www.biyolojidefteri.com 1 Hayatın Dilini Öğrenmek İçin… HAYVANSAL DOKULAR DOĞRU – YANLIŞ SORULARI ( 1. KISIM ) www.biyolojidefteri.com ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) ( ….. ) Benzer yapı ve göreve sahip hücre toplulukları doku olarak isimlendirilir. Temel bağ doku, kan, kıkırdak ve kemik doku destek dokular olarak sınıflandırılır. Dokular temelde, dokuyu oluşturan hücreler ve hücreler arası maddeden oluşurlar. Tüm dokular ara madde bulundurmak zorundadır. Ara madde dokunun tipine göre katı, sıvı veya hücresel yapıda olabilir. Epitel doku vücutta emme, salgılama, koruma, duyu alma ve kasılma vazifelerini yerine getirir. Epitel doku hücreleri arasında çok sıkı bağlantılar olup hücreler arasında boşluk bulunmaz. Epitel dokuda ara madde, kan ve lenf damarı bulunmaz. Epitel doku, altındaki bağ dokunun damarları sayesinde difüzyonla beslenir. Epitel doku birçok dış faktöre maruz kaldığından en çok kanserleşen dokudur. Epitel doku hücreleri kendi ürettikleri bazal lamina üzerine oturmuş olup buradan beslenir. Kan kılcallarının duvarlarını döşeyen epitel bazal lamina içermez. Lenf kılcallarında bazal lamina olmadığından lenf kılcalları kan kılcalına göre daha geçirgendir. Difuzyon, osmos ve süzülmenin olduğu vücut kısımlarında daha çok tek katlı yassı epitel vardır. Besin emiliminin yoğun olduğu vücut kısımlarında tek katlı kübik epitel daha fazla orandadır. Uterus, fallopi tüpü ve bronşların iç yüzeyi silli silindirik epitel ile döşenmiştir. Bronşlardaki silli hücreler solunum sırasında alınan toz ve mikroorganizmaları tek yönlü taşır. Yalancı çok katlı epitelde hücre tabakası sayısı bir iken çekirdekler farklı yüksekliklerde bulunur. Çok katlı yassı epitelde en üstteki hücreler beslenemediği için belli bir süre sonra ölür. Örtü epiteli içine yerleşmiş reseptörler, fiziksel ve kimyasal uyaranları impulsa dönüştürür. Reseptörlerin vücuttaki dağılımı homojendir. Reseptörler bulundukları duyu organına göre değişik uyaranlara özgü olabilirler. Tat ve koku alınmasında görev yapan reseptörler kemoreseptörler olarak tanımlanır. İnsanda bazı uyaranlar özel reseptörleri etkilerken bazı uyaranlar serbest sinir sonlanmaları tarafından algılanır. Bez epiteli hücreleri gerekli maddeleri kandan alır ve salgılarını daima kanalla ilgili yere gönderir. Tükürük, ter ve süt bezleri salgılarını kanalla boşaltan dış salgı bezleridir. Dış salgı bezlerinde üretilen enzimler ekzositoz yoluyla ATP harcanarak hücre dışına bırakılır. Golgi aygıtının yaşla birlikte etkinliğinin azalması sebebiyle yaşlanan bireyde tükürük salgısı azalır. Salgılarını kan ya da lenf damarlarına veren bezlere iç salgı bezleri, salgılarına ise hormon denir. Hormonlar endokrin bezden hedef hücrelere kan yoluyla taşınır. Hormonlar daima hedef hücre zarındaki reseptörlere bağlanmak suretiyle etki gösterir. Bir hücre birden fazla hormonunun reseptörlerini üzerinde barındırabilir. Hormon reseptörleri hücre zarında, sitoplazmada ya da çekirdekte yerleşmiş olabilir. İnsanda bazı bezler hem iç hem dış salgı üretme kabiliyetine sahiptir. Mide, 12 parmak bağırsağı, ovaryum, testis ve pankreas karma bez olarak nitelendirilebilir. Salgı bezleri salgılarını iletme şekillerinden başka hücre sayısına bakılarak ta sınıflandırılır. Solunum ve sindirim kanallarında mukus üreten Goblet hücreleri tek hücreli bezlerdir. Ter, süt ve gözyaşı bezlerinin etrafını saran kassal epitel bu bezlerin salgı boşaltmasını sağlar. Bağ doku, içerdiği kan ve lenf damarları ile kıkırdak, epitel ve kemik dokuları besler. Bağ dokuda hücreler arası madde yok denecek kadar azdır. Bağ dokunun ara maddesinde su oranının fazla olması bu ortamın difüzyon için uygun olmasını sağlar. Bağ dokunun esas hücreleri olan fibroblastlar, kıkırdak, kemik ve yağ dokuya dönüşebilirler. Beyin ve omurilikte yer alan damarların etrafında mast hücreleri yerleşim göstermez. Mast hücreleri kan damarının geçirgenliğini artıran heparin maddesini taşımaktadır. Kanın damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen histamin, karbonhidrat yapılı bir moleküldür.