iBN SÜREYC. Ebü'I-Abbas BİBLİYOG RAFYA : İbn Süreye, el-Veda'i' li-manşuŞi'ş-şera'i', Sü- leymaniye Ktp ., Ayasofya , nr. ı502, vr. 2'-3', ı24' -ı26'; Matüridi, Te ' vilat, Süleymaniye Ktp., Çariulu Ali Paşa, nr. ı O, vr. 658'; Cessas. el-Fuşul fi 'l-uşul (nşr. Uceyl Cilsim Neşe mi). İs­ tanbul ı4ı4/1994,1V, 32; İbnü'n-Nedim. el-Fihrist (Teceddüd), s. 2ı6-2ı7, 266; Kadi Abdülcebbar. Tabakatü '1-Mu'tezile (Fa.Zlü '1-i'tizal ve Tabakatü'l-Mu'tezile içinde, nşr. Fuad Seyyid). Tunus ı393/1974, s . 301, 32ı; Bağdadi. el-Fark (Kevseri) , s. ı58, ı60, 2ı6, 22ı; Abbadi, el-Fukahii.'ü 'ş-Şafi'iyye, s . 62-63; Hatib. Tarfl]u Bagda d, ll, 362; IV, 287-290; VII, 269; IX, 2ı9-22ı; Şirazi. Tabakatü'l-fukahti.', s . ıo8 - ı09, ııo; a.mlf .. Şerl:ıu'l-Lüma', ll, ıoıı-ıoı2; Cüveyni, el-Kafiye fi 'l-cedel (n şe Fevkıyye Hüseyin Mahmud). Kahire ı399/ı979,s. 203, 3ı6, 32ı, 552; Kadi İyaz. Tertfbü'l-medarik, ll, ı78; İbnü'I-Cev­ zi, el-Muntazam (Ata). XIII, ı82-ı83; Abdülkerim b. Muhammed er-Rafii. et-Tedvfn fiatıbari lfazvfn (nşr. Azizullah el-Utilridi). Beyrut ı408/ ı987, I, 203; ll , 209; a.mlf., el-'Azfz şer/:ıu'l-Ve­ cfz (nşr. Ali Muhammed Muavvaz- Adil Ahmed Abdülmevcud), Beyrut ı4ı7 /ı997, IX, ı 10-ıı6; İbnü's-Salah, Tabaka tü 'l-fukaha'i'ş-Şti.{i'iyye (nşc Muhyiddin Ali Necib). Beyrut ı4ı3/1992, 1, 86, ıo9, ı55-ı56,229,269,375,395,4ı5,427, 465, 503; ll, 554-555, 589; Nevevi, Teh?fb, ll, 25ı-252 ; İbn Hallikan, Ve{eyat, ı, 49, 66-67; IV, 260; V, 4ı6; İbn Teymiyye, Mecmu'u {etava, XXXIII, 240-245; a .mlf .. Der'ü te'aruzi'l-'akl ve'n-nakl(nşr. M. Reşild Salim). Riyad ı98ı, VII, ı85; Zehebi, A'lamü'n-nübela', XIV, 20ı-204; a.mlf .. el-'Ulüv li'l-'aliyyi 'l-ga{{ar(nşr. Ebu Muhammed Eşref b. Abdülmaksud) , Riyad ı995, s. 207-208; a.mlf., el-Erba'un fi şı{ati Rabbi'l-'alemfn (nşr. Abdülkadir b. Muhammed Ata Sufi), Medine ı4ı4, I, 90-9ı; İbn Kayyim ei-Cevziyye, İ'lamü'l-muvakkı'fn, lll, 263-29ı; a.mlf.. İcti­ ma'u '1-cüyuşi'l -İslamiyye (nşr. Beşir Muhammed Uyun). Dımaşk- Beyrut ı4ı4/1993, s. ı26ı30; Takıyyüddin es-Sübki, Fetava, Beyrut, ts . (Darü'l -maarif), ll, 297-303, 3ı3-3ı4; Safedi, elVa{i, lll, 60-6ı; VII, 260-261; İsnevi, Tabaka tü 'ş­ Şa[i'iyye, ll, 20-2ı; İbn Kesir, Tabakatil '1-fukahii.'i'ş-Şafi'iyyfn (nşr. Ahmed ömer Ha ş im- M. Zeynühüm M. Azb). Kahire ı4ı3/ı993, 1, ı93ı96 ; Sübki, Tabakat (Tanahi), I, 200-202; ll , ıo4, 105,ı33, ı85,ı87,260,30ı,302;111 , 2ı - 39,79, 202,272,445,456-457, 469, 47ı; IV, 70-7ı, 367-368 ; V, 246, 282; VI, ı77; IX, ı6ı , 245246; Zerkeşi. el-Ba/:ırü 'l-muf:ıft(nşr. Abdülkadir Abdullah el-Ani). (baskı yeri yoklı992,1, 7, ı40ı4ı; IV, 374, 5ı6; V, 25, 26; VI, 2ı2, 232-233, 428, 537, 585; İbn Kadi Şühbe, Tabaka tü 'ş-Şa­ fi'iyye,ı, 89-9ı; Süyüti, el-Vesa'il ila ma'ri{eti'leva'il (nşr. İbrahim ei-Adevi- Ali Muhammed Ömer). Kahire, ts. (Mektebetü'I-Hanci), s. ıo8; Keşfü'z-zunun, ı. 705, 890; ll , ı245, ı257-ı258, ı444, ı662, 2005; İbnü'I-İmad, Şe?erat,ll, 228, 247-248; Şah Veliyyullah ed-Dihlevi, el-İnşa{, İs­ tanbul ı983, s. 2ı, 24; Brockelmann, GAL, 1, 39ı; Suppl., ı, 647; Abdurrahman Bedevi, Mü'ellefti.tü'l-Gazzalf, Küveyt ı977, s. 50-52, 207209; Sezgin, GAS (Ar.). 1/3, s. ı99; A. Kevin Reinhart, Be{ore Revelation: The Boundaries of Muslim Moral Thought, New York ı995, s. ı5ı7, ı89; Christopher Melchert. The Formatian of the Sunni Schools o{ Law, 9'"-1 0'" Centuries C.E., Leiden ı997, s . 87-ıı5; J. Schacht, "Ib n Surayç!j" , EJ2 (İng . ) , lll, 949-950; E. Chaumont. "al-Surayç!jiyya", a.e., IX, 893. Iii 366 ŞüKRÜ ÖzEN İBN SÜREYC, Ubeydullah ( Cf3-.r' .y <Iili ~ ) Ebu Yahya Ubeydullah b. Süreye (ö . 98/716 [?]) Mfısiki ş i nas. L _j Muhtemelen 20 (641) yılında Mekke'de doğdu. Nevfeloğulları'nın. Leysoğulla­ rı'nın veya Beni MahzQm'un azatlısı olduğu rivayet edilmektedir. Babası Türk olup annesi Raika , Muttalib ailesinin azat ettiği bir cariye idi. İbn Süreye mOsikiyle ilgilenmeye Hz. Osman döneminde başla­ dı. Mekke'de hanende İbn Miscah'ın, Medine'de hanende ve bestekar Tuveys, Azzetülmeyla ve Neşld ei-Farisl'nin talebesi oldu . Neşld'den ayrıca Fars mOsikisini öğrendi. Harre Savaşı'na (63/683 ı katılan ve bu savaşta ölenler için söylediği ağıt­ Iarla dikkati çeken İbn Süreye bu olaydan sonra tanınmaya başlandı. Bir ara Hz. Ali'nin torunu Sükeyne bint Hüseyin'in himayesine girdi. Zamanla devrin en ünlü mersiyehanı oldu. Öğrencisi Garlz. bu alanda kendisini aşacak derecede ün kazanınca hanendeliğe yöneldi. Bu alanda ilk defa efendisinin oğlu Abdullah b. Abdurrahman b. Ebü'I-Hüseyin'in sünnet düğününde söylediği şarkılarla tanındı ve kısa zamanda bütün Hicaz bölgesinde oldu. meşhur Devlet adamları ile samimi ilişkiler içinde bulunan İbn Süreye, özellikle Halife Velid b. Abdülmelik ve Süleyman b. Abdülmelik'ten yakın ilgi gördü. Şair Cerlr b. Atıyye'n i n İbn Süreye'in eserlerini dinlerken adeta kendinden geçtiği, bunun sebebi sorulduğunda diğer şarkıların çıkış yerinin akıl, onun eserlerinin ise gönül olduğunu söylediği rivayet edilir. Medineli hanende Malik b. Ebü's-Semh. İbn Süreyc'e iyi bir mOsiki İcracısında bulunması gereken özellikleri sormuş ve ondan gerçek sanatkarın akılları doyurup gönülleri doldurması, vezni güzel kullanması, güfteyi gramer kurallarına uygun şekilde okuması , uzun ve kısa nağmelerin hakkı­ nı vermesi, ahenge dikkat etmesi. bilhassa kelime ve cümledeki vurguları iyi kavrayarak sazendelerle uyum sağlaması gerektiği cevabını almıştı. Malik bu cevabı hanende Ma'bed b. Vehb'e iletince Ma'bed'in. "MQsiki hakkında Kur'an'da bir tarif yer alsaydı ancak bu şekilde olurdu" dediği nakledilmektedir. Kaynaklarda udu Mekke'de ilk defa Ubeydullah b. Süreye'in kullandığı belir- til ir. Rivayet edildiğine göre Abdullah b. Zübeyr zamanında Kabe'nin yeniden inşasında çalıştınlmak üzere iran'dan getirilen ustaların ud eşliğinde şarkı söylemeleri Mekkeliler'in çok hoşuna gitmiş. bunun üzerine İbn Süreye. şarkı okurken bu mOsiki aletini de icraya katabileceğini söyleyerek bu yolda bir deneme yapmış ve başarılı olmuştur. İshak ei-Mevsıll, mQsiki alimlerinden Hişam b. Meriye'ye devrin en büyük mOsiki üstadının kim olduğunu sormuş. Hişam da. "Allah , DavQd peygamberden sonra İbn Süreye'den daha güzel bir ses. mOsikide ondan daha maharetli bir kişi yaratm adı" cevabını vermiştir. Yine Hişam b. Meriye. Medine'de bir mecliste İbn Cüreyc'in ölüm haberini alan Ma'bed b. Vehb'in o andan itibaren mOsikide insanların en üstününün kendisi olduğunu dile getirdiğini nakleder. ishak ei-Mevsıll'ye göre İbn Süreye Ma'bed b. Vehb, İbn Muhriz ve Malik b. Ebü's Semh ile birlikte zamanın en ünlü dört ses sanatkarından biridir. Yunus el-Katib de Garlz. İbn Süreye, İbn Muhriz ve İbn Miscah'ı Arap mOsikisinin dört temel taşı olarak nitelemiştir. İbn Süreye. Arap mOsikisinde çok kullanılan sakil ritimlerinin ustası olup talebesi Garlz'in bu ritimdeki üstün başarısı karşısında daha yumuşak olan remel ve hezec ritimlerinde okumayı tercih etmiş­ tir. İshak ei-Mevsıll onun altmış sekiz bestesi olduğunu söyler. İbn Süreye. eserlerinde güfte olarak kendi şiirlerinin yanı sıra Cerlr b. Atıyye. Ömer b. Ebu Rebla. Yezld b. Muaviye, Ahvas. Abdurrahman b. Hassan b. Sabit, Urve b. üzeyne ve Ahta! gibi şairlerin şiirlerini kullanmıştır. Besteleri Muhammed b. Aişe gibi sonraki mQsikişinaslar tarafından seslendirilmiştir. Cüzzam hastalığına yakalanan İbn Süreyc'in ölüm tarihiyle ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Seksen beş yaşların­ daHişam b. Abdülmelikdöneminde (724743 ı vefat ettiğini kaydeden bazı kaynakların yanında Süleyman b. Abdülmelik (715-717). Ömer b. Abdülazlz (71 7-noı veya Yezld b. Abdülmelik (720-724ı devrinde öldüğünü ileri sürenler de vardır. Kabri Mekke yakınında Nahletülyemaniye'deki Desm'dedir. İbn Süreye'in kızı da babasının bestelerini başarılı bir şekilde okuyan bir hanendeydi. Damadı Said b. Mes'Qd ei-Hüzell ise kayınpederinin bestelerini karısından öğrenerek okuduğu için onun kadar başarılı sayılmamıştır. İBN şAHiN BİBLİYOGRAFYA : ibn Abdürabbih . el-'İ~dü '1-{erid, Beyrut 1402/ 1982, VI , l l , 27, 29, 51, 52, 388, 390; Ebü 'IFerec el-isfahani, el-Egani, Beyrut 1990, 1, 231304; ibn Manzür, Mul]tarü'l-Egani, [ba s kı yeri ve tarihi yok[. VI, 217-253; Nüveyri. Nihayetü'lereb, IV, 249-262; ibn Haldün, Mukaddime(trc. Süleyman Uluda ğ ). istanbul 1982, ll, 991; H. G. Farmer. A History of Arabian Music, London 1929, s. 79-80; Şevki Dayf. eş-Şi'r ve'L-gına fi 'lMedine ve Mekke li-'aşri Beni Ümeyye, Kah i re 1976, s. 198-200; Zirikli. el-A'lam (Fethullah). IV, 194; Ali Useyli ei-Amili. el-Gına fi 'l-İs lam , Beyrut 1404/1984, s. 39-40;Abdülemir Ali Mühenna. Al]barü 'l-mugannin ve 'l-muganniyat, Beyrut 1990, s. 127 -140; Semir Şeyhani, Eşhe­ rü 'l-mugannin 'inde 'l-'Arab ve nevadirihim, Beyrut 1992, s. 55-60; Cezzar. Medal]ilü 'l-mü'elli{in, ll, 669; C. Brockelmann. "İbn Süreye", İA, V/2, s. 824-825; J. W. Fück, "1bn Suraygj", Ef2(ing ).lll, 950; "İbn Süreye", DMBİ,III, 677 680; Fuat Güne!, "Garlz", DİA , XIII, 382. li! 1 FUAT GüNEL İBN ŞA'BAN -, (..:.ı~ı.)-?1) Ebu İshak Muhammed b. el-Kasım b. Şa'ban b. Muhammed b. Re~ la el-Ammarl el -Mısri (ö. 355/966) L Maliki fakihi. _j Sahabi Arnmar b. Yasir'in soyundan olup küpe (kurt) ticareti yaptığı veya Kurt kabilesine mensup olduğu için İbnü'l-Kur­ tl diye de bilinir. Makrizi doğum tarihini 284 (897) olarak vermekle birlikte (el-Mul).affe 'l-kebir, VI. 531) seksen yaşını aşmış olarak vefat ettiğine dair bilgiler göz önüne alındığında 270 (883) yılı civarında doğduğu söylenebilir. İshak b. İbrahim b. Yunus el-Bağdadl. Ebu Bekir İbn Sadaka. İbrahim b. Arnmar b. Said el-Haşşab, Muhammed b. Ahmed b. Hammad Zuğ­ be. Ebu Abdurrahman Ahmed b. Şuayb en-Nesa!, Ebü'l-Ala Muhammed b. Ahmed b. Ca'fer el-Vekıl ve Davud b. İbra­ him b. Davud el-Bağdadl gibi alimlerden hadis okudu, İmam Malik'in ve talebelerinin fıkhıyla ilgili rivayetleri dinledi. Kendisinden rivayette bulunanlar arasında Ebü'I-Abbas Münlr b. Ahmed b. Hasan. Ahmed b. Abdullah ei-Beledl, Ebu Muhammed İbnü'n-Nehhas, Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed ei -Veşşa. Muhammed b. Ahmed b. Hallas et-Ticanl. İbn Ebu Zeyd, Ebü'I-Kasım İbnü'd- Debbağ ve Abdurrahman b. Yahya ei-Attar zikredilmektedir. İbn Şa'ban . yaşadığı dönemde Mısır'da Maliki fakihlerinin imam ı ve Maliki fıkhı- nı, özellikle de bu alandaki rivayetleri en iyi bilen kişi olarak kabul edilirdi. Fıkıh ve hadiste yetişkin , edebiyat ve tarih başta olmak üzere birçok ilim dalında da ehliyet sahibi bir kimseydi. Bununla birlikte Arapça'da güçlü olmadığı ve hatalı ifadelerinin bulunduğu. eserlerinde İmam Malik'le görüştüğü bilinmeyen kimselerden rivayette bulunarak İmam Malik'ten mezhepte kabul görmemiş ve sika ravilerce onaylanmamış bazı garip görüşlere yer verdiği belirtilerek tenkit edilmiştir (Kadi iyaz, ll , 293-294; ibn FerhGn, ll , 194). İbn Hazm ise İbn Şa'ban'ın, bazı rivayetlerinde değişiklik ve kitaplarında karışıklığın bulunması bakımından Hanefiler'den Ab dülbaki b. Kani'a benzediğini söyler. Ancak Zehebl, İbn Hazm'ın onu hangi sebepten dolayı zayıf olarak değerlendirdiğini anlayamadığını ifade etmektedir (Miza- BİBLİYOGRAFYA : Kadi i yaz. Tertibü '1-meda rik, ll, 293-294 ; Sem'ani. el·Ensab, IV, 4 7 4; ibnü'I-Esir. el-Lübab, lll, 26; Zehebi. A'lamü'n-nübela', XVI, 78-79; a.mlf .. Taril)u'l-İslam: sene 35 1-380, s. 131132; a.mlf., Miza nü 'l-i'tidal, IV, 14; a.mlf .. elMugni, ll, 625; ibn Ferhün. ed·Dibacü '1-mü?heb, ll, 194-196; ibn Kunfüz. el-Ve{eyat (n ş r. Adil Nüvey hiz) , Beyrut 1983, s. 217; Makrizi. el-Mu~affe'l-kebfr(nşr. Muhammed ei-Ya'l avl). Beyrut 1991, VI , 531-532 ; Mahlüf. Şece­ retü 'n-nur, 1, 80; Kehhale. Mu'cemü 'l-mü'elli{in, Xl, 140; Zirikli. el-A'lam (Fethullah). VI , 335; H. R. ldris. " Deux juristes kairouanais de l ' epoque zirlde: Ib n Abi Zaid et Al-Qabisl ıx •­ xı• siecle)", Anna/es de l'institut d 'etudes orientales, XII, Alger 1954, s. 137. !il İBN ŞAHİN (~L!. ı.)-?1) Ebu Hafs Ömer b. Ahmed b. Osman el-Bağdadi (ö. 385/ 996) nü'l-i'tidal, IV. 14) . Kaynaklar İbn Şa'ban'ı sünnete bağlı, i badete düşkün. hak bildiği yolda cesaretle yürüyen bir kimse olarak tanıtır. Fatı­ mller'in Mısır üzerinde tehditlerini arttır­ dığı bir dönemde yaşayan İbn Şa'ban'ın onlar hakkında ağır sözler söylediği belirtilir. Kadi iyaz, Fatımi Halifesi Muiz-Lidlnillah'ın Mısır'a girmeden önce İbn Şa'­ ban'a 100 miskal altınla birlikte bir mektup gönderdiğini, fakat İbn Şa'ban'ın bu mektubu başındaki besmete kısmını kesip ayırdıktan sonrayaktığını ve parayı da geri gönderdiğini kaydeder (Tertibü'lmedarik, ll, 293-294) . Buna karşılık Endülüs Emevl Halifesi ll. Hakem'in her yıl islam ülkelerindeki ilim adamlarına gönderdiği hediyeler arasında Mısır ulemasına da birçok hediye ile birlikte 1OO'er miskal altın gönderdiği, İbn Şa'ban'a ise bunların iki katını yolladığı ve onun da bu hediyeleri kabul ettiği bilinmektedir. Kayrevan hakimi de İbn Şa'ban'a hediyeler göndermiş. fakat İbn Şa'ban onları geri çevirmiştir. İbn Şa'ban 16 Cemaziyelewel 355 (10 Mayıs 966) tarihinde Kahire'de vefat etti ve Karare Kabristanı'na defnedildi. Makrizi ise onun 16 Cemaziyelahir'de öldüğünü belirtir. Kaynaklar İbn Şa'ban'ın onu aşkın eserinden söz eder. Bunlar arasında ez-Zahi'ş-Şa'bdni (Fıkıh sa ha s ında telif ettiği en meşhur kitabıdır). Al)kdmü'l-Kur'an, el-Mul].taşar, Mena]fıbü Malik, Şüyu­ l].u Malik, er-Ruvatü 'an Malik(Zehebl bu eseri gö rdüğünü söyler, b k. A'lamü'nnübela', XVI, 79). el-Menasik, en-Nevadir, es-Sünen ]fable'l-vuc;lu' ve el-Meva~? sayılabilir. KEMAL YILDIZ Niisi!Ju'l-f:ıadiş adlı L ve mensu!Juh eseriyle tanınan hadis hafızı. _j Babasının kaydına göre Safer 297'de 909) Bağdat'ta doğdu. Bazı kaynaklarda bu tarihin 277 (890) olarak gösterilmesi (ibnü'l-Cezerl, ı . 588; DavOdl, ıı. 2). sözü edilen kayıttaki "tisln" kelimesinin "seb'ln" şeklinde okunmasından kaynaklanmış olmalıdır. Aslen Merverruzlu olup yetişmesinde büyük emeği geçen anne tarafından dedesi Ahmed b. Muhammed b. Yusuf b. Şahin'e nisbette İbn Şahin diye tanındı. Kendisine hadisi sevdiren dedesiyle bir muhaddis olan babası sayesinde küçük yaşta hadis meclislerine katıldı. Kendi ifadesine göre 308'de (920) hadis yazmaya başladı. Bu sıralar­ da Ebü 'I-Kasım ei-Begavl, İbnEbu Davud ve İbn Said el-Haşim!' den hadis dinledi. Otuz yaşında iken hadis öğrenimi için Basra, Mısır, Dımaşk, Remle, Asker, Humus. Rakka, Vasıt. Ahvaz, Übülle ve Trablus'a seyahatler yaptı. İbnü'I-Bagandl. İbn Ziyad en-Nisaburl, İbn Mücahid, İbn Mahled el-Attar, İbn Şenebuz. İbn Dürüsteveyh, İbn Ukde, İbnü'l-Bühlül, Ahmed b. Süleyman b. Zebban, İbn Ebu Sabit diye bilinen Ebu İshak İbrahim b. Muhammed ve Ebü'l-Leys Nasr b. Kasım ei-Feraidl gibi hocalardan ders aldı. Kendisinden oğ­ lu Ubeydullah ile Ebu Bekir Muhammed b. İsmail ei-Verrak, Malini, Berkanl, Ebu Muhammed Hasan b. Ali el-Cevherl. ha(Kasım 367