gelecegın ıçın saglıklı beslen

advertisement
GELECEGIN IÇIN SAGLIKLI BESLEN
Portal
Adres
: www.eskisehirgundem.com
İçeriği : Gündem
: http://www.eskisehirgundem.com/?sec=1&newscatid=5&newsid=117758
Tarih : 07.05.2017
Geleceğin için sağlıklı beslen
Beslenme-hastalık ilişkisini irdelediği ?Yemezler adlı kitabıyla tanınan ünlü onkoloji uzmanı DoÇ. Dr. Yavuz Dizdar, sağlıklı bir
gelecek iÇin yapılması gerekenleri konuşmak üzere Yaşam Akademisinin konuğu oldu.
Her fırsatta sağlıklı beslenmenin önemine dikkat Çeken, ambalajlı gıdalardan uzak durulması gerektiğini ve yemeğin evde hazırlanması
gerektiğini savunan onkoloji uzmanı DoÇ. Dr. Yavuz Dizdar, sağlıklı beslenme ve sağlıklı kalma adına yapılması gerekenleri Akbatı
AVYM misafirlerine anlattı.
Aşılar, ilaÇlar ve tıbbi girişimlerin büyük Çoğunluğunun sağlıklı beslenmenin mümkün olmadığı yetersiz koşullardan kaynaklandığını
düşünen Dizdar, söyleşisinde, endüstriyel gıdalardan neden uzak durulması gerektiğini anlattı. ?Pazarda GDOlu bir şey bulma
olasılığınız neredeyse sıfır• diyen Dizdar, misafirlere geleneksel türk yoğurdunun tehlikede olduğunu, günümüzde uygulanan sistemlerle
üretilen yoğurtların koruyucu özelliklerinin kalmadığını belirtti.
Sağlıklı beslenme konusunda doğrudan öneriler getirmek yerine herkesin kendi Çıkarımını yapmasının gerekliliğini savunan ünlü
doktor ayrıca katılımcıların merak ettikleri tüm soruları da yanıtladı.
DoÇ. Dr. Yavuz Dizdar
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesindeki eğitimini 1988de tamamladı. 1989-1992 yıllarında İstanbul Tıp Fakültesi Farmakoloji
Anabilim Dalında ilaÇ bilimi üzerine, 1992-1996 yıllarında Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalında kanser üzerine uzmanlık eğitimini
tamamladı. Bu eğitimlerinin yanı sıra İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsünde kanser biyolojisi ve immünolojisi doktorası unvanını
aldı. Halen aynı enstitüde radyasyon onkolojisi uzmanı olarak Çalışmaktadır. Tıbbi Çalışmalarına paralel olarak 1994ten bu yana Dünya
Gazetesinde sağlık ekonomisi ve politikası konusunda yazılar yazmaktadır.
Gönderen: eskisehirgundem
GÖKTASI GÖZLEMEVI GÖKYÜZÜNÜ IZLIYOR
Portal
Adres
: www.sabah.com.tr
İçeriği : Gündem
Tarih : 07.05.2017
: http://www.sabah.com.tr/guney/2017/05/07/goktasi-gozlemevi-gokyuzunu-izliyor
Göktaşı gözlemevi gökyüzünü izliyor
Çağ Üniversitesi'nde yer alan Uzay Gözlem, Uygulama ve Araştırma Merkezi'ne Meteor (Göktaşı) Gözlemevi kuruldu. İstasyonda
bulunan gözlem kameraları her gece gökyüzünde dört farklı yönü inceleyerek Mersin ili ve çevresindeki 120 bin kilometre karelik
alandan geçen parlak gökcisimlerini kayıt altına alacak. Çağ Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Lütfi Bayboğan, 'Türkiye'de bir ilke
imza atmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu tür çalışmalarımız sürecek' dedi.
SADECE ÇAĞ'DA
Türkiye'de ilk kez gerçekleşen ve TÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı tarafından
desteklenen yaklaşık 500 bin lira bütçeli 'Türkiye Meteor Takip Sistemleri ve Ağı'nın Kurulumu: Ulusal Çarpma Kraterleri ve
Meteoritleri Veritabanı'nın Oluşturulması (MFAG/113F035)' adlı proje kapsamında, vakıf üniversiteleri arasında ve bölgede sadece Çağ
Üniversitesi'nde yer alan ve Türkiye'de belirli bölgelere eşzamanlı gökyüzü gözlemi yapacak olan gözlem istasyonları kuruldu. Projenin
ortakları arasında tek vakıf üniversitesi olan Çağ Üniversitesi Uzay Gözlem ve Araştırma Merkezi dışında, Ege Üniversitesi İstanbul
Üniversitesi, Ankara Üniversite), Anadolu Üniversitesi, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Astrofizik
Araştırma Merkezi, Gaziantep Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Ural Federal Üniversitesi, NASA-AMES Araştırma Merkezi, SETI
Enstitüsü Carl Sagan Merkezi de yer alıyor.
ISTANBUL ÜNI. DEVLET KONSERVATUVARI BALE ANASANAT DALI 'BALE'N...
Portal
Adres
: www.netmedya.com
İçeriği : Gündem
: http://www.netmedya.com/?sayfa=haber&id=9583947
Tarih : 06.05.2017
İstanbul Üni. Devlet Konservatuvarı Bale Anasanat Dalı 'Bale'nin Genç Yetenekleri'
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı 100. Yıl etkinlikleri kampsamında 'Balenin Genç Yetenekleri', 6 Mayıs'ta Leyla Gencer
Opera ve Sanat Merkezi'nde.
Etkinlik.io
4 dakika önce..
AILEVI AKDENIZ ATESI TEDAVISINDE UMUT VEREN GELISME! ÇARE TÜRK...
Portal
Adres
: www.medikalakademi.com.tr
İçeriği : Sağlık
Tarih : 06.05.2017
: https://www.medikalakademi.com.tr/ailevi-akdeniz-atesi-tedavisinde-umut-veren-gelisme-care-tuerkiyeden-gelece
Ailevi Akdeniz Ateşi tedavisinde umut veren gelişme! Çare Türkiyeden gelecek
Ailevi Akdeniz Ateşi tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilen ve biyoteknolojiyle üretilen Türkiye´nin ilk orijinal biyolojik ilacına
ilişkin Faz-1 klinik çalışmasından umut veren sonuçlar elde edildi. Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma
Uygulama Merkezi (ARGEFAR) ve TRPHARM işbirliği ile geliştirilen 'RPH-104' isimli molekülün, hastalarda planlanan ileri klinik
araştırmaların ardından ruhsatlandırma sonrasında piyasaya çıkması öngörülüyor. Söz konusu ilacın geliştirilmesi ve üretiminden
sorumlu TRPHARM´ın Başkanı Prof. Dr. Tuygan Göker, hükümetin ilaç sanayisine Ar-Ge desteği verme stratejisi ve vizyonundan yola
çıkılarak, AAA tedavisine yönelik molekül geliştirilmesi için çalışmalara başladıklarını söyledi.
AAA´nın, Akdeniz ve Ortadoğu kökenli toplumlarda sık görüldüğü ifade eden Prof. Dr. Turgay Göker, 'AAA hastalığı, Türkiye´de
binde bir oranında görülmektedir. Ülkemizde 5 kişiden birinin taşıyıcı olduğu öngörülmektedir.' bilgisini verdi.
Bu hastaların yüzde10´unun tedavi olamadığını vurgulayan Prof. Dr. Turgay Göker, 'RPH-104 biyoteknolojik ilaç, bu hastaların yaşam
sürelerini uzatabilecek. Türkiye´de üretimi yapılacak ve Ailesel Akdeniz Ateşi tedavisinde kullanılacak bu ilaç, dünya pazarından önemli
ölçüde pay alacaktır' şeklinde konuştu.
Türkiye´de ilacın klinik çalışmalarına başlandı
İlacın geliştirilmesi ve klinik çalışmaları yürüten İstanbul Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gül
yaptığı açıklamada, ilacın, Ailevi Akdeniz Ateşi ve bu guruba giren benzer hastalıklar için kullanılacak önemli bir biyolojik ürün
olduğunu söyledi. Bu hastalığı taşıyanların yüzde 5-10´unda, maksimum dozda mevcut tedaviye rağmen iltihabın baskılanması ve
komplikasyonların önlenmesinin mümkün olmadığının altını çizen Prof. Dr. Gül, şöyle konuştu:
'Dolayısıyla bu hastaların mutlaka yeni tedavilere ihtiyacı var. Yapılan erken çalışmalar, iltihap maddesinin engellenmesinin mevcut
tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda son derece başarılı sonuçlar verdiğini gösterdi. O nedenle, Türkiye´de yeterli yanıt alamadığımız
hastalar için kullanabilecek, kolay ulaşılabilecek ve maliyeti yüksek olmayan bir ilaç geliştirilmiş olacak.'
Ailesel Akdeniz Ateşi nedir? En önemli belirtileri ve tedavisi
Söz konusu molekülün klinik aşamaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Gül, öncelikle kapsamlı hayvan çalışmaları yapıldığını,
sonuçların olumlu çıkmasının ardından ilk defa sağlıklı gönüllülerde klinik çalışmaya başlandığını anlattı.
Bir Yorum Yazın
Cevabı iptal etmek için tıklayın.
E-Mail (sitede gözükmez) (*)
İsim (*)
AILEVI AKDENIZ ATESI'NE ÇARE TÜRKIYE'DEN GELECEK
Portal
Adres
: www.haberkolik.org
İçeriği : Gündem
Tarih : 06.05.2017
: http://haberkolik.org/haber-oku/ailevi-akdeniz-atesine-care-turkiyeden-gelecek-14239.html
Ailevi Akdeniz Ateşi'ne çare Türkiye'den gelecek
Ailevi Akdeniz Ateşi tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilen ve biyoteknolojiyle üretilen Türkiye'nin ilk orijinal biyolojik ilacına
ilişkin Faz-1 klinik çalışmasından umut veren sonuçlar elde edildi.
GİRNE-Yeşim Sert Karaaslan
Ege Üniversitesi İlaÇ Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi (ARGEFAR) ve TRPHARM işbirliği ile geliştirilen
'RPH-104' isimli molekülün, hastalarda planlanan ileri klinik araştırmaların ardından ruhsatlandırma sonrasında piyasaya Çıkması
öngörülüyor.
Türkiye'de 18-35 yaş arası sağlıklı gönüllülerde yapılan ilk klinik Faz-1 Çalışmadan elde edilen sonuÇlar, KKTC'de düzenlenen '9.
Uluslararası Ailevi Akdeniz Ateşi ve Sistemik Otoinflamatuvar Hastalıklar Kongresi'nde paylaşılacak.
İlacın geliştirilmesi ve klinik Çalışmaları yürüten İstanbul Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Gül, AA
muhabirine yaptığı aÇıklamada, ilacın, Ailevi Akdeniz Ateşi ve bu guruba giren benzer hastalıklar iÇin kullanılacak önemli bir biyolojik
ürün olduğunu söyledi.
Bu hastalığı taşıyanların yüzde 5-10'unda, maksimum dozda mevcut tedaviye rağmen iltihabın baskılanması ve komplikasyonların
önlenmesinin mümkün olmadığının altını Çizen Gül, şunları kaydetti:
'Dolayısıyla bu hastaların mutlaka yeni tedavilere ihtiyacı var. Yapılan erken Çalışmalar, iltihap maddesinin engellenmesinin mevcut
tedaviye yetersiz yanıt veren hastalarda son derece başarılı sonuÇlar verdiğini gösterdi. O nedenle, Türkiye'de yeterli yanıt alamadığımız
hastalar iÇin kullanabilecek, kolay ulaşılabilecek ve maliyeti yüksek olmayan bir ilaÇ geliştirilmiş olacak.'
Söz konusu molekülün klinik aşamaları hakkında bilgi veren Gül, öncelikle kapsamlı hayvan Çalışmaları yapıldığını, sonuÇların olumlu
Çıkmasının ardından ilk defa sağlıklı gönüllülerde klinik Çalışmaya başlandığını anlattı.
Prof. Dr. Gül, bu Çalışmalarda, 5 ayrı dozda ilacın test edildiğini belirterek şöyle devam etti:
'Son tamamlanan tek doz uygulamada ilacın insanlarda yararlı etkisinin beklenilen düzeye ulaştığı, güvenli olduğu ve iyi tolere edildiği
ortaya konuldu. Bu süre iÇinde herhangi bir istenmeyen etki gözlenmedi. Bunların hepsi ümit verici gelişmeler.
Bundan sonra tekrarlanan dozlarda da bir risk olmadığının ve ilk olarak AAA hastalığından başlayarak hastalarda bu etkinin gösterilmesi
bekleniyor. Bu süreÇler beklendiği şekilde yürürse, ülkemizdeki hastalar iÇin büyük bir umut olacak. Bu ilaÇ, Türkiye dışında hastalığın
görüldüğü diğer ülkelerde de kullanıma girecek.'
'İlaÇ, hastaların yaşam şanslarını uzatabilecek'
Söz konusu ilacın geliştirilmesi ve üretiminden sorumlu TRPHARM'ın Başkanı Tuygan Göker de hükümetin ilaÇ sanayisine Ar-Ge
desteği verme stratejisi ve vizyonundan yola Çıkılarak, AAA tedavisine yönelik molekül geliştirilmesi iÇin Çalışmalara başladıklarını
söyledi.
AAA'nın, Akdeniz ve Ortadoğu kökenli toplumlarda sık görüldüğü ifade eden Göker, 'AAA hastalığı, Türkiye'de binde bir oranında
görülmektedir. Ülkemizde 5 kişiden birinin taşıyıcı olduğu öngörülmektedir.' bilgisini verdi. Bu hastaların yüzde10'unun tedavi
olamadığını vurgulayan Göker, 'RPH-104 biyoteknolojik ilaÇ, bu hastaların yaşam sürelerini uzatabilecek.' dedi.
Göker, Türkiye'de üretimi yapılacak ve Ailesel Akdeniz Ateşi tedavisinde kullanılacak ilacın, dünya pazarından önemli ölÇüde pay
alacağı değerlendirmesinde bulundu.
Haber kaynağı: Anadolu ajansı
TEDAVISI BITEN KUSLAR ÖZGÜRLÜGÜNE KAVUSTU
Portal
Adres
: www.gundem.me
İçeriği : Gündem
: http://gundem.me/detail/?id=2324270
Tarih : 06.05.2017
Tedavisi Biten Kuşlar Özgürlüğüne Kavuştu
Tedavisi biten kuşlar özgürlüğüne kavuştu
Arnavutköy'de 7 kanatlı yabani kuş doğaya bırakıldı
İSTANBUL - Orman ve Su İşleri Bakanlığı 1. Bölge Müdürlüğü'ne bağlı ekipler doğada buldukları yaralanmış ve yavru kuşların
tedavisini gerçekleştirdikten sonra yaşam alanlarına bıraktı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve İstanbul Üniversitesi
Veterinerlik Fakültesi bünyesinde gönüllü olarak kurulan Vahşi Yaşamı Araştırma ve Koruma kulübü ekiplerinin ortak çalışmasıyla
doğada yaralı olarak bulunup tedavi edilen 7 kanatlı yabani hayvan doğaya bırakıldı. 1 haftadan 6 aya kadar tedavi ve rehabilitasyon
süreçlerinden geçen 1 Leylek, 3, Baykuş, 1 Erguvani balıkçıl, 1 Su tavuğu ve 1 Arı şahin, Arnavutköy Sazlıbozna köyü yakınındaki
barajın yanında doğal yaşam alanlarına kavuşturuldu. Erguvani balıkçılın doğaya bırakıldığı an uçup gözden kaybolduğu ve göç yolu
üzerinde zayıf düştüğü için 2 aylık bir tedavi sürecinden geçen Leylek' in sersemlediği anlar kameraya yansıdı. Hayvanların doğaya
bırakıldığı anda Orman ve Su İşleri Bakanlığı İstanbul 1. Bölge Müdürü Osman Demirel, Orman ve Su İşlerine bağlı ekipler ve İstanbul
Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Gönüllü Vaşak Kulübü üyeleri görevli olarak bulundu. Görevliler son olarak ellerindeki baykuşları
havaya bırakarak doğal yaşamına kavuşturdu.
' Bugün 7 tane yabani hayvanı doğaya bırakacağız'
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 1. Bölge Müdürü Osman Demirel yaptığı açıklamada, 'Bu hayvanlar bize ulaştırıldığında biz protokolle
anlaşma yaptığımız İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesine bunları sevk ediyoruz. Veterinerlik Fakültesinde bunların tedavi ve
rehabilitasyon süreçleri tamamlandıktan sonra, bize bilgi verilen hayvanlar tekrar doğal ortamlarına bırakıyoruz. Bugün hayvanlarda 1'le
6 ay arasında değişik tedavi rehabilitasyon süreçleri geçmiş sağlıklı ve doğal hayata uyum sağlayacak bilgisi aldığımız hayvanları bugün
burada doğaya bırakıyoruz. Biz bölge müdürlüğü olarak toplam 6 ilde bu tür çalışmalar yürütüyoruz. İstanbul, Sakarya, Kocaeli, Edirne,
Kırklareli ve Tekirdağ 'da yani Marmara'nın kuzey doğusu ve Trakya bölgesi bizim bölge müdürlüğümüzün sorumluluğu kapsamında'
şeklinde konuştu.
'Veterinerlik fakültesinde oldukça fazla sayıda hayvanın tedavisi devam ediyor'
İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğrencilerin verdiği katkıya değinen Demirel, 'VAŞAK, İstanbul Üniversitesi Veterinerlik
Fakültesi öğrencilerinin oluşturmuş olduğu gönüllü bir kulüp. Bu arkadaşlar bize kendileri gönüllü olarak destek veriyorlar.
Tedavilerinde bu hayvanlarda o VAŞAK kulübünün tedavi ettirdiği ve rehabilite ettirdiği hayvanlar. Halen veterinerlik fakültesinde
oldukça fazla sayıda hayvan mevcut tedavisi devam eden. Bugün bunlar tedavisi tamamlanan hayvanlar. Bugün 7 tane kanatlı hayvanı
doğal ortamına bırakacağız. 1 tanesi leylek, 1 tanesi erguvani balıkçıl, 1 tane su tavuğumuz vardı. 1 arı şahini ve 3 tanede baykuş var'
dedi.
Genel
Bu haberin içeriği hakkındaki bütün sorumluluk sadece HABERLER.COM kurumuna aittir.
Download