ilmi dergi

advertisement
•
ilmi dergi
DIYANET IŞLERI BAŞKANLIGI
Dini
Yayınlar
Dairesi
Başkanlığı
*
· Üç Ayda Bir Yayımlanır
Cilt: 39 -
Sayı:2
• Nisan-Mayıs-Haziran 2003
KUR'AN'DA ISLAHKAVRAMINA EGİTİM AÇlSINDAN BİR YAKLAŞlM
Doç. Dr. Şuayip ÖZDEMİR
İnönü Üniversitesi
ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
A Pedagogic Approach to the Concept of Islah (setting things right) of the Qur'an
Abstract:
Islah is one of the key concepts of the Holy Qur'an. The Qur'an demands from human
being to carry out his responsibilities to the end such as protecting orphans, solving disputes
among people and educating children. Those who engage in the work of islah are called
muslih. (The ones that put things right)
According to Qur'an, the first muslih is Allah. Muslih should carry out the following
peculiarities: Good moral behaviour, trustfulness, respectful personality and pedagogic skills.
Every member of the society should be conscious of islah. In this context, a lot of
responsibilities tali upon shoulders of the religious officers. They should taekle this topic
enough in their religious sermons. They should do their best to solve the inner family conflicts,
to clear the disputes among people and to help orphans.
KeyWords:
Islah, Muslih, Orphan, Child.
Islah, Kur'an'da yer alan önemli kavramlardan biridir. Kur'an
toplumun mutluluğunu ön planda tutmakta, insanlar arasında ortaya
anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulmasını istemektedir.
insanın
ve
çıkabilecek
yetimleri, çocukları, ihtilaf halinde olan
vasiyetçiyi ve insanları ıslah açısından ele alacağız.
Çocukları ıslah başlığı altında çocukların din eğitiminde nelere dikkat edilmesi
gerektiği hususuna da değineceğiz. Ayrıca din görevlilerinin muslihlik yönü üzerinde
Islah
iki
kavramını, eşierin arasını ıslah,
topluluğun aralarını ıslah,
duracağız.
1- Islah
Islah,
açıklamadan
Kavramının Anlamı
salalı kelimesinin if'iil babında
önce salalı üzerinde durabiliriz.
kullanılmış şeklidir.
Islah kelimesini
Fesadın zıddı olan salah, 1 iyi olmak, iyi bir hal üzere bulunmak, bir kimsenin
fesadından sonra iyi olması 2 ve istikamet3 anlamlarına gelmektedir.
2
İbn Fiiris, Ebu'l-Huseyn Ahmed b. Fiiris b. Zekeriyya, Mu'cemu Mekayisi'l-Lüga,
III, Beyrut, 1991, s. 303. el-Cevheri, İsmail b. Hammad, es-Sıhah, I, Kahire,
1982, s. 383.
Bkz., ez-Zemahşeri, Ebu'I-Kasım Muhammed b. Ömer, Esasu'l-Belağa, Kahire,
1960, s. 537, İbn Manzur, Lisanu'l Arab, II, Beyrut, trs., s. 516. Ragıb el-
DİY ANET İLMİ DERGİ • CİLT: 39 • SAYI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003
Salalı kelimesi ıslah şeklinde kullanıldığında
onarmak, düzeltmek, kötülüğü ortadan kaldırmak,
4
barıştırmak ve iyilik yapmak anlamlarına gelmektedir.
Muslih,
ıslah
eden,
layık
olmak, iyi olmak,
aralarını bulup
kişilerin
iyileştiren,
gerçekleştiren, barışçı olduğunu
bizzat salahı yerine getiren, sulh ve barışı
herkese gösteren ve insanların arasını düzelten
anlamlarına gelmektedir. 5
Muslih kavramı Kur'an'da beş ayette geçmektedir. Bir ayette tekil şekliyle6 ,
diğer dört ayette'ise çoğul olarak, "muslihun" şeklinde geçmektedir. 7
Muslihfin, muslih kelimesinin çoğulu olup ıslah edenler demektir. Kur'an'da
düzeltip barıştıran ve barışı gerçekleştirmeye çalışan kimselerden
övgüyle söz edilmektedir. Bu kişiler hakkında "muslihfin" tabiri kullanılmaktadır. 8
insanların arasını
Muslih kavramını bu şekilde açıkladıktan sonra, Kur'an'a göre kimlerin
muslih olduğu hususuna açıklık getirebiliriz.
İlk muslih Allah'tır. Yüce Allah her şeyin yaratıcısıdır. O, bu alemi var etmiş
ve ona bir düzen ve intizam vermiştir. 9 Bunun yanında insanı da en güzel şekilde
yaratmış ve kendi yolundan gidenlerin durumunu düzeltmiştir. 10
Buna göre insanı ve diğer varlıkları ıslah eden Yüce Allah'tır. İlk ve mutlak
muslih O'dur. ıı
İsfehani, el-Müfredat fi Garibi'l-Kur'an, İstanbul, 1986, s. 419-420, elFiruzabadi, Muhamıned b. Yakup, Basairu Zevi't-Temyiz, II, Beyrut. trs., s. 431.
et-Tahanevi, Muhamıned Ali el-Faruk!, Keşşafu /stılahati'l-Fünun, II. Beyrut,
1996, s.l093.
4
ez-Zemahşeri, Esasu'l-Belağa, s. 537, İbu Manzur, Lisanu'l-Arap. II, s. 516-517,
el-İsfehani, el-Müfredat fi Garibi'l-Kur'an, s. 420. Ebu'l-Beka, el-Huseyni elKefevi, el-Külliyyat, Beyrut. 1993, s. 560, el-Cevheri, es-Sıhah, I, s. 384.
5
Zemahşeri, Esasu'l-Belağa, s. 537, İbu Manzur, Lisanu'l-Arab. II, s. 516-517, elİsfehani, el-Müfredat fi Garibi'l-Kur'an, s. 420. Ebu'l-Beka, el-Huseyni elKefevi, el-Külliyyat, Beyrut. 1993, s. 560, ei-Cevheri, es-Sıhah, I, s. 384.
6
Bkz. Bakara 2/220.
7
Bkz., Şemseddin Sami, Kamus-u Türkf, II, İstanbul. 1989, s.1359, el-Alfisi,
Şıhabuddin Iviahmud, Ruhu 'i-ivieani fi Tej:sirı l-Kttr ani'l-Azim, I, Beyriıt, 1994,
s.l56.
Bkz., Bakara, 2/11,220, Araf, 7/ 170, Hud, lll 117, Kasas, 28/19.
9
Bkz., En'aıtı, 6/ 102, A'riif7/56, 85, Ra'd, 13/16, Zümer, 39/62, Mü'min, 40/62.
10
Bkz., Muhamıned, 47/2, 5.
11
Bkz., A'riif, 7/56,58, Yunus, 10/81, Enbiya, 21190, Ahzab, 33171, Ahkiif, 46/15,
Muhamıned, 47/2.
Allah, muslih olması yanında aynı zamanda ilk eğiticidir. O'nun isimlerinden
biri olan "Rab" kelimesi Kur'an'da terbiye edici ve öğretici anlamında
kullanılmaktadır. O, insanı, öğrenmesini sağlayan duyular, zeka ve ifade yetenekleri
ile yaratmış, ayrıca peygamberleri vasıtasıyla gerekli bilgileri ve becerileri ona
öğretmiştir. Bu sebeple gerçek öğretici ve eğitici Allah'tır. ı 2
Allah'ın dışında Peygamberlerin de ıslah edici özelliği bulunmaktadır.
Peygamberlerin görevi yeryüzünü ıslah etmek ve fesadı kaldırmak, böylece "iyiliğiN
ernredildiği, kötülüğün yasaklandığı" ahlak temellerine dayanan bir toplum düzeni
kurmak için tebliği uygulamakta başanya ulaşmaktır. 13
Peygamberlerin yaptığı, ilahi mesajı tebliğ, 14 müjdeleme ve uyarmadır. 15
Onlar bu yönleriyle birer muslihtirler.
Nitekim Kur'an Hz. Peygamber'in ıslah edici yönünü şu şekilde ifade
etmektedir: "0 kendilerine iyiliği emrediyor, onları kötülükten alıkoyuyor. " 16
Bu ayet insanların
getirmeyi öngörmektedir.
eğitimini,
yani onlarda bir
davranış değişikliği
meydana
Peygamberler aynı zamanda birer öğreticidirler. Bütün Peygamberler
sahiptir. Kur'an'da Hz. Peygamberin bu yönüne şu şekilde
öğreticilik vasfına
değinilmektedir:
"Nikekiın nimetinin tamamlanınası ıneyanında, sizden birini size elçi
olarak gönderdik. Size ayetlerimizi okuyor, sizi şirk ve günahlardan temizliyor,
size Kur'an'ı hikmeti öğretiyor, size bilınediğinizi bildiriyor. O halde siz, beni
anın ki, ben de sizi anayıın." 17
"Allah mü'minler üzerinde bol bol insanda bulundu. Çünkü onlara,
kendi cinslerinden bir peygamber gönderdi ki, kendilerine Allah'ın ayetlerini
okuyor, onları fena huy ve inançlardan temizliyor, onlara Kur'an ve hikmeti
18
öğretiyor. Halbuki bundan önce açık bir sapıklık içindeydiler."
Bayraktar Bayraklı, İslam'da Eğitim, M.Ü.İ.F.Vakf1 Yayınları, İstanbul, 1989,
s.l05, Selahattin Parlad1r, "Hz. Peygamber Devrindeki Eğitim Anlayışı ve
İşleyişi", Dokuz Eylül Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 1, İzmir,
1988, s. 262-263.
13
Fazlur Rahman, Ana Konulanvla Kur'an. Çev., Alparslan Açıkg"'rı<;, Arık<!r'l
Okulu Yayınları, Ankara, 1996,
14 Nahl. 16/35.
15
Sebe, 34/28
16 A'riif, 7/157.
17
Bakara,2/151, 152.
18 AI-i İrnran, 3/164.
12
<:c::c,' ' !U c ,, '·.· DİYANET iLMİ DERGİ • CiLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003
"Çoğu okuma yazma bilmeyen Araplar için soylarından bir Peygamber
gönderen O'dur. Üzerlerin O'nun ayetlerini okuyor, onları temizliyor.
Kendilerine Kur'an'ı ve hikmetlerini öğretiyor. Halbuki bundan önce açık bir
sapıklık içindeydiler. " 19
Ayetlerden anlaş1ld1ğına göre Hz. Peygamberin görevi insanları Allah'ın
dinine çağırmak, onların ıslahına, durumlarının düzeltilmesine vesile olmak ve
onlara öğreticilik yapmaktır. O bu yönü ile bir eğiticidir, bir öğretmendir.
Nitekim Peygamber Efendimiz "Ben muallim olarak gönderildim"20
buyurmak suretiyle, kendisinin öğreticilik vasfına dikkat çekmektedir.
Ayetlerde açıkça ıslah kelimesi geçmese de, Hz. Peygamber dini insanlara
zamanda ıslah görevini yerine getirmiş olmaktadır.
öğretirken aynı
İnsanlar arasından da muslihler çıkabilir. Fakat her insan muslih olamaz.
Muslih yukarıda yapılan tanımlarda ifade edildiği üzere problemleri çözücü ağır bir
görev üstlenen kimsedir. B u yüzden muslihlerde bir takım özelliklerin bulunması
gerekmektedir.
Harndi Yazır'a göre, muslihler kitaba
sımsıkı bağlanıp bağlattıran, namazı
kılıp kıldırtan bir yapıya ve kişiliğe sahip olma durumundadırlar. 21 Yazır'ın bu
ifadelerine ilave olarak muslihlerin
söyleyebiliriz.
aynı
zamanda
eğiticilik vasfına
sahip
olmaları
gerektiğini
Muslihler
hususa
iyiliği
emreden, kötülükten
sakındıran
kimselerdir. Kur'an'da bu
şu şekilde değinilmektedir.
"Sizden öyle bir grup
bulunmalıdır
ki, onlar herkesi hayra
çağırsınlar
iyiliği emretsinler, kötülükten vaz geçirmeye çahşsmlar. İşte onlar kurtuluşa
erenlerin ta kendileridir. " 22
Ayette görüldüğü gibi Yüce Allah, her toplumda insanları faydalı şeylere
onları
zararlı
şeylerden uzak tutacak kimselerin bulunmasının
gerekliliğine işaret etmektedir. Hatta Yüce Allah bir toplumun muslihler olduğu
halde helilk edilmeyeceğini ifade etmektedir:
çağıracak,
"Rabbin,
etmez." 23
halkı
muslihler
olduğu
halde, memleketleri
haksız
yere helak
Her toplumda, sevilen ve sayılan, güzel ahlak sahibi, ilmiyle amil olan,
t;üvP,n_ dı~yrltJğt1. kimselere rast!ar!!ak mürrıkündü.r. Bı.! k!şHer bi-rer muslhlı
ins:ınlann
19 Cum'a, 62/2.
İbn Mace, Mukaddime, 17.
21 Harndi Yaz ır, Hak Dini Kur'an Dili, C. 4, Eser Kitapevi, İstanbul, trs, s. 2317.
22 Al-i İmran, 3/104.
23 Hud, 111111.
20
olarak toplumda yaşanabilecek olumsuzlukları gidermede ve insanlar
anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmada etkin bir rol oynayabilirler.
arasındaki
tarihimizden buna bir örnek verebiliriz. Osmanlı toplumunda
düzelterek barıştıran ve kendilerine muslihun
denen kişilerden söz edilmektedir. Muslihun denilen bu kişiler zaman zaman da
mahkemeye intikal eden davalarda devreye girerek, tarafların davadan vazgeçmesini
sağlamışlardır. Böylece yargının daha iyi işlemesine yardımcı olmanın yanında, aynı
zamanda toplum barışının sağlanmasında etkili olmuşlardır. Ancak Osmanlı
toplumunda söz konusu olan muslihunun bir kurumdan ziyade, gönüllü organizasyon
24
olduğu söylenebilir.
Nitekim
yakın
anlaşmazlığa düşen tarafların aralarını
Buna göre muhlis
ıslah
eden, düzelten,
iyileştiren, barışı
tesis eden demektir.
İlk muslih Allah'tır. Peygamberler birer muslihtirler. İnsanlar arasından da muhlis
çıkabilmektedir. Eğiticilik, örnek bir şahsiyet,
muslihlerde bulunması gereken özellik:lerdir.
2-
Islahın
Söz Konusu
Olduğu
saygınlık,
güvenilirlik ve güzel ahlak
Yerler
Kur'an'da ıslah kavramı eşierin arasını ıslah, yetimleri, çocukları, vasiyetçiyi,
ihtilaf halinde olan iki topluluğun aralarım ıslah, insanları ıslah ve Allah'ın
yeryüzünü ıslahı şeklinde geçmektedir. Ancak biz araştırmamızda ıslah kavramına
eğitim açısından yaklaştığımız ve Allah'tan insana olan ıslahı değil de, insandan
insana yönelik ıslahı, vasiyetçinin, ailenin, çocuğun, insanın ve problemli iki
topluluğun arasının ıslahı açısından ele aldığımızdan, Allah'ın yeryüzünü ıslahı
hususuna değinmedik Şimdi araştırmarnızda söz konusu olan ıslahla ilgili hususları
sırasıyla açıklayabiliriz.
a-
Eşierin Arasını
Islah:
Kadın
ortamı,
anlayış
ve erkek birbirini tamamlayan iki temel unsurdur. Huzurlu bir aile
oluşturan kadın ve erkeğin birbirleriyle iyi geçinıneleri, karşılıklı bir
birlikteliğine sahip olmaları ve hayatın sıkıntılarını birlikte paylaşmalarıyla
aileyi
sağlanabilir.
Toplumun çekirdeği olan aileyi sağlamlaştırmak, yuvanın
ailenin dağılmasını önlemek, Kur'an-ı Kerimin amaçlarından biridir. 25
bozulmasını,
kopma noktasına geldiğinde, eşierin
veya barıştınlması ve böylece ailenin
dağılmasının önlenmesi istenmektedir. Ailenin sağlam bir temele dayanması elbette
eşierin hedefleri arasındadır. Şayet ailede bir huzursuzluk varsa, bunu giderecek
Bunun için de aile
aralarının bulunması,
24
25
bağları zayıflayıp,
onların barışması
Nasi Aslan, "İslam ve Osmanlı Hukuk Sisteminde Sulh Akitleri ve Osmanlı
Toplumunda (Muslihun) Arabuluculuk"; Kur'an'da Evrensel Hoşgörü, İstanbul,
1997, s. 269.
Süleyman Ateş, Yüce Kur'an'ın Çağdaş Tefsiri, C. 1, İstanbul, 1989, s. 555.
0'.:.; · c•; • '>h'; 5,·ı , .: •· DİYANET İLMİ DERGi • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003
olanlar da yine öncelikle
bilenlerdir. 26
eşlerdir.
Çünkü
eşler geçimsizliğin
sebeplerini en iyi
Kur'an bu manada erkeklere kadınlarla iyi geçinmelerini tavsiye etmektedir:
"Onlarla
ki)
Allah'ın
olabilirsiniz. "
(kadınlarla)
hakkınızda
27
iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız billniz
çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış
Ayetle, hoşlanılmayan bir kadının evde tututmasını mümkün olduğu ·kadar
gönlün geçici arzularına set çekmek ve problemi çözüme kavuşturmak
amaçlanmaktadır. Ayette erkeklere hayatın iyi yönlerini görmeleri tavsiye
edilmektedir. Elbette hayatın iyi yönlerini görmek ve kadınların iyi davranışlarını
dikkate almak aile yuvasının düzene girmesini olumlu yönde etkiler. Böylece
"hayatın iyi yönlerini görmek ve kadınların iyi davranışlarını dikkate almak" ıslahın
gerçekleşmesini sağlayıcı bir fonksiyon üstlenir.
sağlamak,
Ayrıca
sayıda teşvik
Hz. Peygamber'in, erkeklerin kadınlarla iyi geçinmeleri yönünde çok
edici ifadelerine rastlamaktayız:
"Siz onları
helallendiniz. "28
"En
hayırluıız
Allah'ın
ehline
aldınız.
emanetiyle
karşı
en çok
Ve
Allah'ın
hayırlı olanınızdır.
kelimesi
Ehline
karşı
ile
en çok
hayırlı olanınız benim. "29
"Hanımına yumuşak
ve iyi davranan
kişi,
mü' minierin iman
bakımından
en
mükemmelidir. "30
Hadislerden anlaşılacağı üzere
hassas bir yapıya sahiptirler. Bundan
kadınlar Allah'ın
erkeklere emaneti olup,
ki onlara iyi davranmak imanın
mükemmelliğiyle eş değer görülmüştür. Böylece erkeklerin dikkatleri çekilmiş,
kadınlara karşı daha anlayışlı olmaları ve hoşgörülü davranmaları istenmiştir.
Görüldüğü gibi burada "din duygusu" ve "iman" ıslahın vasıtası olarak
dolayıdır
kullanılmaktadır.
Eşierin karşılıklı bir takım kusurları olabilir. Eşierden birisi hatalı davranışlar
sergileyebilir. Böyle durumlarda son derece sabırlı davranıp, ikna yoluyla bu kusurlu
davranışların tekrarlanmaması istenmelidir. Bu şekilde davranmak mutlu ve huzurlu
bir aile yaşantısının gerçekleşmesi için tek çıkar yoldur.
26
27
28
29
30
Ömer Dumlu, Kur'an-ı Kerim 'de Sal/ih Meselesi, Ankara, 1992, s. 103.
Nisa, 4/19.
Müslim, Hac, 147, Ebu Davud, Menasik, 56.
Tirmizi, Rada, ll.
İbn Hanbel, Müsned, VI, 47.
KUR'AN'DA ISLAH KAVRAMINA EGİTİM AÇISINDAN BİR YAKLAŞIM
Şayet
bütün önlemler alınmasına rağmen eşler arasındaki anlaşmazlığın aile
bozacak boyutlara ulaşması durumunda Kur'an, onların arasını düzeltici
arabulucuların görevlendiritmesini istemektedir.
yuvasını
"Eğer eşierin aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin
ailesinden
bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. 31
Aile içi problemleri çözüme kavuşturacak olan hakemler eşierin ailelerinden
seçilir. Çünkü aile için~kiler, onların hallerini daha iyi bilirler. Fakat gerektiğinde
aileden olmayan kimseler de hakem tayin edilebilirler. Hakemler, geçimsizlik
nedenini ve bunun giderilmesi çaresini araştırırlar. Genellikle alimler, hakemierin
hem birleştirme, hem de ayırmaya karar verme yetkisine sahip oldukları
görüşündedirler. 32
Hakemlerin, istenen sonucun elde edilmesi ve eşierin de faydalarını temin
için, öncelikle, adaletli, bilinçli, metotlu ve ileri görüşlü olmaları gerekmektedir. 33
Böylece hakemler dağılmak ve parçalanmak üzere olan ailenin tekrar
etkili olurlar. Çünkü ailenin devamı, toplumun düzeni ve huzuru
açısından çok önemlidir.
devarnında
b- Yetimleri Islah:
Küçük yaşta babası ölmüş çocuğa yetim denmektedir. 34
İsliim, toplumun huzuru açısından ailenin düzene girmesi yönünde prensipler
ortaya koyarken, yetimlerin haklarını korumayı ihmal etmemiştir. İslam öncesi
cahiliye döneminde itilip kakılan, her türlü haksızlığa uğrayan ve malları elinden
alınan yetimler, İslam'ın gelişiyle koruma altına alınmıştır. Kur'an'da, onlara kötülük
yapan ve mallarını ellerinden alanlar sert bir şekilde uyarılmaktadır:
"Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri deneyin, eğer onlarda bir
görürseniz hemen mallarından kendilerine verin. Büyüyecekler
diye o malları israf ile tez elden yemeyin. " 35
olgunlaşma
"Yetiıniere mallarını verin, malları pis olanla değişmeyin,
onların mailarına katarak yemeyin. Çünkü bu büyük bir günahtır. 36
31
32
jj
34
35
36
mallarınızı
Nisa, 4/35.
Ateş, Yüce Kur'an'ın Çağdaş Tefsiri C. 2, s. 278.
Bkz. el-Aiusl, Ruhu'l-Mei'inf fi Tejsfri'l-Kur'ani'l-Azfm, III, s. 156, el- Cassas,
EbU Bekr Alımed er-Razi, Ahkiimu'l-Kur'an, II Beyrut, 1993, s. 269 ve devamı;
Kurtubi, Muhammed b. Ahmed, el-Camiu li Ahkami'l Kur'an, V, Beyrut, 1996,
s.l 15.
İbn Manzur, Lisanu'l Arab, XII, s. 645.
Nisa, 4/ 6.
Nisa. 4/ 2.
.:•:<;::~:ı;: ~')
, ';
.)t:.,:,, ,;[ DİY ANET İLMİ
"Haksızlıkla
yetimlerin
DERGi • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003
mallarını
yiyenler
şüphesiz karıniarına
ancak
ateş doldurulmuş olurlar. Zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir. " 37
"Hayır, sizler yetime iyilik etmezsiniz, yoksula yedirmekte birbirinizi
etmezsiniz. Mirası ise, helali-harann düşünmeksizin yersiniz de yersiniz.
Malı pek çok seversiniz. " 38 Ayetlerden imanlarının bilincinde olanların, yetimlere
ve yoksullara iyilik yaptıkları, imanlarının bilincinde olmayıp, bencil ve hırslı, heHiliharamı
tanımayan
kimselerin de, yetime ve yoksula iyilik etmedikleri
teşvik
anlaşılmaktadır. 39
Buna göre İslam, yetimlere yapılan haksızlığın önüne geçmiş ve mallarının
kendilerine verilmesini sağlamıştır. Buna ilaveten onlarla yakından ilgilenilmesini,
yetiştirilmelerini ve eğitimleri dahil her türlü ihtiyaçlarının karşılanmasını istemiştir.
Kur'an'da bu husus açıkça ifade edilmektedir:
"Sana yetimleri soruyorlar. De ki, onların durumlarını düzeltmek daha
onlarla beraber yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah,
yetimlerin (salahına) çalışanları da, fesatlık yapanları da bilir. " 40
hayırlıdır. Eğer
Ayette ifade edilen yetimin ıslahı, genelde onun eğitimi ve terbiye edilmesi,
malının ıslahı ise, o malın arttırılması ve korunması şeklinde yorumlanmaktadır. 4 ı
Elbette yetimlerin maliarına ıslah ve koruma maksadıyla el sürmek, onların
menfaatlerini, geleceklerini gözeterek işlerine bakıp kendilerini eğitmek ve
mallarının artmasını sağlamak, onlardan uzak durmaktan daha hayırlıdır. 42
Yetim çocukların eğitimi ve hayata hazırlanmalarında üzerinde durulması
gereken husus, onların ne tür bir ortam içinde bulunacakları ve nasıl
korunacaklarıdır.
Günümüzde geleneksel koruma yöntemi, çocuk yuvası ve yetiştirme yurdu
gibi kurumsal niteliklidir. Ülkemizde 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk
EsirgemeKurumu Kanununda belirtildiği üzere, korunmaya muhtaç çocuklardan 012 yaş grubu Çocuk Yuvalannda, 13-18 yaş grubu ise Yetiştirme Yurtlannda bakılıp
yetiştirilmektedir. 43
37
38
39
40
41
42
43
Nisa. 4/10.
Fecr, 89/17-20.
Beyza Bilgin, "Yetim ve Kimsesiz Çocuklarla İlgili Tesis Kurmanın ve
Yaşatmanın Önemi", Diyanet ilmi Dergi, C. 33, Sayı:3, Ankara, 1997. s. 8.
Nisa, 4/35.
Bkz. El-Cassas Ahkamu'l-Kur'an, I. s. 452, el-Alusi, Ruhu'I-Mdinf fi Tejsfri'lKur'ani'l-Azim, I., sh. 511.
Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, C. 2, s. 768.
2828 Sayılı Sosyal Hizmetler ÇocukEsirgemeKurumu Kanunu, 27 Mayıs 1983,
ve 18059 sayılı Resmi Gazete s. 7.
KUR'AN'DA ISLAHKAVRAMINA
EGITiM AÇlSINDAN
BIR YAKLAŞlM
Bu kurumlar bir nevi ailenin görevini üstlenmiş bulunmaktadırlar. Fakat her
44
şeye rağmen ailenin yerini tutamayacakları anlaşılmıştır. Çünkü buralarda çocuklar
teke tek ilişki ve duygudan uzak olarak barındırılmakta ve çoğunlukla fizyolojik
ihtiyaçları karşılanmaktadır. Oysa sağlıklı bir gelişim ve davranış görüntüsünün
temelinde duygu yatar. Bu duyguyu da çocuğa kazandıracak olan yegane öge ailedir.
Ailenin bulunmadığı durumlarda yapay bir aile bile soruna çözüm getirebilir. Bu
düşünceden yola çıkan gelişmiş ülkeler kurum bakımını en aza indirip, artık ağırlığı
koruyucu aile uygulamasına vermiş bulunmaktadırlar. 45
İslam'ın yetim çocukların korunmaları hususundaki goruşu onların
bakımevlerinden ziyade bir koruyucu aile yanında himaye edilmeleri şeklindedir. 46
Hadislerde yetimleri himayeden maksadın, maddi korumadan ibaret olmayıp,
tam bir ailevi atmosfer içerisinde yaşatmak olduğu bariz bir şekilde ifade
edilmektedir. 47 Bu hadislerden iki tanesine burada yer verebiliriz:
onları
"Müslümanlar arasında en hayırlı ev, içerisinde yetim olan ve yetime de iyi
muamele yapılan evdir. En kötü ev de içinde yetim olan, fakat ona kötü davramlan
evdir. ,r~s
"Her kim, müslümanlar arasından bir yetimi (evine alıp) kendi yediğinden
yedirir, kendi içtiğinden içirirse, affı mümkün olmayan bir günah (ş irk) işlemedikçe ·
Allalı onu mutlaka cennetine kor. '.4 9
Yetim çocuklar, hadislerde de ifadesini bulduğu üzere bir aile ortamı
içerisinde tıpkı öz evlat gibi okşanıp sevilerek50 hayata hazır duruma getirilmiş
olurlar.
Görüldüğü
gibi ayet ve hadislerde yetim ve kimsesiz çocuklara sahip
düzeltilmesi ve öz evlat gibi aile içinde barındırılmalarının
gereği vurgulanmaktadır. Çünkü çocukların eğitimi, yetiştirilmesi ve gelişimlerini
sağlıklı bir şekilde tarnarnlayabilmeleri açısından en uygun ortam ailedir.
çıkılması, durumlarının
Yümni Sezen, Sosyolojide ve Din Sosyolojisinde Temel Bilgiler ve Tartışmalar,
Marmara Ün. İl. Fak.Vakfı Yayınları, İstanbul 1990, s.l20.
45
Latife Bıyıklı, _"Gelişmiş Ülkelerde Suçlu ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar İçin
Koruyucu Aile Uygulaması" Çocuk Suçluluğu ve Çocuk Mahkemeleri
"' Sempozyumu, Ankara Ün. Eğitim Bil. Fak. Yayınları, Ankara, 1983, s. 61-63.
ibranim Canan, Peygamberımızın Sunnetinde Terbiye, Tugra Neşriyat, fsı.anuul,
s. 41 l.
47
Canan, age, s. 412, Abdurrahman Kurt, "İslam'ın Koruyucu 1il~ye Bakışı,",
Uludağ Ün. İl. Fak. Dergisi, C. 6, Sayı: 6, Bursa, 1994, s. 177.
48
İbn Mace, Edep, 6.
49
Tirmizi, Birr, 14.
50
İbn Mace, Edep, 10.
44
DİY ANET İLMİ
c-
Çocukları
DERGi • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003
Islah:
Çocuğun eğitiminde aile, çevre ve okul üçü birlikte etkilidir. Bunlar
içerisinde ilk dönemlerde en etkilisi ailedir. Çünkü çocuk doğduğunda ilk önce ailesi
ile karşılaşmaktadır. Huzurlu bir aile ortamı her şeyden önce çocuğun eğitimi ve
kişiliğinin gelişimi açısından önemlidir. Çocuğun eğitimine yönelik olarak
gerçekleştirilebilecek her türlü etkinlik, onun ıslahına yönelik bir çabadır.
Çocuğun dünyaya gelişinden sonra ona yapılan ilk işlemler kulağına ezan
okumak ve iyi bir isim vermektir. Doğan çocuğun kulağına ezan okumak, "Elest
Bezmi" ile çocuğun şuur altına yerleştirilen inanç duygusunu harekete geçirmek için
yapılan bir faaliyettir. Çocuğa iyi bir isim vermek ise gelecekteki şahsiyetini
etkiler. 5 ı
Nitekim Hz. Peygamber'in, çocuk dünyaya geldiğinde ona isim koyduğu52 ve
Hz. Fatıma'nın Hz. Hasan'ı dünyaya getirdiğinde kulağına ezan okuduğu53 rivayet
edilmektedir. Lokman'ın oğluna yaptığı tavsiyeler arasında yer alan çocuğa Allah
inancının verilmesi ve öğretilmesi, çocuğun namaz kılması, başına gelebilecek
belalara karşı sabırlı olması, iyiliği emredip kötülüğü yasaklaması gerektiği 54
ailelerin bir eğitim çerçevesinde çocukların ıslahında dikkat edecekleri hususlardır.
Buna göre çocuğa öncelikle kazandırılacak olan, sağlam bir inanç ve bu
olarak ibadette bulunma, dini davranış sergileme ve toplumsal
vazifeleri yerine getirme duygusudur.
inancın gereği
Dini inanç ve duygular, samimi ve sıcak bir aile ocağında uyarılır ve
şekillenir. 55 Aile büyüklerinin dine bağlı hareketleri, kullandıkları dinsel deyimler
çocuğu içten bir yaşantı içerisine sokar. 56
Örneğin,
aile üyelerinin sözünde durma, yalan konuşmama, kimsesizlere
etme vb. örnek davranışları çocukları derinden etkileyebilir. Ayrıca aile
içerisinde kılınan namazlar, yapılan dualar, vb. dini davranışlar zamanla çocuklarda
bir davranış biçimi haline gelebilir.
yardım
aynı
51
52
53
54
55
56
Ailede verilen din eğitiminin çocukları derin bir şekilde etkilemesi, ailenin
zamanda dini değerler ve ilişkiler açısından bir model teşkil etmesinden ve
Bayraklı, "Kur'an-ı Kerim'e Göre Ailede Çocuk Eğitimi", (tebliğ), İslam'da Aile
ve Çocuk Terbiyesi II, Ensar Neşriyat, İstanbul, 1996, s.l56-157.
Buhari, Akika, 1, Tirmizi, Edeb, 63.
Ebu Davud, Edeb, 116.
Lokman, 31/ 16, 17.
Selahaddin Parladır, "Din ve Aile", Türk Aile Ansiklopedisi, C.l, Başbakanlık
Aile Araştırma Kurumu Yayınları, Ankara, 1991, s. 342.
Neda Armaner, Din Psikolojisine Giriş, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1989, s. 89.
çocukların
dini tecrübe ve ibadet
kaynaklanmaktadır.
eğitimi
ile doğrudan karşılaştığı bir yer
olmasından
57
Bu yüzden onlara, dini gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tarnarnlayabilmeleri
ve dini bir kişilik kazanmaları açısından örnek davranışlar sunulmalıdır.
Çocuklar çoğu defa dini konularda ilginç, anlamsız ve dine aykırı sorular
sorabilir. Anne ve babalar çocukların böyle sorularını anlayışla karşılamalı, onların
anlayabileceği şekilde cevaplar vermelidir. Bu tür soruları sormanın günah olduğunu
söylemek, onları azarlamak, anlayabilecekleri tarzda cevaplar vermemek, çocukların
dini konularda şüphelerinin artmasına neden olabilir.
Çocukları ibadete yönlendirmede hoşgörülü bir tutum sergilenmelidir.
Çocuklar ibadete alıştınlırken umursamaz bir davranış içerisine girmeleri
durumunda, katı bir disiplin sağlamak ve çeşitli baskı yöntemleriyle ibadete
zorlamak olumlu sonuç vermeyebilir.
Çocuklar ibadete
alıştınlırken
"Ergenlik
çağına
kadar dini bir sorumluluk
taşımadığı" 58 hadisi akıldan çıkarılmamalı ve onlara ibadet konusunda baskı
yapılmamalıdır. Bu hadise göre çocukların, bu yaşlarda yaptığı yahut yapacağı
hatalar, yanlışlar, günahlar ve ihmaiier yetişkin insanların yaptığı yanlışların
sonucunu doğurmayacaktır. Büyüklerin bile zaman zaman yapmaktan kaçınmadıkları
küçük hatalar ve kusurlar, çocuklar tarafından işlendiğinde, bunlar birer günah olarak
telkin edilmemelidir. 59
Çocukları ibadetlere yönlendirirken hemen değil de belli bir zaman dilimi
içerisinde sonuç alınmaya çalışılmalıdır. Özellikle mübarek gün ve gecelerde, teravih
namazlarında, bayram namazlarında camiye götürülmek suretiyle namaza ilgi
duymaları sağlanmalıdır. Ramazanlarda salıura kaldırılmalı ve ailesiyle birlikte bu
heyecanı yaşarnalarına imkan tanınmalıdır. Ancak otuz gün ramazan orucu tutmak
yerine gücü yettiği kadarıyla oruç tutmasına izin verilmelidir. Çocuklar öncelikle
ibadetlere teşvik edilmeli, alıştırılmah, ilgi duyınaları sağlanmalıdır.
57
58
59
Bkz., Ünver Günay, "Türkiye'de Dini Sosyalleşme", (tebliğ), T.l.D.E.S., Ankara,
1981, s.l98. A.Verıı:ote. Çocukta Din". Çev. Erdoğan Fırat. Ankara Ün. İl. Fak
Der., XXII, Ankara, 1978, s. 316. Armaner. a.g.e .. s. 89. M. Faruk Bayraktar.
"Ailenin Eğitim Görevi", Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, Sayı:2, İstanbul, 1995.
s. 139.
Ebu Davud, Hudud 16, Tirmizi, Hudud, 1, Nesiii, Talak, 13, Ahmed b. Hanbel,
Müsned, I, 116.
Bkz. Halis Ayhan, Eğitime Giriş ve islamiyetin Eğitime Getirdiği Değerler,
Damla Yayınevi, İstanbul, 1982, s. 236,242.
DİY ANET İLMİ DER Oİ • CİLT: 39 • SAYI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003
'
Anne babalarm çocuklarının din eğitiminde dikkat edecekleri diğer bir husus,
dönemlerine uygun bir yöntem takip etmeleri gerektiğidir. Çocuğun
gelişim dönemiyle ilgili yeterince bilgiye sahip olmayan anne babalar, çocuklarının
iman ve ibadet öğretiminde verimli olamazlar.
onların gelişim
Soyut kavramları kavrayabilecek düzeye ulaşmamış bir çocuğa, Allah, melek,
cennet, cehennem ve ahiret gibi kavramlar hakkında bilgi vermeye çalışmak,
çocuğun zihninin daha da karışmasına sebep olabilir.
Ailelerin, çocuklarının sadece maddi ihtiyaçlarını karşılaması, onlara birtakım
maddi imkanlar sağlaması yeterli değildir. Aynı zamanda onların sevgi ihtiyaçları da
karşılanmalıdır. Çocuk, aile içerisinde kendini güvende hissetıneli ve aile üyelerinin
sevgisi onu kuşatmahdır .
Çocuğa gösterilecek sevgi, onun beden gelişmesinden zihin gelişmesine kadar
önemli etkilerde bulunmaktadır. Bu yönünden dolayı anne sevgisine "büyüme
vitamini" denilmiştir. 60 Çocuklara gösterilecek sevgi hususunda en güzel örnekleri,
Hz. Peygamberin uygulamalarında görmek mümkündür. Hz. Peygamberin çocukları
çok sevdiği, onlara karşı şefkat ve merhamet gösterdiği bilinen bir gerçektir.
Çocuklara karşı son derece sevgi gösteren Hz. Peygamber, onları kucağına oturtmuş,
okşayıp bağrına basmış, omuzuna ya da sırtına bindirmiş, 61 onlarla oyunlar oynamış,
hoşlarına gidecek bazı lakaplar takarak şakalaşmış ve onları eğlendirmeye
çalışmıştır. 62
Anne babalar çocuklarına Allah'ı tanıtırken korku ifadeleri yerine sevgi içeren
sözler kullanmahdırlar. "Allah seni taş eder", "Cehennemde yakar", "Gözünü kör
eder" gibi ifadeler çocuklar üzerinde olumsuz etkide bulunabilir.
Oysa "Yalan söylersen, Allah seni taş yapar" yerine, "Doğru söylersen, Allah
seni çok sever!.", "Allah uslu çocukları cennetine koyar ... " gibi ifadeler kullanmak
daha doğru olur. Çocukların korku yerine sevgiyle Allah'a yöneltilmesi kendilerine
olan güvenlerini arttıracaktır. Allah'ın kendilerini koruyacaklarına İnanacaklarından
dolayı, sıkıştıkları ve bunaldık(arı zamanlarda, Allah'tan kaçmak yerine O'na
sığınacaklardır.
60
~
1
62
63
63
Bkz. Bilgin, "Okul Öncesi Çağı Çocuğunda Dini Kavramlar", Din Öğretimi
Dergisı, Sayı: 15-'J, Ankara, l'JIS6, s. 21.
·
fsuharı, ~'edaiiü;s-Sahabe, 22, -firmizi, Menakıb, 9, İbn Iviace, Edep 3.
Buhari, ilim, 18, Ebu Davud, tereccül, 15, Tirmizi, Birr, 57, Alımed b. Hanbel,
Müsned, II, 532.
Mustafa Öcal, "Ailede Çocukların Dfni ve AhUikf Eğitimlerinde Karşılaşılan
Problemierin Başlıca Sebepleri ve Çözüm İçin Bazı Teklifler", Din Eğitimi
Araştırmaları Dergisi, Sayı:3, İstanbul, 1996, s. 196.
KUR'AN'DA ISLAHKAVRAMINA EGİTİM AÇlSINDAN BİR YAKLAŞIM;
''iC!':.·
c'ı<L::'
.:t:f§ :·..:;;:;
d- İhtilaf Halinde Olan İki Müslüman Topluluğun Arasını Islah:
İsHim tevhid ve birlik dinidir. Tevhid inancı, en mükemmel ve ideal bir sosyal
kaynaşma, kenetlenme, birleşme ve bütünleşme64 imkanı sağlar.
Toplumda
yaşayan
insanlar
arasında
ortaya
çıkabilecek
ihtilaflar,
anlaşmazlıklar ve kavgalar, İslam'ın ısrarla üzerinde durduğu, sosyal kaynaşmayı
zedeleyici bir
özelliğe
sahiptir. Kur'an böyle bir durumda, mü'minlere kardeş
ve anlaşmazlıkları çözüme kavuşturucu mahiyette
olduklarını
hatıriatmakta
arabulucuları
göreve çağırmaktadır.
"Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa, onların aralarını
düzeltin. Şayet biri diğerine saldırıya devam ederse, Allah'ın emrine dönünceye
kadar, saldıran tarafla savaşın. Allah'ın emrine dönerse, artık adaletle onların
aralarını düzeltin ve adil olun. Zira Allah, adaletli davrananları sever.
Mü'minler kardeştirler. Kardeşlerinizin arasını düzeltiniz." 65
A.yette ihtilaf halinde iki müslüman topluluğun arasını bulmada adil bir ısiaha
vurgu yapılmaktadır. Yani her iki tarafı da memnun edecek, ayırım gözetmeyecek,
gönüllerde en ufak bir şüphe bırakmayacak, tekrar anlaşmazlığa dönmeyi engelleyici
ve yaşanan probleme kesin çözüm getirici bir arabuluculuğa işaret edilmektedir.
A.yette ifade edilen arabuluculuk, "adalet" ilkesiyle temellendirilmektedir.
Buna göre müslümanlar kardeştirler, kardeşçe geçinmelidirler. Allah'ın
rahmetine nail olmaları için barış içinde yaşamaları, kendi aralarında çıkan olayları
yatıştırmaya, kavgaları önlemeye çalışmaları gerekrnektedir: 66
Esasen, müslümanların kendi aralannda sulh bulunmaz, kardeşlikleri kuvvetli
olmazsa, kafidere karşı mücadele edemezler. Allah'ın azabından da korunamazlar. 67
A.yette ifade edilen arabuluculuk görevi, iki topluluk arasında geçen
gibi, aynı zamanda iki kişi arasında gerçekleşen anlaşmazlıkta
da söz konusudur. Esasen iki kişi arasında çözüme kavuşturulmayan ihtilalların
zamanla, diğer insanları da etkilernesi ve böylece toplumsal bir boyut kazanması
mümkündür.
anlaşmazlıkta olduğu
Kur'an'ın yanı sıra hadislerde de insanların
etmenin önemine işaret edilmektedir:
arasını
düzeltmenin ve birliği tesis
"Dikkat edin, size, oruç, namaz ve sadakanın derecesinden daha üstün
bildireyim mi? Ashab: "Evet" deyince Hz. Peygamber: "Kişilerin aralarını
t>fmektir Zirn kişi/t>ri.n qrrılnnm hn?_mnlr (imnm lrnlriimiPn) lrn71r" hnynrmn~tıır
64
65
66
67
olanı
ıslah
68
Ünver Günay, "Din ve Toplumsal Farklılaşma", Atatürk Üniversitesi İHihiyat
Fak. Dergisi, Sayı: 5, Erzurum, 1982, s. 79.
Hucfuiit, 49/ 9-10.
Ateş, Yüce Kur'anın Çağdaş Tefsiri, C. 8, s. 520.
Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, C. 6. s. 4464-4465.
" . DİYANET İLMi DERGi • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NiSAN-MAYIS-HAZiRAN 2003
"Birbirinize lıaset etmeyiniZ, birbirinizin satışına engel olmayınız, kızmayınız,
çevirmeyiniz, ey Allalı'ın kulları kardeş olunuz. Müslüman müslümanın
kardeşidir. Ona zulmetmez, onu rüsvay etmez, ona hakaret etmez. '.69
sırt
"Birbirlerine karşı sevgi, şefkat ve acımalarında mü'minler, bir tek cesede
benzerler. Cesedin bir organı rahatsız olunca diğer organları da uykusuzluk ve ateş
ile onun rahatsızlığını duyar. "70
Hadislerde ifade edildiği gibi müslüman müslümanın kardeşidir. İki
bulmak üstün bir ibadettir. Müslümanlar birbirlerine karşı
duyarlı olmak durumundadırlar. Diğer insanların sıkıntılarını paylaşmak, insanların
arasını bulmak bir müslümanda bulunması gereken sosyal duyarlılıktır. Bu duyarlılık
sürekli olarak insanı başkalarının sıkıntılarını paylaşmaya yönlendirir. Küçük yaştan
itibaren bireylere eğitim yoluyla böyle bir duyarlılık kazandırılabilir.
müslümanın arasını
İslam'ın gerek Kur'an'da ve gerekse sünnette önemle üzerinde durduğu
kardeşlik
ilkesiyle birbirlerine
karşı
merhametli, samimi, candan, tek hedef ve gaye
etrafında birleşmiş bir İslam toplumu hedeflenmektedir. 71
Böyle bir toplumda bireylerin inançtan doğan sağlam kardeşlik duygularına
sahip olmaları, onları birbirlerinin dertleri ile dertlenen, sevinçleri ile sevinç duyan,
üzüntüleri ile kederlenen, ihtiyaçları zamanında birbirlerine yardım eden kişiler·
haline getirir.
e- Vasiyetçiyi Islah:
Vasiyet edecek bir kimsenin vasiyeti anında, bir hata yapması endişesi
Kur'an bu kimseyi hatasından döndürmek için müdahalede
bul unulmasım istemektedir.
taşınıyorsa,
"Kim de, vasiyet edenin bir hata veya günah işlemesinden korkar da,
düzeltirse, ona günah yoktur. Şüphesiz Allah, bağışlayan,
esirgeyendir. "
(tarafların) aralarını
72
Ayet vasiyet edeni hatasından döndürmeyi ve ilgili kişilerin arasını ıslah
etmeyi muslihlere bir görev olarak yüklemektedir.
Böylece vasiyet edenin bir hata veya günah işlemesi engellenmiş ve varisler
de mağdur edilmemiş olur. Zira, vasiyette bulunanın o andaki hastalık durumu veya
ölümün eşiğindeki psikolojik hava onun sağlıklı karar vermesini etkileyebilir. 73
68
69
70
71
72
Ebu Davud, Edeb, 58, Tirmizi; Kıyame, 56.
Buhari, Edeb, 57, 58, 62, Müslim. Birr, 30, 32.
İbn Hanbel, Müsned, II, 159, 203.
Zemahşeri, el-Keşşaf an Hakaikı't-Tenzil, I, Daru'l-Küttabi'l-Arabi, Beyrut, trs.,
s. 395.
Bakara, 2/182.
KUR'AN'DA ISLAHKAVRAMINA EGITiM AÇISINDAN BiR YAKLAŞıM:·. "' L :fe, .i;;"
Vasiyet edeni hatasından döndürmek bir farz-ı kifaye olup, 74 muslihler bu
görevi yerine getirdiğinde diğer insanlardan sorumluluk kalkar.
Görüldüğü
gibi Kur'an insanları sosyal duyarlılığa davet etmekte ve neme
bir tavrı hoş görmemektedir. Zira toplumda yaşayan bireyler arasında ortaya
çıkan problemierin çözüme kavuşturulmayışı, zamanla daha büyük problemierin
meydana gelmesine sebep olabilir. İşte vasiyetçiyi ıslah örneğinde görüldüğü gibi,
insanların arasını bozucu ve toplumsal huzursuzluklara zemin hazırlayıcı olayları
çözüme kavuşturmak muslihlerin yapması gereken işlerdendir.
lazımcı
f. İnsanları Islah:
Kur'an'da ıslahla ilgili olarak üzerinde durulan diğer bir husus insanların
konusudur. Kur'an insanların inanç, düşünce ve davranışlarında değişiklik
meydana getirmeyi onların ıslahı anlamında ele almaktadır. Bu da, insanı bir eğitim
sürecinden geçirmekle mümkün olur.
ıslahı
Yüce Allah insanların ıslahı ve eğitimine yönelik olarak Peygamberler
Peygamberler insanları Allah'ın dinine çağırmak, yanlış
davranışlarından vazgeçirmek, durumlarının düzeltilmesi için rehberlik etmek, onlara
öğreticilik yapmak, iyiliği emredip kötülüğü ortadan kaldırmak suretiyle ıslah
vazifelerini yerine getirmişlerdir.
göndermiştir.
Kur'an insanlardan öncelikle iman etmelerini istemektedir. İman ettikten ve
dini benimsedikten sonra talep edilen ise; namaz, oruç, hac, zekat gibi salih arnelleri
yerine getirme ve birtakım dini yasaklara riayet etmedir.
Bunun yanında 'Kur'an'da güzel ahıae 5 , diğergamlık76 , affedici olma 77 ,
kötülüğe iyilikle karşılık verme78 , insanlara yumuşak davranma 79 , insanlarla alay
etmemek80 , zandan sakınma8 \ kibirli olmamak82, iyilikte yardımlaşma83 , merhametli
olmak84 , doğruluk85 , sabırlı olmak86 gibi ahlaki ilkelere vurgu yapılmaktadır.
73
Dumlu, age, s. 110.
Kurtubi, age, II, s.l82.
75
Kalem, 68/4; İbn Mace, Zühd, 4246.
76
Haşr, 59/9; Buhari, İman, 7.
77
Al-i İmran, 31134, Araf, 7/199, Maide, 5113.
78
Kasas, 28/54, Fussilet, 41/34.
79
İsrii. 17/53. Nahl. 16/125.
80
Hucfirat. 49/1 ı.
8
ı Hucfuat, 49/12.
82
Lokman, 31/18, İsra, 17/37.
83
Maide. 5/2.
84
Fetih, 48/29.
85
Ahzap, 33170.
86
Fussilet, 41135, Nahl, 16/96.
74
·' ·;1!;\A;~!'. ":. 'i:D:.Ci t. DİYANET İLMİ DERGİ • CİLT: 39 • SA YI: 2 • NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2003
Kur'an'da ifade edilen dini emir ve yasaklar ve bir
takım
ahlaki ilkelerle
insanların
ıslahı amaçlanmaktadır.
Böylece kardeşlik bilincine sahip, başkalarının hakkını gözeten, insanlara
zarar vermeyen, birbirlerinin problemlerine karşı son derece duyarlı bir insan modeli
oluşturulmak istenmiştir.
Kur'an insanların ıslahına yönelik olarak, İslami eğitimde öncelikle
başvurulan bir eğitim yöntemi olma özelliği taşıyan tedriç yöntemini 87 uygulamıştır.
Bu yöntemden hareketle insanlardan önce iman etmeleri istenmiş, dini emir ve
yasaklar birdenbire indirilmemiş, zamana yayılmak suretiyle insanların benimsernesi
dikkate alınarak kolaydan zora doğru bir yol takip edilmiştir. Nitekim içkinin
yasaklanışında takip edilen yöntemi buna örnek olarak verebiliriz. 88
3- Din Görevlilerinin Muslihlik Yönü
Makalemizde ıslah kavramını eşierin arasını ıslah, ihtilaf halinde olan iki
müslüman topluluğun aralarını ıslah, yetimleri, çocukları, vasiyetçiyi ve insanları
ıslah açısından ele almış bulunuyoruz. Islah kavramına açıklık kazandırmanın
yanında, ıslah konusunda toplumun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi de
önemlidir. Bu bilgilendirme yaygın din eğitimi çerçevesinde din görevlileri
vasıtasıyla gerçekleştirilebilir.
Mü'minlerin kardeş olduğu ve dolayısıyla aralarının düzeltilmesi gerektiği 89 ,
insanların arasını düzeltmenin üstün bir ibadet olduğu90 , erkeğin kadınla iyi
geçinmesi, ailenin dağılması tehlikesi durumunda kadının fedakarlıkta bulunması, en
son tedbir olarak ailenin devarnı açısından arayı düzeltici mahiyette hakemierin
görevlendirilmesinin istenmesi 9 ı, ayet ve hadislerde ıslahı gerçekleştirmeye yönelik
olarak yer alan ifadelerdir.
Ayrıca yetimlerin mallarını vermek, onlara iyilik etmek, durumlarını
düzeltmek ve onlarla bir arada yaşamak92 yetimlerin ıslahına yönelik ifadelerdir.
Okunan hutbeler ve verilen vaazlarda bu ifadelerin eğitim amaçlı olarak bir
plan dahilinde bireylere sunulması, onlarda ıslah bilincinin ortaya çıkmasına ve bu
bilincin canlı tutulmasına son derece olumlu katkılar sağlayabilir.
87
88
89
90
91
92
Tedric konusunda bkz., Bayraklı, İslam'da Eğitim, s. 213, Kerim Yavuz,
Günümüzde Din Eftitimi, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları,
Adana, 1998. s. 95. Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, Esra
Yayınları, Konya, 1991, s. 186.
Bkz., Bakara, 2/219, Nisa, 4/43, Maide, 5/90-91 Nahl, 16/67.
Bkz., Hucı1rat, 49/ 10.
Ebu Davud, Edeb, 58, Tirmizi, Kıyame, 56.
Davud, Edeb, 58, Tirmizi, Kıyame, 56.
Bkz. Bakara 2/220, Nisa, 4/2, 6, İbn Mace,Edep, 6, Tirmizi, Birr, 14.
KUR' AN' DA ISLAHKAVRAMINA EÖİTİM AÇISINDAN BİR YAKLAŞlM .•.. ;/,çe ;;:;; .. •• '.·'" .•);;;,;tc;,
B u manada din görevlileri,. Cuma hutbelerinde ve verdikleri vaazlarda
toplumun birliği açısından sosyal kaynaşmanın önemine ve mü'minlerin kardeş
olduklarına dikkat çekmelidirler.
İnsanlar arasındaki
ihtilaflar çozume
kavuşturulmadığı sürece toplumda huzursuzlukların ortaya çıkabileceği ve
anlaşmazlıkların giderilmesinin toplumsal bir görev olduğuna vurgu yapmalıdırlar.
Din görevlileri ayrıca Kur'an'ın, toplumun temeli olan ailenin ayakta durabilmesi için
aldığı önlemler ve ailenin sağlıklı nesillerin yetişmesindeki rolüne yönelik olarak
ortaya koyduğu hususlar üzerinde durmalıdırlar.
Yaygın din eğitiminin önemli bir öğesi olan din görevlileri ıslah işinde fiili
olarak da yer alabilirler. Görev yaptıkları yerlerde insanlar arasında ortaya
çıkabilecek anlaşmazlıkları gidennede ve barışı sağlamada etkin bir rol
üstlenebilirler. Çünkü din görevlileri sürekli halkla iç içe olup, onları en yakın
tanıyan kimselerdir. Ayrıca din adamı olmalan halkın onlara saygı duymalarını
sağlayıcı bir faktördür.
Din görevlileri aile içi anlaşmazlıkları çözüme kavuşturabilirler. Hem kadın
ve erkekle bizzat görüşerek, hem de her iki tarafın yakınlarını harekete geçirerek aile
içi anlaşmazlıkları sona erdirmede ve ailenin devamını sağlamada etkili olabilirler.
Toplumda yetim ve sahipsiz çocuklara rastlamak mümkündür. Din görevlileri
tespit ederek, yetim çocukları barındıran kuruluşlara teslim edebilirler. ·
Bunun yanında yetim çocuklara ailelerin sahip çıkmasını sağlayabilirler. Böylece din
görevlileri toplumda koruyucu aile uygulamasının yaygınlaşmasına katkı sağlamış
olurlar.
bunları
Binlerce camide görev yapan binlerce din görevlisi* insanlar arasında
problemleri çözüme kavuşturmada ve aile içi anlaşmazlıkları
gidererek ailenin devamına katkı sağlamada etkin bir rol oynama açısından bir fırsat
olarak göze çarpmaktadır.
yaşanabilecek
Din görevlilerinin bu ağır sorumluluğun üstesinden gelmesi bir takım
özelliklere sahip olmalarıyla mümkündür. Bu açıdan, iyi bir eğitim seviyesi, kültürlü
ve bilgili olma, insanlarla sağlıklı diyaloglar kurabilme, örnek davranışlar sergileme,
hoşgörülü ve anlayışlı olma, ifrat ve tefritten uzak durma ve güzel ahlak din
görevlilerinde bulunması gereken üstün özelliklerdir. Bu üstün özellikler din
görevlilerinde bulunduğu sürece, muslihlik görevini en iyi şekilde yerine
getirebileceklerdir.
Ülkemizde kadrolu 64220 cami bulunmaktadır. Bu camilerde 55886 İmam Hatip
ve 9787 Müeezzin görev yapmaktadır. (Diyanet İşleri Başkanlığı istatistikleri,
1999, Ank. 2000, s 7, 101.
SONUÇ
Islah geniş kullanım alanı olan bir kavramdır. Islah vazifesini yerine
getirenlere muslih denmektedir. Kur'an'a göre ilk muslih Allah'tır. Peygamberler
birer muslihtirler. Kur'an'da insanların muslihlik yönüne dikkat çekilmektedir.
Allah'ın dinine sımsıkı bağlılık, üstün bir ahlak, ilmiyle amil olma, saygınlık,
güvenilirlik ve eğiticilik muslihlerde bulunması gerekli özelliklerdir.
Kur'an'da ailenin ıslahına özel bir önem verilmektedir. Ailenin ıslahında,
aileyi oluşturaneşler arasındaki anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması ve böylece
ailenin devamını sağlamak amaçlanmaktadır. Kur'an ailenin devamı açısından erkek
ve kadını fedakarlığa davet etmekte ve aralarında barışı esas kılmalarını
istemektedir. Kur'an, eşler arasında ailenin devamının, eşierin kendi çabalarıyla
mümkün olmaması durumunda arabulucuların devreye sokulmasını istemektedir. Bu
durum Kur'an'ın ailenin sürekliliğine yönelik bir gayreti olarak göze çarpmaktadır.
en çok çocuklar açısından önemlidir. Çünkü aile çocukların
hayata hazırlanması, sosyalleşmesi ve uyumlu bir kişilik
yapısına sahip olması açısından oldukça etkili bir müessesedir. Ailenin çocuklara
yönelik bütün bu etkileri, onların ıslahına yönelik bir çabadır.
Ailenin
ıslahı
gelişimi, eğitimi, yetişmesi,
Yetimlerin ıslahı, onların eğitimi ve yetiştirilmeleri dir. Böylece yetimlerin
problemler çözülecek ve onlara hayatta bir yer sağlanacaktır.
Yetimlerin korunmasına yönelik çabalar içerisine girilmelidir. Öncelikle yetimlerin
barınacağı müesseseler açılmalıdır. Bunun yanında koruyucu aile uygulaması
özendirilerek, yetim çocukların bir aile ortamında yaşamlarını devam ettirmelerine
imkan sağlanmalıdır.
yaşayabileceği
Kur'an'da ıslah amaçlı olarak yapılması istenen diğer bir husus; mü'rninler
ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların giderilmesidir. Kur'an mü'minleri
kardeş ilan ederek bir sosyal yapı oluşturmak istemiştir. Bu sosyal yapıyı bozacak
anlaşmazlık, kavga ve ihtilalların derhal giderilmesi istenmiştir. Böylece mü'minlerin
birlik içinde yaşamaları, dağılıp parçalanmamaları amaçlanmıştır. İşte mü'minler
arasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıları çözecek ve toplumsal kaynaşma ve
kenetlenmeyi sağlayabilecek olanlar muslihlerdir.
arasında
Toplumun ıslah konusunda bilinçlendirilmesinde din görevlilerinden
Din görevlileri camilerde verdikleri hutbelerde ve yaptıkları
vaazlarda ısiaha teşvik edici dini ifadeler üzerinde ağırlıklı olarak durmalıdırlar.
B öyle~e- halkın -ısluh-bi-linc-i-caırlr tutuh1ıuş--oiur~ --yararlanılabilir.
Sürekli halkın içinde olan ve halkı en iyi şekilde tanıma imkanına sahip
bulunan din görevlileri ıslah konusunda toplumu bilinçlendirmenin yanında, ıslah
işine bizzat katılmalıdırlar. Bu sayede muslihlik görevini yerine getirmiş olurlar.
Download