Müzik Dünyasının “Romantik Prensi” KUTSi Derleyen: Ebru Demirel NİSAN 2011 2 B u sayımızdaki Hoş Sohbet konuğumuz imza attığı başarılı işlerle adından sıkça söz ettiren ve oyunculuk kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Kutsi. Efendiliği ve sıcak tavırlarıyla beğeni toplayan, romantik şarkıların başarılı yorumcusu Kutsi’yle siz Diş Dostu okurları için müzik, oyunculuk, hayat ve gelecek hakkında samimi ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? 2000 yılında İstanbul’a geldim. Öncesinde Ankara’da bar programları yapıyordum. Akdeniz ve Ege Bölgesi’ndeki eğlence yerlerinde sahne aldım. Poll Production by Polat Yağcı imzalı 5. albümümle sizlerle birlikteyim. Müzik aşığı bir adamım. Enstrümanlara ve özellikle de gitara aşık bir adam olarak müzik, hayatımın her noktasında var. Elimden gelenin en iyisini, en samimi şekilde yansıtmaya çalışıyorum. Bir Ankaralı olarak İstanbul’a adapte olmakta güçlük çektiniz mi? İlk zamanlar adapte olmakta zorluklar çektim elbette. Özellikle orada yaşadığım anılar, arkadaşlarım ve ailemi bir anda bırakıp gelmek benim için zor oldu. Herkesin yaşadığı zorlukları ben de yaşadım. Zaten zorlukları yaşamadan başarıya ulaşılmıyor. Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır. Sizin dönüm noktanız ne oldu? toğraf sanatçısı da olabilirdim. Kısacası bir şekilde görsel anlamda ne varsa yapmaya çalışırdım. Görsel yeteneğimin iyi olduğuna inanıyorum ve hayatı resimlendirmeyi çok seviyorum. Benim dönüm noktam “Sana Ne” isimli albümümdü. İlk albümümü 2000 yılında çıkarmıştım ve 2005 yılında “Sana Ne” albümümü yayınlayana kadar hit şarkılar yazmak için çok büyük çabalar sarf ettim. Çıkış şarkımız olan “Sana Ne” isimli şarkıya Tülay İbak yönetmenliğinde video klip çekmemizle başladı her şey. Klibin yayınlanmasıyla gelen intibalar beni çok mutlu etmişti. “Allah’ım sanırım bu albümü herkes çok sevecek.” dedim. Müziğinizi yaparken size ilham veren unsurlar nelerdir? Profesyonel anlamda müzik yapmaya ne zaman başladınız? Müzik yaparken sizi en çok mutlu eden şey nedir? Profesyonel olarak 1992-1993 yıllarında müzik yapmaya başladım. O zamanlar müzik yaparak paramı kazanıyordum ve hayatımı o şekilde idame ettiriyordum. Sahne tozu yutmadan olmuyor. Çok iyi orkestralarla birlikte çalıştık. İyi bir gitarist ve solist olmaya büyük bir özen gösterdim. Konserler, insanlarla iç içe olduğum yerler... Bunlar mutlu ediyor beni. “Müzik yaparken acaba bu şarkıları büyük kitlelere ulaştırabilecek miyim?” gibi sorular soruyorum kendime. Zaten bunun cevabını da Türkiye’nin birçok yerinde verdiğim konserlerde görüyorum. Konser sırasında şarkılarımı yüz binlerin ağzından aynı anda duymak büyük bir mutluluk ve müthiş bir haz veriyor bana. Müzikle uğraşmasaydınız ne iş yapardınız? Ya iç mimar olurdum ya da ressam. Yine sanatın dalı olan bir şeylerle uğraşırdım. Resim yapmaktan büyük zevk alıyorum. Fo- Tema olarak aşkı ele alırsak ayrılık acısı kaçınılmaz bir gerçek. Yaşanmışlıklar, yaşanmışlıkların içerisinde acı-tatlı hatıralar, sevinçler... O başka bir şey, başka bir boyut. Elime gitarı aldığım zaman o anki duygularımı, kelimeleri notaya dökmeye çalışıyorum. Sonrasında ise onları aranje edip en iyi şekilde dinleyicilerime sunmaya çalışıyorum. NİSAN 2011 3 Çok sevilen ve beğenilen bir yorumcusunuz. Olmak istediğiniz yerde misiniz? Olmak istediğim yerdeyim diyebilirim. Şarkılarımın dinlendiğini, söylendiğini ve insanlar tarafından sevildiğini gördükçe daha da mutlu hissediyorum. Müzik yapma isteğim daha da artıyor. Müzik sonsuz bir şey, basit bir yol değil. O sonsuzlukta, müziğin sonsuzluğunda yaşamayı seviyorum. Kutsi’nin müziği neyi tanımlar? Güzel bir soru. Kutsi’nin müziği gitar kompozisyonunu, gitar tınısını tanımlar. Ben gitar aşığı bir adamım. Tabii bütün enstrümanları çok severim ama gitarın yeri bende bambaşkadır. Kutsi’nin müziği gitarla söyleşmesi gibidir. isimlerle sunuldu albümlerim. Albümün “Bambaşka” adını almasının sebebi, şarkının içinde gitar kompozisyonuyla birlikte bağlama kompozisyonunun da olmasıydı. Kısacası müzikalitesi yüksek ve her zaman dinlenebilecek şarkıları dinleyicilere sunmaya çalıştım. Bu da beni en çok mutlu eden şey oldu. Dinleyiciler albümünüzü neden alsınlar? “Neden” sorusunun cevabını sizden alabilir miyiz? İlk albümünüzü 2000 yılında çıkardınız. Keşfedildiğiniz dönem ise tam 5 yıl sonrası... Sizce o dönemler eksik olan neymiş? Aslında bu duyguyu onlara sormak lazım. Çünkü ben tüm samimiyetimle başımdan geçen ya da hayal ettiğim olayları, gerçekleşmiş ya da gerçekleşmesi mümkün olan olayları müziğimle ifadelere dökmeye çalışıyorum. Onlarla birlikte şarkı söyleyip kalp atışlarını sahneden duymam, bu soruya en güzel cevaptır. “Doktorlar” dizisi neden sona erdi? İsminizi şair Ahmet Kutsi Tecer’den aldığınız doğru mu? Yeter ama 100 bölüm oldu artık. Aslında öyle bir kutsal görevi üstlendiğim için inanılmaz mutluyum. Ne kadar zor ve kutsal bir görev olduğunu hastanede 3 yıl yaşayarak gördüm. “Doktorlar” efsane dizi olarak akıllarda kalan bir dizi oldu. Televizyonda başka projeler de olacak mı? Yeni dizi projeleri tabii geliyor ama şu an üzerinde çalıştığım albümün çalışmaları yüzünden hem sıcak bakıyorum hem de bakamıyorum. Performansımın tamamını müziğe ayırarak yaza iyi bir albümle girmek için çok çalışıyorum. Tabii televizyon programları da olacak ama her şeyin zamanında olması taraftarıyım. “Bambaşka” albümü dinleyiciler tarafından çok beğenildi. Bu albümü diğer albümlerinizden “bambaşka” yapan nedir? Oyunculuk müziği olumsuz etkiliyor mu? Albümü ilk elinize aldığınızda size hissettirdiği duygu neydi? Bir albümün adı çok önemlidir. Albümünüz müzik marketlerde dinleyicilere ulaştığında hem görsel açıdan insanlara güzellik sunmalı hem de adıyla insanlarda soru işareti oluşmasını sağlamalı... Benim “Sana Ne” isimli albümümden beri “Aynı Şehirde Nefes Almak Bile Bana Yetiyor”, “Aynadaki Yüzünün Karşılığı Benim” ve “Bambaşka” gibi hep farklı Tanımadığınız insanlara müziğinizle öyküler anlatmak nasıl bir duygu? Neden almadılar ki :) Şarkıların internetten dinlendiği ve bilgisayarlara indirildiği bir dönemdeyiz. Albümün hazırlık aşamasında birçok insan emek sarf ediyor, bu iş sayesinde para kazanıyor. Albüm üzerinde büyük bir emek ve özveri var. Zaten albümü aldıktan sonra neden aldıklarının farkına varacaklar. Eksik olan bir şey vardı. Güzel şarkı ile hit şarkı. Güzel şarkı adı üstünde güzel ve dinlenebilir olan şarkıdır ama hit şarkı olduğu an, profesyonelliğin ve sorumluluğun başladığı andır. Hit şarkının arkasında durmak, o şarkıyla birlikte güzel bir duruş sergilemek ve bir önceki albümü aratmamak çok önemli. Bir önceki albümümü aratmaması için elimden geleni yaptım. Yine gitar kompozisyonu üzerine kurulu bir albüm oldu ve yine Ceyhun Çelikten, Suat Aydoğan ve Mert Ali İçelli gibi aranjörlerle çalıştım. Şunu fark ettim ki ne kadar az enstrüman kullanırsanız o kadar geniş ve samimi bir sound elde ediyorsunuz. ziği hiç değişmeyecek ve onlar hep kendi türlerinde ekol olmaya devam edecekler. Bülent Ortaçgil ve rahmetli Tanju Okan ile birlikte ile birlikte sahne almayı, Sezen Aksu ve Zuhal Olcay ile birlikte düet yapmayı çok isterdim. Zaten aynı ülkede aynı şehirde kalbi müzik için atan insanlarız. Bir gün, bir şekilde yollarımız müzik için kesişecek. Etkiliyor tabii etkilememesi söz konusu değil. Ben “Doktorlar” dizisinde oynarken iki albüm yayınladım. İkisini bir arada çok zor yürüttüğüm zamanlardı. 3-4 saatlik uykuyla dizi çekimleri, ardından stüdyo çalışmaları çok zor oluyordu. Şarkılarımı Gebze-İstanbul yolları arasında yaptım. Oyunculuğa ilk başladığınız zamanlarda ne tür zorluklarla karşılaştınız? Zorluklarla karşılaşmam çok doğal. Çünkü herhangi bir akademik geçmişim veya çok geniş bir tecrübem olmadı açıkçası. Nasıl hissettiysem öyle oynadım. En samimi, en doğal halimi ekrana yansıtmaya çalıştım. Herhangi bir engel olmadığını varsayalım, müzik tarihinde kiminle birlikte çalışmayı hayal ederdiniz? The Sun Express ile bir dünya turnesinde birlikte olmayı çok isterdim. Çünkü onların mü- NİSAN 2010 4 Evet, doğrudur. Çünkü kendisi dedemin edebiyat öğretmeni ve dedemi de çok seviyormuş. Rahmetli dedem bana edebiyat öğretmeni Ahmet Kutsi Tecer’in ismini koymuş. Böylesine güzel bir şairin adını taşıdığım için mutluyum. Müziğin dışında nelerden hoşlanırsınız? Fotoğraf çekmeyi, resim yapmayı çok seviyorum. Playstation oynamaktan büyük zevk alıyorum. Şu sıralar tenise başlamak istiyorum. Sizi en çok ne güldürür? Birçok şey... Stüdyoda kayıt esnasında dilim sürçtüğünde ya da canlı yayın sırasında şarkının sözlerini unuttuğumda... Kısacası bir çok durumda... Dişhekimleri ile aranız nasıl? 6 ayda bir mutlaka diş kontrollerimi yaptırıyorum ve dişlerime özen gösteriyorum. Herkesin de bu konuya önem vermesini tavsiye ediyorum. Bütün dişhekimlerine sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Bu röportajın yayınlanmasında emeği olan herkese, dinleyicilerime ve tüm sevenlerime sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum. Son olarak da şunu söylemek istiyorum: “Hayatın neresinde olursam olayım, mutsuzluğa kapıldığımda ve hayatın gerçekleriyle karşılaştığımda bile bu albümü alıp dinlediğiniz ve yüzümüzdeki gülümsemeye sebep olduğunuz için teşekkür ederim”.