3. Ulusal Polimer Bilim ve Teknolojisi Kongresi ve Sergisi, 12 – 14 Mayıs 2010, Kocaeli Üniversitesi – Kocaeli PS 93 Çevre Dostu Biyopolimer ve Biyoplastikler Nurcan Kapucu Kocaeli Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Umuttepe, İzmit/KOCAELİ nurcan.kapucu@kocaeli.edu.tr Plastikler sanayide kullanılabilirlikleri açısından cam, metal vb bir çok malzeme ile karşılaştırıldıklarında üstün özelliklere sahiptirler. Petrol kökenli plastiklerin yapıları, kimyasal olarak kontrol edilebilir ve fiberlerden ince filmlere varıncaya kadar istenen her şekle dönüştürülebilirler. Bu nedenle hemen hemen tüm sanayi kollarında yaygın olarak kullanılırlar. Bugün dünyada üretilen plastiğin %40’ı toprağa bırakılmakta, yüzbinlerce ton plastik de denizlere salınmaktadır. Doğada bozunmaları ise onlarca yıl sürmekte ve çevre için toksik etki oluşturmaktadırlar. Günümüzde atık plastikler, yakılmakta ya da geridöşüm prosesleri ile tekrar kullanılabilmektedir. Yakma işlemi pahalı bir yöntemdir ve sonuçta oluşan zehirli gazlar, çevre için toksik etki gösterir. Atık plastikleri türlerine göre ayırmak pahalı, zor ve zaman alıcı olmasının yanında, içerdikleri katkılardan dolayı yeniden kullanılabilirlikleri sınırlıdır. Petrol rezervlerinin giderek azalması, petrol fiyatlarının artması ve diğer nedenlerden dolayı sentetik plastiklerin istenen fiziksel ve kimyasal özelliklerini taşıyan, petrol kökenli plastiklere alternatif, ekolojik yönden yararlı, biyobozunur materyallerin geliştirilmesi ve kullanımı giderek artan bir öneme sahiptir. Biyopolimerler ve bunlardan elde edilen biyoplastikler, petrole olan bağımlılığı ve petrol kökenli plastiklerin neden olduğu olumsuzlukları ortadan kaldırarak, sürdürülebilir olarak yenilenebilir kaynaklardan elde edilebilen alternatifler olarak değerlendirilebilirler. Biyoplastiklerin, çok sayıda kullanım alanı yanında, petrol kökenli plastiklerin aksine medikal implant ve dikiş ipliği olarak kullanım potansiyelleri de vardır. Biyoplastiklerin üretiminde kullanılan biyopolimerler, kimyasal yöntemlerle sentezlenebilirler (ör, poliglikolik asit, polilaktik asit, polikaprolakton, polivinil alkol vb), nişasta bazlı olabilirler, ya da mikroorganizma veya bitkilerden biyoteknolojik olarak üretilebilirler. Bakteri ya da mantarlarla üretilebilen nötral polisakkaritler (xantan, dekstran, gellan, pululan, glukan vb), bakteriyel polyesterler olan polihidroksi alkanoatlar (PHA) (ör, polihidroksi bütirik asit (PHB) vb.) biyoteknolojik olarak üretilen biyopolimer örnekleridir. PHA’ların formülasyona bağlı olarak çeşitli saflık ve esnekliğe sahip olmaları ve petrol kökenli plastiklere çok benzeyen özelliklerinden dolayı her geçen gün tüm dünyada önemleri gittikçe artmaktadır. PHA’lar arasında PHB, yaygın olarak bilinen, üstün fiziksel ve kimyasal özeliklere sahip, geleneksel plastiklerin yerine kullanılabilecek yeterliğe sahip olan ve pek çok mikroorganizma tarafından hücre içi enerji depo materyali olarak biriktirilen, kısa zincir yapısında bir biyopolimerdir. Doğada tamamen bozunabilir ve çevre için toksik değildir. Doğal ve yenilenebilir kaynaklardan elde edilirler ve biyouyumlu termoplastiklerdir. Tüm avantaj ve uygulamalara rağmen, PHA’ların ticari üretimi petrol kökenli olanlara kıyasla yüksek fiyatları nedeniyle kısıtlanmaktadır. Günümüzde hammaddelerin yüksek fiyatı, fermentasyon optimizasyonu ve PHB geri kazanımının yetersiz olması fiyatı yükseltmektedir. Çalışmada, çevre dostu biyopolimer ve biyoplastiklerin ticari üretimini ekonomik kılmak için, rekombinant bakterilerin kullanımı, karışık mikrobiyal kültür kullanımı, bitkilerin kullanımı, PHB geri kazanımının iyileştirilmesi, farklı karbon kaynaklarının ya da organik atık maddelerin kullanımı gibi alternatif çözüm önerilerine yönelik literatür özetlenmiştir. Anahtar Kelimeler : Biyopolimer, biyoplastik, çevre dostu, biyobozunur, polyester, PHA, PHB 178