Geçici İşçilik İhtiyacı 'Çağrı Üzerine Çalışma' İle Karşılanabilir Çağrı üzerine çalışma da kısmi süreli iş sözleşmelerinin özel türlerinden birisidir. Ülkemizde 1980'li yılların ortalarından itibaren gelişen emek piyasalarında farklı modellere ihtiyaç duyulmasıyla birlikte ortaya çıkan bir istihdam modelidir "Çağrı üzerine çalışma" başlıkta da gösterildiği gibi aslında geçici işçilik ihtiyacını karşılamak için "Çağrı Üzerine Çalışma" kullanılabilmektedir. İşçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulduğunda iş görme ediminin ifasının yazılı sözleşmeyle kararlaştırıldığı iş ilişkisi çağrı üzerine çalışma olarak kabul edilmektedir. Bu iş ilişkisinde işçilerin sadece işverenin kendilerini çağırdığı dönemlerde işletmeye gelerek çalışma yapmaları söz konusudur. Çağrı üzerine çalışma 4857 sayılı İş Kanunu'nun 14'üncü maddesinde düzenlenmiş olup; "Madde 14 - Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi süreli bir iş sözleşmesidir. Hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır. Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanır. İşçiden iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren, bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır." hükmü bulunmaktadır. Çağrı üzerine çalışma genellikle otellerde, restoranlarda ve eğlence yerlerinde görülen bir çalışma türü olarak yaygınlaşmaktadır. Özellikle sürekli ve daimi personeli dışında günlük veya iş oldukça emeğine ihtiyaç duyulacak kişiler için kullanılıyor. Örneğin, bir otelde normal personeli ile yapılamayacak davet, toplantı vs. olduğunda sadece bugünlerde ihtiyaç duyulacak işçiler için bu şekilde bir çalışma ilişkisi kullanılabilir. Bu tür çalışmalarda, işçilerin ücretleri 4857 sayılı İş Kanunu'na konan özel bir hükümle koruma altına alınmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 14/2'nci maddesine göre, hafta, ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağı taraflarca belirlenmediği takdirde, haftalık çalışma süresinin yirmi saat kararlaştırılmış sayılacağı, çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın ücrete hak kazanacağı hüküm altına alınmıştır. Yine aynı maddenin 3'üncü fıkrasında, işçiden iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işverenin, bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün önce yapmak zorunda olduğu, süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine getirmekle yükümlü olduğu, sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise, işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorunda olduğu da hüküm altına alınarak çağrı üzerine çalışmanın hangi hallerde söz konusu olacağı, işçi ve işveren için bu sözleşmeye dayalı hak ve yükümlülüklerin neler olduğu da düzenlenmiştir. İşçi ve işveren, çağrı üzerine çalışma esasına dayalı bir iş sözleşmesini uygulayacak iseler, işçinin haftada/ayda veya yılda kaç gün çalışacağı, çağrının en az kaç gün önceden yapılacağı ve her çağrıda günlük çalışma süresinin ne olacağına ilişkin hükümleri belirleyerek, sözleşmede bu bilgilere yer verilmelidir. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 101'inci maddesinde, çağrı üzerine çalışmalarda, çalışma süresi gün, hafta ve ay olarak belirlenmiş ise bu süreler üzerinden, ancak çalışma süresinin gün, hafta ve ay olarak belirlenmiş süreden fazla olması halinde bu süreler dikkate alınarak belirlenen (hesaplanan) gün sayısı üzerinden bildirileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde ay içindeki toplam çalışma gün sayısının, günlük olağan çalışma süresi olan 7.5 saate bölünmesiyle, sigortalı için bildirilmesi gereken prim ödeme gün sayısı hesaplanacaktır. Bu şekilde yapılacak hesaplamalarda 7.5 saatin altındaki çalışmalar bir güne tamamlanacaktır. Örneğin ay içinde toplam 80 saat çalışılması halinde 80 / 7.5=10.6 yerine tama iblağ edilerek 11 gün SGK gün sayısı bildirilecektir. Saatlik asgari ücretli ise fark tutarın işçi-işveren SGK primi de işveren tarafından karşılanacaktır. 07.11.2012 İbrahim IŞIKLI Dünya Gazetesi