KARİYER Takdir edilmek para kadar önemli Çalışanların en az para kadar önem verdiği motivasyon kaynaklarından biri, yaptıkları işin müdürleri veya patronları tarafından takdir edilmesi. Uzmanlar, işyerinde çalışanların verimini artırmanın en kolay ve etkili yolunun takdir edilmek olduğunu belirtiyor. 34 l İSMMMO YAŞAM AYŞEGÜL EMİR Her canlının beklediği ve arzu ettiği bir kavramdır, takdir edilmek. Neredeyse hayatın her alanında takdir bekleriz. Bir çocuk annesinden, bir öğrenci öğretmeninden, çalışan müdüründen… Bir ‘aferin’ ya da bir baş okşama büyük, küçük bütün insanların motivasyonunda ciddi değişiklikler yapabiliyor. Çalışanların hayatlarının önemli bir bölümünü geçirdikleri işyerlerinde de durum aynı. ‘Takdir edilmek’ verimliliği artıran bir unsur. Hatta son araştırmalar iş hayatında çalışanların takdir edilmeye paradan daha çok önem verdiğini gösteriyor. Sadece takdirle kimse kirasını ödeyemiyor, çocuğunun masrafını gideremiyor ama iş şevki ve verimliliği artırmada önemli katkısı olduğu yadsınamaz bir gerçek. Çalışanlar her şeyden daha çok yaptıkları işin saygı duydukları kişi tarafından beğenilmesine önem veriyor. Psikoloji İstanbul’dan Özge Altan Aytun, iş hayatında takdirin para kadar değerli olduğunu vurguluyor. Aytun, “Özellikle yönetici, öğretmen gibi bir otorite pozisyonundaysanız, etrafınızdakilerin yeni beceriler öğrenebilmesi için onları takdir ettiğinizden emin olun. Ertesi gün büyük bir başarı ile geri dönebilirler” diyor. KOLAY VE ETKİLİ STRATEJİ Aytun, bu konuda araştırmalar yapıldığından da söz ederek, şunları anlatıyor: “Araştırmacılar 48 yetişkin katılımcı ile bir araştırma yürüttüler. Katılımcılardan bir klavyeye 30 saniye içinde belli bir düzende ve olabildiğince hızlı basmaları istendi. Birinci grupta her katılımcıyı tek tek kutlayan bir değerlendirici bulunuyordu ve herkes performansının KASIM-ARALIK 2013 KASIM-ARALIK 2013 ÇALIŞANLARINIZI TANIYIN! Yamaç Eğitim, Bireysel Gelişim ve Danışmanlık’tan Levent Şahin, dilimizde ‘güdüleme’ olarak da bilinen motivasyonu, bir insanı arzu ve istekleri doğrultusunda harekete geçiren güç olarak tanımlıyor. Performansımızı doğrudan etkileyen, davranışlarımızın başlatılmasını, yönlendirilmesini ve sürdürülmesini sağlayan, bütün kaynaklarımızı amacımız için kullanmamıza yarayan bu itici gücün iç ve dış motivasyon olarak iki şekilde sağlandığını belirtiyor. Şahin, Türkiye’de yapılan araştırmaların toplumumuzda maddi unsurların motivasyonda ilk sırada yer aldığını gösterdiğini dile getirerek, “Bireyin önemsenmesi ve takdir edilmesi bununla yarışıyor. Çalışanları tanıma yöneticinin onları motive edebilmede ilk yapması gerekenlerden. Çalışanlar motivasyon kaynaklarına göre üç grupta toplanıyor. Başarı odaklı, sevgi odaklı ve güç odaklılar olmak üzere” diyor. Şahin, bu gruptaki insanların özelliklerini şöyle anlatıyor: l Başarı Odaklılar: En çok performanslarının iyi olmasına önem verirler. On- lar için zorlayıcı hedefleri yakalama en önemli ödüldür. Bu yüzden onlar için hedef belirlerken realist ama zorlayıcı hedefler seçmek gerekir. Anlamlı bir hedefe ulaşmak için gösterilen çaba ve problem çözme süreci onlara zevkli gelir. Bir ödül töreninde başarılarının takdir edilmesi onları yeni başarılar için kamçılar. l Sevgi Odaklılar: Kurumlarına bir aile ortamına bağlı oldukları gibi bağlanırlar. Onlar için takdir edici bir söz, bir doğum günü hediyesi, sıcak bir gülümseme en motive edici ödüllerdir. İş arkadaşlarıyla iş çıkışında yapılan kutlamalar, beraber yenen yemekler onlar için unutulmazdır. l Güç Odaklılar: Etki alanlarının geniş olmasına ve pozisyondan gelen statüye odaklanmışlardır. Onlar için bir makam, isminin önündeki başlık, unvan ve odalarındaki koltuk, onlara rapor edilen insan sayısı büyük anlam ve önem ifade eder. Omuzlarındaki yıldızlar her terfide arttıkça, güç ihtiyaçları daha fazla tatmin edilmiş olur. KARİYER ardından takdir aldı. Diğer grupta herkes takdir edilmezken, katılımcıların bazıları takdir edilen diğer katılımcıları izledi. Üçüncü grupta ise katılımcılar takdir almadı ve kendi performanslarını bir grafik üzerinde kendileri değerlendirdiler. İkinci gün katılımcılardan bu egzersizi tekrar yapmaları istendi. Doğrudan takdir gören birinci gruptaki katılımcılar parmak egzersizinde diğer iki gruba göre çok daha iyi performans gösterdi. Sonuçlara göre, bir performans gerçekleştikten sonra takdir almak, kişilerin daha iyi performans göstermelerini sağlıyordu.” Özge Altan Aytun, beyin için takdir almanın parayla ödüllendirilmek gibi bir şey olduğunu dile getirterek, “Kişilerin bir egzersizi tamamladıklarında takdir almalarının onların daha iyi performans göstermelerini sağladığı bilimsel olarak kanıtlandı. İşyerinde ya da okulda birini takdir etmek onun performansını yükseltmek için en kolay ve etkili strateji olabilir” değerlendirmesini yapıyor. Aytun, Türkiye’de özellikle yönetici konumundaki kişilerin çalışanlarını takdir etmek konusunda bazı önyargılara kapılarak tereddüt yaşadıklarını belirtiyor ve ekliyor: “Bu kişiler ‘Eğer takdir edersem karşımdaki kişi çok iyi yaptığını düşünebilir, havalara girebilir ve bu performansını olumsuz etkiler’, ‘takdirin arkasından maaş ya da terfi gibi beklentilere girebilir’, ‘zaten bu onun işi, yapması gereken buydu’ düşüncesi ile tam tersine hareket ederek performansın düşmesine neden oluyor.” Takdir etme şekli de önemli… Örneğin, performansın hemen ardından, herkesin önünde ve sadece o özel konu ile ilgili takdir etmek de insanların performansını ve motivasyonunu arttırmaya olumlu katkı yapıyor. Bir performansın ardından ‘çalışması, başarısı ve katkısı için teşekkür etmek’ hem çok basit, hem de güzel sonuçlar veriyor. İSMMMO YAŞAM l 35