• ilmi dergi DIYANET IŞLERI BAŞKANLIGI Dini Yayınlar Dairesi Başkanlığı * · Üç Ayda Bir Yayımlanır Cilt: 39 - Sayı:2 • Nisan-Mayıs-Haziran 2003 KUR'AN'DA ISLAHKAVRAMINA EGİTİM AÇlSINDAN BİR YAKLAŞlM Doç. Dr. Şuayip ÖZDEMİR İnönü Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi A Pedagogic Approach to the Concept of Islah (setting things right) of the Qur'an Abstract: Islah is one of the key concepts of the Holy Qur'an. The Qur'an demands from human being to carry out his responsibilities to the end such as protecting orphans, solving disputes among people and educating children. Those who engage in the work of islah are called muslih. (The ones that put things right) According to Qur'an, the first muslih is Allah. Muslih should carry out the following peculiarities: Good moral behaviour, trustfulness, respectful personality and pedagogic skills. Every member of the society should be conscious of islah. In this context, a lot of responsibilities tali upon shoulders of the religious officers. They should taekle this topic enough in their religious sermons. They should do their best to solve the inner family conflicts, to clear the disputes among people and to help orphans. KeyWords: Islah, Muslih, Orphan, Child. Islah, Kur'an'da yer alan önemli kavramlardan biridir. Kur'an toplumun mutluluğunu ön planda tutmakta, insanlar arasında ortaya anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulmasını istemektedir. insanın ve çıkabilecek yetimleri, çocukları, ihtilaf halinde olan vasiyetçiyi ve insanları ıslah açısından ele alacağız. Çocukları ıslah başlığı altında çocukların din eğitiminde nelere dikkat edilmesi gerektiği hususuna da değineceğiz. Ayrıca din görevlilerinin muslihlik yönü üzerinde Islah iki kavramını, eşierin arasını ıslah, topluluğun aralarını ıslah, duracağız. 1- Islah Islah, açıklamadan Kavramının Anlamı salalı kelimesinin if'iil babında önce salalı üzerinde durabiliriz. kullanılmış şeklidir. Islah kelimesini Fesadın zıddı olan salah, 1 iyi olmak, iyi bir hal üzere bulunmak, bir kimsenin fesadından sonra iyi olması 2 ve istikamet3 anlamlarına gelmektedir. 2 İbn Fiiris, Ebu'l-Huseyn Ahmed b. Fiiris b. Zekeriyya, Mu'cemu Mekayisi'l-Lüga, III, Beyrut, 1991, s. 303. el-Cevheri, İsmail b. Hammad, es-Sıhah, I, Kahire, 1982, s. 383. Bkz., ez-Zemahşeri, Ebu'I-Kasım Muhammed b. Ömer, Esasu'l-Belağa, Kahire, 1960, s. 537, İbn Manzur, Lisanu'l Arab, II, Beyrut, trs., s. 516. Ragıb el- DİY ANET İLMİ DERGİ • CİLT: 39 • SAYI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003 Salalı kelimesi ıslah şeklinde kullanıldığında onarmak, düzeltmek, kötülüğü ortadan kaldırmak, 4 barıştırmak ve iyilik yapmak anlamlarına gelmektedir. Muslih, ıslah eden, layık olmak, iyi olmak, aralarını bulup kişilerin iyileştiren, gerçekleştiren, barışçı olduğunu bizzat salahı yerine getiren, sulh ve barışı herkese gösteren ve insanların arasını düzelten anlamlarına gelmektedir. 5 Muslih kavramı Kur'an'da beş ayette geçmektedir. Bir ayette tekil şekliyle6 , diğer dört ayette'ise çoğul olarak, "muslihun" şeklinde geçmektedir. 7 Muslihfin, muslih kelimesinin çoğulu olup ıslah edenler demektir. Kur'an'da düzeltip barıştıran ve barışı gerçekleştirmeye çalışan kimselerden övgüyle söz edilmektedir. Bu kişiler hakkında "muslihfin" tabiri kullanılmaktadır. 8 insanların arasını Muslih kavramını bu şekilde açıkladıktan sonra, Kur'an'a göre kimlerin muslih olduğu hususuna açıklık getirebiliriz. İlk muslih Allah'tır. Yüce Allah her şeyin yaratıcısıdır. O, bu alemi var etmiş ve ona bir düzen ve intizam vermiştir. 9 Bunun yanında insanı da en güzel şekilde yaratmış ve kendi yolundan gidenlerin durumunu düzeltmiştir. 10 Buna göre insanı ve diğer varlıkları ıslah eden Yüce Allah'tır. İlk ve mutlak muslih O'dur. ıı İsfehani, el-Müfredat fi Garibi'l-Kur'an, İstanbul, 1986, s. 419-420, elFiruzabadi, Muhamıned b. Yakup, Basairu Zevi't-Temyiz, II, Beyrut. trs., s. 431. et-Tahanevi, Muhamıned Ali el-Faruk!, Keşşafu /stılahati'l-Fünun, II. Beyrut, 1996, s.l093. 4 ez-Zemahşeri, Esasu'l-Belağa, s. 537, İbu Manzur, Lisanu'l-Arap. II, s. 516-517, el-İsfehani, el-Müfredat fi Garibi'l-Kur'an, s. 420. Ebu'l-Beka, el-Huseyni elKefevi, el-Külliyyat, Beyrut. 1993, s. 560, el-Cevheri, es-Sıhah, I, s. 384. 5 Zemahşeri, Esasu'l-Belağa, s. 537, İbu Manzur, Lisanu'l-Arab. II, s. 516-517, elİsfehani, el-Müfredat fi Garibi'l-Kur'an, s. 420. Ebu'l-Beka, el-Huseyni elKefevi, el-Külliyyat, Beyrut. 1993, s. 560, ei-Cevheri, es-Sıhah, I, s. 384. 6 Bkz. Bakara 2/220. 7 Bkz., Şemseddin Sami, Kamus-u Türkf, II, İstanbul. 1989, s.1359, el-Alfisi, Şıhabuddin Iviahmud, Ruhu 'i-ivieani fi Tej:sirı l-Kttr ani'l-Azim, I, Beyriıt, 1994, s.l56. Bkz., Bakara, 2/11,220, Araf, 7/ 170, Hud, lll 117, Kasas, 28/19. 9 Bkz., En'aıtı, 6/ 102, A'riif7/56, 85, Ra'd, 13/16, Zümer, 39/62, Mü'min, 40/62. 10 Bkz., Muhamıned, 47/2, 5. 11 Bkz., A'riif, 7/56,58, Yunus, 10/81, Enbiya, 21190, Ahzab, 33171, Ahkiif, 46/15, Muhamıned, 47/2. Allah, muslih olması yanında aynı zamanda ilk eğiticidir. O'nun isimlerinden biri olan "Rab" kelimesi Kur'an'da terbiye edici ve öğretici anlamında kullanılmaktadır. O, insanı, öğrenmesini sağlayan duyular, zeka ve ifade yetenekleri ile yaratmış, ayrıca peygamberleri vasıtasıyla gerekli bilgileri ve becerileri ona öğretmiştir. Bu sebeple gerçek öğretici ve eğitici Allah'tır. ı 2 Allah'ın dışında Peygamberlerin de ıslah edici özelliği bulunmaktadır. Peygamberlerin görevi yeryüzünü ıslah etmek ve fesadı kaldırmak, böylece "iyiliğiN ernredildiği, kötülüğün yasaklandığı" ahlak temellerine dayanan bir toplum düzeni kurmak için tebliği uygulamakta başanya ulaşmaktır. 13 Peygamberlerin yaptığı, ilahi mesajı tebliğ, 14 müjdeleme ve uyarmadır. 15 Onlar bu yönleriyle birer muslihtirler. Nitekim Kur'an Hz. Peygamber'in ıslah edici yönünü şu şekilde ifade etmektedir: "0 kendilerine iyiliği emrediyor, onları kötülükten alıkoyuyor. " 16 Bu ayet insanların getirmeyi öngörmektedir. eğitimini, yani onlarda bir davranış değişikliği meydana Peygamberler aynı zamanda birer öğreticidirler. Bütün Peygamberler sahiptir. Kur'an'da Hz. Peygamberin bu yönüne şu şekilde öğreticilik vasfına değinilmektedir: "Nikekiın nimetinin tamamlanınası ıneyanında, sizden birini size elçi olarak gönderdik. Size ayetlerimizi okuyor, sizi şirk ve günahlardan temizliyor, size Kur'an'ı hikmeti öğretiyor, size bilınediğinizi bildiriyor. O halde siz, beni anın ki, ben de sizi anayıın." 17 "Allah mü'minler üzerinde bol bol insanda bulundu. Çünkü onlara, kendi cinslerinden bir peygamber gönderdi ki, kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyor, onları fena huy ve inançlardan temizliyor, onlara Kur'an ve hikmeti 18 öğretiyor. Halbuki bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler." Bayraktar Bayraklı, İslam'da Eğitim, M.Ü.İ.F.Vakf1 Yayınları, İstanbul, 1989, s.l05, Selahattin Parlad1r, "Hz. Peygamber Devrindeki Eğitim Anlayışı ve İşleyişi", Dokuz Eylül Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 1, İzmir, 1988, s. 262-263. 13 Fazlur Rahman, Ana Konulanvla Kur'an. Çev., Alparslan Açıkg"'rı<;, Arık<!r'l Okulu Yayınları, Ankara, 1996, 14 Nahl. 16/35. 15 Sebe, 34/28 16 A'riif, 7/157. 17 Bakara,2/151, 152. 18 AI-i İrnran, 3/164. 12 <:c::c,' ' !U c ,, '·.· DİYANET iLMİ DERGİ • CiLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003 "Çoğu okuma yazma bilmeyen Araplar için soylarından bir Peygamber gönderen O'dur. Üzerlerin O'nun ayetlerini okuyor, onları temizliyor. Kendilerine Kur'an'ı ve hikmetlerini öğretiyor. Halbuki bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler. " 19 Ayetlerden anlaş1ld1ğına göre Hz. Peygamberin görevi insanları Allah'ın dinine çağırmak, onların ıslahına, durumlarının düzeltilmesine vesile olmak ve onlara öğreticilik yapmaktır. O bu yönü ile bir eğiticidir, bir öğretmendir. Nitekim Peygamber Efendimiz "Ben muallim olarak gönderildim"20 buyurmak suretiyle, kendisinin öğreticilik vasfına dikkat çekmektedir. Ayetlerde açıkça ıslah kelimesi geçmese de, Hz. Peygamber dini insanlara zamanda ıslah görevini yerine getirmiş olmaktadır. öğretirken aynı İnsanlar arasından da muslihler çıkabilir. Fakat her insan muslih olamaz. Muslih yukarıda yapılan tanımlarda ifade edildiği üzere problemleri çözücü ağır bir görev üstlenen kimsedir. B u yüzden muslihlerde bir takım özelliklerin bulunması gerekmektedir. Harndi Yazır'a göre, muslihler kitaba sımsıkı bağlanıp bağlattıran, namazı kılıp kıldırtan bir yapıya ve kişiliğe sahip olma durumundadırlar. 21 Yazır'ın bu ifadelerine ilave olarak muslihlerin söyleyebiliriz. aynı zamanda eğiticilik vasfına sahip olmaları gerektiğini Muslihler hususa iyiliği emreden, kötülükten sakındıran kimselerdir. Kur'an'da bu şu şekilde değinilmektedir. "Sizden öyle bir grup bulunmalıdır ki, onlar herkesi hayra çağırsınlar iyiliği emretsinler, kötülükten vaz geçirmeye çahşsmlar. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. " 22 Ayette görüldüğü gibi Yüce Allah, her toplumda insanları faydalı şeylere onları zararlı şeylerden uzak tutacak kimselerin bulunmasının gerekliliğine işaret etmektedir. Hatta Yüce Allah bir toplumun muslihler olduğu halde helilk edilmeyeceğini ifade etmektedir: çağıracak, "Rabbin, etmez." 23 halkı muslihler olduğu halde, memleketleri haksız yere helak Her toplumda, sevilen ve sayılan, güzel ahlak sahibi, ilmiyle amil olan, t;üvP,n_ dı~yrltJğt1. kimselere rast!ar!!ak mürrıkündü.r. Bı.! k!şHer bi-rer muslhlı ins:ınlann 19 Cum'a, 62/2. İbn Mace, Mukaddime, 17. 21 Harndi Yaz ır, Hak Dini Kur'an Dili, C. 4, Eser Kitapevi, İstanbul, trs, s. 2317. 22 Al-i İmran, 3/104. 23 Hud, 111111. 20 olarak toplumda yaşanabilecek olumsuzlukları gidermede ve insanlar anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmada etkin bir rol oynayabilirler. arasındaki tarihimizden buna bir örnek verebiliriz. Osmanlı toplumunda düzelterek barıştıran ve kendilerine muslihun denen kişilerden söz edilmektedir. Muslihun denilen bu kişiler zaman zaman da mahkemeye intikal eden davalarda devreye girerek, tarafların davadan vazgeçmesini sağlamışlardır. Böylece yargının daha iyi işlemesine yardımcı olmanın yanında, aynı zamanda toplum barışının sağlanmasında etkili olmuşlardır. Ancak Osmanlı toplumunda söz konusu olan muslihunun bir kurumdan ziyade, gönüllü organizasyon 24 olduğu söylenebilir. Nitekim yakın anlaşmazlığa düşen tarafların aralarını Buna göre muhlis ıslah eden, düzelten, iyileştiren, barışı tesis eden demektir. İlk muslih Allah'tır. Peygamberler birer muslihtirler. İnsanlar arasından da muhlis çıkabilmektedir. Eğiticilik, örnek bir şahsiyet, muslihlerde bulunması gereken özellik:lerdir. 2- Islahın Söz Konusu Olduğu saygınlık, güvenilirlik ve güzel ahlak Yerler Kur'an'da ıslah kavramı eşierin arasını ıslah, yetimleri, çocukları, vasiyetçiyi, ihtilaf halinde olan iki topluluğun aralarım ıslah, insanları ıslah ve Allah'ın yeryüzünü ıslahı şeklinde geçmektedir. Ancak biz araştırmamızda ıslah kavramına eğitim açısından yaklaştığımız ve Allah'tan insana olan ıslahı değil de, insandan insana yönelik ıslahı, vasiyetçinin, ailenin, çocuğun, insanın ve problemli iki topluluğun arasının ıslahı açısından ele aldığımızdan, Allah'ın yeryüzünü ıslahı hususuna değinmedik Şimdi araştırmarnızda söz konusu olan ıslahla ilgili hususları sırasıyla açıklayabiliriz. a- Eşierin Arasını Islah: Kadın ortamı, anlayış ve erkek birbirini tamamlayan iki temel unsurdur. Huzurlu bir aile oluşturan kadın ve erkeğin birbirleriyle iyi geçinıneleri, karşılıklı bir birlikteliğine sahip olmaları ve hayatın sıkıntılarını birlikte paylaşmalarıyla aileyi sağlanabilir. Toplumun çekirdeği olan aileyi sağlamlaştırmak, yuvanın ailenin dağılmasını önlemek, Kur'an-ı Kerimin amaçlarından biridir. 25 bozulmasını, kopma noktasına geldiğinde, eşierin veya barıştınlması ve böylece ailenin dağılmasının önlenmesi istenmektedir. Ailenin sağlam bir temele dayanması elbette eşierin hedefleri arasındadır. Şayet ailede bir huzursuzluk varsa, bunu giderecek Bunun için de aile aralarının bulunması, 24 25 bağları zayıflayıp, onların barışması Nasi Aslan, "İslam ve Osmanlı Hukuk Sisteminde Sulh Akitleri ve Osmanlı Toplumunda (Muslihun) Arabuluculuk"; Kur'an'da Evrensel Hoşgörü, İstanbul, 1997, s. 269. Süleyman Ateş, Yüce Kur'an'ın Çağdaş Tefsiri, C. 1, İstanbul, 1989, s. 555. 0'.:.; · c•; • '>h'; 5,·ı , .: •· DİYANET İLMİ DERGi • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003 olanlar da yine öncelikle bilenlerdir. 26 eşlerdir. Çünkü eşler geçimsizliğin sebeplerini en iyi Kur'an bu manada erkeklere kadınlarla iyi geçinmelerini tavsiye etmektedir: "Onlarla ki) Allah'ın olabilirsiniz. " (kadınlarla) hakkınızda 27 iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız billniz çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış Ayetle, hoşlanılmayan bir kadının evde tututmasını mümkün olduğu ·kadar gönlün geçici arzularına set çekmek ve problemi çözüme kavuşturmak amaçlanmaktadır. Ayette erkeklere hayatın iyi yönlerini görmeleri tavsiye edilmektedir. Elbette hayatın iyi yönlerini görmek ve kadınların iyi davranışlarını dikkate almak aile yuvasının düzene girmesini olumlu yönde etkiler. Böylece "hayatın iyi yönlerini görmek ve kadınların iyi davranışlarını dikkate almak" ıslahın gerçekleşmesini sağlayıcı bir fonksiyon üstlenir. sağlamak, Ayrıca sayıda teşvik Hz. Peygamber'in, erkeklerin kadınlarla iyi geçinmeleri yönünde çok edici ifadelerine rastlamaktayız: "Siz onları helallendiniz. "28 "En hayırluıız Allah'ın ehline aldınız. emanetiyle karşı en çok Ve Allah'ın hayırlı olanınızdır. kelimesi Ehline karşı ile en çok hayırlı olanınız benim. "29 "Hanımına yumuşak ve iyi davranan kişi, mü' minierin iman bakımından en mükemmelidir. "30 Hadislerden anlaşılacağı üzere hassas bir yapıya sahiptirler. Bundan kadınlar Allah'ın erkeklere emaneti olup, ki onlara iyi davranmak imanın mükemmelliğiyle eş değer görülmüştür. Böylece erkeklerin dikkatleri çekilmiş, kadınlara karşı daha anlayışlı olmaları ve hoşgörülü davranmaları istenmiştir. Görüldüğü gibi burada "din duygusu" ve "iman" ıslahın vasıtası olarak dolayıdır kullanılmaktadır. Eşierin karşılıklı bir takım kusurları olabilir. Eşierden birisi hatalı davranışlar sergileyebilir. Böyle durumlarda son derece sabırlı davranıp, ikna yoluyla bu kusurlu davranışların tekrarlanmaması istenmelidir. Bu şekilde davranmak mutlu ve huzurlu bir aile yaşantısının gerçekleşmesi için tek çıkar yoldur. 26 27 28 29 30 Ömer Dumlu, Kur'an-ı Kerim 'de Sal/ih Meselesi, Ankara, 1992, s. 103. Nisa, 4/19. Müslim, Hac, 147, Ebu Davud, Menasik, 56. Tirmizi, Rada, ll. İbn Hanbel, Müsned, VI, 47. KUR'AN'DA ISLAH KAVRAMINA EGİTİM AÇISINDAN BİR YAKLAŞIM Şayet bütün önlemler alınmasına rağmen eşler arasındaki anlaşmazlığın aile bozacak boyutlara ulaşması durumunda Kur'an, onların arasını düzeltici arabulucuların görevlendiritmesini istemektedir. yuvasını "Eğer eşierin aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. 31 Aile içi problemleri çözüme kavuşturacak olan hakemler eşierin ailelerinden seçilir. Çünkü aile için~kiler, onların hallerini daha iyi bilirler. Fakat gerektiğinde aileden olmayan kimseler de hakem tayin edilebilirler. Hakemler, geçimsizlik nedenini ve bunun giderilmesi çaresini araştırırlar. Genellikle alimler, hakemierin hem birleştirme, hem de ayırmaya karar verme yetkisine sahip oldukları görüşündedirler. 32 Hakemlerin, istenen sonucun elde edilmesi ve eşierin de faydalarını temin için, öncelikle, adaletli, bilinçli, metotlu ve ileri görüşlü olmaları gerekmektedir. 33 Böylece hakemler dağılmak ve parçalanmak üzere olan ailenin tekrar etkili olurlar. Çünkü ailenin devamı, toplumun düzeni ve huzuru açısından çok önemlidir. devarnında b- Yetimleri Islah: Küçük yaşta babası ölmüş çocuğa yetim denmektedir. 34 İsliim, toplumun huzuru açısından ailenin düzene girmesi yönünde prensipler ortaya koyarken, yetimlerin haklarını korumayı ihmal etmemiştir. İslam öncesi cahiliye döneminde itilip kakılan, her türlü haksızlığa uğrayan ve malları elinden alınan yetimler, İslam'ın gelişiyle koruma altına alınmıştır. Kur'an'da, onlara kötülük yapan ve mallarını ellerinden alanlar sert bir şekilde uyarılmaktadır: "Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri deneyin, eğer onlarda bir görürseniz hemen mallarından kendilerine verin. Büyüyecekler diye o malları israf ile tez elden yemeyin. " 35 olgunlaşma "Yetiıniere mallarını verin, malları pis olanla değişmeyin, onların mailarına katarak yemeyin. Çünkü bu büyük bir günahtır. 36 31 32 jj 34 35 36 mallarınızı Nisa, 4/35. Ateş, Yüce Kur'an'ın Çağdaş Tefsiri C. 2, s. 278. Bkz. el-Aiusl, Ruhu'l-Mei'inf fi Tejsfri'l-Kur'ani'l-Azfm, III, s. 156, el- Cassas, EbU Bekr Alımed er-Razi, Ahkiimu'l-Kur'an, II Beyrut, 1993, s. 269 ve devamı; Kurtubi, Muhammed b. Ahmed, el-Camiu li Ahkami'l Kur'an, V, Beyrut, 1996, s.l 15. İbn Manzur, Lisanu'l Arab, XII, s. 645. Nisa, 4/ 6. Nisa. 4/ 2. .:•:<;::~:ı;: ~') , '; .)t:.,:,, ,;[ DİY ANET İLMİ "Haksızlıkla yetimlerin DERGi • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003 mallarını yiyenler şüphesiz karıniarına ancak ateş doldurulmuş olurlar. Zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir. " 37 "Hayır, sizler yetime iyilik etmezsiniz, yoksula yedirmekte birbirinizi etmezsiniz. Mirası ise, helali-harann düşünmeksizin yersiniz de yersiniz. Malı pek çok seversiniz. " 38 Ayetlerden imanlarının bilincinde olanların, yetimlere ve yoksullara iyilik yaptıkları, imanlarının bilincinde olmayıp, bencil ve hırslı, heHiliharamı tanımayan kimselerin de, yetime ve yoksula iyilik etmedikleri teşvik anlaşılmaktadır. 39 Buna göre İslam, yetimlere yapılan haksızlığın önüne geçmiş ve mallarının kendilerine verilmesini sağlamıştır. Buna ilaveten onlarla yakından ilgilenilmesini, yetiştirilmelerini ve eğitimleri dahil her türlü ihtiyaçlarının karşılanmasını istemiştir. Kur'an'da bu husus açıkça ifade edilmektedir: "Sana yetimleri soruyorlar. De ki, onların durumlarını düzeltmek daha onlarla beraber yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, yetimlerin (salahına) çalışanları da, fesatlık yapanları da bilir. " 40 hayırlıdır. Eğer Ayette ifade edilen yetimin ıslahı, genelde onun eğitimi ve terbiye edilmesi, malının ıslahı ise, o malın arttırılması ve korunması şeklinde yorumlanmaktadır. 4 ı Elbette yetimlerin maliarına ıslah ve koruma maksadıyla el sürmek, onların menfaatlerini, geleceklerini gözeterek işlerine bakıp kendilerini eğitmek ve mallarının artmasını sağlamak, onlardan uzak durmaktan daha hayırlıdır. 42 Yetim çocukların eğitimi ve hayata hazırlanmalarında üzerinde durulması gereken husus, onların ne tür bir ortam içinde bulunacakları ve nasıl korunacaklarıdır. Günümüzde geleneksel koruma yöntemi, çocuk yuvası ve yetiştirme yurdu gibi kurumsal niteliklidir. Ülkemizde 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk EsirgemeKurumu Kanununda belirtildiği üzere, korunmaya muhtaç çocuklardan 012 yaş grubu Çocuk Yuvalannda, 13-18 yaş grubu ise Yetiştirme Yurtlannda bakılıp yetiştirilmektedir. 43 37 38 39 40 41 42 43 Nisa. 4/10. Fecr, 89/17-20. Beyza Bilgin, "Yetim ve Kimsesiz Çocuklarla İlgili Tesis Kurmanın ve Yaşatmanın Önemi", Diyanet ilmi Dergi, C. 33, Sayı:3, Ankara, 1997. s. 8. Nisa, 4/35. Bkz. El-Cassas Ahkamu'l-Kur'an, I. s. 452, el-Alusi, Ruhu'I-Mdinf fi Tejsfri'lKur'ani'l-Azim, I., sh. 511. Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, C. 2, s. 768. 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler ÇocukEsirgemeKurumu Kanunu, 27 Mayıs 1983, ve 18059 sayılı Resmi Gazete s. 7. KUR'AN'DA ISLAHKAVRAMINA EGITiM AÇlSINDAN BIR YAKLAŞlM Bu kurumlar bir nevi ailenin görevini üstlenmiş bulunmaktadırlar. Fakat her 44 şeye rağmen ailenin yerini tutamayacakları anlaşılmıştır. Çünkü buralarda çocuklar teke tek ilişki ve duygudan uzak olarak barındırılmakta ve çoğunlukla fizyolojik ihtiyaçları karşılanmaktadır. Oysa sağlıklı bir gelişim ve davranış görüntüsünün temelinde duygu yatar. Bu duyguyu da çocuğa kazandıracak olan yegane öge ailedir. Ailenin bulunmadığı durumlarda yapay bir aile bile soruna çözüm getirebilir. Bu düşünceden yola çıkan gelişmiş ülkeler kurum bakımını en aza indirip, artık ağırlığı koruyucu aile uygulamasına vermiş bulunmaktadırlar. 45 İslam'ın yetim çocukların korunmaları hususundaki goruşu onların bakımevlerinden ziyade bir koruyucu aile yanında himaye edilmeleri şeklindedir. 46 Hadislerde yetimleri himayeden maksadın, maddi korumadan ibaret olmayıp, tam bir ailevi atmosfer içerisinde yaşatmak olduğu bariz bir şekilde ifade edilmektedir. 47 Bu hadislerden iki tanesine burada yer verebiliriz: onları "Müslümanlar arasında en hayırlı ev, içerisinde yetim olan ve yetime de iyi muamele yapılan evdir. En kötü ev de içinde yetim olan, fakat ona kötü davramlan evdir. ,r~s "Her kim, müslümanlar arasından bir yetimi (evine alıp) kendi yediğinden yedirir, kendi içtiğinden içirirse, affı mümkün olmayan bir günah (ş irk) işlemedikçe · Allalı onu mutlaka cennetine kor. '.4 9 Yetim çocuklar, hadislerde de ifadesini bulduğu üzere bir aile ortamı içerisinde tıpkı öz evlat gibi okşanıp sevilerek50 hayata hazır duruma getirilmiş olurlar. Görüldüğü gibi ayet ve hadislerde yetim ve kimsesiz çocuklara sahip düzeltilmesi ve öz evlat gibi aile içinde barındırılmalarının gereği vurgulanmaktadır. Çünkü çocukların eğitimi, yetiştirilmesi ve gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tarnarnlayabilmeleri açısından en uygun ortam ailedir. çıkılması, durumlarının Yümni Sezen, Sosyolojide ve Din Sosyolojisinde Temel Bilgiler ve Tartışmalar, Marmara Ün. İl. Fak.Vakfı Yayınları, İstanbul 1990, s.l20. 45 Latife Bıyıklı, _"Gelişmiş Ülkelerde Suçlu ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar İçin Koruyucu Aile Uygulaması" Çocuk Suçluluğu ve Çocuk Mahkemeleri "' Sempozyumu, Ankara Ün. Eğitim Bil. Fak. Yayınları, Ankara, 1983, s. 61-63. ibranim Canan, Peygamberımızın Sunnetinde Terbiye, Tugra Neşriyat, fsı.anuul, s. 41 l. 47 Canan, age, s. 412, Abdurrahman Kurt, "İslam'ın Koruyucu 1il~ye Bakışı,", Uludağ Ün. İl. Fak. Dergisi, C. 6, Sayı: 6, Bursa, 1994, s. 177. 48 İbn Mace, Edep, 6. 49 Tirmizi, Birr, 14. 50 İbn Mace, Edep, 10. 44 DİY ANET İLMİ c- Çocukları DERGi • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003 Islah: Çocuğun eğitiminde aile, çevre ve okul üçü birlikte etkilidir. Bunlar içerisinde ilk dönemlerde en etkilisi ailedir. Çünkü çocuk doğduğunda ilk önce ailesi ile karşılaşmaktadır. Huzurlu bir aile ortamı her şeyden önce çocuğun eğitimi ve kişiliğinin gelişimi açısından önemlidir. Çocuğun eğitimine yönelik olarak gerçekleştirilebilecek her türlü etkinlik, onun ıslahına yönelik bir çabadır. Çocuğun dünyaya gelişinden sonra ona yapılan ilk işlemler kulağına ezan okumak ve iyi bir isim vermektir. Doğan çocuğun kulağına ezan okumak, "Elest Bezmi" ile çocuğun şuur altına yerleştirilen inanç duygusunu harekete geçirmek için yapılan bir faaliyettir. Çocuğa iyi bir isim vermek ise gelecekteki şahsiyetini etkiler. 5 ı Nitekim Hz. Peygamber'in, çocuk dünyaya geldiğinde ona isim koyduğu52 ve Hz. Fatıma'nın Hz. Hasan'ı dünyaya getirdiğinde kulağına ezan okuduğu53 rivayet edilmektedir. Lokman'ın oğluna yaptığı tavsiyeler arasında yer alan çocuğa Allah inancının verilmesi ve öğretilmesi, çocuğun namaz kılması, başına gelebilecek belalara karşı sabırlı olması, iyiliği emredip kötülüğü yasaklaması gerektiği 54 ailelerin bir eğitim çerçevesinde çocukların ıslahında dikkat edecekleri hususlardır. Buna göre çocuğa öncelikle kazandırılacak olan, sağlam bir inanç ve bu olarak ibadette bulunma, dini davranış sergileme ve toplumsal vazifeleri yerine getirme duygusudur. inancın gereği Dini inanç ve duygular, samimi ve sıcak bir aile ocağında uyarılır ve şekillenir. 55 Aile büyüklerinin dine bağlı hareketleri, kullandıkları dinsel deyimler çocuğu içten bir yaşantı içerisine sokar. 56 Örneğin, aile üyelerinin sözünde durma, yalan konuşmama, kimsesizlere etme vb. örnek davranışları çocukları derinden etkileyebilir. Ayrıca aile içerisinde kılınan namazlar, yapılan dualar, vb. dini davranışlar zamanla çocuklarda bir davranış biçimi haline gelebilir. yardım aynı 51 52 53 54 55 56 Ailede verilen din eğitiminin çocukları derin bir şekilde etkilemesi, ailenin zamanda dini değerler ve ilişkiler açısından bir model teşkil etmesinden ve Bayraklı, "Kur'an-ı Kerim'e Göre Ailede Çocuk Eğitimi", (tebliğ), İslam'da Aile ve Çocuk Terbiyesi II, Ensar Neşriyat, İstanbul, 1996, s.l56-157. Buhari, Akika, 1, Tirmizi, Edeb, 63. Ebu Davud, Edeb, 116. Lokman, 31/ 16, 17. Selahaddin Parladır, "Din ve Aile", Türk Aile Ansiklopedisi, C.l, Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, Ankara, 1991, s. 342. Neda Armaner, Din Psikolojisine Giriş, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1989, s. 89. çocukların dini tecrübe ve ibadet kaynaklanmaktadır. eğitimi ile doğrudan karşılaştığı bir yer olmasından 57 Bu yüzden onlara, dini gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tarnarnlayabilmeleri ve dini bir kişilik kazanmaları açısından örnek davranışlar sunulmalıdır. Çocuklar çoğu defa dini konularda ilginç, anlamsız ve dine aykırı sorular sorabilir. Anne ve babalar çocukların böyle sorularını anlayışla karşılamalı, onların anlayabileceği şekilde cevaplar vermelidir. Bu tür soruları sormanın günah olduğunu söylemek, onları azarlamak, anlayabilecekleri tarzda cevaplar vermemek, çocukların dini konularda şüphelerinin artmasına neden olabilir. Çocukları ibadete yönlendirmede hoşgörülü bir tutum sergilenmelidir. Çocuklar ibadete alıştınlırken umursamaz bir davranış içerisine girmeleri durumunda, katı bir disiplin sağlamak ve çeşitli baskı yöntemleriyle ibadete zorlamak olumlu sonuç vermeyebilir. Çocuklar ibadete alıştınlırken "Ergenlik çağına kadar dini bir sorumluluk taşımadığı" 58 hadisi akıldan çıkarılmamalı ve onlara ibadet konusunda baskı yapılmamalıdır. Bu hadise göre çocukların, bu yaşlarda yaptığı yahut yapacağı hatalar, yanlışlar, günahlar ve ihmaiier yetişkin insanların yaptığı yanlışların sonucunu doğurmayacaktır. Büyüklerin bile zaman zaman yapmaktan kaçınmadıkları küçük hatalar ve kusurlar, çocuklar tarafından işlendiğinde, bunlar birer günah olarak telkin edilmemelidir. 59 Çocukları ibadetlere yönlendirirken hemen değil de belli bir zaman dilimi içerisinde sonuç alınmaya çalışılmalıdır. Özellikle mübarek gün ve gecelerde, teravih namazlarında, bayram namazlarında camiye götürülmek suretiyle namaza ilgi duymaları sağlanmalıdır. Ramazanlarda salıura kaldırılmalı ve ailesiyle birlikte bu heyecanı yaşarnalarına imkan tanınmalıdır. Ancak otuz gün ramazan orucu tutmak yerine gücü yettiği kadarıyla oruç tutmasına izin verilmelidir. Çocuklar öncelikle ibadetlere teşvik edilmeli, alıştırılmah, ilgi duyınaları sağlanmalıdır. 57 58 59 Bkz., Ünver Günay, "Türkiye'de Dini Sosyalleşme", (tebliğ), T.l.D.E.S., Ankara, 1981, s.l98. A.Verıı:ote. Çocukta Din". Çev. Erdoğan Fırat. Ankara Ün. İl. Fak Der., XXII, Ankara, 1978, s. 316. Armaner. a.g.e .. s. 89. M. Faruk Bayraktar. "Ailenin Eğitim Görevi", Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, Sayı:2, İstanbul, 1995. s. 139. Ebu Davud, Hudud 16, Tirmizi, Hudud, 1, Nesiii, Talak, 13, Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 116. Bkz. Halis Ayhan, Eğitime Giriş ve islamiyetin Eğitime Getirdiği Değerler, Damla Yayınevi, İstanbul, 1982, s. 236,242. DİY ANET İLMİ DER Oİ • CİLT: 39 • SAYI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003 ' Anne babalarm çocuklarının din eğitiminde dikkat edecekleri diğer bir husus, dönemlerine uygun bir yöntem takip etmeleri gerektiğidir. Çocuğun gelişim dönemiyle ilgili yeterince bilgiye sahip olmayan anne babalar, çocuklarının iman ve ibadet öğretiminde verimli olamazlar. onların gelişim Soyut kavramları kavrayabilecek düzeye ulaşmamış bir çocuğa, Allah, melek, cennet, cehennem ve ahiret gibi kavramlar hakkında bilgi vermeye çalışmak, çocuğun zihninin daha da karışmasına sebep olabilir. Ailelerin, çocuklarının sadece maddi ihtiyaçlarını karşılaması, onlara birtakım maddi imkanlar sağlaması yeterli değildir. Aynı zamanda onların sevgi ihtiyaçları da karşılanmalıdır. Çocuk, aile içerisinde kendini güvende hissetıneli ve aile üyelerinin sevgisi onu kuşatmahdır . Çocuğa gösterilecek sevgi, onun beden gelişmesinden zihin gelişmesine kadar önemli etkilerde bulunmaktadır. Bu yönünden dolayı anne sevgisine "büyüme vitamini" denilmiştir. 60 Çocuklara gösterilecek sevgi hususunda en güzel örnekleri, Hz. Peygamberin uygulamalarında görmek mümkündür. Hz. Peygamberin çocukları çok sevdiği, onlara karşı şefkat ve merhamet gösterdiği bilinen bir gerçektir. Çocuklara karşı son derece sevgi gösteren Hz. Peygamber, onları kucağına oturtmuş, okşayıp bağrına basmış, omuzuna ya da sırtına bindirmiş, 61 onlarla oyunlar oynamış, hoşlarına gidecek bazı lakaplar takarak şakalaşmış ve onları eğlendirmeye çalışmıştır. 62 Anne babalar çocuklarına Allah'ı tanıtırken korku ifadeleri yerine sevgi içeren sözler kullanmahdırlar. "Allah seni taş eder", "Cehennemde yakar", "Gözünü kör eder" gibi ifadeler çocuklar üzerinde olumsuz etkide bulunabilir. Oysa "Yalan söylersen, Allah seni taş yapar" yerine, "Doğru söylersen, Allah seni çok sever!.", "Allah uslu çocukları cennetine koyar ... " gibi ifadeler kullanmak daha doğru olur. Çocukların korku yerine sevgiyle Allah'a yöneltilmesi kendilerine olan güvenlerini arttıracaktır. Allah'ın kendilerini koruyacaklarına İnanacaklarından dolayı, sıkıştıkları ve bunaldık(arı zamanlarda, Allah'tan kaçmak yerine O'na sığınacaklardır. 60 ~ 1 62 63 63 Bkz. Bilgin, "Okul Öncesi Çağı Çocuğunda Dini Kavramlar", Din Öğretimi Dergisı, Sayı: 15-'J, Ankara, l'JIS6, s. 21. · fsuharı, ~'edaiiü;s-Sahabe, 22, -firmizi, Menakıb, 9, İbn Iviace, Edep 3. Buhari, ilim, 18, Ebu Davud, tereccül, 15, Tirmizi, Birr, 57, Alımed b. Hanbel, Müsned, II, 532. Mustafa Öcal, "Ailede Çocukların Dfni ve AhUikf Eğitimlerinde Karşılaşılan Problemierin Başlıca Sebepleri ve Çözüm İçin Bazı Teklifler", Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, Sayı:3, İstanbul, 1996, s. 196. KUR'AN'DA ISLAHKAVRAMINA EGİTİM AÇlSINDAN BİR YAKLAŞIM; ''iC!':.· c'ı<L::' .:t:f§ :·..:;;:; d- İhtilaf Halinde Olan İki Müslüman Topluluğun Arasını Islah: İsHim tevhid ve birlik dinidir. Tevhid inancı, en mükemmel ve ideal bir sosyal kaynaşma, kenetlenme, birleşme ve bütünleşme64 imkanı sağlar. Toplumda yaşayan insanlar arasında ortaya çıkabilecek ihtilaflar, anlaşmazlıklar ve kavgalar, İslam'ın ısrarla üzerinde durduğu, sosyal kaynaşmayı zedeleyici bir özelliğe sahiptir. Kur'an böyle bir durumda, mü'minlere kardeş ve anlaşmazlıkları çözüme kavuşturucu mahiyette olduklarını hatıriatmakta arabulucuları göreve çağırmaktadır. "Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa, onların aralarını düzeltin. Şayet biri diğerine saldırıya devam ederse, Allah'ın emrine dönünceye kadar, saldıran tarafla savaşın. Allah'ın emrine dönerse, artık adaletle onların aralarını düzeltin ve adil olun. Zira Allah, adaletli davrananları sever. Mü'minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz." 65 A.yette ihtilaf halinde iki müslüman topluluğun arasını bulmada adil bir ısiaha vurgu yapılmaktadır. Yani her iki tarafı da memnun edecek, ayırım gözetmeyecek, gönüllerde en ufak bir şüphe bırakmayacak, tekrar anlaşmazlığa dönmeyi engelleyici ve yaşanan probleme kesin çözüm getirici bir arabuluculuğa işaret edilmektedir. A.yette ifade edilen arabuluculuk, "adalet" ilkesiyle temellendirilmektedir. Buna göre müslümanlar kardeştirler, kardeşçe geçinmelidirler. Allah'ın rahmetine nail olmaları için barış içinde yaşamaları, kendi aralarında çıkan olayları yatıştırmaya, kavgaları önlemeye çalışmaları gerekrnektedir: 66 Esasen, müslümanların kendi aralannda sulh bulunmaz, kardeşlikleri kuvvetli olmazsa, kafidere karşı mücadele edemezler. Allah'ın azabından da korunamazlar. 67 A.yette ifade edilen arabuluculuk görevi, iki topluluk arasında geçen gibi, aynı zamanda iki kişi arasında gerçekleşen anlaşmazlıkta da söz konusudur. Esasen iki kişi arasında çözüme kavuşturulmayan ihtilalların zamanla, diğer insanları da etkilernesi ve böylece toplumsal bir boyut kazanması mümkündür. anlaşmazlıkta olduğu Kur'an'ın yanı sıra hadislerde de insanların etmenin önemine işaret edilmektedir: arasını düzeltmenin ve birliği tesis "Dikkat edin, size, oruç, namaz ve sadakanın derecesinden daha üstün bildireyim mi? Ashab: "Evet" deyince Hz. Peygamber: "Kişilerin aralarını t>fmektir Zirn kişi/t>ri.n qrrılnnm hn?_mnlr (imnm lrnlriimiPn) lrn71r" hnynrmn~tıır 64 65 66 67 olanı ıslah 68 Ünver Günay, "Din ve Toplumsal Farklılaşma", Atatürk Üniversitesi İHihiyat Fak. Dergisi, Sayı: 5, Erzurum, 1982, s. 79. Hucfuiit, 49/ 9-10. Ateş, Yüce Kur'anın Çağdaş Tefsiri, C. 8, s. 520. Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, C. 6. s. 4464-4465. " . DİYANET İLMi DERGi • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NiSAN-MAYIS-HAZiRAN 2003 "Birbirinize lıaset etmeyiniZ, birbirinizin satışına engel olmayınız, kızmayınız, çevirmeyiniz, ey Allalı'ın kulları kardeş olunuz. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu rüsvay etmez, ona hakaret etmez. '.69 sırt "Birbirlerine karşı sevgi, şefkat ve acımalarında mü'minler, bir tek cesede benzerler. Cesedin bir organı rahatsız olunca diğer organları da uykusuzluk ve ateş ile onun rahatsızlığını duyar. "70 Hadislerde ifade edildiği gibi müslüman müslümanın kardeşidir. İki bulmak üstün bir ibadettir. Müslümanlar birbirlerine karşı duyarlı olmak durumundadırlar. Diğer insanların sıkıntılarını paylaşmak, insanların arasını bulmak bir müslümanda bulunması gereken sosyal duyarlılıktır. Bu duyarlılık sürekli olarak insanı başkalarının sıkıntılarını paylaşmaya yönlendirir. Küçük yaştan itibaren bireylere eğitim yoluyla böyle bir duyarlılık kazandırılabilir. müslümanın arasını İslam'ın gerek Kur'an'da ve gerekse sünnette önemle üzerinde durduğu kardeşlik ilkesiyle birbirlerine karşı merhametli, samimi, candan, tek hedef ve gaye etrafında birleşmiş bir İslam toplumu hedeflenmektedir. 71 Böyle bir toplumda bireylerin inançtan doğan sağlam kardeşlik duygularına sahip olmaları, onları birbirlerinin dertleri ile dertlenen, sevinçleri ile sevinç duyan, üzüntüleri ile kederlenen, ihtiyaçları zamanında birbirlerine yardım eden kişiler· haline getirir. e- Vasiyetçiyi Islah: Vasiyet edecek bir kimsenin vasiyeti anında, bir hata yapması endişesi Kur'an bu kimseyi hatasından döndürmek için müdahalede bul unulmasım istemektedir. taşınıyorsa, "Kim de, vasiyet edenin bir hata veya günah işlemesinden korkar da, düzeltirse, ona günah yoktur. Şüphesiz Allah, bağışlayan, esirgeyendir. " (tarafların) aralarını 72 Ayet vasiyet edeni hatasından döndürmeyi ve ilgili kişilerin arasını ıslah etmeyi muslihlere bir görev olarak yüklemektedir. Böylece vasiyet edenin bir hata veya günah işlemesi engellenmiş ve varisler de mağdur edilmemiş olur. Zira, vasiyette bulunanın o andaki hastalık durumu veya ölümün eşiğindeki psikolojik hava onun sağlıklı karar vermesini etkileyebilir. 73 68 69 70 71 72 Ebu Davud, Edeb, 58, Tirmizi; Kıyame, 56. Buhari, Edeb, 57, 58, 62, Müslim. Birr, 30, 32. İbn Hanbel, Müsned, II, 159, 203. Zemahşeri, el-Keşşaf an Hakaikı't-Tenzil, I, Daru'l-Küttabi'l-Arabi, Beyrut, trs., s. 395. Bakara, 2/182. KUR'AN'DA ISLAHKAVRAMINA EGITiM AÇISINDAN BiR YAKLAŞıM:·. "' L :fe, .i;;" Vasiyet edeni hatasından döndürmek bir farz-ı kifaye olup, 74 muslihler bu görevi yerine getirdiğinde diğer insanlardan sorumluluk kalkar. Görüldüğü gibi Kur'an insanları sosyal duyarlılığa davet etmekte ve neme bir tavrı hoş görmemektedir. Zira toplumda yaşayan bireyler arasında ortaya çıkan problemierin çözüme kavuşturulmayışı, zamanla daha büyük problemierin meydana gelmesine sebep olabilir. İşte vasiyetçiyi ıslah örneğinde görüldüğü gibi, insanların arasını bozucu ve toplumsal huzursuzluklara zemin hazırlayıcı olayları çözüme kavuşturmak muslihlerin yapması gereken işlerdendir. lazımcı f. İnsanları Islah: Kur'an'da ıslahla ilgili olarak üzerinde durulan diğer bir husus insanların konusudur. Kur'an insanların inanç, düşünce ve davranışlarında değişiklik meydana getirmeyi onların ıslahı anlamında ele almaktadır. Bu da, insanı bir eğitim sürecinden geçirmekle mümkün olur. ıslahı Yüce Allah insanların ıslahı ve eğitimine yönelik olarak Peygamberler Peygamberler insanları Allah'ın dinine çağırmak, yanlış davranışlarından vazgeçirmek, durumlarının düzeltilmesi için rehberlik etmek, onlara öğreticilik yapmak, iyiliği emredip kötülüğü ortadan kaldırmak suretiyle ıslah vazifelerini yerine getirmişlerdir. göndermiştir. Kur'an insanlardan öncelikle iman etmelerini istemektedir. İman ettikten ve dini benimsedikten sonra talep edilen ise; namaz, oruç, hac, zekat gibi salih arnelleri yerine getirme ve birtakım dini yasaklara riayet etmedir. Bunun yanında 'Kur'an'da güzel ahıae 5 , diğergamlık76 , affedici olma 77 , kötülüğe iyilikle karşılık verme78 , insanlara yumuşak davranma 79 , insanlarla alay etmemek80 , zandan sakınma8 \ kibirli olmamak82, iyilikte yardımlaşma83 , merhametli olmak84 , doğruluk85 , sabırlı olmak86 gibi ahlaki ilkelere vurgu yapılmaktadır. 73 Dumlu, age, s. 110. Kurtubi, age, II, s.l82. 75 Kalem, 68/4; İbn Mace, Zühd, 4246. 76 Haşr, 59/9; Buhari, İman, 7. 77 Al-i İmran, 31134, Araf, 7/199, Maide, 5113. 78 Kasas, 28/54, Fussilet, 41/34. 79 İsrii. 17/53. Nahl. 16/125. 80 Hucfirat. 49/1 ı. 8 ı Hucfuat, 49/12. 82 Lokman, 31/18, İsra, 17/37. 83 Maide. 5/2. 84 Fetih, 48/29. 85 Ahzap, 33170. 86 Fussilet, 41135, Nahl, 16/96. 74 ·' ·;1!;\A;~!'. ":. 'i:D:.Ci t. DİYANET İLMİ DERGİ • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003 Kur'an'da ifade edilen dini emir ve yasaklar ve bir takım ahlaki ilkelerle insanların ıslahı amaçlanmaktadır. Böylece kardeşlik bilincine sahip, başkalarının hakkını gözeten, insanlara zarar vermeyen, birbirlerinin problemlerine karşı son derece duyarlı bir insan modeli oluşturulmak istenmiştir. Kur'an insanların ıslahına yönelik olarak, İslami eğitimde öncelikle başvurulan bir eğitim yöntemi olma özelliği taşıyan tedriç yöntemini 87 uygulamıştır. Bu yöntemden hareketle insanlardan önce iman etmeleri istenmiş, dini emir ve yasaklar birdenbire indirilmemiş, zamana yayılmak suretiyle insanların benimsernesi dikkate alınarak kolaydan zora doğru bir yol takip edilmiştir. Nitekim içkinin yasaklanışında takip edilen yöntemi buna örnek olarak verebiliriz. 88 3- Din Görevlilerinin Muslihlik Yönü Makalemizde ıslah kavramını eşierin arasını ıslah, ihtilaf halinde olan iki müslüman topluluğun aralarını ıslah, yetimleri, çocukları, vasiyetçiyi ve insanları ıslah açısından ele almış bulunuyoruz. Islah kavramına açıklık kazandırmanın yanında, ıslah konusunda toplumun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi de önemlidir. Bu bilgilendirme yaygın din eğitimi çerçevesinde din görevlileri vasıtasıyla gerçekleştirilebilir. Mü'minlerin kardeş olduğu ve dolayısıyla aralarının düzeltilmesi gerektiği 89 , insanların arasını düzeltmenin üstün bir ibadet olduğu90 , erkeğin kadınla iyi geçinmesi, ailenin dağılması tehlikesi durumunda kadının fedakarlıkta bulunması, en son tedbir olarak ailenin devarnı açısından arayı düzeltici mahiyette hakemierin görevlendirilmesinin istenmesi 9 ı, ayet ve hadislerde ıslahı gerçekleştirmeye yönelik olarak yer alan ifadelerdir. Ayrıca yetimlerin mallarını vermek, onlara iyilik etmek, durumlarını düzeltmek ve onlarla bir arada yaşamak92 yetimlerin ıslahına yönelik ifadelerdir. Okunan hutbeler ve verilen vaazlarda bu ifadelerin eğitim amaçlı olarak bir plan dahilinde bireylere sunulması, onlarda ıslah bilincinin ortaya çıkmasına ve bu bilincin canlı tutulmasına son derece olumlu katkılar sağlayabilir. 87 88 89 90 91 92 Tedric konusunda bkz., Bayraklı, İslam'da Eğitim, s. 213, Kerim Yavuz, Günümüzde Din Eftitimi, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, Adana, 1998. s. 95. Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, Esra Yayınları, Konya, 1991, s. 186. Bkz., Bakara, 2/219, Nisa, 4/43, Maide, 5/90-91 Nahl, 16/67. Bkz., Hucı1rat, 49/ 10. Ebu Davud, Edeb, 58, Tirmizi, Kıyame, 56. Davud, Edeb, 58, Tirmizi, Kıyame, 56. Bkz. Bakara 2/220, Nisa, 4/2, 6, İbn Mace,Edep, 6, Tirmizi, Birr, 14. KUR' AN' DA ISLAHKAVRAMINA EÖİTİM AÇISINDAN BİR YAKLAŞlM .•.. ;/,çe ;;:;; .. •• '.·'" .•);;;,;tc;, B u manada din görevlileri,. Cuma hutbelerinde ve verdikleri vaazlarda toplumun birliği açısından sosyal kaynaşmanın önemine ve mü'minlerin kardeş olduklarına dikkat çekmelidirler. İnsanlar arasındaki ihtilaflar çozume kavuşturulmadığı sürece toplumda huzursuzlukların ortaya çıkabileceği ve anlaşmazlıkların giderilmesinin toplumsal bir görev olduğuna vurgu yapmalıdırlar. Din görevlileri ayrıca Kur'an'ın, toplumun temeli olan ailenin ayakta durabilmesi için aldığı önlemler ve ailenin sağlıklı nesillerin yetişmesindeki rolüne yönelik olarak ortaya koyduğu hususlar üzerinde durmalıdırlar. Yaygın din eğitiminin önemli bir öğesi olan din görevlileri ıslah işinde fiili olarak da yer alabilirler. Görev yaptıkları yerlerde insanlar arasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkları gidennede ve barışı sağlamada etkin bir rol üstlenebilirler. Çünkü din görevlileri sürekli halkla iç içe olup, onları en yakın tanıyan kimselerdir. Ayrıca din adamı olmalan halkın onlara saygı duymalarını sağlayıcı bir faktördür. Din görevlileri aile içi anlaşmazlıkları çözüme kavuşturabilirler. Hem kadın ve erkekle bizzat görüşerek, hem de her iki tarafın yakınlarını harekete geçirerek aile içi anlaşmazlıkları sona erdirmede ve ailenin devamını sağlamada etkili olabilirler. Toplumda yetim ve sahipsiz çocuklara rastlamak mümkündür. Din görevlileri tespit ederek, yetim çocukları barındıran kuruluşlara teslim edebilirler. · Bunun yanında yetim çocuklara ailelerin sahip çıkmasını sağlayabilirler. Böylece din görevlileri toplumda koruyucu aile uygulamasının yaygınlaşmasına katkı sağlamış olurlar. bunları Binlerce camide görev yapan binlerce din görevlisi* insanlar arasında problemleri çözüme kavuşturmada ve aile içi anlaşmazlıkları gidererek ailenin devamına katkı sağlamada etkin bir rol oynama açısından bir fırsat olarak göze çarpmaktadır. yaşanabilecek Din görevlilerinin bu ağır sorumluluğun üstesinden gelmesi bir takım özelliklere sahip olmalarıyla mümkündür. Bu açıdan, iyi bir eğitim seviyesi, kültürlü ve bilgili olma, insanlarla sağlıklı diyaloglar kurabilme, örnek davranışlar sergileme, hoşgörülü ve anlayışlı olma, ifrat ve tefritten uzak durma ve güzel ahlak din görevlilerinde bulunması gereken üstün özelliklerdir. Bu üstün özellikler din görevlilerinde bulunduğu sürece, muslihlik görevini en iyi şekilde yerine getirebileceklerdir. Ülkemizde kadrolu 64220 cami bulunmaktadır. Bu camilerde 55886 İmam Hatip ve 9787 Müeezzin görev yapmaktadır. (Diyanet İşleri Başkanlığı istatistikleri, 1999, Ank. 2000, s 7, 101. SONUÇ Islah geniş kullanım alanı olan bir kavramdır. Islah vazifesini yerine getirenlere muslih denmektedir. Kur'an'a göre ilk muslih Allah'tır. Peygamberler birer muslihtirler. Kur'an'da insanların muslihlik yönüne dikkat çekilmektedir. Allah'ın dinine sımsıkı bağlılık, üstün bir ahlak, ilmiyle amil olma, saygınlık, güvenilirlik ve eğiticilik muslihlerde bulunması gerekli özelliklerdir. Kur'an'da ailenin ıslahına özel bir önem verilmektedir. Ailenin ıslahında, aileyi oluşturaneşler arasındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması ve böylece ailenin devamını sağlamak amaçlanmaktadır. Kur'an ailenin devamı açısından erkek ve kadını fedakarlığa davet etmekte ve aralarında barışı esas kılmalarını istemektedir. Kur'an, eşler arasında ailenin devamının, eşierin kendi çabalarıyla mümkün olmaması durumunda arabulucuların devreye sokulmasını istemektedir. Bu durum Kur'an'ın ailenin sürekliliğine yönelik bir gayreti olarak göze çarpmaktadır. en çok çocuklar açısından önemlidir. Çünkü aile çocukların hayata hazırlanması, sosyalleşmesi ve uyumlu bir kişilik yapısına sahip olması açısından oldukça etkili bir müessesedir. Ailenin çocuklara yönelik bütün bu etkileri, onların ıslahına yönelik bir çabadır. Ailenin ıslahı gelişimi, eğitimi, yetişmesi, Yetimlerin ıslahı, onların eğitimi ve yetiştirilmeleri dir. Böylece yetimlerin problemler çözülecek ve onlara hayatta bir yer sağlanacaktır. Yetimlerin korunmasına yönelik çabalar içerisine girilmelidir. Öncelikle yetimlerin barınacağı müesseseler açılmalıdır. Bunun yanında koruyucu aile uygulaması özendirilerek, yetim çocukların bir aile ortamında yaşamlarını devam ettirmelerine imkan sağlanmalıdır. yaşayabileceği Kur'an'da ıslah amaçlı olarak yapılması istenen diğer bir husus; mü'rninler ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların giderilmesidir. Kur'an mü'minleri kardeş ilan ederek bir sosyal yapı oluşturmak istemiştir. Bu sosyal yapıyı bozacak anlaşmazlık, kavga ve ihtilalların derhal giderilmesi istenmiştir. Böylece mü'minlerin birlik içinde yaşamaları, dağılıp parçalanmamaları amaçlanmıştır. İşte mü'minler arasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıları çözecek ve toplumsal kaynaşma ve kenetlenmeyi sağlayabilecek olanlar muslihlerdir. arasında Toplumun ıslah konusunda bilinçlendirilmesinde din görevlilerinden Din görevlileri camilerde verdikleri hutbelerde ve yaptıkları vaazlarda ısiaha teşvik edici dini ifadeler üzerinde ağırlıklı olarak durmalıdırlar. B öyle~e- halkın -ısluh-bi-linc-i-caırlr tutuh1ıuş--oiur~ --yararlanılabilir. Sürekli halkın içinde olan ve halkı en iyi şekilde tanıma imkanına sahip bulunan din görevlileri ıslah konusunda toplumu bilinçlendirmenin yanında, ıslah işine bizzat katılmalıdırlar. Bu sayede muslihlik görevini yerine getirmiş olurlar.