Canlı bomba olup sivilleri öldürmek cihad mıdır? Risalalerde bu

advertisement
Sorularlarisale.com
Canlı bomba olup sivilleri öldürmek cihad mıdır?
Risalalerde bu konu nasıl geçiyor?
İslam hukukunda ve Ehl-i sünnet inancında dahilde, yani İslam toplumunun kendi
bünyesinde harp etmesi caiz değildir. Bu cihad değil, fitne ve fesat olarak kabul
edilmiştir. Harp ve cihat ancak harici düşmanlara karşı yapılır.
İslam memleketinde idareci zalim ve haksız da olsa dahilde silahlı mücadele caiz
değildir. Zalim ve haksız idareciyle mücadele ilmi ve düşünce bazında
gerçekleştirilir. Emevi hükümetinin zalim idarecilerine rağmen, İmam Azam ve İmam
Ahmed bin Hanbel gibi büyük imamlar silahla mücadele yoluna gitmemişlerdir,
dahilde fitneye geçit vermemişlerdir.
Hariçteki düşmanlara karşı harpte ise şahıslar veya guruplar kendi başlarına hareket
etmeyip İslam ordusuna, yani nizami bir harekete dahil olmak zorundalar. Yoksa
zarar ve tehlike riski vardır. Her kafasına esen, ben cihada gidiyorum deyip kendini
öldürtmesi cihad değildir. Bu sebeple nizami bir ordu savaşır, şahıslar da bu ordu
içinde görev alırlar.
Bomba bağlayıp, sivil asker gözetmeden insanları öldürmek cihad değildir.
İslam hukukunda böyle bir hareket asla caiz değildir. Savaş ancak düşman askerleri
ile olabilir. Düşman memleketinin sivillerini öldürmek savaş değil cinayettir.
Bu husus ayetlerde şu şekilde izah ediliyor:
"Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini
öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir." (Mâide, 5/32)
"Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez." (En'âm, 6/164)
Üstad Hazretleri bu iki ayetten şu manayı çıkarıp formüle ediyor:
"Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber
dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak
etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve
zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ bir
tek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle
batırılmaz."(1)
page 1 / 2
Ayrıca Emirdağ Lahikası'nda şöyle denmektedir:
"Evet, mesleğimizde kuvvet var. Fakat bu kuvvet, âsâyişi muhafaza
etmek içindir. ‫ ﻯٰﺮْﺧُﺍ َﺭْﺯِﻭ ٌﺓَﺭِﺍﺯَﻭ ُﺭِﺰَﺗ َﻻَﻭ‬düsturu ile -ki 'Bir câni
yüzünden onun kardeşi, hanedanı, çoluk çocuğu mesul olamaz.'işte bunun içindir ki, bütün hayatımda bütün kuvvetimle âsâyişi
muhafazaya çalışmışım. Bu kuvvet dahile karşı değil, ancak hâricî
tecavüze karşı istimal edilebilir. Mezkûr âyetin düsturuyla
vazifemiz, dahildeki âsâyişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir.
Onun içindir ki, âlem-i İslâmda âsâyişi ihlâl edici dahilî muharebat
ancak binde bir olmuştur. O da aradaki bir içtihad farkından ileri
gelmiştir. Ve cihad-ı mâneviyenin en büyük şartı da vazife-i
İlâhiyeye karışmamaktır ki, 'Bizim vazifemiz hizmettir; netice Cenâbı Hakka âittir. Biz vazifemizi yapmakla mecbur ve mükellefiz.'”(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Mektubat, Yirmi İkinci Mektup.
(2) bk. Emirdağ Lahikası-II, (151. Mektup)
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download