabi tutulmadan kullanılmasını gerektiren silahlı
mücadeledir (Türkiye Cumhuriyeti Seferberlik ve Savaş Hâli Kanunu, 1983, madde 3).
Metafor: Bir tür şeyi başka bir tür şeye göre anlamak ve tecrübe etmektir (Lakoff ve
Johnson, 2005, s. 27).
14
BÖLÜM II
KURAMSAL ÇERÇEVE
Bu bölümde barış eğitimine, barış eğitimi ögelerine ve barış eğitimiyle ilgili araştırmalara
yer verilmiştir.
Barış Eğitimi
Barış eğitimi kapsamında; barışın tanımına ve içeriğine, barış stratejilerine, barış
eğitiminin tanımına, barış eğitiminin tarihsel gelişimine, barış eğitiminin içeriğine ve
kapsamına, barış eğitiminin amaçlarına ve barış eğitiminin ilkelerine yer verilmiştir.
Barışın Tanımı ve İçeriği
Barış eğitiminin anlaşılır bir biçimde ortaya konması amacıyla barış kavramına açıklık
getirilmesi gerekmektedir. Johnson ve Johnson (2005b, s. 276), barışın kolayca
tanımlanabilecek bir kavram olmadığını belirtmektedir. Barış, İngilizcede bir uzlaştırma
veya düşmanlıkların önlenmesi ya da son bulması anlamına gelen, Latince kökenli “paks”
sözcüğünden gelmektedir. İbranice ve Arapçada ise bütün veya bölünmez anlamındaki
“shalev” kökünden gelmektedir. Çincede barış, dengedeki uyumu ifade eden, uyum ve
eşitlik ya da denge anlamlarındaki iki karakter ile yazılmaktadır. Japoncada ise uyum ve
sadelik ile sessizlik anlamında iki karakter tarafından temsil edilmektedir. Hindu ve
Sanskrit dillerinde barış için; savaşın olmaması, ruhsal ya da iç barış ve zihinsel barış ya da
dinginlik anlamlarındaki “avirodha”, “shanty”, “chaina” gibi sözcükler kullanılmaktadır.
Türk Dil Kurumu (TDK, 2015) tarafından barış: (1) Barışma işi, (2) Savaşın bittiğinin bir
15
antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh, hazar, (3) Böyle bir antlaşmadan sonra
insanlık tarihindeki süreç, (4) Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam
şeklinde tanımlanmaktadır.
Barış kavramı tarih boyunca değişmiştir. Çağdaş dünyadaki barış anlayışı da ülkeden
ülkeye ve farklı kültürel ortamlar içinde değişmektedir. Birçok kişi barışı huzurun olması
ya da savaşın olmaması şeklinde düşünmektedir. Oysa barış, savaşın yokluğundan daha
fazla anlamı olan pozitif bir kavramdır. Barış araştırmacıları barışın “pozitif” ve “negatif”
anlamlarına işaret etmektedir. Negatif anlamdaki barış, şiddetin bazı türlerini durdurmayı
kastederken; pozitif anlamdaki barış ise belirli adalet normlarının olmasını, doğayla denge
içinde yaşanmasını ve vatandaşların yönetime kayda değer oranda katılımının sağlanmasını
içermektedir (Harris ve Morrison, 2013, s. 13). Galtung (1996, s. 9)’a göre barış; şiddetin
doğrudan, yapısal ve kültürel olmak üzere tüm türlerinin azaltılması ya da yok edilmesi ve
şiddetsiz, yaratıcı çatışma dönüşümüdür. Barışın negatif ve pozitif anlamları vardır.
Negatif barış, örgütlü kolektif şiddetin yokluğu anlamına gelmektedir. Pozitif barış ise
dünyadaki tüm uluslar için ortak olan on değerin toplamından oluşmaktadır. Bu on değer;
iş birliği, korkulardan bağımsız olma, ihtiyaçlardan bağımsız olma, ekonomik büyüme ve
kalkınma, sömürünün olmaması, eşitlik, adalet, hareket özgürlüğü, çoğulculuk ve
dinamizm olarak belirtilmektedir (Galtung, 2005, s. 12-17). Harris (2004, s. 7), barış
kavramındaki farklılaşmayı içsel ve dışsal barış arasındaki farkla ilişkilendirerek
açıklamaktadır. İçsel barış, bireyin diğerlerini de düşünerek onlara saygı duymasıyla
ilgiliyken; dışsal barış ise doğal çevre, kültür, uluslararası ilişkiler, sivil toplumlar, aileler
ve bireylerle ilgilidir (Harris, 2004, s. 7).
Barış; insanların çatışmaları çözmek için birlikte çalışması, adalete ve insan haklarına
saygı duyma ve temel ihtiyaçları karşılama anlamlarına gelmektedir. Barış, yaşama saygı
duymayı ve ayrımcılık ile ön yargı gözetmeksizin her bireyin onuruna saygı duymayı
gerektirmektedir. Ulusal Barış Akademisi barışı “kişinin kendisiyle, başka kişilerle, başka
kültürlerle, başka yaşamlarla, dünyayla ve bir parçası olduğu daha geniş bir bütünle, doğru
bağlar kurarak yarattığı bütünlük” olarak tarif etmektedir (Harris ve Morrison, 2013, s. 14).
Barış sosyal uyumun, ekonomik eşitliğin ve siyasi adaletin kilit noktası olmakla beraber
sürekli olarak savaşlar ve şiddetli çatışma türleri ile yıpranmaktadır. Barış, mutluluk gibi
yakın olmakla beraber henüz kalıcı sevgi kadar da uzaktır (Webel, 2007, s. 5-6).
16
“Uluslararası” düzeyde barış, sadece savaşın yokluğu olarak değil aynı zamanda bir güçler
dengesi olarak temsil edilmektedir. Pek çok ülke, sınırlarını korumak için askeri bir güce
sahiptir. Toplumlar insan davranışlarını yöneten yasalarla toplu güvenliği sağlayarak kendi
vatandaşları için barış temin etmektedir. Küresel düzeydeki bu barış, hükümetlerin ulusal
egemenliğine saygıyı ve çatışmaları yönetmek için zor kullanmak dışındaki yöntemlerin
kullanımını ifade etmektedir. “Ulusal” düzeyde barış, kanun ve düzeni, kendini kontrol
etmeyi, başkalarına saygıyı, insan haklarının güvenceye alınmasını belirtmektedir.
“Kültürel” düzeyde barış, sanatçılar, kitle iletişim araçları ve eğlence sektörü yoluyla,
yayılan bazı şiddet görüntülerine karşı barışçıl görüntüler çizmektedir. “Kurumsal”
düzeyde barış, yöneticilerin çatışmaları çözmek için örgütsel gelişim tekniklerini
kullanmasını anlatmaktadır. “Kişilerarası” düzeyde barış, bireylerin çatışmalarda
arabuluculuğu ve anlaşmalarda müzakereyi nasıl yapacağını öğrenmesini karşılamaktadır.
“Psişik” düzeyde ise barış, belirli bir sakinliği ve diğer canlı türlerine manevi bağlılığı
kastetmektedir (Harris ve Morrison, 2013, s. 14-15).
Smoker ve Groff, yedi farklı barış türü tanımlamaktadır (Harris ve Morrison, 2013, s. 14).
Groff (2008)’a göre barış, daha bütünsel ve entegre bakış açısının önde geldiği, birbirini
izleyen, en az yedi farklı yönü içermektedir. Groff’un barışın yedi yönünü içeren barış
düşüncesinin gelişimindeki yedi görüşü; savaşı önleme, yapısal durum ve bütüncül
karmaşık modeller olmak üzere üç geniş kategoride toplanmaktadır.
Groff’a göre barış düşüncesinin gelişimindeki görüşler şunlardır:
1. Savaşı Önleme
Savaşın ve fiziksel şiddetin ortadan kaldırılmasına odaklanmaktadır ve uluslararası sistem
tarafından bu durumun sürdürülmesi esastır.
1.1. Savaşın ve Fiziksel Şiddetin Yokluğu Olarak Barış
Galtung tarafından adlandırılan negatif barışa işaret etmektedir. Barış, devletlerarasında ve
devlet içinde savaş ve iç savaş gibi şiddetli çatışmadan kaçınmaya odaklanmıştır. Bu barış
görüşü II. Dünya Savaşı sonunda son derece önemli görülmüştür ve hala çoğu ülkedeki
nüfusun geneli ve politikacılar tarafından tutulmaktadır. Yedi barış görüşünde de savaşın
olmaması yer almaktadır. Bu görüş, barışı diğer barış görüşlerinin ön koşulu olarak
görmekle birlikte, yalnızca savaşın yokluğu olarak tanımlanmaktadır.
17
1.2. Uluslararası Sistemdeki Güçler Dengesi Olarak Barış
Barış; siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik faktörleri içeren dinamik bir
dengedir ve uluslararası sistemde bu denge bozulduğunda savaşlar meydana gelmektedir.
2. Yapısal Durum
2.1. Makro (Ulusal, Uluslararası ve Uluslar Üstü) Düzeyde Savaşın ve Yapısal Şiddetin
Yokluğu Olarak Barış
Sırasıyla, Galtung tarafından adlandırılan negatif ve pozitif barışa işaret etmektedir.
Galtung, negatif barışı savaşın ve fiziksel şiddetin yokluğu olarak; pozitif barışı ise
önlenebilir ölümler açısından acılara yol açan büyük ölçekli sosyal, ekonomik ve siyasi
yapısal şiddetin olmaması şeklinde tanımlamıştır. Bu barış görüşü, sosyal ve ekonomik
adalet konuları ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde belirtilen temel insan haklarının
korunmasıyla ilgilenmektedir.
2.2. Mikro Düzeyde Savaşın ve Yapısal Şiddetin Yokluğu Olarak Barış
Toplum ve aile barışına ek olarak ulusal, uluslararası ve ülkelerarası barış ile her düzeyden
ataerkil değerlerin ve kurumların ortadan kaldırılmasına ve feminist barışa işaret
etmektedir. Barış, savaş gibi sadece makro düzeydeki şiddetin kaldırılmasını değil; mikro
düzeyde de aile içi şiddet gibi örgütsüz şiddetin ortadan kaldırılmasını içermektedir. Belirli
bireysel ve etnik topluluklara, ırka veya cinsiyete zarar vermek ve ayrımcılık yapmak,
böylece onları diğer gruplara verilen olanaklardan mahrum bırakmak engellenmelidir.
3. Bütüncül Karmaşık Modeller
Sistemler içinde birlik ve çeşitlilik üzerine odaklanan ve iç barış da dâhil olmak üzere
makrodan mikroya giden birden fazla alanda ve çoklu sistem düzeylerinde barışın negatif
anlamlarını içermeyen pozitif anlamlarına işaret etmektedir.
3.1. Bütüncül Kültürlerarası Barış
Bütün insanların farklı kültürleri, uygarlıkları ve dini inanışları olduğuna işaret etmektedir.
Kültürlerarası etkileşim son yüzyılda ve özellikle son yıllarda önemli ölçüde hızlanmıştır.
Askeri bakımdan zayıf ve ekonomik bakımdan fakir olan kültürler, askeri veya ekonomik
güce sahip olan kültürlere sıklıkla bağımlıdırlar. Ancak dünya her geçen gün daha bağımlı
bir hâle geldiğinden insanlığın zengin kültürel çeşitliliğine saygı göstermek, daha huzurlu
bir geleceğin oluşmasında önemli bir bileşendir.
18
3.2. Bütüncül Gaia Barışı
Bütün insanların farklı yaşam tarzı olduğuna işaret etmektedir. Gaia barışı, adını
yeryüzünü simgeleyen Antik Yunan tanrıçasından almıştır. Çevre ile barış, sürdürülebilir
kalkınma ve yeryüzünü gözetme sorumluluğu bu barış görüşünün merkezi olarak
görülmektedir. Toprak ana tarafından sağlanan gıda, enerji ve kaynaklar olmadan
gezegende hiçbir insan, canlı ya da insani ekonomik sistemler olamaz. İnsan, dünyada
yaşayan pek çok türden biri olarak görülmeli ve gezegenin korunması en önemli amaç
olmalıdır.
3.3. Bütüncül İç/Dış Barış
İç barışın, dünyadaki farklı manevi geleneklerden dış barışın tüm türlerine kadar
eklenmesine işaret etmektedir. Barış, dış barışın tüm yönlerini kapsamakla beraber huzurlu
bir dünya için bir bileşen ve ön koşul olarak iç barışı eklemektedir. İç barış, mistik yönler
de dâhil olmak üzere dünyanın en zengin manevi-dini geleneklerini çizmekte, dua ve
meditasyon, nefes teknikleri ve yoganın çeşitli biçimleri gibi, farklı şekillerde
kullanılmaktadır. Groff’un barışın bu yedi yönünü içeren “Barış Düşüncesinin
Gelişimindeki Yedi Görüş” Şekil 1’de gösterilmektedir.
Savaşı Önleme
Savaş
Olmaması
Güçler
Dengesi
Yapısal Durum
Yapısal
Şiddetin
Olmaması
Feminist
Barış
Bütüncül Karmaşık Modeller
Kültürlerarası
Barış
Gaia
Barışı
İç/Dış
Barış
Çevresel
Kültürel
DIŞ BARIŞ
Uluslararası
Etkileşimsel
BARIŞ
Devletlerarası
Devletler İçi
Topluluk
Aile ve
Bireysel
İÇ BARIŞ
Şekil 1. Bütüncül Barış Görüşüne Giden Barış Düşüncesinin Gelişimindeki Yedi Görüş.
(Groff, 2008).
19
Groff’un da belirttiği gibi, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana daha huzurlu ve barışçıl bir
toplumun ve dünyanın neye benzeyeceğine yönelik görüşlerin, dış ve iç barış dâhil olmak
üzere daha fazla sistemi sınırları içine alarak, barış düşüncesinin gelişimindeki yedi görüşü
kapsayacak şekilde geliştiği görülmektedir.
Fischer (2007, s. 188), barışı geniş kapsamlı bir kavram olarak değerlendirmekte ve
Galtung (1992) tarafından sunulan sekiz bileşeni açıklamaktadır. Buna göre, insan
ihtiyaçları; hayatta kalmak, ekonomik refah, özgürlük ve kimlik olarak dört temel
kategoride toplanabilir. Bu kategoriler; doğrudan şiddet, yapısal şiddet I, yapısal şiddet II
ve kültürel şiddet olarak şiddetin dört türü tarafından tehdit altındadır.

Doğrudan şiddet; zarar vermek ve silah ile insanları öldürmek olarak belirtilmektedir.

Yapısal şiddet I; açlık yüzünden ölmek, önlenebilen hastalıklar ve toplumdaki
haksızlıklar nedeniyle acı çekmek olarak belirtilmektedir.

Yapısal şiddet II; seçme özgürlüğünden ve insanların kendi hayatlarını etkileyen
kararlara katılımından yoksunluk olarak belirtilmektedir.

Kültürel şiddet; milliyetçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik ve ayrımcılığın diğer türleri ile ön
yargının sebep olduğu doğrudan ve yapısal şiddet olarak belirtilmektedir.
“Barışın Sekiz Bileşeni” Tablo 1’de gösterilmektedir.
Tablo 1. Barışın Sekiz Bileşeni
Negatif Barış
Pozitif Barış
Yaşam kalitesini yükselten iş
birliği ve doğrudan şiddeti
önlemek: Barışın inşası, çatışma
dönüşümü, uzlaşma ve yeniden
yapılanma.
Yerel, ulusal ve küresel düzeyde
herkesin temel ihtiyaçlarının
karşılandığı hayatı idame ettiren
ekonomiyi oluşturmak.
Hayatta kalma: Askeri gücün
neden olduğu doğrudan şiddetin
yokluğu.
Doğrudan şiddetin yokluğu:
Ateşkesler, silahsızlanma,
terörizm ve devlet terörünü
önlemek, şiddetsizlik.
Kalkınma: Ekonomik gücün yol
açtığı yapısal şiddet I’in yokluğu.
İnsani yardım, gıda yardımı,
yoksulluk ve sefaleti hafifletmek.
Özgürlük: Siyasal gücün neden
olduğu yapısal şiddet II’nin
yokluğu.
Baskı, işgal, diktatörlükten
kurtuluş.
İyi yönetim ve katılımcılık, kendi
kaderini tayin hakkı, insan hakları.
Barış kültürü (Kimlik): Kültürel
gücün neden olduğu kültürel
şiddetin yokluğu.
Milliyet, ırk, dil, cinsiyet, yaş,
sınıf, din, vb. kaynaklı
önyargıların üstesinden gelmek;
medya, edebiyat, sinema, eserler
vb. içinde savaş ve şiddetin
yüceltilmesini ortadan kaldırmak.
Bir barış kültürünü ve karşılıklı
öğrenmeyi teşvik; küresel iletişim
ve diyaloglar; barışçıl derin
kültürlerin ve derin yapıların
gelişimi; barış eğitimi; barış
gazeteciliği.
Fischer, 2007, s. 188.
20
Barış Stratejileri
Johnson ve Johnson (2005a, s. 280), barış stratejilerini “empoze edilen barış” ve
“uzlaşmacı barış” olarak sınıflandırarak barışın kurulması ve sürdürülmesinin yollarını
açıklamaktadır. Empoze edilen barış stratejisi; hâkimiyet, güç, dayatma ve zorlamaya
dayanmaktadır. Güçlü gruplar, düşmanlığı sona erdirmek ve barış anlaşmalarını
uygulamak için askeri ve ekonomik güç kullanarak güçsüz grupları barışa zorlamaktadır.
“Empoze Edilen Barış” Şekil 2’de gösterilmektedir.
Karşıt Amaçlar
Farklı Başarı
Farklı Çıkarlar
Düşmanca,
Negatif İlişkiler
Karşıt, Eşit
Olmayan, AstÜst Etkileşimi:
Hâkim Olma
Çabaları ve
Rekabet
Kurumsallaşmış
Gruplararası
Çatışma
a. Yetenekler
Kaynaklara Tek
Yönlü Bağlılık
b. Tutumlar,
Değerler
Yüksek Güç,
Yüksek; Düşük
Güç, Düşük Öz
Yeterliğe Sahip
Farklı Öz Saygı
Farklı Kimlik
Şekil 2. Empoze Edilen Barış. (Johnson ve Johnson, 2005a, s. 281).
Empoze edilen barış stratejisinde barış ya bir çatışmada kazanılmakta ya da BM, Kuzey
Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) veya diğer uluslararası ittifaklar gibi güçlü üçüncü
şahıslar tarafından dayatılmaktadır. Her iki durumda da askeri ya da ekonomik güç,
düşmanlığı sona erdirmek için kullanılmaktadır (Johnson ve Johnson, 2005a, s. 281).
Uzlaşmacı barış stratejisi; (a) şiddet ve düşmanlığı bitiren ve (b) uyumlu etkileşime dayalı
olarak, ortak amaçlara ulaşmaya, adil bir şekilde ortak çıkarlar sağlayarak, birbirlerinin
kaynaklarına karşılıklı bağımlı olarak ve ortak kimlik oluşturmaya yönelik yeni bir ilişki
kuran bir anlaşmaya varılmasına dayanmaktadır (Johnson ve Johnson, 2005a, s. 282).
“Uzlaşmacı Barış” Şekil 3’te gösterilmektedir.
21
Ortak Amaçlar
Ortak Çıkarlar
Ortaklık Kurma
Çabaları ve İş
Birliği
Ortak Başarı
Eşit Olarak
Destekleyen
Etkileşim:
Pozitif İlişkiler
Kurumsallaşmış
Barış
a. Yetenekler
Birbirlerinin
Kaynaklarına
Karşılıklı
Bağımlılık
b. Tutumlar,
Değerler
Ortak Faaliyet,
Etki
Ortak Öz Saygı
Ortak Kimlik
Şekil 3. Uzlaşmacı Barış. (Johnson ve Johnson, 2005a, s. 282).
Uzlaşmacı barış stratejisinde tüm taraflar barışın arzu edilen, yasal, saf ve yararlı olduğuna
inanmaktadır. Çünkü tüm taraflar kararları etkilemek için eşit bir şansa sahiptir. Taraflar,
kararları uygulamakla, anlaşmalara uymakla ve bunun için birbirlerinin çabalarını
desteklemekle yükümlüdür (Johnson ve Johnson, 2005a, s. 282-283).
Barış eğitimcileri şiddet sorunlarına karşı “barışı koruma”, “barış yapma” ve “barış inşa
etme” olmak üzere üç farklı barış stratejisi ortaya koymaktadır. Bu stratejiler her zaman
birbirinden ayrışık değildir. Barışı koruma stratejisi, şiddete karşılık vermeyi ve şiddetin
artışını durdurmayı amaçlamaktadır. Barış yapma stratejisi, çatışma çözme becerilerini güç
kullanmadan öğretmeyi amaçlamaktadır. Bu strateji; iletişimi, ikna ve diyaloğu, kendini
başkasının yerine koymayı, empati ve uzlaşmanın teşvikini içermektedir. Barış inşa etme
stratejisi ise şiddete bağlı olmaktan ziyade, savaşın dehşetini önlemenin bir yolu olarak
sürdürülebilir bir dünya ile şiddetsizliği destekleyen bir barış kültürü oluşturmayı
amaçlamaktadır (Harris ve Morrison, 2013, s. 18-19). Okul içinde bu üç temel strateji
vasıtasıyla çatışmalar çözümlenebilir. Barışı koruma, barış yapma ve barış inşa etme
stratejileri çatışma yaklaşımlarının uzantısıdır. Barışı koruma stratejisi öğrenciler arasında
demokrasi sağlamak için sınırlı imkânlar sunar. Barış yapma stratejisi saldırgan
davranışlara neden olan anlaşmazlık ve sorunları çözer. Barış inşa etme stratejisi sosyal
hiyerarşiyi bozar ve ilişkileri yeniden yapılandırır, öğrencilerin daha geniş topluluklar
22
arasında seslerini duyurması için önemli fırsatlar sunar (Bickmore, 2011, s. 40).
Çatışmaların çözümlenmesinde etkili olan “Çatışma Yönetiminde Üç Yaklaşım” Şekil 4’te
gösterilmektedir.
Barış inşa
etme:
Adaletsizlik &
şiddet
nedenlerini
onarmak
Barış yapma:
Diyalog &
uyuşmazlıklarn
çözümü
Barışı koruma:
Güvenlik için
kontrol
sağlamak
Şekil 4. Çatışma Yönetiminde Üç Yaklaşım: Yaşanmış Vatandaşlık Eğitimi Uygulamaları.
(Bickmore, 2011, s. 43).
Barış stratejileriyle ilişkili bir başka sınıflandırma da zor kullanma yoluyla barış, adalet
yoluyla barış, dönüşüm yoluyla barış (pasifizm), siyaset yoluyla barış (kurumsal
yapılanma), sürdürülebilirlik yoluyla barış ve barış eğitimi olmak üzere altı kategoriden
oluşmaktadır (Harris ve Morrison, 2013, s. 19). Belirtilen “Barış Stratejileri” Tablo 2’de
gösterilmektedir.
Tablo 2. Barış Stratejileri
Zor Kullanma
Yoluyla Barış
Adalet Yoluyla Barış
İnsan Doğası
Hakkındaki
Varsayımlar
İnsanlar şiddete
eğilimlidir. Dünya
rekabet ortamıdır.
İnsanların temel
ihtiyaçları vardır.
Taktikler
Strateji Nedeniyle
Oluşan Sorunlar
Silah, güç dengesi,
baskı, caydırma.
Maliyet, tehlike,
ceza.
İhtiyaçları karşılamak
için organize olmak;
insan ihtiyaçlarına
cevap vermeyen
kurumları kaldırmak;
haklarını korumak.
Çelişkili iddialar
tartışma ve şiddete
yol açar.
23
Tablo 2. Barış Stratejileri (devam)
Dönüşüm Yoluyla
Barış (Pasifizm)
İnsanlar nefret
duygusunun
üstesinden gelecek
sevgi yeteneğine
sahiptir.
Bireysel davranış ve
inançların dönüşümü;
şiddet içeren
kurumlara bağlılığı
terk etmek.
Güvenlik açığı
yaratır.
Siyaset Yoluyla Barış
(Kurumsal
Yapılanma)
İnsanlar rasyoneldir;
çatışmalar şiddet
olmadan da ortak
çıkarlara hitap ederek
çözülebilir.
Çatışmalarla
uzlaşmak için kurum,
yasa, anlaşma vb.
oluşturmak.
Kişisel durumlar
çözümleri engeller;
görüş ayrılıkları
çatışmalara neden
olur. İktidar
meseleleri devreye
girer.
Sürdürülebilirlik
Yoluyla Barış
İnsanlar hem manevi
hem de maddi olarak
diğerlerine ve tabiata
bağlıdır; herkes için
yeteri kadar malzeme
ve duygusal-manevi
güvenlik olabilir.
İnsan ve tabiatla ilgili
tüm ilişkilerde
şiddetin olmamasına
gayret etmek; hem
bizim hem de gelecek
nesillerin
ihtiyaçlarını
karşılamaya yönelik
çalışmak; sürekli
büyümeye dayalı
mevcut ekonomik
ahlakı değiştirmek;
bütüncül ve
biyomerkezci eğitim.
Teknolojik ilerleme,
kısmen çevrenin
tahribine bağlıdır;
kısa vadeli ekonomik
kazançlar
sürdürülebilirliğin
uzun vadeli
amaçlarını genellikle
örtbas etmektedir.
Barış Eğitimi
İnsan şiddet içeren
davranışlarını ve
inançlarını değiştirme
yeteneğine sahiptir;
daha iyi bir dünyaya
çalışmak için ahlaki
bir zorunluluktur.
Şiddete alternatif
yolların öğretilmesi;
şiddetin sonuçlarının
açıklanması; içten
dışa başlayan
dönüşüm.
Uzun vadeli
çözümlerin
değerlendirilmesi
zordur.
Harris ve Morrison, 2013, s. 20.
Barışın anlamının ve barış stratejilerinin geçmişten günümüze ve günümüzde de ülkeler
arasında veya kültürler arasında farklılaştığı görülmektedir. Bu farklılaşmanın, değişen
toplum düzeni ve küreselleşme sonucu insan hakları ve demokrasideki gelişmelerle de
paralel olarak; temel ihtiyaçların karşılanmasının, sömürülerin olmamasının, ekonomik
refah ve kalkınmanın, sürdürülebilir çevrenin, toplumsal düzenin, hukukun üstünlüğünün,
siyasi katılımın, adaletin, eşitliğin, uyumun, sevginin, saygının, olumlu ilişkilerin,
24
farklılıklara saygının, bütünün oluşturduğu gücün, iş birliğinin başarıya etkisinin, şiddet
karşıtlığının, şiddet dönüşümünün, çatışma çözümünün, uzlaşmanın ve eğitimin önemi ile
ilişkili olduğu söylenebilir.
Barış teorisi, barış eğitiminin amacının sadece şiddeti durdurmak olmadığını, çocukların
zihinlerinde adil ve sürdürülebilir bir gelecek için bir temel sağlayan şiddetsizliği ve
barışın olumlu görüşlerini öğrenme arzusu yaratmak olduğunu vurgulamaktadır (Galtung,
1986).
Barış Eğitiminin Tanımı
Barış eğitimi, eğitime bütünsel bir bakış açısı yerleştirmeyi amaçlayan birleştirici ve
kapsamlı bir kavramdır. Bununla beraber özgün bir içeriğe oldukça bağlıdır ve onun
ayrılmaz bir parçasıdır. UNESCO, barış eğitiminin sosyal ve kültürel bağlamda ve bir
ülkenin ihtiyaçlarına yönelik olduğunda daha etkili ve anlamlı olacağını belirtmektedir.
Barış
eğitimi,
evrensel
insani
değerler
ile
kültürel
ve
manevi
değerlerle
zenginleştirilmelidir. Ayrıca küresel olmalıdır. Bu çerçeveden bakıldığında, evrensel
olarak kabul edilen bir barış eğitimi tanımı yapmak zordur. Bu nedenle barış eğitimi pek
çok şekilde tanımlanmaktadır (Abebe, Gbesso, ve Nyawalo, 2006, s. 14).
Barışa yönelik tanımlarda farklılıklar olduğu gibi, barış eğitimine yönelik tanımlar da
değişiklik göstermektedir. Barış eğitimi programları, dünyadaki çeşitli eğitim kurumlarında
eğitimin her kademesinde 1970’lerden bu yana uygulanmaya başlanmıştır. Bu programlar;
ideoloji, hedef, önem verilen noktalar, öğretim programı, içerik ve uygulama bakımından
farklılaşmaktadır. Barış eğitimiyle ilgili programların çoğalması, ortak bir barış eğitimi
tanımlaması yapılmasını zorlaştırmaktadır (Johnson ve Johnson, 2005b, s. 275-276).
Barış eğitimiyle ilgili yapılan tanımlar bilişsel, duyuşsal ve davranışsal olmak üzere üç
grup altında toplanabilir.

Barış eğitimi ile ilgili bilişsel tanımlar:
Barışın doğası; şiddetsizlik gibi barışın altında yatan felsefeler; BM, nükleer silahların
yayılması, çevresel çalışmalar, güç ve kaynakların dengesiz dağılımı gibi uluslararası
konular; sosyal bilgiler, tarih ve etnik araştırmalar gibi kapsamlı çalışma alanları hakkında
bilgi edinme üzerinde durmaktadır.
25

Barış eğitimi ile ilgili duyuşsal tanımlar:
İyimserlik, kendini düzenleme, öz yeterlik ve kendini iyiliğe adama gibi tutum ve değerler
üzerinde durmaktadır.

Barış eğitimi ile ilgili davranışsal tanımlar:
Şiddetsizlik felsefesini uygulamaya geçirmek, birbirine bağlı sistemlerin oluşturulması ve
sürdürülmesi ile çatışmaların yapıcı bir şekilde çözülmesi için gerekli beceriler üzerinde
durmaktadır (Johnson ve Johnson, 2005b, s. 276).
Barış eğitimi çalışmalarında genel olarak kabul görmüş kapsamlı bir barış eğitimi tanımı
Fountain tarafından yapılmıştır. Fountain’e göre barış eğitimi; çocuklarda, gençlerde ve
yetişkinlerde; açık ve yapısal şiddeti önlemek; çatışmaları barışçıl yollarla çözmek; kişisel,
kişilerarası, gruplararası, ulusal ya da uluslararası düzeyde barışa elverişli koşullar
yaratmak amacıyla davranış değişikliği meydana getirmek için gereken bilgi, beceri, tutum
ve değerlerin geliştirilmesi sürecidir. Bu tanım, gelişmekte olan ülkelerde UNICEF
(Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) barış eğitimi programlarının uygulamalı
deneyimleri aracılığıyla geliştirilen fikirlerin bir araya gelmesiyle oluşturulmuştur. Ayrıca
bu alandaki teorisyenlerin düşüncelerini ve sanayileşmiş ülkelerde yürütülen barış eğitimi
çalışmalarını yansıtmaktadır (Fountain, 1999, s. 1).
Reardon (2000, s. 399) tarafından barış eğitimi, barışın önündeki engellerin kaldırılması,
barışın sağlanması ve sürdürülmesi ile ilgili bilgi paylaşımı; bu bilgiyi yorumlamak için
gerekli becerilerin eğitimi ve bu bilgiyi kullanarak sorunların üstesinden gelmek için
yansıtıcı ve katılımcı kapasitenin geliştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Hicks (1988)
barış eğitimini barış kavramını çözümlemek, barışın önündeki bireysel ve toplumsal tüm
engelleri araştırmak, çatışmaları makul ve şiddetsiz biçimde çözmek, adil ve sürdürülebilir
bir gelecek inşa etmek için gerekli bilgi, beceri ve tutumları kazandırmak olarak
tanımlamaktadır.
Porter (2009), eğitimin öğretimden daha fazlası olduğunu vurgulamaktadır. Kelimenin
köküne inildiğinde, anlamı “dışarı çıkarmak” olan ilginç bir sözcük ortaya çıkmaktadır.
Porter, bunu yoğun bir manevi ve görsel metafor olan barış eğitiminin anlamını tartışırken
fark ettiğini belirtmektedir. Barış eğitimi, barışı başkalarından kendimize ve kendimizden
başkalarına doğru dışarı çıkarma sürecidir. Barış eğitimi, barış için insanların kendi
arzularını dışarı çıkarmayı, çatışmaları yönetmek için şiddetsiz alternatifler sağlamanın
26
yanı sıra meşru adaletsizliği ve eşitsizliği üreten yapısal düzenlemelerin eleştirel analizi
için beceriler öğretmeyi karşılamaktadır (Harris ve Synott, 2002, s. 4). Barış eğitimi,
gençlerin dostlarıyla birlikte dünyanın korunması ve insan kalitesi için sorumluluk
üstlenmesi ve onları da kendi yaşamlarında bu sorumluluğu üstlenmeye davet etmesi ve
zorlamasıdır (Vriens, 1997, s. 28).
Barış eğitimi hem bir felsefe hem de dinleme, yansıtma, problem çözme, iş birliği ve
çatışma çözümünden oluşan becerileri kapsayan bir süreç olarak kabul edilmektedir. Bu
süreç, çatışmaların şiddetsiz çözüldüğü ve sürdürülebilir bir çevrenin inşa edildiği bir
dünya yaratmak için insanların beceri, tutum ve bilgi ile güçlendirilmesini içermektedir.
Bu felsefe de yaşam boyu şiddetsizliği, sevgiyi, şefkati ve saygıyı öğretmektedir. Barış
eğitimcileri şiddetin nedenleri ve alternatiflerini göstermektedir (Harris ve Morrison, 2013,
s. 11). Brantmeier (2003)’e göre barış eğitimi, şiddetin çeşitli biçimlerine (doğrudan,
dolaylı, yapısal, kültürel) dair bilinçlendirerek; şiddetsizliği destekleyen alternatifler (iç
barışa ulaşmak için sosyal, ekonomik ve siyasal yapılardan, psikolojik ve manevi
yöntemlere) düşünerek; özel güçlendirme yolları (çatışma çözme becerisi, siyasi katılım,
küresel bakış açısı ve fırsatları) ve daha barışçıl ve adil bir dünya için eylem planı sunan,
şiddetin ortadan kaldırılmasını içeren eğitimdir. Barash ve Webel (2014, s. 21) tarafından
yapılan bir başka tanıma göre barış eğitimi; barışın, şiddetsizliğin ve daha işbirlikçi bir
toplumun yaratılması için barış çalışmaları, çatışma çözümü, şiddetsizlik kavramlarından
ve yöntemlerinden yararlanılan bir eğitim kuram ve uygulamasıdır.
Brock-Utne (2000, s. 133-134) barış eğitimini barış sayesinde elde edilen sosyal süreç
olarak tanımlamaktadır. Bu, belirli bir toplumun her bir üyesi için eşit hakları ve güç
paylaşımını bünyesinde bulundurur. Ayrıca şiddetsiz çatışma çözümü becerisinin
öğrenimini kapsar. Aynı zamanda insan haklarına saygıyı içerir.
Barış eğitimi:

Yerel ve küresel sorunların kaynağını anlamak ve bu sorunlarla ilgili duyarlılık
kazanmak,

Çatışmaları şiddetsiz yoldan çözmek ve adalete ulaşmak,

Evrensel insan hakları standartlarına göre yaşamak, kültürel çeşitliliği önemsemek,
dünyaya ve birbirlerine saygı duymak için öğrencilerde bilgi, beceri, tutum, davranış ve
değerleri geliştirme sürecidir (Abebe vd., 2006, s. 14).
27
Barış eğitimi, öğrencilerde başkalarıyla uyum, karşılıklı anlayış ve güven içinde,
çatışmaların dostça çözüldüğü tutum, değer ve becerileri geliştirmeyi amaçlayan formel
veya informel tüm eğitim çabalarıdır (Falade, Adeyemi, ve Olowo, 2011). Genel anlamda
barış eğitimi, barış yönünde farkındalık, beceri ve değerler geliştiren eğitim politikası,
planlaması, pedagojisi ve uygulaması olarak tanımlanmaktadır. Galtung’un ayrımını
yaptığı pozitif ve negatif barış, barış eğitimi alanının temel kavramlarını oluşturmaktadır
(Bajaj ve Chiu, 2009, s. 442).
Barış Eğitiminin Tarihsel Gelişimi
Barış eğitiminin tarihsel gelişimi informel ve formel biçimde ele alınmıştır. Barış eğitimi,
informel biçimde topluluklarda, formel biçimde de öğretim kurumlarında barışı, dostluğu,
sevgiyi, adaleti teşvik edici; ayrımcılığı, şiddeti, düşmanlığı, savaşı engelleyici
faaliyetlerde bulunmuştur.
İnformel Barış Eğitimi
Tarih boyunca insanlar şiddetten kaçınmak için birbirlerine çatışma çözme yollarını
göstermiştir. Harris (2008), barışı teşvik eden dini öğretiler üzerinde durmuş, barışın nasıl
sağlanacağına yönelik ilk öğretilerin dünyadaki büyük dinler aracılığıyla aktarılmış
olabileceğini belirtmiştir. Buda, Laozi, Hz. Musa, Hz. İsa, Hz. Muhammed gibi dini
liderler aracılığıyla yayılan dinlere ait kutsal metinlerde, barış için yol gösterici ifadeler
vardır.
Hinduizm inancında yer alan “ahimsa” ilkesine göre canlılara zarar vermemek, şiddet
kullanmamak, canlıları öldürmemek gerekmektedir. Nitekim bu tür davranışlar insanın
kurtuluşu için hiçbir katkı sağlamaz. Budizm’e göre insan çok yönlü bir donanıma sahiptir
ve bu donanımını eğitip kullanarak barışa ulaşmalıdır. Çünkü nihai amaç, insanın önce
kendi benliğinde daha sonra da buna bağlı olarak toplumsal alanda barışa ulaşmasıdır
(Juergensmeyer’den aktaran Kayıklık, 2008, s. 256). Buda, barışın sembolü haline gelmiş,
suçu ve açgözlülüğü kınamış, krallara savaşmamaları yönünde çağrıda bulunmuştur.
Budizm, herkesi insanların yaşadığı acılara karşı merhametli olmaya davet eder. Taoizm de
benzer ilkelere dayanmaktadır. Saldırganlığı yasaklar. Silahlar kötülüğün aracı olarak
28
görülür. Evrensel kardeşlik, silahsızlanma ve insanın özündeki temel iyilik inanışı
aracılığıyla oluşacak birlik arayışındadır. “Ying ve Yang” öğretisi, karşıt güçleri
birleştirmeyi, daha iyisini yaratmayı istemektedir (Harris, 2010).
İlahi dinlerin gayesi, insanın dünya ve ahiret mutluluğunu temin etmektir. İnsanın
dünyadaki huzur ve mutluluğunun temini için de adaletin ve barışın sağlanması
gerekmektedir. Bu nedenle bütün büyük dinler, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet,
mensuplarına adaletli olmayı ve barışı korumayı emretmiştir (Ateş, 2002, s. 17). Yahudi
inancında selam ve barış anlamına gelen “shalom”, büyük bir öneme sahiptir. Tevrat’ta yer
alan On Emir içinde öldürmenin yasaklandığı belirtilmektedir. Hristiyan kutsal kitabı
İncil’de yer alan barışa yönelik mesajlardan bazıları şöyledir:
“Göz yerine göz, diş yerine diş,” denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: Kötüye karşı koma;
ve senin sağ yanağına kim vurursa, ona ötekini de çevir. … “Sen komşunu sevecek” ve
düşmanından nefret edeceksin, denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim: Düşmanlarınızı
sevin, ve size eza edenler için dua edin ki, siz göklerde olan Babanızın oğulları olasınız; zira o,
güneşini kötülerin ve iyilerin üzerine doğdurur; ve salih olanlar ile olmıyanların üzerine
yağmur yağdırır. Çünkü eğer sizi sevenleri severseniz, ne karşılığınız olur? Vergi mültezimleri
de öyle yapmıyorlar mı? Ve yalnız kardeşlerinizi selâmlarsanız, fazla ne yapmış olursunuz?
(Matta, 5/38-47).
Son ilahi din olan İslam, Arapça SLM kökünden türemiş olup, özünde barış anlamını
taşımaktadır. Bu dine inanan kimselere Müslüman denilmiştir. Bu da, bu yüce din gibi, bu
dine inanan kimselerin barışçı olduğunu ifade etmektedir (Ateş, 2006, s. 3). Allah, Kur’anı Kerim’de: “Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa,
onun mükâfatı, Allah’a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez” buyurmuştur (Şura, 42/40).
İslam’ın barış yanlısı tutumu Kur’an’da şöyle yer almaktadır: “Ey iman edenler! Hep
birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin. Çünkü o, apaçık düşmanınızdır”
(Bakara, 2/208). İslam savaşlarının hiçbiri, sırf ırkçılık ya da insanları sömürmek,
başkalarına zulmetmek maksadıyla yapılmamıştır. Her din ve milletin yaşama ve
yeryüzünde var olma hakkı vardır ve bunların ortadan kaldırılmaya kalkışılması halinde,
her toplum kendini müdafaa etme hakkına sahiptir. Hz. Muhammed de zaman zaman
savaşmak zorunda kalmış, ancak İslam’ı kılıç yoluyla zorla yaymamış, gönüllere girerek
insanlığa tebliğ etmiştir (Ateş, 2006, s. 10).
29
Formel Barış Eğitimi
Harris (2008), formel barış eğitiminin tarihsel gelişimini toplum tabanlı ve okul tabanlı
olarak incelemiştir. Toplum tabanlı barış eğitimi çalışmaları kapsamında önemli isimlerden
biri Çek eğitimci Jan Amos Comenius’tur. Comenius, 17. yüzyılda, evrensel eğitimin barış
için bir yol gösterici olduğunu fark eden ve barış eğitimini savunmak için yazılı olarak bu
sözcüğü kullanan ilk Avrupalılardandır. Comenius’un barış yaklaşımı, başkalarını
anlamanın ve paylaşılan değerlerin, çatışmaya yol açan farklılıkların üstesinden geleceğini
varsaymaktadır. Immanuel Kant, “Edebi Barış Üzerine Felsefi Deneme” adlı kitabında,
insanların hukuk ve yargı sistemlerini oluşturarak barışı elde edebileceği liberal bir anlayış
oluşturmuştur (Harris, 2002a, 2008).
Barış eğitimi, barış hareketlerinin büyümesine bağlı olarak büyümüştür. Modern barış
hareketi, 19. yüzyılda başlayan Napolyon savaşlarından sonra, ilerici aydınlar ve
politikacıların savaşın tehditlerine ve silahlanmaya karşı yürüttükleri çalışmalarla
başlamıştır. İngiltere’de, Belçika ve Fransa’da yerel barış örgütleri ortaya çıkmıştır. 19.
yüzyıl barış hareketlerinin ikinci dalgası, işçi dernekleri ve sosyalist siyasi gruplarla
yakından ilişkilidir. 19. yüzyıl barış hareketlerinin son bölümü ise Birinci Dünya Savaşı
öncesinde yaşanmıştır. Bu yıllarda barış örgütleri, Amerika Birleşik Devletleri ile İtalya ve
Almanya’nın yeni kurulan devletleri içinde yayılarak neredeyse tüm Avrupa ülkelerinde
oluşturulmuştur (Harris, 2008).
20. yüzyılın başında barış hareketleri Avrupa ve Amerika’da, hükümetlerin Birinci Dünya
Savaşı’na yol açan kılıç darbelerine karşı gelişmiştir. Alfred Nobel’i barış ödülü verilmesi
hususunda ikna eden Avusturyalı Bertha von Suttner, savaş karşıtı nitelikte olan “Silahları
Bırakın” adlı romanı yazmış ve uluslararası barış kongreleri düzenlemiştir. Suttner, Nobel
Barış Ödülü alan ilk kadındır. “Interbellum Dönemi” olarak geçen Birinci ve İkinci Dünya
Savaşları arası dönemde, sosyal bilgiler öğretmenleri, öğrencilerde yabancılara karşı
savaşmaya duyulan isteği önlemek için uluslararası ilişkiler öğretimine başlamıştır (Harris,
2008). 20. yüzyılın başlarında barış eğitimi önderlerinin çoğu kadınlardan oluşmaktadır.
1931’de Nobel Barış Ödülü alan Amerikalı Jane Addams, göçmenlerin okula gitmesini
ısrarla tavsiye etmiştir. Addams’ın çalışmalarının merkezinde “Barış ve Ekmek” sloganı
bulunmaktadır. Addams, savaşın temel nedeninin yoksulluk olduğunu vurgulamıştır.
Kadınların eğitim haklarını kısıtlayan geleneksel eğitim programlarını reddetmiştir.
Kadınlardan çocuk işçiliğine son verilmesi için reform yapmasını ve onların Birinci Dünya
30
Savaşı’ndan sonra kurulan Milletler Cemiyeti için uluslararası kampanyalarda yer almasını
istemiştir (Harris, 2008). Bir diğer önemli barış eğitimcisi olan İtalyan Maria Montessori,
öğretmenleri geleneksel pedagojik yaklaşımı terk ederek, bunun yerine öğrencilerin neyi
öğreneceklerini seçtiği katı ama dinamik bir öğretim programını uygulamaya çağırmıştır.
Montessori, bir öğretmenin kullandığı yöntem ya da pedagojinin barış dolu bir dünya
oluşturulmasına katkı sağlayabileceğini vurgulamaktadır (Harris, 2002a, 2008). John
Dewey de eğitim felsefesiyle barış eğitimine katkıda bulunmuştur. Dewey’e göre tarih
sadece geçmişin kaydı olarak görülmemelidir. Tarih öğretiminin amacı; öğrencinin sosyal
hayatın değerlerini takdir etmesini, insanlar arasındaki iş birliğini kolaylaştıran ve iş
birliğine teşvik eden güçleri zihinlerinde canlandırmasını, yardım eden ve gerileten
karakterleri anlamasını sağlamak olmalıdır (Dewey, 1956). İkinci Dünya Savaşı, “Dünya
Vatandaşlığı Eğitimi” üzerine yeni bir ilgi uyandırmıştır. Herbert Read, sanat ve barış
eğitimi beraberliğinin barışı teşvik edeceğini savunmuştur (Harris, 2002a).
Okul tabanlı barış eğitimi çalışmaları kapsamında, üniversite düzeyinde ilk akademik barış
çalışmaları programı 1948’de Amerika’nın Indiana eyaletinin Kuzey Manchester
şehrindeki Manchester Üniversitesi’nde başlamıştır. 1955’te Bertrand Russel ve Albert
Einstein tarafından nükleer silahların medeniyet üzerindeki tehditlerini tartışan bir
manifesto yayınlanmış ve seçkin akademisyenler tarafından imzalanmıştır (Harris, 2008).
Kenneth E. Boulding ve Elise M. Boulding’in yardımlarıyla 1950’de Michigan
Üniversitesi’nde Çatışmaların Çözümü Araştırma Merkezi kurulmuştur. Johan Galtung
tarafından 1959’da Norveç’te Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü kurulmuştur
(Akgül, 2015, s. 86). 1959’da kurulan Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü (PRIO) ve
1966’da kurulan Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI), barış çalışmaları
disiplinini popüler hâle getirmiştir. 1964’ten beri PRIO tarafından basılan Barış
Araştırmaları Dergisi ve 1970’te yayına başlayan Barış Önerileri Bülteni, alana önemli
katkılar sağlamaktadır. İsveç’te 1971’de Uppsala Üniversitesi’nde kurulan Barış ve
Çatışma Araştırmaları Departmanı ve 1978’de Gottenburg Üniversitesi’nde kurulan Barış
ve Kalkınma Araştırmaları Enstitüsü, barış çalışmaları alanında önemli bir yere sahiptir.
İngiltere’de 1973’te Bradford Üniversitesi’nde Adam Curle’nin başkanlığında barış
çalışmalarına başlanmıştır. 1980’li yıllarda özellikle nükleer silah kullanımı ve üretilmesi
konusunda ortaya çıkan tehdit ve duyulan endişe, barış çalışmaları alanındaki
araştırmaların artmasını ve bu alanda açılan programların yaygınlaşmasını sağlamıştır
31
(Akgül, 2015, s. 94-95). 1985’te Norveç’te Birgit Brocke-Utne tarafından “Barış için
Eğitim”, 1988’de Amerika’da Betty A. Reardon tarafından “Ayrıntılı Barış Eğitimi” ve
yine 1988’de Amerika’da Ian M. Harris tarafından “Barış Eğitimi” adıyla, nükleer
silahların yok edici boyutunu vurgulayan üç kitap yayımlanmıştır (Harris, 2008).
Avrupa ve Amerika’nın dışında, özellikle az gelişmiş ülkelerde de disiplinin gelişmesine
duyulan ihtiyaç ve talepler doğrultusunda çeşitli girişimler olmuştur. Bangladeş’te bulunan
Dakka Üniversitesi’nde, 1999’da özellikle savaş sebepleri, barışın şartları, şiddetin diğer
formları konularına odaklanan bir yüksek lisans programı, 2000-2001 yılları arasında da
barış çalışmaları üzerine lisans programı açılmıştır. Uluslararası Barış ve Çatışma
Çalışmaları Enstitüsü, Güney Asya’da öncü bir düşünce kuruluşu olmuştur. 1996’da
Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de araştırma enstitüsü kurulmuştur. 2004’te Hindistan’da
Jamia Millia Islamia Üniversitesi’nde Nelson Mandela Barış ve Çatışmaların Çözümü
Merkezi kurulmuştur. 2007’de Nepal’de Tribhuvan Üniversitesi’nde Çatışma, Barış ve
Gelişim Çalışmaları adıyla çok disiplinli yüksek lisans programı açılmıştır. 2012’de
Pakistan’da Ulusal Savunma Üniversitesi’nde barış ve çatışma çalışmaları kapsamında
savunma, güvenlik, savaş gibi konuların eğitimi verilmeye başlanmıştır (Akgül, 2015, s.
96). Son yıllarda barış eğitimi, bilimsel bir alan olarak önemli bir gelişim kaydederek barış
çalışmalarının “ebeveyni” olmanın ötesine geçmeye başlamıştır (Bajaj ve Chiu, 2009, s.
442).
Barış Eğitiminin İçeriği ve Kapsamı
Barış eğitimi şiddet eylemlerini kınayan bir barış bilinci oluşturarak toplumu
dönüştürmeye çalışır. Ebeveynler çocuklarını yetiştirmek için şiddet içermeyen teknikler
kullanmalıdır. Öğretmenler öğrencilerine barış becerileri öğretmelidir. Profesörler savaş ve
barış sorunlarını ele almalıdır. Komşular geri dönüşüm uygulamalarını savunmalıdır.
Vatandaşlar kendi devletini diğer devletlere karşı şiddetsiz politikalar yürütmeye
zorlamalıdır. Halk barış politikalarının değeri ve sürdürülebilir bir dünya hakkında daha
geniş bir toplumu eğitmek için toplum kuruluşlarında toplum eğitim programları
hazırlamalıdır (Harris ve Morrison, 2013, s. 30-31).
32
Harris (2002b)’e göre barış eğitimi, barışın önündeki engelleri öğretmeyi, şiddetsiz çatışma
çözme
becerileri
geliştirmeyi,
barışçıl
davranışlar
sergilemeye
teşvik
etmeyi
kapsamaktadır. Barış eğitiminin temel varsayımları şunlardır:

Barış eğitimi şiddetin temel nedenlerini açıklar.

Barış eğitimi şiddete alternatif yöntemler sunar.

Barış eğitimi farklı şiddet türlerini kapsar.

Barış, içeriğe göre değişen bir süreçtir.

Çatışma her yerde ve her zaman meydana gelebilir.
Barış eğitiminin içeriği en iyi şekilde uygun öğretim programı hedefleriyle açıklanmaktadır
(Hicks, 1988, s. 90-93). Barış eğitimine uygun öğretim programı hedeflerine göre barış
eğitiminin esas konuları on ana başlık altında toplanmaktadır. Bilgi boyutunda ifade edilen
on ana başlık; çatışma, barış, savaş, nükleer sorunlar, adalet ve kalkınma, güç, cinsiyet, ırk,
çevre ve gelecek olarak belirtilmektedir. Beceri boyutunda ifade edilen başlıklar; eleştirel
düşünme, iş birliği, empati, özgüven, çatışma çözümü ve siyasi okuryazarlık olarak
belirtilmektedir. Tutum boyutunda ifade edilen başlıklar ise öz saygı, başkalarına saygı,
çevresel ilgi, açık görüşlülük, ileri görüşlülük ve adalete bağlılık olarak belirtilmektedir.
Barış eğitimi bu bilgi, beceri ve tutumların gelişimiyle orantılıdır.
“Barış Eğitimine Uygun Öğretim Programı Hedefleri” Şekil 5’te gösterilmektedir.
33
BECERİ
1. Eleştirel düşünme
2. İş birliği
3. Empati
4. Özgüven
5. Çatışma çözümü
6. Siyasi okuryazarlık
BİLGİ
1. Çatışma
2. Barış
3. Savaş
4. Nükleer sorunlar
5. Adalet ve Kalkınma
6. Güç
7. Cinsiyet
8. Irk
9. Çevre
10. Gelecek
ile ilgili konular
TUTUM
1. Öz saygı
2. Başkalarına saygı
3. Çevresel ilgi
4. Açık görüşlülük
5. İleri görüşlülük
6. Adalete bağlılık
Şekil 5. Barış Eğitimine Uygun Öğretim Programı Hedefleri. (Hicks, 1988).

Bilgi
1. Çatışma
Öğrenciler kişisel boyuttan küresel boyuta kadar çeşitli çatışma durumlarıyla ilgili
çalışmalar yapmalı ve bunları çözmek için girişimlerde bulunmalıdır. Günlük yaşamlarında
kullanacakları çatışma çözme yollarını da bilmeliler.
2. Barış
Öğrenciler kişisel boyuttan küresel boyuta kadar hem mevcut durum hem de etkin bir süreç
olarak barışın farklı kavramlarını araştırmalıdır. Barış için aktif olarak çalışan bireylerin ve
grupların çalışmalarından örnekleri incelemeliler.
3. Savaş
Öğrencilerin savaşın kilit konularını ve etik ikilemlerini bilmeleri gerekir. Yerel boyuttan
küresel boyuta kadar militarizmin bireyler ve gruplar üzerindeki etkilerini ele almalılar.
34
4. Nükleer Sorunlar
Öğrenciler nükleer sorunlarla ilgili geniş boyutta bilgi sahibi olmalı ve savunma ve
silahsızlanma konularındaki bakış açılarının farkında olmalıdır. Nükleer savaşın etkilerini
anlamalı ve nükleer silahlardan arınmış bir dünya için bireylerin, grupların ve devletlerin
çabalarını takdir etmeliler.
5. Adalet ve Kalkınma
Öğrenciler kişisel boyuttan küresel boyuta kadar adil olmayan durumlarla ilgili bir dizi
çalışmalar yapmalıdır. Adalet için mücadele eden bireylerin ve grupların çalışmalarına
bakmalılar.
6. Güç
Öğrenciler günümüz dünyasındaki güç ilişkilerini incelemeli ve orantısız güç kullanımının
insanların yaşamını nasıl etkilediğini öğrenmelidir. İnsanların ve grupların kendi
yaşamlarında güç kazanma yollarını araştırmalılar.
7. Cinsiyet
Öğrenciler cinsiyetçilikle ilgili araştırmalar yapmalıdır. Cinsiyetçiliğin tarihsel geçmişini
ve erkeklere sağladığı avantajlar ile kadınlara getirdiği dezavantajları anlamalılar.
8. Irk
Öğrenciler ırkçılıkla ilgili araştırmalar yapmalıdır. Irkçılığın tarihsel geçmişini ve insanlara
sağladığı ayrıcalıkları ve neden olduğu ayrımcılıkları anlamalılar.
9. Çevre
Öğrenciler dünyadaki tüm insanların ve bağlı oldukları doğal sistemin refahı için çevreyle
ilgili olmalıdır. Çevresel konulara ilişkin rasyonel kararlar alabilmeli ve çevre siyasetine
etkin katılabilmeliler.
10. Gelecek
Öğrenciler olası ve tercih edilen alternatif gelecek için bazı çalışmalar yapmalıdır. Daha
adil olan ve daha az şiddet içeren bir dünya yaratmak için ihtiyaç duyulan senaryolar
üretmeliler.
35

Beceri
1. Eleştirel Düşünme
Öğrenciler sorunlara açık ve eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmalı ve yeni ve rasyonel
kanıtlar karşısında görüşlerini değiştirmeye istekli olmalıdır. Ön yargı, beyin yıkama ve
propagandayı tanımalı ve bunlarla mücadele etmeliler.
2. İş Birliği
Öğrenciler görev paylaşımında iş birliğinin değerini takdir etmeli ve amaçların
gerçekleştirilmesi için iş birliğine gitmelidir.
3. Empati
Öğrenciler özellikle mensup olduğu grup ve kültürler dışındaki diğer insanların duygularını
ve bakış açılarını anlayabilmelidir.
4. Özgüven
Öğrenciler başkalarıyla iletişim kurarken açık ve kendisinden emin olmalıdır. Bunu
yaparken saldırgan bir yol seçmemeli, başkalarının ve kendi haklarını inkâr etmemeliler.
5. Çatışma Çözümü
Öğrenciler farklı çatışma durumlarını objektif ve sistematik olarak analiz edebilmeli ve
çözüm önerileri getirebilmelidir. Uygun durumlarda kendi çözümlerini uygulayabilmeliler.
6. Siyasi Okuryazarlık
Öğrenciler kişisel, toplumsal, ulusal ve uluslararası düzeyde karar verme yeteneklerini
geliştirmelidir.

Tutum
1. Öz Saygı
Öğrenciler kendilerine değer vermeli, kendi sosyal, kültürel ve aile geçmişleriyle gurur
duymalıdır.
2. Başkalarına Saygı
Öğrenciler başkalarına değer vermeli, onların sosyal, kültürel ve aile geçmişleriyle gurur
duymalıdır.
36
3. Çevresel İlgi
Öğrenciler doğal çevreye saygı duymalıdır. Hem yerel hem de küresel çevreden sorumlu
olduklarının bilincinde olmalılar.
4. Açık Görüşlülük
Öğrenciler farklı bilgi kaynaklarına, insanlara ve olaylara eleştirel ama açık görüşlülükle
yaklaşmaya istekli olmalıdır.
5. İleri Görüşlülük
Öğrenciler daha iyi bir dünyanın neye benzeyeceği yönünde bir vizyona ve çeşitli hayallere
açık olmalı ve değer vermelidir.
6. Adalete Bağlılık
Öğrenciler demokratik ilke ve uygulamalara değer vermeli ve yerel, ulusal ve uluslararası
düzeyde daha adil ve barışçıl bir dünya için çalışmaya hazır olmalıdır (Hicks, 1988).
Hicks (2004, s. 175), barış eğitiminin daha umutlu bir geleceğin inşası için üstlendiği rolü
vurgulamaktadır. Şiddet, çevre sorunları, ırkçılık, cinsiyetçilik, yoksulluk gibi güncel
sorunlar, yerel, ulusal ve küresel düzeyde; geçmiş-şimdi-gelecek bağlamında; mekân ve
zaman boyutunda değerlendirilmelidir. Gençler, bu tür sorunların halkın refahını neden
bugün tehdit ettiğini öğrenmelidir. Aynı zamanda geleceklerinin uzun vadede iyi olması
için bu sorunların kökenlerine, nedenlerine ve geçmişte önerilen çözümlerine dair bilgileri
edinmelidir. “Mekânsal ve Zamansal Boyutlar” Şekil 6’da gösterilmektedir.
Şekil 6. Mekânsal ve Zamansal Boyutlar. (Hicks, 2004, s. 175).
37
UNESCO, Barış Eğitimi Programı kapsamında eğitim içeriklerinin belirlenmesinde
uluslararası bir merkez rolünde olan Uluslararası Eğitim Bürosu ile 1990’lar boyunca insan
hakları, demokrasi ve uluslararası anlayış konularıyla ilgilenmiştir. 1996’da Uluslararası
Okullar Birliği tarafından başlatılan Uluslararası Eğitim Sistemi Pilot Projesi faaliyete
geçmiştir. Proje faaliyetleri sonucunda 1999’da Barış Kültürü Bildirgesi ile barış eğitimi
öğretim programının çerçevesi çizilmiştir. Proje, küresel toplumun karşı karşıya olduğu
sorunlar ve zorluklar için kalıcı çözümler sunan eğitimin rolüne duyulan inanca
dayanmaktadır. Proje Arjantin, Avustralya, Kanada, Şili, Finlandiya, Almanya, Gana,
Ürdün, Meksika, Hollanda, Portekiz, Rusya, Tayland, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik
Devletleri’nde uygulanmıştır. Proje kapsamında barış eğitimine ilişkin değer, tutum ve
beceriler ile öğrenme temaları ortaya konmuştur.

Barış Eğitimi Değerleri ve Tutumları
1. İnsan Hakları ve Demokrasiye İlişkin Değerler ve Tutumlar
Saygı, eşitlik, adalet, tüm insanların haklarının korunması, katılım özgürlüğü, ifade
özgürlüğü, dini inanç özgürlüğü.
2. İş Birliği ve Dayanışmaya İlişkin Değerler ve Tutumlar
Barışa ve uyuma inanmak, bütün insanların birbirine bağlı olması, barışçıl yollarla çatışma
çözümleme, bireyler ve toplumlar arasında karşılıklı anlayış, işbirliği ve saygı, barış ve iş
birliği kültürü.
3. Kültürlerin Korunmasına İlişkin Değerler ve Tutumlar
Aile ve aile üyelerine saygı göstermek, kendi kültürünü takdir etmek, dünya kültür mirasını
ve insan başarısını takdir etmek, sosyal ve kültürel değişimin farkında olmak.
4. Kendine ve Başkalarına İlişkin Değerler ve Tutumlar
Öz farkındalık, özgüven, özsaygı ve öz disiplin sahibi olmak, düşünceli ve sevecen bir
davranış sergileyerek başkalarına saygı duymak ve onlarla empati yapmak, medeni cesaret
sahibi, açık fikirli, güvenilir, dürüst, hoşgörülü olmak, kendine güvenmek ve uzlaşmacı,
sorgulayıcı ve yaratıcı olmak.
38
5. Enternasyonalizme İlişkin İlişkin Değerler ve Tutumlar
Vatandaşlık hak ve sorumluluklarının bilincinde olmak, tüm uluslara eşit şekilde saygı
göstermek, milliyetçilik-bölgecilik-enternasyonalizm arasında uyum sağlamak, küresel
sorunların ve barışçıl çözüm yollarının farkında olmak.
6. Çevrenin Korunmasına İlişkin Değerler ve Tutumlar
Ulusların ve doğanın birbirine karşılıklı bağlılığı, bütün türlerin yaşamı lehine olacak
şekilde çevrenin korunması ve iyileştirilmesi, sürdürülebilir çevrenin inşası.
7. Maneviyata İlişkin Değerler ve Tutumlar
İç barış isteyen, din ve vicdan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, diğerlerinin dini ibadetlerine
saygı göstermek, dinsel davranışlara eşit olarak izin vermek.

Barış Eğitimi Becerileri
1. Düşünme Becerileri
Eleştirel düşünme, bilgiyi işleme, yaratıcı düşünme, yansıtma, diyalektik düşünme.
2. İletişim Becerileri
Sunma, aktif dinleme, müzakere, beden dili.
3. Kişisel Beceriler
İş birliği, uyum, öz disiplin, sorumluluk, saygı.

Barış Eğitiminin Öğrenme Alanları
1. İnsan Hakları
Kişisel haklar: Özgürlük ve güvenlik içinde yaşama hakkı, yasalar tarafından korunma,
vatandaşlık hakkı, köleliği eleştirme.
İnsanlar arası ilişkilerde haklar: Aile hakları, çocuk hakları, azınlık hakları, mülkiyet
hakları.
Kamu özgürlükleri ve siyasi haklar: İfade özgürlüğü, dernek kurma özgürlüğü, demokratik
haklar, seyahat özgürlüğü, inanç özgürlüğü.
39
2. Sosyal Adalet
Sağlık hizmetlerinin sağlanması, eğitimde fırsat eşitliği, dezavantajlı grupların lehine
pozitif ayrımcılık politikaları, yoksulluk ve işsizlik konuları, iş yerinde sosyal adalet,
sendikalar.
3. Gelişim ve Kalkınma
Uluslararası ve milletler içi gelir dağılımındaki eşitsizlikler, ekonomik uçurum, üretim ve
tüketim mallarının bireysel tercihe etkisi, yoksulluğun azaltılması, uluslararası kurum ve
anlaşmaların rolü ve etkisi, çokuluslu şirketlerin rolü, gelişmiş ülkelerin sorumlulukları,
ticaret ve kalkınma, uygun teknoloji ve teknolojik transfer, yaşam kalitesi.
4. Nüfus Sorunları
Nüfus dinamiği; büyüme ve nüfus hareketleri, göç, etnik köken, mülteci sorunları, yapısal
demografik değişim, doğal afetlerin etkisi, kentleşme.
5. Sağlık ve Doğal Yaşam
Yeterli yaşam alanı, evsizler, sağlıklı diyet, doğum öncesinde, çocuklukta, yetişkinlikte ve
yaşlılıkta sağlık hizmetlerine erişim, dezavantajlı gruplar ve engelliler için hazırlık,
salgınların kontrolü, ulusal ya da uluslararası kıtlık ve diğer doğal afetler.
6. Çevre
Sera etkisi ve iklim değişiklikleri, kara/su/hava kirliliği, evsel atıklar ve sanayi atıklarının
geri dönüşümü, alternatif enerji kaynakları, su tasarrufu ve yönetimi, okyanuslar ve
denizde yaşam, nükleer atık ve yönetimi, doğal kaynakların paylaşımı, yağmur ormanları,
ağaçlandırma ve çölleşme, mayın gibi savaş tehlikelerinin etkisi, barajlar ve çevresel etkisi,
çevresel etkilerle ilgili çalışmalara duyulan ihtiyaç, biyolojik çeşitlilik, gürültü kirliliği,
endüstriyel kazalar.
7. Kültürel Çeşitlilik İçinde Birlik
Kimlik, kültürlerarası karşılaştırmalar, ülkelerarası köprüler, kültürlerin dünya mirasına
katkıları, dünya barışının artması için kültürel katkılar (Evans vd., 1999).
Bar-Tal (2002), barış eğitiminin belirli toplumsal ve pedagojik boyutları olduğunu ifade
etmektedir. Barış eğitiminin koşula bağlılığı, toplumsal anlaşmalara dayalı olması ve
toplumsal platform işlevi görmesi olmak üzere üç temel toplumsal boyutu bulunmaktadır.
40
Barış eğitiminin eğitim misyonunu yürütmek için yenilikçi ve yaratıcı bir yaklaşıma
ihtiyaç vardır. Bu yaklaşımdan hareketle barış eğitiminin yönlendirici, açık fikirli,
toplumla ilgili, yaşantısal, öğretmene bağlı olması ve değerlendirmedeki zorluklarını
kapsayan altı pedagojik boyutu bulunmaktadır. Barış eğitiminin amaçları doğrultusunda
belirlenen barış eğitimi boyutları şunlardır:

Barış eğitimi koşula bağlıdır.
Barış eğitimi her zaman toplumun eğitim misyonunu yürüten belirli koşullara bağlı olarak
gelişmektedir. Barış eğitimi programlarının içeriği ve kapsamı toplumun gereksinimleri,
amaçları ve sonuçlarıyla uyumlu olmalıdır. Farklı koşullar toplumun çeşitli yönlerini
etkileyebilir.

Barış eğitimi toplumsal anlaşmaya dayalı olmalıdır.
Barış eğitiminin içeriği özellikle toplumsal bir ön görüş sunmaktadır. Bu, toplumun
istediği yönü belirler ve zaman zaman mevcut duruma alternatifler sunar. Demokratik
toplumlarda toplum üyeleri barış eğitiminin içeriği ve kapsamında aynı fikirde olmalıdır.

Barış eğitimi toplumsal bir platform olarak hizmet etmelidir.
Barış eğitimi sadece okulda öğrencilere uygulanarak değil, toplumun tamamına
uygulanarak yayılmalıdır. Toplumdaki her bir üyeyi yönlendirmeli ve arzu edilen değer,
inanç, tutum ve davranış kalıplarını öğretmelidir.

Barış eğitimi bir yönlendirmedir.
Barış eğitimi ne ayrı bir konu ne de bir proje olarak kabul edilmelidir. Barış eğitimi,
okullarda öğrenme hedefi ve eğitimsel çerçeve sağlayan eğitsel bir yönlendirme olarak
görülmelidir. Tarih, coğrafya, sosyal bilgiler, dil ve edebiyat barış eğitimiyle ilgili temalar
içermesi gereken en belirgin derslerdir (Örneğin; savaşın nedenleri, savaş masrafları, barış
türleri, adaletin anlamı, eşitliğin önemi, barışmak, ayrımcılığın nedenleri vb.).

Barış eğitimi açık fikirli olmalıdır.
Barış eğitiminde şüphecilik, eleştirel düşünme ve yaratıcılık üzerinde durulmalı, farklı
görüşlere açık olunmalıdır. Öğrenciler konuları ölçüp ve değerlendirebilmeli, alternatifler
sunabilmeli, eleştirilerini sesli olarak dile getirebilmeli, yaratıcı fikirler üretebilmeli ve
rasyonel kararlar verebilmelidir.
41

Barış eğitimi toplumla ilgili olmalıdır.
Barış eğitimi doğası gereği toplumu ilgilendiren sorunlarla ilgilenmektedir. Bu sorunlar
halkın gündeminde olan ve genellikle tartışmalı konulara odaklanmaktadır. Bu yüzden
barış eğitimi, toplumdaki sorunlar ve somut güncel sorunlarla ilişkili olmalıdır.

Barış eğitiminde öğrenme yaşantısal olmalıdır.
Yaşantısal öğrenme, değerlerin, tutumların, algı ve davranışsal eğilimlerin içselleştirilmesi
için önemli bir yöntemdir. Öğrencilerin barış eğitiminin amaçlarını içselleştirmesi için
barış eğitiminde anlatılan koşulları yaşaması ve barış eğitimiyle amaçlarına ulaşmak için
toplumda öngörülen deneyimleri uygulamaya koyması gerekmektedir. Böyle bir öğrenme
iklimi, hoşgörü, iş birliği, çatışmaların barışçıl çözümü, çokkültürlülük, şiddet içermeyen
bir ortam, toplumsal duyarlılık, insan hakları ve saygı gibi barış eğitiminin amaçlarını
yansıtmalıdır.

Barış eğitimi öğretmene bağlıdır.
Barış eğitiminin başarısı geleneksel konulardan çok öğretmenin görüşü, motivasyonu ve
yeteneklerine bağlıdır. Öğrenciler tarafından değerlerin, tutumların, beceri ve davranışların
kazanılması esastır. Bu da barış eğitimini öğreten öğretmenlerin kendi hedefleri ile barış
eğitimi hedeflerinin uyumlu olması demektir. Öğretmenler benzer değerlere, tutumlara
sahip olmalı ve benzer davranış eğilimleri sergilemelidir. Ayrıca okullarda barış eğitimi
uygulamak için özel düzeyde pedagojik beceri ve uzmanlık gerekmektedir.

Barış eğitimini değerlendirmede zorluklar vardır.
Barış eğitimi değer, tutum, beceri ve davranışların içselleştirilmesini gerektirdiğinden,
onun kazandırdıklarını değerlendirmek zordur. Okullarda genellikle kullanılan test ve
sınavlar düşünce yapısını ölçmekten çok bilgi düzeyini ölçtüğü için barış eğitiminin
çıktılarını değerlendirmeye uygun değildir.
Galtung (2008), barış eğitiminin kapsamının bir barış eğitimi projesinin beş aşamasından
yola çıkarak oluşturulduğunu dile getirmektedir. Barış eğitiminin kapsamı şöyledir:

Analiz: Gerçek dünyadaki barış problemleri ilgili kuramlarla ilişkilendirilerek
incelenmeli ve mevcut durum analiz edilmelidir.

Hedef belirleme: Barış eğitiminin vazgeçilmez parçasıdır. Görmek istediğimiz dünyayı
betimleyen barış fikri somut ve açık olarak belirtilmelidir.

Eleştiri: Mevcut durum ile ulaşılmak istenen durum eleştirel bakış açısıyla ele
alınmalıdır.
42

Öneri sunma: Gerçek dünyadan tercih edilen dünyaya ulaşmak için neler
yapılabileceğine ilişkin öneriler getirilmelidir.

Eylem: Barış eylemi anlamındadır. Ancak tüm barış eğitimi programları gösteri, barış
etkinliği ya da barış inşa etme gibi bir eylemi kapsamak zorunda değildir.
Cabezudo ve Haavelsrud (2007, s. 280-284) tarafından barış eğitiminin kapsamı şu üç
yaklaşımla açıklanmaktadır:

Negatif ve Pozitif Barış ile İlgili Kapsam
Negatif ve pozitif barış kapsamı barışın ne olduğu ve ne olmadığıyla ilgilidir. Bu
yaklaşımda, Galtung tarafından da vurgulandığı üzere şiddetin doğrudan, yapısal ve
kültürel olmak üzere üç formu tartışılmaktadır.

Mikro ve Makro Düzeyde Kapsam
Mikro ve makro düzeyde kapsam barışın bireyselden boyuttan küresel boyuta kadar
değişen gerçekleriyle ilgilidir. Bu yaklaşımda sorunlar, Hicks tarafından da vurgulandığı
üzere mikro düzeyden makro düzeye, geçmiş-şimdi-gelecek bağlamında, mekânsal ve
zamansal boyutlarıyla değerlendirilmektedir.

Yapı ve Süreç Olarak Barış Kapsamı
Yapı ve süreç kapsamı barışın yapı ve süreç olarak görülmesiyle ilgilidir. Barışçıl yapı,
barış değerlerinin şiddetin yokluğu ve sosyal adaletin, katılımın ve çeşitliliğin varlığı
şeklinde kurumsallaşmasıdır. Barışçıl süreç ise kişilerarası veya gruplararası etkileşimde
barış değerlerinin hâkim olmasıdır.
Abebe vd. (2006, s. 16), barış eğitiminin bileşenlerini ve bunlar kapsamında ele alınan
konuları belirtmiştir. “Barış Eğitiminin Bileşenleri” Şekil 7’de gösterilmektedir.
43
Cinsiyet
Eğitimi
Kişisel&İç
Barış
Eğitimi
Yönetim&
Liderlik
Eğitimi
Şiddetsizlik
ve Çatışma
Dönüşümü
Eğitimi
Barış
Eğitimi
Sürdürülebi
-lir
Kalkınma
Eğitimi
Sosyal
Adalet
Eğitimi
İnsan
Hakları
Eğitimi
Çokkültürlü
Eğitim
Şekil 7. Barış Eğitiminin Bileşenleri. (Abebe vd., 2006, s. 16).
1. İnsan Hakları Eğitimi: Çocuk hakları, kadın hakları, İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesi, medeni ve siyasi haklar, yaşlılara saygı vb. konular.
2. Şiddetsizlik ve Çatışma Dönüşümü Eğitimi: Şiddetsizlik, savaşın etkileri, çatışma
çözümü, çatışma yönetimi, arabuluculuk vb. konular.
3. Sosyal Adalet Eğitimi: Küreselleşme, adil ticaret gibi ekonomi konuları, yoksulluk,
cinsiyet ve gelişim, cinsiyet eşitliği.
4. Çokkültürlü Eğitim: Külltürel ve ırkçı ön yargılar, kalıpyargılar ve ayrımcılık, dil ve
etnik köken sorunları.
5. Sürdürülebilir Kalkınma Eğitimi: Sağlık, güvenlik, çevre tahribatı, sürdürülebilir hayat.
6. Yönetim & Liderlik Eğitimi: Demokrasi, vatandaşlık, yurttaşlık bilgisi, seçim süreci,
katılım, sivil toplum, medya.
7. Kişisel & İç Barış Eğitimi: özgüven, kişilerarası yeterlikler, merhamet.
8. Cinsiyet Eğitimi: Barış inşa etmede cinsiyet rolleri ve cinsiyet eşitliği.
44
Barış Eğitiminin Amaçları
Barış eğitimi, barış yoluna benzer şekillerde kendini adamış bilinçli insanlar yaratmayı
istemektedir. Tıpkı bir doktorun tıp fakültesinde hastalara nasıl bakacağını öğrenmesi gibi
barış eğitimiyle ilgili derslerde de öğrenciler şiddetin yol açtığı sorunları nasıl
çözeceklerini öğrenmektedirler. Bu örneğe göre sosyal şiddet ve savaş, patolojinin bir türü,
bir hastalık gibi tanımlanabilir. Belirtileri oldukça yıpratıcı veya hayati tehlikesi bulunan
bu hastalığın tedavisi şüphesiz memnun edici olacaktır. Oysa şiddetin nedenlerini ortadan
kaldırmaya çalışmak yerine, artan sosyal şiddetle ve tekrarlayan savaşlarla şiddetin pek çok
türü yeniden üretilmeye devam etmektedir. Barış eğitimi, öğrencilere çatışma yönetme
becerisi kazandırarak ve onları bir sorunla karşılaştıklarında barışa yönlendirerek şiddetin
etkilerine karşı güçlendirmeyi hedeflemektedir (Harris ve Morrison, 2013, s. 12).
Barış eğitiminin temel amacı barışçıl insanlar yetiştirmektir. Barışçıl bir insan, iş birliği ve
şiddetsizlikten yanadır. İnsanın barışçıl olması; gerekli bilgi ve becerilere sahip olmasına,
barışçıl davranışlara ve bunun sonuçlarına değer vermesine, kendi başına veya başkalarıyla
çalışarak barışçıl sonuçlar yaratacağına inanmasına bağlıdır (Nelson, 2006, s. 208).
Reardon (1988) barış eğitiminin genel amacının küresel vatandaşlığa imkân sağlayacak ve
sosyal yapılar ile insanların zihninde var olan kalıpyargıları değiştirerek gerçek bir dünya
bilinci geliştirmeye çabalamak olduğunu ifade etmektedir. Barış eğitimi bu dönüşümün
merkezinde yer almaktadır. Bu bağlamda, düşünme yollarını, dünya görüşünü, değerleri,
davranışları, ilişkileri ve kamu düzenini oluşturan yapıları etkileyen bu derin, küresel ve
kültürel dönüşümü vurgulamak önemlidir. Bu, insan bilincinde ve toplum yapısında ulusdevlet sisteminin ortaya çıkışından, hatta belki de insanların yerleşik hayata geçişinden bu
yana meydana gelen çok büyük bir değişiklik anlamına gelmektedir. Barış eğitimi,
ilerlemeyi, barış yapmayı ve uzlaşmayı amaçlar. Öğrencilerde çatışma çözme ve barış
sürecini kolaylaştıran ve onları barış ve uzlaşma döneminde yaşamaya hazırlayan dünya
görüşü (yani kendi değerlerini, inançlarını, tutumlarını, duygularını, motivasyonunu, beceri
ve davranış kalıplarını) oluşturmayı amaçlamaktadır (Bar-Tal, Rosen, ve Nets-Zehngut,
2009).
Hicks (1988) tarafından barış eğitiminin genel amacı, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya
toplumu yaratmak için çatışmaları barışçıl yollarla çözerek gerekli bilgi, beceri ve
tutumların geliştirilmesi olarak belirtilmektedir. Barış eğitiminin amaçları dört başlık
altında toplanmaktadır:
45

Destekleyici bir sınıf oluşturmak.

Barış uygulamaları yapmak.

Çatışma, şiddet ve barışı incelemek.

Barışçıl gelecek hayali kurmak.
Harris ve Morrison (2013, s. 34-37)’a göre barış eğitiminin on temel amacı bulunmaktadır.
Eğitim faaliyetlerini planlamak için bir çerçeve oluşturan bu amaçlar şunlardır:
1. Barış Kavramının Zenginliğini Kavramak
Barış eğitimi, öğrencilerin zihinlerinde baskın kültürdeki şiddet görüntülerine karşı
dinamik bir barış görüşü sağlamaktadır. Barış eğitimcileri dün, bugün ve tasarlanan
geleceğe ilişkin bilgiler vererek barış ve adaleti sağlamaya çalışmaktadır. Sanat,
öğrencilerin barış dileklerini ifade etmelerine imkân tanıyarak, bu çabaların önemli bir
parçası olabilmektedir. Popüler eğlence, tıpkı John Lennon’un onlarca yıl önce insanları
motive eden şarkılar yapması gibi, barış için çabalamaktadır.
2. Korkuları Gidermek
Öğrencilerin şiddet konusundaki endişelerini ele almak, gençlerdeki kaygıyı hafifletmekte
ve böylece onların derslerine odaklanmasına yardımcı olmaktadır. Bu açıdan barış eğitimi
okuldaki akademik başarıyı artırma potansiyeline sahiptir.
3. Güvenlik Sistemleri Hakkında Bilgi Sahibi Olmak
Bütün ülkelerin vatandaşlarının, güvenliklerini en iyi ne şekilde sağlayacaklarına dair
bilgiye ihtiyacı vardır. Barış eğitimcileri, öğrencileri güvenliğin en iyi nasıl sağlanacağına
dair kendi sonuçlarını yazmaya cesaretlendirerek barışın modern yansımalarını
tartışmaktadır.
4. Savaş, Şiddet ve Yapısal Adaletsizlik ile Davranışları Anlamak
Barış eğitimiyle ilgili derslerde öğrenciler şiddetin ve savaşın başlıca nedenlerini
araştırmaktadır. Öğrencilerin savaşın yıkıcılığı ve şiddet içeren davranışlar nedeniyle
yaşanan acılar hakkındaki “negatif bilgiyi” öğrenmesi gerekmektedir. Şiddetin doğasını
anlama girişimi “pozitif barış” yapmak için bir ön koşuldur.
5. Kültürlerarası Uzlaşı Geliştirmek
Savaşların, bireylerin farklı gruplararasındaki çatışmaların bir sonucu olarak meydana
gelişinden beri barış eğitimi farklı kültürlere saygıyı desteklemekte ve öğrencilerin
toplumsal çeşitliliğe değer vermesine yardımcı olmaktadır.
46
6. Geleceğe Dönük Yönlendirme Sağlamak
Geleceğe yönelik çalışmalar gençlere geleceğe ilişkin olumlu görüntüler ve umutlu
olmaları için sebepler sunmaktadır. Barış eğitimiyle ilgili derslerde öğrenciler ve
öğretmenler geleceğin nasıl olacağını hayal etmekte ve sonra barışı sağlamak için neler
yapılabileceğini tartışmaktadır.
7. Barışı Bir Yöntem Olarak Öğretmek
Barış eğitimi bilginin önemi üzerinde durduğu kadar becerileri de önemsemektedir. Barış
eğitimi hem bireysel hem de toplumsal değişim elde etmek için stratejilere
odaklanmaktadır. Barış eğitimiyle ilgili derslerde öğrenciler günlük eylemlerin ve
inanışların, adaletsizliğin ya da savaşın gelişiminde nasıl pay sahibi olduğunu
sorgulamaktadır. Öğrenciler saldırgan davranışlarla başa çıkmak ve kendilerini etkili barış
yapıcıları konumuna getirmek için stratejiler öğrenmektedir.
8. Sosyal Adalet Eşliğinde Barış Kavramını Geliştirmek
Adaleti kapsayan barışın sağlanması için öğrenciler insan haklarıyla ve adaletle ilgili
sorunlar hakkında bilgi edinmektedir. Öğrencilerin savaşın olmaması durumunun, zaruri
olarak barışı veya uyumu ortaya çıkarmadığını anlaması gerekmektedir.
9. Yaşama Saygı Duymaya Teşvik Etmek
Barışı başarmak, bireylerin kendi şiddet eğilimlerinin üstesinden gelen bir insanileştirme
sürecini göstermektedir. Barış eğitimi yaşamın tüm biçimine saygı duymayı öğretmektedir.
Öğrencilerin olumlu benlik geliştirmesi, kendisi ve başkaları için sorumluluk duyması,
başkalarına güvenebilmesi ve tabiatın refahıyla ilgilenmesi gerekmektedir.
10. Çatışmaları Şiddetsiz Biçimde Yönetmek
Barış eğitiminin nihai amacı çatışmaları şiddetsizce yönetmek ve dönüştürmek ile
öğrencilerin toplumsal değişim ve daha iyi bir dünya için dönüştürücü temsilciler olarak
güçlenmesidir. Barış eğitimcileri çatışmaların nasıl başladığını, çatışmada yer alan kişilerin
bakış açılarını, çatışmanın şiddet içeren çözümlerinin etkilerini ve şiddete alternatif
yanıtları öğretmektedir.
Barış eğitimi, bugüne dek tüm dünyada çeşitli ülkelerde farklı eğitim sistemleriyle
gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Farklı devletlerdeki barış eğitimi programları genel olarak
ideoloji, hedefler, önemli görülen noktalar, öğretim programı, içeriği ve uygulamaları
açısından değişiklik göstermektedir. Örneğin, Avustralya’da barış eğitimi bir yandan katı
47
etnik merkezcilik, kültürel şovenizm ve şiddet, diğer yandan da kültürel çeşitlilik, nükleer
silahsızlanma ve çatışma çözümü konularına odaklanmaktadır. Japonya’da barış eğitimi
nükleer silahsızlanma, militarizm ve geçmişte yaşanan şiddet eylemlerinin getirdikleri gibi
konular üzerinde durmaktadır. Güney Amerika’da barış eğitimi yapısal şiddet, insan
hakları ve ekonomik eşitsizlik konularına yönelmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde
barış eğitimi ön yargı, şiddet ve çevre konularıyla ilgilenmektedir. Ancak yine de farklı
barış eğitimi programlarının genel amaçları bulunmaktadır. Bunlar, tüm dünyayı daha iyi,
daha insancıl bir yer hâline getirme çabasındadır. Barış eğitimi genel olarak savaşı, şiddetli
çatışmaları, eşitsizliği, ön yargıyı, hoşgörüsüzlüğü, şiddeti, çevrenin tahribatını,
adaletsizliği azaltmayı hatta ortadan kaldırmayı ve barışı, eşitliği, adaleti, hoşgörüyü, insan
haklarına saygıyı, çevre bilincini ve diğer olumlu özellikleri barındıran bir dünya
yaratmayı amaçlamaktadır (Bar-Tal, 2002).
UNICEF tarafından hazırlanan barış eğitimi programlarında barış eğitiminin amaçları bilgi,
beceri ve tutum düzeyinde sınıflandırılmıştır. Her bir amaç, programın uygulandığı tarihte
yer alan devlet adlarıyla ilişkilendirilerek belirtilmiştir. “Barış Eğitiminin Amaçları” Tablo
3’te gösterilmektedir.
Tablo 3. Barış Eğitiminin Amaçları
Bilgi
Barış Eğitimi Programının Uygulandığı
Ülkeler ve Tarih
İhtiyaçlarının farkında olma, kendini tanıma
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, 1996,
Ruanda, 1997
Çatışmanın ve barışın doğasını anlama
Liberya, 1993
Çatışma nedenlerini tespit edebilme ve
şiddet içermeyen çözümler üretebilme
Burundi, 1994
Çatışmaları analiz etme
Sri Lanka, tarihsiz
Barış inşa etmek ve çatışmaları çözmek için
toplumun işleyişine yönelik bilgilerini
geliştirme
Tanzanya, 1997
Arabuluculuğa yönlendirme
Liberya, 1993, Sri Lanka, tarihsiz
Hak ve sorumluluklarını anlama
Burundi, 1994, Lübnan, 1993, Ruanda,
1997
Birey ve toplum arasındaki ilişkiyi anlama
Lübnan, 1993
48
Tablo 3. Barış Eğitiminin Amaçları (devam)
Kültürel mirasa ilişkin farkındalık kazanma
Lübnan, 1993
Ön yargıları tanıma
Burundi, 1994
Beceri
Barış Eğitimi Programının Uygulandığı
Ülkeler ve Tarih
İletişim: Aktif dinleme, kendini ifade etme,
kendi ifadeleriyle açıklama, yeniden
çerçeveleme
Burundi, 1994, Hırvatistan, 1997,
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, 1996,
Lübnan, 1993, Liberya, 1993, Ruanda,
1997, Sri Lanka, tarihsiz, Tanzanya, 1997
Kendine güven
Mısır, 1995, Sri Lanka, tarihsiz
İş birliği
Hırvatistan, 1997, Mısır, 1995, Lübnan,
1993, Ruanda, 1997, Sri Lanka, tarihsiz,
Tanzanya, 1997
Olumlama
Hırvatistan, 1997, Sri Lanka, tarihsiz
Eleştirel düşünme
Mısır, 1995
Ön yargılar hakkında eleştirel düşünme
Burundi, 1994, Tanzanya, 1997
Kalıpyargılarla başa çıkma
Tanzanya, 1997
Duygularıyla başa çıkma
Ruanda, 1997
Problem çözme
Liberya, 1993
Alternatif çözümler üretme
Sri Lanka, tarihsiz
Yapıcı çatışma çözümü
Hırvatistan, 1997, Yugoslavya Federal
Cumhuriyeti, 1996, Lübnan, 1993, Ruanda,
1997, Sri Lanka, tarihsiz, Tanzanya, 1997
Çatışma önleme
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, 1996
Barış adına toplumsal katılım
Kolombiya, 1997
Değişim içinde yaşayabilme
Gambiya, 1997
Tutum
Barış Eğitimi Programının Uygulandığı
Ülkeler ve Tarih
Öz saygı, olumlu benlik algısı, güçlü benlik
tasarımı
Burundi, 1994, Mısır, 1995, Lübnan, 1993
Hoşgörü, başkalarını kabul etme,
farklılıklara saygı duyma
Burundi, 1994, Mısır, 1995, Yugoslavya
Federal Cumhuriyeti, 1996, Lübnan, 1993,
Tanzanya, 1997
Çocuk ve ebeveyn hak ve sorumluluklarına
saygı duyma
Tanzanya, 1997
Ön yargılara ilişkin farkındalık kazanma
Hırvatistan, 1997
49
Tablo 3. Barış Eğitiminin Amaçları (devam)
Cinsiyet eşitliği
Mısır, 1995
Empati
Mısır, 1995, Lübnan, 1993
Uzlaşı
Hırvatistan, 1997, Liberya, 1993
Dayanışma
Burundi, 1994, Lübnan, 1993
Sosyal sorumluluk
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, 1996,
Lübnan, 1993
Adalet ve eşitlik anlayışı
Burundi, 1994
Yaşama sevinci
Burundi, 1994
Fountain, 1999, s. 14-16.
Salomon (2002) çatışma bölgelerinde barış eğitimi vermenin artık mümkün olduğunun
altını çizmektedir. Barış eğitimi, “diğerlerinin” anlatısındaki bireysel algıları değiştirme
şansı elde etmeyi, “sonrakilerin” bakış açısından bakabilmeyi, “diğerlerine” daha çok
güvenmeyi, onları nefretle daha az ilişkilendirmeyi ve bunların sonucunda kişinin kendi
sosyal benliğini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Daha belirgin olarak ifade edilecek olursa,
barış eğitiminin birbiriyle ilişkili dört amacı vardır. Barış eğitiminin amaçları şunlardır:

“Diğerlerinin” anlatısını ve bunun kendine özgü etkilerini kabul etmek.

Kendi grubunun eylemlerini “diğer grup” karşısında eleştirel olarak değerlendirmeye
istekli olmak.

Empati yapmaya ve “diğerlerine” güvenmeye hazır olmak.

Şiddet içermeyen faaliyetlerde bulunmak.
Barış Eğitiminin İlkeleri
Harris (1996, s. 78-80)’e göre modern barış eğitimi reformunun temel ilkeleri şunlardır:

Barış eğitiminden bütün çocuklar yararlanabilir.

Şiddet gençler üzerinde derin bir duygusal etki bırakmaktadır.

Barış eğitimi çatışma çözme yaklaşımından daha kapsamlıdır.

Barış kavramı tüm derslerin içine dâhil edilebilir.

Barışçıl bir pedagojiyi bütün öğretmenler kullanabilir.
50
Bar-Tal (2011) barış eğitimi ilkelerini şöyle ifade etmektedir:

Barış eğitimi eğitim görevlerinin detaylı planlanmasında yol gösterici stratejilerin
ürünü olmalıdır. Azim, fon tespiti ve tahsisatı olmadan bu amaca ulaşmak mümkün
olamaz.

Barış eğitimi kısa dönemli bir plan veya bir defa yapılacak bir proje değil, bunun
aksine barış sürecine göre yeniden düzenlenecek bir eğitim sistemidir. Bu, öğrencilere
anlaşmazlıktan barışa geçişi sağlamak için gerekli becerileri sunan büyük çapta bir
değişimdir.

Barış eğitimi toplum odaklı olmalıdır. Çünkü barış eğitimi, okulun bir parçası olduğu
toplumun deneyimlerinden ayrıştırılamaz. Okulların topluma ulaşıp onları da barış
eğitimi programına dâhil etmeleri önemlidir.

Barış eğitimi tek başına bir program olarak var olamaz, okullardaki öğretim
programlarıyla birleştirilmelidir.

Barış eğitimi, çocukların yeni değerler, bilgiler ve davranışlar öğrenmeye daha açık
oldukları erken yaşta başlamalıdır.

Barış eğitimi, Milli Eğitim tarafından belirlenen demokrasi eğitimi, şiddetin önlenmesi
ve
çokkültürlülük
gibi
başka
öğretim
programlarıyla
koordinasyon
içinde
gerçekleştirilmelidir.

Barış eğitimi, okuldaki sosyal hayatta deneyimlenen durumları da kapsamalıdır.
Deneyimlenen durumlar okuldaki atmosferin ayrılmaz parçaları olmalıdır, böylece
şiddetten kaçınma, çatışma çözümü, arabuluculuk, uzlaşma, hoşgörü gibi yetenekler
gelişir.

Barış eğitimi eğitim sistemindeki her bir öğrenciyi kapsamalıdır.

Barış eğitiminin başarısı ağırlıklı olarak öğretmenlere bağlıdır. Bu nedenle
öğretmenlere barış eğitiminin zorluklarıyla mücadele edebilecekleri eğitimi vermek
çok önemlidir.

Barış eğitiminin planlanması, desteklenmesi ve uygulanması, uzlaşma sürecine katılan
Ortadoğu’daki diğer ülkelerde hızlandırılmalıdır.
1972’de Finlandiya’daki barış araştırmaları yaz okulunda öğrencilere barış araştırmalarının
sorunları, hedefleri ve başarıları üzerine dersler verilmiştir. Derslerin sonucunda, barış
eğitimiyle ilgili öğretici nitelikte sekiz ilke belirlenmiştir. Belirlenen bu ilkelerin sosyal
bilimler öğretimi yapan her düzeyden öğretim kurumunda uygulanması tavsiye edilmiştir.
51
Barış araştırmaları derslerinin sonucunda belirlenen ilkeler şunlardır:
1. Enternasyonalizm İlkesi
Birey analizlerinde kendi ülkesini başlangıç noktasına koymak yerine küresel bir bakış
açısıyla bakmalıdır. Küresel bakış açısı, farklı sistemleri eleştirel biçimde karşılaştırmak
demektir.
2. Tarihin ve Değişikliklerin Analizi İlkesi
Mevcut durumu tarihsel gelişimin yanı sıra sürekli değişimin bir ürünü olarak göstermek
gerekir.
3. Sosyal Çatışmaların Analizi İlkesi
4. Sınıf Yapısı ve Toplumsal Eşitsizliğin Analizi İlkesi
5. Çevre İlkesi
İnsan ve doğa arasındaki ilişki ile doğal kaynakların toplum tarafından kullanımı analiz
edilmelidir.
6. Üretim Analizi ve Ekonomik Sistemlerin Önemini Dikkate Alma İlkesi
7. Sistematik Bakış Açısıyla Analiz İlkesi
Bireylerin ve ailelerin toplamı olarak yapılmalıdır.
8. Barışı Geliştirme İlkesi
Tekelleşme ve emperyalizme karşı demokrasiyi genişleterek, sosyal eşitliği ve adaleti
artırarak, kaynakların kullanımını planlayarak gerçekleştirilmelidir (Vesa, 1974, s. 311313).
Pozitivist barış eğitimi öğretim programında bulunması gereken temel prensipler şunlardır:

Öğrencilerin fikirlerini ifade etmeleri ve kavram dağarcıklarını genişletmeleri için
gerekli olan materyalleri sağlamak.

Öğrencilerde güçlü bir benlik algısı oluşturmaya yardımcı olmak.

Öğrencileri başkalarıyla iş birliği yapmaya ve çatışmaları barışçıl yollardan çözmeye
cesaretlendirmek.

Öğrencilerin insanlar arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları takdir etmelerine yardımcı
olmak.
52

Grup tartışmaları ve aktiviteleriyle öğrencilerin şiddet ve barış kapsamındaki konularda
bakış açısı geliştirmelerini olanaklı kılmak (Dow ve Slaughter’den aktaran Öğretir,
2005, s. 118).
Barış Eğitimi Ögeleri
Barış eğitimi ögeleri kapsamında barış eğitimi ile ilişkili olarak; barış, adalet, güç,
ayrımcılık, şiddet ve savaş konularına yer verilmiştir.
Barış
Barış eğitimini açıklayabilmek için barışın tanımı ve içeriği ile barış stratejilerinden
bahsedilmişti. Bu nedenle bu bölümde Galtung tarafından açıklanan ve barış eğitimine
temel olan barış kavramı üzerinde durulacaktır.
Galtung, barışı; şiddetin doğrudan, yapısal ve kültürel olmak üzere tüm türlerinin
azaltılması ya da yok edilmesi ve şiddetsiz, yaratıcı çatışma dönüşümü olarak
tanımlamaktadır (1996, s. 9). Galtung (2005, s. 12), barışın üç anlamı üzerinde
durmaktadır. İlk olarak, barışın istikrar ve denge ile eş anlamlı görüldüğü eski anlayışı ele
almaktadır. Bu barış anlayışı, kendisiyle barışık olan bir insanın içsel durumunu
belirtmekte ve “kanun ve düzen” kavramına işaret etmektedir. Diğer bir deyişle
öngörülebilir bir toplumsal düzen fikri olsa bile bu, kuvvet vasıtasıyla ve tehdit yoluyla
meydana getirilmektedir. İkinci olarak, örgütlü kolektif şiddetin yokluğu olan barış
anlayışını ele almaktadır. Bu barış anlayışı, sadece uluslararası değil aynı zamanda
sınıflararası, ırksal ve etnik olmak üzere başlıca insan grupları arasındaki şiddete
değinmektedir. Bu barış türü “negatif barış” olarak adlandırılmaktadır. Üçüncü olarak da
özellikle iş birliği ve insan grupları arasındaki entegrasyon gibi dünyadaki diğer tüm iyi
şeylerle eş anlamlı olan, şiddetin yokluğunu daha az vurgulayan barış anlayışını ele
almaktadır. Bu barış türü de “pozitif barış” olarak adlandırılmaktadır.
Pozitif ve negatif barış arasında önemli bir ayrım bulunmaktadır. Negatif barış genellikle
savaşların
olmaması
anlamına
gelmektedir.
Etkin,
örgütlü
bir
askeri
şiddetin
gerçekleşmediği bir durumdur. Mısır Firavunlarının, barış bildirilerinde zayıf olan partiden
güçlü olana karşı yardımseverlik deyimlerinin yer aldığı, “Philanthropa” olarak ifade
53
edilen ve aslında negatif olan barış ifadeleri bulunmaktadır. Benzer bir şekilde, ünlü Paks
Romana döneminde, belirgin örgütlü şiddetin yokluğu biraz daha fazla dikkat çekmektedir.
Paks Romana negatif barışı oluşturularak, Roma hukukuna göre yaşamış olanlar tarafından
sosyal ve politik baskı yoluyla muhafaza edilmiştir. Pozitif barış ise sömürünün çok az
olduğu ya da hiç olmadığı ve ne açık ne de yapısal şiddetin yer aldığı sosyal bir durum
anlamına gelmektedir. Pozitif barış, ekolojik uyumun yanı sıra eşitlikçi ve adil bir
toplumsal düzenin devamlılığını göstermektedir (Barash ve Webel, 2014, s. 6-7).
Pozitif barış, dünya topluluğu içindeki ulusların nispeten uzlaştığı ortak değerlerin
toplamıdır (Galtung, 2005, s. 17). Bu değerler; iş birliği, korkulardan bağımsız olma,
ihtiyaçlardan bağımsız olma, ekonomik büyüme ve kalkınma, sömürünün olmaması,
eşitlik, adalet, hareket özgürlüğü, çoğulculuk ve dinamizm olarak belirtilebilir (Galtung,
2005, s. 14).

İş Birliği
Ulusların sahip olduğu değerlerin, eşyaların, hizmetin, bilginin, insanların diğer uluslarla
değişimi sonucu meydana gelen etkileşimle ilişkilidir. Bu, izolasyonun karşıtı ve
uluslararası bağımlılık demektir.

Korkulardan Bağımsız Olma
Bireylerin ve ulusların -sel, deprem, açlık, savaş ya da diğer felaketlerin gölgesinde
yaşasınlar ya da yaşamasınlar- gelecekte kendilerine zarar vereceğini düşündükleri bir
olaya ilişkin korkuları ve bu beklentinin hayatlarına ve varlıklarına egemen olacağı
düşüncesi ile ilişkilidir.

İhtiyaçlardan Bağımsız Olma
Bireysel ve ulusal boyutta, açlık, susuzluk, barınma, cinsellik, güvenlik gibi başlıca temel
ihtiyaçların karşılanamamasıyla ilişkilidir.

Ekonomik Büyüme ve Kalkınma
Artan kaynaklar ve bunların dengeli dağılımı nedeniyle ulusların ve uluslararası ilişkilerin
yapısının düzenlenmesiyle ilişkilidir. Bu, sadece teknolojik gelişmelerden değil, ulusal ve
uluslararası düzeyde toplumsal örgütlenmeden kaynaklanan bir sorundur.
54

Sömürünün Olmaması
Hem bireylerin hem de ulusların aralarındaki tüm değerli şeylerin eşit şartlar altında
değişimiyle ilişkilidir. Böylece bireyler verdiğinin karşılığından fazlasını alamayacaktır.

Eşitlik
Tüm bireylerin ve ulusların aynı değere sahip olmasıyla ilişkilidir. Bireylerin ya da
ulusların elindeki kaynaklar ile fırsatlar arasındaki uçuruma göz yumulmamalıdır.

Adalet
Temel haklar, bireysel veya ulusal değerlerdir.

Hareket Özgürlüğü
Tüm bireyler ve uluslar kendilerine açık olan eylemlere ve bunları yürütmek için gerekli
araçlara sahip olmalıdır.

Çoğulculuk
Uluslar ve dünya yan yana, birbirine eşlik ederek büyük bir sosyal ve kültürel çeşitlilik
oluşturmalıdır.

Dinamizm
Dünyanın bir bölümü değişim yapısı içine inşa edilmiştir. Çok fazla seçeneğin tehlikeli
olabileceği ilkesi göz önünde bulundurularak, gelecek nesiller için seçenekler açık
bırakılmalıdır (Galtung, 2005, s. 14-16).
Adalet
Adalet kavramı köken olarak Arapça “Adl” sözcüğünden dilimize geçmiştir. Adaleti hak
ve hukukun gerçekleştirilmesi olarak tanımlamak mümkündür. Adalet, bir toplum içinde
barış, ahenk, uyum, eşitlik, haklılık ve düzen yaratma görevleriyle hukukun özü ve
amacıdır. Adalet, eşitlik prensibini de içermektedir. Adalet ile eşitlik iç içedir (Çeçen,
1975, s. 96-97). Yunan düşüncesinde adalet iyilik sevgisi olarak anlaşılmaktadır.
Aristoteles, adaletin toplum ve devlet hayatındaki önemi üzerinde durmaktadır. Aristoteles,
hukukun ve adaletin toplumun ve devletin temeli olduğunu; devletin amaçlarını
oluşturduğunu ve devlet yönetiminin egemen unsurları olduğunu savunmaktadır. Roma
hukukçusu Ulpian, adaleti herkesi kendi payına düşeni verme konusunda sonsuz ve sürekli
55
çaba harcanması olarak nitelendirmektedir. Hollandalı hukukçu Grotius’a göre adalet söze
bağlılık olarak değerlendirilmektedir. İngiliz düşünür Hobbes sözleşmeye uymamayı
adaletsizlik saymaktadır. Alman filozof Kant adaletin; şerefli yaşama, kimseye zarar
vermeme, herkese payına düşeni verme ilkelerine dikkat çekmektedir (Güriz, 1990, s. 1314). TDK (2015) tarafından adalet: (1) Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından
kullanılmasının sağlanması, türe, (2) Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, (3) Bu işi
uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları, (4) Herkese kendine uygun düşeni, kendi
hakkı olanı verme, doğruluk şeklinde tanımlanmaktadır. Hukuk sözlüğünde adalet,
herkesin hakkını tanıma; karşılıklı zıt yararlar arasında hakka uygun olan eşitlik veya
denge; zulmetmeme; insaflı davranma olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, 2005). Rawls
(1999)’a göre adaletten söz edebilmek için, aksi herkesin yararına olmadıkça, özgürlük ve
fırsat, gelir ve varlık ile kişinin kendisine saygı duymasını sağlayan temel ögeler olmak
üzere, bütün sosyal değerler eşit olarak dağıtılmalıdır. Adalet, toplumdaki herkesin
toplumun zenginliklerine eşit derecede erişebilir olması ve toplumdaki sosyoekonomik
eşitsizliklerin en dezavantajlı durumda olanların durumunu iyileştirecek şekilde
düzenlenmesidir. Rawls (1999, s. 53), adaletin iki ilkesinden bahsetmektedir.

Birinci ilke: Her birey, herkes için benzer bir özgürlük sistemiyle uyumlu olan eşit
temel özgürlüklerin en geniş toplam sistemine ilişkin eşit hakka sahip olmalıdır.

İkinci ilke: Sosyal ve ekonomik eşitsizlikler; (a) adil tasarruf ilkesiyle uyumlu şekilde,
en az avantajlı durumda olanların maksimum yararına olacak şekilde, (b) adil fırsat
eşitliği koşulları altında herkese açık görev ve pozisyonlara bağlı olacak şekilde
düzenlenmelidir.
Adalet Türleri

Sosyal Adalet
Sosyal adalet toplum üyeleri arasındaki ilişkileri düzenlemeyi esas almakta, bireye ve
topluma aynı anda yönelmektedir. Toplumdaki bir bireyin davranış özgürlüğü başka
bireyin davranış alanıyla sınırlıdır. Toplumdaki tüm bireyler eşit haklara sahiptir (Çeçen,
1981, s. 29). Barash ve Webel (2014, s. 58), ekonomik sömürü ve siyasal otokrasi gibi
sosyal adaletsizliklerin hem yapısal şiddete katkıda bulunduğunu hem de savaşların patlak
vermesindeki en önemli faktörlerden biri olduğunu vurgulamaktadır.
56
Bickmore (2008, s. 155), sosyal adaletin sosyal eğitim için çok uygun bir hedef olduğunu
vurgulamaktadır. Okullarda ve toplumda demokratik sosyal etkileşimin sosyal adaleti
kolaylaştıran (ya da engelleyen) üç boyutu bulunmaktadır. Bu boyutlar şunlardır:
Yöntemler: İfade etme, dinleme, savunma, ikna edici muhakeme, diyalog, farklı düşünme,
tartışma, müzakere, danışma, görüş birliği oluşturma, karar verme.
Kurumsal yönetim çerçevesi: İnsanlara uygun ve tutarlı bir muamele için medeni, hukuki
ve siyasi korumalar ve mekanizmalar ve güç paylaşımı ve hakları içeren sorunlar.
Asli eşitlik: Tüm bireysel ve toplumsal farklılıklar için adalet uygulaması; açık, erişilebilir,
dışlamayan, tarafsız, baskı yapmayan, ayrımcılık yapmayan, eşdeğer durumlar, demokratik
kurumlar ve süreçler elde etmek için kişisel ve siyasal, kültürel ve sosyal adil koşullar.
Okullarda öğretmenler yaşadığı yerin içindeki ve dışındaki farklı bakış açıları, kültürler,
diller, güç ve çıkar ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmalı ve bu konulara eğilmelidir. Cazip
olan bir sınıfta dini ve etnik farklılıklar görmezden gelinmemeli, öğrencilerde farkındalık
oluşturmak ve onlara hak ve sorumluluklarını öğretmek için çaba gösterilmelidir (Grant ve
Williams, 2004, s. 205).

Ekonomik Adalet
Bir toplumun ekonomik olarak düzenlenmesinde adalet önemli rol oynamaktadır.
Ekonomik
koşullar
toplumdaki
yaşam
biçimini
ve
toplumun
refah
düzeyini
belirlemektedir. Bu nedenle kurumların ve düzenlemelerin adil olması gerekmektedir
(Çeçen, 1981, s. 31).

Siyasal Adalet
Rawls siyasal adaletin yaşandığı adil bir toplum tasarlamayı amaçlamaktadır. Anayasal
demokratik bir düzenin temel ahlaki ve felsefi kavramlarına siyasal liberalizm açısından
bakmaktadır. Bunun için özgür ve eşit vatandaşlığa, siyasal iktidarın meşruluğuna, makul
örtüşen görüş birliğine, karşılıklı saygı ödeviyle kamusal akıl ve doğru nedenler etrafında
istikrar anlayışına vurgu yapmaktadır (Rawls, 2007, s. 25).

Dinsel Adalet
Yeryüzündeki dinlerin hemen hepsi tüm insanlara hak ve adalet için doğduklarını
savunmaktadır. Bunun doğal bir uzantısı olarak da en üstün güç olarak varsaydıkları
tanrının buyruklarından oluşmaktadır (Çeçen, 1981, s. 33).
57
Hoffmann (2006, s. 16-18), daha adil ve barışçıl bir düzen oluşturmak için
yapılabilecekleri değerlendirerek şu yorumlarda bulunmuştur:
1. Bir seçim yapmanın mümkün olduğu durumlarda adaleti sağlamak için savaş yerine
barış tercih edilmelidir.
2. Liderler kendileriyle ilgili durumlarda adaletsiz bir karar vermek yerine nesnel adalete
odaklanmalıdır.
3. Silahlı çatışma yapan ülkeler savaşa devam etmek yerine silahlarına veda etmelidir.
4. Bugünün dünyasını oluşturan adalet sık sık kuvvet kullanmaktadır.
5. Hobbes perspektifinden, uluslararası sistem yeryüzündeki iç savaşlarda hayatta kalmak
için tehlikeli duruma gelirse devletlerin yapısından vazgeçmesi gerekir.
6. Kant ise savaşlarda insanların hayatta kalması konusuna yurttaşlık görevinden daha az
önem verdiği için Hobbes’a karşı çıkmaktadır.
7. Uluslararası ilişkilerin gerçek temeli devletler ya da uluslararası gruplar değil
bireylerdir.
Güç
TDK (2015) tarafından güç, isim olarak: (1) Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki
yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor, (2) Bir olaya yol açan her
türlü hareket, kuvvet, takat, (3) Sınırsız, mutlak nitelik, (4) Büyük etkinliği ve önemi olan
nitelik, (5) Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği, (6) Siyasi, ekonomik,
askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu, (7) Bir ulus,
bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli, (8) Bir toprağın verimlilik
yeteneği, (9) Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse, (10) Bir akarsuyun
aşındırma ve taşıma yeteneği, (11) Birim zamanda yapılan iş şeklinde tanımlanmaktadır.
Güç, sıfat olarak: (1) Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı, (2)
Zorlukla şeklinde tanımlanmaktadır.
Holsti (1964)’ye göre güç, bir ülkenin elindeki olanakları ve yetenekleri ödül, ceza, ikna ve
zorlama gibi çeşitli stratejiler yoluyla kullanarak karşı tarafın davranışlarını kendi çıkarları
doğrultusunda etkileme ve yönlendirme kapasitesidir. Morgenthau (1985, s. 32-33) ise
58
siyasal güce vurgu yaparak siyasal gücü, diğerlerinin düşünce ve hareketleri üzerindeki
kontrol olarak tanımlamakta ve gücün taraflar arasındaki psikolojik bir ilişki türü olduğunu
belirtmektedir.
Uluslararası ilişkileri yönetecek belirli hukuk kuralları ve merkezi bir otorite
bulunmadığından, her devlet kendi varlığını sürdürmek ve küresel sistemde yer edinmek
için güvenlik ve güç arayışı içine girmektedir (Aydoğan, 2011). Güç kavramının anlamı
tarihsel süreçte değişiklik göstermiştir. Ok, yay, piyade, süvari ve savaş arabalarının
kullanıldığı klasik dönem savaşlarında ve ateşli silahların kullanıldığı erken modern dönem
cephe savaşlarında, askeri güç ve strateji önemli görülmüştür. Sanayi devrimi sonrasında
modern dönemin topyekûn savaşlarında, nüfus ve ekonomik güç ön plana çıkmıştır.
Teknolojinin gelişmesine paralel olarak uzun menzilli füzelerin, hava kuvvetlerinin ve
tankların kullanıldığı modern dönem savaşlarında ise siyasi, askeri, bilimsel ve teknolojik
güç, coğrafi güç, insan gücü, psiko-sosyal ve kültürel güç unsurlarının tamamı milli güç
unsurları olarak kullanılmaya başlanmıştır (Sandıklı, 2014). Milli güç de sabit ve değişken
güç olarak ayrılmaktadır. Sabit güç unsurları; tarih, kültür, coğrafya ve doğal kaynaklardır.
Değişken güç unsurları ise moral/motivasyon, ekonomi ve teknolojidir (Aydoğan, 2011).
Günümüzde
uluslararası
sistemdeki
değişimlerle
beraber
uluslararası
örgütlerin
yaygınlaşması, küresel medyanın gelişmesi ve devlet dışı diğer aktörlerin de etkinliği
sonucu “sert güç”, “yumuşak güç” ve “akıllı güç” kavramları doğmuştur. Sert güç, askeri
müdahale, baskı ve dayatmayı içermektedir. Yumuşak güç, zorbalık yerine iş birliğini ve
ikna etmeyi içermektedir. Akıllı güç ise sert ve yumuşak gücün beraber kullanımını
içermektedir (Aydoğan, 2011). Yumuşak güç, devletin, kendi ulusal çıkarlarını, liderlik
ettiği ülkelerin ulusal çıkarlarıyla örtüşecek bir biçimde sunabilme ve diğerlerini de hoşnut
edecek bir biçimde izleyebilme kapasitesidir (Nye, 2003, s. 14).
Nye (2005, s. 37), gücü farklı boyutlarıyla sınıflandırmıştır. “Güç Boyutları” Tablo 4’te
gösterilmektedir.
59
Tablo 4. Güç Boyutları
Güç Boyutları
Davranışlar
Temel Araçlar
Devlet Politikası
Askeri Güç
Zorlama, Caydırma,
Koruma
Tehdit, Kuvvet
Zorlayıcı Diplomasi,
Savaş, İttifak
Ekonomik Güç
Teşvik, Zorlama
Para, Yatırım
Yardım, Rüşvet
Yumuşak Güç
Hayranlık
Uyandırma,
Gündem Yaratma
Değerler, Kültür,
Politikalar,
Kurumlar
Kamu Diplomasisi,
İki Taraflı ve Çok
Taraflı Diplomasi
Nye, 2005, s. 37
Ayrımcılık
TDK (2015) tarafından ayrımcılık, ayrımcı olma durumu şeklinde tanımlanmaktadır.
Ataöv (1996, s. 1) ayrımcılığı, bir devletin ya da toplumun bazı üyelerinin, ötekilere
sağlanan belli hak ve/veya ayrıcalıklardan yoksun bırakılması olarak tanımlamaktadır. Bazı
birey ya da gruplar, toplumsal olarak ırk, din, cinsiyet ya da ayrımcı herhangi bir
tanımlama nedeniyle belirli bir sınıflama içine sokularak kategorik olarak ayrımcılığın
konusu olmaktadırlar. Kültürel özelliklerinden, toplum yapısından ve tarihsel arka
planlarından dolayı her ülkenin ayrımcılık konusundaki duruşu farklıdır (Çayır, 2012, s. 6).
Uluslararası sözleşmelerin çoğunda ırk, renk, dil, din veya inanç, mezhep, cinsiyet, siyasal
ya da ideolojik düşünce, mülkiyet ve benzeri özelliklerden kaynaklı ayrımcılıklar
yasaklanmıştır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin ikinci maddesi şöyle der:
Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai
menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyanname’de ilan
olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir.
Bundan başka, bağımsız memleket uyruğu olsun, vesayet altında bulunan, gayri muhtar veya
sair bir egemenlik kayıtlamasına tabi ülke uyruğu olsun, bir şahıs hakkında, uyruğu bulunduğu
memleket veya ülkenin siyasi, hukuki veya milletlerarası statüsü bakımından hiçbir ayrılık
gözetilmeyecektir (UNICEF, 2015).
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi sözleşmelerinde, doğrudan ayrımcılık, dolaylı
ayrımcılık, taciz ve özel veya belirli tedbirler almama olmak üzere dört tür ayrımcılık
belirtilmektedir. “Doğrudan ayrımcılık”, bir kişinin ırk veya etnik köken temelinde benzer
bir durumda başka bir kişinin gördüğü, görmüş olduğu veya göreceği muameleye kıyasla
60
daha zararına bir muamele görmesidir. Doğrudan ayrımcılıktan söz edilebilmesi için,
benzer durumlardaki kişilerin gördükleri muamelede, belirlenebilir bir özelliğe dayalı bir
farklılık olmalıdır (Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı ve Avrupa Konseyi, 2010, s. 22).
Bir kişinin etnik kökeninden dolayı sözlü istismara ya da şiddete uğraması doğrudan
ayrımcılık örneğidir.
“Dolaylı ayrımcılık”, farklı durumlarda olan kişilere aynı şekilde muamele edilmesidir.
Burada kişiye uygulanan muamele farklı değildir ama sonuçları farklıdır ve farklı
özelliklere sahip insanlar tarafından farklı şekilde hissedilecektir. Tarafsız gibi görünen bir
düzenleme, ölçüt veya uygulama belli özelliklere sahip kişileri başkalarına kıyasla belirli
bir dezavantaj içine sokuyorsa orada dolaylı ayrımcılık meydana gelmektedir (Avrupa
Birliği Temel Haklar Ajansı ve Avrupa Konseyi, 2010, s. 29). Örneğin, iş ilanlarında yer
verilen ‘seyahat engeli olmamak’ ölçütü, tüm başvuranlara uygulanmaktadır. Ancak, bu
ölçüt erkeklere kıyasla kadınları daha olumsuz etkileyebilir. Ya da bu ölçütü gören engelli
bir birey, işe başvurmayı düşünmeyebilir. Söz konusu ilanla amaçlanan, gerçekten şehir
içinde ve dışında pazarlama yapacak ve bu nedenle sürekli seyahat edecek bir kişi istihdam
etmekse, bu ölçüt meşrudur ve dolaylı ayrımcılık yoktur. Ama eğer, çoğunlukla masa
başında yapılacak bir işse ve senede bir veya iki kere fuarlara gidilmesini gerektiriyorsa,
yani seyahat işin asli bir unsuru değilse, o halde bu ölçüt, gereksiz yere kadınları ve
engellileri işe başvurmaktan alıkoyduğu için dolaylı ayrımcılık teşkil etmektedir (Gül,
2012, s. 124-125).
“Taciz”, bir kişinin haysiyetini zedelemek niyetiyle veya bu etkiye yol açacak şekilde;
korkutucu, düşmanca, aşağılayıcı, onur kırıcı veya rencide edici bir ortam yaratmak
niyetiyle veya bu etkiye yol açacak şekilde; korunan bir temel ile ilgili arzu edilmeyen bir
davranış meydana gelmesidir (Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı ve Avrupa Konseyi,
2010, s. 31). Fazla kilo problemi olan bir öğrenciye sınıf arkadaşları tarafından lakap
takılması taciz örneğidir.
“Özel veya belirli tedbirler almama”, devletlerin, durumu önemli farklılık gösteren kişilere
farklı muamele etmemesidir (Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı ve Avrupa Konseyi,
2010, s. 35). “Makul uyumlaştırma yapmama” olarak da adlandırılmaktadır. Bireyin
farklılıklarından doğan ihtiyaçlarının olumlu yönde gözetilmesi gereken hallerde bunun
yapılmaması, yani herkese aynı muamelenin/kuralın/ölçütün uygulanması sonucu meydana
gelen ayrımcılık türüdür. Örneğin, tekerlekli sandalye kullanan bir banka çalışanının,
61
tekerlekli sandalye erişimi olan toplu taşıma aracının belli bir saatte geliyor olmasından
dolayı işe diğer çalışanlarla aynı saatte başlayamaması ve bankanın bu kişiye istisnai bir
uygulamada bulunmaması makul uyumlaştırma yapmamak suretiyle ayrımcılık teşkil
etmektedir (Gül, 2012, s. 126-127).
Ayrımcılığın teorik boyutları şunlardır:

Gruplararası eşitsizliğin hüküm sürdüğü modern toplumlarda, bazı gruplar diğerlerine
oranla daha baskındır, hâkimdir, güçlüdür. Baskın olan gruplar azınlık veya alt
konumlu
olarak
adlandırılabilecek
zayıf
grupları
damgalayabilmekte,
tanımlayabilmekte ve etiketlendirebilmektedir.

Damgalamayla birlikte baskın grup, azınlıktaki gruplarla ilgili kalıpyargılar
üretmektedir.

Kalıpyargılarla uğraşmak zordur çünkü kalıpyargılar doğruluk payı taşıyabilir. Ancak
kalıpyargılar bir grubun tüm üyelerini aynılaştırmakta, insanları bireysel niteliklerinden
soyutlayarak damgalanmış bir grubun üyesi haline getirmektedir. Bu da birçok alanda
ayrımcılığa neden olmaktadır.

Baskın gruplar da azınlıktaki gruplar da homojen değildir. Her grupta olumsuz
özelliklere sahip insanlar olabilir.

Damgalanmış gruplar, kendileriyle ilgili kalıpyargılara uygun davrandığında ayrımcılık
gibi sorunlar toplumsal bir mesele haline gelmez.

Baskın grupların kaynaklar üzerindeki hâkimiyetini ve konumunu meşrulaştıran pek
çok meşrulaştırıcı ideoloji bulunmaktadır.

İnsanlar birden fazla gruba ait olabilir. Bu nedenle baskın ve azınlıktaki gruplararası
ilişkiler tek boyutlu değildir. Bir grup karşısında baskın olan biri, başka bir grup
karşısında alt konumda olabilir.

Azınlıktaki grupların damgalanma sürecine karşı yürüttüğü stratejiler vardır. Bu
stratejiler damganın görünür olmasına ya da olmamasına göre değişebilir. Kendilerini
gizleyip, ikili bir hayat yaşayabilir ya da damgaya sahip çıkıp, ona statü kazandırma
mücadelesi verebilirler (Çayır, 2012, s. 11-13).
Barış eğitimi kapsamında, doğrudan ayrımcılık ve dolaylı ayrımcılık tanımlarından yola
çıkarak yeni bir tanım yapmak gerekirse, ayrımcılık; bir kişinin veya grubun sahip olduğu
özellikler nedeniyle, benzer bir durum karşısında diğerlerinin gördüğü muameleye kıyasla
zararına bir muamele görmesi ya da farklı özellikte olan bir kişiye veya gruba diğerleriyle
62
aynı şekilde muamele edilmesi sonucu belirli bir dezavantaj yaratılması şeklinde ifade
edilebilir.
Şiddet
Şiddet dünyanın her yerinde, farklı şekillerde karşımıza çıkan bir olgudur. TDK (2015)
tarafından şiddet: (1) Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik, (2) Hız, (3) Bir
hareketten doğan güç, (4) Karşıt görüşte olanlara kaba kuvvet kullanma, (5) Kaba güç, (6)
Duygu veya davranışta aşırılık şeklinde tanımlanmaktadır. WHO tarafından şiddet, kişinin
kendisine, bir başkasına, bir gruba veya topluma karşı; ölüm, yaralanma, psikolojik zarar,
gelişim bozukluğu ya da yoksunluk ile sonuçlanan veya sonuçlanma ihtimali yüksek olan
fiziksel güç kullanımı ya da tehdidi olarak tanımlanmaktadır (WHO, 2002b, s. 5). WHO
raporunda (2002b, s. 6), kendine yöneltilmiş şiddet, kişilerarası şiddet ve kolektif şiddet
olarak adlandırılan üç farklı şiddet türü ele alınmaktadır.

Kendine Yöneltilmiş Şiddet
İntihar davranışı ve kendine zarar verme olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. İntihar
davranışı; intihar düşüncesini, intihar teşebbüsünü ve gerçekleştirilen intiharı içermektedir.
Kendine zarar verme ise kendini yaralama, sakatlama gibi eylemleri içermektedir.

Kişilerarası Şiddet
Aile ve yakın kişilerden kaynaklanan şiddet ile toplum şiddeti olmak üzere iki gruba
ayrılmaktadır. Aile ve yakın kişilerden kaynaklanan şiddet, genellikle aile üyeleri ya da
yakın ilişkide olunan kişilerle ilgili olan ve çoğunlukla evde karşılaşılan şiddet türüdür.
Çocuk istismarı, eş ya da yakın ilişkideki kişiyle ilgili olan şiddet, yaşlı istismarı bu şiddet
türünün kapsamındadır. Toplum şiddeti, birbiriyle ilgisi olmayan, birbirini tanıyan ya da
tanımayan kişilerle ilgili olan ve çoğunlukla ev dışında karşılaşılan şiddet türüdür. Gençler
tarafından uygulanan şiddet, rastgele karşılaşılan şiddet eylemleri, tanıdık olmayan kişiler
tarafından gerçekleştirilen cinsel saldırılar, okul, iş yeri, hapishane ve bakımevlerindeki
şiddet ise bu şiddet türünün kapsamındadır.

Kolektif Şiddet
Sosyal, siyasal ve ekonomik şiddet olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Sosyal şiddet;
organize gruplar tarafından işlenen nefret suçları, terörist saldırılar ve suç örgütleri
tarafından işlenen suçlar gibi belirli bir sosyal gündem oluşturan eylemleri içermektedir.
63
Siyasal şiddet; savaş ve şiddetli çatışmaları, büyük gruplar tarafından yürütülen şiddet
eylemlerini içermektedir. Ekonomik şiddet; ekonomik kazanç elde etmek için yürütülen,
ekonomiye zarar veren, temel hizmetlere ulaşımı engelleyen, ekonomik bölünme ve
parçalanmaya neden olan saldırıları içermektedir.
Sezer (2013, s. 110), şiddet olaylarının tüm toplumlarda değişik boyutlarda görüldüğünü
ifade etmektedir. Şiddet, aile içinde, kadına yönelik, çocuğa yönelik, sporda ve iş
ortamında (mobbing) olduğu gibi toplum içindeki bireyler arasında görüldüğü kadar; farklı
etnik, dini, sosyal, siyasi, hatta sportif faaliyetlerle ilgili gruplar arasında ya da
uluslararasında da görülebilmektedir. İnsanlar anne-babalarından, arkadaşlarından,
öğretmenlerinden, kültürel normlardan, sosyal kurumlardan ve kitle iletişim araçlarından
şiddet davranışını öğrenmektedir (Harris ve Morrison, 2013, s. 17). Uluslararası Stratejik
Araştırmalar Kurumu (USAK) tarafından yayınlanan raporda (2012, s. 22) şiddet türleri;
fiziksel, sözlü-duygusal-psikolojik, cinsel ve ekonomik açılardan ele alınmıştır. Fiziksel
şiddet; vurma, tokat atma, itme, kol bükme, herhangi bir aletle yaralama, sağlıksız
koşullarda yaşamaya zorlama gibi kişiye fiziksel olarak zarar vermeyi amaçlayan
hareketleri içermekte ve öldürmeye kadar uzanan geniş bir kapsama alanı bulunmaktadır.
Sözlü-duygusal-psikolojik şiddet ise aşağılama, hakaret etme, dalga geçme, karar verme
hakkına engel olma, başkaları ile karşılaştırma, kişisel gelişimine engel olma, aileyle,
arkadaşlarla konuşma hakkını elinden alma, özgürlükten yoksun bırakma, ekonomik veya
sosyokültürel üstünlük belirtme gibi davranışları içermektedir. Cinsel şiddet, cinsel
istismarla ilgili konuları kapsamaktadır. Bir diğer şiddet türü olan ekonomik şiddet ise
zorla çalıştırılma, çalışmaktan alıkonulma, kişisel mal varlığının izinsiz kullanımı gibi
konuları içermektedir.
Galtung (1969, s. 168), şiddeti öncelikle kişisel ve yapısal olarak ele almıştır. Şiddetin ve
barışın genişletilmiş kavramlarını ortaya koymuştur. Barış, en basit haliyle şiddetin
yokluğu anlamına gelmekteyken, şiddet ise insanların gerçek bedensel ve zihinsel
gerçekliklerinin, potansiyellerinin altında kalması sonucu zarar görmesidir. Şiddet
kavramındaki anahtar sözcükler “gerçek” ve “potansiyel”dir. Şiddetin nedeni, bu ikisi
arasındaki farktır. Mevcut yapıların içinde de şiddet barınmaktadır ve bu şiddet, “yapısal
şiddet” kavramını doğurmuştur. Buradan hareketle Galtung (1969 s. 169-174), “doğrudan
şiddet”, “yapısal şiddet” ve “kültürel şiddet” olmak üzere şiddetin üç türünü
açıklamaktadır. Doğrudan şiddet, belirli bir özne tarafından uygulanan fiziksel şiddeti
64
içermektedir. Doğrudan şiddeti engellemek, diğer şiddet türlerini engellemekten daha
kolaydır. Doğrudan şiddet, diğer şiddet türlerinden beslenmektedir. Yapısal şiddet, temel
insani ihtiyaçların, gerçekte mümkün olanın altında bir düzeyde karşılanmasına neden
olmaktadır. Yapısal şiddet, doğrudan fiziksel zarar vermeyi hedeflemez ancak doğrudan
şiddetten daha yıkıcı sonuçlar meydana getirebilir. Güç ve fırsat eşitsizliği, bölgeler arası
gelir dağılımlarındaki eşitsizlik, yeterli miktarda yiyecek varken aç kalan veya hastane
varken tedavi olamayan insanlar yapısal şiddetin varlığına işarettir. Şiddet doğrudan,
fiziksel bir çatışmadan daha fazlasıdır. Bu nedenle sadece savaş alanlarında değil, aynı
zamanda hayatı sınırlayan koşullar, sivil haklar, sağlık, kişisel özgürlük ve kendini
gerçekleştirme aracılığıyla açıklanmalıdır. Çünkü yapısal şiddet, zenginliğin ve gücün
istismar edildiği, başkalarının ezildiği veya adalet standartlarını onanmadığı durumlarda
varlığını sürdürecektir (Harris ve Morrison, 2013, s. 14). Kültürel şiddet, insanın
varoluşunu ve toplumsal kimliğini oluşturan din, ideoloji, dil, popüler kültür ve
propaganda, sanat ve bilimin kullanımı gibi sembollerle ilgilidir. Kültürel şiddet, doğrudan
veya yapısal şiddeti meşrulaştıran kültürel özellikleri kapsamaktadır (Galtung, 1996, s. 31).
Galtung’un şiddet ve barış görüşleri arasındaki ilişkiyi açıklayan “Şiddetin ve Barışın
Genişletilmiş Kavramları” Şekil 8’de gösterilmektedir.
ŞİDDET
Kişisel
Yapısal
(Doğrudan)
(Dolaylı)
Yapısal şiddetin
yokluğu ya da
POZİTİF BARIŞ
Kişisel şiddetin
yokluğu ya da
NEGATİF BARIŞ
BARIŞ
Şekil 8. Şiddetin ve Barışın Genişletilmiş Kavramları. (Galtung, 1969, s. 183).
65
Şiddetsizlik eğitimi medyaya, eğlence sektörüne, siyasete, milli politikaya, okullara,
topluma ve aile içine yansıyan şiddet kültürüne karşı mücadelede yardımcı olmaktadır
(Harris ve Morrison, 2013, s. 13).
Savaş
TDK (2015) tarafından savaş: (1) Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri
silahlı mücadele, harp, cenk, cidal, (2) Uğraşma, kavga, mücadele, (3) Bir şeyi ortadan
kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele şeklinde tanımlanmaktadır. Türkiye
Cumhuriyeti Seferberlik ve Savaş Hâli Kanunu (1983, madde 3)’nda savaş, devletin
bekasını temin etmek, milli menfaatleri sağlamak ve milli hedefleri elde etmek amacıyla,
başta askeri güç olmak üzere devletin maddi ve manevi tüm güç ve kaynaklarının hiçbir
sınırlamaya
tabi
tutulmadan
kullanılmasını
gerektiren
silahlı
mücadele
olarak
tanımlanmaktadır. Savaş, düşmanın iradesini kırmak ve tarafların kendi iradesini egemen
kılmak amacıyla kullanılan örgütlü şiddettir (Akad, 2011, s. 9). Savaşla ilgili tanımlamalar
şöyle sıralanmaktadır:

Uyuşmaları zorlama yollarına başvurarak çözmek.

Düzenli topluluklar arasındaki silahlı ve kanlı çarpışma.

Sosyal ve politik bir fenomen.

Politik düşüncenin anlatılması için enerjik bir vasıta.

Ulusların dış sorunlarını çözmek için haklı veya haksız, zamanlı veya zamansız
başvurmaya mecbur kaldıkları bir hareket (Bayat’tan aktaran Aktaş, 2012, s. 10).
Mustafa Kemal Atatürk’ün savaşla ilgili düşünceleri, onun barışı teşvik eden önemli bir
lider olduğunun göstergesidir. Atatürk’ün 16 Mart 1923’te Adana çiftçileriyle yaptığı
konuşma, savaşa ilişkin düşüncelerini özetlemektedir. Atatürk bu konuşmasında şöyle
söylemiştir:
Behemehal şu ve bu sebepler için, milleti harbe sürüklemek taraftarı değilim. Harp zarurȋ ve
hayatȋ olmalı. Hakikȋ kanaatim şudur: Milleti harbe götürünce vicdanımda azab
duymamalıyım, öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmiyeceğiz” diye harbe girebiliriz. Lâkin, hayatı
millet tehlikeye maruz kalmayınca, harb bir cinayettir (Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu, 2006, s. 305).
66
İnsanlığın ilk savaşlarından günümüze kadar dünyada çok çeşitli savaşlar görülmüştür.
İstila savaşları, hanedan savaşları, sömürge savaşları, din savaşları, kurtuluş savaşları,
devrim savaşları siyaset bilimi açısından ilginç bir savaş tipolojisi oluşturmaktadır. Ayrıca,
modern savaş literatüründe “psikolojik savaş”, “soğuk savaş”, “sıcak savaş”, “haklı savaş”,
“dolaylı savaş”, “sınırlı savaş”, “az gerilimli savaş”, “örtülü savaş”, “gerilla savaşı” gibi
savaş türleri de bulunmaktadır (Dâver, 1992, s. 183-184).
Kester
(2010),
savaşı
ortadan
kaldırmayı
öğrenme
modeliyle
barış
eğitimini
ilişkilendirmiştir. Bu model dört aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar şunlardır:
1. Çatışmaların Temel Nedeni/Barış Kültürü
2. Uluslararası İnsani ve İnsan Hakları Hukuku ve Kurumları
3. Çatışma Önleme, Çözme ve Dönüşümü
4. Küresel Silahsızlanma ve Güvenlik
Bu modelin kavramsal çerçevesi, savaş kültürünün özünde şiddet; barış kültürünün özünde
de şiddetsizlik ve uluslararası anlayış olduğuna dayanmaktadır. Bu kavramsal çerçeve,
küresel adaletin korunmasında, barış inşa edilmesinde, barış kültürü yaratmak için yaşam
tarzı ve davranış değişikliği oluşturulmasında uluslararası hukukun rolü ile ilişkilidir. Bu
çerçeveden bakıldığında barış eğitimi, savaşın ortadan kaldırılmasının eğitimidir. Bu
eğitim, barışın oluşturulmasında kişilik ve şiddetin kesişimi ile ulusal güvenlik, silah
sanayisi ve militarizm yerine ihtiyaçlar ve sosyal refah açısından insan güvenliğinin
yeniden tanımlanmasıdır (Kester, 2010).
Çatışmaları ve savaşları daha iyi anlayabilmek ve değerlendirebilmek için tarihte iz
bırakmış ve bir bakıma dönüm noktası olmuş savaşların tarihçesine çok genel bir
çerçevede değinmek faydalı olacaktır.
İlk kavganın, ilk insanla başladığı Musa’nın birinci kitabının dördüncü bölümünde şu
şekilde anlatılmaktadır:
…Ve Âdem, karısı Havva’yı bildi. Havva gebe kalıp Kabil’le Habil’i doğurdu. Kabil çiftçi,
Habil çoban oldu. Günler geçti. Kabil, Tanrı’ya toprağın ilk ürünlerini sundu. Habil de sürünün
ilk ürünlerini. Tanrı, Habil’in armağanını aldı, Kabil’in armağanına bakmadı. Kabil çok
öfkelendi ve kırda karşılaşınca kardeşi Habil’i öldürdü (Hançerlioğlu, 2010, s. 114).
67
Archer, Ferris, Herwig, ve Travers (2006) tarafından belirtildiği üzere savaşın kökenleri
halen gizemini korumaktadır. Savaşın ilk olarak göçebe avcı gruplar arasında ortaya çıktığı
belirtilmektedir. Avcılar, ilk savaş aleti olarak paleolitik çağda mızrak; neolitik çağda yay,
ok ve sapan kullanmışlardır. Neolitik dönemin başlarına ait mağara resimlerinde daha
örgütlü savaş izlerine rastlanmıştır. Avcılıkla savaş arasındaki ilişkiye dair en güvenilir
kaynaklar hem av hem de askerliği bir arada bulunduran Hanedan Avları ya da Büyük Av
Oyunları gibi törenlerdir. Genel kabul görmüş olan bir fikre göre ilk savaş, milattan önce
(MÖ) 6500’de Batı Asya’da, avcı-toplayıcı gruplar ile yerleşik yaşama geçen insanlar
arasında çıkmıştır. Bu çatışmanın sebebinin, köylerdeki yiyecek ve malların gezici avcıtoplayıcı gruplar tarafından yağmalanması olduğu söylenmektedir. Bir başka fikir ise,
örgütlü savaşın daha geç bir dönemde ve nüfusun artışıyla beraber yeni toprak ihtiyacından
dolayı ortaya çıktığı yönündedir. MÖ 3200’lerde Sümerlerle savaşlar bireysel kahramanlık
eylemleri olmaktan çıkarak, çok daha sistemli ve düzenli bir hale gelmiştir. Antikçağ
imparatorluklarının savaşa yaklaşımında kendilerine özgü yapıları, ekonomik ve coğrafi
koşulları ve dış tehditler etkili olmuştur. Örneğin, Mısır Hititler, Hyksoslar ve Deniz
Halkları gibi dış tehditlerle karşı karşıyayken; Asur ticaret yollarını ve maden yataklarını
denetim altında tutmak zorunda kalmış; İran büyük ordular kurmuş; Hindistan büyük bir iç
savaşa sahne olmuş; Çin ise birliğini sağlama yolunda mücadele vermiştir (Archer vd.,
2006). Antikçağ imparatorluklarında savaş ve barıştan bahsedildiğinde akla ilk gelen
Kadeş Savaşı ve Kadeş Barış Antlaşması olmaktadır. Bu antlaşma, Mısır Krallığı
tarafından tarihte en uzun süre iktidarda kalan krallardan biri olan II. Ramses ile Hitit
Krallığı tarafından III. Hattuşili’nin başında bulunduğu iki büyük devlet arasında MÖ
1259’da yapılmış olup tarihin ilk yazılı antlaşması olması bakımından önemlidir (Yiğit,
2009, s. 103).
Klasik dönemde Batı’da savaş için insan gücü ve paranın askeri önemi değişim
göstermiştir. İnsan gücü terimi, nüfusun azınlıklar, kadınlar, yabancılar ve köleler
haricindeki savaşabilir durumda olan bölümünü ifade etmektedir. Yunanistan’da, 500,000
kişilik nüfusa sahip Atina, 20,000 kişilik vatandaş ordusu kurabilirken, iki büyük kara gücü
olan Thebes ve Sparta’nın orduları 10,000 kişiyi geçmemektedir. Üstelik Yunan
ordularının hizmet süresi de uzun değildir. Bunun aksine, Kartaca ve Helen
imparatorlukları yıllarca 100,000 asker besleyebilirken, Roma Cumhuriyeti bu rakamı
350,000 lejyonere çıkarmıştır. Silahlı gücün böylesine artışı, politikanın bir sonucudur
68
(Archer vd., 2006, s. 65). Şehir devleti olarak başlayan ve dünya imparatorluğu haline
gelen Roma’nın dünya tarihinde önemli bir yeri vardır. Büyük İskender’in sahip olduğu
Makedonya Krallığı parçalandığında, Roma Devleti, İtalya’nın tamamını siyasi bir çatı
altında toplamıştır (Karaköse, 2009, s. 209). Roma Cumhuriyeti ile Kartaca İmparatorluğu
arasındaki Pön Savaşları tarihte iz bırakmıştır. Kartacalı General Hannibal ve Romalı
komutan Fabius’un izledikleri stratejiler tarihte pek çok olayda izlenmiştir. Jean-Jacques
Rousseau, Toplum Sözleşmesi’nde şöyle demektedir:
…Hıristiyan cumhuriyetinizi Sparta ya da Roma’nın karşısına çıkardınız diyelim: Sofu
Hıristiyanlar daha akıllarını başlarına toplamaya kalmadan yenilecek, ezilip darmadağın olacak
ya da düşmanlarının kendilerini adam yerine koymaması sayesinde canlarını kurtaracaklardır.
Fabius’un askerlerinin ettiği yemin tam benim istediğim gibi bir yemindi; ya ölür ya yeneriz
diye değil, muzaffer döneceğiz diye yemin ettiler; yeminlerini de tuttular (Rousseau, 2014, s.
132).
Hunların tarih sahnesine çıkışı Romalılar ve Gotlar için korkutucu olmuştur. Dördüncü
yüzyıl yazarı olan Ammianus’un Hunlar hakkında verdiği bilgi dikkat çekicidir:
…aniden küçük gruplara bölünür (her biri ayrı bir kabile) ve saldırırlardı, dağınık düzende her
an her yönden saldırıp hasımlarını yok ederlerdi; olağanüstü şekilde hızlı olduklarından, bir
mevziiye ya da kampa saldırdıklarında gereken tedbiri almaya zaman olmazdı. Bu yüzden hiç
düşünmeden, onlara savaşçıların en korkuncu diyebilirim. Uzak mesafeden, keskin kemik uçlu
oklarla saldırırlar (atlı okçu)… ardından açılan gediklerden hücum edip yaşamlarını hiçe
sayarak ellerinde kılıç düşmana dalarlar. Kement kullanarak hasımlarını hareketsiz hale getirir
ve kaçmalarını ve savaşmalarını engellerler (Archer vd., 2006, s. 106).
Önemli Türk hükümdarlardan biri olan Attila’nın gücü Attila Destanı’nda; “O,
doğduğunda gök yarılmış, yer delinmişti. Asya’dan batıya doğru göç ederken dünyaya
gözlerini açan bu çocukta halk ilahi bazı hikmetlerin olduğuna bu suretle inanmışlardı”
şeklinde ifade edilmektedir (Gömeç, 2006, s. 306). Beşinci ve altıncı yüzyıllara,
Ostrogotlar ve Vizigotlar, Anglolar, Saksonlar ve Jutlar, Vandallar, Burgundlar,
Lombardlar ile Franklar’ın savaşları damga vurmuştur. Roma’nın dağılışıyla, halefi olan
Bizans İmparatorluğu, disiplinli bir ordu kurmuş ve geniş topraklarını korumak adına etkili
bir savunma stratejisi uygulamıştır (Archer vd., 2006). Bizans, Müslüman Araplarla
denizlerde savaş yapmadan önce güçlü bir donanmaya sahip değildi. Müslümanlara karşı
üstünlük sağlayabilmek için donanma yeniden yapılandırılmıştır (Karaköse, 2009, s. 239).
Yedinci yüzyılda Arap yayılmacılığı söz konusudur. Dinsel öğretilerin barışı destekleyen
niteliği tartışılmaz. İslam dininin de evrensel mesajı sevgi ve barıştır. Ancak Kur’an’ın,
69
inançla savaş arasındaki ilişkisi göz ardı edilemez. Haçlı Seferleri, ortaçağdaki Avrupa
savaşlarının sembolü olmuştur (Archer vd., 2006). On üçüncü yüzyılda dünyanın kültürel
dengesi, Cengiz Han ve ardıllarının istilasıyla en büyük noktasına varan, Türk ve Moğol
kavimlerinin Avrasya steplerinden çevreye doğru yayılmalarıyla, köklü bir biçimde
etkilenmiştir. Osmanlı Türklerinin on dördüncü yüzyılın başında kurdukları devlet, on
altıncı yüzyılın sonuna gelindiğinde tüm Ortadoğu ile Kuzey Afrika, Anadolu, Balkanlar
ve Doğu Avrupa’nın büyük bir bölümünü egemenliği altına almıştır (Sander, 2009).
Avrupa, küresel eylemde bulunmaya başladıktan sonra daha militan, örgütlenmiş,
silahlanmış ve saldırganlaşmıştır. On altıncı yüzyıla önce Portekiz, sonra İspanya’nın
dönemi demek yanlış olmayacaktır. Artık Avrupa’nın ateşli silahlar ve deniz gücüyle
desteklenen ilk sömürge imparatorluğu kurulmuştur. Ulus duygusunun yol açtığı ulusdevlet denen olgunun siyasal bir birikim olarak ortaya çıkışı savaş teknolojisindeki
gelişmeler ve topun bulunmasıyla olmuştur. Ordunun arkasında bulunan ulus desteği, top
ve tüfek, sürekli ordu anlayışını doğurmuş ve Otuz Yıl Savaşları ilk kez böyle orduların
mücadelesine sahne olmuştur. On yedinci yüzyıl Hollanda’nın, on sekizinci yüzyıl
Fransa’nın başatlığını vurgulamaktadır. On dokuzuncu yüzyılda ise İngiltere denizlere
egemen olarak başat güç statüsüne yükselmiş ve buna karşı Almanya’nın meydan okuması,
yirminci yüzyılda iki dünya savaşına yol açmıştır (Sander, 2009). Fransız Devrimi ve
Napolyon savaşları, savaşların yapısını ebediyen değiştirmiştir. Sınırlı katılım ve hedeflere
sahip geleneksel savaşlar tarihe karışmıştır. Vatanseverlik duygusu, kitlesel asker alımı,
artan hareketlilik ve endüstriyel ve bilimsel gelişmelerle donanmış Fransız Devrim
orduları, eski rejim ordularını savaş alanlarından silip süpürmüştür (Archer vd., 2006).
Çeliğin yaygın olarak kullanılmaya başlanması, en çok savaş sanatını değiştirmiştir.
Makineli tüfekler ve uzun menzilli toplar ülkelerin birbirine verebileceği zararı tahmin
edilmeyecek ölçüde artırmıştır. Demiryollarının ulaşımda sağladığı hız ve telsiz telefonun
bulunması orduları daha da güçlü hale getirmiştir. Bunların sonucu olarak, bir ordunun
belirli bir yeri işgali kolaylaşmış ve hızlanmıştır. Askerlik alanındaki bu gelişmeler, Birinci
Dünya Savaşı’nın çıkmasında, kitle savaşı niteliği almasında ve yıkıcılığında son derece
etkili olmuştur (Sander, 2009, s. 240).
Birinci Dünya Savaşı, bir geçiş dönemi savaşıdır. Siper savaşları sırasında verilen ağır
kayıplar ve yaşanan dehşet tüm batı dünyasını derinden etkilemiştir. Bu trajedi, savaşa
neden olan sorunların hiçbirini çözmemekle beraber, daha büyük bir savaşın çıkması için
70
zemin oluşturmaktan başka bir işe yaramamıştır (Archer vd., 2006, s. 462). Birinci Dünya
Savaşı, tam bir Avrupa savaşıyken, İkinci Dünya Savaşı ise yeryüzünün küreselleşmesi
süreci içinde, dünyanın tüm köşelerine yayılmıştır. Uçak gemileri büyük zırhlıları gölgede
bırakmıştır. Savaş, Pasifik bölgesinde iki atom bombasının patlatılmasıyla bitmiştir. Her
iki savaş sonucunda da Amerika’nın gücü artmıştır. Birincisinden sonra ilk uluslararası
örgüt olan Milletler Cemiyeti, ikincisinden sonra onun bir devamı sayılabilecek Birleşmiş
Milletler kurulmuştur. 1917’de kurulan Sovyetler Birliği, 1945’te dünya çapında devlet
durumuna gelmiştir (Sander, 2007). 1980’lerde Batı Bloku ile girdiği silahlanma
yarışından yenik ayrılan Sovyetler Birliği, 25 Aralık 1991’de yerini Bağımsız Devletler
Topluluğu’na bırakmıştır. Savaşların kısa tarihçesi göz önüne alındığında, barışı ve barış
eğitimini teşvik edici yönler bulunduğu gibi barış eğitiminde kötü örnek olarak
gösterilebilecek pek çok yönün bulunduğu da görülmektedir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin üçüncü maddesi şöyle der:
“Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır” (UNICEF, 2015). Ancak tüm
gerçekliği ve vahşetiyle, binlerce insanın ölümüne neden olan savaşlar hala devam
etmektedir. Bunlardan en çok ses getirenler, 2010’da Arap Baharı adı ile başlayan, Tunus,
Mısır, Libya, Yemen, Suriye ve Bahreyn’deki silahlı hareketler ile İsrail-Gazze savaşı
olmuştur. Bu savaşlarda çok sayıda sivil ve çocuk hayatını kaybetmiştir. Kalıcı bir barış
sağlanamadığından halen pek çoğunun yaşamı tehlike altındadır. Barış, uluslararasında
olağan bir hal, genel savaş ise olağan dışı bir haldir. Tüm ulusların taraf olduğu genel savaş
hali, görgül bir gerçeklik oluşturmadığı gibi; mutlak barış da görgül bir gerçeklik
oluşturmaz. Savaş halinde, barış alanları olabileceği gibi barış halinde de savaş cepheleri
olabilir. Uluslararası alan, ne mutlak bir barışın ne de herkesi kapsayan genel bir savaşın
tanığıdır. Barışın da savaşın da yeryüzündeki dağılımı hep göreceli olmuştur. Aynı zaman
diliminde, bazı coğrafya kesitleri barışı yaşarken, bazıları da savaş çilesi çekebilir (Oktay,
2012, s. 73). Keegan (2007, s. 483) tarafından belirttiği üzere, siyaset devam edecektir ama
savaşlar sürüp gidemez. Bu, savaşçıların rolünün bittiği anlamına gelmez. Savaşçılar
uygarlığın düşmanları değil, bekçileri olmalıdır. Irk ayrımcılığına, yerel isyancılara,
ideolojik uzlaşmazlıklara, yağmacılara ve uluslararası organize suç örgütlerine karşı
uygarlığı savunmak adına mücadele etmelidirler. Barış dolu bir dünyada yaşamak için,
barış stratejilerinden biri olan barış eğitiminin rolü çok önemlidir. Her türlü çatışmanın
çözümünde şiddete başvurmadan uzlaşma sağlanmalıdır. Barış eğitimini savaşların
71
nedenini, sonucunu ve önemini anlamak ya da şiddetin veya çatışmaların çözümü olarak
düşünmek yetersiz kalacaktır. Barışçıl bir dünyanın temeli insan hakları ve vatandaşlık
eğitimi, demokrasi eğitimi, küresel eğitim, çokkültürlülük, değerler eğitimi ve çevre
eğitimi ile bütünleşmiş ve içselleştirilmiş bir barış eğitimine dayanmalıdır.
İlgili Araştırmalar
İlgili araştırmalar kapsamında barış eğitimi ve barış eğitimi algısı ile ilişkili olarak yurt
dışında ve yurt içinde yapılan bazı araştırmalara yer verilmiştir.
Barış Eğitimi ile İlgili Yurt Dışında Yapılmış Bazı Araştırmalar
Cooper (1965) tarafından yapılan “Savaş Kavramının Gelişimi” isimli araştırmada, savaş
kavramının nasıl yapılandırıldığı ortaya konmaktadır. Somut işlemler dönemindeki
çocuklarla soyut işlemler dönemindeki çocukların savaş ve barış algısı farklılaşmaktadır.
Yedi yaşındaki bir çocuğun “savaş” söylemi, “iyilik timsali” ve “kötü adam” ile
ilişkiliyken, savaşı başlatan taraf olmadığın sürece bir sorun görülmemektedir. Bu açıdan
bakıldığında, “iyilik timsali” olan kişi savaş başlatmaz, sadece savaşa katılır, çünkü eğer
katılmazsa hiçbir şey yapmamış olur.
Alvik (1968) tarafından yapılan “Öğrencilerde Çatışma, Savaş ve Barış Görüşünün
Gelişimi: Norveç’te Bir Durum Çalışması” isimli çalışmada, Piaget’in gelişim dönemlerine
göre çocuklarda “savaş” ve “barış” kavramlarının oluşumu incelenmiştir. Farklı
sosyoekonomik düzeyden seçilen 8, 10 ve 12 yaş grubundan 114 öğrenciyle görüşmeler
yapılmıştır. Görüşmeler sonucunda öğrencilerin savaş hakkında barıştan daha fazla bilgi
sahibi olduğu görülmüştür. Her iki kavramın da somut yönlerine odaklanılmıştır. Savaş ve
barışa ilişkin akıl yürütme yeteneğinin somut yönler arasında soyut yönlere kıyasla daha
gelişmiş olduğu ortaya çıkmıştır. Savaş ve barışın somut yönleri sosyoekonomik düzeyle
ilişkili bulunmuştur.
Rosell (1968) tarafından yapılan “Çocukların Savaş ve Barışa İlişkin Görüşleri” isimli
araştırmada, 200 çocuğun savaş ve barış hakkındaki görüşleri sosyolojik açıdan
değerlendirilmiştir. Veriler siyasal toplumsallaşmaya
katılımın erken başladığını
göstermektedir. Sonuçlara bakıldığında algılanan savaş boyutları olumlu olarak “savaş
72
süreçleri” ve olumsuz olarak da “savaş sonuçları” ile ilişkilidir. Çocukların yaşla beraber
savaşın somut yönleri hakkında daha az, sonuçları hakkında daha fazla düşünerek
sosyalleşebilecekleri savunulmaktadır. Kadınların erkeklere kıyasla savaş süreci hakkında
daha fazla, savaşın sonucu hakkında ise daha az düşündükleri görülmüştür. Barış
kavramının tüm yaş grupları tarafından savaşın olumsuzu şeklinde ya da durgunluk,
sessizlik gibi algılandığı ve bütünleşme yolunda bir süreç olarak algılanamadığı tespit
edilmiştir. Bu da çocukların barışı “negatif barış” olarak algıladıklarını göstermektedir.
Haavelsrud (1970) tarafından yapılan “Batı Berlin’deki Devlet Okullarında Öğrencilerin
Savaş ve Barışa İlişkin Görüşleri” isimli çalışmada, yaşa, cinsiyete ve sosyoekonomik
düzeye göre bazı uluslararası yönelimler arasındaki ilişkileri açıklamak ve elde edilen
verileri İngiltere, Japonya, Norveç ve İsveç’te yapılan önceki araştırma bulgularıyla
karşılaştırmak amaçlanmıştır. Batı Berlin’deki bir devlet okulunda yaşları 10, 12, 15 ve 17
olan 565 öğrenciye anket uygulanmıştır. Öğrencilerin yüzde 76’sı İkinci Dünya Savaşı’nda
Müttefik Devletler Blokunu, yüzde 7’si ise Mihver Devletler Blokunu daha haklı
bulduklarını ifade etmiştir. Bunlar arasından ilk gruptaki öğrencilerin yüzde 81,6’sı ve
ikinci gruptaki öğrencilerin sadece yüzde 2,4’ü kararlarını gerekçelendirerek tutarlı
olabilmiştir. Savaş ve barış kavramlarının anlamına, savaşın önlenmesine ve nedenlerine
ilişkin açıklamalar büyük yaş grubundakiler tarafından, yüksek sosyoekonomik düzey ve
siyasete olan ilgiye göre ve kadın öğrenciler tarafından daha tutarlı bulunmuştur. Ayrıca
öğrenciler ailesini, şehrini, memleketini veya müttefiklerini tehdit eden bir durumun bir
savaş başlatmaması gerektiğinin altını çizmiştir. Bu açıdan çalışma, önceki çalışmaların
bulgularını desteklememektedir.
Hakvoort ve Oppenheimer (1993) tarafından yapılan “Çocukların ve Ergenlik Çağındaki
Gençlerin Barış, Savaş ve Barış Stratejileri Algıları: Hollanda’da Bir Durum Çalışması”
isimli araştırmada, çocukların ve ergenlerin yaşa bağı olarak barış, savaş ve barış
stratejileri kavramlarına ilişkin değişen algılarını saptamak amaçlanmıştır. Bu amaçla bu
kavramlar, 8 ile 16 yaş arasında beş gruptan (8, 10, 12, 14 ve 16 yaş olmak üzere) oluşan
101 Hollandalı çocuğa yarı yapılandırılmış anket formuyla sorulmuştur. Araştırmanın
sonucu, 8-12 yaşındakilerin barış, savaş ve barış stratejilerine ilişkin maddi özelliklerle
ilgili somut kavramlar kullandıklarını; 14-16 yaşındakilerin barış stratejileriyle ilgili olarak
günlük bir bakış açısıyla baktıklarında kurallara dayalı soyut kavramlar kullandıklarını
göstermektedir.
73
Everett ve Price (1995) tarafından yapılan “Devlet Okullarında Şiddete Yönelik Öğrenci
Algıları: MetLife Anketi” isimli çalışmada, Amerikan devlet okullarında şiddete yönelik
olarak ortaöğretim öğrencilerinin algılarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışmaya 7-12.
sınıf öğrencilerinden oluşan 726 kişi katılmıştır. Öğrencilere anket uygulanmıştır.
Bulgulara göre her beş öğrenciden birinin yaşadığı yerde suç işlenmektedir. Akademik
başarısı düşük olan öğrencilerin şiddet eylemlerinde bulunma olasılığı yüksek çıkmıştır.
Erkeklerin üçte biri ile kadınların yüzde 7’si en az bir defa okula bir silah getirdiklerini
belirtmiştir. Her on erkek öğrenciden biri, bir öğretmeni tehdit ettiğini ifade etmiştir. Dört
öğrenciden biri şimdiye kadar ya da okul çevresinde şiddete maruz kaldığını açıklamıştır.
Sonuç olarak şiddetin disiplin, önleme ve eğitim yoluyla caydırılmasına bağlı olarak
okullarda güvenli bir ortam yaratılmasına ihtiyaç duyulduğu görülmüştür.
Cothran ve Ennis (1997) tarafından yapılan “Öğrenci ve Öğretmenlerin Çatışma ve Güç
Algıları” isimli araştırmada, lise öğrencilerinin ve öğretmenlerinin güç algılarını
belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmaya Amerika Birleşik Devletleri’nde büyük bir kentsel
okul bölgesi olan Grant County’deki üç liseden dört beden eğitimi öğretmeni ve onların
öğrencileri katılmıştır. Sosyal ve ekonomik değişimler, öğrencilerle karşılıklı güç
ilişkisinde birincil güç sahibi olan öğretmenlerin geleneksel görüşünü, öğrencilerle
öğretmenlerin öğrenme ortamının kontrolünü paylaşması yönünde değiştirmiştir. Veriler
gözlem ve görüşmeler yoluyla toplanmıştır. Öğretmenler ve öğrenciler sınıfta kendilerine
sunulan güç kaynaklarını kullanarak ilgi duyulan çatışmaları çözmek için çalışmıştır.
Araştırma sonucunda, hem öğretmenler hem de öğrenciler sınıfta bir çıkar çatışması
olduğuna inandıklarını dile getirmiştir. Öğretmenlerin güce verdiği değer eğitim
odaklıyken, öğrenciler ise eğitim dışı konularda daha fazla değer vermektedir.
Kostelny (1999) tarafından hazırlanan “Çocuklar Barış Hakkında Bize Ne Söyleyebilir?”
isimli çalışma, Hakvoort (1996)’un Sosyal-Bilişsel Gelişim Kuramına dayanmaktadır.
Çalışmada, çocukların ve ergenlerin barış ve savaş anlayışlarının yanı sıra barış
stratejilerine ilişkin bilgilere yer verilmektedir. Çocukların barış ve savaş konusunda nasıl
düşündükleri bağlamsal etkileriyle ele alınmıştır. Bu süreçte gelişimsel, sosyal, kültürel
faktörlerin ve cinsiyet faktörünün oynadığı rol de değerlendirilmiştir. Çalışma, çocuk
gelişimi ve barış konusundaki fikir karmaşasıyla ilgili kültürlerarası test edilebilir teorik bir
model sağlamaktadır. Ayrıca çocukların barış ve savaş hakkındaki görüşlerine de yeni bir
bakış açısı sunmaktadır.
74
McLernon ve Cairns (2001) tarafından yapılan “Siyasal Şiddetin İlköğretim Öğrencilerinin
Resimlerindeki Savaş ve Barış Görüntüleri Üzerindeki Etkisi” isimli araştırmada,
öğrencilerden savaş ve barışın resmini yapmaları istenmiştir. Araştırmaya siyasal ve
mezhepsel şiddetin çok ve az düzeyde görüldüğü Kuzey İrlanda’daki iki bölgeden ve
siyasal ve mezhepsel şiddetinin hiç görülmediği İngiltere’deki bir bölgeden olmak üzere üç
okuldan 181 öğrenci katılmıştır. Araştırmanın üç hipotez vardır. Bunlar: (1) Kuzey
İrlandalı öğrenciler, İngiliz öğrencilere kıyasla daha sık barış kavramını savaşın yokluğu
olarak tanımlamaktadır. (2) Kuzey İrlanda’da şiddetin çok görüldüğü bölgedeki öğrenciler
silah, asker, savaş faaliyetleri gibi somut örneklerle savaşı vurgulamaktadır. (3) Savaş
konusunda erkekler kadınlardan daha fazla bilgi sahibidir. Çizimlerdeki görüntülerin
analizi sonucu birinci ve üçüncü hipotez doğrulanmıştır.
Walker, Myers-Bowman, ve Myers-Walls (2003) tarafından yapılan “Savaşı Anlamak,
Barışı Görselleştirmek: Çocuklar Bildiklerini Çiziyor” isimli araştırmada YugoslavyaNATO çatışmasından sonra Amerika Birleşik Devletleri’ndeki çocuklardan toplanan
veriler değerlendirilmiştir. Amerika’nın Ortabatı eyaletlerindeki 56 çocuktan barış ve savaş
resmi yapmaları istenmiştir. Çocukların çizimlerinin ve beraberindeki sözlü ifadelerin
analizi sonucu barışa yönelik, kişilerarası ilişkiler olarak barış ve negatif barış şeklinde iki
kategori belirlenmiştir. Savaşa yönelik ise savaşmak faaliyeti, grup çatışması olarak savaş,
savaşın bir sonucu olarak ölüm, savaşa ilişkin olumsuz duygular ve savaş kurgusu şeklinde
beş kategori belirlenmiştir.
Spears (2004) tarafından yapılan “Özgürlüğün Çocukları: Beşinci Sınıf Öğrencilerinin
Kingian Şiddetsizlik Eğitiminin Etkilerine İlişkin Görüşleri” isimli doktora tez
çalışmasında, şiddetsizlik eğitimi çalışmalarının öğrencilerin inançlarını ve davranışlarını
nasıl etkilediğini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Bu amaçla beşinci sınıfta öğrenim gören
dokuz öğrenci ve yedi veli ile yaşam öyküsü yöntemi kullanılarak görüşmeler yapılmıştır.
Analizler sonucu veriler beşinci sınıf öğrencilerinin deneyimleri ile toplumsal ve kişisel
değişimler olmak üzere iki kategoride toplanmıştır. Buna göre, beşinci sınıf öğrencilerinin
deneyimlerinin üç ayrı aşaması vardır. Bunlardan birinci aşama kaygı ve endişedir. İkinci
aşamada sınıf ilişkilerinin inşası ve öğretmenle olan ilişkilerin yeniden düzenlenmesi söz
konusudur. Üçüncü aşamada şiddetsizlik içeren sınıf çalışmasının ardından yaşananlar
yansıtılmaktadır. Çalışma sonucunda, öğrencilerin farklılıkları kabul oranının arttığı, kendi
kendine yaptığı negatif konuşmalardan kaçındığı, kendisiyle ve başkalarıyla konuşmaya
75
daha meyilli olduğu, harekete geçmeden önce düşünmeye daha yaklaştığı ve barış
yapmaya daha istekli olduğu kaydedilmiştir. Bu çalışmanın barış eğitiminin tartışmalı
doğası, sınıf ortamındaki öğrenci algıları, karizmatik bir lider olarak öğretmen,
öğrencilerin güçlenmesi, veli katılımı ve öğrenci ihtiyaçları üzerinde etkileri vardır.
Tchombe (2006) tarafından yapılan “Afrika’da Eğitim, Şiddet, Çatışma ve Barış
Beklentisi: Barış Eğitimi Araştırmalarının Değerlendirilmesi” isimli çalışmada, eğitim,
şiddet ve çatışmayla ilgili küresel kaygıların Afrika’da barış süreci üzerindeki araştırma
temelli düşünceleri geliştirdiği ifade edilmiştir. Çalışma sonucunda, şiddetin ve çatışmanın
evlerde, okullarda ve toplumda önemli bir sorun olarak görüldüğü, halkın katılımıyla
araştırma temelli müdahale programlarının hazırlanması gerekliliği tespit edilmiştir. Var
olan çabaların, kavramların, yöntem ve uygulamaların çok sınırlı olduğu, nitel
araştırmaların arttırılması ve barış eğitiminin amaçlarına ulaşılması için öğretim
programlarıyla bütünleştirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Matsuo (2007) tarafından yapılan “Barış Çalışmalarında Barış Kavramı: Kısa Bir Tarihsel
Taslak” isimli araştırmada, barış araştırmacıları tarafından, barış kavramıyla ilgili
çalışmaların ve barış tanımlarının incelenmesiyle, barış çalışmalarında barış kavramının
gelişimini ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırmanın sonucu, barış çalışmalarında
kullanılan herhangi bir barış kavramının birden fazla barış değerinden oluştuğunu
göstermektedir. Aynı zamanda herhangi bir barış kavramı birden fazla alanı da
içermektedir.
Begum (2012) tarafından yapılan “Pakistan’daki Gilgit-Baltistan Bölgesinde Barış Eğitimi
Kavramı ve Algısı: Karşılaştırmalı Bir Durum Çalışması” isimli çalışmada, biri kentsel
diğeri ise kırsal bir alanda görev yapan iki ortaokul müdürü ile her okuldan üçer
öğretmenin barış eğitimi algılarını ve uygulamalarını araştırmak amaçlanmıştır. Nitel
araştırma desenindeki çalışmada görüşme tekniği kullanılmıştır. Çalışma sonucunda,
kentsel alandaki algıya göre barış eğitimi, öğrenciler arasında olumlu tutum ve
düşüncelerin gelişimine katkı sağlamaktadır. Bu olumlu yön, öğrencilerin bütünsel gelişimi
ve bunun sonucunda huzurlu bir toplumun temeli için bir araç olarak görülmektedir. Kırsal
alandaki algıya göre barış eğitimi, ilişki mekanizmaları üzerinde yüksek bir yerdedir.
Sağlıklı ilişkiler, samimi bir ortam, korkunun olmaması ve güven hissi buradaki barış
eğitimi algısının belirgin özelliklerindendir.
76
Deng (2012) tarafından yapılan “Barış Ebeveynliği: Siyasal ve Sosyokültürel Bağlamda
Tayvanlı Ebeveynlerin ve Çocuklarının Algılarının İncelenmesi” isimli araştırmada,
Tayvanlı ebeveynlerin çocuklarını barış konusunda nasıl eğittiğini, çocukların ebeveyn
eğitiminden neler öğrendiğini ve aileleriyle olan barış iletişimini ortaya koymak
amaçlanmıştır. Bu amaçla 60 ebeveyn ve çocuklarıyla görüşmeler yapılmıştır. Çocuklarla
yapılan görüşmeler sonucu, barış eğitiminde ailelerden alınan en etkili öğrenme barışın
olumsuz açıklamaları (barışın ne olmadığı) yönündedir. Bu bulgular, Tayvanlı
ebeveynlerin çocuklarının eğitiminde kişisel yetiştirme ve kişilerarası uyuma, uluslararası
iş birliği ya da evrensel hakların tanıtılmasından daha çok önem verdiğini göstermektedir.
Scorzelli (2012) tarafından yapılan “Üniversite Öğrencilerinin Çatışma Çözümü Algısı”
isimli çalışmada, çatışma çözmeye istekli Amerikalı ve uluslararası öğrencilerin çatışma
çözme algılarını tespit etmek ve karşılaştırmak amaçlanmıştır. Çalışmaya doğudaki bir
üniversitede okuyan 226 öğrenci katılmıştır. Öğrencilere açık uçlu anket uygulanmıştır.
Öğrencilerden, büyük bir uluslararası çatışma belirlemeleri ve çatışmanın çözülebilir olup
olmadığı hususunda neler hissettiklerini ifade etmeleri istenmiştir. Çalışma sonucunda,
yabancı öğrencilerin çatışmaları çözme konusunda Amerikalı öğrencilere göre daha
iyimser olduğu saptanmıştır. Belirlenen çatışmaların dünyanın mevcut durumuyla tutarlı
olduğu görülmüş, öğrencilerin çoğu çatışmaların çözülebileceğini hissettiğini ifade
etmiştir.
Redfering (2014) tarafından yapılan “Şiddet Önleme Yaklaşımları ve Öz-yeterliğe İlişkin
Öğretmen Algıları: Buradan Nereye Gidiyoruz?” isimli doktora tez çalışmasında,
öğretmenlerin
şiddet
önleme
yaklaşımlarına
ve öz-yeterliklerine
olan inançları
araştırılmıştır. Çalışmada karar verme stratejisi ve öz-yeterlik algılarının tespiti için King
ve Kandakai tarafından geliştirilen ölçek kullanılmıştır. Çalışmaya Florida’daki iki okul
bölgesinden öğretmenler katılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre öğretmenler verilecek çeşitli
eğitimlerle şiddet önleme uygulamalarından yararlanabilir. Bu eğitimlerle etkinlikleri
algılama, çeşitli çatışma çözme eğitim programlarını ve stratejilerini tutarlı ve etkin
kullanma düzeyleri artacaktır.
Omirin (2015) tarafından yapılan “Güneybatı Nijerya’da Ortaöğretim Okullarında Barış
Eğitiminin
Etkisine
İlişkin
Öğretmen
Görüşleri”
isimli
araştırmada,
öğretmen
görüşlerinden hareketle, barış eğitiminin öğrenciler üzerinde herhangi olumlu bir etkisinin
olup olmadığını belirlemek amaçlanmıştır. Ayrıca kadın ve erkek öğretmenlerin görüşleri
77
arasında farklılık olup olmadığı da araştırılmıştır. Araştırma kapsamında Güneybatı
Nijerya’daki 20 ortaöğretim okulunda görev yapan öğretmenlere anket uygulanmıştır.
Araştırma sonucunda barış eğitiminin ortaöğretim öğrencileri, toplum ve Nijerya üzerinde
büyük bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. Ortaöğretim okullarında barış eğitiminin etkisine
ilişkin kadın ve erkek öğretmenlerin görüşleri arasında fark olmadığı tespit edilmiştir.
Barış Eğitimi ile İlgili Yurt İçinde Yapılmış Bazı Araştırmalar
Aktan-Kerem ve Kamaraj (2006) tarafından yapılan “Erken Çocukluk Dönemi ‘Barış’
Değerine Evrensel Bir Bakış III” isimli araştırmada, farklı ülkelerdeki erken çocukluk
döneminde “Barış Eğitimi” ile ilgili durumu saptamak amaçlanmıştır. Nitel araştırma
deseninde tasarlanan çalışmaya farklı ülkelerden okul öncesi eğitimi alanında çalışan 51
eğitimci katılmıştır. Katılımcılara barış eğitiminde okul-aile-toplum iş birliğinin nasıl
sağlanabileceğine,
barış
eğitiminde
hangi
yöntem,
materyal
ve
donanımların
kullanılabileceğine ilişkin açık uçlu sorular sorulmuştur. Araştırma sonucunda katılımcılar
barış eğitiminde okul-aile-toplum
iş
birliğinin ve bu konuda “aile katılımı”
programlarından yararlanılmasının önemini belirtmiş ve toplumun barış eğitimi konusunda
bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Deveci, Yılmaz, ve Karadağ (2008) tarafından yapılan “Öğretmen Adaylarının Barış
Eğitimi Algıları” isimli çalışmada, öğretmen adaylarının barış eğitimine ilişkin algılarını
belirlenmiştir. Çalışma, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf
Öğretmenliği ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği üçüncü ve dördüncü sınıfta okumakta olan
26 öğretmen adayı ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla gerçekleştirilmiştir.
Öğretmen adayları barışla ilgili olarak; huzur, sevgi, saygı, dostluk, hoşgörü, kardeşlik,
eşitlik, mutlu bir yaşam, savaşın, nükleer silah ve benzerinin olmadığı bir ortam gibi
tanımlamalarda bulunmuştur. Öğretmen adayları, sosyal uyumu ve barışı, diğer bireylere
hoşgörülü yaklaşımı, küreselleşmeyi sağlamaya ve bireyin kişilik gelişimine yardımcı
olması gibi nedenlerle barış eğitiminin gerekliliğini vurgulamıştır. Ayrıca barış eğitimine
sosyal bilgiler, vatandaşlık, hayat bilgisi gibi derslerde yer verilebileceğini belirtmiş,
bunun nedeni olarak da özellikle bu derslerin içeriğinin savaş, barış ve demokrasi
kavramları ile vatandaşlık, insan hak ve sorumluluklarının kazandırılmasına uygun
olmasını göstermişlerdir.
78
Deveci, Karadağ, ve Yılmaz (2008) tarafından yapılan “İlköğretim Öğrencilerinin Şiddet
Algıları” isimli bir diğer çalışmada, ilköğretim öğrencilerinin şiddet algılarını, çevrelerinde
karşılaştıkları şiddet biçimlerini, şiddetin önlenmesine yönelik önerilerini ve şiddet
karsısındaki hislerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaçla 110 ilköğretim beşinci sınıf
öğrencisine açık uçlu anket uygulanmıştır. Çalışma sonucunda öğrenciler şiddeti; kavga
etmek, dövmek, kötü davranmak, küfür etmek, bağırmak, incitmek gibi değişik biçimlerde
tanımlamıştır. Aynı zamanda çevrelerinde en çok karşılaştıkları şiddet biçimlerini de kavga
etmek, dövmek, kapkaç, gasp, hırsızlık olarak ifade etmişlerdir. Öğrenciler şiddeti önlemek
için, konuşarak anlaşma, sevgi, saygı ve hoşgörü içinde olma, uyarma, polise şikâyet etme
gibi önerilerde bulunmuş; şiddet karşısındaki hislerini üzülme, korkma, kötü hissetme, öç
alma, heyecanlanma olarak dile getirmiştir.
Coşkun-Keskin ve Keskin (2009) tarafından yapılan “Cumhuriyet Dönemi İlkokul
(İlköğretim 1. Kademe) Sosyal Bilgiler ve Onun Kapsamına Giren Ders Programlarında
Bir Değer Olarak “Barış’ın Yeri” isimli araştırmada, cumhuriyet döneminde hazırlanan
sosyal bilgiler programlarında barış ve onun kazandırılmasına yardımcı olan dayanışma,
yardımseverlik, sevgi, saygı, hoşgörü, farklılıkları takdir etme gibi değerlere yer verilip
verilmediği incelenmiştir. Bu amaçla doküman analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda
tüm programlarda barış ve onun muadili değerlere farklı boyut ve yaklaşımla yer verildiği
görülmüştür.
Karaman-Kepenekci (2010) tarafından yapılan “Üniversite Öğrencilerinin Ulusal ve
Uluslararası Barışa İlişkin Görüşleri” isimli çalışmada, üniversite öğrencilerinin görüşlerini
belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaçla Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Sosyal Bilgileri Öğretmenliği programına devam eden 60 öğrencinin görüşleri açık uçlu
sorulardan oluşan bir anket ile toplanmıştır. Çalışma sonuçlarına göre öğrenciler ulusal
barıştan ulusal birlik ve huzuru, uluslararası barıştan da uluslararası ilişkilerin
iyileştirilmesini anlamaktadır. Öğrenciler ulusal barışın vatandaştan, devletten ve diğer
devletlerden kaynaklanan nedenlerle engellendiğini düşünmektedir. Uluslararası barışın
sağlanamama nedeni olarak da devletlerin dünya kaynaklarını elde etme yolunda
giriştikleri rekabete işaret edilmektedir.
Sargın (2010) tarafından yapılan “Öğretmen Adaylarının Çatışma ve Şiddete İlişkin
Farkındalık Düzeylerinin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi” isimli araştırmada,
öğretmen adaylarının çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeylerinin cinsiyet, öğrenim
79
gördükleri alan ve yaşa göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak amaçlanmıştır.
Araştırmada betimsel tarama yöntemi kullanılmıştır. Çalışma grubunu Selçuk Üniversitesi
Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesinde öğrenim gören 499 öğretmen adayı oluşturmaktadır.
Veri toplama araçları olarak kişisel bilgi formu, Ohio Eğitim Bölümü ve Ohio Çatışma
Çözüm ve Çatışma Yönetimi Komisyonu tarafından geliştirilen ve araştırmacı tarafından
geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık ölçeği
kullanılmıştır. Araştırma bulgularında sözel alandakilerin sayısal alandakilere göre, 21-25
yaşındakilerin 18-20 yaşındakilere göre çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeyleri
daha yüksek bulunmuştur. Cinsiyete göre çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeyleri
arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Demir (2011) tarafından yapılan “Türkiye’de Barış Eğitimine Bakış: Tanımlar, Zorluklar,
Öneriler: Nitel İnceleme” isimli çalışmada, Türkiye’deki sınıf öğretmenlerinin barış
kavramının çeşitli boyutlarına ve barış eğitimine ilişkin görüşleri sorunlar, beklentiler,
öneriler bağlamında incelenmiştir. Nitel araştırma desenindeki çalışmada 13 öğretmenle
görüşülmüştür. Çalışmada öğretmenlerin dünya barışı, ülke barışı ve bireysel barış
kavramlarına yönelik tanımlamalarının benzer olduğu belirlenmiştir. Test ağırlıklı, sınav
odaklı eğitim sistemi nedeniyle, eğitim kurumlarının barış eğitimine yönelik üzerine düşen
görevleri yerine getirmediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu konuda velilerin beklentilerine
cevap verme çabası, barış eğitimi çalışmalarını engelleyen bir unsurdur. Ayrıca
öğretmenlerin, barış eğitimine ilişkin yeterli bilgi, beceri ve farkındalık düzeyinde
bulunmadığı saptanmıştır.
Öcal ve Altınok (2011) tarafından yapılan “İlköğretim 6-8 Sınıf Öğrencilerinin Ayrımcılık
Algısı” isimli araştırmada, 416 ilköğretim öğrencisinin ayrımcılık algılarını belirlemek
amaçlanmıştır. Araştırmada görünen herhangi bir sebep olmaksızın öğrencinin ayrımcılığa
uğraması ve bireysel farklılıklara dayalı ayrımcılığa uğrama olmak üzere iki alt boyuttan
oluşan anket kullanılmıştır. Bulgular, öğrencilerin günlük hayatta ve okul ortamında
karşılaştıkları ayrımcılık türlerini ortaya koymaktadır. Öğrencilerin en az karşılaştığı
ayrımcılık türü “okul sonrası ceza amaçlı olarak okulda alıkoyulma”dır. Öğrencilere hak
ettiklerinden daha düşük not verilmesi cevabının da oransal olarak az olması ayrımcı
davranışların okul ortamında fazla görülmediğinin bir işaretidir.
Özgür, Yörükoğlu, ve Baysan-Arabacı (2011) tarafından yapılan “Lise Öğrencilerinin
Şiddet Algıları, Şiddet Eğilim Düzeyleri ve Etkileyen Faktörler” isimli çalışmada, lise
80
öğrencilerinin şiddetle karşılaşma ve şiddeti algılama durumlarını, şiddet eğilim
düzeylerini ve bunu etkileyen faktörleri saptamak amaçlanmıştır. Çalışmaya Kuşadası’nda
bir lisede okuyan 460 öğrenci katılmıştır. Çalışmada “Öğrenci Tanıtım Formu” ve “Şiddet
Eğilim Ölçeği” kullanılmıştır. Bulgulara göre öğrencilerin yüzde 10,3’ü şiddete maruz
kalmış ve bu öğrencilerin yarısından fazlası bu şiddeti arkadaşları tarafından okulda
yaşamıştır. Öğrencilerin şiddet deneyimlerinin az olmasına karşın, şiddet eğilimlerinin orta
düzeyde olduğu, şiddet yaşama konusunda risk grubu oluşturduğu, cinsiyetin, sınıfın,
babanın işsiz olmasının yanı sıra ekonomik durumun şiddet eğiliminde etkili faktörler
olduğu sonucuna varılmıştır.
Akbulut ve Saban (2012) tarafından yapılan “İlköğretim Öğrencilerinin Şiddetle İlgili
Algılarının Çizdikleri Resimler Aracılığıyla İncelenmesi” isimli araştırmada, ilköğretim 3.,
4. ve 5. sınıflarda öğrenim gören 80 öğrencinin şiddet algısı çizdikleri resimler aracılığıyla
incelenmiştir. Araştırmada sanat temelli araştırma yaklaşımı benimsenmiştir. Öğrenciler en
fazla aile ortamında fiziksel şiddet olarak gerçekleşen kendileri dışındaki (genel) bir şiddet
durumuyla ilgili resimler çizmiştir. Ayrıca, şiddeti en çok uygulayan kişi olarak “baba”,
şiddete en çok maruz kalan kişiler olarak da “erkek çocuk” ve “anne” figürleri çizmişlerdir.
Apaydın ve Aksu (2012) tarafından yapılan “Öğretmenlerin Barış Eğitimine İlişkin
Görüşleri” isimli çalışmada, öğretmenlerin barış eğitimi hakkındaki görüşlerini ortaya
konmuştur. Akdeniz Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi Yüksek Lisans Programı
öğrencisi veya mezunu olan toplam 17 öğretmenin katıldığı çalışmada nitel araştırma
tekniklerinden görüşme kullanılmıştır. Bulgulara göre okulların bazılarında barış eğitimi
konusunda etkinlikler yapılırken bazılarında yapılmamaktadır. Okullarda uygulanan barış
eğitimi “değerler eğitimi” programında, öğrencilere beyin fırtınası, örnek olay incelemesi
yoluyla, ulusal bayram etkinlikleriyle ve çocukların ailelerini de etkinliklere dâhil edilerek
gerçekleşmektedir. Öğretmenler barış eğitimini “Bireylerin, sorunlarını çözerken olaylara
hoşgörüyle ve anlayışla bakmalarını sağlamak”, “Sorunların çözümünde insan haklarına
saygı ve hoşgörünün bireylerin davranışlarına yansıması” şeklinde tanımlamıştır.
Öğretmenlerin tümü okullarda şiddetin ortadan kaldırılmasında barış eğitiminin alternatif
olabileceğini ifade etmiştir.
Aktaş ve Özmen (2013) tarafından yapılan “Savaş Kavramı Üzerine Üniversite
Öğrencilerinin Görüşleri (Kafkas Üniversitesi Örneği)” isimli araştırmada, üniversite
öğrencilerinin savaş kavramına yönelik görüşlerini tespit etmek amaçlanmıştır.
81
Araştırmada anket kullanılmıştır. Araştırma Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık, Tarih,
İktisat, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğrencileriyle gerçekleşmiştir. Araştırma sonuçlarına
bakıldığında insanların yaşamlarını şekillendiren mesleklerinin savaş ve barış kavramına
yönelik bakış açısını etkilediği söylenebilir. Bu araştırmada da ekonomi konusunda eğitim
almakta olan İktisat bölümü öğrencileri, bazı maddelerde, diğer bölümlerdeki
öğrencilerden farklı bir görüş sergilemişlerdir. Ayrıca erkeklerin kadınlara kıyasla daha
yüksek oranda, savaşı sorunların çözümü olarak gördüğü tespit edilmiştir.
Aktaş ve Safran (2013) tarafından yapılan “Evrensel Bir Değer Olarak Barış ve Barış
Eğitiminin Tarihçesi” isimli çalışmada, barış kavramının ne anlama geldiği ve bir değer
olan barışın içerisinde hangi değerleri barındırdığını belirlemek amaçlanmıştır. Çalışma,
literatür taramasına dayanmaktadır. Literatürdeki bilgilerden yola çıkılarak barış
kavramıyla ilgili bilgilere ve tartışmalara yer verilmiştir. Barış sadece savaşların ve
şiddetin yokluğu anlamına gelmemekte, huzur, güven, refah, adalet, eşitlik gibi kavramları
da içermektedir. Barış aynı zamanda insanın kendi iç huzurunu da kapsamaktadır. Barış
dolu bir ortamda doğaya ve insan dışındaki canlılara karşı da saygı vardır. Barış eğitimi 19.
yüzyılın başında tarih biliminin ve din eğitiminin bir parçası olarak görülürken, 20.
yüzyılın ikinci yarısında bağımsız bir disiplin olarak kendisini kabul ettirmiştir.
Aktaş ve Safran (2013) tarafından yapılan “Ortaöğretim Öğrencilerinin Savaş ve Barış
Kavramı ile İlgili Düşüncelerinin Çeşitli Değişkenler Açısından Değerlendirilmesi” isimli
bir başka araştırmada, ortaöğretim öğrencilerinin “savaş ve barış” konularıyla ilgili
tutumlarını değerlendirmek amaçlanmıştır. Tarama yöntemine dayanan araştırmaya katılan
3026 ortaöğretim öğrencisine savaş ve barış tutum ölçeği uygulanmıştır. Araştırma
sonuçlarına göre öğrencilerin cinsiyet, savaş oyunu oynayıp oynamama ve bilgisayar
oyunu oynayıp oynamama değişkenlerine göre farklıkları olduğu gözlenmiştir. Öğrenciler
savaşların masum insanlara acı getirdiği ve başka savaşlara yol açtığı görüşündedir.
Öğrencilere göre savaşı kazananın da kaybedenin de savaşın sonuçlarından acı çektiği
belirtilmekte, savaş kazanmak kadar barış kazanmak da önemli görülmektedir. Buna ek
olarak barışa katkı sağlayan insanların da kahraman ilan edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Aslan ve Gülaçtı (2013) tarafından yapılan “Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Adalete
İlişkin Görüşleri” isimli çalışma, üniversite öğrencilerinin sosyal adalete ilişkin görüşlerini
belirlemeyi amaçlayan betimsel bir araştırmadır. Çalışmada görüşme formu kullanılmıştır.
Çalışma grubunu Kırıkkale Üniversitesi ve Erzincan Üniversitesi’nde öğrenim gören 248
82
öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilmiş
“Sosyal Adalet Kavramına İlişkin Görüşler Formu” kullanılmıştır. Sosyal adalete ilişkin
üniversite öğrencilerinin görüşleri arasında; insanların sosyal adalet konusunda
bilinçlendirilmesi, herkese adil, eşit, değerli, ön yargısız ve saygılı davranma, bir toplumu
oluşturan bireylerin eşit hak ve özgürlüklere sahip olması, bireyler arasında sosyal bir fark
olmaması yer almıştır.
Şener ve Boydak-Özan (2013) tarafından yapılan “İlköğretim Kurumlarında Yer Alan
Öğretmen ve Öğrencilerin Şiddet Algıları” isimli araştırmada, eğitim sistemimizde
ilköğretimde yaşanan şiddet olaylarının nasıl algılandığı ve nasıl kavramsallaştırıldığı
öğretmen ve öğrenci görüşleriyle ortaya konmuştur. Nitel araştırma yaklaşımı
doğrultusunda tasarlanan araştırmada içerik analizi yapılmıştır. Bu bağlamda katılımcılara
“Şiddet … gibidir. Çünkü …” açık uçlu sorusu sorulmuştur. Araştırmada Elazığ’da görev
yapan 222 öğretmen ile bu okulların 6., 7. ve 8. sınıflarında öğrenim gören 425 öğrencinin
görüşü alınmıştır. Metaforların analizleri sonucunda oluşturulan temalara göre öğrencilerin
en çok yok etmek temasında metafor ürettiği, en az ise ceza temasında metafor ürettiği
görülmüştür. Yine oluşturulan temalara göre öğretmenlerin şiddeti en çok doğal afet
temasında, en az ise uyarı temasında değerlendirdikleri görülmüştür.
Bektaş-Öztaşkın (2014) tarafından yapılan “Barışa Yönelik Tutumlar ve Günümüz Dünya
Sorunlarına Yönelik Tutumlar Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” isimli çalışmada, sosyal
bilgiler öğretmen adaylarının barışa yönelik tutumları ve günümüz dünya sorunlarına
yönelik tutumları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı incelenmiştir. Çalışmada
Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünden 306
öğretmen adayı yer almış, korelasyonel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama
aracı olarak Eryılmaz (2008) tarafından geliştirilen “Barışa Yönelik Tutumlar Ölçeği” ve
Kılıçoğlu, Karakuş, ve Öztürk (2012) tarafından geliştirilen “Günümüz Dünya Sorunlarına
Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda sosyal bilgiler öğretmen
adaylarının barışa yönelik tutumları ile günümüz dünya sorunlarına yönelik tutumları
arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
İmamoğlu ve Bayraktar (2014) tarafından yapılan “Türk ve Macar Üniversite
Öğrencilerinin Barış Kavramına İlişkin Algılarının Karşılaştırılması” isimli araştırmada,
Türk ve Macar üniversitelerinde öğrenim gören öğrencilerin barış algılarını tespit etmek ve
karşılaştırmak amaçlanmıştır. Bu amaçla, nitel araştırma yaklaşımıyla barış kavramı, barış
83
kavramının öğretilmesi/barış eğitimi ve eğitim programlarında barış kavramının yeriyle
ilgili yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmaya Sinop Üniversitesi
Eğitim Fakültesi ve Macaristan Kaposvár Üniversitesi Pedagoji Fakültesi’nden toplam 40
öğrenci katılmıştır. Araştırma sonucunda yapılan tanımlar, barış kavramıyla ilgili bilimsel
tanımlarla
karşılaştırıldığında
yeterli
görülmemiştir.
Macar
öğrencilerin
barış
tanımlamalarında terör, kavga veya düşman gibi kavramlar hiç geçmemiştir. Macar
öğrenciler evrensel barışı daha çok özgürce yaşamak olarak tanımlamıştır. Öğrencilerin
yarısı tarafından barış kavramının eğitim programında yer almadığına dair görüş
bildirilmesi manidar bulunmuştur. Türk ve Macar öğrencilere göre barışın bozulma
nedenleri; bencillik, çıkarlar, ayrımcılık, cahillik, suçsuz ve nedensiz ölümler, barışı
güçsüzlük sayma, vatan ve milletten kopuk kişilikler, devletin üzerine düşeni yapmaması,
milliyetçilik, eşitlik ve laiklik gibi kavramlar, küçük yaşta öğretmemek, okulların yetersiz
olması ve dış tehditler olarak sıralanmıştır.
84
BÖLÜM III
YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın desenine, çalışma grubuna, veri toplama araçlarına, verilerin
toplanmasına ve analizine yönelik açıklamalara yer verilmiştir.
Araştırmanın Deseni
Bu araştırmada, sekizinci sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersindeki barış eğitimi
algılarını belirlemek amacıyla nitel araştırma tekniklerinden yararlanılmıştır. Nitel
araştırma, varsayımlarla ve bireylerin veya grupların insani veya toplumsal bir soruna
yükledikleri anlamları ele alan ve araştırma problemlerinin incelenmesini içeren
yorumlayıcı/kuramsal çerçevelerin kullanımı ile başlar. Araştırmacılar, çalışmadaki
insanlara ve yerlere duyarlı olan doğal ortamdaki verileri tümevarımsal ve tümdengelimli
bir şekilde organize ederek, verilerin analizinde örüntü ve temalar içeren nitel bir yaklaşım
kullanırlar.
Araştırmanın
sonucu
katılımcıların
seslerini,
araştırmacının
derin
düşünmelerini, problemin kompleks bir açıklama ve yorumlamasını ve literatüre katkısını
veya değişim çağrısını kapsayan yazılı bir rapor ya da sunumu içerir (Creswell, 2015, s.
44). Nitel araştırma yöntemleri, nicel araştırmalardan farklı bir bilimsel araştırma
yaklaşımı gerektirir. Her iki araştırma yönteminin de süreci benzer olmasına rağmen, nitel
yöntemler metin ve imgesel verilere dayanır. Ayrıca nitel veri analizi özgün adımlara ve
farklı desenlere sahiptir (Creswell, 2014, s. 183).
Araştırmada nitel araştırma tekniklerinden; mecazlar yoluyla veri toplama, doküman
analizi ve görüşme birlikte kullanıldığından, araştırma yöntemsel üçgenlemeye uygundur.
Bir araştırma sorusunu aydınlatmak amacıyla çeşitli yöntemsel birleşimler kullanılabilir.
85
Nitel araştırmaların çoğunda veri toplamak için farklı tekniklere başvurulmaktadır. Çoklu
veri toplama tekniklerine başvurmak genelde anket ve yönelim/eğilim belirleme
çalışmalarında kullanılmaktadır (Glesne, 2014, s. 63). Üçgenleme yöntemi (Triangulation
method), çeşitli yöntemleri bir araya getirmek suretiyle araştırmaları güçlendirici bir rol
oynamaktadır (Patton, 2014, s. 247-248). Üçgenleme, bir araştırmada birbirini izleyen
bulguların güvenirliğini artırmak için birden fazla yaklaşımın kullanımını içermektedir.
Üçgenleme fikri, sosyal ve davranışsal araştırmaların ölçülmesi ile ilişkilidir (Bryman,
2003, s. 1142). Denzin (1970), üçgenlemeyi dört biçimde ele almıştır. Bunlar; veri
üçgenlemesi, araştırmacı üçgenlemesi, kuram üçgenlemesi ve yöntemsel üçgenlemedir.
Veri üçgenlemesi (data triangulation), birkaç örneklem üzerinden, farklı insanların yanı
sıra farklı zamanlarda ve farklı sosyal ortamlardan veri toplamayı gerektirir. Araştırmacı
üçgenlemesi (investigator triangulation), alanda veri toplamak ve verileri yorumlamak için
birden fazla araştırmacının kullanımı anlamına gelmektedir. Kuram üçgenlemesi
(theoretical triangulation), verileri yorumlarken birden fazla kuramsal durum kullanımını
gerektirmektedir. Yöntemsel üçgenleme (methodological triangulation), veri toplamak için
birden fazla yöntemin kullanılmasını içermektedir (Denzin’den aktaran Bryman, 2003, s.
1142). Denzin tarafından yapılan bu ayrıma göre bu çalışmada veri toplamak için birden
fazla yöntem uygulandığından yöntemsel üçgenleme kullanılmıştır.
Araştırma, tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Tarama modeli, geçmişte ya da hâlen
varolan bir durumu varolduğu şekliyle betimlemeyi amaçlamaktadır. Araştırmaya konu
olan olay, birey veya nesne, kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya
çalışılmaktadır (Karasar, 2012, s. 77). Tarama çalışmasında araştırmacılar, bireylerin veya
grupların özelliklerini özetlemektedir (Büyüköztürk, Kılıç-Çakmak, Akgün, Karadeniz ve
Demirel, 2012, s. 22). Bu araştırmada da sekizinci sınıf öğrencilerinin barış eğitimine
ilişkin algıları varolduğu şekliyle betimlenmiştir.
Çalışma Grubu
Araştırmanın çalışma grubu, TÜİK sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi verileri esas
alınarak, 2014-2015 eğitim öğretim yılında Ankara ilinin merkez ilçelerinden; yerleşim,
ulaşım ve altyapı olanaklarına göre üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeyden altı
ortaokulda öğrenim gören 615 sekizinci sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmaya
86
mecazlar yoluyla veri toplama aşamasında, üst sosyoekonomik düzeyden 114 kadın, 92
erkek olmak üzere toplamda 206; orta sosyoekonomik düzeyden 113 kadın, 95 erkek
olmak üzere toplamda 208; alt sosyoekonomik düzeyden 102 kadın, 99 erkek olmak üzere
toplamda 201 öğrenci katılmıştır. Görüşme aşamasında ise üst sosyoekonomik düzeyden
on üç; orta sosyoekonomik düzeyden on dört; alt sosyoekonomik düzeyden on iki öğrenci
olmak üzere toplamda 39 öğrenci katılmıştır.
Araştırmada sekizinci sınıf öğrencileriyle çalışılmasının nedeni; barış eğitimi kapsamında
ele alınan barış eğitimi ögelerinin, Sosyal Bilgiler Dersi 4., 5., 6. ve 7. Sınıf
programlarında yer alan kavramlarla uyumlu olmasıdır. Ayrıca “adil olma”, 5. sınıf sosyal
bilgiler dersinin yedinci ünitesi olan “Bir Ülke, Bir Bayrak” ünitesi ile 7. sınıf sosyal
bilgiler dersinin altıncı ünitesi olan “Yaşayan Demokrasi” ünitesinde doğrudan verilecek
bir değer olarak yer almaktadır. “Barış” ise, 7. sınıf sosyal bilgiler dersinin yedinci ve son
ünitesi olan “Ülkeler Arası Köprüler” ünitesinde doğrudan verilecek bir değer olarak yer
almaktadır.
Araştırmaya katılan öğrenciler, amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik
örneklemesi ile belirlenmiştir. Maksimum çeşitlilik örneklemesindeki amaç, göreli olarak
küçük bir örneklem oluşturmak ve bu örneklemde çalışılan probleme taraf olabilecek
bireylerin çeşitliliğini maksimum derecede yansıtmaktır (Yıldırım ve Şimşek, 2013, s.
136). Maksimum çeşitlilikte, olgu farklı şekillerde örneklendirildiğinde hem kavramsal ve
yoğun hem de daha kullanışlı olmaktadır (Merriam, 2013, s. 78).
Veri Toplama Araçları
Sekizinci sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersindeki barış eğitimi algılarını ortaya
koymak amacıyla kullanılan veri toplama araçları; mecazlar yoluyla veri toplama formu,
öğrencilerin çizdikleri resim, karikatür veya sembollerden oluşan görsel dokümanlar ile
yarı yapılandırılmış öğrenci görüşme formundan oluşmaktadır.
Mecazlar Yoluyla Veri Toplama Formu
Araştırmaya katılan öğrencilerin barış eğitimi ögelerinden; “barış”, “adalet”, “güç”,
“ayrımcılık”, “şiddet” ve “savaş” kavramlarına ilişkin zihinsel imgelerini belirlemek için,
87
Aydın (2011); Balcı (1999); Boydak-Özan ve Aküzüm (2010); Çulha-Özbaş ve Aktekin
(2013); Grady, Fisher ve Fraser (1995); Güven ve İleri (2006); Inbar (1996); Kaya (2013);
Nikitina ve Furuoka (2008); Saban (2004; 2008a; 2008b; 2009) gibi araştırmacılar
tarafından bir algı aracı olarak kullanılan metaforlardan yararlanılarak ve uzman görüşü
alınarak “Mecazlar Yoluyla Veri Toplama Formu2” hazırlanmıştır. Bu bağlamda
öğrencilerden:
“Barış, … gibidir. Çünkü; …”,
“Adalet, … gibidir. Çünkü; …”,
“Güç, … gibidir. Çünkü; …”,
“Ayrımcılık, … gibidir. Çünkü; …”,
“Şiddet, … gibidir. Çünkü; …”,
“Savaş, … gibidir. Çünkü; …” cümlelerini tamamlamaları istenmiştir.
Metafor
Eski Yunan dilinde metaphoradan gelen “metafor”; meta (öte) ile pherin (taşımak,
yüklenmek) kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur ve “bir yerden başka bir yere
götürmek” anlamına gelmektedir (Demir, 2005, s. 13). Metafor kavramından ilk bahseden
bilgin Aristo’dur. Aristo, metaforu öncelikle belagat ve şiirsel dil üslubunun bir parçası
olarak görmüştür. Metaforik kullanılan kelimenin kabul edilmesi için kolay, güzel, uygun,
çoğunluk tarafından anlaşılır olması gerektiğini savunmuştur. Aristo’dan sonra metafor
araştırmaları yapan Cicero, metaforu dilbilimsel ve edebi olmak üzere iki gruba ayırmıştır.
F. M. Müller, metaforun dili geliştiren en güçlü araçlardan biri olduğunu ifade etmiştir
(Otyzbayeva, 2006, s. 1-2). Edebi-bilimsel yapı olarak metafor, bir çağın, bir kültürün, bir
ortamın yansımasıdır. Metafor, onu kullanan kişinin faaliyetlerini ve düşüncelerini ifade
eder, entelektüel iklim yakalar ve kendiliğinden bir bellek biçimidir (Draaisma, 2014, s.
21). Shuell (1990), “Eğer bir resim 1000 kelimeye bedelse, bir metafor da 1000 resme
bedeldir. Çünkü, bir resim sadece statik bir imge sunarken, bir metafor bir olgu hakkında
düşünmek için zihinsel bir çerçeve sunmaktadır.” diyerek metaforun önemini
2
Öğrencilere uygulanan “Mecazlar Yoluyla Veri Toplama Formu” EK 1’de yer almaktadır.
88
vurgulamıştır. Gündelik hayatta metaforlar dilde olduğu kadar düşünce ve eylemde de
yaygındır. İnsanın gündelik kavram sistemi, düşündüğü ve eylemde bulunduğu terimler
doğası gereği metaforiktir (Lakoff ve Johnson, 2005, s. 25).
TDK (2015) tarafından “mecaz” olarak tanımlanan metafor, soyut kavramların
somutlaştırılarak öğretilmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Önceden kazanılmış
kavramlar, iki kavram arasındaki benzerliklerden hareketle, sonradan kazanılacak olan
kavramların zihinsel şemada yer bulmasını sağlamaktadır (Tünkler, 2013, s. 11). Mecazlar
insanın doğayı ve çevresini anlamasına ve yorumlarıyla, anlamsız gibi görünen nesnel
gerçeklikten anlamlar çıkararak “bilmeye” imkân tanımaktadır (Morgan, 1980’den aktaran
Yıldırım ve Şimşek, 2013, s. 237-238). Çalışılan konu, olgu, olay ve durum hakkında
sağlam ve zengin bir resim sunan metafor, görsel bir imaj sağlamaktadır (Yıldırım ve
Şimşek, 2013, s. 242).
Booth (2003), metaforların işlevlerini şöyle belirtmektedir:

Metaforların söylediği veya söylemek istediği anlam bir dereceye kadar bağlamı
değiştirebilir.

Metaforların anlam değeri her zaman gerçek anlam değerinden daha yoğundur.

Metaforlar, göreceli anlam değeri taşır.

Metaforlar, toplumsal anlam değeri taşır.

Bireyin kullandığı metaforlar, onun kişiliğine yönelik ipuçları taşır.

Metaforlar, bireyde düşünme derinliği yaratır.

Metaforlar, bireyi ve kültürü tanımada araç olarak kullanılabilir.

Metaforlar, farklı bilim dallarında veri toplama aracı olarak kullanılma özelliğine
sahiptir.
Bir şeyin metafor olarak tanımlanabilmesi için üç temel ögenin bulunması gerekmektedir.
Forceville (2002) tarafından, metafor ilişkisindeki temel ögeler şu sorular sorularak ortaya
konmaktadır:

Metaforun konusu nedir?

Metaforun kaynağı nedir?

Metaforun kaynağından konusuna yüklenmesi düşünülen özellikler nelerdir?
89
Metafor ilişkisindeki bu üç temel öge, Saban tarafından örneklendirilmiştir. Buna göre;
“Okul bir arıtma tesisi gibidir. Çünkü her kültürden, her kesimden gelen öğrenciler okulda
eğitilir ve toplumun istediği bir vatandaş olarak tekrar topluma geri gönderilir.” cümleleri
metafor ögelerine ayrılmıştır. Metaforun konusu “okul”, metaforun kaynağı “arıtma tesisi”,
metaforun kaynağından konusuna yüklenen özellik ise “her kültürden, her kesimden gelen
öğrenciler okulda eğitilir ve toplumun istediği bir vatandaş olarak tekrar topluma geri
gönderilir” ifadesiyle belirtilmektedir (Saban, 2008b).
Bu araştırma kapsamında öğrencilere uygulanan mecazlar yoluyla veri toplama formunda
yer alan örneğin incelenmesi, metafor ilişkisindeki temel ögelerin belirlenmesi hususunda
daha açıklayıcı olacaktır. Öğrencilere uygulanan mecazlar yoluyla veri toplama formunda
“Ankara, insan beyni gibidir. Çünkü; insan beyni, vücudumuzu yönetir ve kontrol eder.
Ankara da ülkemizin başkenti olduğu için devletimizi yönetir ve kontrol eder.” örneği yer
almaktadır. Bu örneğe göre metaforun konusu “Ankara”, metaforun kaynağı “insan beyni”,
metaforun kaynağından konusuna yüklenen özellik ise “insan beyni, vücudumuzu yönetir
ve kontrol eder. Ankara da ülkemizin başkenti olduğu için devletimizi yönetir ve kontrol
eder” ifadesiyle belirtilmektedir. Yani metaforun kaynağından konusuna yüklenen özelliği
“yönetim ve kontrol mekanizması” olması ortaya koymaktadır.
Görsel Dokümanlar
Öğrencilerden, metafor oluşturdukları barış eğitimi ögeleriyle bağlantılı olarak her
kavramın altına, o kavrama ilişkin bir resim, karikatür veya sembol çizmeleri ya da
kendilerini rahatça ifade edebilmeleri için bir alan3 bırakılmıştır.
Dokümanlar, öğrenci algılarını daha net olarak ortaya koymak amacıyla araştırmayı
desteklemektedir. Belgeler, bir çalışmada, farklı yöntem ve veri türlerinin kullanıldığı
durumlarda, diğer verilerle beraber saç ayağının önemli bir parçasını oluşturabilir (Punch,
2014, s. 180). Punch (2014, s. 181), sosyologlar tarafından belgesel kanıtların sadece yazılı
söz anlamına gelmediğine, aynı zamanda sesli ve görsel malzemeleri de kapsadığına dikkat
çekmektedir.
3
Öğrencilerin kendilerini ifade etmeleri için bırakılan alanı gösteren örnek, “Mecazlar Yoluyla Veri Toplama
Formu” içinde, EK 1’de yer almaktadır.
90
Alanyazında Assaraf ve Orion (2005); Aykaç (2012); Erişti ve Belet (2010); Gökçek ve
Güneş (2011); Herdem, Aygün ve Çinici (2014); Özsoy ve Ahi (2014); Öztuna-Kaplan ve
Boyacıoğlu (2013); Shepardson, Niyogi, Choi ve Charusombat (2012); Tortop, Kandemir,
Kaya ve Demir (2014); Tüzel ve Şahin (2014) gibi araştırmacılar tarafından öğrencilerin
çizdiği resim veya karikatürlerin bir algı aracı olarak kullanıldığı görülmektedir. Doküman
incelemesi tek başına bir araştırma yöntemi olarak ya da bu araştırmada olduğu gibi diğer
nitel yöntemlerle beraber ek bilgi kaynağı olarak kullanılabilmektedir (Yıldırım ve Şimşek,
2013, s. 217).
Öğrenci Görüşme Formu
Öğrencilerin barış eğitimi algılarını tespit etmek için uzman görüşü alınarak yarı
yapılandırılmış “Öğrenci Görüşme Formu4” hazırlanmıştır. Bu bağlamda öğrencilere
“barış”, “adalet”, “güç”, “ayrımcılık”, “şiddet” ve “savaş” ile ilgili düşünceleri sorulmuş ve
görüşmeler ses kayıt cihazı ile kaydedilmiştir. Mecazlar yoluyla veri toplama formu ve
öğrenci görüşme formunun hazırlanması için ilgili literatür taraması yapılarak,
araştırmanın amacına uygun olan çalışmalar örnek alınmış ve üç alan uzmanı5 ile beraber
formlar oluşturulmuştur. Sonrasında, oluşturulan formlar incelenerek geliştirilmiş ve ön
uygulamaya hazır duruma getirilmiştir.
Nitel araştırmaların temel özelliği, araştırma öznelerinin bakış açılarını, anlam dünyalarını
ortaya koymak, dünyayı araştırma öznelerinin gözleriyle görmektir. Nitel araştırmalarda
kullanılan görüşme tekniğinin belirleyici özelliği ise görüşülen kişilerin bakış açılarını
ortaya çıkarmaktır. Bu nedenle görüşülenlerin anlam dünyalarını, duygu ve düşüncelerini
anlamak, daha derin bilgi edinmek esastır (Kuş, 2012, s. 87). Görüşmeler,
yapılandırılışlarına göre; tam yapılandırılmış (standartlaştırılmış), yarı yapılandırılmış ve
yapılandırılmamış (informel) olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Tam yapılandırılmış görüşme
tekniği, yazılı araştırmanın sözlü formudur. Yarı yapılandırılmış görüşme, tam
yapılandırılmış ile yapılandırılmamış görüşme tekniğinin arasındadır. Yarı yapılandırılmış
görüşmeler, katılımcının algıladığı dünyayı kendi düşünceleriyle anlatmasına olanak
4
Öğrencilere uygulanan “Öğrenci Görüşme Formu” EK 2’de yer almaktadır.
5
Mecazlar yoluyla veri toplama formu ve öğrenci görüşme formu, eğitim alanında çalışan bir doçent doktor
ile iki yardımcı doçent doktor tarafından uzman görüşleri alınarak hazırlanıp geliştirilmiştir.
91
tanımaktadır. Yapılandırılmamış görüşme tekniğinde ise önceden belirlenmiş sorular
sorulmaz, görüşmenin temelinde keşfedicilik bulunmaktadır (Merriam, 2013, s. 87-89).
Görüşme formu hazırlanırken dikkat edilmesi gereken bazı ilkeler bulunmaktadır. Buna
göre; kolay anlaşılabilecek, odaklı sorular hazırlanmalıdır. Açık uçlu sorular sorulmalıdır.
Yönlendirmekten ve çok boyutlu soru sormaktan kaçınılmalıdır. Alternatif sorular ve
sondalar hazırlanmalı, farklı türden sorular yazılmalıdır. Sorular mantıklı bir biçimde
düzenlenmeli ve geliştirilmelidir (Bogdan and Biklen, 1992; Brookfield, 1992; Patton,
1987’den aktaran Yıldırım ve Şimşek, 2013, s. 156).
Verilerin Toplanması
Araştırma verileri; ön uygulama (pilot çalışma), birinci uygulama ve ikinci uygulama
olmak üzere üç aşamada toplanmıştır.
Ön Uygulama (Pilot Çalışma)
Pilot çalışma yapmak araştırmayı çeşitli yönlerden denemek için kullanışlıdır.
Araştırmacının ilgisini çeken kavramların katılımcıların da ilgisini çekip çekmediğinin
belirlenmesine yardımcı olur. Araştırma durumunun ve soruların açıklığa kavuşturulmasını
sağlayabilir. Önerilen konu ve bağlam hakkındaki varsayımların ortaya çıkmasına ve
sınanmaya başlanmasına olanak tanır. Araştırma yöntemlerinin denenmesi için önemli bir
imkân sağlar (Glesne, 2014, s. 74-75).
Öğrencilerin çalışmayı ne kadar sürede tamamlayacaklarını saptamak, veri toplama
araçlarının yeterliği ile olası sorunları tespit etmek amacıyla 23-27 Şubat 2015 tarihleri
arasında ön uygulama yapılmıştır. Ön uygulama öncesinde TÜİK gelişmişlik düzeyi
verilerine6 göre üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeydeki ortaokullar belirlenerek
araştırma izin belgesi7 alınmıştır. Ön uygulama için Ankara ilinin merkez ilçelerinden orta
sosyoekonomik düzeyde bir devlet okulunda öğrenim gören 50 kişiden oluşan ortaokul
sekizinci sınıf öğrencisi seçilmiştir. Ön uygulama sırasında herhangi bir sorunla
6
TÜİK gelişmişlik düzeyi verilerinin istatistiki bilgi talebini gösteren belge EK 3’te yer almaktadır.
7
Araştırma izin belgesi EK 4’te yer almaktadır.
92
karşılaşılmadığından, uygulama sonrası değişiklik yapılmasına gerek görülmemiştir.
Öğrencilerin çalışmayı ortalama olarak 45 dakikada tamamladıkları tespit edilmiştir.
Birinci Uygulama
Araştırmanın birinci uygulama aşaması8 2015 yılının Mart-Nisan ayları boyunca
gerçekleştirilmiş olup, araştırma kapsamındaki her okula gidilerek uygulama bizzat
araştırmacı tarafından yapılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilere formlar dağıtılmadan
önce, araştırmacı kendisini tanıtmış ve araştırmanın amacıyla ilgili bilgi vermiştir.
Ardından, yönergeyle beraber altı adet metafor formundan oluşan mecazlar yoluyla veri
toplama formu öğrencilere dağıtılmıştır. Yönerge yazılı olarak yer almasına rağmen sözel
olarak da ifade edilmiştir. Formlar yaklaşık bir ders saatinde doldurulmuştur. Araştırmanın
ikinci uygulama aşamasına katılmaya gönüllü olan öğrenciler, araştırmacıya form
numaralarını yazdırdıktan sonra formlar toplanmıştır. Toplanan formlar, her bir barış
eğitimi ögesine göre oluşturulan metafor ve gerekçesi ile buna yönelik çizilen resim,
karikatür veya sembol bakımından bir uzman ile beraber incelenmiştir. Yapılan inceleme
sonucu benzer resim, karikatür veya sembol çizenler; farklı resim, karikatür veya sembol
çizenler; hiç resim, karikatür veya sembol çizmeyenler belirlenmiştir. Görsel dokümanlar;
ilgili olduğu metaforla ve gerekçesiyle bağlantılı olması, açık, anlaşılır ve özenli olması
bakımlarından değerlendirilmiştir.
İkinci Uygulama
Araştırmanın ikinci uygulama aşaması 2015 yılının Mayıs ayında, araştırmacının kendisi
tarafından gerçekleştirilmiştir. İkinci uygulamada yer alacak öğrenciler öncelikli olarak ilk
uygulama sonrası araştırmacıya form numaralarını yazdıranlar arasından, amaçlı
örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklemesine göre seçilmiştir. Barış
eğitimi ögelerine ilişkin üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeyden, birinci uygulama
aşaması sonrasında belirlenen benzer resim, karikatür veya sembol çizenler; farklı resim,
karikatür veya sembol çizenler; hiç resim, karikatür veya sembol çizmeyenlerden oluşan 39
öğrenci ile görüşme yapılmıştır. Görüşmeye başlamadan önce her öğrenciyle ilgili olarak
8
Araştırmanın birinci uygulama aşamasına ilişkin fotoğraflar EK 5’te yer almaktadır.
93
görüşme formundaki bilgiler doldurulmuştur. Öğrencilere görüşmenin amacı ve görüşmede
söyleyeceklerinin gizli kalacağı açıklanmıştır. Öğrencilerden görüşmelerin kayıt cihazıyla
kayıt edileceğine dair izin alınmıştır. Sonrasında barış eğitimi ögeleriyle ilgili olarak
hazırlanan açık uçlu sorular yönlendirilmiştir. Görüşmeler müdür yardımcısı odasında,
rehberlik servisinde ve teknoloji tasarım odasında gerçekleşmiş, her bir görüşme yaklaşık 5
ile 10 dakika arasında olmak üzere, toplamda 220 dakika sürmüştür.
Verilerin Analizi
Uygulama sonrasında elde edilen veriler, içerik analizi ile ortaya konmuş ve
düzenlenmiştir. İçerik analizi, hacimli olan nitel materyali alarak temel tutarlılıkları ve
anlamları belirlemeye yönelik herhangi bir nitel veri indirgeme ve anlamlandırma çabasını
ifade etmektedir (Patton, 2014, s. 453). Yazılı ve sözlü materyallerin sistemli bir analizi
olarak gösterilen içerik analizi, insanların söylediklerinin ve yazdıklarının açık talimatlara
göre kodlanarak nicelleştirilmesi-sayısallaştırılması süreci olarak tanımlanmaktadır (Balcı,
2013, s. 220). Analiz süreci, verilerin kodlanmasını ve kategorilerin oluşturulmasını
kapsamaktadır (Merriam, 2013, s. 196). İçerik analizinde temel amaç, toplanan verileri
açıklayabilecek kavramlara ve ilişkilere ulaşmaktır. Bu amaçla toplanan veriler önce
kavramsallaştırılmakta, sonra ortaya çıkan kavramlar düzenlenmekte ve veriyi açıklayan
temalar saptanmaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2013, s. 259). Araştırmacı, metinlerin
içindeki belli kelimelerin veya kavramların varlığını, anlamlarını ve ilişkilerini belirleyip
analiz ederek, metinlerdeki mesaja ilişkin çıkarımlarda bulunmaktadır. İçerik analizi
metinler üzerinde kullanılan bir teknik olduğu gibi öğrenci resimleri gibi görsellerin ya da
televizyon programlarının incelenmesinde de kullanılmaktadır (Büyüköztürk vd., 2012, s.
240).
Verilerin analizi süreci, Saban (2009) ve Kılcan (2013)’dan yararlanılarak beş aşamada
gerçekleştirilmiştir.
Birinci Aşama: Kodlama ve Ayıklama
Kodlama ve ayıklama aşaması; metaforların kodlanması ve ayıklanması ile görsel
dokümanların ayıklanması olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilmiştir.
94
Metaforları Kodlama ve Ayıklama Aşaması
Bu aşamada barış eğitimi ögelerinden her biriyle alakalı olarak öğrenciler tarafından
oluşturulan metaforların Excel programında alfabetik sıraya göre geçici bir listesi
yapılmıştır. Öğrencilerin oluşturduğu metaforların açık bir biçimde ifade edilmiş olması
göz önünde bulundurularak her metafor için kodlama yapılmıştır. Daha sonra formlar bir
uzman ile incelenerek değerlendirme yapılmıştır. Formlar, Forceville (2002) tarafından
ifade edilen, metafor ilişkisindeki temel ögelerin yer almasına göre değerlendirilmiştir.
Buna göre; metaforun konusu araştırmacı tarafından her bir formda verilmiştir. Metaforun
kaynağı ile metaforun kaynağından konusuna yüklenmesi düşünülen özelliklerin ise
öğrenciler tarafından oluşturulması istenmiştir.
Metaforların değerlendirilmesi sonrasında;

Belirtilen kavrama ilişkin bir metaforun yer aldığı, ancak gerekçesi ifade edilmeyen
metafor formları,

Belirtilen kavrama ilişkin bir metaforun ve gerekçesinin yer aldığı, ancak metaforun
kaynağından konusuna yüklenen özelliklerin net olarak anlaşılmadığı metafor formları,

Belirtilen kavrama ilişkin bir metaforun yer almadığı, sadece belirtilen kavramın
tanımının ya da açıklamasının yer aldığı metafor formları,

Boş bırakılan metafor formları,

Geliştirilen metaforlara bağlı olarak oluşturulan metafor kategorilerinden herhangi
birine ait özellikleri içermeyen metafor formları ayıklanarak araştırmanın kapsamı
dışında9 bırakılmıştır.
Görsel Dokümanları Ayıklama Aşaması
Bu aşamada barış eğitimi ögelerinden her biriyle alakalı olarak öğrenciler tarafından
oluşturulan metaforla ve metaforun gerekçesiyle bağlantılı olarak çizilen resim, karikatür
veya semboller bir uzman ile incelenerek değerlendirme yapılmıştır.
9
Kapsam dışında bırakılan metaforlara ilişkin örnekler EK 6’da yer almaktadır.
95
Görsel dokümanların değerlendirilmesi sonrasında;

Belirtilen kavrama ilişkin geçerli bir metaforun ve/veya gerekçesinin yer almadığı,
sadece belirtilen kavramla ilgili olan görsel dokümanlar,

İlgili olduğu metaforla ve gerekçesiyle bağlantılı olmayan görsel dokümanlar,

Açık, anlaşılır ve özenli olmayan görsel dokümanlar ayıklanarak araştırmanın kapsamı
dışında10 bırakılmıştır.
Kapsam dışında bırakılan form sayıları:

Barış kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 125, orta sosyoekonomik düzeyden
130 ve alt sosyoekonomik düzeyden 122 olmak üzere, toplamda 377 form kapsam dışı
bırakılmıştır.

Adalet kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 142, orta sosyoekonomik düzeyden
140 ve alt sosyoekonomik düzeyden 141 olmak üzere, toplamda 423 form kapsam dışı
bırakılmıştır.

Güç kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 142, orta sosyoekonomik düzeyden
153 ve alt sosyoekonomik düzeyden 158 olmak üzere, toplamda 453 form kapsam dışı
bırakılmıştır.

Ayrımcılık kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 158, orta sosyoekonomik
düzeyden 163 ve alt sosyoekonomik düzeyden 158 olmak üzere, toplamda 479 form
kapsam dışı bırakılmıştır.

Şiddet kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 143, orta sosyoekonomik düzeyden
154 ve alt sosyoekonomik düzeyden 138 olmak üzere, toplamda 435 form kapsam dışı
bırakılmıştır.

Savaş kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 138, orta sosyoekonomik düzeyden
152 ve alt sosyoekonomik düzeyden 159 olmak üzere, toplamda 449 form kapsam dışı
bırakılmıştır.
10
Kapsam dışında bırakılan görsel dokümanlara ilişkin örnekler EK 7’de yer almaktadır.
96
İkinci Aşama: Örnek Metafor Derleme
Öğrencilerin zayıf yapılı metafor imgelerini11 içeren kağıtların ayıklanmasından sonra
araştırma kapsamında geçerli olan metaforlar belirlenmiştir.
Geçerli metafor sayıları:

Barış kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 81, orta sosyoekonomik düzeyden 78
ve alt sosyoekonomik düzeyden 79 olmak üzere, toplamda 238 adet geçerli metafor
elde edilmiştir.

Adalet kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 64, orta sosyoekonomik düzeyden
68 ve alt sosyoekonomik düzeyden 60 olmak üzere, toplamda 192 adet geçerli metafor
elde edilmiştir.

Güç kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 64, orta sosyoekonomik düzeyden 55
ve alt sosyoekonomik düzeyden 43 olmak üzere, toplamda 162 adet geçerli metafor
elde edilmiştir.

Ayrımcılık kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 48, orta sosyoekonomik
düzeyden 45 ve alt sosyoekonomik düzeyden 43 olmak üzere, toplamda 136 adet
geçerli metafor elde edilmiştir.

Şiddet kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 63, orta sosyoekonomik düzeyden 54
ve alt sosyoekonomik düzeyden 63 olmak üzere, toplamda 180 adet geçerli metafor
elde edilmiştir.

Savaş kavramı için üst sosyoekonomik düzeyden 68, orta sosyoekonomik düzeyden 56
ve alt sosyoekonomik düzeyden 42 olmak üzere, toplamda 166 adet geçerli metafor
elde edilmiştir.
Barış eğitimi ögelerinden barış, adalet, güç, ayrımcılık, şiddet ve savaş kavramlarına
yönelik olarak öğrenciler tarafından üretilen metaforların yer aldığı metafor formları, üst,
orta ve alt sosyoekonomik düzeylere göre ayıklanarak, geçerli metaforlar incelenmiştir.
11
Zayıf yapılı metafor imgesi içeren kağıtlar, metaforun kaynağından konusuna yüklenen özellikler
bakımından belirlenmiştir.
97
Geçerli metaforlar tekrar alfabetik sıraya göre dizilip, ham veriler ikinci kez gözden
geçirilerek düzenlenmiştir.
Geçerli metaforlar düzenlendikten sonra örnek metafor listesi oluşturulmuştur. Örnek
metafor listesi, geçerli metaforları en iyi temsil eden öğrenci formlarından örnek metafor
ifadeleri seçilerek, bunların derlenmesiyle oluşturulmuştur. Bu liste, Saban (2009)
tarafından belirtildiği üzere, metaforların belirli kategoriler altında toplanmasını sağlamak
ve veri analiz süreci ile yorumları geçerli kılmak amacıyla oluşturulmuştur. Metaforları
ayıklama ve örnek metafor derleme aşaması sonrasındaki sayılar Tablo 5’te
gösterilmektedir.
Tablo 5. Barış Eğitimi Ögelerine İlişkin Metaforları Ayıklama ve Örnek Metafor Derleme
Aşaması Sonrasındaki Sayılar
Sosyoekonomik
Düzey
ÜST
ORTA
ALT
Form
Geçerli
Geçersiz
Boş
Geçerli
Geçersiz
Boş
Geçerli
Geçersiz
Boş
Barış Eğitimi Ögeleri
Barış Adalet Güç Ayrımcılık Şiddet
81
64
64
48
63
120
136
135
149
129
5
6
7
9
14
78
68
55
45
54
128
135
149
157
150
2
5
4
6
4
79
60
43
43
63
116
137
150
144
124
6
4
8
14
14
Toplam
Öğrenci
Savaş
68
123
15
56
145
7
42
146
13
Öğrenci
206
208
201
615
Üçüncü Aşama: Kategori Geliştirme
Öğrenciler tarafından üretilen metaforlar, her bir kavrama ilişkin olarak sahip oldukları
ortak özellikler bakımından ele alınmıştır. Buna göre, geliştirilen metaforların gerekçesine
bakılmış, ortak özellikte olanlar gruplandırılarak sosyoekonomik düzeylere göre
kategorilere ayrılmıştır.
98
Geliştirilen kategori sayıları:

Barış kavramı için üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeyde 5’er kategori
oluşturulmuştur.

Adalet kavramı için üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeyde 4’er farklı kategori
oluşturulmuştur.

Güç kavramı için üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeyde 4’er farklı kategori
oluşturulmuştur.

Ayrımcılık kavramı için üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeyde 3’er kategori
oluşturulmuştur.

Şiddet kavramı için üst ve orta sosyoekonomik düzeyde 4’er, alt sosyoekonomik
düzeyde ise 5 farklı kategori oluşturulmuştur.

Savaş kavramı için üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeyde 4’er farklı kategori
oluşturulmuştur.
Dördüncü Aşama: Geçerliği ve Güvenirliği Sağlama
Nitel araştırmada, nicel araştırmadakinden farklı olarak, güvenirlik ve geçerlikle ilgili
alınan birtakım önlemler bulunmaktadır. Genel bir ifadeyle geçerlik, araştırma sonuçlarının
doğruluğunu; güvenirlik ise araştırma sonuçlarının tekrar edilebilirliğini konu edinmektedir
(Yıldırım ve Şimşek, 2013, s. 289).
Araştırmanın geçerliğini sağlamak için, öğrencilerin barış eğitimi algıları olduğu biçimde
ortaya konmuştur. Araştırmada elde edilen verilerin teyit edilmesine yardımcı olmak için
üçgenleme yöntemi kullanılmıştır. Bu kapsamda; mecazlar yoluyla veri toplama, doküman
analizi ve görüşme birlikte kullanılmıştır. Barış eğitimi hakkında bütüncül bir resim
oluşturabilmek için, mecazlar yoluyla veri toplama formu ve öğrenci resim, karikatür veya
sembollerinden elde edilen veriler, bir uzman ile değerlendirilmiş ve geçerli olmayan
formlar elenerek kapsam dışında bırakılmıştır. Toplanan verilerin analiz süreci detaylı
olarak açıklanmıştır. Barış eğitimi ögeleriyle ilgili oluşturulan metaforların her biri için
onu en iyi temsil eden örnek metaforlar derlenmiş, bu metaforlar, resim, karikatür veya
sembollerden oluşan görsel dokümanlar ve öğrenci görüşmeleriyle beraber “Bulgular”
bölümünde ayrıntılı olarak betimlenmiştir. Ayrıca her iki uygulama aşamasında da
99
araştırmaya katılan öğrenciler, amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik
örneklemesi ile belirlenmiştir.
Araştırmanın güvenirliğini sağlamak için, araştırmada izlenen aşamalar ayrıntılı ve açık bir
biçimde
rapor
edilmiştir.
Araştırmanın
yöntemi,
verilerin
toplanması,
analizi,
yorumlanması ve sonuçları basamaklar hâlinde açıklanmıştır. Öğrencilerin ürettiği
metaforlar, bunlara yönelik oluşturulan resim, karikatür veya semboller, öğrenci
görüşmeleri yoluyla elde edilen veriler herhangi bir yorum katılmadan, doğrudan alıntılar
yapılarak sunulmuş, yorumlar daha sonra yapılmıştır. Tutarlık incelemesine bağlı olarak
veriler benzer süreçlerde toplanmış; her öğrenciye aynı form uygulanmış, görüşmelerde
sorular benzer bir yaklaşımla sorulmuştur. Verilerin kodlanması ile sonuçlarla
ilişkilendirilmesi de benzer süreçlerde gerçekleştirilmiştir. Teyit incelemesine bağlı olarak
gerektiğinde ham verilerin sunulabilmesi için tüm veri toplama araçları, ham veriler, analiz
aşamasında yapılan kodlamalar ve rapora temel oluşturan çıkarımlar saklanmıştır.
Araştırmanın güvenirliğini sağlamak için uzman görüşü alınmıştır. Araştırmadaki barış
eğitimi ögelerine yönelik olarak her sosyoekonomik düzeyde ulaşılan kategoriler altında
verilen metaforların söz konusu kategoriyi temsil edip etmediği, bir uzman tarafından
incelenmiştir. Araştırmacı tarafından oluşturulan kategori ve metafor eşleştirmeleri ile
uzman tarafından oluşturulan eşleştirmeler karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma sonrası
eşleştirmelerde benzer olanlar “Görüş Birliği”, farklı olanlar “Görüş Ayrılığı” olarak kabul
edilmiştir. “Görüş Birliği” ve “Görüş Ayrılığı” sayıları belirlenip, Miles ve Huberman
(1994, s. 64) formülü12 kullanılarak araştırmanın güvenirliği hesaplanmıştır.

Barış kavramı için güvenirlik:
Üst sosyoekonomik düzeyde bir metafor (Atatürk) farklı kategori ile ilişkilendirilerek
değiştirilmiştir. Güvenirlik = %99 olarak hesaplanmıştır.
Orta sosyoekonomik düzeyde üç metafor (Dostluk, Kardeşlik ve Nehir) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %96 olarak hesaplanmıştır.
12
P (Uzlaşma Yüzdesi) = Na (Görüş Birliği) / Na (Görüş Birliği) + Nd (Görüş Ayrılığı) x 100
100
Alt sosyoekonomik düzeyde iki metafor (Ankara ve Evlilik) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %97 olarak hesaplanmıştır.

Adalet kavramı için güvenirlik:
Üst sosyoekonomik düzeyde dört metafor (Balık, Bilge, Mahkeme ve Terazi) farklı
kategori ile ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %94 olarak hesaplanmıştır.
Orta sosyoekonomik düzeyde üç metafor (Kanun, Temel Reis ve Terazi) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %95 olarak hesaplanmıştır.
Alt sosyoekonomik düzeyde iki metafor (Öğretmen ve Ülke) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %97 olarak hesaplanmıştır.

Güç kavramı için güvenirlik:
Üst sosyoekonomik düzeyde dört metafor (Aslan, Balyoz, Öfke ve Tank) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %94 olarak hesaplanmıştır.
Orta sosyoekonomik düzeyde üç metafor (Ateş, Beyin ve Millet) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %94 olarak hesaplanmıştır.
Alt sosyoekonomik düzeyde dört metafor (Aile, Birlik ve Beraberlik, İrade ve Kalp) farklı
kategori ile ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %91 olarak hesaplanmıştır.

Ayrımcılık kavramı için güvenirlik:
Üst sosyoekonomik düzeyde üç metafor (Cinsiyet, Irk ve Ten Rengi) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %94 olarak hesaplanmıştır.
Orta sosyoekonomik düzeyde iki metafor (Cahiliye Dönemi ve Engel) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %95 olarak hesaplanmıştır.
Alt sosyoekonomik düzeyde dört metafor (Cinsiyet, Renkler, Takım Tutmak ve Taraf
Tutmak) farklı kategori ile ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %91 olarak
hesaplanmıştır.
101

Şiddet kavramı için güvenirlik:
Üst sosyoekonomik düzeyde üç metafor (Alkol, Deprem ve Silah) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %95 olarak hesaplanmıştır.
Orta sosyoekonomik düzeyde üç metafor (Meteor, Şimşek ve Tahtaya Çivi Çakmak) farklı
kategori ile ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %94 olarak hesaplanmıştır.
Alt sosyoekonomik düzeyde beş metafor (Alkol, Ateş, Davul, Karanlık ve Silah) farklı
kategori ile ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %92 olarak hesaplanmıştır.

Savaş kavramı için güvenirlik:
Üst sosyoekonomik düzeyde iki metafor (Doğal Seçilim ve Kaybolan Umut) farklı
kategori ile ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %97 olarak hesaplanmıştır.
Orta sosyoekonomik düzeyde iki metafor (Azim ve Son Şık) farklı kategori ile
ilişkilendirilerek değiştirilmiştir. Güvenirlik = %96 olarak hesaplanmıştır.
Alt sosyoekonomik düzeyde bir metafor (Suriye) farklı kategori ile ilişkilendirilerek
değiştirilmiştir. Güvenirlik = %98 olarak hesaplanmıştır.
Saban (2009) tarafından belirtildiği üzere “nitel çalışmalarda, uzman ve araştırmacı
değerlendirmeleri arasındaki uyumun yüzde 90 ve üzeri olduğu durumlarda arzu edilen
düzeyde bir güvenilirlik sağlanmış olmaktadır”. Bu hesaplamalara göre araştırma güvenilir
kabul edilmiştir.
Beşinci Aşama: Verilerin Bilgisayar Ortamına Aktarılması
Öğrencilerin barış eğitimine yönelik oluşturdukları geçerli metaforların belirlenmesi ve bu
metaforlara göre oluşturulan kategorilerin geliştirilmesinden sonra elde edilen tüm veriler
bilgisayar ortamına aktarılmıştır. Metaforları ve metaforların ait olduğu kategorileri temsil
eden öğrenci sayısı (f) ve yüzdesi (%) hesaplanmıştır. Bu hesaplara göre oluşturulan
metaforlara ve metafor kategorilerine ait tablolar, örnek metafor listesindeki metaforlar ve
bu metaforlara ilişkin çizilen resim, karikatür veya semboller ile görüşme verileri
bilgisayar ortamında incelenmiştir.
102
Bilgisayar ortamında incelenen verilere göre geçerli metaforları en iyi temsil eden öğrenci
formları belirlenmiştir. Bu formlar, metafor ilişkisindeki temel ögelerden, metaforun
kaynağından konusuna yüklenen özellikler kapsamında, metaforun oluşturulma gerekçesini
belirten ifadelerden yüksek frekansa sahip olanlar arasından seçilmiştir. “Bulgular”
bölümünde, seçilen metaforlara ilişkin ifadelere, tırnak içinde (“...”), olduğu gibi alınarak
yer verilmiştir. Metaforların ardından, metaforu desteklemesi amacıyla, öğrenci tarafından
çizilen ve geçerli olarak değerlendirilen resim, karikatür veya sembollere yer verilmiştir.
Ayrıca öğrencilerle yapılan görüşmelerden elde edilen verilere de bu bölümde yer
verilmiştir. Yer verilen metafora yönelik kişisel bilgiler, ilgili olduğu metafor ifadesinin
hemen ardında, parantez içinde kodlanmış olarak belirtilmiştir. Bu kodlara göre; parantez
içindeki “Ü”, “O” ve “A” kısaltmaları sırasıyla üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeyi
simgelemektedir. Bunların hemen yanındaki “5”, “82”, “193” gibi sayılar ise öğrencinin
form numarasını temsil etmektedir.
103
104
BÖLÜM IV
BULGULAR
Bu bölümde araştırma verilerinin çözümlenmesi sonucu elde edilen bulgulara yer
verilmiştir. Bulgular, üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören
öğrencilerden elde edilen verilere yönelik olarak ayrı başlıklar altında sunulmuştur.
Üst Sosyoekonomik Düzeye İlişkin Bulgular
Barış, adalet, güç, ayrımcılık, şiddet ve savaş kavramlarıyla ilgili olarak öğrenciler
tarafından geliştirilen metaforlar ve bu metaforlara bağlı olarak oluşturulan metafor
kategorileri farklı tablolarda13 gösterilmektedir.
Barış Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 6. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Barış”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
METAFOR
(f)
%
Su
8
6,48
Sıra
No
31
2
Çiçek
4
3,24
32
3
Atatürk
3
2,43
33
13
METAFOR
(f)
%
Göz
Gözyaşı
Dökmemek
Güneş Sistemi
1
0,81
1
0,81
1
0,81
Metaforlara ilişkin oluşturulan tablolar, frekansı (f) yüksek olan metafordan başlanarak alfabetik olarak
sıralanmıştır.
105
Tablo 6 (devam)
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
3
2
2
2
2
2
2
2
2
1
2,43
1,62
1,62
1,62
1,62
1,62
1,62
1,62
1,62
0,81
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
Halat
Huzur
İlaç
İngilizce
Kardeşlik
Kazanmak
Kitap
Lolipop
Mutlu Aile
Mutluluk
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
1
0,81
44
Orman
1
0,81
15
16
17
18
Kalp
Deniz
Doğa
Dostluk
El Ele Tutuşmak
Gülümseyen Çocuk
Güneş
Müzik
Oksijen
Ağaç
Ağlayan Birini
Güldürmek
Anahtar
Antlaşma
Ateşkes Bayrağı
Balon
1
1
1
1
0,81
0,81
0,81
0,81
45
46
47
48
1
1
1
1
0,81
0,81
0,81
0,81
19
Bayrak
1
0,81
49
1
0,81
20
Beyaz
1
0,81
50
1
0,81
21
Beyaz Bayrak
1
0,81
51
1
0,81
22
23
24
25
26
27
28
Beyaz Işık
Birleşen İki El
Çikolata
Dayanışma
Durgun Akan Dere
Düzgün Yol
El Sıkışmak
1
1
1
1
1
1
1
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
52
53
54
55
56
57
58
1
1
1
1
1
1
1
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
0,81
29
En İyi Arkadaş
1
0,81
59
Oyuncak
Pamuk Şeker
Parfüm
Pasta
Sağlam İnsan
Vücudu
Sakin Orman
Savaşların Üzerine
Düşen Cemre
Saygı
Sessizlik
Solunum Cihazı
Tom-Jerry
Uyumak
Yemek
Zeytin Dalı
Zeytin Dalı Tutan
Güvercin
1
0,81
30
Göçmen Kuş
1
0,81
TOPLAM
81
100
14
Üst sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “barış” kavramıyla ilgili
59 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 47’si yalnız bir öğrenci tarafından
temsil edilmektedir. Kalan 12 metafor ise 2-8 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,4’tür. Barış kavramına
yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında “su”
(f:8), “çiçek” (f:4), “Atatürk” (f:3) ve “kalp” (f:3) yer almaktadır.
106
Tablo 7. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Barış” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
1
2
3
4
5
KATEGORİ
Metaforlar
Ağaç, Ağlayan Birini Güldürmek,
Balon, Beyaz Işık, Çiçek, Çikolata,
Deniz, Doğa, Durgun Akan Dere, En
Mutluluk
İyi Arkadaş, Göçmen Kuş, Gözyaşı
Veren
Dökmemek, Gülümseyen Çocuk,
Huzur, Lolipop, Müzik, Pamuk
Şeker, Parfüm, Pasta, Uyumak
Antlaşma, Deniz, Güneş, İngilizce,
İhtiyaç
Kalp, Kardeşlik, Kazanmak, Oksijen,
Duyulan
Orman, Oyuncak, Saygı, Solunum
Cihazı, Su, Yemek
Anahtar, Atatürk, Ateşkes Bayrağı,
Olumlu
Beyaz Bayrak, Dostluk, Düzgün Yol,
Sonuca
Göz, İlaç, Kalp, Kitap, Sağlam İnsan
Götüren
Vücudu, Savaşların Üzerine Düşen
Cemre, Sessizlik
Çiçek, Dayanışma, Doğa, El Ele
Birlikte,
Tutuşmak, Güneş Sistemi, Halat,
Uyum
Kalp, Mutlu Aile, Mutluluk, Sakin
İçinde Olan
Orman, Tom-Jerry
Atatürk, Bayrak, Beyaz, Birleşen İki
Simge
El, Dostluk, El Sıkışmak,
Hâline
Gülümseyen Çocuk, Zeytin Dalı,
Gelmiş Olan
Zeytin Dalı Tutan Güvercin
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
20
23
14
23
13
13
11
12
9
10
Üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “barış” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 5 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “birlikte, uyum içinde olan”, “ihtiyaç duyulan”, “mutluluk veren”, “olumlu
sonuca götüren” ve “simge hâline gelmiş olan” şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Mutluluk Veren
Tablo 7’ye göre; “mutluluk veren” kategorisi, 20 metafordan ve 23 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
107
kullanılanların “çiçek” (f:3) ve “müzik” (f:2) olduğu görülmektedir. “Mutluluk veren”
kategorisinden örnekler14 şunlardır:
“Barış, yeni açmış bir çiçek gibidir. Çünkü umutla beklenir tomurcuğun filizlenip açılması
ve açtığında ise etrafa mutluluk yayar. İnsanların içini rahatlatır. Mutluluğun sembolüdür
çiçekler ve barış da çiçeklere benzer” (Ü, 165).
Şekil 9. Öğrenci Ü, 165’in Çizimi
“Barış, müzik gibidir. Çünkü insanın ruhunu güzelleştirir. Herkesi mutlu eder. Müziğin
büyüsü gibidir” (Ü, 135).
14
Her bir kategori için verilen örnekler, o kategoriden frekansı (f) yüksek olanlarla sınırlandırılmıştır.
Öğrenciler tarafından geliştirilen metaforların, çizilen resim, karikatür veya sembollerin ve görüşme
verilerinin tamamının araştırmaya dâhil edilmesinin çok yer kaplayacağı ve okuyucular için yorucu olacağı
düşünülmüştür.
108
Şekil 10. Öğrenci Ü, 135’in Çizimi
Kategori 2: İhtiyaç Duyulan
Tablo 7’ye göre; “ihtiyaç duyulan” kategorisi, 14 metafordan ve 23 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “su” (f:8), “güneş” (f:2) ve “oksijen” (f:2) olduğu görülmektedir. “İhtiyaç
duyulan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Barış, su gibidir. Çünkü suya ihtiyacımız vardır. İhtiyacımızı karşılayamadığımızda da
ölürüz. Barış da öyledir. Eğer olmazsa ölürüz” (Ü, 137).
“Barış, şu an ihtiyacımız olduğu bir şey diye düşünüyorum. Hani gerçekten insanlığın şu an
için ihtiyacı olan bir şey. Ben o yüzden hani insanın sürekli ihtiyaç duyduğu bir şeye benzettim.
Suya benzettim barışı. Hani insan, hani susuz yaşayamaz. O yüzden sürekli suya ihtiyaç
duyarız ve içmemiz gerekir. Hani barış da öyle ihtiyaç duyduğumuz bir şeydir ve hani insanlık
adına bu, yani barış olmazsa olmaz gibi bir şeydir. O yüzden hani su yani ihtiyacımızdır”
(Görüşme Ü, 137).
“Barış, güneş gibidir. Çünkü her zaman olması gereklidir. Barışın da her zaman olması
gerekir” (Ü, 42).
109
Şekil 11. Öğrenci Ü, 42’nin Çizimi
“Barış, oksijen gibidir. Çünkü oksijen olmadan nefes alamayız, hayatı sürdüremeyiz. Barış
olmayan bir dünyada da yaşamak çok zor olur” (Ü, 1).
Şekil 12. Öğrenci Ü, 1’in Çizimi
110
Kategori 3: Olumlu Sonuca Götüren
Tablo 7’ye göre; “olumlu sonuca götüren” kategorisi, 13 metafordan ve 13 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Olumlu sonuca götüren”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Barış, göz gibidir. Çünkü göz en önemli organlarımızdan biridir bence. Gözsüz önümüzü
yani geleceğimizi göremeyiz. Barış da insanlık için böyledir” (Ü, 133).
Şekil 13. Öğrenci Ü, 133’ün Çizimi
“Barışı göze benzetmek istedim. Çünkü göz insanlar arasında hani olmazsa olmaz diyeceğimiz
en önemli organlardan birisi, bence! Hani mesela kulağımız olmadan, burnumuz olmadan pek
çok şeyi yapabiliriz fakat gözümüz olmadan birçok şeyin daha da çabuk köreldiğini fark ederiz.
Barış da bunun gibidir. Çünkü gözler insanın geleceğini görür. Hani farklı şeyleri algılamasını
sağlar. Barış da bunun gibi ve barış eğer olmazsa insanlar açısından gelecek gözükmez ve aynı
dediğim gibi göz olmazsa çok şey körelir. Barış olmazsa da yine aynı şekilde çok şey körelir…
Resimde aslında bunu daha çok ifade eden bir şey çizmek istedim. Zaten hani göze benzettim.
Bunun için de gözün algılama şekli ile ilgili resimler var hani, ben bu resimde de onun gibi bir
şey çizmek istedim. Barış işareti olan işareti gözün gördüğü kısma koydum. Hani göz bunu
algılıyor manasında” (Görüşme Ü, 133).
111
Kategori 4: Birlikte, Uyum İçinde Olan
Tablo 7’ye göre; “birlikte, uyum içinde olan” kategorisi, 11 metafordan ve 12 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “el ele tutuşmak” (f:2) olduğu görülmektedir. “Birlikte, uyum içinde olan”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Barış, iki insanın ellerini tutması gibidir. Çünkü ben insanların birbiri ile yardımlaşarak,
onların kusurlarını hoş görüp birlikte hareket ederek uyumlu olunabileceğini
düşünüyorum. Bu sayede yurtta ve dünyada barış sağlanmış olur” (Ü, 174).
Şekil 14. Öğrenci Ü, 174’ün Çizimi
Kategori 5: Simge Hâline Gelmiş Olan
Tablo 7’ye göre; “simge hâline gelmiş olan” kategorisi, 9 metafordan ve 10 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “Atatürk” (f:2) olduğu görülmektedir. “Simge hâline gelmiş olan”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Barış, Mustafa Kemal Atatürk gibidir. Çünkü Atatürk ömrü boyunca barışın temsilcisi
olmuştur” (Ü, 180).
112
Adalet Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 8. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Adalet”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
METAFOR
(f)
%
Terazi
Atatürk
Güneş
Anne
Annem-Babam
Aslan
Ayna
Balık
Bilge
Ceza
23
4
2
1
1
1
1
1
1
1
14,72
2,56
1,28
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
Sıra
No
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
11
Çocuk Kavgası
1
0,64
30
12
Deney
1
0,64
31
13
14
15
16
Farklılıklarımız
Haklarımız
Hükümet Reisi
Işık
İnsan Haklarının
Savunulması
İyi Kalpli İnsan
Kalkan
1
1
1
1
0,64
0,64
0,64
0,64
1
1
1
17
18
19
METAFOR
(f)
%
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
1
0,64
1
0,64
32
33
34
35
Kanun
Kardeş Payı
Kayıp Eşya
Mahkeme
Nota
Okul Sırası
Öğretmen
Ölüm
Polis
Saat
Sakladığımız
Değerli Eşyalar
Sandalyenin
Ayakları
Sınıf
Su
Şair
Tabure
1
1
1
1
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
36
Tartı
1
0,64
0,64
0,64
37
38
Toprak
Uzaylılar
1
1
0,64
0,64
TOPLAM
64
100
Üst sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “adalet” kavramıyla
ilgili 38 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 35’i yalnız bir öğrenci
tarafından temsil edilmektedir. Kalan 3 metafor ise 2-23 öğrenci tarafından temsil
edilmektedir. Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,7’dir. Adalet
kavramına yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar
arasında “terazi” (f:23), “Atatürk” (f:4) ve “güneş” (f:2) yer almaktadır.
113
Tablo 9. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Adalet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
1
2
3
4
KATEGORİ
Eşitlik
Sağlayan
Hak Ettiğini
Veren,
Koruyan
Doğruyu
Gösteren
Varlığı
Hissedilen
Metaforlar
Anne, Annem-Babam, Aslan,
Atatürk, Ayna, Çocuk Kavgası,
Deney, Farklılıklarımız, Haklarımız,
İnsan Haklarının Savunulması, İyi
Kalpli İnsan, Kardeş Payı, Okul
Sırası, Ölüm, Saat, Sandalyenin
Ayakları, Sınıf, Tabure, Tartı, Terazi
Balık, Ceza, Kalkan, Kanun,
Mahkeme, Nota, Öğretmen, Polis,
Su, Şair, Terazi, Toprak
Bilge, Güneş, Hükümet Reisi, Işık,
Terazi
Kayıp Eşya, Sakladığımız Değerli
Eşyalar, Uzaylılar
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
20
40
12
14
5
7
3
3
Üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “adalet” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “doğruyu gösteren”, “eşitlik sağlayan”, “hak ettiğini veren, koruyan” ve
“varlığı hissedilen” şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Eşitlik Sağlayan
Tablo 9’a göre; “eşitlik sağlayan” kategorisi, 20 metafordan ve 40 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “terazi” (f:18) ve “Atatürk” (f:4) olduğu görülmektedir. “Eşitlik sağlayan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Adalet, terazi gibidir. Çünkü herkes eşit olunca terazi dengede durur ve insanlar arası
bağlar gelişir. Kalpler oluşur” (Ü, 119).
114
Şekil 15. Öğrenci Ü, 119’un Çizimi
“Adalet, Atatürk gibidir. Çünkü Atatürk her insana eşit, adaletli davranmış; haklıyı haksız,
suçluyu suçsuz göstermemiş, eşitliği sağlamıştır” (Ü, 161).
Şekil 16. Öğrenci Ü, 161’in Çizimi
115
Kategori 2: Hak Ettiğini Veren, Koruyan
Tablo 9’a göre; “hak ettiğini veren, koruyan” kategorisi, 12 metafordan ve 14 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “terazi” (f:3) olduğu görülmektedir. “Hak ettiğini veren, koruyan”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Adalet, terazi gibidir. Çünkü suçluları terazinin bir kefesine koyduğumuzu düşünürsek,
adalet sayesinde onu dengeleyecek kadar ceza verilir” (Ü, 171).
Şekil 17. Öğrenci Ü, 171’in Çizimi
“Adaleti teraziye benzettim. Yani terazi, sonuçta mesela birisi sizden bir kilogram elma isterse,
siz de ona bir kilogram elma verebilmek için önce ağırlığı bir kilogram olarak koyarsınız ve
yanına elmaları dizersiniz. Onlar dengelediğinde bu da adaletli bir alım satım olur. Yani
suçları terazinin bir kefesine koyduğumuzu düşünürsek, adalet sayesinde onu dengeleyecek
kadar ceza verilir. Ben bu şekilde düşünüyorum” (Görüşme Ü, 171).
Kategori 3: Doğruyu Gösteren
Tablo 9’a göre; “doğruyu gösteren” kategorisi, 5 metafordan ve 7 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “güneş” (f:2) ve “terazi” (f:2) olduğu görülmektedir. “Doğruyu gösteren”
kategorisinden örnekler şunlardır:
116
“Adalet, güneş gibidir. Çünkü güneş bizi hem ısıtır hem de aydınlatır, tıpkı adalet gibi”
(Ü, 41).
“Adalet, çalışan bir terazi gibidir. Çünkü ne olursa olsun doğruyu gösterir” (Ü, 7).
Kategori 4: Varlığı Hissedilen
Tablo 9’a göre; “varlığı hissedilen” kategorisi, 3 metafordan ve 3 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun bir öğrenci
tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Varlığı hissedilen” kategorisinden örnek
şöyledir:
“Adalet, uzaylılar gibidir. Çünkü var olduklarını biliriz ama göremeyiz. Ama adaletin var
olduğundan bile emin değiliz” (Ü, 26).
Şekil 18. Öğrenci Ü, 26’nın Çizimi
117
Güç Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 10. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Güç”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
METAFOR
(f)
%
3,84
2,56
1,92
1,92
1,28
1,28
1,28
1,28
Sıra
No
25
26
27
28
29
30
31
32
Faşizm
Frida Kahlo
İlaç
İrade
Kalem
Karadelik
Kaslı Adam
Kavga
1
1
1
1
1
1
1
1
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
1
0,64
33
Kazanmak
1
0,64
1
1
1
1
0,64
0,64
0,64
0,64
34
35
36
37
Kurallar
Mıknatıs
Nefes
Öfke
1
1
1
1
0,64
0,64
0,64
0,64
1
0,64
38
Sonsuz Hak
1
0,64
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
Tank
Teknoloji
Telefon
Toplum
Uyuşturucu
Vinç
Yazı
Yumruk
Zaman
Zehir
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
0,64
TOPLAM
64
100
METAFOR
(f)
%
Para
Aslan
Beyin
Silah
Aşk
Dostluk
İnsan
Kılıç
ABD Dışişleri
Politikası
Akıl
Annem
Araba
Araba Sürmek
Arka Sokaklardaki
Rıza Baba
Ateş
Bağımsızlık
Balyoz
Barut
Basketbol
Baskı
Bir Araya Gelmek
Birleşmiş Eller
Birlik-Beraberlik
Çocuk
6
4
3
3
2
2
2
2
Üst sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “güç” kavramıyla ilgili
48 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 40’ı yalnız bir öğrenci tarafından
temsil edilmektedir. Kalan 8 metafor ise 2-6 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,3’tür. Güç kavramına
yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında “para”
(f:6), “aslan” (f:4), “beyin” (f:3) ve “silah” (f:3) yer almaktadır.
118
Tablo 11. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Güç” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Hükmeden
2
Yönetilmesi
Gereken
3
Dayanıklı
Olan
4
Zarar Veren
Metaforlar
ABD Dışişleri Politikası, Arka
Sokaklar'daki Rıza Baba, Aslan,
Bağımsızlık, Balyoz, Beyin, İnsan,
Kalem, Kaslı Adam, Kazanmak,
Kurallar, Para, Silah, Sonsuz Hak,
Tank
Araba, Araba Sürmek, Ateş, Çocuk,
İlaç, İrade, Kılıç, Mıknatıs, Nefes,
Öfke, Teknoloji, Telefon, Zaman
Akıl, Annem, Aşk, Basketbol, Bir
Araya Gelmek, Birleşmiş Eller,
Birlik Beraberlik, Dostluk, Frida
Kahlo, İnsan, Toplum, Yazı
Aşk, Barut, Baskı, Faşizm,
Karadelik, Kavga, Kılıç, Silah,
Uyuşturucu, Vinç, Yumruk, Zehir
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
15
26
13
13
12
13
12
12
Üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “güç” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “dayanıklı olan”, “hükmeden”, “yönetilmesi gereken” ve “zarar veren”
şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Hükmeden
Tablo 11’e göre; “hükmeden” kategorisi, 15 metafordan ve 26 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “para”
(f:6), “aslan” (f:4) ve “beyin” (f:3) olduğu görülmektedir. “Hükmeden” kategorisinden
örnekler şunlardır:
“Güç, para gibidir. Çünkü günümüzde parası olana ‘abi, abi’ diye gidilirken, parası
olmayanın suratına bile bakılmazken, güçlü olanın da yanında olursun, güçsüz olanı
takmazsın bile” (Ü, 177).
119
Şekil 19. Öğrenci Ü, 177’nin Çizimi
“Ben gücü günümüzden örnek olarak paraya benzettim. Çünkü günümüzde paran varsa
insansın, paran yoksa insan değilsin. Böyle bir şey var. Biz gençler olarak, yani bir şey vardır
bizde, sınıfta falan yani bu her yerde oluyor, paran varsa, mesela paralı olan bir abiye, ‘Abi,
abi, abi’ diye gidiyorsun, ‘Bir isteğin var mı?’, selam veriyorsun, selam alıyorsun. Ama eğer
para yoksa ‘Bu kimmiş, peh işte bu kim, takmıyorum seni, sen kimsin?’ falan gibi sözler
kullanıyorsun, ezmeye çalışıyorsun. Bence para yani güç demek… Mesela ben arkadaş
ortamında da görüyorum. Param işte, cebimde param varsa o çocuk benim en iyi arkadaşım…
Paran olmadığı zaman eğer o dost yanındaysa senin dostundur. Eğer yanında değilse işte o
zaman senin para, gücün demektir” (Görüşme Ü, 177).
“Güç, aslan gibidir. Çünkü aslan ormanın kralıdır ve güç kimdeyse o kraldır” (Ü, 169).
“Mesela ormanda kral olan aslandır. En güçlüsü odur ormanın ve hani güç kimdeyse
aslında o kraldır. Bu yoldan, hani bu yoldan gittim, böyle düşündüm” (Görüşme Ü, 169).
“Güç, beyin gibidir. Çünkü beynin kendisi tüm vücudu yönetir. Güç ise birleşerek istediği
şeyleri yapabilir” (Ü, 162).
“Ben gücü beyne benzettim. Çünkü güç için böyle yani beyin, bizim beynimiz tüm
vücudumuza hâkimdir. Eğer güçlü olursak da biz istediğimiz şeyleri yapabiliriz, eğer o
güce sahip olursak” (Görüşme Ü, 162).
120
Kategori 2: Yönetilmesi Gereken
Tablo 11’e göre; “yönetilmesi gereken” kategorisi, 13 metafordan ve 13 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Yönetilmesi gereken” kategorisinden
örnek şöyledir:
“Güç, bir mıknatıs gibidir. Çünkü mıknatısı doğru yere yöneltirsen sana iyilikleri çeker.
Nereye yönelteceğini bilmen gerekir. Tıpkı gücü nasıl kullanacağımızı bilmemiz gerektiği
gibi” (Ü, 60).
Şekil 20. Öğrenci Ü, 60’ın Çizimi
Kategori 3: Dayanıklı Olan
Tablo 11’e göre; “dayanıklı olan” kategorisi, 12 metafordan ve 13 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “dostluk” (f:2) olduğu görülmektedir. “Dayanıklı olan” kategorisinden örnek
şöyledir:
“Güç, dostluk gibidir. Çünkü dostluk olduğu zaman güç de olur, birbirimizi destekleriz.
Her zaman birlik beraberlik içinde oluruz” (Ü, 170).
121
“Güç, Frida Kahlo gibidir. Çünkü Frida Kahlo o kadar güçlü bir kadındır ki zaferinin
acıya alışabilmek olduğunu düşünmüş, ona bu denli acı veren Diego’ya karşı dimdik
ayakta durmuştur” (Ü, 33).
Şekil 21. Öğrenci Ü, 33’ün Çizimi
Kategori 4: Zarar Veren
Tablo 11’e göre; “zarar veren” kategorisi, 12 metafordan ve 12 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun bir öğrenci
tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Zarar veren” kategorisinden örnek şöyledir:
“Güç, barut gibidir. Çünkü her an yok edebilir” (Ü, 125).
122
Şekil 22. Öğrenci Ü, 125’in Çizimi
Ayrımcılık Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 12. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
METAFOR
(f)
%
Devlet Başkanları
Adaletsizlik
Arkadaş
Irkçılık
İnsan
Öğretmen
Siyahi
Ten Rengi
Yalnızlık
Abi-Abla
Amerika
Anneannem
Bencillik
3
2
2
2
2
2
2
2
2
1
1
1
1
1,44
0,96
0,96
0,96
0,96
0,96
0,96
0,96
0,96
0,48
0,48
0,48
0,48
Sıra
No
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
14
Cinsiyet
1
0,48
33
15
16
17
Göz
Haksızlık
Hastalık
1
1
1
0,48
0,48
0,48
34
35
36
123
METAFOR
(f)
%
Irk
İç-Dış Görünüş
Kaldırım
Kalp
Kanser
Kış
Mızıkçı Çocuk
Mutsuzluk
Nefret
Ön Yargı
Pembe-Mavi
Sevilmeyen Kıyafet
Sigara
Sokakta Kalmış
Çocuk
Sorunlu İnsan
Sömürge
Şizofreni
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,48
0,48
0,48
0,48
0,48
0,48
0,48
0,48
0,48
0,48
0,48
0,48
0,48
1
0,48
1
1
1
0,48
0,48
0,48
Tablo 12 (devam)
18
19
Hayatın Kendisi
Hileli Terazi
1
1
0,48
0,48
37
38
Yenge
Zehirli Elma
1
1
0,48
0,48
TOPLAM
48
100
Üst sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “ayrımcılık” kavramıyla
ilgili 38 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 29’u yalnız bir öğrenci
tarafından temsil edilmektedir. Kalan 9 metafor ise 2-3 öğrenci tarafından temsil
edilmektedir. Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,3’tür.
Ayrımcılık kavramına yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanlar arasında “devlet başkanları” (f:3), “adaletsizlik” (f:2), “arkadaş” (f:2),
“ırkçılık” (f:2), “insan” (f:2), “öğretmen” (f:2), “siyahi” (f:2), “ten rengi” (f:2) ve
“yalnızlık” (f:2) yer almaktadır.
Tablo 13. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Sonucu
Olumsuz
Olan
2
Ötekileştiren
3
Dışlanan
Metaforlar
Adaletsizlik, Bencillik, Haksızlık,
Hastalık, Hayatın Kendisi, Hileli
Terazi, Irkçılık, Kanser, Kış,
Mutsuzluk, Nefret, Ön Yargı,
Sevilmeyen Kıyafet, Sigara,
Sömürge, Şizofreni, Yalnızlık,
Zehirli Elma
Amerika, Anneannem, Arkadaş,
Devlet Başkanları, Göz, İnsan,
Kaldırım, Kalp, Mızıkçı Çocuk,
Öğretmen, Pembe-Mavi, Yenge
Abi-Abla, Cinsiyet, Irk, İç-Dış
Görünüş, Siyahi, Sokakta Kalmış
Çocuk, Sorunlu İnsan, Ten Rengi
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
18
21
12
17
8
10
Üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “ayrımcılık”
kavramıyla ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 3 kategori altında
124
toplanmıştır. Kategori adları; “dışlanan”, “ötekileştiren” ve “sonucu olumsuz olan”
şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Sonucu Olumsuz Olan
Tablo 13’e göre; “sonucu olumsuz olan” kategorisi, 18 metafordan ve 21 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “adaletsizlik” (f:2), “ırkçılık” (f:2) ve “yalnızlık” (f:2) olduğu
görülmektedir. “Sonucu olumsuz olan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Ayrımcılık, adaletsizlik gibidir. Çünkü yıllardır kadınlar ve erkekler arasında bir ayrım
vardır ve bu da adalet ve eşitliğin olmadığını gösterir. Kadınlar ve erkekler arasındaki bu
ayrımcılık kalkmalıdır!” (Ü, 165).
Şekil 23. Öğrenci Ü, 165’in Çizimi
“Ayrımcılık, ırkçılık gibidir. Çünkü insanlar ırkçılık yaparak siyahları ve beyazları dışlar
bu da üzer” (Ü, 4).
125
Şekil 24. Öğrenci Ü, 4’ün Çizimi
“Ayrımcılık, yalnızlık gibidir. Çünkü ikisi de acı verir” (Ü, 82).
Kategori 2: Ötekileştiren
Tablo 13’e göre; “ötekileştiren” kategorisi, 12 metafordan ve 17 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “devlet
başkanları” (f:3), “arkadaş” (f:2), “insan” (f:2) ve “öğretmen” (f:2) olduğu görülmektedir.
“Ötekileştiren” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Ayrımcılık, devlet başkanları gibidir. Çünkü asla insanları eşit tutmazlar; insanları
diline, dinine, rengine göre ayırırlar” (Ü, 109).
“Ayrımcılık, insanlar gibidir. Çünkü kendisinden farklı olan herkesi dışlar” (Ü, 17).
“Ayrımcılık, öğretmen gibidir. Çünkü öğretmenler cinsiyet ayrımı yaparlar” (Ü, 13).
Kategori 3: Dışlanan
Tablo 13’e göre; “dışlanan” kategorisi, 8 metafordan ve 10 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “siyahi”
126
(f:2) ve “ten rengi” (f:2) olduğu görülmektedir. “Dışlanan” kategorisinden örnekler
şunlardır:
“Ayrımcılık, siyahiler gibidir. Çünkü ayrımcılığı hak etmeseler de en çok ayırt edilenler.
Bazı yerlerde hor bile görülüyorlar” (Ü, 187).
“Ayrımcılık, ten rengi gibidir. Çünkü zencilere insan gibi bakılmaz” (Ü, 26).
Şiddet Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 14. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Şiddet”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
METAFOR
(f)
%
Yumruk
Kadın
Alkol
Balta
Bıçak
Cahil
Çiçek Koparmak
Sigara
Acı Biber
Anne Terliği
Arı Isırığı
Ayrık Otu
4
3
2
2
2
2
2
2
1
1
1
1
2,52
1,89
1,26
1,26
1,26
1,26
1,26
1,26
0,63
0,63
0,63
0,63
Sıra
No
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
13
Baca
1
0,63
39
14
Bağımlılık Yapan
Madde
1
0,63
40
15
Bağımlılık
1
0,63
41
16
17
18
19
20
21
22
23
24
Bilek Güreşi
Boksör
Deniz Suyu
Deprem
Dolu Bardak
Dövmek
Duman
Ergen
Haksızlık
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
42
43
44
45
46
47
48
49
50
127
METAFOR
(f)
%
Jilet
Kaza
Kelime
Kene Isırığı
Kılıç
Kimyasal Silah
Kötülük
Kurak Günler
Labirent
Ok
Rüzgâr
Saç
Sevgi-Saygı
Öldüren Silah
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
1
0,63
Silah
1
0,63
1
0,63
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
Silmeye Çalıştıkça
Çoğalan Leke
Sinirli Boğa
Susuzluk
TBMM
Tekme
Timsah
Uyuşturucu
Yalan
Yangın
Yıkım Topu
Tablo 14 (devam)
25
26
Hava Sızdıran Balon
Hırs
1
1
0,63
0,63
51
52
Yıldırım
Zehir
1
1
0,63
0,62
TOPLAM
63
100
Üst sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “şiddet” kavramıyla
ilgili 52 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 44’ü yalnız bir öğrenci
tarafından temsil edilmektedir. Kalan 8 metafor ise 2-4 öğrenci tarafından temsil
edilmektedir. Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,2’dir. Şiddet
kavramına yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar
arasında “yumruk” (f:4), “kadın” (f:3), “alkol” (f:2), “balta” (f:2), “bıçak” (f:2), “cahil”
(f:2), “çiçek koparmak” (f:2) ve “sigara” (f:2) yer almaktadır.
Tablo 15. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Şiddet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
1
2
3
4
KATEGORİ
Metaforlar
Acı Biber, Anne Terliği, Arı Isırığı,
Ayrık Otu, Baca, Bağımlılık, Balta,
Bıçak, Bilek Güreşi, Boksör, Cahil,
Dövmek, Duman, Ergen,
Hasar Bırakan
Haksızlık, Hırs, Jilet, Kelime,
Kılıç, Kurak Günler, Rüzgâr,
Sigara, Sinirli Boğa, TBMM,
Tekme, Uyuşturucu, Yalan,
Yumruk, Zehir
Çiçek Koparmak, Deprem, Dolu
Bardak, Hava Sızdıran Balon,
Kaza, Kene Isırığı, Kimyasal Silah,
Dönüşü
Labirent, Ok, Sevgi-Saygı Öldüren
Olmayan
Silah, Silah, Silmeye Çalıştıkça
Çoğalan Leke, Susuzluk, Timsah,
Yangın, Yıkım Topu, Yıldırım
Alkol, Bağımlılık Yapan Madde,
Vazgeçilemeyen
Deniz Suyu, Kötülük, Sigara
Mağdur Olan
Kadın, Saç
128
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
29
35
17
18
5
6
2
4
Üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “şiddet” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “dönüşü olmayan”, “hasar bırakan”, “mağdur olan” ve “vazgeçilemeyen”
şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Hasar Bırakan
Tablo 15’e göre; “hasar bırakan” kategorisi, 29 metafordan ve 35 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların
“yumruk” (f:4), “balta” (f:2), “bıçak” (f:2) ve “cahil” (f:2) olduğu görülmektedir. “Hasar
bırakan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Şiddet, yumruk gibidir. Çünkü kötü sonuçlar doğurur” (Ü, 24).
Şekil 25. Öğrenci Ü, 24’ün Çizimi
“Şiddet, ağaca vurulan balta gibidir. Çünkü vurdukça hem o zarar görür hem biz. Hem
ağaç kesilir hem biz köreliriz” (Ü, 138).
“Şiddet, bıçak gibidir. Çünkü şiddet insanı rahatsız edip korkutur” (Ü, 180).
“Şiddet, cahil insan gibidir. Çünkü cahil insan kendini kontrol edemez, çevreye zarar
verir” (Ü, 109).
129
Kategori 2: Dönüşü Olmayan
Tablo 15’e göre; “dönüşü olmayan” kategorisi, 17 metafordan ve 18 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “çiçek koparmak” (f:2) olduğu görülmektedir. “Dönüşü olmayan”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Şiddet, kökünden koparılmış çiçek gibidir. Çünkü şiddet uygulandıkça kadınların yüzleri
solar. Tıpkı kökünden koparılan çiçeğin gün geçtikçe solması gibi” (Ü, 30).
Şekil 26. Öğrenci Ü, 30’un Çizimi
Kategori 3: Vazgeçilemeyen
Tablo 15’e göre; “vazgeçilemeyen” kategorisi, 5 metafordan ve 6 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanın “alkol”
(f:2) olduğu görülmektedir. “Vazgeçilemeyen” kategorisinden örnek şöyledir:
“Şiddet, alkol gibidir. Çünkü bazen çok ihtiyacın olur ama yine de şiddeti uygulamak
kötüdür” (Ü, 133).
130
Şekil 27. Öğrenci Ü, 133’ün Çizimi
“Bazı insanlar farklı insanları bazen bu tür şeylere meyilleştiriyor. Ama hani bunun zaten kötü
olduğunu biliyoruz. Ama bu hani faaliyete geçtiği zaman biraz eksikliklerle geçiyor. Hani
mesela şiddet kötüdür diyoruz. Ama iş faaliyete geldiği zaman bunu fazla, bazı, çoğu insan
sergileyemiyor… Bunu ben alkole benzettim. Çünkü dediğim gibi insanların bazen çok ihtiyacı
olur ama hani bunun yapılması yine de çok sakıncalı durumdur” (Görüşme Ü, 133).
Kategori 4: Mağdur Olan
Tablo 15’e göre; “mağdur olan” kategorisi, 2 metafordan ve 4 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanın “kadın” (f:3)
olduğu görülmektedir. “Mağdur olan” kategorisinden örnek şöyledir:
“Şiddet, kadın gibidir. Çünkü her zaman zayıf halka ve zayıf güç ezilir. Milletimizde de
örneklerini bol bol görüyoruz” (Ü, 56).
131
Savaş Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 16. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Savaş”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
METAFOR
(f)
%
4,08
2,04
2,04
1,36
1,36
1,36
1,36
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
Sıra
No
29
30
31
45
33
34
35
36
37
38
39
40
Heyelan
IŞİD Terörü
Kâbus
Kandırmak
Katliam
Kavga
Kaybolan Umut
Mikrop
Ölüm
Park Sorunu
Paylaşamamak
Sapı Olmayan Kılıç
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
1
0,68
41
Sarhoşluk
1
0,68
1
1
0,68
0,68
42
43
1
1
0,68
0,68
Deprem
1
0,68
44
1
0,68
17
Doğal Seçilim
1
0,68
1
0,68
18
Düşmanlık
1
0,68
46
Sigara
Siyah
Somali'de Aç
Kalmak
Spor Dalı
Süper Güç Olma
Çabası
1
0,68
1
0,68
47
Şiddet
1
0,68
1
1
1
0,68
0,68
0,68
48
49
50
Taşı Isırmak
Tek Çözüm
Top
1
1
1
0,68
0,68
0,68
1
0,68
51
Top Mermisi
1
0,68
1
1
1
1
1
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
52
53
54
55
Yangın
Yaydan Çıkan Ok
Zincire Bağlı Olmak
Zindan
1
1
1
1
0,68
0,68
0,68
0,68
TOPLAM
68
100
METAFOR
(f)
%
6
3
3
2
2
2
2
1
1
1
1
1
14
15
Silah
Ateş
Satranç
Cinayet
Kılıç
Koşu
Sınav
ABD-SSCB
Açgözlülük
Alev Topu
Aşk
Bencillik
Beyazın İçindeki
Siyah Boya
Bıçak
Boşluk
16
13
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
“Ekmek
bulamıyorlarsa pasta
yesinler.”
Empati Kuramamak
Engel
Fabrika
Farklı Düşüncelerin
Çatışması
Füze
Gazi
Gülün Koparılması
Hastalık
Hayat
132
Üst sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “savaş” kavramıyla ilgili
55 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 48’i yalnız bir öğrenci tarafından
temsil edilmektedir. Kalan 7 metafor ise 2-6 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,2’dir. Savaş kavramına
yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında “silah”
(f:6), “ateş” (f:3) ve “satranç” (f:3) yer almaktadır.
Tablo 17. Üst Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Savaş” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Yok Eden
2
Can Yakan
3
Amacı
Kazanmak
Olan
4
Gereksiz
Olan
Metaforlar
Ateş, Beyazın İçindeki Siyah Boya,
Bıçak, Cinayet, Deprem, Doğal
Seçilim, Fabrika, Füze, Gülün
Koparılması, Hastalık, Heyelan,
Katliam, Kılıç, Kaybolan Umut,
Ölüm, Sigara, Silah, Top Mermisi
Alev Topu, Ateş, Düşmanlık, Empati
Kuramamak, Kâbus, Kandırmak,
Kavga, Mikrop, Sapı Olmayan Kılıç,
Sarhoşluk, Silah, Siyah, Somali'de
Aç Kalmak, Şiddet, Taşı Isırmak,
Tek Çözüm, Yangın, Yaydan Çıkan
Ok, Zincire Bağlı Olmak, Zindan
ABD-SSCB, Açgözlülük, Aşk,
Engel, Gazi, Hayat, Koşu,
Paylaşamamak, Satranç, Sınav, Spor
Dalı, Süper Güç Olma Çabası, Top
Bencillik, Boşluk, “Ekmek
bulamıyorlarsa pasta yesinler.”,
Farklı Düşüncelerin Çatışması, IŞİD
Terörü, Park Sorunu
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
18
23
20
22
13
17
6
6
Üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “savaş” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “amacı kazanmak olan”, “can yakan”, “gereksiz olan” ve “yok eden”
şeklinde ifade edilmiştir.
133
Kategori 1: Yok Eden
Tablo 17’ye göre; “yok eden” kategorisi, 18 metafordan ve 23 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “silah”
(f:4), “cinayet” (f:2) ve “kılıç” (f:2) olduğu görülmektedir. “Yok eden” kategorisinden
örnekler şunlardır:
“Savaş, silah gibidir. Çünkü savaş da silah da insanlığı öldürür” (Ü, 41).
Şekil 28. Öğrenci Ü, 41’in Çizimi
“Savaş, cinayet gibidir. Çünkü savaşta da birçok insan ölüyor” (Ü, 103).
“Savaş, kılıç gibidir. Çünkü keskin, zarar verici, ölümcüldür” (Ü, 154).
134
Şekil 29. Öğrenci Ü, 154’ün Çizimi
“Savaş, fabrika gibidir. Çünkü çoğaldıkça havayı zehirler, oksijeni yok eder. Sayısı
arttıkça kirli havayı her yere yayar” (Ü, 2).
Şekil 30. Öğrenci Ü, 2’nin Çizimi
135
Kategori 2: Can Yakan
Tablo 17’ye göre; “can yakan” kategorisi, 20 metafordan ve 22 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “ateş”
(f:2) ve “silah” (f:2) olduğu görülmektedir. “Can yakan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Savaş, ateş gibidir. Çünkü düştüğü yeri yakar. Savaşa başlarsanız o başladığınız yerdeki
tüm insanları dağıtır. Ateş de bunun gibidir” (Ü, 172).
“Savaş, silah gibidir. Çünkü silah tehlikelidir. İnsanların evlerine ve kişiye tehlike
verebilir. Savaş da böyledir” (Ü, 182).
“Savaş kavramıyla silah kavramını neden bütünleştirdim? Savaş hani insanların canının
yanmasına ya da insanları kişisel tehlikelere sebep olmasına neden olabilecek bir kavramdır.
Silah da böyledir. Hani silahın bence olumlu bir yanı yok ya da olumlu yanı yine kendimizi
savunmaktır hani dışardaki etkenlere karşı. Savaş da kendimizi pek savunmak gibi değil de
hani insanların canını yakmak gibi bir şeydir. Silah da günümüzde genellikle insanların
canının yanmasına neden oluyor. Ben böyle birleştirdim” (Görüşme Ü, 182).
“Savaş, mikrop gibidir. Çünkü mikrop vücuda, savaş da dünyaya zarar verir” (Ü, 61).
Şekil 31. Öğrenci Ü, 61’in Çizimi
136
Kategori 3: Amacı Kazanmak Olan
Tablo 17’ye göre; “amacı kazanmak olan” kategorisi, 13 metafordan ve 17 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “satranç” (f:3), “koşu” (f:2) ve “sınav” (f:2) olduğu görülmektedir. “Amacı
kazanmak olan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Savaş, satranç gibidir. Çünkü kazanmaya çalışırsın. Bütün piyonlarını şahı korumak
uğruna harcarsın. Kazanırsa şah yalnız kalır. Kaybederse de güçsüzlüğünden kaybeder.
Çünkü onu koruyacak piyonları artık yoktur” (Ü, 40).
Şekil 32. Öğrenci Ü, 40’ın Çizimi
“Savaş, koşu gibidir. Çünkü ikisinde de bir amacımız vardır. Birilerini geçip bir noktaya
ulaşmaktır” (Ü, 44).
“Savaş, sınav gibidir. Çünkü yarış yaparız, uğraşırız, en sonunda bir kişi birinci olur, o
kazanır” (Ü, 110).
137
Kategori 4: Gereksiz Olan
Tablo 17’ye göre; “gereksiz olan” kategorisi, 6 metafordan ve 6 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun bir öğrenci
tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Gereksiz olan” kategorisinden örnek şöyledir:
“Savaş, iki farklı düşüncenin çatışması gibidir. Çünkü düşüncelerini kavgayla kabul
ettirmek, iki düşüncenin gerçekleşmesini sağlamak için kavga etmek saçmadır. Savaşa
benzer çünkü savaş da gereksiz çıkarları için savaşılır” (Ü, 46).
Şekil 33. Öğrenci Ü, 46’nın Çizimi
Üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin barış eğitimi
ögelerine ilişkin geliştirdikleri metaforlar, çizdikleri resim, karikatür veya semboller ile
görüşme verileri ortaya konmuştur. Buna göre öğrencilerin geliştirdikleri metaforların
gerekçeleri incelenmiştir.
Barış kavramıyla ilgili üretilen metaforlar, barışın; insanlara huzur ve mutluluk getirdiği,
insanlığın devamı için olmazsa olmaz bir niteliğinin bulunduğu, savaşları bitirdiği ve
geleceği gösterdiği, yardımlaşmayı sağlayarak toplumun uyum içinde hareket etmesine
olanak
tanıdığı,
simgelerle
ifade
edildiği
göstermektedir.
138
gibi
gerekçelerden
kaynaklandığını
Adalet kavramıyla ilgili üretilen metaforlar, adaletin; eşitliği sağladığı, suçlulara hak
ettikleri cezayı verdiği ve haklıların da hakkını koruduğu, doğruyu-yanlışı gösterdiği, var
olduğu bilinen ancak somut olarak gözlenemeyen ya da bulunamayan gibi gerekçelerden
kaynaklandığını göstermektedir.
Güç kavramıyla ilgili üretilen metaforlar, gücün; diğer insanlar üzerinde ezici bir etkisinin
olduğu, yönetici özelliğinin bulunduğu, sonucunun istendik yönde olması için nasıl
kullanılacağının bilinmesi gerektiği, zorlukların üstesinden geldiği, dayanışmayı sağladığı,
zarar verdiği gibi gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Ayrımcılık kavramıyla ilgili üretilen metaforlar, ayrımcılığın; sonucunun olumsuz ve
üzücü olduğu, farklılıklara hoşgörüsüz yaklaştığı, ayırt edilmeye ve dışlanmaya maruz
kalanların olduğu gibi gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Şiddet kavramıyla ilgili üretilen metaforlar, şiddetin; kötü sonuçlar doğurarak hasarlar
bıraktığı, olumsuz yönde kalıcı etkilerinin olduğu, zararlı olduğu bilinse de yine de
başvurmaktan vazgeçilmediği, mağdur olan bir tarafının olduğu gibi gerekçelerden
kaynaklandığını göstermektedir.
Savaş kavramıyla ilgili üretilen metaforlar, savaşın; güzellikleri yok ettiği, ölümcül olduğu,
tehlikeli olduğu, can yaktığı, kazanmayı ve en iyisi olmayı amaçlayan tarafları olduğu,
saçma ve gereksiz olduğu gibi gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Orta Sosyoekonomik Düzeye İlişkin Bulgular
Barış, adalet, güç, ayrımcılık, şiddet ve savaş kavramlarıyla ilgili olarak öğrenciler
tarafından geliştirilen metaforlar ve bu metaforlara bağlı olarak oluşturulan metafor
kategorileri farklı tablolarda gösterilmektedir.
139
Barış Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 18. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Barış”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
METAFOR
(f)
%
Güvercin
Aşk
Beyaz Bayrak
Beyaz Güvercin
Dostluk
Güneş
4
3
3
3
3
3
3,12
2,34
2,34
2,34
2,34
2,34
Sıra
No
29
30
31
32
33
34
7
Beyaz
2
1,56
35
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Beyaz Kuş
Çiçek
Çocuk
Kardeşlik
Mutluluk
Su
Yardımlaşmak
Zeytin Dalı
Ağaç
2
2
2
2
2
2
2
2
1
1,56
1,56
1,56
1,56
1,56
1,56
1,56
1,56
0,78
36
37
38
39
40
41
42
43
44
17
Ağaç Yaprakları
1
0,78
45
18
19
Aile
Antlaşma
1
1
0,78
0,78
46
47
20
Arkadaşlık
1
0,78
48
21
Avrasya
1
0,78
49
22
23
24
25
26
Ay
Cennet
Çamaşır Suyu
Çanakkale Boğazı
Çikolata
1
1
1
1
1
0,78
0,78
0,78
0,78
0,78
50
51
52
53
54
27
Damarlar
1
0,78
55
28
Doğa
1
0,78
56
140
METAFOR
(f)
%
Dost
Dünya
Düşünce-Anlatım
Gezegenler
Gökyüzü
Hakem
Hayata Bağlayan
Bağlar
İnsanın Dişleri
İp Atlamak
Kan Kardeşliği
Kedi
Kelebek
Kışın Çıkan Güneş
Kitabın Ana Fikri
Kitap
Kuş
Leyleklerin Bir
Arada Uçması
Müzik
Nehir
Okuldaki Rehber
Öğretmenler
Ormandaki
Hayvanlar
Osmanlı Devleti
Paylaşmak
Pijama
Sevgi
Silgi
Tanımadığınız
Birine Selam
Vermek
Umut
1
1
1
1
1
1
0,78
0,78
0,78
0,78
0,78
0,78
1
0,78
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,78
0,78
0,78
0,78
0,78
0,78
0,78
0,78
0,78
1
0,78
1
1
0,78
0,78
1
0,78
1
0,78
1
1
1
1
1
0,78
0,78
0,78
0,78
0,78
1
0,78
1
0,78
TOPLAM
78
100
Orta sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “barış” kavramıyla ilgili
56 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 41’i yalnız bir öğrenci tarafından
temsil edilmektedir. Kalan 15 metafor ise 2-4 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,4’tür. Savaş kavramına
yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında
“güvercin” (f:4), “aşk” (f:3), “beyaz bayrak” (f:3), “beyaz güvercin” (f:3), “dostluk” (f:3)
ve “güneş” (f:3) yer almaktadır.
Tablo 19. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Barış” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
1
2
3
4
5
KATEGORİ
Metaforlar
Ağaç Yaprakları, Aile, Arkadaşlık,
Avrasya, Beyaz Kuş, Damarlar,
Dostluk, Düşünce-Anlatım,
Gezegenler, Gökyüzü, Güvercin,
Birlikte,
İnsanın Dişleri, İp Atlamak, Kan
Uyum
Kardeşliği, Kardeşlik, Kitap,
İçinde Olan
Leyleklerin Bir Arada Uçması,
Mutluluk, Müzik, Okuldaki Rehber
Öğretmenler, Ormandaki Hayvanlar,
Osmanlı Devleti, Yardımlaşmak
Ağaç, Aşk, Cennet, Çiçek, Çikolata,
Mutluluk
Çocuk, Dost, Kedi, Kelebek,
Veren
Paylaşmak, Pijama, Tanımadığınız
Birine Selam Vermek, Yardımlaşmak
Simge
Beyaz, Beyaz Bayrak, Beyaz
Hâline
Güvercin, Beyaz Kuş, Dostluk,
Gelmiş Olan Dünya, Güvercin, Kuş, Zeytin Dalı
Ay, Çanakkale Boğazı, Doğa, Güneş,
İhtiyaç
Hayata Bağlayan Bağlar, Kitabın
Duyulan
Ana Fikri, Mutluluk, Su, Umut
Olumlu
Antlaşma, Beyaz Bayrak, Çamaşır
Sonuca
Suyu, Çocuk, Dostluk, Hakem, Kışın
Götüren
Çıkan Güneş, Nehir, Sevgi, Silgi
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
23
24
13
16
9
16
9
12
10
10
Orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “barış” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 5 kategori altında toplanmıştır.
141
Kategori adları; “birlikte, uyum içinde olan”, “ihtiyaç duyulan”, “mutluluk veren”, “olumlu
sonuca götüren” ve “simge hâline gelmiş olan” şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Birlikte, Uyum İçinde Olan
Tablo 19’a göre; “birlikte, uyum içinde olan” kategorisi, 23 metafordan ve 24 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “kardeşlik” (f:2) olduğu görülmektedir. “Birlikte, uyum içinde olan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Barış, kardeşlik gibidir. Çünkü kardeşlik, birlik ve beraberliği sağlar. Birlik ve beraberlik
olursa hiçbir sıkıntı, sorun olmaz ve barış, dayanışma yaşanır” (O, 183).
“Barış, damarlar gibidir. Çünkü diğerleriyle iş birliğini sağlar” (O, 9).
Şekil 34. Öğrenci O, 9’un Çizimi
“Barış, leyleklerin bir arada uçması gibidir. Çünkü leylekler bir arada oldukları için en iyi
barışı gösteren canlılardır. İnsanların da onlar gibi bir arada olmaları gerekir” (O, 72).
142
Şekil 35. Öğrenci O, 72’nin Çizimi
“Burada yazdığım gibi leyleklerin bir arada uçmasına benzettim. Çünkü göç ederken hep
bir aradalar ve kavga etmeden, tartışmadan yol alıyorlar” (Görüşme O, 72).
Kategori 2: Mutluluk Veren
Tablo 19’a göre; “mutluluk veren” kategorisi, 13 metafordan ve 16 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “aşk” (f:3) ve “çiçek” (f:2) olduğu görülmektedir. “Mutluluk veren”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Barış, aşk gibidir. Çünkü birbirlerini sever, saygı duyup ona değer verirler” (O, 56).
143
Şekil 36. Öğrenci O, 56’nın Çizimi
“Barış ve aşk arasında bir, böyle bir bağlantı kurdum. Bence böyle bir şey yani… Ben
burada aşkı ve sevgiyi anlatmaya çalıştım. Birbirlerine kalp veriyorlar, yani değer
verdiklerini gösteriyor bu da” (Görüşme O, 56).
“Barış, bir çiçek gibidir. Çünkü barış olduğu yerde herkes mutludur. Çiçekler de benim
için mutluluğu temsil eder” (O, 43).
Kategori 3: Simge Hâline Gelmiş Olan
Tablo 19’a göre; “simge hâline gelmiş olan” kategorisi, 9 metafordan ve 16 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “beyaz güvercin” (f:3), “güvercin” (f:3), “beyaz” (f:2), “beyaz bayrak”
(f:2), ve “zeytin dalı” (f:2) olduğu görülmektedir. “Simge hâline gelmiş olan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Barış, beyaz bir güvercin gibidir. Çünkü beyaz güvercin temizdir. Beyaz barışın rengidir.
Her zaman hoşgörü ve birlikteliği sembolize eder” (O, 61).
144
Şekil 37. Öğrenci O, 61’in Çizimi
“Beyaz, saflığın, temizliğin sembolüdür. Bu yüzden hani beyaz güvercinler zaten ülkemizde
de barışı sembol eder. Barışın olduğu ortamlarda beyaz güvercin uçururlar genelde. Ben
beyaz bir güvercine benzettim bu yüzden” (Görüşme O, 61).
“Barış, güvercin gibidir. Çünkü barışın sembolü” (O, 4).
“Barış, beyaz bir renk gibidir. Çünkü çok sade ve temizdir. Barışı simgeler” (O, 201).
“Barış, beyaz bayrak gibidir. Çünkü beyaz bayrak barışı temsil eder” (O, 174).
“Barış, zeytin dalı gibidir. Çünkü zeytin dalı barışı temsil eder” (O, 20).
145
Şekil 38. Öğrenci O, 20’nin Çizimi
Kategori 4: İhtiyaç Duyulan
Tablo 19’a göre; “ihtiyaç duyulan” kategorisi, 9 metafordan ve 12 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “güneş” (f:3) ve “su” (f:2) olduğu görülmektedir. “İhtiyaç duyulan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Barış, güneş gibidir. Çünkü güneş dünyamızı ısıtır ve aydınlatır. Güneş dünyanın
vazgeçilmez bir ögesi, barış da güneş kadar dünyanın ayrılmaz ve bütünleyici bir
ögesidir” (O, 154).
“Barış, su gibidir. Çünkü barışın olmadığı bir yerde savaşlar olur, insanlar ölür. Barışın
olduğu yerlerdeyse huzurlu bir ortam oluşur. Biz de su bulamazsak yaşayamayız” (O,
100).
146
Şekil 39. Öğrenci O, 100’ün Çizimi
Kategori 5: Olumlu Sonuca Götüren
Tablo 19’a göre; “olumlu sonuca götüren” kategorisi, 10 metafordan ve 10 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Olumlu sonuca götüren”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Barış, beyaz bayrak gibidir. Çünkü insanlar savaşta, barışmak istediği zaman beyaz
sallarlar” (O, 13).
147
Şekil 40. Öğrenci O, 13’ün Çizimi
“Barış, kışın çıkan güneş gibidir. Çünkü barış her zorluğun arkasından çıkar” (O, 130).
Şekil 41. Öğrenci O, 130’un Çizimi
148
Adalet Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 20. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Adalet” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
METAFOR
(f)
%
Terazi
Kanun
Anne
Atatürk
Ceza
Hükümet
Ağaç
Akıl
Anne-Baba
Aslan
Bağımsız Mahkeme
Barış Anlaşması
Bayram Şekeri
Bilge
Denge Tahtası
Doğa
Gündüz-Gece
Güneş
23
5
4
2
2
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
15,64
3,40
2,72
1,36
1,36
1,36
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
Sıra
No
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
METAFOR
(f)
%
Halat
Hayal
Hukuk
İki El
Kapı
Kılavuz
Matematik
Okul Sırası
Öğretmen
Pencere
Rüzgâr
Sınav
Su
Tarla
Temel Reis
Ülke Siyaseti
Yelkovan
Yemekteki Tuz
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
0,68
TOPLAM
68
100
Orta sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “adalet” kavramıyla
ilgili 36 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 30’u yalnız bir öğrenci
tarafından temsil edilmektedir. Kalan 6 metafor ise 2-23 öğrenci tarafından temsil
edilmektedir. Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,9’dur. Adalet
kavramına yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar
arasında “terazi” (f:23), “kanun” (f:5) ve “anne” (f:4) yer almaktadır.
149
Tablo 21. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Adalet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Eşitlik
Sağlayan
2
Hak Ettiğini
Veren,
Koruyan
3
4
Doğruyu
Gösteren
Sağlamlığı
Önemli Olan
Metaforlar
Anne, Anne-Baba, Aslan, Atatürk,
Bayram Şekeri, Denge Tahtası,
Gündüz-Gece, Hükümet, İki El,
Kanun, Matematik, Okul Sırası,
Öğretmen, Terazi, Ülke Siyaseti,
Yelkovan, Yemekteki Tuz
Bağımsız Mahkeme, Barış
Anlaşması, Bilge, Ceza, Hükümet,
Kanun, Rüzgâr, Sınav, Tarla, Temel
Reis, Terazi
Akıl, Doğa, Güneş, Hayal, Hukuk,
Kılavuz, Pencere, Su, Terazi
Ağaç, Halat, Kapı
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
17
40
11
16
9
9
3
3
Orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “adalet” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “doğruyu gösteren”, “eşitlik sağlayan”, “hak ettiğini veren, koruyan” ve
“sağlamlığı önemli olan” şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Eşitlik Sağlayan
Tablo 21’e göre; “eşitlik sağlayan” kategorisi, 17 metafordan ve 40 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “terazi” (f:20), “anne” (f:4) ve “Atatürk” (f:2) olduğu görülmektedir.
“Eşitlik sağlayan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Adalet, eşit kollu bir terazi gibidir. Çünkü terazi her iki tarafında da eşit yük olduğunda
dengede olur. Adalet için de eşitlik gereklidir” (O, 48).
150
Şekil 42. Öğrenci O, 48’in Çizimi
“İkisinin de eşit dengede olması, birinin yukarıda olmaması, yani insanların din, dil, ırk
fark etmeden eşit haklara sahip olması gibi” (Görüşme O, 48).
“Adalet, bir anne gibidir. Çünkü bir anne çocuklarına nasıl aynı ilgiyi ve eşit derecede
sevgi gösteriyorsa adalet de her şeyin eşit olmasıdır” (O, 97).
Şekil 43. Öğrenci O, 97’nin Çizimi
151
“Adalet, Mustafa Kemal gibidir. Çünkü Mustafa Kemal, iç savaşlar olmadan önce
Osmanlı Devletinde yaşayan farklı farklı kökenli insanlara eşit davranmış ve adaletli
olmuş” (O, 72).
“Ben adaleti Mustafa Kemal’e benzettim. Çünkü insanlarla hep yani, her toplumun insanı
aynı ülkede olmuşlardı” (Görüşme O, 72).
Kategori 2: Hak Ettiğini Veren, Koruyan
Tablo 21’e göre; “hak ettiğini veren, koruyan” kategorisi, 11 metafordan ve 16 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “kanun” (f:4), “ceza” (f:2) ve “terazi” (f:2) olduğu görülmektedir. “Hak
ettiğini veren, koruyan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Adalet, kanun gibidir. Çünkü adaletli olmak, haksızlık yapmamak anlamına gelir.
Kanunlar da haksızlık yapmaz ve herkesi korur” (O, 57).
Şekil 44. Öğrenci O, 57’nin Çizimi
“Adalet, ceza gibidir. Çünkü adalette kim ne yaparsa o sorumludur. Adalet cezadır, kim ne
suç yaparsa ona ceza verilir” (O, 126).
152
“Adalet, mizan terazisi gibidir. Çünkü eninde sonunda adalet yerini bulur ve herkes hak
ettiğini alır” (O, 153).
Kategori 3: Doğruyu Gösteren
Tablo 21’e göre; “doğruyu gösteren” kategorisi, 9 metafordan ve 9 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Doğruyu gösteren” kategorisinden
örnekler şunlardır:
“Adalet, akıl gibidir. Çünkü her zaman her durumda iyiyle kötüyü ayırt edebilecek
kapasiteye sahiptir ama bazen sınırlarını aşmaktadır” (O, 94).
Şekil 45. Öğrenci O, 94’ün Çizimi
“Adalet, bir güneş gibidir. Çünkü adalet olmaz ise dünya çok karanlık olur. Adaletle
birlikte dünyamız da aydınlanıyor” (O, 116).
153
Şekil 46. Öğrenci O, 116’nın Çizimi
Kategori 4: Sağlamlığı Önemli Olan
Tablo 21’e göre; “sağlamlığı önemli olan” kategorisi, 3 metafordan ve 3 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Sağlamlığı önemli olan”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Adalet, halat gibidir. Çünkü halat sıkı bağlanırsa kopmaz, eğer bağlanmaz ise kopar.
Adalet de böyledir. Kanunlar da iyi sağlanmaz ise adalet denen kavram yok olur” (O, 77).
154
Şekil 47. Öğrenci O, 77’nin Çizimi
Güç Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 22. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Güç”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
METAFOR
(f)
%
Para
Lider
Ağaç
Amerika-Rusya
Ateş
Azim
Beyin
Millet
5
3
2
2
2
2
2
2
2,75
1,65
1,10
1,10
1,10
1,10
1,10
1,10
Ağaç Kökleri
Anne
Asker
1
1
1
0,55
0,55
0,55
Sıra
No
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
13
Baba
1
0,55
35
14
15
16
17
Baskı
Bıçak
Bilge
Bomba
1
1
1
1
0,55
0,55
0,55
0,55
36
37
38
39
155
METAFOR
(f)
%
Güzel Kız
Hayalet
Hırs
Hidrojen Bombası
İnsan
Kadın
Kalp
Kaplumbağa
Kaslı Adam
Nükleer Füze
Osmanlı Devleti
Parmaklar
Sahip Olunan
Toprak Parçası
Silah
Söz
Teknoloji
Tilki
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,55
0,55
0,55
0,55
0,55
0,55
0,55
0,55
0,55
0,55
0,55
0,55
1
0,55
1
1
1
1
0,55
0,55
0,55
0,55
Tablo 22 (devam)
18
19
20
21
22
Çalışmak
Çizgi Filmlerdeki
Süper Güçler
Demi Lovato
Düşünce
Gaz Pedalı
1
0,55
40
Topluluk
1
0,55
1
0,55
41
Toplum
1
0,55
1
1
1
0,55
0,55
0,55
42
43
Yapboz
Zaman
Zengin
1
1
1
0,55
0,55
0,55
TOPLAM
55
100
Orta sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “güç” kavramıyla ilgili
43 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 35’i yalnız bir öğrenci tarafından
temsil edilmektedir. Kalan 8 metafor ise 2-5 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,3’tür. Güç kavramına
yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında “para”
(f:5), “lider” (f:3), “ağaç” (f:2), “Amerika-Rusya” (f:2), “ateş” (f:2), “azim” (f:2), “beyin”
(f:2) ve “millet” (f:2) yer almaktadır.
Tablo 23. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Güç” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Hükmeden
2
Dayanıklı
Olan
3
Yönetilmesi
Gereken
4
Zarar Veren
Metaforlar
Amerika-Rusya, Ateş, Baskı, Beyin,
Bilge, Çalışmak, Düşünce, Güzel
Kız, Hırs, Lider, Osmanlı Devleti,
Para, Sahip Olunan Toprak Parçası,
Tilki, Zengin
Ağaç, Ağaç Kökleri, Anne, Asker,
Azim, Baba, Çizgi Filmlerdeki Süper
Güçler, Demi Lovato, İnsan, Kadın,
Kalp, Kaplumbağa, Millet,
Parmaklar, Topluluk, Toplum
Ateş, Azim, Beyin, Bıçak, Gaz
Pedalı, Para, Silah, Söz, Teknoloji,
Yapboz, Zaman
Bomba, Hayalet, Hidrojen Bombası,
Kaslı Adam, Nükleer Füze
156
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
15
21
16
18
11
11
5
5
Orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “güç” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “dayanıklı olan”, “hükmeden”, “yönetilmesi gereken” ve “zarar veren”
şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Hükmeden
Tablo 23’e göre; “hükmeden” kategorisi, 15 metafordan ve 21 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “para”
(f:4), “lider” (f:3) ve “Amerika-Rusya” (f:2) olduğu görülmektedir. “Hükmeden”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Güç, para gibidir. Çünkü eğer paran varsa veya zenginsen bu dünyada her zaman
güçlüler takımında yer alırsın. Çünkü dünyada paranın açamadığı hiçbir kapı yoktur” (O,
110).
Şekil 48. Öğrenci O, 110’un Çizimi
“Güç, bir lider gibidir. Çünkü her zaman bir ülkenin başına nasıl bir lider geçerse geçsin
her zaman o güç, o lider dinlenir. 77 senedir toprağın altında olan eski liderimizi
dinlediğimiz gibi” (O, 26).
157
“Güç, Amerika ve Rusya gibidir. Çünkü iki ülke de ne isterse her an olur, çünkü güç
onların elindedir. Rusya herkesi nükleerle tehdit eder. Amerika petrol için herkesi
öldürür” (O, 196).
Şekil 49. Öğrenci O, 196’nın Çizimi
Kategori 2: Dayanıklı Olan
Tablo 23’e göre; “dayanıklı olan” kategorisi, 16 metafordan ve 18 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “ağaç” (f:2) ve “millet” (f:2) olduğu görülmektedir. “Dayanıklı olan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Güç, dik duran bir ağaç gibidir. Çünkü dik duran bir ağaç her zaman dayanıklı olur” (O,
188).
“Güç, millet gibidir. Çünkü millet, dayanışma içinde yaşamaya bağlıdır. Bir millet ne
kadar dayanışma içinde olursa o kadar milli güç olur” (O, 98).
Kategori 3: Yönetilmesi Gereken
Tablo 23’e göre; “yönetilmesi gereken” kategorisi, 11 metafordan ve 11 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
158
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Yönetilmesi gereken” kategorisinden
örnek şöyledir:
“Güç, ateş gibidir. Çünkü ateş iyiye kullanıldığında bizi ısıtır ve bize faydası olur ama
kötüye kullanırsak bizi yakar, güç de böyledir. Kötüye kullanırsak bize faydasından çok
zararı dokunur” (O, 77).
Kategori 4: Zarar Veren
Tablo 23’e göre; “zarar veren” kategorisi, 5 metafordan ve 5 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun bir öğrenci
tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Zarar veren” kategorisinden örnek şöyledir:
“Güç, hidrojen bombası gibidir. Çünkü hidrojen bombasını elinde bulunduran ülke,
istediği yere attığında o bölgedeki her kişi ölür” (O, 13).
Şekil 50. Öğrenci O, 13’ün Çizimi
159
Ayrımcılık Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 24. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
METAFOR
(f)
%
Sıra
No
1
Cinsiyet
2
0,90
20
2
Irkçılık
2
0,90
21
3
Kapitülasyon
2
0,90
22
4
5
6
7
8
2
2
2
2
1
0,90
0,90
0,90
0,90
0,45
23
24
25
26
27
1
0,45
28
10
11
12
13
Öğretmen
Siyahi
Taraf Tutmak
Yaş
Adaletsizlik
Ağırlık Birimi
Bozulmuş Terazi
Büyük Kardeş
Cahiliye Dönemi
Düşmanlık
Eğitim Sistemi
Hep Kendini
Düşünmek
İnsan
Kadın-Erkek
Eşitsizliği
Kadının Aldatılması
Masal
Monarşi
Okul
Oyundan Atılmak
1
1
1
1
0,45
0,45
0,45
0,45
29
30
31
32
14
Engel
1
0,45
33
1
0,45
1
1
1
1
0,45
0,45
0,45
0,45
9
15
16
17
18
19
Filistin'de Çocuk
Olmak
Futbol-İp Atlama
Hâkim
Haksızlık
Hasta
METAFOR
(f)
%
1
0,45
1
0,45
1
0,45
1
1
1
1
1
0,45
0,45
0,45
0,45
0,45
Ön yargı
1
0,45
Özel Okul
Siyah Boya
Sur
Şike
Tek Başına
Teneffüse Çıkan
Çocuk
1
1
1
1
0,45
0,45
0,45
0,45
1
0,45
34
Tekerlekli Sandalye
1
0,45
35
36
37
38
Üvey Anne
Üvey Evlat
Yalnızlık
Zengin
1
1
1
1
0,45
0,45
0,45
0,45
TOPLAM
45
100
Orta sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “ayrımcılık” kavramıyla
ilgili 38 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 31’i yalnız bir öğrenci
tarafından temsil edilmektedir. Kalan 7 metafor ise 2 öğrenci tarafından temsil
edilmektedir. Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,2’dir.
Ayrımcılık kavramına yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanlar arasında “cinsiyet” (f:2), “ırkçılık” (f:2), “kapitülasyon” (f:2), “öğretmen”
(f:2), “siyahi” (f:2), “taraf tutmak” (f:2) ve “yaş” (f:2) yer almaktadır.
160
Tablo 25. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Sonucu
Olumsuz
Olan
2
Ötekileştiren
3
Dışlanan
Metaforlar
Adaletsizlik, Ağırlık Birimi
Bozulmuş Terazi, Cinsiyet,
Düşmanlık, Engel, Filistin'de Çocuk
Olmak, Haksızlık, Hep Kendini
Düşünmek, Irkçılık, Kadın-Erkek
Eşitsizliği, Kadının Aldatılması,
Kapitülasyon, Oyundan Atılmak,
Önyargı, Sur, Şike, Taraf Tutmak,
Tekerlekli Sandalye, Yalnızlık
Cahiliye Dönemi, Cinsiyet, Eğitim
Sistemi, Futbol-İp Atlama, Hâkim,
İnsan, Masal, Monarşi, Okul,
Öğretmen, Özel Okul, Taraf Tutmak,
Üvey Anne, Yaş, Zengin
Büyük Kardeş, Hasta, Siyah Boya,
Siyahi, Tek Başına Teneffüse Çıkan
Çocuk, Üvey Evlat
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
19
21
15
17
6
7
Orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “ayrımcılık”
kavramıyla ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 3 kategori altında
toplanmıştır. Kategori adları; “dışlanan”, “ötekileştiren” ve “sonucu olumsuz olan”
şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Sonucu Olumsuz Olan
Tablo 25’e göre; “sonucu olumsuz olan” kategorisi, 19 metafordan ve 21 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “ırkçılık” (f:2) ve “kapitülasyon” (f:2) olduğu görülmektedir. “Sonucu
olumsuz olan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Ayrımcılık, ırkçılık gibidir. Çünkü zenciler ve beyazlar birbirleri ile düşman olur,
ayrımcılıkta da böyledir” (O, 46).
“Ayrımcılık, kapitülasyonlar gibidir. Çünkü kendi menfaati için başkalarına ayrımcılık
yapar kapitülasyonlar. Ama kapitülasyon yapılmayan devletlerin hâli kötüdür. Birisi birine
ayrıcalıklı davranırsa diğeri kıskanır, bu toplumda kargaşaya neden olur” (O, 162).
161
Şekil 51. Öğrenci O, 162’nin Çizimi
Kategori 2: Ötekileştiren
Tablo 25’e göre; “ötekileştiren” kategorisi, 15 metafordan ve 17 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların
“öğretmen” (f:2) ve “yaş” (f:2) olduğu görülmektedir. “Ötekileştiren” kategorisinden
örnekler şunlardır:
“Ayrımcılık, öğretmen gibidir. Çünkü bizim Türkçe öğretmenimiz erkek öğrencilerle kız
öğrencilere birbirleri arasında ayrımcılık yapar, hep kızları kollar” (O, 132).
“Ayrımcılık, yaş gibidir. Çünkü büyükler her zaman büyükleri tutar, küçükleri ezer” (O,
202).
Kategori 3: Dışlanan
Tablo 25’e göre; “dışlanan” kategorisi, 6 metafordan ve 7 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanın “siyahi” (f:2)
olduğu görülmektedir. “Dışlanan” kategorisinden örnek şöyledir:
“Ayrımcılık, siyahi gibidir. Çünkü siyah ve beyaz insanlarda ayrım görüyoruz maalesef.
Siyahlar hep dışlanıyor, beyazlara ise eşit davranılıyor” (O, 124).
162
Şiddet Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 26. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Şiddet” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
METAFOR
(f)
%
Ayakkabı
Silah
3
3
1,62
1,62
Sıra
No
25
26
3
Amerikan Futbolu
2
1,08
27
4
5
2
2
1,08
1,08
1
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
Erkek
Şimşek
Acı Çeken İnsanın
Sessiz Çığlığı
Akrep
Argo
Aşk Acısı
Balyoz
Barut
Bıçak
Bomba
Çizgi Film Karakteri
Darbe
Doğal Afet
17
18
19
20
21
22
23
24
6
METAFOR
(f)
%
1
1
0,54
0,54
1
0,54
28
29
Kin
Kor Ateş
Körükle Gidilen
Ateş
Kötü İnsanlar
Kötülüğün Anahtarı
1
1
0,54
0,54
0,54
30
Meteor
1
0,54
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
Ego
1
0,54
41
1
0,54
Futbol
Gece
Hırsızlık
Hortum
İçki
Kavga Etmek
Kaya
1
1
1
1
1
1
1
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
42
43
44
45
46
47
Mikrop
Nefret
Oyun
Öfke
Öğretmen
Paintball
Saygısızlık
Sınav
Sigara
Siyah
Tahtaya Çivi
Çakmak
Televizyon Filmleri
Terlik
Tümör
Yaralanan Kalp
Yılan
Yumruk
1
1
1
1
1
1
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
0,54
TOPLAM
54
100
Orta sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “şiddet” kavramıyla
ilgili 47 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 42’si yalnız bir öğrenci
tarafından temsil edilmektedir. Kalan 5 metafor ise 2-3 öğrenci tarafından temsil
edilmektedir. Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,1’dir. Şiddet
kavramına yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar
163
arasında “ayakkabı” (f:3), “silah” (f:3), “Amerikan futbolu” (f:2), “erkek” (f:2) ve
“şimşek” (f:2) yer almaktadır.
Tablo 27. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Şiddet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Hasar
Bırakan
2
Dönüşü
Olmayan
3
Yanlısı Olan
4
Kontrol
Edilmesi
Gereken
Metaforlar
Acı Çeken İnsanın Sessiz Çığlığı,
Argo, Aşk Acısı, Ayakkabı, Barut,
Bıçak, Bomba, Darbe, Doğal Afet,
Erkek, Futbol, Gece, Hırsızlık, İçki,
Kavga Etmek, Kin, Kor Ateş,
Körükle Gidilen Ateş, Kötü İnsanlar,
Mikrop, Öğretmen, Paintball,
Saygısızlık, Sınav, Sigara, Silah,
Şimşek, Yaralanan Kalp, Yılan,
Yumruk
Akrep, Hortum, Kaya, Meteor, Silah,
Siyah, Şimşek, Tahtaya Çivi
Çakmak, Tümör
Amerikan Futbolu, Çizgi Film
Karakteri, Erkek, Kötülüğün
Anahtarı, Nefret, Oyun
Balyoz, Ego, Öfke, Televizyon
Filmleri, Terlik
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
30
33
9
9
6
7
5
5
Orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “şiddet” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “dönüşü olmayan”, “hasar bırakan”, “kontrol edilmesi gereken” ve
“yanlısı olan” şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Hasar Bırakan
Tablo 27’ye göre; “hasar bırakan” kategorisi, 30 metafordan ve 33 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “ayakkabı” (f:3) ve “silah” (f:2) olduğu görülmektedir. “Hasar bırakan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
164
“Şiddet, ayakkabı gibidir. Çünkü ayakkabı da altındakini ezer şiddet de” (O, 182).
“Şiddet, silah gibidir. Çünkü ne kadar mermi, o kadar kan” (O, 33).
Kategori 2: Dönüşü Olmayan
Tablo 27’ye göre; “dönüşü olmayan” kategorisi, 9 metafordan ve 9 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Dönüşü olmayan” kategorisinden
örnekler şunlardır:
“Şiddet, bir hortum gibidir. Çünkü güçlüyü, güçsüzü yok edip geriye hiçbir şey bırakmaz”
(O, 12).
Şekil 52. Öğrenci O, 12’nin Çizimi
“Şiddet, meteor gibidir. Çünkü meteor düştüğü yeri mahveder, yakar, yıkar. Şiddet gören
bir insanda da bunlar gerçekleşir” (O, 60).
165
Şekil 53. Öğrenci O, 60’ın Çizimi
“Meteor, çünkü düştüğü yeri yakar, yıkar, mahveder. Mesela günümüzde de kocaların
kadınlara uyguladığı şiddetle bir örnek verebilirim. Eğer bir kadın kocasını çok seviyorsa
mesela kocası ona şiddet uyguladığında şey yapmayabilir, tepki vermeyebilir. Herhangi bir
boşanma sıkıntısı yaratmayabilir. Ona şey yapmaya, alçakgönüllü davranmaya çalışabilir.
Ama kocasının bu davranışları kadını yıkar, parçalar. Bu şekilde düşündüm” (Görüşme O,
60).
Kategori 3: Yanlısı Olan
Tablo 27’ye göre; “yanlısı olan” kategorisi, 6 metafordan ve 7 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanın
“Amerikan futbolu” (f:2) olduğu görülmektedir. “Yanlısı olan” kategorisinden örnek
şöyledir:
“Şiddet, Amerikan futbolu gibidir. Çünkü Amerikan futbolu şiddetle bağdaşır ve şiddeti
desteklemektedir” (O, 132).
166
Şekil 54. Öğrenci O, 132’nin Çizimi
Kategori 4: Kontrol Edilmesi Gereken
Tablo 27’ye göre; “kontrol edilmesi gereken” kategorisi, 5 metafordan ve 5 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Kontrol edilmesi gereken”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Şiddet, öfke gibidir. Çünkü öfke kontrolü olmayan bireylerde sıklıkla yaşanan bir durum;
konuşmak yerine öfkesine yenik düşer. Şiddet de böyle” (O, 59).
“İnsanların öfke kontrolünün olmadan egolarına yenik düşmesi diyebiliriz… Kendini
aslında haksız olduğunu bile bile sırf egosundan dolayı şiddete başvuruyorlar” (Görüşme
O, 59).
167
Savaş Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 28. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Savaş” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
METAFOR
(f)
%
Kavga
Sigara
Cehennem
Oyun
Rekabet
Silah
3
3
2
2
2
2
1,68
1,68
1,12
1,12
1,12
1,12
Sıra
No
25
26
27
28
29
30
7
Tank
2
1,12
31
8
Ateş
1
0,56
32
9
Azim
1
0,56
33
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
Barbarlık
Bencillik
Besin Zinciri
Bıçak
Boks Maçı
Çekişme
Çıkmaz Yol
Deprem
Düşmanlık
El Bombası
Elma Kurdu
Fikir Ayrılığı
Gece
Hasta
Hastalık
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
METAFOR
(f)
%
Işık
İnanç
İsrail
Kartal
Kurtlar Vadisi
Mikrop
Nükleer Santral
Patlaması
Ok
Ormanda
Kaybolmak
Ortadoğu
Öfke
Ölüm
Silgi
Soğuk İklim
Son Şık
Suç
Survivor
Şehit
Top
Tost Makinası
Yangın
Yaramaz Öğrenci
Zafer
1
1
1
1
1
1
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
1
0,56
1
0,56
1
0,56
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
0,56
TOPLAM
56
100
Orta sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “savaş” kavramıyla
ilgili 47 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 40’ı yalnız bir öğrenci
tarafından temsil edilmektedir. Kalan 7 metafor ise 2-3 öğrenci tarafından temsil
edilmektedir. Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,2’dir. Savaş
kavramına yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar
168
arasında “kavga” (f:3), “sigara” (f:3), “cehennem” (f:2), “oyun” (f:2), “rekabet” (f:2),
“silah” (f:2) ve “tank” (f:2) yer almaktadır.
Tablo 29. Orta Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Savaş” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
1
2
3
4
KATEGORİ
Metaforlar
Ateş, Bencillik, Cehennem, Çekişme,
Düşmanlık, Fikir Ayrılığı, İsrail,
Kavga, Kurtlar Vadisi, Ok, Ormanda
Can Yakan
Kaybolmak, Ortadoğu, Rekabet,
Sigara, Son Şık, Suç, Tost Makinası,
Yangın, Yaramaz Öğrenci
Barbarlık, Bıçak, Çıkmaz Yol,
Deprem, El Bombası, Elma Kurdu,
Yok Eden
Gece, Kartal, Kavga, Ölüm, Silah,
Soğuk İklim, Tank
Kazananı ve
Azim, Boks Maçı, Hasta, İnanç,
Kaybedeni
Oyun, Rekabet, Silah, Survivor,
Olan
Şehit, Tank, Top, Zafer
Besin Zinciri, Hastalık, Işık, Mikrop,
Tükenmeyen,
Nükleer Santral Patlaması, Öfke,
İzi Kalan
Silgi
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
19
23
13
13
12
13
7
7
Orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “savaş” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “can yakan”, “kazananı ve kaybedeni olan”, “tükenmeyen, izi kalan” ve
“yok eden” şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Can Yakan
Tablo 29’a göre; “can yakan” kategorisi, 19 metafordan ve 23 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “sigara”
(f:3), “cehennem” (f:2) ve “kavga” (f:2) olduğu görülmektedir. “Can yakan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Savaş, sigara gibidir. Çünkü hem kendimize hem çevremize zarar veririz” (O, 93).
“Savaş, cehennem gibidir. Çünkü içine girdikçe daha çok yanarsın” (O, 193).
169
“Savaş, kavga gibidir. Çünkü savaş olunca insanlar birbirlerini kırıp döküyorlar. Savaş
olunca dövüş, üzüntü oluyor” (O, 145).
Kategori 2: Yok Eden
Tablo 29’a göre; “yok eden” kategorisi, 13 metafordan ve 13 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun bir öğrenci
tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Yok eden” kategorisinden örnek şöyledir:
“Savaş, soğuk bir iklim gibidir. Çünkü bir ağaç ilk başlarda yaprakları yemyeşil, güzel bir
ağaçtır. Soğuk bir iklim nedeniyle ölebilir, yaprakları dökülür. Kurutur. Dondurur. Artık o
ağaç bir daha eski hâline dönmez. Savaş da böyledir. Daldırdığı yer bir daha iyileşemez, ölür”
(O, 95).
Şekil 55. Öğrenci O, 95’in Çizimi
Kategori 3: Kazananı ve Kaybedeni Olan
Tablo 29’a göre; “kazananı ve kaybedeni olan” kategorisi, 12 metafordan ve 13 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “oyun” (f:2) olduğu görülmektedir. “Kazananı ve kaybedeni olan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
170
“Savaş, oyun gibidir. Çünkü kaybedersen yenilmiş olursun, kazanırsan lider olursun” (O,
23).
“Savaş, boks maçı gibidir. Çünkü kazanan veya kazanamayan bir taraf vardır. Kaybeden
taraf ölür” (O, 86).
Şekil 56. Öğrenci O, 86’nın Çizimi
Kategori 4: Tükenmeyen, İzi Kalan
Tablo 29’a göre; “tükenmeyen, izi kalan” kategorisi, 13 metafordan ve 13 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Tükenmeyen, izi kalan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Savaş, nükleer santral patlaması gibidir. Çünkü patlama olsa bile patlamadan sonra
zararlar çıkar ve etkisi devam eder. Savaş da aynıdır” (O, 142).
“Savaş, öfke gibidir. Çünkü asla tükenmez” (O, 8).
Orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin barış eğitimi
ögelerine ilişkin geliştirdikleri metaforlar, çizdikleri resim, karikatür veya semboller ile
171
görüşme verileri ortaya konmuştur. Buna göre öğrencilerin geliştirdikleri metaforların
gerekçeleri incelenmiştir.
Barış kavramıyla ilgili üretilen metaforlar barışın; birlik, beraberlik ve iş birliği sağladığı,
mutlu ettiği, simgelerle ifade edildiği, yaşam kaynağı olduğu, dünyanın ayrılmaz bir ögesi
olduğu, savaşları sona erdirdiği gibi gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Adalet kavramıyla ilgili üretilen metaforlar adaletin; eşitlik sağlayarak dengeyi koruduğu,
haksızlıkları önleyerek herkesin hak ettiğini almasını sağladığı, iyiyle kötüyü ayırdığı,
kurallara
uyulduğu
sürece
köklü
olacağı
gibi
gerekçelerden
kaynaklandığını
göstermektedir.
Güç kavramıyla ilgili üretilen metaforlar gücün; her kapıyı açtığı, her türlü isteği
gerçekleştirdiği, söz sahibi olduğu, dayanıklı olduğu, sonucunun iyi veya kötüye
kullanımına bağlı olduğu, zarar verdiği gibi gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Ayrımcılık kavramıyla ilgili üretilen metaforlar ayrımcılığın; düşmanlığa, bencilliğe,
kargaşaya neden olduğu, yalnızlaştırdığı, dışlanmaya maruz kalanların olduğu gibi
gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Şiddet kavramıyla ilgili üretilen metaforlar şiddetin; fiziksel ve psikolojik hasar verdiği,
mutluluğu ve insan hayatını yok ettiği, bazıları tarafından desteklendiği, insanın kendini
kontrol edemediği durumlarda ortaya çıktığı gibi gerekçelerden kaynaklandığını
göstermektedir.
Savaş kavramıyla ilgili üretilen metaforlar savaşın; yaralanma ve ölümlere neden olduğu,
içine giren herkesin canının yandığı, sonrasında eskiye dönmenin mümkün olmadığı, bir
kazananı ve kaybedeninin bulunduğu, etkisinin ve izlerinin kaybolmadığı, hiç bitmediği
gibi gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Alt Sosyoekonomik Düzeye İlişkin Bulgular
Barış, adalet, güç, ayrımcılık, şiddet ve savaş kavramlarıyla ilgili olarak öğrenciler
tarafından geliştirilen metaforlar ve bu metaforlara bağlı olarak oluşturulan metafor
kategorileri farklı tablolarda gösterilmektedir.
172
Barış Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 30. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Barış”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
METAFOR
(f)
%
Beyaz Bayrak
Güvercin
Bayram
Kardeşlik
Mutluluk
Ateşkes
Dostluk
11
4
3
3
3
2
2
8,69
3,16
2,37
2,37
2,37
1,58
1,58
Sıra
No
30
31
32
33
34
35
36
8
Kalp
2
1,58
37
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
Adalet
Ağaç
Akarsu
Anahtarlık
Ankara
Anne
Anne Elini Tutmak
Annenin Kolları
Arkadaş
Atatürk
Ateş
Bayrak
Bembeyaz Gül
Berrak Su
Besin Zinciri
Beyaz
Beyaz Çiçek
Beyaz Güvercin
Çiçek
Çikolata
Dayanışma
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
METAFOR
(f)
%
Dondurma
Eğitimli İnsan
Evlilik
Gökkuşağı
Gülümseme
Güneşin Doğması
Hayal Kurmak
Hayvanların
Yaşayış Biçimi
İyi Niyet
Kuş
Mahkeme
Müzik
Orman
Özgürlük
Pusula
Ramazan Bayramı
Röportaj
Sağlıklı İnsan
Sanat
Savaşın Bitmesi
Sevgi
Sihirli Değnek
Silgi
Soba
Türk Bayrağı
Vücut Temizliği
Yağmur
Yol
1
1
1
1
1
1
1
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
1
0,79
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
0,79
TOPLAM
79
100
Alt sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “barış” kavramıyla ilgili
57 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 49’u yalnız bir öğrenci tarafından
temsil edilmektedir. Kalan 8 metafor ise 2-11 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
173
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,4’tür. Barış kavramına
yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında “beyaz
bayrak” (f:11), “güvercin” (f:4), “bayram” (f:3), “kardeşlik” (f:3) ve “mutluluk” (f:3) yer
almaktadır.
Tablo 31. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Barış” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
1
2
3
4
5
KATEGORİ
Metaforlar
Adalet, Ağaç, Ateş, Ateşkes,
Bayram, Bembeyaz Gül, Beyaz
Bayrak, Dayanışma, Güneşin
Olumlu
Doğması, İyi Niyet, Kardeşlik,
Sonuca
Mahkeme, Mutluluk, Özgürlük,
Götüren
Pusula, Ramazan Bayramı, Sanat,
Sihirli Değnek, Silgi, Soba, Yağmur,
Yol
Anne, Atatürk, Bayrak, Beyaz, Beyaz
Simge
Bayrak, Beyaz Çiçek, Beyaz
Hâline
Güvercin, Gökkuşağı, Güvercin,
Gelmiş Olan
Kuş, Mutluluk, Türk Bayrağı
Akarsu, Ankara, Anne Elini Tutmak,
İhtiyaç
Dostluk, Eğitimli İnsan, Hayvanların
Duyulan
Yaşayış Biçimi, Kalp, Orman, Sevgi,
Vücut Temizliği
Annenin Kolları, Berrak Su, Çiçek,
Mutluluk
Çikolata, Dondurma, Evlilik,
Veren
Gülümseme, Güvercin, Hayal
Kurmak, Savaşın Bitmesi
Birlikte,
Anahtarlık, Arkadaş, Besin Zinciri,
Uyum
Dostluk, Kardeşlik, Müzik, Röportaj,
İçinde Olan
Sağlıklı İnsan
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
22
30
12
18
10
11
10
11
8
9
Alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “barış” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 5 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “birlikte, uyum içinde olan”, “ihtiyaç duyulan”, “mutluluk veren”, “olumlu
sonuca götüren” ve “simge hâline gelmiş olan” şeklinde ifade edilmiştir.
174
Kategori 1: Olumlu Sonuca Götüren
Tablo 31’e göre; “olumlu sonuca götüren” kategorisi, 22 metafordan ve 30 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “beyaz bayrak” (f:6), “bayram” (f:3) ve “ateşkes” (f:2) olduğu
görülmektedir. “Olumlu sonuca götüren” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Barış, beyaz bir bayrak gibidir. Çünkü savaşı bitiren, barışı getiren beyaz bayraktır” (A,
165).
“Barış, bir bayram gibidir. Çünkü bayramda küsler barışır. Büyükler ziyaret edilir ve
elleri öpülür” (A, 158).
Şekil 57. Öğrenci A, 158’in Çizimi
“Barış, ateşkes gibidir. Çünkü savaşları durdurur, dostluk ve kardeşliği sağlar. Çok
önemli bir unsurdur ve bence barış, bayrakla ateşkese benzer” (A, 109).
175
Şekil 58. Öğrenci A, 109’un Çizimi
Kategori 2: Simge Hâline Gelmiş Olan
Tablo 31’e göre; “simge hâline gelmiş olan” kategorisi, 12 metafordan ve 18 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “beyaz bayrak” (f:5), “güvercin” (f:2) ve “mutluluk” (f:2) olduğu
görülmektedir. “Simge hâline gelmiş olan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Barış, beyaz bayrak gibidir. Çünkü beyaz bayrak barışı temsil eder” (A, 77).
176
Şekil 59. Öğrenci A, 77’nin Çizimi
“Barış, güvercinler gibidir. Çünkü güvercinler barışı, özgürlüğü simgeler” (A, 169).
Şekil 60. Öğrenci A, 169’un Çizimi
“Barış, bir mutluluk gibidir. Çünkü mutluluk barışın simgesidir” (A, 175).
177
Kategori 3: İhtiyaç Duyulan
Tablo 31’e göre; “ihtiyaç duyulan” kategorisi, 10 metafordan ve 11 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “kalp” (f:2) olduğu görülmektedir. “İhtiyaç duyulan” kategorisinden örnek
şöyledir:
“Barış, insan kalbi gibidir. Çünkü insan kalbi nasıl kan pompalayarak insanın yaşamasını
sağlıyorsa, barış da savaş olduğu zaman savaşlarda, kavgalarda vb. olaylarda etkili olur”
(A, 7).
Şekil 61. Öğrenci A, 7’nin Çizimi
Kategori 4: Mutluluk Veren
Tablo 31’e göre; “mutluluk veren” kategorisi, 10 metafordan ve 11 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “güvercin” (f:2) olduğu görülmektedir. “Mutluluk veren” kategorisinden
örnek şöyledir:
“Barış, güvercin gibidir. Çünkü barış olduğunda özgür oluruz, hür, bağımsız ve
olabildiğince mutlu bir şekilde… Güvercinin özgür olması mutluluk lehinedir, aynı şekilde
barış olduğunda da biz de mutlu oluruz. Kavgasız, gürültüsüz, küfürsüz…” (A, 148).
178
Şekil 62. Öğrenci A, 148’in Çizimi
Kategori 5: Birlikte, Uyum İçinde Olan
Tablo 31’e göre; “birlikte, uyum içinde olan” kategorisi, 8 metafordan ve 9 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “kardeşlik” (f:2) olduğu görülmektedir. “Birlikte, uyum içinde olan”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Barış, kardeşlik gibidir. Çünkü el ele verince o milletler bir olur” (A, 82).
179
Şekil 63. Öğrenci A, 82’nin Çizimi
Adalet Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 32. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Adalet”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
METAFOR
(f)
%
8,40
3,60
1,80
1,20
1,20
1,20
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
Sıra
No
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
Elma Yarısı
Geniş Aile
Halay
Hükümdar
Hz. Ömer
Kalkan
Kantar
Kare
Masanın Ayakları
Meclis
Mutlu Aile
Padişah
Parmaklar
Pusula
Su
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
0,60
1
0,60
35
Tahterevalli
1
0,60
1
0,60
36
Tartı
1
0,60
METAFOR
(f)
%
Terazi
Öğretmen
Mahkeme
Anne
Çocuk
Pazarcı
Ağaca Verilen Su
Akrep-Yelkovan
Annem-Babam
Avukat
Ayna
Baba
Babaannem
Baykuş
Beyaz
Binayı Tutan
Kolonlar
Çevre
14
6
3
2
2
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
180
Tablo 32 (devam)
18
19
Demokrasi
Ekosistem
1
1
0,60
0,60
Ülke
1
0,60
TOPLAM
60
100
37
Alt sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “adalet” kavramıyla ilgili
37 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 31’i yalnız bir öğrenci tarafından
temsil edilmektedir. Kalan 6 metafor ise 2-14 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,6’dır. Adalet kavramına
yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında “terazi”
(f:14), “öğretmen” (f:6) ve “mahkeme” (f:3) yer almaktadır.
Tablo 33. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Adalet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
Metaforlar
Akrep-Yelkovan, Anne, AnnemBabam, Baba, Babaannem, Çevre,
Çocuk, Demokrasi, Elma Yarısı,
Geniş Aile, Hükümdar, Hz. Ömer,
Kare, Meclis, Öğretmen, Parmaklar,
Pazarcı, Su, Terazi
Avukat, Ayna, Baykuş, Beyaz,
Çocuk, Ekosistem, Halay, Kantar,
Padişah, Pusula, Tartı, Terazi
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
19
28
12
17
1
Eşitlik
Sağlayan
2
Doğruyu
Gösteren
3
Hak Ettiğini
Veren,
Koruyan
Ağaca Verilen Su, Kalkan,
Mahkeme, Öğretmen, Terazi
5
10
Ayakta Tutan
Binayı Tutan Kolonlar, Masanın
Ayakları, Mutlu Aile, Tahterevalli,
Ülke
5
5
4
Alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “adalet” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “ayakta tutan”, “doğruyu gösteren”, “eşitlik sağlayan” ve “hak ettiğini
veren, koruyan” şeklinde ifade edilmiştir.
181
Kategori 1: Eşitlik Sağlayan
Tablo 33’e göre; “eşitlik sağlayan” kategorisi, 19 metafordan ve 28 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “terazi” (f:7), “anne” (f:2), “öğretmen” (f:2) ve “pazarcı” (f:2) olduğu
görülmektedir. “Eşitlik sağlayan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Adalet, bir bakkal terazisi gibidir. Çünkü hep eşitliği amaçlar ve eşit dağılım yapar” (A,
54).
“Adalet, anne gibidir. Çünkü anne, çocukları arasında ayrımcılık yapmaz ve ayrım olmaz”
(A, 78).
“Adalet, öğretmen gibidir. Çünkü öğretmen, bütün öğrencilerine eşit davranır” (A, 80).
“Adalet, pazarcı gibidir. Çünkü dürüst bir pazarcı tamı tamına eşit kiloda ölçer ve bu da
adil olur” (A, 17).
Şekil 64. Öğrenci A, 17’nin Çizimi
“Adalet, akrep ve yelkovan gibidir. Çünkü akrep kısa ve kalın, yelkovan ince ve uzundur. Fakat
her ikisi ne kadar farklı olursa olsun aynı yere sabitlenmiştir ve aynı sayıların üstünden geçer.
İnsanlar da ne kadar farklı olurlarsa olsun dil, renk, ırk ayrımcılığı yapılmadan aynı haklar
verilir” (A, 93).
182
Şekil 65. Öğrenci A, 93’ün Çizimi
Kategori 2: Doğruyu Gösteren
Tablo 33’e göre; “doğruyu gösteren” kategorisi, 12 metafordan ve 17 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “terazi” (f:6) olduğu görülmektedir. “Doğruyu gösteren” kategorisinden örnek
şöyledir:
“Adalet, bir terazi gibidir. Çünkü terazide ne taraf ağır basarsa orası aşağı iner, adalet de
onun gibidir. Ne tarafın suçu çok ise o taraf aşağı iner” (A, 82).
183
Şekil 66. Öğrenci A, 82’nin Çizimi
Kategori 3: Hak Ettiğini Veren, Koruyan
Tablo 33’e göre; “hak ettiğini veren, koruyan” kategorisi, 5 metafordan ve 10 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanların “öğretmen” (f:4), “mahkeme” (f:3) olduğu görülmektedir. “Hak ettiğini
veren, koruyan” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Adalet, öğretmen gibidir. Çünkü herkese hakkı olanı verir” (A, 99).
“Ben bunu öğretmene benzetmiştim. Çünkü şey, öğretmenler herkese eşit davranmak
zorundadır. Ayrımcılık yapmaması gerekir. Hakkını, herkese hakkı olanı verir” (Görüşme
A, 99).
“Adalet, mahkeme gibidir. Çünkü mahkemelerde adaletli davranılır. Kimsenin hakkı
çiğnenmez, suçlulara ceza verilir” (A, 145).
Kategori 4: Ayakta Tutan
Tablo 33’e göre; “ayakta tutan” kategorisi, 5 metafordan ve 5 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun bir öğrenci
tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Ayakta tutan” kategorisinden örnek şöyledir:
184
“Adalet, binayı tutan kolonlar gibidir. Çünkü binayı tutan her bir parça gibidir. Adaletsiz
dünya olamaz, düşünülemez” (A, 50).
Güç Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 34. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Güç”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
METAFOR
(f)
%
Kalp
Aile
Aslan
Bilgi
Birlik-Beraberlik
Kılıç
Özgüven
Para
Toplum
Açıkta Duran
Elektrik Kablosu
Almanya
Amerika
Baba
Beyin
Biber Gazı
Birlik
Cumhuriyet
3
2
2
2
2
2
2
2
2
1,29
0,86
0,86
0,86
0,86
0,86
0,86
0,86
0,86
Sıra
No
18
19
20
21
22
23
24
25
26
1
0,43
1
1
1
1
1
1
1
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
METAFOR
(f)
%
Ekonomi
Emek
Erkek
Hırs
İrade
Kral
Monarşi
Ordu
Oyun
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
27
Padişah
1
0,43
28
29
30
31
32
33
Silah
Sivri Dişli Köpek
Tokmak
Yönetmek
Zenginlik
Zorba Arkadaş
1
1
1
1
1
1
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
TOPLAM
43
100
Alt sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “güç” kavramıyla ilgili
33 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 24’ü yalnız bir öğrenci tarafından
temsil edilmektedir. Kalan 9 metafor ise 2-3 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,3’tür. Güç kavramına
yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında “kalp”
(f:3), “aile” (f:2), “aslan” (f:2), “bilgi” (f:2),
“birlik-beraberlik” (f:2), “kılıç” (f:2),
“özgüven” (f:2), “para” (f:2) ve “toplum” (f:2) yer almaktadır.
185
Tablo 35. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Güç” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Hükmeden
2
Dayanıklı
Olan
3
Başarıya
Ulaştıran
4
Zarar Veren
Metaforlar
Amerika, Aslan, Bilgi, Cumhuriyet,
Ekonomi, Erkek, İrade, Kılıç, Kral,
Monarşi, Oyun, Para, Silah,
Yönetmek, Zenginlik
Aile, Almanya, Baba, Birlik, BirlikBeraberlik, Kalp, Ordu, Özgüven,
Toplum
Aile, Beyin, Bilgi, Birlik-Beraberlik,
Emek, Hırs, Kalp
Açıkta Duran Elektrik Kablosu,
Biber Gazı, Padişah, Sivri Dişli
Köpek, Tokmak, Zorba Arkadaş
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
15
18
9
12
7
7
6
6
Alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “güç” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “başarıya ulaştıran”, “dayanıklı olan”, “hükmeden” ve “zarar veren”
şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Hükmeden
Tablo 35’e göre; “hükmeden” kategorisi, 15 metafordan ve 18 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “aslan”
(f:2), “kılıç” (f:2) ve “para” (f:2) olduğu görülmektedir. “Hükmeden” kategorisinden
örnekler şunlardır:
“Güç, aslan gibidir. Çünkü aslan ormanların kralı olduğu için ‘aslan’. Güç de kral
gibidir” (A, 77).
“Güç, bir kılıç gibidir. Çünkü kılıç dayanıklı bir maddeden yapılırsa ve güzelce işlenirse
değdiği yere hükmeder” (A, 105).
186
Şekil 67. Öğrenci A, 105’in Çizimi
“Güç, para gibidir. Çünkü parası olan insan hemen hemen her şeyi elde ediyor ise gücü
olan insan da elde eder” (A, 190).
Şekil 68. Öğrenci A, 190’ın Çizimi
187
Kategori 2: Dayanıklı Olan
Tablo 35’e göre; “dayanıklı olan” kategorisi, 9 metafordan ve 12 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “kalp”
(f:2), “özgüven” (f:2) ve “toplum” (f:2) olduğu görülmektedir. “Dayanıklı olan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Güç, insan kalbi gibidir. Çünkü insan hayatında yaşadığı en küçük veya en büyük şeylere
bile dayanır” (A, 135).
Şekil 69. Öğrenci A, 135’in Çizimi
“Güç, özgüven gibidir. Çünkü özgüvenli olduğun zaman her şeyin üstesinden gelebilirsin”
(A, 166).
“Güç, bir toplum gibidir. Çünkü bir toplum el ele verirse dayanıklı olur” (A, 60).
Kategori 3: Başarıya Ulaştıran
Tablo 35’e göre; “başarıya ulaştıran” kategorisi, 7 metafordan ve 7 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Başarıya ulaştıran” kategorisinden
örnek şöyledir:
188
“Güç, beyin gibidir. Çünkü beynimizi kullanarak istediğimiz başarılara ulaşır ve
amaçlarımızı gerçekleştirmiş oluruz. Bu şekilde güç kaynağımız da beyin ile sağlanmış
olur” (A, 192).
Şekil 70. Öğrenci A, 192’nin Çizimi
Kategori 4: Zarar Veren
Tablo 35’e göre; “zarar veren” kategorisi, 6 metafordan ve 6 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun bir öğrenci
tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Zarar veren” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Güç, sivri dişli bir köpek gibidir. Çünkü sivri dişleri olan bir köpekten, korunmasız olan
herkes korkar” (A, 88).
“Gücü olan insanlara veya mesela köpekten örnek verecek olursak sivri dişleri olan bir
köpekten ne kadar güçlü olursa olsun korkacaktır yani insan” (Görüşme A, 88).
“Güç, padişah gibidir. Çünkü padişah bütün halkı ezer geçer, onları aşağılar. Güç de
aynen böyle. Ezik olanlar hep aşağılanır, ezilir. Güçlü olanlar hep onları ezerler” (A,
106).
189
Ayrımcılık Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 36. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
“Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
METAFOR
(f)
%
Öğretmen
Arkadaş
Avrupa Ülkeleri
Büyük Kardeş
Kadın
Küçük Kardeş
3
2
2
2
2
2
1,29
0,86
0,86
0,86
0,86
0,86
Sıra
No
19
20
21
22
23
24
7
Baba
1
0,43
25
8
Baskı
1
0,43
26
9
Bilgisizlik
1
0,43
27
10
11
12
13
14
15
16
17
18
Cahiliye Dönemi
Cinsiyet
Düşük Sınav Notu
Fakir
Hizmetli
İntihar
Karşılıksız Sevmek
Kendini Beğenmek
Kırılmış Bardak
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
28
29
30
31
32
33
34
35
36
METAFOR
(f)
%
Kimsesiz Kalmak
Kirli Su
Köylü
Küçük Düşürmek
Lig
Oligarşi
Papatyanın
Ortasındaki Sarı
Bölge
Renkler
Rüşvet Almış
Hâkim
Rütbe
Sınıf Farkı
Siyah Kedi
Takım Tutmak
Taraf Tutmak
Torpil
Üvey Evlat
Zehirli Yılan
Zengin
1
1
1
1
1
1
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
1
0,43
1
0,43
1
0,43
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
0,43
TOPLAM
43
100
Alt sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “ayrımcılık” kavramıyla
ilgili 36 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 30’u yalnız bir öğrenci
tarafından temsil edilmektedir. Kalan 6 metafor ise 2-3 öğrenci tarafından temsil
edilmektedir. Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,2’dir.
Ayrımcılık kavramına yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanlar arasında “öğretmen” (f:3), “arkadaş” (f:2), “Avrupa ülkeleri” (f:2), “büyük
kardeş” (f:2), “kadın” (f:2) ve “küçük kardeş” (f:2) yer almaktadır.
190
Tablo 37. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Ayrımcılık” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Sonucu
Olumsuz
Olan
2
Dışlanan
3
Ötekileştiren
Metaforlar
Baskı, Bilgisizlik, Düşük Sınav Notu,
İntihar, Karşılıksız Sevmek, Kırılmış
Bardak, Kimsesiz Kalmak, Kirli Su,
Küçük Düşürmek, Rüşvet Almış
Hâkim, Sınıf Farkı, Takım Tutmak,
Taraf Tutmak, Torpil, Zehirli Yılan
Baba, Büyük Kardeş, Cinsiyet, Fakir,
Hizmetli, Kadın, Köylü, Küçük
Kardeş, Papatyanın Ortasındaki Sarı
Bölge, Siyah Kedi, Üvey Evlat
Arkadaş, Avrupa Ülkeleri, Cahiliye
Dönemi, Kendini Beğenmek, Lig,
Oligarşi, Öğretmen, Renkler, Rütbe,
Zengin
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
15
15
11
14
10
14
Alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “ayrımcılık”
kavramıyla ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 3 kategori altında
toplanmıştır. Kategori adları; “dışlanan”, “ötekileştiren” ve “sonucu olumsuz olan”
şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Sonucu Olumsuz Olan
Tablo 37’ye göre; “sonucu olumsuz olan” kategorisi, 15 metafordan ve 15 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir
öğrenci
tarafından
temsil
edildiği
görülmektedir.
“Sonucu
olumsuz
olan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Ayrımcılık, kırılmış bir bardak gibidir. Çünkü bir insana daha fazla ilgi, sevgi gösterirsen
diğer insanlar kendilerini eksik görürler. Bardak gibi kırılır, düzeltmeye çalışsan da
düzelmezler” (A, 87).
“Ayrımcılık, zehirli bir yılan gibidir. Çünkü zehirli bir yılanın zehri ortaya çıktığında
etraftaki her şeye zarar verir. Ayrımcılık da bir yerde olursa etraftaki her bireye hatta
kişinin kendisine bile zarar verir” (A, 90).
191
Şekil 71. Öğrenci A, 90’ın Çizimi
Kategori 2: Dışlanan
Tablo 37’ye göre; “dışlanan” kategorisi, 11 metafordan ve 14 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “büyük
kardeş” (f:2), “kadın” (f:2) ve “küçük kardeş” (f:2) olduğu görülmektedir. “Dışlanan”
kategorisinden örnekler şunlardır:
“Ayrımcılık, büyük kardeş gibidir. Çünkü küçük çocuklar daha çok sevilir ve özen
gösterilir. Büyükler ise aynı şekilde değildir. Bu şekilde de ayrımcılık ilişkisini gösterir”
(A, 197).
192
Şekil 72. Öğrenci A, 197’nin Çizimi
“Ayrımcılık, kadın gibidir. Çünkü artık kadın ve erkekler arasında gitgide ciddi derecede
ayrım yapılmaktadır. Erkekler üstün görülmektedir” (A, 186).
Şekil 73. Öğrenci A, 186’nın Çizimi
193
“Ayrımcılık, küçük kardeş gibidir. Çünkü ilk doğan bebek hep sevilir, sayılır, üstte tutulur,
ikinci görülmez bile” (A, 3).
“Ayrımcılık, bir baba gibidir. Çünkü evin tüm ihtiyaçlarını o karşılar. Ev halkına o bakar.
Evi ve aileyi sırtında taşır. Bu ona yapılan bir ayrımcılıktır” (A, 98).
Şekil 74. Öğrenci A, 98’in Çizimi
Kategori 3: Ötekileştiren
Tablo 37’ye göre; “ötekileştiren” kategorisi, 10 metafordan ve 14 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların
“öğretmen” (f:3), “arkadaş” (f:2) ve “Avrupa ülkeleri” (f:2) olduğu görülmektedir.
“Ötekileştiren” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Ayrımcılık, bazı öğretmenler gibidir. Çünkü bazı öğrencilere öncelik tanır” (A, 178).
“Ayrımcılık, arkadaş gibidir. Çünkü arkadaşlarımızın bazıları kendini çok üstün
görebiliyor” (A, 157).
“Ayrımcılık, Avrupa ülkeleri gibidir. Çünkü Avrupalı devletler, doğu devletleri
kendilerinden alt görerek onları önemsemez, ayrımcılık da böyledir” (A, 80).
194
Şiddet Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 38. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Şiddet”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
METAFOR
(f)
%
Sıra
No
1
Alkol
3
1,89
28
2
3
4
Silah
Kadın
Kavga Etmek
3
2
2
1,89
1,26
1,26
29
30
31
5
Öfke
2
1,26
32
6
7
8
9
10
11
2
2
1
1
1
1
1,26
1,26
0,63
0,63
0,63
0,63
33
34
35
36
37
38
1
0,63
39
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
Siyah
Şimşek
Adaletsiz Ülke
Ağaç
Ağaç Kesmek
Amerikan Polisleri
Arabaların
Çarpışması
Ateş
Ayna
Baba
Babam
Balta
Beyzbol Sopası
Bıçak
Boks
Bomba
Cahillik
Counter Strike
Çivili Sopa
Dilin Yanlış
Kullanılması
El
Fiziksel Güç
Gözyaşı
Gülün Dalından
Koparılması
İnsan
Karanlık
Karı Koca Kavgası
Kaybolmuş İnsan
Kırık Cam
Kırılmış Bardak
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
25
Çürük Meyve
1
0,63
52
26
27
Darp Etmek
Davul
1
1
0,63
0,63
53
54
12
METAFOR
(f)
%
1
0,63
1
1
1
0,63
0,63
0,63
1
0,63
1
1
1
1
1
1
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
Kırmızı
1
0,63
Komşu
Kötü Söz
Kötülük
Kum Torbası
Nefret
Orman Yangını
Sigara
Suriye
Taş
Tuz
Tümör
Wolfteam
Yanmaya Yüz
Tutmuş Yemek
Yara
Yırtılmış Kıyafet
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
0,63
1
0,63
1
1
0,63
0,63
TOPLAM
63
100
Alt sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “şiddet” kavramıyla ilgili
54 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 47’si yalnız bir öğrenci tarafından
195
temsil edilmektedir. Kalan 7 metafor ise 2-3 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı yaklaşık olarak 1,2’dir. Şiddet kavramına
yönelik metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında “alkol”
(f:3), “silah” (f:3), “kadın” (f:2), “kavga etmek” (f:2), “öfke” (f:2), “siyah” (f:2) ve
“şimşek” (f:2) yer almaktadır.
Tablo 39. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Şiddet” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
1
2
3
4
5
KATEGORİ
Metaforlar
Ağaç Kesmek, Alkol, Arabaların
Çarpışması, Ateş, Baba, Babam,
Balta, Beyzbol Sopası, Bıçak, Boks,
Bomba, Cahillik, Çivili Sopa, Çürük
Hasar
Meyve, Darp Etmek, El, Gözyaşı,
Bırakan
İnsan, Karanlık, Karı Koca Kavgası,
Kırık Cam, Komşu, Kötü Söz,
Kötülük, Öfke, Sigara, Silah, Taş,
Yara
Amerikan Polisleri, Counter Strike,
Dilin Yanlış Kullanılması, Gülün
Dönüşü
Dalından Koparılması, Kavga Etmek,
Olmayan
Kaybolmuş İnsan, Kırılmış Bardak,
Nefret, Orman Yangını, Silah, Siyah,
Şimşek, Tümör, Wolfteam
Ayna, Davul, Fiziksel Güç, Kavga
Yansıtan
Etmek, Kırmızı, Kum Torbası, Siyah
Adaletsiz Ülke, Ağaç, Kadın, Suriye,
Mağdur Olan
Yırtılmış Kıyafet
Kontrol
Alkol, Öfke, Tuz, Yanmaya Yüz
Edilmesi
Tutmuş Yemek
Gereken
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
29
31
14
15
7
7
5
6
4
4
Alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “şiddet” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 5 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “dönüşü olmayan”, “hasar bırakan”, “kontrol edilmesi gereken”, “mağdur
olan” ve “yansıtan” şeklinde ifade edilmiştir.
196
Kategori 1: Hasar Bırakan
Tablo 39’a göre; “hasar bırakan” kategorisi, 29 metafordan ve 31 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “alkol”
(f:2) ve “silah” (f:2) olduğu görülmektedir. “Hasar bırakan” kategorisinden örnekler
şunlardır:
“Şiddet, alkol gibidir. Çünkü şiddette de kendini kaybediyor, alkolde de” (A, 41).
Şekil 75. Öğrenci A, 41’in Çizimi
“Şiddet, silah gibidir. Çünkü silahla ateş edersin, birini yaralarsın. Şiddetle döverek
yaralarsın” (A, 35).
Kategori 2: Dönüşü Olmayan
Tablo 39’a göre; “dönüşü olmayan” kategorisi, 14 metafordan ve 15 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık
kullanılanın “şimşek” (f:2) olduğu görülmektedir. “Dönüşü olmayan” kategorisinden örnek
şöyledir:
“Şiddet, şimşek gibidir. Çünkü şimşek çarptığı insanları öldürür. Çok şiddet de bu yüzden
benzer” (A, 186).
197
Şekil 76. Öğrenci A, 186’nın Çizimi
Kategori 3: Yansıtan
Tablo 39’a göre; “yansıtan” kategorisi, 7 metafordan ve 7 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun bir öğrenci
tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Yansıtan” kategorisinden örnek şöyledir:
“Şiddet, bir ayna gibidir. Çünkü ayna insanı yalansız bir şekilde gösterir. Uygulanan
şiddet de insanın ne kadar acımasız olabileceğini gösterir” (A, 88).
“Bir insanın hani şiddet hakkında diyelim sen birine ne kadar şiddet uyguluyorsan o senin
ne kadar acımasız olduğunu direkt sana yansıtacaktır zaten” (Görüşme A, 88).
Kategori 4: Mağdur Olan
Tablo 39’a göre; “mağdur olan” kategorisi, 5 metafordan ve 6 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanın “kadın” (f:2)
olduğu görülmektedir. “Mağdur olan” kategorisinden örnek şöyledir:
“Şiddet, kadın gibidir. Çünkü erkekler kadınlara saldırıyorlar, taciz ediyorlar, tecavüz
ediyorlar, dövüyorlar. Kadının gücü erkeğe ve şiddete yetmiyor. Ezilen hep kadınlar
oluyor” (A, 14).
198
“Erkeklerin gücü kadınlara yetiyor ama kadınların gücü erkeklere yetmediği için erkekler
hep kadınları eziyor, dövüyor, saldırıyor vesaire işte bir sürü şeyler yapıyor. Ama kadınlar
bir şey yapamıyor” (Görüşme A, 14).
Kategori 5: Kontrol Edilmesi Gereken
Tablo 39’a göre; “kontrol edilmesi gereken” kategorisi, 4 metafordan ve 4 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Kontrol edilmesi gereken”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Şiddet, yanmaya yüz tutmuş yemek gibidir. Çünkü yanmaya yüz tutmuş yemeği tam
zamanında ateşten almazsan yanar ve onun düzelmesini sağlayamayız. Şiddette de kendini
kontrol edemezsen, doğru zamanda doğru hareket etmezsen sonucunda olanları geri
çeviremezsin” (A, 90).
Savaş Kavramına İlişkin Bulgular
Tablo 40. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin “Savaş”
Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforlar
Sıra
No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
METAFOR
(f)
%
1,26
0,84
0,84
0,84
0,84
0,84
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
Sıra
No
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
Kan Davası
Kötü Dost
Kötülük
Mermi
Münazara
Nefret
Ok
Siyah
Suriye
Suriyeli Çocuklar
Toprak
Vatan Savunması
Virüs
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
0,42
32
Yangın
1
0,42
METAFOR
(f)
%
Ateş
Bomba
Düşmanlık
Kavga
Silah
Yanardağ
Acı Biber
Asker
Bencillik
Bıçak
Çöp
Diken
Eşek Şakası
Irak, İsrail, Mısır,
Suriye
3
2
2
2
2
2
1
1
1
1
1
1
1
1
199
Tablo 40 (devam)
15
16
17
18
İmparatorluk
İtilaf-İttifak
Devletleri
Kafesteki Güvercin
Kaktüs
1
0,42
33
Yarışma
1
0,42
1
0,42
34
Yıkık Ev
1
0,42
1
1
0,42
0,42
35
Zincirleme Kaza
1
0,42
TOPLAM
42
100
Alt sosyoekonomik düzeyde öğrenim gören öğrenciler tarafından “savaş” kavramıyla ilgili
35 adet metafor geliştirilmiştir. Geliştirilen metaforların 29’u yalnız bir öğrenci tarafından
temsil edilmektedir. Kalan 6 metafor ise 2-3 öğrenci tarafından temsil edilmektedir.
Metafor başına düşen ortalama öğrenci sayısı 1,2’dir. Savaş kavramına yönelik
metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanlar arasında “ateş” (f:3),
“bomba” (f:2), “düşmanlık” (f:2), “kavga” (f:2), “silah” (f:2) ve “yanardağ” (f:2) yer
almaktadır.
Tablo 41. Alt Sosyoekonomik Düzeydeki Okullarda Öğrenim Gören Öğrencilerin
Metaforlarından “Savaş” Kavramına İlişkin Oluşturulan Kategoriler
Sıra
No
KATEGORİ
1
Can Yakan
2
Yok Eden
3
4
Amacı
Kazanmak
Olan
Mahrum
Kalan
Metafor
Sayısı
Öğrenci
Sayısı
16
18
12
15
Asker, Bencillik, Mermi, Münazara,
Ok, Vatan Savunması, Yarışma
7
7
Kafesteki Güvercin, Suriyeli
Çocuklar
2
2
Metaforlar
Acı Biber, Bıçak, Çöp, Diken,
Düşmanlık, Eşek Şakası, Kaktüs,
Kavga, Kötü Dost, Kötülük, Silah,
Siyah, Toprak, Virüs, Yanardağ,
Yıkık Ev
Ateş, Bomba, Irak-İsrail-MısırSuriye, İmparatorluk, İtilaf-İttifak
Devletleri, Kan Davası, Nefret, Silah,
Suriye, Yanardağ, Yangın,
Zincirleme Kaza
200
Alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin “savaş” kavramıyla
ilgili geliştirdikleri metaforlar, ortak özellikleri bakımından 4 kategori altında toplanmıştır.
Kategori adları; “amacı kazanmak olan”, “can yakan”, “mahrum kalan” ve “yok eden”
şeklinde ifade edilmiştir.
Kategori 1: Can Yakan
Tablo 41’e göre; “can yakan” kategorisi, 16 metafordan ve 18 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların
“düşmanlık” (f:2) ve “kavga” (f:2) olduğu görülmektedir. “Can yakan” kategorisinden
örnekler şunlardır:
“Savaş, düşmanlık gibidir. Çünkü insanlar birbirine kin duyar” (A, 198).
“Savaş, kavga gibidir. Çünkü ortalık harabe olur. Can yanar, herkes üzülür” (A, 34).
Kategori 2: Yok Eden
Tablo 41’e göre; “yok eden” kategorisi, 12 metafordan ve 15 öğrenciden oluşmaktadır. Bu
kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında en sık kullanılanların “ateş” (f:3)
ve “bomba” (f:2) olduğu görülmektedir. “Yok eden” kategorisinden örnekler şunlardır:
“Savaş, ateş gibidir. Çünkü yaktığı yere külden başka bir şey bırakmaz. Savaş da öyledir
işte, geride bıraktığı insanlara gözyaşı ve üzüntüden başka bir şey bırakmaz” (A, 95).
201
Şekil 77. Öğrenci A, 95’in Çizimi
“Savaş, sürekli patlayan bir bomba gibidir. Çünkü bir bomba patlarsa hem insanlar
korkar, hem insanlar ölür, hem de insanların huzuru bozulur. Aynı bunun gibi savaşta da
insanlar korkar, üzülür ve ölürler” (A, 111).
Kategori 3: Amacı Kazanmak Olan
Tablo 41’e göre; “amacı kazanmak olan” kategorisi, 7 metafordan ve 7 öğrenciden
oluşmaktadır. Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun
bir öğrenci tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Amacı kazanmak olan”
kategorisinden örnek şöyledir:
“Savaş, yarışma gibidir. Çünkü devletlerin toprak, ekonomi vb. üstünlükleri elde etmek
istemesi savaşların çıkmasını sağlar” (A, 115).
202
Şekil 78. Öğrenci A, 115’in Çizimi
Kategori 4: Mahrum Kalan
Tablo 41’e göre; “mahrum kalan” kategorisi, 2 metafordan ve 2 öğrenciden oluşmaktadır.
Bu kategorideki metaforların frekans dağılımına bakıldığında her metaforun bir öğrenci
tarafından temsil edildiği görülmektedir. “Mahrum kalan” kategorisinden örnek şöyledir:
“Savaş, Suriyeli çocuklar gibidir. Çünkü oradaki çocuklar aç kalıyorlar, girecek,
korunacak bir evleri yok, giyecek kıyafetleri yok. Savaş = Suriye” (A, 14).
“Savaşı Suriye çocuklarına benzetmiştim. Çünkü onlar hep aç kalıyor, açıkta kalıyor,
barınacak bir şeyleri yok. Böyle sürekli şey, savaş oluyor orada. Düzenleri yok. Bu yüzden
ona benzetmiştim” (Görüşme A, 14).
Alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin barış eğitimi
ögelerine ilişkin geliştirdikleri metaforlar, çizdikleri resim, karikatür veya semboller ile
görüşme verileri ortaya konmuştur. Buna göre öğrencilerin geliştirdikleri metaforların
gerekçeleri incelenmiştir.
Barış kavramıyla ilgili üretilen metaforlar barışın; savaşı durdurduğu ya da bitirdiği,
küsleri barıştırdığı, yol gösterdiği, simgelerle ifade edildiği, hayatı devam ettirdiği,
203
beraberinde özgürlüğü de getirdiğinden mutluluk verdiği, farklılıkları bir araya getirerek
bir uyum yakaladığı gibi gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Adalet kavramıyla ilgili üretilen metaforlar adaletin; eşitliği amaçladığı, suçlu ve suçsuzu
ayırt ederek doğruyu gösterdiği, herkese hak ettiği kadarını verdiği, koruyucu olduğu,
denge sağlayarak ayakta tuttuğu gibi gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Güç kavramıyla ilgili üretilen metaforlar gücün; hükmedici olduğu, istekleri elde ettirdiği,
sorunların üstesinden gelecek kadar dayanıklı olduğu, başarıya ulaştırdığı, korkutucu ve
ezici niteliklerinin olduğu gibi gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Ayrımcılık kavramıyla ilgili üretilen metaforlar ayrımcılığın; sonucunda mutsuzluk
olduğu, zarar verdiği, bazılarına üstünlük sağlarken bazılarını ezdiği, sevginin eşit
paylaşılamamasından
doğduğu,
ötekileştirdiği
gibi
gerekçelerden
kaynaklandığını
göstermektedir.
Şiddet kavramıyla ilgili üretilen metaforlar şiddetin; yaralanmalara ve kalp kırıklarına yol
açtığı, öldürücü bile olabildiği, acımasızlığı yansıttığı, kırmızı ve siyah renklerle ifade
edildiği, mağduriyet yarattığı, kontrol edilmediğinde telafisinin mümkün olmadığı gibi
gerekçelerden kaynaklandığını göstermektedir.
Savaş kavramıyla ilgili üretilen metaforlar savaşın; kin ve nefret duygularını körükleyerek
can yaktığı, yıkıp, yok ettiği, amacının üstünlük sağlamak veya kazanmak olduğu, esarete
neden olduğu, en temel ihtiyaçlardan mahrum bıraktığı gibi gerekçelerden kaynaklandığını
göstermektedir.
204
BÖLÜM V
SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER
Bu bölümde araştırmada elde edilen bulgulara bağlı olarak ulaşılan sonuçlara ve tartışmaya
yer verilmiştir. Ayrıca barış eğitimi kapsamında öneriler sunulmuştur.
Barış Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma
Barış kavramına ilişkin öğrenci algıları, öğrencilerin oluşturdukları metaforlara, bu
metaforlara bağlı olarak çizdikleri resim, karikatür veya sembollere ve öğrencilerle yapılan
görüşmelere bağlı olarak incelenmiştir. Buna göre üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda
öğrenim gören öğrenciler barışı daha çok “mutluluk veren” bir şey olarak görmektedir.
Barışın umutla beklendiği ve geldiğinde de büyük mutluluklara sebep olacağı yönündeki
görüş (Ü, 165) barışın henüz mevcut olmadığının ancak gelmesinin muhtemel olduğunun
ve barışçıl bir gelecek hayali kurulduğunun göstergesidir. Üst sosyoekonomik düzeye
ilişkin dikkat çekici bir sonuç, barışın insanın içini rahatlattığı, ruhunu güzelleştirdiği
gerekçeleriyle (Ü, 165; Ü, 135) mutluluk vermesidir. Bu kategoride öğrenciler iç barışa
işaret etmektedir. Orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrenciler
barışı çoğunlukla “birlikte, uyum içinde olan” şeklinde görmektedir. Burada öğrenciler iş
birliği, dayanışma, bir arada olma gibi gerekçelerle (O, 9; O, 72) pozitif barışa işaret
etmektedir. Ancak öğrencilerin birlik olmayınca sıkıntı, sorun, kavga ve tartışmaların
olacağı yönündeki açıklamaları (O, 183; O, 72) barışın istikrar ve denge ile eş anlamlı
görüldüğü eski anlayışının korunduğunun da belirtisidir. Alt sosyoekonomik düzeydeki
okullarda öğrenim gören öğrenciler ise barışı genellikle “olumlu sonuca götüren” bir araç
gibi görmektedir. Barışın küslükleri bitirdiğine ve savaşları durdurduğuna ilişkin
205
düşünceler (A, 165; A, 158; A, 109), negatif barışa işaret etmektedir. Bu açıdan alt
sosyoekonomik düzeye ilişkin sonuçlar, barışın henüz örgütlü kolektif şiddetin yokluğu
olarak algılandığını ortaya koymaktadır. Alt sosyoekonomik düzeye ilişkin diğer sonuçlara
bakıldığında, “ihtiyaç duyulan” ve “mutluluk veren” kategorilerinde de öğrencilerin barışı
kavgalardaki rolüyle, gürültü, küfür gibi olumsuzlukları sona erdirmesiyle ele aldıkları (A,
7; A, 148) saptanmıştır. İmamoğlu ve Bayraktar (2014) tarafından yapılan çalışmaya
bakıldığında, çalışma sonucunda yapılan tanımların, barış kavramıyla ilgili yapılan
bilimsel tanımlarla karşılaştırıldığında, yeterli görülmediği belirtilmiştir. Çalışma bu açıdan
bu araştırma bulgularıyla uyumludur. Ancak Macar öğrencilerin barış tanımlamalarında
terör, kavga veya düşman gibi kavramlar hiç geçmediği ifade edilmiştir. Araştırmanın bu
yöndeki bulguları ise İmamoğlu ve Bayraktar’ın çalışmasıyla uyumlu değildir.
Araştırmanın alt sosyoekonomik düzeye ilişkin sonuçları Rosell (1968); Walker, MyersBowman, ve Myers-Walls (2003) tarafından yapılan çalışmaları desteklerken, üst ve orta
sosyoekonomik düzeye ilişkin sonuçlar, öğrencilerin bütünleşmenin önemine yönelik
algıları nedeniyle Rosell’in çalışmasının aksi yönündedir. Barış kavramına yüklenen
anlama göre üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin barış ve
barış eğitimine bakış açısı daha tutarlıdır. Araştırma bu açıdan Haavelsrud (1970)’ın
çalışmasıyla tutarlıdır. Üst sosyoekonomik düzeye ilişkin sonuçların barış eğitiminin
bütünsel gelişimi ve huzurlu toplumu destekleyen yapısı, alt sosyoekonomik düzeye ilişkin
sonuçların ise savaşları bitiren faktör olması sonucu korkuları engellemesi Begum (2012)
tarafından yapılan araştırmayla uyumludur.
Üç sosyoekonomik düzeyde de öğrencilerin barışı küresel boyuttan çok kişisel boyutta
değerlendirdikleri ortaya çıkmıştır. Bu da barış eğitiminin amaçlarına ilişkin olarak
öğrenciler tarafından barış kavramının zenginliğinin anlaşılmadığının ve kültürlerarası
uzlaşı geliştirilemediğinin göstergesi olabilir. Öğrenciler birbirlerinden farklı metaforlar
(beyaz bayrak, çiçek, güvercin, su) üretmişlerdir. Bu açıdan çalışma, Matsuo (2007)’nun
vurguladığı barış çalışmalarında kullanılan herhangi bir barış kavramının birden fazla barış
değerinden oluştuğu sonucuyla tutarlıdır. Çalışmada üretilen metaforlar Deveci, Yılmaz, ve
Karadağ (2008) tarafından yapılan çalışmadaki barış tanımlamalarıyla paraleldir. Ancak bu
araştırmada metaforların gerekçelerinden dolayı daha çok kişisel barışa yönelik olduğu da
kaydedilmiştir. Öğrencilerin kişisel barışa yönelik açıklamaları Demir (2011)’in
çalışmasıyla benzerlik göstermektedir. Bunların yanında barış eğitiminin korkuları
206
giderdiği, geleceğe dönük yönlendirme sağladığı ve barışın bir yöntem olarak öğretildiği
amaçlarına yönelik göstergeler de mevcuttur.
Adalet Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma
Adalet kavramına ilişkin öğrenci algıları, öğrencilerin oluşturdukları metaforlara, bu
metaforlara bağlı olarak çizdikleri resim, karikatür veya sembollere ve öğrencilerle yapılan
görüşmelere bağlı olarak incelenmiştir. Buna göre üç sosyoekonomik düzeyde de
öğrencilerin büyük çoğunluğu tarafından adalet “eşitlik sağlayan” bir şey olarak
değerlendirilmektedir. Adaletin dengede tuttuğu, haklıyı haklı, suçluyu suçlu gösterdiği,
farklılıklarıyla beraber herkese eşit haklar tanıdığı, eşit dağılım yaptığı, ayrım yapmadığı,
dürüst olduğu (Ü, 119; Ü, 161; O, 48; O, 97; O, 72; A, 54; A, 78; A, 80; A, 17) yönündeki
görüşler adaletin özellikle asli eşitlik boyutunun göstergesidir. Öğrencilerin adaleti bireysel
ve toplumsal farklılıklar açısından dışlamayan, tarafsız olan, ayrımcılık yapmayan, eşdeğer
durumlar elde etmek için sosyal, siyasal ve kültürel açıdan adil koşullar yaratan bir etken
olarak görmesi önemlidir.
Üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin herkes eşit olması
sonucu insanlar arasındaki bağların gelişmesine ilişkin görüşü (Ü, 119); orta
sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin her iki tarafta da eşit yük
olduğunda dengenin sağlanabileceğine yönelik görüşü (O, 48) ile adaletin bir anne gibi
tüm çocuklarına eşit ilgi ve sevgiyi göstermesine yönelik görüşü (O, 97); alt
sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin ise adaletin eşitliği
amaçladığı, bir anne, öğretmen ya da pazarcı gibi adil olduğuna yönelik görüşler (A, 54; A,
78; A, 80; A, 17), Rawls’ın birinci ilkesindeki her bireyin, herkes için benzer bir özgürlük
sistemiyle uyumlu olan eşit temel özgürlüklerin en geniş toplam sistemine ilişkin eşit
hakka sahip olması anlayışıyla uyumludur. Araştırma bu açıdan Aslan ve Gülaçtı (2013)
tarafından yapılan çalışmayla benzerlik göstermektedir. Ancak öğrencilerin algıları
metaforlar ve gerekçeleri bağlamında değerlendirildiğinde üç sosyoekonomik düzeyde de
öğrencilerin Rawls’ın ikinci ilkesi olan ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin dezavantajlı
durumda olanların yararına olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğine dair algılarının
olmadığı belirlenmiştir. Bu açıdan öğrencilerin sosyal adalete değinmedikleri de
görülmüştür. Bu da eğitim sistemindeki eksikliklerden biri olarak düşünülebilir. Bu
207
nedenle sosyal bilgiler öğretim programlarında sosyal adalete yer verilmesi gerekliliği
ortaya çıkmıştır.
Üst ve orta sosyoekonomik düzeylere ilişkin siyasal ve ekonomik adalete vurgu
yapılmaktayken, alt sosyoekonomik düzeye ilişkin olarak dinsel adaletin de vurgulandığı
dikkat çeken önemli bir sonuçtur. Ayrıca adaletin; üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda
öğrenim gören bazı öğrenciler tarafından “varlığı hissedilen”, orta sosyoekonomik
düzeydeki okullarda öğrenim gören bazı öğrenciler tarafından “sağlamlığı önemli olan” ve
alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören bazı öğrenciler tarafından ise
“ayakta tutan” olarak algılandığı belirlenmiştir. Bu sonuca göre üst sosyoekonomik
düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin adalete olan inançlarında daha karamsar
olduğu (Ü, 26) görülmektedir. Bu öğrencilere göre adaletin hiçbir zaman tam olarak
sağlanamayacağı yönündeki düşünceler düşündürücüdür. Orta sosyoekonomik düzeydeki
okullarda öğrenim gören öğrencilere göre adaletin sağlanması için yaptırımlar
gerekmektedir (O, 77). Alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilere
göre ise adalet dünyayı ayakta tutmaktadır (A, 50). Bu açıdan alt sosyoekonomik düzeyde
öğrenim görenlerin adaletin olmazsa olmaz biçimindeki algıları daha belirgindir.
Üç sosyoekonomik düzeyde de adalet ve terazi metaforunun ilişkilendirmesi dikkat
çekicidir. Terazi benzetmesini bazı öğrenciler eşitliği sağlaması bakımından bazılarıysa
doğruyu göstermesi bakımından yapmıştır. Bu noktada öğrencilerin büyük birçoğunun
adalet ve eşitlik kavramlarını bir tuttukları saptanmıştır. Adalet ve eşitlik kavramı birbiriyle
iç içe geçmiş kavramlar da olsa temelde farklı anlamları bulunmaktadır. Öğrenciler
tarafından bu temel ayrımın yapılamadığı söylenebilir. Genel olarak öğrencilerin adaleti
daha somut, ölçülebilir özellikleriyle ifade ettikleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Özellikle
üst ve orta sosyoekonomik düzeye ilişkin olarak öğrencilerin Atatürk’ü adalet sağlayan bir
simge olarak görmeleri barış eğitiminde lider, demokratik vasıflara sahip güçlü kişilerin
önemini ortaya koymaktadır.
Güç Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma
Güç kavramına ilişkin öğrenci algıları, öğrencilerin oluşturdukları metaforlara, bu
metaforlara bağlı olarak çizdikleri resim, karikatür veya sembollere ve öğrencilerle yapılan
görüşmelere bağlı olarak incelenmiştir. Buna göre üç sosyoekonomik düzeyden de
208
öğrenciler gücü çoğunlukla “hükmeden” olarak ele almaktadır. Üç sosyoekonomik
düzeyde de öğrencilerin özellikle ekonomik ve askeri güce vurgu yaptığı (Ü, 177; Ü, 169;
O, 110; O, 26; O, 196, A, 190) dikkat çekmektedir. Alt sosyoekonomik düzeydeki
okullarda öğrenim gören öğrenciler (A, 77; A, 105) siyasal gücün de önemine
değinmektedir.
Öğrencilerin güç kavramını sosyal bilgiler dersiyle ilişkilendirmesi, erken dönem cephe
savaşlarındaki ile modern dönem topyekûn savaşlardaki güç anlayışını yansıtması
yönündedir. Öğrencilerin barış eğitimi kapsamında değerler, kültür, politika ve kurumlar
aracılığıyla bir güç boyutu oluşturan yumuşak güce ilişkin algılarının olmadığı tespit
edilmiştir. Ayrıca öğrencilerin güç anlayışının müdahale, baskı ve dayatmayı içeren sert
güce yönelik olduğu da belirlenmiştir. Buna ABD dışişleri politikası, Amerika-Rusya,
Almanya, balyoz, barut, baskı, biber gazı, bomba, faşizm, kavga, kılıç, kurallar, öfke, silah,
tank, tokmak, uyuşturucu, yumruk, zehir, zorba arkadaş metaforları örnek gösterilebilir.
Üst ve orta sosyoekonomik düzeydeki öğrencilerin bilimsel, teknolojik ve kültürel güçle
bağlantı kurduğu, alt sosyoekenomik düzeydeki öğrencilerin ise daha çok insan gücü ve
psiko-sosyal güç ile bağlantı kurduğu saptanmıştır. Üç sosyoekenomik düzeyden de
öğrenciler coğrafi ve kültürel güçle çok sınırlı seviyede ilişki kurmuştur. Öğrencilerin
sosyal
bilgiler
dersi
kapsamında
coğrafi
güç
unsurlarıyla
ilişki
kuramaması
düşündürücüdür. Üç sosyoekonomik düzeyde de güç kavramı ile para metaforu sık
ilişkilendirilmiştir.
Üst ve orta sosyoekonomik düzeyde gücün daha çok negatif anlamına yoğunlaşıldığı,
barışın, birlik ve beraberliğin, dostluğun, arkadaşlığın, sevginin gücüne önem verilmediği
görülmüştür. Gücün üst ve orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören
öğrencilerin bazıları tarafından “yönetilmesi gereken” olarak algılandığı ortaya çıkmıştır.
Gücün yararlı ya da zararlı olmasının, kullanımına bağlı olduğuna ilişkin algı ile barış
eğitimi arasında ilişki kurulabilmektedir. Alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim
gören öğrencilerin bazıları tarafından ise “başarıya ulaştıran” bir şey olarak görülmesi
dikkat çekicidir. Çalışmanın önemli bir sonucu da sosyal bilgiler dersinde “güç, yönetim ve
toplum” olarak belirtilen bir öğrenme alanı mevcut olmasına rağmen, çalışmada
öğrencilerin bu ilişkiyi kuramamaları yönündedir. Bu açıdan sosyal bilgiler öğretim
programları barış eğitimi ile ilişkili olmasına rağmen uygulamadaki sorunlar nedeniyle
sosyal bilgiler dersi ve barış eğitimi arasında sağlıklı ilişki kurulamadığı düşünülebilir.
209
Öğrencilerin güce verdiği değerin eğitim odaklı olmamasına yönelik sonuçlar Cothran ve
Ennis (1997) tarafından yapılan araştırma sonuçlarını desteklemektedir.
Ayrımcılık Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma
Ayrımcılık kavramına ilişkin öğrenci algıları, öğrencilerin oluşturdukları metaforlara, bu
metaforlara bağlı olarak çizdikleri resim, karikatür veya sembollere ve öğrencilerle yapılan
görüşmelere bağlı olarak incelenmiştir. Buna göre üç sosyoekonomik düzeyden de
öğrenciler ayrımcılığı daha çok “sonucu olumsuz olan” bir şey olarak değerlendirmektedir.
Üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrenciler ayrımcılık ile adalet
arasında ters yönlü bir ilişki kurmaktadır. Ayrım yapılan bir yerde adalet ve eşitlikten
bahsedilemeyeceği belirtilmektedir (Ü, 165). Ayrıca üst sosyoekonomik düzeyde
ayrımcılığın devlet başkanlarına benzetilmesi dikkat çekicidir. Öğrenciler, devlet
başkanlarının insanları ötekileştirdiğini düşünmektedir (Ü, 109).
Ayrımcılığın ırkçılık boyutuna değinilmiştir (Ü, 4; O, 46). Ayrıca ayrımcılığın negatif
sonuçları olduğu belirtilmiştir (Ü, 4; Ü, 82; O, 46; O, 162; A, 87; A, 90). Ayrımcılık
kavramı ile üzüntü, düşmanlık, kıskançlık, kargaşa, kırılmak, zarar vermek sözcükleri
ilişkilendirilmiştir. Öğrencilerin ayrımcılığın cinsiyetçilik ve ırkçılık yoluyla yapıldığına
yönelik ifadeleri, sosyal bilgiler öğretim programları kapsamındaki kavramların içinde yer
almasa da, öğrenciler tarafından ayrımcılığın farkında olduklarının göstergesidir.
Farklılıklara saygı, kültürel çeşitlilik, hoşgörü kapsamındaki konular ders içeriğine dâhil
oldukça, barış eğitimine daha uygun bir zemin sağlanmış olacaktır. Öğrencilerin ayrımcılık
kapsamındaki gerekçelerine bakıldığında çoğunlukla doğrudan ayrımcılık üzerinde
durdukları görülmektedir. Buna göre öğrenciler ayrımcılıkla ilgili olarak bir kişinin ırk
veya etnik köken temelinde benzer bir durumda başka bir kişinin gördüğü muameleye
kıyasla zararına muamele görmesine yönelik çıkarımlarda bulunmuşlardır. Ancak barış
eğitimi
kapsamında
öğrencilerden
dolaylı
ayrımcılıkların
da
farkında
olmaları
beklenmektedir. Bu açıdan öğrencilerin aldıkları barış eğitimine yönelik eksiklikleri de
ortaya konmaktadır. Ayrıca öğrencilerin engellilere ya da diğer dezavantajlı gruplara ya da
yaşlılara yönelik ayrımcılıklardan da fazla bahsetmemeleri bir eksiklik olarak
değerlendirilmektedir. Bunların haricinde öğrencilerin ayrımcılığa uğrayan kişilerin
ötekileştirileceğini, toplumda yalnızlaşacağını ifade etmeleri, empati becerisi ile bağlantı
210
kurmaları bakımından önemli bir sonuçtur. Öğrenciler tarafından ayrımcılığın kişisel
boyutundan çok toplumsal boyutuna odaklanıldığı belirlenmiştir. Fakat kişisel boyutta da
ayrımcılık örneklerine rastlanmaktadır. Öğrencilerin ayrımcılığı küçük kardeşe veya büyük
kardeşe benzetmeleri aile içinde ayrımcılığa maruz kalmalarının belirtisi olabilir. Ayrıca
okul içinde öğretmenlerin ötekileştirme yoluyla ayrımcılığa sebep olduğuna yönelik
ifadeler (Ü, 13; O, 132; A, 178) de bulunmaktadır. Öğrenciler arkadaşlarının da
ayrımcılığa sebep olduğunu belirtmektedir. Bu, Öcal ve Altınok (2011) tarafından yapılan
çalışmanın bulgularıyla tutarlıdır. Buradan hareketle, öğrencilerin günlük yaşamlarında,
aile içinde, okulda ya da çevrelerinde zaman zaman ayrımcılığa maruz kaldıkları sonucuna
ulaşılabilir.
Şiddet Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma
Şiddet kavramına ilişkin öğrenci algıları, öğrencilerin oluşturdukları metaforlara, bu
metaforlara bağlı olarak çizdikleri resim, karikatür veya sembollere ve öğrencilerle yapılan
görüşmelere bağlı olarak incelenmiştir. Buna göre üç sosyoekonomik düzeyden de
öğrenciler tarafından şiddet çoğunlukla “hasar bırakan” bir şey olarak açıklanmaktadır.
Öğrenciler şiddetin doğurduğu kötü sonuçlar üzerinde durmaktadır (Ü, 24; Ü, 138; Ü, 180;
Ü, 109; O, 182; O, 33; A, 41; A, 35). Araştırma bu açıdan Tchombe (2006) tarafından
yapılan çalışmanın sonuçlarıyla benzer yönler taşımaktadır. Şiddetin ve çatışmanın
evlerde, okullarda ve toplumda önemli bir sorun olarak görüldüğü tespit edilmiştir.
Üç sosyoekonomik düzeyde de en fazla kişilerarası şiddete vurgu yapılmıştır. Yumruk,
kadın, ayakkabı, silah, alkol metaforları şiddet ile ilişkilendirilmiştir. Şiddetin çevreye
zarar verdiği (Ü, 138; Ü, 109; O, 60), kadınlara yönelik uygulandığı (Ü, 30), güçsüzlere
yönelik uygulandığı (O, 12) ve öldürücü olduğu (A, 186) belirtilmiştir. Öğrenciler şiddeti
daha çok fiziksel açıdan ele almıştır. Bu açıdan öğrencilerin doğrudan şiddete yönelik
farkındalıklarının yüksek olduğu söylenebilir. Deveci, Karadağ, ve Yılmaz (2008)
tarafından yapılan araştırma sonucunda öğrenciler şiddeti; kavga etmek, dövmek, kötü
davranmak, küfür etmek, bağırmak, incitmek gibi değişik biçimlerde tanımlamıştır. Bu
araştırmadaki bulgular da bu sonuçla aynı doğrultudadır. Akbulut ve Saban (2012)
tarafından yapılan çalışmada öğrenciler aile ortamındaki fiziksel şiddete değinmektedir.
Çalışmada öğrenciler tarafından, şiddeti en çok uygulayan kişi olarak “baba”, şiddete en
211
çok maruz kalan kişiler olarak da “erkek çocuk” ve “anne” figürleri çizilmiştir. Bu
araştırmada çizilen resimlerin ve üretilen metaforların frekansına bakıldığında, Akbulut ve
Saban’ın çalışmasından farklı sonuçlar olduğu görülmektedir.
Çalışma sonucunda yapısal şiddete ve kültürel şiddete yönelik algının yeterli olmadığı
görülmüştür. Yapısal şiddetin güç ve fırsat eşitsizliği boyutuna fiziksel açıdan
yaklaşılmıştır. Bölgeler arası gelir dağılımlarındaki eşitsizlik, açlık, sağlık hizmetlerinden
faydalanamama, hakları sınırlayan koşullar gibi yapısal şiddete yönelik örneklere
(haksızlık, susuzluk, tümör, adaletsiz ülke) çok az yer verilmiştir. Din, ideoloji, dil, popüler
kültür ve propaganda, sanat ve bilimin kullanımı gibi sembollerle ilişkili olan kültürel
şiddete yönelik örneklere (televizyon filmleri, Counter Strike, Wolfteam) de çok az yer
verilmiştir.
Öğrenciler, WHO (2002b) raporunda belirtilen şiddet türlerinden kendine yöneltilmiş
şiddete yönelik örnekler (bağımlılık yapan madde, uyuşturucu, içki, alkol, acı çeken
insanın sessiz çığlığı, aşk acısı) vermiştir. Kişilerarası şiddete yönelik örneklere (balta,
bıçak, dövmek, sevgi-saygı öldüren silah, tekme, hırs, ego, argo, erkek, öfke, Amerikan
polisleri, baba, karı-koca kavgası, komşu, vb.) de sık rastlanmaktadır. Kolektif şiddete
yönelik örneklere (bomba, yıkım topu, Suriye) ise daha az yer verilmiştir.
Araştırmada şiddetin üst ve alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören
öğrencilerin bazıları tarafından “mağdur olan”, orta ve alt sosyoekonomik düzeydeki
okullarda öğrenim gören öğrencilerin bazıları tarafından ise “kontrol edilmesi gereken”
biçiminde algılandığı saptanmıştır. Öğrencilerin şiddetin insanlara fiziksel ve psikolojik
olarak zarar verdiği, bir kere bile uygulansa onarılamayacak sonuçlara sebep olacağı,
ülkemizdeki mağdurlarının özellikle kadınlar olduğu yönündeki ifadeleri, şiddetin fiziksel
ve psikolojik boyutlardaki etkilerini dikkate almaları bakımından önemlidir. Ek olarak,
şiddetin üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören bazı öğrenciler tarafından
“vazgeçilemeyen”, orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören bazı
öğrenciler tarafından “yanlısı olan” ve alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim
gören bazı öğrenciler tarafından ise “yansıtan” olarak algılandığı belirlenmiştir.
Öğrencilerin, şiddetin zararlarının artık bir klişe haline gelmiş olmasına rağmen, yine de
herkes tarafından kolayca uygulanabileceği yönündeki ifadeleri dikkat çekicidir. Bazı
öğrencilerin, şiddetin önlenmesi için eğitimin önemini vurguladıkları görülmüştür.
212
Savaş Kavramına İlişkin Sonuçlar ve Tartışma
Savaş kavramına ilişkin öğrenci algıları, öğrencilerin oluşturdukları metaforlara, bu
metaforlara bağlı olarak çizdikleri resim, karikatür veya sembollere ve öğrencilerle yapılan
görüşmelere bağlı olarak incelenmiştir. Buna göre üst sosyoekonomik düzeydeki okullarda
öğrenim gören öğrenciler savaşı daha çok “yok eden” bir şey olarak ele almaktadır.
Savaşın insanları ve insanlığı öldürdüğü yönündeki görüşler, savaşın düzenli topluluklar
arasındaki silahlı ve kanlı çarpışma olduğu yönündeki tanımla bağlantılıdır (Ü, 41; Ü, 103;
Ü, 154). Savaşın yok edici yanına dair bulgular, Walker, Myers-Bowman, ve Myers-Walls
(2003) tarafından yapılan araştırmanın bulgularına paraleldir. Orta ve alt sosyoekonomik
düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrenciler savaşı çoğunlukla “can yakan” bir şey
olarak görmektedir. Savaşın hem çevreye hem tarafların kendisine zarar vermesi, içine
girdikçe daha da yaktığı, üzüntülere neden olduğu insanları birbirine kinlendirdiği
yönündeki görüşler (O, 93; O, 193; O, 145; A, 198; A, 34), savaşın psikolojik, toplumsal
ve çevresel boyutlardaki yıkıcı etkilerine örnektir. Silah, ateş, satranç, kavga, sigara
metaforları savaşla sık ilişkilendirilen kavramlar olmuştur. Çatışmaların temel nedenlerini
anlayabilmek için öncelikle çatışmaların ve savaşların tarihçesine yönelik bilgilerin
edinilmesi gerekmektedir. Ayrıca güncel çatışmaların da takip edilmesi gerekmektedir.
Öğrenci metaforlarında (ABD-SSCB, “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler”, IŞİD terörü,
İsrail, Irak-İsrail-Mısır, Suriye, İtilaf-İttifak devletleri) savaşlara dair geçmiş ya da güncel
bilgilere rastlanmıştır. Öğrencilerin savaşa yönelik bilgilerinin barıştan daha çok olduğu
sonucuna ulaşılmaktadır. Bu sonuç, Alvik (1968)’in araştırmasını desteklemektedir. Savaş
kavramıyla ilgili üretilen metaforlarda soyut kavramların kullanıldığı dikkat çeken bir
sonuçtur. Araştırma bu açıdan Hakvoort ve Oppenheimer (1993)’ın çalışmasıyla
uyumludur.
Savaş üst ve alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören öğrencilerin bazıları
tarafından “amacı kazanmak olan” şeklinde algılanmaktadır. Ek olarak, savaşın; üst
sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören bazı öğrenciler tarafından “gereksiz
olan”, orta sosyoekonomik düzeydeki okullarda öğrenim gören bazı öğrenciler tarafından
“kazananı ve kaybedeni olan” ve “tükenmeyen, izi kalan”, alt sosyoekonomik düzeydeki
okullarda öğrenim gören bazı öğrenciler tarafından ise “mahrum kalan” şeklinde
algılandığı da belirlenmiştir. Bazı öğrenciler tarafından savaşın kazanılacak bir şey olarak
algılanması noktasındaki ifadeler barış eğitiminin barışçıl bir insan yaratma temel amacıyla
213
uyuşmamaktadır. Çünkü barış eğitimi savaşın kazananı olmadığını vurgulamaktadır.
Savaşın masum insanlara zarar verdiği, bütün güzellikleri yok ettiği yönündeki ifadeler
Aktaş ve Safran (2013)’ın çalışmasına benzer olmakla beraber barış kültürünü destekleyici
nitelikte olması bakımından önemlidir.
Öneriler
1. Barışın genişletilmiş kavramlarından olan “negatif barış” ve “pozitif barış” kavramları
arasındaki fark öğretilmeli, sosyal bilgiler dersindeki her ünitede barış kavramı doğru
anlamıyla vurgulanmalıdır. Eğitim-öğretim etkinliklerinde, barış kavramının bilgi
boyutunda kazandırılması hususunda, araştırmanın bulgular bölümünde yer alan
metaforlardan örnekler verilebilir.
2. Adalet kavramı öğretilirken, sosyal adalete de vurgu yapılmalıdır. Derslerde, örnek ve
örnek olmayan durumlar beraber verilerek bir çatışma yaratılması, kavramın doğru
algılanmasında yarar sağlayabilir. Eğitim-öğretim etkinliklerinde, adalet kavramının
bilgi boyutunda kazandırılması hususunda, araştırmanın bulgular bölümünde yer alan
metaforlardan örnekler verilebilir.
3. Güç kavramı ile barış eğitiminin ilişkilendirilmesi noktasında eğitimciler tarafından
sosyal bilgiler dersinde güçler dengesi ile kişisel, sosyal, kültürel, askeri, coğrafi,
politik, ekonomik, bilimsel ve teknolojik güç ve sert-yumuşak-akıllı güç ilişkilerini
kuran ve açıklayan bilgiler verilmelidir.
Eğitim-öğretim etkinliklerinde, güç
kavramının bilgi boyutunda kazandırılması hususunda, araştırmanın bulgular
bölümünde yer alan metaforlardan örnekler verilebilir.
4. Ayrımcılık kapsamında doğrudan ayrımcılık ve dolaylı ayrımcılık ile ilgili araştırmanın
bulgular bölümünde yer alan metaforlardan yararlanılarak örnekler sunulması,
öğrencileri
empati
kurmaya
yönlendirmeye,
onların
bu
kavramı
anlamlandırmasına ve ayrımcılık konusunda farkındalık sağlamasına
doğru
katkıda
bulunabilir.
5. “Doğrudan şiddet” ve “yapısal şiddet” olmak üzere şiddet hakkında farkındalık
yaratmak için sosyal ve kültürel faaliyetler gerçekleştirilebilir. Öğrencilerin, ailelerin
ve eğitimcilerin algılarını olumlu yönde değiştirmek, şiddet türlerine ilişkin farklı bakış
açıları kazandırmak için seminer, konferans gibi eğitimler verilmesi faydalı olabilir.
214
6. Sosyal bilgiler dersinde savaş olgusu tüm boyutlarıyla ele alınmalıdır. Çatışmaları
önleme, çözme ve dönüştürme için şiddetsizlik eğitimleri verilmelidir.
7. Sosyal bilgiler öğretim programlarında ve ders kitaplarında barış eğitimi etkinliklerine
yer verilmelidir. Araştırmanın bulgular bölümündeki barış eğitimi ögelerine yönelik
öğrenci metaforları, bu metaforlara bağlı olarak çizilen resim, karikatür veya semboller
ve öğrencilerle yapılan görüşme verileri barış eğitimi etkinliklerinin hazırlanmasında
yardımcı olabilir.
8. Barış eğitimi ile ilgili yurt içinde yapılan çalışmaların sayısı oldukça az olduğundan, bu
konuda teorik ve uygulamalı çalışmaların yapılması hem eğitim bilimlerine hem de
sosyal bilgiler eğitimine katkı sağlayacaktır.
215
216
KAYNAKLAR
Abebe, T. T., Gbesso, A., & Nyawalo, P. A. (2006). Report of the working committee
meeting on: Peace education in Africa. Addis Ababa, Etiyopya: University for
Peace.
Açıkalın, M., & Tarman, B. (2013). Çeşitlilik, çoğulculuk ve çokkültürlülük. İsmail Acun,
Bülent Tarman, & Erkan Dinç (Ed.), İnternet destekli etkin insan hakları demokrasi
ve vatandaşlık eğitimi içinde (s. 91-106). Ankara: Pegem Akademi.
Adalet.
(2015).
Türk
Dil
Kurumu
içinde.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.57
7358972e0355.19111515 sayfasından erişilmiştir.
Akad, M. T. (2011). Modern savaşın temel kavramları. İstanbul: Kitap.
Akbulut, M. G., & Saban, A. (2012). İlköğretim öğrencilerinin şiddetle ilgili algılarının
çizdikleri resimler aracılığıyla incelenmesi. Turkish Journal of Education, 1(1), 2137.
Akgül, N. S. P. (2015). Barış Çalışmaları: Başlangıçtan günümüze değişimi. Barış
Araştırmaları ve Çatışma Çözümleri Dergisi, 3(1), 85-106.
Aktan-Kerem, E., & Kamaraj, I. (2006). Erken Çocukluk Dönemi “Barış” Değerine
Evrensel Bir Bakış III. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, 13, 81-92.
Aktaş, Ö. (2012). Tarih eğitiminde savaş ve barış: Ortaöğretim öğrencilerinin savaş ve
barış konularıyla ilgili bilgilerinin ve tutumlarının çeşitli değişkenler açısından
değerlendirilmesi. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Ankara.
217
Aktaş, Ö., & Özmen, A. (2013). Savaş kavramı üzerine üniversite öğrencilerinin görüşleri
(Kafkas Üniversitesi örneği). Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, 17(1), 37-55.
Aktaş, Ö., & Safran, M. (2013). Evrensel bir değer olarak barış ve barış eğitiminin
tarihçesi. Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 17(2), 131-150.
Aktaş, Ö., & Safran, M. (2013). Ortaöğretim öğrencilerinin savaş ve barış kavramı ile ilgili
düşüncelerinin çeşitli değişkenler açısından değerlendirilmesi. Turkish Studies International Periodical for The Languages, Literature and History of Turkish or
Turkic, 8(8), 1587-1619.
Alvik, T. (1968). The development of views on conflict, war, and peace among school
children: A Norwegian case study. Journal of Peace Research, 5(2), 171-194.
Apaydın, Ç., & Aksu, M. (2012). Öğretmenlerin barış eğitimine ilişkin görüşleri [Özel
Sayı]. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 13(3), 107-130.
Archer, C. I., Ferris, J. R., Herwig, H. H., & Travers, T. H. E. (2006). Dünya savaş tarihi
(C. Demirkan, Çev.). İstanbul: Akyüz.
Aslan, S., & Gülaçtı, F. (2013). Üniversite öğrencilerinin sosyal adalete ilişkin görüşleri.
Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 15(1), 203-214.
Ataöv, T. (1996). Çatışmaların kaynağı olarak ayrımcılık. Ankara: Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi.
Atatürk’ün söylev ve demeçleri: I-III (5. bs.). (2006). Ankara: Türk İnkılâp Tarihi
Enstitüsü.
Ateş, A. O. (2002). İlahi dinlerin ortak değerleri. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi, 2(2), 15-26.
Ateş, A. O. (2006). İslam ve barış. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 6(2),
1-14.
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı, & Avrupa Konseyi. (2010). Avrupa ayrımcılık yasağı
hukuku (El Kitabı), http://fra.europa.eu/sites/default/files/fra_uploads/1510-FRACASE-LAW-HANDBOOK_TR.pdf sayfasından erişilmiştir.
218
Aydın, F. (2010). Ortaöğretim öğrencilerinin coğrafya kavramına ilişkin sahip oldukları
metaforlar. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 10(3), 1293-1322.
Aydoğan,
B.
(2011).
Güç
kavramı
ve
kamu
diplomasisi.
http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/guc_kavrami_ve_kamu_diplomas
isi_-_bekir_aydogan-pdf.pdf sayfasından erişilmiştir.
Aykaç, N. (2012). İlköğretim öğrencilerinin resimlerinde öğretmen ve öğrenme süreci
algısı. Eğitim ve Bilim, 37(164), 298-315.
Ayrımcılık.
(2015).
Türk
Dil
Kurumu
içinde.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.57
735a17dd70f8.17315672 sayfasından erişilmiştir.
Bajaj, M., & Chiu, B. (2009). Education for sustainable development as peace education.
Peace & Change, 34(4), 441-455.
Bakara. 2/208. http://arsiv.diyanetvakfi.org.tr/meal/Bakara.htm sayfasından erişilmiştir.
Balcı, A. (1999). Metaphorical images of school: School perceptions of students, teachers,
and parents from four selected schools (in Ankara). Doktora Tezi, Orta Doğu
Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Balcı, A. (2013). Sosyal bilimlerde araştırma: Yöntem, teknik ve ilkeler. Ankara: Pegem
Akademi.
Banks, J. A. (2013). Çokkültürlü eğitime giriş (H. Aydın, Çev.). Ankara: Anı.
Barash, D. P., & Webel, C. P. (2014). Peace and conflict studies (3rd ed.). Thousand
Oaks, CA: SAGE.
Barış.
(2015).
Türk
Dil
Kurumu
içinde.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.57
735943c84c15.95752217 sayfasından erişilmiştir.
Bar-Tal, D. (2002). The elusive nature of peace education. In G. Salomon & B. Nevo
(Eds.), Peace education: The concept, principles, and practices around the world
(pp. 27-36). New York: Lawrence Erlbaum.
219
Bar-Tal, D. (2011). Challenges for constructing peace culture and peace education. In E.
G. Matthews, D. Newman, & M. S. Dajani Daoudi (Eds.), The Israeli-Palestinian
conflict: Parallel discourses (pp. 209-223). London: Rutledge.
Bar-Tal, D., Rosen, Y., & Nets-Zehngut, R. (2009). Peace education in societies involved
in intractable conflicts: Goals, conditions, and directions. In G. Salomon & E.
Cairns (Eds.), Handbook on peace education (pp. 21-43). New York, Hove:
Psychology.
Baydar, P. (2009). İlköğretim 5. sınıf sosyal bilgiler programında belirlenen değerlerin
kazanım düzeyleri ve bu süreçte yaşanılan sorunların değerlendirilmesi. Yüksek
Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Begum, A. (2012). The concept and perception of peace education in Gilgit Baltistan
Pakistan: A comparative case study. The Peace and Conflict Review, 7(1), 25-39.
Bektaş-Öztaşkın, Ö. (2014). Barışa yönelik tutumlar ve günümüz dünya sorunlarına
yönelik tutumlar arasındaki ilişkinin incelenmesi. Turkish Journal of Education,
3(3), 25-39.
Ben-Zvi-Assaraf, O., & Orion, N. (2005). A study of junior high students’ perceptions of
the water cycle. Journal of Geoscience Education, 53(4), 366-373.
Bickmore, K. (2008). Social justice and the social studies. In L. S. Levstik & C. A. Tyson
(Eds.), Handbook of research in social studies education (pp. 155-171). New York,
NY: Routledge.
Bickmore, K. (2011). Keeping, making, and building peace in school. Social Education,
75(1), 40-44.
Booth, W. C. (2003). Gerçeğe uygun on tez (M. H. Doğan, Çev.). Kitap-lık, 65, 70-72.
Boydak-Özan, M., & Aküzüm, C. (2010). Okullarda sosyal adalet kavramına ilişkin
öğretmenlerin ürettikleri metaforlar. E-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 5(1), 140-157.
Brantmeier, E. J. (2003). Peace Pedagogy: Exposing and Integrating Peace Education in
Teacher Education (Report No: 141). Jacksonville, Florida: Association of Teacher
Educators.
220
Brantmeier, E. J., & Bajaj, M. (2013). Peace education praxis. In Samuel Totten & Jon E.
Pedersen (Eds.), Educating about social issues in the 20th and 21st centuries: A
critical annotated bibliography (pp. 139-159). Charlotte, NC: Information
Age.
Brock-Utne, B. (2000). Peace education in an era of globalization. Peace Review, 12(1),
131-138.
Bryman, A. (2003). Triangulation. In M. S. Lewis-Beck, A. E. Bryman, & T. F. Liao
(Eds.), Encyclopedia of social science research methods (Volume 3) (pp. 11421143). Thousand Oaks: SAGE.
Büyüköztürk, Ş., Çakmak, K. E., Akgün, E. Ö., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2012).
Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: Pegem Akademi.
Cabezudo, A., & Haavelsrud, M. (2007). Rethinking peace education. In C. Webel & J.
Galtung (Eds.), Handbook of peace and conflict studies (pp. 279-296). 270
Madison Avenue, New York: Routledge.
Colombo, F. (2005). Barışı hayal etmek (D. Çetinkasap, Çev.). İstanbul: Metis.
Cooper, P. (1965). The development of the concept of war. Journal of Peace Research,
2(1), 1-16.
Coşkun, Y. (2012). İlköğretim programlarında barış eğitimi ve barış eğitimine ilişkin
öğretmen görüşleri. Yüksek Lisans Tezi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Tokat.
Coşkuner, E. (2008). Barış eğitimi programının öğrenci üzerindeki etkilerinin incelenmesi.
Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Coşkun-Keskin, S., & Keskin, Y. (2009). Cumhuriyet dönemi ilkokul (ilköğretim 1.
kademe) sosyal bilgiler ve onun kapsamına giren ders programlarında bir değer
olarak “barış”ın yeri. Değerler Eğitimi Dergisi, 7(17), 69-92.
Cothran, D. J., & Ennis, C. D. (1997). Students and teachers’ perceptions of conflict and
power. Teaching and Teacher Education, 13, 541-553.
Creswell, J.W. (2014). Araştırma deseni: Nitel, nicel ve karma yöntem yaklaşımları (S.B.
Demir, Çev. Ed.). Ankara: Eğiten Kitap.
221
Creswell, J. W. (2015). Nitel araştırma yöntemleri: Beş yaklaşıma göre nitel araştırma ve
araştırma deseni (M. Bütün & S.B. Demir, Çev. Ed.). Ankara: Siyasal.
Çakıcı, D., Alver, B., & Ada, Ş. (2006). Anlamlı öğrenmenin öğretimde uygulanması.
Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, 13, 71-80.
Çayır, K. (2012). Gruplararası ilişkiler bağlamında ayrımcılık. K. Çayır & M. A. Ceyhan
(Der.), Ayrımcılık: Çok boyutlu yaklaşımlar içinde (s. 5-15). İstanbul: İstanbul Bilgi
Üniversitesi.
Çeçen, A. (1975). Hukukta norm ve adalet. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi,
32(1), 71-115.
Çeçen, A. (1981). Adalet kavramı. İstanbul: May.
Çulha-Özbaş, B., & Aktekin, S. (2013). Tarih öğretmen adaylarının tarih öğretmenliğine
ilişkin inançlarının metafor analizi yoluyla incelenmesi. Eğitimde Kuram ve
Uygulama, 9(3), 211-228.
Dalgıç, B., Varol-İyidoğan, P., & Güven, A. (2015). Yoksulluk ve yoksulluk geçişlerinin
belirleyenleri: Türkiye örneği. Sosyoekonomi, 23(24), 51-70.
Dâver, B. (1992). Savaş ve barış üzerine. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi
Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 3(10), 181-186.
Demir, S. (2011). Türkiye’de barış eğitimine bakış: Tanımlar, zorluklar, öneriler: Nitel
inceleme. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 11(4), 1727-1745.
Deng, L. Y. F. (2012). “Parenting about peace”: Exploring Taiwanese parents'’ and
children’s perceptions in a shared political and sociocultural context. Family
Relations, 61(1), 115-128.
Deveci, H., Karadağ, R., & Yılmaz, F. (2008). İlköğretim öğrencilerinin şiddet algıları.
Electronic Journal of Social Sciences, 24(7), 351-368.
Deveci, H., Yılmaz, F., & Karadağ, R. (2008). Öğretmen adaylarının barış eğitimi algıları.
Eurasian Journal of Educational Research, 30, 63–80.
Dewey, J. (1956). The school and society & The child and the curriculum (B. Ata, Çev.).
Milli Eğitim Dergisi, 147, 43-45.
222
Doğan, A., & Kılınç, M. (2014). İlkokul düzeyindeki farklı ders kitaplarında barış ve savaş
kavramlarına yer veriliş düzeyinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi. The Journal
of Academic Social Science, 1(2), 277-289.
Draaisma, D. (2014). Bellek metaforları: Zihinle ilgili fikirlerin tarihi (G. Koca, Çev.).
İstanbul: Metis.
Duran, H., & Özdemir, Ç. (2012). Türk dış politikasına yansımalarıyla Arap Baharı.
Akademik İncelemeler Dergisi, 7(2), 181-198.
Eisler, R. (2004). Education for a culture of peace. In R. Eisler, & R. Miller (Eds.),
Educating for a culture of peace (pp. 11-41). Portsmouth, NH: Heinemann.
Erişti, S. D., & Belet, Ş. D. (2010). İlköğretim öğrencilerinin yazılı anlatım ve resimlerinde
kültür algıları. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 9(33), 245-264.
Erkman, F. (2012, Mayıs). Barış kültürü. Barış Kültürü ve Eğitimi Çalıştayı’nda sunulmuş
bildiri, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul.
Evans, D., Laryea, R., Rawajfeh, A. M., Meenan-Waugh, K., Neary, P., & Stobie, T.
(1999). A culture of peace. Educational Innovation and Information (Box 199).
Archives of International Bureau of Education, Geneva.
Everett, S. A., & Price, J. H. (1995). Students' perceptions of violence in the public
schools: The MetLife survey. Journal of Adolescent Health, 17(6), 345-352.
Falade, D. A., Adeyemi, B. A., & Olowo, O. O. (2011). Participatory means of teaching
peace education concepts in the universal basic education social studies curriculum.
JEP/eJournal
of
Education
Policy.1-8.
https://nau.edu/uploadedFiles/Academic/COE/About/Projects/Participatory%20Me
ans%2of%20Teaching%20Peace%20Education%20Concepts.pdf
sayfasından
erişilmiştir.
Fischer, D. (2007). Peace as a self-regulating process. In C. Webel, & J. Galtung
(Eds.), Handbook of peace and conflict studies (pp. 187-205). New York:
Routledge.
Food and Agriculture Organization of the United Nations, International Fund for
Agricultural Development, World Food Programme (2015). The state of food
insecurity in the world: Meeting the 2015 international hunger targets, taking stock
223
of
uneven
progress
(ISBN
978-92-5-108785-5).
Retrieved
from
http://www.fao.org/3/a-i4646e.pdf.
Forceville, C. (2002). The identification of target and source in pictorial metaphors.
Journal of Pragmatics, 34(1), 1-14.
Fountain, S. (1999). Peace education in UNICEF (UNICEF Staff Working Papers PD. ED.
99-003). New York: UNICEF.
Galtung, J. (1969). Violence, peace, and peace research. Journal of Peace Research, 6(3),
167-191.
Galtung, J. (1986). Peacekeeping, peacemaking, and peacebuilding. In J. Galtung (Ed.),
Peace, war, and defense (pp. 282-305). Copenhagen: Christian Ejlers.
Galtung, J. (1992, August). The coming one hundred years of peacemaking: Visions of
peace for the 21st century. A lecture given at the Centenary Conference of the
International Peace Bureau, Helsinki.
Galtung, J. (1996). Peace by peaceful means: Peace and conflict, development and
civilization. Oslo: SAGE.
Galtung, J. (2005). A synthetic approach to peace thinking. Oslo: International Peace
Research
Institute.
Retrieved
from
https://www.transcend.org/files/Galtung_Book_unpub_Theories_of_Peace_A_Synt
hetic_Approach_to_Peace_Thinking_1967.pdf.
Galtung, J. (2008). Form and content of peace education. In M. Bajaj (Ed.), Encyclopedia
of peace education (pp. 49-58). Charlotte, North Carolina: Information Age.
Glesne, C. (2014). Nitel araştırmaya giriş (A. Ersoy & P. Yalçınoğlu, Çev. Ed.). Ankara:
Anı.
Gökçek, T., & Güneş, G. (2011). How students perceive the math teacher?. Mehmet Akif
Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(4), 1-9.
Gömeç, S. (2006). Türk kültürünün ana hatları. Ankara: Akçağ.
Grady, N. B., Fisher, D. L., & Fraser, B. J. (1995). Relationships between teachers' images
of school and students' perceptions of classroom environment. American
224
Educational
Research
Association,
1-25.
Retrieved
from
http://files.eric.ed.gov/fulltext/ED385526.pdf.
Grant, C. A., & Williams, L. J. (2004). What is the language of care and social justice that
we use in schools?. In R. Eisler & R. Miller (Eds.), Educating for a culture of peace
(pp. 205-218). Portsmouth, NH: Heinemann.
Groff, L. (2008). Contributions of different cultural-religious traditions to different aspects
of peace–leading to a holistic, integrative view of peace for a 21st century
interdependent world. Future Takes, 7(1), 27-34.
Güç.
(2015).
Türk
Dil
Kurumu
içinde.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.57
735a146e1806.09488274 sayfasından erişilmiştir.
Gül, İ. I. (2012). Hukukta ayrımcılık yasağı. K. Çayır & M. A. Ceyhan (Der.),
Ayrımcılık: Çok boyutlu yaklaşımlar içinde (s. 117-133). İstanbul: İstanbul Bilgi
Üniversitesi.
Güler, N., Tel, H., & Özkan-Tuncay, F. (2005). Kadının aile içinde yaşanan şiddete bakışı.
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 27(2), 51-56.
Güler, Ü. (2010). Türk ceza hukukunda geri verme. Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Gürhan, N. (2015). Yıldırma (mobbing). Gazi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği
Akademik Bülten, 13(1,2), 1-4.
Güriz, A. (1990). Adalet kavramı. Anayasa Yargısı Dergisi, 7, 13-20.
Güven, B., & İleri, S. (2006, Eylül). İlköğretim öğrencilerinin sosyal bilgiler dersinde
metafor oluşturma becerilerine ilişkin nicel bir inceleme. XV. Eğitim Bilimleri
Kongresi’nde sunulmuş bildiri, Muğla Üniversitesi, Muğla.
Güvenli, G., & Tanrıöver, H. U. (2009). Ders kitaplarında toplumsal cinsiyet. Gürel Tüzün
(Der.), Ders kitaplarında insan hakları II içinde (s. 97-114). İstanbul: Tarih Vakfı.
Haavelsrud, M. (1970). Views on war and peace among students in west Berlin public
schools. Journal of Peace Research, 7(2), 99-120.
225
Hakvoort, I., & Oppenheimer, L. (1993). Children and adolescents' conceptions of peace,
war, and strategies to attain peace: A Dutch case study. Journal of Peace Research,
30(1), 65-77.
Hançerlioğlu, O. (2010). Düşünce tarihi. İstanbul: Remzi.
Harris, I. M. (1996). Peace education in an urban school district in the United States.
Peabody Journal of Education, 71(3), 63-83.
Harris, I. M. (2002a). Conceptual underpinnings of peace education. In G. Salomon, & B.
Nevo (Eds.), Peace education: The concept, principles, and practices around the
World (pp. 15-26). Mahwah, New Jersey: Lawrence Erlbaum Associates.
Harris, I. M. (2002b, April). Peace education theory. Paper presented at the Annual
Meeting of the American Educational Research Association, New Orleans.
Harris, I. M. (2004). Peace education theory. Journal of Peace Education, 1(1), 5-20.
Harris, I. M. (2008). History of peace education. In M. Bajaj (Ed.), Encyclopedia of peace
education (pp. 15-23). Charlotte, North Carolina: Information Age.
Harris, I. M. (2009). Peace education: Definition, approaches, and future directions. In A.
Aharoni (Ed.), Peace, literature, and art (Vol. 1, pp. 77-97). Oxford, United
Kingdom: Eolss.
Harris, I. M. (2010). History of peace education. In G. Salomon, & E. Cairns (Eds.),
Handbook on peace education (pp. 11-20). New York: Psychology.
Harris, I. M., & Morrison, M. L. (2013). Peace education (3rd ed.). Jefferson, NC:
McFarland & Co.
Harris, I. M., & Synott, J. (2002). Peace education for a new century. Social Alternatives,
21(1), 3-6.
Haskan-Avcı, Ö., & Yıldırım, İ. (2015). Ergenlerde şiddet eğiliminin görülme sıklığı.
Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 8(1), 106-124.
Herdem, K., Aygün, H. A., & Çinici, A. (2014). Sekizinci sınıf öğrencilerinin teknoloji
algılarının çizdikleri karikatürler yoluyla incelenmesi. Amasya Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 3(2), 232-258.
226
Hicks, D. (Ed.). (1988). Education for peace: Issues, principles and practice in the
classroom. London: Routledge.
Hicks, D. (2004). Teaching for tomorrow: How can futures studies contribute to peace
education?. Journal of Peace Education, 1(2), 165-178.
Hoffmann, S. (2006). Peace and justice: A prologue. In P. Allan & A. Keller (Eds.), What
is a just peace? (pp. 12-18). Great Clarendon Street, Oxford: Oxford University.
Holsti, K. J. (1964). The concept of power in the study of international relations.
Background, 7(4), 179-194.
Inbar, D. E. (1996). The free educational prison: Metaphors and images. Educational
Research, 38(1), 77-92.
Institute for Economics and Peace. (2015). Global peace index: Measuring peace, its
causes
and
its
economic
value.
Retrieved
from
http://www.visionofhumanity.org/sites/default/files/Global%20Peace%20Index%20
Report%202015_0.pdf.
International Labour Organization, Sectoral Activities Programme. (2007). Violence and
stress
in
education
workplaces.
Retrieved
from
http://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/ed_dialogue/sector/documents/briefingn
ote/wms_161994.pdf.
İmamoğlu, H. V., & Bayraktar, G. (2014). Türk ve Macar üniversite öğrencilerinin barış
kavramına ilişkin algılarının karşılaştırılması. Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 4(1), 20-44.
İnan, S. (2013). Türkiye’nin demokrasi eğitiminde netameli bir konu: Sosyal bilgiler ders
kitaplarında militarizm. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 33(1),
31-38.
Johnson, D. W., & Johnson, R. T. (2005a). Essential components of peace education.
Theory into Practice, 44(4), 280-292.
Johnson, D. W., & Johnson, R. T. (2005b). This issue. Theory into Practice, 44(4), 275279.
227
Kamaraj, I., & Kerem, A. E. (2006). Erken çocukluk dönemi “barış” değerine evrensel bir
bakış I. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 19, 93-104.
Karababa, A. O. (2014). Kapitalizmin neden olduğu doğa yıkımları ve toplum sağlığına
etkileri. Türk Tabipleri Birliği Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, 14(53), 32-48.
Karaköse, H. (2009). Ortaçağ tarihi ve uygarlığı. Ankara: Nobel.
Karal, D., & Aydemir, E. (2012). Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet (Rapor No: 12-01).
Ankara: USAK.
Karasar, N. (2012). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Nobel.
Karaman-Kepenekci, Y. (2010). Üniversite öğrencilerinin ulusal ve uluslararası barışa
ilişkin görüşleri. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 43(2), 2749.
Kaya, M. F. (2013). Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının “küresel ısınma” kavramına
yönelik metafor algıları. Doğu Coğrafya Dergisi, 18(29), 117-134.
Kayıklık, H. (2008). Din ve dindar bağlamında şiddet, savaş ve barış. 38. Uluslararası
Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi bildirileri 1, 253-264.
Keegan, J. (2007). Savaş sanatı tarihi (S. Koçak, Çev.). İstanbul: Doruk.
Keskin, Y. (2010). Sosyal bilgiler derslerinde değerler eğitiminin yeri ve önemi. Eğitime
Bakış Dergisi, 18, 68-72.
Keskiner, E. (2003). Türkiye’de din derslerinde vatandaşlık eğitimi. Değerler Eğitimi
Dergisi, 1(3), 38-41.
Kester, K. (2010). Education for peace: Content, form, and structure: Mobilizing youth for
civic engagement. Peace & Conflict Review, 4(2), 1-10.
Kılcan, B. (2013). Sosyal bilgiler öğretim programlarında yer alan değerlere ilişkin
öğrenci algılarının incelenmesi. Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Kocacık, F. (2001). Şiddet olgusu üzerine. Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Dergisi, 2(1), 1-7.
228
Kostelny, K. (1999). What children can tell us about peace. Peace and Conflict: Journal of
Peace Psychology, 5(2), 175-176.
Kuş, E. (2012). Nicel-nitel araştırma teknikleri. Ankara: Anı.
Lakoff, G., & Johnson, M. (2005). Metaforlar: Hayat, anlam ve dil (G. Y. Demir, Çev.).
İstanbul: Paradigma.
Matsuo, M. (2007). Concept of peace in peace studies: A short historical sketch (Report
No. 20). Hiroshima: Institute for Peace Science, Hiroshima University.
Matta. 5, 38-47. http://incil.info/kitap/Matta/5 sayfasından erişilmiştir.
Matthews, I. (2002). Peace begins with me. In A. Verdiani (Ed.), Non-violent conflict
resolution in and out-of-school (pp. 29-32). Paris: UNESCO.
McLernon, F., & Cairns, E. (2001). Impact of political violence on images of war and
peace in the drawings of primary school children. Peace and Conflict: Journal of
Peace Psychology, 7(1), 45-57.
Merriam, S. B. (2013). Nitel araştırma: Desen ve uygulama için bir rehber (S. Turan,
Çev. Ed.). Ankara: Nobel.
Metafor.
(2015).
Türk
Dil
Kurumu
içinde.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.57
735ae62db4d1.78230361 sayfasından erişilmiştir.
Miles, M. B., & Huberman, A. M. (1994). Qualitative data analysis: An expanded
sourcebook (2nd ed.). California: SAGE.
Morgenthau, H. (1985). Politics among nations: The struggle for power and peace. New
York: McGraw Hill.
Nelson, L. L. (2006). Adding peace to the curriculum: Preschool through college. In R. M.
MacNair (Ed.), Working for peace: A handbook of practical psychology and other
tools (pp. 207-219). Atascadero, California: Impact.
Nikitina, L., & Furuoka, F. (2008). “A language teacher is like …”: Examining Malaysian
students’ perceptions of language teachers through metaphor analysis. Electronic
Journal of Foreign Language Teaching, 5(2), 192-205.
Nye, J. S. (2003). Amerikan gücünün paradoksu (G. Koca, Çev.). İstanbul: Literatür.
229
Nye, J. S. (2005). Dünya siyasetinde başarının yolu: Yumuşak güç (R. İ. Aydın, Çev.).
İstanbul: Elips.
Okan-İbiloğlu, A. (2012). Aile içi şiddet. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 4(2), 204-222.
Oktay, C. (2012). Modern toplumlarda savaş ve barış. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi.
Omirin, F. F. (2015). Perception of teachers on the influence of peace education in the
South-West Nigerian secondary schools. Global Journal of Human Social Science,
15(7), 31-38.
Otyzbayeva, Z. (2006). Kazak yazar Dükenbay Dosjanov’un ipek yolu romanında
metaforlar. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
Öcal, A., & Altınok, A. (2011). İlköğretim 6-8 sınıf öğrencilerinin ayrımcılık algısı. I.
Türkiye Çocuk Hakları Kongresi bildirileri 1, 171-180.
Öğretir, A. D. (2005). Erken çocukluktan ergenliğe barış eğitimi: Pratik bir yaklaşım.
Mesleki Eğitim Fakültesi Dergisi, 7, 114-139.
Özey, R. (2005). Çevre sorunları. İstanbul: Aktif.
Özgür, G., Yörükoğlu, G., & Baysan-Arabacı, L. (2011). Lise öğrencilerinin şiddet algıları,
şiddet eğilim düzeyleri ve etkileyen faktörler. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 2(2),
53-60.
Özsoy, S., & Ahi, B. (2014). Çocukların gözüyle “bilim insanı”. Necatibey Eğitim
Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi, 8(1), 204-230.
Öztuna-Kaplan, A., & Boyacıoğlu, N. (2013). Çocuk karikatürlerinde maddenin tanecikli
yapısı. Türk Fen Eğitimi Dergisi, 10(1), 156-175.
Öztürk, C. (2012). Sosyal bilgiler: Toplumsal yaşama disiplinlerarası bir bakış. Cemil
Öztürk (Ed.), Sosyal bilgiler öğretimi içinde (s. 1-31). Ankara: Pegem Akademi.
Patton, M. Q. (2014). Nitel araştırma ve değerlendirme yöntemleri (M. Bütün, & S. B.
Demir, Çev. Ed.). Ankara: Pegem Akademi.
Porter, R. G. (2009). Peace café: A project in peace education and the community spirit.
Education Letter, 10-11.
230
Prüss-Üstün, A., & Corvalán, C. (2006). Preventing disease through healthy environments:
Towards an estimate of the environmental burden of disease. Geneva: WHO.
Punch, K. F. (2014). Sosyal araştırmalara giriş: Nicel ve nitel yaklaşımlar (D. Bayrak, H.
B. Arslan, & Z. Akyüz, Çev.). Ankara: Siyasal.
Rawls, J. (1999). A theory of justice. Cambridge, Massachusetts: Harvard University.
Rawls, J. (2007). Siyasal liberalizm (M. F. Bilgin, Çev.). İstanbul: İstanbul Bilgi
Üniversitesi.
Reardon, B. (1988). Comprehensive peace education: Educating for global responsibility.
New York: Teachers College.
Reardon, B. (2000). Peace education: A review and projection. In B. Moon, M. BenPeretz, & S. Brown (Eds.), Routledge international companion to education (pp.
397-425). New York: Routledge.
Redfering, K. J. (2014). Teacher perceptions of violence prevention approaches and selfefficacy: Where do we go from here? Doctoral Dissertation, Nova Southeastern
University Graduate School of Humanities and Social Sciences, Florida.
Rosell, L. (1968). Children's views of war and peace. Journal of Peace Research, 5(3),
268-276.
Rousseau, J. J. (2014). Toplum sözleşmesi (V. Günyol, Çev.). İstanbul: Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları.
Saban, A. (2004). Giriş düzeyindeki sınıf öğretmeni adaylarının “öğretmen” kavramına
ilişkin ileri sürdükleri metaforlar. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 2(2), 131-155.
Saban, A. (2008a). İlköğretim I. kademe öğretmen ve öğrencilerinin bilgi kavramına ilişkin
sahip oldukları zihinsel imgeler. İlköğretim Online, 7(2), 421-455.
Saban, A. (2008b). Okula ilişkin metaforlar. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 55,
459-496.
Saban, A. (2009). Öğretmen adaylarının öğrenci kavramına ilişkin sahip oldukları zihinsel
imgeler. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 7(2), 281-326.
Sağkal, S. A. (2011). Barış eğitimi programının ilköğretim 6. sınıf öğrencilerinin
saldırganlık eğilimleri, empati düzeyleri ve barışa ilişkin görüşleri üzerindeki
231
etkisinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Salomon, G. (2002). The nature of peace education: Not all programs are created equal. In
G. Salomon & B. Nevo (Eds.), Peace education: The concept, principles and
practices around the world (pp. 3-15). Mahwah, New Jersey: Lawrence Erlbaum.
Sander, O. (2007). Siyasi tarih: 1918-1994. Ankara: İmge.
Sander, O. (2009). Siyasi tarih: İlkçağlardan 1918’e. Ankara: İmge.
Sandıklı, A. (2014). Yumuşak güç savaşları. Uluslararası Güvenlik Kongresi bildirileri,
183-205.
Sargın, N. (2010). Öğretmen adaylarının çatışma ve şiddete ilişkin farkındalık düzeylerinin
çeşitli değişkenlere göre incelenmesi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi,
16(4), 601-616.
Sarı, Ö. (2015). Suriye’de Arap Baharı kışa mı dönüyor?. Sosyal Bilimler Dergisi, 2(2), 117.
Savaş.
(2015).
Türk
Dil
Kurumu
içinde.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.57
735a6714ee14.35114636 sayfasından erişilmiştir.
Scorzelli, J. F. (2012). University students’ perceptions of conflict resolution. Journal of
International Students, 2(1), 87-92.
Sezer, A. (2013).Barış ve şiddet. İ. Acun, B. Tarman, & E. Dinç (Ed.), İnternet destekli
etkin insan hakları demokrasi ve vatandaşlık eğitimi içinde (s. 107-127). Ankara:
Pegem.
Shepardson, D. P., Niyogi, D., Choi, S., & Charusombat, U. (2009). Seventh grade
students’ conceptions of global warming and climate change. Environmental
Education Research, 15(5), 549-570.
Shuell, T. J. (1990). Teaching and learning as problem solving. Theory into Practice,
29(2), 102-108.
232
Spears, S. C. (2004). Freedom's children: Fifth graders’ perceptions of the effects of peace
education in the form of Kingian nonviolence Doctoral Dissertation, University of
Rhode Island and Rhode Island College, United States, Rhode Island.
Şener, G., & Boydak-Özan, M. (2013). İlköğretim kurumlarında yer alan öğretmen ve
öğrencilerin şiddet algıları. Sakarya University Journal of Education, 3(1), 7-20.
Şiddet.
(2015).
Türk
Dil
Kurumu
içinde.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.57
735a4404af92.60566029 sayfasından erişilmiştir.
Şura. 42/40. http://arsiv.diyanetvakfi.org.tr/meal/Sura.htm sayfasından erişilmiştir.
Tortop, H. S., Kandemir, B., Kaya, Ö. E., & Demir, F. (2014). Öğretmen adaylarının
zihinsel engelli birey kavramına ilişkin algıları. Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Eğitim Faküwhotesi Dergisi, 15(Özel Sayı), 307-322.
Tchombe, T. (2006, March). Education, violence, conflict and prospect for peace in
Africa: An evaluation of research endeavours for peace education. Paper presented
in Colloque International Education, Yaoundé.
Tünkler, V. (2013). Vatandaşlık ve demokrasi eğitimi programında yer alan soyut
kavramların, becerilerin ve değerlerin öğrencilere kazandırılmasına ilişkin
metaforik bir yaklaşım. Yüksek Lisans Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu. (2013). Terör ve
şiddet
olayları
kapsamında
yaşam
hakkı
ihlallerini
inceleme
raporu.
https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/belge/TER%C3%96R%20VE%20
%C5%9E%C4%B0DDET%20OLAYLARI%20KAPSAMINDA%20YA%C5%9E
AM%20HAKKI%20%C4%B0HLALLER%C4%B0N%C4%B0%20%C4%B0NCE
LEME%20RAPORU.pdf sayfasından erişilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Seferberlik ve Savaş Hâli Tüzüğü. (1990). Savaş (No. 20576).
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/2.5.90500.pdf sayfasından erişilmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu. (2013). Konularına Göre İstatistikler: Adalet İstatistikleri, Suç
Türü ve Medeni Durumuna Göre Ceza İnfaz Kurumuna Giren Hükümlüler.
http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1070 sayfasından erişilmiştir.
233
Türkiye İstatistik Kurumu. (2013). Konularına Göre İstatistikler: Gelir Dağılımı
İstatistikleri, Yüzde
20’lik
Kullanılabilir
Gruplar
İtibariyle
Gelirin
Yıllık
Eşdeğer
Dağılımı
Hanehalkı
(Türkiye).
http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1011 sayfasından erişilmiştir.
Türnüklü, A., & Şahin, İ. (2002). İlköğretim okullarında öğrenci çatışmaları ve
öğretmenlerin bu çatışmalarla başa çıkma stratejileri. Kuram ve Uygulamada
Eğitim Yönetimi, 8(30), 283-302.
Tüzel, E., & Şahin, D. (2014). İlköğretim birinci kademe öğrencilerinin okul yöneticilerine
ilişkin metaforları. Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7(17),
355-396.
UNICEF
(2015).
İnsan
Hakları
Evrensel
Beyannamesi.
http://www.unicef.org/turkey/udhr/_gi17.html sayfasından erişilmiştir.
Vesa, U. (1974). Peace education: Goals, Realization, Results. In C. Wulf (Ed.), Handbook
on peace education (pp. 311-324). Frankfurt am Main: International Peace
Research.
Vriens, F. (1997). Peace education: Cooperative building of a humane future. Pastoral
Care in Education: An International Journal of Personal, Social and Emotional
Development, 15(4), 25-30.
Walker, K., Myers-Bowman, K. S., & Myers-Walls, J. A. (2003). Understanding war,
visualizing peace: Children draw what they know. Art Therapy: Journal of the
American Art Therapy Association, 20(4), 191-200.
Webel, C. (2007). Toward a philasophy and metapsychology of peace. In C. Webel, & J.
Galtung (Eds.), Handbook of peace and conflict studies (pp. 3-13). New York:
Routledge.
World Health Organization. (2002a). Reducing risks, promoting healthy life. The World
Health Report.
World Health Organization. (2002b). World report on violence and health. World Health
Organization.
Yıldırım, A., & Şimşek, H. (2013). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. Ankara:
Seçkin.
234
Yıldırım, F., & Eken, M. (2014). İlkokul ve ortaokul öğretmenlerine yönelik yıldırma
davranışlarının incelenmesi. Sosyal Bilimler Dergisi, 4(8), 13-31.
Yılmaz, E. (2005). Hukuk sözlüğü. Ankara: Yetkin.
Yiğit, T. (2009). Hititler. İsmail Güven (Ed.), Uygarlık tarihi içinde (s. 93-115). Ankara:
Pegem Akademi.
235
236
EKLER
237
EK 1. Mecazlar Yoluyla Veri Toplama Formu (Örnek)
Değerli Öğrenciler,
Bu form, sekizinci sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersindeki barış, adalet, güç,
ayrımcılık, şiddet ve savaş kavramlarına ilişkin algılarını mecazlar (metaforlar) yoluyla
belirlemek
amacıyla
bilimsel
bir
çalışmada
kullanılmak
üzere
hazırlanmıştır.
Cevaplayacağınız soruların tek bir doğru ya da yanlış cevabı bulunmadığından, soruları
kişisel düşüncelerinize göre, içtenlikle cevaplandırınız. Araştırmada ortaya çıkacak
sonuçların; barış, adalet, güç, ayrımcılık, şiddet ve savaş kavramlarının somutlaştırılması
yoluyla barış eğitimi uygulamalarına katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Bu nedenle
cevaplarınız araştırmacı için çok önemlidir. Çalışma tamamen gönüllülük esasına
dayalıdır. Bu form başka hiçbir amaçla kullanılmayacaktır. Vereceğiniz bilgileri
araştırmacıdan başka kimse görmeyecektir. Form üzerine adınızı yazmayınız.
Vereceğiniz bilgiler ve katılımınız için teşekkürler. 
Araştırmacı
Arş. Gör. Canan Akyol
Gazi Eğitim Fakültesi
Lütfen aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
KİŞİSEL BİLGİLER
Cinsiyetiniz:
Kadın
Erkek
Okulunuz:
Şubeniz:
238
Mecazlar Yoluyla Veri Toplama Formu
Lütfen aşağıda verilen barış kavramını canlı ya da cansız herhangi bir varlığa
benzetiniz. Benzetmeyi yaptıktan sonra “Çünkü;…” cümlesi ile gerekçenizi açıklayınız.
Örnek: Ankara, insan beyni gibidir. Çünkü; insan beyni, vücudumuzu yönetir ve kontrol
eder. Ankara da ülkemizin başkenti olduğu için devletimizi yönetir ve kontrol eder.
Barış,………..………………………………………….……………....……....gibidir.
Çünkü;…………………………………………………………………………………
………………………………………………………………………………………….
………………………………………………………………………………………….
………………………………………………………………………………………….
Lütfen aşağıdaki alanı, yukarıda yazdıklarınızla bağlantılı olarak, barış kavramıyla
ilgili düşüncelerinizi ifade eden bir resim, karikatür veya sembol çizerek ya da kendinizi
rahatça ifade edebildiğiniz bir biçimde doldurunuz.
239
EK 2. Öğrenci Görüşme Formu
Okul:
Görüşülen Kişi:
Tarih:
Görüşülen Yer:
Saat:
Görüşme Süresi:
Merhaba, ben Canan Akyol. Gazi Eğitim Fakültesinde araştırma görevlisiyim. Sekizinci
sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersindeki barış eğitimi algılarının incelenmesi üzerine
bir yüksek lisans tezi hazırlamaktayım. Bu nedenle sizin, barış eğitimi ögelerinden barış,
adalet, güç, ayrımcılık, şiddet ve savaş hakkındaki düşüncelerinizi öğrenmek istiyorum. Bu
araştırmada ortaya çıkacak sonuçların, sosyal bilgiler dersi içerisinde verilen barış eğitimi
kapsamındaki konuların niteliğinin artırılmasına katkı sağlayacağını ümit ediyorum.
Görüşmede söyleyeceklerinizin tümü gizlidir. Elde edilen veriler bu araştırma dışında
başka hiçbir amaçla kullanılmayacaktır. Ayrıca araştırma sonuçları yazılırken isimleriniz
rapora yansıtılmayacaktır.

Başlamadan önce, bu söylediklerimle ilgili belirtmek istediğiniz bir düşünce ya da
sormak istediğiniz bir soru var mı?

Görüşmeyi izin verirseniz kaydetmek istiyorum. Bunun sizce bir sakıncası var mı?

Bu görüşmenin yaklaşık on dakika süreceğini tahmin ediyorum. İzin verirseniz sorulara
başlamak istiyorum.
Görüşme Soruları
1. Barış ile ilgili neler söylemek istersiniz?
2. Adalet ile ilgili neler söylemek istersiniz?
3. Güç ile ilgili neler söylemek istersiniz?
4. Ayrımcılık ile ilgili neler söylemek istersiniz?
5. Şiddet ile ilgili neler söylemek istersiniz?
6. Savaş ile ilgili neler söylemek istersiniz?
240
EK 3. Türkiye İstatistik Kurumu Gelişmişlik Düzeyi Verilerinin İstatistiki Bilgi
Talebini Gösterir Belge
241
EK 4. Araştırma İzin Belgesi
242
EK 5. Araştırmanın Birinci Uygulama Aşamasına İlişkin Fotoğraflar
243
244
245
246
EK 6. Kapsam Dışında Bırakılan Metaforlara İlişkin Örnekler

Barış ile ilgili kapsam dışında bırakılan formlardan bazı örnekler şunlardır:
“Barış, ateşkes gibidir. Çünkü barış olan yerde ateşkes de vardır” (Ü, 98)15.
“Barış, … gibidir. Çünkü ülkelerin birlik sağlaması, küslüğün olmaması, yardımlaşmanın
olmasıdır” (O, 179)16.
“Barış, anne gibidir. Çünkü …” (A, 116)17.

Adalet ile ilgili kapsam dışında bırakılan formlardan bazı örnekler şunlardır:
“Adalet, yok gibidir. Çünkü ülkemizde sadece bakanlığı var” (Ü, 125).
“Adalet, kimsenin bilmediği bir kapalı kutu gibidir. Çünkü dediğim gibi adalet kimsenin
bilmediği bir kapalı kutu gibidir” (O, 159).
“Adalet, … gibidir. Çünkü her şeyi en ince ayrıntısına göre insanlara sunar” (A, 135).

Güç ile ilgili kapsam dışında bırakılan formlardan bazı örnekler şunlardır:
“Güç, iflas etmiş bir fabrikatör gibidir. Çünkü önemli olan güç değil, aklımızdır bence”
(Ü, 150).
“Güç, güçsüz olanı korumak gibidir. Çünkü güçlü olan kişilerin güçsüzleri koruması
gerekir. Çünkü güçsüz olanlar güçlü tarafından ezilmektedir” (O, 55).
“Güç, Osmanlı Devleti gibidir. Çünkü Osmanlı Devleti çok güçlü bir devlettir” (A, 44).

Ayrımcılık ile ilgili kapsam dışında bırakılan formlardan bazı örnekler şunlardır:
“Ayrımcılık, pahalı bir ayakkabı ile ucuz bir ayakkabı gibidir. Çünkü …” (Ü, 24).
15
Ü = Üst sosyoekonomik düzeyi, 98 = Form numarası 98 olan öğrenciyi ifade etmektedir.
16
O = Orta sosyoekonomik düzeyi, 179 = Form numarası 179 olan öğrenciyi ifade etmektedir.
17
A = Alt sosyoekonomik düzeyi, 116 = Form numarası 116 olan öğrenciyi ifade etmektedir.
247
“Ayrımcılık, demokrasi olmayan bir ülke gibidir. Çünkü demokrasi olmayan bir ülkede o
ülkenin insanları arasında da ayrımcılık yapılıyor demektir” (O, 113).
“Ayrımcılık, haksızlık gibidir. Çünkü insanların her biri insanı düşünmüyorlar” (A, 38).

Şiddet ile ilgili kapsam dışında bırakılan formlardan bazı örnekler şunlardır:
“Şiddet, kendini güçlü sananların, fakat güçlü olmayanların kendilerinden küçük
zannettikleri kişilere şiddet uygulamaları gibidir. Çünkü şiddet uygulayanlar her daim en
zayıf olanlardır” (Ü, 132).
“Şiddet, kadın cinayetleri gibidir. Çünkü Özgecan Aslan’dan sonra birkaç kız daha
kaçırıldı. Bu yüzden kadına cinayete benzer” (O, 108).
“Şiddet, … gibidir. Çünkü günümüzde kadına şiddete yönelik şeyler gittikçe çoğalıyor.
Kadına şiddete hayır!” (A, 189).

Savaş ile ilgili kapsam dışında bırakılan formlardan bazı örnekler şunlardır:
“Savaş, kılıç gibidir. Çünkü savaşlarda kazanmak ve kaybetmek …” (Ü, 170).
“Savaş, büyük bir bomba gibidir. Çünkü biri kazanmış gibi gözükse de iki taraf da
kaybetmiştir aslında” (O, 92).
“Savaş, İkinci Dünya Savaşı gibidir. Çünkü her devlet o savaşa katıldı” (A, 194).
248
EK 7. Kapsam Dışında Bırakılan Görsel Dokümanlara İlişkin Örnekler
Barış Eğitimi Ögelerine İlişkin Kapsam Dışı Bırakılan Görsel Dokümanlar
“Barış, İngilizce gibidir. Çünkü İngilizce
dünyaca konuşulması gereken bil dildir.
Dikkat çeker. Barış da öyle olmalıdır” (Ü,
64).
“Barış, evrende uyum içinde olan
gezegenler gibidir. Çünkü evrende uyum
olmazsa düzen ve ahenk olmaz. Barışta
insanlar birbirleri ile uyum, düzen ve ahenk
içinde yaşar” (O, 17).
“Adalet, terazi gibidir. Çünkü eşitlik
gerektirir. Terazi eşit olursa adalette de
herkes eşit olur” (O, 91).
“Adalet, bir ayna gibidir. Çünkü bir insan
iyi gözükebilir; ancak ayna onun gerçek
yüzünü göstererek adaleti sağlar” (A, 143).
249
“Güç, ilaç gibidir. Çünkü az verilirse yetmez
(tedavi etmez), çok verilirse kırar (öldürür).
Yani orantısız güç, güç değildir” (Ü, 69).
“Güç, bilgi gibidir. Çünkü bilgiyi
öğrenmezsek, bilgili bir toplum bizi fikirleri
ile aşağılayabilir. Aynı şekilde, gücümüz
olmasa biz de ezilebiliriz” (A, 111).
“Ayrımcılık, sigara gibidir. Çünkü ne kadar
çok olursa, o kadar çok zarar verir kişilere”
(Ü, 8).
“Ayrımcılık, biri siyah biri beyaz iki kedi
gibidir. Çünkü beyaz kedi insanların
gözüne güzel gelir ve ona daha çok ilgi
gösterirler. Ayrımcılık da sosyal hayatta
bazı insanların yücelmesine yardım
ederken bazı insanların da düşmesine
sebep olur” (A, 108).
250
“Şiddet, deniz suyu gibidir. Çünkü ne içilir,
ne vazgeçilir” (Ü, 94).
“Şiddet, orman yangını gibidir. Çünkü
içinde ne kadar kurumuş ağaç varsa o
yangın daha da büyür, şiddet gibi yok
eder” (A, 60).
“Savaş, iki kişi arasındaki araba park etme
sorunu gibidir. Çünkü bu sorun eften püften
çıkan bir olaydır. Savaş da böyledir. Küçük
bir şeyden büyük bir olay çıkar ve can ve
mal kaybına neden olur” (Ü, 89).
“Savaş, cehennem gibidir. Çünkü içiniz
yanar ama elinizden bir şey gelmez” (O,
79).
251
GAZİ GELECEKTİR…
252
Download