YAPAY ZEKA İLE EKG SİNYALİN ANALİZİ VE HASTALIK TEŞHİSİNDE SINIFLANDIRILMASI Mehdi SALİMİTORKAMANİ YÜKSEK LİSANS TEZİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ OCAK 2016 Mehdi SALİMİ TORKAMANİ tarafından hazırlanan “YAPAY ZEKA İLE EKG SİNYALİN ANALİZİ VE HASTALIK TEŞHİSİNDE SINIFLANDIRILMASI” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından OY BİRLİĞİ ile Gazi Üniversitesi ELEKTRİK ELEKTRONİK Mühendisliği Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Danışman: Doç. Dr. Fırat HARDALAÇ Elektrik ElektronikAnabilim Dalı, Gazi Üniversitesi Bu tezin, kapsam ve kalite olarak Yüksek Lisans Tezi olduğunu onaylıyorum ...………………… Başkan :Unvanı Adı SOYADI AnabilimDalı,ÜniversiteAdı Bu tezin, kapsam ve kalite olarak Yüksek Lisans Tezi olduğunu onaylıyorum …………………... Üye : Unvanı Adı SOYADI AnabilimDalı,ÜniversiteAdı Bu tezin, kapsam ve kalite olarak Yüksek Lisans Tezi olduğunu onaylıyorum TezSavunmaTarihi: …………………... 21/01/2016 Jüri tarafından kabul edilen bu tezin Yüksek Lisans Tezi olması için gerekli şartları yerine getirdiğini onaylıyorum. …………………….……. Prof. Dr. Metin Gürü Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü ETİK BEYAN Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tez Yazım Kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez çalışmasında; Tez içinde sunduğum verileri, bilgileri ve dokümanları akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi, Tüm bilgi, belge, değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu, Tez çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak kaynak gösterdiğimi, Kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı, Bu tezde sunduğum çalışmanın özgün olduğunu, bildirir, aksi bir durumda aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını kabullendiğimi beyan ederim. (İmza) (Adı Soyadı) (Tarih) iv YAPAY ZEKA İLE EKG SİNYALİN ANALİZİ VE HASTALIK TEŞHİSİNDE SINIFLANDIRILMASI (Yüksek Lisans Tezi) Mehdi SALİMİ TORKAMAN GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Eylül 2015 ÖZET Bu çalışmada yapay sinir ağları kullanarak kalbini alınan sinyallerin üzerinde hasta ve hasta olmayan sinyallerin taşhisi çok başarılı bir sonuçta elde edildi. Bu tezde Çok katmanlı perseptron algoritması kullanıldı. 2 katman kullanıldı ve her katmanda Farklı sayılarda nörünlar denetildi. En iyi sonuç 18 nörün sayısı ilk katmanda ve 30 nörün ikinci katmanda oluşturuldu. Eğitim yöntemi geri besleme yöntemi uygulandı. Bu çalışmada sonuçlar aşğadaki gibi oluyiour:Inferior Lateral 85,5% , Inferior Posterior Lateral70,6% ve hasta olmayan 88,7%. Bilim Kodu Anahtar Kelimeler Sayfa Adedi Danışman : 708.3.026 : Yapay sinir ağları, kalp sinyalı, sınıflandırma : 55 : Doç. Dr. Fırat HARDALAÇ v PATIENT DIAGNOSIS WITH ECG SIGNALS ESTIMATION USING ARTIFICIAL NEURAL NETWORK (M.Sc. Thesis) Mehdi SALİMİ TORKAMANİ GAZİ UNIVERSITY GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES September 2015 ABSTRACT This study reports an approach using artificial neural networks to detect ECG signals belonging to Myocardial Infarction patients versus signals from healthy individuals. A specific types of neural networks called Multilayer-Perceptron Neural Networks was set up in two layers and each layer was evaluated with different number of neurons. In this study we used two methods to distinguish ill signals from the healthy ones. In the first method, we extract four features, after extraction this features from the signals, we put them into a matrix and we use this matrix in the input of artificial neural networks. We found the best results when using 18 neurons on the first layer and 30 neurons on the second layer. Furthermore, systematic training and feedback methods were developed and used. In this paper the result for classification success are as follow : Anterior 82.9%, Inferior 83.9%, Inferior Lateral 85.5% , Inferior Posterior Lateral 70.6% and Healthy 88.7%. As the concluding remarks, we can see that this approach will help physicians to detect hearth disease much earlier and with high precision. Science Code Key Words Page Number Supervisor : 708.3.026 : Artificial neural networks, heart signal, classification : 55 : Assoc.Prof. Dr. Fırat HARDALAÇ vi TEŞEKKÜR Eğitimim boyunca ilminden faydalandığım, insani ve ahlaki değerleri ile de örnek edindiğim, yanında çalışmaktan onur duyduğum ve ayrıca tecrübelerinden yararlanırken göstermiş olduğu hoşgörü ve sabırdan dolayı değerli hocam Doç.Dr.Fırat Hardalaç ve Bu günlere gelmemde büyük pay sahibi olan aileme teşekkürlerimi sunarım. vii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ............................................................................................................................. iv ABSTRACT ................................................................................................................... v TEŞEKKÜR ................................................................................................................... vi İÇİNDEKİLER ............................................................................................................. vii ÇİZELGELERİN LİSTESİ ............................................................................................ ix ŞEKİLLERİN LİSTESİ ................................................................................................. x SİMGELER VE KISALTMALAR ................................................................................ xi 1. GİRİŞ ...................................................................................................... 1 2. YAPAY SİNİR AGLARİ ....................................................................... 9 2.1. Biyolojik sinir hücresi ........................................................................................ 9 2.2. Yapay sinir hücresi ............................................................................................ 12 2.3. Tek Katmanlı Algılayıcılar (TKA) .................................................................... 13 2.4. Çok Katmanlı Algılayıcılar (ÇKA) .................................................................... 14 2.5. Geriye Yayılım Algoritması .............................................................................. 16 3. ÖZELLİK ÇIKARTMA ......................................................................... 19 3.1. Dalgacık dönüşümü ve özvektör yöntemleri ..................................................... 21 3.2. EKG Veritabanı ................................................................................................. 22 4.ÖNERİLEN YÖNTEM .......................................................................... 25 4.1. Kalp Krizine Neden Olan Sorunlar (Risk Oluşturan Etkenler) .......................... 26 4.2. Kalp Krizinde Sınıflandırma .............................................................................. 28 4.3. Ekg (Elektrokardiyogram) ................................................................................. 29 4.4. Dalgacık Entropi ................................................................................................ 33 4.4.1. Bağıl dalgacık entropi .............................................................................. 34 viii Sayfa 4.4.2. Toplam dalgacık entropi ve bağıl dalgacık entropi zaman evrimi ........... 35 4.4.3. Bağıl dalgacık enerjisi, dalgacık entropi ve bağıl dalgacık entropi dayalı Quantifiers ..................................................................................... 36 4.4.4. Geçici ortalama ve dalgacık entropi demek ............................................. 36 4.4.5. Dalgacık entropi değişim Oranı ............................................................... 37 4.5. Standart Sapma .................................................................................................. 37 4.5.1. Anakütle standart sapma değerinin örneklem standart sapma kullanılarak kestirimi ................................................................................................... 39 4.5.2. Bir sürekli rassal değişken için standart sapma ....................................... 40 4.6. Maksimum Entropi Olasılık Dağılımı ............................................................... 40 4.6.1. Entropi ve diferansiyel entropi tanımı ..................................................... 41 4.6.2. Ölçülen sabitleri dağılımları .................................................................... 42 4.6.3. Sürekli versiyonu ..................................................................................... 42 4.7. Fourier Dönüşümü ............................................................................................. 44 5. SONUÇ ................................................................................................... 51 KAYNAKLAR ............................................................................................................. 53 ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................. 55 ix ÇİZELGELERİN LİSTESİ Çizelge Sayfa Çizelge 4.1. Bazi hastalarin sinyalinin ozelikleri(anterior MI hastaliginin ilk 8 ozelik) 46 Çizelge 4.2. Önerilen yöntemin sonuçları ..................................................................... 47 x ŞEKİLLERİN LİSTESİ Şekil Sayfa Şekil 1.1. EKG sinyalı örneği ....................................................................................... 3 Şekil 1.2. Normal EKG sinyalı ...................................................................................... 4 Şekil 2.1. Biyolojik sinir hücresi ................................................................................... 9 Şekil 2.2. Basit algılayıcı modeli .................................................................................. 12 Şekil 2.3. Tek katmanlı algılayıcı ................................................................................. 14 Şekil 2.4. Çok katmanlı algılayıcı ................................................................................. 14 Şekil 2.5. Sinyal akış gösterimi ..................................................................................... 15 Şekil 2.6. Geri yayılım algoritması ............................................................................... 16 Şekil 4.1. ST elevation MI hastalığinda gorinmesi ...................................................... 28 Şekil 4.2. Örnek bir hasta kalbin sinyalı ....................................................................... 31 Şekil 4.3. Kişinin ikinci 4 sinyali .................................................................................. 32 Şekil 4.4. Kişinin ikinci 4 kalp sinyalı .......................................................................... 32 Şekil 4.5. Kişinin üçüncü 4 kalp sinyalı ....................................................................... 33 Şekil 4.6. a) 3 hertz'te salınım gösteren anaç fonksiyon integrand'ın, b) 3 hertz'te Fourier dönüşümü için gerçek ve sanal kısımları ......................................... 45 Şekil 4.7. a) 5 hertz'te Fourier dönüşümü için gerçek ve sanal kısımlar, b) 3 ve 5 hertz etiketleri ile Fourier dönüşümü ............................................................ 46 Şekil 4.8. Çalıştırdıktan sonra programın çıkışı ............................................................ 48 Şekil 4.9. Hata oranının performansı ............................................................................ 48 Şekil 4.10. Gradiyan, Mu veValidation gösterimi ........................................................ 49 Şekil 4.11. Korolasyon gösterimi .................................................................................. 49 Şekil 4.12. Simulasyon sonuclar ................................................................................... 50 xi KISALTMALAR ve AÇIKLAMALAR Bu çalışmada kullanılmış kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur. Kısaltmalar Açıklamalar EKG ElektroKardioGram YSA Yapay Sinir Ağları Mİ Myocardial İnfraction PCA Principle Component Analysis ÇKA Çok Katmanlı Algılayıcı ST Segmantation RR Araligi MIS Miyokardial iskemi TKA Tek hatmanli algilayiclar 1 1. GİRİŞ Kalbin ritmik çalışması sürecinde kalpten tüm vücuda yayılan elektrik akımlarının doğurduğu ve vücut yüzeyinde belirli noktalardan algılanan elektriksel potansiyellerin kaydı “Elektrokardiyogram (EKG)” olara anılır. EKG sinyallerinin analiz ve yorumu kalp hastalıklarının belirlenmesinde kullanılan yöntemler arasında yer almaktadır. EKG sinyalleri bir çok kalp hastalığının teshisi için çok değerli bilgiler taşımaktadır. Bu nedenle EKG sinyallerinin yorumlanması büyük önem taşımaktadır [1]. Günümüzde Dünyanın en tehlıkelı hastalıklardan birisı kalp hastalığı olan her gun bır çok kışının canını almaktadır, Hayatın her döneminde kalp sağlığı, sağlık alanının en önemli konusu olmuştur. Kalbinfonksiyonel görevinin öneminden dolayı kalp sağlığı ile ilgili problemleri çözmek son derece önem arz etmektedir. Sağlık alanında birçokkonuda olduğu gibi kalp hastalıkları tedavisinde de erken teşhis altı çizilmesi gereken bir durumdur. Kalp hastalıklarının erken teşhisi için kullanılan en yaygın ve en etkili yöntem Elektrokardiyografi (EKG)’dir. Kalp kasının ve sinirsel iletim sisteminin çalışmasını incelemek üzere tasarlanan bu yöntem, kalp genişlemesi, kalp büyümesi, kalbe giden kan miktarındaki azalma, yeni veya eski kalp hasarları, kalp ritim problemleri ve değişik kalp ve kalp zarı hastalıkları hakkında önemli bilgiler verebilmektedir. Bir EKG sinyali; P, Q, R, S ve T adları verilen dalgalardan, ST ve PR segmentlerinden ve RR, QT ve PR aralıklardan oluşan bir sinüs sinyalidir. Normal bir EKG sinyalinde P, Q, R, S, T dalgaları belirli bir sıra ve aralıklarla oluşurlar. Dalgaların bu sıra ve aralıklarla oluşumu dalganın şekli, süresi, ST segmenti, RR aralık gibi parametreleriniiçermektedir. Bu parametrelerdeki anormallikler, tek başına ya da başka tahlillerle birlikte kalp sorunları hakkında bilgi vermektedir. Örneğin, RR aralığın anormal olması kalpte ritim bozukluğu olduğunu gösterirken ST segmentin çökmesi veya yükselmesi MiyokardiyalEnfarktüsü ya da Miyokardiyal İskemihastalıklarına işarettir [2]. 2 Yapılan araştırmalarda ve literatürde EKG’nin tek başına bir kalp hastalığının kesin teşhisi için yeterli olmadığı, bunun yanında mutlaka başka tahkiklerin yapılması gerektiği görülmüştür. Bununla birlikte EKG sinyalleri, teşhis için çok değerli bilgiler taşımaktadır. Bu nedenle EKG’nin doğru yorumlanması çok önemlidir. EKG ile tanı konulabilecek en genel durumlar; Ritimler, Aktivasyon Serisindeki Bozukluklar, Atria ve Ventricles Duvarında Kalınlaşma veya Boyutunda Büyüme, Miyokardiyal Enfarktüs ve İskemi vb. gibi ana başlıklar altında toplanabilir. Doktorlar bu tanıları EKG kâğıdındaki bilgiler ışığında belirlemektedir. Ancak bir tanıyı koymak için birden çok EKG belirtisini değerlendirmek gerekebilir. Bu işlemler zaman ve dikkat isteyen işlemlerdir. Doktorların dikkatsizliğinden kaynaklanan hatalar yanlış tanı konulmasına ve önemli detayların gözden kaçmasına neden olabilir. Bu çalışma ile bu problemlere çözüm bulma ve doktorların zamandan kazanım sağlaması amaçlanmıştır. Yapılan çalışmada Miyokardiyal Enfarktüs tanıları üzerinde durulmuştur. Yürütülen çalışma ile en az parameter kullanılarak, doktorların daha hızlı ve erken teşhisine yardımcı olacak bir model oluşturulmuştur. Bu sınıflandırma doktorlara daha hızlı ve daha az hata ile tanı koyma imkânı sunar. Normal EKG işareti, kalbin dinlenme durumundaki taban seviyesi üzerine sıralanan belli başlı P, Q, R, S ve T adları verilen dalgalardan oluşur. Bazen T dalgasını takiben küçük genlikli bir U dalgası da olabilir. P dalgası olarak isimlendirilen kısım atriumların kasılması sonucu oluşur. PQ aralığı his demeti iletim zamanını gösterir. QRST dalgası, ventriküler kompleks olarak isimlendirilir. QRS, ventriküler depolarize olması anlamına gelir. His demeti ve kollarındaki iletim bozuklukları QRS dalgasında değişikliklere yol açar. Bir EKG sinyalın örneği Şekil 1.1’de gösterilmektedir. 3 Şekil 1.1. EKG sinyalı örneği Elektrokardiyografi EKG, kalbin elektriksel aktivitesinin özel kâğıtlara yazdırılma işlemine denilmektedir.EKG esas olarak elektriksel olayları gösterir ve mekanik olaylar hakkında bilgi vermez. EKG, dönme hızı genellikle saniyede 25 mm’yea yarlanmış bir kâğıt üzerine kaydedilir. Bu EKG kâğıdının üzerinde 1x1 mm’lik küçük ve 5x5 mm’lik büyük kareler mevcuttur. Bir EKG sinyali; dalga, segment ve aralıklardan oluşan bir sinüs sinyalidir. Dalgalar P, Q, R, S, T dalgalarıdır. Bu dalgaların tanımlamalarını ilk defa [3], yapmıştır. EKG ile tanı konulabilecek durumları en genel hali ile aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz. A. Ritm ve iletim bozuklukları B. Kalbin (Miyokardın) kanlanması a. İskemi (yeterli kanlanamama) b. Lezyon (zararlanma) c. Nekroz C. Kalp adalesinin durumu (Hipertrofi) D. Kan iyonları dengesizlikleri Normal EKG sinyalı Bir EKG örneğini normal ya da patolojik olarak yorumlarken dikkatli olmak gerekir. Normal EKG’nin tanımı her bir kişi için farklıdır. Ayrıca EKG’nin normal olması o kişide 4 herhangi bir kalp hastalığının olmadığı anlamına gelmez. Benzer şekilde patolojik olarak yorumlanan bir EKG’ye sahip kişide herhangi bir kalp hastalığı olmayabilir. Aşağıda farklı derivasyonlar için normal EKG bulguları özetlenirken Şekil 1.3’de normal bir EKG örneğine yer verilmiştir. Şekil 1.2. Normal EKG sinyalı Derivasyon I: P dalgası genellikle pozitiftir. Küçük bir q dalgası görülebilir, ama ana defleksiyon R dalgasıdır. Ardından küçük bir s dalgası gelebilir. T dalgası pozitiftir ve R dalgasına kıyasla daha küçüktür. Derivasyon II: P dalgası genellikle pozitiftir ve en belirgin olarak bu derivasyonda görülür. Küçük bir q dalgası olabilir, ama ana defleksiyon R dalgasıdır. Ardından küçük bir s dalgası gelebilir. Bu derivasyondaki QRS kompleksi I ve III’dekine benzerdir. T dalgası pozitiftir. Derivasyon III: P dalgası pozitif olabilir ama genellikle bifazik ya da negatiftir. Çoğunlukla Q dalgası vardır ve bazan çok derin olabilir. Genellikle R dalgası görülür, ancak bazan QS kompleksi ile karşılaşılabilir. T dalgası pozitif ya da negatif olabilir. Derivasyon aVR: P dalgası negatifir. QRS defleksiyonu genel olarak negatiftir. T dalgası da negatiftir. Derivasyon aVL: I derivasyonuna benzer, ancak P dalgası negatif ya da bifazik olabilir. Genellikle küçük bir q dalgası vardır, ama ana defleksiyon R dalgasıdır. T dalgası 5 genellikle pozitiftir, ancak negatif ya da bifazik de olabilir. Özellikle P dalgası negatif ise ve QRS genliği düşük ise negatif T dalgaları gözlenir. Derivasyon aVF: P dalgası genellikle pozitiftir. Küçük bir q dalgası görülebilir. R dalgası genellikle vardır. T dalgası pozitif, negatif ya da bifazik olabilir. Derivasyon V1: P dalgası bifaziktir. Genellikle q dalgası görülmez. Ancak nadir de olsa QS kompleksi ile karşılaşılabilir. Genellikle küçük bir r dalgasını büyük bir S dalgası izler. Bazan rSr’ kompleksi görülebilir. T dalgası pozitif ya da negatif olabilir. Derivasyon V2: V1 derivasyonuna benzer. P dalgası genellikle bifaziktir. Çoğunlukla q dalgası görülmez. Küçük bir r dalgasını büyük bir S dalgası izler. T dalgası pozitif ya da negatif olabilir. Derivasyon V3: P dalgası genellikle pozitiftir. Q dalgası görülmez. R dalgası ile S dalgasının genliği birbirine yakındır. T dalgası pozitiftir ve yüksek genliktedir. Derivasyon V4: P dalgası pozitiftir. Küçük bir q dalgasını büyük bir R dalgası ve küçük bir s dalgası izler. T dalgası pozitiftir ve yüksek genliktedir. Derivasyon V5: V4 derivasyonuna benzer. P dalgası pozitiftir. Genellikle küçük bir q dalgasını büyük bir R dalgası ve küçük bir s dalgası izler. T dalgası pozitiftir ve yüksek genliktedir. Derivasyon V6: V4 ve V5 derivasyonlarına benzer. P dalgası pozitiftir. Genellikle küçük bir q dalgasını büyük bir R dalgası ve küçük bir s dalgası izler. T dalgası pozitiftir ve yüksek genliktedir. Hastalıklar Miyokardiyal Enfarktüsü (MI); kalp kasının iskemik nekrozudur. Yani kalbin koroner kan dolaşımının belli bir bölgede yetersiz kalması sonucu, o bölgedeki kalp kası dokusunun ölmesidir. Miyokard enfarktüsü sıklıkla koroner damarların atheroskleroz sonucu daralma ya da tıkanmalarına bağlıdır. Miyokart enfarktüsü %80 vakada kendisini göğüs ortasındaki 6 şiddetli, sıkıştırıcı bir ağrı ile belli eder. %20 vakada ise ağrı ortaya çıkmaz. Yaşlı ya da şeker hastalığı olan kimselerde, ağrısız miyokardenfarktüslerine daha sık rastlanmaktadır [4]. Miyokardiyal İskemi (MIS); doku perfüzyonunun azalması sonucunda gelişen oksijen yoksunluğu olarak tanımlanabilir[5]. Halsizlik, terleme, kusma ve nefes alma güçlüğü, gibi belirtileri taşıyan MIS, diyabet hastaları ve yaşlılarda daha sık görülmektedir. EKG sinyaleri ile teşhis konulabilen durumları a) Kalp aritmileri (Cardiac arrhythmias) Kalpatımlarının normal ritmini kaybetmesi. Kulakçık(atrium) ve karıncık (ventricul) fibrilasyonları,flutter, tasikardiler, bradikardiler ve diğer bir çokçesit ritm bozuklukları örnek verilebilir. b) Miyokardiyal iskemi (Myocardial ischemia) Kalbi besleyen damarların daralması veya ikincildurumlarda kalp dokusunu besleyen kanın oksijeniçeriğinin azalması sonucunda miyokardın yetersizoksijenasyonu halidir. c) Miyokardiyal enfarktüs (Myocardial infarction) Kalp kaslarına gelen besleyici damarların tıkanmasısonucu o bölgenin hasar görmesi (nekroz olusumu). d) Ektopik vuruşlar (ectopic beats), erkenkasılmalar (premature contractions): Kalbindoğal pacemaker noktasından baska bir noktayakaymıs olan uyarı noktasının olusturduğu kalpatımları. e) Kulakçık ve karıncık hipertrofisi: Kulakçık vekarıncık kas yapısının büyümesi. f) Pericarditis: Kalp kasının iltihaplanmasıdır. g) Kulakçık ve karıncık kaynaklı elektriksel:impulslerin iletim gecikmesi. h) Digitalis ve antiaritmik ajanlar:Kalp ilaçlarının kalp üzerindeki etkisininbelirlenmesi. i) Elektrolit:özellikle de potasyum dengesindekibozulmalar. j) Kalp krizi (Heart attack).Kalp kirizi kalbin durdurulmasıdır. EKG bir laboratuvar testi olup kalp hastalığının teshisi için tek basına yeterli bir kriter değildir. Nadiren de olsa kalp hastalığı olan bir kisi normal bir EKG'ye sahip olabileceği gibi normal bir kisi de anormal birEKG'ye sahip olabilir. Yalnızca EKG'deki bazı anormallikler baz alınarak insanların kalp hastalığı olduğuna hükmedilemeyeceği gibi yalnızca normal bir EKG baz alınarak da bir insanın kalp hastalığı olmadığına hükmedilemez. EKG daima ilgili diğer klinik sartların ısığı altında yorumlanır[6]. 7 Günümüzde EKG sinyallerini bilgisayar ortamında yorumlayarak hekimin isini kolaylasıran ve yüksek oranlarda hekimin tanısıyla aynı sonucu veren ayrıntılı EKG analiz ve yorum yazılımları gelistirilmis olup kullanımı giderek yaygınlık kazanmaktadır. Söz konusu EKG analiz ve yorum yazılımları çoğunlukla zaman bölgesi (time domain), bir kısmı dafrekans bölgesi (frequency domain) parametrelerini kullanarak analiz yapmaktadır. Literatür taramalarında EKG sinyallerinin otokorelasyon analizi ile kalp aritmilerinin tanısı konusunda zaman ve frekans bölgesi analizini kullananlara kıyasla çok az sayıda makaleye rastlanılmıs olması bu konuda çalısılmaya duyulan gereksinimi ortaya koymaktadır. Zaman ve frekans bölgeleri gibi bu her ikisinden de farklı bir bölge olan “zamanda kayma bölgesi” ve bu bölgedeki korelasyon fonksiyonlarından (otokorelasyon ve kroskorelasyon fonksiyonları) jeofizik, jeoloji, sismik, radar, sonar, su altı akustiği ve elektroniği gibi bir çok farklı sahada yararlanılmaktadır. Bu derece genis bir uygulama alanı bulan ve bir çok yararlar sağlayan korelasyon fonksiyonlarının tıbbi sinyallerin islenmesinde ve analizinde de sağlayacağı muhtemel yararlar düsünülürse böyle bir konuda yapılacak bir araştırmanın önemi açık bir şekildebelirecektir. Literatürde karsılasılan çalısmalardan ikisinde EKG sinyallerinin otokorelasyon analizi ile ölümcül bir aritmi olan karıncık fibrilasyonunun karıncık tasikardisi ve diğer sinüs aritmilerinden ayırdedilmesi gerçeklestirilmistir [7, 8]. 8 9 2. YAPAY SİNİR AGLARİ 2.1. Biyolojik sinir hücresi Yapay sinir ağları ya da kısaca YSA; insan beyninin çalışma sisteminin yapay olarak benzetimi çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. En genel anlamda bir YSA insane beynindeki birçok nöronun (sinir hücresinin), ya da yapay olarak basit işlemcilerin birbirlerine değişik etki seviyeleri ile başlanması sonucu oluşan karmaşık bir sistem olarak düşünülebilir. Önceleri temel tıp birimlerinde insan beynindeki nöronların matematiksel modelleme çabaları ile başlayan çalışmalar, geçtiğimiz on sene içerisinde, disipline bir şekil almıştır. YSA bugün fizik, matematik, elektrik ve bilgisayar mühendisliği gibi çok farklı bilim dallarında araştırma konusu haline gelmiştir. YSA'nın pratik kullanımı genelde, çok farklı yapıda ve formlarda bulunabilen informasyon verilerini hızlı bir şekilde tanımlama ve algılama üzerinedir. Aslında mühendislik uygulamalarında YSA'nın geniş çaplı kullanımının en önemli nedeni, klasik tekniklerle çözümü zor problemler için etkin bir alternative oluşturmasıdır. Çünkü bilgisayarlar insanın beyinsel yeteneğinin en zayıf olduğu çarpma, bölme gibi matematiksel ve algoritmik hesaplama işlemlerinde hız ve doğruluk açısından yüzlerce kat başarılı olmalarına rağmen insan beyninin öğrenme ve tanıma gibi işlevlerini hala yeteri kadar gerçekleştirememektedir.İnsan beyni, nöron olarak 11 adlandırılan yaklaşık 10 hesap elemanından oluşmaktadır. Biyolojik sinir ağını oluşturan nöronlar; hücre gövdesi, akson, dentrit denilen üç temel elemandan oluşurlar (Şekil 2.1). Şekil 2.1. Biyolojik sinir hücresi 10 Soma (hücre gövdesi), hücreyi denetler ve hücre etkinliklerinin tümünü yönetir. Hücre gövdesinden dentritler ve aksonlar olarak adlandırılan iki uzantı çıkmaktadır. Dentritler bilgiyi iletim hatları olarak kullanılan uzun fiberlerden oluşmuş aksonlar boyunca diğer nöronlardan alır ve hücre gövdesine taşırlar. Aksonlar gövdedeki bilgiyi diğer nöronların dentritlerine taşımakla sorumludurlar. Akson sonları ile dentritler arasında bilgilerin uzun süre saklandığı bilgi saklama yerleri oldukları düşünülen sinaps denilen küçük boşluklar bulunur. Sinapslar, nöronun kendi sinyalini komşu nörona tanıttığı bağlantı noktasıdır. Sinaptik bağlantılar mesajların nöronlar arası taşınmasını sağlarlar. Birden çok sinaps yoluyla ulaşan uyarım, belirli bir eşiği aştığında ateşlenir ya da boşalır. İnsan beyninde öğrenme, yeni aksonlar üreterek, aksonların uyarılmasıyla, mevcut aksonların güçlerini değiştirerek gerçekleşmektedir [9]. İnsanın bilgi işleme olayı beyninde gerçekleşir. Gerçektende en karmaşık sinir ağı Cerebral Cortex denilen “beyin”dir. Sinir sisteminin en basit yapısı nöronlardır. Beyinde yaklaşık olarak 10 10 sinir hücresi vardır. Yine hücre ba_ına ba_lantı sayısı ise 10 4 mertebesindedir. Beyin için çalışma frekansı 100 Hz’dir. Fiziksel boyutları ise 1,3 kg ve 0,15 m2 kesitlidir. Vücudun de_işik yerleri ile bilgi alışverişi yapan nöron hücresidir. Şekil 2.1’de görünen yapay sinir hücresinin dendritleri xn ve herbir dendritin agirlik katsayisi (önemlilik derecesi) wn ile belirtilmistir. Böylece xn girdi sinyallerini, w n ise o sinyallerin agirlik katsayilarinin degerlerini tasimaktadir. Çekirdek ise tüm girdi sinyallerinin agirlikli toplamlarini elde etmektedir. Tüm bu toplam sinyal yin ile gösterilmis ve sinapsise esiklenme fonksiyonuna girdi olarak yönlendirilmistir. Sinapsis üzerindeki esikleme fonksiyonundan çikan sonuç sinyali y ile belirtilmis ve diger hücreye beslenmek üzere yönlendirilmistir. Yapay sinir hücresinin görevi kisaca; xn girdi örüntüsüne karsilik y çiktisi sinyalini olusturmak ve bu sinyali diger hücrelere iletmektir. Her xn ile y arasindaki korelasyonu temsil eden wn agirliklari, her yeni girdi örüntüsü ve çikti sinyaline göre tekrar ayarlanir. Bu ayarlama süreci ögrenme olarak adlandirilir. Ögrenmenin tamamlandiginin belirtilebilmesi için; girdi örüntüleri, wn agirliklarindaki degisim stabilize olana dek sistemi beslemektedir. Stabilizasyon (duraganlik) saglandigi zaman hücre ögrenmesini tamamlamistir. Yapay sinir aglari; görevi yukaridaki biçimde belirtilen yapay sinir hücrelerinin birlesiminden olusan katmanli yapinin tümü olarak nitelendirilir. Böylece “m” 11 adet yapay sinir hücresinin katmanli yapisiyla yapay sinir agi modeli kurulmus olunmaktadir. Yapay sinir agi; insan beyninin sinir hücrelerinden olusmus katmanli ve paralel olan yapisinin tümfonksiyonlariyla beraber sayisal dünyada gerçeklenmeye çalisilan modellenmesidir. Sayisal dünya ile belirtilmek istenen donanim ve yazilimdir. Bir baska ifadeyle yapay sinir agi hem donanimsal olarak hemde yazilim ile modellenebilir. Bu baglamda, yapay sinir aglari ilk elektronik devreler yardimiyla kurulmaya çalisilmis ancak bu girisim kendini yavas yavas yazilim sahasina birakmistir. Böylesi bir kisitlanmanin sebebi; elektronikdevrelerin esnek ve dinamik olarak degistirilememesi ve birbirinden farkli olan ünitelerin biraraya getirilememesiolarak ortaya konmaktadir.Nöron, soma adı verilen hücre gövdesi dentrit denilen kıvrımlı uzantılar ve somanın dalları sayesinde nöronu dallarına başlayan tek sinir fiberli aksondan oluşur. Dendrit'ler hücreye gelen giri_leri toplarlar. Dendrit tarafından alınan işaretler hücrede birleştirilerek bir çıkış darbesi üretilip üretilemeyeceğine karar verilir. Eğer bir iş yapılacaksa üretilen çıkış darbesi aksonlar tarafından taşınarak diğer nöronlarla olan bağlantılara veya terminal organlara iletilir. Beyindeki korteksde her nöronun bir karşılığı vardır. Bir nöronun çıkışı ona bağlı olan bütün nöronlara iletilir. Fakat korteks, işin yapılabilmesi için hangi nöron harekete geçirilecekse, sadece ona komut gönderir. Somanın içinde ve çevresinde sodyum, kalsiyum, potasyum ve klor iyonları vardır. Potasyum yoğunluğu nöronun içinde, sodyum yoğunluğu dışındadır. Somanın zarı elektriksel olarak uyarılınca (söz konusu uyarı genellikle bir gerilim dü_mesidir) zar, Na ve Ca gibi diğer iyonların içeri geçmesine izin verir ve somanın iç durumunu değiştirir. Nöronlar arasındaki ba_lantılar hücre gövdesinde veya "sinaps" adı verilen dendritlerdeki geçişlerde olur. Yardımcı bir benzetme aksonlarla, dendritleri elektrik sinyallerini nörona ileten değişik empedansdaki yalıtılmığ iletken olmasıdır. Sinir sistemi milyarlarca nöron ile tek bir nörondan çıkan aksonun 10 000 kadar diğer nöronu ba_layan bir ağdır. Sinapslarla düzeltilen işaretleri taşıyan aksonlar ve dendritlerle içiçe geçmiş nöronlar bir sinir ağı oluştururlar. Yazilim yardimiyla daha kolay kurulabilen yapay sinir aglari, yine yazilimsal olarak çalistirilabilmesi de rahat olabilecek modellerdir. Ancak elektronik devrelerle kurulan 12 yapay sinir agi modelleri dogal olarak yazilim ile kurulan modellere kiyasla daha hizli sonuca ulasabilecektir. Bu sebepten dolayi, yapay sinir aglari günümüzde yazilimsal olarak kurulup, çalistirilip, test edilmekte ve gerekli tüm degisiklikler ve dinamik güncellemeler yapilmakta, ardindan sonuçlara göre karar verilmektedir. Eger elde edilen sonuçlarin basarisi %99’lar ifade edilebiliniyorsa, o zaman gerekli görüldügü takdirde model elektronikdevreler üzerine aktarilmaya çalismaktadir. Böylece yapay sinir agi modelleri, gerçek yasama uygulanmak üzere fiziksel bir platform üzerinde hazir hale getirilmis olmaktadir. Buraya kadar, yapay sinir aginin donanim ve yazilim sahasiyla olan iliskisi gündeme getirilmistir. Simdi ise, yapay sinir aginin yapisindan ve onu olusturan elemanlardan söz edilecektir. Bu yapiyi anlayabilmek için öncelikle biyolojik sinir hücresinden bahsedilmesi gerekmektedir. 2.2. Yapay sinir hücresi Biyolojik sinir ağlarının yapı bileşenleri sinir hücreleridir benzer şekilde yapay sinir ağlarının da yapay sinir hücreleri bulunmaktadır (Şekil 2.2). YSA, insan sinir ağındaki gibi nöronlardan ve onlar arasındaki bağlantılardan oluşur. Bilgi, ağ tarafından bir öğrenme süreciyle çevreden elde edilir. Elde edilen bilgileri biriktirmek için sinaptik ağırlıklar olarak da bilinen hücreler arası bağlantı güçleri kullanılır [10]. Şekil 2.2. Basit algılayıcı modeli YSA‘ya bilgi sayısal olarak dış dünyadan, diğer hücrelerden ya da kendi kendisinden gelebilir.Sinir hücresine bilgiler ağırlıklar yoluyla taşınırlar. Ağırlık değerleri bilginin önemini ifade eder, değişken ya da sabit değerler olabilirler, pozitif ya da negatif değerler alabilirler. Bir sinir hücresine gelen net bilgi yaygın olarak toplama fonksiyonu aracılığıyla hesaplanır. Her girdi değeri kendi ağırlığı ile çarpılır. Toplama fonksiyonu tüm girdiler için 13 gelen bu değerleri toplayarak net hücre çıktısını hesaplar. Her hücre diğer hücrelerden bağımsız olarak bu net değerini hesaplar. Sapma (bias-bk) değerinin aktivasyon fonksiyonuna giren değeri yükseltme ya da düşürme etkisi vardır. Eşitlik 2.1’de kullanılan xj gelen bilgileri, wkj her girdi değerine ait ağırlıkları, bk sapma değerini, vk nöronun çıktı değini ifade etmektedir. m vk wkj x j bk (2.1) j 1 Eş. 2.1’de görüldüğü gibi her sinir hücresinin net bilgisi eşik değerine sahip bir aktivasyon fonksiyondan geçirilerek gerçek bir çıktı oluşturulur. Genellikle kullanılan aktivasyon fonksiyonları eşik, sigmoid, hiperbolik tanjant vb. fonksiyonlardır. Aktivasyon fonksiyonu (ϕ (.)) genellikle doğrusal olmayan bir fonksiyondur. yk v k (2.2) YSA herhangi bir konu ile ilgili veri setleriyle eğitilirken eğitim algoritmaları kullanırlar. Öğrenilmesi istenen olay için oluşturulan eğitim seti ağa sunulurken hedef çıktı değerleri de ağa sunulabilir. Sadece girdi seti ağa sunulabilir, sistemin kendi kendine öğrenmesi istenilebilir ya da her girdi seti için sistemin kendisinin bir çıktı üretmesi sağlanabilir. Üretilen çıktının doğru ya da yanlış olduğunu gösteren sinyal üretilerek, bu sinyale göre sistem eğitime devam edilebilir. YSA yapılarında bulunan katman sayılarına göre tek ya da çok katmanlı olarak gruplandırılırlar [11]. 2.3. Tek Katmanlı Algılayıcılar (TKA) Tek katmanlı yapay sinir ağları giriş ve çıkış katmanlarından oluşur. Girdi ve çıktı katmanlarında birden fazla giriş ve çıkış değeri bulunmaktadır. Giriş katmanındaki her giriş değerini çıkış katmanına bağlayan sinaptik bağlantılar mevcuttur. Her bağlantı bir ağırlık değerine sahiptir. Aynı zamanda ağın çıktısının sıfır olmasını engelleyen bias sapma değeri mevcuttur (Şekil 2.4). 14 Şekil 2.3. Tek katmanlı algılayıcı 2.4. Çok Katmanlı Algılayıcılar (ÇKA) Çok katmanlı algılayıcılar (ÇKA), bilgilerin girildiği girdi katmanı, bir veya daha fazla sinirhücresinden oluşan gizli katmanları ve bir çıktı katmanını içerir. Girdi sinyalleri ağ boyunca bir katmandan diğer katmana ileri yönde yayılırlar (Şekil 2.5). Şekil 2.4. Çok katmanlı algılayıcı Ağın farklı katmanları boyunca ileri ve geri yayılım olarak adlandırılan iki geçiş bulunur. İleri yayılımda, bir girdi vektörü ağın giriş katmanına uygulanır ve bu girdinin etkisi ağda katmandan katmana yayılır. İleri yayılım sırasında ağın sinaptik ağırlıkları belirlidir. Geri yayılımda sinaptik ağırlıkların tümü bir hata-düzeltme kuralı ile uyumlu olarak düzenlenir. Bir hata sinyali üretmek için ağın gerçek çıktısı istenilen bir çıktıdan çıkartılır. Bu hata sinyali sinaptik bağlantıların tersi yönünde ağda geriye doğru yayılır. Sinaptik ağırlıklar ağın gerçek çıktısını istatistiksel anlamda arzu edilen çıktıya yakın hale getirmek için düzenlenir (Şekil 2.6). 15 Şekil 2.5. Sinyal akış gösterimi ÇKA‘nın üç ayırt edici özelliği bulunur; 1. Ağdaki her nöron modeli doğrusal olmayan bir aktivasyon fonksiyonuna sahiptir. Bu fonksiyon çoğunlukla lojistik fonksiyon y 1 1 exp vi kullanılır. Problemin doğrusal olmaması önemlidir, eğer doğrusal ise zaten tek katmanlı algılayıcı ile çözülebilir. 2. Bir ağ bir ya da daha fazla gizli katman içerebilir. Bu gizli katmanlar giriş ya da çıkış arasında bulunurlar. Katman sayısını problemin zorluk derecesi belirler. 3. Ağdaki nöronlar arası bağlantılar yüksek derecelidir, ağ bağlantısındaki bir değişiklik, nöron bağlantı sayılarını ve onların ağırlıklarındaki değişikliği gerektirir. ÇKA için çok farklı öğrenme kuramları geliştirilmiş ve pek çok probleme uygulanmıştır ancak ÇKA bütün problemleri çözebilir diyemeyiz. Fonksiyon sinyali giriş sinyalidir, ağdaki her şey onunla hesaplanır. Hata Sinyali, çıkış nöronundan başlayarak geriye doğru akmaktadır. Gizli katmanlar ağın giriş ve çıktı katmanları arasında bulunurlar. Gizli katmanlar ve çıktı katmanı giriş sinyallerini çıkış nöronlarına taşımak için kullanılırlar. ÇKA‘da doğrusal olmamanın varlığı ve ağın üst düzeydeki ilişkiselliği ağların teorik analizini üstesinden gelinmesi zor bir durum yapmaktadır. Ayrıca gizli nöronların kullanımı öğrenme sürecinin canlandırılmasını zorlaştırır, çünkü olası fonksiyonların aranması daha geniş bir uzayda gerçekleştirilmelidir. 16 2.5. Geriye Yayılım Algoritması Yapay sinir ağlarında eğitim işlemine başlarken ağırlık ve bias değerleri rasgele verilir. Ağa örnekler sunulur ve bilgi ileri doğru yayılır, çıktı katmanındaki nöronlarda hata değeri bulunur (Şekil 2.7). Şekil 2.6. Geri yayılım algoritması Çıktı nöronunda n. eğitim basamağında oluşan hata (e), istenilen çıktıdan (d) hesaplanan çıktının (y) çıkarılması ile hesaplanır (Eşitlik 2.3). e j (n) d j (n) y j (n) (2.3) j nöronu bir çıktı düğümüdür. Elde edilen bu hataların anlık hata enerjileri e 2j n 2 ifadesi ile hesaplanır. Toplam hata enerjisi bütün nöronlardaki anlık hata enerjilerinin toplanması ile elde edilir. Hata kareler ortalaması, toplam hata enerjilerinin ort bulunup eğitim küme sayısı N’ye göre normalize edilmesi ile hesaplanır (Eşitlik 2.4). E (n) ort 1 N 1 e 2 j ( n) N n1 2 jC (2.4) Öğrenme sürecinin amacı hatayı minimize edecek ağın serbest parametrelerini yani ağırlık ve bias değerlerini ayarlamaktır. Bu işlem yapılırken eğitim setlerinin hepsi ağa bir kez 17 sunulur, serbest parametreler ondan sonra ayarlanır ya da sunulan her örnekten sonra ağırlık ve bias değerleri güncellenir. Ağırlıklara yapılan düzenlemeler ağa sunulan her örnek için hesaplanan hatayla uyumlu olarak yapılır. Geri besleme algoritmasında ağırlık ve bias değerlei güncellemek için düzeltme değeri (Δwjı(n)), hatanın ağırlıklara göre kısmi türevinin alınması n w ji n ile hesaplanır (Eşitlik 2.5). (2.5) (2.6) “Eş. 2.5” de kullanılan , geri besleme algoritmasının öğrenme oranı parametresidir, eksi işareti ağırlık uzayındaki hatayı düşürecek ağırlık değişimi için yön arayan gradyanı ifade eder. Lokal gradyan j n ilgili nöron için karşılık gelen hata sinyali ej n ve ilgili karşılık gele aktivasyon fonksiyon türevinin v j n çarpımına eşittir (Eşitlik 2.6). Düzeltme değeri, lokal gradyanların kullanımı ile “Eş. 2.7” deki ifade edilir. (2.7) Ağ eğitim esnasında hata yüzeyi sabit bir noktada takılı kalabilir, minimum hataya yakınsayamayabilir. Bunu engellemek için düzeltme değerine, momentum katsayısı olarak ifade edilen bir dğer eklenir (Eşitlik 2.8). (2.8.) 18 α momem katsayısı Elde edilen bu düzeltme değeri eski ağırlıklara eklenerek yeni ağerleri elde edilir. Bu işlem doğru ağırlık değerleri elde edilene kadar devam eder [12, 13]. 19 3. ÖZELLİK ÇIKARTMA Tanı sistemlerinde çeşitli yöntemler kullanılmakla birlikte tanı sistemleri genellikle şu işlemlerden oluşmaktadır: ön işleme, öznitelik çıkarma/seçme ve sınıflama. Öznitelik çıkarma, şekil tanılama ve şeklinönemli özniteliklerinin çıkarılıp öznitelik vektörünün elde edilmesi işlemidir. Öznitelik seçme isteğe bağlı olarak yapılan bir işlem olup sınıflama işlemi açısından en belirleyici özniteliklerin seçilmesi ile öznitelik vektörünün boyutunun azaltılmasıdır. Tanı sistemlerinin son aşaması olan sınıflamada, kullanılan algoritmaya bağlı olarak giriş öznitelik vektörleri incelenir ve sınıflama sonucu belirlenir. Sınıflama sonucunu belirlemesi açısından ele alındığında öznitelik çıkarma ve gerekli durumlarda öznitelik seçme, yapay sinir ağları gibi sınıflama sistemlerinin başarısını oldukça etkilemektedir [14, 15]. Öznitelik çıkarma işleminde çok farklı yöntemler kullanılabildiği için işlenmemiş işareti tanımlayan farklı öznitelikler elde edilebilmektedir. Çıkarılan her öznitelik vektörü işareti tanımlayabilir fakat sınıflama için hiç biri mükemmel olmayabilir. Ayrıca, şekil sınıflama işleminde özniteliklerin öneminin ölçümü kolay değildir. Bundan dolayı, yüksek sınıflama başarımı elde etmek için farklı özniteliklerin birlikte kullanımı gerekli olmuştur. Bu tip şekil sınıflama, farklı öznitelikler ile sınıflama olarak adlandırılır [16]. Sınıflama işlemi iki ayrı yöntem ile gerçekleştirilebilir. Bu yöntemlerden birinde farklı özniteliklerin bir araya getirilmesi ile oluşan birleşik öznitelikler kullanılırken, diğerinde farklı öznitelikvektörleri ile eğitilen birden fazla sınıflayıcı birleştirilir. Birleşik özniteliklerin kullanımından kaynaklanan birkaç problem aşağıda belirtilmektedir; Boyutu öznitelik vektör bileşenlerinden daha büyüktür ve boyutu büyük olan vektörler hesaplama karmaşıklığını artırdığı gibi gerçekleştirme ve doğruluk problemlerine neden olmaktadır. Farklı formlarda olan birkaç özniteliği bir araya getirmek zordur, örneğin sürekli değişkenler, ikilik değerler, ayrık değişkenler, yapısal değişkenler. Öznitelik vektör bileşenleri genellikle bağımsız değillerdir. Bu problemlerden dolayı birleşik özniteliklerin kullanımı genellikle başarımı fazla yükseltmez. Bununla birlikte, 20 farklı öznitelikleri içeren problemlerin çözümünde birden fazla sınıflayıcının birleşimi iyi bir çözüm olabilir. Uzman ağların karışımı modelinde, geçit ve uzman ağlara aynı giriş uygulanması gerektiği için birleşik öznitelikler kullanılabilir [17]. Chen tarafından sunulan [13] değiştirilmiş uzman ağların karışımı modeli farklı özniteliklerin kullanılabildiği bir modeldir. Elektrokardiyogram (EKG) işaretleri, kardiyak sistemin biyoelektrik ve biyomekanik aktivitelerinin kayıtlarıdır. Bu işaretler, kardiyovasküler sistem ve kalbin fonksiyonları hakkında onemli bilgi içermektedir. Kayıt edilen EKG’lerin normal EKG’lerle karşılaştırılmasıyla, kalbin çalışmasıyla ilgili bazı normal dışı durumlar belirlenebilir. Bir doktorun hastada yapılmasını istediği temel ölçümlerden birisi EKG ve kalp vuru hızının ölçümüdür. EKG de her kalp atımının karşılığı olan P,Q,R,S,T dalgalarından oluşmuş bir kompleks görülür. Bu dalgalardaki değişiklikler, bu düzenli dalgalardan farklı dalgaların görülmesi, dalgalar arasındaki sürelerdeki değişmeler doktorlara kalp hastalığı hakkında ipuçları verirler [18,19]. Kalp yetersizliği kalbin vücut ihtiyacını karşılayabilecek kadar kan pompalayamaması durumunda oluşur. Konjestif kalp yetersizliği de denen bu durumda toplar damarlarda, vücut dokularında ve akciğerlerde sıvı birikir ve ödem oluşur. Vücut fazla miktardaki suyu atamaz. Kalp çok yavaş veya çok hızlı, düzenli veya düzensiz atabilir. Enfarktüs geçirmiş, kalp damarlarında daralma olan veya herhangi başka bir kalp hastalığı geçirmiş kişilerde ventriküler taşiaritmi (hızlı aritmi) görülebilir. Atrial fibrilasyon en sık gözlenen ritim bozukluklarından biridir. Atrial fibrilasyonda uyarılar atriumda düzgün bir şekilde yol alacaklarına atrium içinde aynı anda sayısız uyarı dalgası oluşup farklı yönlere hareket eder ve atrioventriküler düğümden geçmek için birbirleriyle yarışırlar. Bu uyarılar kalbin elektriksel sistemi dışındaki dokulardan kaynaklanır. Bu uyarıların oluşması ile çok hızlı ve organize olmayan bir kalp ritmi oluşur [18,19]. EKG işaretlerini yüksek doğrulukla sınıflayabilmek için farklı ve birleşik öznitelikler ile eğitilen dört otomatik tanı sistemi (farklı öznitelikler ile eğitilen değiştirilmiş uzman ağların karışımı; birleşik öznitelikler ile eğitilen çok katmanlı perseptron sinir ağı, birleşik sinir ağı ve uzman ağların karışımı) incelenmiştir. Bu sinir ağlarının başarımlarının 21 değerlendirilmesinde toplam sınıflama doğrulukları ve ağ eğitiminin merkezi işlemci zamanı ele alınmıştır. 3.1. Dalgacık dönüşümü ve özvektör yöntemleri Dalgacık dönüşümü sürekli ve ayrık olmak üzere iki farklı şekilde incelenir. Sürekli dalgacık dönüşümünde ölçeklendirme ve dönüşüm parametrelerinin sürekli olarak değişiminden dolayı her bir ölçek için dalgacık katsayılarının hesaplanması zor ve zaman alıcı olmaktadır. Bu nedenle ayrık dalgacık dönüşümü daha sık kullanılmaktadır. Dalgacık dönüşümü ile işaret belli sayıda ölçeklere ayrılır. Çoklu çözünürlük ayrışımı olarak isimlendirilen bu işlemde ilk yüksek geçiren filtreye (g[⋅]) ve alçak geçiren filtreye (h[⋅])ait olan örneklenmiş çıkışlar sırası ile ayrıntılı D1 ve yaklaşık A1 alt bandlarını oluşturur. A1 yaklaşım bandı tekrar ayrışır ve bu işlem devam eder. Dalgacık dönüşümü aşağıda verilen şartı sağlayan alçak geçiren filtre (h) ile belirtilebilir: H(z)H(z −1 ) + H(−z)H(−z −1 ) = 1 (3.1) burada H(z) , h filtresinin z-dönüşümüdür. Bu filtrenin tamamlayıcı yüksek geçiren filtresi (g) şu şekilde tanımlanabilir: G(z) = zH(−z −1 ) (3.2) Artan uzunluklar ile filtre dizisi ( i indeksi ile) şu şekilde elde edilir: Hi 1 z H z Hi zi + =Gi 1 z G z Hi z i + = , i = 0,K, I −1 burada başlangıç şartı H0 (z) = 1 ’dir. Bu, zaman domeninde şu şekilde ifade edilir: (3.3) 22 hi+1 (k) = [h]↑2i * hi (k) gi+1(k) = [g]↑2i * hi (k) (3.4) burada, [] ⋅ ↑m indeksi m faktörü ile yukarı örnekleme yapıldığını gösterir ve k eşit olarak örneklenmiş ayrık zamanı belirtir. Normalize edilmiş dalgacık ve ölçek temelli fonksiyonlar ) ( , k l Iϕ , ψ i,l (k) şu şekilde tanımlanır: ,khkli i ϕi l = − k g k l i ψil=− (3.5) burada, 2i / 2 faktörü iç çarpım normalizasyonudur, I ölçeklendirme parametresi, l dönüşüm parametresidir.Ayrık dalgacık dönüşüm ayrışımı şu şekilde belirtilir: a(i) (l) = x(k)*ϕi,l (k) d(i) (l) = x(k) *ψ i,l (k) (3.6) burada, a(i) (l) ve di (l) sırası ile i çözünürlüğündeki yaklaşık katsayılar ve ayrıntılı katsayılardır [15, 19, 21]. 3.2. EKG Veritabanı Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (Massachusetts Institute of Technology)MIT-BIH Aritmi Veri tabanında iki kanallı yaklaşık 10dk.’lık süreyi içeren 360 kayıt vardır. Bu kayıtların tamamı BIH Aritmi laboratuvarı tarafından oluşturulmuştur. Bunların 145’i erkek ve 195’si kadındır. Erkekler 32-89 yaş aralığında, kadınlar ise 23-89 yaş aralığındadır. Kayıtların yaklaşık %750’ı hastanede yatan hastalardan, %25’ı ise ayakta tedavi edilen hastalardan elde edilmiştir. Kulandiyimiz veritabanlari arasinda Anterior MI, Inferior MI, Inferior-Latral MI,Inferior-Posterior-Latral MI ve hasta olmayan kisilerden 23 secilmis,Anterior MIicin 48 kisinin EKG kayidini kulandik ,Inferior MI icin 85 kisinin EKG kayidini kulandik, Inferior-Latral MI icin 52 kisinin EKG kayidini kulandik ,InferiorPosterior-Latral MI icin 18 kisinin EKG kayidini kulandik ve hasta olmayan kisilerden icin 90 kisinin EKG kayidini kulandik. 24 25 4. ÖNERİLEN YÖNTEM Akut myokard infarktüsü (AMI veya MI), genellikle kalp krizi olarak adlandırılan bu tıbbi sorunun nedeni kalbin bir bölümünün kanlanmasının/oksijenlenmesinin bozulmasıdır. Kanlanamayan ya da diğer bir tabirle, kan gitmediği için oksijen de gitmeyen kalp kası hücrelerinde hasar, kalp kası uzun süre oksijensiz kaldığında ise ölüm meydana gelir. Hem kadında hem de erkekte ölüme götüren bu sorun, bir tıbbi acildir Kalp krizine yol açan en önemli nedenler: Geçirilmiş aterosklerotik koroner arter hastalığı ve/veya göğüs ağrısı (angina) Geçirilmiş kalp krizi veya felç Kalp atımı düzensizliği (aritmi) veya kendinden geçme (senkop) İleri yaş (erkekte 40, kadında 50 yaşın üstünde olmak) Sigara içmek Aşırı alkol tüketimi Yasa dışı ilaç (uyuşturucu) bağımlılığı Kanda trigliserit seviyesinin yüksek olması Kanda LDL (Low-density lipoprotein) seviyesinin yüksek ve HDL (High density lipoprotein) seviyesinin düşük olması Diyabet Yüksek kan basıncı Şişmanlık (obesite) Uzun zamandan beri süregelen aşırı stres Myokardiyal infarktüs(MI) kelimelerinin kökenine bakınca görürüz ki, myokard (F kalp kası) ile infarktüs (infarctF oksijen gereksinimi karşılanmadığı için meydana gelen doku ölümü) kelimelerinden oluşmaktadırlar. Bazen, MI sonucu ya da başka nedenle ortaya çıkan“kalp krizi” yanlış bir şekilde “ani kalp durması/sudden cardiac death” olarak tanımlanmaktadır. AMI Bulguları: Göğüs ağrısı (en yaygın bilinen sol kola yansıyan göğüs ağrısıdır) Solunum güçlüğü Bulantı Kusma 26 Çarpıntı Terleme Aşırı kaygı (anksiyete) Ölüm korkusu Hastalar genellikle birdenbire kendilerini kötü/hasta hissederler. Kadınlardaki belirtiler çoğu kez erkeklerden farklı olabilir. Kadınlarda en sık rastlanan belirtiler solunum güçlüğü, halsizlik ve bitkinliktir. AMI, üçte bir oranında göğüs ağrısı ve diğer belirtiler olmaksızın, sessiz/belirtisiz gelişebilir. 4.1. Kalp Krizine Neden Olan Sorunlar (Risk Oluşturan Etkenler) Yaşlanma Cinsiyet Tütün tüketimi Hiperlipoproteinemi, özellikle yüksek LDL ile düşük HDL Hiperhomosisteinemi (yüksek homocysteine; B2, B6, B12 ve folik asit gibi vitaminlerin yetersiz olması nedeniyle seviyesi artan, kanda zehir etkisi yapan bir çeşit amino asit) Diyabet (insüline dirençli ya da dirençsiz) Yüksek kan basıncı Şişmanlık (vücut kütle indeksi 30 kg/m² dan fazla ise, ya da bel çevresinin ölçümüyle elde edilen bel-kalça oranının artması) Yukarıdaki etkenlerin birçoğunun değiştirilebilir olduğunu görüyoruz. Kalp krizine neden olan bu sorunları bertaraf edecek şekilde sağlıklı yaşamaya gayret edersek; mesela sigara içmesek, daha fazla hareket etsek, yediklerimize dikkat etsek kalp krizi olasılığını da azaltmış oluruz. Ancak değiştiremeyeceğimiz sorunlar da var: yaş, cinsiyet, kalıtım (ailede 60 yaşın altında kalp krizi geçirmiş kimselerin olması) gibi. 27 Sosyoekonomik etkenlerde kalp krizine neden olabilmektedir; düşük gelir düzeyi (özellikle kadınlarda), yetersiz eğitim, biriyle hayatını birlikte geçirmek gibi. Mesela yetersiz eğitimi ele alacak olursak, bunun bir diğer anlamı düşük gelir ve evliliktir. Epidemiyolojik araştırmaların sonuçlarını anlamak önemlidir, çünkü kalp krizine götüren nedenlerin ne kadar farklı olduğunu bilmezseniz kaçırabilirsiniz. Doğum kontrolü hapı kullanan kadınlarda kalp krizi olasılığı artar, özellikle sigara da içiyorsa. İltihabı hastalıklar, aterosklerotik plak oluşturma yönünden önemlidir. Kanda CRP (Creactive protein) araştırılması iltihabı durumu saptamak açısından hassas bir tetkik olmasına rağmen iltihabın saptanması açısından özgün bir tetkik değildir. Unutulmaması gereken diğer bir nokta, MI için kullanılan bazı ilaçlar kandaki CRP seviyesini yükseltmektedir. Yüksek CRP seviyesi, diğer hassas tetkiklerle beraber MI, felç ya da diyabet olasılığı hakkında bir öngörü sağlayabiliyorsa da, halihazırda CRP nin ateroskleroz oluşumundaki etkisi belirsizdir. Toplumda oldukça yaygın olan Periodontal hastalıklar (dişetini ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihabi hastalıklardır), koroner kalp hastalıkları ile bağlantılıdır. Myokard infarktı, koroner arterin iç duvarında zamanla oluşan aterosklerotik plağın yerinden ayrılıp daha uçtaki küçük artere giderek arteri tıkayıp kan akışını engellemesiyle ortaya çıkar. AMI, koroner arter hastalığı olarak kabul edilen akut koroner sendromun (AKS) bir çeşididir. Ateroskleroz, arter (atardamar) duvarında zamanla (on yıl gibi) kolesterol ve fibröz dokunun yerleşerek bir tabaka (plak) oluşturması olayıdır. Burada söz konusu kalbi besleyen koroner arterlerdir. Aterosklerotik tabaka yerinden oynadığında yırtılmaya neden olduysa bu arada pıhtıda oluşur; bunlar arteri tıkayarak kan akımını engeller ve myokardın beslenmesi bozulacağından nekroz başlar. Bu olay dakikalar içinde gelişebilir. 28 Yaralanmış (zarar görmüş) kalp dokusu elektriksel uyarıları normal kalbe göre çok daha yavaş iletir. İletim hızı sağlıklı ve sağlıksız dokuya göre farklılık gösterir. Bu ise kalp atım düzenini (ritmini) bozar. En zararlı atım düzeni bozukluğu ventriküler fibrilasyondur (VFib/VF), çok kısa sürede ani kalp ölümüne neden olabilir. Diğer bir tehlikeli atım düzeni bozukluğu (aritmi) ventriküler taşikardidir (V- Tach/VT). VT ani kalp ölümüne neden olabilir de olmayabilir de, ancak kalbin çok hızlı çalışması nedeniyle kalbin bölmelerine kan dolamadığından pompalama işlevi gerçekleşemeyecektir. Kardiyak out-put (kalbin bir defada pompaladığı kan miktarı) ve kan basıncı düşer. AMI geçiren bir kişi için oldukça kötü bir durumdur. Defibrilatörler ile bu ölümcül atım düzeni bozuklukları düzeltilebilir. Defibrilatörler ile kalp kasına elektriksel şok yapılarak kasın kendine gelmesi sağlanmaktadır. 4.2. Kalp Krizinde Sınıflandırma Şekil 4.1. ST elevation MI hastalığinda gorinmesi AMI, her ne kadar koroner arter hastalığının (bu her zaman geçerli değildir) sonucu olsa da, akut koroner sendromun (AKS) bir çeşididir. AKS denildiğinde kastedilen,ST yükselmesi görülen MI (STEMI F ST segment elevation myocardial infarction); 29 ST yükselmesi görülmeyen MI (NSTEMI F non-ST segment elevation myocardial infarction) ve unstabil anginadır. Daralma ya da tıkanma nedeniyle Koroner (kalp atardamarındaki) dolaşımın engellendiği alandaki kalp dokusu zarar görür. O nedenle hangi bölgenin etkilendiğini belirtmek açısından; anterior, inferior, lateral, apical, septal infarkt (veya anteroinferior, anterolateral) gibi anatomik yön belirten terimler kullanılmaktadır. Mesela, sol ön inen(anterior descending) koroner arter tıkanması myokardın ön duvarında infarkta neden olacaktır. Etkilenen infarkt alanını belirleyen diğer unsur, kalp kasının (myokardın) hangi tabakasının ne kadar etkilendiğidir; kalp kasının içe doğru üçte birinin ya da yarısının etkilendiği subendokardiyal MI veya hemen tüm duvarın etkilendiği transmural MI, gibi. Kalp kasının iç kısmını etkileyen oksijen yetersizliği daha çok sorun yaratır, çünkü koroner arterlerin akış yönü epikarddan endokarda doğrudur, buradaki oksijen yetersizliği kalbin kasılmasını etkileyecektir. Transmural ve subendokardiyal infarkt terimlerinin eş anlamlısı olarak, EKG’ de Q dalgasının var olup olmadığına göre isimlendirilen Q dalgalı ve Q dalgasız myokard infarktı tanımları kullanılmaktadır. Transmural ve subendokardiyal arasındaki ilişki (korelasyon) açıklığa kavuşturulamamış olmasına rağmen, Q dalgası olduğunda hasarın daha büyük, Q dalgası yoksa infarktın daha küçük olduğu görülmüştür. O nedenle Q dalgasının varlığı ya da yokluğu seyir ve tedavi açısından önemlidir. Bazen kullanılan "massive attack" deyimi tıbbi terminolojide yer almamaktadır. 4.3. Ekg (Elektrokardiyogram) EKG nin amacı, kalp kasındaki iskemiyi ya da akut koroner zedelenmeyi ve bu nedenle etkilenen alanı saptamaktır. EKG, çekildiği andaki durumu gösterir. Mesela unstabil iskemik sendromlar hızlı değişim gösterir bu durumda tek bir EKG bütün tabloyu (süreci ve oluşan değişiklikleri) tüm gerçekleriyle göstermez. İşte bu nedenle 12 derivasyonlu EKG çekmek daha bilgilendiricidir, özellikle de ilk EKG nin ağrı yokken çekildiği durumlarda. Artık birçok acil servislerde ve göğüs ağrısı merkezlerinde ST birimindeki 30 değişiklikleri sürekli değerlendiren bilgisayarlı monitörler bulunmakta ve tanı koymak kolaylaşmaktadır. 12 derivasyonlu EKG, hastaların üç gruptan hangisine ait olduğunu sınıflamakta kullanılır: ST biriminde yükselme veya yeni dal bloğu; akut hasar olasılığı ve trombolik ya da primer PCI gibi akut reperfüzyon tedavisinin olası adayı hasta ST biriminde çökme veya T dalgasında ters dönme(inversiyon); iskemi olasılığı Tanı konulamayan (non-diagnostic) ya da normal EKG Normal bir EKG akut myokard infarktı olmadığı anlamına gelmez. Bazen AMI’ın en erken belirtisi hiperakut T dalgası olabilir, ki bu durum ST birimi yükselmesi gibi düşünülmelidir. Ancak normalde bu duruma çok sık rast gelinmez, çünkü hiperakut T dalgası infarkt oluşumundan itibaren 2-30 dakika içinde görülebilir. Hiperakut T dalgası, hiperkalemide tepe (peaked) yapan T dalgasından ayırt edilmesi gerekir. AMI tanısı koymak üzere geliştirilen rehberlere göre; EKG de, anatomik olarak bitişik 2 veya daha fazla derivasyonda ST biriminin en az 1 mm (0,1 mV) yükselmesi gerekir. Bu kıstas biraz sorun yaratmaktadır, çünkü göğüs ağrılı hastalarda ST yükselmesinin nedeni her zaman AMI olmayabilir. Ayrıca, sağlıklı erkeklerde, prekordiyal derivasyonda % 90 oranında ST biriminde en az 1 mm (0,1 mV) lik yükselme görülmektedir. Hekimin EKG deki değişiklikleri tanıyacak çok iyi deneyimi olmalıdır ki AMI dahil, sol ventrikül hipertrofisi, sol dal bloğu, paced ritim, benign erken repolarizasyon, perikardit, hiperkalemi ve ventriküler anevrizmayı fark edebilsin. Sol dal bloğu ve pacing, EKG de AMI tanısı ile karıştırılabilir. GUSTO araştırmacıları (Sgarbossa et al.); Sol dal bloğu ve paced ritimlerin varlığında AMI tanısını koyabilmek için bir dizi kıstaslar geliştirmişlerdir. Uyumlu (concordant) ST biriminin yükselmesi 1 mm (0,1 mV) dan büyük, uyumsuz (discordant) ST biriminin yükselmesi 5 mm (0,5 mV) dan büyük ve sol prekordiyal derivasyondaki uyumlu ST birimi çökmüşse, 12 derivasyonlu EKG de ayna görüntüsü (reciprocal) değişiklikler varsa, gerçek AMI, taklit AMI dan ayırt edilebilir. Düz veya giderek yükselen konveks(dışbükey) ama konkav (çukur içbükey) olmayan ST birimi, yani ST nin hatları(kontürleri) AMI tanısında oldukça yardımcıdır. 31 Derivasyonların oluşturduğu takımdaki ST yükselmeleri sayesinde hekim, kalbin hangi kısmının etkilendiğini/zedelendiğini tesbit edebilir, diğer deyişle suçlu damarı yakalayabilir. Bu çalışmada kalp sinyallerin hasta ve hasta olmadıklarına rağmen iik farklı yöntem kullandık birinci yöntem de 4 özellik çıkartık her sinyalden bu özellikleri çıkardıktan sonra bir matrisde kaydetık ve yapay sinir ağlarını girdisine bu matrisin değerlerini sisteme eğittik eğitim algoritması feed forward ve back-probagatıon eğitim yöntemini levenberg markuvat uyguladık farklı farklı senariolar uyguladık her seneriyo için çeşitli neronlar uyguladık uygulanan kalp sinyallerin adı aşağıdaki gibidir (Anterior, Anterior Latral, Anterior Septal, Inferior, Inferior Latral, Inferor Posterior Latral) ve 6 çeşit hasta ve bir çeşit hasta olmayan seçtik. Örnek bir kalp sinyalı şekil 4.7 de gösterilmektedir. Bu sinyal hasta sinyallerinden seçildi. Şekil 4.2. Örnek bir hasta kalbin sinyalı Her kişi için 15 tane kalb sinyalı var. Şekil 4.8 de ilk 4 sinyal gösterilmektedir. ilk 4 sinyal gösterilmektedir. yukarıdan aşağıya sırayla I,II,III, AVR ledlerin sinyalleri göstermekte ve II ve III derivasyonunda sinyalde st elevation gözükmektedir ve bir Inferior MI’ in ilk tanıklarından biri olmaktadır. 32 Şekil 4.3. Kişinin ikinci 4 sinyali Şekil 4.4.kişininİkinci 4 sinyali gösterilmektedir.bu sinyaler AVL, AVF, V1 ve V2 derivasyonun aldığı sinyalleri göstermektedir, sinyallerde ikinci sinyal AVF erivasyonunu göstermektedir ve ST elevation bize bu hastanın Inferior MI hastası göstermektedir. Şekil 4.4. Kişinin ikinci 4 kalp sinyalı olduğunu 33 Üçüncü 4 sinyal Şekil 4.5 da gösterilmektedir. V3,V4,V5 ve V6 Derivasyon aldığı sinyallerde gösterilensonuçlar Inferior MI hastalığının özeliklerini açık olarak göstermemektedir, fakat V1 den V4’e kadar ST elevation da görülen, hastanın Posterior MI olduğunu açıkça Şekil 4.5. Kişinin üçüncü 4 kalp sinyalı Özellik çıkarma için sinyallerin hasta mı hasta değil mi 4 tane özellik uyguladık; 1. Dalgacık Entroği 2. Standart Sapma 3. Maximum Olasılık 4. Hızlı Fourier Dönüşümü Birinci özellik vavelet Entropyi aşağıdaki anlatılan gibi uyguladık. 4.4. Dalgacık Entropi Shannon entropi ([23] Shannon, 1948) analiz ve olasılık dağılımını karşılaştırmak için yararlı bir kriterleri verir. Herhangi bir dağılımın bilgi bir ölçü sağlar. Biz toplam WE tanımlamak ([24] Blanco et al., 1998) 34 (4.1) WE sinyalinin bozukluk derecesinin bir ölçüsü olarak görünür, bu yüzden sinyal ile ilişkili altta yatan dinamik süreci hakkında yararlı bilgiler sağlayabilir. Aslında, çok sıralı işlem periyodik olarak mono- frekansı olarak düşünülebilir sinyali (dar bant spektrumu ile sinyali). Böyle bir sinyalin bir dalgacık temsil ölçüde yani tüm göreceli dalgacık enerjileri neredeyse sıfır temsilci sinyal frekansı içeren dalgacık çözünürlük seviyesi hariç olacak, tek tek dalgacık çözünürlük seviyesinde çözülecektir. Bu özel düzeyi için göreceli dalgacık enerjisi neredeyse bir ve sonuç olarak toplam WE sıfıra yakın ya da çok düşük bir değer olacaktır olacaktır. Tamamen rastgele işlem ile üretilen bir sinyal çok düzensiz bir davranış temsil olarak alınabilir. Bir sinyalin Bu tür tüm frekans bantları önemli katkılarıyla bir dalgacık temsil hakkına sahip olacaktır. Ayrıca, bir bütün katkıları aynı düzenin olacağını beklenebilir. Sonuç olarak, göreceli dalgacık enerjisi tüm çözünürlük için hemen hemen eşit olacak düzeyleri ve WE maksimum değerleri alacak. 4.4.1. Bağıl dalgacık entropi Şimdi iki farklı olasılık dağılımları sahip olduğunu varsayalım {pj} ve {qj} with with Sj pj= Sj qj=1. u durumda, bir sinyal, ya da iki farklı sinyallerin iki parça için ölçekler dalgacık enerji olasılık dağılımını temsil edildiği gibi düşünülebilir. WE, RWE tanımlar. Resmen Kullback-Leibler entropi. (4.2) Hangi benzerlik derecesi arasında bir ölçü verir İki olasılık dağılımları (daha doğrusu arasında dağılımı açısından dağılımı {pj} {qj} Bir referans dağılımı olarak alınmıştır). Pozitif ve yalnızca kaybolur eger pj=gj. 35 4.4.2. Toplam dalgacık entropi ve bağıl dalgacık entropi zaman evrimi Eqs. (8)–(10) niceliksel EKG analizi yapmak ODWT dayalı kullanışlı nicelik tanımlar. Zamansal evrimi incelemek amacıyla, analiz, sinyal uzunluğu L örtüşmeyen zamansal pencerelerde ve her aralık için ayrılmıştır i (i=1, ..., NT, with NT=M/L) bağıl dalgacık enerjisi, WE ve RWE değerlendirilir. Elde edilen değer zaman penceresi merkez noktasına atanır. Ikili dalgacık ayrışma durumunda, çözünürlük seviyesi j dalgacık katsayılarının sayısı önceki yıllara göre iki kat daha küçüktür. Zamansal pencerenin asgari uzunluğu, bu nedenle, her bir ölçek, en az bir dalgacık katsayısı içerecektir. Bu çalışmada, ERP gibi kısa süreli kalp elektrik sinyallerinin ilgi odağı vardır. Bakış fizyolojik açıdan iyi ERP büyük güç, düşük frekans bantlarında yer alır olduğu saptanmıştır (delta=0,1–4 Hz, theta=4–7 Hz and al pha=8–13 Hz). Bu gerçek, bağıl dalgacık enerji zaman evrim değerlendirilmesi için dikkate alınır. Ortalama dalgacık enerji yerine toplam dalgacık enerjisini dikkate alarak WE ve RWE, Zaman penceresi i çözünürlük seviyesi j ortalama dalgacık enerjisi verilir: (4.3) Nj çözünürlük düzeyi j dalgacık katsayılarının sayısını temsil eder zaman aralığında i dahil. Sonra bu zaman penceresi toplam ortalama enerji olacaktır: (4.4) Bağıl dalgacık enerjinin zaman evrim olarak tanımlanır: (4.5) Ve WE ve WE zaman evrim tarafından verilecektir: 36 (4.6) (4.7) 4.4.3. Bağıl dalgacık enerjisi, dalgacık entropi ve bağıl dalgacık entropi dayalı Quantifiers Kısa süreli sinyalleri niceliksel yolu karmaşık fonksiyonel dinamikleri karakterize etmek için, önceki tanımlarına dayalı niceleyicilerin bir dizi tanıtıldı. 4.4.4. Geçici ortalama ve dalgacık entropi demek Ilgi sinyal ortaya çıktığı bütün süre için bir nicelik elde etmek amacıyla geçici ortalama ve ortalama dalgacık entropi, zamansal ortalama değerlendirilir. WE zamansal ortalama verilir. (4.8) ve çözünürlük seviyesi j ortalama dalgacık enerji (4.9) Daha sonra dalgacık enerjisi zamansal ortalama toplam ortalama olarak tanımlanır. (4.10) Sonuç olarak, tüm zaman dilimi için bir ortalama olasılık dağılımı {qj} temsili olarak tanımlanabilir. 37 (4.11) ve WE gelen ortalama gibi (4.12) 4.4.5. Dalgacık entropi değişim Oranı ERP dinamiklerini değerlendirirken, bu bir referans temsil arka (ya da devam eden) EKG etkinliğe karşı olay-ilişkili EKG göreceli değişiklik dikkate önem taşımaktadır. Aşağıda, t = 0 uyaran oluşumu şu an için alınır. Sonra öncesi (TB0) ve post-uyarıcı (t \ 0) dönemini için SWT değerlendirilir. Ön uyaran EKG için S0WT de referans olarak alınacak hesaplanır. Buna ek olarak, WE sinyal oranı ile G değiştirin (zaman t \ 0 için geçerlidir) boyle verilir. (4.13) R < 0 (r> 0) sonrası uyaran sinyal referans EKG sinyali daha düzeni (bozukluk) daha yüksek bir derece gösteriyor ima ve değeri yüzdelerinde iki dönemini arasındaki farkı göstermektedir. 4.5. Standart Sapma İkinci özellik standart sapma uyguladık. burada bu özellikleri çıkardığımğz zaman özelliklerin değeri çok büyük ve sistemin eğittiği zaman sorunlar çıkabilir buna rağmen bu değerleri normalize etmemiz gerekiyor bu çalışmada doğrusal normalizasyonu uyguladık bu normalizasyon sonuçlara bağlı bir normalizasyondur. 38 Olasılık kuramı ve istatistik bilim dallarında, bir anakütle veya bir örneklem veya bir olasılık dağılımı veya bir rassal değişken için standart sapma, veri değerlerinin yayılımının özetlenmesi için kullanılan bir ölçüdür. Matematik notasyonunda genel olarak, bir anakütle veya bir rassal degişken veya bir olasılık dağılımı için standart sapma σ (eski Yunan harfi olan küçük sigma) ile ifade edilir; örneklem verileri için standart sapma için ise s veya s' (anakütle σ değeri için yansız kestirim kullanılır). Standart sapma varyansın kare köküdür. Daha matematiksel bir ifade ile standart sapma veri değerlerinin aritmetik ortalamadan farklarının karelerinin toplamının veri sayısı -1'e bölümünün kare köküdür, yani verilerin ortalamadan sapmalarının kareler ortalamasının karekökü olarak tanımlanır. Standart sapma kavramının yayılma ölçüsü olarak kullanılmasını anlamak için ölçüm birimine bakmak gerekir. Diğer yayılma ölçüsü olan varyans verilerin ortalamadan farklarının karelerinin ortalaması olarak tanımlanır. Böylece varyans ölçüsü için veri birimlerinin karesi alınması gerekir ve varyansın birimi veri biriminin karesidir. Bu durum pratikte istenmeyen sonuçlar yaratabilir (Örneğin veriler birimi kilogram ise varyans birimi kilogram kare olur). Bundan kaçınmak için standart sapma için varyansın kare kökü alınarak standart sapma birim veri birimi olması sağlanır ve verinin yayılımı böylece veri birimleri ile ölçülür. Standart sapma genel olarak niceliksel ölçekli sayılar için en çok kullanılan verilerin ortalamaya göre yayılmasını gösteren bir istatiksel ölçüdür. Eğer birçok veri ortalamaya yakın ise, standart sapma değeri küçüktür; Eğer birçok veri ortalamadan uzakta yayılmışlarsa standart sapma değeri büyük olur. Eğer bütün veri değerleri tıpatıp ayni ise standart sapma değeri sıfırdır. Standart sapma ifadesi; (4.14) Yani, bir aralıklı tekdüze dağılım gösteren rassal değişken X icin standart sapma şöyle hesaplanır; 1. Her değeri icin xi le ortalama değer olan bulunur. arasında olan farklar olarak 39 2. Bu farkların kareleri hesaplanır. 3. Bu farkların karelerinin ortalaması bulunur. Bu değer varyans, yani σ2, olur. 4. Bu varyans değerinin kare kökü alınır. Ancak hesaplari elle veya el hesap makinasi ile yapmak için genellikle daha uygun bir formül kullanılır: (4.15) 4.5.1. Anakütle standart sapma değerinin örneklem standart sapma kullanılarak kestirimi Pratik hayatta, her bir anakütle elemanın ölçülmesini gerektiren bir anakütle standart sapma değeri bulmak, bazı çok nadir haller dışında (örnegin standart hale getirilmiş mekanik test etme), hiç realistik değildir. Nerede ise her halde, anakütleden bir rastgele örneklem alınır ve bu örneklemden anakütle standart sapması için bir kestirim değer bulunur. Bu kestirim, çok kere örneklem standart sapmasını anakütle standard sapmasının aynı olan bir formülü kullanmak suretiyle yapılır: (4.16) Burada olan N – 1 örneklem değerleri ve örneklem ortalamasıdır. Bölen değer . Vektörü içinde bulunan serbestik derecesi olur. Bu belki bir bakıma uygundur; çünkü Eğer bir anakütle varyansının kavramsal olarak var olduğu biliniyorsa ve örneklem için anakütleden her eleman çekiminden sonra bu eleman geri konulursa, bilinmaktedir ki örneklem varyansı (yani s2) anakütle varyansı (yani σ2) için bir yansız kestirim olur. Ancak bu standart sapmalar için doğru değildir; yani yukaridaki gibi bulunan örneklem standart sapması (s) anakütle standart sapması (σ) için 40 yansız kestirim değeri değildir ve s ile anakütle standart sapması biraz daha küçükce tahmin edilir. Eğer rassal değişken normal dağılım gösteriyorsa, bu yansız olan kestirim pratikte çok kolay olmayan bir dönüşüm ile elde edilebilmektedir. Ayrıca zaten bir kestirim için yansız olmak karakteri her zaman çok istenir bir özellik değildir. Çok kullanılan diğer bir kestrim ise benzer bir ifade ile şöyle verilir; (4.17) Olur. Eğer anakütle normal dağılım gösteriyorsa, bu şekildeki kestirim yansız kestirimden her zaman biraz daha küçük ortalama hata karesi gösterir ve bu nedenle normal içinmaksimum olabilirlik kestirimi olur. 4.5.2. Bir sürekli rassal değişken için standart sapma Sürekli olasılık dağılımları için genellikle standard sapma değerinin dağılıma özel olan parametreleri kullanılarak hesaplanması için förmül vardır. Genel olarak ise, p(x) olasılık yoğunluk fonksiyonu olan bir sürekli rassal değişken olan X için standart sapma şöyle verilir; (4.18) Burada (4.19) 4.6. Maksimum Entropi Olasılık Dağılımı 3’üncü özellik çıkarma maksimum özelliği uyguladık bu öezelliği sinyalın maksimum değerini bulup ve bir matrisde kaydeder. 41 Istatistik ve bilgi kuramı olarak, Maksimum entropi olasılık dağılımı, en azından kadar büyük olasılık dağılımları belirli bir sınıfın diğer tüm üyelerinin olduğu gibi olan entropiye sahiptir. Maksimum entropi ilkesine göre hiçbir şey (genellikle belirtilen özellikleri veya önlemler açısından tanımlanan) belli bir sınıfa ait olduğunu dışında dağılımı hakkında bilinmiyorsa, Daha sonra en büyük entropi ile dağıtımı en az bilgilendirici varsayılan olarak seçilmelidir. Motivasyon ikilidir: İlk, entropi maksimize dağıtım yerleşik önce bilgi miktarı en aza indirir; İkinci, birçok fiziksel sistemleri zamanla maksimum entropi yapılandırmaları doğru hareket eğilimindedir. 4.6.1. Entropi ve diferansiyel entropi tanımı X tarafından verilen dağılımına sahip bir ayrık rassal değişken ise; (4.20) Sonra X entropi olarak tanımlanmaktadır; (4.21) X olasılık yoğunluğu p (x) ile sürekli rasgele değişken ise, X diferansiyel entropi olarak tanımlanmaktadır. (4.22) p (x) log p (x) sıfır olduğu anlaşılmaktadır zaman, p (x) = 0. Entropi (bilgi teorisi) tarif daha genel formları özel bir durumdur, maksimum entropi ve Diferansiyel entropi ilkesi. H (X) en üst düzeye daha genel formları en üst düzeye çıkarmak, çünkü maksimum entropi dağılımları ile bağlantılı olarak, bu gerekli olan sadece bir tanesidir. 42 Aynı biri sürekli kullanıldığı gibi logaritmanın tabanı sürece önemli değildir: baz hange sadece entropi bir yeniden ölçekleme sonuçlanır. Bilgi teorisyenleri bit olarak entropi ifade etmek için taban 2. Kullanmayı tercih edebilirsiniz; matematikçiler ve fizikçiler genellikle entropi için NAT'ların bir birim sonuçlanan doğal logaritmasını tercih edecektir. 4.6.2. Ölçülen sabitleri dağılımları Uygulanabilir ilgi birçok istatistiksel dağılımlar anlar ya da diğer ölçülebilir miktarlarda sabitleri olarak kısıtlı olan için olanlardır. Ludwig Boltzmann tarafından aşağıdaki teorem şu kısıtlar altında olasılık yoğunluğu şekil verir. 4.6.3. Sürekli versiyonu S reel sayılar R kapalı alt kümesi olduğunu varsayalım ve biz n ölçülebilir fonksiyonlar f1 belirtmek seçin ... fn ve n sayıları a1, ..., bir. Biz S desteklenen tüm reel değerli rassal değişkenlerin sınıf C düşünün (yani kimin yoğunluk fonksiyonu S sıfır dışında) ve hangi n beklenen değer koşulları yerine (4.23) Kimin yoğunluk fonksiyonu S her yerde olumlu ve C üyesi varsa C için maksimum entropi dağılımı mevcutsa, o zaman onun olasılık yoğunluğu p (x) aşağıdaki şekli vardır: (4.24) Olasılıklar toplamı 1 ve beklenen değerler için yukarıdaki koşulların yerine getirildiğini, böylece sabitler c ve λj belirlenecek zorunda olduğu. Böyle sabitler c ve λj bulunabilir Tersine, Eğer, o zaman yukarıdaki dağıtım aslında bizim sınıf C maksimum entropi dağılımı. Bu teorem varyasyonlar ve Lagrange çarpanları hesabı ile kanıtlanmıştır. Kısıtları olarak yazılabilir. 43 (4.25) Biz fonksiyonel düşünün (4.26) Nerede \ lambda_j Lagrange çarpanları vardır. Sıfırıncı kısıt olasılık ikinci aksiyom sağlar. Diğer kısıtlar fonksiyonu ölçümleri n sipariş sabitleri Kadar verilen vardır. Işlevsel türevi sıfıra eşit olduğunda entropi, bir ekstremum kavuşur: (4.27) Bu ekstremum bir maksimum okuyucu için bir egzersizdir. Bu nedenle, bu durumda maksimum entropi olasılık dağılımı şekilde olmalıdır (4.28) Ayrık sürümü kanıtı temelde aynıdır. Dağılımları bütün sınıfları maksimum entropi dağılımına içerdiğini unutmayın. Bu bir sınıf keyfi büyük entropi dağılımlarını içermesi olasıdır (örneğin ortalama 0 ama keyfi standart sapma R tüm sürekli dağılımların sınıfı) entropiler yukarıda sınırlı ama maksimal entropi kavuşur dağıtımı yapılmazsa, ya da (örneğin E (X) = 0 ve E (X2) = E (X3) = 1 ile R tüm sürekli dağılımlar X sınıfı (Bkz Kapak, Ch 11)). Bu olasılık dağılımını zorlamak C sınıfı için beklenen değer kısıtlamalar bizim teoremi geçerli değildir Bu durumda S. belli alt gruplarında sıfır olması, ancak bir set S. küçülen bu sorunu çalışabilirsiniz de mümkündür. 4.7. Fourier Dönüşümü 4 cu özellik sinyalın enerjisidir bu özellik için ilk önce sinyalı zaman uzayından ferekans uzayına çeviriyoruz sonra bu sinyalın karesini hesaplıyıruz ferekans uzayına çevirmek için hızlı furiyer dönüşünü uyguladık hızlı furiyer dönüşümünü aşağıda gösterilmektedir. 44 Fourier dönüşümü, sürekli ve ayrık olarak ikiye ayrılabilir. İki dönüşüm de bir nesneyi ortogonal iki uzay arasında eşler. Sürekli nesneler için dönüşüm; (4.29) Ve (4.30) Şeklinde verilir. Yukarıdaki dönüşümde görüleceği üzere x uzayındaki bir nesne k uzayında tanımlanmıştır. Bu dönüşüm diferansiyel denklemlerin çözümünde çok büyük rahatlık sağlar zira bu dönüşüm sayesinde x uzayındaki diferansiyel denklemler k uzayında lineer denklemler olarak ifade edilirler. K uzayında bu denklemin çözümü bulunduktan sonra ters dönüşümle x uzayındaki karşılığı elde edilir, ki bu diferansiyel denklemin çözümüdür. Birinci dönüşümdeki ifade ikinci dönüşümde yerine oturtularak, , (4.31) (4.32) İfadesine ulaşılır. Parantez içindeki ifadenin üzere eşlemesine Fourier Dönüşümü, olduğu görülebilir. Anlaşıldığı eşlemesine de Ters Fourier Dönüşümü denir ve bu eşlemeler (mapping) yapılırken baş harfleri büyük yazılarak gösterilir (FD ve TFD). Parantez içindeki ifadenin Delta fonksiyonunun temsili olması ise açıkça bir düz ve bir ters Fourier dönüşümü yapılan bir ifadenin kendine eşit olmasından kaynaklanır. Dönüşüm uzayları keyfi seçilebilir ancak fizikte, konum uzayından momentum uzayına ve zaman uzayından enerji uzayına De BroglieEinstein denklemleriyle geçişler tanımlanmıştır. 45 Aşağıdaki görüntülerde Fourier dönüşümünün veren bir görsel ilüstrasyon sağlama ölçümü olan bir frekans bir özel fonksiyon içinde mevcuttur.Fonksiyon f(t) = cos(6πt) e−πt2 3 hertz'te salınım göstermektedir(eğer t ölçüsü saniyeler ise) ve 0 a doğru hızla gitme eğilimdedir. (bu denklem içinde saniye faktörü bir zarf fonksiyonu ve bir kısa vuruş içinde sürekli sinüzoidal şekillerdir. Bunun genel formu bir Gaussian fonksiyondur). Bu fonksiyon özel seçilmiş idi varolan bir gerçek Fourier dönüşümü için kolayca çizilebilir.İlk görüntü bu grafı içerir. hesaplamak için sırayla e−2πi(3t)f(t) integrali olmalıdır.İkinci görüntü bu fonksiyonun gerçel ve sanal kısımlarını gösterir.İntegrand'ın gerçel kısmı hemen hemen her zaman pozitif, çünkü eğer f(t) negatif ise, e−2πi(3t) nin gerçek kısmı da negatiftir. Çünkü bu aynı kesirde salınıyorsa eğer f(t) pozitif ise, böylece e−2πi(3t) nin gerçel kısmıdır.Sonuç olarak eğer integrandın gerçek kısım integrali ise bir göreceli büyük sayı alıyorsunuz(0.5 durumu içinde). Diğer taraftan, eğer bir frekans ölçüsü için deniyorsanız bu mevcut değildir, da gördüğümüz durumu içindeki gibi yeterince salınan integrand gibi integral çok küçüktür.Genel durum bundan bir parça daha karışık olabilir ,ama bu ruh içinde bir tek frekansın o kadar çok ölçüsü Fourier dönüşümü ve bir fonksiyon f(t) içinde mevcuttur. (a) (b) Şekil 4.6. a) 3 hertz'te salınım gösteren anaç fonksiyon integrand'ın, b) 3 hertz'te Fourier dönüşümü için gerçek ve sanal kısımları 46 (a) (b) Şekil 4.7. a) 5 hertz'te Fourier dönüşümü için gerçek ve sanal kısımlar, b) 3 ve 5 hertz etiketleri ile Fourier dönüşümü Bu özellikleri uyguladıktan sonra aşağıdaki sonuçları elde ettik. Çizelge 4.1. Bazi hastalarin sinyalinin ozelikleri(anterior MI hastaliginin ilk 8 ozelik) people F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7 F8 1 0,885761 1,421208 1,326186 0,963418 1,706533 1,218503 1,648807 1,365872 2 0,139448 0,327326 0,281324 0,270354 0,388276 0,246571 0,399336 0,197733 3 0,701 0,784 1,094 1,851 7,259 0,872 5,375 -0,334 4 0,0027 0,167416 0,065033 0,008394 2,607977 0.028801 1,479556 0,093831 5 0,194458 1,07142 0,791434 0,730914 1,507584 0.607973 1,594693 0,390984 6 1,167859 1,397025 1,365872 1,173498 1,744971 1,329731 1,54527 1,039062 7 0,179995 0,182138 0,197733 0,47077 0,322565 0,98491 0,353557 0,275333 8 0,893 -0,628 -0,334 0,634 7,559 2,987 4,45 0,694 9 0,016055 0,123252 0,093831 0,036901 3,807761 0,104951 0,537596 0,011248 10 0,323981 0,331741 0,390984 2,216245 1,04048 9,700468 1,250026 1,04048 11 1,095747 1,023487 1,039062 1,155374 1,390095 1,3203 1,460067 1,390095 12 0,235859 0,346064 0,275333 0,505909 0,209857 0,861665 0,400402 0,209857 13 1,35 1,003 0,694 0,81 1,93 2,463 -0,298 1,93 47 Çizelge 4.1. (devam) Bazi hastalarin sinyalinin ozelikleri(anterior MI hastaliginin ilk 8 ozelik) 14 0,012914 0,014428 0,011248 0,033403 0,11894 0,131793 0,251416 0,11894 15 0,556293 1,197602 0,758084 2,559444 0,440401 7,424671 1,603218 0,440401 16 1,076979 1,409896 1,341151 1,056063 1,726715 1,178151 1,604106 1,726715 17 0,109688 0,200552 0,200459 0,288604 0,341163 0,574246 0,319615 0,341163 18 0,579 2,024 1,673 1,234 -4,945 1,296 -2,406 -4,945 19 0,00615 0,141731 0,076527 0,014285 3,178131 0,033929 0,945722 3,178131 20 0,120315 0,402209 0,401839 0,832922 1,16392 3,297585 1,021535 1,16392 Burada 10 tane senariyo uyguladık. Senario larda nürön sayıları farklı ve 2 katmanlı yapay sinir ağları kullandık. Çizelge 4.1 de farklı senariolar için farklı sonuçlar gösterilmektedir. Çizelge 4.2. Önerilen yöntemin sonuçları scenario First Second Anterior Inferior Inferior Lateral Inferior Healthy hidden hidden layer (%) (%) (%) Posterior (%) Layla Lateral (%) 1 18 30 100 100 98,0769 100 100 2 8 19 83,3333 92,9412 76,9231 66,6667 93,3333 3 3 5 10,4167 51,7647 48,0769 44,4444 74,4444 4 10 12 72,9167 82,3529 88,4615 66,6667 86,6667 5 5 8 79,1667 84,7059 78,8462 50 91,1111 6 20 40 100 98,8235 100 100 98,8889 7 13 15 91,4127 93,9474 98,0769 63,9474 75,4444 8 20 22 92,9167 95,5263 88,4615 75,5263 76,7667 9 15 18 99,1667 94,2105 78,2462 94,2105 92,3111 10 12 14 100 44.7368 100 44.7368 98.8889 Çizelge 4.2 de gösterildiği gibi en iyi sonuç 1. Senario için elde edildi. Burada Anterior, Inferior, Inferior Porsterior Latral ve Healthy için yüzde yüz cevap aldık. Programı çalıştırdıktan sonra Şekil 4.3 de gösteren gibi programın çalıştığı ekranı gösteriyor. Burada 1000 iterasyon kullandık. 48 Şekil 4.8. Çalıştırdıktan sonra programın çıkışı Hata oranın performansı Şekil 4.4’de gösterilmektedir. Burada hata oranı2*10-1 elde edildi. Bu hata oranı ne kadar düşük olursa o kadar sistem iyi oğrenir ve doğrulluk daha yüksek olur. Şekil 4.9. Hata oranının performansı 49 Gradiyanın, Mu ve Validation her iterasiyonda hareketleri Şekil 4.5 de gösterilmektedir. Burada gösterildiği gibi 1000’inici iterasyonda gradian oranı 0,014374 ve Mu değeri 0,1 ve validation 0 olarak elde edildi. Şekil 4.10. Gradiyan, Mu veValidation gösterimi Korolasyon eğrisi Şekil 4.11 da gösterilmektedir. Burada dataların arasındaki korolasyonlar 0,94187 train datalar için elde edildi. Şekil 4.11. Korolasyon gösterimi 50 Bu özellikleri uyguladıktan sonra aşağıdaki sonuçları elde ettik (a) (b) (c) (d) (e) Şekil 4.12. Simulasyon sonuclar 51 5. SONUÇ Bu çalışmada kalp hastalıkları için özellik çıkarmada yeni bir yöntem önerilmiştir. Bu algoritma ile özellikleri çıkarma sınıflandırılması, önceki çalışmalara kıyasla daha iyi sonuçlar vermektedir. Bu yöntemle üretilen karakteristik vektör, bilgiler içermiyor ancak oluklar kendileri hakkında bazı bilgiler vermektedirler. Buna ek olarak tipik vektörler, aynı zamanda gürültüye karşı dirençlidirler. Ancak onlar giriş EKG sinyalı aktarımı için duyarsızdır. Bütün bu avantajların, kısa bir süre içinde ve düşük maliyet ile elde edilmesi ilginçtir. Matlab yazılım ortamında bir 2.4GHz işlemciye sahip bir EKG sinyalindan özellik çıkarımı için gerekli zaman 0,05 saniyedir. Bu çalışmada 4 çeşit hastalık ve bir çeşit hasta olmayan sınıfı için en iyi doğruluk sınıflandırma çok katmanlı perseptron ağı vasıtasıyla elde edilir. Bu ağın %98,5 doğruluk payı vardır. Algoritmanın performansını artırmak amacıyla sınıflandırmanın doğruluğunu artırmak için hibrit sınıflandırıcı kullanılabilir. Örneğin, sınıflandırma için KNN ve MLP ağlarının birlikte kullanılması tavsiye edilebilir. Ayrıca EKG sinyallerinin hasta tespiti veya tam bilgisi olmayan durumların reddedilmesi ile sınıflandırmanın doğruluğu artırılmaktadır. 52 53 KAYNAKLAR 1. Sazlı, M. H., Tüzünalp, Ö. (1997). Otokorelasyon Fonksiyonu Analizinin EKG Sinyallerine Uygulanması Yoluyla Bazı Kalp Aritmilerinin Tanısı. Biyomut 97: Biyomedikal Mühendisliği Ulusal Toplantısı, 13-18. 2. Efeoğlu, M. Acil Tıp Eğitimi İçin EKG, EKG Kütüphanesi Sayfası. Ana sayfa.<http://www.acilci.net/> Accessed at 02.10.2014 3. Doktor, D., EKG, EKG’nin Kısa Tarihi http://www.metealpaslan.com/link1.htm >Accessed at 11.07.2014 Sayfası. 4. S. Sağlık.im, Miyokard İnfarktüsü <http://www.saglik.im/miyokardinfarktusu/> Accessed at 02.10.2014 sayfası. 5. Bilal, M.S. ve Sarıoğlu, T. (1992). İskemik Miyokard İnjurisi ve İntraoperatif Miyokard Korunmasına Genel Bir Bakış. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 1.2: 118-126. 6. Golschlager, M. D., Goldman, M.J. (1989). Principles of clinical electrocardiography. Appleton & Lange, USA, 356 7. Aubert, A.E., Denys, B.G., Ector, H., De Geest, H. (1982). Fibrillation recognition using autocorrelation analysis. Computers in Cardiology, IEEE Computer Society Press, Long Beach, California, 477-480. 8. Chen, S., Thakor, N.V., Mower, M.M. (1987). Ventricular fibrillation detection by a regression test on the autocorrelation function. Medical and Biological Engineering and Computing, 25(3): 241-249. 9. Nabiyev, V. V. (2005). Yapay zeka:problemler-yöntemler-algoritma, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 597-625. 10. Taş, E. (2005). Yapay sinir ağlarında momentumlu dik iniş ve eşlenik gradyan eğitim algoritmalarının karşılaştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir, 5-61. 11. Haykin, S. (1999). Neural networks: a comprehensive foundation, Prentice Hall, USA, 1–50, 117-156,156-256. 12. Binici, E. (2006). Java ile yapay zeka mekanizmasına sahip bir ağ yönetim sistemi geliştirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir, 2848. 13. Fausett, L. (1994). Fundamentals of neural networks: Architectures, Algorithms and applications, Prentice-Hall, USA, 1-100. 54 14. Kwak, N., Choi, C.-H. (2002). Input feature selection for classification problems, IEEE Transactions on Neural Networks, 13,(1)143-159. 15. Übeyli, E.D., Güler, İ. (2005). Feature extraction from Doppler ultrasound signals for automated diagnostic systems, Computers in Biology and Medicine, 35: 9, 735-764. 16. Chen, K. (1998). A connectionist method for pattern classification with diverse features, Pattern Recognition Letters, 19: 7, 545- 558. 17. Güler, İ., Übeyli, E.D. (2005). A mixture of experts network structure for modelling Doppler ultrasound blood flow signals, Computers in Biology and Medicine, 35:7, 565- 582. 18. Saxena, S.C., Kumar,V., Hamde, S.T. (2002). Feature extraction from ECG signals using wavelet transforms for disease diagnostics, International Journal of Systems Science, 33:13,1073-1085. 19. Güler, İ., Übeyli, E.D. (2005). ECG beat classifier designed by combined neural network model,” Pattern Recognition, 38: 2,199- 208. 20. Goldberger, A.L., Amaral, L.A.N., Glass, L., Hausdorff, J.M., Ivanov, P.Ch., R.G. Mark, J.E. Mietus, G.B. Moody, C.K. Peng, H.E. Stanley, Physiobank, Physiotoolkit, and Physionet: Components of a New Research Resource for Complex Physiologic Signals, Circulation 101(23), e215-e220 [Circulation Electronic Pages; 2000 (June 13). http://circ.ahajournals.org/cgi/content/full/101/ 23/e215. 21. Daubechies, I. (1990). The wavelet transform, timefrequency localization and signal analysis, IEEE Transactions on Information Theory, 36:5,961-1005. 22. Übeyli, E.D., Güler, İ. (2003). Comparison of eigenvector methods with classical and modelbased methods in analysis of internal carotid arterial Doppler signals, omputers in Biology and Medicine, 33:6,473- 493. 55 ÖZGEÇMİŞ KişiselBilgiler :SALİMİ TORKAMANİ, Mehdi Soyadı,adı Uyruğu :İRAN Doğumtarihiveyeri :25.7.1985, Torkamançay Medenihali :Bekâr Telefon :00905380231672 Faks :- e-mail :mehdi.s6453@gmail.com Eğitim Derece EğitimBirimi Mezuniyettarihi Yükseklisans GaziÜniversitesi/Ş.B.P.B. Devam Ediyor Lisans Miyaneh Azad University 2011 YabancıDil Türkçe, Farsça, İngilizce, Azerice Hobiler Yüzme, Tar, Dans GAZİ GELECEKTİR...